Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

2014-2015 Eğitim öğretim döneminde devletin özel okullarda okuyan öğrencilere vereceği 2500 ila 3500 liralık destekten kimler yararlanacak? Çocuğu halen özel okulda okuyan veliler de kapsamda olacak mı? Bu destek kaç yıl süreyle verilecek? Destek almaya başlayan bir öğrence tüm ilköğretimi bitirene kadar bu desteği alacak mı? Destekten yararlanmak için kime başvurmak gerekiyor? İşte yanıtı...

Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Yusuf Tekin, Hürriyet'ten Aysel Alp’e yaptığı değerlendirmede, özel okul desteğinin iki temel amacı bulunduğunu vurguladı. Tekin, "Birinci amacımız dershanelerin dönüşüm sürecinde özel okula dönüşmek isteyenlere yardımcı olmak. İkincisi ise şu anda yüzde 3 civarında olan özel sektörün eğitimdeki payını artırmak. 2023 hedefimiz bu oranı yüzde 15'e çıkarmak ancak bu destekle hemen bu orana yükselmek mümkün değil" dedi.

Tekin, özel okul desteğinden kimlerin yararlanacağı konusunda ise bir kılavuz hazırlanacağını ancak bu şartların büyük oranda 5580 Sayılı Yasaya ilişkin yönetmelikte yer aldığına dikkat çekti. Tekin, desteklerin talep eden tüm okullara verileceğini, öğrencinin başarısı, ailesinin gelir durumu, yaşadığı ilin kalkınmışlık düzeyi gibi kriterler bulunduğunu açıkladı.

ÖZEL OKULDA OKUYANLAR DA BAŞVURABİLECEK

Mevcut özel okullarda okuyan öğrencilerin de başvurabileceğini anlatan Tekin, "Bize özel okullar kendileri de başvurabilecek. Örneğin bir okulda sınıf açılabilmesi için en az 12 öğrencinin bulunması gerekiyor. Bir okul, 5 öğrenci bulup sınıf açtığında, bizden üzerini siz tamamlayın, talebinde bulunabilecek. Böylece 7 öğrenciyi biz göndereceğiz" dedi.

"BU DESTEĞİ OKUL HAYATI BOYUNCA VERMEYECEĞİZ"

Özellikle okul öncesi eğitimi teşvik etmek istediklerini de anlatan Müsteşar Tekin, desteklerin 1 yıllık verildiğine dikkat çekti. "Biz bütçemizi her yıl Maliye Bakanlığı ile yeniden belirleyeceğiz ve her yıl destek verdiğimiz öğrencileri de gözden geçireceğiz. Yeniden değerlendireceğiz. Yani bir öğrenciye okul hayatı boyunca bu desteği vereceğimizi taahhüt etmiyoruz" dedi.

FORM DOLDURACAKSINIZ

İŞTE PUANLAR:

Devletin özel okul desteğinden yararlanmak isteyen veliler, 6 soruluk bir form dolduracaklar. Birinci soru, 2 ve 12.sınıf aralığında olan öğrenciler için geçerli olacak. Bir yıl önceki başarı durumuna göre puan verilecek. Öğrencinin başarı durumu pekiyi ise 15; iyi ise 10; orta ise 5 puan kazanacak.

İkinci bölümde anne babanın hayatta olup olmadığı sorusu yer alıyor. Devletin himayesi altında olan çocuklar için 60 puan, koruyucu ailede olanlar için 30 puan verilirken; anne baba ölmüş ise 10; biri yaşıyorsa 5 puan yazılacak.

Üçüncü bölümde öğrencinin rapora bağlı engelli olup olmadığı sorulurken, engelli olanlar için 5 puan ilave ediliyor.

Haberin devamı için Tıklayın

> Özel okul desteğinden kimler nasıl yararlanacak?

2014-2015 Eğitim öğretim döneminde devletin özel okullarda okuyan öğrencilere vereceği 2500 ila 3500 liralık destekten kimler yararlanacak? Çocuğu halen özel okulda okuyan veliler de kapsamda olacak mı? Bu destek kaç yıl süreyle verilecek? Destek almaya başlayan bir öğrence tüm ilköğretimi bitirene kadar bu desteği alacak mı? Destekten yararlanmak için kime başvurmak gerekiyor? İşte yanıtı...

Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Yusuf Tekin, Hürriyet'ten Aysel Alp’e yaptığı değerlendirmede, özel okul desteğinin iki temel amacı bulunduğunu vurguladı. Tekin, "Birinci amacımız dershanelerin dönüşüm sürecinde özel okula dönüşmek isteyenlere yardımcı olmak. İkincisi ise şu anda yüzde 3 civarında olan özel sektörün eğitimdeki payını artırmak. 2023 hedefimiz bu oranı yüzde 15'e çıkarmak ancak bu destekle hemen bu orana yükselmek mümkün değil" dedi.

Tekin, özel okul desteğinden kimlerin yararlanacağı konusunda ise bir kılavuz hazırlanacağını ancak bu şartların büyük oranda 5580 Sayılı Yasaya ilişkin yönetmelikte yer aldığına dikkat çekti. Tekin, desteklerin talep eden tüm okullara verileceğini, öğrencinin başarısı, ailesinin gelir durumu, yaşadığı ilin kalkınmışlık düzeyi gibi kriterler bulunduğunu açıkladı.

ÖZEL OKULDA OKUYANLAR DA BAŞVURABİLECEK

Mevcut özel okullarda okuyan öğrencilerin de başvurabileceğini anlatan Tekin, "Bize özel okullar kendileri de başvurabilecek. Örneğin bir okulda sınıf açılabilmesi için en az 12 öğrencinin bulunması gerekiyor. Bir okul, 5 öğrenci bulup sınıf açtığında, bizden üzerini siz tamamlayın, talebinde bulunabilecek. Böylece 7 öğrenciyi biz göndereceğiz" dedi.

"BU DESTEĞİ OKUL HAYATI BOYUNCA VERMEYECEĞİZ"

Özellikle okul öncesi eğitimi teşvik etmek istediklerini de anlatan Müsteşar Tekin, desteklerin 1 yıllık verildiğine dikkat çekti. "Biz bütçemizi her yıl Maliye Bakanlığı ile yeniden belirleyeceğiz ve her yıl destek verdiğimiz öğrencileri de gözden geçireceğiz. Yeniden değerlendireceğiz. Yani bir öğrenciye okul hayatı boyunca bu desteği vereceğimizi taahhüt etmiyoruz" dedi.

