Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

ÖSYM, 2014 ÖSYS Yükseköğretim Programları ve Kontenjanları Kılavuzunda değişiklik yapıldığını bildirdi. 10 Temmuz 2014 tarihinde güncellenen ÖSYS tercih kılavuzu için Tıklayın

7 Temmuz 2014 tarihinde başlayan 2014 ÖSYS tercihleri 17 Temmuz’da sona erecek. ÖSYM, bugün internet sitesi aracılığıyla yaptığı duyuruda, 7 Temmuz 2014 tarihinde ÖSYM’nin http://www.osym.gov.tr internet adresinden yayımlanan 2014-ÖSYS Yükseköğretim Programları ve Kontenjanları Kılavuzunda bazı değişiklik ve düzeltmelerle eklemelerin yapıldığını bildirdi. Adayların tercih süresi içince tercihlerini değiştirebileceği belirtildi. Yapılan değişik ve düzeltmeler şöyle;

7 Temmuz 2014 tarihinde ÖSYM’nin http://www.osym.gov.tr internet adresinden yayımlanan 2014-ÖSYS Yükseköğretim Programları ve Kontenjanları Kılavuzunda aşağıdaki değişiklikler/düzeltmeler/eklemeler yapılmıştır:

1) Gülhane Askeri Tıp Akademisi‘nin talebi üzerine; 154. koşula, 11074 tür kodlu “Askeri Lise” eklenmiştir. Bu okul türünden mezun olanlar/olacaklar 104610037 ve 104610046 kodlu Askeri Tıp Fakültesi programlarını tercih edebileceklerdir.

2) Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu’nun (TÜBİTAK) talebi üzerine; TÜBİTAK tarafından Temel Fen ve Sosyal Bilimler alanında verilecek burslara ilişkin duyuru metnine kılavuzda yer verilmiştir.

Kılavuz yeni haliyle ÖSYM’nin http://www.osym.gov.tr internet adresinden yayımlanmıştır. Bu değişiklikler nedeniyle tercihlerini değiştirmek isteyen adaylar, tercih süresi içinde tercihlerini değiştirebileceklerdir.

Adayların tercihlerini yaparken, Kılavuzda yapılan düzenlemelere ve değişikliklere dikkat etmeleri gerekmektedir.

2014-ÖSYS’de tercih yapan/yapacak adaylara önemle duyurulur.

> 2014 ÖSYS tercih kılavuzunda değişiklik

ÖSYM, 2014 ÖSYS Yükseköğretim Programları ve Kontenjanları Kılavuzunda değişiklik yapıldığını bildirdi. 10 Temmuz 2014 tarihinde güncellenen ÖSYS tercih kılavuzu için Tıklayın

7 Temmuz 2014 tarihinde başlayan 2014 ÖSYS tercihleri 17 Temmuz’da sona erecek. ÖSYM, bugün internet sitesi aracılığıyla yaptığı duyuruda, 7 Temmuz 2014 tarihinde ÖSYM’nin http://www.osym.gov.tr internet adresinden yayımlanan 2014-ÖSYS Yükseköğretim Programları ve Kontenjanları Kılavuzunda bazı değişiklik ve düzeltmelerle eklemelerin yapıldığını bildirdi. Adayların tercih süresi içince tercihlerini değiştirebileceği belirtildi. Yapılan değişik ve düzeltmeler şöyle;

7 Temmuz 2014 tarihinde ÖSYM’nin http://www.osym.gov.tr internet adresinden yayımlanan 2014-ÖSYS Yükseköğretim Programları ve Kontenjanları Kılavuzunda aşağıdaki değişiklikler/düzeltmeler/eklemeler yapılmıştır:

1) Gülhane Askeri Tıp Akademisi‘nin talebi üzerine; 154. koşula, 11074 tür kodlu “Askeri Lise” eklenmiştir. Bu okul türünden mezun olanlar/olacaklar 104610037 ve 104610046 kodlu Askeri Tıp Fakültesi programlarını tercih edebileceklerdir.

2) Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu’nun (TÜBİTAK) talebi üzerine; TÜBİTAK tarafından Temel Fen ve Sosyal Bilimler alanında verilecek burslara ilişkin duyuru metnine kılavuzda yer verilmiştir.

Kılavuz yeni haliyle ÖSYM’nin http://www.osym.gov.tr internet adresinden yayımlanmıştır. Bu değişiklikler nedeniyle tercihlerini değiştirmek isteyen adaylar, tercih süresi içinde tercihlerini değiştirebileceklerdir.

