Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Milliyet Yazarı Metin Münir'in Türkiye'deki eğitim sistemi ile ilgili çarpıcı yorumu.
Türkiye’de eğitim sistemleri sık sık değişir ama eğitimin kalitesi hiç değişmez. O hep kötüdür.
Sisteme yapılan değişiklikler eğitimin kalitesini yükseltmez çünkü amaç eğitsel değil ideolojiktir.
Okullardan, ortalama olarak, esnek olmayan kafa yapısında, itaatkar, okumayan, yabancı dil bilmeyen tartışmayan, sorgulamayan, yaratıcı olmayan çocuklar çıkar.
Ve bu çocuklar eğitim kalitesini ölçen uluslararası yarışmalarda hep sonuncu gelir. Ama bu kimsenin pek umurunda olmaz.
Bu yarışlardan belki de en ünlüsü OECD’nin her üç yılda bir 65 ülkede uyguladığı PISA adlı sınavdır. On beş yaşındaki öğrencilerin katıldığı bu sınavın sonuncusu 2009’da yapıldı.
Bu sınavda Türk çocukları bütün konularda OECD ortalamasının altında kaldı. Genel sıralamada Avrupa ülkeleri arasında sonuncu oldu. Genel değerlendirmede 2000 yılından bu yana yapılmakta olan bu yarışlarda hep son sıralardayız.
PISA’nın ortaya çıkardığı sonuçlar bu ülke adına korkunç ve ruh çökerticidir: Türkiye’de on beş yaşındaki öğrencilerin yüzde 25’i okuduğunu anlamıyor. Yüzde 42’si basit matematiksel problemleri çözemiyor.
Tezgahtaki sistem değişikliği bu performansı değiştirmeyecek. Amaç, gene, eğitimin kalitesini yükseltmek değil. Bundan bahseden kimse yok, böyle bir beklenti de yok.
Amaç “Dininin, dilinin, beyninin, ilminin, ırzının, evinin, kininin, kalbinin davacısı bir gençlik,” yetiştirmek.
Finlandiya dünyadaki en kaliteli eğitim sistemine sahip ülkelerden biridir. 2000’den bu yana yapılmakta olan PISA ölçümlerinde ya tepededir ya da ilk üçte.
Geçenlerde Finlandiya’nın bu başarıya nasıl ulaştığını anlatan bir kitap geçti elime. Fin Dersleri: Dünya Finlandiya’daki Eğitim Değişiminden Ne Öğrenebilir(*) adlı bu kısa kitapta bu küçük kuzey ülkesinin nasıl eğitim rekortmeni olduğu anlatılıyor.
Finlandiya’nın doğru yaptığı en önemli şeylerden biri bizde üzerinde hiç durulmayan bir şeydir: Öğretmen eğitimi. Finlandiya’da öğretmenler sıkı bir eğitimden geçer. Öğretmen eğiten özel üniversitelere başvuran on kişiden biri girme başarısını gösterebilir. Öğretmenler normal öğrenciler dışında disleksi gibi özel öğrenme sorunu olan çocukları eğitmek konusunda da uzmanlaşırlar.
Çocukların yüzde 98’inin katıldığı okul öncesi eğitim bedavadır. Zorunlu eğitim yedi yaşında başlar. İlk eğitim dokuz yıldır ve bu süre içinde çocukların akademik yetenekleri testlerle falan ölçülmez. Dokuz yılık ilk eğitimden sonra öğrenciler ya akademik okullara ya meslek liselerine girerler. Çocukların yüzde 43’ü meslek lisesini seçer.
Öğretmenlere hangi dersleri öğretecekleri söylenir ama ders kitabı ve öğretim yöntemi seçmekte hürdürler.
Fin eğitim sisteminin amacı düşünen, faal, yaratıcı gençler yetiştirmektir, ezberleyip sınav geçen değil. Ve eğitimin ana stratejisi rekabet değil dayanışmadır.
Finlandiya’nın eğitimde doğru yaptıklarının tamamını yanlış yapıyoruz. Bu da gösteriyor ki eğitimde çözüm dinde değil Fin’dedir.
(Metin Münir-Milliyet Yazarı)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Milliyet Yazarı Metin Münir'in Türkiye'deki eğitim sistemi ile ilgili çarpıcı yorumu.
Türkiye’de eğitim sistemleri sık sık değişir ama eğitimin kalitesi hiç değişmez. O hep kötüdür.
Sisteme yapılan değişiklikler eğitimin kalitesini yükseltmez çünkü amaç eğitsel değil ideolojiktir.
Okullardan, ortalama olarak, esnek olmayan kafa yapısında, itaatkar, okumayan, yabancı dil bilmeyen tartışmayan, sorgulamayan, yaratıcı olmayan çocuklar çıkar.
Ve bu çocuklar eğitim kalitesini ölçen uluslararası yarışmalarda hep sonuncu gelir. Ama bu kimsenin pek umurunda olmaz.
