Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, memurun iş bırakmasıyla ilgili olarak, "Basalım parayı dağıtalım memura. Ne olacak? O zaman enflasyon yüzde 6.5 değil yüzde 16.5 olur. Kaşıkla verdiğimizi enflasyon yoluyla kepçeyle alırız. Kandırmayalım kendimizi" dedi.

hüseyin çelik memur zammı açıklamasıAK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik, gündemdeki konuları değerlendirmek üzere bir basın toplantısı düzenledi. Uludere tartışmaları üzerinden CHP ve BDP'ye yüklenen Çelik, AK Parti'nin olayla ilgili olarak insani olan neyse, bunu yapmaya çalıştıklarını ve yapmaya da devam ettiklerini söyledi. Uludere'de hayatını kaybedenlerin ailelerine verilen paraların bu aileleri maddeten de olsa rahatlatmak amacıyla olduğunu söyleyen Çelik, Kılıçdaroğlu'nun ise bunu kan parası olarak gördüğünü ve böylece hükümetin aileleri susturmaya çalıştığını iddia ettiğini belirtti. Çelik, Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarıyla ilgili olarak, "Biz bu vatandaşlara tazminat öngörürken, en üst düzeye tutmaya çalışırken siz buna kan parası diyorsanız, CHP de BDP de bu evlatlarımızın kanı üzerinde ideolojik hesap ve siyasi manevra yapmaya çalıyor. Bu ülkenin çocuklarının acıları, kanı üzerinden kimse ideolojik hesap yapmasın, kimse siyasi rant elde etmeye çalışmasın" dedi.

"Bu sosyal devletin, şefkat devletinin yapması gerekendir. Ölen öldü ama hayatını sürdürenler var. Ölenlerin de kanı yerde kalsın, hesap sorulmasın diyen yok" diyen Çelik, şehit yakınlarına da yardımlar da bulunulduğunu hatırlattı. Çelik, muhalefetin tavrıyla ilgili olarak, "Sanki hükümet o ailelere demiş ki 'alın size bu tazminatları 120 küsur bin size para ödüyoruz', sanki 'davalardan vazgeçin' demişiz gibi bir algı oluşturmak. Bu insanların acısıyla adeta alay edercesine bunları istismar etmek siyasi ahlakla hiçbir şekilde bağdaşmaz" diye konuştu.

Çelik, Uludere olayıyla ilgili Genelkurmay Başkanlığı'nın yaptığı açıklamayı ve Kılıçdaroğlu'nun eleştirilerini de değerlendirdi. Çelik, Genelkurmay'ın halkı bilgilendirmek, aydınlatmak amacıyla açıklama yapabileceğini, muhtıra, tehdit niteliğinde açıklama yapamayacağını belirterek, "Genelkurmay, vatandaş bir konuda tereddüt yaşıyorsa ve bu konu doğrudan Genelkurmay Başkanlığını ilgilendiriyorsa tabii ki açıklama yapabilir. Bizim sözünü ettiğimiz muhtıra" şeklinde konuştu.

Uludere olayında BDP'nin devletin ödediği paraları almamaları için ailelere baskı yaptığını, Kılıçdaroğlu'nun da BDP'nin peşine takıldığını ifade eden Çelik, "Ben CHP Genel Başkanı'nın tavrını halkımıza şikayet ediyorum" dedi.

MEMURUN İŞ BIRAKMASI

Sendikalarla hükümetin zam konusunda anlaşamaması üzerine bugün yurt genelinde memurun iş bırakmasını da değerlendiren Çelik, "Memur arkadaşlarımız demokratik bir hak kullanıyorlarsa buna saygı duyarım ancak haklı mı haksız mı meselesine gelince... Hükmet yüzde 3.5-4 teklifinde bulundu. Bu yıllık ortalaması yüzde 7.1’e denk geliyor. Ek enflasyon beklentisi ne, yüzde 6.5. Tutmazsa ne olacak? Enflasyon farkı ödenecek. Memura verilen yüzde 7.1. Enflasyon yüzde 6.5. Aradaki fark iyileştirme farkıdır. Memur arkadaşlarımız bunu az buluyorlarsa saygı duyarım. 3+3’ün bütçede karşılığı var, geride kalan 1.1’lik artışın bütçeye getireceği yük 1.5 milyar TL’dir. 5+5 verirseniz 3 milyar TL getirecektir" diye konuştu.

"Basalım parayı dağıtalım memurlara. Birileri böyle diyorlarsa, bu memur kesimi hepsi hesap kitap bilen, büyük yüzdesi yüksek öğretim mezunu arkadaşlarımızdır" diyen Çelik, "Basalım parayı dağıtalım memura. Ne olacak? O zaman enflasyon yüzde 6.5 değil yüzde 16.5 olur. Kaşıkla verdiğimizi enflasyon yoluyla kepçeyle alırız. Kandırmayalım kendimizi" dedi.

Çelik, memurların iş bırakmasıyla ilgili olarak, "Biz ilk günden itibaren dedik ki, popülizm yapmayacağız. Popülizm bize göre değil, bütün istekte bulunan memur arkadaşlar haklıdır. Biz onların ihtiyaçlarıyla bu ülkenin imkanlarını örtüştürmek durumundayız. Çalışma Bakanımız gayetli iyi niyetli yaklaşarak götürüyor" diyerek, "Adalet, sağlık, güvenlik eğitimde çalışan kamu personeli yüzde 85’i oluşturuyor. Pasatanın ebadı bu. Biz bunu 10 kişi arasında bölüştüreceğiz. Birine fazla verirseniz, diğerinden kısmak zorundasınız; Çözüm pastanın ebadını büyüteceğiz. Yapmaya çalıştığımız budur" diye konuştu.

> Hüseyin Çelik’ten memur zammına ilginç açıklama

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, memurun iş bırakmasıyla ilgili olarak, "Basalım parayı dağıtalım memura. Ne olacak? O zaman enflasyon yüzde 6.5 değil yüzde 16.5 olur. Kaşıkla verdiğimizi enflasyon yoluyla kepçeyle alırız. Kandırmayalım kendimizi" dedi.

hüseyin çelik memur zammı açıklamasıAK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik, gündemdeki konuları değerlendirmek üzere bir basın toplantısı düzenledi. Uludere tartışmaları üzerinden CHP ve BDP'ye yüklenen Çelik, AK Parti'nin olayla ilgili olarak insani olan neyse, bunu yapmaya çalıştıklarını ve yapmaya da devam ettiklerini söyledi. Uludere'de hayatını kaybedenlerin ailelerine verilen paraların bu aileleri maddeten de olsa rahatlatmak amacıyla olduğunu söyleyen Çelik, Kılıçdaroğlu'nun ise bunu kan parası olarak gördüğünü ve böylece hükümetin aileleri susturmaya çalıştığını iddia ettiğini belirtti. Çelik, Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarıyla ilgili olarak, "Biz bu vatandaşlara tazminat öngörürken, en üst düzeye tutmaya çalışırken siz buna kan parası diyorsanız, CHP de BDP de bu evlatlarımızın kanı üzerinde ideolojik hesap ve siyasi manevra yapmaya çalıyor. Bu ülkenin çocuklarının acıları, kanı üzerinden kimse ideolojik hesap yapmasın, kimse siyasi rant elde etmeye çalışmasın" dedi.

