Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

ODTÜ'de, cep telefonu aracılığıyla öğrenmeyi daha etkili hale getiren "anlık geri bildirim sistemi" kullanılmaya başlandı. Öğretim üyeleri, öğrencilerin katılımında ciddi artış olduğunu ve derslerin daha verimli geçtiği görüşünde.


ODTÜ Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kürşat Çağıltay ve araştırma görevlisi Ömer Faruk İslim tarafından geliştirilen sistem, konunun sınıfta ne kadar anlaşıldığını da göstermesi bakımından öğretim üyesine rehberlik ediyor.

Konuyla ilgili AA muhabirine bilgi veren Çağıltay, öğrencilerin derse aktif katılma konusunda çekingen davrandığını, ama derse katılımın öğrenmenin kalıcılığını artırdığından bu soruna cep telefonlarını kullanarak çözüm geliştirdiklerini söyledi.

Yarışma programlarından esinlenildi

Televizyonlarda yayınlanan bilgi ve yetenek yarışmalarında seyircilerin görüşlerini almak için kullanılan sistemi örnek aldıklarını ifade eden Çağıltay, bu amaçla pahalı ve özel cihazlar kullanmak yerine cep telefonlarının kısa mesaj sistemini temel alan bir yapı oluşturduklarını ve ODTÜ'deki derslerde kullanmaya başladıklarını anlattı.

Çağıltay, sistemle ilgili şu bilgileri verdi:

"Derslerde öğretim üyesi, daha önceden hazırladığı ve sisteme kaydettiği soruyu sınıfta öğrencilere soruyor. Öğrenciler de kısa mesaj gönderme özelliğine sahip bir cep telefonu aracılığıyla cevaplarını kendilerine belirtilen GSM operatörü servis numarasına gönderiyor.

Öğrencilerin cevapları, gönderenin kim olduğu belirtilmeden sadece cevap sayısına göre anında sınıftaki ekranda gösteriliyor. Böylece bu sistem topluluk içinde konuşmak ya da yanlış cevap vermekten çekinen tüm öğrencilerin derse dahil olması ve aynı soruya sınıfta bulunan herkesin cevap vererek aktif katılımın artması gibi eğitimsel açıdan pek çok faydayı beraberinde getiriyor."

Çağıltay, proje kapsamında geliştirilen sistem ve öğrencilerin kısa mesajla gönderdikleri sonuçların değerlendirilebilmesi için Türkiye'de bulunan tüm GSM operatörleriyle anlaşması bulunan özel bir kuruluşla işbirliği yaptıklarını dile getirdi.

Prof. Dr. Çağıltay, sistemin bu yılki eğitim yılının bahar döneminin başından bu yana ODTÜ'nün mühendislik fakültesi inşaat mühendisliği, eğitim fakültesi eğitim bilimleri, fen-edebiyat fakültesi fizik ve psikoloji bölümlerinde deneme amaçlı kullanılmaya başladığını bildirdi.

Derse katılımda ciddi artış oldu

Sistemi derslerinde kullanan Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Canan Sümer, öğrencilerin katılımında ciddi artış olduğunu ve derslerin daha verimli geçtiğini söyledi.

Yeni sistemi uygulamaya başlayan Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Oya Yerin Güneri de sistemle öğrencilerin yanlış cevap verme korkusunu engellediğini savundu.

Güneri, sistemin ayrıca öğretim üyelerine de anlık geri bildirim sağlayarak yanlış öğrenmeleri ve eksiklikleri belirlemede ve gidermede yardımcı olduğunu kaydetti.

Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özgür Yaman ise sistemin özellikle sınıftaki etkileşimi destekleyerek öğrencilerin derse aktif katılımlarını arttırdığını belirtti.

> Kısa mesajlı üniversite eğitimi

ODTÜ'de, cep telefonu aracılığıyla öğrenmeyi daha etkili hale getiren "anlık geri bildirim sistemi" kullanılmaya başlandı. Öğretim üyeleri, öğrencilerin katılımında ciddi artış olduğunu ve derslerin daha verimli geçtiği görüşünde.


