Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

YÖK, yurtdışında alınan akademik unvanların denkliğine ilişkin ilk kez değerlendirme işlemlerinde uyulacak usul ve esasları yeniden belirledi.

YÖK, şikayetler üzerine, yurtdışında alınan doktora, sanatta yeterlik, doçentlik ve profesörlük unvanların denkliğine ilişkin ilk kez değerlendirme işlemlerinde uyulacak usul ve esasları yeniden belirledi.

Buna göre, yurtdışında akademik unvan alanlar da Türkiye’de bu unvanlara sahip kişilerden istenen asgari dil ve yayın şartlarını yerine getirecek, yurtdışından alınan belgeler ilgili kurumlardan teyit edilecek.

YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, son yıllarda artan şikayetler üzerine, yurtdışında alınan doktora, sanatta yeterlik, doçentlik ve profesörlük unvanlarını değerlendirme işlemlerinde uyulacak usul ve esaslarının belirlenmesi talimatı verdi. 

Yükseköğretim Kurulu ile Üniversitelerarası Kurul Başkanlığınca (ÜAK) ilk kez  belirlenen usul ve esaslara göre, yurt dışında doktora, sanatta yeterlilik, doçentlik ve profesörlük unvanlarını alan kişiler, denklik alabilmek için Türkiye’de bu unvanlara sahip olanlardan istenen asgari şartları yerine getirecek.

Dil ve şartlarını sağlayan kişilerin unvan denkliği kabul edilecek. Böylece, yurtdışında bazı ülkelerde, dil şartı veya yayın şartı olmadan akademik unvan alan kişilerle, Türkiye'de 65 dil şartı ile ve yayın şartını sağlayarak akademik unvan alan kişiler arasında ortaya çıkan haksız durumun önüne geçilerek, hakkaniyet sağlanması hedefleniyor.

Türkiye’deki asgari dil ve yayın şartını sağlayamayanlar, bu şartları yerine getirdikten sonra tekrar denklik başvurusu yapabilecek.

Pasaportlar incelenecek

Ayrıca yurtdışında profesörlük veya doçentlik unvanını almış olanların,  yurtdışında YÖK tarafından kabul edilen, öğretim ve araştırma kurumlarında, kesintisiz olarak en az 2 yıl bu unvan ve yetkiyle çalışmış olması gerekecek.

Bu kapsamda, artık yükseköğretim kurumu niteliğinde olmayan, araştırma merkezi ve benzeri kurumlardaki çalışmalar kabul edilmeyecek.

Denkliği talep edilen doktora veya sanatta yeterlik öğrenimi ya da doçentlik ve profesörlük unvanıyla yapılan çalışma sürelerinde kullanılan pasaportların, asıllarının veya giriş çıkış tarihlerini ve işlem gören sayfalarını kapsayan, okunaklı, Türk dış temsilcilikleri veya noterce onaylanmış suretinin başvuru dosyasıyla birlikte sunulması gerecek. Böylece,kişilerin çalışma sürelerinde, yurdışındaki ülkeye giriş çıkış tarihleri ve süreleri de kontrol edilecek.

Doktora eğitiminin örgün eğitim kurumlarından alınması gerekecek

Doktora denkliği işlemlerinde de ilk kez lisans ve yüksek lisans diplomaları ile Türkiye’de doktoraya kabul için aranan dil yeterliliğinin sağladığına ilişkin belgeler istenecek.

Bu diplomalar yabancı ülkeden ise Yükseköğretim Kurulundan alınmış denklik belgesinin aslı veya onaylı sureti verilecek.

Doktora eğitiminin, YÖK tarafından tanınan, yükseköğretim kurumlarında örgün eğitim yöntemiyle alınmış olması şartı da getirildi.

Doçentlik denkliği işlemlerinde ilk kez, doktora belgesinin aslı veya onaylı tercümesi, belge yurtdışında alınmış ise eşdeğerlik belgesi veya onaylı sureti; profesörlük denkliği işlemlerinde ise ilk kez, doçentlik belgesinin aslı, belge yabancı ülkede alınmış ise Türkiye'de alınan eşdeğerlik belgesi veya onaylı sureti istenecek.

 Yurtdışında bu unvanlara sahip olup Türkiye’de eşdeğerlilik için başvuran yabancılar için de aynı şartlar geçerli olacak.

Denklikte teyit dönemi

 ÜAK bünyesinde bu alanda yürütülen denklik çalışmalarında alınan belgelerle ilgili bugüne kadar bir teyit işlemi yapılmazken, yeni düzenlemede, yurtdışından alınan akademik belgelerin yurtdışındaki kurumlardan verilip verilmediği de yazışma yoluyla teyit edilecek. Böylece sahteciliğin önüne geçilmeye çalışılacak.

Bu esasların yürürlüğe girdiği 15 Ocak'tan önce denklik işlemleri için ÜAK'a başvurmuş olanlar hakkında bu düzenleme ile getirilen ek kriterler uygulanmayacak.

