Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

KPMG, küresel pandemide 100 yıllık geleneklere veda eden yüksek öğrenim sektörünün geleceğini araştırdı. KPMG’nin hazırladığı rapora göre yol ayrımına gelen üniversitelerin parlak dönemi bitiyor. Özellikle eğitim ücretleriyle üst ligde yer alan dünyanın en büyük üniversiteleri yol ayrımında. Ya geleneksel kalacaklar ya da yeni eğitim modellerini sisteme dahil edecekler.

alper_karacar_kpmgPandemi nedeniyle çok kısa sürede radikal dönüşümler geçiren sektörlerden biri de eğitim. Tüm dünyada ülkeler ilk ve orta öğrenimi düzene koymaya çalışırken, sistemin bir sonraki halkası üniversiteler kritik bir kavşağın eşiğinde. KPMG pandeminin dünyada yüksek öğrenimi nasıl değiştirdiğini araştırdı. KPMG’nin hazırladığı rapora göre, gelişmiş dünyada 20’nci yüzyılın ortalarından beri yüksek öğrenimin odağı olan üniversitelerin altın çağı sona eriyor.
KPMG Türkiye Kamu Sektör Lideri Alper Karaçar, raporun yüksek öğrenim ve ülkelerin sosyo-ekonomik gelişimi arasındaki bağlantının geçmişini ve geleceğini anlattığını söyledi. Karaçar, “İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana yüksek öğrenim, elit bir sistemden kitlesel veya yüksek katılımlı bir sisteme geçişin olağanüstü bir büyüme hikayesidir. Bu genişleme, hayatın zenginleştirilmesine, ulus inşasına, sosyal refaha ve teknolojik ilerlemeye büyük katkı sağladı. 1990’dan sonra özellikle Kanada, Avustralya, İngiltere ve ABD uluslararası eğitimde kendi başına bir sektör haline geldi. Ancak bu dönemin artık sonuna geldik. Artan maliyetler ve hükümetlerin de öğrencilerin de bu maliyetleri karşılamaya isteksiz oluşu üniversiteleri bir noktaya getirdi. Pandemi ise bu noktayı hızla ileriye attı.”
KPMG’nin hazırladığı raporda dikkat çeken bulgular ve bazı başlıklar şöyle;
 1960'lardan bu yana toplumlarda önemli yeri olan üniversitelere verilen geniş destek sarsılıyor. Yüksek maliyetlere bağlı yüksek ücretler ve bu bedelin karşılığı sorgulanıyor.
 Geleneksel üniversiteler kritik eşiğe yaklaşıyor. Toplumdaki değişime ve ihtiyaçlara paralel yeni tür yapılara dönüştürüp dönüşmeyeceklerine, daha fazla verimlilik ve daha fazla yetenek arayışında mevcut operasyonlarını optimize edip etmeyeceklerine karar vermeleri gerekiyor.
 Enflasyonun üzerinde artan eğitim ücretleri, yükselen öğrenci borçları fırsat eşitliğini zedeledi. Yoksul öğrenciler eğitim ücretlerini karşılayamıyor ve ödeyemeyecekleri borçların altına giriyor.
 Öğrenciler ödedikleri yüksek ücretlere rağmen birçok okulda kadrolu öğretim üyeleri değil yardımcı eğitimcileri görüyor.
 Bu durum pahalı ve parlak üniversitelerin üzerine gölge düşürdü. Çünkü kimse bu üniversitelere şu andakinden daha fazla ödemek istemiyor.
İşe alım kriterleri değişti
 İşveren tarafında da durum karışık. Ekonomik değişim hızlandıkça, endüstri üniversitelerden gelen yeni mezunları eğitmek yerine işe hazır insanları tercih ediyor. Birçok işveren, üniversitelerin doğrudan öğretmediği sosyal beceriler, duygusal zeka, takım çalışması, iletişim ve zaman yönetimi gibi kriterlere sahip adaylar daha şanslı.
 İngiltere’de yüksek öğrenim gören her beş kişiden birinin maliyetinin, gelecekte kazanılacak paranın altında kalacağı hesaplanıyor. Yani bu para üniversite eğitimine harcanmasaydı bu öğrencilerin mali durumları daha iyi olacaktı. İngiltere’de 2020’de yapılan bir araştırmaya katılanların yüzde 61’i bir lisans diplomasının 10 yıl öncesine göre daha az değerli olduğunu söylüyor.
Mesleki eğitime dönüş trendi
 Yüksek öğrenimin ücretli olduğu birçok Avrupa ülkesinde ebeveynler, çocuklarının üniversiteye gitmesini istiyorlar, ancak eve tesisatçı çağırmaya paraları yetmiyor. Çünkü beceri eğitimi ve çıraklık, yüksek öğrenimdeki genişleme nedeniyle geri plana atıldı. Orta öğrenim sonrası yüksek öğrenim ve mesleki öğrenim planlamaları arasında ciddi dengesizlikler var.
 Gelecek her sektörde olduğu gibi beklenmedik anda ve erken geldi. Dünyada birçok üniversite Şubat 2020’de kapatıldı ve halen açılmadı. Toplumların geleceği sayılan üniversiteler, ülkeleri kurtarma paketlerinde önceliği alamadı. Online eğitime karşı çıkan birçok akademisyen hızla çok sayıda dersi çevrimiçi vermeye başladı. Üniversiteler birçok sektör ve kuruluşun geçirdiği dönüşümü inceleyerek daha iyi uygulamalarla kendi süreçlerini yapılandırabilir.
 Teknolojik değişim ve yeni çalışma dünyası, ortaöğretim sonrası eğitim türleri için yeni beklentiler ortaya çıkarıyor. Demografik değişim muhtemelen çoğu liberal demokraside daha küçük yerel öğrenci gruplarının oluşmasına neden olacak.
 Çin, yerel üniversite sistemini bir eğitim modeli olacak şekilde hızla geliştiriyor. Hindistan, orta öğretim sonrası kurumlarına büyük yatırım yapıyor. Uluslararası talep, geleneksel üniversite eğitiminden mesleki ve pratik kurslarla yeteneklerini geliştiren teknik insanlara kayıyor.
Karma gerçeklik kampüsleri
 Tüm iddialar ve tahminler, yüksek öğrenimin tekdüzelikten büyük çeşitliliğe geçeceğini işaret ediyor. Fiziksel olarak, gerçek kampüsler, artırılmış kampüsler (karma gerçeklik ve analog dünyanın birleştiği yer) ve sanal öğrenme ortamlarının karışımını göreceğiz.
 Eğitimsel olarak, içerik ve sunumla ilgili çok daha fazla deneyime tanık olacağız. Bu çeşitliliğe, bireysel öğrencilerin ihtiyaçlarını karşılama arayışı yön verecek.
 Kişiselleştirilmiş öğreniminin kalitesi, kurumsal başarının anahtarı olacak.
 Dönüşüm sadece müfredat, eğitimin devamı, öğrenci desteği ve araştırmayla sınırlı kalmayacak. Arka ofis, işletme modeli, teknoloji ve temelde her organizasyonda bulunması gereken esneklik, çeviklik gibi yeteneklerin toplamı da dönüşümün parçası. Bu yeteneklere yüksek seviyede sahip olan kurumlar, yıkımdan kurtulmak ve yeni sistemi yaratmak konusunda çok daha donanımlı olacaklar. Daha verimli ve daha düşük maliyetli bir yapı mümkün. Buna karşılık yüksek öğrenim kurumları, öğrenme ve araştırma için daha fazla kaynağa sahip olacaklar.
e-öğrenme, botlar, hologram
 Dijital devrim, özellikle daha uygun fiyatlı çevrimiçi eğitimde yeni rakipler yaratıyor. Dünyada, e-öğrenmenin 2018-2024 arasında yıllık yüzde 7,5 ila 10,5 oranında büyümesi bekleniyor. Birçok geleneksel üniversitenin organizasyonel olarak bu sisteme geçemeyeceği, çoğunun da kültürel anlamda buna isteksiz olduğu görülüyor. Bu tablo rakipleri daha güçlü hale getirecek.
 Kurslar bugüne kadarki kurgunun aksine teknoloji yardımıyla öncelikle dijital sunulacak şekilde tasarlanacak ve yüz yüze eğitimde insanla desteklenecek.
 Yazılı metin ve sunumlara eşlik eden video, karma gerçeklik ve simülasyonların yanı sıra hologramlar da eğitimin parçası olacak.
 Her konu için akıllı botlar, gelişmiş öğrenme analitiği tarafından izlenen, geniş ölçekte kişiselleştirilmiş öğrenme imkanı sağlayacak. Öğrenciler bu deneyimi yaşamak için evden ayrılmak zorunda kalmayacak.

