Uzaktan eğitim dünyada ve Türkiye’de giderek yaygınlaşıyor
- Ayrıntılar
- Kategori: EĞİTİM Dosyası
- Salı, 26 Kasım 2013 09:48 tarihinde oluşturuldu
Uzaktan eğitim uygulamaları dünyada ve Türkiye’de giderek yaygınlaşıyor. 2013 yılı itibariyle Türkiye’de 60’ın üzerinde üniversitede uzaktan eğitim yoluyla ön lisans, lisans ve lisansüstü düzeyde eğitim veriliyor. İşte uzaktan eğitimin Türkiye’deki gelişimi ve geleceği…
Teknolojik gelişmelere bağlı olarak eğitim anlayışında yaşanan değişiklikler sonucu uzaktan eğitim kavramı ortaya çıktı. 2013 yılı itibariyle Türkiye’de 60’ın üzerinde üniversitede uzaktan eğitim yoluyla ön lisans, lisans ve lisansüstü düzeyde eğitim veriliyor. Tüm bu gelişmeler doğrultusunda uzaktan eğitimin ülkemizdeki gelişimi, geleceği ve YÖK’ün uzaktan eğitim ile ilgili faaliyetleri hakkında YÖK Yürütme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mehmet Şişman ile konuştuk.
Uzaktan eğitim uygulamaları dünyada ve Türkiye’de giderek yaygınlaşıyor. Öncelikle uzaktan eğitim hakkında kısaca bilgi verebilir misiniz? Uzaktan eğitim sistemi nasıl ortaya çıktı? Bu doğrultuda uzaktan eğitimin Türkiye’deki gelişimi ve dünyadaki diğer uygulamalar ile karşılaştırıldığında yeri hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Açık ve uzaktan eğitim ya da açık ve uzaktan öğrenme bazen birbiri yerine, çoğu kere birlikte kullanılır. Bir tanım yapmak gerekirse açık ve uzaktan öğrenme, şöyle tanımlanabilir: Eğitim çalışmalarını sunanlarla öğrenenler arasındaki iletişim ve etkileşimin zaman ve mekândan bağımsız bir şekilde bilgi ve iletişim teknolojilerindeki gelişmelere bağlı olarak öğretim modülleri ve çeşitli çoklu ortam araçlarıyla belli merkezden sağlandığı kurumsal bir eğitim-öğretim faaliyetidir.
Türkiye’de kalkınmanın gerektirdiği insan gücü gereksinimini karşılamak, yükseköğretimin önündeki yığılmaları ortadan kaldırmak, iletişim teknolojisinden yararlanmak, kitlesel eğitim hizmeti sağlamak ve eğitimin etkililiğini artırmak gibi gerekçelerle 1974 yılında “Mektupla Yüksek Öğretim Merkezi” kurulmuştur. Daha sonra, 1981 yılında yürürlüğe giren 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu ile Anadolu Üniversitesi bünyesinde bir Açıköğretim Fakültesi’nin yer alması sağlanmıştır. Böylece uzaktan eğitim çalışmaları bu fakülte tarafından sunulmaya başlanmıştır. 2010 yılında ise Atatürk Üniversitesi’nde Açıköğretim Fakültesi, İstanbul Üniversitesi’nde ise Açık ve Uzaktan Öğretim Fakültesi kurulmuştur. Ayrıca, şu an 80’e yakın üniversitemizde Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezleri bulunmaktadır. 2011 yılında çıkarılan 6111 sayılı torba kanunla açıköğretim ve uzaktan eğitim uygulamaları birbirinden ayrılmıştır. Bununla ilgili olarak Yükseköğretim Kurulu tarafından usul ve esaslar hazırlanmış ve uygulamaya konulmuştur.
Türkiye’de uzaktan eğitim uygulamaları, açık öğretim uygulamalarını bir yana bıraktığımızda, dünyadaki gelişmelere oranla istenilen düzeyde değildir. Bunun çeşitli nedenleri vardır. Bunlardan en önemlisi, açık ve uzaktan eğitimin, örgün eğitimle mukayese edildiğinde daha arka planda görülmesidir. Oysa artık uzaktan eğitim ve öğrenme, örgün eğitimin de önemli bir bileşenini oluşturmaktadır. YÖK tarafından hazırlanan uzaktan eğitimle ilgili usul ve esaslarda, üniversitelerdeki örgün programlarda yer alan derslerin %30’una kadarının uzaktan eğitim yoluyla verilebilmesine de imkan sağlanmıştır. Bizde öncelikle örgün ve uzaktan eğitim uygulamaları arasında niteliksel yönden farklılık olduğuna ilişkin algının ve bazı önyargıların değişmesi lazım. Bunların birbirine eşdeğer eğitim olduğunun kabul görmesi gerekmektedir.