ODTÜ Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kürşat Çağıltay ve araştırma görevlisi Ömer Faruk İslim tarafından geliştirilen sistem, konunun sınıfta ne kadar anlaşıldığını da göstermesi bakımından öğretim üyesine rehberlik ediyor.

Konuyla ilgili AA muhabirine bilgi veren Çağıltay, öğrencilerin derse aktif katılma konusunda çekingen davrandığını, ama derse katılımın öğrenmenin kalıcılığını artırdığından bu soruna cep telefonlarını kullanarak çözüm geliştirdiklerini söyledi.

Yarışma programlarından esinlenildi

Televizyonlarda yayınlanan bilgi ve yetenek yarışmalarında seyircilerin görüşlerini almak için kullanılan sistemi örnek aldıklarını ifade eden Çağıltay, bu amaçla pahalı ve özel cihazlar kullanmak yerine cep telefonlarının kısa mesaj sistemini temel alan bir yapı oluşturduklarını ve ODTÜ'deki derslerde kullanmaya başladıklarını anlattı.

Çağıltay, sistemle ilgili şu bilgileri verdi:

"Derslerde öğretim üyesi, daha önceden hazırladığı ve sisteme kaydettiği soruyu sınıfta öğrencilere soruyor. Öğrenciler de kısa mesaj gönderme özelliğine sahip bir cep telefonu aracılığıyla cevaplarını kendilerine belirtilen GSM operatörü servis numarasına gönderiyor.

Öğrencilerin cevapları, gönderenin kim olduğu belirtilmeden sadece cevap sayısına göre anında sınıftaki ekranda gösteriliyor. Böylece bu sistem topluluk içinde konuşmak ya da yanlış cevap vermekten çekinen tüm öğrencilerin derse dahil olması ve aynı soruya sınıfta bulunan herkesin cevap vererek aktif katılımın artması gibi eğitimsel açıdan pek çok faydayı beraberinde getiriyor."

Çağıltay, proje kapsamında geliştirilen sistem ve öğrencilerin kısa mesajla gönderdikleri sonuçların değerlendirilebilmesi için Türkiye'de bulunan tüm GSM operatörleriyle anlaşması bulunan özel bir kuruluşla işbirliği yaptıklarını dile getirdi.

Prof. Dr. Çağıltay, sistemin bu yılki eğitim yılının bahar döneminin başından bu yana ODTÜ'nün mühendislik fakültesi inşaat mühendisliği, eğitim fakültesi eğitim bilimleri, fen-edebiyat fakültesi fizik ve psikoloji bölümlerinde deneme amaçlı kullanılmaya başladığını bildirdi.

Derse katılımda ciddi artış oldu

Sistemi derslerinde kullanan Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Canan Sümer, öğrencilerin katılımında ciddi artış olduğunu ve derslerin daha verimli geçtiğini söyledi.

Yeni sistemi uygulamaya başlayan Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Oya Yerin Güneri de sistemle öğrencilerin yanlış cevap verme korkusunu engellediğini savundu.

Güneri, sistemin ayrıca öğretim üyelerine de anlık geri bildirim sağlayarak yanlış öğrenmeleri ve eksiklikleri belirlemede ve gidermede yardımcı olduğunu kaydetti.

Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özgür Yaman ise sistemin özellikle sınıftaki etkileşimi destekleyerek öğrencilerin derse aktif katılımlarını arttırdığını belirtti.

Son Güncelleme: Cuma, 17 May 2013 12:15

Gösterim: 1758

TÜBİTAK'ın düzenlediği yarışmada "çözüm süreci" kapsamında terör algısını ölçmeye yönelik liseli öğrencilerin araştırması sosyoloji alanında Ankara bölge birinciliğine layık görüldü

Ayrancı Anadolu Lisesi öğrencileri Zahid Bahadır Semiz ve Dilara Karaca'nın, danışman öğretmen Mustafa Atabek eşliğinde yaptığı "Lise Düzeyindeki Öğrencilerin Terör Algısı ve Bu Algıyı Etkileyen Unsurlar" araştırması, TÜBİTAK'ın 44. Ortaöğretim Öğrencileri Araştırma Projeleri Yarışması'nda sosyoloji alanında Ankara bölge birinciliğine değer görüldü.

