Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Van'da, küçük yaşta evlendirilen arkadaşları için seminer düzenleyen lise öğrencileri, beyaz yazma takarak kız çocuklarının evliliğe zorlanmalarını protesto etti.

Kız çocuklarının erken yaşta evlendirilmeleri kanunlar çerçevesinde suç teşkil etse de özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki köylerde yaşayan vatandaşlar arasında halen "çocuk gelin" olgusu baş gösteriyor.

Eğitimlerine devam ederken aileleri tarafından okuldan alınan kız çocuklarının küçük yaşta evlendirilmesine "dur" demek isteyen Van'ın İpekyolu ilçesine bağlı Erçek Mahallesi'ndeki Çok Programlı Lise öğrencileri, okul idaresi ve öğretmenlerinin de desteğiyle imamlar, muhtarlar ve velilere yönelik seminer düzenledi.

S.S. Yaşam Kadın Çevre Kültür ve İşletme Kooperatifinin de (YAKA-KOOP) desteğiyle Erçek Mahallesi'ndeki taziye evinde düzenlenen seminerde, uzmanlar, dini, kanuni ve tıbbi konularda erken evliliklerin toplumda ve ailede yarattığı kötü etkiyle ilgili davetlilere bilgi verdi.

Seminere katılan lise öğrencisi kızların, çocuk gelinleri simgelemek adına beyaz yazmayla katıldığı seminerle ilgili gazetecilere açıklama yapan ÇPL Müdürü Zeynel Abidin Akkuş, taşımalı eğitim kapsamındaki okulda 20 köyden taşınan öğrencilerin eğitim gördüğünü söyledi.

Erken yaşta evliliklerin en fazla köylerde yaşandığını anlatan Akkuş, bu durumdan da en fazla kendi öğrencilerinin etkilendiğini ifade etti.

"Özellikle 10. sınıftan itibaren kız çocuklarının nişan ve evlendirilme olayları sık sık gündemimize gelmekte. Bu olaylar bize ve öğretmenlerimize de yansımaktadır" diyen Akkuş, şöyle konuştu:

"Öğrencilerimiz 11 veya 12. sınıfa gelmeden eğitim öğretim sisteminin dışına çıkıp erken yaşta evlenmek zorunda kalıyorlar. Bunu kendi gönül rızalarıyla yapmıyorlar. Çocuklarımız ve öğretmenlerimizden gelen talep üzerine YAKA-KOP Derneği ve Erçek Muhtarlığı ile bir bilgilendirme semineri yapmak istedik. Burada civar köylerdeki muhtar ve imamlarımızı davet ettik. Öğrenci ve velilerimiz de seminere katıldı. Bununla ilgili seminerdeki konuşmacılar dini, tıbbi ve kanuni bilgilendirmeler yaptı. Umarım yararlı olmuştur. Bizim amacımız kız çocuklarımızın eğitim sistemi içerisinde kalmalarını sağlamak. Eğer bunu bir nebze de olsa başarabilirsek bundan mutluluk duyarız." 

ÇPL Çocuk Gelişimi Bölümü öğrencisi Rabia Gencer de okuldaki arkadaşlarından bir çoğunun nişanlı olduğunu, bazılarının ise aile zoruyla evlendirildiğini bildirerek, bu durumdan rahatsız oldukları seminer düzenlemeye karar verdiklerini dile getirdi.

Gencer, zorla evlendirilen arkadaşlarını simgelemek ve bu olguyu protesto etmek adına beyaz yazma taktıklarına dikkati çekerek, "Çünkü çocuk yaşta evlendirilenler beyaz yazma takıyorlar. Ama bunu takmak zorunda olmadıklarını göstermek için burada toplandık. Bütün arkadaşlarımızın okula devam etmesini istiyoruz. Küçük yaşta evlendirilen ya da hiç okula gelemeyen arkadaşlarımızın okula gönderilmesini istiyoruz" diye konuştu. 

