Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yaptığı yazılı açıklamada, AK Parti ile birlikte ''millilik vasfını ve vasiyetini temerküz etmiş'' ne kadar değer varsa açıktan saldırı ve tacize uğradığını savundu.

mhp lideri devlet bahçeliAçıklamasında, ''Bununla birlikte, milli kimliğimize hayat ve yön veren, milletimizin samimiyetle benimsediği milli gün ya da bayramların gözden düşürülme ve hırpalanma çabaları tüm vahametiyle ortaya çıkmıştır'' görüşünü ileri süren Bahçeli, şunları kaydetti:

''23 Nisan, 19 Mayıs, 30 Ağustos ve 29 Ekim tarihleri iktidar hıncına ve kirli emellerine maruz kalmıştır. Hali hazırda, yaklaşan 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı üzerindeki tartışma ve çekişmelerde bir hayli artış olduğu gözlenmiştir. İsminin başındaki milli sıfatını yalnızca usulen taşıyan Eğitim Bakanlığı'nın, 11 Ocak 2012 tarihinde yayınladığı bir genelgeyle, 19 Mayıs'ın başkent dışındaki stadyum ve meydanlarda kutlanması yasaklanmıştır. Bu Genelge'nin Danıştay 10'ncu Dairesi tarafından iptal edilmesi ise gelişmelerin seyrini ve hızını doğal olarak değiştirmiş, farklı bir mecraya taşımıştır.''

Bahçeli, Danıştay'ın konuyla ilgili kararının ardından hükümetten yapılan açıklamalar doğrultusunda ''19 Mayıs başta olmak üzere, diğer milli bayramlar için tekrar suikast hazırlığı içinde olunduğunun'' anlaşıldığını ileri sürdü.

Devlet Bahçeli, açıklamasını şöyle sürdürdü:

''Hükümet bu gidişle, dini bayramlarla ilgili bir düzenlemenin de niyetine girerek, Ramazan ve Kurban Bayramlarının içeriği ve süresiyle ilgili fetvalar vermesi, hatta dinler arası kardeşlik bağları kurduğu yabancı dostları hatırına bu aziz ve mübarek günlerin derin manasına kast etmeye cüret etmesi sürpriz sayılmayacaktır.

Milli bayramların kaşınmasındaki ve üzerinde oynanmasındaki maksat Cumhuriyet'in yapı taşlarını kırmak, taşıyıcı sütunlarını yıkmak ve son tahlil de hayâsızca planlanan rejim değişikliğini hayata geçirmektir.''

Mürebbiye parmağı

Açıklamasında Başbakan Erdoğan'a da seslenen Bahçeli, 19 Mayıs üzerinden hiç kimsenin ''mürebbiye gibi parmağını sallayarak kendilerini tehdit veya tedip etmeyi aklından geçirmediğini'' bildirdi. Bahçeli, ''Ancak bizzat kendi zihniyetinin, başta 19 Mayıs kutlamaları olmak üzere, diğer milli bayramları mübayaa memurları gibi pazarlık malzemesi yapmasına milletimiz asla izin vermeyecektir'' görüşünü savundu.

Bahçeli, açıklamasını şöyle sürdürdü:

''Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmayı, devletin adını ve yönetim şeklini değiştirmeyi aklından geçiren AKP zihniyeti; parmak sallayarak değil, sandığa mühür vuracak muhteşem millet iradesiyle eninde sonunda geldiği gibi gidecektir.

19 Mayıs'da Karadeniz'den Samsun'a çıkarak, Cumhuriyet'e giden mücadele dolu çileli yıllara meydan okuyan kurucu kahramanlar gönüllerimizde her zaman heyecan ve hürmetle anılacaktır.

Buna karşılık, AKP iktidarının bugünkü faillerinin, tıpkı teslimiyetçi İstanbul hükümetinin mensupları gibi, bir denizaltıyla okyanus ötesine gün gelip ricat etmeleri de tekerrür eden tarihin acı bir cilvesi olarak hatırlanacak ve böyle değerlendirilecektir.''

> MHP Lideri Bahçeli’nin 19 Mayıs açıklaması

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yaptığı yazılı açıklamada, AK Parti ile birlikte ''millilik vasfını ve vasiyetini temerküz etmiş'' ne kadar değer varsa açıktan saldırı ve tacize uğradığını savundu.

mhp lideri devlet bahçeliAçıklamasında, ''Bununla birlikte, milli kimliğimize hayat ve yön veren, milletimizin samimiyetle benimsediği milli gün ya da bayramların gözden düşürülme ve hırpalanma çabaları tüm vahametiyle ortaya çıkmıştır'' görüşünü ileri süren Bahçeli, şunları kaydetti:

''23 Nisan, 19 Mayıs, 30 Ağustos ve 29 Ekim tarihleri iktidar hıncına ve kirli emellerine maruz kalmıştır. Hali hazırda, yaklaşan 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı üzerindeki tartışma ve çekişmelerde bir hayli artış olduğu gözlenmiştir. İsminin başındaki milli sıfatını yalnızca usulen taşıyan Eğitim Bakanlığı'nın, 11 Ocak 2012 tarihinde yayınladığı bir genelgeyle, 19 Mayıs'ın başkent dışındaki stadyum ve meydanlarda kutlanması yasaklanmıştır. Bu Genelge'nin Danıştay 10'ncu Dairesi tarafından iptal edilmesi ise gelişmelerin seyrini ve hızını doğal olarak değiştirmiş, farklı bir mecraya taşımıştır.''