Adayların tercihlerini yaparken, Kılavuzda yapılan düzenlemelere ve değişikliklere dikkat etmeleri gerekmektedir.

2014-ÖSYS’de tercih yapan/yapacak adaylara önemle duyurulur.

Son Güncelleme: Cuma, 11 Temmuz 2014 12:58

Gösterim: 2524

Down sendromlu çocuklar, şan eğitimiyle dil köklerini kuvvetlendirerek daha kolay konuşabiliyor

Down sendromlu çocuklar, şan eğitimiyle dil köklerini kuvvetlendirerek daha kolay konuşabiliyor. 

Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğünde koro sanatçısı olan Şule Başkaynak, Başbakanlık Engelliler Daire Başkanlığından 2 yıl önce kendisine down sendromlularla ilgili bir proje teklifinde bulunulduğunu belirtti.

Başkaynak, projenin down sendromlu çocukların şarkı söyleyebilmelerine ve duyma yeteneklerine yönelik olduğunu dile getirdi. İlk öğrencisinin Bartu Güven olduğunu, eğitimin ilk günü çok iyi performans sergilediğini anlatan Başkaynak, Güven'in piyanoyla o gün tanıştığını ve sesleri doğru verdiğini söyledi.

Başkaynak, Güven'in iki napoliten aryayı bir derste söyleyerek İtalyanca ezberlediğini bunun gerçekleştirilmesinin çok da kolay olmadığına dikkati çekti.

Başkaynak, "Şarkıları bir an önce söylemeleri ya da duyma yeteneğine sahip olmaları değil önemli olan. Şan eğitimiyle dil kökleri kuvvetlendi ve rahat konuşmaya başladılar. Bu alanda rehabilitasyon merkezlerinde şan eğitimleri verilsin. Devlet büyüklerimden rica ediyorum bu konuda destek olsunlar bizlere" diye konuştu.

"Bunun duyurulmasını istiyorum"

Diğer öğrencisi Zeynep Kayaş ile çalıştıkları bir yıllık süre içinde konuşmasının düzeldiğini belirten Başkaynak, "Dilleri bizlere göre daha uzun. Dil köklerindeki zayıflığın şan dersleriyle giderilebildiğini gördüm, bunun duyurulmasını istiyorum. Ben gönüllü olarak çalışıyorum her zaman yanlarında olmaya çalışacağım" dedi.

Başkaynak, dersleri verebilmek için mekana ihtiyaç duyduklarını, haftada 2-3 kez bu derslerin verilmesi halinde, çocukların dil köklerinin gelişeceğini ve konuşmalarının rahatlayacağını vurguladı.

Eğitim süresince Kültür Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı Erdoğan Erdoğmuş'tan yardım aldıklarını, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve diğer kurumlardan da destek beklediklerini belirten Başkaynak, bu sayede gönüllü öğretmenler tarafından bir çok şehirde şan dersi verilebileceğine işaret etti.

İtalyancayı bir derste ezberlediler, konservatuara hazırlanan öğrenciler de bile sıkıntı yaşıyorken onları tebrik ediyorum.

"Oğlum seneye konser verecek"

Ömer Bartu Güven'in annesi Sevim Güven de şan eğitiminde oğlunun çok iyi performans gösterdiğini belirterek, gelecek sene konser vereceğini dile getirdi.

Bu çocukların yönlendirmeyle iyi işler başararak topluma kazandırılabildiğini ifade eden Güven, "Şan eğitimiyle konuşması çok düzeldi, kendine olan güveni arttı. Oğlum Türksat'ta çalışıyor, Eski Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım işe yerleştirmişti. Çocuklarımızın başarıları bir çok aileye umut olacaktır. Yeter ki düzenli disiplinli çalışılsın. Devlet büyüklerinden şan eğitiminin yayılması için destek istiyoruz" diye konuştu.

"Aileler çocuklarına şan eğitimi aldırsın"

Zeynep Kayaş'ın annesi Selda Kayaş, kızının şan eğitiminden sonra konuşmasında olumlu değişiklikler gördüğünü bazı harfleri söylemeye başladığını belirtti.

Nefesle beraber sesini kullanmayı öğrendiğini anlatan Kayaş, down sendromlu çocuğu olan ailelerin çocuklarına şan eğitimi aldırmalarını önerdi.

