Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Başakşehir'de bayramlaşma törenine katılan Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer'den müjdeli bayram mesajları geldi. Bakan Dinçer, çocukları sınavlardan kurtaracaklarını söyleyerek tek tip insan yetiştirmeyeceklerini belirtti.

omer dincer-okulBaşakşehir, Ramazan bayramlaşmasında yeni milli eğitim sistemiyle ilgili önemli açıklamalara ev sahipliği yaptı. Başakşehir Tunahan Camii'nde kılınan namazından sonra Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer ile buluşan İstanbul Milletvekili Harun Karaca, Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal, Ak Parti İlçe Başkanı Ayhan Özgürel, Başkan Yardımcıları ve meclis üyeleri, vatandaşlarla bayramlaştıktan sonra bir süre sohbet ettiler. Bakan Dinçer, milli eğitimle ilgili önemli noktalara dikkat çekti.

"Belediye Başkanı Mevlüt Uysal'ın da ifade ettiği gibi sokak iftarlarına katılmak çok istedim ama günler uymadığı için katılamadım'' diye konuşan Bakan Dinçer, "Ankara'dan ayrılamadım. Çünkü Milli Eğitim sitemi tamamen değişti için onunla ilgilenerek, çocuklarımızın eğitime eksiksiz başlamasını istedik. Cenab-ı Allah daha nice bayramlara ailecek sağlıkla mutlulukla ulaştırsın'' dedi.

Yeni eğitim-öğretim dönemiyle ilgili önemli açıklamalar yapan Bakan Dinçer, yeni eğitim sistemiyle ilgili müjdeler verdi. ''Çocukların seçtikleri bölümlerle ilgili ders saatleri arttırıldığını, hangi bölümü seçmiş ise o bölümle ilgi daha çok ders göreceğini ve daha çok bilgi edinmiş olacağını da kaydeden Bakan Dinçer, '' Tüm bu değişiklikten sonra çocukları sınavlardan kurtaracağız. Dershaneler kapanacak. Herkes istediği liseye gidecek. Dershane bağımlılığı kalmayacak. Üniversite sınavını da faklı bir mantıkla yaklaşıp sınavsız hale getireceğiz. Böylece tüm eğitim sistemimiz değişmiş olacak'' diye konuştu.

Bakan Dinçer, "Eski sitemimize göre tek tip eğitim vardı. Yani tek bir elbise dikip, o elbiseye herkese her insana giydirmeye çalışıyorduk. Yani elbise uymuyorsa o elbiseye uyun diyorduk. Tek tip öğrenci yetiştiriyorduk. Yeni sitemimiz ile insanlarımız tek tip olmaktan çıkacak. Farklı branşlarda başarılı insanlar yetiştireceğiz. Herkes istediği eğitimi ve yönelmek istediği mesleği en iyi şekilde küçük yaşlardan itibaren öğrenmeye başlayacak'' dedi.

Seçmeli dersler konusunda da açıklama yapan Bakan Dinçer, ''Müfredatımıza din eğitimi ile din dersi saatlerini arttırıyoruz. Öğrencilerimiz dersleri seçmeleri halinde din dersi alacaklar. Din eğitimi alıyor diye başka bölümlere geçemez durumu kalmayacak. İstediği bölüme geçebilecek, tercih edebilecek'' şeklinde konuştu.

İktidarları döneminde kız öğrenci sayısının erkek öğrenci sayısını geçtiğini de söyleyen Bakan Dinçer, ''Her kurduğumuz sistemi ile tüm kız öğrencileri okutmayı planlıyoruz. Zorunlu eğitimi 12 yıla çekerek kız öğrencilerimi 8. yıldan sonra okulu bırakmamaları için yapılan en önemli sebeptir. Biz eğitim başlangıç yaşını sadece 2 ay öne çekiyoruz ve eşitlemiş oluyoruz ama sadece eğitimi 2 ay geri çekmekle kalmıyoruz eğitim sistemini bir yıl gençleştiriyoruz. Artık öğrenciler kasım ayında değil mart ve nisan aylarında okumaya başlayacaklar. Bizim sitemimiz böyle ilerleyecek. Böylece çocuk okuldan sıkılmayacak, oynaya oynaya okumayı öğrenmiş olacak'' dedi.