Bahçeli, Danıştay'ın konuyla ilgili kararının ardından hükümetten yapılan açıklamalar doğrultusunda ''19 Mayıs başta olmak üzere, diğer milli bayramlar için tekrar suikast hazırlığı içinde olunduğunun'' anlaşıldığını ileri sürdü.

Devlet Bahçeli, açıklamasını şöyle sürdürdü:

''Hükümet bu gidişle, dini bayramlarla ilgili bir düzenlemenin de niyetine girerek, Ramazan ve Kurban Bayramlarının içeriği ve süresiyle ilgili fetvalar vermesi, hatta dinler arası kardeşlik bağları kurduğu yabancı dostları hatırına bu aziz ve mübarek günlerin derin manasına kast etmeye cüret etmesi sürpriz sayılmayacaktır.

Milli bayramların kaşınmasındaki ve üzerinde oynanmasındaki maksat Cumhuriyet'in yapı taşlarını kırmak, taşıyıcı sütunlarını yıkmak ve son tahlil de hayâsızca planlanan rejim değişikliğini hayata geçirmektir.''

Mürebbiye parmağı

Açıklamasında Başbakan Erdoğan'a da seslenen Bahçeli, 19 Mayıs üzerinden hiç kimsenin ''mürebbiye gibi parmağını sallayarak kendilerini tehdit veya tedip etmeyi aklından geçirmediğini'' bildirdi. Bahçeli, ''Ancak bizzat kendi zihniyetinin, başta 19 Mayıs kutlamaları olmak üzere, diğer milli bayramları mübayaa memurları gibi pazarlık malzemesi yapmasına milletimiz asla izin vermeyecektir'' görüşünü savundu.

Bahçeli, açıklamasını şöyle sürdürdü:

''Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmayı, devletin adını ve yönetim şeklini değiştirmeyi aklından geçiren AKP zihniyeti; parmak sallayarak değil, sandığa mühür vuracak muhteşem millet iradesiyle eninde sonunda geldiği gibi gidecektir.

19 Mayıs'da Karadeniz'den Samsun'a çıkarak, Cumhuriyet'e giden mücadele dolu çileli yıllara meydan okuyan kurucu kahramanlar gönüllerimizde her zaman heyecan ve hürmetle anılacaktır.

Buna karşılık, AKP iktidarının bugünkü faillerinin, tıpkı teslimiyetçi İstanbul hükümetinin mensupları gibi, bir denizaltıyla okyanus ötesine gün gelip ricat etmeleri de tekerrür eden tarihin acı bir cilvesi olarak hatırlanacak ve böyle değerlendirilecektir.''

Son Güncelleme: Pazartesi, 30 Nisan 2012 16:02

Gösterim: 1753

19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı törenlerinin sadece okullarda yapılmasını isteyen genelgeye Danıştay, yürütmeyi durdurma kararı verdi. Okullarda kutlama hazırlıkları sürse de kutlamaların nerede yapılacağı belli değil. Gözler Bakanlıktan çıkacak genelgede.

19 mayıs kutlamalarıEğitim Bakanlığı Orta Öğretim Genel Müdürlüğü'nün 81 ilin milli eğitim müdürlüklerine gönderdiği yazı ile 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı törenlerinde, yönetmelikte yer almayan senaryo, değişik renk ve nitelikte gösteri ve fon çalışmaları gibi etkinliklere yer verilmemesini, kutlamaların sadece okullarda yapılmasını istemişti. Genelgede kararın gerekçesi ise şöyle açıklanmıştı: "Kutlama törenlerini hazırlık döneminin mevsim olarak soğuk bir zamana denk gelmesi nedeniyle sağlık sorunlarına yol açmasına, çalışma süresinin uzun olması sebebiyle öğrencilerin derslere ilgisinin azalmasına, motivasyonlarının düşmesine, gönüllü olmayan öğrenci velilerinin okullarla olan ilişkilerinin bozulmasına sebep olduğu yönünde duyumlar alınıyor. Ayrıca kutlamaların Kanun ve Yönetmelikte olmayan bazı içeriklerle gerçekleştirildiği de görülüyor. Bu kapsamda il ve ilçe kutlama komiteleri tarafından gerekli tedbirler alınarak, çalışmalarını anılan Yönetmelik hükümleri uyarınca yürütülmesi hususunda..."