"Bu sosyal devletin, şefkat devletinin yapması gerekendir. Ölen öldü ama hayatını sürdürenler var. Ölenlerin de kanı yerde kalsın, hesap sorulmasın diyen yok" diyen Çelik, şehit yakınlarına da yardımlar da bulunulduğunu hatırlattı. Çelik, muhalefetin tavrıyla ilgili olarak, "Sanki hükümet o ailelere demiş ki 'alın size bu tazminatları 120 küsur bin size para ödüyoruz', sanki 'davalardan vazgeçin' demişiz gibi bir algı oluşturmak. Bu insanların acısıyla adeta alay edercesine bunları istismar etmek siyasi ahlakla hiçbir şekilde bağdaşmaz" diye konuştu.

Çelik, Uludere olayıyla ilgili Genelkurmay Başkanlığı'nın yaptığı açıklamayı ve Kılıçdaroğlu'nun eleştirilerini de değerlendirdi. Çelik, Genelkurmay'ın halkı bilgilendirmek, aydınlatmak amacıyla açıklama yapabileceğini, muhtıra, tehdit niteliğinde açıklama yapamayacağını belirterek, "Genelkurmay, vatandaş bir konuda tereddüt yaşıyorsa ve bu konu doğrudan Genelkurmay Başkanlığını ilgilendiriyorsa tabii ki açıklama yapabilir. Bizim sözünü ettiğimiz muhtıra" şeklinde konuştu.

Uludere olayında BDP'nin devletin ödediği paraları almamaları için ailelere baskı yaptığını, Kılıçdaroğlu'nun da BDP'nin peşine takıldığını ifade eden Çelik, "Ben CHP Genel Başkanı'nın tavrını halkımıza şikayet ediyorum" dedi.

MEMURUN İŞ BIRAKMASI

Sendikalarla hükümetin zam konusunda anlaşamaması üzerine bugün yurt genelinde memurun iş bırakmasını da değerlendiren Çelik, "Memur arkadaşlarımız demokratik bir hak kullanıyorlarsa buna saygı duyarım ancak haklı mı haksız mı meselesine gelince... Hükmet yüzde 3.5-4 teklifinde bulundu. Bu yıllık ortalaması yüzde 7.1’e denk geliyor. Ek enflasyon beklentisi ne, yüzde 6.5. Tutmazsa ne olacak? Enflasyon farkı ödenecek. Memura verilen yüzde 7.1. Enflasyon yüzde 6.5. Aradaki fark iyileştirme farkıdır. Memur arkadaşlarımız bunu az buluyorlarsa saygı duyarım. 3+3’ün bütçede karşılığı var, geride kalan 1.1’lik artışın bütçeye getireceği yük 1.5 milyar TL’dir. 5+5 verirseniz 3 milyar TL getirecektir" diye konuştu.

"Basalım parayı dağıtalım memurlara. Birileri böyle diyorlarsa, bu memur kesimi hepsi hesap kitap bilen, büyük yüzdesi yüksek öğretim mezunu arkadaşlarımızdır" diyen Çelik, "Basalım parayı dağıtalım memura. Ne olacak? O zaman enflasyon yüzde 6.5 değil yüzde 16.5 olur. Kaşıkla verdiğimizi enflasyon yoluyla kepçeyle alırız. Kandırmayalım kendimizi" dedi.

Çelik, memurların iş bırakmasıyla ilgili olarak, "Biz ilk günden itibaren dedik ki, popülizm yapmayacağız. Popülizm bize göre değil, bütün istekte bulunan memur arkadaşlar haklıdır. Biz onların ihtiyaçlarıyla bu ülkenin imkanlarını örtüştürmek durumundayız. Çalışma Bakanımız gayetli iyi niyetli yaklaşarak götürüyor" diyerek, "Adalet, sağlık, güvenlik eğitimde çalışan kamu personeli yüzde 85’i oluşturuyor. Pasatanın ebadı bu. Biz bunu 10 kişi arasında bölüştüreceğiz. Birine fazla verirseniz, diğerinden kısmak zorundasınız; Çözüm pastanın ebadını büyüteceğiz. Yapmaya çalıştığımız budur" diye konuştu.

Son Güncelleme: Çarşamba, 23 May 2012 18:02

Gösterim: 1726

Avrupa Konseyi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) geçen yıl mart ayında yapılan kariyer hukukçusu alım sınavında usulsüzlük yapıldığına hükmetti.

aihmKonsey’in İdari Mahkemesi, testte elenen beşi Türk dokuz adayın başvurusu üzerine başlattığı soruşturma sonucunda çok sayıda Türk hukukçuyu da ilgilendiren sınavda usulsüzlükler tesbit ederek AİHM’yi mahkum etti.

Mahkeme, AİHM’nin Mart 2011’de kariyer hukukçusu almak amacıyla yaptığı sınav öncesi açıklanan talimatnamede duyurulmayan ve usüle uygun olmayan bir test aşaması eklendiğine ve bunun sınavın tümünü lekeler nitelikte olduğuna karar verdi.

Strasbourg’da bulunan AİHM, 2010 yılında kariyer hukukçusu alınması amacıyla üç aşamalı bir sınav takvimi açıklamıştı. Sözkonusu üç aşama, adayların dosya üzerinden ön seçimi, yazılı sınav ve mülakatı içeriyordu. Ancak ön seçimi geçen adaylara iş ilanında belirtilmeyen bir yetenek testi uygulandı. Bu testin sonucunda da önemli bir kısmı Türklerden oluşan adayların yüzde 90’dan fazlası elendi.

Bu testle elenen adaylardan bazılarının şikayeti üzerine sınavı incelemeye alan Avrupa Konseyi İdare Mahkemesi, 20 Nisan 2012 tarihli kararı ile AİHM’nin, son anda eklediği yetenek testi ile sınav sürecini usule aykırı olarak değiştirdiğine hükmetti.

İdari Mahkeme’nin kararında, sınav sürecine sonradan eklenen test aşaması, sınav güvenliği açısından da eleştirildi, mahkeme adayların teste istedikleri yerden bilgisayar ortamında katılabilmiş olmaları nedeniyle de kopyaya müsait olduğuna da dikkat çekti.

Avrupa Konseyi İdare Mahkemesinin bu kararıyla sınavın yalnızca usulsüz olarak yapıldığı kabul edilen yetenek testi bölümünün iptali isteniyor. Buna göre testle elenen adaylara da yazılı sınava giriş kapısı açılmış oluyor.

(euronews)

> AİHM’de sınav yolsuzluğu

Avrupa Konseyi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) geçen yıl mart ayında yapılan kariyer hukukçusu alım sınavında usulsüzlük yapıldığına hükmetti.

aihmKonsey’in İdari Mahkemesi, testte elenen beşi Türk dokuz adayın başvurusu üzerine başlattığı soruşturma sonucunda çok sayıda Türk hukukçuyu da ilgilendiren sınavda usulsüzlükler tesbit ederek AİHM’yi mahkum etti.

Mahkeme, AİHM’nin Mart 2011’de kariyer hukukçusu almak amacıyla yaptığı sınav öncesi açıklanan talimatnamede duyurulmayan ve usüle uygun olmayan bir test aşaması eklendiğine ve bunun sınavın tümünü lekeler nitelikte olduğuna karar verdi.

Strasbourg’da bulunan AİHM, 2010 yılında kariyer hukukçusu alınması amacıyla üç aşamalı bir sınav takvimi açıklamıştı. Sözkonusu üç aşama, adayların dosya üzerinden ön seçimi, yazılı sınav ve mülakatı içeriyordu. Ancak ön seçimi geçen adaylara iş ilanında belirtilmeyen bir yetenek testi uygulandı. Bu testin sonucunda da önemli bir kısmı Türklerden oluşan adayların yüzde 90’dan fazlası elendi.

Bu testle elenen adaylardan bazılarının şikayeti üzerine sınavı incelemeye alan Avrupa Konseyi İdare Mahkemesi, 20 Nisan 2012 tarihli kararı ile AİHM’nin, son anda eklediği yetenek testi ile sınav sürecini usule aykırı olarak değiştirdiğine hükmetti.