> Üniversitelerin altın çağı sona mı eriyor?

KPMG, küresel pandemide 100 yıllık geleneklere veda eden yüksek öğrenim sektörünün geleceğini araştırdı. KPMG’nin hazırladığı rapora göre yol ayrımına gelen üniversitelerin parlak dönemi bitiyor. Özellikle eğitim ücretleriyle üst ligde yer alan dünyanın en büyük üniversiteleri yol ayrımında. Ya geleneksel kalacaklar ya da yeni eğitim modellerini sisteme dahil edecekler.

alper_karacar_kpmgPandemi nedeniyle çok kısa sürede radikal dönüşümler geçiren sektörlerden biri de eğitim. Tüm dünyada ülkeler ilk ve orta öğrenimi düzene koymaya çalışırken, sistemin bir sonraki halkası üniversiteler kritik bir kavşağın eşiğinde. KPMG pandeminin dünyada yüksek öğrenimi nasıl değiştirdiğini araştırdı. KPMG’nin hazırladığı rapora göre, gelişmiş dünyada 20’nci yüzyılın ortalarından beri yüksek öğrenimin odağı olan üniversitelerin altın çağı sona eriyor.
KPMG Türkiye Kamu Sektör Lideri Alper Karaçar, raporun yüksek öğrenim ve ülkelerin sosyo-ekonomik gelişimi arasındaki bağlantının geçmişini ve geleceğini anlattığını söyledi. Karaçar, “İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana yüksek öğrenim, elit bir sistemden kitlesel veya yüksek katılımlı bir sisteme geçişin olağanüstü bir büyüme hikayesidir. Bu genişleme, hayatın zenginleştirilmesine, ulus inşasına, sosyal refaha ve teknolojik ilerlemeye büyük katkı sağladı. 1990’dan sonra özellikle Kanada, Avustralya, İngiltere ve ABD uluslararası eğitimde kendi başına bir sektör haline geldi. Ancak bu dönemin artık sonuna geldik. Artan maliyetler ve hükümetlerin de öğrencilerin de bu maliyetleri karşılamaya isteksiz oluşu üniversiteleri bir noktaya getirdi. Pandemi ise bu noktayı hızla ileriye attı.”
KPMG’nin hazırladığı raporda dikkat çeken bulgular ve bazı başlıklar şöyle;
 1960'lardan bu yana toplumlarda önemli yeri olan üniversitelere verilen geniş destek sarsılıyor. Yüksek maliyetlere bağlı yüksek ücretler ve bu bedelin karşılığı sorgulanıyor.
 Geleneksel üniversiteler kritik eşiğe yaklaşıyor. Toplumdaki değişime ve ihtiyaçlara paralel yeni tür yapılara dönüştürüp dönüşmeyeceklerine, daha fazla verimlilik ve daha fazla yetenek arayışında mevcut operasyonlarını optimize edip etmeyeceklerine karar vermeleri gerekiyor.
 Enflasyonun üzerinde artan eğitim ücretleri, yükselen öğrenci borçları fırsat eşitliğini zedeledi. Yoksul öğrenciler eğitim ücretlerini karşılayamıyor ve ödeyemeyecekleri borçların altına giriyor.
 Öğrenciler ödedikleri yüksek ücretlere rağmen birçok okulda kadrolu öğretim üyeleri değil yardımcı eğitimcileri görüyor.
 Bu durum pahalı ve parlak üniversitelerin üzerine gölge düşürdü. Çünkü kimse bu üniversitelere şu andakinden daha fazla ödemek istemiyor.
İşe alım kriterleri değişti
 İşveren tarafında da durum karışık. Ekonomik değişim hızlandıkça, endüstri üniversitelerden gelen yeni mezunları eğitmek yerine işe hazır insanları tercih ediyor. Birçok işveren, üniversitelerin doğrudan öğretmediği sosyal beceriler, duygusal zeka, takım çalışması, iletişim ve zaman yönetimi gibi kriterlere sahip adaylar daha şanslı.
 İngiltere’de yüksek öğrenim gören her beş kişiden birinin maliyetinin, gelecekte kazanılacak paranın altında kalacağı hesaplanıyor. Yani bu para üniversite eğitimine harcanmasaydı bu öğrencilerin mali durumları daha iyi olacaktı. İngiltere’de 2020’de yapılan bir araştırmaya katılanların yüzde 61’i bir lisans diplomasının 10 yıl öncesine göre daha az değerli olduğunu söylüyor.
Mesleki eğitime dönüş trendi
 Yüksek öğrenimin ücretli olduğu birçok Avrupa ülkesinde ebeveynler, çocuklarının üniversiteye gitmesini istiyorlar, ancak eve tesisatçı çağırmaya paraları yetmiyor. Çünkü beceri eğitimi ve çıraklık, yüksek öğrenimdeki genişleme nedeniyle geri plana atıldı. Orta öğrenim sonrası yüksek öğrenim ve mesleki öğrenim planlamaları arasında ciddi dengesizlikler var.
 Gelecek her sektörde olduğu gibi beklenmedik anda ve erken geldi. Dünyada birçok üniversite Şubat 2020’de kapatıldı ve halen açılmadı. Toplumların geleceği sayılan üniversiteler, ülkeleri kurtarma paketlerinde önceliği alamadı. Online eğitime karşı çıkan birçok akademisyen hızla çok sayıda dersi çevrimiçi vermeye başladı. Üniversiteler birçok sektör ve kuruluşun geçirdiği dönüşümü inceleyerek daha iyi uygulamalarla kendi süreçlerini yapılandırabilir.
 Teknolojik değişim ve yeni çalışma dünyası, ortaöğretim sonrası eğitim türleri için yeni beklentiler ortaya çıkarıyor. Demografik değişim muhtemelen çoğu liberal demokraside daha küçük yerel öğrenci gruplarının oluşmasına neden olacak.
 Çin, yerel üniversite sistemini bir eğitim modeli olacak şekilde hızla geliştiriyor. Hindistan, orta öğretim sonrası kurumlarına büyük yatırım yapıyor. Uluslararası talep, geleneksel üniversite eğitiminden mesleki ve pratik kurslarla yeteneklerini geliştiren teknik insanlara kayıyor.
Karma gerçeklik kampüsleri
 Tüm iddialar ve tahminler, yüksek öğrenimin tekdüzelikten büyük çeşitliliğe geçeceğini işaret ediyor. Fiziksel olarak, gerçek kampüsler, artırılmış kampüsler (karma gerçeklik ve analog dünyanın birleştiği yer) ve sanal öğrenme ortamlarının karışımını göreceğiz.
 Eğitimsel olarak, içerik ve sunumla ilgili çok daha fazla deneyime tanık olacağız. Bu çeşitliliğe, bireysel öğrencilerin ihtiyaçlarını karşılama arayışı yön verecek.
 Kişiselleştirilmiş öğreniminin kalitesi, kurumsal başarının anahtarı olacak.
 Dönüşüm sadece müfredat, eğitimin devamı, öğrenci desteği ve araştırmayla sınırlı kalmayacak. Arka ofis, işletme modeli, teknoloji ve temelde her organizasyonda bulunması gereken esneklik, çeviklik gibi yeteneklerin toplamı da dönüşümün parçası. Bu yeteneklere yüksek seviyede sahip olan kurumlar, yıkımdan kurtulmak ve yeni sistemi yaratmak konusunda çok daha donanımlı olacaklar. Daha verimli ve daha düşük maliyetli bir yapı mümkün. Buna karşılık yüksek öğrenim kurumları, öğrenme ve araştırma için daha fazla kaynağa sahip olacaklar.
e-öğrenme, botlar, hologram
 Dijital devrim, özellikle daha uygun fiyatlı çevrimiçi eğitimde yeni rakipler yaratıyor. Dünyada, e-öğrenmenin 2018-2024 arasında yıllık yüzde 7,5 ila 10,5 oranında büyümesi bekleniyor. Birçok geleneksel üniversitenin organizasyonel olarak bu sisteme geçemeyeceği, çoğunun da kültürel anlamda buna isteksiz olduğu görülüyor. Bu tablo rakipleri daha güçlü hale getirecek.
 Kurslar bugüne kadarki kurgunun aksine teknoloji yardımıyla öncelikle dijital sunulacak şekilde tasarlanacak ve yüz yüze eğitimde insanla desteklenecek.
 Yazılı metin ve sunumlara eşlik eden video, karma gerçeklik ve simülasyonların yanı sıra hologramlar da eğitimin parçası olacak.
 Her konu için akıllı botlar, gelişmiş öğrenme analitiği tarafından izlenen, geniş ölçekte kişiselleştirilmiş öğrenme imkanı sağlayacak. Öğrenciler bu deneyimi yaşamak için evden ayrılmak zorunda kalmayacak.

