Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Milli Eğitim Bakanı Avcı, "Hedefimiz erken eğitim çağındaki bütün çocuklarımızın nitelikli erken eğitim imkanlarından yararlanmasını sağlamak" dedi.
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Okul Öncesi Eğitimin Güçlendirilmesi Projesi'nin kapanış töreninde şunları kaydetti:
"Gerek ulusal gerek uluslararası paydaşlarımızla karşılıklı birçok kazanım edindik. Bugün AB ülkelerinde okul öncesi eğitimdeki okullaşma oranı yüzde 93'e yakın. Biz de ise bu oran son 3 yılda yüzde 38'den yüzde 64'e yükseldi. Hedefimiz erken eğitim çağındaki bütün çocuklarımızın nitelikli erken eğitim imkanlarından yararlanmasını sağlamak. Nitelikli erken eğitime erişmek yalnızca o çocuğun hayatında köklü değişiklikler oluşturmuyor. Eğitimine erken çocukluk çağında başlayan bir nesil, zihinsel ve sosyal becerileri gelişmiş sosyal bir ülke nüfusuna dönüşüyor."
Belediyelerin okul öncesi eğitim hizmetleri
Erken eğitime yapılan her yatırımın Türkiye'nin aydınlık geleceğe sahip olması için yapılan yatırım olduğuna dikkati çeken Avcı, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Tecrübelerimiz gösteriyor ki, sektörler arası işbirliğinin oluşturulması okul öncesi alandaki hizmetlerin geliştirilmesinde çok önemli bir ihtiyaç. Belediyeleri okul öncesi eğitim hizmetlerinin yaygınlaştırılmasında ve özellikle toplum temelli erken çocukluk hizmet modellerinin yaygınlaştırılmasında güçlü bir paydaş olarak görüyoruz. Belediyelerimiz siyasi parti anlayışlarından bağımsız olarak, önceliği çocuk haklarına ve çocukların ihtiyaçlarını en üst düzeyda sağlama konusuna vermeli, proje kapsamında uzmanlar tarafından geliştirilmiş esnek, düşük maliyetli ancak son derece etkin modelleri uygulamak için işbirliği yapmalıdır."
Yardımcı eleman desteği
Avcı, okul öncesi eğitimde görev alan öğretmenlerin özellikle yardımcı eleman ve çalışma süreleri konusundaki sorunlarını ve beklentilerini bildiğini ifade ederek, bu konudaki çalışmalarından dolayı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik'e teşekkür etti.
Avcı, "Toplum Yararına Çalışma Projesi kapsamında yeni alınacak görevlilerin belki tamamını ama çok büyük bir bölümünü bu alanda değerlendirmek üzere Milli Eğitim Bakanlığımıza tahsis edeceği sözünü verdi" ifadelerini kullandı.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Okul Öncesi Eğitim
Milli Eğitim Bakanı Avcı, "Hedefimiz erken eğitim çağındaki bütün çocuklarımızın nitelikli erken eğitim imkanlarından yararlanmasını sağlamak" dedi.
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Okul Öncesi Eğitimin Güçlendirilmesi Projesi'nin kapanış töreninde şunları kaydetti:
"Gerek ulusal gerek uluslararası paydaşlarımızla karşılıklı birçok kazanım edindik. Bugün AB ülkelerinde okul öncesi eğitimdeki okullaşma oranı yüzde 93'e yakın. Biz de ise bu oran son 3 yılda yüzde 38'den yüzde 64'e yükseldi. Hedefimiz erken eğitim çağındaki bütün çocuklarımızın nitelikli erken eğitim imkanlarından yararlanmasını sağlamak. Nitelikli erken eğitime erişmek yalnızca o çocuğun hayatında köklü değişiklikler oluşturmuyor. Eğitimine erken çocukluk çağında başlayan bir nesil, zihinsel ve sosyal becerileri gelişmiş sosyal bir ülke nüfusuna dönüşüyor."
Belediyelerin okul öncesi eğitim hizmetleri
Erken eğitime yapılan her yatırımın Türkiye'nin aydınlık geleceğe sahip olması için yapılan yatırım olduğuna dikkati çeken Avcı, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Tecrübelerimiz gösteriyor ki, sektörler arası işbirliğinin oluşturulması okul öncesi alandaki hizmetlerin geliştirilmesinde çok önemli bir ihtiyaç. Belediyeleri okul öncesi eğitim hizmetlerinin yaygınlaştırılmasında ve özellikle toplum temelli erken çocukluk hizmet modellerinin yaygınlaştırılmasında güçlü bir paydaş olarak görüyoruz. Belediyelerimiz siyasi parti anlayışlarından bağımsız olarak, önceliği çocuk haklarına ve çocukların ihtiyaçlarını en üst düzeyda sağlama konusuna vermeli, proje kapsamında uzmanlar tarafından geliştirilmiş esnek, düşük maliyetli ancak son derece etkin modelleri uygulamak için işbirliği yapmalıdır."
Yardımcı eleman desteği
Avcı, okul öncesi eğitimde görev alan öğretmenlerin özellikle yardımcı eleman ve çalışma süreleri konusundaki sorunlarını ve beklentilerini bildiğini ifade ederek, bu konudaki çalışmalarından dolayı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik'e teşekkür etti.
Avcı, "Toplum Yararına Çalışma Projesi kapsamında yeni alınacak görevlilerin belki tamamını ama çok büyük bir bölümünü bu alanda değerlendirmek üzere Milli Eğitim Bakanlığımıza tahsis edeceği sözünü verdi" ifadelerini kullandı.
Son Güncelleme: Cuma, 04 Ekim 2013 12:51
Gösterim: 3161
MEB, okul öncesi eğitimin güçlendirilmesi kapsamında ailelerin de eğitim sürecine daha etkin katılımını sağlayacak. Bu kapsamda, öğretmenlerce ev ziyaretleri yapılarak ailelerin eğitimcilerle daha fazla iletişim kurmalarına imkan tanınacak
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), okul öncesi eğitimin güçlendirilmesi kapsamında ailelerin de eğitim sürecine daha etkin katılımını sağlayacak. Bu kapsamda, öğretmenlerce ev ziyaretleri yapılarak ailelerin eğitimcilerle daha fazla iletişim kurmalarına da imkan tanınacak.
MEB, okul öncesi eğitimin güçlendirilmesi için ders programını güncelledi. Programda, ailenin okul öncesi eğitimdeki önemine özellikle vurgu yapıldı.
Bu kapsamda Okul Öncesi Eğitim Programı ile Bütünleştirilmiş Aile Destek Eğitim Rehberi (OBADER) hazırlanarak, rehberde anne ve babanın çocuğunun eğitimine katkı sağlayabilmesi için neler yapması gerektiği üzerinde duruldu.
Anne ve babanın eğitime katılmasıyla, kurum ve ev arasında devamlılığın sağlanması, kazanılan beceri ve bilgilerin pekiştirilmesi, eğitimde sürekliliğin sağlanması, böylece başarının artırılması amaçlanıyor.
Okul öncesi eğitimde görevli öğretmenler, hazırlanan rehber doğrultusunda, ailelerin çocukların eğitimleri konusunda üstlerine düşen sorumlulukları ve destekleri fark etmeleri konusunda yardımcı olacaklar.
Aile eğitim etkinlikleri, okullarda mümkün olduğunca uyum haftası süresinde düzenlenecek. Uygulama zamanları okulun koşullarına göre yönetim, öğretmen ve ailelerle birlikte karara bağlanacak.
Haber mektupları gönderilecek
Ailenin sürece katılımıyla ilgili çeşitli çalışmalar yapılabilecek. Aile ve öğretmen arasında iletişimi sürdürmek için telefon görüşmeleri yapılacak, ailelere yönelik kitapçıklar, bültenler hazırlanabilecek, çocuğa ilişkin oluşturulan gelişim dosyaları toplantılarda ailelerle paylaşılacak ve ailelere okulda yapılan etkinlikleri bildiren haber mektupları gönderilecek.
Çocukların okula yeni başladıkları zamanda, ailelerce okul ziyaretleri planlanacak. Ailelerin eğitim etkinliklerine bizzat katılmaları sağlanacak.
Ailenin sürece katılımında ev ziyaretleri de yapılacak. Bu ziyaretlerle öğretmenlerin aileyi ve çocuğu daha iyi tanıyabilmesi hedefleniyor.
Öğretmenler ev ziyaretlerini, okula uyum süreci sonrasında ve çocukları tanıdığından emin olduktan, grup toplantısında ev ziyaretleri hakkında bilgi verdikten ve velilerle bireysel görüşmeler yaptıktan sonra başlayacak.
Ev ziyaretlerinde öğretmenin, her bir çocuğu ayrı ayrı ziyaret etmesi ve bu ziyaretleri mümkün olduğunca yılda iki kez gerçekleştirilmesi öneriliyor.
