Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Okul öncesinde “Dünya benim oyun alanım” mottosuyla öğrencilerin öğrenme süreçlerine aktif olarak katılımlarını desteklediklerini ve yaparak ve yaşayarak öğrendikleri bir eğitim ortamı kurduklarını belirten Mektebim Okul Öncesi ve İlkokul Koordinatörü Mine Akın Ezedin, okul öncesine yönelik yaptıkları çalışmaları artı eğitim’e anlattı.
Mektebim okul öncesi eğitimde nasıl bir eğitim modeli uyguluyor?
Mektebim öğrencileri, okul öncesinden üniversiteye kadar “Bütünsel Eğitim Yaklaşımı” ile kendilerini keşfederek ve birer dünya vatandaşı olarak başarılı bir geleceğe adım adım yürümektedir. Öğrencinin yaş dönemi esas alınarak tasarlanan “Bütünsel Eğitim Yaklaşımı” öğrencilerin yetenekleri ve öğrenme şekilleriyle bütünleşerek kalıcı bir eğitime zemin hazırlamaktadır. Okul öncesinde “Dünya benim oyun alanım” mottosuyla öğrencilerin öğrenme süreçlerine aktif olarak katılımlarını destekliyoruz. Yaparak ve yaşayarak öğrendikleri bir eğitim yaklaşımıyla her çocuğun bireysel farklılıkları olduğu bilincinden hareket ederek yaratıcı düşünceyi daima cesaretlendiriyoruz. Yapılandırılmış etkinlikler ve yarı yapılandırılmış oyunlarla öğrenmeye önem veriyoruz. Oyun, çocuğun hayatında vazgeçilmez bir unsurdur. Bu sebeple öğrenmeleri gereken konuları oyunlarla veriyoruz. Oyun yoluyla öğrenme yöntemi, çocukların akıl yürütme, eleştirel düşünme ve yeni durumlara adaptasyon sağlayabilme becerilerini de geliştiriyor.
OYUN FARKINDALIĞI ARTIRIYOR
Okul öncesinde oyun ile öğrenmenin önemi nedir ve nasıl uygulanmalıdır?
Oyun, çocuğun hayatında vazgeçilmez bir unsurdur. Kişilik ve yeteneklerini geliştirmesine fırsat yaratarak onu yetişkin dünyasına hazırlar. Eğitim sistemimizde temel olarak öğrencinin ihtiyaçlarını karşılamak ve onu bir sonraki kademeye ve hayata hazırlamak üzerine program geliştiriyoruz. Okul öncesi kademesinde, kazanımları öğrencinin oyun oynayarak ve etkinlik yaparak öğrenebileceği şekilde kurguluyoruz. Oyun, öğrencinin gelişimine büyük katkı sağlıyor. Oyun yoluyla öğrenme ise öğrenciyi motive eden ve öğrencinin sürece aktif olarak katılmasına yarayan bir yöntemdir. Eğitimde oyunun kullanılmasıyla öğrenci yetişkinden bağımsız hareket edebilme yeteneğini geliştirerek farkındalığını artırır. Bedeninin işlevlerini keşfeder. Mektebim olarak eğitim programlarımızda oyun, yaş seviyesine ve konuya göre farklı anlarda kullanılır. Öğretmen sınıfın profiline göre değişiklikler yapabilir. Öğrencilerin oyunla öğrenilen konuyu pekiştirmeleri gerektiğini düşünüyorsa oyun yoluyla öğrenme etkinliklerine devam edebilir. Özellikle küçük yaş gruplarının eğitiminde süreyle ilgili keskin sınırlar belirlememekte fayda vardır. Öğrencilerin öğrenme stilleri farklı olacağı için oyun oynamaya devam etme süreleri de farklı olacaktır.
YABANCI DİL BECERİSİ İLETİŞİM BECERİSİ SAĞLIYOR
Okul öncesinde yabancı dil eğitimi hangi yaşta başlamalı ve hangi yöntemler uygulanmalıdır?
Bilim çevreleri, çocukların zihinsel ve duyusal becerileri ve esnekliklerinden dolayı yabancı dil öğretiminin erken yaşlarda çok daha etkin sonuçlar vereceği fikrini benimser. Erken yaşta yabancı dil öğretimi çocukta düşünmeye yönelik kıvraklık ve esnekliği, dinleme yetisini ve hassasiyetini geliştirir. Aynı zamanda anadilinde anlama kabiliyetini de geliştirir. Ana dildeki becerisi arttıkça çocuğun iletişim becerisi de artacaktır. Yabancı dil edinmek, çocuğun farklı kültürleri öğrenmesine olanak sağlar ve iletişim becerisinin gelişmesine katkıda bulunur. Özetle yabancı dil öğretimi küçük yaşlarda başlarsa çocuğun sadece yabancı dil öğrenmesine değil genel anlamda gelişime olumlu katkılar sunacaktır. Buradaki önemli nokta yabancı dil eğitiminin veriliş şeklidir. Öğrencilerin anlama becerilerini geliştirmek için yabancı dil eğitiminde dinlemeye, algılamaya, keşfetmeye ve çocukları üretmeye yönlendirecek çalışmalar yaptırılmalı, bunların yanında ritim ve vurgulama çalışmalarına da değinilmelidir.
DOĞRU OKUL HANGİSİ?
Okul öncesi eğitim kurumlarını seçerken nelere dikkat edilmeli?
Öncelikle anne babaların doğru soruyu sormaları gerekir. "İyi Okul hangisi?" sorusu yanlıştır. "Çocuğum için doğru okul hangisi?" sorusu, doğru sorudur. Öncelikle çocuğunuzu iyi tanımanız gerekir ki onun ihtiyaçlarını anlamak, onun ihtiyaçlarına yönelik bir okulu belirleyebilmek için bu çok önemlidir. Çocuğunuzun topluluk içinde davranışları, ders içindeki halleri, etkinlikleri tamamlama yöntemleri, eğilimleri vb. gibi konularda çocuğunuzu tanımak anne babaları doğru okul seçimine götürecektir.
Okul öncesi eğitimde aileye düşen görev ve sorumluluklar neler?
Çocuklar çok çabuk öğrenirler. Okul başlamadan önce evde geçirdikleri süreç, öğrenme açısından kıymetli bir zaman dilimidir. Kişisel bakım, saygı, empati gibi konular okuldan önce çocuğun hayatına girmiş olmalıdır. Örneğin 4-5 yaşındaki bir çocuk tuvalet eğitimini çoktan tamamlamış olmalıdır. Bu yaş gruplarında eğitimi çok keskin çizgilerle bölemeyiz. Tamamlanmayan bir kişisel bakım eğitimi çocuğun gündelik hayatını ve bu sebeple de öğrenme sürecini de olumsuz etkiler. Anne- babaların en öneli görevi çocuklarını okula hazırlamaktır. İlk öğretmen anne ve babadır.
ANNE-BABALAR İYİ BİR DİNLEYİCİ OLMALI!
Okul öncesi eğitimde çocuklar şarkı söylemek, resim yapmak, öğretmeninin açıklamalarını dinlemek ve bunun gibi çeşitli etkinliklerde yer alıyorlar ve bu etkinlikler de çocukların iyi birer dinleyici olmasını gerektiriyor. Anne babaların iyi birer dinleyici olması, çocuklarını sabırla dinlemeleri, çocukların dinlemeyi öğrenmesini sağlar. Başarının anahtarlarından biri iyi bir dinleyici olmaktır. Ailelerin okul dışında kalan vakitlerde çocuklarıyla oyun oynayarak onları takım çalışmasına hazırlamaları, yönerge takip etmelerini sağlamaları çok önemlidir. Bu sayede çocuk okulda yapılacak olan takım çalışmalarında başarılı olur, kişisel gelişimi hızlanır.
Birçok ebeveyn çocuklarından çok fazla şey bekliyor. Hala hassas bir öğrenme aşamasında olduklarını ve hala çocuk olduklarını unutmamak gerekir. Söylediklerinizi hemen anlayamayabilirler. Sabırla takip etmek ve kendi hızlarında öğrenmelerine izin vermek gerekir. Önemli olan, onları öğrenmeye ve denemeye devam etmeye teşvik etmektir.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Özel Okullar
Okul öncesinde “Dünya benim oyun alanım” mottosuyla öğrencilerin öğrenme süreçlerine aktif olarak katılımlarını desteklediklerini ve yaparak ve yaşayarak öğrendikleri bir eğitim ortamı kurduklarını belirten Mektebim Okul Öncesi ve İlkokul Koordinatörü Mine Akın Ezedin, okul öncesine yönelik yaptıkları çalışmaları artı eğitim’e anlattı.
Mektebim okul öncesi eğitimde nasıl bir eğitim modeli uyguluyor?
Mektebim öğrencileri, okul öncesinden üniversiteye kadar “Bütünsel Eğitim Yaklaşımı” ile kendilerini keşfederek ve birer dünya vatandaşı olarak başarılı bir geleceğe adım adım yürümektedir. Öğrencinin yaş dönemi esas alınarak tasarlanan “Bütünsel Eğitim Yaklaşımı” öğrencilerin yetenekleri ve öğrenme şekilleriyle bütünleşerek kalıcı bir eğitime zemin hazırlamaktadır. Okul öncesinde “Dünya benim oyun alanım” mottosuyla öğrencilerin öğrenme süreçlerine aktif olarak katılımlarını destekliyoruz. Yaparak ve yaşayarak öğrendikleri bir eğitim yaklaşımıyla her çocuğun bireysel farklılıkları olduğu bilincinden hareket ederek yaratıcı düşünceyi daima cesaretlendiriyoruz. Yapılandırılmış etkinlikler ve yarı yapılandırılmış oyunlarla öğrenmeye önem veriyoruz. Oyun, çocuğun hayatında vazgeçilmez bir unsurdur. Bu sebeple öğrenmeleri gereken konuları oyunlarla veriyoruz. Oyun yoluyla öğrenme yöntemi, çocukların akıl yürütme, eleştirel düşünme ve yeni durumlara adaptasyon sağlayabilme becerilerini de geliştiriyor.