Karar tepkilere neden oldu. Sendikalar ve öğretmenler kararı protesto ederken, Twitter'da da '19 Mayıs'ıma Dokunma' kampanyası başlatılmıştı. Konya'da Milli Eğitim Bakanlığı'nın 19 Mayıs kutlamaları ile ilgili valiliklere gönderdiği genelgenin 'yürütmenin durdurulması ve iptali' için 25 yaşındaki bilgisayar programcısı Alper Ayhan, Danıştay'a başvurmuştu. Genelge ile 19 Mayıs kutlamaları coşkusu hakkının elinden alınacağını öne süren Alper Ayhan, şunları söylemişti: "Hakkımı her ortamda arayacağım. Hukuk mücadelesinin yanı sıra bir de sosyal paylaşık sitesinde grup kurdum. İki gün içinde yaklaşık 300 kişi üye oldu. Bu genelgenin kaldırılması için sadece benim çabam yetmez. Herkesin desteğine ihtiyacımız var. Amacımız benim gibi düşünen herkesin, hiç olmazsa sosyal paylaşım sitelerinden seslerini duyarabilmesidir. İnşallah amacımıza ulaşırız. Biri bizimde sesimizi duyar."

Son olarak Danıştay, 19 Mayıs genelgesiyle ilgili yürütmeyi durdurdu. Okullarda kutlama hazırlıkları sürüyor. Ama etkinliklerin nerede yapılacağı belli değil. Gözler Bakanlıktan çıkacak genelgede.

Okullar hazırlıklarına devam ediyor

İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Dr. Muammer Yıldız, "Bakanlıktan çıkacak genelgeyi bekliyoruz. Okullarda hazırlıklar devam ediyor. Stadyumda değil de, Vatan Caddesi'nde yapılacaktı. Şu durumda programımızı stadyuma alacağız. Ama Bakanlık nasıl bir karar alacak bilemiyoruz. Okullarda hazırlıklar dönem başındaki gibi devam ediyor" dedi.

19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı'nın kutlamalarına yönelik komite toplantısı yapacaklarını belirten Kadıköy İlçe Milli Eğitim Müdürü Ferşat Ayar, şunları söyledi: "Bakanlık kararına göre hareket edeceğiz. Okullar şu anda hazırlıklarını yapıyor. Hatta Caddebostan'da yürüyüş yapacağız. Sadece saha gösterilerine yönelik bir hazırlık yok."

Şehremini Anadolu Lisesi Müdür Yardımcısı Osman Kırgız ise "19 Mayıs kutlamalarını okulumuzda kutlayacağız. Ama statta düzenlenecek bir gösteri çalışmamız yok" diye konuştu.

Kutlamaları yeniden düzenleyeceğiz

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 19 Mayıs'ı ruhuna uygun törenlerle kutlama taraftarı olduklarını söyleyerek, "Biz gençleri sıkıcı törenlerle değil, 19 Mayıs'ın ruhuna uygun törenlerle kutlama taraftarıyız. Kendilerini 19 Mayıs'ın yegane sahibi görenlere istismar fırsatı tanımayacağız" dedi.

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, ise şöyle konuştu: "19 Mayıs kutlamalarıyla ilgili genelgenin yürütmesinin durdurulması meselesi, bence hukuki bir garabet. Biz 19 Mayıs'larımızı, 23 Nisan'larımızı, 29 Ekim'lerimizi bu halkın da benimsediği bir tarzda daha coşkulu bir şekilde kutlayacağız. Çünkü inanıyoruz ki 23 Nisan, 19 Mayıs, 30 Ağustos, 29 Ekim bizim ortak değerlerimizdir. Bu ortak değerleri bütün toplumu birleştirecek şekilde kutlayacağız" dedi.

Dinçer, şöyle devam etti: "Şimdi yönetmelik değişecek, yönetmelik için gerekli hazırlıklar yapılıyor. Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı makamı kutlama şekilleriyle alakalı ortak bir çalışma yürütüyordu. O çalışma neticelendi. Onunla ilgili yeni bir yönetmelik çıkacak. Bu kez biz sadece 19 Mayıs'ı değil, 23 Nisan'ı, 30 Ağustos'u ve 29 Ekim'i kutlama yöntemini hep birlikte yeniden düzenleyeceğiz."

(hürriyeteğitim)

> 19 Mayıs törenleri nerede ve nasıl kutlanacak?

19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı törenlerinin sadece okullarda yapılmasını isteyen genelgeye Danıştay, yürütmeyi durdurma kararı verdi. Okullarda kutlama hazırlıkları sürse de kutlamaların nerede yapılacağı belli değil. Gözler Bakanlıktan çıkacak genelgede.