Ev ortamı gözlenecek
Öğretmenler, evde veya okulda davranışlarında değişiklik olduğu belirlenen çocuklar ile özel gereksinimli çocukların evlerine ziyaret etmeye öncelik verecek. Ev ziyaretleri yapılırken sınıf öğretmeni ile rehber öğretmen, müdür veya müdür yardımcısı da olacak.
Ev ziyaretleri 30-40 dakika arasında sürecek. Ev ziyaretleriyle çocuğun yaşadığı ev ortamının gözlenmesi, çocuk ve ebeveyn hakkında bilgi edinmek, ailelere okulda yapılan çalışmalar hakkında bilgi vermek, çocuğun okula uyum sürecini hızlandırmak, ortak hareket etmenin önemine vurgu yapmak hedefleniyor.
Ev ziyaretlerinde çocuk ve ailesinin birlikte yapabileceği parmak boyası, oyun hamuru, kitap okuma, resim yapma gibi etkinlikler hazırlanacak.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Okul Öncesi Eğitim
MEB, okul öncesi eğitimin güçlendirilmesi kapsamında ailelerin de eğitim sürecine daha etkin katılımını sağlayacak. Bu kapsamda, öğretmenlerce ev ziyaretleri yapılarak ailelerin eğitimcilerle daha fazla iletişim kurmalarına imkan tanınacak
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), okul öncesi eğitimin güçlendirilmesi kapsamında ailelerin de eğitim sürecine daha etkin katılımını sağlayacak. Bu kapsamda, öğretmenlerce ev ziyaretleri yapılarak ailelerin eğitimcilerle daha fazla iletişim kurmalarına da imkan tanınacak.
MEB, okul öncesi eğitimin güçlendirilmesi için ders programını güncelledi. Programda, ailenin okul öncesi eğitimdeki önemine özellikle vurgu yapıldı.
Bu kapsamda Okul Öncesi Eğitim Programı ile Bütünleştirilmiş Aile Destek Eğitim Rehberi (OBADER) hazırlanarak, rehberde anne ve babanın çocuğunun eğitimine katkı sağlayabilmesi için neler yapması gerektiği üzerinde duruldu.
Anne ve babanın eğitime katılmasıyla, kurum ve ev arasında devamlılığın sağlanması, kazanılan beceri ve bilgilerin pekiştirilmesi, eğitimde sürekliliğin sağlanması, böylece başarının artırılması amaçlanıyor.
Okul öncesi eğitimde görevli öğretmenler, hazırlanan rehber doğrultusunda, ailelerin çocukların eğitimleri konusunda üstlerine düşen sorumlulukları ve destekleri fark etmeleri konusunda yardımcı olacaklar.
Aile eğitim etkinlikleri, okullarda mümkün olduğunca uyum haftası süresinde düzenlenecek. Uygulama zamanları okulun koşullarına göre yönetim, öğretmen ve ailelerle birlikte karara bağlanacak.
Haber mektupları gönderilecek
Ailenin sürece katılımıyla ilgili çeşitli çalışmalar yapılabilecek. Aile ve öğretmen arasında iletişimi sürdürmek için telefon görüşmeleri yapılacak, ailelere yönelik kitapçıklar, bültenler hazırlanabilecek, çocuğa ilişkin oluşturulan gelişim dosyaları toplantılarda ailelerle paylaşılacak ve ailelere okulda yapılan etkinlikleri bildiren haber mektupları gönderilecek.
Çocukların okula yeni başladıkları zamanda, ailelerce okul ziyaretleri planlanacak. Ailelerin eğitim etkinliklerine bizzat katılmaları sağlanacak.
Ailenin sürece katılımında ev ziyaretleri de yapılacak. Bu ziyaretlerle öğretmenlerin aileyi ve çocuğu daha iyi tanıyabilmesi hedefleniyor.
Öğretmenler ev ziyaretlerini, okula uyum süreci sonrasında ve çocukları tanıdığından emin olduktan, grup toplantısında ev ziyaretleri hakkında bilgi verdikten ve velilerle bireysel görüşmeler yaptıktan sonra başlayacak.
Ev ziyaretlerinde öğretmenin, her bir çocuğu ayrı ayrı ziyaret etmesi ve bu ziyaretleri mümkün olduğunca yılda iki kez gerçekleştirilmesi öneriliyor.
Ev ortamı gözlenecek
Öğretmenler, evde veya okulda davranışlarında değişiklik olduğu belirlenen çocuklar ile özel gereksinimli çocukların evlerine ziyaret etmeye öncelik verecek. Ev ziyaretleri yapılırken sınıf öğretmeni ile rehber öğretmen, müdür veya müdür yardımcısı da olacak.
Ev ziyaretleri 30-40 dakika arasında sürecek. Ev ziyaretleriyle çocuğun yaşadığı ev ortamının gözlenmesi, çocuk ve ebeveyn hakkında bilgi edinmek, ailelere okulda yapılan çalışmalar hakkında bilgi vermek, çocuğun okula uyum sürecini hızlandırmak, ortak hareket etmenin önemine vurgu yapmak hedefleniyor.
Ev ziyaretlerinde çocuk ve ailesinin birlikte yapabileceği parmak boyası, oyun hamuru, kitap okuma, resim yapma gibi etkinlikler hazırlanacak.
Son Güncelleme: Cuma, 04 Ekim 2013 12:03
Gösterim: 4028
Kalkınma Bakanlığı ve UNICEF'in hazırladığı "Çocuk Refah Belgesi" çalışması sonuçlarına göre, okul öncesi eğitimde Türkiye OECD ülkeleri arasında sonuncu sırada yer aldı
Türkiye 3-5 yaş arasındaki çocukların okul öncesi eğitim programlarına kaydettirilme oranı açısından OECD ülkeleri arasında son sırada yer alıyor.
Kalkınma Bakanlığı ve UNICEF'in hazırladığı, çeşitli bakanlıkların da katkı verdiği "Çocuk Refah Belgesi" çalışmasında çocuk refahının kaliteli eğitime erişimle yakından ilgili olduğu belirtildi.
Okul öncesi eğitim programlarının erken çocukluk dönemi açısından önemine değinilen çalışmada, "Türkiye'de 3-5 yaş arasındaki çocukların okul öncesi eğitim programlarına kaydettirilme oranının yüzde 23,8 olduğu ve Türkiye'nin bu anlamda OECD ülkeleri arasında son sırada yer aldığına" işaret edildi.
"Net okullaşma oranı düştü"
"Okul öncesi eğitime zorunlu olarak kayıt yaptırılmasının ülke genelinde öncelik haline getirilmemesi nedeniyle 3-5 yaş arasındaki çocukların beklenen eğitim süresinin bir yıldan az olduğu" ifade edilen çalışmada, Milli Eğitim Bakanlığının okul öncesi eğitimi güçlendirmeye yönelik çabalarının ardından oranın yükselmeye başladığı kaydedildi.
Okul öncesi eğitime katılımın artması bir yana eğitimin yaygınlaşmasının son derece yavaş seyrettiğine dikkat çekilen çalışmada, 2011-2012 döneminde yüzde 100 erişim kapsamına alınan il sayısının artırılmasına karşın net okullaşma oranının yüzde 65,7'ye gerilediği belirtildi.
Çalışmada, okul öncesi eğitimin paralı olmasının okullaşmayı yavaşlatan ve erişimde sosyo-ekonomik ve bölgesel eşitsizliğe neden olan bir risk oluşturduğu kaydedildi.
Fransa ilk sırada
Çalışmaya göre, 3-5 yaş arasındaki çocukların okul öncesi eğitim programlarına kaydettirilme oranı açısından OECD ortalaması yüzde 77 iken Fransa yüzde 100 ortalama ile ilk sırada yer alıyor. Belçika, İspanya, İtalya, Norveç, İzlanda ortalamanın yüksek olduğu ülkeler olarak dikkati çekiyor.
Dünyada 40 ülkenin listeye alındığı sıralamada, 32 ülkede okullaşma oranı ortalamanın üzerindeyken 8 ülke bu oranın altında bulunuyor.
Türkiye'nin son sırada yer aldığı listede ortalamanın altında kalan diğer ülkeler arasında Kanada, ABD, İsviçre, Avustralya gibi gelişmiş ülkelerin yanında İrlanda, Polonya ve Yunanistan da yer alıyor.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Okul Öncesi Eğitim
Kalkınma Bakanlığı ve UNICEF'in hazırladığı "Çocuk Refah Belgesi" çalışması sonuçlarına göre, okul öncesi eğitimde Türkiye OECD ülkeleri arasında sonuncu sırada yer aldı
Türkiye 3-5 yaş arasındaki çocukların okul öncesi eğitim programlarına kaydettirilme oranı açısından OECD ülkeleri arasında son sırada yer alıyor.
Kalkınma Bakanlığı ve UNICEF'in hazırladığı, çeşitli bakanlıkların da katkı verdiği "Çocuk Refah Belgesi" çalışmasında çocuk refahının kaliteli eğitime erişimle yakından ilgili olduğu belirtildi.