Cengizhan Dönmez'in annesi Hilal Dönmez ise oğlunun Gazi Üniversitesi Matbaa Bölümünü bitirdiğini, milli sporcu ve aynı zamanda devlet memuru olduğunu ifade etti.

Sabır ve sevgiyle çocukların başarılı olduklarını dile getiren Dönmez, down sendromlu çocukların tek sorununun konuşma olduğunu belirtti. Dönmez, çocukların devletin sağlayacağı şan dersi katkısıyla daha çok gelişme kaydedeceğini sözlerine ekledi.

> Şan eğitimi down sendromlu çocukların daha iyi konuşmasını sağlıyor

Down sendromlu çocuklar, şan eğitimiyle dil köklerini kuvvetlendirerek daha kolay konuşabiliyor

Down sendromlu çocuklar, şan eğitimiyle dil köklerini kuvvetlendirerek daha kolay konuşabiliyor. 

Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğünde koro sanatçısı olan Şule Başkaynak, Başbakanlık Engelliler Daire Başkanlığından 2 yıl önce kendisine down sendromlularla ilgili bir proje teklifinde bulunulduğunu belirtti.

Başkaynak, projenin down sendromlu çocukların şarkı söyleyebilmelerine ve duyma yeteneklerine yönelik olduğunu dile getirdi. İlk öğrencisinin Bartu Güven olduğunu, eğitimin ilk günü çok iyi performans sergilediğini anlatan Başkaynak, Güven'in piyanoyla o gün tanıştığını ve sesleri doğru verdiğini söyledi.

Başkaynak, Güven'in iki napoliten aryayı bir derste söyleyerek İtalyanca ezberlediğini bunun gerçekleştirilmesinin çok da kolay olmadığına dikkati çekti.

Başkaynak, "Şarkıları bir an önce söylemeleri ya da duyma yeteneğine sahip olmaları değil önemli olan. Şan eğitimiyle dil kökleri kuvvetlendi ve rahat konuşmaya başladılar. Bu alanda rehabilitasyon merkezlerinde şan eğitimleri verilsin. Devlet büyüklerimden rica ediyorum bu konuda destek olsunlar bizlere" diye konuştu.

"Bunun duyurulmasını istiyorum"

Diğer öğrencisi Zeynep Kayaş ile çalıştıkları bir yıllık süre içinde konuşmasının düzeldiğini belirten Başkaynak, "Dilleri bizlere göre daha uzun. Dil köklerindeki zayıflığın şan dersleriyle giderilebildiğini gördüm, bunun duyurulmasını istiyorum. Ben gönüllü olarak çalışıyorum her zaman yanlarında olmaya çalışacağım" dedi.

Başkaynak, dersleri verebilmek için mekana ihtiyaç duyduklarını, haftada 2-3 kez bu derslerin verilmesi halinde, çocukların dil köklerinin gelişeceğini ve konuşmalarının rahatlayacağını vurguladı.

Eğitim süresince Kültür Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı Erdoğan Erdoğmuş'tan yardım aldıklarını, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve diğer kurumlardan da destek beklediklerini belirten Başkaynak, bu sayede gönüllü öğretmenler tarafından bir çok şehirde şan dersi verilebileceğine işaret etti.

İtalyancayı bir derste ezberlediler, konservatuara hazırlanan öğrenciler de bile sıkıntı yaşıyorken onları tebrik ediyorum.

"Oğlum seneye konser verecek"

Ömer Bartu Güven'in annesi Sevim Güven de şan eğitiminde oğlunun çok iyi performans gösterdiğini belirterek, gelecek sene konser vereceğini dile getirdi.

Bu çocukların yönlendirmeyle iyi işler başararak topluma kazandırılabildiğini ifade eden Güven, "Şan eğitimiyle konuşması çok düzeldi, kendine olan güveni arttı. Oğlum Türksat'ta çalışıyor, Eski Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım işe yerleştirmişti. Çocuklarımızın başarıları bir çok aileye umut olacaktır. Yeter ki düzenli disiplinli çalışılsın. Devlet büyüklerinden şan eğitiminin yayılması için destek istiyoruz" diye konuştu.

"Aileler çocuklarına şan eğitimi aldırsın"

Zeynep Kayaş'ın annesi Selda Kayaş, kızının şan eğitiminden sonra konuşmasında olumlu değişiklikler gördüğünü bazı harfleri söylemeye başladığını belirtti.