İdari Mahkeme’nin kararında, sınav sürecine sonradan eklenen test aşaması, sınav güvenliği açısından da eleştirildi, mahkeme adayların teste istedikleri yerden bilgisayar ortamında katılabilmiş olmaları nedeniyle de kopyaya müsait olduğuna da dikkat çekti.

Avrupa Konseyi İdare Mahkemesinin bu kararıyla sınavın yalnızca usulsüz olarak yapıldığı kabul edilen yetenek testi bölümünün iptali isteniyor. Buna göre testle elenen adaylara da yazılı sınava giriş kapısı açılmış oluyor.

(euronews)

Son Güncelleme: Çarşamba, 23 May 2012 17:41

Gösterim: 1868

CHP Adana Milletvekili Ali Demirçalı’nın soru önergesine Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ ile Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer imzasıyla verilen yanıtta, okullarda Arapça dersinin 4’üncü ve 5’nci sınıflarda gelecek ders yılından itibaren uygulanacağı belirtildi.

arapça dersleriBozdağ ve Dinçer imzasıyla Demirçalı’ya gönderilen yanıtta, Arapça dersinin İngilizce, Fransızca ve Rusça gibi yabancı dil olarak örgün eğitim kurumlarında okutulmasının kararlaştırıldığı kaydedildi. Bozdağ ve Dinçer imzasıyla CHP Adana Milletvekili Ali Demirçalı’ya gönderilen yanıt şöyle:

"Bakanlar Kurulu’nun 08.04.2011 tarihinde alınan kararla Arapça dersinin de İngilizce, Fransızca ve Rusça gibi yabancı dil olarak örgün eğitim kurumlarında okutulması kararlaştırılmıştır. Bu çerçevede Talim ve Terbiye Kurulu’nun 29.09.2011 tarihli ve 141 sayılı kararıyla İlköğretim Arapça (4- 8’inci sınıflar) dersi öğretim programının 2012 -2013 Eğitim- Öğretim yılından itibaren 4- 5’inci sınıflarda, 2013- 2014 yılından itibaren ise 6- 8’inci sınıflarda uygulanması kabul edilmiştir.

İlköğretim okullarındaki Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğrenimi anayasanın 24’üncü maddesi gereğince okutulmaktadır. İnsan Hakları ve Temel Özgürlükler Sözleşmesinin 34’üncü maddesi hükmünce Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerinin zorunlu okutulma şekline AHİM nezdinde açmış oldukları davaya karşı, AHİM’in Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Derslerinin içeriğinin farklı inançların öğrenilmesi açısından yetersiz kaldığı ve değiştirilmesi gerektiği yönündeki kararı doğrultusunda bu derslerin programlarında 30.12.2010 tarih ve 328 sayılı ve 30.12.2010 tarih ve 2- 329 sayılı Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı’nın kararlarıyla gerekli değişiklikler yapılmıştır."

DİN EĞİTİMİ LAİKLİĞE AYKIRI DEĞİL

Açıklamada, okullarda verilen din eğitiminin laiklik ilkesiyle ters düşmediği kaydedildi. Yanıtta şu görüşlere yer verildi:

"İmam Hatip Liseleri ve Anadolu İmam Hatip Liseleri ile İlköğretim ve Orta Öğretim Kurumlarında devletin belirlediği programlar çerçevesinde din eğitimi verilmektedir. Din eğitimi ve öğretiminin okullarımızda yapılıyor olmasının laiklik ilkesine herhangi bir aykırılığı bulunmamaktadır.

Dünya eğitim alanında meydana gelen gelişmeleri izleyen birisinin hangi yaşta olursa olsun eğitim almasına yönelik düzenlenen faaliyetleri eleştirmesi düşünülemez, aksine neden daha fazla insanın hayatının her döneminde eğitim alabileceği imk?nları sağlanmıyor şeklinde eleştiriler getirmesi beklenir. Dünyadaki eğitim anlayışı, artık belli bir yaş grubuna eğitim verilip sonrasında ne yaparlarsa yapsınlar olmaktan çıkmış ve ’hayat boyu öğrenme’ veya ’herkes için eğitim’ kavramı içinde kişilerin her yaşta eğitim süreci içerisine alınması anlayışı h?kim olmuştur."

Bakanların yazısında, yetişkinler için yaygın öğretim kurumlarında açılan ve usta öğreticiler tarafından verilen kurslara ilişkin rakamlar da yer aldı. Buna göre, 2000 yılında açılan kurs sayısı 11 bin 817 ve bu kurslara katılan kursiyer sayısı 271 bin 838; 2010 yılında açılan kurs sayısı 223 bin 966, katılımcı sayısı 3 milyon 945.

(hürriyet)

> Okullarda Arapça dersi gelecek yıl başlıyor

CHP Adana Milletvekili Ali Demirçalı’nın soru önergesine Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ ile Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer imzasıyla verilen yanıtta, okullarda Arapça dersinin 4’üncü ve 5’nci sınıflarda gelecek ders yılından itibaren uygulanacağı belirtildi.

arapça dersleriBozdağ ve Dinçer imzasıyla Demirçalı’ya gönderilen yanıtta, Arapça dersinin İngilizce, Fransızca ve Rusça gibi yabancı dil olarak örgün eğitim kurumlarında okutulmasının kararlaştırıldığı kaydedildi. Bozdağ ve Dinçer imzasıyla CHP Adana Milletvekili Ali Demirçalı’ya gönderilen yanıt şöyle:

"Bakanlar Kurulu’nun 08.04.2011 tarihinde alınan kararla Arapça dersinin de İngilizce, Fransızca ve Rusça gibi yabancı dil olarak örgün eğitim kurumlarında okutulması kararlaştırılmıştır. Bu çerçevede Talim ve Terbiye Kurulu’nun 29.09.2011 tarihli ve 141 sayılı kararıyla İlköğretim Arapça (4- 8’inci sınıflar) dersi öğretim programının 2012 -2013 Eğitim- Öğretim yılından itibaren 4- 5’inci sınıflarda, 2013- 2014 yılından itibaren ise 6- 8’inci sınıflarda uygulanması kabul edilmiştir.

İlköğretim okullarındaki Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğrenimi anayasanın 24’üncü maddesi gereğince okutulmaktadır. İnsan Hakları ve Temel Özgürlükler Sözleşmesinin 34’üncü maddesi hükmünce Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerinin zorunlu okutulma şekline AHİM nezdinde açmış oldukları davaya karşı, AHİM’in Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Derslerinin içeriğinin farklı inançların öğrenilmesi açısından yetersiz kaldığı ve değiştirilmesi gerektiği yönündeki kararı doğrultusunda bu derslerin programlarında 30.12.2010 tarih ve 328 sayılı ve 30.12.2010 tarih ve 2- 329 sayılı Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı’nın kararlarıyla gerekli değişiklikler yapılmıştır."

DİN EĞİTİMİ LAİKLİĞE AYKIRI DEĞİL

Açıklamada, okullarda verilen din eğitiminin laiklik ilkesiyle ters düşmediği kaydedildi. Yanıtta şu görüşlere yer verildi:

"İmam Hatip Liseleri ve Anadolu İmam Hatip Liseleri ile İlköğretim ve Orta Öğretim Kurumlarında devletin belirlediği programlar çerçevesinde din eğitimi verilmektedir. Din eğitimi ve öğretiminin okullarımızda yapılıyor olmasının laiklik ilkesine herhangi bir aykırılığı bulunmamaktadır.