Lise 2. sınıf öğrencisi Arzu Avcı ise amaçlarının büyükleri protesto etmek olmadığını, sadece çoğu arkadaşlarının erken yaşta evliliğe zorlanmasının önüne geçmek istediklerini bildirerek, "Beni bu şekilde üzen çok arkadaşım oldu. Çoğu arkadaşım şu an evli ve evliliği bir sorumluluk olarak değil oyun olarak görüyor. Fakat öyle olmadığını acı şekilde öğreniyorlar. Belki şimdi mutlu olanlar vardır ama ileride pişman olacaklarından eminim. Çoğunu okutacağız diye kandırıyorlar. Arkadaşlarımız da buna ne yazık ki kanıyor. Umarım erken yaşta evlilikler sona erer" ifadelerini kullandı.

> Lise öğrencilerinden ‘çocuk gelin’ protestosu

Van'da, küçük yaşta evlendirilen arkadaşları için seminer düzenleyen lise öğrencileri, beyaz yazma takarak kız çocuklarının evliliğe zorlanmalarını protesto etti.

Kız çocuklarının erken yaşta evlendirilmeleri kanunlar çerçevesinde suç teşkil etse de özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki köylerde yaşayan vatandaşlar arasında halen "çocuk gelin" olgusu baş gösteriyor.

Eğitimlerine devam ederken aileleri tarafından okuldan alınan kız çocuklarının küçük yaşta evlendirilmesine "dur" demek isteyen Van'ın İpekyolu ilçesine bağlı Erçek Mahallesi'ndeki Çok Programlı Lise öğrencileri, okul idaresi ve öğretmenlerinin de desteğiyle imamlar, muhtarlar ve velilere yönelik seminer düzenledi.

S.S. Yaşam Kadın Çevre Kültür ve İşletme Kooperatifinin de (YAKA-KOOP) desteğiyle Erçek Mahallesi'ndeki taziye evinde düzenlenen seminerde, uzmanlar, dini, kanuni ve tıbbi konularda erken evliliklerin toplumda ve ailede yarattığı kötü etkiyle ilgili davetlilere bilgi verdi.

Seminere katılan lise öğrencisi kızların, çocuk gelinleri simgelemek adına beyaz yazmayla katıldığı seminerle ilgili gazetecilere açıklama yapan ÇPL Müdürü Zeynel Abidin Akkuş, taşımalı eğitim kapsamındaki okulda 20 köyden taşınan öğrencilerin eğitim gördüğünü söyledi.

Erken yaşta evliliklerin en fazla köylerde yaşandığını anlatan Akkuş, bu durumdan da en fazla kendi öğrencilerinin etkilendiğini ifade etti.

"Özellikle 10. sınıftan itibaren kız çocuklarının nişan ve evlendirilme olayları sık sık gündemimize gelmekte. Bu olaylar bize ve öğretmenlerimize de yansımaktadır" diyen Akkuş, şöyle konuştu:

"Öğrencilerimiz 11 veya 12. sınıfa gelmeden eğitim öğretim sisteminin dışına çıkıp erken yaşta evlenmek zorunda kalıyorlar. Bunu kendi gönül rızalarıyla yapmıyorlar. Çocuklarımız ve öğretmenlerimizden gelen talep üzerine YAKA-KOP Derneği ve Erçek Muhtarlığı ile bir bilgilendirme semineri yapmak istedik. Burada civar köylerdeki muhtar ve imamlarımızı davet ettik. Öğrenci ve velilerimiz de seminere katıldı. Bununla ilgili seminerdeki konuşmacılar dini, tıbbi ve kanuni bilgilendirmeler yaptı. Umarım yararlı olmuştur. Bizim amacımız kız çocuklarımızın eğitim sistemi içerisinde kalmalarını sağlamak. Eğer bunu bir nebze de olsa başarabilirsek bundan mutluluk duyarız." 

ÇPL Çocuk Gelişimi Bölümü öğrencisi Rabia Gencer de okuldaki arkadaşlarından bir çoğunun nişanlı olduğunu, bazılarının ise aile zoruyla evlendirildiğini bildirerek, bu durumdan rahatsız oldukları seminer düzenlemeye karar verdiklerini dile getirdi.

Gencer, zorla evlendirilen arkadaşlarını simgelemek ve bu olguyu protesto etmek adına beyaz yazma taktıklarına dikkati çekerek, "Çünkü çocuk yaşta evlendirilenler beyaz yazma takıyorlar. Ama bunu takmak zorunda olmadıklarını göstermek için burada toplandık. Bütün arkadaşlarımızın okula devam etmesini istiyoruz. Küçük yaşta evlendirilen ya da hiç okula gelemeyen arkadaşlarımızın okula gönderilmesini istiyoruz" diye konuştu. 