Bakan Ömer Dinçer'in ilçeden ayrılmasından sonra Başakşehir Merkez Belediye binasında bayramlaşma devam etti. Burada da vatandaşlarla bayramlaşmaya, Başakşehir Kaymakamı Cevdet Can, yeni İlçe Emniyet Müdürü Murat Başıbüyük ve Başakşehir Müftüsü Ahmet Bilgi de katıldı. Bayramlaşmaya katılanların içerisinde bulunan 110 yaşındaki bir vatandaş da dikkat çekti.

İstanbul Milletvekili Harun Karaca'da yaptığı konuşmada, Başakşehir halkının yarısıyla birlikte iftar açtıklarını ifade ederek, "Başta Belediye başkanımız olmak üzere emeği geçen herkese çok teşekkür ederim. Geldiğiniz için çok sağolun. Allah başka ramazanlarda bu şekilde sağlık ve mutluluk içinde geçirmemizi nasip eder iyi inşallah'' dedi.

Başakşehir'in her yerine Ramazan ayının manevi atmosferinde vatandaşlarla buluşmaya çalıştıklarını ifade eden Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal ise ''Vatandaşlarımızın yapılan programlardan duydukları memnuniyetleri görmekten dolayı mutluyuz. Ramazan ayı süresince programlarda emeği geçenlere, sokak iftarlarına davetlerini kırmayıp gelen vatandaşlara teşekkür ediyorum. Sağlık, esenlik dolu nice bayramlar geçirmenizi diliyorum" diyerek Başakşehirliler'in Ramazan Bayramını kutladı. Bayramlaşmada bol bol hatıra fotoğrafı çekilirken, Başkan Uysal çocuklara bayram harçlığı da dağıttı.

(haber7)

> Bakan Dinçer: Tek tip insan yetiştirmeyeceğiz

Başakşehir'de bayramlaşma törenine katılan Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer'den müjdeli bayram mesajları geldi. Bakan Dinçer, çocukları sınavlardan kurtaracaklarını söyleyerek tek tip insan yetiştirmeyeceklerini belirtti.

omer dincer-okulBaşakşehir, Ramazan bayramlaşmasında yeni milli eğitim sistemiyle ilgili önemli açıklamalara ev sahipliği yaptı. Başakşehir Tunahan Camii'nde kılınan namazından sonra Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer ile buluşan İstanbul Milletvekili Harun Karaca, Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal, Ak Parti İlçe Başkanı Ayhan Özgürel, Başkan Yardımcıları ve meclis üyeleri, vatandaşlarla bayramlaştıktan sonra bir süre sohbet ettiler. Bakan Dinçer, milli eğitimle ilgili önemli noktalara dikkat çekti.

"Belediye Başkanı Mevlüt Uysal'ın da ifade ettiği gibi sokak iftarlarına katılmak çok istedim ama günler uymadığı için katılamadım'' diye konuşan Bakan Dinçer, "Ankara'dan ayrılamadım. Çünkü Milli Eğitim sitemi tamamen değişti için onunla ilgilenerek, çocuklarımızın eğitime eksiksiz başlamasını istedik. Cenab-ı Allah daha nice bayramlara ailecek sağlıkla mutlulukla ulaştırsın'' dedi.

Yeni eğitim-öğretim dönemiyle ilgili önemli açıklamalar yapan Bakan Dinçer, yeni eğitim sistemiyle ilgili müjdeler verdi. ''Çocukların seçtikleri bölümlerle ilgili ders saatleri arttırıldığını, hangi bölümü seçmiş ise o bölümle ilgi daha çok ders göreceğini ve daha çok bilgi edinmiş olacağını da kaydeden Bakan Dinçer, '' Tüm bu değişiklikten sonra çocukları sınavlardan kurtaracağız. Dershaneler kapanacak. Herkes istediği liseye gidecek. Dershane bağımlılığı kalmayacak. Üniversite sınavını da faklı bir mantıkla yaklaşıp sınavsız hale getireceğiz. Böylece tüm eğitim sistemimiz değişmiş olacak'' diye konuştu.

Bakan Dinçer, "Eski sitemimize göre tek tip eğitim vardı. Yani tek bir elbise dikip, o elbiseye herkese her insana giydirmeye çalışıyorduk. Yani elbise uymuyorsa o elbiseye uyun diyorduk. Tek tip öğrenci yetiştiriyorduk. Yeni sitemimiz ile insanlarımız tek tip olmaktan çıkacak. Farklı branşlarda başarılı insanlar yetiştireceğiz. Herkes istediği eğitimi ve yönelmek istediği mesleği en iyi şekilde küçük yaşlardan itibaren öğrenmeye başlayacak'' dedi.