Dünya eğitim alanında meydana gelen gelişmeleri izleyen birisinin hangi yaşta olursa olsun eğitim almasına yönelik düzenlenen faaliyetleri eleştirmesi düşünülemez, aksine neden daha fazla insanın hayatının her döneminde eğitim alabileceği imk?nları sağlanmıyor şeklinde eleştiriler getirmesi beklenir. Dünyadaki eğitim anlayışı, artık belli bir yaş grubuna eğitim verilip sonrasında ne yaparlarsa yapsınlar olmaktan çıkmış ve ’hayat boyu öğrenme’ veya ’herkes için eğitim’ kavramı içinde kişilerin her yaşta eğitim süreci içerisine alınması anlayışı h?kim olmuştur."

Bakanların yazısında, yetişkinler için yaygın öğretim kurumlarında açılan ve usta öğreticiler tarafından verilen kurslara ilişkin rakamlar da yer aldı. Buna göre, 2000 yılında açılan kurs sayısı 11 bin 817 ve bu kurslara katılan kursiyer sayısı 271 bin 838; 2010 yılında açılan kurs sayısı 223 bin 966, katılımcı sayısı 3 milyon 945.

(hürriyet)

Son Güncelleme: Çarşamba, 23 May 2012 15:58

Gösterim: 1996

Memur eylemlerinde son durum.

Hükümet ile memurun 21 gün süren zam pazarlığından sonuç çıkmadı. Hükümetin son turda teklifi yüzde 3.5+4’e çıkarmasını yetersiz bulan memurlar bugün eylem yapıyor. Tren seferlerinde aksama yaşanırken, öğretmenler ve doktorlar da iş bıraktı. KESK, Kamu-Sen, Birleşik-Kamu İş ile Memur-Sen'e Bağlı Eğitim-Bir-Sen'in organize ettiği eyleme 700 bine yakın üyenin katılması bekleniyor. Ankara'da doktorlar deli gömleği giyerek eylem yaptı. Diyarbakır, Ankara ve Antalya'daki eylemlere polis müdahale etti.

3 BİN MEMUR BEYAZIT'A YÜRÜYOR              

İstanbul'da KESK'e bağlı sendikalar Çapa Tıp Fakültesi önünde toplanıp, Beyazıt Meydanı'na doğru yürüyüşe geçti. Sendikalara bazı siyasi partiler de destek veriyor. Sayıları 3 bini bulan yürüyüşçüler Millet Caddesini trafiğe kapattı. Polis kontrolünde yürüyüş devam ederken, sık sık hükümet aleyhinde sloganlar atılıyor. 

ANKARA'DA 4 AYRI NOKTADA EYLEM   

       

Ankara'da 4 farklı konfederasyon 4 ayrı noktada eylem yapıyor.  KESK kendisine bağlı 11 sendikasıyla birlikte, Kolej'de toplanarak, Kızılay Meydanı'na yürüyor. 

5 bin kişilik gruba DİSK, ÖDP, Halkevleri, TMMOB, Türk Tabibler Birliği gibi işçi sendikaları, meslek örgütleri ve partiler de destek veriyor.     

KAMU-SEN de 11 hizmet kolundaki sendikasıyla birlikte, eylem yapan bir başka konferedasyon. Onlarda Sıhhiyeti'deki Abdi İpekçi Parkı'nda toplandılar. Bu konfederasyona da 5 bin kişilik katılım olduğu belirtiliyor.     

DOKTORLAR DELİ GÖMLEĞİ GİYDİ                 

KAMU çalışanlarının hükümetin maaşlarına 2012 yılı için yüzde 3.5+4 zam önerisini protesto için iş bırakması, Ankara’da hayatı durma noktasına getirdi.

Ankara’daki hastanelerde Acil servisler dışındaki ünitelerde hizmet verilmezken, doktorlar ve sağlık çalışanları da iş bırakarak eylem yaptı. Hastane bahçelerinde toplanan sağlık çalışanları, ’Sağlık Haktır’ yazılı pankartı açıp, hükümet aleyhine slogan attı. Deli gömleği giyen doktorlar, ’Başbakanın 3,5+4 zammı memuru delirti’ pankartlarını boyunlarına asmaları dikkat çekti. Bu arada bir grup memur, GMK Bulvarı’nı yaklaşık bir saat boyunca trafiğe kapatırken, Memur-Sen’e bağlı Eğitim-Bir-Sen üyeleri de Güvenpark’ta oturma eylemi yaptı. ’Elektriğe yüzde 19, memura yüzde 3,5 -4 zam’, ’Vermezsen ek ödeme, kapıma da gelme’, ’Bedava kitaptan sonra bedava öğretmen projesine de start verildi’ yazılı pankartlar açan grup, hükümet aleyhine slogan attı.

Bir grup öğrentmen de Güvenparrk’ta toplanıp, Milli Eğitim Bakanlığı’na yürüdü. Bakanlık önünde eylem yapan öğretmenler, hükümet ve Bakan aleyhine sloganlar attı. Birçok sivil toplum örgütü de Kolej Kavşağı’nda toplanıp, Kızılay’a yürüdü. Kızılay girişinde kurulan polis parikatlarına kadar yürüyen memurlar, daha sonra Ziya Gökalp Caddesi’ni trafiğe kapatarak eylem yaptı. Memurlara çok sayıda sivil toplum örgütü ile siyasi parti de destek verdi. Ankara’da birçok kamu-kurum ve kuruluşun grişine de ’Bu işyerinde grev vardır’ pankartları asıldı.

ŞİMŞEK: MEMURU ENFLASYONA EZDİRMEYECEĞİZ    

 35 bin üyeli Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu da Kızılay da eylem yapıyor. Onlar da 500 kişilik grupla eylem yapıyor.          

Memur-Sen olarak konfederasyon olarak 'resmen' katılmazken, eylemi kendisine bağlı Eğitim-Bir-Sen yapıyor. Ancak hem Memur-Sen yönetimi HAK-İŞ Konfederasyonu eyleme destek veriyor.

Eğitim-Bir-Sen de yine Kızılay Meydanı'ndaki Güven Park'ta oturma eylemi şeklinde gerçekleştiriyor. Burada da oturma eylemi yapıyor. 

Önceki eylemlere göre bugünkü eylemde polis sayısının azlığı dikkat çekiyor. Polis, Ziya Gökalp'ten yürüyen KESK'in önünü 2 panzer iki tamo ile kesmiş bulunuyor. Çelik bile eylemde görülmedi.

MERSİN'DE ARBEDE: 10 YARALI     


Memurların iş bırakma eyleminde Türk Kamu-Sen üyesi yaklaşık bin kişi, Ak Parti Akdeniz İlçe binasına yürümek isteyince polisin müdahalesiyle karşılaştı. Biber gazı ve cop kullanan polislerle kendilerine sopalarla karşılık veren memurlar arasında arbede yaşandı, 3'ü polis, 10 kişi yaralandı.   

Merkez Akdeniz İlçesi Mahmudiye Mahallesi'ndeki sendika binası önünde saat 11.30 sıralarında toplanan Türk Kamu-Sen üyeleri yaklaşık 500 metre uzaklıkta Nusratiye Mahallesi Hastane Caddesi üzerindeki Ak Parti Akdeniz İlçe Başkanlığı'na doğru yürüyüşe geçti. Eylem için geniş güvenlik önlemleri alan Mersin Emniyet Müdürlüğü ekipleri, Hastane Caddesi'ni panzerlerle kapatıp, grubun yürüyüşünü engellemeye çalıştı. 

Ellerinde bayraklar ve dövizler taşıyıp, hükümet aleyhinde sloganlar atan grup, ısrarla yürümeyi sürdürünce çevik kuvvet polisleri biber gazı ve coplarla müdahale etti. Memurlar da ellerindeki bayrak ve döviz sopalarıyla karşılık verdi.