OYUN FARKINDALIĞI ARTIRIYOR
Okul öncesinde oyun ile öğrenmenin önemi nedir ve nasıl uygulanmalıdır?
Oyun, çocuğun hayatında vazgeçilmez bir unsurdur. Kişilik ve yeteneklerini geliştirmesine fırsat yaratarak onu yetişkin dünyasına hazırlar. Eğitim sistemimizde temel olarak öğrencinin ihtiyaçlarını karşılamak ve onu bir sonraki kademeye ve hayata hazırlamak üzerine program geliştiriyoruz. Okul öncesi kademesinde, kazanımları öğrencinin oyun oynayarak ve etkinlik yaparak öğrenebileceği şekilde kurguluyoruz. Oyun, öğrencinin gelişimine büyük katkı sağlıyor. Oyun yoluyla öğrenme ise öğrenciyi motive eden ve öğrencinin sürece aktif olarak katılmasına yarayan bir yöntemdir. Eğitimde oyunun kullanılmasıyla öğrenci yetişkinden bağımsız hareket edebilme yeteneğini geliştirerek farkındalığını artırır. Bedeninin işlevlerini keşfeder. Mektebim olarak eğitim programlarımızda oyun, yaş seviyesine ve konuya göre farklı anlarda kullanılır. Öğretmen sınıfın profiline göre değişiklikler yapabilir. Öğrencilerin oyunla öğrenilen konuyu pekiştirmeleri gerektiğini düşünüyorsa oyun yoluyla öğrenme etkinliklerine devam edebilir. Özellikle küçük yaş gruplarının eğitiminde süreyle ilgili keskin sınırlar belirlememekte fayda vardır. Öğrencilerin öğrenme stilleri farklı olacağı için oyun oynamaya devam etme süreleri de farklı olacaktır.
YABANCI DİL BECERİSİ İLETİŞİM BECERİSİ SAĞLIYOR
Okul öncesinde yabancı dil eğitimi hangi yaşta başlamalı ve hangi yöntemler uygulanmalıdır?
Bilim çevreleri, çocukların zihinsel ve duyusal becerileri ve esnekliklerinden dolayı yabancı dil öğretiminin erken yaşlarda çok daha etkin sonuçlar vereceği fikrini benimser. Erken yaşta yabancı dil öğretimi çocukta düşünmeye yönelik kıvraklık ve esnekliği, dinleme yetisini ve hassasiyetini geliştirir. Aynı zamanda anadilinde anlama kabiliyetini de geliştirir. Ana dildeki becerisi arttıkça çocuğun iletişim becerisi de artacaktır. Yabancı dil edinmek, çocuğun farklı kültürleri öğrenmesine olanak sağlar ve iletişim becerisinin gelişmesine katkıda bulunur. Özetle yabancı dil öğretimi küçük yaşlarda başlarsa çocuğun sadece yabancı dil öğrenmesine değil genel anlamda gelişime olumlu katkılar sunacaktır. Buradaki önemli nokta yabancı dil eğitiminin veriliş şeklidir. Öğrencilerin anlama becerilerini geliştirmek için yabancı dil eğitiminde dinlemeye, algılamaya, keşfetmeye ve çocukları üretmeye yönlendirecek çalışmalar yaptırılmalı, bunların yanında ritim ve vurgulama çalışmalarına da değinilmelidir.
DOĞRU OKUL HANGİSİ?
Okul öncesi eğitim kurumlarını seçerken nelere dikkat edilmeli?
Öncelikle anne babaların doğru soruyu sormaları gerekir. "İyi Okul hangisi?" sorusu yanlıştır. "Çocuğum için doğru okul hangisi?" sorusu, doğru sorudur. Öncelikle çocuğunuzu iyi tanımanız gerekir ki onun ihtiyaçlarını anlamak, onun ihtiyaçlarına yönelik bir okulu belirleyebilmek için bu çok önemlidir. Çocuğunuzun topluluk içinde davranışları, ders içindeki halleri, etkinlikleri tamamlama yöntemleri, eğilimleri vb. gibi konularda çocuğunuzu tanımak anne babaları doğru okul seçimine götürecektir.
Okul öncesi eğitimde aileye düşen görev ve sorumluluklar neler?
Çocuklar çok çabuk öğrenirler. Okul başlamadan önce evde geçirdikleri süreç, öğrenme açısından kıymetli bir zaman dilimidir. Kişisel bakım, saygı, empati gibi konular okuldan önce çocuğun hayatına girmiş olmalıdır. Örneğin 4-5 yaşındaki bir çocuk tuvalet eğitimini çoktan tamamlamış olmalıdır. Bu yaş gruplarında eğitimi çok keskin çizgilerle bölemeyiz. Tamamlanmayan bir kişisel bakım eğitimi çocuğun gündelik hayatını ve bu sebeple de öğrenme sürecini de olumsuz etkiler. Anne- babaların en öneli görevi çocuklarını okula hazırlamaktır. İlk öğretmen anne ve babadır.
ANNE-BABALAR İYİ BİR DİNLEYİCİ OLMALI!
Okul öncesi eğitimde çocuklar şarkı söylemek, resim yapmak, öğretmeninin açıklamalarını dinlemek ve bunun gibi çeşitli etkinliklerde yer alıyorlar ve bu etkinlikler de çocukların iyi birer dinleyici olmasını gerektiriyor. Anne babaların iyi birer dinleyici olması, çocuklarını sabırla dinlemeleri, çocukların dinlemeyi öğrenmesini sağlar. Başarının anahtarlarından biri iyi bir dinleyici olmaktır. Ailelerin okul dışında kalan vakitlerde çocuklarıyla oyun oynayarak onları takım çalışmasına hazırlamaları, yönerge takip etmelerini sağlamaları çok önemlidir. Bu sayede çocuk okulda yapılacak olan takım çalışmalarında başarılı olur, kişisel gelişimi hızlanır.
Birçok ebeveyn çocuklarından çok fazla şey bekliyor. Hala hassas bir öğrenme aşamasında olduklarını ve hala çocuk olduklarını unutmamak gerekir. Söylediklerinizi hemen anlayamayabilirler. Sabırla takip etmek ve kendi hızlarında öğrenmelerine izin vermek gerekir. Önemli olan, onları öğrenmeye ve denemeye devam etmeye teşvik etmektir.
Son Güncelleme: Cuma, 31 May 2019 10:03
Gösterim: 1184
Çocukların uzun eğitim hayatlarında zaman zaman çok sıkılacakları, çok yorulacakları dönemlerin olacağını belirten BÜMED MEÇ Okulları Genel Müdürü Haluk Koçak, “Neden o hayatın ilk basamağı olan Okul Öncesi renkli ve eğlenceli olmasın?” diye soruyor. Okul öncesinde uyguladıklarI model hakkInda bilgi veren Koçak, “Okulumuzun adı Merak Eden Çocuk ve sadece isimde kalmayan, hem öğretmen hem öğrenci hem de veliler tarafından özümsenmiş uygulamalar yapılıyor.” diye konuştu.
Özel okullar okul öncesi eğitimde nasıl bir eğitim modeli uyguluyorlar?
Son yıllarda Okul Öncesi Eğitim’in daha çok ön plana çıkmasıyla beraber özel okullar Okul Öncesi Eğitim’de farklı yaklaşım biçimleri ile birlikte daha detaylı ve özenli programlar sunmaya başladılar.
Günümüz çocuklarının hayata bakışı, kavrama hızı, özgür alan ve sosyalleşme ihtiyaçları beceri edinmedeki ustalıkları ile birleştiğinde artık Okul Öncesi eğitim bizim eski bildiğimiz sadece oyun oynamak için alan sunmaktan ya da ailelerin iş hayatlarına devam edebilmeleri için çocuklarını mecbur bırakmak zorunda kaldıkları gündüz bakım evi mantığından çıktı.
Özel Okullar İlköğretim ve Ortaöğretim kademelerinde süreklilik beklentilerini artık Okul Öncesi Eğitim’de ebeveynlere çeşitli olanaklar sunarak sağlamaya başladılar.
Özellikle yabancı dil eğitiminin ya da Montessori, Waldorf ve Reggio Emilia gibi çocuğun bağımsız, özgüveni yüksek, becerileri gelişmiş bireyler yetiştirmeyi hedefleyen yaklaşımların Okul Öncesi Eğitim’de ön planda olduğunu görüyoruz.
Bu sebeple Okul Öncesi Eğitim’de Özel Okulların genel yaklaşımı bol oyunlu, doğayı keşfetmeyi ve etkinliklerle deneyimlemeyi baz alan kazanımları adres gösteren etkinlikler bütünüdür.
Erken yaşta rutin oluşturmanın ve belli bir düzene göre ilkokul deneyimini edinmenin de önemi göz önüne alındığında Okul Öncesi Eğitimi çocuk gelişimine yapılmış en büyük katkıdır.
BÜMED MEÇ Okullar’ında okul öncesi eğitimde nasıl bir eğitim modeli uygulanıyor?
Okullarımızda kuruluşundan bugüne Boğaziçi Üniversitesi kültürü ve anlayışına göre üniversitemiz hocalarının danışmanlığı ile hazırlanmış model uygulanıyor. Okulumuzun adı Merak Eden Çocuk ve sadece isimde kalmayan, hem öğretmen hem öğrenci hem de veliler tarafından özümsenmiş uygulamalar yapılıyor. Bunlardan en önemlisi Merak Eden Çocuk Saati’dir. MEÇ Saati sunumlarında öğrencilerimiz, 21. yüzyıl becerileri olan STEM, Robotik ve Maker‘ı günlük hayatla birleştirirler. Yuva grubunda toplu olarak deneyler yapılırken, öğrencilerimiz kendilerini daha rahat ifade edebilmeye başladıkları anasınıfından itibaren merak ettikleri konularla ilgili sunumlar yaparlar.
