Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

MEB, etüt ve beslenme uygulaması içeren özel bütçeli ve özel statülü resmi okulların oluşturulmaması talimatı verdi.

meb aciklamaMilli Eğitim Bakanlığı (MEB), Temel Eğitim Genel Müdürü Funda Kocabıyık, illere gönderdiği genelgeyle, etüt uygulamalarıyla etüt ve beslenme ilköğretim okullarına ilişkin genelge yayımladı.

Zorunlu eğitimi 12 yıla çıkaran kanun gereği ilköğretim kurumlarının 2012-2013 eğitim öğretim yılından itibaren ilkokul ve ortaokul adı altında kademeli olarak 4'er yıllık okullara dönüştürüldüğünü hatırlatan Kocabıyık, okullara öğrencilerin ulusal adres veri tabanındaki adres bilgileri ve ilçe öğrenci yerleştirme komisyonu kararı doğrultusunda kayıt ve nakillerinin yapıldığını belirtti.

Kocabıyık, etüt ve beslenme uygulaması şeklinde bazı illerde kayıt bölgesi dışından özellikle çalışan ebeveynlerin çocuklarının devam ettiği özel statülü okulların oluşturulduğu duyumlarının alındığını ifade etti.

Resmi ilkokul ve ortaokullara öğrenci alımlarının hiçbir ayrıcalık oluşturulmadan kayıt bölgesindeki öğrencilerden alınması gerektiğini vurgulayan Kocabıyık, ''etüt ve beslenme uygulaması ile etüt uygulamasını içeren çalışan anne-baba çocuklarının kayıtlarının yapıldığı özel bütçeli ve özel statülü resmi okullar oluşturulmaması ve buna benzer uygulamaların sonlandırılarak önceki dönemlerden onayı alınanların iptalinin yapılması'' talimatını verdi.

Tam gün eğitim veren etüt ve beslenme okulları, çalışan anne ve babaların çocukları için tercih ettiği devlet okulları arasında yer alıyor. Ücretsiz olan bu okullarda sadece etüt ve beslenme için ücret ödeniyor. Bu okullara kayıtlar ön kayıtla yapılmakta olup, başvurunun fazla olması halinde kura çekiliyor.

Bakanlığın talimatıyla ilkokul ve ortaokula dönüştürülecek bu okullar da bundan sonra e-okul sistemi üzerinden kayıt alacak.

> MEB'den ''etüt okulu'' uyarısı

MEB, etüt ve beslenme uygulaması içeren özel bütçeli ve özel statülü resmi okulların oluşturulmaması talimatı verdi.

meb aciklamaMilli Eğitim Bakanlığı (MEB), Temel Eğitim Genel Müdürü Funda Kocabıyık, illere gönderdiği genelgeyle, etüt uygulamalarıyla etüt ve beslenme ilköğretim okullarına ilişkin genelge yayımladı.

Zorunlu eğitimi 12 yıla çıkaran kanun gereği ilköğretim kurumlarının 2012-2013 eğitim öğretim yılından itibaren ilkokul ve ortaokul adı altında kademeli olarak 4'er yıllık okullara dönüştürüldüğünü hatırlatan Kocabıyık, okullara öğrencilerin ulusal adres veri tabanındaki adres bilgileri ve ilçe öğrenci yerleştirme komisyonu kararı doğrultusunda kayıt ve nakillerinin yapıldığını belirtti.

Kocabıyık, etüt ve beslenme uygulaması şeklinde bazı illerde kayıt bölgesi dışından özellikle çalışan ebeveynlerin çocuklarının devam ettiği özel statülü okulların oluşturulduğu duyumlarının alındığını ifade etti.

Resmi ilkokul ve ortaokullara öğrenci alımlarının hiçbir ayrıcalık oluşturulmadan kayıt bölgesindeki öğrencilerden alınması gerektiğini vurgulayan Kocabıyık, ''etüt ve beslenme uygulaması ile etüt uygulamasını içeren çalışan anne-baba çocuklarının kayıtlarının yapıldığı özel bütçeli ve özel statülü resmi okullar oluşturulmaması ve buna benzer uygulamaların sonlandırılarak önceki dönemlerden onayı alınanların iptalinin yapılması'' talimatını verdi.