Nefesle beraber sesini kullanmayı öğrendiğini anlatan Kayaş, down sendromlu çocuğu olan ailelerin çocuklarına şan eğitimi aldırmalarını önerdi.

Cengizhan Dönmez'in annesi Hilal Dönmez ise oğlunun Gazi Üniversitesi Matbaa Bölümünü bitirdiğini, milli sporcu ve aynı zamanda devlet memuru olduğunu ifade etti.

Sabır ve sevgiyle çocukların başarılı olduklarını dile getiren Dönmez, down sendromlu çocukların tek sorununun konuşma olduğunu belirtti. Dönmez, çocukların devletin sağlayacağı şan dersi katkısıyla daha çok gelişme kaydedeceğini sözlerine ekledi.

Son Güncelleme: Perşembe, 10 Temmuz 2014 13:49

Gösterim: 2381

Gençlik ve Spor Bakanlığı'na bağlı gençlik merkezleri, sınava girecek öğrencilere dağıtılan kalem setlerini, sınavların ardından toplayarak ihtiyaç sahibi öğrencilere gönderecek.

Gençlik ve Spor Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre çalışmalarını Bakanlığa bağlı olarak sürdüren gençlik merkezleri, Genç Dönüşüm Projesi kapsamında, sınava girecek öğrencilere devlet tarafından dağıtılan kalem setlerini, sınavların ardından toplayarak, ihtiyaç sahibi öğrencilere ulaştıracak. 

"Genç dönüşüm" ve "Tek kullanımlık sanma, çöpe atmaya kalkma" sloganlarıyla hayata geçen projeler kapsamında, 180 gençlik merkezinde görev yapan gençler, sınavların ardından çöpe gitmesi muhtemel kalem setlerini toplayarak farklı bölgelerdeki öğrencilere gönderecek. 

Geçen yıl 2 milyon kırtasiye malzemesini ihtiyaç sahibi öğrencilere ulaştıran projede bu yıl, son olarak düzenlenen LYS ve KPSS sonrası toplanan 400 bine yakın kalem seti, çöpe gitmek yerine ihtiyaç sahiplerine verilmek üzere toplandı. 

Açıklamaya göre bu yıl sonuna kadar tüm sınavlarda yaklaşık 3 milyon kalem setinin toplanması ve başta köy okulları olmak üzere farklı bölgelere gönderilmesi hedefleniyor.

"Gençlerimizle gurur duyuyorum"

Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, bilinçli bir neslin, daha bilinçli bir neslin yetişmesindeki en önemli faktör olduğunu belirterek, "Gençlerimizin imza attığı sosyal sorumluluk projeleri geleceğe daha mutlu ve güvenli bir şekilde bakmamız için en önemli umut ışığımız" ifadelerini kullandı. 

Bu tür projelerde her şeyi devletten bekleyen bir düşünce yerine sosyal sorumluluk anlayışının toplumun geneline yayıldığını kaydeden Kılıç, şunları kaydetti: 

"Projeyle devletimizin parası bir nevi çöpe gitmektense ihtiyacı olan çocuklarımızın geleceği için yeniden değerlendirilmiş oluyor. Projede emeği geçen herkesi kutluyorum. Böylesine önemli projelere imza atan gençlerimizle, gönüllülerimizle gurur duyuyorum."

> ÖSYM’nin dağıttığı kalemler ihtiyaç sahiplerine gidecek

Gençlik ve Spor Bakanlığı'na bağlı gençlik merkezleri, sınava girecek öğrencilere dağıtılan kalem setlerini, sınavların ardından toplayarak ihtiyaç sahibi öğrencilere gönderecek.

Gençlik ve Spor Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre çalışmalarını Bakanlığa bağlı olarak sürdüren gençlik merkezleri, Genç Dönüşüm Projesi kapsamında, sınava girecek öğrencilere devlet tarafından dağıtılan kalem setlerini, sınavların ardından toplayarak, ihtiyaç sahibi öğrencilere ulaştıracak. 

"Genç dönüşüm" ve "Tek kullanımlık sanma, çöpe atmaya kalkma" sloganlarıyla hayata geçen projeler kapsamında, 180 gençlik merkezinde görev yapan gençler, sınavların ardından çöpe gitmesi muhtemel kalem setlerini toplayarak farklı bölgelerdeki öğrencilere gönderecek. 