Son Güncelleme: Perşembe, 28 Ocak 2021 12:25

Gösterim: 1450

Zafer Öztürk - Türkiye Özel Okullar Derneği Yönetim Kurulu Başkanı 

zafer_ozturk_tozok2020 yılının, dünyanın her yerinde COVID-19 pandemisi ile hatırlanacağını söylemek yanlış olmaz. Yalnızca insan sağlığı ve toplumsal hayatın devamlılığını değil, çalışma hayatını ve özellikle eğitim hayatını da derinden etkileyen bu süreç, 2021 yılında da kendisinden söz ettirecektir. Pandeminin insanlar, ekonomiler ve toplumlar üzerindeki etkisi arttıkça; çalışma hayatı, insan ilişkileri, çalışma şartları, hizmet alanları, talep ve tedarik olanakları, hizmet ulaştırma şartları... gibi konular daha da kritik bir duruma gelmektedir. 

2020 yılında resmi ve özel eğitim – öğretim kurumlarında COVID-19 pandemisi nedeniyle uygulanan uzaktan öğretim, özel okulların çalışmalarında da kapsamlı değişikliklerin yapılmasını zorunlu kılmıştır. Ancak online olarak verilmeye başlanan eğitim hizmeti, bazı okullarımızda başlangıç aşamasında tereddütler oluşturmuş ise de kısa sürede toparlanarak başarı ile gerçekleştirilmiştir.

Yaklaşık bir yıla yakındır devam eden uzaktan öğretim sürecinde öğretmenlerin görev ve tanımlamaları daha da güçlenecek ve çeşitlenmiştir. Online iletişim ile yapılacak öğretim etkinlikleri, öğretmenlerimizin teknolojiyle daha yakından ilgilenmelerini sağlayarak, ders konularının anlatımında yeni metotlar uygulamak için hizmet içi eğitim çalışmaları yoğunlaştırılmıştır.

Ayrıca öğretmenlerimiz; yüz yüze yapılamayan sadece dijital ortamda iletişim kurulabilecek durumlarda, öğrencilere motivasyon kazandırarak derse ilgiyi zayıflatmayacak metotlar uygulamayı başarmışlardır.

Mart 2020 tarihinden bu yana her alanda yaşanan Pandeminin genel anlamdaki olumsuz etkilerinin ülkemizce önceden tahmin edilerek gerekli önlemlerin alınmış olması, çok derin bir sarsıntı oluşturmasını önlediği kanaatindeyim. Ancak sektörümüzün ayakta kalmak için büyük özveride bulunduğunu da belirtmek isterim. 

Pandemi sürecinin başlangıcındaki genel heyecan ve telaş içinde veli koşuşturmaları ve öğrencilerin kafa karışıklığı Milli Eğitim Bakanlığının kararlı tutumu sayesinde en az tahribatla aşılmıştır. Devam eden sonraki aşamalarda da Bakanlığımızca aynı kararlılık gösterilmiştir.

2020 yılında özellikle anaokullarımızda öğrenci kaybı yaşanmıştır. Diğer özel okullarda ise 2020- 2021 öğretim yılı öğrenci kayıtlarında ve kayıt yenilemelerinde yaşanıyor. Elimize tam bir sayı geçmemiş olmasına rağmen, bunun %.20 civarında olduğu değerlendirilmektedir. Kontenjan kapasitelerinin altındaki öğrenci sayısı ile faaliyet gösteren özel okullarda 2021 yılında bazı zorlukların yaşanması kaçınılmaz gibi... Bu bağlamda 2021 yılında sektörde kayda değer bir büyüme olmasını beklemiyoruz.

KDV oranının %1 olarak devam edip etmeyeceği, özel okul velilerine verilen eğitim desteğine tekrar başlanıp başlanmayacağı hususları da sektörümüzün 2021 yılındaki gidişatında etkili olacaktır. Ancak özel okullarımızın özveri ile başarılı hizmetler vermeye devam edeceklerine yürekten inanıyorum. 

Tabii ki eğitim, resmi veya özel kurumlara ciddi maliyet gerektiren bir hizmet alanıdır. Ülke ekonomisinin ve doğal olarak velinin ekonomik durumu öğrencilerin özel okula yönelmesini olumlu veya olumsuz etkilemektedir. 

Bu bakımdan önümüzdeki dönemde genel anlamda ekonomimizde daha güçlü gelişmelerin olmasını ve önümüzdeki öğretim yılında beklentilerimizi hızlı ve etkili bir şekilde karşılamasını bekliyoruz.

Sektörümüz açısından önemli gördüğümüz bir konu da özel okul açılışlarıyla ilgilidir. Dernek olarak, özel okulların ülke genelinde yaygınlaşmasını arzu etmekteyiz. Ancak özel okul açılışlarıyla ilgili kuralların belirli bir planlamaya bağlanması ileride oluşabilecek dalgalanmaların önüne geçilmesi bakımından gereklidir. Bize ulaşan bilgilere göre, eğitim alanına pek de gönül vermeden, sadece özel okul alanını cazip bularak yatırım yapan, aradığını da bulamayınca başka alanlara giden girişimcilerin olduğudur. Bu tür geliş-gidişler her sektörde görülebilir. Fakat konu eğitim olunca öncelikle gelişmelerin çocuklarımız ve aileleri üzerindeki etkilerini göz önünde bulundurmamızı gerektiriyor.  Dolayısıyla tekraren söylüyorum, özel okul açılışlarıyla ilgili kuralların belirli bir planlamaya bağlanması gerekiyor.