Lise 2. sınıf öğrencisi Arzu Avcı ise amaçlarının büyükleri protesto etmek olmadığını, sadece çoğu arkadaşlarının erken yaşta evliliğe zorlanmasının önüne geçmek istediklerini bildirerek, "Beni bu şekilde üzen çok arkadaşım oldu. Çoğu arkadaşım şu an evli ve evliliği bir sorumluluk olarak değil oyun olarak görüyor. Fakat öyle olmadığını acı şekilde öğreniyorlar. Belki şimdi mutlu olanlar vardır ama ileride pişman olacaklarından eminim. Çoğunu okutacağız diye kandırıyorlar. Arkadaşlarımız da buna ne yazık ki kanıyor. Umarım erken yaşta evlilikler sona erer" ifadelerini kullandı.

Son Güncelleme: Çarşamba, 23 Nisan 2014 09:28

Gösterim: 1416

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve liseler tatil. 24 Nisan'da ise liselere tatil yok.

Milli Eğitim Bakanlığı 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve liselerin tatil olduğunu açıkladı.

24 Nisan’da ise sadece, anaokulu, ilkokul ve ortaokullarda öğrenim gören öğrenciler tatil yapabilecek. Liselerde 24 Nisan’da eğitime devam edilecek.

 

 

 

> 24 Nisan'da liselere tatil yok

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve liseler tatil. 24 Nisan'da ise liselere tatil yok.

Milli Eğitim Bakanlığı 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve liselerin tatil olduğunu açıkladı.

24 Nisan’da ise sadece, anaokulu, ilkokul ve ortaokullarda öğrenim gören öğrenciler tatil yapabilecek. Liselerde 24 Nisan’da eğitime devam edilecek.

 

 

 

Son Güncelleme: Çarşamba, 23 Nisan 2014 15:00

Gösterim: 2081

Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerde her 100 bin kişiye düşen hekim sayısının ortalama 346, Türkiye'de ise 171 olduğu tespit edildi.

Afyon Kocatepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Solak editörlüğünde, Yükseköğretim Kurulu, Sağlık Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı ve Maliye Bakanlığının katkılarıyla hazırlanan "Türkiye'de Sağlık Eğitimi ve Sağlık İnsangücü Durum Raporu"na 86 tıp fakültesinden 73'ünde tıp doktorluğu, 60'ında da tıpta uzmanlık eğitimi veriliyor.

Bunun yanı sıra Sağlık Bakanlığına bağlı 59 eğitim ve araştırma hastanesinde de tıpta uzmanlık eğitimi sağlanıyor. Türkiye'de aktif eğitim veren tıp fakültesi sayısı 2003-2004 öğretim yılında 56 iken 2012-2013 öğretim yılında 73'e yükseldi. Bu fakültelerdeki öğrenci sayısı ise söz konusu yıllar için sırasıyla 32 bin 118 ve 51 bin 445 oldu.

Öğretim üyesi sayısı ise 2003'te 7 bin 794 iken 2013'te 11 bin 551'e çıktı.  

-Türkiye, kişi başına düşen hekim sayısında AB'nin gerisinde 

Türkiye'de halen 36 bin 96'sı pratisyen, 72 bin 405'i uzman ve 20 bin 882'si de tıpta uzmanlık eğitimine devam eden olmak üzere toplam 129 bin 383 hekim bulunuyor. Bu hekimlerin 74 bin 562'si Sağlık Bakanlığında, 28 bin 283'ü üniversitelerde ve 26 bin 538'i ise özel sektörde görev yapıyor.

Tıpta Uzmanlık Eğitimi için geçen yıl fakültelerde 2 bin 162, Sağlık Bakanlığı eğitim ve araştırma hastanelerinde ise bin 122 kontenjan belirlenmişti. Bu sayı üniversitelerde 3 bin 96'ya, eğitim ve araştırma hastanelerinde ise 2 bin 411'e ulaştı. Geçen yıl, uzmanlık eğitimi veren Gülhane Askeri Tıp Akademisi ve Adli Tıp Kurumu'yla bu sayı 5 bin 677'ye çıktı.