19 mayıs kutlamalarıEğitim Bakanlığı Orta Öğretim Genel Müdürlüğü'nün 81 ilin milli eğitim müdürlüklerine gönderdiği yazı ile 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı törenlerinde, yönetmelikte yer almayan senaryo, değişik renk ve nitelikte gösteri ve fon çalışmaları gibi etkinliklere yer verilmemesini, kutlamaların sadece okullarda yapılmasını istemişti. Genelgede kararın gerekçesi ise şöyle açıklanmıştı: "Kutlama törenlerini hazırlık döneminin mevsim olarak soğuk bir zamana denk gelmesi nedeniyle sağlık sorunlarına yol açmasına, çalışma süresinin uzun olması sebebiyle öğrencilerin derslere ilgisinin azalmasına, motivasyonlarının düşmesine, gönüllü olmayan öğrenci velilerinin okullarla olan ilişkilerinin bozulmasına sebep olduğu yönünde duyumlar alınıyor. Ayrıca kutlamaların Kanun ve Yönetmelikte olmayan bazı içeriklerle gerçekleştirildiği de görülüyor. Bu kapsamda il ve ilçe kutlama komiteleri tarafından gerekli tedbirler alınarak, çalışmalarını anılan Yönetmelik hükümleri uyarınca yürütülmesi hususunda..."

Karar tepkilere neden oldu. Sendikalar ve öğretmenler kararı protesto ederken, Twitter'da da '19 Mayıs'ıma Dokunma' kampanyası başlatılmıştı. Konya'da Milli Eğitim Bakanlığı'nın 19 Mayıs kutlamaları ile ilgili valiliklere gönderdiği genelgenin 'yürütmenin durdurulması ve iptali' için 25 yaşındaki bilgisayar programcısı Alper Ayhan, Danıştay'a başvurmuştu. Genelge ile 19 Mayıs kutlamaları coşkusu hakkının elinden alınacağını öne süren Alper Ayhan, şunları söylemişti: "Hakkımı her ortamda arayacağım. Hukuk mücadelesinin yanı sıra bir de sosyal paylaşık sitesinde grup kurdum. İki gün içinde yaklaşık 300 kişi üye oldu. Bu genelgenin kaldırılması için sadece benim çabam yetmez. Herkesin desteğine ihtiyacımız var. Amacımız benim gibi düşünen herkesin, hiç olmazsa sosyal paylaşım sitelerinden seslerini duyarabilmesidir. İnşallah amacımıza ulaşırız. Biri bizimde sesimizi duyar."

Son olarak Danıştay, 19 Mayıs genelgesiyle ilgili yürütmeyi durdurdu. Okullarda kutlama hazırlıkları sürüyor. Ama etkinliklerin nerede yapılacağı belli değil. Gözler Bakanlıktan çıkacak genelgede.

Okullar hazırlıklarına devam ediyor

İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Dr. Muammer Yıldız, "Bakanlıktan çıkacak genelgeyi bekliyoruz. Okullarda hazırlıklar devam ediyor. Stadyumda değil de, Vatan Caddesi'nde yapılacaktı. Şu durumda programımızı stadyuma alacağız. Ama Bakanlık nasıl bir karar alacak bilemiyoruz. Okullarda hazırlıklar dönem başındaki gibi devam ediyor" dedi.

19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı'nın kutlamalarına yönelik komite toplantısı yapacaklarını belirten Kadıköy İlçe Milli Eğitim Müdürü Ferşat Ayar, şunları söyledi: "Bakanlık kararına göre hareket edeceğiz. Okullar şu anda hazırlıklarını yapıyor. Hatta Caddebostan'da yürüyüş yapacağız. Sadece saha gösterilerine yönelik bir hazırlık yok."

Şehremini Anadolu Lisesi Müdür Yardımcısı Osman Kırgız ise "19 Mayıs kutlamalarını okulumuzda kutlayacağız. Ama statta düzenlenecek bir gösteri çalışmamız yok" diye konuştu.

Kutlamaları yeniden düzenleyeceğiz

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 19 Mayıs'ı ruhuna uygun törenlerle kutlama taraftarı olduklarını söyleyerek, "Biz gençleri sıkıcı törenlerle değil, 19 Mayıs'ın ruhuna uygun törenlerle kutlama taraftarıyız. Kendilerini 19 Mayıs'ın yegane sahibi görenlere istismar fırsatı tanımayacağız" dedi.

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, ise şöyle konuştu: "19 Mayıs kutlamalarıyla ilgili genelgenin yürütmesinin durdurulması meselesi, bence hukuki bir garabet. Biz 19 Mayıs'larımızı, 23 Nisan'larımızı, 29 Ekim'lerimizi bu halkın da benimsediği bir tarzda daha coşkulu bir şekilde kutlayacağız. Çünkü inanıyoruz ki 23 Nisan, 19 Mayıs, 30 Ağustos, 29 Ekim bizim ortak değerlerimizdir. Bu ortak değerleri bütün toplumu birleştirecek şekilde kutlayacağız" dedi.

Dinçer, şöyle devam etti: "Şimdi yönetmelik değişecek, yönetmelik için gerekli hazırlıklar yapılıyor. Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı makamı kutlama şekilleriyle alakalı ortak bir çalışma yürütüyordu. O çalışma neticelendi. Onunla ilgili yeni bir yönetmelik çıkacak. Bu kez biz sadece 19 Mayıs'ı değil, 23 Nisan'ı, 30 Ağustos'u ve 29 Ekim'i kutlama yöntemini hep birlikte yeniden düzenleyeceğiz."