Aralık 2020 de Dernek Başkanımız merhum F. Nurullah Dal’ın genç yaşta koronadan vefatı, TÖZOK camiasını ve eğitime gönül vermiş dostları derinden üzmüştür. Kendisine Allah’tan rahmet ve yakınlarına, sevenlerine sabırlar diliyorum. 

2021 yılının ülkemize ve insanlığa sağlık, başarı ve bolluk getirmesini ve bu tür acıların yaşanmaması temennisiyle esenlikler diliyorum. 

 

 

 

 

 

 

 

2021’de eğitim sektöründe neler bekliyoruz?

 

 

Zafer Öztürk - Türkiye Özel Okullar Derneği Yönetim Kurulu Başkanı

 

2020 yılının, dünyanın her yerinde COVID-19 pandemisi ile hatırlanacağını söylemek yanlış olmaz. Yalnızca insan sağlığı ve toplumsal hayatın devamlılığını değil, çalışma hayatını ve özellikle eğitim hayatını da derinden etkileyen bu süreç, 2021 yılında da kendisinden söz ettirecektir. Pandeminin insanlar, ekonomiler ve toplumlar üzerindeki etkisi arttıkça; çalışma hayatı, insan ilişkileri, çalışma şartları, hizmet alanları, talep ve tedarik olanakları, hizmet ulaştırma şartları... gibi konular daha da kritik bir duruma gelmektedir. 

2020 yılında resmi ve özel eğitim – öğretim kurumlarında COVID-19 pandemisi nedeniyle uygulanan uzaktan öğretim, özel okulların çalışmalarında da kapsamlı değişikliklerin yapılmasını zorunlu kılmıştır. Ancak online olarak verilmeye başlanan eğitim hizmeti, bazı okullarımızda başlangıç aşamasında tereddütler oluşturmuş ise de kısa sürede toparlanarak başarı ile gerçekleştirilmiştir.

Yaklaşık bir yıla yakındır devam eden uzaktan öğretim sürecinde öğretmenlerin görev ve tanımlamaları daha da güçlenecek ve çeşitlenmiştir. Online iletişim ile yapılacak öğretim etkinlikleri, öğretmenlerimizin teknolojiyle daha yakından ilgilenmelerini sağlayarak, ders konularının anlatımında yeni metotlar uygulamak için hizmet içi eğitim çalışmaları yoğunlaştırılmıştır.

Ayrıca öğretmenlerimiz; yüz yüze yapılamayan sadece dijital ortamda iletişim kurulabilecek durumlarda, öğrencilere motivasyon kazandırarak derse ilgiyi zayıflatmayacak metotlar uygulamayı başarmışlardır.

Mart 2020 tarihinden bu yana her alanda yaşanan Pandeminin genel anlamdaki olumsuz etkilerinin ülkemizce önceden tahmin edilerek gerekli önlemlerin alınmış olması, çok derin bir sarsıntı oluşturmasını önlediği kanaatindeyim. Ancak sektörümüzün ayakta kalmak için büyük özveride bulunduğunu da belirtmek isterim.

Pandemi sürecinin başlangıcındaki genel heyecan ve telaş içinde veli koşuşturmaları ve öğrencilerin kafa karışıklığı Milli Eğitim Bakanlığının kararlı tutumu sayesinde en az tahribatla aşılmıştır. Devam eden sonraki aşamalarda da Bakanlığımızca aynı kararlılık gösterilmiştir.

2020 yılında özellikle anaokullarımızda öğrenci kaybı yaşanmıştır. Diğer özel okullarda ise 2020- 2021 öğretim yılı öğrenci kayıtlarında ve kayıt yenilemelerinde yaşanıyor. Elimize tam bir sayı geçmemiş olmasına rağmen, bunun %.20 civarında olduğu değerlendirilmektedir. Kontenjan kapasitelerinin altındaki öğrenci sayısı ile faaliyet gösteren özel okullarda 2021 yılında bazı zorlukların yaşanması kaçınılmaz gibi... Bu bağlamda 2021 yılında sektörde kayda değer bir büyüme olmasını beklemiyoruz.

KDV oranının %1 olarak devam edip etmeyeceği, özel okul velilerine verilen eğitim desteğine tekrar başlanıp başlanmayacağı hususları da sektörümüzün 2021 yılındaki gidişatında etkili olacaktır. Ancak özel okullarımızın özveri ile başarılı hizmetler vermeye devam edeceklerine yürekten inanıyorum.

Tabii ki eğitim, resmi veya özel kurumlara ciddi maliyet gerektiren bir hizmet alanıdır. Ülke ekonomisinin ve doğal olarak velinin ekonomik durumu öğrencilerin özel okula yönelmesini olumlu veya olumsuz etkilemektedir.

Bu bakımdan önümüzdeki dönemde genel anlamda ekonomimizde daha güçlü gelişmelerin olmasını ve önümüzdeki öğretim yılında beklentilerimizi hızlı ve etkili bir şekilde karşılamasını bekliyoruz.

Sektörümüz açısından önemli gördüğümüz bir konu da özel okul açılışlarıyla ilgilidir. Dernek olarak, özel okulların ülke genelinde yaygınlaşmasını arzu etmekteyiz. Ancak özel okul açılışlarıyla ilgili kuralların belirli bir planlamaya bağlanması ileride oluşabilecek dalgalanmaların önüne geçilmesi bakımından gereklidir. Bize ulaşan bilgilere göre, eğitim alanına pek de gönül vermeden, sadece özel okul alanını cazip bularak yatırım yapan, aradığını da bulamayınca başka alanlara giden girişimcilerin olduğudur. Bu tür geliş-gidişler her sektörde görülebilir. Fakat konu eğitim olunca öncelikle gelişmelerin çocuklarımız ve aileleri üzerindeki etkilerini göz önünde bulundurmamızı gerektiriyor.  Dolayısıyla tekraren söylüyorum, özel okul açılışlarıyla ilgili kuralların belirli bir planlamaya bağlanması gerekiyor.

 

Aralık 2020 de Dernek Başkanımız merhum F. Nurullah Dal’ın genç yaşta koronadan vefatı, TÖZOK camiasını ve eğitime gönül vermiş dostları derinden üzmüştür. Kendisine Allah’tan rahmet ve yakınlarına, sevenlerine sabırlar diliyorum.

2021 yılının ülkemize ve insanlığa sağlık, başarı ve bolluk getirmesini ve bu tür acıların yaşanmaması temennisiyle esenlikler diliyorum.

 

 

           

 

 

 

 

 

> 2021’de eğitim sektöründe neler bekliyoruz?

Zafer Öztürk - Türkiye Özel Okullar Derneği Yönetim Kurulu Başkanı 

zafer_ozturk_tozok2020 yılının, dünyanın her yerinde COVID-19 pandemisi ile hatırlanacağını söylemek yanlış olmaz. Yalnızca insan sağlığı ve toplumsal hayatın devamlılığını değil, çalışma hayatını ve özellikle eğitim hayatını da derinden etkileyen bu süreç, 2021 yılında da kendisinden söz ettirecektir. Pandeminin insanlar, ekonomiler ve toplumlar üzerindeki etkisi arttıkça; çalışma hayatı, insan ilişkileri, çalışma şartları, hizmet alanları, talep ve tedarik olanakları, hizmet ulaştırma şartları... gibi konular daha da kritik bir duruma gelmektedir. 