FORM DOLDURACAKSINIZ

İŞTE PUANLAR:

Devletin özel okul desteğinden yararlanmak isteyen veliler, 6 soruluk bir form dolduracaklar. Birinci soru, 2 ve 12.sınıf aralığında olan öğrenciler için geçerli olacak. Bir yıl önceki başarı durumuna göre puan verilecek. Öğrencinin başarı durumu pekiyi ise 15; iyi ise 10; orta ise 5 puan kazanacak.

İkinci bölümde anne babanın hayatta olup olmadığı sorusu yer alıyor. Devletin himayesi altında olan çocuklar için 60 puan, koruyucu ailede olanlar için 30 puan verilirken; anne baba ölmüş ise 10; biri yaşıyorsa 5 puan yazılacak.

Üçüncü bölümde öğrencinin rapora bağlı engelli olup olmadığı sorulurken, engelli olanlar için 5 puan ilave ediliyor.

Haberin devamı için Tıklayın

Son Güncelleme: Perşembe, 07 Ağustos 2014 16:55

Gösterim: 2368

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, öğrencilerin, kayıtlar yapıldıktan sonra, eğer okullarda hala kontenjan boşluğu varsa, daha önce kaydını yaptırdığı okuldan kaydını alıp, daha çok tercih ettiği ve boş kontenjanı olan bir okula da müracaat edebileceğini söyledi.

Avcı, AA muhabirinin "öğrencilerin, 2014 yılı Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş Sistemi (TEOG) tercihleriyle ilgili" sorularını yanıtladı.

"Kamuoyunda öğrencilerin tercih yaptıkları okula girememeleri halinde, istemedikleri halde evlerine en yakın imam hatip okullarına girmek zorunda kalacakları yönünde bir algı var. Bu doğru mu?"sorusu üzerine Avcı, gerek veliler, gerekse de öğrencilerin kılavuzdaki bilgiler doğrultusunda bu yerleştirmelerin nasıl yapılacağını bildiklerini söyledi.

Konuyla doğrudan ilgisi olmayan ve konunun ayrıntısını bilmeyen kişilerin yanlış algı oluşturmaya çalıştığını vurgulayan Avcı, şöyle konuştu:

"Onun için, bu yerleştirme işlemlerinin nasıl yapılacağını hatırlayalım:  Öğrenciler şu anda gitmek istedikleri ortaöğretim kurumları, yani gitmek istedikleri liseler için tercihlerini yapıyor. Öğrenciler bu tercihlerini yaparken önce A listesinden 15 tane okul seçiyorlar. Kendi puanlarına ve yüzdelik dilimlerine bakıyorlar; girmek istedikleri, tercih ettikleri okulların geçmiş yıllarda hangi yüzdelik dilimlerinden, hangi puanlarla öğrenci aldığına bakıyorlar ve ona göre kendilerince en uygun olan 15 okulu işaretliyorlar. Öğrenciler şu anda A listesinden 15 tane okulu seçiyorlar, burada hiç bir sınırlama yok. Her öğrenci, kendi durumuna uygun olarak Türkiye'nin herhangi bir yerindeki, herhangi bir okulu işaretleyebilir veya kendi yakın çevresinden, kendi arzu ettiği okul türünden, kendince uygun gördüğü 15 okulu işaretleyebilir.

Diyelim ki öğrenci, bu işaretlediği 15 okuldan hiçbirine giremiyor, puanı onlardan herhangi birisine yerleşmesine yetmiyor. O zaman bu ihtimale binaen, biz bütün öğrencilerimize diyoruz ki siz eğer ilk tercihiniz olan bu 15 okuldan birine yerleşemezseniz, B listesinde okul türlerimiz var, 6 tane okul türü var. Bu okullar; fen lisesi, sosyal bilimler lisesi, anadolu lisesi, anadolu meslek lisesi, anadolu imam hatip lisesi ve çok programlı lise... Diyoruz ki sen A listesindeki 15 tercihinden birisine yerleşemezsen, B listesindeki bu altı okul türünden hangisine yerleşmek istersin? Bu okul türlerinden 4 tanesini işaretle. Böylece bize şunu demiş olacaksın: 'Ben 15 tercihimden birisine yerleşemezsem, beni yakın çevremdeki bu 6 okul türünden şu 4 okul türünden birine, kontenjanı müsait olan birine gönder.' Biz de tercih yaptığın 3 ilçede, işaretlediğin 4 okul türünden hangisinde sana uygun bir boşluk, kontenjan varsa seni oraya otomatik olarak yerleştirelim. Dolayısıyla eğer öğrencinin ilk 15 tercihinde anadolu imam hatip lisesi yoksa veya çok programlı lise yoksa o okullara gitmeyecek demektir.  Altı okul türü arasından kendi işaretlediği dört okul türü arasında da anadolu imam hatip lisesi yoksa oraya da gitmeyecek. Yani anadolu imam hatip lisesi işaretlemezse o okula gitmeyecek."

"Kaydını alıp istediği okula müracaat edebilecek"

Nabi Avcı, ayrıca öğrencilerin, kayıtlar yapıldıktan sonra, eğer okullarda hala kontenjan boşluğu varsa, daha önce kaydını yaptırdığı okuldan kaydını alıp, daha çok tercih ettiği ve boş kontenjanı olan bir okula da müracaat edebileceğini söyledi.

Bu durumda, o okuldaki boş kontenjanlar için müracaat eden öğrenciler arasında sıralama yapılacağını anlatan Avcı, "Diyelim ki bir fen lisesinde 5 tane kontenjan açığı var; oraya daha önce, ister imam hatibe, ister çok programlı liseye, ister herhangi bir anadolu lisesine, ister sosyal bilimler lisesine kaydını yaptırmış olsun, boş kontenjan olan okula kaydını aldırmak için her öğrenci müracaat edebilir. Boş 5 kontenjanı olan okula kaydını aldırmak için müracaat eden öğrenci sayısı diyelim 5'den fazla, mesela 10 ise, onları da kendi puanlarına göre sıraya koyup, en yüksek puanı olan 5 öğrenci o okula kaydını aldırabilecek" diye konuştu.

Nabi Avcı, şunları kaydetti:

"Kamuoyunda şöyle bir algı oluşturulmaya çalışılıyor: Sanki imam hatip okulları; hiç kimsenin gönüllü olarak gitmediği, aslında tercih etmediği ve Milli Eğitim Bakanlığı'nın zorla öğrencileri yönlendirdiği okullar. Hayır, durum öyle değil. İmam hatip okullarına ciddi bir talep var. Mesela İstanbul'da imam hatip okullarına gitmek isteyen öğrencilere yer bulmakta zorlanıyoruz. Bırakın dışarıdan istemeyen öğrenciyi oraya getirip zorla kaydettirmeyi, kendisi veya ailesi imam hatip okulunu istediği halde kaydını yapamadığımız öğrenciler var. Bu sadece İstanbul'da böyle değil, pek çok yerde de aynı.