Tam gün eğitim veren etüt ve beslenme okulları, çalışan anne ve babaların çocukları için tercih ettiği devlet okulları arasında yer alıyor. Ücretsiz olan bu okullarda sadece etüt ve beslenme için ücret ödeniyor. Bu okullara kayıtlar ön kayıtla yapılmakta olup, başvurunun fazla olması halinde kura çekiliyor.

Bakanlığın talimatıyla ilkokul ve ortaokula dönüştürülecek bu okullar da bundan sonra e-okul sistemi üzerinden kayıt alacak.

Son Güncelleme: Pazar, 08 Temmuz 2012 11:26

Gösterim: 1770

KPSS sınavının soruların İstanbul'da Gülen Cemaati'ne bağlı bir dershanede sınavdan önce dağıtılmasına ilişkin haberinin ardından merkez medyaya eş zamanlı KPSS sınavında "KCK" bağlantılı operasyon yapıldığı haberinin yayınlanması dikkat çekti.

kck soruBDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan, ortada cemaat eliyle soruların çalınmasının olduğunu ve sorumluluğun başkalarına yıkılarak örtbas edilmek istendiğini söyledi. Eğitim Sen ise olayı "Adaletsizlik" olarak yorumladı.

Öğretmenlik ve kamudaki B grubu kadrolar için Kamu Personeli Seçme Sınavı (KPSS) soru ve cevaplarının İstanbul'da cemaate bağlı dershaneler tarafından yandaşlarına dağıtıldığı iddia edildi. DİHA saat 15.30'da konuya ilişkin haberini geçerek sınav sorularını yayınladı. DİHA'nın haberden yarım saat sonra ise merkez medyaya eş zamanlı olarak "Sınav sahteciliğinde terör örgütü bağlantısı", "KPSS'de KCK bağlantısı" şeklinde haberler geçmesi dikkat çekti. Merkez medyanın haberinin DİHA'nın haberinden yarım saat sonra yayınlanması dikkat çekerken yapılan haberlerin cemaat bağlantılı olayın üstünü kapatmak olarak yorumlandı.

'AKP ve cemaatin içine düştüğü kokuşmuşluk ortaya çıktı'

Konuya ilişkin DİHA'ya değerlendirmelerde bulunan BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan, AKP hükümetinin ve Gülen Cemaati'nin bunu her zaman yaptığını belirterek, "Kendi yandaşları ve cemaat için çalınan soruları örtbas etmek için de bu sefer 'KPSS'de KCK sahtekarlığı' gündem oluşturdular. Buna gerekçe olarak ta saçma tezler ortaya atıyorlar" dedi. Ortaya sınav sorularının çalınarak cemaate yakın kişilere dağıtılmasının olduğunu söyleyen Kaplan, "Bunun içinde AKP ve cemaatin kendisi var. Kamuoyunu bu kadar saptırma ile kandıracaklarını zannediyorlarsa yanıldıkları hemen ortaya çıkacak. Bu AKP'nin içine düştüğü açmazın, kokuşmuşluğun ve yozlaşmanın ortaya çıkmasıdır. AKP'nin sorumluluğunu başkalarına yükleme çabasıdır" diye kaydetti.

Eğitim Sen: Adaletsizliktir

Eğitim Sen Diyarbakır Şube Başkanı Kasım Birtek, "Bu önemli bir adaletsizliktir. Bu durum ile AKP ile Türkiye'nin nasıl bir yola girdiğini görmüş bulunuyoruz. Bu durumun da hangi adaletsiz davranışlar içinde olduğunu ortaya koymuş bulunuyor" dedi. Sınavların yapılabilmesi için eşitlik ilkesinin uygulanması gerektiğinin altını çizen Birtek, bölgedeki öğrencilerin zaten adaletsizlik içinde yarıştığını, soruların dağıtılmasının bu adaletsizliği arttırdığını söyledi. KPSS sorularının dağıtılmasının takipçisi olacağını belirten Birtek, kamuoyuna gerekli açıklamayı daha sonra yapacaklarını kaydetti.

AKP'ye söylem ve pratik eleştirisi

Birtek, AKP hükümeti'nin ve cemaatin söyleminin icraatları ile bir olmadığını ifade ederek, şöyle devam etti: "Gerek AKP hükümeti gerek cemaat şunu bilmeli ki haksızlıklar ile Allah ile yakınlık kurulamaz. Müslüman olduklarını çokça dile getirmelerine rağmen Müslümanlığın reddettiği ne varsa uygulama sahasına koyuyorlar. Eğer böyle bir şey yapılmış ise hem insanlık dışı hem de İslamiyet dışı bir olaydır."