Bu yarışlardan belki de en ünlüsü OECD’nin her üç yılda bir 65 ülkede uyguladığı PISA adlı sınavdır. On beş yaşındaki öğrencilerin katıldığı bu sınavın sonuncusu 2009’da yapıldı.
Bu sınavda Türk çocukları bütün konularda OECD ortalamasının altında kaldı. Genel sıralamada Avrupa ülkeleri arasında sonuncu oldu. Genel değerlendirmede 2000 yılından bu yana yapılmakta olan bu yarışlarda hep son sıralardayız.
PISA’nın ortaya çıkardığı sonuçlar bu ülke adına korkunç ve ruh çökerticidir: Türkiye’de on beş yaşındaki öğrencilerin yüzde 25’i okuduğunu anlamıyor. Yüzde 42’si basit matematiksel problemleri çözemiyor.
Tezgahtaki sistem değişikliği bu performansı değiştirmeyecek. Amaç, gene, eğitimin kalitesini yükseltmek değil. Bundan bahseden kimse yok, böyle bir beklenti de yok.
Amaç “Dininin, dilinin, beyninin, ilminin, ırzının, evinin, kininin, kalbinin davacısı bir gençlik,” yetiştirmek.
Finlandiya dünyadaki en kaliteli eğitim sistemine sahip ülkelerden biridir. 2000’den bu yana yapılmakta olan PISA ölçümlerinde ya tepededir ya da ilk üçte.
Geçenlerde Finlandiya’nın bu başarıya nasıl ulaştığını anlatan bir kitap geçti elime. Fin Dersleri: Dünya Finlandiya’daki Eğitim Değişiminden Ne Öğrenebilir(*) adlı bu kısa kitapta bu küçük kuzey ülkesinin nasıl eğitim rekortmeni olduğu anlatılıyor.
Finlandiya’nın doğru yaptığı en önemli şeylerden biri bizde üzerinde hiç durulmayan bir şeydir: Öğretmen eğitimi. Finlandiya’da öğretmenler sıkı bir eğitimden geçer. Öğretmen eğiten özel üniversitelere başvuran on kişiden biri girme başarısını gösterebilir. Öğretmenler normal öğrenciler dışında disleksi gibi özel öğrenme sorunu olan çocukları eğitmek konusunda da uzmanlaşırlar.
Çocukların yüzde 98’inin katıldığı okul öncesi eğitim bedavadır. Zorunlu eğitim yedi yaşında başlar. İlk eğitim dokuz yıldır ve bu süre içinde çocukların akademik yetenekleri testlerle falan ölçülmez. Dokuz yılık ilk eğitimden sonra öğrenciler ya akademik okullara ya meslek liselerine girerler. Çocukların yüzde 43’ü meslek lisesini seçer.
Öğretmenlere hangi dersleri öğretecekleri söylenir ama ders kitabı ve öğretim yöntemi seçmekte hürdürler.
Fin eğitim sisteminin amacı düşünen, faal, yaratıcı gençler yetiştirmektir, ezberleyip sınav geçen değil. Ve eğitimin ana stratejisi rekabet değil dayanışmadır.
Finlandiya’nın eğitimde doğru yaptıklarının tamamını yanlış yapıyoruz. Bu da gösteriyor ki eğitimde çözüm dinde değil Fin’dedir.
(Metin Münir-Milliyet Yazarı)
Son Güncelleme: Çarşamba, 21 Mart 2012 14:50
Gösterim: 3063
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’in Diyarbakır’da, ilköğretim okulu öğrencisi 14 yaşındaki R.Ü.’ye tecavüz olayını adliyeye taşıyarak olayı gerçekleştiren 3 şüphelinin tutuklanmasını sağlayan öğretmen E.Y.’yi telefonla arayarak teşekkür etti. Bakan Dinçer, konuyla ilgili müfettiş görevlendirdiğini belirterek kutladığı öğretmenden olayı müfettişe anlatmasını istedi.
Diyarbakır’da babası bir süre önce vefat eden, annesi ve 7 kardeşiyle birlikte yaşayan ilköğretim okulu 8’inci sınıf öğrencisi R.Ü., geçen Aralık ayında yolda yürürken aynı mahallede oturan 4 kişi tarafından önü kesildi. Bu kişiler R.Ü.’yü zorla bir evin çatı katına götürüp ters ilişkiye girdi. R.Ü.’yü tehdit eden saldırganlar, "Kimseye anlatma, yoksa seni öldürürüz. Senin fotoğraf ve görüntülerin çektik. Eğer anlatırsan, görüntü ve fotoğrafları ailene ve okulda arkadaşlarına dağıtırız" diyerek korkuttu.
Korkudan olayı kimseye anlatamayan R.Ü., eğitimine devam ederken bu kez aynı sınıfta okuduğu erkek öğrenci E.K., R.Ü.’nün tecavüze uğradığını öğrendi. Aynı zamanda tecavüzcülerin arkadaşı olan E.K., sık sık R.Ü.’yü rahatsız edip, "Elimde fotoğraf ve görüntülerin var. Eğer benimle birlikte olmazsan, bildiğim herşeyi okul ve mahallede anlatacağım. Fotoğraf ve görüntülerini de herkese göstereceğim" diyerek kendisiyle ilişki kurmak istedi. Sınıf arkadaşının tehditlerine boyun eğmeyen R.Ü., "Anlatırsan anlat, ben seninle birlikte olmayacağım" deyince E.K. de tecavüz olayını bazı arkadaşlarına anlattı.