Sanki imam hatip okullarında çok boş kontenjanlar varmış da biz oraları doldurmak için, hiç istemeyen öğrencileri yönlendiriyormuşuz gibi bir algı oluşturuluyor. Bu, yanlış bir algıdır. Kaldı ki 15 tercihinin içinde yoksa, B listesindeki 4 okul türü arasında da yoksa, imam hatip lisesine nasıl otomatikman gidecek öğrenci?"

"Kafa karışıklığı oluşturma gayretleri"

"Öğrencinin 15 tercihine yerleşememesi nasıl olabilir?" sorusu üzerine Avcı, "öğrencinin puanıyla mütenasip, yani puanıyla uyumlu olmayan, o puanla giremeyeceği belli olan okulları, yani daha yüksek puanla öğrenci alan okulları yazdığı zaman o okullara yerleşemeyeceğini" kaydetti. Avcı, illerde yaptıkları bilgilendirme toplantılarında tercihlerin nasıl yapılacağını açıkladıklarını, medyada da bu konuda geniş bilgilendirme olduğunu belirterek, "Öğrenci kendi puanını biliyor, okulların geçmiş yıllardaki eşiklerini biliyor, buna göre tercihini yapacak" dedi.

Nabi Avcı, şu anda tercih yapan öğrenci ve velilerin 15 tercihi nasıl yapmaları gerektiğini bildiklerini ifade ederek, "Bunu öğretmenlerimiz de okul yöneticilerimiz de biliyor. Onlar da tercihini yaparken öğrencileri uyarıyor. 'Bak sen buraya, şu puanla bunu yazmışsın ama bu okulun puanı yüksek, daha gerçekçi bir tercihle puanına uygun olan bir okulu yaz' diye uyarıyor. Buradaki sıkıntı; bazı medya organlarının, konuyla hiç ilgisi olmayan kesimlerin; TEOG'un, yerleştirmeye esas puanın, yüzdelik dilimin ne olduğunu bilmeyen farklı yaş grubundaki çocukları ve ailelerini tedirgin eden bir kafa karışıklığı oluşturma gayretleridir. Ama şu anda tercih yapan çocuklar da aileler de meselenin aslını artık biliyorlar" şeklinde konuştu.

> Bakan Avcı’dan liselere yerleştirmelerle ilgili açıklama

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, öğrencilerin, kayıtlar yapıldıktan sonra, eğer okullarda hala kontenjan boşluğu varsa, daha önce kaydını yaptırdığı okuldan kaydını alıp, daha çok tercih ettiği ve boş kontenjanı olan bir okula da müracaat edebileceğini söyledi.

Avcı, AA muhabirinin "öğrencilerin, 2014 yılı Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş Sistemi (TEOG) tercihleriyle ilgili" sorularını yanıtladı.

"Kamuoyunda öğrencilerin tercih yaptıkları okula girememeleri halinde, istemedikleri halde evlerine en yakın imam hatip okullarına girmek zorunda kalacakları yönünde bir algı var. Bu doğru mu?"sorusu üzerine Avcı, gerek veliler, gerekse de öğrencilerin kılavuzdaki bilgiler doğrultusunda bu yerleştirmelerin nasıl yapılacağını bildiklerini söyledi.

Konuyla doğrudan ilgisi olmayan ve konunun ayrıntısını bilmeyen kişilerin yanlış algı oluşturmaya çalıştığını vurgulayan Avcı, şöyle konuştu:

"Onun için, bu yerleştirme işlemlerinin nasıl yapılacağını hatırlayalım:  Öğrenciler şu anda gitmek istedikleri ortaöğretim kurumları, yani gitmek istedikleri liseler için tercihlerini yapıyor. Öğrenciler bu tercihlerini yaparken önce A listesinden 15 tane okul seçiyorlar. Kendi puanlarına ve yüzdelik dilimlerine bakıyorlar; girmek istedikleri, tercih ettikleri okulların geçmiş yıllarda hangi yüzdelik dilimlerinden, hangi puanlarla öğrenci aldığına bakıyorlar ve ona göre kendilerince en uygun olan 15 okulu işaretliyorlar. Öğrenciler şu anda A listesinden 15 tane okulu seçiyorlar, burada hiç bir sınırlama yok. Her öğrenci, kendi durumuna uygun olarak Türkiye'nin herhangi bir yerindeki, herhangi bir okulu işaretleyebilir veya kendi yakın çevresinden, kendi arzu ettiği okul türünden, kendince uygun gördüğü 15 okulu işaretleyebilir.

Diyelim ki öğrenci, bu işaretlediği 15 okuldan hiçbirine giremiyor, puanı onlardan herhangi birisine yerleşmesine yetmiyor. O zaman bu ihtimale binaen, biz bütün öğrencilerimize diyoruz ki siz eğer ilk tercihiniz olan bu 15 okuldan birine yerleşemezseniz, B listesinde okul türlerimiz var, 6 tane okul türü var. Bu okullar; fen lisesi, sosyal bilimler lisesi, anadolu lisesi, anadolu meslek lisesi, anadolu imam hatip lisesi ve çok programlı lise... Diyoruz ki sen A listesindeki 15 tercihinden birisine yerleşemezsen, B listesindeki bu altı okul türünden hangisine yerleşmek istersin? Bu okul türlerinden 4 tanesini işaretle. Böylece bize şunu demiş olacaksın: 'Ben 15 tercihimden birisine yerleşemezsem, beni yakın çevremdeki bu 6 okul türünden şu 4 okul türünden birine, kontenjanı müsait olan birine gönder.' Biz de tercih yaptığın 3 ilçede, işaretlediğin 4 okul türünden hangisinde sana uygun bir boşluk, kontenjan varsa seni oraya otomatik olarak yerleştirelim. Dolayısıyla eğer öğrencinin ilk 15 tercihinde anadolu imam hatip lisesi yoksa veya çok programlı lise yoksa o okullara gitmeyecek demektir.  Altı okul türü arasından kendi işaretlediği dört okul türü arasında da anadolu imam hatip lisesi yoksa oraya da gitmeyecek. Yani anadolu imam hatip lisesi işaretlemezse o okula gitmeyecek."

