Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Başabakan Erdoğan Tarım, Gıda ve Hayvancılık Bakanlığı’nın okullarda süt dağıtımının 2 gün yapılması uyarısına kulak asmadı. Erdoğan 5 gün olacak dedi ve uygulama 5 güne çıkarıldı.
Tarım, Gıda ve Hayvancılık Bakanlığı'nın okul sütünün sadece haftanın 2 gün dağıtılabileceği uyarısı, Milli Eğitim Bakanlığı bürokratlarının dikkatinden kaçtı. Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer ve Başbakan Tayyip Erdoğan da kamuoyuna okullarda her gün süt dağıtılacağını açıkladı. Ancak Tarım Bakanlığı, süt projesi için ayrılan bütçenin haftada 2 gün olduğunu hatırlatarak 5 güne itiraz etti. Ancak Erdoğan sözünden geri adım atmadı. 5 günde karar kılındı.
Hükümetin okullarda süt dağıtma projesinde bürokratların gün anlaşmazlığı, çocukları sevindirecek. Tarım, Gıda ve Hayvancılık Bakanlığı'nın okul sütünün sadece haftanın 2 günü dağıtılabileceği uyarısı, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) bürokratlarının dikkatinden kaçtı. MEB bürokratlarının hazırlığını dikkate alan Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer ve Başbakan Tayyip Erdoğan, kamuoyuna okullarda her gün süt dağıtılacağını açıkladı. Ancak Tarım Bakanlığı, süt projesi için ayrılan bütçenin haftada 2 gün ve toplam 35 bin kutu süt üzerinden yapıldığını hatırlatarak 5 güne itiraz etti. Maliyetinin iki katına çıkmasından dolayı MEB'i sorumlu tuttu. Kriz üzerine Bakan Dinçer, projeden sorumlu ilgili daire başkanını görevden aldı.
İlköğretim okullarında öğrencilere her gün dağıtılacağı açıklanan Okul Sütü Projesi, Milli Eğitim Bakanlığı ile Tarım, Gıda ve Hayvancılık Bakanlığı arasında krize sebep oldu. Tarım, Gıda ve Hayvancılık Bakanlığı, okul sütünün sadece haftanın 2 gün dağıtılacağını bildirmesine rağmen Milli Eğitim Bakanlığı, süt dağıtımını 'yanlışlıkla' hafta içi her gün olarak duyurdu. MEB yetkililerinin hazırladıkları bilgi notunu dikkate alan Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kamuoyuna okullarda her gün süt dağıtılacağını açıkladı. Bunun üzerine Tarım, Gıda ve Hayvancılık Bakanlığı projenin maliyetinin iki katına çıkacağını belirterek, her gün süt dağıtımına itiraz etti. Süt projesi için ayrılan bütçenin haftada 2 güne göre belirlendiğini, söz konusu dağıtımın hafta içi 5 gün olması durumunda maliyetin ikiye katlanacağı uyarısını yaptı. İki bakanlık bürokratları arasında yaşanan kriz üzerine Milli Eğitim Bakanı Dinçer, projeden sorumlu ilgili daire başkanını görevden aldı. Bakanlıklar arasında sorunun çözülememesi üzerine Başbakan Erdoğan, son sözü söyledi. Kamuoyuna okul sütü projesinin hafta içi her gün olacağını açıklayan Erdoğan, sözünden geri adım atmadı. Bütçe genişletilerek süt dağıtımı 5 güne çıkarıldı.
Öğrencinin süt karnesi tutulacak
Milli Eğitim Bakanlığı'nın okullarda sütün dağıtımına ilişkin genelgesinde ise öğretmenlere geri dönüşüm ve alerji uyarısı dikkat çekti. Müsteşar Emin Zararsız imzasıyla tüm okullara gönderilen genelgede, her çocuğun süt içme alışkanlığı e-okul sisteminde bir modül olarak yer alacak. Sütler dağıtılmadan önce çocukların ne kadar süt içtikleri, süt içmeyi sevip sevmedikleri yer alan modüllerde, proje sonrasında çocukların süt içme alışkanlıkları yeniden değerlendirilecek. Ayrıca Türkiye genelinde süt alerjisi olan çocukların sayısı da çıkarılacak. Milli Eğitim genelgesinde dağıtılacak süt kutularının geri dönüşüm kutusu ile tekrar kullanımı için de çalışma başlatılması istendi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Başabakan Erdoğan Tarım, Gıda ve Hayvancılık Bakanlığı’nın okullarda süt dağıtımının 2 gün yapılması uyarısına kulak asmadı. Erdoğan 5 gün olacak dedi ve uygulama 5 güne çıkarıldı.