> Yurtdışında alınan akademik unvanlarda yeni dönem

YÖK, yurtdışında alınan akademik unvanların denkliğine ilişkin ilk kez değerlendirme işlemlerinde uyulacak usul ve esasları yeniden belirledi.

YÖK, şikayetler üzerine, yurtdışında alınan doktora, sanatta yeterlik, doçentlik ve profesörlük unvanların denkliğine ilişkin ilk kez değerlendirme işlemlerinde uyulacak usul ve esasları yeniden belirledi.

Buna göre, yurtdışında akademik unvan alanlar da Türkiye’de bu unvanlara sahip kişilerden istenen asgari dil ve yayın şartlarını yerine getirecek, yurtdışından alınan belgeler ilgili kurumlardan teyit edilecek.

YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, son yıllarda artan şikayetler üzerine, yurtdışında alınan doktora, sanatta yeterlik, doçentlik ve profesörlük unvanlarını değerlendirme işlemlerinde uyulacak usul ve esaslarının belirlenmesi talimatı verdi. 

Yükseköğretim Kurulu ile Üniversitelerarası Kurul Başkanlığınca (ÜAK) ilk kez  belirlenen usul ve esaslara göre, yurt dışında doktora, sanatta yeterlilik, doçentlik ve profesörlük unvanlarını alan kişiler, denklik alabilmek için Türkiye’de bu unvanlara sahip olanlardan istenen asgari şartları yerine getirecek.

Dil ve şartlarını sağlayan kişilerin unvan denkliği kabul edilecek. Böylece, yurtdışında bazı ülkelerde, dil şartı veya yayın şartı olmadan akademik unvan alan kişilerle, Türkiye'de 65 dil şartı ile ve yayın şartını sağlayarak akademik unvan alan kişiler arasında ortaya çıkan haksız durumun önüne geçilerek, hakkaniyet sağlanması hedefleniyor.

Türkiye’deki asgari dil ve yayın şartını sağlayamayanlar, bu şartları yerine getirdikten sonra tekrar denklik başvurusu yapabilecek.

Pasaportlar incelenecek

Ayrıca yurtdışında profesörlük veya doçentlik unvanını almış olanların,  yurtdışında YÖK tarafından kabul edilen, öğretim ve araştırma kurumlarında, kesintisiz olarak en az 2 yıl bu unvan ve yetkiyle çalışmış olması gerekecek.

Bu kapsamda, artık yükseköğretim kurumu niteliğinde olmayan, araştırma merkezi ve benzeri kurumlardaki çalışmalar kabul edilmeyecek.

Denkliği talep edilen doktora veya sanatta yeterlik öğrenimi ya da doçentlik ve profesörlük unvanıyla yapılan çalışma sürelerinde kullanılan pasaportların, asıllarının veya giriş çıkış tarihlerini ve işlem gören sayfalarını kapsayan, okunaklı, Türk dış temsilcilikleri veya noterce onaylanmış suretinin başvuru dosyasıyla birlikte sunulması gerecek. Böylece,kişilerin çalışma sürelerinde, yurdışındaki ülkeye giriş çıkış tarihleri ve süreleri de kontrol edilecek.

Doktora eğitiminin örgün eğitim kurumlarından alınması gerekecek

Doktora denkliği işlemlerinde de ilk kez lisans ve yüksek lisans diplomaları ile Türkiye’de doktoraya kabul için aranan dil yeterliliğinin sağladığına ilişkin belgeler istenecek.

Bu diplomalar yabancı ülkeden ise Yükseköğretim Kurulundan alınmış denklik belgesinin aslı veya onaylı sureti verilecek.

Doktora eğitiminin, YÖK tarafından tanınan, yükseköğretim kurumlarında örgün eğitim yöntemiyle alınmış olması şartı da getirildi.

Doçentlik denkliği işlemlerinde ilk kez, doktora belgesinin aslı veya onaylı tercümesi, belge yurtdışında alınmış ise eşdeğerlik belgesi veya onaylı sureti; profesörlük denkliği işlemlerinde ise ilk kez, doçentlik belgesinin aslı, belge yabancı ülkede alınmış ise Türkiye'de alınan eşdeğerlik belgesi veya onaylı sureti istenecek.

 Yurtdışında bu unvanlara sahip olup Türkiye’de eşdeğerlilik için başvuran yabancılar için de aynı şartlar geçerli olacak.

Denklikte teyit dönemi

 ÜAK bünyesinde bu alanda yürütülen denklik çalışmalarında alınan belgelerle ilgili bugüne kadar bir teyit işlemi yapılmazken, yeni düzenlemede, yurtdışından alınan akademik belgelerin yurtdışındaki kurumlardan verilip verilmediği de yazışma yoluyla teyit edilecek. Böylece sahteciliğin önüne geçilmeye çalışılacak.

Bu esasların yürürlüğe girdiği 15 Ocak'tan önce denklik işlemleri için ÜAK'a başvurmuş olanlar hakkında bu düzenleme ile getirilen ek kriterler uygulanmayacak.