Liseli öğrencilerin terör algısını ölçmeye yönelik araştırma kapsamında, Ankara'da 635'i kız bin 88 gençle görüşüldü. Bunlardan 594'ü 9'uncu, 492'si 12'nci sınıf öğrencisiyken, iki kişi sınıfını belirtmedi.

Araştırmaya göre, öğrencilerin cinsiyet ayrımı olmaksızın büyük bölümü "terörün savaş olduğu" önermesini doğruluyor.

"Terör insanlık suçudur" ve "terör ahlaksız bir eylemdir" önermelerine öğrenciler, cinsiyet, sınıf, doğum yeri ve okul türü gibi değişkenlere bağlı olmadan yüzde 94 oranında katılıyor.

Liselilerin çoğu, terörsüz bir dünya olabileceğini ifade ederek, bu konuda ümidin korunması gerektiğini belirtiyor. Gençlerin yüzde 77,5'i insanların bilinçlenmesiyle terörün önlenebileceğini düşünüyor.

Öğrencilerin çoğu "terörün bir hak arayışı" veya "hak aramanın başka bir yolu" olabileceğine inanmıyor.

Medyanın terör algısına etkisi

Öğrencilerin yarıdan fazlası, medyanın terörün yaygınlaşmasına destek olduğuna inanıyor. Bu yargıyı erkekler daha fazla destekliyor. 12. sınıf öğrencileri de 9. sınıflara göre bu kanaati daha çok paylaşıyor.

Terörün yasa dışı yollardan elde edilen paralarla beslendiği fikrine büyük çoğunluk katılıyor. Öğrencilerin yarıdan fazlası dış güçler olmadan terörün süremeyeceği fikrini destekliyor.

Cinsiyet farkı olmaksızın büyük çoğunluk, terörün kardeşlik bağlarını zayıflattığına inanıyor. Terörün ciddi ekonomik zararlara yol açtığı da yaygın bir kanaat.

Öğrencilerin çoğu, kalabalık yerlere terörist saldırı ihtimalinin yüksek olduğunu düşünüyor. Terörün sadece Güneydoğu bölgesinin sorunu olduğu fikrine ise çoğunluk katılmıyor.

> Liselilerin terör algısı araştırmasına TÜBİTAK derecesi

TÜBİTAK'ın düzenlediği yarışmada "çözüm süreci" kapsamında terör algısını ölçmeye yönelik liseli öğrencilerin araştırması sosyoloji alanında Ankara bölge birinciliğine layık görüldü

Ayrancı Anadolu Lisesi öğrencileri Zahid Bahadır Semiz ve Dilara Karaca'nın, danışman öğretmen Mustafa Atabek eşliğinde yaptığı "Lise Düzeyindeki Öğrencilerin Terör Algısı ve Bu Algıyı Etkileyen Unsurlar" araştırması, TÜBİTAK'ın 44. Ortaöğretim Öğrencileri Araştırma Projeleri Yarışması'nda sosyoloji alanında Ankara bölge birinciliğine değer görüldü.

Liseli öğrencilerin terör algısını ölçmeye yönelik araştırma kapsamında, Ankara'da 635'i kız bin 88 gençle görüşüldü. Bunlardan 594'ü 9'uncu, 492'si 12'nci sınıf öğrencisiyken, iki kişi sınıfını belirtmedi.

Araştırmaya göre, öğrencilerin cinsiyet ayrımı olmaksızın büyük bölümü "terörün savaş olduğu" önermesini doğruluyor.

"Terör insanlık suçudur" ve "terör ahlaksız bir eylemdir" önermelerine öğrenciler, cinsiyet, sınıf, doğum yeri ve okul türü gibi değişkenlere bağlı olmadan yüzde 94 oranında katılıyor.