'Cemaat, kadrolaşıyor'

Cemaatin soruları dağıtmasının nedenin geleceğe kadro yetiştirme olduğuna dikkat çeken Birtek, cemaatin ele geçiremediği kurumlardaki eksikliği bu şekilde doldurmaya çalıştığını vurguladı. KPSS ve diğer sınavlarda soru dağıtmalarının nedenin cemaate yandaş bulmak olduğuna işaret eden Birtek, cemaatin KPSS sorularını para ile dağıtması ile şeffaf olmayan para kaynağını daha da kararttığını aktardı.

Öte taraftan bazı internet sitelerinde de DİHA'da çıkan haber ile ilgili, fotoğraflardaki kitapçığın sınav kitapçığı olmadığı yönünde değerlendirmeler yapıldı. Ancak DİHA'da çıkan haber fotoğrafında kitapçığın sınav kitapçığı olduğu şeklinde değil, haber konusu olan konunun, soru ve cevapların aynı olduğu yönündeydi.

DİHA

> Medya KPSS skandalını KCK'ya bağladı

KPSS sınavının soruların İstanbul'da Gülen Cemaati'ne bağlı bir dershanede sınavdan önce dağıtılmasına ilişkin haberinin ardından merkez medyaya eş zamanlı KPSS sınavında "KCK" bağlantılı operasyon yapıldığı haberinin yayınlanması dikkat çekti.

kck soruBDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan, ortada cemaat eliyle soruların çalınmasının olduğunu ve sorumluluğun başkalarına yıkılarak örtbas edilmek istendiğini söyledi. Eğitim Sen ise olayı "Adaletsizlik" olarak yorumladı.

Öğretmenlik ve kamudaki B grubu kadrolar için Kamu Personeli Seçme Sınavı (KPSS) soru ve cevaplarının İstanbul'da cemaate bağlı dershaneler tarafından yandaşlarına dağıtıldığı iddia edildi. DİHA saat 15.30'da konuya ilişkin haberini geçerek sınav sorularını yayınladı. DİHA'nın haberden yarım saat sonra ise merkez medyaya eş zamanlı olarak "Sınav sahteciliğinde terör örgütü bağlantısı", "KPSS'de KCK bağlantısı" şeklinde haberler geçmesi dikkat çekti. Merkez medyanın haberinin DİHA'nın haberinden yarım saat sonra yayınlanması dikkat çekerken yapılan haberlerin cemaat bağlantılı olayın üstünü kapatmak olarak yorumlandı.

'AKP ve cemaatin içine düştüğü kokuşmuşluk ortaya çıktı'

Konuya ilişkin DİHA'ya değerlendirmelerde bulunan BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan, AKP hükümetinin ve Gülen Cemaati'nin bunu her zaman yaptığını belirterek, "Kendi yandaşları ve cemaat için çalınan soruları örtbas etmek için de bu sefer 'KPSS'de KCK sahtekarlığı' gündem oluşturdular. Buna gerekçe olarak ta saçma tezler ortaya atıyorlar" dedi. Ortaya sınav sorularının çalınarak cemaate yakın kişilere dağıtılmasının olduğunu söyleyen Kaplan, "Bunun içinde AKP ve cemaatin kendisi var. Kamuoyunu bu kadar saptırma ile kandıracaklarını zannediyorlarsa yanıldıkları hemen ortaya çıkacak. Bu AKP'nin içine düştüğü açmazın, kokuşmuşluğun ve yozlaşmanın ortaya çıkmasıdır. AKP'nin sorumluluğunu başkalarına yükleme çabasıdır" diye kaydetti.

Eğitim Sen: Adaletsizliktir

Eğitim Sen Diyarbakır Şube Başkanı Kasım Birtek, "Bu önemli bir adaletsizliktir. Bu durum ile AKP ile Türkiye'nin nasıl bir yola girdiğini görmüş bulunuyoruz. Bu durumun da hangi adaletsiz davranışlar içinde olduğunu ortaya koymuş bulunuyor" dedi. Sınavların yapılabilmesi için eşitlik ilkesinin uygulanması gerektiğinin altını çizen Birtek, bölgedeki öğrencilerin zaten adaletsizlik içinde yarıştığını, soruların dağıtılmasının bu adaletsizliği arttırdığını söyledi. KPSS sorularının dağıtılmasının takipçisi olacağını belirten Birtek, kamuoyuna gerekli açıklamayı daha sonra yapacaklarını kaydetti.