Son Güncelleme: Pazartesi, 16 Şubat 2015 12:35

Gösterim: 2401

Özel eğitim okulları ile özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde engellilere destek eğitiminin bütçeden karşılanacak kısmı, KDV hariç olmak üzere bireysel eğitim için aylık 434 lira, grup eğitimi için 122 lira olacak.

Özel eğitim okulları ile özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde engellilere verilen destek eğitiminin bütçeden karşılanacak kısmı, KDV hariç olmak üzere bireysel eğitim için aylık 434 lira, grup eğitimi için 122 lira olacak.

Maliye Bakanlığının, "2015 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Uygulama Tebliği (Sıra No: 5)" Resmi Gazete'de yayımlandı.

Buna göre, Özel Öğretim Kurumları Kanunu kapsamında açılan özel eğitim okulları ile özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde engellilere verilen destek eğitiminin bütçeden karşılanacak kısmı, KDV hariç olmak üzere bireysel eğitim için aylık 434 lira, grup eğitimi için aylık 122 lira olarak belirlendi.

Belirlenen tutarlar, Milli Eğitim Bakanlığı bütçesine bu amaçla konulan ödenekten, bu tutarları aşan kısmı ise ilgililer tarafından karşılanacak.

Tebliğ, 1 Ocak 2015 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yürürlüğe girdi.

> Engellilere verilecek eğitim desteği belli oldu

Özel eğitim okulları ile özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde engellilere destek eğitiminin bütçeden karşılanacak kısmı, KDV hariç olmak üzere bireysel eğitim için aylık 434 lira, grup eğitimi için 122 lira olacak.

Özel eğitim okulları ile özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde engellilere verilen destek eğitiminin bütçeden karşılanacak kısmı, KDV hariç olmak üzere bireysel eğitim için aylık 434 lira, grup eğitimi için 122 lira olacak.

Maliye Bakanlığının, "2015 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Uygulama Tebliği (Sıra No: 5)" Resmi Gazete'de yayımlandı.

Buna göre, Özel Öğretim Kurumları Kanunu kapsamında açılan özel eğitim okulları ile özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde engellilere verilen destek eğitiminin bütçeden karşılanacak kısmı, KDV hariç olmak üzere bireysel eğitim için aylık 434 lira, grup eğitimi için aylık 122 lira olarak belirlendi.

Belirlenen tutarlar, Milli Eğitim Bakanlığı bütçesine bu amaçla konulan ödenekten, bu tutarları aşan kısmı ise ilgililer tarafından karşılanacak.

Tebliğ, 1 Ocak 2015 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yürürlüğe girdi.

Son Güncelleme: Pazartesi, 16 Şubat 2015 10:30

Gösterim: 1270

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, seçmeli dersler konusunda, öğretmenlerin kasıtlı yönlendirmeler yaptıklarının dile getirildiğini ifade etti..

Kılıçdaroğlu, beraberindeki Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Bekaroğlu, Burhan Şenatalar ve CHP Grup Başkanvekili Engin Altay ile JW Marriot Otel'de, okul aile birliklerinin yönetici ve üyeleriyle bir araya geldi.

Bütün velilerin, istisnasız, çocuklarının iyi bir eğitim almasını istediğini dile getiren Kılıçdaroğlu, bu toplantıda ilk kez, velilerin gözünden eğitimin sorunlarını kamuoyuyla paylaşacaklarını söyledi.

İstanbul Bağcılar’da 1000 kişiye bir rehber öğretmen düştüğünü bu durumda öğrencilere yeterli eğitimin verilemeyeceğine dikkat çeken Kılıçdaroğlu, "Öğretmen eksiliğinden çok fazla şikayet var. İstanbul Bağcılar’dan tipik bir örnek verildi.  1000 kişiye bir rehber öğretmen düşüyor. Hangi öğrencinin hangi sorunu ile ilgilenecek. Bu konuda yeterli öğretmenin atanması velilerimizin ortak talebi" diye konuştu.

"Neredeyse haftada bir öğretmen değişiyor"

Mardin’den gelen bir okul aile birliği yöneticisinin okulda sürekli öğretmen değişmesinden şikayet etmesine değinen Kılıçdaroğlu şöyle dedi:

"Mardin’den gelen okul aile birliği yöneticisi,  ‘O kadar sık öğretmen değişiyor ki neredeyse iki haftada bir öğretmen değişiyor. Dolayısıyla çocuklarımız tam öğretmen ısınacakken öğretmen değişiyor.  6 -7 yaşındaki bir çocuk ile 15-16 yaşındaki bir çocuk ile aynı bahçeyi paylaşıyor’ diyerek  bunun sakıncalarına değindi. Bunun mutlaka önlenmesi gerektiği ifade edildi."

"Velilerin ortak talebi öğretmenlere iyi maaş verilmesi"

Velilerin ortak talebinin öğretmen maaşlarının iyileştirmesi olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Bütün velilerin ortak talebi öğretmemelere iyi bir maaş verilmesi gerekiyor. Öğretmen açsa, çocuklarımıza yeterli eğitimi veremez. Geçim sıkıntısı yaşıyorlar. Özellikle Güneydoğu’dan gelen okul aile birliği yöneticileri, çok sayıda Suriyelinin kentte yaşadığını kiraların çok arttığını, yeni gelen öğretmenlerin de yüksek kiralar ödemek zorunda olduklarını da dile getirdiler" açıklamasında bulundu.