Yaşanan arbedede sopa, tekme ve yumruk darbeleriyle 3 polis ile 7 memur çeşitli yerlerinden yaralandı. Yaralılar, olay yerine çağrılan ambulanslarla hastanelere kaldırıldı. Müdahalenin ardından dağılmayan grup, oturma eylemi başlattı.

HAK- İŞ DE DESTEK VERİYOR 

Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan başkanlığındaki Hak-İş Yönetim Kurulu ve bağlı sendikaların genel başkanları ile Ankara şubelerine üye işçiler saat 12:30’da Güvenparkta Memur-Sen’in tarafından gerçekleştirilen eyleme destek veriyor.

Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu da eylemin düzenlendiği alana geldi.  

ÖĞRETMENLER HAKKINDA YASAL İŞLEM YAPILMAYACAK   

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, bugünkü  memur eylemine katılan öğretmenler hakkında yasal bir işlem yapmayacaklarını  bildirerek, “Çünkü bir tepki mahiyetinde, dikkat çekmek mahiyetinde, sadece  öğretmenlerin değil, tüm devlet memurlarının yaptığı bir uygulamaydı” dedi.

“Bugün memurlar eylemdeydi. Derse girmeyen öğretmenler oldu. Bu  öğretmenler hakkında yasal bir işlem yapılacak mı?” sorusu üzerine Dinçer,  şunları söyledi:

“Öğretmenler hakkında yasal bir işlem yapmayacağız. Çünkü bir tepki  mahiyetinde, dikkat çekmek mahiyetinde, sadece öğretmenlerin değil, tüm devlet  memurlarının yaptığı bir uygulamaydı. Ancak üzüldüğümü ifade etmek istiyorum.”

ANTALYA’DAKİ KESK EYLEMİNDE ARBEDE


ANTALYA’da, kamu emekçilerinin 1 günlük iş bırakma eyleminde, eylemcilerle polis arasında zaman zaman arbede oldu.

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’na (KESK) bağlı sendika temsilcilerinin ülke çapında ilan ettiği 1 günlük iş bırakma eylemi, Antalya’da büyük katılımla gerçekleşti. Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Defterdarlık ve Milli Eğitim İl Müdürlüğü önünde toplanan ve sayısı 3 bini bulan grup, saat 11.00 sıralarında Defterdarlık önünde buluşarak yürüyüşe geçti. Grubun yürüyüşü sloganlar eşliğinde devam ederken, polisin Konyaaltı Caddesi’nde yolu kesmesi ile bir anda ortam gerginleşti.

Yürüyüşlerine trafiği keserek Konyaaltı Caddesi üzerinden devam etmek isteyen grup ile tramvay yolunu kullanmalarını isteyen polis arasında arbede yaşandı. Kısa süren arbede sırasında bir eylemcinin, Çevik Kuvvet görevlilerinden birinin kalkanını almak istemesi ile ortam gerginleşti. KESK görevlilerinin araya girmesiyle yatışan olaylardan sonra polis yolu açarak grubun tramvay yolundan eylem alanına girmesine izin verdi.

'11 HİZMET KOLUNDA İŞ BIRAKTIK'         

KESK Genel Sekreteri İsmail Hakkı Tombul, hurriyet.com.tr'ye yaptığı açıklamada, eğitimden sağlığa, ulaşımdan vergi dairelerine kadar tüm üyelerinin, 11 hizmet kolunda iş bıraktıklarını açıkladı. Tombul, KESK'e bağlı 250 bin, Kamu-Sen'in 390 bin, Birleşik-Kamu-İş'in ise 35 bin üyesiyle bugün eylemde olduğunu söyledi. Memur-Sen'in ise Eğitim-Bir-Sen ile eyleme katıldığını anlatan Tombul, konfederasyonların birlikte olmasa da eş zamanlı eylem yaptıklarını belirtti.

KESK bugün İstanbul'da Sirkeci Garı ve Çapa Tıp Fakültesi'nde toplanmaya başladı. 12.30'da Beyazıt Meydanı'nda miting yapacak. Ankara'da 12.30'da Kızılay Ziya Gökalp Caddesi'nde, İzmir'de ise 11.00'de Konak Meydanı'nda miting yapacak. KESK'in eylemine Türkiye Mimar ve Mühendis Odaları Birliği ile Türk Tabipler Birliği meslek örgütleri de destek verecek.

Kamu-Sen Abdi İpekçi Parkı önünde basın açıklaması yapacak.

GREV NEDENİYLE BANLİYÖ SEFERLERİ İPTAL OLDU

KESK'e bağlı Birleşik Taşımacılık Sendikası (BTS) üyelerinin grev yapması nedeniyle 05.00'da başlaması gereken Haydarpaşa-Pendik-Haydarpaşa seferleri yapılamadı. Grevin duyurulduğu için kimsenin hiçbir yolcunun gelmediğini söyleyen grup üyeleri, "Bu iş yerinde grev var" pankartı asarak, "Yaşasın Grev -Yaşasın Toplu sözleşme" sloganları attı. Grev nedeniyle Haydarpaşa-Pendik ve Sirkeci-Halkalı arasındaki seferlerin iptal olduğunu belirten Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası Genel Başkanı Yavuz Demirkol, "Saat 05.00 itibariyle tüm türkiye çapında devlet demiryolu işçileri iş bırakma eylemine başladılar. Şu anda başarıyla grevimiz sürüyor. Grev bugün saat 24' e kadar sürecek. Demiryolu emekçileri bu greve büyük bir çoğunlukla destek veriyorlar" dedi.

Zam konusunda hükümet ile anlaşamayan kamu çalışanları, Ankara Garı'nda da iş bıraktı. Türk Ulaşım-Sen ile Birleşik Taşımacılık Sendikası üyeleri, garın girişine “Grevdeyiz” pankartı astı.

Saat 01.33'de Diyarbakır'a gidecek Güney Ekspresi, hareket etmedi. Memurların iş bırakması üzerine Ankara Garı'nda bilet satışları durdu. Satılan biletlerin bedelleri kesintisiz olarak yolculara iade edildi. TCDD, yolcuların mağdur olmaması ve gidecekleri yerlere zamanında ulaşabilmeleri için AŞTİ'ye belirli aralıklarla servis düzenledi.

ADANA-MERSİN ARASINDAKİ TREN SEFERLERİ YAPILAMIYOR

Kamu çalışanlarının iş bırakma eylemi nedeniyle Adana-Mersin arasındaki tren seferleri yapılmıyor.

Sabah erken saatlerde Mersin Tren Garı'na gelen vatandaşlar, gişelerin kapalı olduğunu ve “Personel eylemi nedeniyle trenler çalışmayacaktır, bu sebeple bilet satışı bugün yapılmayacaktır” şeklinde not bulunduğunu gördü. Çalışanlar ve öğrenciler, bunun üzerine otobüs ve minibüslerle işlerine ve okullarına gitmeye çalıştı.

TCDD'DEN AÇIKLAMA: MERSİN-ADANA VE İSTANBUL DIŞINDA SEFERLER DEVAM EDİYOR

TCDD Genel Müdürlüğü, Mersin-Adana arasında çalışan bölgesel trenler ile İstanbul banliyö trenleri haricindeki trenlerin seferlerine devam ettiğini bildirdi.

TCDD Genel Müdürlüğünden yapılan açıklamada, memur sendikalarınca iş bırakma eyleminin olduğu belirtilerek, buna rağmen Ankara, Eskişehir ve Konya'dan Yüksek Hızlı Trenlerin karşılıklı olarak vaktinde hareket ettikleri kaydedildi.