Rehber öğretmenden yardım istedi
R.Ü., başından geçenleri gittiği rehber öğretmeni E.Y.’ye anlatırken, "Artık dayanamayacağım. Suçluların cezalandırılmasını istiyorum. Bu olayı ailemin kesinlikle duymasını istemiyorum. Öğrenirlerse beni öldürürler. Bana yardım edin" dedi.
Öğretmen E.Y., yaptığı girişimlerle olayı savcılığa kadar götürüp, 3 tecavüz şüphelisinin tutuklanmasını sağladı.
Bakan telefonla aradı
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, olayın basına yansımasının ardından öğretmen E.Y’yi telefonla arayarak teşükkür etti. Dinçer’in öğretmene olayın ortaya çıkması için ne gerekirse yapacaklarını ve konuyla ilgili bir bakanlık müfetişini görevlendirdiği söylediği belirtildi. Bakan Dinçer’in E.Y.’ye, "Ne yaşandıysa hepsini müfetişlere anlat. Müfetişlerin incelemesi ve soruşturmasından sonra gereken yapılacaktır" dedi. Bakan Ömer Dinçer’in öğretmen E.Y ile görüşmesinden sonda bir müffetişin Diyarbakır’a gelerek çalışmalara başladığı belirtildi.
Öğretmen tarafından Cumhuriyet Savcılığı’na verilen suç duyurusu dilekçesinde olayın okul dışında meydana geldiği gerekçesiyle olayı kapatmakla suçlanan İlçe Milli Eğitim Müdürü Y.Y. ve okul müdürü Ö.A’nın olayı soruşturan İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne verdikleri ifadeler de ortaya çıktı. İki müdürün suçlamaları reddettikleri ve öğretmenin okulda karşılaştığı sıkıntı ve sorunları bu olay üzerinde kullandığıı ve olayın kendilerine intikal ettirilmesinden sonra gerekli işlemleri yaptıkları ve öğretmeni Kaymakamın yanına çıkararak adli ve idari işlemlerin başlatılmasını sağladıklarını söyledikleri belirtildi. .
Okul müdürü Ö.A’nın, "Öğretmen olaydan önce aldığı cezalar ve sıkıntılar nedeniyle bu olayı aleyhimde kullanmış. Ben olayı duyar duymaz İlçe Milli Eğitim Müdürü’ne bildirdim" dediği ifade edildi. İlçe Milli Eğitim Müdürü Y.Y’nın ise, "Öğretmen bana geldiğinde kendisini Kaymakam beye çıkadım ve olay ile ilgili adli ve idari işlem başlatırdı. Birileri bu olay üzerinden beni yıpratmaya çalışıyor. Gerçekler ortaya çıkacaktır" dediği kaydedildi.
(hürriyet)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’in Diyarbakır’da, ilköğretim okulu öğrencisi 14 yaşındaki R.Ü.’ye tecavüz olayını adliyeye taşıyarak olayı gerçekleştiren 3 şüphelinin tutuklanmasını sağlayan öğretmen E.Y.’yi telefonla arayarak teşekkür etti. Bakan Dinçer, konuyla ilgili müfettiş görevlendirdiğini belirterek kutladığı öğretmenden olayı müfettişe anlatmasını istedi.
Diyarbakır’da babası bir süre önce vefat eden, annesi ve 7 kardeşiyle birlikte yaşayan ilköğretim okulu 8’inci sınıf öğrencisi R.Ü., geçen Aralık ayında yolda yürürken aynı mahallede oturan 4 kişi tarafından önü kesildi. Bu kişiler R.Ü.’yü zorla bir evin çatı katına götürüp ters ilişkiye girdi. R.Ü.’yü tehdit eden saldırganlar, "Kimseye anlatma, yoksa seni öldürürüz. Senin fotoğraf ve görüntülerin çektik. Eğer anlatırsan, görüntü ve fotoğrafları ailene ve okulda arkadaşlarına dağıtırız" diyerek korkuttu.
Korkudan olayı kimseye anlatamayan R.Ü., eğitimine devam ederken bu kez aynı sınıfta okuduğu erkek öğrenci E.K., R.Ü.’nün tecavüze uğradığını öğrendi. Aynı zamanda tecavüzcülerin arkadaşı olan E.K., sık sık R.Ü.’yü rahatsız edip, "Elimde fotoğraf ve görüntülerin var. Eğer benimle birlikte olmazsan, bildiğim herşeyi okul ve mahallede anlatacağım. Fotoğraf ve görüntülerini de herkese göstereceğim" diyerek kendisiyle ilişki kurmak istedi. Sınıf arkadaşının tehditlerine boyun eğmeyen R.Ü., "Anlatırsan anlat, ben seninle birlikte olmayacağım" deyince E.K. de tecavüz olayını bazı arkadaşlarına anlattı.