Geçen yıl 2 milyon kırtasiye malzemesini ihtiyaç sahibi öğrencilere ulaştıran projede bu yıl, son olarak düzenlenen LYS ve KPSS sonrası toplanan 400 bine yakın kalem seti, çöpe gitmek yerine ihtiyaç sahiplerine verilmek üzere toplandı. 

Açıklamaya göre bu yıl sonuna kadar tüm sınavlarda yaklaşık 3 milyon kalem setinin toplanması ve başta köy okulları olmak üzere farklı bölgelere gönderilmesi hedefleniyor.

"Gençlerimizle gurur duyuyorum"

Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, bilinçli bir neslin, daha bilinçli bir neslin yetişmesindeki en önemli faktör olduğunu belirterek, "Gençlerimizin imza attığı sosyal sorumluluk projeleri geleceğe daha mutlu ve güvenli bir şekilde bakmamız için en önemli umut ışığımız" ifadelerini kullandı. 

Bu tür projelerde her şeyi devletten bekleyen bir düşünce yerine sosyal sorumluluk anlayışının toplumun geneline yayıldığını kaydeden Kılıç, şunları kaydetti: 

"Projeyle devletimizin parası bir nevi çöpe gitmektense ihtiyacı olan çocuklarımızın geleceği için yeniden değerlendirilmiş oluyor. Projede emeği geçen herkesi kutluyorum. Böylesine önemli projelere imza atan gençlerimizle, gönüllülerimizle gurur duyuyorum."

Son Güncelleme: Pazartesi, 07 Temmuz 2014 12:12

Gösterim: 1700

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, üstün yetenekli çocukların tespit edilmesi ve üstün yetenekli oldukları bilinenlerin de yeteneklerinin körelmesinin önlenmesi amacıyla ailelere farkındalık eğitimi verecek.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, üstün yetenekli çocukların tespit edilmesi ve üstün yetenekli oldukları bilinenlerin de yeteneklerinin körelmesinin önlenmesi amacıyla ailelere farkındalık eğitimi verecek.

Bakanlığın üstün yetenekli çocukların belirlenmesine yönelik, aileler için hazırladığı eğitim programıyla, üstün yeteneğin sadece genel zeka ile sınırlı olmadığı anlatılacak.

Yüksek akademik başarı, keşif ve icat, yaratıcı davranışlar, liderlik, ilişkilerdeki başarı, sanatsal ve sportif kabiliyetlerin de üstün yetenek özelliği olabileceği belirtildi.

Çocuklarının, ''parlak çocuk'' mu, yoksa ''üstün yetenekli çocuk'' mu olduğunun ayrımını daha kolay yapabilmeleri için ailelere örnekler anlatılacak. Parlak çocuğun ''ilgili, eğilimli, çok çalışır, kolay öğrenir, akranlarından keyif alır, ezberci, uyanık''; üstün yetenekli çoğun ise ''meraklı, zihinsel ve fiziksel olarak katılımcı, testlerde iyi, zaten bilen, yetişkinleri tercih eden, iyi tahmin edici, sinsi bir gözlemci'' olduğu vurgulanacak.

''Olumsuz yargı içinde olmayın''

Eğitimlerde, üstün yetenekli çocuklarla ilgili yaygın yanlış bilgilere dikkat çekilerek, bu durumun çocuklar üzerindeki olumsuz etkileri dile getirilecek.

Üstün yetenekli çocuklar hakkında, ''yardım almaksızın kendi yollarını kendilerinin bulduğu, disipline etmenin diğer çocuklardan daha zor olduğu, akademik, fiziksel, toplumsal ve duygusal açılardan eşit geliştikleri, onlar için fazladan bir eğitime ihtiyaç olmadığı, yetiştirmenin kolay olduğu, bencil ve ben merkezli olduğu, büyük kafalı ve çelimsiz oldukları'' şeklindeki yanlış inançların ve algıların gerçeği yansıtmadığı dile getirilecek.

Üstün yetenekli çocukların da kendileri için eğitime, gelişime ve psikolojik desteğe ihtiyaç duyacakları belirtilecek.

Program kapsamında, ayrıca üstün yetenekli çocuğa sahip olmanın olumsuz bir anlam içermediğinin altı çizilerek, ailelere, olumsuz yargı kalıplarının bu çocukların kendilerini gizlemelerine, özelliklerini göstermemelerine ve hatta ergenlik çağlarında yetenek ve zeka düzeylerine uygun olmayan okul başarısı göstermelerine neden olabileceği anlatılacak.