Okul öncesi eğitim programlarının erken çocukluk dönemi açısından önemine değinilen çalışmada, "Türkiye'de 3-5 yaş arasındaki çocukların okul öncesi eğitim programlarına kaydettirilme oranının yüzde 23,8 olduğu ve Türkiye'nin bu anlamda OECD ülkeleri arasında son sırada yer aldığına" işaret edildi.
"Net okullaşma oranı düştü"
"Okul öncesi eğitime zorunlu olarak kayıt yaptırılmasının ülke genelinde öncelik haline getirilmemesi nedeniyle 3-5 yaş arasındaki çocukların beklenen eğitim süresinin bir yıldan az olduğu" ifade edilen çalışmada, Milli Eğitim Bakanlığının okul öncesi eğitimi güçlendirmeye yönelik çabalarının ardından oranın yükselmeye başladığı kaydedildi.
Okul öncesi eğitime katılımın artması bir yana eğitimin yaygınlaşmasının son derece yavaş seyrettiğine dikkat çekilen çalışmada, 2011-2012 döneminde yüzde 100 erişim kapsamına alınan il sayısının artırılmasına karşın net okullaşma oranının yüzde 65,7'ye gerilediği belirtildi.
Çalışmada, okul öncesi eğitimin paralı olmasının okullaşmayı yavaşlatan ve erişimde sosyo-ekonomik ve bölgesel eşitsizliğe neden olan bir risk oluşturduğu kaydedildi.
Fransa ilk sırada
Çalışmaya göre, 3-5 yaş arasındaki çocukların okul öncesi eğitim programlarına kaydettirilme oranı açısından OECD ortalaması yüzde 77 iken Fransa yüzde 100 ortalama ile ilk sırada yer alıyor. Belçika, İspanya, İtalya, Norveç, İzlanda ortalamanın yüksek olduğu ülkeler olarak dikkati çekiyor.
Dünyada 40 ülkenin listeye alındığı sıralamada, 32 ülkede okullaşma oranı ortalamanın üzerindeyken 8 ülke bu oranın altında bulunuyor.
Türkiye'nin son sırada yer aldığı listede ortalamanın altında kalan diğer ülkeler arasında Kanada, ABD, İsviçre, Avustralya gibi gelişmiş ülkelerin yanında İrlanda, Polonya ve Yunanistan da yer alıyor.
Son Güncelleme: Cuma, 26 Nisan 2013 15:39
Gösterim: 4246
MEB, okul öncesi eğitim programını güncelledi, program bu eğitim öğretim yılından itibaren uygulanacak
Milli Eğitim Bakanlığınca (MEB) yeniden düzenlenen okul öncesi eğitim programıyla, farklılıklara saygı duyan bireyler yetiştirilmesi amaçlanıyor.
MEB, 36-72 aylık çocuklar için hazırlanan okul öncesi eğitim programını güncelledi. Yeni müfredat, bu eğitim öğretim yılından itibaren uygulanacak.
Çocuk merkezli olarak yeniden yapılandırılan programda, çocuklar etkinliklere etkin katılacak, oynayacağı materyalleri seçmede özgür olacak. Okul temelli olan programda, çocukların oyun oynayarak öğrenmeleri sağlanacak.
Okul öncesi eğitimi ders programında, özel gereksinimli çocukların gereksinimleri de dikkate alınacak, böylece tüm çocuklara öğrenme ve ilkokula hazırlık konusunda eşit fırsat sunulması hedefleniyor. Görme, işitme, ortopedik yetersizliği ve süreğen hastalığı olan, otizm spektrum bozukluğu olan, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu riski ile zihinsel yetersizliği olan çocukların desteklenmesi hususları üzerinde duruluyor.
Güncellenen bu program gelişimsel özellik taşıyor. Kazanımlarla farklı eğitim süreçleri oluşturularak çocukların desteklenmeleri ve bulundukları gelişim düzeyinden ulaşabilecekleri en üst aşamaya taşınmaları amaçlanıyor.
Programda her yaş grubu için gelişim özellikleri yeniden düzenlendi, kazanımlar geliştirildi. 36-48, 48-60 ve 60-72 aylık çocukların bilişsel, dil, sosyal ve duygusal, fiziki gelişimlerine ilişkin özelliklerinin neler olduğu tespit edildi.
Kültürel değerleri benimsemeleri teşvik edilecek
Programla, çocukların yaşadıkları toplumun değerlerini tanımaları, kültürel ve evrensel değerleri benimsemeleri, farklılıklara saygı duyulması, farklı özellikleri olar bireylerle uyum içinde bir arada yaşamaya dair deneyimler kazanmaları teşvik edilecek. Müfredatta değerler eğitimi, ayrı bir alan olarak ele alınmayacak, ancak kazanımlarla vurgulanacak.
Farklılıklara saygı göstermeyi öğrenecek çocuklara bireysel, sosyal ve kültürel farklılıkları zenginlik olarak kabul edip, saygı göstermesi için uygun etkinlikler düzenlenecek.
Öğrencilere farklı kültürel özellikler de anlatılacak. Çocuklara her ülkenin bir bayrakla temsil edildiği anlatılacak ve kendi ülkesinin bayrağı tanıtılacak. Çeşitli etkinliklerde çocukların kendi ülkesinin kültürüne ait bayramlar, yemek, giysi, müzik, oyuncak, oyun, dans, para gibi özellikleri ele alınabilecek. Bunun yanı sıra ülkelerin farklı olduğu kadar, ortak değerleri olduğu da vurgulanacak.
Minik öğrencilere görgü, temizlik, trafik kuralları da etkinlikler aracılığıyla anlatılacak. Çocuklara nesneleri ölçerken, standart olmayan ölçme birimi olarak kalem, pipet, kürdan, silgi, kitap, lego gibi malzemelerle parmak, karış, kulaç, adım, ayak gibi doğal ölçme birimleri kullandırılacak.
Günlük yaşamda kullanılan semboller tanıtılacak. Bu yapılırken çocukların yaş grubuna ve ihtiyaçlarına uygun, dikatlerini çeken semboller olmasına dikkat edilecek. Bu kazanımda trafik, tehlike, WV, geri dönüşüm, yön okları gibi işaretler gösterilebilecek.
Farklı sanat dalları tanıtılacak
Dinlediklerini, çeşitli yollarla ifade etme, görsel materyalleri okuma kazanımlarının yanı sıra, okuma farkındalığını göstermesi de istenecek. Çocuğa kitap ve tabela, afiş, pano, etiket yazıları gibi çevresindeki yazılar hakkında sorular yöneltilerek materyaleri fark etmesi sağlanacak.
Öğretmenler çocukları değişik sanat dalları ile tanıştıracak. Bu tanışma çevrenin olanakları elverdiğince gerçekleştirilecek. Resim ve heykel galerileri, müzeler, tarihi yerler ve binalar ziyaret edilebilecek, ressam veya hasır dokuma ustası sınıfa davet edilebilecek.
Çocuklara ayrıca kendisinin ve başkalarının haklarını korumaları da anlatılacak
Çocuklara ayrıca kendisinin ve başkalarının haklarını korumaları da anlatılacak. Çocuk Hakları Sözmeşmesi temelinde çeşitli etkinliklerle çocuklarda farkındalım oluşturulmaya çalışılacak. Bütün etkinliklerde hak temelli bir uygulamaya dikkat edilecek.
Küçük kas kullanımı gerektiren hareketler ile müzik ve ritm eşliğinde hareket etmenin de gösterileceği ders programında, günlük yaşam becerileri için gerekli araç ve gereçleri kullanabilme kazanımları da verilecek. Çocuklara hem kaşık, çatal, sabun, tarak, diş fırçası, tuvalet kağıdı gibi hem de evde ve okulda temizlik ve toplanma için toz bezi süpürge gibi gerekli araç ve gereçleri kullanabilmeleri için fırsatlar tanınacak.
Çocuklara ders kapsamında kendini tehlike ve kazalardan korumaları da anlatılacak. Anne babasının veya acil durumlarda ulaşabileceği bir büyüğünün telefon numarası, polis, jandarma, acil yardım, yangın, orman yangını için aranması gereken numaralar hakkında bilgi verilecek. Ayrıca bu numaraların sadece ihtiyaç duyulduğunda aranması gerektiği vurgusu yapılacak.
Önerilen oyun merkezleri
Programda, okul öncesi eğitim veren okulların eğitim ortamının nasıl olması gerektiği de belirtildi. Bu kurumlarda blok, kitap, müzik, sanat, fen ve dramatik oyun merkezlerinin bulunması öneriliyor.
Sınıflarda yapılacak etkinlikler arasında Türkçe, sanat, drama, müzik, hareket, oyun, fen, matematik, okuma-yazmaya hazırlık ve alan gezileri yer alıyor.
Okuma yazma etkinliği, kesinikle okuma ve yazma öğretmek amacını taşımıyor. Programda, okuma ve yazma öğretimi, harfleri göstermek ve yazdırmak yer almıyor. Okul öncesi eğitim, çocuklara okuma yazmayı öğretmeyi değil, onların ilkokulda okuma ve yazmayı hızlı öğrenebilmeleri için gerekli ön becerileri kazanmalarını sağlamayı amaçlıyor.