2020 yılında resmi ve özel eğitim – öğretim kurumlarında COVID-19 pandemisi nedeniyle uygulanan uzaktan öğretim, özel okulların çalışmalarında da kapsamlı değişikliklerin yapılmasını zorunlu kılmıştır. Ancak online olarak verilmeye başlanan eğitim hizmeti, bazı okullarımızda başlangıç aşamasında tereddütler oluşturmuş ise de kısa sürede toparlanarak başarı ile gerçekleştirilmiştir.

Yaklaşık bir yıla yakındır devam eden uzaktan öğretim sürecinde öğretmenlerin görev ve tanımlamaları daha da güçlenecek ve çeşitlenmiştir. Online iletişim ile yapılacak öğretim etkinlikleri, öğretmenlerimizin teknolojiyle daha yakından ilgilenmelerini sağlayarak, ders konularının anlatımında yeni metotlar uygulamak için hizmet içi eğitim çalışmaları yoğunlaştırılmıştır.

Ayrıca öğretmenlerimiz; yüz yüze yapılamayan sadece dijital ortamda iletişim kurulabilecek durumlarda, öğrencilere motivasyon kazandırarak derse ilgiyi zayıflatmayacak metotlar uygulamayı başarmışlardır.

Mart 2020 tarihinden bu yana her alanda yaşanan Pandeminin genel anlamdaki olumsuz etkilerinin ülkemizce önceden tahmin edilerek gerekli önlemlerin alınmış olması, çok derin bir sarsıntı oluşturmasını önlediği kanaatindeyim. Ancak sektörümüzün ayakta kalmak için büyük özveride bulunduğunu da belirtmek isterim. 

Pandemi sürecinin başlangıcındaki genel heyecan ve telaş içinde veli koşuşturmaları ve öğrencilerin kafa karışıklığı Milli Eğitim Bakanlığının kararlı tutumu sayesinde en az tahribatla aşılmıştır. Devam eden sonraki aşamalarda da Bakanlığımızca aynı kararlılık gösterilmiştir.

2020 yılında özellikle anaokullarımızda öğrenci kaybı yaşanmıştır. Diğer özel okullarda ise 2020- 2021 öğretim yılı öğrenci kayıtlarında ve kayıt yenilemelerinde yaşanıyor. Elimize tam bir sayı geçmemiş olmasına rağmen, bunun %.20 civarında olduğu değerlendirilmektedir. Kontenjan kapasitelerinin altındaki öğrenci sayısı ile faaliyet gösteren özel okullarda 2021 yılında bazı zorlukların yaşanması kaçınılmaz gibi... Bu bağlamda 2021 yılında sektörde kayda değer bir büyüme olmasını beklemiyoruz.

KDV oranının %1 olarak devam edip etmeyeceği, özel okul velilerine verilen eğitim desteğine tekrar başlanıp başlanmayacağı hususları da sektörümüzün 2021 yılındaki gidişatında etkili olacaktır. Ancak özel okullarımızın özveri ile başarılı hizmetler vermeye devam edeceklerine yürekten inanıyorum. 

Tabii ki eğitim, resmi veya özel kurumlara ciddi maliyet gerektiren bir hizmet alanıdır. Ülke ekonomisinin ve doğal olarak velinin ekonomik durumu öğrencilerin özel okula yönelmesini olumlu veya olumsuz etkilemektedir. 

Bu bakımdan önümüzdeki dönemde genel anlamda ekonomimizde daha güçlü gelişmelerin olmasını ve önümüzdeki öğretim yılında beklentilerimizi hızlı ve etkili bir şekilde karşılamasını bekliyoruz.

Sektörümüz açısından önemli gördüğümüz bir konu da özel okul açılışlarıyla ilgilidir. Dernek olarak, özel okulların ülke genelinde yaygınlaşmasını arzu etmekteyiz. Ancak özel okul açılışlarıyla ilgili kuralların belirli bir planlamaya bağlanması ileride oluşabilecek dalgalanmaların önüne geçilmesi bakımından gereklidir. Bize ulaşan bilgilere göre, eğitim alanına pek de gönül vermeden, sadece özel okul alanını cazip bularak yatırım yapan, aradığını da bulamayınca başka alanlara giden girişimcilerin olduğudur. Bu tür geliş-gidişler her sektörde görülebilir. Fakat konu eğitim olunca öncelikle gelişmelerin çocuklarımız ve aileleri üzerindeki etkilerini göz önünde bulundurmamızı gerektiriyor.  Dolayısıyla tekraren söylüyorum, özel okul açılışlarıyla ilgili kuralların belirli bir planlamaya bağlanması gerekiyor.

Aralık 2020 de Dernek Başkanımız merhum F. Nurullah Dal’ın genç yaşta koronadan vefatı, TÖZOK camiasını ve eğitime gönül vermiş dostları derinden üzmüştür. Kendisine Allah’tan rahmet ve yakınlarına, sevenlerine sabırlar diliyorum. 

2021 yılının ülkemize ve insanlığa sağlık, başarı ve bolluk getirmesini ve bu tür acıların yaşanmaması temennisiyle esenlikler diliyorum. 

 

 

 

 

 

 

 

2021’de eğitim sektöründe neler bekliyoruz?

 

 

Zafer Öztürk - Türkiye Özel Okullar Derneği Yönetim Kurulu Başkanı

 

2020 yılının, dünyanın her yerinde COVID-19 pandemisi ile hatırlanacağını söylemek yanlış olmaz. Yalnızca insan sağlığı ve toplumsal hayatın devamlılığını değil, çalışma hayatını ve özellikle eğitim hayatını da derinden etkileyen bu süreç, 2021 yılında da kendisinden söz ettirecektir. Pandeminin insanlar, ekonomiler ve toplumlar üzerindeki etkisi arttıkça; çalışma hayatı, insan ilişkileri, çalışma şartları, hizmet alanları, talep ve tedarik olanakları, hizmet ulaştırma şartları... gibi konular daha da kritik bir duruma gelmektedir. 

2020 yılında resmi ve özel eğitim – öğretim kurumlarında COVID-19 pandemisi nedeniyle uygulanan uzaktan öğretim, özel okulların çalışmalarında da kapsamlı değişikliklerin yapılmasını zorunlu kılmıştır. Ancak online olarak verilmeye başlanan eğitim hizmeti, bazı okullarımızda başlangıç aşamasında tereddütler oluşturmuş ise de kısa sürede toparlanarak başarı ile gerçekleştirilmiştir.

Yaklaşık bir yıla yakındır devam eden uzaktan öğretim sürecinde öğretmenlerin görev ve tanımlamaları daha da güçlenecek ve çeşitlenmiştir. Online iletişim ile yapılacak öğretim etkinlikleri, öğretmenlerimizin teknolojiyle daha yakından ilgilenmelerini sağlayarak, ders konularının anlatımında yeni metotlar uygulamak için hizmet içi eğitim çalışmaları yoğunlaştırılmıştır.

Ayrıca öğretmenlerimiz; yüz yüze yapılamayan sadece dijital ortamda iletişim kurulabilecek durumlarda, öğrencilere motivasyon kazandırarak derse ilgiyi zayıflatmayacak metotlar uygulamayı başarmışlardır.

Mart 2020 tarihinden bu yana her alanda yaşanan Pandeminin genel anlamdaki olumsuz etkilerinin ülkemizce önceden tahmin edilerek gerekli önlemlerin alınmış olması, çok derin bir sarsıntı oluşturmasını önlediği kanaatindeyim. Ancak sektörümüzün ayakta kalmak için büyük özveride bulunduğunu da belirtmek isterim.