MEÇ Saati’nde öğrenciler, yaşlarına ve gelişimsel düzeylerine uygun olarak seçtikleri konuları önce velilerinin rehberliğinde daha sonra öğretmenlerinin eşliğinde araştırmaktadırlar. Çocukların doğal meraklarının ürünü olan “Gökyüzü neden mavidir?”, “Su hareket eder mi?”, “İnsanlar neden birbirine benzemez?” gibi sayısız miktarda soruların yanıtlarını arayan öğrencilerin merakları ve öğrenme istekleri böylelikle ayakta tutulmaktadır. Öğrencilerimiz araştırdıkları konuları MEÇ Saatinde arkadaşlarına sunmaktadırlar. Bu sayede sınıf arkadaşlarının önünde kendilerini ifade etmekte ve küçük yaşta sunum becerileri kazanmaktadırlar.
MERAK ATÖLYESİ
Bir diğer uygulamamamız Merak Atölyesidir. Gözleme dayanan çizim, beynin görsel gelişiminin okuma yazmasıdır. Beynin görsel gelişimi, hayal etme becerisinin ve yaratıcı olmanın temelidir. Bu nedenle, gözlemlemeyi ve çizimi öğretmek yaratıcılığı öğretmenin temelidir. Öncelikle fark etmediğiniz bir şeyi çizemezsiniz. Çizimler bir deneyimdir. Beyninin gözlem ve çizim yapan alanları gelişmek için uyarılabilir. Dikkatli gözlem alışkanlığını öğrenmek hayatın her alanı için önemli bir anahtardır. Merak Atölyesinde her yaş grubu çocuklar ile sıkça bakmak, görmek ve çizmek üzerine çalışmalar yapıyoruz. Çünkü gözlem alışkanlığı ve çizim, her şey gibi düzenli pratik ile öğrenilir.
Her çocuk farklı, kendine has ve yaratıcıdır. Her çocuğun yaptığı resmin de kendine has ve farklı olması, bu farklılığın desteklenmesi yaratıcılık ve özgünlüğün geliştirilmesi için sanat eğitiminin olmazsa olmazlarındandır.
Merak Atölyesinde çalışmalarımızı yaparken çocuklara mutlak sonucu tanımlayan iş örnekleri göstermek yerine, farklı yaklaşımlarda çeşitli sanatçılar ve işleri üzerinden ilerliyoruz. Çocuklar bu yol ile sanat tarihinde farklı ve özgün çok çeşitli yaklaşımlar, bakış açıları ve ürünler olduğunu görüyor, bunlardan ilham alıyorlar.
Bütün sanatçıların ürettikleri nasıl birbirinden farklıysa her çocuğunda sanatsal üretimlerinin birbirinden farklı olduğu, kimsenin kimseye benzemediğini ve yaptıklarının da benzemeyeceğini, orijinalliğin gücünü fark ediyorlar.
Bu şekilde çocukların başkalarıyla kendilerini kıyaslamaları yerine, kendi biricikliklerine değer verip, kendilerine has yaklaşımlarını geliştirmelerini destekliyoruz.
Merak Atölyesinde yaptığımız çalışmalarda çocuklarla sıkça doğayı inceleyerek, ezber ve bildik sınırların ötesindeki dünyayı fark ettirmeye, doğanın rehberliğinde çocukların kendi engin hayal dünyalarını, yaratıcılıklarını keşfetmelerine ve kendilerini cesurca ortaya koymalarına alan tanıyoruz.
Merak Atölyesinde bu yüzden çocukların çizdiği ağaçlar rengarenk ve alışılmadık biçimlerde olabilir.
Bu iki farklı yaklaşımı temeline alan yaklaşım ise SARES (Sorgulama-Araştırma- Eleştirme - Savunma). Tüm derslerimiz, oyun zamanlarımız ve gezilerimizde planlamalar yapılırken öğrenciyi harekete geçirecek, merak uyandıracak soruların ne olduğunu öğretmenlerimiz kendi aralarında tartışıyor. Burada dikkat edilen bu soruların çocuklarımızdan gelmesi için uygun ortamın hazırlanması. Böylece çocuklar merak ettikçe derslerimiz büyüyor ve öğrencilerin keyif aldığı öğrenme zamanlarına dönüşüyor. Ne yaparsak yapalım en çok dikkat ettiğimiz ise onları gelecek kaygısı içinde boğmadan bugünü anlamaları, yaşadıkları anı değerli kılmalarıdır.
OKUL ÖNCESİ RENKLİ VE EĞLENCELİ OLMALI
Anne-babalar okul öncesi eğitim kurumlarını seçerken nelere dikkat edilmeli?
Çocuğunu anne-babasından daha iyi tanıyan kimse olamaz. Çocuğunuzun ihtiyacı nedir, hamuru nedir en iyi anne ve babalar bilebilir. Belki sizin beklentiniz çocuğunuzun akademik becerilerinin daha hızlı ortaya çıkarılacağı bir kurum… Ama ya çocuğunuz sadece oyun oynamak istiyorsa?
Ya da siz sadece o mutlu olsun, oyun oynasın isterken o masa başı etkinliği yapıp, harfleri keşfetmek istiyorsa? Çocuğunuz için doğru okulu seçerken o okulun çocuğunuz için uygun okul olmasıyla sizin beklentileriniz arasında iyi bir denge bulmanız gerekebilir.
Uzun eğitim hayatlarında zaman zaman çok sıkılacakları, çok yorulacakları dönemler olacak. Neden o hayatın ilk basamağı olan Okul Öncesi renkli ve eğlenceli olmasın?
Bırakın çocuğunuz doğayla iç içe olsun, bol bol oyun oynasın, gelişim özellikleri göz önüne alınarak planlanmış doğru etkinliklerle becerilerini geliştirsin. Ama en önemlisi sosyal- duygusal olarak sağlıklı, bağımsız ve özgüvenli bir birey olarak büyüsün ve gelişsin.
Her anne babanın biricik evladını emanet edeceği ortamın öncelikle güvenli ve sağlıklı olması önemlidir.
Sonrasında iyi bir eğitim kadrosu ve çocuk gelişimini destekler olarak planlanmış bir program ve rutine sahip her okul, hele bir de büyük bir bahçesi var ise doğru okuldur. Bu yüzden mutlaka çocuğunuzu göndermek istediğiniz okul öncesi kuruma rutin bir gününde ziyarette bulunun. Mümkünse oyun saatini uzaktan gözlemleyin. Unutmayın ki orada bulunan eğitimciler her çocuğa kendi çocuklarıymış gibi davranır, sizin gözlemlerken bakmanız gereken çocuğunuzun o ortamda mutu olup olmayacağıdır.
Okul öncesi eğitimde aileye düşen görev ve sorumluluklar neler?
Karakterimizde sahip olduğumuz olumlu-olumsuz her özelliğin tohumları Okul Öncesi ve İlkokul çağında atılır.
O tohumların doğru atılması ve fidanın yeşermesi için düzenli olarak sulanması ve takip edilmesi gerekir. Doğru miktarda su ve iyi bir güneş açısı fidanı yeşertir.
Çocuğunuzda da geliştirmek istediğiniz davranışları ve becerileri okuluyla paylaşın,
Devamlılık ve tutarlılık önemlidir.
Okulun çocuğunuza katmaya çalıştıkları, geliştirmeye çalıştığı davranışları ya da sizin yaptıklarınız ancak Okul-Aile işbirliği doğru ve sağlıklı sağlanırsa bir noktaya varır.
Beklentiyi doğru ifade etmek, kurumun yapısına ve sistemine güvenmek ve her zaman iletişimde kalmak hem çocuğunuzun gelişimini takip etmenize hem de size ebeveynlikte rehberlik edecek bir desteğe sahip olmanıza yardımcı olur.
Okul öncesinde oyun ile öğrenmenin önemi nedir ve nasıl uygulanmalıdır?
SARES ve Merak Eden Çocuk Saati uygulamalarımız oyun saatlerinde de hayatta. Oyun Türk Dil Kurumu sözlüğünde “Yetenek ve zekâ geliştirici, belli kuralları olan, iyi vakit geçirmeye yarayan eğlence” olarak tanımlanmış. İyi vakit geçirmek aslında bizim sadece oyun değil tüm hayatımızda hedeflediğimiz bir şeydir. Bunu yaparken yeteneklerini öne çıkaracak, keyif aldıracak çalışmaları yapmak zaten her öğretmenin belki de meslek seçimlerindeki en önemli kriteridir. Okul bahçesinde çocuklarımız öğretmenlerimizin uzaktan sürekli izledikleri ortamda kendilerini ifade etme, başkalarına saygı gösterme gibi kavramları yaparak öğrenirler.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Özel Okullar
Çocukların uzun eğitim hayatlarında zaman zaman çok sıkılacakları, çok yorulacakları dönemlerin olacağını belirten BÜMED MEÇ Okulları Genel Müdürü Haluk Koçak, “Neden o hayatın ilk basamağı olan Okul Öncesi renkli ve eğlenceli olmasın?” diye soruyor. Okul öncesinde uyguladıklarI model hakkInda bilgi veren Koçak, “Okulumuzun adı Merak Eden Çocuk ve sadece isimde kalmayan, hem öğretmen hem öğrenci hem de veliler tarafından özümsenmiş uygulamalar yapılıyor.” diye konuştu.
Özel okullar okul öncesi eğitimde nasıl bir eğitim modeli uyguluyorlar?
Son yıllarda Okul Öncesi Eğitim’in daha çok ön plana çıkmasıyla beraber özel okullar Okul Öncesi Eğitim’de farklı yaklaşım biçimleri ile birlikte daha detaylı ve özenli programlar sunmaya başladılar.
Günümüz çocuklarının hayata bakışı, kavrama hızı, özgür alan ve sosyalleşme ihtiyaçları beceri edinmedeki ustalıkları ile birleştiğinde artık Okul Öncesi eğitim bizim eski bildiğimiz sadece oyun oynamak için alan sunmaktan ya da ailelerin iş hayatlarına devam edebilmeleri için çocuklarını mecbur bırakmak zorunda kaldıkları gündüz bakım evi mantığından çıktı.
Özel Okullar İlköğretim ve Ortaöğretim kademelerinde süreklilik beklentilerini artık Okul Öncesi Eğitim’de ebeveynlere çeşitli olanaklar sunarak sağlamaya başladılar.