Okuma yazmaya hazırlık çalışmaları, ilkokula hazırlık çalışmalarının içerisinde yer alan ve çocukların ilkokula geçişini kolaylaştırmak, hazır bulunuşluk düzeylerini artırmak amacıyla yapılan etkinlikler olarak tanımlanıyor.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Okul Öncesi Eğitim
MEB, okul öncesi eğitim programını güncelledi, program bu eğitim öğretim yılından itibaren uygulanacak
Milli Eğitim Bakanlığınca (MEB) yeniden düzenlenen okul öncesi eğitim programıyla, farklılıklara saygı duyan bireyler yetiştirilmesi amaçlanıyor.
MEB, 36-72 aylık çocuklar için hazırlanan okul öncesi eğitim programını güncelledi. Yeni müfredat, bu eğitim öğretim yılından itibaren uygulanacak.
Çocuk merkezli olarak yeniden yapılandırılan programda, çocuklar etkinliklere etkin katılacak, oynayacağı materyalleri seçmede özgür olacak. Okul temelli olan programda, çocukların oyun oynayarak öğrenmeleri sağlanacak.
Okul öncesi eğitimi ders programında, özel gereksinimli çocukların gereksinimleri de dikkate alınacak, böylece tüm çocuklara öğrenme ve ilkokula hazırlık konusunda eşit fırsat sunulması hedefleniyor. Görme, işitme, ortopedik yetersizliği ve süreğen hastalığı olan, otizm spektrum bozukluğu olan, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu riski ile zihinsel yetersizliği olan çocukların desteklenmesi hususları üzerinde duruluyor.
Güncellenen bu program gelişimsel özellik taşıyor. Kazanımlarla farklı eğitim süreçleri oluşturularak çocukların desteklenmeleri ve bulundukları gelişim düzeyinden ulaşabilecekleri en üst aşamaya taşınmaları amaçlanıyor.
Programda her yaş grubu için gelişim özellikleri yeniden düzenlendi, kazanımlar geliştirildi. 36-48, 48-60 ve 60-72 aylık çocukların bilişsel, dil, sosyal ve duygusal, fiziki gelişimlerine ilişkin özelliklerinin neler olduğu tespit edildi.
Kültürel değerleri benimsemeleri teşvik edilecek
Programla, çocukların yaşadıkları toplumun değerlerini tanımaları, kültürel ve evrensel değerleri benimsemeleri, farklılıklara saygı duyulması, farklı özellikleri olar bireylerle uyum içinde bir arada yaşamaya dair deneyimler kazanmaları teşvik edilecek. Müfredatta değerler eğitimi, ayrı bir alan olarak ele alınmayacak, ancak kazanımlarla vurgulanacak.
Farklılıklara saygı göstermeyi öğrenecek çocuklara bireysel, sosyal ve kültürel farklılıkları zenginlik olarak kabul edip, saygı göstermesi için uygun etkinlikler düzenlenecek.
Öğrencilere farklı kültürel özellikler de anlatılacak. Çocuklara her ülkenin bir bayrakla temsil edildiği anlatılacak ve kendi ülkesinin bayrağı tanıtılacak. Çeşitli etkinliklerde çocukların kendi ülkesinin kültürüne ait bayramlar, yemek, giysi, müzik, oyuncak, oyun, dans, para gibi özellikleri ele alınabilecek. Bunun yanı sıra ülkelerin farklı olduğu kadar, ortak değerleri olduğu da vurgulanacak.
Minik öğrencilere görgü, temizlik, trafik kuralları da etkinlikler aracılığıyla anlatılacak. Çocuklara nesneleri ölçerken, standart olmayan ölçme birimi olarak kalem, pipet, kürdan, silgi, kitap, lego gibi malzemelerle parmak, karış, kulaç, adım, ayak gibi doğal ölçme birimleri kullandırılacak.
Günlük yaşamda kullanılan semboller tanıtılacak. Bu yapılırken çocukların yaş grubuna ve ihtiyaçlarına uygun, dikatlerini çeken semboller olmasına dikkat edilecek. Bu kazanımda trafik, tehlike, WV, geri dönüşüm, yön okları gibi işaretler gösterilebilecek.
Farklı sanat dalları tanıtılacak
Dinlediklerini, çeşitli yollarla ifade etme, görsel materyalleri okuma kazanımlarının yanı sıra, okuma farkındalığını göstermesi de istenecek. Çocuğa kitap ve tabela, afiş, pano, etiket yazıları gibi çevresindeki yazılar hakkında sorular yöneltilerek materyaleri fark etmesi sağlanacak.
Öğretmenler çocukları değişik sanat dalları ile tanıştıracak. Bu tanışma çevrenin olanakları elverdiğince gerçekleştirilecek. Resim ve heykel galerileri, müzeler, tarihi yerler ve binalar ziyaret edilebilecek, ressam veya hasır dokuma ustası sınıfa davet edilebilecek.
Çocuklara ayrıca kendisinin ve başkalarının haklarını korumaları da anlatılacak
Çocuklara ayrıca kendisinin ve başkalarının haklarını korumaları da anlatılacak. Çocuk Hakları Sözmeşmesi temelinde çeşitli etkinliklerle çocuklarda farkındalım oluşturulmaya çalışılacak. Bütün etkinliklerde hak temelli bir uygulamaya dikkat edilecek.
Küçük kas kullanımı gerektiren hareketler ile müzik ve ritm eşliğinde hareket etmenin de gösterileceği ders programında, günlük yaşam becerileri için gerekli araç ve gereçleri kullanabilme kazanımları da verilecek. Çocuklara hem kaşık, çatal, sabun, tarak, diş fırçası, tuvalet kağıdı gibi hem de evde ve okulda temizlik ve toplanma için toz bezi süpürge gibi gerekli araç ve gereçleri kullanabilmeleri için fırsatlar tanınacak.
Çocuklara ders kapsamında kendini tehlike ve kazalardan korumaları da anlatılacak. Anne babasının veya acil durumlarda ulaşabileceği bir büyüğünün telefon numarası, polis, jandarma, acil yardım, yangın, orman yangını için aranması gereken numaralar hakkında bilgi verilecek. Ayrıca bu numaraların sadece ihtiyaç duyulduğunda aranması gerektiği vurgusu yapılacak.
Önerilen oyun merkezleri
Programda, okul öncesi eğitim veren okulların eğitim ortamının nasıl olması gerektiği de belirtildi. Bu kurumlarda blok, kitap, müzik, sanat, fen ve dramatik oyun merkezlerinin bulunması öneriliyor.
Sınıflarda yapılacak etkinlikler arasında Türkçe, sanat, drama, müzik, hareket, oyun, fen, matematik, okuma-yazmaya hazırlık ve alan gezileri yer alıyor.
Okuma yazma etkinliği, kesinikle okuma ve yazma öğretmek amacını taşımıyor. Programda, okuma ve yazma öğretimi, harfleri göstermek ve yazdırmak yer almıyor. Okul öncesi eğitim, çocuklara okuma yazmayı öğretmeyi değil, onların ilkokulda okuma ve yazmayı hızlı öğrenebilmeleri için gerekli ön becerileri kazanmalarını sağlamayı amaçlıyor.
Okuma yazmaya hazırlık çalışmaları, ilkokula hazırlık çalışmalarının içerisinde yer alan ve çocukların ilkokula geçişini kolaylaştırmak, hazır bulunuşluk düzeylerini artırmak amacıyla yapılan etkinlikler olarak tanımlanıyor.
Son Güncelleme: Perşembe, 26 Eylül 2013 12:49
Gösterim: 6926
Milli Eğitim Bakanlığı Temel Eğitim Genel Müdürü Funda Kocabıyık, bu yıl okul öncesi çağ grubundaki çocukların %70’e yakınının okul öncesi eğitime alınarak bu alanda alınan mesafeyi anlattı.
Okul öncesi eğitime yönelik bilinçlenmenin giderek arttığı Türkiye’de Milli Eğitim Bakanlığı da bu alanda önemli yol kat etti. Milli Eğitim Bakanlığı Temel Eğitim Genel Müdürü Funda Kocabıyık, bu yıl okul öncesi çağ grubundaki çocukların %70’e yakınının okul öncesi eğitime alınarak bu alanda alınan mesafeyi anlatıyor. Bakanlık olarak hedeflerinin yüzde 100 okullaşma oranına ulaşmak olduğunu belirten Kocabıyık ile bu alanda yapılan çalışmaları, 4+4+4 uygulamasının okul öncesine etkilerini ve okul öncesinde yapılması planlananları konuştuk.
Bu dönem uygulanmaya başlayan 4+4+4 sistemi okul öncesi eğitimi nasıl etkilemiştir? Bu konudaki düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?
Öğrencilerimize farklı programlar arasında geçiş hakkı tanıyan ve onların kişisel ilgi ve isteklerini ön planda tutan 12 yıllık zorunlu kademeli eğitim sistemi, 2012-2013 eğitim öğretim yılında uygulamaya konulmuştur.