Türkiye'de ve Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerde 100 bin kişiye düşen hekim sayısı karşılaştırıldığında, AB üyesi ülke ortalamasında 346, Türkiye'de ise 171 olarak belirlendi.

> Türkiye, kişi başına düşen hekim sayısında AB'nin gerisinde

Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerde her 100 bin kişiye düşen hekim sayısının ortalama 346, Türkiye'de ise 171 olduğu tespit edildi.

Afyon Kocatepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Solak editörlüğünde, Yükseköğretim Kurulu, Sağlık Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı ve Maliye Bakanlığının katkılarıyla hazırlanan "Türkiye'de Sağlık Eğitimi ve Sağlık İnsangücü Durum Raporu"na 86 tıp fakültesinden 73'ünde tıp doktorluğu, 60'ında da tıpta uzmanlık eğitimi veriliyor.

Bunun yanı sıra Sağlık Bakanlığına bağlı 59 eğitim ve araştırma hastanesinde de tıpta uzmanlık eğitimi sağlanıyor. Türkiye'de aktif eğitim veren tıp fakültesi sayısı 2003-2004 öğretim yılında 56 iken 2012-2013 öğretim yılında 73'e yükseldi. Bu fakültelerdeki öğrenci sayısı ise söz konusu yıllar için sırasıyla 32 bin 118 ve 51 bin 445 oldu.

Öğretim üyesi sayısı ise 2003'te 7 bin 794 iken 2013'te 11 bin 551'e çıktı.  

-Türkiye, kişi başına düşen hekim sayısında AB'nin gerisinde 

Türkiye'de halen 36 bin 96'sı pratisyen, 72 bin 405'i uzman ve 20 bin 882'si de tıpta uzmanlık eğitimine devam eden olmak üzere toplam 129 bin 383 hekim bulunuyor. Bu hekimlerin 74 bin 562'si Sağlık Bakanlığında, 28 bin 283'ü üniversitelerde ve 26 bin 538'i ise özel sektörde görev yapıyor.

Tıpta Uzmanlık Eğitimi için geçen yıl fakültelerde 2 bin 162, Sağlık Bakanlığı eğitim ve araştırma hastanelerinde ise bin 122 kontenjan belirlenmişti. Bu sayı üniversitelerde 3 bin 96'ya, eğitim ve araştırma hastanelerinde ise 2 bin 411'e ulaştı. Geçen yıl, uzmanlık eğitimi veren Gülhane Askeri Tıp Akademisi ve Adli Tıp Kurumu'yla bu sayı 5 bin 677'ye çıktı.

Türkiye'de ve Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerde 100 bin kişiye düşen hekim sayısı karşılaştırıldığında, AB üyesi ülke ortalamasında 346, Türkiye'de ise 171 olarak belirlendi.

Son Güncelleme: Cumartesi, 19 Nisan 2014 12:32

Gösterim: 1164

Türkiye, tarihinde ilk kez Cumhurbaşkanını seçmek için 10 Ağustos'ta sandık başına gidecek. Peki Cumhurbaşkanlığı Seçimi nasıl gerçekleştirilecek? İşte ayrıntılar...

Türkiye'de seçmenler, Cumhurbaşkanının halk tarafından 5 yıllığına seçilmesini öngören düzenlemenin de yer aldığı Anayasa değişikliklerini 21 Ekim 2007'de oyladı. Kayıtlı seçmenlerin yüzde 67,5'inin sandık başına gittiği halk oylamasında, geçerli oyların yüzde 68,95'i ''Evet'', yüzde 31,05'i ise ''Hayır'' çıktı.

Böylece, Anayasa'da daha önce "Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisince (TBMM) kırk yaşını doldurmuş ve yükseköğrenim yapmış kendi üyeleri veya bu niteliklere ve milletvekili seçilme yeterliğine sahip Türk vatandaşları arasından yedi yıllık bir süre için seçilir" şeklinde yer alan düzenleme, "Cumhurbaşkanı, kırk yaşını doldurmuş ve yüksek öğrenim yapmış TBMM üyeleri veya bu niteliklere ve milletvekili seçilme yeterliğine sahip Türk vatandaşları arasından, halk tarafından seçilir" şeklinde değiştirildi.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün görev süresinin 28 Ağustos 2014'te dolacak olması nedeniyle Yüksek Seçim Kurulu (YSK), cumhurbaşkanı seçiminin ilk oylamasını 10 Ağustos 2014, seçimin ikinci oylamaya kalması durumunda ise ikinci oylamayı 24 Ağustos 2014 olarak belirledi.