Özellikle yabancı dil eğitiminin ya da Montessori, Waldorf ve Reggio Emilia gibi çocuğun bağımsız, özgüveni yüksek, becerileri gelişmiş bireyler yetiştirmeyi hedefleyen yaklaşımların Okul Öncesi Eğitim’de ön planda olduğunu görüyoruz.
Bu sebeple Okul Öncesi Eğitim’de Özel Okulların genel yaklaşımı bol oyunlu, doğayı keşfetmeyi ve etkinliklerle deneyimlemeyi baz alan kazanımları adres gösteren etkinlikler bütünüdür.
Erken yaşta rutin oluşturmanın ve belli bir düzene göre ilkokul deneyimini edinmenin de önemi göz önüne alındığında Okul Öncesi Eğitimi çocuk gelişimine yapılmış en büyük katkıdır.
BÜMED MEÇ Okullar’ında okul öncesi eğitimde nasıl bir eğitim modeli uygulanıyor?
Okullarımızda kuruluşundan bugüne Boğaziçi Üniversitesi kültürü ve anlayışına göre üniversitemiz hocalarının danışmanlığı ile hazırlanmış model uygulanıyor. Okulumuzun adı Merak Eden Çocuk ve sadece isimde kalmayan, hem öğretmen hem öğrenci hem de veliler tarafından özümsenmiş uygulamalar yapılıyor. Bunlardan en önemlisi Merak Eden Çocuk Saati’dir. MEÇ Saati sunumlarında öğrencilerimiz, 21. yüzyıl becerileri olan STEM, Robotik ve Maker‘ı günlük hayatla birleştirirler. Yuva grubunda toplu olarak deneyler yapılırken, öğrencilerimiz kendilerini daha rahat ifade edebilmeye başladıkları anasınıfından itibaren merak ettikleri konularla ilgili sunumlar yaparlar.
MEÇ Saati’nde öğrenciler, yaşlarına ve gelişimsel düzeylerine uygun olarak seçtikleri konuları önce velilerinin rehberliğinde daha sonra öğretmenlerinin eşliğinde araştırmaktadırlar. Çocukların doğal meraklarının ürünü olan “Gökyüzü neden mavidir?”, “Su hareket eder mi?”, “İnsanlar neden birbirine benzemez?” gibi sayısız miktarda soruların yanıtlarını arayan öğrencilerin merakları ve öğrenme istekleri böylelikle ayakta tutulmaktadır. Öğrencilerimiz araştırdıkları konuları MEÇ Saatinde arkadaşlarına sunmaktadırlar. Bu sayede sınıf arkadaşlarının önünde kendilerini ifade etmekte ve küçük yaşta sunum becerileri kazanmaktadırlar.
MERAK ATÖLYESİ
Bir diğer uygulamamamız Merak Atölyesidir. Gözleme dayanan çizim, beynin görsel gelişiminin okuma yazmasıdır. Beynin görsel gelişimi, hayal etme becerisinin ve yaratıcı olmanın temelidir. Bu nedenle, gözlemlemeyi ve çizimi öğretmek yaratıcılığı öğretmenin temelidir. Öncelikle fark etmediğiniz bir şeyi çizemezsiniz. Çizimler bir deneyimdir. Beyninin gözlem ve çizim yapan alanları gelişmek için uyarılabilir. Dikkatli gözlem alışkanlığını öğrenmek hayatın her alanı için önemli bir anahtardır. Merak Atölyesinde her yaş grubu çocuklar ile sıkça bakmak, görmek ve çizmek üzerine çalışmalar yapıyoruz. Çünkü gözlem alışkanlığı ve çizim, her şey gibi düzenli pratik ile öğrenilir.
Her çocuk farklı, kendine has ve yaratıcıdır. Her çocuğun yaptığı resmin de kendine has ve farklı olması, bu farklılığın desteklenmesi yaratıcılık ve özgünlüğün geliştirilmesi için sanat eğitiminin olmazsa olmazlarındandır.
Merak Atölyesinde çalışmalarımızı yaparken çocuklara mutlak sonucu tanımlayan iş örnekleri göstermek yerine, farklı yaklaşımlarda çeşitli sanatçılar ve işleri üzerinden ilerliyoruz. Çocuklar bu yol ile sanat tarihinde farklı ve özgün çok çeşitli yaklaşımlar, bakış açıları ve ürünler olduğunu görüyor, bunlardan ilham alıyorlar.
Bütün sanatçıların ürettikleri nasıl birbirinden farklıysa her çocuğunda sanatsal üretimlerinin birbirinden farklı olduğu, kimsenin kimseye benzemediğini ve yaptıklarının da benzemeyeceğini, orijinalliğin gücünü fark ediyorlar.
Bu şekilde çocukların başkalarıyla kendilerini kıyaslamaları yerine, kendi biricikliklerine değer verip, kendilerine has yaklaşımlarını geliştirmelerini destekliyoruz.
Merak Atölyesinde yaptığımız çalışmalarda çocuklarla sıkça doğayı inceleyerek, ezber ve bildik sınırların ötesindeki dünyayı fark ettirmeye, doğanın rehberliğinde çocukların kendi engin hayal dünyalarını, yaratıcılıklarını keşfetmelerine ve kendilerini cesurca ortaya koymalarına alan tanıyoruz.
Merak Atölyesinde bu yüzden çocukların çizdiği ağaçlar rengarenk ve alışılmadık biçimlerde olabilir.
Bu iki farklı yaklaşımı temeline alan yaklaşım ise SARES (Sorgulama-Araştırma- Eleştirme - Savunma). Tüm derslerimiz, oyun zamanlarımız ve gezilerimizde planlamalar yapılırken öğrenciyi harekete geçirecek, merak uyandıracak soruların ne olduğunu öğretmenlerimiz kendi aralarında tartışıyor. Burada dikkat edilen bu soruların çocuklarımızdan gelmesi için uygun ortamın hazırlanması. Böylece çocuklar merak ettikçe derslerimiz büyüyor ve öğrencilerin keyif aldığı öğrenme zamanlarına dönüşüyor. Ne yaparsak yapalım en çok dikkat ettiğimiz ise onları gelecek kaygısı içinde boğmadan bugünü anlamaları, yaşadıkları anı değerli kılmalarıdır.
OKUL ÖNCESİ RENKLİ VE EĞLENCELİ OLMALI
Anne-babalar okul öncesi eğitim kurumlarını seçerken nelere dikkat edilmeli?
Çocuğunu anne-babasından daha iyi tanıyan kimse olamaz. Çocuğunuzun ihtiyacı nedir, hamuru nedir en iyi anne ve babalar bilebilir. Belki sizin beklentiniz çocuğunuzun akademik becerilerinin daha hızlı ortaya çıkarılacağı bir kurum… Ama ya çocuğunuz sadece oyun oynamak istiyorsa?
Ya da siz sadece o mutlu olsun, oyun oynasın isterken o masa başı etkinliği yapıp, harfleri keşfetmek istiyorsa? Çocuğunuz için doğru okulu seçerken o okulun çocuğunuz için uygun okul olmasıyla sizin beklentileriniz arasında iyi bir denge bulmanız gerekebilir.
Uzun eğitim hayatlarında zaman zaman çok sıkılacakları, çok yorulacakları dönemler olacak. Neden o hayatın ilk basamağı olan Okul Öncesi renkli ve eğlenceli olmasın?
Bırakın çocuğunuz doğayla iç içe olsun, bol bol oyun oynasın, gelişim özellikleri göz önüne alınarak planlanmış doğru etkinliklerle becerilerini geliştirsin. Ama en önemlisi sosyal- duygusal olarak sağlıklı, bağımsız ve özgüvenli bir birey olarak büyüsün ve gelişsin.
Her anne babanın biricik evladını emanet edeceği ortamın öncelikle güvenli ve sağlıklı olması önemlidir.
Sonrasında iyi bir eğitim kadrosu ve çocuk gelişimini destekler olarak planlanmış bir program ve rutine sahip her okul, hele bir de büyük bir bahçesi var ise doğru okuldur. Bu yüzden mutlaka çocuğunuzu göndermek istediğiniz okul öncesi kuruma rutin bir gününde ziyarette bulunun. Mümkünse oyun saatini uzaktan gözlemleyin. Unutmayın ki orada bulunan eğitimciler her çocuğa kendi çocuklarıymış gibi davranır, sizin gözlemlerken bakmanız gereken çocuğunuzun o ortamda mutu olup olmayacağıdır.
Okul öncesi eğitimde aileye düşen görev ve sorumluluklar neler?
Karakterimizde sahip olduğumuz olumlu-olumsuz her özelliğin tohumları Okul Öncesi ve İlkokul çağında atılır.
O tohumların doğru atılması ve fidanın yeşermesi için düzenli olarak sulanması ve takip edilmesi gerekir. Doğru miktarda su ve iyi bir güneş açısı fidanı yeşertir.
Çocuğunuzda da geliştirmek istediğiniz davranışları ve becerileri okuluyla paylaşın,
Devamlılık ve tutarlılık önemlidir.
Okulun çocuğunuza katmaya çalıştıkları, geliştirmeye çalıştığı davranışları ya da sizin yaptıklarınız ancak Okul-Aile işbirliği doğru ve sağlıklı sağlanırsa bir noktaya varır.
Beklentiyi doğru ifade etmek, kurumun yapısına ve sistemine güvenmek ve her zaman iletişimde kalmak hem çocuğunuzun gelişimini takip etmenize hem de size ebeveynlikte rehberlik edecek bir desteğe sahip olmanıza yardımcı olur.
Okul öncesinde oyun ile öğrenmenin önemi nedir ve nasıl uygulanmalıdır?