12 yıllık zorunlu kademeli eğitim sisteminin (4+4+4) uygulamaya geçmesiyle başlayan okula başlama yaşı tartışmaları, en çok okul öncesi dönem üzerine yoğunlaşmıştır. Çocukların okul öncesi eğitimi almadan ya da alarak ilkokula başlamaları konusu kamuoyunun dikkatini çekmiştir. Okul öncesi eğitimin göz ardı edildiğine dair basınımızda yer alan iddialar gerçeği yansıtmamaktadır.
Bilindiği gibi yeni eğitim sistemine geçilmeden önce okul öncesi çağ nüfusu 36-72 aylık çocukları kapsamakta idi. Ayrıca 72 ayını doldurmakla birlikte ilköğretime başlamayan çocuklar da okul öncesi eğitim çağında kabul ediliyordu. Yeni eğitim sistemi ile birlikte ilköğretim çağı 6-13 yaş grubu olarak tanımlandığından okul öncesi çağda 36-60 aylık çocukları kapsama almıştır. Ancak, yapılan bir düzenleme ile 66 ayını tamamlayan çocukların ilkokullara kaydı zorunlu tutulmuş, 60-65 aylık çocuklar için ise hazır bulunuşluklarına göre isterlerse ilkokula, isterlerse okul öncesi eğitim kurumlarına kayıt imkânı tanınmıştır. Dolayısıyla yeni eğitim sistemi gereği okul öncesi eğitim çağı normal olarak 36-60 aylık çocukları kapsam almakta, 60-65 aylık çocuklar ise dilerlerse ilkokula dilerlerse okul öncesi eğitim kurumlarına gidebilme imkânına sahiptirler.
2012-2013 eğitim öğretim yılına kadar 60-72 aylık öğrencileri okul öncesi eğitime almak ve okul öncesi eğitimi yaygınlaştırmak adına Bakanlıkça önemli çalışmalar yapılmıştır. Okul öncesi çağ grubundaki çocuklarımızın %70’e yakını okul öncesi eğitime alınarak bir başarı örneği gösterilmiştir. Okul öncesi eğitimin önemine gönülden inanan bizler çalışmalarımıza büyük bir hızla devam etmekteyiz. Bunun için okul öncesi eğitim programları güncellenmiş, güncellenen eğitim programlarına ait eğitim materyalleri hazırlanmıştır. Eğitim materyallerinin pilot uygulaması 10 ilimizde devam etmektedir. Pilot uygulama sonrasında illerimizden gelen öneriler dikkate alınarak eğitim programlarının gözden geçirilmesi tamamlanacak ve 2013-2014 eğitim öğretim yılında ülke genelindeki tüm okul öncesi kurum ve ana sınıflarında uygulanacaktır.
Bilindiği üzere 2012-2013 eğitim öğretim yılında 66 ayını tamamlayan tüm çocukların okul kayıt işlemleri e-okul sistemi üzerinden merkezî olarak yapılmıştır. 60-66 ay arasındaki çocukların ise velisinin yazılı isteği ile gelişim yönünden hazır olduğu anlaşılanların ilkokula devamları sağlanmıştır.
Okul öncesi eğitimin çocukların gelişimine katkısı bilimsel olarak ortaya konmuş bir veri. Bu anlamda görüşlerinizi öğrenebilir miyiz?
Çocukların keşfetmek ve öğrenmek için doğal bir eğilimleri vardır. Öğrenme çok erken yaşlarda başlar ve hayat boyu devam eder. Hayata gözlerini açtıkları andan itibaren doğuştan getirdikleri bu özellikleri sayesinde etraflarını incelemeye ve keşfetmeye başlarlar. Okul öncesi dönem beyin gelişiminin en yoğun ve hızlı olduğu dönemdir. Bununla bağlantılı olarak çocuğun çevresel etkilere en açık olduğu dönem de yine okul öncesi çağıdır.
Erken yaş deneyimleri çocuğun okula, öğrenmeye ve kendi becerilerine dair oluşturacağı tutumları belirler ve bunun sonucunda da okul başarısını etkiler. Okul öncesi dönemde olumlu deneyimler yaşayarak kendisine ve öğrenmeye karşı olumlu tutumlar geliştiren çocuğun okul başarısı da yüksek olacaktır. Buna karşın okul öncesi dönemde olumlu deneyimler biriktirememiş, öğrenmenin ve başarmanın keyfini tatmamış bir çocuk eğitim hayatına bir adım geriden başlayacaktır.
Çocuğun sağlıklı şekilde büyüyebilmesi, gelişebilmesi ve öğrenmeye karşı olumlu tutumlar geliştirebilmesi için nitelikli bilişsel uyarıcıların, zengin dil etkileşimlerinin, olumlu sosyal duygusal deneyimlerin çocuğa sunulduğu ve çocuğun bağımsızlığının desteklendiği sağlıklı bir aile ortamı ve nitelikli bir okul öncesi eğitim gerekmektedir https://indipill.com/.
Okul öncesi eğitimin amacı kurumlarımıza devam eden çocukların tüm gelişim alanlarının desteklenerek en üst düzeye ulaşmalarını, öz bakım becerilerini kazanmalarını ve bir üst eğitim kademesine hazır bulunmalarını sağlamaktır. Bunun yanı sıra şartları elverişsiz çevrelerden ve ailelerden gelen çocuklar için ortak bir yetişme ortamı yaratmak ve bu çocukların Türkçe’yi doğru ve güzel konuşmalarını sağlamak okul öncesi eğitimin en önemli hedeflerindendir. Okul öncesi eğitim, çocukların gelişimlerinde görülebilecek yetersizlikleri önlemeyi amaçlayan, destekleyici ve önleyici boyutları olan çok yönlü bir eğitimdir.
Okul öncesinde okullaşma oranlarını artırmak için ne gibi çalışmalar yürütülüyor ve neler planlanıyor?
Okul öncesi dönemde okullaşma oranlarını artırmak amacıyla yerelde okul müdürlerimiz ve öğretmenlerimiz tarafından alan taraması ve velilere yönelik bilgilendirme çalışmaları yürütüyoruz. Ayrıca Okul Öncesi Eğitimin Güçlendirilmesi Projesi kapsamında, nitelikli toplum temelli gündüz çocuk bakım ve okul öncesi eğitim hizmet modelleri geliştirilerek formal eğitim kurumlarına devam edemeyen çocukların eğitime erişimi sağlanarak okullaşma oranının özellikle dezavantajlı bölgelerde artırılmasını amaçlıyoruz. Bunun dışında okul öncesi eğitiminin önemi konusunda ulusal düzeyde iletişim ve savunu çalışmalarının yapılarak çocuklarını okul öncesine ve ilköğretime zamanında kayıt ettirmeyi isteyen ailelerin sayısının arttırılması, okul öncesi eğitim konusunda birçok resmi ve özel kurum ve kuruluşlarla iletişim çalışmalarını yürüterek bilinçlendirme çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
UNICEF ve Avrupa Birliğinin desteğiyle hayata geçirilen Okul Öncesi Eğitimin Güçlendirilmesi Projesinde alınan mesafeler ve yapılan çalışmalar hakkında bilgi verebilir misiniz?
Milli Eğitim Bakanlığı tarafından uygulamaya konulan Okul Öncesi Eğitimin Güçlendirilmesi Projesi, Türkiye – Avrupa Birliği Mali İşbirliği süreci çerçevesinde Ülkemizin AB müktesebatına uyum çalışmalarının finansmanına destek olmak üzere sağlanan Katılım Öncesi Mali Yardımın (IPA) 2008 yılı programlaması kapsamında yürütülüyor.
Uygulama süresi 43 ay olan proje, MEB Temel Eğitim Genel Müdürlüğü sorumluluğunda, AB ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü koordinesinde ve UNICEF’in teknik desteği ile 12 Mart 2010 tarihinde faaliyetlerine başladı. 16.8 milyon Avroluk proje bütçesinin 1.37 milyon Avrosu T.C. Hükümeti katkısı olup, 1 milyon Avrosu UNICEF katkısıdır.
Genel hedefi, dezavantajlı çocukların ve ailelerinin gündüz çocuk bakım ve okul öncesi eğitime kayıt ve devamlarını artırmaya katkı sağlamak olan projenin amacı, MEB kurumları, kamu kurumları, belediyeler ve STK’ların kapasitesi ile toplum temelli modeller ve ortaklıkların geliştirilmesi yoluyla dezavantajlı çocuklar ve aileleri için kaliteli gündüz çocuk bakım ve okul öncesi eğitim hizmetlerinin geliştirilmesi ve oluşturulmasıdır. Bu bağlamda projede ulaşılmak istenen 5 temel sonuç vardır. Sonuçları özetlemek gerekirse;
Sonuç 1: Toplum temelli gündüz çocuk bakım ve okul öncesi eğitim konusunda MEB kurumlarının kapasite ve programlarının geliştirilerek 10 ilde pilot uygulama yapılması. (Pilot iller: Van, Erzurum, Ağrı, Şanlıurfa, Diyarbakır, Hatay, Mersin, Ankara, İzmir, Adana)
Sonuç 2: Nitelikli toplum temelli gündüz çocuk bakım ve okul öncesi eğitim hizmet modellerinin geliştirilmesi ve kurumsallaştırılması.