Kılıçdaroğlu, "TEOG sınavında Kızıltepe’de bir öğrenci, Türkiye birincisine okulda bir tören yapmak istiyorlar.  Kaymakamı ikna edip okula getiriyorlar. Ama kaymakamın konuşacağı kürsü yok. Müdürün oturacağı sandalye yok. Böyle bir dramı anlattılar. Bütün bu olumsuzluklara rağmen üstün yetenekli çocuklarımız var. Onlara sahip çıkmamız gerekiyor" diye konuştu.

Seçmeli dersler

Kılıçdaroğlu, "Seçmeli dersler konusunda öğretmenlerin bazen kasıtlı yönlendireler yaptığı dile getirildi. bu yönlendirmelerin mutlaka kalkması gerekiyor. Çocuklara müzik, spor gibi eğitimlerin verilmesi ve bu tür taleplerin karşılanması dile getirildi. Bir arkadaşımız eğitim sistemimiz çöküyor ve çökmeye de devam ediyor. Duvarın altından tuğlalar tek tek alınıyor. Çocuklarımız çağdaş ve bilimsel  bir eğitim görmüyor.

Kılıçdaroğlu, "Öğretmenlerin özellikle küçük yaştaki çocuklara siyasal görüşlerini empoze etmemeleri gerektiği konusunda da bir ortak görüş var. Öğretmen çocuklarımıza bilimi, sevgiyi, kardeşi, birlikte yaşamayı öğretsin. Bu velilerimizin ortak talebi" dedi.

> ‘Seçmeli dersler konusunda kasıtlı yönlendirme var’

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, seçmeli dersler konusunda, öğretmenlerin kasıtlı yönlendirmeler yaptıklarının dile getirildiğini ifade etti..

Kılıçdaroğlu, beraberindeki Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Bekaroğlu, Burhan Şenatalar ve CHP Grup Başkanvekili Engin Altay ile JW Marriot Otel'de, okul aile birliklerinin yönetici ve üyeleriyle bir araya geldi.

Bütün velilerin, istisnasız, çocuklarının iyi bir eğitim almasını istediğini dile getiren Kılıçdaroğlu, bu toplantıda ilk kez, velilerin gözünden eğitimin sorunlarını kamuoyuyla paylaşacaklarını söyledi.

İstanbul Bağcılar’da 1000 kişiye bir rehber öğretmen düştüğünü bu durumda öğrencilere yeterli eğitimin verilemeyeceğine dikkat çeken Kılıçdaroğlu, "Öğretmen eksiliğinden çok fazla şikayet var. İstanbul Bağcılar’dan tipik bir örnek verildi.  1000 kişiye bir rehber öğretmen düşüyor. Hangi öğrencinin hangi sorunu ile ilgilenecek. Bu konuda yeterli öğretmenin atanması velilerimizin ortak talebi" diye konuştu.

"Neredeyse haftada bir öğretmen değişiyor"

Mardin’den gelen bir okul aile birliği yöneticisinin okulda sürekli öğretmen değişmesinden şikayet etmesine değinen Kılıçdaroğlu şöyle dedi:

"Mardin’den gelen okul aile birliği yöneticisi,  ‘O kadar sık öğretmen değişiyor ki neredeyse iki haftada bir öğretmen değişiyor. Dolayısıyla çocuklarımız tam öğretmen ısınacakken öğretmen değişiyor.  6 -7 yaşındaki bir çocuk ile 15-16 yaşındaki bir çocuk ile aynı bahçeyi paylaşıyor’ diyerek  bunun sakıncalarına değindi. Bunun mutlaka önlenmesi gerektiği ifade edildi."

"Velilerin ortak talebi öğretmenlere iyi maaş verilmesi"

Velilerin ortak talebinin öğretmen maaşlarının iyileştirmesi olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Bütün velilerin ortak talebi öğretmemelere iyi bir maaş verilmesi gerekiyor. Öğretmen açsa, çocuklarımıza yeterli eğitimi veremez. Geçim sıkıntısı yaşıyorlar. Özellikle Güneydoğu’dan gelen okul aile birliği yöneticileri, çok sayıda Suriyelinin kentte yaşadığını kiraların çok arttığını, yeni gelen öğretmenlerin de yüksek kiralar ödemek zorunda olduklarını da dile getirdiler" açıklamasında bulundu.

Kılıçdaroğlu, "TEOG sınavında Kızıltepe’de bir öğrenci, Türkiye birincisine okulda bir tören yapmak istiyorlar.  Kaymakamı ikna edip okula getiriyorlar. Ama kaymakamın konuşacağı kürsü yok. Müdürün oturacağı sandalye yok. Böyle bir dramı anlattılar. Bütün bu olumsuzluklara rağmen üstün yetenekli çocuklarımız var. Onlara sahip çıkmamız gerekiyor" diye konuştu.