SARES ve Merak Eden Çocuk Saati uygulamalarımız oyun saatlerinde de hayatta. Oyun Türk Dil Kurumu sözlüğünde “Yetenek ve zekâ geliştirici, belli kuralları olan, iyi vakit geçirmeye yarayan eğlence” olarak tanımlanmış. İyi vakit geçirmek aslında bizim sadece oyun değil tüm hayatımızda hedeflediğimiz bir şeydir. Bunu yaparken yeteneklerini öne çıkaracak, keyif aldıracak çalışmaları yapmak zaten her öğretmenin belki de meslek seçimlerindeki en önemli kriteridir. Okul bahçesinde çocuklarımız öğretmenlerimizin uzaktan sürekli izledikleri ortamda kendilerini ifade etme, başkalarına saygı gösterme gibi kavramları yaparak öğrenirler.
Son Güncelleme: Perşembe, 30 May 2019 15:00
Gösterim: 1288
Honeywell’in yönettiği burs programı Honeywell Liderlik Akademisi’nin (HLCA) dünyanın dört bir yanından kabul ettiği 292 kişilik öğrenci grubu içinde 2 Türk lise öğrencisi yer alıyor. ABD Uzay ve Roket Merkezi (USSRC) ile ortaklaşa geliştirilen bu program, dünyanın dört bir yanındaki lise öğrencilerini; bilim, teknoloji, mühendislik ve matematikle ilgili kariyer yapmaya teşvik etmek amacıyla tasarlandı.
Honeywell, Türkiye de dahil olmak üzere 41 ülkeden 292 öğrencinin katıldığı Huntsville, Alabama'da bulunan ABD Uzay ve Roket Merkezi’nde her yıl gerçekleşen Honeywell Liderlik Akademisi’ne (HLCA) sponsor olarak destek veriyor. İki hafta süren programlar kapsamında öğrenciler, kodlama, bilgisayar bilimleri ve astronotlukta karşılaşılan zorluklarla bire bir mücadele ederek; bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik (STEM) alanlarında kariyer yapmaya teşvik ediliyor.
Honeywell Liderlik Akademisi, ABD Uzay ve Roket Merkezi’nde bu yıl iki Türk lise öğrencisini ağırladı. Akademiye katılan Işık Baran Şandan (16) ve Alp Yurter (16), kendi okullarındaki STEM projelerine olan ilgilerini ve tutkularını destekleyecek benzersiz deneyimlerle Türkiye'ye geri döndü.
Honeywell Türkiye ve Orta Asya Başkanı Frans van Deursen, program hakkındaki görüşlerini “Dünyanın en heyecan verici ve ihtiyaç duyulan meslekleri bilim, teknoloji, mühendislik ve matematikle ilgili alanlar çevresinde gelişiyor. Honeywell’de hedefimiz, bugünün öğrencilerinin geleceğin zorluklarını çözebilecek yeni nesil mühendisler ve bilim insanları olmasını sağlamak ve insanlık için yaşam kalitesini artırma konusunda onlara ilham verebilmek. HLCA’ya Türkiye’den katılan bu özel öğrencilerin, kendi liderlik becerilerine güvenmelerine ve kendi gelecekleri için başarılı bir yol öngörüp, tasarlamalarına yardımcı oluyoruz. Honeywell bu genç öğrencilere yatırım yaparak, dünyamızı değiştirecek STEM okur-yazarlarını hazırlamaya yardımcı oluyor.” sözleriyle ifade etti.
16-18 yaş aralığındaki öğrenciler ABD’deki programlar kapsamında astronot simülasyonları, uzay mekiği görevleri ve ay yürüyüşü eğitimleri alıp; roket yapımı, kodlama ve test etme gibi çeşitli ekip oluşturma zorluklarını deneyimleyerek STEM liderlik becerilerini geliştirdiler. Ayrıca öğrenciler dijital becerilerini geliştirebilmek adına; bilgisayar bilimlerini ve bilgisayarla düşünme yöntemini kullandılar.
İstanbul Erkek Lisesi’nde 10. sınıf öğrencisi olan Işık Baran Şandan, “Honeywell Liderlik Akademisi’nde geçirdiğim süre bugüne kadar geçirdiğim en iyi hafta olabilir. Harika tecrübeler, görevler, sosyal aktiviteler düşünce şeklimi olumlu bir şekilde etkiledi. Başka hiçbir yerde bir haftada bu kadar çok şeyi deneyimlerken, bu kadar çok eğlenebileceğimi ve öğrenebileceğimi düşünmüyorum. Ayrıca hayatım boyunca görüşmek isteyeceğim harika arkadaşlar edindim. Hayatta bir kez yaşanacak bu muhteşem tecrübe için Honeywell’e teşekkür ederim.” şeklinde konuştu.
Özel Marmara Koleji 10.sınıf öğrencisi Hasan Alp Yurter, uzay kampında yaşadıklarıyla ilgili, “Asla unutamayacağım bir hafta ve eşsiz bir tecrübeydi. İyi arkadaşlar edindim. Uzaya bakış açım değişti. Diğer yandan, dünyanın dört bir yanından insanlarla zaman geçirmek ve farklı kültürlerden gelen insanlarla arkadaşlık kurmak çok heyecan vericiydi.” dedi.
Honeywell’in kurumsal vatandaşlık inisiyatifi olan Honeywell Hometown Solutions organizasyonu, 2010’dan bu yana Honeywell çalışanlarının katkısıyla 2.709 öğrenciye burs sağlandı. Öğrenciler başvuru içeriği, akademik başarıları ve toplumsal katılımı baz alan sıkı bir araştırma süreci sonucunda seçiliyor. Burs ücreti, yeme-içme ve konaklama ile program malzemeleri Honeywell ve Honeywell çalışanları tarafından yapılan finansal katkılarla karşılanıyor.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Özel Okullar
Honeywell’in yönettiği burs programı Honeywell Liderlik Akademisi’nin (HLCA) dünyanın dört bir yanından kabul ettiği 292 kişilik öğrenci grubu içinde 2 Türk lise öğrencisi yer alıyor. ABD Uzay ve Roket Merkezi (USSRC) ile ortaklaşa geliştirilen bu program, dünyanın dört bir yanındaki lise öğrencilerini; bilim, teknoloji, mühendislik ve matematikle ilgili kariyer yapmaya teşvik etmek amacıyla tasarlandı.
Honeywell, Türkiye de dahil olmak üzere 41 ülkeden 292 öğrencinin katıldığı Huntsville, Alabama'da bulunan ABD Uzay ve Roket Merkezi’nde her yıl gerçekleşen Honeywell Liderlik Akademisi’ne (HLCA) sponsor olarak destek veriyor. İki hafta süren programlar kapsamında öğrenciler, kodlama, bilgisayar bilimleri ve astronotlukta karşılaşılan zorluklarla bire bir mücadele ederek; bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik (STEM) alanlarında kariyer yapmaya teşvik ediliyor.
Honeywell Liderlik Akademisi, ABD Uzay ve Roket Merkezi’nde bu yıl iki Türk lise öğrencisini ağırladı. Akademiye katılan Işık Baran Şandan (16) ve Alp Yurter (16), kendi okullarındaki STEM projelerine olan ilgilerini ve tutkularını destekleyecek benzersiz deneyimlerle Türkiye'ye geri döndü.
Honeywell Türkiye ve Orta Asya Başkanı Frans van Deursen, program hakkındaki görüşlerini “Dünyanın en heyecan verici ve ihtiyaç duyulan meslekleri bilim, teknoloji, mühendislik ve matematikle ilgili alanlar çevresinde gelişiyor. Honeywell’de hedefimiz, bugünün öğrencilerinin geleceğin zorluklarını çözebilecek yeni nesil mühendisler ve bilim insanları olmasını sağlamak ve insanlık için yaşam kalitesini artırma konusunda onlara ilham verebilmek. HLCA’ya Türkiye’den katılan bu özel öğrencilerin, kendi liderlik becerilerine güvenmelerine ve kendi gelecekleri için başarılı bir yol öngörüp, tasarlamalarına yardımcı oluyoruz. Honeywell bu genç öğrencilere yatırım yaparak, dünyamızı değiştirecek STEM okur-yazarlarını hazırlamaya yardımcı oluyor.” sözleriyle ifade etti.
16-18 yaş aralığındaki öğrenciler ABD’deki programlar kapsamında astronot simülasyonları, uzay mekiği görevleri ve ay yürüyüşü eğitimleri alıp; roket yapımı, kodlama ve test etme gibi çeşitli ekip oluşturma zorluklarını deneyimleyerek STEM liderlik becerilerini geliştirdiler. Ayrıca öğrenciler dijital becerilerini geliştirebilmek adına; bilgisayar bilimlerini ve bilgisayarla düşünme yöntemini kullandılar.
İstanbul Erkek Lisesi’nde 10. sınıf öğrencisi olan Işık Baran Şandan, “Honeywell Liderlik Akademisi’nde geçirdiğim süre bugüne kadar geçirdiğim en iyi hafta olabilir. Harika tecrübeler, görevler, sosyal aktiviteler düşünce şeklimi olumlu bir şekilde etkiledi. Başka hiçbir yerde bir haftada bu kadar çok şeyi deneyimlerken, bu kadar çok eğlenebileceğimi ve öğrenebileceğimi düşünmüyorum. Ayrıca hayatım boyunca görüşmek isteyeceğim harika arkadaşlar edindim. Hayatta bir kez yaşanacak bu muhteşem tecrübe için Honeywell’e teşekkür ederim.” şeklinde konuştu.
Özel Marmara Koleji 10.sınıf öğrencisi Hasan Alp Yurter, uzay kampında yaşadıklarıyla ilgili, “Asla unutamayacağım bir hafta ve eşsiz bir tecrübeydi. İyi arkadaşlar edindim. Uzaya bakış açım değişti. Diğer yandan, dünyanın dört bir yanından insanlarla zaman geçirmek ve farklı kültürlerden gelen insanlarla arkadaşlık kurmak çok heyecan vericiydi.” dedi.
Honeywell’in kurumsal vatandaşlık inisiyatifi olan Honeywell Hometown Solutions organizasyonu, 2010’dan bu yana Honeywell çalışanlarının katkısıyla 2.709 öğrenciye burs sağlandı. Öğrenciler başvuru içeriği, akademik başarıları ve toplumsal katılımı baz alan sıkı bir araştırma süreci sonucunda seçiliyor. Burs ücreti, yeme-içme ve konaklama ile program malzemeleri Honeywell ve Honeywell çalışanları tarafından yapılan finansal katkılarla karşılanıyor.