AKP'ye söylem ve pratik eleştirisi

Birtek, AKP hükümeti'nin ve cemaatin söyleminin icraatları ile bir olmadığını ifade ederek, şöyle devam etti: "Gerek AKP hükümeti gerek cemaat şunu bilmeli ki haksızlıklar ile Allah ile yakınlık kurulamaz. Müslüman olduklarını çokça dile getirmelerine rağmen Müslümanlığın reddettiği ne varsa uygulama sahasına koyuyorlar. Eğer böyle bir şey yapılmış ise hem insanlık dışı hem de İslamiyet dışı bir olaydır."

'Cemaat, kadrolaşıyor'

Cemaatin soruları dağıtmasının nedenin geleceğe kadro yetiştirme olduğuna dikkat çeken Birtek, cemaatin ele geçiremediği kurumlardaki eksikliği bu şekilde doldurmaya çalıştığını vurguladı. KPSS ve diğer sınavlarda soru dağıtmalarının nedenin cemaate yandaş bulmak olduğuna işaret eden Birtek, cemaatin KPSS sorularını para ile dağıtması ile şeffaf olmayan para kaynağını daha da kararttığını aktardı.

Öte taraftan bazı internet sitelerinde de DİHA'da çıkan haber ile ilgili, fotoğraflardaki kitapçığın sınav kitapçığı olmadığı yönünde değerlendirmeler yapıldı. Ancak DİHA'da çıkan haber fotoğrafında kitapçığın sınav kitapçığı olduğu şeklinde değil, haber konusu olan konunun, soru ve cevapların aynı olduğu yönündeydi.

DİHA

Son Güncelleme: Pazar, 08 Temmuz 2012 11:02

Gösterim: 1915

7 Temmuz KPSS'de soruların aynısının dışarıya sızdırıldığı belgeleri ile yayınlandı.

kpss 2012KPSS'ye giren milyonlarca aday sınav sorularının internete sızmasıyla beraber şok oldu. KPSS sorularının sitelerde yayınlanması , sabah saaat 6 da twiter'da yayınlanması işleri arap saçına çevirdi. ÖSYM, KPSS Sorularının sızdırılmasının olmadığını açıkladı. KPSS sorularının çalındığı yönündeki iddalar, ayrıca KCK'ya yönelik yapılan KPSS tutuklamaları güne damgasını vurdu.

KPSS sorularının nete sızmasının ardından KPSS'ye giren adaylar , 'KPSS İptal Edilecek mi?' sorusunu birbirlerine sormaya başladı.

(personelmeb)

> KPSS İptal Olur mu?

7 Temmuz KPSS'de soruların aynısının dışarıya sızdırıldığı belgeleri ile yayınlandı.

kpss 2012KPSS'ye giren milyonlarca aday sınav sorularının internete sızmasıyla beraber şok oldu. KPSS sorularının sitelerde yayınlanması , sabah saaat 6 da twiter'da yayınlanması işleri arap saçına çevirdi. ÖSYM, KPSS Sorularının sızdırılmasının olmadığını açıkladı. KPSS sorularının çalındığı yönündeki iddalar, ayrıca KCK'ya yönelik yapılan KPSS tutuklamaları güne damgasını vurdu.

KPSS sorularının nete sızmasının ardından KPSS'ye giren adaylar , 'KPSS İptal Edilecek mi?' sorusunu birbirlerine sormaya başladı.

(personelmeb)

Son Güncelleme: Pazar, 08 Temmuz 2012 10:37

Gösterim: 2382

Akademisyen olmak için İngilizce kursuna gittiğini söyleyen Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, “İngilzcem gelişsin diye Sultanahmet Meydanı’nda turistleri avlardım” dedi.

omerdincerr2Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, Hürriyet gazetesine açıklamalarda bulundu.