Mersin-Adana arasında çalışan bölgesel trenler ile İstanbul banliyö trenleri haricindeki trenlerin hareket saatlerine uygun seferlerine devam ettiği vurgulanan açıklamada, garlarda, bilet satışları dahil yolcu ihtiyaçlarını karşılayacak bütün hizmetlerin sürdürüldüğü belirtildi.

ESKİŞEHİR GARINA GREV PANKARTI ASILDI 

 1 günlük grev kararı alan memurlar, Eskişehir’de tren garına grev pankartı astı.    

Günün ilk dakikalarında Eskişehir Garı’nda toplanan KESK, Kamu-Sen ve Birleşik Taşımacılık Sendikası üyeleri, ’Bu işyerinde grev vardır’ yazılı pankart astı. Kamu-Sen İl Temsilcisi Şükrü Erkoca, grev kararını alırken sürekli "Bizi bu noktaya getirmeyin. Biz alanlara çıkar meydanları dar ederiz" dediklerini anlattı. Erkoca, "Ancak ’Yapamazsınız’ , ’Edemezsiniz’ düşüncesindeler. Meydanlar memurun bayram meydanı olacak. Biz fazla bir şey istemiyoruz. Alın terimizin karşılığını istiyoruz" dedi.

Bu arada Eskişehir Garı’nda geceleyin grev pankartı yaklaşık 10 dakikada önce Mavi Tren İzmir’e hareket etti. Trenlerin bugün çalışmayacağı, ancak Eskişehir-Ankara arasındaki Yüksek Hızlı Tren (YHT) seferlerinin devam etmesinin beklendiği kaydedildi.

SAĞLIK ÇALIŞANLARI VE ÖĞRETMENLER DE GREVDE

İstanbul'da KESK'e bağlı Sağlık Emekçileri Sendikası üyesi sağlık çalışanları da iş bıraktı. Çapa Tıp Fakültesi'nde toplanan sağlık çalışanları, sloganlar atarak yürüyüş yaptı. Sağlık çalışanlarına diğer iş kollarındaki memurların da katılmasıyla Çapa Tıp Fakültesi önünde toplanacak. Kalabalık öğle saatlerinde Beyazıt Meydanı'na kadar büyük bir yürüyüş gerçekleştirecek.

Öğretmenlerin örgütlü olduğu Eğitim-Sen, Türk Eğitim Sen, Eğitim İş ve  Eğitim-Bir-Sen ilk kez birlikte eylem yapıyor. Öğretmen eylemine yaklaşık 500 bin eğitimcinin katılması bekleniyor.

(hürriyet)

> Memur eylemlerinden canlı görüntüler

Memur eylemlerinde son durum.

Hükümet ile memurun 21 gün süren zam pazarlığından sonuç çıkmadı. Hükümetin son turda teklifi yüzde 3.5+4’e çıkarmasını yetersiz bulan memurlar bugün eylem yapıyor. Tren seferlerinde aksama yaşanırken, öğretmenler ve doktorlar da iş bıraktı. KESK, Kamu-Sen, Birleşik-Kamu İş ile Memur-Sen'e Bağlı Eğitim-Bir-Sen'in organize ettiği eyleme 700 bine yakın üyenin katılması bekleniyor. Ankara'da doktorlar deli gömleği giyerek eylem yaptı. Diyarbakır, Ankara ve Antalya'daki eylemlere polis müdahale etti.

3 BİN MEMUR BEYAZIT'A YÜRÜYOR              

İstanbul'da KESK'e bağlı sendikalar Çapa Tıp Fakültesi önünde toplanıp, Beyazıt Meydanı'na doğru yürüyüşe geçti. Sendikalara bazı siyasi partiler de destek veriyor. Sayıları 3 bini bulan yürüyüşçüler Millet Caddesini trafiğe kapattı. Polis kontrolünde yürüyüş devam ederken, sık sık hükümet aleyhinde sloganlar atılıyor. 

ANKARA'DA 4 AYRI NOKTADA EYLEM   

       

Ankara'da 4 farklı konfederasyon 4 ayrı noktada eylem yapıyor.  KESK kendisine bağlı 11 sendikasıyla birlikte, Kolej'de toplanarak, Kızılay Meydanı'na yürüyor. 

5 bin kişilik gruba DİSK, ÖDP, Halkevleri, TMMOB, Türk Tabibler Birliği gibi işçi sendikaları, meslek örgütleri ve partiler de destek veriyor.     

KAMU-SEN de 11 hizmet kolundaki sendikasıyla birlikte, eylem yapan bir başka konferedasyon. Onlarda Sıhhiyeti'deki Abdi İpekçi Parkı'nda toplandılar. Bu konfederasyona da 5 bin kişilik katılım olduğu belirtiliyor.     

DOKTORLAR DELİ GÖMLEĞİ GİYDİ                 

KAMU çalışanlarının hükümetin maaşlarına 2012 yılı için yüzde 3.5+4 zam önerisini protesto için iş bırakması, Ankara’da hayatı durma noktasına getirdi.

Ankara’daki hastanelerde Acil servisler dışındaki ünitelerde hizmet verilmezken, doktorlar ve sağlık çalışanları da iş bırakarak eylem yaptı. Hastane bahçelerinde toplanan sağlık çalışanları, ’Sağlık Haktır’ yazılı pankartı açıp, hükümet aleyhine slogan attı. Deli gömleği giyen doktorlar, ’Başbakanın 3,5+4 zammı memuru delirti’ pankartlarını boyunlarına asmaları dikkat çekti. Bu arada bir grup memur, GMK Bulvarı’nı yaklaşık bir saat boyunca trafiğe kapatırken, Memur-Sen’e bağlı Eğitim-Bir-Sen üyeleri de Güvenpark’ta oturma eylemi yaptı. ’Elektriğe yüzde 19, memura yüzde 3,5 -4 zam’, ’Vermezsen ek ödeme, kapıma da gelme’, ’Bedava kitaptan sonra bedava öğretmen projesine de start verildi’ yazılı pankartlar açan grup, hükümet aleyhine slogan attı.

Bir grup öğrentmen de Güvenparrk’ta toplanıp, Milli Eğitim Bakanlığı’na yürüdü. Bakanlık önünde eylem yapan öğretmenler, hükümet ve Bakan aleyhine sloganlar attı. Birçok sivil toplum örgütü de Kolej Kavşağı’nda toplanıp, Kızılay’a yürüdü. Kızılay girişinde kurulan polis parikatlarına kadar yürüyen memurlar, daha sonra Ziya Gökalp Caddesi’ni trafiğe kapatarak eylem yaptı. Memurlara çok sayıda sivil toplum örgütü ile siyasi parti de destek verdi. Ankara’da birçok kamu-kurum ve kuruluşun grişine de ’Bu işyerinde grev vardır’ pankartları asıldı.

ŞİMŞEK: MEMURU ENFLASYONA EZDİRMEYECEĞİZ    

 35 bin üyeli Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu da Kızılay da eylem yapıyor. Onlar da 500 kişilik grupla eylem yapıyor.          

Memur-Sen olarak konfederasyon olarak 'resmen' katılmazken, eylemi kendisine bağlı Eğitim-Bir-Sen yapıyor. Ancak hem Memur-Sen yönetimi HAK-İŞ Konfederasyonu eyleme destek veriyor.

Eğitim-Bir-Sen de yine Kızılay Meydanı'ndaki Güven Park'ta oturma eylemi şeklinde gerçekleştiriyor. Burada da oturma eylemi yapıyor. 

Önceki eylemlere göre bugünkü eylemde polis sayısının azlığı dikkat çekiyor. Polis, Ziya Gökalp'ten yürüyen KESK'in önünü 2 panzer iki tamo ile kesmiş bulunuyor. Çelik bile eylemde görülmedi.