Seçmeli dersler konusunda da açıklama yapan Bakan Dinçer, ''Müfredatımıza din eğitimi ile din dersi saatlerini arttırıyoruz. Öğrencilerimiz dersleri seçmeleri halinde din dersi alacaklar. Din eğitimi alıyor diye başka bölümlere geçemez durumu kalmayacak. İstediği bölüme geçebilecek, tercih edebilecek'' şeklinde konuştu.

İktidarları döneminde kız öğrenci sayısının erkek öğrenci sayısını geçtiğini de söyleyen Bakan Dinçer, ''Her kurduğumuz sistemi ile tüm kız öğrencileri okutmayı planlıyoruz. Zorunlu eğitimi 12 yıla çekerek kız öğrencilerimi 8. yıldan sonra okulu bırakmamaları için yapılan en önemli sebeptir. Biz eğitim başlangıç yaşını sadece 2 ay öne çekiyoruz ve eşitlemiş oluyoruz ama sadece eğitimi 2 ay geri çekmekle kalmıyoruz eğitim sistemini bir yıl gençleştiriyoruz. Artık öğrenciler kasım ayında değil mart ve nisan aylarında okumaya başlayacaklar. Bizim sitemimiz böyle ilerleyecek. Böylece çocuk okuldan sıkılmayacak, oynaya oynaya okumayı öğrenmiş olacak'' dedi.

Bakan Ömer Dinçer'in ilçeden ayrılmasından sonra Başakşehir Merkez Belediye binasında bayramlaşma devam etti. Burada da vatandaşlarla bayramlaşmaya, Başakşehir Kaymakamı Cevdet Can, yeni İlçe Emniyet Müdürü Murat Başıbüyük ve Başakşehir Müftüsü Ahmet Bilgi de katıldı. Bayramlaşmaya katılanların içerisinde bulunan 110 yaşındaki bir vatandaş da dikkat çekti.

İstanbul Milletvekili Harun Karaca'da yaptığı konuşmada, Başakşehir halkının yarısıyla birlikte iftar açtıklarını ifade ederek, "Başta Belediye başkanımız olmak üzere emeği geçen herkese çok teşekkür ederim. Geldiğiniz için çok sağolun. Allah başka ramazanlarda bu şekilde sağlık ve mutluluk içinde geçirmemizi nasip eder iyi inşallah'' dedi.

Başakşehir'in her yerine Ramazan ayının manevi atmosferinde vatandaşlarla buluşmaya çalıştıklarını ifade eden Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal ise ''Vatandaşlarımızın yapılan programlardan duydukları memnuniyetleri görmekten dolayı mutluyuz. Ramazan ayı süresince programlarda emeği geçenlere, sokak iftarlarına davetlerini kırmayıp gelen vatandaşlara teşekkür ediyorum. Sağlık, esenlik dolu nice bayramlar geçirmenizi diliyorum" diyerek Başakşehirliler'in Ramazan Bayramını kutladı. Bayramlaşmada bol bol hatıra fotoğrafı çekilirken, Başkan Uysal çocuklara bayram harçlığı da dağıttı.

(haber7)

Son Güncelleme: Salı, 21 Ağustos 2012 10:23

Gösterim: 1487

Türkiye'de 18 yaş altı yaklaşık 20 bin Tip-1 diyabet hastası çocuk, Ramazan Bayramı'nda yaşıtları gibi rahatça tatlı yiyemeyecek. Fakat onları bu sıkıntıdan ziyade bayram sonrası okula başlayacak olmaları ilgilendiriyor.

Türkiye'de her sene bin civarında Tip 1 diyabet hastası çocuk eğitime başlarken bu sene sayı okula başlama yaşı erkene alındığı için iki katına çıktı. Ebeveynler çocuklarının ilk kez kendilerinden bu kadar ayrı ve korumasız kalacak olmasının endişesini yaşıyor. Buna bürokratik engeller ve altyapı yetersizliğiyle birlikte kamu okullarında profesyonel sağlık personelinin bulunmaması da eklenince aileler çocuklarının sağlığı ile eğitimi arasında kararsız kalıyor. Ebeveynlerin ortak temennisi, Sağlık Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı'nın bu konuda kesin çözüm üretmesi. İlçelerde bu çocukların aynı okulda eğitim alması isteniyor. Bu okulda bir diyabet hemşiresinin görevlendirilmesinin ise sorunu çözebileceği vurgulanıyor. Aileler, "Biz bile 3-4 yılda hastalığı tanıyor ve müdahale yöntemlerini öğreniyoruz. Kısa süreli eğitim alan okul idarecileriyle bu iş çözülmez." diyor. Türkiye'de özel okullarda kamudan farklı olarak hemşire ya da sağlık personeli çalışıyor.