Rehber öğretmenden yardım istedi
R.Ü., başından geçenleri gittiği rehber öğretmeni E.Y.’ye anlatırken, "Artık dayanamayacağım. Suçluların cezalandırılmasını istiyorum. Bu olayı ailemin kesinlikle duymasını istemiyorum. Öğrenirlerse beni öldürürler. Bana yardım edin" dedi.
Öğretmen E.Y., yaptığı girişimlerle olayı savcılığa kadar götürüp, 3 tecavüz şüphelisinin tutuklanmasını sağladı.
Bakan telefonla aradı
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, olayın basına yansımasının ardından öğretmen E.Y’yi telefonla arayarak teşükkür etti. Dinçer’in öğretmene olayın ortaya çıkması için ne gerekirse yapacaklarını ve konuyla ilgili bir bakanlık müfetişini görevlendirdiği söylediği belirtildi. Bakan Dinçer’in E.Y.’ye, "Ne yaşandıysa hepsini müfetişlere anlat. Müfetişlerin incelemesi ve soruşturmasından sonra gereken yapılacaktır" dedi. Bakan Ömer Dinçer’in öğretmen E.Y ile görüşmesinden sonda bir müffetişin Diyarbakır’a gelerek çalışmalara başladığı belirtildi.
Öğretmen tarafından Cumhuriyet Savcılığı’na verilen suç duyurusu dilekçesinde olayın okul dışında meydana geldiği gerekçesiyle olayı kapatmakla suçlanan İlçe Milli Eğitim Müdürü Y.Y. ve okul müdürü Ö.A’nın olayı soruşturan İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne verdikleri ifadeler de ortaya çıktı. İki müdürün suçlamaları reddettikleri ve öğretmenin okulda karşılaştığı sıkıntı ve sorunları bu olay üzerinde kullandığıı ve olayın kendilerine intikal ettirilmesinden sonra gerekli işlemleri yaptıkları ve öğretmeni Kaymakamın yanına çıkararak adli ve idari işlemlerin başlatılmasını sağladıklarını söyledikleri belirtildi. .
Okul müdürü Ö.A’nın, "Öğretmen olaydan önce aldığı cezalar ve sıkıntılar nedeniyle bu olayı aleyhimde kullanmış. Ben olayı duyar duymaz İlçe Milli Eğitim Müdürü’ne bildirdim" dediği ifade edildi. İlçe Milli Eğitim Müdürü Y.Y’nın ise, "Öğretmen bana geldiğinde kendisini Kaymakam beye çıkadım ve olay ile ilgili adli ve idari işlem başlatırdı. Birileri bu olay üzerinden beni yıpratmaya çalışıyor. Gerçekler ortaya çıkacaktır" dediği kaydedildi.
(hürriyet)
Son Güncelleme: Çarşamba, 21 Mart 2012 14:10
Gösterim: 1842
Boğaziçi Üniversitesi dekanının öğretmen maaşlarıyla ilgili yaptığı açıklama büyük bir tartışma yarattı. Türkiye'de öğretmenler bakın ne kadar kazanıyormuş!
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer'in "Türkiye'de öğretmenlerin az çalıştığı"na yönelik açıklamaları öğretmen maaşlarını ve çalışma şartlarını yeniden gündeme getirdi. Bu tartışmalara Boğaziçi Üniversitesi Dekanı Güzver Yıldıran da katıldı. Yıldıran, Türkiye'de öğretmenlerin ortalama 1.700 euro maaş aldığını öne sürdü.
Bir programda konuşan Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Güzver Yıldıran, öğretmenlerin çalışma saatlerine yönelik farklı göstergelerin olduğunu belirterek, "Öğretmenlerin çalıştıkları gün sayısı Türkiye'de OECD ülkeleri ile aynı, minimum ders saati OECD ülkelerinden az. Öğretmenlerin toplam çalışma saatleri ise Türkiye'de, hem OECD ülkelerinden hem de AB ülkelerinden yüksek" dedi.
‘Kadrolu öğretmenler 1700 euro maaş alıyor’
Türkiye'nin OECD ülkeleri arasında eğitime en az pay ayrılan ülke olduğunu belirten Yıldıran, öğretmenlerin aldığı ücretlerle ilgili şaşırtan rakamlar verdi.
Yıldıran, "Kadrolu öğretmenler ülkemizde yılda ortalama 22 bin euro maaş alıyor, bu 1700 euro gibi aylık maaşa karşılık geliyor" dedi.
Programın diğer konuğu Türkiye Eğitim Derneği Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu da öğretmenlerin çalışma saatlerini mukayese etmenin anlamsız olduğunu belirterek "Bizim için esas olan verimlilik ve toplam kalite. Öğretmen performansında Türkiye'de bir sorun olduğu açık" dedi.