Seçmeli dersler

Kılıçdaroğlu, "Seçmeli dersler konusunda öğretmenlerin bazen kasıtlı yönlendireler yaptığı dile getirildi. bu yönlendirmelerin mutlaka kalkması gerekiyor. Çocuklara müzik, spor gibi eğitimlerin verilmesi ve bu tür taleplerin karşılanması dile getirildi. Bir arkadaşımız eğitim sistemimiz çöküyor ve çökmeye de devam ediyor. Duvarın altından tuğlalar tek tek alınıyor. Çocuklarımız çağdaş ve bilimsel  bir eğitim görmüyor.

Kılıçdaroğlu, "Öğretmenlerin özellikle küçük yaştaki çocuklara siyasal görüşlerini empoze etmemeleri gerektiği konusunda da bir ortak görüş var. Öğretmen çocuklarımıza bilimi, sevgiyi, kardeşi, birlikte yaşamayı öğretsin. Bu velilerimizin ortak talebi" dedi.

Son Güncelleme: Perşembe, 12 Şubat 2015 16:28

Gösterim: 1573

ÖSYM, sınav sorularını yayınlamayacak ancak ÖSYM’nin yaptığı sınavlara ait soru kitapçıkları ve cevap anahtarları sınava giren adaylarca incelenebilecek.

ÖSYM, ‘Bilgi Edinme Hakkı Kanunu’ kapsamında 2014 STS Tıp Doktorluğu İlkbahar Dönemi Sınavı’na ait soru kitapçığı ve cevap anahtarının adayların incelemesine sunulacağını duyurdu. Bu uygulamanın diğer tüm sınavlar için de devam ettirileceği belirtildi. 

ÖSYM, yargı kararları gereği,  ‘Bilgi Edinme Hakkı’ kapsamında 2014 STS Tıp Doktorluğu İlkbahar Dönemi Sınavı’na girmiş olan adayların başvuru yapmaları halinde kendilerine ait soru kitapçığı, cevap kağıdı ve cevap anahtarı ile birlikte incelemesine sunulacağını ve ilgili kararın diğer sınavlar için de geçerli olacağını belirtti. ÖSYM’den yapılan açıklamada, Anyasa Mahkemesi’nin aldığı kararın Resmi Gazete’de yayımlanacağı güne kadar yürürlüğünün durdurulması kararına istinaden ve Ankara 9. İdare Mahkemesi’nin 2014-STS Tıp Doktorluğu İlkbahar Dönemi Sınav Sorularına ilişkin vermiş olduğu karar doğrultusunda ÖSYM Yönetim Kurulu tarafından alınan karar ile 6114 sayılı Kanunun 9 uncu maddesi ikinci fıkrasının tanımış olduğu “sorular ve cevapların, yapılan sınav sona erdikten sonra Yönetim Kurulu kararına istinaden açıklanabileceği” yetkisi kapsamında olmak üzere; sınavlarda sorulan soruların ve cevapların ÖSYM’nin internet sitesinde yayımlanmaması uygulamasına devam edilmekle birlikte Anayasa Mahkemesinin ve buna bağlı Ankara 9. İdare Mahkemesinin kararları gereği 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanununun 10. maddesi 2. fıkrası (a) bendi çerçevesinde 2014-STS Tıp Doktorluğu İlkbahar Dönemi sınavına girmiş olan adayların başvuru yapmaları halinde kendilerine ait soru kitapçığı, cevap kağıdı ve cevap anahtarı ile birlikte incelemesine sunulacağı ifade edildi. Açıklamada, bu uygulamanın diğer tüm sınavlar için de devam ettirileceği belirtildi.

ÖSYM’den yapılan açıklamada ayrıca, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında bedelli veya bedelsiz olarak süreli veya süresiz hiçbir basın yayın kuruluş veya organına telif hakkı devri yapılmayacak ve başka bir yolla da yayımlanmasına izin verilmeyecektir ifade yer aldı.

> Adaylar kendi soru ve cevap kağıtlarını inceleyebilecek

ÖSYM, sınav sorularını yayınlamayacak ancak ÖSYM’nin yaptığı sınavlara ait soru kitapçıkları ve cevap anahtarları sınava giren adaylarca incelenebilecek.

ÖSYM, ‘Bilgi Edinme Hakkı Kanunu’ kapsamında 2014 STS Tıp Doktorluğu İlkbahar Dönemi Sınavı’na ait soru kitapçığı ve cevap anahtarının adayların incelemesine sunulacağını duyurdu. Bu uygulamanın diğer tüm sınavlar için de devam ettirileceği belirtildi. 