Bu sene 6 yaşında Tip 1 diyabet hastası kızını ilk kez okula göndereceğini belirten baba Elşan Telman, okullarda müdürler ve öğretmenlerin bu çocuklar için sorumluluk almak istemediğini anlatıyor. Bu yaşta bir çocuğun kendisine iğne yapamayacağını söyleyen Telman, "Çocuğun insülinin dozunu ayarlayamamasından dolayı tedavisinde ciddi aksamalar olabilir. İnsülin dozuyla birlikte çocuğun beslenmesinde alacağı kalori miktarının da hesaplanması gerekir." ifadelerini kullanıyor. Parası olanların diyabet hastası çocuğunu hemşirelerin bulunduğu özel okullara gönderdiğini aktaran Telman, "Parası olmayanlar için sıkıntı var. Çocuğumu her gece komaya girebilir endişesiyle yatağa yatırıyorum. Bu durumda ben çocuğumu nasıl okula gönderebilirim?" diye soruyor. 66 aylık kızını bu sene okula göndermekte kararsız olan Gülşen Genel ise "Çocuğuma rapor alıp 1 sene daha evde tutmayı planlıyorum. Çünkü 24 saat kontrol edilmesi gereken çocuğumu okulda yalnız bırakamam." şeklinde konuşuyor.(zaman)

> Diyabetli çocukların aileleri okullarda hemşire istiyor

Türkiye'de 18 yaş altı yaklaşık 20 bin Tip-1 diyabet hastası çocuk, Ramazan Bayramı'nda yaşıtları gibi rahatça tatlı yiyemeyecek. Fakat onları bu sıkıntıdan ziyade bayram sonrası okula başlayacak olmaları ilgilendiriyor.

Türkiye'de her sene bin civarında Tip 1 diyabet hastası çocuk eğitime başlarken bu sene sayı okula başlama yaşı erkene alındığı için iki katına çıktı. Ebeveynler çocuklarının ilk kez kendilerinden bu kadar ayrı ve korumasız kalacak olmasının endişesini yaşıyor. Buna bürokratik engeller ve altyapı yetersizliğiyle birlikte kamu okullarında profesyonel sağlık personelinin bulunmaması da eklenince aileler çocuklarının sağlığı ile eğitimi arasında kararsız kalıyor. Ebeveynlerin ortak temennisi, Sağlık Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı'nın bu konuda kesin çözüm üretmesi. İlçelerde bu çocukların aynı okulda eğitim alması isteniyor. Bu okulda bir diyabet hemşiresinin görevlendirilmesinin ise sorunu çözebileceği vurgulanıyor. Aileler, "Biz bile 3-4 yılda hastalığı tanıyor ve müdahale yöntemlerini öğreniyoruz. Kısa süreli eğitim alan okul idarecileriyle bu iş çözülmez." diyor. Türkiye'de özel okullarda kamudan farklı olarak hemşire ya da sağlık personeli çalışıyor.

Bu sene 6 yaşında Tip 1 diyabet hastası kızını ilk kez okula göndereceğini belirten baba Elşan Telman, okullarda müdürler ve öğretmenlerin bu çocuklar için sorumluluk almak istemediğini anlatıyor. Bu yaşta bir çocuğun kendisine iğne yapamayacağını söyleyen Telman, "Çocuğun insülinin dozunu ayarlayamamasından dolayı tedavisinde ciddi aksamalar olabilir. İnsülin dozuyla birlikte çocuğun beslenmesinde alacağı kalori miktarının da hesaplanması gerekir." ifadelerini kullanıyor. Parası olanların diyabet hastası çocuğunu hemşirelerin bulunduğu özel okullara gönderdiğini aktaran Telman, "Parası olmayanlar için sıkıntı var. Çocuğumu her gece komaya girebilir endişesiyle yatağa yatırıyorum. Bu durumda ben çocuğumu nasıl okula gönderebilirim?" diye soruyor. 66 aylık kızını bu sene okula göndermekte kararsız olan Gülşen Genel ise "Çocuğuma rapor alıp 1 sene daha evde tutmayı planlıyorum. Çünkü 24 saat kontrol edilmesi gereken çocuğumu okulda yalnız bırakamam." şeklinde konuşuyor.(zaman)

Son Güncelleme: Pazartesi, 20 Ağustos 2012 12:20

Gösterim: 1889

Pek çok önemli filmin yönetmen Tony Scott, ABD'nin Los Angeles kentinde köprüden atlayarak intihar etti.