Son Güncelleme: Cuma, 22 Mart 2019 11:24
Gösterim: 999
Akademik içerikleri, sosyal sorumluluk projeleri ve öğretmenlere yapacakları yatırımlarla yeni yıla hızlı bir başlangıç yapacak olan Mektebim Okulları, Servet Özkök ile yola devam etme kararı aldı.
Yakın zamanda sermaye yapısı değişen Mektebim Okulları’nın, yönetiminde de değişiklikler oldu. Eğitim sektöründeki tecrübesi ile uzun yıllar önemli eğitim kurumlarında üst düzey yönetici olarak görev alan Servet Özkök, Mektebim Okulları’na CEO olarak atandı. Türkiye genelinde 23 ilde 35 bine yakın öğrencisi, 6 bine yakın akademik ve idari personeli ile faaliyet gösteren Mektebim, yeni eğitim öğretim yılına sektöre yapacağı yatırımlar, yeni eğitim yaklaşımları ve öğretmelerine yönelik “Sana Değer Öğretmenim Projesi” ile damgasını vuracak navigera över till den här sidan.
“Öğretmenlerimizin Gelişimine ve Kariyerine Yatırım Yapıyoruz.”
Mektebim Okulları’nda hissedarlık yapısının değiştiğini ifade eden Mektebim Okulları yeni CEO’su Servet Özkök, yönetimin en önemli gündeminin öğretmenler olduğunu belirtti. Yeni dönemde tüm öğretmenlere “Tamamlayıcı Sağlık Sigortası” ile destek olacaklarını söyleyen ve eğitimin bir ekosistem olduğunu dile getiren Özkök, “Okullarda yarattığımız ekosistemler canlıdır ve içerisinde; veli, öğretmen, öğrenci ve tüm çalışanlar vardır. Bu sistemin en önemli unsuru olan öğretmenlerimiz bizler için çok önemli. Öğretmenlerimizin mesleki ve kişisel gelişimlerine destek olacak ve “Kıymetlilerimizi” geleceğin dünyasına taşıyacağız. Yöneticilerimizi yetiştirmek adına Türkiye’nin önemli üniversiteleri ile eğitim iş birliği anlaşmaları yapıyoruz. Bu anlaşmalar sonucunda gerek yüksek lisans gerekse sertifika programları düzenleyerek, kendi yöneticilerimizi yetiştireceğiz. Bu çalışmalarla beraber yurtdışında da önemli eğitim kurumuyla görüşmelerimiz devam ediyor. Yöneticilerimizi yurtdışına göndererek eğitim programlarına katılmalarını ve sertifika almalarını sağlayacak, mesleki ve kişisel gelişimlerine yatırım yapacağız. ” dedi.
“Mektebim Okulları, dünyanın herhangi bir yerinde “en iyi eğitim” ve “inovasyon” ile ilgili öğrenilmesi gereken ne var ise hepsini yakından takip ederek öğrenecek ve öğrencilerine sunacaktır” diyen Özkök, yeni dönem için heyecanlı olduklarını belirtti. Özkök, sadece Türkiye’nin değil dünyanın en itibarlı eğitim kurumlarından biri olmayı hedeflediklerini söyledi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Özel Okullar
Akademik içerikleri, sosyal sorumluluk projeleri ve öğretmenlere yapacakları yatırımlarla yeni yıla hızlı bir başlangıç yapacak olan Mektebim Okulları, Servet Özkök ile yola devam etme kararı aldı.
Yakın zamanda sermaye yapısı değişen Mektebim Okulları’nın, yönetiminde de değişiklikler oldu. Eğitim sektöründeki tecrübesi ile uzun yıllar önemli eğitim kurumlarında üst düzey yönetici olarak görev alan Servet Özkök, Mektebim Okulları’na CEO olarak atandı. Türkiye genelinde 23 ilde 35 bine yakın öğrencisi, 6 bine yakın akademik ve idari personeli ile faaliyet gösteren Mektebim, yeni eğitim öğretim yılına sektöre yapacağı yatırımlar, yeni eğitim yaklaşımları ve öğretmelerine yönelik “Sana Değer Öğretmenim Projesi” ile damgasını vuracak navigera över till den här sidan.
“Öğretmenlerimizin Gelişimine ve Kariyerine Yatırım Yapıyoruz.”
Mektebim Okulları’nda hissedarlık yapısının değiştiğini ifade eden Mektebim Okulları yeni CEO’su Servet Özkök, yönetimin en önemli gündeminin öğretmenler olduğunu belirtti. Yeni dönemde tüm öğretmenlere “Tamamlayıcı Sağlık Sigortası” ile destek olacaklarını söyleyen ve eğitimin bir ekosistem olduğunu dile getiren Özkök, “Okullarda yarattığımız ekosistemler canlıdır ve içerisinde; veli, öğretmen, öğrenci ve tüm çalışanlar vardır. Bu sistemin en önemli unsuru olan öğretmenlerimiz bizler için çok önemli. Öğretmenlerimizin mesleki ve kişisel gelişimlerine destek olacak ve “Kıymetlilerimizi” geleceğin dünyasına taşıyacağız. Yöneticilerimizi yetiştirmek adına Türkiye’nin önemli üniversiteleri ile eğitim iş birliği anlaşmaları yapıyoruz. Bu anlaşmalar sonucunda gerek yüksek lisans gerekse sertifika programları düzenleyerek, kendi yöneticilerimizi yetiştireceğiz. Bu çalışmalarla beraber yurtdışında da önemli eğitim kurumuyla görüşmelerimiz devam ediyor. Yöneticilerimizi yurtdışına göndererek eğitim programlarına katılmalarını ve sertifika almalarını sağlayacak, mesleki ve kişisel gelişimlerine yatırım yapacağız. ” dedi.
“Mektebim Okulları, dünyanın herhangi bir yerinde “en iyi eğitim” ve “inovasyon” ile ilgili öğrenilmesi gereken ne var ise hepsini yakından takip ederek öğrenecek ve öğrencilerine sunacaktır” diyen Özkök, yeni dönem için heyecanlı olduklarını belirtti. Özkök, sadece Türkiye’nin değil dünyanın en itibarlı eğitim kurumlarından biri olmayı hedeflediklerini söyledi.
Son Güncelleme: Çarşamba, 29 May 2019 11:29
Gösterim: 1368
ERA Kolejleri’nde tüm projelerin temelinde “Sürdürülebilir Bir Yaşam ve Dünya Felsefesi” olduğunu belirten ERA Kolejleri Genel Müdürü Selim Çifci, gerçekleştirilen projeleri ve alınan sonuçları artı eğitim’e anlattı.
ERA Kolejleri olarak 2018-2019 eğitim öğretim yılına hangi projelerle hazırlandınız?
ERA Kolejleri kurulduğu ilk günden beri her zaman çağın gereklerine uygun bir eğitim vermek için projeler üretmeye devam etmektedir. Günümüz dünyasının ve geleceğin dünyasının bizden ve öğrencilerden beklentilerini yakından takip ederek her konuda alanının lideri olacak bireyler yetiştirmek temel hedefimiz. Bir yandan teknolojik alandaki müthiş hızla ilerleyen gelişmeleri gündemimize alırken bir yandan da hem ülkemizin hem de dünyanın geleceği adına sürdürülebilirlik projelerini çok önemsiyoruz. Tüm projelerimizin temelinde “Sürdürülebilir Bir Yaşam ve Dünya Felsefesi” var. Çünkü insan her dönemin ihtiyacı doğrultusunda bir yönünü geliştirirken başka yönlerdeki zayıflıklarının çilesini de bir sonraki dönemde çekebiliyor.
MİZAÇ MERKEZLİ EĞİTİM MODELİ
Projelerin hazırlanma aşaması hakkında bilgi verir misiniz? Daha çok hangi alanlara yönelik projeler gerçekleştiriyorsunuz? Ayrıca projelerle ulaşmak istediğiniz hedefleri de anlatabilir misiniz?
ERA Kolejleri, eğitim verdiği her bir öğrencinin öncelikle bir birey olarak bu dünyada var oluş sergilediğinin farkında olarak eğitim sistemlerini güncellemekte ve tasarlamaktadır. Her insanın doğuştan getirdiği, kendine özgü temel özellikleri olan, özü itibariyle de değişmeyen ve bireyin; duygu, zihin ve davranışlarının temelinde yatan yapısal çekirdeği olan mizaç; tüm eğitim hayatı boyunca doğu ele alındığında ve eğitimli öğretmenler, rehberlik uzmanları ve eğitim yöneticileri ile birlikte eğitim programlarına entegre edildiğinde öğrenciler üzerinde olumlu etkiler gösterecektir. Mizacı gereği popüler olmaktan hoşlanmayan ve bilgiyi kendi içinde yaşamaya seçen bir birey ile bunun tam zıddı mizaçta popüler olmayı önemseyen ve bilgiyi bu yönde kullanan bir başka bireyin öğrenme ortamı, süreci birbirinden çok farklı olacaktır. Dolayısıyla bu farklılığın tamamen farkında olan bir eğitim ekosistemi iki bireye de ihtiyaç duyduğu öğrenme ortamını sağlayacak ve eğitim süreçlerini dikkatle tasarlayacaktır. Bu ekosistemi oluşturmak adına ERA Kolejlerinde çalışan tüm Eğitim yöneticileri, Rehberlik Uzmanları ve Öğretmenler bu konu hakkında çeşitli eğitimler aldılar. Tüm öğrencilerin mizaç raporları online sistemlerle çıkartıldı ve gerek veliler gerekse de eğitimin tüm paydaşlarıyla paylaşıldı. Süreç içerisinde mizacı gereği ihtiyacı öngörülen risk gruplarına önleyici rehberlik hizmetleri her mizaca yönelik ayrı ayrı tasarlanarak ciddiyetle uygulandı. Bunu yaparken de bu konunun dünya ve Türkiye çapındaki en uzman kişilerinden danışmanlık alınarak çeşitli eğitimlerle de uygulayıcı kadrolar yetiştirilerek çalışıldı.