ÖSYM, yargı kararları gereği,  ‘Bilgi Edinme Hakkı’ kapsamında 2014 STS Tıp Doktorluğu İlkbahar Dönemi Sınavı’na girmiş olan adayların başvuru yapmaları halinde kendilerine ait soru kitapçığı, cevap kağıdı ve cevap anahtarı ile birlikte incelemesine sunulacağını ve ilgili kararın diğer sınavlar için de geçerli olacağını belirtti. ÖSYM’den yapılan açıklamada, Anyasa Mahkemesi’nin aldığı kararın Resmi Gazete’de yayımlanacağı güne kadar yürürlüğünün durdurulması kararına istinaden ve Ankara 9. İdare Mahkemesi’nin 2014-STS Tıp Doktorluğu İlkbahar Dönemi Sınav Sorularına ilişkin vermiş olduğu karar doğrultusunda ÖSYM Yönetim Kurulu tarafından alınan karar ile 6114 sayılı Kanunun 9 uncu maddesi ikinci fıkrasının tanımış olduğu “sorular ve cevapların, yapılan sınav sona erdikten sonra Yönetim Kurulu kararına istinaden açıklanabileceği” yetkisi kapsamında olmak üzere; sınavlarda sorulan soruların ve cevapların ÖSYM’nin internet sitesinde yayımlanmaması uygulamasına devam edilmekle birlikte Anayasa Mahkemesinin ve buna bağlı Ankara 9. İdare Mahkemesinin kararları gereği 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanununun 10. maddesi 2. fıkrası (a) bendi çerçevesinde 2014-STS Tıp Doktorluğu İlkbahar Dönemi sınavına girmiş olan adayların başvuru yapmaları halinde kendilerine ait soru kitapçığı, cevap kağıdı ve cevap anahtarı ile birlikte incelemesine sunulacağı ifade edildi. Açıklamada, bu uygulamanın diğer tüm sınavlar için de devam ettirileceği belirtildi.

ÖSYM’den yapılan açıklamada ayrıca, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında bedelli veya bedelsiz olarak süreli veya süresiz hiçbir basın yayın kuruluş veya organına telif hakkı devri yapılmayacak ve başka bir yolla da yayımlanmasına izin verilmeyecektir ifade yer aldı.

Son Güncelleme: Perşembe, 12 Şubat 2015 17:33

Gösterim: 2183

Doçentlik sınavları nasıl yapılacak? Adaylar nasıl değerlendirilecek? Yeni doçentlik sınav yönetmeliği ve ayrıntıları. YÖK tarafından kabul edilen doçentlik sınav yönetmeliği yürürlüğe girdi. Yeni yönetmelikle adaylar, doçentlik sınav başvurularını çalışmalarıyla birlikte elektronik ortamdan yapacak.

Doçentlik sınav yönetmeliği yürürlüğe girdi.  YÖK’ün yayınladığı doçentlik sınav yönetmeliğine göre, Adaylar çalışmalarını başvuru sırasında elektronik ortamda sisteme yükleyecek, eserler jüri üyelerine elektronik ortamda gönderilecek, elektronik imzası olan öğretim üyeleri jüri raporlarını elektronik imza ile onaylayacaklar. Böylece çalışmaların değerlendirme süreçlerinde hızlılık sağlanacak, postalama işlemleri ve maliyetleri ortadan kalkacak.

Jüri seçimi de elektronik ortamda seçilecek ve jüri raporları gelinceye kadar adaylar, jüri üyelerinin kimler olduğunu bilmeyecek.

Oluşturulan jürinin asıl ve yedek üyelerine, mensubu bulundukları üniversite rektörlüğü aracılığı ile bildirim yapılarak, tüm jüri üyelerinin raporları Üniversitelerarası Kurula ulaşıncaya kadar üyelerin isimleri ve raporları adaya bildirilmeyecek.

Doçentlik sınavında "elektronik jüri belirleme sistemi"

Doçentlik sınavı jürileri alt komisyonlar tarafından, jüri üyesi olma kriterlerini taşıyan ilgili bilim alanlarındaki profesörler arasından manuel olarak seçiliyordu. Kabul edilen yeni Doçentlik sınavı yönetmeliği ile jüri heyetini belirleyen alt komisyonlar kaldırıldı, "Elektronik Jüri Belirleme Sistemi" getirilerek doçent adaylarının sınavı için bilgisayar programıyla jüri belirlenmesi uygulamasına kısa süre içerisinde geçileceği belirtildi.

Geliştirilen bilgisayar programı sayesinde başvurusunun eksiksiz olduğu ve gerekli şekil şartları taşıdığı tespit edilen adayların her biri için, YÖKSİS veri tabanında bulunan profesörler arasında ilgili bilim alanda, jüri üyesi olma kriterlerini taşıyan 5 asıl 2 yedek üyeden oluşan jüri heyetini bilgisayar otomatik seçeceği kaydedildi.

Doçentlik sınav jürisini oluşturan asıl ve yedek üyeler, adayın akademik çalışmalarının her birini değerlendirerek hazırladıkları ayrıntılı ve gerekçeli kişisel raporlarını Üniversitelerarası Kurula elektronik imzayla gönderecek.

Jüri seçiminde "objektiflik" sağlandı

Adaylar tarafından sürekli dile getirilen sınavlarda yanlı jüri oluşturulma şikayeti kökten çözülmüş olacaktır. Artık jüri üyeleri tamamen bilgisayar programı yoluyla ve rassal olarak belirlenecektir.