Liselilerin çoğu, terörsüz bir dünya olabileceğini ifade ederek, bu konuda ümidin korunması gerektiğini belirtiyor. Gençlerin yüzde 77,5'i insanların bilinçlenmesiyle terörün önlenebileceğini düşünüyor.

Öğrencilerin çoğu "terörün bir hak arayışı" veya "hak aramanın başka bir yolu" olabileceğine inanmıyor.

Medyanın terör algısına etkisi

Öğrencilerin yarıdan fazlası, medyanın terörün yaygınlaşmasına destek olduğuna inanıyor. Bu yargıyı erkekler daha fazla destekliyor. 12. sınıf öğrencileri de 9. sınıflara göre bu kanaati daha çok paylaşıyor.

Terörün yasa dışı yollardan elde edilen paralarla beslendiği fikrine büyük çoğunluk katılıyor. Öğrencilerin yarıdan fazlası dış güçler olmadan terörün süremeyeceği fikrini destekliyor.

Cinsiyet farkı olmaksızın büyük çoğunluk, terörün kardeşlik bağlarını zayıflattığına inanıyor. Terörün ciddi ekonomik zararlara yol açtığı da yaygın bir kanaat.

Öğrencilerin çoğu, kalabalık yerlere terörist saldırı ihtimalinin yüksek olduğunu düşünüyor. Terörün sadece Güneydoğu bölgesinin sorunu olduğu fikrine ise çoğunluk katılmıyor.

Son Güncelleme: Perşembe, 16 May 2013 11:52

Gösterim: 1832

Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezinin, 18 ilde temsilcilik açmasına ilişkin karar, Resmi Gazete'de yayımlandı.

Buna göre, Adana, Ankara, Antalya, Bursa, Diyarbakır, Erzurum, Eskişehir, Gaizantep, İzmir, Kayseri, Konya, Malatya, Samsun, Sivas, Trabzon, Van ve İstanbul'un Avrupa ile Anadolu yakasında ÖSYM'nin Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı temsilciliği kurulacak.

 

 

 

> ÖSYM, 18 ilde temsilcilik açacak

Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezinin, 18 ilde temsilcilik açmasına ilişkin karar, Resmi Gazete'de yayımlandı.

Buna göre, Adana, Ankara, Antalya, Bursa, Diyarbakır, Erzurum, Eskişehir, Gaizantep, İzmir, Kayseri, Konya, Malatya, Samsun, Sivas, Trabzon, Van ve İstanbul'un Avrupa ile Anadolu yakasında ÖSYM'nin Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı temsilciliği kurulacak.

 

 

 

Son Güncelleme: Perşembe, 16 May 2013 10:53

Gösterim: 1093

ÖSYM, sınav sorularının hazırlanmasıyla ilgili görevli ve komisyonları belirleyemecek

TBMM’ye gönderilen ‘Torba tasarı’ya göre, kopya skandallarıyla gündeme gelen Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi’nden (ÖSYM) sınav sorularının hazırlanmasıyla ilgili görevli ve komisyonları belirleme yetkisi alınıyor.

Hürriyet Gazetesi’nden Bülent Sağıroğlu’nun haberine göre, Bakanlar Kurulu’nca Meclis Başkanlığı’na sunulan tasarı yasalaştığında ÖSYM Yönetim Kurulu, artık sınav sorularının hazırlanmasıyla ilgili görevlileri belirlemeyecek ve komisyon oluşturamayacak. Yönetim Kurulu’nun yetkisi, sınav sorularında genel ilkeleri belirlemekle sınırlı olacak. Tasarıda ayrıntıya yer verilmemekle birlikte Yönetim Kurulu’nun belirleyeceği ilkeler çerçevesinde soru görevlileri ve komisyonları ÖSYM Başkanı’nın seçmesi bekleniyor.

Ankara Başsavcılığı, Temmuz 2010’da yapılan KPSS sınavında soruların çalınmasına ilişkin soruşturma nedeniyle ÖSYM yöneticilerinin de aralarında bulunduğu 70 çalışanı daha önceki gün ifadeye çağırmıştı.