(milliyet)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Boğaziçi Üniversitesi dekanının öğretmen maaşlarıyla ilgili yaptığı açıklama büyük bir tartışma yarattı. Türkiye'de öğretmenler bakın ne kadar kazanıyormuş!
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer'in "Türkiye'de öğretmenlerin az çalıştığı"na yönelik açıklamaları öğretmen maaşlarını ve çalışma şartlarını yeniden gündeme getirdi. Bu tartışmalara Boğaziçi Üniversitesi Dekanı Güzver Yıldıran da katıldı. Yıldıran, Türkiye'de öğretmenlerin ortalama 1.700 euro maaş aldığını öne sürdü.
Bir programda konuşan Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Güzver Yıldıran, öğretmenlerin çalışma saatlerine yönelik farklı göstergelerin olduğunu belirterek, "Öğretmenlerin çalıştıkları gün sayısı Türkiye'de OECD ülkeleri ile aynı, minimum ders saati OECD ülkelerinden az. Öğretmenlerin toplam çalışma saatleri ise Türkiye'de, hem OECD ülkelerinden hem de AB ülkelerinden yüksek" dedi.
‘Kadrolu öğretmenler 1700 euro maaş alıyor’
Türkiye'nin OECD ülkeleri arasında eğitime en az pay ayrılan ülke olduğunu belirten Yıldıran, öğretmenlerin aldığı ücretlerle ilgili şaşırtan rakamlar verdi.
Yıldıran, "Kadrolu öğretmenler ülkemizde yılda ortalama 22 bin euro maaş alıyor, bu 1700 euro gibi aylık maaşa karşılık geliyor" dedi.
Programın diğer konuğu Türkiye Eğitim Derneği Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu da öğretmenlerin çalışma saatlerini mukayese etmenin anlamsız olduğunu belirterek "Bizim için esas olan verimlilik ve toplam kalite. Öğretmen performansında Türkiye'de bir sorun olduğu açık" dedi.
(milliyet)
Son Güncelleme: Çarşamba, 21 Mart 2012 12:17
Gösterim: 3334
Başbakan Erdoğan bugünden itibaren anasınıfı ile beşinci sınıfları da kapsayacak öğrencilere süt dağıtımına başlandığını açıkladı.
Erdoğan şunları kaydetti: "Biliyorsunuz çocukların yeterli beslenememesi bir sıkıntı. Anasınıfı ile beşinci sınıf arasındaki çocukların yeterli beslenmesiyle ilgili bir müjdeyi veriyoruz. Resmi eğitim kurumlarında başlayan öğrencilerimize, zengin fakir ayrımı yapmadan bugün itibariyle, 7 milyon yavrumuza uzun ömürlü kutu süt dağıtımı yapacağız. Bu uygulama ile sağlıklı beslenmeye katkı olduğu gibi süt arzı fazlalığını da gidermiş olacağız."
(haber7)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Başbakan Erdoğan bugünden itibaren anasınıfı ile beşinci sınıfları da kapsayacak öğrencilere süt dağıtımına başlandığını açıkladı.
Erdoğan şunları kaydetti: "Biliyorsunuz çocukların yeterli beslenememesi bir sıkıntı. Anasınıfı ile beşinci sınıf arasındaki çocukların yeterli beslenmesiyle ilgili bir müjdeyi veriyoruz. Resmi eğitim kurumlarında başlayan öğrencilerimize, zengin fakir ayrımı yapmadan bugün itibariyle, 7 milyon yavrumuza uzun ömürlü kutu süt dağıtımı yapacağız. Bu uygulama ile sağlıklı beslenmeye katkı olduğu gibi süt arzı fazlalığını da gidermiş olacağız."
(haber7)
Son Güncelleme: Çarşamba, 21 Mart 2012 12:45
Gösterim: 2265
Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği Milli Eğitim Bakanlığı'nın kararının ardından Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe girdi.
Her derece ve türdeki özel öğretim kurumlarının açılış ve işleyişiyle ilgili usul ve esasların düzenlenmesini amaçlayan Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği, Resmi Gazete'de yayımlanarak, yürürlüğe girdi.
Yönetmelik, 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanununda belirtilen özel öğretim kurumlarını kapsıyor. Yönetmeliğe göre, özel eğitim kurum açma izni ile iş yeri açma ve çalışma ruhsatının verilebilmesi için kasten işlenen bir suç dolayısıyla 1 yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da affa uğramış olsa bile devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, milli savunmaya karşı suçlar, devlet sırlarına karşı suçlar; casusluk, zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık ile TCK'daki Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlar başlığı altındaki suçlardan mahkum edilmemiş olma şartı aranacak.
Kurumların girişinde temiz, düzenli ve kolayca görülebilecek en uygun yerde Atatürk köşesi oluşturulacak.
Okullarda, resmi okullar için hazırlanan yıllık çalışma takvimi uygulanması esas olmakla birlikte, valilikçe kabul edilmesi halinde ayrı bir çalışma takvimi de düzenlenebilecek.