Elektronik Jüri Belirleme Sistemi kimsenin müdahale edemeyeceği, tamamen dijital bir sistem olduğundan jüri heyeti seçiminde objektifliğin esas olmasını sağlayacaktır.

Raporlar tamamlanmadan bilgi alınamayacak

Şikayet konusu olan adayların jüri üyelerini önceden bilip onlarla iletişime geçmelerinin yarattığı sorunlar da bundan sonra söz konusu olmayacaktır.

Başvurular elektronik ortamda yapılacağından, adayların jüri üyelerine eserlerini posta yoluyla göndermeleri söz konusu olmayacak, jüri raporları gelinceye kadar adaylar jüri üyelerinin kimler olduğunu bilmeyeceklerdir. Böylece değerlendirme daha güvenli ve gizli olarak yapılacaktır.

Adaylar daha önceden jüri üyeleri raporlarının tamamı gelmeden, Üniversitelerarası Kurula gönderilen mevcut raporların sonuçlarını öğrenebilmekte , bu ise suistimal şikayetlerine konu olmakta idi.

Yeni getirilen sistemle son rapor gelmeden raporların açılması ve adaylara bildirilmesi yasaklanmış olup, son rapor gelip, tümü açıldıktan sonra adaylar raporlar hakkında bilgi sahibi olabilecek Dolayısıyla, olası jürileri etkilemeye yönelik çabaların olduğu iddialarının önüne geçilmeye çalışılmıştır.

Eser incelemesi veya sözlü sınavda başarısız olan adaylar için yeni düzenleme getirildi

Doçentlik sınavı için başvuran adaylardan sözlü sınavda başarısız olan adaylar tekrar hemen sınava başvurabiliyorlardı.

Yayımlanan yeni yönetmelikte ise;

Eser incelemesinde başarılı olmasına rağmen birinci, ikinci veya üçüncü sözlü sınavda başarısız olan veya başarısız sayılan aday, hemen bir sonraki döneme başvuramayacak, her defasında en erken izleyen ikinci dönemde sözlü sınav için yeniden başvurabilecek.

Etik ihlallere karşı yeni önlemler alındı

Doçentlik sınavı sürecinde ortaya çıkan intihal ve diğer etik ihlallerle ilgili olarak sürecin işletilmesinde bugüne kadar yaşanan sorunları ortadan kaldıracak yeni mekanizmalar getirilecek.

Önceden etik ihlallerle ilgili süreçler çok uzun sürmekte idi. Etik ihlallerle ilgili süreç hızlandırılarak daha objektif ve belirli süreler içerisinde sonuçlandırılmasıyla ilgili düzenlemeler getirilmiştir.

Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı bünyesinde yapılacak incelemede, etik ihlalde bulunduğuna karar verilen aday, doçentlik sınavı başvurusunda başarısız sayılacak. Bu adaylar, ihlalin ağırlığına göre 1 (bir) yıldan 5 (beş) yıla kadar doçentlik başvurusunda bulunamayacak.

Adayın idari, cezai ve hukuki sorumluluğuna ilişkin hükümler saklı kalacak. Etik ihlalde bulunduğuna karar verilen adayın, bağlı olduğu yükseköğretim kurumuna veya bağlı bulunduğu diğer kamu kurumuna aday hakkında gerekli disiplin işlemlerinin ve diğer idari işlemlerin başlatılması amacıyla da bilgi verilecek.

> Doçentlik sınavları nasıl yapılacak? İşte yeni yönetmelik

Doçentlik sınavları nasıl yapılacak? Adaylar nasıl değerlendirilecek? Yeni doçentlik sınav yönetmeliği ve ayrıntıları. YÖK tarafından kabul edilen doçentlik sınav yönetmeliği yürürlüğe girdi. Yeni yönetmelikle adaylar, doçentlik sınav başvurularını çalışmalarıyla birlikte elektronik ortamdan yapacak.

Doçentlik sınav yönetmeliği yürürlüğe girdi.  YÖK’ün yayınladığı doçentlik sınav yönetmeliğine göre, Adaylar çalışmalarını başvuru sırasında elektronik ortamda sisteme yükleyecek, eserler jüri üyelerine elektronik ortamda gönderilecek, elektronik imzası olan öğretim üyeleri jüri raporlarını elektronik imza ile onaylayacaklar. Böylece çalışmaların değerlendirme süreçlerinde hızlılık sağlanacak, postalama işlemleri ve maliyetleri ortadan kalkacak.

Jüri seçimi de elektronik ortamda seçilecek ve jüri raporları gelinceye kadar adaylar, jüri üyelerinin kimler olduğunu bilmeyecek.

Oluşturulan jürinin asıl ve yedek üyelerine, mensubu bulundukları üniversite rektörlüğü aracılığı ile bildirim yapılarak, tüm jüri üyelerinin raporları Üniversitelerarası Kurula ulaşıncaya kadar üyelerin isimleri ve raporları adaya bildirilmeyecek.