Tarım, Gıda ve Hayvancılık Bakanlığı'nın okul sütünün sadece haftanın 2 gün dağıtılabileceği uyarısı, Milli Eğitim Bakanlığı bürokratlarının dikkatinden kaçtı. Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer ve Başbakan Tayyip Erdoğan da kamuoyuna okullarda her gün süt dağıtılacağını açıkladı. Ancak Tarım Bakanlığı, süt projesi için ayrılan bütçenin haftada 2 gün olduğunu hatırlatarak 5 güne itiraz etti. Ancak Erdoğan sözünden geri adım atmadı. 5 günde karar kılındı.
Hükümetin okullarda süt dağıtma projesinde bürokratların gün anlaşmazlığı, çocukları sevindirecek. Tarım, Gıda ve Hayvancılık Bakanlığı'nın okul sütünün sadece haftanın 2 günü dağıtılabileceği uyarısı, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) bürokratlarının dikkatinden kaçtı. MEB bürokratlarının hazırlığını dikkate alan Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer ve Başbakan Tayyip Erdoğan, kamuoyuna okullarda her gün süt dağıtılacağını açıkladı. Ancak Tarım Bakanlığı, süt projesi için ayrılan bütçenin haftada 2 gün ve toplam 35 bin kutu süt üzerinden yapıldığını hatırlatarak 5 güne itiraz etti. Maliyetinin iki katına çıkmasından dolayı MEB'i sorumlu tuttu. Kriz üzerine Bakan Dinçer, projeden sorumlu ilgili daire başkanını görevden aldı.
İlköğretim okullarında öğrencilere her gün dağıtılacağı açıklanan Okul Sütü Projesi, Milli Eğitim Bakanlığı ile Tarım, Gıda ve Hayvancılık Bakanlığı arasında krize sebep oldu. Tarım, Gıda ve Hayvancılık Bakanlığı, okul sütünün sadece haftanın 2 gün dağıtılacağını bildirmesine rağmen Milli Eğitim Bakanlığı, süt dağıtımını 'yanlışlıkla' hafta içi her gün olarak duyurdu. MEB yetkililerinin hazırladıkları bilgi notunu dikkate alan Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kamuoyuna okullarda her gün süt dağıtılacağını açıkladı. Bunun üzerine Tarım, Gıda ve Hayvancılık Bakanlığı projenin maliyetinin iki katına çıkacağını belirterek, her gün süt dağıtımına itiraz etti. Süt projesi için ayrılan bütçenin haftada 2 güne göre belirlendiğini, söz konusu dağıtımın hafta içi 5 gün olması durumunda maliyetin ikiye katlanacağı uyarısını yaptı. İki bakanlık bürokratları arasında yaşanan kriz üzerine Milli Eğitim Bakanı Dinçer, projeden sorumlu ilgili daire başkanını görevden aldı. Bakanlıklar arasında sorunun çözülememesi üzerine Başbakan Erdoğan, son sözü söyledi. Kamuoyuna okul sütü projesinin hafta içi her gün olacağını açıklayan Erdoğan, sözünden geri adım atmadı. Bütçe genişletilerek süt dağıtımı 5 güne çıkarıldı.
Öğrencinin süt karnesi tutulacak
Milli Eğitim Bakanlığı'nın okullarda sütün dağıtımına ilişkin genelgesinde ise öğretmenlere geri dönüşüm ve alerji uyarısı dikkat çekti. Müsteşar Emin Zararsız imzasıyla tüm okullara gönderilen genelgede, her çocuğun süt içme alışkanlığı e-okul sisteminde bir modül olarak yer alacak. Sütler dağıtılmadan önce çocukların ne kadar süt içtikleri, süt içmeyi sevip sevmedikleri yer alan modüllerde, proje sonrasında çocukların süt içme alışkanlıkları yeniden değerlendirilecek. Ayrıca Türkiye genelinde süt alerjisi olan çocukların sayısı da çıkarılacak. Milli Eğitim genelgesinde dağıtılacak süt kutularının geri dönüşüm kutusu ile tekrar kullanımı için de çalışma başlatılması istendi.