Pandemi sürecinin başlangıcındaki genel heyecan ve telaş içinde veli koşuşturmaları ve öğrencilerin kafa karışıklığı Milli Eğitim Bakanlığının kararlı tutumu sayesinde en az tahribatla aşılmıştır. Devam eden sonraki aşamalarda da Bakanlığımızca aynı kararlılık gösterilmiştir.

2020 yılında özellikle anaokullarımızda öğrenci kaybı yaşanmıştır. Diğer özel okullarda ise 2020- 2021 öğretim yılı öğrenci kayıtlarında ve kayıt yenilemelerinde yaşanıyor. Elimize tam bir sayı geçmemiş olmasına rağmen, bunun %.20 civarında olduğu değerlendirilmektedir. Kontenjan kapasitelerinin altındaki öğrenci sayısı ile faaliyet gösteren özel okullarda 2021 yılında bazı zorlukların yaşanması kaçınılmaz gibi... Bu bağlamda 2021 yılında sektörde kayda değer bir büyüme olmasını beklemiyoruz.

KDV oranının %1 olarak devam edip etmeyeceği, özel okul velilerine verilen eğitim desteğine tekrar başlanıp başlanmayacağı hususları da sektörümüzün 2021 yılındaki gidişatında etkili olacaktır. Ancak özel okullarımızın özveri ile başarılı hizmetler vermeye devam edeceklerine yürekten inanıyorum.

Tabii ki eğitim, resmi veya özel kurumlara ciddi maliyet gerektiren bir hizmet alanıdır. Ülke ekonomisinin ve doğal olarak velinin ekonomik durumu öğrencilerin özel okula yönelmesini olumlu veya olumsuz etkilemektedir.

Bu bakımdan önümüzdeki dönemde genel anlamda ekonomimizde daha güçlü gelişmelerin olmasını ve önümüzdeki öğretim yılında beklentilerimizi hızlı ve etkili bir şekilde karşılamasını bekliyoruz.

Sektörümüz açısından önemli gördüğümüz bir konu da özel okul açılışlarıyla ilgilidir. Dernek olarak, özel okulların ülke genelinde yaygınlaşmasını arzu etmekteyiz. Ancak özel okul açılışlarıyla ilgili kuralların belirli bir planlamaya bağlanması ileride oluşabilecek dalgalanmaların önüne geçilmesi bakımından gereklidir. Bize ulaşan bilgilere göre, eğitim alanına pek de gönül vermeden, sadece özel okul alanını cazip bularak yatırım yapan, aradığını da bulamayınca başka alanlara giden girişimcilerin olduğudur. Bu tür geliş-gidişler her sektörde görülebilir. Fakat konu eğitim olunca öncelikle gelişmelerin çocuklarımız ve aileleri üzerindeki etkilerini göz önünde bulundurmamızı gerektiriyor.  Dolayısıyla tekraren söylüyorum, özel okul açılışlarıyla ilgili kuralların belirli bir planlamaya bağlanması gerekiyor.

 

Aralık 2020 de Dernek Başkanımız merhum F. Nurullah Dal’ın genç yaşta koronadan vefatı, TÖZOK camiasını ve eğitime gönül vermiş dostları derinden üzmüştür. Kendisine Allah’tan rahmet ve yakınlarına, sevenlerine sabırlar diliyorum.

2021 yılının ülkemize ve insanlığa sağlık, başarı ve bolluk getirmesini ve bu tür acıların yaşanmaması temennisiyle esenlikler diliyorum.

 

 

           

 

 

 

 

 

Son Güncelleme: Salı, 26 Ocak 2021 10:49

Gösterim: 1165

5 ilde 16 okul ve 11 kurs merkezi ile eğitim faaliyetlerini sürdüren Vatan Eğitim Kurumları, 18. yılını geriden bırakırken marka yapılanmasına Vatan Kurs, Vatan VIP ve Vatan Çocuk'u ekledi. Franchise modeliyle Türkiye'nin birçok noktasına ulaşarak 2021 yılının en hızlı ve dinamik büyüyen eğitim markası olacaklarını belirten Vatan Eğitim Kurumları Kurucusu Dr. Turay Kesler, markanın yeni yapılanmasını ve hedeflerini artı eğitim'e anlattı. 

turay_keslerVATAN markasının felsefesinden ve adını sıkça duyduğumuz VMOD eğitim sisteminin içeriğinden kısaca bahsedebilir misiniz?
Verimli, akademik, teknolojik, akılcı, nitelikli eğitimin öncüsü olarak kurgulanan Vatan Eğitim Kurumları; elde ettiği başarılar, kültür, sanat ve spora yapmış olduğu yatırımlar, vermiş olduğu kaliteli eğitim, en ince ayrıntısıyla düşünülmüş fiziki yapılar, her geçen yıl kendini yenileyen güçlü altyapı ve donanımıyla eğitimin vatanı haline gelmiştir.
21. yüzyıl gerekliliklerini biliyor ve yetişen nesillerin yeni çağı yakalaması için sistemlerimizi yeniliyor ve geliştiriyoruz. Bu yıl eğitim sistemimizde yeni bir ilke imza atarak yapılandırmacı yaklaşım; verimli eğitim modeli VMOD’u hayata geçirdik.

  • Teknoloji ve İnovasyon Merkezi
  • Yabancı Diller Gelişim Merkezi
  • Rehberlik ve Kariyer Merkezi
  • Sınavlara Hazırlık ve Ölçme Değerlendirme Merkezi
  • Kültür & Sanat Merkezi
  • Sportif ve Sosyal Gelişim Merkezi
  • Akademi merkezleriyle

öğrencilerimizin her alanda gelişimini takip ediyor ve donanımlı bireyler olarak yetişmesini sağlıyoruz. 

Mevcut durumda kaç okul ve kurs merkeziniz bulunmaktadır? Bünyenizde istihdam sağladığınız personel sayısı hakkında bilgi verebilir misiniz?
Vatan Eğitim Kurumları, 18 yıl önce bilgi ve tecrübelerimizin yanında heyecanımızı da katarak kurduğumuz bir marka. Vatan’ı kurduğumuz o gün hangi amaç ve duyguları hissediyorsak bugün de aynı hisleri paylaşıyoruz. Aynı şevk ve istekle Türk eğitim sistemine katkı sunup ülkemizin ve çağın ihtiyaç duyduğu nitelikli nesiller yetiştirmek için çalışıyoruz.
Şuan İstanbul, Sakarya, Antalya, Gümüşhane ve Erzurum’da faaliyet gösteren 16 okul ve 11 kurs merkezimiz bulunmaktadır. 500 kişinin üzerinde akademik ve idari kadromuzla her yıl 6000’in üzerinde öğrenciye hizmet vermekteyiz. 

turay_keslerEĞİTİM GÜVENLE BAŞLAR
Bünyenizde bulunan Vatan Okulları ve Vatan Kurs markalarının yanında Vatan VIP ve Vatan Çocuk markalarını hayata geçirdiniz. Bu markalar hakkında bilgi paylaşabilir misiniz?
Kurulduğumuz gün itibariyle eğitimde kaliteyi arttırmak adına yenilikçi bir anlayışı sahiplendik. Okul ve kurslarımızın tüm kademelerini bu anlayışla yönettik. Şimdi ise kurs kademesinde VIP dediğimiz özel bir kategoride hizmet vermeyi planlıyoruz.
Vatan VIP Kurs modelinde öğrencilerimize akademik, sosyal, fiziksel anlamda özel olmanın ayrıcalığını hissettireceğiz. 1-3-5 kişilik sınıflar, bire bir özel dersler, koçluk sistemi, kişiye özel çalışma modeli, konu analizi ve eksik tamamlama, kişiye özel kariyer planı, zihin haritası testi, zengin yayın içeriği, rehberlik ve danışmanlık sistemi gibi pek çok alanda öğrencilerimize özel bir eğitim sunacağız.
Okulöncesi kademesinin diğer kademelere göre daha hassas daha özverili daha ilgili bir dönem olduğunun farkındayız. Eğitim, güvenle başlar. Çocuklarımızı vatan güvencesi ile tanıştırıyoruz. Özel bir eğitim sunmak, bireysel anlamda yeteneklerini keşfetmesini sağlamak, gelecek yıllar adına güçlü temeller oluşturmak adına anaokullarımıza ayrı bir misyon ve anlam yükleyip Vatan Çocuk olarak markalaşırdık.
Her iki markamızın Türk eğitim sistemine ve kurumlarımıza güç katacağına inanıyor ve bu doğrultuda çalışıyoruz. 