"Kaydını alıp istediği okula müracaat edebilecek"

Nabi Avcı, ayrıca öğrencilerin, kayıtlar yapıldıktan sonra, eğer okullarda hala kontenjan boşluğu varsa, daha önce kaydını yaptırdığı okuldan kaydını alıp, daha çok tercih ettiği ve boş kontenjanı olan bir okula da müracaat edebileceğini söyledi.

Bu durumda, o okuldaki boş kontenjanlar için müracaat eden öğrenciler arasında sıralama yapılacağını anlatan Avcı, "Diyelim ki bir fen lisesinde 5 tane kontenjan açığı var; oraya daha önce, ister imam hatibe, ister çok programlı liseye, ister herhangi bir anadolu lisesine, ister sosyal bilimler lisesine kaydını yaptırmış olsun, boş kontenjan olan okula kaydını aldırmak için her öğrenci müracaat edebilir. Boş 5 kontenjanı olan okula kaydını aldırmak için müracaat eden öğrenci sayısı diyelim 5'den fazla, mesela 10 ise, onları da kendi puanlarına göre sıraya koyup, en yüksek puanı olan 5 öğrenci o okula kaydını aldırabilecek" diye konuştu.

Nabi Avcı, şunları kaydetti:

"Kamuoyunda şöyle bir algı oluşturulmaya çalışılıyor: Sanki imam hatip okulları; hiç kimsenin gönüllü olarak gitmediği, aslında tercih etmediği ve Milli Eğitim Bakanlığı'nın zorla öğrencileri yönlendirdiği okullar. Hayır, durum öyle değil. İmam hatip okullarına ciddi bir talep var. Mesela İstanbul'da imam hatip okullarına gitmek isteyen öğrencilere yer bulmakta zorlanıyoruz. Bırakın dışarıdan istemeyen öğrenciyi oraya getirip zorla kaydettirmeyi, kendisi veya ailesi imam hatip okulunu istediği halde kaydını yapamadığımız öğrenciler var. Bu sadece İstanbul'da böyle değil, pek çok yerde de aynı.

Sanki imam hatip okullarında çok boş kontenjanlar varmış da biz oraları doldurmak için, hiç istemeyen öğrencileri yönlendiriyormuşuz gibi bir algı oluşturuluyor. Bu, yanlış bir algıdır. Kaldı ki 15 tercihinin içinde yoksa, B listesindeki 4 okul türü arasında da yoksa, imam hatip lisesine nasıl otomatikman gidecek öğrenci?"

"Kafa karışıklığı oluşturma gayretleri"

"Öğrencinin 15 tercihine yerleşememesi nasıl olabilir?" sorusu üzerine Avcı, "öğrencinin puanıyla mütenasip, yani puanıyla uyumlu olmayan, o puanla giremeyeceği belli olan okulları, yani daha yüksek puanla öğrenci alan okulları yazdığı zaman o okullara yerleşemeyeceğini" kaydetti. Avcı, illerde yaptıkları bilgilendirme toplantılarında tercihlerin nasıl yapılacağını açıkladıklarını, medyada da bu konuda geniş bilgilendirme olduğunu belirterek, "Öğrenci kendi puanını biliyor, okulların geçmiş yıllardaki eşiklerini biliyor, buna göre tercihini yapacak" dedi.

Nabi Avcı, şu anda tercih yapan öğrenci ve velilerin 15 tercihi nasıl yapmaları gerektiğini bildiklerini ifade ederek, "Bunu öğretmenlerimiz de okul yöneticilerimiz de biliyor. Onlar da tercihini yaparken öğrencileri uyarıyor. 'Bak sen buraya, şu puanla bunu yazmışsın ama bu okulun puanı yüksek, daha gerçekçi bir tercihle puanına uygun olan bir okulu yaz' diye uyarıyor. Buradaki sıkıntı; bazı medya organlarının, konuyla hiç ilgisi olmayan kesimlerin; TEOG'un, yerleştirmeye esas puanın, yüzdelik dilimin ne olduğunu bilmeyen farklı yaş grubundaki çocukları ve ailelerini tedirgin eden bir kafa karışıklığı oluşturma gayretleridir. Ama şu anda tercih yapan çocuklar da aileler de meselenin aslını artık biliyorlar" şeklinde konuştu.

Son Güncelleme: Perşembe, 07 Ağustos 2014 12:17

Gösterim: 2030

2014-2015 eğitim-öğretim yılında özel okula devam edecek 250 bin öğrenciye 2 bin 500 TL ile 3 bin 500 TL arasında değişecek eğitim-öğretim desteği verilmesi kararlaştırıldı.

2014-2015 eğitim-öğretim yılında özel okula devam edecek 250 bin öğrenciye eğitim-öğretim desteği verilmesi kararlaştırıldı.

Öğrenci başına verilecek destekler, 2 bin 500 TL ile 3 bin 500 TL arasında değişecek. Okul öncesi kurumlarına gidecek öğrencilere 2 bin 500, özel ilkokullara gidecek öğrencilere 3 bin TL, özel ortaokul ve liselere gideceklere de yıllık 3 bin 500 TL ödeme yapılacak. Dershanelerden özel okula dönüşecek temel liselere devam edeceklere de verilecek eğitim öğretim desteği 3 bin TL olarak belirlendi.

MEB ile Maliye Bakanlığınca hazırlanan "2014-2015 eğitim ve öğretim yılında özel okullarda öğrenim görecek öğrenciler için eğitim ve öğretim desteği verilmesine ilişkin tebliğ" Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Tebliğe göre, 2014-2015 eğitim öğretim yılında özel okul öncesi eğitim, ilkokul, ortaokul ve ortaöğretim okullarına devam eden 250 bin öğrenciye eğitim ve öğretim desteği verilecek. Okul öncesi ve ilkokullara 50'şer bin, ortaokul ve liselere 75'er bin olmak üzere toplam 250 bin öğrenci desteklerden yararlanacak.

Eğitim öğretim desteği verilen okul türleri, destek tutarları ve öğrenci sayıları şöyle:

Okul Türü

Destek Tutarı (TL)  

Destek Verilecek Öğrenci Sayısı

1  

Okul Öncesi Eğitim Kurumu

2.500

50.000

2  

İlkokul

3.000

50.000

3  

Ortaokul

3.500

75.000

4  

Lise

3.500


75.000

5  

Temel Lise

3.000

Toplam

250.000

İllere göre eğitim ve öğretim desteği verilecek okul kademe ve türleri, öğrenci sayısı, öğrenci ve okul seçilmesine ilişkin ölçütler ile diğer ilgili hususlar Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yayımlanacak kılavuzda belirtilecek. Sosyo-ekonomik gelişmişlik seviyelerine göre eğitim ve öğretim desteği verilecek öğrencilerin illere dağıtımında ise tabloda yer alan katsayılar kullanılacak.

Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Seviyeleri Katsayıları

Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Seviyesi   

Katsayı

1. Bölge

0,95

2. Bölge

0,95

3. Bölge

1,00

4. Bölge

1,00

5. Bölge

1,20

6. Bölge

1,30

 

Okul öncesi eğitime devam eden öğrencilerden 48-66 ay yaş grubunda olanlar eğitim öğretim desteğinden yararlanabilecek. İllere okul türlerine göre ayrılan öğrenci kontenjanından az talep gelmesi durumunda MEB, boş kalan kontenjanları aynı okul türünden talebin fazla olduğu illerde kullanabilecek. Eğitim öğretim desteği, Milli Eğitim Bakanlığı bütçesine bu amaçla konulan ödenekten karşılanacak. Ödemeye ilişkin usulleri belirlemeye MEB yetkili olacak.

Kanunda ne hükümler bulunuyordu?

Tebliğde, 8 Şubat 2007 tarihli ve 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu'nun Ek 1'inci maddesinin ikinci, üçüncü, dördüncü, beşinci ve sekizinci fıkraları hatırlatılarak, kanun kapsamında örgün eğitim yapan özel ilkokul, özel ortaokul ve özel liselerde öğrenim gören Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı öğrenciler için, resmi okullarda öğrenim gören bir öğrencinin okul türüne göre her kademede okulun öğrenim süresini aşmamak üzere, eğitim ve öğretim desteği verilebileceği hükmüne yer verildi. Tebliğde ayrıca kanunda yer alan eğitim ve öğretim desteğinden özel okul öncesi eğitim kurumlarından eğitim alanlar da, 48-66 ay arasında olmak şartıyla en fazla bir eğitim-öğretim yılı süresince yararlandırılabileceği hükmünün bulunduğu da anımsatıldı.

Kanunun eğitim öğretim desteği verilmesine ilişkin diğer hükümleri şöyle:

"Eğitim ve öğretim desteği, Bakanlıkça eğitim kademelerine göre her bir derslik için belirlenen asgari öğrenci sayısının üzerinde ve her halükarda derslik başına belirlenen azami öğrenci sayısını geçmemek üzere verilebilir. Eğitim ve öğretim desteği verilecek toplam öğrenci sayısı her yıl Maliye Bakanlığı ve Bakanlıkça müştereken belirlenir.

Eğitim ve öğretim desteği; yörenin kalkınmada öncelik derecesi ve gelişmişlik durumu, öğrencinin ailesinin gelir düzeyi, eğitim bölgesinin öğrenci sayısı, desteklenen öğrenci ve öğrencinin gideceği okulun başarı seviyeleri ile öncelikli öğrenciler gibi ölçütler ayrı ayrı veya birlikte dikkate alınarak verilebilir.

Söz konusu eğitim öğretim hizmetini sunan veya yararlananların, gerçek dışı beyanda bulunmak suretiyle fazladan ödemeye sebebiyet vermeleri durumunda bu tutarların, ödemenin yapıldığı tarihten itibaren 6183 sayılı Kanun'un 51'inci maddesine göre hesaplanacak gecikme zammı ile birlikte bir ay içinde ödenmesi, yapılacak tebligatla sebebiyet verenlerden istenir. Bu süre içinde ödenmemesi hâlinde bu tutarlar, anılan Kanun hükümlerine göre Maliye Bakanlığına bağlı vergi daireleri tarafından takip ve tahsil edilir. Bu fiillerin tekrarı hâlinde, ayrıca kurum açma izinleri iptal edilir.

Bu madde kapsamında Bakanlıkta istihdam edileceklerde aranacak şartlar, eğitim ve öğretim desteğinin verilmesine ilişkin ölçütler, desteğin verileceği eğitim kurumu türleri, eğitim kademeleri ve kurumlar itibarıyla verilecek destek tutarları, eğitim ve öğretim desteğinin kontrol ve denetimi ile bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esaslar Maliye Bakanlığı ve Bakanlıkça müştereken hazırlanan yönetmelikle belirlenir.”

Diğer taraftan 5580 sayılı Kanun hükümleri doğrultusunda; 23 Ekim 2012 tarihli ve 28450 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği'nin  Ek 2'nci maddesinin birinci fıkrasında “Kanun'un Ek-1'inci maddesine göre her yıl temmuz ayında Maliye Bakanlığı ile müştereken hazırlanacak olan tebliğde illere göre belirlenen sayıdaki öğrenciler için Ek-10’da yer alan okul türleri ve gruplarına göre eğitim ve öğretim desteği verilebilir. Tebliğde; her bir öğrenci için verilebilecek eğitim öğretim desteği tutarı resmi okullarda öğrenim gören bir öğrencinin okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve liselerde Devlete maliyetinin bir buçuk katını geçmemek üzere, bir önceki yılın verileri esas alınarak belirlenir” hükmü bulunuyor.

> Özel okula gidecek öğrenciye devlet desteği

2014-2015 eğitim-öğretim yılında özel okula devam edecek 250 bin öğrenciye 2 bin 500 TL ile 3 bin 500 TL arasında değişecek eğitim-öğretim desteği verilmesi kararlaştırıldı.

2014-2015 eğitim-öğretim yılında özel okula devam edecek 250 bin öğrenciye eğitim-öğretim desteği verilmesi kararlaştırıldı.

Öğrenci başına verilecek destekler, 2 bin 500 TL ile 3 bin 500 TL arasında değişecek. Okul öncesi kurumlarına gidecek öğrencilere 2 bin 500, özel ilkokullara gidecek öğrencilere 3 bin TL, özel ortaokul ve liselere gideceklere de yıllık 3 bin 500 TL ödeme yapılacak. Dershanelerden özel okula dönüşecek temel liselere devam edeceklere de verilecek eğitim öğretim desteği 3 bin TL olarak belirlendi.

MEB ile Maliye Bakanlığınca hazırlanan "2014-2015 eğitim ve öğretim yılında özel okullarda öğrenim görecek öğrenciler için eğitim ve öğretim desteği verilmesine ilişkin tebliğ" Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Tebliğe göre, 2014-2015 eğitim öğretim yılında özel okul öncesi eğitim, ilkokul, ortaokul ve ortaöğretim okullarına devam eden 250 bin öğrenciye eğitim ve öğretim desteği verilecek. Okul öncesi ve ilkokullara 50'şer bin, ortaokul ve liselere 75'er bin olmak üzere toplam 250 bin öğrenci desteklerden yararlanacak.