Son Güncelleme: Salı, 24 Nisan 2012 11:03
Gösterim: 2548
YÖK, fen ve edebiyat fakülteleri öğrencilerinin öğretmen olabilmek için aldığı pedagojik formasyon programını kaldırdı. Karar fen ve edebiyat fakültelerinde eğitim kadrosu ve öğrencilerde şok etkisi yarattı.
Yükseköğretim Kurulu (YÖK), 5 Nisan’da aldığı karar ile fen edebiyat fakültesi öğrencilerinin aldığı pedagojik formasyon programını kaldırdı. Fen ve edebiyat fakülteleri öğrencilerinin veya mezunlarının öğretmen olmasını sağlayan sistemin kalkmasının gerekçesi ise bu bölümlerde ortaya çıkan öğretmen fazlası gösterildi. Karara göre, yeni pedagojik formasyon sertifika programları açılmayacak. Daha önce açılan programlar ise, mevcut öğrencilerin işlemleri bittikten sonra kapatılacak. 184 fen ve edebiyat fakültesinde okuyan 200 bin öğrenciden pedagojik formasyon alanlar karardan etkilenmeyecek. Ancak, karardan dolayı her yıl 5 bin öğrencinin mezun olduğu fen edebiyat fakültelerine olan talebin düşeceği belirtiliyor. Fen edebiyat fakültelerinin dekanları ise YÖK’ün aldığı karara son derece kızgın.
Öğretmen olamayacaklar
Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Dekanı Prof.Dr.Muammer Canel, üniversite adaylarının artık fen ve edebiyat fakültelerini tercih etmeyeceklerini belirterek şunları söyledi, “YÖK’ün kararı bizde şok etkisi yarattı. Fen ve edebiyat fakültelerindeki bölümler, alan bilgisinin en iyi öğretildiği bölümlerdir. Öğrencilerimize yazık oluyor. Bundan sonra üniversite sınavına girecek öğrenciler, öğretmen olamayacaklarsa neden fen edebiyat bölümlerini seçsinler ki. Zaten başka alanlarda istihdam yok. Bu şekilde fen edebiyat fakülteleri çok fazla geriye atılacak. İki yıl önce YÖK’ten bir talepte bulunmuştuk. Pedagojik formasyon eğitimin 3. ve 4.sınıflarda alınmasını ıstedik. YÖK de bunu kabul etti. Ancak bir sendika buna itiraz etti ve yürürlüğü durduruldu. Şimdi de öğrencilerimizin öğretmen olmasının yolu tamamen kapatıldı. İki yıl öncesine kadar ayrıca bütün üniversitelerin fen ve edebiyat fakültesi olmak zorundaydı. Ancak zaten bu da kalktı. Biz 26 Mayıs’ta fen edebiyat fakültesi dekanları olarak Kıbrıs’ta toplanıp YÖK’ün verdiği kararı değerlendireceğiz.”
Türk Eğitim Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk ise, en az 350 bin eğitim fakültesi mezununun atama beklediğini hatırlatarak, kararın doğru olduğunu savundu, “Doğrusu eğitim fakültelerinde okuyanların öğretmen olması. Ancak açık yer olursa fen ve edebiyat fakültelerinden öğretmen alınabilir. Fen ve edebiyat fakültelerinin açılmasının nedeni farklı alanlarda uzman olmak. Ancak ne yazık ıki mezunları için istihdam olmaması da çok üzücü. Onlar için de ayrıca istihdam yaratılmalı.”
(milliyet)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
YÖK, fen ve edebiyat fakülteleri öğrencilerinin öğretmen olabilmek için aldığı pedagojik formasyon programını kaldırdı. Karar fen ve edebiyat fakültelerinde eğitim kadrosu ve öğrencilerde şok etkisi yarattı.