Bu çocukların etiketlenmesinin sürekli olarak üstün yetenekli olduğuna ilişkin bir değerlendirme yapmasına neden olacağı konusunda da uyarılarda bulunulacak.

Ailelere üstün yetenekli çocuklarıyla başa çıkabilmenin yolları da aktarılacak, bu çocuklara Türkiye'de nasıl bir eğitim verildiği, nerelerde eğitim alabildikleri konularında da aileler bilinçlendirilecek.

''Yeter artık'' şeklinde cevap vermeyin

Üstün yetenekli çocuğu olan ailelere ayrıca şu önerilerde bulunulacak:

''Çocukların olumlu yönde gelişmeleri için okulla işbirliğinde bulunun. Okuldaki etkinlikleri evde de sürdürün. Çocuğunuzun okuma, müzik, şiir, düşüncelerini tartışma ve kendini ifade etme becerilerini geliştirmesi üzerinde önemle durun. Çocuğunuza bol bol kitap okuyun. Sağlam bir öğrenme temeli kazanması için müzelere, tarihi yerlere, sanat galerilerine gibi yerlere götürün. Çocuğunuzun sorularına 'yeter artık' şeklinde cevap vermeyin. Tüm sorularına elden geldiğince yanıt verin. Tüm yaşantısını aşırı biçimde yönlendirmekten kaçının. Gerektiğinde profesyonel birinden yardım alın.''

Ailelere çocuğunun yaşantısını zenginleştirmek için yapabileceği etkinliklerden de örnekler verilecek. Çocuklarıyla doğayla ilişki kurmaları, aile ve grup etkinlikleri yapmaları, hobi kazanmaları yönünde yardımcı olmaları önerisinde bulunulacak.

Öte yandan, program için hazırlanan kitapçıkta, eğitim sisteminde uygulanan müfredat programlarının, normal öğrencilerin öğrenme kapasiteleri göz önünde bulundurularak hazırlandığı için üstün yetenekli çocukların ihtiyaçlarına cevap veremediği kaydedildi.

Bu nedenle bu çocukların bazı önlemler alınmadığı takdirde çeşitli olumsuzluklar yaşayabildikleri, normal sınıfta kendi özelliklerine ve ihtiyaçlarına uygun bir atmosfer bulamayabildikleri ifade edildi.

> Üstün yeteneklilerin ailelerine eğitim verilecek

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, üstün yetenekli çocukların tespit edilmesi ve üstün yetenekli oldukları bilinenlerin de yeteneklerinin körelmesinin önlenmesi amacıyla ailelere farkındalık eğitimi verecek.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, üstün yetenekli çocukların tespit edilmesi ve üstün yetenekli oldukları bilinenlerin de yeteneklerinin körelmesinin önlenmesi amacıyla ailelere farkındalık eğitimi verecek.

Bakanlığın üstün yetenekli çocukların belirlenmesine yönelik, aileler için hazırladığı eğitim programıyla, üstün yeteneğin sadece genel zeka ile sınırlı olmadığı anlatılacak.

Yüksek akademik başarı, keşif ve icat, yaratıcı davranışlar, liderlik, ilişkilerdeki başarı, sanatsal ve sportif kabiliyetlerin de üstün yetenek özelliği olabileceği belirtildi.

Çocuklarının, ''parlak çocuk'' mu, yoksa ''üstün yetenekli çocuk'' mu olduğunun ayrımını daha kolay yapabilmeleri için ailelere örnekler anlatılacak. Parlak çocuğun ''ilgili, eğilimli, çok çalışır, kolay öğrenir, akranlarından keyif alır, ezberci, uyanık''; üstün yetenekli çoğun ise ''meraklı, zihinsel ve fiziksel olarak katılımcı, testlerde iyi, zaten bilen, yetişkinleri tercih eden, iyi tahmin edici, sinsi bir gözlemci'' olduğu vurgulanacak.

''Olumsuz yargı içinde olmayın''

Eğitimlerde, üstün yetenekli çocuklarla ilgili yaygın yanlış bilgilere dikkat çekilerek, bu durumun çocuklar üzerindeki olumsuz etkileri dile getirilecek.

Üstün yetenekli çocuklar hakkında, ''yardım almaksızın kendi yollarını kendilerinin bulduğu, disipline etmenin diğer çocuklardan daha zor olduğu, akademik, fiziksel, toplumsal ve duygusal açılardan eşit geliştikleri, onlar için fazladan bir eğitime ihtiyaç olmadığı, yetiştirmenin kolay olduğu, bencil ve ben merkezli olduğu, büyük kafalı ve çelimsiz oldukları'' şeklindeki yanlış inançların ve algıların gerçeği yansıtmadığı dile getirilecek.