Bu seçimde ilk kez yurt dışında yaşayan vatandaşlar bulundukları ülkede oy kullanabilecek. Cumhurbaşkanlığı seçimi için 56 ülkede, 118 temsilcilikte sandık kurulması planlanıyor. Yurt dışındaki seçmenlerin oy kullanma tarihleri ise ilk oylama 31 Temmuz-3 Ağustos 2014, seçimin ikinci oylamaya kalması durumunda ise ikinci oylama 17-20 Ağustos 2014 tarihleri olarak tespit edildi. 

Anayasa'nın Cumhurbaşkanı seçimine ilişkin maddesine göre, Cumhurbaşkanı, kırk yaşını doldurmuş ve yüksek öğrenim yapmış TBMM üyeleri veya bu niteliklere ve milletvekili seçilme yeterliğine sahip Türk vatandaşları arasından, halk tarafından seçilecek. Cumhurbaşkanının görev süresi beş yıl olacak ve bir kişi en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilecek.

Cumhurbaşkanı seçilenin, varsa partisi ile ilişiği kesilecek ve TBMM üyeliği sona erecek.

Geçerli oyların salt çoğunluğunu alan seçilecek

Genel oyla yapılacak seçimde, geçerli oyların salt çoğunluğunu alan aday Cumhurbaşkanı seçilmiş olacak. İlk oylamada bu çoğunluk sağlanamazsa, bu oylamayı izleyen ikinci pazar günü ikinci oylama yapılacak. Bu oylamaya, ilk oylamada en çok oy almış iki aday katılacak ve geçerli oyların çoğunluğunu alan aday Cumhurbaşkanı seçilecek. Cumhurbaşkanı göreve başlayıncaya kadar görev süresi dolan Cumhurbaşkanının görevi devam edecek.

Aday gösterilme süreci

Cumhurbaşkanlığı Seçimi Kanununa göre de Cumhurbaşkanlığına TBMM üyeleri içinden veya Meclis dışından aday gösterilebilmesi en az yirmi milletvekilinin yazılı teklifiyle mümkün olacak. Her bir milletvekili ancak bir aday için teklifte bulunabilecek.

En son yapılan milletvekili genel seçimlerinde, aldıkları geçerli oylar toplamı birlikte hesaplandığında, yüzde 10'u geçen siyasi partiler ortak aday gösterebilecek, her bir siyasi parti ancak bir aday için teklifte bulunabilecek.

Aday gösterilmek kişinin yazılı muvafakatine bağlı olacak. YSK tarafından ilan edilen süre içinde, adayların isimleri, muvafakat belgeleri ve gerekli diğer belgelerle TBMM Başkanlığına veya YSK'ya başvurularak aday gösterilmiş olacak.

Başvurunun TBMM Başkanlığına yapılması halinde, tüm bilgi ve belgeler, başvuru süresinin bitiminden itibaren yirmi dört saat içinde YSK'ya iletilecek. Aday gösterme süresinin sona erdiği tarihten itibaren hiçbir şekilde yeni aday gösterilemeyecek.

Cumhurbaşkanı adayı gösterilen hakimler ve savcılar, yüksek yargı organları mensupları, yüksek öğretim kurumlarındaki öğretim elemanları, Yükseköğretim Kurulu, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu üyeleri, kamu kurumu ve kuruluşlarının memur statüsündeki görevlileri ile yaptıkları hizmet bakımından işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri, belediye başkanları ve subaylar ile astsubaylar, siyasi partilerin il ve ilçe yönetim kurulu başkan ve üyeleri ile belediye meclisi üyeleri, il genel meclisi üyeleri, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile sendikalar, kamu bankaları ile üst birliklerin ve bunların üst kuruluşlarının ve katıldıkları teşebbüs veya ortaklıkların yönetim ve denetim kurullarında görev alanlar, aday listesinin kesinleştiği tarih itibarıyla görevlerinden ayrılmış sayılacak.