Bakan Dinçer, kendisine sorulan sorulara şu yanıtları verdi:

“İki hayalim vardı. Biri Kamu Yönetimi’ne gidip kaymakam, vali olmak, diğeri de Uluslararası İlişkiler Bölümü’ne gidip diplomat olmak. Ama SBF’yi iki puanla kaçırdım. Onun yerine Atatürk Üniversitesi İşletme Fakültesi’ni kazandım. Şöyle bir teselli buldum kendime: ‘Olsun vali, kaymakam da yönetici. İşletmede de zaten yönetim okuyorum.’ Sonra ‘İyi ki böyle bir alana kaymışım’ dedim.Öğrencilik yıllarım çok rutin, çok standart bir öğrencilik değildi. O dönemde anarşi çok ileri düzeydeydi. O esnada Milli Türk Talebe Birliği’nde, Erzurum’da öğrenci lideriydim. O yüzden okula devamlılığım yoktu. Ama sınıfta da kalmadım. Hayatımı değiştiren şey Sabahattin Zaim Hoca’nın bir tavsiyesidir. Bir gün, kendisiyle karşılaştık. Üniversite üçüncü sınıfa geçmiştim. İlk defa bir profesörle yan yana oturma imkânım olmuştu.

Zaim Hoca, çok basit bir şey söyledi: ‘Oğlum üniversiteden mezun olunca üç şey olursun. Bir, devlet memuru. Bunun için diplomanı alman yeter. İkincisi, özel sektörde çalışmak. Üçüncüsüyse akademik çalışma yapmak. Bunun içinse İngilizce bilmen ve yüksek lisans yapman gerekir.’

Öğretim üyesi olmaya karar verdim. İngilizce öğrenmeye başladım. İstanbul’da kursu buldum, burs için de sağa sola müracaat etmeye başladım. Ve bursu buldum. Ancak her dönem not ortalamamın 80’in üzerinde olması gerekiyordu. Borç harç ilk kurun parasını buldum ve kayıt oldum.

İngilizce kurstaki hocam meşhur romancı Pınar Kür’dü. İkincisi de Necip Fazıl Kısakürek’in yeğeni Kezban Hanım. Kursta dört ay, her gün üç saat İngilizce dersi gördüm. Öğleden sonra da Sultanahmet Meydanı’nda turistleri avlamaya başladım. Onlarla biraz konuşayım da dilim gelişsin diye. Milli Talebe Birliği’nin Turizm Enformasyon Bürosu’nda da gönüllü çalıştım. İngilizce öğreneceğim diye hepsine katlandım.

Evde hanımla aramızdaki en ciddi ayrımlardan birisi çocuklara, ‘Ders çalışın’ demememdi. Bana sürekli kızmıştır. Ama hayatla ders arasında denge kursunlar diye uğraştım. Lise birinci sınıftan itibaren her yaz çocuklarım hayata uyum sağlayacak stajlar yaptılar. Şimdi de özel sektördeler. Kızım da Bilkent Üniversitesi’nde işletme okuyor. Ona “Staj yap” diyorum ama yapmıyor.

Akademisyenliği özlüyorum, ders anlatmayı özlüyorum

Haftada mutlaka bir günümü eşime ve çocuklarıma ayırıyorum. Hiçbir şey yapmasak bile onlarla bir gün geçiriyorum.

Kızım kıyafetlerime çok karışır. Sabah çıkarken ya hanım ya da kızım mutlaka kravatıma müdahale ederler.

Çocukken pul koleksiyonu merakım vardı. Küçük defterlerde saklardım onları. Üniversiteye giderken evde bırakmıştım. 30-35 yıl sonra bir gün anneme sormuştum. Annem ‘Onlar hâlâ duruyor’ diyerek çıkarıp getirdi. Ben de bütün pulları yeni defterlere koydum. Yeniden pul biriktirmeye başladım.

Film izlemeyi seviyorum. Hafta sonu en büyük zevklerimden biri eğer evde olursam film izlemek. Kızımla birlikte film seçip izliyoruz.

Yılda bir kere mutfağa girerim. Kurban etinden bütün ev halkına sac kavurma yapıyorum. Özel kendi yöntemimle, domatesli, biberli, acılı. Onun dışında mutfağa pek girmem.

Evin en küçüğü kızım. En çok dalga geçen de odur benimle. Yaptığım her şeyle alakalı bir dünya dalga geçer. Mutlaka bir kulp bulur. Espri kabiliyeti yüksek.”

(ntvmsnbc)

> Dinçer:'İngilizce öğrenmek için turist avlardım'

Akademisyen olmak için İngilizce kursuna gittiğini söyleyen Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, “İngilzcem gelişsin diye Sultanahmet Meydanı’nda turistleri avlardım” dedi.

omerdincerr2Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, Hürriyet gazetesine açıklamalarda bulundu.