Şu an ERA Kolejlerinin yaklaşık 2 yıldır üzerinde çalıştığı bu projenin Milli Eğitim Bakanlığının 2023 Vizyon Belgesinde de yer alması ERA Kolejlerinin ne kadar doğru bir noktaya parmak bastığının ayrıca bir göstergesi olarak da görülebilir. Her öğrenci bizim için özeldir ve kendine özel yaklaşılmasını hak eder.
ERA MUN PROJESİ İLE DÜNYA SORUNLARINA DUYARLI BİR NESİL!
Ulusal ve Uluslararası düzeyde gerçekleştirdiğiniz projeler var mı? Bunlar hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Yaparak ve yaşayarak öğrenme, öğrenme süreçleri içerisinde en güçlü öğrenme biçimlerindendir. Bu minvalde öğrencilerimizin herhangi bir konu hakkında bilgi sahibi olması ERA Kolejlerinin tek hedefi tabi ki olamaz.
ERA Kolejlerinin İnovatif 5’li Gelişim Programları çerçevesinde Akademik Gelişim, Sosyal Gelişim, Fiziksel gelişim, Psikolojik Gelişim ve Zihinsel Gelişim her öğrenci için ayrı ayrı önem taşımaktadır. Yabancı dil becerilerinin gelişimine de ERA Kolejleri sadece Akademik Gelişim boyutundan bakmamaktadır. ERA MUN gibi programlarla ERA’lı öğrenciler yabancı dil becerilerini geliştirmek için çabalarken aynı zamanda başta Sosyal Gelişimi olmak üzere birçok yönden de mesafe katetmiş olacaktır.
ERA MUN bir Birleşmiş Milletler Simülasyonudur. Öğrencilerimiz aynı Birleşmiş Milletlerde olduğu gibi herhangi bir millete ait delege rolünü üstlenerek kendilerine daha önceden verilmiş konular üzerine bir aydan uzun bir süre araştırma, gözlem ve çalışma yaparak belli bir sonuca varır. Her delegenin yapmış olduğu çalışmalarının sunulacağı bir genel kurul ve delegelerin kendi içlerinde çalıştığı daha küçük toplantılar yapılır. Burada tüm program İngilizce becerileri üzerine tasarlanmıştır ve delegelere başkanlık eden genel sekreter, chair ve adminlerin tamamı ana dili İngilizce olan kişilerden seçilir. Tüm program boyunca global dünya sorunları konuşulur ve bu sorunlara genç zihinlerin bulmuş olduğu çözümler üzerinden programlar neticelenir. Uluslararası geçerliliği olan sertifikalarla öğrenciler sertifikalandırılarak öğrencilerin çok yönlü gelişimleri sağlanır.
ERASMUS PLUS PROJELERİ İLE DAHA SOSYAL BİR NESİL!
Avrupa Birliğinin Ulusal Ajansı tarafından yürütülen Erasmus Plus Projeleri kapsamında ERA Kolejlerinin şu anda devam eden 7 farklı projesi ile birlikte İtalya, Yunanistan, Portekiz, İspanya başta olmak üzere Avrupa’nın 16 faklı ülkesi ile birlikte ortak çalışmalar yürütmektedir. Ayrıca Başvuru sürecinde ve hibe aşamasında şu an 12 projemiz daha bulunmaktadır.
ERA ÖĞRETMEN EĞİTİM AKADEMİSİ
ERA Kolejleri öğretmenlerinin eğitimi ile sürekli ilgilenmek gelişimlerini takip etmek zorundadır. Bu noktada oluşturulan ERA Akademi ve ERA Akademide görev yapan tüm Bölüm Başkanları sadece öğrencilerin gelişimleri üzerine kafa yormazlar. ERA Akademi, eğitim öğretim dönemleri içerisinde yapmış olduğu gözlemleri, farklı alanlardan toplamış olduğu verileri dikkatli bir şekilde analiz eder ve raporlaştırır. Genel Müdürlük düzeyinde incelenen bu raporlar neticesinde gerçekleştirilen eğitimler, seminerler, toplantılar ve çeşitli saha çalışmalarıyla öğretmenlerin kendilerini geliştirmeleri sağlanır.
Ayrıca, ERA Öğretmen Eğitim Atölyesi ile aday öğretmenlerimizin öğretim içeriğini, uygulama alanlarında deneyimleyip, eğitim süreçlerini programlamasını hedeflemekteyiz. Program, 4 aylık bir süreci içermekte olup program kapsamında aday, okul ortamında ilgili bölümün moderatör öğretmeni ile deneyim imkanı bulacaktır. Bunun yanında Sınıf Yönetimi ve Okul içi iletişim, Öğrenci-Veli-Öğretmen İşbirliği süreçleri ile ilgili de kişisel gelişim eğitimleri alır ve uzman öğretmenlerle bu alanları deneyimleyerek mesleki gelişimini destekler.
RENKLERLE SAĞLIKLI BESLENME PROJESİ
Okullarımızda sağlıklı beslenmenin de önemi üzerinde durduğumuz Renklerle Sağlıklı Beslenme Projesini çözüm ortağımız Sardunya Catering ile birlikte sürdürüyoruz. Yemek menülerimizi seçerken beslenme uzmanları ve diyetisyenler eşliğinde okul temsilcilerinden oluşan menü kurullarında sağlıklı bir öğün ve menü oluşturmanın püf noktalarını anlatıyoruz
EKRANLARA 1 SAAT MOLA PROJESİ
Teknolojinin zararlarının başında sadece öğrencilerin değil tüm aile üyelerinin iletişim becerilerinin zayıflayarak yalnızlaşması ve asosyalleşmesi geliyor. Bu zarara dikkat çekmek için Rehberlik Bölüm Başkanlığımızın Koordinasyonunda “Ekranlara 1 Saat Mola Projesini” oluşturarak bu anlayışı evlere taşıdık. Bu projede sadece öğrencilerin değil evdeki her bireyden her türlü ekrana günde 1 saat veda etmesini ve aile içinde birlikte kaliteli zaman geçirilmesini tasarladık ve bu deneyimlerini bizlerle paylaşmalarını istedik.
TEKNOLOJİYİ AMAÇ EDİNEN DEĞİLARAÇ EDİNEN BİREYLER
Nesnelerin interneti, yapay zeka, dijital ikizler, robotik, arttırılmış gerçeklik gibi daha birçok uygulamanın hayatımızın her alanına girmiş olduğu günümüzde eğitim hayatımızda bu uygulamaları bilmeyen ve gerek eğitim hayatında gerekse de günlük hayatının herhangi bir alanında bunu kullanmayan bir nesil yetiştirmek pek doğru bir yaklaşım sayılamaz. Hele ki “Endüstri 4.0” anlayışındaki neredeyse içinde insan olmayan ve sadece teknoloji ile yönetilen fabrikaların ortaya çıktığı bir devirde bu teknolojinin farkında olmayan bireyler, gerçek hayata bir sıfır yenik başlayacaktır.
ERA Kolejleri, bu alanda yaptığı çalışmalarla gerek öğrencilerin kodlama becerilerini, gerek robotik becerilerini günlük hayatta nasıl kullanacakları yönünde çeşitli programlarla yaşamış bulunmaktadırlar. Bu programların sonuçları bazen karşımıza arttırılmış gerçekliği kullanarak 10 Kasım’da Cumhuriyetimizin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ile yan yana fotoğraf çekilerek karşımıza çıkar; bazen Türkiye’nin en büyük havacılık Organizasyonu olan “Teknofest” te binlerce proje arasından ilk 10’da 2 proje ile ödül alarak çıkar bazen de annesine olan sevgisini evine gönderdiği mektuba koyduğu bir karekod ile kendi yapmış olduğu kısa filmi yerleştirerek ortaya çıkar.
“2019’da başarılarımıza başarı katmak ve hedeflerimizi daha da yükselterek ilerleme kaydetmek istiyoruz. Beklentilerimizi büyük tutuyoruz, Önümüze koyduğumuz hedefleri gerçekleştirerek başarılı bir eğitim-öğretim yılı olması için çalışmalarımıza tüm hızıyla devam ediyoruz.”
Üst Kategori: ROOT Kategori: Özel Okullar
ERA Kolejleri’nde tüm projelerin temelinde “Sürdürülebilir Bir Yaşam ve Dünya Felsefesi” olduğunu belirten ERA Kolejleri Genel Müdürü Selim Çifci, gerçekleştirilen projeleri ve alınan sonuçları artı eğitim’e anlattı.
ERA Kolejleri olarak 2018-2019 eğitim öğretim yılına hangi projelerle hazırlandınız?
ERA Kolejleri kurulduğu ilk günden beri her zaman çağın gereklerine uygun bir eğitim vermek için projeler üretmeye devam etmektedir. Günümüz dünyasının ve geleceğin dünyasının bizden ve öğrencilerden beklentilerini yakından takip ederek her konuda alanının lideri olacak bireyler yetiştirmek temel hedefimiz. Bir yandan teknolojik alandaki müthiş hızla ilerleyen gelişmeleri gündemimize alırken bir yandan da hem ülkemizin hem de dünyanın geleceği adına sürdürülebilirlik projelerini çok önemsiyoruz. Tüm projelerimizin temelinde “Sürdürülebilir Bir Yaşam ve Dünya Felsefesi” var. Çünkü insan her dönemin ihtiyacı doğrultusunda bir yönünü geliştirirken başka yönlerdeki zayıflıklarının çilesini de bir sonraki dönemde çekebiliyor.
MİZAÇ MERKEZLİ EĞİTİM MODELİ
Projelerin hazırlanma aşaması hakkında bilgi verir misiniz? Daha çok hangi alanlara yönelik projeler gerçekleştiriyorsunuz? Ayrıca projelerle ulaşmak istediğiniz hedefleri de anlatabilir misiniz?