Dershaneler, özel öğrenci etüt eğitim merkezleri, kurslar, hizmet içi eğitim merkezleri ve uzaktan öğretim yapan kuruluşlar yıllık çalışma takvimlerini ve haftalık çalışma saatlerini gösteren çizelgelerini ve eğitim personelinin listesini valiliğe gönderecek.
Okullarda normal öğretim yapılacak ve öğretim seviyesine göre resmi dengi okullardaki ders saati süresi uygulanması esas olacak. Bakanlıkça uygun görülmesi halinde farklı uygulamalar da yapılabilecek, ancak okullarda ikili öğretim yapılamayacak.
Okullar dışındaki kurumlarda günlük çalışmalar 07.00 ile 23.00 arasında yapılacak. Dersler 45 dakika olacak. Uygulamalı dersler blok halinde 90 dakika olarak yapılabilecek.
Kurslar ve hizmet içi eğitim merkezlerine devam zorunlu olacak ve programdaki kurs süresinin 1/5'inden fazla devam etmeyen kursiyer sınava alınmayacak.
Okul öncesi eğitim kurumları hariç, okullara ait bina ve binalar içinde iki ayrı kurucuya ait aynı veya farklı derecede veya türde okul bulunamayacak.
Aynı kurucuya ait kurumlardan sadece okulların belirli bölümleri birlikte kullanılabilecek. Ancak ilköğretim ve ortaöğretim okullarının derslikleri ayrı katlarda olacak şekilde aynı binada bulunabilecek.
Kurum binaları, kuruluşlarına esas olan eğitim ve öğretim hizmetleri dışında başka bir amaçla kullanılamayacak. Ancak, eğitim ve öğretim faaliyetlerinin yapılmadığı zamanlarda eğitim kapsamında veya eğitimin genel ilkelerine aykırı olmayan, ücretli veya ücretsiz, kısa süreli ve geçici faaliyetler kaymakamlığa veya valiliğe bilgi verilerek yapılabilecek.
Eğitim personelinin çalışma izin teklifleri; genel müdür, genel müdür yardımcısı ve müdürler için kurucular veya kurucu temsilcileri; yöneticiler dışındaki eğitim personeli için müdür tarafından yapılacak. Valilikten çalışma izni alınmadan personel işe başlatılamayacak.
Sınıf mevcutları
Okullarda sınıf mevcutları; okul öncesi eğitimde 20, ilköğretimde 30, fen ve sosyal bilimler liselerinde 26, mesleki ve teknik liselerde 24, diğer ortaöğretim kurumlarında 30'dan fazla olamayacak. Okullar dışındaki kurumlarda sınıf mevcutları 30 öğrenci veya kursiyeri geçmeyecek şekilde düzenlenecek. Kurumun özelliğine göre grupların oluşumunda öğrenci veya kursiyerin yaşı, öğrenim ve bilgi düzeyi ile diğer eğitimsel yaklaşımlar dikkate alınacak.
Kurumlarda öğretim dili Türkçe olacak. Yabancılarca açılmış ve Türkçeden başka bir dille öğretim yapılmasına izin verilmiş mevcut okullar, kendi statüleri içinde öğretime devam edecek. Ancak, yabancı uyruklu çocukların devam edeceği milletlerarası okullar bu hükmün dışında tutulacak.
Azınlık okullarında, seviyesine göre resmi okullarda okutulan dersler ve öğretim programları ile haftalık ders dağıtım çizelgelerinin uygulanması esas olacak.
Bu okullarda, ilgili ülkelerdeki mütekabil mevzuat ve uygulamalar da dikkate alınarak derslerden hangilerinin öğretiminin Türkçeden başka bir dille yapılabileceği Milli Eğitim Bakanlığı'nca kararlaştırılacak.
Türkçeden başka bir dilin öğretimi için izin verilen derslere ayrılacak haftalık ders saatine mukabil Türkçe okutulacak derslerin saati ve sayısı da bakanlıkça tespit edilecek.
Ücretler
Kurumlar, öğrenci ve kursiyer ücretlerini, veli veya kursiyerlerle yapacakları özel sözleşmelerinde sağlayacaklarını belirttikleri eğitim ve öğretim imkanlarına, gelişmelerine imkan verecek yatırım ve hizmetler ile diğer işletme giderlerine göre belirleyecek. Ücret tespitleri, istenildiğinde yetkili makamlara belgelendirecek.
Ücretlerin ilan edilmesi için verilen süreden sonra kurum açma izni ile iş yeri açma ve çalışma ruhsatı verilen kurumların öğrenci ve kursiyer ücreti, bulundukları ilde aynı tür kurumların ilan ettikleri en düşük ücretten aşağı olamayacak.
Yönetmeliğin geçici maddelerine göre, yönetmelikte belirtilen nitelik ve şartlar, halen bu kurumlarda eğitim personeli olarak çalışmakta olanlarda aranmayacak.
Bir arada bulunan okullar dışındaki diğer kurumların kurucuları, 8 Mart 2013'e kadar Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü'nce belirlenerek, internet sayfasında yayınlanan standartlardaki şartlara uygun olarak kurumlarını bağımsız kurum haline getirmek zorunda olacaklar. Verilen süre içinde bağımsız kurum haline getirilmeyen kurumlar kapatılacak.