Yükseköğretim Kurulu (YÖK), 5 Nisan’da aldığı karar ile fen edebiyat fakültesi öğrencilerinin aldığı pedagojik formasyon programını kaldırdı. Fen ve edebiyat fakülteleri öğrencilerinin veya mezunlarının öğretmen olmasını sağlayan sistemin kalkmasının gerekçesi ise bu bölümlerde ortaya çıkan öğretmen fazlası gösterildi. Karara göre, yeni pedagojik formasyon sertifika programları açılmayacak. Daha önce açılan programlar ise, mevcut öğrencilerin işlemleri bittikten sonra kapatılacak. 184 fen ve edebiyat fakültesinde okuyan 200 bin öğrenciden pedagojik formasyon alanlar karardan etkilenmeyecek. Ancak, karardan dolayı her yıl 5 bin öğrencinin mezun olduğu fen edebiyat fakültelerine olan talebin düşeceği belirtiliyor. Fen edebiyat fakültelerinin dekanları ise YÖK’ün aldığı karara son derece kızgın.
Öğretmen olamayacaklar
Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Dekanı Prof.Dr.Muammer Canel, üniversite adaylarının artık fen ve edebiyat fakültelerini tercih etmeyeceklerini belirterek şunları söyledi, “YÖK’ün kararı bizde şok etkisi yarattı. Fen ve edebiyat fakültelerindeki bölümler, alan bilgisinin en iyi öğretildiği bölümlerdir. Öğrencilerimize yazık oluyor. Bundan sonra üniversite sınavına girecek öğrenciler, öğretmen olamayacaklarsa neden fen edebiyat bölümlerini seçsinler ki. Zaten başka alanlarda istihdam yok. Bu şekilde fen edebiyat fakülteleri çok fazla geriye atılacak. İki yıl önce YÖK’ten bir talepte bulunmuştuk. Pedagojik formasyon eğitimin 3. ve 4.sınıflarda alınmasını ıstedik. YÖK de bunu kabul etti. Ancak bir sendika buna itiraz etti ve yürürlüğü durduruldu. Şimdi de öğrencilerimizin öğretmen olmasının yolu tamamen kapatıldı. İki yıl öncesine kadar ayrıca bütün üniversitelerin fen ve edebiyat fakültesi olmak zorundaydı. Ancak zaten bu da kalktı. Biz 26 Mayıs’ta fen edebiyat fakültesi dekanları olarak Kıbrıs’ta toplanıp YÖK’ün verdiği kararı değerlendireceğiz.”
Türk Eğitim Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk ise, en az 350 bin eğitim fakültesi mezununun atama beklediğini hatırlatarak, kararın doğru olduğunu savundu, “Doğrusu eğitim fakültelerinde okuyanların öğretmen olması. Ancak açık yer olursa fen ve edebiyat fakültelerinden öğretmen alınabilir. Fen ve edebiyat fakültelerinin açılmasının nedeni farklı alanlarda uzman olmak. Ancak ne yazık ıki mezunları için istihdam olmaması da çok üzücü. Onlar için de ayrıca istihdam yaratılmalı.”
(milliyet)
Son Güncelleme: Salı, 24 Nisan 2012 10:23
Gösterim: 2310
Milyonlarca öğrencinin kaydından başlayıp mezuniyetine kadar tüm süreci kayıt altına alan e-Okul sistemini kullanan dolandırıcılar türedi.
Bazı kişilerin, e-Okul’la ilgili velileri telefonla arayarak randevu aldığı, çeşitli ürünleri pazarlayıp senet imzalattığı ortaya çıktı. Olay, Milli Eğitim Bakanlığı’na gelen şikâyetler üzerine ortaya çıktı. Velileri yine e-Okul sistemi üzerinden uyaran MEB yetkilileri, sistemle ile ilgili bir bakanlık yetkilisinin adreslere gitmesinin söz konusu olamadığını, bu suiistimallerin bakanlık tarafından incelemeye alındığını bildirdi. (Hürriyet)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Milyonlarca öğrencinin kaydından başlayıp mezuniyetine kadar tüm süreci kayıt altına alan e-Okul sistemini kullanan dolandırıcılar türedi.