Bu durum YSK tarafından aday gösterilenin bağlı bulunduğu bakanlığa veya kuruma derhal bildirilecek. Yüksek mahkeme üyeleri, hakimler, savcılar ve bu meslekten sayılanlar ile subay ve astsubaylar hariç olmak üzere, Cumhurbaşkanı adayı gösterilen devlet memurları ve diğer kamu görevlileri, adaylığı veya seçimi kaybetmeleri halinde, YSK'ca Cumhurbaşkanının seçildiğinin ilan edilmesini takip eden bir ay içinde müracaat etmeleri kaydıyla eski görevlerine veya kazanılmış hak aylık derecelerindeki başka bir göreve dönebilecek.

Pusulalarda "Cumhurbaşkanı Adayları"

Oylamalarda kullanılacak filigranlı birleşik oy pusulasında "Cumhurbaşkanı Adayları" ibaresi ile YSK tarafından çekilen kuraya göre sırası belirlenen adayların adı ve soyadı yer alacak.

Cumhurbaşkanı seçiminin kesin sonuçları, YSK tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ile Cumhurbaşkanlığı makamına bildirilip, kamuoyuna ilan edilecek ve Resmi Gazetede yayımlanacak. Seçilen Cumhurbaşkanı adına, Yüksek Seçim Kurulu tarafından Cumhurbaşkanı seçildiğine dair bir tutanak düzenlenecek.

Seçilen Cumhurbaşkanı adına düzenlenen tutanak, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı tarafından verilecek ve aynı oturumda and içme töreni yapılacak. Bu oturum, eski Cumhurbaşkanının görev süresinin dolduğu gün gerçekleştirilecek.

> Cumhurbaşkanlığı Seçimi ne zaman ve nasıl yapılacak?

Türkiye, tarihinde ilk kez Cumhurbaşkanını seçmek için 10 Ağustos'ta sandık başına gidecek. Peki Cumhurbaşkanlığı Seçimi nasıl gerçekleştirilecek? İşte ayrıntılar...

Türkiye'de seçmenler, Cumhurbaşkanının halk tarafından 5 yıllığına seçilmesini öngören düzenlemenin de yer aldığı Anayasa değişikliklerini 21 Ekim 2007'de oyladı. Kayıtlı seçmenlerin yüzde 67,5'inin sandık başına gittiği halk oylamasında, geçerli oyların yüzde 68,95'i ''Evet'', yüzde 31,05'i ise ''Hayır'' çıktı.

Böylece, Anayasa'da daha önce "Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisince (TBMM) kırk yaşını doldurmuş ve yükseköğrenim yapmış kendi üyeleri veya bu niteliklere ve milletvekili seçilme yeterliğine sahip Türk vatandaşları arasından yedi yıllık bir süre için seçilir" şeklinde yer alan düzenleme, "Cumhurbaşkanı, kırk yaşını doldurmuş ve yüksek öğrenim yapmış TBMM üyeleri veya bu niteliklere ve milletvekili seçilme yeterliğine sahip Türk vatandaşları arasından, halk tarafından seçilir" şeklinde değiştirildi.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün görev süresinin 28 Ağustos 2014'te dolacak olması nedeniyle Yüksek Seçim Kurulu (YSK), cumhurbaşkanı seçiminin ilk oylamasını 10 Ağustos 2014, seçimin ikinci oylamaya kalması durumunda ise ikinci oylamayı 24 Ağustos 2014 olarak belirledi.

Bu seçimde ilk kez yurt dışında yaşayan vatandaşlar bulundukları ülkede oy kullanabilecek. Cumhurbaşkanlığı seçimi için 56 ülkede, 118 temsilcilikte sandık kurulması planlanıyor. Yurt dışındaki seçmenlerin oy kullanma tarihleri ise ilk oylama 31 Temmuz-3 Ağustos 2014, seçimin ikinci oylamaya kalması durumunda ise ikinci oylama 17-20 Ağustos 2014 tarihleri olarak tespit edildi. 

Anayasa'nın Cumhurbaşkanı seçimine ilişkin maddesine göre, Cumhurbaşkanı, kırk yaşını doldurmuş ve yüksek öğrenim yapmış TBMM üyeleri veya bu niteliklere ve milletvekili seçilme yeterliğine sahip Türk vatandaşları arasından, halk tarafından seçilecek. Cumhurbaşkanının görev süresi beş yıl olacak ve bir kişi en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilecek.

Cumhurbaşkanı seçilenin, varsa partisi ile ilişiği kesilecek ve TBMM üyeliği sona erecek.