(hürriyeteğitim)

Son Güncelleme: Pazartesi, 30 Nisan 2012 14:26

Gösterim: 6307

17 yaşındaki lise öğrencisi Saliha İyidoğan, şofbenden sızan gazdan zehirlenerek hayatını kaybetti. Saliha’nın ailesinin ev sahibinden bacayı temizletmesini istediği, ancak bir yanıt alamadığı iddia edildi.

17 yaşındaki lise öğrencisi Saliha İyidoğan

İstanbul Beylikdüzü’nde korkunç bir ölüm olayı yaşandı. Geçtiğimiz hafta perşembe günü Altınyıldız sitesindeki evlerinde ailesinin olmamasını fırsat bilen Recep Güngör Lisesi 11’inci sınıf öğrencisi Saliha İyidoğan, kız arkadaşlarını eve çağırdı. Birlikte müzik dinleyip eğlenen geçler, akşam yemeği için hazırlık yapmaya başladı. Bu sırada saçlarının yağlı olduğunu ve bir duş alacağını söyleyen Saliha İyidoğan banyoya girdi.

AMBULANS GEÇ GELDİ İDDİASI

Vatan gazetesinin haberine göre, Saliha’nın uzun süre banyodan çıkmamasından şüphelenen kız arkadaşları H.G ve E.Ç, önce banyonun kapısını çaldı. Ancak Saliha’dan bir cevap alamayan kızlar banyoya girdiklerinde korkunç manzara ile karşılaştı. Saliha banyo küvetinde hareketsiz halde yatıyordu. Korku içinde 112’yi arayarak ambulans çağıran kızlar, bir yandan da pencereleri açarak evi havalandırmaya çalıştı. Ancak ambulans bir türlü gelmek bilmedi. Dakikalar sonra olay yerine gelen ambulanstaki sağlık görevlileri, liseli kızın hâlâ hayatta olduğunu belirledi. Ancak yapılan müdahaleye rağmen Saliha İyidoğan kurtarılamayarak hayatını kaybetti.

BACA ARIZALI MI

Genç kızın cansız bedeni otopsi yapılmak üzere önce Adli Tıp Kurumu’na götürüldü. Otopsi işlemlerinin tamamlanmasının ardından ise Şirinevler Camii’nde Cuma günü ikindi vakti kılınan cenaze namazının ardından toprağa verildi. Genç kızın gazetecilik yaptığı öğrenilen babası Servet İyidoğan ve annesi ile iki kardeşinin cenazede sinir krizleri geçirdiği öğrenildi. Öte yandan, İyidoğan ailesinin kiralık olarak kaldıkları evin baca sistemiyle sorunlar yaşadıkları ve ev sahibine daha önce bacayı temizletmesi için başvurdukları, ancak olumsuz cevap aldıkları iddia edildi.

(milliyet)

> 17 yaşındaki liseli genç kız ihmalden mi öldü

17 yaşındaki lise öğrencisi Saliha İyidoğan, şofbenden sızan gazdan zehirlenerek hayatını kaybetti. Saliha’nın ailesinin ev sahibinden bacayı temizletmesini istediği, ancak bir yanıt alamadığı iddia edildi.

17 yaşındaki lise öğrencisi Saliha İyidoğan

İstanbul Beylikdüzü’nde korkunç bir ölüm olayı yaşandı. Geçtiğimiz hafta perşembe günü Altınyıldız sitesindeki evlerinde ailesinin olmamasını fırsat bilen Recep Güngör Lisesi 11’inci sınıf öğrencisi Saliha İyidoğan, kız arkadaşlarını eve çağırdı. Birlikte müzik dinleyip eğlenen geçler, akşam yemeği için hazırlık yapmaya başladı. Bu sırada saçlarının yağlı olduğunu ve bir duş alacağını söyleyen Saliha İyidoğan banyoya girdi.

AMBULANS GEÇ GELDİ İDDİASI

Vatan gazetesinin haberine göre, Saliha’nın uzun süre banyodan çıkmamasından şüphelenen kız arkadaşları H.G ve E.Ç, önce banyonun kapısını çaldı. Ancak Saliha’dan bir cevap alamayan kızlar banyoya girdiklerinde korkunç manzara ile karşılaştı. Saliha banyo küvetinde hareketsiz halde yatıyordu. Korku içinde 112’yi arayarak ambulans çağıran kızlar, bir yandan da pencereleri açarak evi havalandırmaya çalıştı. Ancak ambulans bir türlü gelmek bilmedi. Dakikalar sonra olay yerine gelen ambulanstaki sağlık görevlileri, liseli kızın hâlâ hayatta olduğunu belirledi. Ancak yapılan müdahaleye rağmen Saliha İyidoğan kurtarılamayarak hayatını kaybetti.