Yönetmelikte, özel öğretim kurumu açma izni ile iş yeri açma ve çalışma ruhsatının alınması ve kurum binaları için aranan şartlar; kurumun kapatılması ve program iptali, eğitim personelinin nitelik, görev, yetki ve sorumlulukları; yabancı ve azınlık okullarında görevlendirme, yabancı uyruklu eğitim personeline verilecek izinler, ücretsiz veya burslu okuyacak öğrenci ve kursiyerler, burs verilme şartları ve oranları gibi konular da düzenleniyor.
Yürürlükten kaldırılan mevzuat nasıldı?
Yönetmelikle, ''Milli Eğitim Bakanlığı Özel Akşam Liseleri Yönetmeliği'', ''Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği'', ''Özel Öğretim Kurumları Öğrenci ve Kursiyer Ücretleri Tespit ve Tahsil Yönetmeliği'', ''Özel Öğretim Kurumlarında Ücretsiz veya Burslu Okutulacak Öğrenci ve Kursiyerler Hakkında Yönetmelik'', ''Milli Eğitim Bakanlığı Özel Dershaneler Yönetmeliği'', ''Milli Eğitim Bakanlığı Özel Hizmet İçi Eğitim Merkezleri Yönetmeliği'', ''Milli Eğitim Bakanlığı Özel Kurslar Yönetmeliği'', ''Milli Eğitim Bakanlığı Özel Okullar Çerçeve Yönetmeliği'' ve ''Millî Eğitim Bakanlığı Özel Öğrenci Etüt Eğitim Merkezleri Yönetmeliği'' yürürlükten kaldırıldı.
(haber7)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği Milli Eğitim Bakanlığı'nın kararının ardından Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe girdi.
Her derece ve türdeki özel öğretim kurumlarının açılış ve işleyişiyle ilgili usul ve esasların düzenlenmesini amaçlayan Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği, Resmi Gazete'de yayımlanarak, yürürlüğe girdi.
Yönetmelik, 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanununda belirtilen özel öğretim kurumlarını kapsıyor. Yönetmeliğe göre, özel eğitim kurum açma izni ile iş yeri açma ve çalışma ruhsatının verilebilmesi için kasten işlenen bir suç dolayısıyla 1 yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da affa uğramış olsa bile devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, milli savunmaya karşı suçlar, devlet sırlarına karşı suçlar; casusluk, zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık ile TCK'daki Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlar başlığı altındaki suçlardan mahkum edilmemiş olma şartı aranacak.
Kurumların girişinde temiz, düzenli ve kolayca görülebilecek en uygun yerde Atatürk köşesi oluşturulacak.
Okullarda, resmi okullar için hazırlanan yıllık çalışma takvimi uygulanması esas olmakla birlikte, valilikçe kabul edilmesi halinde ayrı bir çalışma takvimi de düzenlenebilecek.
Dershaneler, özel öğrenci etüt eğitim merkezleri, kurslar, hizmet içi eğitim merkezleri ve uzaktan öğretim yapan kuruluşlar yıllık çalışma takvimlerini ve haftalık çalışma saatlerini gösteren çizelgelerini ve eğitim personelinin listesini valiliğe gönderecek.
Okullarda normal öğretim yapılacak ve öğretim seviyesine göre resmi dengi okullardaki ders saati süresi uygulanması esas olacak. Bakanlıkça uygun görülmesi halinde farklı uygulamalar da yapılabilecek, ancak okullarda ikili öğretim yapılamayacak.
Okullar dışındaki kurumlarda günlük çalışmalar 07.00 ile 23.00 arasında yapılacak. Dersler 45 dakika olacak. Uygulamalı dersler blok halinde 90 dakika olarak yapılabilecek.
Kurslar ve hizmet içi eğitim merkezlerine devam zorunlu olacak ve programdaki kurs süresinin 1/5'inden fazla devam etmeyen kursiyer sınava alınmayacak.
Okul öncesi eğitim kurumları hariç, okullara ait bina ve binalar içinde iki ayrı kurucuya ait aynı veya farklı derecede veya türde okul bulunamayacak.
Aynı kurucuya ait kurumlardan sadece okulların belirli bölümleri birlikte kullanılabilecek. Ancak ilköğretim ve ortaöğretim okullarının derslikleri ayrı katlarda olacak şekilde aynı binada bulunabilecek.
Kurum binaları, kuruluşlarına esas olan eğitim ve öğretim hizmetleri dışında başka bir amaçla kullanılamayacak. Ancak, eğitim ve öğretim faaliyetlerinin yapılmadığı zamanlarda eğitim kapsamında veya eğitimin genel ilkelerine aykırı olmayan, ücretli veya ücretsiz, kısa süreli ve geçici faaliyetler kaymakamlığa veya valiliğe bilgi verilerek yapılabilecek.