Bazı kişilerin, e-Okul’la ilgili velileri telefonla arayarak randevu aldığı, çeşitli ürünleri pazarlayıp senet imzalattığı ortaya çıktı. Olay, Milli Eğitim Bakanlığı’na gelen şikâyetler üzerine ortaya çıktı. Velileri yine e-Okul sistemi üzerinden uyaran MEB yetkilileri, sistemle ile ilgili bir bakanlık yetkilisinin adreslere gitmesinin söz konusu olamadığını, bu suiistimallerin bakanlık tarafından incelemeye alındığını bildirdi. (Hürriyet)
Son Güncelleme: Salı, 24 Nisan 2012 09:46
Gösterim: 2416
Sosyal medya üzerinden intihar eden gençlerin sayısının giderek artması üzerine, ABD'nin Ulusal İntihar Engelleme Yardım Hattı geliştirdiği güvenlik ağı aracılığıyla, Facebook, Twitter ve Tumblr gibi sosyal ağlardaki intihar teşebbüslerini engellemeyi hedefliyor.
Amerika'nın Ulusal İntihar Engelleme Yardım Hattı’nın son zamanlarda geliştirdiği güvenlik ağı sayesinde, Facebook’taki kullanıcılar diğer kullanıcıların paylaşımlarının intihar eğilimi taşıdığını düşünüyorsa, bu durumu Facebook’a ihbar edebiliyor. İhbarı yapan kişi iki yolu kullanarak olası bir intiharı engelliyebiliyor. Kullanıcılar şüphe duydukları kişilerin paylaşımlarının sağ üst köşesindeki 'x' butonuna gelerek “Şikayet Et - Spam olarak İşaretle’ seçeneğini kullanarak veya durumu direkt olarak Facebook Yardım Merkezi’ne bildirerek ihbarda bulunabiliyor. Daha sonra şüphe duyulan kullanıcı, Kriz Merkezi tarafından e-posta aracılığı ile Yardım Hattı’nı araması veya bir danışmanla çevirimiçi sohbet etmesi konusunda teşvik ediliyor.
Twitter kullanıcıları da aynı şekilde intihara eğilimi olduğunu düşündükleri “tweet”leri Twitter Destek Merkezi’ne ihbar edebiliyor. Bunun sonucunda Yardım Hattı’na ulaşan bir e-posta, onları şüphe duyulan kişinin Twitter’daki aktiviteleri konusunda alarma geçiriyor. Twitter gizlilik politikasına dayanarak kullanıcıların e-posta adreslerini Yardım Hattı’ndan saklı tuttuğu için, Yardım Hattı kişilerle sadece Twitter hesapları üzerinden iletişime geçebiliyor. Tumblr da kullanıcıların güvenlik endişelerini, benzer şekilde Tumblr Yardım Merkezi’ne bildirmelerine olanak tanırken, şüphe duyulan kullanıcılara ulaşarak Yardım Hattı’nı aramaları konusunda onları cesaretlendiriyor. (radikal)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Sosyal medya üzerinden intihar eden gençlerin sayısının giderek artması üzerine, ABD'nin Ulusal İntihar Engelleme Yardım Hattı geliştirdiği güvenlik ağı aracılığıyla, Facebook, Twitter ve Tumblr gibi sosyal ağlardaki intihar teşebbüslerini engellemeyi hedefliyor.
Amerika'nın Ulusal İntihar Engelleme Yardım Hattı’nın son zamanlarda geliştirdiği güvenlik ağı sayesinde, Facebook’taki kullanıcılar diğer kullanıcıların paylaşımlarının intihar eğilimi taşıdığını düşünüyorsa, bu durumu Facebook’a ihbar edebiliyor. İhbarı yapan kişi iki yolu kullanarak olası bir intiharı engelliyebiliyor. Kullanıcılar şüphe duydukları kişilerin paylaşımlarının sağ üst köşesindeki 'x' butonuna gelerek “Şikayet Et - Spam olarak İşaretle’ seçeneğini kullanarak veya durumu direkt olarak Facebook Yardım Merkezi’ne bildirerek ihbarda bulunabiliyor. Daha sonra şüphe duyulan kullanıcı, Kriz Merkezi tarafından e-posta aracılığı ile Yardım Hattı’nı araması veya bir danışmanla çevirimiçi sohbet etmesi konusunda teşvik ediliyor.