Bakan Dinçer, kendisine sorulan sorulara şu yanıtları verdi:

“İki hayalim vardı. Biri Kamu Yönetimi’ne gidip kaymakam, vali olmak, diğeri de Uluslararası İlişkiler Bölümü’ne gidip diplomat olmak. Ama SBF’yi iki puanla kaçırdım. Onun yerine Atatürk Üniversitesi İşletme Fakültesi’ni kazandım. Şöyle bir teselli buldum kendime: ‘Olsun vali, kaymakam da yönetici. İşletmede de zaten yönetim okuyorum.’ Sonra ‘İyi ki böyle bir alana kaymışım’ dedim.Öğrencilik yıllarım çok rutin, çok standart bir öğrencilik değildi. O dönemde anarşi çok ileri düzeydeydi. O esnada Milli Türk Talebe Birliği’nde, Erzurum’da öğrenci lideriydim. O yüzden okula devamlılığım yoktu. Ama sınıfta da kalmadım. Hayatımı değiştiren şey Sabahattin Zaim Hoca’nın bir tavsiyesidir. Bir gün, kendisiyle karşılaştık. Üniversite üçüncü sınıfa geçmiştim. İlk defa bir profesörle yan yana oturma imkânım olmuştu.

Zaim Hoca, çok basit bir şey söyledi: ‘Oğlum üniversiteden mezun olunca üç şey olursun. Bir, devlet memuru. Bunun için diplomanı alman yeter. İkincisi, özel sektörde çalışmak. Üçüncüsüyse akademik çalışma yapmak. Bunun içinse İngilizce bilmen ve yüksek lisans yapman gerekir.’

Öğretim üyesi olmaya karar verdim. İngilizce öğrenmeye başladım. İstanbul’da kursu buldum, burs için de sağa sola müracaat etmeye başladım. Ve bursu buldum. Ancak her dönem not ortalamamın 80’in üzerinde olması gerekiyordu. Borç harç ilk kurun parasını buldum ve kayıt oldum.

İngilizce kurstaki hocam meşhur romancı Pınar Kür’dü. İkincisi de Necip Fazıl Kısakürek’in yeğeni Kezban Hanım. Kursta dört ay, her gün üç saat İngilizce dersi gördüm. Öğleden sonra da Sultanahmet Meydanı’nda turistleri avlamaya başladım. Onlarla biraz konuşayım da dilim gelişsin diye. Milli Talebe Birliği’nin Turizm Enformasyon Bürosu’nda da gönüllü çalıştım. İngilizce öğreneceğim diye hepsine katlandım.

Evde hanımla aramızdaki en ciddi ayrımlardan birisi çocuklara, ‘Ders çalışın’ demememdi. Bana sürekli kızmıştır. Ama hayatla ders arasında denge kursunlar diye uğraştım. Lise birinci sınıftan itibaren her yaz çocuklarım hayata uyum sağlayacak stajlar yaptılar. Şimdi de özel sektördeler. Kızım da Bilkent Üniversitesi’nde işletme okuyor. Ona “Staj yap” diyorum ama yapmıyor.

Akademisyenliği özlüyorum, ders anlatmayı özlüyorum

Haftada mutlaka bir günümü eşime ve çocuklarıma ayırıyorum. Hiçbir şey yapmasak bile onlarla bir gün geçiriyorum.

Kızım kıyafetlerime çok karışır. Sabah çıkarken ya hanım ya da kızım mutlaka kravatıma müdahale ederler.

Çocukken pul koleksiyonu merakım vardı. Küçük defterlerde saklardım onları. Üniversiteye giderken evde bırakmıştım. 30-35 yıl sonra bir gün anneme sormuştum. Annem ‘Onlar hâlâ duruyor’ diyerek çıkarıp getirdi. Ben de bütün pulları yeni defterlere koydum. Yeniden pul biriktirmeye başladım.

Film izlemeyi seviyorum. Hafta sonu en büyük zevklerimden biri eğer evde olursam film izlemek. Kızımla birlikte film seçip izliyoruz.

Yılda bir kere mutfağa girerim. Kurban etinden bütün ev halkına sac kavurma yapıyorum. Özel kendi yöntemimle, domatesli, biberli, acılı. Onun dışında mutfağa pek girmem.