Kopyacılara 4 yıla kadar hapis

Tasarıdaki başka bir hükümle, kopya çektirenlerin yanı sıra ilk kez “bireysel veya toplu olarak kopya çekme” suçu düzenleniyor. Buna göre kopya çektirilmesine imkan sağlayan, bireysel veya toplu kopya çekenler, eylemleri daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde, 1 yıldan 4 yıla kadar hapis cezasına mahkum edilecek. Ayrıca ÖSYM sınavlarına ait soru ve cevaplar, Bilgi Edinme Yasası’nın dışında değerlendirilerek, bunlarla ilgili talepler karşılanmayacak. Üniversite öğrencileri ÖSYM sınavlarına ilişkin başvuru, tercih, sınav evrakının tanzimi ve benzeri sınav hizmetlerine yönelik geçici işlerde, asgari ücret karşılığı kısmi zamanlı çalıştırılabilecek.

Kaynak Hürriyet

> ÖSYM, soruları hazırlayan kadroları belirleyemeyecek

ÖSYM, sınav sorularının hazırlanmasıyla ilgili görevli ve komisyonları belirleyemecek

TBMM’ye gönderilen ‘Torba tasarı’ya göre, kopya skandallarıyla gündeme gelen Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi’nden (ÖSYM) sınav sorularının hazırlanmasıyla ilgili görevli ve komisyonları belirleme yetkisi alınıyor.

Hürriyet Gazetesi’nden Bülent Sağıroğlu’nun haberine göre, Bakanlar Kurulu’nca Meclis Başkanlığı’na sunulan tasarı yasalaştığında ÖSYM Yönetim Kurulu, artık sınav sorularının hazırlanmasıyla ilgili görevlileri belirlemeyecek ve komisyon oluşturamayacak. Yönetim Kurulu’nun yetkisi, sınav sorularında genel ilkeleri belirlemekle sınırlı olacak. Tasarıda ayrıntıya yer verilmemekle birlikte Yönetim Kurulu’nun belirleyeceği ilkeler çerçevesinde soru görevlileri ve komisyonları ÖSYM Başkanı’nın seçmesi bekleniyor.

Ankara Başsavcılığı, Temmuz 2010’da yapılan KPSS sınavında soruların çalınmasına ilişkin soruşturma nedeniyle ÖSYM yöneticilerinin de aralarında bulunduğu 70 çalışanı daha önceki gün ifadeye çağırmıştı.

Kopyacılara 4 yıla kadar hapis

Tasarıdaki başka bir hükümle, kopya çektirenlerin yanı sıra ilk kez “bireysel veya toplu olarak kopya çekme” suçu düzenleniyor. Buna göre kopya çektirilmesine imkan sağlayan, bireysel veya toplu kopya çekenler, eylemleri daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde, 1 yıldan 4 yıla kadar hapis cezasına mahkum edilecek. Ayrıca ÖSYM sınavlarına ait soru ve cevaplar, Bilgi Edinme Yasası’nın dışında değerlendirilerek, bunlarla ilgili talepler karşılanmayacak. Üniversite öğrencileri ÖSYM sınavlarına ilişkin başvuru, tercih, sınav evrakının tanzimi ve benzeri sınav hizmetlerine yönelik geçici işlerde, asgari ücret karşılığı kısmi zamanlı çalıştırılabilecek.

Kaynak Hürriyet

Son Güncelleme: Perşembe, 16 May 2013 15:55

Gösterim: 2505

TBMM'de kabul edilen tasarı ile 18 yaşına kadar olan herkes, şartsız olarak genel sağlık sigortalısı sayılacak.

"Varlık Barışı"nın da içinde yer aldığı ''Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı''nın birinci bölümünde yer alan 8 madde kabul edildi.