BACA ARIZALI MI

Genç kızın cansız bedeni otopsi yapılmak üzere önce Adli Tıp Kurumu’na götürüldü. Otopsi işlemlerinin tamamlanmasının ardından ise Şirinevler Camii’nde Cuma günü ikindi vakti kılınan cenaze namazının ardından toprağa verildi. Genç kızın gazetecilik yaptığı öğrenilen babası Servet İyidoğan ve annesi ile iki kardeşinin cenazede sinir krizleri geçirdiği öğrenildi. Öte yandan, İyidoğan ailesinin kiralık olarak kaldıkları evin baca sistemiyle sorunlar yaşadıkları ve ev sahibine daha önce bacayı temizletmesi için başvurdukları, ancak olumsuz cevap aldıkları iddia edildi.

(milliyet)

Son Güncelleme: Pazartesi, 30 Nisan 2012 12:31

Gösterim: 5630

Danıştay 10. Dairesi'nin Türk Eğitim-Sen'in açtığı davada Milli Eğitim Bakanlığı'nın ''Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı'' konulu genelgesinin yürütmesinin durdurulmasına ilişkin, kararının gerekçesi belli oldu.

danıştay 19 mayıs kararıGerekçede, Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanun'un 4. maddesinde ulusal ve resmi bayramlarda yapılacak törenlerin Milli Savunma, İçişleri, Dışişleri, Milli Eğitim, Gençlik ve Spor ile Kültür Bakanlıklarınca ortaklaşa hazırlanacak bir yönetmelikle düzenleneceğinin kurala bağlandığı belirtildi.

Kanunun bu maddesi uyarınca Bakanlar Kurulu kararıyla kabul edilerek, ''Ulusal ve Resmi Bayramlarda Yapılacak Törenler Yönetmeliğini''nin  1 Ekim 1981 tarihli Resmi Gazete'de yayımlandığı hatırlatılan gerekçede, yönetmelikte Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı törenlerinin nasıl yapılacağının belirlendiği ifade edildi. Gerekçede aynı yönetmelikte başkentte ve diğer illerde bayramın nasıl kutlanacağının da açıklandığı vurgulandı.

Bu yönetmelik uyarınca Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 2007 yılının Nisan ayında Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ile Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı Kutlama Yönergesinin çıkarıldığı belirtilen gerekçede, bu yönergede de bayramların nasıl kutlanacağına ilişkin hükümlere yer verildiği kaydedildi.

Gerekçede, ''Konuyla ilgili yasa, yönetmelik ve yönerge hükümlerinden, Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı kutlamalarının içeriği ve yerinin kutlama komitesince yönetmelik esasları dahilinde belirlenmek suretiyle öğrencilerin ve halkın katılımıyla varsa stadyumda, yoksa belirlenen tören alanında gerçekleştirileceği anlaşılmaktadır. Bu bağlamda kutlama komitelerince öğrenci sayısı sınırlandırılarak ve abartılı bir takım etkinliklere yer verilmeden törenlerin yapılabileceği de açıktır'' denildi.

Dava konusu genelgede ise Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı kutlamalarının mevzuata uygun biçimde tüm gençliğin dahil edileceği bir formatta gerçekleştirileceği belirtilmesine karşın takip eden cümlede, ''Kanun ve yönetmelikte kutlamaların öğrencilerin katılımıyla yapılacağına dair bir hüküm bulunmamaktadır'' şeklinde yönetmelik ve yönerge ile bağdaşmayan bir ifadeye yer verildiği belirtilen gerekçede, sonraki cümlede de kutlamaların sadece okullarda yapılabileceği anlamına gelebilecek biçimde ''Günün anlam ve önemiyle uygun kutlamaların okullarımızda ve öğrencilerin katılımıyla icra edilmesine devam edilecektir'' denildiği hatırlatıldı.

Genelge ile ortaya çıkan belirsizliğin giderilmesi için alınan ara karara Milli Eğitim Bakanlığı'nca verilen cevapta konunun açıklığa kavuşturulamadığı ifade edilen gerekçede, ''Davalı idarece verilen cevapta ve savunmada yönetmelik ve yönergedeki açık kurallara rağmen öğrencilerin il ve ilçe düzeyindeki törenlerde yer almasının zorunlu olmadığı savunulmuş, genelgedeki belirsizlik savunma ve ara karara verilen cevapta da sürdürülmüştür'' tespiti yapıldı.

Anayasa'nın 123. maddesinde idarenin kuruluş ve görevleriyle bir bütün olup yasayla düzenleneceği, 124. maddesinde ise başbakanlık, bakanlıklar ve kamu tüzel kişilerinin kendi görev alanlarını ilgilendiren yasaların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla yönetmelikler çıkarabileceğinin hükme bağlandığı ifade edildi.

Düzenleme yetkisinin kamu hukukunda kural koyma ile eş anlamlı olduğu vurgulanan gerekçede, kuralın ise hukukta sürekli soyut ve objektif ve genel durumları belirleyen, bireysel olmayan, tükenmez norm olarak tanımlandığı kaydedildi. İdarenin Anayasa ve yasal düzenlemelerden aldığı yetkiyle kural koyma, düzenleme yapma yetkisine sahip olduğu belirtilen gerekçede, şöyle denildi:

''Düzenleme yetkisini kullanarak tüzük, yönetmelik, yönerge, genelge gibi düzenleyici işlemleri yapan idarenin bir işleminin düzenleyici nitelik taşıdığının kabul edilebilmesi için söz konusu işlemin sürekli, soyut, objektif, bireysel olmayan, genel durumları belirleyen ve gösteren, maddi olaylara uygulanabilecek nitelikte diğer bir değişle hukuk aleminden maddi aleme aktarılabilecek açıklık ve belirlilikte hükümler içermesi gerekmektedir.