Ünlü İngiliz yönetmen Tony Scott 'un, ABD 'nin Los Angeles kentinde köprüden atlayarak yaşamına son verdiği bildirildi. Yetkililer, Top Gun, Crimson Tide (Denizde İsyan), Days of Thunder (Yıldırım Günleri) ve Beverly Hills Cop 2 gibi filmlere imza atan 68 yaşındaki yönetmenin San Pedro ve Terminal Island arasındaki Vincent Thomas köprüsünden atladığını ve cesedinin 3 saat sonra limanda bulunduğunu açıkladı.

Polis yetkilileri yönetmenin Pazar günü yerel saatle 12.30 civarında arabasını park ettikten sonra suya atlarken görüldüğünü, intihar dışında bir ihtimal üzerinde durulmadığını söyledi. Bir dizi aksiyon filmiyle 1980'lerde üne kavuşan Tony Scott , Alien (Yaratık) filminin yönetmeni Ridley Scott'un kardeşi. 

> Ünlü yönetmen intihar etti

Pek çok önemli filmin yönetmen Tony Scott, ABD'nin Los Angeles kentinde köprüden atlayarak intihar etti.

Ünlü İngiliz yönetmen Tony Scott 'un, ABD 'nin Los Angeles kentinde köprüden atlayarak yaşamına son verdiği bildirildi. Yetkililer, Top Gun, Crimson Tide (Denizde İsyan), Days of Thunder (Yıldırım Günleri) ve Beverly Hills Cop 2 gibi filmlere imza atan 68 yaşındaki yönetmenin San Pedro ve Terminal Island arasındaki Vincent Thomas köprüsünden atladığını ve cesedinin 3 saat sonra limanda bulunduğunu açıkladı.

Polis yetkilileri yönetmenin Pazar günü yerel saatle 12.30 civarında arabasını park ettikten sonra suya atlarken görüldüğünü, intihar dışında bir ihtimal üzerinde durulmadığını söyledi. Bir dizi aksiyon filmiyle 1980'lerde üne kavuşan Tony Scott , Alien (Yaratık) filminin yönetmeni Ridley Scott'un kardeşi. 

Son Güncelleme: Pazartesi, 20 Ağustos 2012 11:54

Gösterim: 1906

Okul vakti yaklaşırken, küçük çocuklarını okula göndermek istemeyen veliler hastane hastane rapor peşinde koşuyor.

4+4+4 eğitim sistemiyle zorunlu olarak okula başlama yaşı 66 aya yani 5.5 yaşa indirildi. Aileler çocuklarını anasınıfına kaydettirme planları yaparken otomatik olarak 1. sınıfa kayıtları yapıldı bile. 66-72 ay arasında 600 bin çocuk okullu oldu. Ancak pek çok veli ‘5.5 çok erken’ diyor. 66 ay ve üstü çocuklarını okula başlatmak istemeyen kimi aileler ‘Okula başlamaya uygun değildir’ raporu almaya çalışıyor. Kimi ise raporla çocuğunu ‘damgalatmak’ istemediğini belirterek para cezası ödemeyi göze almış durumda. Ancak raporu olmayan 66 aylık ve üstü çocukların anasınıfına kayıtları yapılmıyor. Rapor alacak velileri ise çileli bir süreç bekliyor. Raporu önce aile hekiminden sonra çocuk doktoru, çocuk psikiyatrı ya da nörologdan alacakları duyurulan veliler bir süredir kapı kapı dolaşıyor. Psikiyatristler tarafından geri çevrilen aileler son açıklamayla raporu çocuk doktorlarından almaya çalışıyor. Burçak Denizeri yaz başından bu yana rapor koşuşturması içinde. 68 aylık oğlunu özel okula verecek olmasına karşın birinci sınıfa başlamasını istemiyor. Denizeri, sancılı rapor sürecini şöyle anlatıyor:

Üç hastane dolaştı

“Yaz başında anasınıfına yazdırdım. Sonra okuldan aradılar. 66 ay ve üstü için birinci sınıfa başlamayacaksa rapor alınacağını söylediler. Raporun nereden alınacağı net değildi. Milli Eğitim Bakanlığı ’nın ‘Alo 147’ hattının abonesi oldum. Bir ara ‘Rapor sağlık ocağından alınacak ‘ dediler. Şaşırdım, ne yetkinliği var ki sağlık ocağının. Sonra ‘Özel hastane de olur’ dediler. Kendi doktorundan bir rapor aldım. Bunun kabul edilmeyeceği açıklandı. Şişli Etfal Hastanesi’nde çocuk psikiyatrına gittim. Doktor, ‘Kendi aramızda karar aldık. Biz rapor vermeyeceğiz. 5.5 yaşındaki çocuğun okula başlamasını uygun bulmuyorum ama veremem’ dedi. Bu kez çocuk doktorundan alınacağı açıklanınca Yakacık Devlet Hastanesi’ne gittik. Çocuk doktoru, çocuk gelişim uzmanına yönlendirdi. Çocuk gelişim uzmanı, ‘Çocuğunuz 1. sınıfa başlayamaz, ince motor kasları gelişmemiş’ dedi. Oğlum 22 aylıktan beri anaokuluna gidiyor. Ona rağmen ince motor kasları tam gelişmemiş. Düşünün okulöncesi eğitimi olmayan çocukları, nasıl okula başlayacaklar.”

Rapor vermiyoruz

Adının verilmesinin istemeyen başka bir veli de 66 aylık oğlunun 1. sınıfa başlamaması için çocuğunun bir yıl geride olduğunu gösteren raporu da yanına alarak Ümraniye Devlet Hastanesi’nin yolunu tutmuş: “Önce kendi çocuk doktorundan ruhsal açıdan 1. sınıfa başlamasının uygun olmadığını gösteren bir rapor aldım. Muayenehane raporu olduğu için kabul olmadı. Ümraniye Devlet Hastanesi’ne gittim. Çocuk doktoru, ‘Biz bu raporu vermiyoruz’ dedi. Israr edince çocuk gelişim uzmanlarına yönledirdiler. Uzman, ‘Okulöncesi eğitime uygundur, okul olgunluğuna ulaşmamıştır’ raporu yazdı.

Başka bir veli Fatma Bal da rapor almaktan çekindiğini söylüyor. Aklında ‘Çocuğumun siciline işler mi, bir engeli varmış gibi durum olur mu’ gibi sorular var. 5.5 yaşındaki oğlunun “Anne sen olmazsan ben nasıl tuvalete gideceğim, beni bırakacak mısın” diye sorular sorduğunu anlatan Bal, “Kaydının yapıldığı okul kalabalık bir okul. Nasıl olacak? Çocuk, etrafta konuşulanlardan okula gitme ihtimalini biliyor. Bana daha çok yapıştı. Her gün sorular soruyor. O kaygılandıkça, ben daha çok korkuyorum. Okulöncesi eğitim de almadı. Uykularım kaçıyor ne yapacağımı düşünmekten. Önce okulöncesi eğitim alsın, hazırlansın istiyorum” diyor.

Veliler ‘O daha küçük’ diyor

5.5 yaşındaki çocukların okula başlamasının sakıncaları ile ilgili meslek örgütleri açıklamalar yaparken, pek çok veli grubu da sosyal medyadan seslerini duyurmaya çalışıyor. Bunlardan biri de “Bari çocuğunuza bunu yapmayın! O daha küçük…” çalışmasını yürüten Türkiye Komünist Partili eğitimciler, sağlıkçılar ve hukukçular. “5.5 yaşında bir çocuğun okula gönderilmesi, okulda ders dinlemeye mecbur edilmesi reddedilmesi gereken bir pedagoji katliamıdır. Engel olabiliriz” diyerek yola çıkan grubun facebook sayfasını 10 günde 300 kişi ziyaret etti. Bu arada Türk Tabipler Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Özdemir Aktan, 600 bin çocuğa sembolik olarak ‘okula başlayamaz’ raporu verme kararı aldıklarını belirterek, 72 aydan önce çocukların okula başlamalarının, eğitimsel gelişimleri açısından hiçbir yarar sağlamayacağını vurguladı.(radikal)

> Okula başlasalar bir dert başlamasalar ayrı bir dert

Okul vakti yaklaşırken, küçük çocuklarını okula göndermek istemeyen veliler hastane hastane rapor peşinde koşuyor.