Sonuç 3: Okul öncesi eğitiminin önemi konusunda ulusal düzeyde iletişim ve savunu çalışmalarının yapılarak çocuklarını okul öncesine ve ilköğretime zamanında kayıt ettirmeyi isteyen ailelerin sayısının arttırılması.
Sonuç 4: 32 pilot ildeki ilköğretim okulları bünyesindeki okul öncesi eğitim sınıfları ve anaokullarına ekipman, eğitim materyali ve mobilya desteğinin sağlanması.
Sonuç 5: Ortaklaşa hazırlanarak önerilecek hibe projeleri yolu ile yerel kamu kurumları, belediyeler, STK’lar ve özel sektör kuruluşlarının ortak çalışmasını hedefleyen teklif çağrısı yolu ile bir hibe programının hazırlanması ve uygulanması.
1. Sonuçla İlgili Gerçekleştirilenler:
Ulusal ölçekte uygulanan tüm okul öncesi eğitim programları 0-36 ay Programı 36-66 ay Programı ve Modüler Programlar, 40 akademisyen ve 28 uygulayıcının desteği ile güncellenmiş ve MEB Talim ve Terbiye Kurulu tarafından onaylanmıştır. Bu çalışmanın devamı olarak, eğitici eğitimleri proje illerinde tamamlanmıştır. Ülke ölçeğinde yaklaşık 600 öğretmen Okul Öncesi Eğitim Programı Eğitici Eğitimini tamamlamıştır. Bu grubun içinden 375 öğretmen program eğitmeni olarak seçilmiştir. Program eğitmenlerinin devam eden eğitimleriyle birlikte ülke genelinde yerelde yapılacak olan planlamayla 10.000’in üzerinde öğretmene ulaşılması planlanmaktadır.
2.Sonuçla İlgili Gerçekleştirilenler:
Kurum temelli okul öncesi eğitim hizmetlerini destekleyici nitelikte, yerel aktörlerin sürece dâhil olduğu, ücretsiz ve esnek “Toplum Temelli Erken Çocukluk Hizmeti Modelleri” geliştirilmiş ve geliştirilen 10 modelin uygulanması ve yaygınlaştırılması için pilot iller olan Ankara ve İzmir başta olmak üzere tüm proje illerinde saha koordinatörleri görevlendirilmiştir. Pilot illerde yürütülen çalışmalar ile pilot illerde mevcut durumda 1712 çocuğa toplum temelli modeller yoluyla ulaşılmıştır.
3.Sonuçla İlgili Gerçekleştirilenler:
Okul öncesi eğitim konusunda farkındalık yaratmayı amaçlayan ulusal kampanyanın ikinci aşaması ile birlikte bir televizyon spotu hazırlanmış, RTÜK’ten izin alınarak televizyon kanallarında yayınlanmaya başlamıştır. Proje faaliyetleri kapsamında hazırlanan “Çocuk Başına 25 TL” Kaynak Teşvik Etme Kampanyası ile birlikte 10 proje ilindeki dezavantajlı 3.888 çocuk okul öncesi eğitimden ücretsiz olarak yararlanma şansına sahip olmuştur. Adı geçen kampanya kapsamında bağış aktarımı yapılan 200’e yakın okulun müdürleri ile Ankara’da bilgilendirme toplantısı yapılmıştır.
4.Sonuçla İlgili Gerçekleştirilenler:
Donatım ve satın alma bileşeni tamamlanmıştır. 90 anaokulu ve 399 anasınıfı bu bileşenden faydalanmıştır. (toplam 3.000.000 Avro).
5.Sonuçla İlgili Gerçekleştirilenler:
81 ile açılan hibe programından 38 ilde toplam 75 proje hibe almaya hak kazanmıştır. 30.000 ila 80.000 Avro arası bütçelendirilen projelerin uygulama süreleri tamamlanmıştır. İllerden gelen nihai raporlar eksik evrak belgeleri de tamamlanarak Delegasyona ve Merkezi Finans ve İhale Birimi’ne teslim edilmektedir.
Okul öncesi eğitimde ne kadar öğretmen görev yapıyor? Bu konuda ihtiyaçlar nelerdir? Okul öncesi eğitimde öğretmen yeterliliği konusunda neler düşünüyorsunuz? Yapılan hizmet içi eğitimler konusunda bilgi verebilir misiniz?
Okul öncesi eğitim öğretmenleri ve yöneticilerine yönelik olarak yeterliliklerinin artırılması amacıyla 2011-2012 yıllarında, Okul Öncesinde Davranış Değiştirme Teknikleri, Okul Öncesinde Dikkat Toplama Eğitimi, Okul Öncesinde Sınıf Yönetimi, Okul Öncesinde Orff Eğitimi, Bütçe Uygulamaları, Okul Öncesi Eğitim Kurumları Yönetimi, e-Yönetim (e-okul öncesi), Okul Öncesi Eğitim Programı, Çocuklarda Ritim Duyusu Geliştirme, Aktif Öğrenme Yöntemleri, Okul Öncesi Eğitimin Denetimi, Okuma Yazmaya Hazırlık ve Türkçe Etkinlikleri, Okul Öncesinde Aile Eğitimi, Proje Geliştirme Teknikleri, Çocuklarla İletişim Yöntemleri, Okul Öncesi Eğitim Uygulamaları, Okul Öncesinde Değerler Eğitimi, Okul Öncesinde Şiddeti Önleme, Okul Öncesinde Kaynaştırma Eğitimi, Sosyal Beceriler vb. konularında alanda toplam 1733 eğitimci hizmetiçi eğitime alınmıştır.
Son olarak okul öncesi eğitim kurumu seçecek olan velilere önereceğiniz bir yol rehberi var mı?
Çocuklarını okul öncesi kurumlara verecek ailelere öncelikli tavsiyemiz evlerine en yakın olan bağımsız ana okullarına veya ilkokul ve ortaokul gibi kurumlarımızın bünyesinde yer alan ana sınıflarına kaydettirmeleridir. Okul öncesi çağında çocuğu olanların bu yaşlarda çocuklarına verilecek eğitimin gelecek yaşantısında çok etkili olduğunu bilmeleri ve ona göre hareket etmeleri talep edilebilir.
SAYILARLA OKUL ÖNCESİ EĞİTİM
Okul öncesinde kurum sayısı 27.197
Derslik sayısı 49.372
Şube sayısı 61.920
Öğrenci sayısı 1.077.933
OKUL ÖNCESİNDE OKULLAŞMA ORANLARI
2011-2012 eğitim öğretim yılın
5 yaş (60-72 ay) grubunda % 69,55
4-5 yaş (48-72 ay) grubunda ise % 44,04
2012-2013 eğitim öğretim yılı
5 yaş (60-72 ay) grubunda % 64,47
4-5 yaş (48-72 ay) grubunda ise %44,04
(sayısal bilgiler Strateji Geliştirme Başkanlığı ve TUİK tarafından henüz resmileşmeyen geçici sayılarıdır.)
Okul öncesi öğrencilerinin kentsel ve kırsal kesimlerdeki yüzdesel dağılımı
Belde %7,34
Kköy %13,90
Şehirde %78,76
Okul öncesi eğitimde (resmi+özel) 3.620 erkek, 59.313 kadın olmak üzere toplamda 62.933 öğretmen görev yapmaktadır.
Okul öncesi eğitimde kurum sayısının % 13’ü, öğrenci sayısının ise % 11,5’i özel sektörde bulunmaktadır.
OKUL ÖNCESİ EĞİTİMİN 2013 BÜTÇESİ
Personel Giderleri |
381.470.000 TL |
Sosyal Güvenlik |
64.220.000 TL |
Mal ve Hizmet Alımı |
41.452.500 TL |
Sermaye Giderleri (Okul Yapımı) |
100.000.000 TL |
OKUL ÖNCESİ EĞİTİM HİZMETLERİ |
587.142.500 TL |
Üst Kategori: ROOT Kategori: Okul Öncesi Eğitim
Milli Eğitim Bakanlığı Temel Eğitim Genel Müdürü Funda Kocabıyık, bu yıl okul öncesi çağ grubundaki çocukların %70’e yakınının okul öncesi eğitime alınarak bu alanda alınan mesafeyi anlattı.
Okul öncesi eğitime yönelik bilinçlenmenin giderek arttığı Türkiye’de Milli Eğitim Bakanlığı da bu alanda önemli yol kat etti. Milli Eğitim Bakanlığı Temel Eğitim Genel Müdürü Funda Kocabıyık, bu yıl okul öncesi çağ grubundaki çocukların %70’e yakınının okul öncesi eğitime alınarak bu alanda alınan mesafeyi anlatıyor. Bakanlık olarak hedeflerinin yüzde 100 okullaşma oranına ulaşmak olduğunu belirten Kocabıyık ile bu alanda yapılan çalışmaları, 4+4+4 uygulamasının okul öncesine etkilerini ve okul öncesinde yapılması planlananları konuştuk.