2021 YILININ BİTİMİNE KADAR 100 ŞUBE OLACAĞIZ
Geçtiğimiz aylarda Vatan Eğitim Kurumlarının franchise vererek yakında tüm Türkiye’de olacağını ifade ettiniz. Bu süreçten biraz bahsedebilir misiniz?
Vatan Eğitim Kurumları, tüm marka ve kategorilerde kaliteli eğitimin adresi olmuştur. Kurulduğu günden beri akademik, sanatsal, sportif ve tüm alanlarda proje ve çalışmalarıyla üstün başarılar elde etmiştir. Bunu tabi ki disiplinli eğitim anlayışı, işini özveri ile yapan idarici/öğretmenlerine ve her zaman aile olmayı başarabildiğimiz velilerimize borçluyuz.
18 yıllık tecrübe, deneyim ve birikimlerimizi tüm Türkiye’ye ulaştırmak istiyoruz. Bu doğrultuda kurumsal vizyonumuzla uyuşan, aynı idealler ve hedefler doğrultusunda yol yürüyebileceğimiz, kalite standartlarının üzerinde hizmet verme anlayışında olan eğitim yatırımcılarıyla Vatan markasını tüm Türkiye’ye ulaştıracağız.
Mevcut durumda 5 ilde 16 okul ve 11 kurs merkeziyle faaliyetlerimizi sürdürmekteyiz. Franchise verme kararıyla uyguladığımız stratejiler doğrultusunda beklediğimizin çok daha üzerinde talepler alıyoruz. Türkiye’nin tüm bölgelerinde eğitim yatırımcılarıyla görüşmelerimiz devam ediyor. Bir yandan görüşmelerimiz devam ederken bir yandan da anlaştığımız şubelerle imza törenlerimizi gerçekleştiriyoruz.
Edirne’den Kars’, Sinop’tan Hatay’a Vatan eğitim bayrağını taşımanın heyecanı içerisindeyiz. 2021 yılının bitimine kadar 100 şube olma hedefi doğrultusunda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. 

VATAN MARKASINI ÜLKEMİZİN DÖRT BİR YANINA ULAŞTIRACAĞIZ
Franchise modeliyle eğitime yatırım yapacak olanlar için hem bilgi hem de tercih sebebi olması açısından uyguladığınız franchise modeli hakkında bilgi paylaşabilir misiniz?
Eğitim, bir ülkenin gelişmesi, sağlam temellere dayandırılması ve geleceğe umutla bakması için yegane yoldur. Öncelikle şunu belirtmeliyim ki; öğrencilerimiz, velilerimiz ve bu kutsal mesleği icra eden öğretmenlerimizin kısacası ülkemizin güvenilir eğitim kurumlarına ihtiyacı var.
18 yıl önce kurduğumuz Vatan Eğitim Kurumları her dönemde uyguladığı politikalarla başarıyı ve kaliteyi yakalamıştır. Türkiye’nin içinden geçtiği kaotik ve karmaşık dönemlerde ismi bir kere bile şaibeye karışmamış temiz bir markadır. Yetiştirdiğimiz on binlerce öğrencimiz bu ülkenin aydınlığı, geleceği olmuştur.
Bugüne dek elde ettiğimiz tecrübe ve kazanımları paylaşmak, VATAN markasının anlayışını ve değerlerini ülkemizin dört bir yanına ulaştırmak için kurs ve okul kategorilerinde franchise vermeye karar verdik.
Vatan Eğitim Kurumları, genel müdürlük yapısı ile yönetilmektedir. Eğitim, insan kaynakları, mali işler, hukuk, satınalma, kurumsal iletişim ve pazarlama birimleriyle profesyonelce kurgulanmıştır.
Tüm bunların yanında yeni eğitim modelleri geliştirmek, projeler ortaya koymak, kurumsal çalışmalar için eğitim koordinatörleri, zümre başkanları ve alt kademeleriyle büyük bir ar-ge çalışması yürütülmektedir. 

Dr. TURAY KESLER'DEN EĞİTİM YATIRIMCILARINA DAVET
A’DAN Z’YE TÜM SÜREÇLERDE YANINIZDA OLACAĞIZ

Değerli eğitim yatırımcıları,

Bu uzun yolculukta her konuda daima size destek olacağımızı bilmenizi isteriz.

18 yıllık tecrübemizi, Vatan’ın kurumsal hafızasını ve yönetim desteğini iszlerin hizmetine sunacağız.

Kurum açılış sürecinden başlayarak resmi işler, mali planlamalar, personel planlaması, satış&pazarlama stratejisi, lojistik ihtiyaçlar, eğitim yönetimi gibi A’dan Z’ye tüm süreçlerde yanınıza olacağız.

Franchise modelimizi maddi ve manevi yönden uygulanabilir, yatırımcılarımızın ön açan ve yol gösteren bir sistemle hazırladık. Bu sistem sadece sözleşmeyi imzalamak ve tabelayı asana kadar ki süreçten ibaret değildir.

Güçlü bir birliktelik için sizleri Vatan çatısı altında bir araya gelmeye davet ediyorum.

> Dr. Turay Kesler: 2021'in eğitim markası VATAN olacak

5 ilde 16 okul ve 11 kurs merkezi ile eğitim faaliyetlerini sürdüren Vatan Eğitim Kurumları, 18. yılını geriden bırakırken marka yapılanmasına Vatan Kurs, Vatan VIP ve Vatan Çocuk'u ekledi. Franchise modeliyle Türkiye'nin birçok noktasına ulaşarak 2021 yılının en hızlı ve dinamik büyüyen eğitim markası olacaklarını belirten Vatan Eğitim Kurumları Kurucusu Dr. Turay Kesler, markanın yeni yapılanmasını ve hedeflerini artı eğitim'e anlattı. 

turay_keslerVATAN markasının felsefesinden ve adını sıkça duyduğumuz VMOD eğitim sisteminin içeriğinden kısaca bahsedebilir misiniz?
Verimli, akademik, teknolojik, akılcı, nitelikli eğitimin öncüsü olarak kurgulanan Vatan Eğitim Kurumları; elde ettiği başarılar, kültür, sanat ve spora yapmış olduğu yatırımlar, vermiş olduğu kaliteli eğitim, en ince ayrıntısıyla düşünülmüş fiziki yapılar, her geçen yıl kendini yenileyen güçlü altyapı ve donanımıyla eğitimin vatanı haline gelmiştir.
21. yüzyıl gerekliliklerini biliyor ve yetişen nesillerin yeni çağı yakalaması için sistemlerimizi yeniliyor ve geliştiriyoruz. Bu yıl eğitim sistemimizde yeni bir ilke imza atarak yapılandırmacı yaklaşım; verimli eğitim modeli VMOD’u hayata geçirdik.