Twitter kullanıcıları da aynı şekilde intihara eğilimi olduğunu düşündükleri “tweet”leri Twitter Destek Merkezi’ne ihbar edebiliyor. Bunun sonucunda Yardım Hattı’na ulaşan bir e-posta, onları şüphe duyulan kişinin Twitter’daki aktiviteleri konusunda alarma geçiriyor. Twitter gizlilik politikasına dayanarak kullanıcıların e-posta adreslerini Yardım Hattı’ndan saklı tuttuğu için, Yardım Hattı kişilerle sadece Twitter hesapları üzerinden iletişime geçebiliyor. Tumblr da kullanıcıların güvenlik endişelerini, benzer şekilde Tumblr Yardım Merkezi’ne bildirmelerine olanak tanırken, şüphe duyulan kullanıcılara ulaşarak Yardım Hattı’nı aramaları konusunda onları cesaretlendiriyor. (radikal)
Son Güncelleme: Salı, 24 Nisan 2012 10:22
Gösterim: 2080
Bakan Çelik, ''Çocukların eline çekiç, tornavida, civata vermeyelim. Çocukların eline kitap, kalem verelim'' dedi.
Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Ümraniye Belediyesi'nin ''Çocuk İşçiliğinin Önlenmesi Deklarasyonu'' törenine katıldı.
Bağış, yaptığı konuşmada, şunları kaydetti:
''Türkiye, bu konuda da attığı adımlarla AB standartlarını yakalamakla kalmayacak, AB üyesi ülkelere de ilham kaynağı olacaktır. Türkiye Cumhuriyetimizin kurucusu, 23 Nisan'ı çocuklarımıza armağan eden Büyük Önder Atatürk, 'çağdaş medeniyetler seviyesinin üzerine çıkmak' derken, (yakalamak) dememiş, (üzerine çıkmak) demiş. Yani bugünün çağdaş medeniyetler seviyesi eğer AB standartlarıysa, bizim amacımız AB standartlarını yakalamak değil, onların üstüne çıkıp, onlara örnek olmak olmalı. Türkiye'de bunu sağlamaya çalışıyoruz.
İnşallah bizim çocuklarımız, geleceğin yeni Fatih Sultan Mehmet'leri, yeni Yavuz Sultan Selim'leri, yeni Atatürk'leri, yeni Menderes'leri, yeni Özal'ları, yeni Recep Tayyip Erdoğan'ları olacak.''
Farkındalığın önemi
Çelik de çocuk işçiliğinin sadece Türkiye'nin değil, dünyanın sorunu olduğunu belirterek, bakanlık olarak tüm uluslararası sözleşmelerin tarafı olduklarını, çocuk işçiliğinin önlenmesiyle ilgili varolan mevzuata imza attıklarını söyledi.
Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bunun gereklerini Bakanlık olarak, diğer bakanlıklarımızla beraber, ortaklaşa çalışarak, uluslararası kuruluşların deneyimlerinden de yararlanarak çeşitli projeler altında gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Efendim 'denetleyelim.' 'Tamam, denetimi yapalım, çocuklar çalıştırılmasın.' 'Başka ne yapalım?' 'Yasaklayalım bu çocukların çalışmasını.' 'Bu da güzel, yasak zaten, çalışmamaları gerekiyor.' 'Mevzuatı öyle yapalım ki bu çocuklar çalıştırılmasın.' 'Tamam, mevzuatı da yapabilirsiniz.' Ama değerli İstanbullular, Ümraniyeliler; eğer farkındalığı oluşturmazsanız, bu konuda toplumsal bilinci oluşturamazsanız, eğer anne ve babalar bu konuda yeterli bilince sahip olmamışlarsa bunun önüne geçmek mümkün değil.''
Proje
Ümraniye Belediyesi tarafından hazırlanan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı himayesinde yürütülen ''Çalıştırmayalım, Okutalım'' projesi, Türkiye'deki çocuk işçiler sorununu konu alıyor.
Proje ile çocuk işçiler meselesinin ülke gündemine etkili şekilde taşınarak güçlü bir kamuoyu tesis edilmesi, bireysel ve kurumsal farkındalık yaratılması amaçlanıyor.
Proje kapsamında Ümraniye, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından ''Çocuk İşçiliği ile Mücadele Birimi'' kurulmak üzere İstanbul'daki pilot ilçe seçildi. 50 bin işyeri ve 14 sanayi sitesi barındıran ilçede, proje kapsamında çocuk işçiliği istatistik çalışması başlatılacak.