Geçerli oyların salt çoğunluğunu alan seçilecek

Genel oyla yapılacak seçimde, geçerli oyların salt çoğunluğunu alan aday Cumhurbaşkanı seçilmiş olacak. İlk oylamada bu çoğunluk sağlanamazsa, bu oylamayı izleyen ikinci pazar günü ikinci oylama yapılacak. Bu oylamaya, ilk oylamada en çok oy almış iki aday katılacak ve geçerli oyların çoğunluğunu alan aday Cumhurbaşkanı seçilecek. Cumhurbaşkanı göreve başlayıncaya kadar görev süresi dolan Cumhurbaşkanının görevi devam edecek.

Aday gösterilme süreci

Cumhurbaşkanlığı Seçimi Kanununa göre de Cumhurbaşkanlığına TBMM üyeleri içinden veya Meclis dışından aday gösterilebilmesi en az yirmi milletvekilinin yazılı teklifiyle mümkün olacak. Her bir milletvekili ancak bir aday için teklifte bulunabilecek.

En son yapılan milletvekili genel seçimlerinde, aldıkları geçerli oylar toplamı birlikte hesaplandığında, yüzde 10'u geçen siyasi partiler ortak aday gösterebilecek, her bir siyasi parti ancak bir aday için teklifte bulunabilecek.

Aday gösterilmek kişinin yazılı muvafakatine bağlı olacak. YSK tarafından ilan edilen süre içinde, adayların isimleri, muvafakat belgeleri ve gerekli diğer belgelerle TBMM Başkanlığına veya YSK'ya başvurularak aday gösterilmiş olacak.

Başvurunun TBMM Başkanlığına yapılması halinde, tüm bilgi ve belgeler, başvuru süresinin bitiminden itibaren yirmi dört saat içinde YSK'ya iletilecek. Aday gösterme süresinin sona erdiği tarihten itibaren hiçbir şekilde yeni aday gösterilemeyecek.

Cumhurbaşkanı adayı gösterilen hakimler ve savcılar, yüksek yargı organları mensupları, yüksek öğretim kurumlarındaki öğretim elemanları, Yükseköğretim Kurulu, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu üyeleri, kamu kurumu ve kuruluşlarının memur statüsündeki görevlileri ile yaptıkları hizmet bakımından işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri, belediye başkanları ve subaylar ile astsubaylar, siyasi partilerin il ve ilçe yönetim kurulu başkan ve üyeleri ile belediye meclisi üyeleri, il genel meclisi üyeleri, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile sendikalar, kamu bankaları ile üst birliklerin ve bunların üst kuruluşlarının ve katıldıkları teşebbüs veya ortaklıkların yönetim ve denetim kurullarında görev alanlar, aday listesinin kesinleştiği tarih itibarıyla görevlerinden ayrılmış sayılacak.

Bu durum YSK tarafından aday gösterilenin bağlı bulunduğu bakanlığa veya kuruma derhal bildirilecek. Yüksek mahkeme üyeleri, hakimler, savcılar ve bu meslekten sayılanlar ile subay ve astsubaylar hariç olmak üzere, Cumhurbaşkanı adayı gösterilen devlet memurları ve diğer kamu görevlileri, adaylığı veya seçimi kaybetmeleri halinde, YSK'ca Cumhurbaşkanının seçildiğinin ilan edilmesini takip eden bir ay içinde müracaat etmeleri kaydıyla eski görevlerine veya kazanılmış hak aylık derecelerindeki başka bir göreve dönebilecek.

Pusulalarda "Cumhurbaşkanı Adayları"

Oylamalarda kullanılacak filigranlı birleşik oy pusulasında "Cumhurbaşkanı Adayları" ibaresi ile YSK tarafından çekilen kuraya göre sırası belirlenen adayların adı ve soyadı yer alacak.

Cumhurbaşkanı seçiminin kesin sonuçları, YSK tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ile Cumhurbaşkanlığı makamına bildirilip, kamuoyuna ilan edilecek ve Resmi Gazetede yayımlanacak. Seçilen Cumhurbaşkanı adına, Yüksek Seçim Kurulu tarafından Cumhurbaşkanı seçildiğine dair bir tutanak düzenlenecek.