Üstün yetenekli çocukların da kendileri için eğitime, gelişime ve psikolojik desteğe ihtiyaç duyacakları belirtilecek.

Program kapsamında, ayrıca üstün yetenekli çocuğa sahip olmanın olumsuz bir anlam içermediğinin altı çizilerek, ailelere, olumsuz yargı kalıplarının bu çocukların kendilerini gizlemelerine, özelliklerini göstermemelerine ve hatta ergenlik çağlarında yetenek ve zeka düzeylerine uygun olmayan okul başarısı göstermelerine neden olabileceği anlatılacak.

Bu çocukların etiketlenmesinin sürekli olarak üstün yetenekli olduğuna ilişkin bir değerlendirme yapmasına neden olacağı konusunda da uyarılarda bulunulacak.

Ailelere üstün yetenekli çocuklarıyla başa çıkabilmenin yolları da aktarılacak, bu çocuklara Türkiye'de nasıl bir eğitim verildiği, nerelerde eğitim alabildikleri konularında da aileler bilinçlendirilecek.

''Yeter artık'' şeklinde cevap vermeyin

Üstün yetenekli çocuğu olan ailelere ayrıca şu önerilerde bulunulacak:

''Çocukların olumlu yönde gelişmeleri için okulla işbirliğinde bulunun. Okuldaki etkinlikleri evde de sürdürün. Çocuğunuzun okuma, müzik, şiir, düşüncelerini tartışma ve kendini ifade etme becerilerini geliştirmesi üzerinde önemle durun. Çocuğunuza bol bol kitap okuyun. Sağlam bir öğrenme temeli kazanması için müzelere, tarihi yerlere, sanat galerilerine gibi yerlere götürün. Çocuğunuzun sorularına 'yeter artık' şeklinde cevap vermeyin. Tüm sorularına elden geldiğince yanıt verin. Tüm yaşantısını aşırı biçimde yönlendirmekten kaçının. Gerektiğinde profesyonel birinden yardım alın.''

Ailelere çocuğunun yaşantısını zenginleştirmek için yapabileceği etkinliklerden de örnekler verilecek. Çocuklarıyla doğayla ilişki kurmaları, aile ve grup etkinlikleri yapmaları, hobi kazanmaları yönünde yardımcı olmaları önerisinde bulunulacak.

Öte yandan, program için hazırlanan kitapçıkta, eğitim sisteminde uygulanan müfredat programlarının, normal öğrencilerin öğrenme kapasiteleri göz önünde bulundurularak hazırlandığı için üstün yetenekli çocukların ihtiyaçlarına cevap veremediği kaydedildi.

Bu nedenle bu çocukların bazı önlemler alınmadığı takdirde çeşitli olumsuzluklar yaşayabildikleri, normal sınıfta kendi özelliklerine ve ihtiyaçlarına uygun bir atmosfer bulamayabildikleri ifade edildi.

Son Güncelleme: Salı, 08 Temmuz 2014 14:16

Gösterim: 1402

MEB ve ÖSYM’nin yaptığı sınavlar ile sınav sonuçlarına ilişkin dava açma süresi 7 güne indiriliyor.

AK Parti'li milletvekillerinin, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüşmeleri süren "Torba Yasa Tasarısı"nda MEB ve ÖSYM’nin yaptığı sınavlar ve sınav sonuçlarına ilişkin düzenlemeler de yer alıyor.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüşülen "Torba Yasa Tasarısı"nda yer alan düzenlemeye göre, MEB ile ÖSYM tarafından yapılan merkezi sınavlar veya sonuçlarına ilişkin dava açma süresi 7 gün olacak. Bu davalar dosyanın tekemmülünden itibaren en geç 15 gün içinde karara bağlanacak

Dava açma süresi 7 gün

MEB ile ÖSYM tarafından yapılan merkezi sınavlar veya sonuçlarına ilişkin dava açma süresi 7 gün olacak. 7 gün içinde ilk inceleme yapılacak ve dava dilekçesiyle ekleri tebliğe çıkarılacak. 

