banner

Final’in 2020 hedefi 50 okula ulaşmak




32 yıllık bir geçmişe sahip olan Final Eğitim Kurumları, 400 milyon liralık yatırımla okul sayısını 2020'ye kadar 50'ye çıkarmayı hedefliyor.  Final Eğitim Kurumları Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Taşel, “Şu anda 3'ü İstanbul'da olmak üzere toplam 11 okulumuz var.  Bir anda da çok sayıda okul açma imkânımız var ama eğitimin ciddi bir iş olduğunu biliyoruz. Yerden mantar biter gibi okul açmanın kaliteyi düşüreceğine inanıyoruz. Yavaş da olsa kararlı ve dikkatli adımlarla yürüyoruz” dedi. 

Final’in 2020 hedefi: 50 okula ulaşmak

Final Eğitim Kurumları Yönetim Kurulu Başkanı Elazığlı işadamı İbrahim Taşel ile köklü dershanecilik geçmişine sahip olan Final Eğitim Kurumları’nın bugünü ve geleceğe ilişkin hedeflerini konuştuk.

Öncelikle Final Eğitim Kurumları  olarak eğitim sektörüne nasıl ve hangi düşünceyle adım attığınızı anlatır mısınız?

Final Eğitim Kurumları 1980 yılında kuruldu. İlk olarak Anadolu’nun mütevazi bir şehri olan Elazığ’da 4 sınıf ve 6 öğretmenle kurduğumuz bir dershaneyle çıktık yola. Birlikte yola çıktığımız arkadaşlar bire eğitim gönüllüsüydü. Yüreğimizde bu işten para kazanmaktan çok ülkemize ve çocuklarımıza hizmet etme tutkusu vardı. Final daha ilk yılında bu tutkunun itici gücüyle büyük bir başarı gösterdi. Kısa sürede bölgede tanındı. O yıllarda doğuda dershaneler henüz yaygın değildi. Çevrede dershane olmayan iller de vardı. Bu nedenle Elazığ bir eğitim merkezine dönüştü. Çevre illerden gelen çok sayıda öğrenci otellere, yurtlara yerleşti. Bazıları birleşerek ev tuttu ve Elazığ’daki ilk dershanemiz şehirden çok bölgeye hizmet veren bir kurum haline geldi. Öğrenci sayımız 3. yılda 3.000’i aştı. Bunun üzerine Türkiye’nin diğer illerinde de dershaneler açmaya başladık. 1987 yılında Final Dergisi’ni çıkardık ve bir süre sonra da merkezimizi İstanbul’a taşıdık. Şu anda Türkiye, Kuzey Kıbrıs ve Azerbaycan’da 217 şubemiz var. Dershanelerimizden 200.000’in üzerinde öğrenci yararlanıyor. Bu öğrencilere 8.000’in üzerinde bir ekiple hizmet veriyoruz.

Final 8 yıl önce dershanecilik çalışmalarının yanı sıra özel okul işletmeye de başladı. Okullarımızın ilki Bursa’da açıldı. 8 yılda 14 okula ulaştık. Bu okullarda da 7.000’i aşkın öğrenci öğrenim görüyor. Final Eğitim Kurumları’nın temelinde eğitime özel sektör kalitesini taşıma, ülkemiz çocuklarına dünyayla yarışabilecekleri nitelikte bir eğitim hizmeti verme tutkusu ve hedefi vardır. 1980’den beri bu hedefimizden asla taviz vermedik. Bu hedefimizi anlayan milletimizin bize emanet ettiği milyonlarca öğrenciyi eğitmenin gururunu yaşadık.

8 YILDA 14 OKUL

Final Okulları’nı bir markaya dönüştürürken neler yaşadınız?

Final Okulları’nı markaya dönüştürürken önemli bir güçlük yaşamadık. Dershanecilik çalışmalarımızla bizi tanıyan öğrenci ve veliler çocuklarını okullarımıza da güvenle teslim ettiler. Zaten bu kurumlar birbirinden çok farklı işler de yapmıyor. Dershanecilikteki birikimimizi okullarımıza da taşıdık.

Kurum olarak eğitim sektöründe ulaşmak istediğiniz hedefler neler? Bu hedeflere ulaşmak için neler yapmayı planlıyorsunuz?

Bundan sonraki hedeflerimizden ilki okullarımızı da dershanelerimiz gibi ülke geneline yaygınlaştırmak. Kaliteli bir eğitimin bu coğrafyada yaşayan herkesin hakkı olduğunu düşünüyoruz. 2020 yılına kadar en az 50 okul açma hedefimiz var. Bir anda da çok sayıda okul açma imkânımız var ama eğitimin ciddi bir iş olduğunu biliyoruz. Yerden mantar biter gibi okul açmanın kaliteyi düşüreceğine inanıyoruz. Yavaş da olsa kararlı ve dikkatli adımlarla yürüyoruz. 