Doçentlik sınavında "elektronik jüri belirleme sistemi"

Doçentlik sınavı jürileri alt komisyonlar tarafından, jüri üyesi olma kriterlerini taşıyan ilgili bilim alanlarındaki profesörler arasından manuel olarak seçiliyordu. Kabul edilen yeni Doçentlik sınavı yönetmeliği ile jüri heyetini belirleyen alt komisyonlar kaldırıldı, "Elektronik Jüri Belirleme Sistemi" getirilerek doçent adaylarının sınavı için bilgisayar programıyla jüri belirlenmesi uygulamasına kısa süre içerisinde geçileceği belirtildi.

Geliştirilen bilgisayar programı sayesinde başvurusunun eksiksiz olduğu ve gerekli şekil şartları taşıdığı tespit edilen adayların her biri için, YÖKSİS veri tabanında bulunan profesörler arasında ilgili bilim alanda, jüri üyesi olma kriterlerini taşıyan 5 asıl 2 yedek üyeden oluşan jüri heyetini bilgisayar otomatik seçeceği kaydedildi.

Doçentlik sınav jürisini oluşturan asıl ve yedek üyeler, adayın akademik çalışmalarının her birini değerlendirerek hazırladıkları ayrıntılı ve gerekçeli kişisel raporlarını Üniversitelerarası Kurula elektronik imzayla gönderecek.

Jüri seçiminde "objektiflik" sağlandı

Adaylar tarafından sürekli dile getirilen sınavlarda yanlı jüri oluşturulma şikayeti kökten çözülmüş olacaktır. Artık jüri üyeleri tamamen bilgisayar programı yoluyla ve rassal olarak belirlenecektir.

Elektronik Jüri Belirleme Sistemi kimsenin müdahale edemeyeceği, tamamen dijital bir sistem olduğundan jüri heyeti seçiminde objektifliğin esas olmasını sağlayacaktır.

Raporlar tamamlanmadan bilgi alınamayacak

Şikayet konusu olan adayların jüri üyelerini önceden bilip onlarla iletişime geçmelerinin yarattığı sorunlar da bundan sonra söz konusu olmayacaktır.

Başvurular elektronik ortamda yapılacağından, adayların jüri üyelerine eserlerini posta yoluyla göndermeleri söz konusu olmayacak, jüri raporları gelinceye kadar adaylar jüri üyelerinin kimler olduğunu bilmeyeceklerdir. Böylece değerlendirme daha güvenli ve gizli olarak yapılacaktır.

Adaylar daha önceden jüri üyeleri raporlarının tamamı gelmeden, Üniversitelerarası Kurula gönderilen mevcut raporların sonuçlarını öğrenebilmekte , bu ise suistimal şikayetlerine konu olmakta idi.

Yeni getirilen sistemle son rapor gelmeden raporların açılması ve adaylara bildirilmesi yasaklanmış olup, son rapor gelip, tümü açıldıktan sonra adaylar raporlar hakkında bilgi sahibi olabilecek Dolayısıyla, olası jürileri etkilemeye yönelik çabaların olduğu iddialarının önüne geçilmeye çalışılmıştır.

Eser incelemesi veya sözlü sınavda başarısız olan adaylar için yeni düzenleme getirildi

Doçentlik sınavı için başvuran adaylardan sözlü sınavda başarısız olan adaylar tekrar hemen sınava başvurabiliyorlardı.

Yayımlanan yeni yönetmelikte ise;

Eser incelemesinde başarılı olmasına rağmen birinci, ikinci veya üçüncü sözlü sınavda başarısız olan veya başarısız sayılan aday, hemen bir sonraki döneme başvuramayacak, her defasında en erken izleyen ikinci dönemde sözlü sınav için yeniden başvurabilecek.

Etik ihlallere karşı yeni önlemler alındı

Doçentlik sınavı sürecinde ortaya çıkan intihal ve diğer etik ihlallerle ilgili olarak sürecin işletilmesinde bugüne kadar yaşanan sorunları ortadan kaldıracak yeni mekanizmalar getirilecek.

Önceden etik ihlallerle ilgili süreçler çok uzun sürmekte idi. Etik ihlallerle ilgili süreç hızlandırılarak daha objektif ve belirli süreler içerisinde sonuçlandırılmasıyla ilgili düzenlemeler getirilmiştir.

Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı bünyesinde yapılacak incelemede, etik ihlalde bulunduğuna karar verilen aday, doçentlik sınavı başvurusunda başarısız sayılacak. Bu adaylar, ihlalin ağırlığına göre 1 (bir) yıldan 5 (beş) yıla kadar doçentlik başvurusunda bulunamayacak.

Adayın idari, cezai ve hukuki sorumluluğuna ilişkin hükümler saklı kalacak. Etik ihlalde bulunduğuna karar verilen adayın, bağlı olduğu yükseköğretim kurumuna veya bağlı bulunduğu diğer kamu kurumuna aday hakkında gerekli disiplin işlemlerinin ve diğer idari işlemlerin başlatılması amacıyla da bilgi verilecek.

Son Güncelleme: Perşembe, 12 Şubat 2015 11:51

Gösterim: 1843


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.