UZAKTAN EĞİTİMİ TEŞVİK EDİYORUZ
Uzaktan eğitim güçlü bir teknoloji altyapısı gerektiriyor. Bu kapsamda Türkiye’de üniversitelerin uzaktan eğitim verebilecek altyapısı mevcut mu? YÖK’ün bu anlamda kriterleri var mı? Uzaktan eğitim vermek isteyen üniversitelere izin verilirken hangi şartlar aranıyor?
Türkiye’de üniversitelerde uzaktan eğitim çalışmaları genellikle uzaktan eğitim merkezleri tarafından koordine edilmektedir. Türkiye’de açık ve uzaktan öğrenme programları yürüten üniversitelerimizin büyük bölümü, güçlü bir teknolojik altyapıya sahiptir.
Yükseköğretim Kurulu olarak uzaktan eğitim uygulamalarını teşvik ediyoruz. Bu amaçla Uzaktan Eğitim Komisyonumuzca bazı çalışmalar yapılmaktadır. Uzaktan eğitim programları açmak isteyen üniversitelerin başvuruları bu komisyon tarafından belirli kriterlere göre değerlendirilmektedir. YÖK’ün uzaktan eğitim vermek isteyen üniversitelere izin verirken güçlü teknolojik alt yapı dışında aradığı farklı ölçütler de bulunmaktadır. Öğrencileri kendi kendine öğrenmeye motive edecek etkileşimli görsel ve işitsel eğitim-öğretim içeriklerinin hazır olup olmadığı, öğrencilere destek ve danışmanlık hizmetlerinin nasıl verildiği, program uygulama modellerinin nasıl oluşturulduğu, kayıt-kabul ve ders değerlendirme işlemlerinin nasıl yapıldığı vb. ölçütler üzerinden değerlendirme yapılmaktadır. Gerekli durumlarda üniversitelerdeki yetkili kişiler, açılmak istenen programlarla ilgili sunum yapmak üzere YÖK’e çağırılmaktadır.
Günümüzde mobil çağda yaşadığımızı söylemek mümkün. Bu çerçeveden bakıldığında uzaktan eğitimin geleceğini nasıl görüyorsunuz? Uzaktan eğitimin yaygınlaşması neticesinde örgün eğitimi geride bırakması söz konusu olabilir mi?
Uzaktan öğrenme, ileride popülerliği azalacak geçici bir çağdaş eğilim değildir. Hızlı teknolojik gelişmelerin ve küreselleşmenin de etkisi ile günümüz dünyasında sıradan bir birey yaşamı boyunca çok farklı kariyerlere sahip olabilmektedir. Kariyer değişiklikleri ise yeni bilgi, beceri, yetkinlik düzeyi ve uygulama gerektirmektedir. Uzaktan öğrenme bu bağlamda esneklik, erişilebilirlik ve program çeşitliliği sayesinde çalışan kesim ve öğrenciler için çok farklı çözümler sunarak acil eğitim ihtiyacını karşılayabilmektedir. Dolayısıyla yaşam boyu öğrenme tüm bireyler için artık bir seçenek değil bir gereklilik olarak karşımıza çıkmaktadır. Uzaktan eğitim ise yaşam boyu öğrenme konusunda birçok avantaja sahip olmasından dolayı güçlü bir alternatiftir.
Uzaktan eğitimin yüz yüze eğitim üzerinde etkisinin bulunması tabii ki kaçınılmazdır. Ancak, burada uzaktan eğitimin yüz yüze eğitimi geride bırakması ya da yüz yüze eğitimin yerini almasından ziyade daha çok yüz yüze eğitime destekleyici bir niteliğe kavuşması ve geleneksel yüz yüze eğitim algısını değiştirmesi beklenebilir. Bununla birlikte uzaktan eğitimin asıl gücü mesleki ve kariyer gelişiminin hedef alındığı yetişkin eğitiminde görülecektir.
YÖKDİL PROJESİ HİZMETE SUNULACAK
Ülkemizde üniversite sayısı giderek artıyor. Anadolu’daki üniversitelerde deneyimli öğretim kadrosu sorunları yaşanabiliyor. Uzaktan eğitim bu sorunlara çözüm olabilir mi? Bu konuda YÖK’ün planlaması var mı?