4+4+4 eğitim sistemiyle zorunlu olarak okula başlama yaşı 66 aya yani 5.5 yaşa indirildi. Aileler çocuklarını anasınıfına kaydettirme planları yaparken otomatik olarak 1. sınıfa kayıtları yapıldı bile. 66-72 ay arasında 600 bin çocuk okullu oldu. Ancak pek çok veli ‘5.5 çok erken’ diyor. 66 ay ve üstü çocuklarını okula başlatmak istemeyen kimi aileler ‘Okula başlamaya uygun değildir’ raporu almaya çalışıyor. Kimi ise raporla çocuğunu ‘damgalatmak’ istemediğini belirterek para cezası ödemeyi göze almış durumda. Ancak raporu olmayan 66 aylık ve üstü çocukların anasınıfına kayıtları yapılmıyor. Rapor alacak velileri ise çileli bir süreç bekliyor. Raporu önce aile hekiminden sonra çocuk doktoru, çocuk psikiyatrı ya da nörologdan alacakları duyurulan veliler bir süredir kapı kapı dolaşıyor. Psikiyatristler tarafından geri çevrilen aileler son açıklamayla raporu çocuk doktorlarından almaya çalışıyor. Burçak Denizeri yaz başından bu yana rapor koşuşturması içinde. 68 aylık oğlunu özel okula verecek olmasına karşın birinci sınıfa başlamasını istemiyor. Denizeri, sancılı rapor sürecini şöyle anlatıyor:

Üç hastane dolaştı

“Yaz başında anasınıfına yazdırdım. Sonra okuldan aradılar. 66 ay ve üstü için birinci sınıfa başlamayacaksa rapor alınacağını söylediler. Raporun nereden alınacağı net değildi. Milli Eğitim Bakanlığı ’nın ‘Alo 147’ hattının abonesi oldum. Bir ara ‘Rapor sağlık ocağından alınacak ‘ dediler. Şaşırdım, ne yetkinliği var ki sağlık ocağının. Sonra ‘Özel hastane de olur’ dediler. Kendi doktorundan bir rapor aldım. Bunun kabul edilmeyeceği açıklandı. Şişli Etfal Hastanesi’nde çocuk psikiyatrına gittim. Doktor, ‘Kendi aramızda karar aldık. Biz rapor vermeyeceğiz. 5.5 yaşındaki çocuğun okula başlamasını uygun bulmuyorum ama veremem’ dedi. Bu kez çocuk doktorundan alınacağı açıklanınca Yakacık Devlet Hastanesi’ne gittik. Çocuk doktoru, çocuk gelişim uzmanına yönlendirdi. Çocuk gelişim uzmanı, ‘Çocuğunuz 1. sınıfa başlayamaz, ince motor kasları gelişmemiş’ dedi. Oğlum 22 aylıktan beri anaokuluna gidiyor. Ona rağmen ince motor kasları tam gelişmemiş. Düşünün okulöncesi eğitimi olmayan çocukları, nasıl okula başlayacaklar.”

Rapor vermiyoruz

Adının verilmesinin istemeyen başka bir veli de 66 aylık oğlunun 1. sınıfa başlamaması için çocuğunun bir yıl geride olduğunu gösteren raporu da yanına alarak Ümraniye Devlet Hastanesi’nin yolunu tutmuş: “Önce kendi çocuk doktorundan ruhsal açıdan 1. sınıfa başlamasının uygun olmadığını gösteren bir rapor aldım. Muayenehane raporu olduğu için kabul olmadı. Ümraniye Devlet Hastanesi’ne gittim. Çocuk doktoru, ‘Biz bu raporu vermiyoruz’ dedi. Israr edince çocuk gelişim uzmanlarına yönledirdiler. Uzman, ‘Okulöncesi eğitime uygundur, okul olgunluğuna ulaşmamıştır’ raporu yazdı.

Başka bir veli Fatma Bal da rapor almaktan çekindiğini söylüyor. Aklında ‘Çocuğumun siciline işler mi, bir engeli varmış gibi durum olur mu’ gibi sorular var. 5.5 yaşındaki oğlunun “Anne sen olmazsan ben nasıl tuvalete gideceğim, beni bırakacak mısın” diye sorular sorduğunu anlatan Bal, “Kaydının yapıldığı okul kalabalık bir okul. Nasıl olacak? Çocuk, etrafta konuşulanlardan okula gitme ihtimalini biliyor. Bana daha çok yapıştı. Her gün sorular soruyor. O kaygılandıkça, ben daha çok korkuyorum. Okulöncesi eğitim de almadı. Uykularım kaçıyor ne yapacağımı düşünmekten. Önce okulöncesi eğitim alsın, hazırlansın istiyorum” diyor.