Bu dönem uygulanmaya başlayan 4+4+4 sistemi okul öncesi eğitimi nasıl etkilemiştir? Bu konudaki düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?
Öğrencilerimize farklı programlar arasında geçiş hakkı tanıyan ve onların kişisel ilgi ve isteklerini ön planda tutan 12 yıllık zorunlu kademeli eğitim sistemi, 2012-2013 eğitim öğretim yılında uygulamaya konulmuştur.
12 yıllık zorunlu kademeli eğitim sisteminin (4+4+4) uygulamaya geçmesiyle başlayan okula başlama yaşı tartışmaları, en çok okul öncesi dönem üzerine yoğunlaşmıştır. Çocukların okul öncesi eğitimi almadan ya da alarak ilkokula başlamaları konusu kamuoyunun dikkatini çekmiştir. Okul öncesi eğitimin göz ardı edildiğine dair basınımızda yer alan iddialar gerçeği yansıtmamaktadır.
Bilindiği gibi yeni eğitim sistemine geçilmeden önce okul öncesi çağ nüfusu 36-72 aylık çocukları kapsamakta idi. Ayrıca 72 ayını doldurmakla birlikte ilköğretime başlamayan çocuklar da okul öncesi eğitim çağında kabul ediliyordu. Yeni eğitim sistemi ile birlikte ilköğretim çağı 6-13 yaş grubu olarak tanımlandığından okul öncesi çağda 36-60 aylık çocukları kapsama almıştır. Ancak, yapılan bir düzenleme ile 66 ayını tamamlayan çocukların ilkokullara kaydı zorunlu tutulmuş, 60-65 aylık çocuklar için ise hazır bulunuşluklarına göre isterlerse ilkokula, isterlerse okul öncesi eğitim kurumlarına kayıt imkânı tanınmıştır. Dolayısıyla yeni eğitim sistemi gereği okul öncesi eğitim çağı normal olarak 36-60 aylık çocukları kapsam almakta, 60-65 aylık çocuklar ise dilerlerse ilkokula dilerlerse okul öncesi eğitim kurumlarına gidebilme imkânına sahiptirler.
2012-2013 eğitim öğretim yılına kadar 60-72 aylık öğrencileri okul öncesi eğitime almak ve okul öncesi eğitimi yaygınlaştırmak adına Bakanlıkça önemli çalışmalar yapılmıştır. Okul öncesi çağ grubundaki çocuklarımızın %70’e yakını okul öncesi eğitime alınarak bir başarı örneği gösterilmiştir. Okul öncesi eğitimin önemine gönülden inanan bizler çalışmalarımıza büyük bir hızla devam etmekteyiz. Bunun için okul öncesi eğitim programları güncellenmiş, güncellenen eğitim programlarına ait eğitim materyalleri hazırlanmıştır. Eğitim materyallerinin pilot uygulaması 10 ilimizde devam etmektedir. Pilot uygulama sonrasında illerimizden gelen öneriler dikkate alınarak eğitim programlarının gözden geçirilmesi tamamlanacak ve 2013-2014 eğitim öğretim yılında ülke genelindeki tüm okul öncesi kurum ve ana sınıflarında uygulanacaktır.
Bilindiği üzere 2012-2013 eğitim öğretim yılında 66 ayını tamamlayan tüm çocukların okul kayıt işlemleri e-okul sistemi üzerinden merkezî olarak yapılmıştır. 60-66 ay arasındaki çocukların ise velisinin yazılı isteği ile gelişim yönünden hazır olduğu anlaşılanların ilkokula devamları sağlanmıştır.
Okul öncesi eğitimin çocukların gelişimine katkısı bilimsel olarak ortaya konmuş bir veri. Bu anlamda görüşlerinizi öğrenebilir miyiz?
Çocukların keşfetmek ve öğrenmek için doğal bir eğilimleri vardır. Öğrenme çok erken yaşlarda başlar ve hayat boyu devam eder. Hayata gözlerini açtıkları andan itibaren doğuştan getirdikleri bu özellikleri sayesinde etraflarını incelemeye ve keşfetmeye başlarlar. Okul öncesi dönem beyin gelişiminin en yoğun ve hızlı olduğu dönemdir. Bununla bağlantılı olarak çocuğun çevresel etkilere en açık olduğu dönem de yine okul öncesi çağıdır.
Erken yaş deneyimleri çocuğun okula, öğrenmeye ve kendi becerilerine dair oluşturacağı tutumları belirler ve bunun sonucunda da okul başarısını etkiler. Okul öncesi dönemde olumlu deneyimler yaşayarak kendisine ve öğrenmeye karşı olumlu tutumlar geliştiren çocuğun okul başarısı da yüksek olacaktır. Buna karşın okul öncesi dönemde olumlu deneyimler biriktirememiş, öğrenmenin ve başarmanın keyfini tatmamış bir çocuk eğitim hayatına bir adım geriden başlayacaktır.
Çocuğun sağlıklı şekilde büyüyebilmesi, gelişebilmesi ve öğrenmeye karşı olumlu tutumlar geliştirebilmesi için nitelikli bilişsel uyarıcıların, zengin dil etkileşimlerinin, olumlu sosyal duygusal deneyimlerin çocuğa sunulduğu ve çocuğun bağımsızlığının desteklendiği sağlıklı bir aile ortamı ve nitelikli bir okul öncesi eğitim gerekmektedir https://indipill.com/.
Okul öncesi eğitimin amacı kurumlarımıza devam eden çocukların tüm gelişim alanlarının desteklenerek en üst düzeye ulaşmalarını, öz bakım becerilerini kazanmalarını ve bir üst eğitim kademesine hazır bulunmalarını sağlamaktır. Bunun yanı sıra şartları elverişsiz çevrelerden ve ailelerden gelen çocuklar için ortak bir yetişme ortamı yaratmak ve bu çocukların Türkçe’yi doğru ve güzel konuşmalarını sağlamak okul öncesi eğitimin en önemli hedeflerindendir. Okul öncesi eğitim, çocukların gelişimlerinde görülebilecek yetersizlikleri önlemeyi amaçlayan, destekleyici ve önleyici boyutları olan çok yönlü bir eğitimdir.
Okul öncesinde okullaşma oranlarını artırmak için ne gibi çalışmalar yürütülüyor ve neler planlanıyor?
Okul öncesi dönemde okullaşma oranlarını artırmak amacıyla yerelde okul müdürlerimiz ve öğretmenlerimiz tarafından alan taraması ve velilere yönelik bilgilendirme çalışmaları yürütüyoruz. Ayrıca Okul Öncesi Eğitimin Güçlendirilmesi Projesi kapsamında, nitelikli toplum temelli gündüz çocuk bakım ve okul öncesi eğitim hizmet modelleri geliştirilerek formal eğitim kurumlarına devam edemeyen çocukların eğitime erişimi sağlanarak okullaşma oranının özellikle dezavantajlı bölgelerde artırılmasını amaçlıyoruz. Bunun dışında okul öncesi eğitiminin önemi konusunda ulusal düzeyde iletişim ve savunu çalışmalarının yapılarak çocuklarını okul öncesine ve ilköğretime zamanında kayıt ettirmeyi isteyen ailelerin sayısının arttırılması, okul öncesi eğitim konusunda birçok resmi ve özel kurum ve kuruluşlarla iletişim çalışmalarını yürüterek bilinçlendirme çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
UNICEF ve Avrupa Birliğinin desteğiyle hayata geçirilen Okul Öncesi Eğitimin Güçlendirilmesi Projesinde alınan mesafeler ve yapılan çalışmalar hakkında bilgi verebilir misiniz?
Milli Eğitim Bakanlığı tarafından uygulamaya konulan Okul Öncesi Eğitimin Güçlendirilmesi Projesi, Türkiye – Avrupa Birliği Mali İşbirliği süreci çerçevesinde Ülkemizin AB müktesebatına uyum çalışmalarının finansmanına destek olmak üzere sağlanan Katılım Öncesi Mali Yardımın (IPA) 2008 yılı programlaması kapsamında yürütülüyor.
Uygulama süresi 43 ay olan proje, MEB Temel Eğitim Genel Müdürlüğü sorumluluğunda, AB ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü koordinesinde ve UNICEF’in teknik desteği ile 12 Mart 2010 tarihinde faaliyetlerine başladı. 16.8 milyon Avroluk proje bütçesinin 1.37 milyon Avrosu T.C. Hükümeti katkısı olup, 1 milyon Avrosu UNICEF katkısıdır.