Özellikle ve öncelikle yeni kurulan üniversitelere ve programlara yönelik olarak temel derslerin ve öğretim üyesi temininde güçlük çekilen derslerin uzaktan öğretim tasarım ilkelerine uygun olarak hazırlanıp ve sunulması gündemimizdedir. Bu hizmete yönelik alt yapısı güçlü ve uzaktan eğitim konusunda deneyimli üniversitelerden destek alınması planlanmaktadır. 2009 yılında gerçekleştirilen üniversiteler arası video konferans projesi ile birçok üniversiteye video konferans sınıfları kurulmuştur. YÖK binasında iki adet uzaktan eğitim stüdyosu bulunmaktadır. Aynı anda farklı üniversitelerden öğretim üyelerinin birlikte bilimsel toplantılar ve tez sınavları yapabileceği ve sayı sınırlaması olmadan öğrencilere Ankara'daki stüdyolardan ders verilebileceği video konferans alt yapısı mevcuttur. Ankara'daki stüdyodan canlı olarak verilecek dersler ile özellikle yeni kurulan üniversitelerin bazı temel alanlardaki öğretim üyesi ihtiyaçları giderilebilecektir. Böylece alanında uzmanlaşmış akademisyenlerden daha çok öğrenci yararlanabilecektir. Uzaktan eğitim projelerinden bir diğeri de öğrencilerin yabancı dil eğitimlerine katkıda bulunmak amacıyla Yükseköğretim Kurumu tarafından yürütülen bir çalışma olan YÖKDİL (Yükseköğretim Kurumları İnternet Destekli Dil Eğitim Portalı) projesidir. Platform içerisinde dinlemeden konuşmaya farklı dil becerilerini pekiştirmeye yönelik alternatif egzersizler bulunmaktadır. Bu programında geliştirilerek öğrenci ve öğretim elemanlarının hizmetine sunulması planlanmaktadır.
Türkiye’de Anadolu Üniversitesi bünyesinde başlayan bir Açıköğretim Fakültesi gerçeği var. Milyonlarca öğrenci bu sistemden faydalanarak üniversite mezunu oldu. Türkiye’nin bu tecrübesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Anadolu Üniversitesi açıköğretim sistemi, kayıtlı öğrenci sayısı 100 binin üzerinde olan ve Mega Üniversiteler olarak adlandırılan üniversiteler arasında iki milyona yaklaşan öğrenci sayısı ile dünyada ilk 5 üniversiteden biri konumundadır. Uluslararası düzeyde işbirlikleri için cazibe merkezi haline gelen Anadolu Üniversitesi açık ve uzaktan eğitim sistemi, sahip olduğu teknik alt yapı, kalite düzeyi yüksek ve verimli çalışabilen üretken insan kaynağı ile kendini sürekli yenileyerek uyguladığı uzaktan eğitim modeli ile Türk Yükseköğretim Sistemi’nde birçok ilkleri ve yenilikleri uygulamaya koymaktadır. Anadolu Üniversitesi Açık ve Uzaktan Eğitim Sistemi ulusal sınırları aşarak, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Azerbaycan ve çeşitli Batı Avrupa ülkelerinde yaşayan Türk vatandaşlarına eğitim hizmetini çağdaş Açık ve Uzaktan Eğitim Sistemi ile götürüyor. Bugün Türkiye’de üniversitelerde öğrenim gören öğrencilerin yaklaşık yarısı Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi öğrencisidir. Bu kapsamda Türkiye’nin Açıköğretim Fakültesi tecrübesinin uzaktan eğitim programlarının hızlı bir şekilde yaygınlaşması ve etkili bir şekilde uygulanmaları konusunda çok önemli bir katkı sunduğunu ve bu katkının devam edeceğini düşünüyorum.
UZAKTAN EĞİTİMİN AVANTAJLARI VE DEZAVANTAJLARI
Uzaktan eğitimin örgün öğrenimden farklı yönleri nelerdir? Karşılaştırma yapıldığında uzaktan eğitimin avantaj ve dezavantajları nelerdir?
Uzaktan eğitimin yüz yüze geleneksel öğrenmeden temel farklılığı, bilgi ve iletişim teknolojilerinin daha yoğun kullanılması olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu temel farklılığa ek olarak karşımıza çıkan farklılıkların bazıları şunlardır; öğrenen ile öğretenin fiziksel olarak birbirinden ayrı olması, kullanılan öğrenme araçlarının farklı olması, ders materyallerinin hazırlanmasında içerik geliştiricilerle ortak çalışılması, uzaktan eğitimin daha geniş kitlelere hitap etmesi, kendi kendine öğrenmenin daha önemli olması, ölçme ve değerlendirme sistemlerinin farklı olması, yer ve/veya zamandan bağımsızlığın sağlanması.