İkinci hedefimiz okullarımızı yurtdışında da açmak. Ayrıca Final’in bir üniversitesi de olsun istiyoruz. Bu anlamda da çalışmalarımız var. Çalışmalarımızın bir diğer ayağı okullara kitap, doküman ve dijital materyal hazırlamak. Yayınevlerimiz de okullara bu anlamda hizmet veriyor.

Eğitim sektörüne ilk adım attığınız zamanlarla bugün arasında neler değişti? Bu değişime kurum olarak nasıl ayak uydurdunuz?

Dünyadaki her şey hızla değişiyor.  Eğitim kurumlarımızın da bu değişimin dışında kalması söz konusu olamaz. Biz Final olarak değişimi yakından takip ediyor ve kurumlarımızı yeniliyoruz. Sınıf mevcutları, bireysel eğitim imkânları, laboratuarlar, sınıfta teknoloji kullanımı, dijital platformlar, internet tabanlı eğitimler çalışmalarımızın içerisine süratle monte ediliyor. Bunu yaparken de sadece görüntü olsun diye yapmıyoruz. Sınıflarımızın teknoloji çöplüğüne dönüşmemesine özen gösteriyoruz. 

ÖZEL OKULLAŞMA ORANI DÜŞÜK

Eğitim sektöründeki olmazsa olmazları arasında neleri görüyorsunuz?

Eğitimin en önemli amacı bize emanet edilen çocukları yaşama hazırlamaktır. Yaşamı boyunca karşılaşacağı her sorunları çözebilme yetisi kazandırmaktır. Bence bir okulun en önemli görevi bu olmalıdır. Öğrenciye akademik başarının yanı sıra yaşam başarısı kazandırma çabası bizim ana hedefimizi oluşturuyor. Değerleri olan, özgüveni yüksek sorun çözme becerisi kazanmış, analitik düşünebilen analiz ve sentez yapabilen, girişimci, girişken, ısrarlı, kararlı, seçimlerini isabetli yapabilen, küreselleşen dünyayla iletişim sağlayabilen, ülkesini seven, dünyayla barışık insanlar yetiştirmek en az sınav başarısı kadar önemlidir. Bunun yanı sıra sanatı, sporu, okuma ve yazma becerilerini de önemli görüyoruz.

Özellikle son dönemde hizmet sektöründe bireyi merkez alan ve bireye özgü hizmetler geliştiren bir anlayış yerleşiyor. Bunun eğitim alanında da yerleşmesini gerekli görüyoruz.

Sektörün gelişimini ve geleceğini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Türkiye’de özel okullaşma oranı ne yazık ki çok düşük. Henüz %3 düzeyinde olan özel okul oranının mutlaka artması gerekir. Şu anda özel okullaşma alanındaki girişimler yeterli değil. Devletin de desteğiyle sektörün önünün açılması gerektiğine inanıyorum. Eğitimimizin çağ atlaması ancak bu yolla olur. Gelecek için umutluyum. Şu anda bakanlık düzeyinde de özel okul oranının artması yönünde çalışmalar yapılıyor. Özellikle çocuğunu özel okula gönderen ailelere bu anlamda maddi destek sağlanması önemli bir adım olacaktır. Okullara ucuz arsa, kredi temini vergi muafiyeti gibi destekler sağlanırsa özel okullara dar gelirli ailelerin çocukları da gelebilir.

“Hedeflerimiz arasında okullarımızı yurtdışında da açmak var. Ayrıca Final’in bir üniversitesi de olsun istiyoruz. Bu anlamda da çalışmalarımız var. Çalışmalarımızın bir diğer ayağı okullara kitap, doküman ve dijital materyal hazırlamak. Yayınevlerimiz de okullara bu anlamda hizmet veriyor.”

AZ KÂRLI AMA KUTSAL BİR İŞTİR EĞİTİM

Başarıyı yakalamış bir kurum olarak eğitim sektörüne girmek isteyen girişimcilere neler tavsiye ediyorsunuz?

Eğitim sektörüne gireceklere ilk tavsiyem eğitimin bir gönül işi olduğunu kabul ederek bu işe başlamalıdır. “ Yaptığım yatırım kaç yılda geri dönecek?” “Kârım hangi oranda olacak?” sorularına gereğinden fazla takılanların bu işe girmesini önermiyorum. Çünkü eğitimden çok daha kârlı ve zahmetsiz sektörler var. Yatırımcı elbette bu işten para kazanacaktır. Ama tek dert para kazanmaksa bu iş sıralamada çok gerilere düşer. Sadece “ Binam var” diye, “ Özel okul arsam var “ diye, “ Bir inşaat yaptım onu değerlendireyim “ diye bu işe girmenin doğru olduğunu düşünmüyorum. Bu iş için mutlaka eğitimle ilgili kişilerle yola çıkmak gerekir. Çok zahmetli, az kârlı ama kutsal bir iştir eğitim.

  

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.



Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.