Genel hedefi, dezavantajlı çocukların ve ailelerinin gündüz çocuk bakım ve okul öncesi eğitime kayıt ve devamlarını artırmaya katkı sağlamak olan projenin amacı, MEB kurumları, kamu kurumları, belediyeler ve STK’ların kapasitesi ile toplum temelli modeller ve ortaklıkların geliştirilmesi yoluyla dezavantajlı çocuklar ve aileleri için kaliteli gündüz çocuk bakım ve okul öncesi eğitim hizmetlerinin geliştirilmesi ve oluşturulmasıdır. Bu bağlamda projede ulaşılmak istenen 5 temel sonuç vardır. Sonuçları özetlemek gerekirse;
Sonuç 1: Toplum temelli gündüz çocuk bakım ve okul öncesi eğitim konusunda MEB kurumlarının kapasite ve programlarının geliştirilerek 10 ilde pilot uygulama yapılması. (Pilot iller: Van, Erzurum, Ağrı, Şanlıurfa, Diyarbakır, Hatay, Mersin, Ankara, İzmir, Adana)
Sonuç 2: Nitelikli toplum temelli gündüz çocuk bakım ve okul öncesi eğitim hizmet modellerinin geliştirilmesi ve kurumsallaştırılması.
Sonuç 3: Okul öncesi eğitiminin önemi konusunda ulusal düzeyde iletişim ve savunu çalışmalarının yapılarak çocuklarını okul öncesine ve ilköğretime zamanında kayıt ettirmeyi isteyen ailelerin sayısının arttırılması.
Sonuç 4: 32 pilot ildeki ilköğretim okulları bünyesindeki okul öncesi eğitim sınıfları ve anaokullarına ekipman, eğitim materyali ve mobilya desteğinin sağlanması.
Sonuç 5: Ortaklaşa hazırlanarak önerilecek hibe projeleri yolu ile yerel kamu kurumları, belediyeler, STK’lar ve özel sektör kuruluşlarının ortak çalışmasını hedefleyen teklif çağrısı yolu ile bir hibe programının hazırlanması ve uygulanması.
1. Sonuçla İlgili Gerçekleştirilenler:
Ulusal ölçekte uygulanan tüm okul öncesi eğitim programları 0-36 ay Programı 36-66 ay Programı ve Modüler Programlar, 40 akademisyen ve 28 uygulayıcının desteği ile güncellenmiş ve MEB Talim ve Terbiye Kurulu tarafından onaylanmıştır. Bu çalışmanın devamı olarak, eğitici eğitimleri proje illerinde tamamlanmıştır. Ülke ölçeğinde yaklaşık 600 öğretmen Okul Öncesi Eğitim Programı Eğitici Eğitimini tamamlamıştır. Bu grubun içinden 375 öğretmen program eğitmeni olarak seçilmiştir. Program eğitmenlerinin devam eden eğitimleriyle birlikte ülke genelinde yerelde yapılacak olan planlamayla 10.000’in üzerinde öğretmene ulaşılması planlanmaktadır.
2.Sonuçla İlgili Gerçekleştirilenler:
Kurum temelli okul öncesi eğitim hizmetlerini destekleyici nitelikte, yerel aktörlerin sürece dâhil olduğu, ücretsiz ve esnek “Toplum Temelli Erken Çocukluk Hizmeti Modelleri” geliştirilmiş ve geliştirilen 10 modelin uygulanması ve yaygınlaştırılması için pilot iller olan Ankara ve İzmir başta olmak üzere tüm proje illerinde saha koordinatörleri görevlendirilmiştir. Pilot illerde yürütülen çalışmalar ile pilot illerde mevcut durumda 1712 çocuğa toplum temelli modeller yoluyla ulaşılmıştır.
3.Sonuçla İlgili Gerçekleştirilenler:
Okul öncesi eğitim konusunda farkındalık yaratmayı amaçlayan ulusal kampanyanın ikinci aşaması ile birlikte bir televizyon spotu hazırlanmış, RTÜK’ten izin alınarak televizyon kanallarında yayınlanmaya başlamıştır. Proje faaliyetleri kapsamında hazırlanan “Çocuk Başına 25 TL” Kaynak Teşvik Etme Kampanyası ile birlikte 10 proje ilindeki dezavantajlı 3.888 çocuk okul öncesi eğitimden ücretsiz olarak yararlanma şansına sahip olmuştur. Adı geçen kampanya kapsamında bağış aktarımı yapılan 200’e yakın okulun müdürleri ile Ankara’da bilgilendirme toplantısı yapılmıştır.
4.Sonuçla İlgili Gerçekleştirilenler:
Donatım ve satın alma bileşeni tamamlanmıştır. 90 anaokulu ve 399 anasınıfı bu bileşenden faydalanmıştır. (toplam 3.000.000 Avro).
5.Sonuçla İlgili Gerçekleştirilenler:
81 ile açılan hibe programından 38 ilde toplam 75 proje hibe almaya hak kazanmıştır. 30.000 ila 80.000 Avro arası bütçelendirilen projelerin uygulama süreleri tamamlanmıştır. İllerden gelen nihai raporlar eksik evrak belgeleri de tamamlanarak Delegasyona ve Merkezi Finans ve İhale Birimi’ne teslim edilmektedir.
Okul öncesi eğitimde ne kadar öğretmen görev yapıyor? Bu konuda ihtiyaçlar nelerdir? Okul öncesi eğitimde öğretmen yeterliliği konusunda neler düşünüyorsunuz? Yapılan hizmet içi eğitimler konusunda bilgi verebilir misiniz?
Okul öncesi eğitim öğretmenleri ve yöneticilerine yönelik olarak yeterliliklerinin artırılması amacıyla 2011-2012 yıllarında, Okul Öncesinde Davranış Değiştirme Teknikleri, Okul Öncesinde Dikkat Toplama Eğitimi, Okul Öncesinde Sınıf Yönetimi, Okul Öncesinde Orff Eğitimi, Bütçe Uygulamaları, Okul Öncesi Eğitim Kurumları Yönetimi, e-Yönetim (e-okul öncesi), Okul Öncesi Eğitim Programı, Çocuklarda Ritim Duyusu Geliştirme, Aktif Öğrenme Yöntemleri, Okul Öncesi Eğitimin Denetimi, Okuma Yazmaya Hazırlık ve Türkçe Etkinlikleri, Okul Öncesinde Aile Eğitimi, Proje Geliştirme Teknikleri, Çocuklarla İletişim Yöntemleri, Okul Öncesi Eğitim Uygulamaları, Okul Öncesinde Değerler Eğitimi, Okul Öncesinde Şiddeti Önleme, Okul Öncesinde Kaynaştırma Eğitimi, Sosyal Beceriler vb. konularında alanda toplam 1733 eğitimci hizmetiçi eğitime alınmıştır.
Son olarak okul öncesi eğitim kurumu seçecek olan velilere önereceğiniz bir yol rehberi var mı?
Çocuklarını okul öncesi kurumlara verecek ailelere öncelikli tavsiyemiz evlerine en yakın olan bağımsız ana okullarına veya ilkokul ve ortaokul gibi kurumlarımızın bünyesinde yer alan ana sınıflarına kaydettirmeleridir. Okul öncesi çağında çocuğu olanların bu yaşlarda çocuklarına verilecek eğitimin gelecek yaşantısında çok etkili olduğunu bilmeleri ve ona göre hareket etmeleri talep edilebilir.
SAYILARLA OKUL ÖNCESİ EĞİTİM
Okul öncesinde kurum sayısı 27.197
Derslik sayısı 49.372
Şube sayısı 61.920
Öğrenci sayısı 1.077.933
OKUL ÖNCESİNDE OKULLAŞMA ORANLARI
2011-2012 eğitim öğretim yılın
5 yaş (60-72 ay) grubunda % 69,55
4-5 yaş (48-72 ay) grubunda ise % 44,04
2012-2013 eğitim öğretim yılı
5 yaş (60-72 ay) grubunda % 64,47
4-5 yaş (48-72 ay) grubunda ise %44,04
(sayısal bilgiler Strateji Geliştirme Başkanlığı ve TUİK tarafından henüz resmileşmeyen geçici sayılarıdır.)
Okul öncesi öğrencilerinin kentsel ve kırsal kesimlerdeki yüzdesel dağılımı
Belde %7,34
Kköy %13,90
Şehirde %78,76
Okul öncesi eğitimde (resmi+özel) 3.620 erkek, 59.313 kadın olmak üzere toplamda 62.933 öğretmen görev yapmaktadır.
Okul öncesi eğitimde kurum sayısının % 13’ü, öğrenci sayısının ise % 11,5’i özel sektörde bulunmaktadır.
OKUL ÖNCESİ EĞİTİMİN 2013 BÜTÇESİ
Personel Giderleri |
381.470.000 TL |
Sosyal Güvenlik |
64.220.000 TL |
Mal ve Hizmet Alımı |
41.452.500 TL |
Sermaye Giderleri (Okul Yapımı) |
100.000.000 TL |
OKUL ÖNCESİ EĞİTİM HİZMETLERİ |
587.142.500 TL |
Son Güncelleme: Salı, 23 Nisan 2013 09:23
Gösterim: 13823