Uzaktan eğitimin örgün eğitimle karşılaştırıldığında avantajlarından bazıları şöyle sıralanabilir: yüz yüze öğrenme imkânı bulunmayan bireylere erişilerek eğitime erişimde eşitliğin sağlanması, eğitim giderlerinin ve maliyetinin azalması, internet ortamında çok çeşitli öğrenme materyallerinin paylaşılması sayesinde eğitimde kalitenin artması, sağlanan imkânlar nedeniyle uzaktan eğitimin daha kolay sürdürülebilir olması, teknolojik gelişmelerin daha hızlı transfer edilmesine imkân sağlaması, çalışan bireylerin yaşam boyu öğrenme çerçevesinde yeni gelişmeler hakkında bilgi edinebilmelerine imkân sağlaması,bireylerin farklı eğitim gereksinimi duymaları ve mevcut eğitim sisteminin bunu karşılayamadığı durumlarda, bireysel ve bağımsız öğrenme ile kitle eğitiminin sağlanması,geleneksel eğitim uygulamalarındaki aksaklıkları giderici yeni seçenekler yaratılması, mevcut örgün eğitimin dışında kalan bireylere eğitim olanağı yaratan yeni modeller sunması, dünyanın değişik ülkelerinde yaşayan öğrenci ve eğitimciler arasında etkili iletişim ve etkileşim kurma fırsatı sağlaması,öğrencilerin uzaktan eğitim ile dünyanın değişik ülkelerinde bulunan üniversitelerin eğitim imkânlarından yararlanabilmesi, psikolojik sorunlar yaşayan öğrencilere rahatlık sağlaması (örneğin sosyal fobi)…
Uzaktan eğitimin başarısı, kullanılan teknolojik araçlarda çıkabilecek muhtemel problemler ile yakından ilgilidir. Bu uygulamanın dezavantajlarından bazıları şunlardır: kullanılan araçlarda çıkabilecek problemlerin geniş etkiye sahip olması, öğretimin plan ve koordinasyonunun daha zor ve karmaşık olması, öğrencilerin bir kısmının gerekli olanaklara erişememesi (örneğin bilgisayar ve hızlı internet bağlantısı), iletişim yöntemlerindeki değişikliğin olumsuz etkileri, öğretmenin sorumluluk alanını etkilemesi sebebiyle ek yük getirmesi, ders içeriklerinin hazırlanması için daha fazla emek ve zamana ihtiyaç duyulması, öğrenme ortamlarında önemli görülen yüz yüze etkileşim ortam ve olanaklarının kısıtlı olması, öğrenme sürecinde karşılaşılan öğrenme güçlüklerinin anında çözülememesi ve bu durumun getireceği sıkıntılar, anında yardım görememe ve sorunun giderilmemesinden kaynaklanan davranışların gelişimi, kendi kendine çalışma alışkanlığı olmayan ve bu yeteneğini geliştirmemiş bireyler için planlama zorluğu, çalışan bireylerin kendine ayıracakları vakitte ders çalışma zorunluluğu, laboratuvar, atölye gibi uygulama ağırlıklı konuların işlenmesindeki sınırlılıklar, programdaki öğrenci sayısındaki fazlalık nedeni ile iletişimdeki sınırlılıklar…
“Açık ve uzaktan öğrenmede asıl güçlü olunması gereken bileşen, çevrimiçi eğitim-öğretim materyallerinin pedagojik ölçütlere göre hazırlanmasıdır. Bu konuda ülkemizde dünyadaki diğer uygulamalarla karşılaştırıldığında önemli bir boşluk bulunmaktadır. Üniversitelerimiz arasında bu konuda yapılacak işbirlikleri çerçevesinde açık ve uzaktan eğitim materyalleri hızla geliştirilmeli ve paylaşılmalıdır.”
Türkiye'de uzaktan eğitimin tarihçesi
“Türkiye’de internet üzerinden uzaktan eğitim uygulamaları, ilk olarak ODTÜ Enformatik Enstitüsü’nün öncülüğünde, 1996 yılında başlamıştır. 2000’li yılların ortalarından itibaren ise uzaktan eğitim yatırımlarına kaynak ayırmaya başlayan üniversite sayısında ciddi artışlar olmuştur. 2013 yılı itibariyle Türkiye’de 60’ın üzerinde üniversitede uzaktan eğitim yoluyla ön lisans, lisans ve lisansüstü düzeyde eğitim verilmektedir.”
YASAL UYARI:
Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
İLGİLİ HABERLER
-
Oyuncakların Eğitsel Değeri: Oyun ve Öğrenme Arasındaki Bağlantı
-
Ana kucağından Anaokuluna
-
Dilek Yetkin Akademi’nin mottosu hem geleneksel hem modern eğitim
-
AÇEV’den İLK İŞ BABALIK kampanyası
-
21. Yüzyılın İhtiyacı: Maker Çocuklar
-
MEB’de okullaşma rekoru okul öncesinde
-
Okul öncesi okullaşmada yüzde 300 artış oldu
-
Bin anaokulunda satranç eğitimi verilecek
-
Okul öncesine gidemeyen çocuklara yaz okulu
-
Eşinin vasiyeti üzerine anaokulu yaptıracak