Eğitim öğretim desteği verilen okul türleri, destek tutarları ve öğrenci sayıları şöyle:

Okul Türü

Destek Tutarı (TL)  

Destek Verilecek Öğrenci Sayısı

1  

Okul Öncesi Eğitim Kurumu

2.500

50.000

2  

İlkokul

3.000

50.000

3  

Ortaokul

3.500

75.000

4  

Lise

3.500


75.000

5  

Temel Lise

3.000

Toplam

250.000

İllere göre eğitim ve öğretim desteği verilecek okul kademe ve türleri, öğrenci sayısı, öğrenci ve okul seçilmesine ilişkin ölçütler ile diğer ilgili hususlar Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yayımlanacak kılavuzda belirtilecek. Sosyo-ekonomik gelişmişlik seviyelerine göre eğitim ve öğretim desteği verilecek öğrencilerin illere dağıtımında ise tabloda yer alan katsayılar kullanılacak.

Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Seviyeleri Katsayıları

Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Seviyesi   

Katsayı

1. Bölge

0,95

2. Bölge

0,95

3. Bölge

1,00

4. Bölge

1,00

5. Bölge

1,20

6. Bölge

1,30

 

Okul öncesi eğitime devam eden öğrencilerden 48-66 ay yaş grubunda olanlar eğitim öğretim desteğinden yararlanabilecek. İllere okul türlerine göre ayrılan öğrenci kontenjanından az talep gelmesi durumunda MEB, boş kalan kontenjanları aynı okul türünden talebin fazla olduğu illerde kullanabilecek. Eğitim öğretim desteği, Milli Eğitim Bakanlığı bütçesine bu amaçla konulan ödenekten karşılanacak. Ödemeye ilişkin usulleri belirlemeye MEB yetkili olacak.

Kanunda ne hükümler bulunuyordu?

Tebliğde, 8 Şubat 2007 tarihli ve 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu'nun Ek 1'inci maddesinin ikinci, üçüncü, dördüncü, beşinci ve sekizinci fıkraları hatırlatılarak, kanun kapsamında örgün eğitim yapan özel ilkokul, özel ortaokul ve özel liselerde öğrenim gören Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı öğrenciler için, resmi okullarda öğrenim gören bir öğrencinin okul türüne göre her kademede okulun öğrenim süresini aşmamak üzere, eğitim ve öğretim desteği verilebileceği hükmüne yer verildi. Tebliğde ayrıca kanunda yer alan eğitim ve öğretim desteğinden özel okul öncesi eğitim kurumlarından eğitim alanlar da, 48-66 ay arasında olmak şartıyla en fazla bir eğitim-öğretim yılı süresince yararlandırılabileceği hükmünün bulunduğu da anımsatıldı.

Kanunun eğitim öğretim desteği verilmesine ilişkin diğer hükümleri şöyle:

"Eğitim ve öğretim desteği, Bakanlıkça eğitim kademelerine göre her bir derslik için belirlenen asgari öğrenci sayısının üzerinde ve her halükarda derslik başına belirlenen azami öğrenci sayısını geçmemek üzere verilebilir. Eğitim ve öğretim desteği verilecek toplam öğrenci sayısı her yıl Maliye Bakanlığı ve Bakanlıkça müştereken belirlenir.

Eğitim ve öğretim desteği; yörenin kalkınmada öncelik derecesi ve gelişmişlik durumu, öğrencinin ailesinin gelir düzeyi, eğitim bölgesinin öğrenci sayısı, desteklenen öğrenci ve öğrencinin gideceği okulun başarı seviyeleri ile öncelikli öğrenciler gibi ölçütler ayrı ayrı veya birlikte dikkate alınarak verilebilir.

Söz konusu eğitim öğretim hizmetini sunan veya yararlananların, gerçek dışı beyanda bulunmak suretiyle fazladan ödemeye sebebiyet vermeleri durumunda bu tutarların, ödemenin yapıldığı tarihten itibaren 6183 sayılı Kanun'un 51'inci maddesine göre hesaplanacak gecikme zammı ile birlikte bir ay içinde ödenmesi, yapılacak tebligatla sebebiyet verenlerden istenir. Bu süre içinde ödenmemesi hâlinde bu tutarlar, anılan Kanun hükümlerine göre Maliye Bakanlığına bağlı vergi daireleri tarafından takip ve tahsil edilir. Bu fiillerin tekrarı hâlinde, ayrıca kurum açma izinleri iptal edilir.

Bu madde kapsamında Bakanlıkta istihdam edileceklerde aranacak şartlar, eğitim ve öğretim desteğinin verilmesine ilişkin ölçütler, desteğin verileceği eğitim kurumu türleri, eğitim kademeleri ve kurumlar itibarıyla verilecek destek tutarları, eğitim ve öğretim desteğinin kontrol ve denetimi ile bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esaslar Maliye Bakanlığı ve Bakanlıkça müştereken hazırlanan yönetmelikle belirlenir.”

Diğer taraftan 5580 sayılı Kanun hükümleri doğrultusunda; 23 Ekim 2012 tarihli ve 28450 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği'nin  Ek 2'nci maddesinin birinci fıkrasında “Kanun'un Ek-1'inci maddesine göre her yıl temmuz ayında Maliye Bakanlığı ile müştereken hazırlanacak olan tebliğde illere göre belirlenen sayıdaki öğrenciler için Ek-10’da yer alan okul türleri ve gruplarına göre eğitim ve öğretim desteği verilebilir. Tebliğde; her bir öğrenci için verilebilecek eğitim öğretim desteği tutarı resmi okullarda öğrenim gören bir öğrencinin okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve liselerde Devlete maliyetinin bir buçuk katını geçmemek üzere, bir önceki yılın verileri esas alınarak belirlenir” hükmü bulunuyor.

Son Güncelleme: Perşembe, 07 Ağustos 2014 10:03

Gösterim: 2375

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, dün TBMM Genel Kurul'da görüşülen ve kamuoyunda "Torba Kanun Tasarısı"na ilişkin kabul edilen maddeler arasında Mili Eğitim Bakanlığı için de bir madde bulunduğunu belirterek, "Haziranda yaptığımız sınavlarla ilgili varsa yargıya gitmek isteyenler buyursun gitsinler ama mahkemelerde 45 gün içerisinde işi sonuçlandırsın ki çocuklarımız okullarına başlamadan önce nihai yargı kararını alalım ve uygulayalım. Onun için dün öyle bir yasa maddesini meclisimiz kabul etti" dedi. 