MERSİN'DE ARBEDE: 10 YARALI     


Memurların iş bırakma eyleminde Türk Kamu-Sen üyesi yaklaşık bin kişi, Ak Parti Akdeniz İlçe binasına yürümek isteyince polisin müdahalesiyle karşılaştı. Biber gazı ve cop kullanan polislerle kendilerine sopalarla karşılık veren memurlar arasında arbede yaşandı, 3'ü polis, 10 kişi yaralandı.   

Merkez Akdeniz İlçesi Mahmudiye Mahallesi'ndeki sendika binası önünde saat 11.30 sıralarında toplanan Türk Kamu-Sen üyeleri yaklaşık 500 metre uzaklıkta Nusratiye Mahallesi Hastane Caddesi üzerindeki Ak Parti Akdeniz İlçe Başkanlığı'na doğru yürüyüşe geçti. Eylem için geniş güvenlik önlemleri alan Mersin Emniyet Müdürlüğü ekipleri, Hastane Caddesi'ni panzerlerle kapatıp, grubun yürüyüşünü engellemeye çalıştı. 

Ellerinde bayraklar ve dövizler taşıyıp, hükümet aleyhinde sloganlar atan grup, ısrarla yürümeyi sürdürünce çevik kuvvet polisleri biber gazı ve coplarla müdahale etti. Memurlar da ellerindeki bayrak ve döviz sopalarıyla karşılık verdi.

Yaşanan arbedede sopa, tekme ve yumruk darbeleriyle 3 polis ile 7 memur çeşitli yerlerinden yaralandı. Yaralılar, olay yerine çağrılan ambulanslarla hastanelere kaldırıldı. Müdahalenin ardından dağılmayan grup, oturma eylemi başlattı.

HAK- İŞ DE DESTEK VERİYOR 

Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan başkanlığındaki Hak-İş Yönetim Kurulu ve bağlı sendikaların genel başkanları ile Ankara şubelerine üye işçiler saat 12:30’da Güvenparkta Memur-Sen’in tarafından gerçekleştirilen eyleme destek veriyor.

Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu da eylemin düzenlendiği alana geldi.  

ÖĞRETMENLER HAKKINDA YASAL İŞLEM YAPILMAYACAK   

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, bugünkü  memur eylemine katılan öğretmenler hakkında yasal bir işlem yapmayacaklarını  bildirerek, “Çünkü bir tepki mahiyetinde, dikkat çekmek mahiyetinde, sadece  öğretmenlerin değil, tüm devlet memurlarının yaptığı bir uygulamaydı” dedi.

“Bugün memurlar eylemdeydi. Derse girmeyen öğretmenler oldu. Bu  öğretmenler hakkında yasal bir işlem yapılacak mı?” sorusu üzerine Dinçer,  şunları söyledi:

“Öğretmenler hakkında yasal bir işlem yapmayacağız. Çünkü bir tepki  mahiyetinde, dikkat çekmek mahiyetinde, sadece öğretmenlerin değil, tüm devlet  memurlarının yaptığı bir uygulamaydı. Ancak üzüldüğümü ifade etmek istiyorum.”

ANTALYA’DAKİ KESK EYLEMİNDE ARBEDE


ANTALYA’da, kamu emekçilerinin 1 günlük iş bırakma eyleminde, eylemcilerle polis arasında zaman zaman arbede oldu.

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’na (KESK) bağlı sendika temsilcilerinin ülke çapında ilan ettiği 1 günlük iş bırakma eylemi, Antalya’da büyük katılımla gerçekleşti. Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Defterdarlık ve Milli Eğitim İl Müdürlüğü önünde toplanan ve sayısı 3 bini bulan grup, saat 11.00 sıralarında Defterdarlık önünde buluşarak yürüyüşe geçti. Grubun yürüyüşü sloganlar eşliğinde devam ederken, polisin Konyaaltı Caddesi’nde yolu kesmesi ile bir anda ortam gerginleşti.

Yürüyüşlerine trafiği keserek Konyaaltı Caddesi üzerinden devam etmek isteyen grup ile tramvay yolunu kullanmalarını isteyen polis arasında arbede yaşandı. Kısa süren arbede sırasında bir eylemcinin, Çevik Kuvvet görevlilerinden birinin kalkanını almak istemesi ile ortam gerginleşti. KESK görevlilerinin araya girmesiyle yatışan olaylardan sonra polis yolu açarak grubun tramvay yolundan eylem alanına girmesine izin verdi.

'11 HİZMET KOLUNDA İŞ BIRAKTIK'         

KESK Genel Sekreteri İsmail Hakkı Tombul, hurriyet.com.tr'ye yaptığı açıklamada, eğitimden sağlığa, ulaşımdan vergi dairelerine kadar tüm üyelerinin, 11 hizmet kolunda iş bıraktıklarını açıkladı. Tombul, KESK'e bağlı 250 bin, Kamu-Sen'in 390 bin, Birleşik-Kamu-İş'in ise 35 bin üyesiyle bugün eylemde olduğunu söyledi. Memur-Sen'in ise Eğitim-Bir-Sen ile eyleme katıldığını anlatan Tombul, konfederasyonların birlikte olmasa da eş zamanlı eylem yaptıklarını belirtti.

KESK bugün İstanbul'da Sirkeci Garı ve Çapa Tıp Fakültesi'nde toplanmaya başladı. 12.30'da Beyazıt Meydanı'nda miting yapacak. Ankara'da 12.30'da Kızılay Ziya Gökalp Caddesi'nde, İzmir'de ise 11.00'de Konak Meydanı'nda miting yapacak. KESK'in eylemine Türkiye Mimar ve Mühendis Odaları Birliği ile Türk Tabipler Birliği meslek örgütleri de destek verecek.

Kamu-Sen Abdi İpekçi Parkı önünde basın açıklaması yapacak.

GREV NEDENİYLE BANLİYÖ SEFERLERİ İPTAL OLDU

KESK'e bağlı Birleşik Taşımacılık Sendikası (BTS) üyelerinin grev yapması nedeniyle 05.00'da başlaması gereken Haydarpaşa-Pendik-Haydarpaşa seferleri yapılamadı. Grevin duyurulduğu için kimsenin hiçbir yolcunun gelmediğini söyleyen grup üyeleri, "Bu iş yerinde grev var" pankartı asarak, "Yaşasın Grev -Yaşasın Toplu sözleşme" sloganları attı. Grev nedeniyle Haydarpaşa-Pendik ve Sirkeci-Halkalı arasındaki seferlerin iptal olduğunu belirten Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası Genel Başkanı Yavuz Demirkol, "Saat 05.00 itibariyle tüm türkiye çapında devlet demiryolu işçileri iş bırakma eylemine başladılar. Şu anda başarıyla grevimiz sürüyor. Grev bugün saat 24' e kadar sürecek. Demiryolu emekçileri bu greve büyük bir çoğunlukla destek veriyorlar" dedi.

Zam konusunda hükümet ile anlaşamayan kamu çalışanları, Ankara Garı'nda da iş bıraktı. Türk Ulaşım-Sen ile Birleşik Taşımacılık Sendikası üyeleri, garın girişine “Grevdeyiz” pankartı astı.

Saat 01.33'de Diyarbakır'a gidecek Güney Ekspresi, hareket etmedi. Memurların iş bırakması üzerine Ankara Garı'nda bilet satışları durdu. Satılan biletlerin bedelleri kesintisiz olarak yolculara iade edildi. TCDD, yolcuların mağdur olmaması ve gidecekleri yerlere zamanında ulaşabilmeleri için AŞTİ'ye belirli aralıklarla servis düzenledi.