Esasen düzenleyici işlemlerin açık, belirli ve öngörülebilir olması hukuk güvenliğinin dolayısıyla hukuk devleti ilkesinin de bir gereğidir. Zira idare ancak açık ve belirgin hukuk kurallarına yürürlüğe koymak suretiyle hukuk güvenliğini sağlayabilir. İlgi yönetmelik ve yönergeyle yapılan düzenlemeler çerçevesinde, 19 Mayıs'ta il ve ilçe düzeyinde ortak formatta yapılacak törenlerde yetkili komitelerce belirlenecek sayıda öğrencilerin katılımı gerektiği halde bu gerekliliği ortadan kaldıran ifadelere yer veren dava konusu genelge, yönetmelik ve yönergeye aykırı saptamalar içerdiği gibi bir düzenleyici işlemde olması gereken 'açık ve belirgin olma' niteliğini de taşımamaktadır.

Bu haliyle dava konusu genelge 19 Mayıs'ta il ve ilçe düzeyinde yapılacak törenlere öğrencilerin katılıp katılmayacağını belirsiz hale getirmek suretiyle yürürlüğünü koruyan yönetmelik ve yönergeye aykırı uygulamalara yol açabilecek niteliktedir.''

Danıştay 10. Dairesinin 4 üyesinin yürütmenin durdurulmasını yerinde gördüğü karara, bir üye farklı gerekçe ile katılmadı.

> Danıştay 19 Mayıs gerekçesini açıkladı

Danıştay 10. Dairesi'nin Türk Eğitim-Sen'in açtığı davada Milli Eğitim Bakanlığı'nın ''Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı'' konulu genelgesinin yürütmesinin durdurulmasına ilişkin, kararının gerekçesi belli oldu.

danıştay 19 mayıs kararıGerekçede, Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanun'un 4. maddesinde ulusal ve resmi bayramlarda yapılacak törenlerin Milli Savunma, İçişleri, Dışişleri, Milli Eğitim, Gençlik ve Spor ile Kültür Bakanlıklarınca ortaklaşa hazırlanacak bir yönetmelikle düzenleneceğinin kurala bağlandığı belirtildi.

Kanunun bu maddesi uyarınca Bakanlar Kurulu kararıyla kabul edilerek, ''Ulusal ve Resmi Bayramlarda Yapılacak Törenler Yönetmeliğini''nin  1 Ekim 1981 tarihli Resmi Gazete'de yayımlandığı hatırlatılan gerekçede, yönetmelikte Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı törenlerinin nasıl yapılacağının belirlendiği ifade edildi. Gerekçede aynı yönetmelikte başkentte ve diğer illerde bayramın nasıl kutlanacağının da açıklandığı vurgulandı.

Bu yönetmelik uyarınca Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 2007 yılının Nisan ayında Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ile Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı Kutlama Yönergesinin çıkarıldığı belirtilen gerekçede, bu yönergede de bayramların nasıl kutlanacağına ilişkin hükümlere yer verildiği kaydedildi.

Gerekçede, ''Konuyla ilgili yasa, yönetmelik ve yönerge hükümlerinden, Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı kutlamalarının içeriği ve yerinin kutlama komitesince yönetmelik esasları dahilinde belirlenmek suretiyle öğrencilerin ve halkın katılımıyla varsa stadyumda, yoksa belirlenen tören alanında gerçekleştirileceği anlaşılmaktadır. Bu bağlamda kutlama komitelerince öğrenci sayısı sınırlandırılarak ve abartılı bir takım etkinliklere yer verilmeden törenlerin yapılabileceği de açıktır'' denildi.

Dava konusu genelgede ise Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı kutlamalarının mevzuata uygun biçimde tüm gençliğin dahil edileceği bir formatta gerçekleştirileceği belirtilmesine karşın takip eden cümlede, ''Kanun ve yönetmelikte kutlamaların öğrencilerin katılımıyla yapılacağına dair bir hüküm bulunmamaktadır'' şeklinde yönetmelik ve yönerge ile bağdaşmayan bir ifadeye yer verildiği belirtilen gerekçede, sonraki cümlede de kutlamaların sadece okullarda yapılabileceği anlamına gelebilecek biçimde ''Günün anlam ve önemiyle uygun kutlamaların okullarımızda ve öğrencilerin katılımıyla icra edilmesine devam edilecektir'' denildiği hatırlatıldı.

Genelge ile ortaya çıkan belirsizliğin giderilmesi için alınan ara karara Milli Eğitim Bakanlığı'nca verilen cevapta konunun açıklığa kavuşturulamadığı ifade edilen gerekçede, ''Davalı idarece verilen cevapta ve savunmada yönetmelik ve yönergedeki açık kurallara rağmen öğrencilerin il ve ilçe düzeyindeki törenlerde yer almasının zorunlu olmadığı savunulmuş, genelgedeki belirsizlik savunma ve ara karara verilen cevapta da sürdürülmüştür'' tespiti yapıldı.