Seçilen Cumhurbaşkanı adına düzenlenen tutanak, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı tarafından verilecek ve aynı oturumda and içme töreni yapılacak. Bu oturum, eski Cumhurbaşkanının görev süresinin dolduğu gün gerçekleştirilecek.

Son Güncelleme: Salı, 22 Nisan 2014 11:16

Gösterim: 1621

TÜİK verilerine göre geçen yıl Türkiye'de 42 bin 655 kitap yayımlandı. Bu dönemde 1.981 elektronik kitap (DVD, VCD, CD) ve 2 bin 299 web tabanlı elektronik kitap için ISBN alındı.

Türkiye'de geçen yıl 42 bin 655 kitap yayımlandı.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2013 yılına ilişkin Uluslararası Standart Kitap Numarası (ISBN) İstatistiklerini açıkladı.

Buna göre, 2013 yılında yayımlanan materyallerin sayısı 2012 yılına göre yüzde 11,1 arttı. En yüksek artış, yüzde 537 ile elektronik kitaplarda gerçekleşti.

Söz konusu dönemde yayıncılar tarafından 42 bin 655 kitap, 1.981 elektronik kitap (DVD, VCD, CD), 2 bin 299 web tabanlı elektronik kitap, 13 kitap kaseti, 21 harita ve 383 diğer materyaller olmak üzere toplam 47 bin 352 materyal için ISBN alındı.

Geçen yıl materyallerin yüzde 89,6'sı özel sektör, yüzde 7,6'sı kamu ve eğitim kurumları, yüzde 2,8'i ise sivil toplum kuruluşları tarafından yayımlandı. Özel sektör tarafından yayımlanan materyaller 2012 yılına göre yüzde 13,1 arttı.

Materyallerin yüzde 26,5'i eğitim, yüzde 20,3’ü yetişkin kültür yayımları, yüzde 17,2’si çocuk ve ilk gençlik yayımları, yüzde 14,8'i akademik yayımlar, yüzde 14’ü yetişkin kurgu edebiyat yayımları, yüzde 7,2’si ise inanç yayımlarından oluştu.

Yayımların yüzde 91'i Türkçe, yüzde 5,5'i İngilizce, yüzde 3,5'i ise diğer dillerle gerçekleşti.

> Türkiye'de geçen yıl 42 bin 655 kitap yayımlandı

TÜİK verilerine göre geçen yıl Türkiye'de 42 bin 655 kitap yayımlandı. Bu dönemde 1.981 elektronik kitap (DVD, VCD, CD) ve 2 bin 299 web tabanlı elektronik kitap için ISBN alındı.

Türkiye'de geçen yıl 42 bin 655 kitap yayımlandı.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2013 yılına ilişkin Uluslararası Standart Kitap Numarası (ISBN) İstatistiklerini açıkladı.

Buna göre, 2013 yılında yayımlanan materyallerin sayısı 2012 yılına göre yüzde 11,1 arttı. En yüksek artış, yüzde 537 ile elektronik kitaplarda gerçekleşti.

Söz konusu dönemde yayıncılar tarafından 42 bin 655 kitap, 1.981 elektronik kitap (DVD, VCD, CD), 2 bin 299 web tabanlı elektronik kitap, 13 kitap kaseti, 21 harita ve 383 diğer materyaller olmak üzere toplam 47 bin 352 materyal için ISBN alındı.

Geçen yıl materyallerin yüzde 89,6'sı özel sektör, yüzde 7,6'sı kamu ve eğitim kurumları, yüzde 2,8'i ise sivil toplum kuruluşları tarafından yayımlandı. Özel sektör tarafından yayımlanan materyaller 2012 yılına göre yüzde 13,1 arttı.

Materyallerin yüzde 26,5'i eğitim, yüzde 20,3’ü yetişkin kültür yayımları, yüzde 17,2’si çocuk ve ilk gençlik yayımları, yüzde 14,8'i akademik yayımlar, yüzde 14’ü yetişkin kurgu edebiyat yayımları, yüzde 7,2’si ise inanç yayımlarından oluştu.

Yayımların yüzde 91'i Türkçe, yüzde 5,5'i İngilizce, yüzde 3,5'i ise diğer dillerle gerçekleşti.

Son Güncelleme: Cuma, 18 Nisan 2014 11:04

Gösterim: 1411


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.