Bakan Avcı, Bilecik Belediye Başkanı Selim Yağcı'yı ziyaretinde yaptığı konuşmada, son 12 yılda AK Parti hükümeti döneminde, başka pek çok il gibi Bilecik'inde geçmiş yılların ihmallerinden kaynaklanan açıkları kapatmak için ciddi bir mesafe aldığını ve daha da alacağını söyledi.

AK Parti'nin iktidara geldiği zaman 8 yaşında olan çocukların bugün oy kullanma çağına geldiğini dile getiren Bakan Avcı, şöyle konuştu: 

"Bu çocuklar, gençler, bundan öncesini bilmiyorlar. 2002, 2003'den önce yollar, hastaneler, okullar ne durumdaydı, bunları gençler bilmiyorlar. Onları yaşamadılar. Onları biz yaşadık. gençlerimiz çok şükür o günleri yaşamadılar, bundan sonra da yaşamasınlar. Ama, Gülümbe rampasının da her zaman böyle güzel olmadığını onlar bilsinler. Onlara bunu başa kakmadan, güzel, güzel anlatmamız lazım. AK Parti'nin sağlık, ulaşım, güvenlik, adalet, eğitim de ne yaptığını Bilecik'te, Pazaryeri'nde, Bozüyük'te ne yaptığını tane, tane, bıkmadan usanmadan anlatmamız gerekiyor. Bilecik eğitim bakımından Türkiye ortalamasının üzerinde. Biz üniversiteye giriş başarı sıralaması uygulamasında illerimizin durumlarını açıklamıyoruz. 'İller arasında gereksiz bir rekabet duygusuna yol açmasın' diye. Açıklamamamızın bir sebebi daha var. Son üniversiteye giriş sıralamalarında Milli Eğitim Bakanı olarak açıkladığınız taktirde insanlarımız, ya ne oluyor diyeceği Bilecik ve Eskişehir çok üst sıralarda yer aldı. Onun için açıklamadık, yanlış anlaşılır diye ama çok şükür Bilecik üniversite girişlerinde çok iyi durumda, eğitim alt yapısında da çok iyi durumda."

Dün TBMM'de, kamuoyunda "Torba Kanun Tasarısı" olarak bilinen İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın kabul edilen maddeleri arasında Mili Eğitim Bakanlığı için bir madde bulunduğunu ve bunun kabul edildiğini anlatan Bakan Avcı, şu ifadeleri kullandı: 

"Milli Eğitim Bakanlığı'nın ve ÖSYM'nin yaptığı sınavların mahkeme süreci ile ilgili bir maddeydi. Biliyorsunuz daha önce haziran ayında yaptığımız 6 ay sonra çocuklar okula başladıktan sonra yürütmeyi durdurma kararı verildi, benzer süreçleri başka sınavlar ile ilgili ortalığı karıştırmak için bunu iyi bir araç olarak değerlendiriyorlar onun için bir yasal düzenleme yapıyoruz. Bundan sonra Milli Eğitim Bakanlığı'nın yaptığı sınavlarla ilgili eğer mahkemeye müracaat edilecekse 10 gün içinde müracaat edilsin, mahkeme belli bir süre içerisinde esastan görüşerek karar versin."

"Temyiz süresini 15 gün de sınırlandıralım"

"Yürütmeyi durdurma kararı verirse, Milli Eğitim Bakanlığı olarak işi uzatmamak için itiraz etmeyeceğiz" diyen Bakan Avcı, şöyle devam etti:

"Temyiz süresini de 15 gün de sınırlandıralım. Böylece haziranda yaptığımız sınavlarla ilgili varsa yargıya gitmek isteyenler buyursun gitsinler ama mahkemelerde 45 gün içerisinde işi sonuçlandırsın ki çocuklarımız okullarına başlamadan önce nihai yargı kararını alalım ve uygulayalım. Onun için dün öyle bir yasa maddesini meclisimiz (TBMM) kabul etti. İnşallah önümüzdeki dönemde artık, mahkemeler üzerinden velileri, milyonlarca öğrenciyi tedirgin etmeye yönelik tezgahları da böylece inşallah boşa çıkarmış olacağız."

Bakan Avcı'ya ziyarette AK Parti Bilecik Milletvekili Fahrettin Poyraz eşlik etti.

> TBMM’de MEB ve ÖSYM ile ilgili o madde kabul edildi

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, dün TBMM Genel Kurul'da görüşülen ve kamuoyunda "Torba Kanun Tasarısı"na ilişkin kabul edilen maddeler arasında Mili Eğitim Bakanlığı için de bir madde bulunduğunu belirterek, "Haziranda yaptığımız sınavlarla ilgili varsa yargıya gitmek isteyenler buyursun gitsinler ama mahkemelerde 45 gün içerisinde işi sonuçlandırsın ki çocuklarımız okullarına başlamadan önce nihai yargı kararını alalım ve uygulayalım. Onun için dün öyle bir yasa maddesini meclisimiz kabul etti" dedi. 

Bakan Avcı, Bilecik Belediye Başkanı Selim Yağcı'yı ziyaretinde yaptığı konuşmada, son 12 yılda AK Parti hükümeti döneminde, başka pek çok il gibi Bilecik'inde geçmiş yılların ihmallerinden kaynaklanan açıkları kapatmak için ciddi bir mesafe aldığını ve daha da alacağını söyledi.

AK Parti'nin iktidara geldiği zaman 8 yaşında olan çocukların bugün oy kullanma çağına geldiğini dile getiren Bakan Avcı, şöyle konuştu: 

"Bu çocuklar, gençler, bundan öncesini bilmiyorlar. 2002, 2003'den önce yollar, hastaneler, okullar ne durumdaydı, bunları gençler bilmiyorlar. Onları yaşamadılar. Onları biz yaşadık. gençlerimiz çok şükür o günleri yaşamadılar, bundan sonra da yaşamasınlar. Ama, Gülümbe rampasının da her zaman böyle güzel olmadığını onlar bilsinler. Onlara bunu başa kakmadan, güzel, güzel anlatmamız lazım. AK Parti'nin sağlık, ulaşım, güvenlik, adalet, eğitim de ne yaptığını Bilecik'te, Pazaryeri'nde, Bozüyük'te ne yaptığını tane, tane, bıkmadan usanmadan anlatmamız gerekiyor. Bilecik eğitim bakımından Türkiye ortalamasının üzerinde. Biz üniversiteye giriş başarı sıralaması uygulamasında illerimizin durumlarını açıklamıyoruz. 'İller arasında gereksiz bir rekabet duygusuna yol açmasın' diye. Açıklamamamızın bir sebebi daha var. Son üniversiteye giriş sıralamalarında Milli Eğitim Bakanı olarak açıkladığınız taktirde insanlarımız, ya ne oluyor diyeceği Bilecik ve Eskişehir çok üst sıralarda yer aldı. Onun için açıklamadık, yanlış anlaşılır diye ama çok şükür Bilecik üniversite girişlerinde çok iyi durumda, eğitim alt yapısında da çok iyi durumda."