Anayasa'nın 123. maddesinde idarenin kuruluş ve görevleriyle bir bütün olup yasayla düzenleneceği, 124. maddesinde ise başbakanlık, bakanlıklar ve kamu tüzel kişilerinin kendi görev alanlarını ilgilendiren yasaların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla yönetmelikler çıkarabileceğinin hükme bağlandığı ifade edildi.

Düzenleme yetkisinin kamu hukukunda kural koyma ile eş anlamlı olduğu vurgulanan gerekçede, kuralın ise hukukta sürekli soyut ve objektif ve genel durumları belirleyen, bireysel olmayan, tükenmez norm olarak tanımlandığı kaydedildi. İdarenin Anayasa ve yasal düzenlemelerden aldığı yetkiyle kural koyma, düzenleme yapma yetkisine sahip olduğu belirtilen gerekçede, şöyle denildi:

''Düzenleme yetkisini kullanarak tüzük, yönetmelik, yönerge, genelge gibi düzenleyici işlemleri yapan idarenin bir işleminin düzenleyici nitelik taşıdığının kabul edilebilmesi için söz konusu işlemin sürekli, soyut, objektif, bireysel olmayan, genel durumları belirleyen ve gösteren, maddi olaylara uygulanabilecek nitelikte diğer bir değişle hukuk aleminden maddi aleme aktarılabilecek açıklık ve belirlilikte hükümler içermesi gerekmektedir.

Esasen düzenleyici işlemlerin açık, belirli ve öngörülebilir olması hukuk güvenliğinin dolayısıyla hukuk devleti ilkesinin de bir gereğidir. Zira idare ancak açık ve belirgin hukuk kurallarına yürürlüğe koymak suretiyle hukuk güvenliğini sağlayabilir. İlgi yönetmelik ve yönergeyle yapılan düzenlemeler çerçevesinde, 19 Mayıs'ta il ve ilçe düzeyinde ortak formatta yapılacak törenlerde yetkili komitelerce belirlenecek sayıda öğrencilerin katılımı gerektiği halde bu gerekliliği ortadan kaldıran ifadelere yer veren dava konusu genelge, yönetmelik ve yönergeye aykırı saptamalar içerdiği gibi bir düzenleyici işlemde olması gereken 'açık ve belirgin olma' niteliğini de taşımamaktadır.

Bu haliyle dava konusu genelge 19 Mayıs'ta il ve ilçe düzeyinde yapılacak törenlere öğrencilerin katılıp katılmayacağını belirsiz hale getirmek suretiyle yürürlüğünü koruyan yönetmelik ve yönergeye aykırı uygulamalara yol açabilecek niteliktedir.''

Danıştay 10. Dairesinin 4 üyesinin yürütmenin durdurulmasını yerinde gördüğü karara, bir üye farklı gerekçe ile katılmadı.

Son Güncelleme: Pazartesi, 30 Nisan 2012 13:57

Gösterim: 1560

James Bond filminin oyuncusu Daniel Craig ve ekibi basın toplantısında Türkiye ve İstanbul hakkında açıklamalarda bulundu.

james bond basın toplantısıYönetmen Sam Mendes ve Bond kızları Naomie Harris ile Berenice Marlohe’yle İstanbul Çırağan Sarayı’nda bir basın toplantısı düzenleyen Daniel Craig “Bu İstanbul’a ikinci gelişim. Muhteşem bir kent. 15 yıl önce bir kez daha gelmiştim. Ancak o zamandan bu yana trafik çok artmış” dedi. Craig, İstanbul’un filmde İran gibi gösterileceği iddialarına ise “Burayı olduğu gibi göstereceğiz” sözleriyle yanıt verdi. Basın toplantısını dünyadan ve Türkiye’den 100’e yakın basın mensubu takip etti.

> James Bond’dan çarpıcı Türkiye yorumu

James Bond filminin oyuncusu Daniel Craig ve ekibi basın toplantısında Türkiye ve İstanbul hakkında açıklamalarda bulundu.

james bond basın toplantısıYönetmen Sam Mendes ve Bond kızları Naomie Harris ile Berenice Marlohe’yle İstanbul Çırağan Sarayı’nda bir basın toplantısı düzenleyen Daniel Craig “Bu İstanbul’a ikinci gelişim. Muhteşem bir kent. 15 yıl önce bir kez daha gelmiştim. Ancak o zamandan bu yana trafik çok artmış” dedi. Craig, İstanbul’un filmde İran gibi gösterileceği iddialarına ise “Burayı olduğu gibi göstereceğiz” sözleriyle yanıt verdi. Basın toplantısını dünyadan ve Türkiye’den 100’e yakın basın mensubu takip etti.

Son Güncelleme: Pazartesi, 30 Nisan 2012 11:20

Gösterim: 2075


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.