Evin en küçüğü kızım. En çok dalga geçen de odur benimle. Yaptığım her şeyle alakalı bir dünya dalga geçer. Mutlaka bir kulp bulur. Espri kabiliyeti yüksek.”

(ntvmsnbc)

Son Güncelleme: Pazar, 08 Temmuz 2012 10:46

Gösterim: 1595

Alkollü olduğu iddia edilen bayan sürücünün çarptığı öğretmen İbrahim Çiloğlu (33), hayatını kaybetti. 88.3 promil alkollü olduğu belirlenen sürücü Müzeyyen H. ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Çiloğlu ailesi karara tepkili.

öğretmen kazaOlay iki gün önce Güneykent Mahallesi'nde yaşandı. Müzeyyen H., hızla döndüğü virajda otomobilinin direksiyon hakimiyetini kaybedince kaldırımda otobüs durağında bekleyen matematik öğretmeni İbrahim Çiloğlu'na çarptı. Çarpmanın ardından takla atan araç, yol kenarındaki boş araziye düştü. Gaziantep Özel Safa Dershanesi'nde görev yapan Çiloğlu ise olay yerinde hayatını kaybetti. Geride bir eş ve 6 yaşında bir kız çocuğu bıraktı. Çiloğlu'nun kendisi gibi öğretmen olan eşiyle 1 yıl önce Malatya'dan Gaziantep'e geldiği öğrenildi. Kazanın ardından, sürücü Müzeyyen H. gözaltına alındı. 88.3 promil alkollü olduğu tespit edildi. İfadesinde alkollü olduğu iddialarını yalanladı. Sabah evde enerji içeceği kullandığını savundu. Sürücü aynı zamanda olayın yaşandığı andaki hızının 40 kilometre olduğunu, karşısına araç çıkınca da direksiyon hakimiyetini kaybettiğini iddia etti. Ancak görgü tanıkları, aracın çok daha hızlı olduğunu söylüyor. Zaten 40 km hızla giden bir aracın taklalar atarak yol kenarına düşmesi mümkün değil. Bütün bunlara rağmen sürücü, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Çiloğlu ailesi karara tepki gösterdi. İbrahim Çiloğlu'nun eşi Elif Çiloğlu, "Hukuki olarak ne gerekiyorsa yapacağız." ifadelerini kullandı.

(zaman)

> Alkollü sürücü, öğretmeni ezdi, serbest bırakıldı

Alkollü olduğu iddia edilen bayan sürücünün çarptığı öğretmen İbrahim Çiloğlu (33), hayatını kaybetti. 88.3 promil alkollü olduğu belirlenen sürücü Müzeyyen H. ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Çiloğlu ailesi karara tepkili.

öğretmen kazaOlay iki gün önce Güneykent Mahallesi'nde yaşandı. Müzeyyen H., hızla döndüğü virajda otomobilinin direksiyon hakimiyetini kaybedince kaldırımda otobüs durağında bekleyen matematik öğretmeni İbrahim Çiloğlu'na çarptı. Çarpmanın ardından takla atan araç, yol kenarındaki boş araziye düştü. Gaziantep Özel Safa Dershanesi'nde görev yapan Çiloğlu ise olay yerinde hayatını kaybetti. Geride bir eş ve 6 yaşında bir kız çocuğu bıraktı. Çiloğlu'nun kendisi gibi öğretmen olan eşiyle 1 yıl önce Malatya'dan Gaziantep'e geldiği öğrenildi. Kazanın ardından, sürücü Müzeyyen H. gözaltına alındı. 88.3 promil alkollü olduğu tespit edildi. İfadesinde alkollü olduğu iddialarını yalanladı. Sabah evde enerji içeceği kullandığını savundu. Sürücü aynı zamanda olayın yaşandığı andaki hızının 40 kilometre olduğunu, karşısına araç çıkınca da direksiyon hakimiyetini kaybettiğini iddia etti. Ancak görgü tanıkları, aracın çok daha hızlı olduğunu söylüyor. Zaten 40 km hızla giden bir aracın taklalar atarak yol kenarına düşmesi mümkün değil. Bütün bunlara rağmen sürücü, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Çiloğlu ailesi karara tepki gösterdi. İbrahim Çiloğlu'nun eşi Elif Çiloğlu, "Hukuki olarak ne gerekiyorsa yapacağız." ifadelerini kullandı.

(zaman)

Son Güncelleme: Pazar, 08 Temmuz 2012 10:08

Gösterim: 2858


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.