Veliler ‘O daha küçük’ diyor

5.5 yaşındaki çocukların okula başlamasının sakıncaları ile ilgili meslek örgütleri açıklamalar yaparken, pek çok veli grubu da sosyal medyadan seslerini duyurmaya çalışıyor. Bunlardan biri de “Bari çocuğunuza bunu yapmayın! O daha küçük…” çalışmasını yürüten Türkiye Komünist Partili eğitimciler, sağlıkçılar ve hukukçular. “5.5 yaşında bir çocuğun okula gönderilmesi, okulda ders dinlemeye mecbur edilmesi reddedilmesi gereken bir pedagoji katliamıdır. Engel olabiliriz” diyerek yola çıkan grubun facebook sayfasını 10 günde 300 kişi ziyaret etti. Bu arada Türk Tabipler Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Özdemir Aktan, 600 bin çocuğa sembolik olarak ‘okula başlayamaz’ raporu verme kararı aldıklarını belirterek, 72 aydan önce çocukların okula başlamalarının, eğitimsel gelişimleri açısından hiçbir yarar sağlamayacağını vurguladı.(radikal)

Son Güncelleme: Pazartesi, 20 Ağustos 2012 12:09

Gösterim: 2279

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, etüt ve beslenme uygulaması yapılan okulların sayısının artırılmasının ülke şartlarıyla örtüşmediğini belirtti.

Dinçer, MHP Eskişehir Milletvekili Ruhsar Demirel'in yazılı soru önergesine verdiği yanıtta, İstanbul'da bulunan, etüt ve beslenme yapılan 19 okulda 13 bin 366 öğrenciye eğitim verildiğini ifade etti.

Bu okulların statüsünde kanunla değişiklik yapıldığını belirten Dinçer, şöyle devam etti:

''Bu okullarda öğrenim gören mevcut öğrenciler, ilkokul ve ortaokul statüsünde mezun oluncaya kadar öğrenimlerine devam edeceklerdir. İsteyen veli çocuğunu istediği zaman evine en yakın okula nakil aldırabilecektir. Tüm öğrencilerimizin eğitim hakkından faydalanmaları için ikametlerine en yakın okullarda öğrenimlerine devam etmeleri amaçlanmaktadır.

Velilerimizden büyük çoğunluğunun çalıştığı bilinen bir gerçek olup bu tür okulların bir bölgede yoğunlaşması ve sayısının oldukça fazla olmasından hareketle bu tür okulların sayısının artırılması ülke şartlarıyla örtüşmemektedir.''

> Bakan Dinçer’den ‘etüt ve beslenme’ okulu açıklaması

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, etüt ve beslenme uygulaması yapılan okulların sayısının artırılmasının ülke şartlarıyla örtüşmediğini belirtti.

Dinçer, MHP Eskişehir Milletvekili Ruhsar Demirel'in yazılı soru önergesine verdiği yanıtta, İstanbul'da bulunan, etüt ve beslenme yapılan 19 okulda 13 bin 366 öğrenciye eğitim verildiğini ifade etti.

Bu okulların statüsünde kanunla değişiklik yapıldığını belirten Dinçer, şöyle devam etti:

''Bu okullarda öğrenim gören mevcut öğrenciler, ilkokul ve ortaokul statüsünde mezun oluncaya kadar öğrenimlerine devam edeceklerdir. İsteyen veli çocuğunu istediği zaman evine en yakın okula nakil aldırabilecektir. Tüm öğrencilerimizin eğitim hakkından faydalanmaları için ikametlerine en yakın okullarda öğrenimlerine devam etmeleri amaçlanmaktadır.

Velilerimizden büyük çoğunluğunun çalıştığı bilinen bir gerçek olup bu tür okulların bir bölgede yoğunlaşması ve sayısının oldukça fazla olmasından hareketle bu tür okulların sayısının artırılması ülke şartlarıyla örtüşmemektedir.''

Son Güncelleme: Pazartesi, 20 Ağustos 2012 11:27

Gösterim: 1476


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.