Kabul edilen maddelere göre, gelir tespiti yapılmaksızın genel sağlık sigortalılığı ya da bakmakla yükümlü olduğu kişi bulunmayan Türk vatandaşlarından 18 yaşını doldurmamış çocuklar, genel sağlık sigortalısı olacak. Ana ve babası olmayan Türk vatandaşlarından 18 yaşını doldurmamış çocuklar da genel sağlık sigortalısı kapsamına alınacak. Böylece 18 yaşına kadar olan herkes, şartsız olarak genel sağlık sigortalısı sayılacak.

Türkiye'de öğrenim gören yabancı uyruklu öğrenciler, ilk kayıt tarihinden itibaren 6 ay içinde talepte bulunmaları halinde genel sağlık sigortası kapsamına alınacak.

Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun hükümlerine göre, hakkında koruyucu tedbir kararı verilen kişiler, bu hallerin devamı süresince gelir tespiti yapılmaksızın genel sağlık sigortalısı sayılacak.

Türkiye'de 1 yıldan fazla ikamet izniyle yaşayan yabancı uyrukluların genel sağlık sigortalısı olmaları zorunlu olmaktan çıkarılarak, isteğe bağlı hale getiriliyor.

Vakıf üniversiteleri dahil sözleşmeli sağlık hizmeti sunucularınca, Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonu'nca belirlenen sağlık hizmetleri bedeline ek olarak, genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü oldukları kişilerden sağlık hizmeti sunucularının giderleri ve ürettikleri sağlık hizmetlerinin maliyetleri, yapılan sübvansiyonlar gibi kriterler dikkate alınarak, tahsil edilecek ilave ücret tavanı bir katından iki katına çıktı. İlave ücret tavanını belirlemeye Bakanlar Kurulu yetkili olacak.

Tasarı ile mesai saati dışında sağlık hizmeti sunan öğretim üyesine de ilave ücret ödenecek.

> 18 yaşına kadar herkese sağlık güvencesi

TBMM'de kabul edilen tasarı ile 18 yaşına kadar olan herkes, şartsız olarak genel sağlık sigortalısı sayılacak.

"Varlık Barışı"nın da içinde yer aldığı ''Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı''nın birinci bölümünde yer alan 8 madde kabul edildi.

Kabul edilen maddelere göre, gelir tespiti yapılmaksızın genel sağlık sigortalılığı ya da bakmakla yükümlü olduğu kişi bulunmayan Türk vatandaşlarından 18 yaşını doldurmamış çocuklar, genel sağlık sigortalısı olacak. Ana ve babası olmayan Türk vatandaşlarından 18 yaşını doldurmamış çocuklar da genel sağlık sigortalısı kapsamına alınacak. Böylece 18 yaşına kadar olan herkes, şartsız olarak genel sağlık sigortalısı sayılacak.

Türkiye'de öğrenim gören yabancı uyruklu öğrenciler, ilk kayıt tarihinden itibaren 6 ay içinde talepte bulunmaları halinde genel sağlık sigortası kapsamına alınacak.

Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun hükümlerine göre, hakkında koruyucu tedbir kararı verilen kişiler, bu hallerin devamı süresince gelir tespiti yapılmaksızın genel sağlık sigortalısı sayılacak.

Türkiye'de 1 yıldan fazla ikamet izniyle yaşayan yabancı uyrukluların genel sağlık sigortalısı olmaları zorunlu olmaktan çıkarılarak, isteğe bağlı hale getiriliyor.

Vakıf üniversiteleri dahil sözleşmeli sağlık hizmeti sunucularınca, Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonu'nca belirlenen sağlık hizmetleri bedeline ek olarak, genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü oldukları kişilerden sağlık hizmeti sunucularının giderleri ve ürettikleri sağlık hizmetlerinin maliyetleri, yapılan sübvansiyonlar gibi kriterler dikkate alınarak, tahsil edilecek ilave ücret tavanı bir katından iki katına çıktı. İlave ücret tavanını belirlemeye Bakanlar Kurulu yetkili olacak.

Tasarı ile mesai saati dışında sağlık hizmeti sunan öğretim üyesine de ilave ücret ödenecek.

Son Güncelleme: Cuma, 17 May 2013 08:40

Gösterim: 1239


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.