Savunma süresi dava dilekçesinin tebliğinden itibaren 5 gün olacak. Bu süre bir defaya mahsus olmak üzere en fazla 3 gün uzatılabilecek. Savunmanın verilmesi veya savunma verme süresinin geçmesiyle dosya tekemmül etmiş sayılacak. Yürütmenin durdurulması kararı verilemeyecek. Bu davalar dosyanın tekemmülünden itibaren en geç 15 gün içinde karara bağlanacak. Verilen nihai kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren 5 gün içinde temyiz yoluna başvurulabilecek. Temyiz dilekçeleri 3 gün içinde incelenerek tebliğe çıkarılacak. Temyiz dilekçelerine cevap verme süresi 5 gün olacak.

Danıştay, evrak üzerinde yaptığı inceleme sonucunda maddi vakalar hakkında edinilen bilgiyi yeterli görürse veya temyiz sadece hukuki noktalara ilişkin ise yahut temyiz olunan karardaki maddi yanlışlıkların düzeltilmesi mümkün ise işin esası hakkında karar verilecek. Aksi halde gerekli inceleme ve tahkikatı kendisi yaparak esas hakkında yeniden karar verecek. Ancak ilk inceleme üzerine verilen kararlara karşı yapılan temyizi haklı bulduğu hallerde kararı bozmakla birlikte dosyayı geri gönderecek. Temyiz üzerine verilen kararlar kesin olacak. Temyiz istemi en geç 15 gün içinde karara bağlanacak. Karar en geç 7 gün içinde tebliğe çıkarılacak. Bu davalar açılmadan önce üst makamlara başvurma hakkı olmayacak.

> MEB ve ÖSYM sınavlarına dava açma süresi 7 gün oluyor

MEB ve ÖSYM’nin yaptığı sınavlar ile sınav sonuçlarına ilişkin dava açma süresi 7 güne indiriliyor.

AK Parti'li milletvekillerinin, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüşmeleri süren "Torba Yasa Tasarısı"nda MEB ve ÖSYM’nin yaptığı sınavlar ve sınav sonuçlarına ilişkin düzenlemeler de yer alıyor.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüşülen "Torba Yasa Tasarısı"nda yer alan düzenlemeye göre, MEB ile ÖSYM tarafından yapılan merkezi sınavlar veya sonuçlarına ilişkin dava açma süresi 7 gün olacak. Bu davalar dosyanın tekemmülünden itibaren en geç 15 gün içinde karara bağlanacak

Dava açma süresi 7 gün

MEB ile ÖSYM tarafından yapılan merkezi sınavlar veya sonuçlarına ilişkin dava açma süresi 7 gün olacak. 7 gün içinde ilk inceleme yapılacak ve dava dilekçesiyle ekleri tebliğe çıkarılacak. 

Savunma süresi dava dilekçesinin tebliğinden itibaren 5 gün olacak. Bu süre bir defaya mahsus olmak üzere en fazla 3 gün uzatılabilecek. Savunmanın verilmesi veya savunma verme süresinin geçmesiyle dosya tekemmül etmiş sayılacak. Yürütmenin durdurulması kararı verilemeyecek. Bu davalar dosyanın tekemmülünden itibaren en geç 15 gün içinde karara bağlanacak. Verilen nihai kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren 5 gün içinde temyiz yoluna başvurulabilecek. Temyiz dilekçeleri 3 gün içinde incelenerek tebliğe çıkarılacak. Temyiz dilekçelerine cevap verme süresi 5 gün olacak.

Danıştay, evrak üzerinde yaptığı inceleme sonucunda maddi vakalar hakkında edinilen bilgiyi yeterli görürse veya temyiz sadece hukuki noktalara ilişkin ise yahut temyiz olunan karardaki maddi yanlışlıkların düzeltilmesi mümkün ise işin esası hakkında karar verilecek. Aksi halde gerekli inceleme ve tahkikatı kendisi yaparak esas hakkında yeniden karar verecek. Ancak ilk inceleme üzerine verilen kararlara karşı yapılan temyizi haklı bulduğu hallerde kararı bozmakla birlikte dosyayı geri gönderecek. Temyiz üzerine verilen kararlar kesin olacak. Temyiz istemi en geç 15 gün içinde karara bağlanacak. Karar en geç 7 gün içinde tebliğe çıkarılacak. Bu davalar açılmadan önce üst makamlara başvurma hakkı olmayacak.

Son Güncelleme: Cuma, 04 Temmuz 2014 10:44

Gösterim: 2167


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.