ADANA-MERSİN ARASINDAKİ TREN SEFERLERİ YAPILAMIYOR

Kamu çalışanlarının iş bırakma eylemi nedeniyle Adana-Mersin arasındaki tren seferleri yapılmıyor.

Sabah erken saatlerde Mersin Tren Garı'na gelen vatandaşlar, gişelerin kapalı olduğunu ve “Personel eylemi nedeniyle trenler çalışmayacaktır, bu sebeple bilet satışı bugün yapılmayacaktır” şeklinde not bulunduğunu gördü. Çalışanlar ve öğrenciler, bunun üzerine otobüs ve minibüslerle işlerine ve okullarına gitmeye çalıştı.

TCDD'DEN AÇIKLAMA: MERSİN-ADANA VE İSTANBUL DIŞINDA SEFERLER DEVAM EDİYOR

TCDD Genel Müdürlüğü, Mersin-Adana arasında çalışan bölgesel trenler ile İstanbul banliyö trenleri haricindeki trenlerin seferlerine devam ettiğini bildirdi.

TCDD Genel Müdürlüğünden yapılan açıklamada, memur sendikalarınca iş bırakma eyleminin olduğu belirtilerek, buna rağmen Ankara, Eskişehir ve Konya'dan Yüksek Hızlı Trenlerin karşılıklı olarak vaktinde hareket ettikleri kaydedildi.

Mersin-Adana arasında çalışan bölgesel trenler ile İstanbul banliyö trenleri haricindeki trenlerin hareket saatlerine uygun seferlerine devam ettiği vurgulanan açıklamada, garlarda, bilet satışları dahil yolcu ihtiyaçlarını karşılayacak bütün hizmetlerin sürdürüldüğü belirtildi.

ESKİŞEHİR GARINA GREV PANKARTI ASILDI 

 1 günlük grev kararı alan memurlar, Eskişehir’de tren garına grev pankartı astı.    

Günün ilk dakikalarında Eskişehir Garı’nda toplanan KESK, Kamu-Sen ve Birleşik Taşımacılık Sendikası üyeleri, ’Bu işyerinde grev vardır’ yazılı pankart astı. Kamu-Sen İl Temsilcisi Şükrü Erkoca, grev kararını alırken sürekli "Bizi bu noktaya getirmeyin. Biz alanlara çıkar meydanları dar ederiz" dediklerini anlattı. Erkoca, "Ancak ’Yapamazsınız’ , ’Edemezsiniz’ düşüncesindeler. Meydanlar memurun bayram meydanı olacak. Biz fazla bir şey istemiyoruz. Alın terimizin karşılığını istiyoruz" dedi.

Bu arada Eskişehir Garı’nda geceleyin grev pankartı yaklaşık 10 dakikada önce Mavi Tren İzmir’e hareket etti. Trenlerin bugün çalışmayacağı, ancak Eskişehir-Ankara arasındaki Yüksek Hızlı Tren (YHT) seferlerinin devam etmesinin beklendiği kaydedildi.

SAĞLIK ÇALIŞANLARI VE ÖĞRETMENLER DE GREVDE

İstanbul'da KESK'e bağlı Sağlık Emekçileri Sendikası üyesi sağlık çalışanları da iş bıraktı. Çapa Tıp Fakültesi'nde toplanan sağlık çalışanları, sloganlar atarak yürüyüş yaptı. Sağlık çalışanlarına diğer iş kollarındaki memurların da katılmasıyla Çapa Tıp Fakültesi önünde toplanacak. Kalabalık öğle saatlerinde Beyazıt Meydanı'na kadar büyük bir yürüyüş gerçekleştirecek.

Öğretmenlerin örgütlü olduğu Eğitim-Sen, Türk Eğitim Sen, Eğitim İş ve  Eğitim-Bir-Sen ilk kez birlikte eylem yapıyor. Öğretmen eylemine yaklaşık 500 bin eğitimcinin katılması bekleniyor.

(hürriyet)

Son Güncelleme: Çarşamba, 23 May 2012 16:47

Gösterim: 2442

Dinçer, ilköğretim ve ortaöğretim İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük derslerinin kaldırılması konusunda bir çalışmanın olmadığını bildirdi.

inklap dersi kalkmıyorMHP Hatay Milletvekili Şefik Çirkin'in soru önergesini yanıtlayan Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, Ortaöğretim Türk Edebiyatı 9. sınıf ders kitabının beş yılık okutma süresinin tamamlandığını belirterek, 2011-2012 eğitim öğretim yılından itibaren yeniden hazırlanan ders kitabının kullanıldığını hatırlattı.

Dinçer, kitapta, Arif Nihat Asya'nın ''Bayrak'' adlı şiirindeki, ''Sana benim gözümle bakmayanın mezarını kazacağım/seni selamlamadan uçan kuşun yuvasını bozacağım'' mısralarında yer alan ''kuş yuvasını bozma'' sözcük gruplarının ''olumsuz düşünce ve davranışlara neden olacağı ve bunun bayrak, vatan ve millet sevgisini aşağılayan bir şiirde, bu seviyedeki öğrenciler tarafından yanlış anlaşılabileceği'' düşünülerek çıkarıldığını ifade etti.        

Milli Eğitim Bakanlığı Ders Kitapları ve Eğitim Araçları Yönetmeliği uyarınca Türk Bayrağı, İstiklal Marşı, Öğrenci Andı, Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi ve Atatürk resminin ilköğretim ve ortaöğretim öğrencilerine ücretsiz dağıtılan tüm ders kitaplarında bulunmasının zorunlu olduğunu belirten Dinçer, ilköğretim ve ortaöğretim ''İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük'' derslerinin kaldırılması konusunda  bakanlığın bir çalışması bulunmadığını bildirdi.

> İnkılap Tarihi dersi kaldırılmayacak

Dinçer, ilköğretim ve ortaöğretim İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük derslerinin kaldırılması konusunda bir çalışmanın olmadığını bildirdi.

inklap dersi kalkmıyorMHP Hatay Milletvekili Şefik Çirkin'in soru önergesini yanıtlayan Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, Ortaöğretim Türk Edebiyatı 9. sınıf ders kitabının beş yılık okutma süresinin tamamlandığını belirterek, 2011-2012 eğitim öğretim yılından itibaren yeniden hazırlanan ders kitabının kullanıldığını hatırlattı.

Dinçer, kitapta, Arif Nihat Asya'nın ''Bayrak'' adlı şiirindeki, ''Sana benim gözümle bakmayanın mezarını kazacağım/seni selamlamadan uçan kuşun yuvasını bozacağım'' mısralarında yer alan ''kuş yuvasını bozma'' sözcük gruplarının ''olumsuz düşünce ve davranışlara neden olacağı ve bunun bayrak, vatan ve millet sevgisini aşağılayan bir şiirde, bu seviyedeki öğrenciler tarafından yanlış anlaşılabileceği'' düşünülerek çıkarıldığını ifade etti.        

Milli Eğitim Bakanlığı Ders Kitapları ve Eğitim Araçları Yönetmeliği uyarınca Türk Bayrağı, İstiklal Marşı, Öğrenci Andı, Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi ve Atatürk resminin ilköğretim ve ortaöğretim öğrencilerine ücretsiz dağıtılan tüm ders kitaplarında bulunmasının zorunlu olduğunu belirten Dinçer, ilköğretim ve ortaöğretim ''İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük'' derslerinin kaldırılması konusunda  bakanlığın bir çalışması bulunmadığını bildirdi.

Son Güncelleme: Çarşamba, 23 May 2012 15:45

Gösterim: 1346


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.