Çocuk İşçiliğinin Önlenmesi Deklarasyonu ile ise Türkiye'de istihdam sağlayan iş dünyasının önemli aktörlerinin konuya duyarlılık göstermesi ve konunun tarafı haline getirilmesi hedefleniyor.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Bakan Çelik, ''Çocukların eline çekiç, tornavida, civata vermeyelim. Çocukların eline kitap, kalem verelim'' dedi.
Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Ümraniye Belediyesi'nin ''Çocuk İşçiliğinin Önlenmesi Deklarasyonu'' törenine katıldı.
Bağış, yaptığı konuşmada, şunları kaydetti:
''Türkiye, bu konuda da attığı adımlarla AB standartlarını yakalamakla kalmayacak, AB üyesi ülkelere de ilham kaynağı olacaktır. Türkiye Cumhuriyetimizin kurucusu, 23 Nisan'ı çocuklarımıza armağan eden Büyük Önder Atatürk, 'çağdaş medeniyetler seviyesinin üzerine çıkmak' derken, (yakalamak) dememiş, (üzerine çıkmak) demiş. Yani bugünün çağdaş medeniyetler seviyesi eğer AB standartlarıysa, bizim amacımız AB standartlarını yakalamak değil, onların üstüne çıkıp, onlara örnek olmak olmalı. Türkiye'de bunu sağlamaya çalışıyoruz.
İnşallah bizim çocuklarımız, geleceğin yeni Fatih Sultan Mehmet'leri, yeni Yavuz Sultan Selim'leri, yeni Atatürk'leri, yeni Menderes'leri, yeni Özal'ları, yeni Recep Tayyip Erdoğan'ları olacak.''
Farkındalığın önemi
Çelik de çocuk işçiliğinin sadece Türkiye'nin değil, dünyanın sorunu olduğunu belirterek, bakanlık olarak tüm uluslararası sözleşmelerin tarafı olduklarını, çocuk işçiliğinin önlenmesiyle ilgili varolan mevzuata imza attıklarını söyledi.
Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bunun gereklerini Bakanlık olarak, diğer bakanlıklarımızla beraber, ortaklaşa çalışarak, uluslararası kuruluşların deneyimlerinden de yararlanarak çeşitli projeler altında gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Efendim 'denetleyelim.' 'Tamam, denetimi yapalım, çocuklar çalıştırılmasın.' 'Başka ne yapalım?' 'Yasaklayalım bu çocukların çalışmasını.' 'Bu da güzel, yasak zaten, çalışmamaları gerekiyor.' 'Mevzuatı öyle yapalım ki bu çocuklar çalıştırılmasın.' 'Tamam, mevzuatı da yapabilirsiniz.' Ama değerli İstanbullular, Ümraniyeliler; eğer farkındalığı oluşturmazsanız, bu konuda toplumsal bilinci oluşturamazsanız, eğer anne ve babalar bu konuda yeterli bilince sahip olmamışlarsa bunun önüne geçmek mümkün değil.''
Proje
Ümraniye Belediyesi tarafından hazırlanan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı himayesinde yürütülen ''Çalıştırmayalım, Okutalım'' projesi, Türkiye'deki çocuk işçiler sorununu konu alıyor.
Proje ile çocuk işçiler meselesinin ülke gündemine etkili şekilde taşınarak güçlü bir kamuoyu tesis edilmesi, bireysel ve kurumsal farkındalık yaratılması amaçlanıyor.
Proje kapsamında Ümraniye, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından ''Çocuk İşçiliği ile Mücadele Birimi'' kurulmak üzere İstanbul'daki pilot ilçe seçildi. 50 bin işyeri ve 14 sanayi sitesi barındıran ilçede, proje kapsamında çocuk işçiliği istatistik çalışması başlatılacak.
Çocuk İşçiliğinin Önlenmesi Deklarasyonu ile ise Türkiye'de istihdam sağlayan iş dünyasının önemli aktörlerinin konuya duyarlılık göstermesi ve konunun tarafı haline getirilmesi hedefleniyor.
Son Güncelleme: Salı, 24 Nisan 2012 09:31
Gösterim: 1833