Dün TBMM'de, kamuoyunda "Torba Kanun Tasarısı" olarak bilinen İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın kabul edilen maddeleri arasında Mili Eğitim Bakanlığı için bir madde bulunduğunu ve bunun kabul edildiğini anlatan Bakan Avcı, şu ifadeleri kullandı: 

"Milli Eğitim Bakanlığı'nın ve ÖSYM'nin yaptığı sınavların mahkeme süreci ile ilgili bir maddeydi. Biliyorsunuz daha önce haziran ayında yaptığımız 6 ay sonra çocuklar okula başladıktan sonra yürütmeyi durdurma kararı verildi, benzer süreçleri başka sınavlar ile ilgili ortalığı karıştırmak için bunu iyi bir araç olarak değerlendiriyorlar onun için bir yasal düzenleme yapıyoruz. Bundan sonra Milli Eğitim Bakanlığı'nın yaptığı sınavlarla ilgili eğer mahkemeye müracaat edilecekse 10 gün içinde müracaat edilsin, mahkeme belli bir süre içerisinde esastan görüşerek karar versin."

"Temyiz süresini 15 gün de sınırlandıralım"

"Yürütmeyi durdurma kararı verirse, Milli Eğitim Bakanlığı olarak işi uzatmamak için itiraz etmeyeceğiz" diyen Bakan Avcı, şöyle devam etti:

"Temyiz süresini de 15 gün de sınırlandıralım. Böylece haziranda yaptığımız sınavlarla ilgili varsa yargıya gitmek isteyenler buyursun gitsinler ama mahkemelerde 45 gün içerisinde işi sonuçlandırsın ki çocuklarımız okullarına başlamadan önce nihai yargı kararını alalım ve uygulayalım. Onun için dün öyle bir yasa maddesini meclisimiz (TBMM) kabul etti. İnşallah önümüzdeki dönemde artık, mahkemeler üzerinden velileri, milyonlarca öğrenciyi tedirgin etmeye yönelik tezgahları da böylece inşallah boşa çıkarmış olacağız."

Bakan Avcı'ya ziyarette AK Parti Bilecik Milletvekili Fahrettin Poyraz eşlik etti.

Son Güncelleme: Perşembe, 07 Ağustos 2014 12:09

Gösterim: 1716

MEB'in hazırladığı "Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi" ders kitabında, cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, seçimden önce cumhurbaşkanı olarak yer aldığı iddialarının asılsız olduğu bildirildi.

Milli Eğitim Bakanlığı'ndan (MEB) yapılan açıklamada, bazı internet sitelerinde, Erdoğan'ın henüz cumhurbaşkanı seçilmemesine rağmen "Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi" isimli ders kitabında 12. cumhurbaşkanı olarak gösterildiği yönünde iddialar bulunduğu ifade edildi.

Ortaöğretim kurumlarında "Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi" adında bir ders ve kitabının bulunmadığına dikkat çekilerek, dersin adının "T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük" olduğu vurgulandı.

"T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük" 8. sınıf ders kitabının, 14 Şubat 2008 tarih ve 114 sayılı Kurul Kararı ile kabul edildiği, bu kitapta bu tarih sonrasında hiçbir değişiklik yapılmadığı bildirildi.

"T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük" ortaöğretim ders kitabının ise 8 Aralık 2011 tarih ve 261 sayılı Kurul Kararı ile kabul edildiği ve bu kitapta da bu tarihten sonra hiçbir değişikliğe gidilmediği belirtildi.

MEB tarafından şu anda yazımı devam eden veya yazımı tamamlanıp inceleme aşamasında olan "T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük dersine ait bir kitabın bulunmadığının altı çizilerek,  "Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, seçimden önce, Bakanlığımızca hazırlanan 'Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi' isimli ders kitabında cumhurbaşkanı olarak yer aldığı iddiaları asılsız bir haber olup, tamamıyla iftiradan ibarettir. Kaldı ki söz konusu iddiayla birlikte medyada yer alan görselde dersin adı dahi yanlış yazılmıştır" denildi.

> MEB, Erdoğan’la ilgili o iddiayı yalanladı

MEB'in hazırladığı "Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi" ders kitabında, cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, seçimden önce cumhurbaşkanı olarak yer aldığı iddialarının asılsız olduğu bildirildi.

Milli Eğitim Bakanlığı'ndan (MEB) yapılan açıklamada, bazı internet sitelerinde, Erdoğan'ın henüz cumhurbaşkanı seçilmemesine rağmen "Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi" isimli ders kitabında 12. cumhurbaşkanı olarak gösterildiği yönünde iddialar bulunduğu ifade edildi.

Ortaöğretim kurumlarında "Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi" adında bir ders ve kitabının bulunmadığına dikkat çekilerek, dersin adının "T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük" olduğu vurgulandı.

"T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük" 8. sınıf ders kitabının, 14 Şubat 2008 tarih ve 114 sayılı Kurul Kararı ile kabul edildiği, bu kitapta bu tarih sonrasında hiçbir değişiklik yapılmadığı bildirildi.

"T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük" ortaöğretim ders kitabının ise 8 Aralık 2011 tarih ve 261 sayılı Kurul Kararı ile kabul edildiği ve bu kitapta da bu tarihten sonra hiçbir değişikliğe gidilmediği belirtildi.

MEB tarafından şu anda yazımı devam eden veya yazımı tamamlanıp inceleme aşamasında olan "T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük dersine ait bir kitabın bulunmadığının altı çizilerek,  "Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, seçimden önce, Bakanlığımızca hazırlanan 'Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi' isimli ders kitabında cumhurbaşkanı olarak yer aldığı iddiaları asılsız bir haber olup, tamamıyla iftiradan ibarettir. Kaldı ki söz konusu iddiayla birlikte medyada yer alan görselde dersin adı dahi yanlış yazılmıştır" denildi.

Son Güncelleme: Çarşamba, 06 Ağustos 2014 11:52

Gösterim: 1591


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.