Eğitim personelinin çalışma izin teklifleri; genel müdür, genel müdür yardımcısı ve müdürler için kurucular veya kurucu temsilcileri; yöneticiler dışındaki eğitim personeli için müdür tarafından yapılacak. Valilikten çalışma izni alınmadan personel işe başlatılamayacak.
Sınıf mevcutları
Okullarda sınıf mevcutları; okul öncesi eğitimde 20, ilköğretimde 30, fen ve sosyal bilimler liselerinde 26, mesleki ve teknik liselerde 24, diğer ortaöğretim kurumlarında 30'dan fazla olamayacak. Okullar dışındaki kurumlarda sınıf mevcutları 30 öğrenci veya kursiyeri geçmeyecek şekilde düzenlenecek. Kurumun özelliğine göre grupların oluşumunda öğrenci veya kursiyerin yaşı, öğrenim ve bilgi düzeyi ile diğer eğitimsel yaklaşımlar dikkate alınacak.
Kurumlarda öğretim dili Türkçe olacak. Yabancılarca açılmış ve Türkçeden başka bir dille öğretim yapılmasına izin verilmiş mevcut okullar, kendi statüleri içinde öğretime devam edecek. Ancak, yabancı uyruklu çocukların devam edeceği milletlerarası okullar bu hükmün dışında tutulacak.
Azınlık okullarında, seviyesine göre resmi okullarda okutulan dersler ve öğretim programları ile haftalık ders dağıtım çizelgelerinin uygulanması esas olacak.
Bu okullarda, ilgili ülkelerdeki mütekabil mevzuat ve uygulamalar da dikkate alınarak derslerden hangilerinin öğretiminin Türkçeden başka bir dille yapılabileceği Milli Eğitim Bakanlığı'nca kararlaştırılacak.
Türkçeden başka bir dilin öğretimi için izin verilen derslere ayrılacak haftalık ders saatine mukabil Türkçe okutulacak derslerin saati ve sayısı da bakanlıkça tespit edilecek.
Ücretler
Kurumlar, öğrenci ve kursiyer ücretlerini, veli veya kursiyerlerle yapacakları özel sözleşmelerinde sağlayacaklarını belirttikleri eğitim ve öğretim imkanlarına, gelişmelerine imkan verecek yatırım ve hizmetler ile diğer işletme giderlerine göre belirleyecek. Ücret tespitleri, istenildiğinde yetkili makamlara belgelendirecek.
Ücretlerin ilan edilmesi için verilen süreden sonra kurum açma izni ile iş yeri açma ve çalışma ruhsatı verilen kurumların öğrenci ve kursiyer ücreti, bulundukları ilde aynı tür kurumların ilan ettikleri en düşük ücretten aşağı olamayacak.
Yönetmeliğin geçici maddelerine göre, yönetmelikte belirtilen nitelik ve şartlar, halen bu kurumlarda eğitim personeli olarak çalışmakta olanlarda aranmayacak.
Bir arada bulunan okullar dışındaki diğer kurumların kurucuları, 8 Mart 2013'e kadar Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü'nce belirlenerek, internet sayfasında yayınlanan standartlardaki şartlara uygun olarak kurumlarını bağımsız kurum haline getirmek zorunda olacaklar. Verilen süre içinde bağımsız kurum haline getirilmeyen kurumlar kapatılacak.
Yönetmelikte, özel öğretim kurumu açma izni ile iş yeri açma ve çalışma ruhsatının alınması ve kurum binaları için aranan şartlar; kurumun kapatılması ve program iptali, eğitim personelinin nitelik, görev, yetki ve sorumlulukları; yabancı ve azınlık okullarında görevlendirme, yabancı uyruklu eğitim personeline verilecek izinler, ücretsiz veya burslu okuyacak öğrenci ve kursiyerler, burs verilme şartları ve oranları gibi konular da düzenleniyor.
Yürürlükten kaldırılan mevzuat nasıldı?
Yönetmelikle, ''Milli Eğitim Bakanlığı Özel Akşam Liseleri Yönetmeliği'', ''Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği'', ''Özel Öğretim Kurumları Öğrenci ve Kursiyer Ücretleri Tespit ve Tahsil Yönetmeliği'', ''Özel Öğretim Kurumlarında Ücretsiz veya Burslu Okutulacak Öğrenci ve Kursiyerler Hakkında Yönetmelik'', ''Milli Eğitim Bakanlığı Özel Dershaneler Yönetmeliği'', ''Milli Eğitim Bakanlığı Özel Hizmet İçi Eğitim Merkezleri Yönetmeliği'', ''Milli Eğitim Bakanlığı Özel Kurslar Yönetmeliği'', ''Milli Eğitim Bakanlığı Özel Okullar Çerçeve Yönetmeliği'' ve ''Millî Eğitim Bakanlığı Özel Öğrenci Etüt Eğitim Merkezleri Yönetmeliği'' yürürlükten kaldırıldı.
(haber7)
Son Güncelleme: Çarşamba, 21 Mart 2012 11:57
Gösterim: 3053