ERA Kolejleri, eğitim verdiği her bir öğrencinin öncelikle bir birey olarak bu dünyada var oluş sergilediğinin farkında olarak eğitim sistemlerini güncellemekte ve tasarlamaktadır. Her insanın doğuştan getirdiği, kendine özgü temel özellikleri olan, özü itibariyle de değişmeyen ve bireyin; duygu, zihin ve davranışlarının temelinde yatan yapısal çekirdeği olan mizaç; tüm eğitim hayatı boyunca doğu ele alındığında ve eğitimli öğretmenler, rehberlik uzmanları ve eğitim yöneticileri ile birlikte eğitim programlarına entegre edildiğinde öğrenciler üzerinde olumlu etkiler gösterecektir. Mizacı gereği popüler olmaktan hoşlanmayan ve bilgiyi kendi içinde yaşamaya seçen bir birey ile bunun tam zıddı mizaçta popüler olmayı önemseyen ve bilgiyi bu yönde kullanan bir başka bireyin öğrenme ortamı, süreci birbirinden çok farklı olacaktır. Dolayısıyla bu farklılığın tamamen farkında olan bir eğitim ekosistemi iki bireye de ihtiyaç duyduğu öğrenme ortamını sağlayacak ve eğitim süreçlerini dikkatle tasarlayacaktır. Bu ekosistemi oluşturmak adına ERA Kolejlerinde çalışan tüm Eğitim yöneticileri, Rehberlik Uzmanları ve Öğretmenler bu konu hakkında çeşitli eğitimler aldılar. Tüm öğrencilerin mizaç raporları online sistemlerle çıkartıldı ve gerek veliler gerekse de eğitimin tüm paydaşlarıyla paylaşıldı. Süreç içerisinde mizacı gereği ihtiyacı öngörülen risk gruplarına önleyici rehberlik hizmetleri her mizaca yönelik ayrı ayrı tasarlanarak ciddiyetle uygulandı. Bunu yaparken de bu konunun dünya ve Türkiye çapındaki en uzman kişilerinden danışmanlık alınarak çeşitli eğitimlerle de uygulayıcı kadrolar yetiştirilerek çalışıldı.
Şu an ERA Kolejlerinin yaklaşık 2 yıldır üzerinde çalıştığı bu projenin Milli Eğitim Bakanlığının 2023 Vizyon Belgesinde de yer alması ERA Kolejlerinin ne kadar doğru bir noktaya parmak bastığının ayrıca bir göstergesi olarak da görülebilir. Her öğrenci bizim için özeldir ve kendine özel yaklaşılmasını hak eder.
ERA MUN PROJESİ İLE DÜNYA SORUNLARINA DUYARLI BİR NESİL!
Ulusal ve Uluslararası düzeyde gerçekleştirdiğiniz projeler var mı? Bunlar hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Yaparak ve yaşayarak öğrenme, öğrenme süreçleri içerisinde en güçlü öğrenme biçimlerindendir. Bu minvalde öğrencilerimizin herhangi bir konu hakkında bilgi sahibi olması ERA Kolejlerinin tek hedefi tabi ki olamaz.
ERA Kolejlerinin İnovatif 5’li Gelişim Programları çerçevesinde Akademik Gelişim, Sosyal Gelişim, Fiziksel gelişim, Psikolojik Gelişim ve Zihinsel Gelişim her öğrenci için ayrı ayrı önem taşımaktadır. Yabancı dil becerilerinin gelişimine de ERA Kolejleri sadece Akademik Gelişim boyutundan bakmamaktadır. ERA MUN gibi programlarla ERA’lı öğrenciler yabancı dil becerilerini geliştirmek için çabalarken aynı zamanda başta Sosyal Gelişimi olmak üzere birçok yönden de mesafe katetmiş olacaktır.
ERA MUN bir Birleşmiş Milletler Simülasyonudur. Öğrencilerimiz aynı Birleşmiş Milletlerde olduğu gibi herhangi bir millete ait delege rolünü üstlenerek kendilerine daha önceden verilmiş konular üzerine bir aydan uzun bir süre araştırma, gözlem ve çalışma yaparak belli bir sonuca varır. Her delegenin yapmış olduğu çalışmalarının sunulacağı bir genel kurul ve delegelerin kendi içlerinde çalıştığı daha küçük toplantılar yapılır. Burada tüm program İngilizce becerileri üzerine tasarlanmıştır ve delegelere başkanlık eden genel sekreter, chair ve adminlerin tamamı ana dili İngilizce olan kişilerden seçilir. Tüm program boyunca global dünya sorunları konuşulur ve bu sorunlara genç zihinlerin bulmuş olduğu çözümler üzerinden programlar neticelenir. Uluslararası geçerliliği olan sertifikalarla öğrenciler sertifikalandırılarak öğrencilerin çok yönlü gelişimleri sağlanır.
ERASMUS PLUS PROJELERİ İLE DAHA SOSYAL BİR NESİL!
Avrupa Birliğinin Ulusal Ajansı tarafından yürütülen Erasmus Plus Projeleri kapsamında ERA Kolejlerinin şu anda devam eden 7 farklı projesi ile birlikte İtalya, Yunanistan, Portekiz, İspanya başta olmak üzere Avrupa’nın 16 faklı ülkesi ile birlikte ortak çalışmalar yürütmektedir. Ayrıca Başvuru sürecinde ve hibe aşamasında şu an 12 projemiz daha bulunmaktadır.
ERA ÖĞRETMEN EĞİTİM AKADEMİSİ
ERA Kolejleri öğretmenlerinin eğitimi ile sürekli ilgilenmek gelişimlerini takip etmek zorundadır. Bu noktada oluşturulan ERA Akademi ve ERA Akademide görev yapan tüm Bölüm Başkanları sadece öğrencilerin gelişimleri üzerine kafa yormazlar. ERA Akademi, eğitim öğretim dönemleri içerisinde yapmış olduğu gözlemleri, farklı alanlardan toplamış olduğu verileri dikkatli bir şekilde analiz eder ve raporlaştırır. Genel Müdürlük düzeyinde incelenen bu raporlar neticesinde gerçekleştirilen eğitimler, seminerler, toplantılar ve çeşitli saha çalışmalarıyla öğretmenlerin kendilerini geliştirmeleri sağlanır.
Ayrıca, ERA Öğretmen Eğitim Atölyesi ile aday öğretmenlerimizin öğretim içeriğini, uygulama alanlarında deneyimleyip, eğitim süreçlerini programlamasını hedeflemekteyiz. Program, 4 aylık bir süreci içermekte olup program kapsamında aday, okul ortamında ilgili bölümün moderatör öğretmeni ile deneyim imkanı bulacaktır. Bunun yanında Sınıf Yönetimi ve Okul içi iletişim, Öğrenci-Veli-Öğretmen İşbirliği süreçleri ile ilgili de kişisel gelişim eğitimleri alır ve uzman öğretmenlerle bu alanları deneyimleyerek mesleki gelişimini destekler.
RENKLERLE SAĞLIKLI BESLENME PROJESİ
Okullarımızda sağlıklı beslenmenin de önemi üzerinde durduğumuz Renklerle Sağlıklı Beslenme Projesini çözüm ortağımız Sardunya Catering ile birlikte sürdürüyoruz. Yemek menülerimizi seçerken beslenme uzmanları ve diyetisyenler eşliğinde okul temsilcilerinden oluşan menü kurullarında sağlıklı bir öğün ve menü oluşturmanın püf noktalarını anlatıyoruz
EKRANLARA 1 SAAT MOLA PROJESİ
Teknolojinin zararlarının başında sadece öğrencilerin değil tüm aile üyelerinin iletişim becerilerinin zayıflayarak yalnızlaşması ve asosyalleşmesi geliyor. Bu zarara dikkat çekmek için Rehberlik Bölüm Başkanlığımızın Koordinasyonunda “Ekranlara 1 Saat Mola Projesini” oluşturarak bu anlayışı evlere taşıdık. Bu projede sadece öğrencilerin değil evdeki her bireyden her türlü ekrana günde 1 saat veda etmesini ve aile içinde birlikte kaliteli zaman geçirilmesini tasarladık ve bu deneyimlerini bizlerle paylaşmalarını istedik.
TEKNOLOJİYİ AMAÇ EDİNEN DEĞİLARAÇ EDİNEN BİREYLER
Nesnelerin interneti, yapay zeka, dijital ikizler, robotik, arttırılmış gerçeklik gibi daha birçok uygulamanın hayatımızın her alanına girmiş olduğu günümüzde eğitim hayatımızda bu uygulamaları bilmeyen ve gerek eğitim hayatında gerekse de günlük hayatının herhangi bir alanında bunu kullanmayan bir nesil yetiştirmek pek doğru bir yaklaşım sayılamaz. Hele ki “Endüstri 4.0” anlayışındaki neredeyse içinde insan olmayan ve sadece teknoloji ile yönetilen fabrikaların ortaya çıktığı bir devirde bu teknolojinin farkında olmayan bireyler, gerçek hayata bir sıfır yenik başlayacaktır.
ERA Kolejleri, bu alanda yaptığı çalışmalarla gerek öğrencilerin kodlama becerilerini, gerek robotik becerilerini günlük hayatta nasıl kullanacakları yönünde çeşitli programlarla yaşamış bulunmaktadırlar. Bu programların sonuçları bazen karşımıza arttırılmış gerçekliği kullanarak 10 Kasım’da Cumhuriyetimizin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ile yan yana fotoğraf çekilerek karşımıza çıkar; bazen Türkiye’nin en büyük havacılık Organizasyonu olan “Teknofest” te binlerce proje arasından ilk 10’da 2 proje ile ödül alarak çıkar bazen de annesine olan sevgisini evine gönderdiği mektuba koyduğu bir karekod ile kendi yapmış olduğu kısa filmi yerleştirerek ortaya çıkar.
“2019’da başarılarımıza başarı katmak ve hedeflerimizi daha da yükselterek ilerleme kaydetmek istiyoruz. Beklentilerimizi büyük tutuyoruz, Önümüze koyduğumuz hedefleri gerçekleştirerek başarılı bir eğitim-öğretim yılı olması için çalışmalarımıza tüm hızıyla devam ediyoruz.”
Son Güncelleme: Salı, 12 Şubat 2019 09:22
Gösterim: 1647