  • Teknoloji ve İnovasyon Merkezi
  • Yabancı Diller Gelişim Merkezi
  • Rehberlik ve Kariyer Merkezi
  • Sınavlara Hazırlık ve Ölçme Değerlendirme Merkezi
  • Kültür & Sanat Merkezi
  • Sportif ve Sosyal Gelişim Merkezi
  • Akademi merkezleriyle

öğrencilerimizin her alanda gelişimini takip ediyor ve donanımlı bireyler olarak yetişmesini sağlıyoruz. 

Mevcut durumda kaç okul ve kurs merkeziniz bulunmaktadır? Bünyenizde istihdam sağladığınız personel sayısı hakkında bilgi verebilir misiniz?
Vatan Eğitim Kurumları, 18 yıl önce bilgi ve tecrübelerimizin yanında heyecanımızı da katarak kurduğumuz bir marka. Vatan’ı kurduğumuz o gün hangi amaç ve duyguları hissediyorsak bugün de aynı hisleri paylaşıyoruz. Aynı şevk ve istekle Türk eğitim sistemine katkı sunup ülkemizin ve çağın ihtiyaç duyduğu nitelikli nesiller yetiştirmek için çalışıyoruz.
Şuan İstanbul, Sakarya, Antalya, Gümüşhane ve Erzurum’da faaliyet gösteren 16 okul ve 11 kurs merkezimiz bulunmaktadır. 500 kişinin üzerinde akademik ve idari kadromuzla her yıl 6000’in üzerinde öğrenciye hizmet vermekteyiz. 

turay_keslerEĞİTİM GÜVENLE BAŞLAR
Bünyenizde bulunan Vatan Okulları ve Vatan Kurs markalarının yanında Vatan VIP ve Vatan Çocuk markalarını hayata geçirdiniz. Bu markalar hakkında bilgi paylaşabilir misiniz?
Kurulduğumuz gün itibariyle eğitimde kaliteyi arttırmak adına yenilikçi bir anlayışı sahiplendik. Okul ve kurslarımızın tüm kademelerini bu anlayışla yönettik. Şimdi ise kurs kademesinde VIP dediğimiz özel bir kategoride hizmet vermeyi planlıyoruz.
Vatan VIP Kurs modelinde öğrencilerimize akademik, sosyal, fiziksel anlamda özel olmanın ayrıcalığını hissettireceğiz. 1-3-5 kişilik sınıflar, bire bir özel dersler, koçluk sistemi, kişiye özel çalışma modeli, konu analizi ve eksik tamamlama, kişiye özel kariyer planı, zihin haritası testi, zengin yayın içeriği, rehberlik ve danışmanlık sistemi gibi pek çok alanda öğrencilerimize özel bir eğitim sunacağız.
Okulöncesi kademesinin diğer kademelere göre daha hassas daha özverili daha ilgili bir dönem olduğunun farkındayız. Eğitim, güvenle başlar. Çocuklarımızı vatan güvencesi ile tanıştırıyoruz. Özel bir eğitim sunmak, bireysel anlamda yeteneklerini keşfetmesini sağlamak, gelecek yıllar adına güçlü temeller oluşturmak adına anaokullarımıza ayrı bir misyon ve anlam yükleyip Vatan Çocuk olarak markalaşırdık.
Her iki markamızın Türk eğitim sistemine ve kurumlarımıza güç katacağına inanıyor ve bu doğrultuda çalışıyoruz. 

2021 YILININ BİTİMİNE KADAR 100 ŞUBE OLACAĞIZ
Geçtiğimiz aylarda Vatan Eğitim Kurumlarının franchise vererek yakında tüm Türkiye’de olacağını ifade ettiniz. Bu süreçten biraz bahsedebilir misiniz?
Vatan Eğitim Kurumları, tüm marka ve kategorilerde kaliteli eğitimin adresi olmuştur. Kurulduğu günden beri akademik, sanatsal, sportif ve tüm alanlarda proje ve çalışmalarıyla üstün başarılar elde etmiştir. Bunu tabi ki disiplinli eğitim anlayışı, işini özveri ile yapan idarici/öğretmenlerine ve her zaman aile olmayı başarabildiğimiz velilerimize borçluyuz.
18 yıllık tecrübe, deneyim ve birikimlerimizi tüm Türkiye’ye ulaştırmak istiyoruz. Bu doğrultuda kurumsal vizyonumuzla uyuşan, aynı idealler ve hedefler doğrultusunda yol yürüyebileceğimiz, kalite standartlarının üzerinde hizmet verme anlayışında olan eğitim yatırımcılarıyla Vatan markasını tüm Türkiye’ye ulaştıracağız.
Mevcut durumda 5 ilde 16 okul ve 11 kurs merkeziyle faaliyetlerimizi sürdürmekteyiz. Franchise verme kararıyla uyguladığımız stratejiler doğrultusunda beklediğimizin çok daha üzerinde talepler alıyoruz. Türkiye’nin tüm bölgelerinde eğitim yatırımcılarıyla görüşmelerimiz devam ediyor. Bir yandan görüşmelerimiz devam ederken bir yandan da anlaştığımız şubelerle imza törenlerimizi gerçekleştiriyoruz.
Edirne’den Kars’, Sinop’tan Hatay’a Vatan eğitim bayrağını taşımanın heyecanı içerisindeyiz. 2021 yılının bitimine kadar 100 şube olma hedefi doğrultusunda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. 

VATAN MARKASINI ÜLKEMİZİN DÖRT BİR YANINA ULAŞTIRACAĞIZ
Franchise modeliyle eğitime yatırım yapacak olanlar için hem bilgi hem de tercih sebebi olması açısından uyguladığınız franchise modeli hakkında bilgi paylaşabilir misiniz?
Eğitim, bir ülkenin gelişmesi, sağlam temellere dayandırılması ve geleceğe umutla bakması için yegane yoldur. Öncelikle şunu belirtmeliyim ki; öğrencilerimiz, velilerimiz ve bu kutsal mesleği icra eden öğretmenlerimizin kısacası ülkemizin güvenilir eğitim kurumlarına ihtiyacı var.
18 yıl önce kurduğumuz Vatan Eğitim Kurumları her dönemde uyguladığı politikalarla başarıyı ve kaliteyi yakalamıştır. Türkiye’nin içinden geçtiği kaotik ve karmaşık dönemlerde ismi bir kere bile şaibeye karışmamış temiz bir markadır. Yetiştirdiğimiz on binlerce öğrencimiz bu ülkenin aydınlığı, geleceği olmuştur.
Bugüne dek elde ettiğimiz tecrübe ve kazanımları paylaşmak, VATAN markasının anlayışını ve değerlerini ülkemizin dört bir yanına ulaştırmak için kurs ve okul kategorilerinde franchise vermeye karar verdik.
Vatan Eğitim Kurumları, genel müdürlük yapısı ile yönetilmektedir. Eğitim, insan kaynakları, mali işler, hukuk, satınalma, kurumsal iletişim ve pazarlama birimleriyle profesyonelce kurgulanmıştır.
Tüm bunların yanında yeni eğitim modelleri geliştirmek, projeler ortaya koymak, kurumsal çalışmalar için eğitim koordinatörleri, zümre başkanları ve alt kademeleriyle büyük bir ar-ge çalışması yürütülmektedir. 

Dr. TURAY KESLER'DEN EĞİTİM YATIRIMCILARINA DAVET
A’DAN Z’YE TÜM SÜREÇLERDE YANINIZDA OLACAĞIZ

Değerli eğitim yatırımcıları,

Bu uzun yolculukta her konuda daima size destek olacağımızı bilmenizi isteriz.

18 yıllık tecrübemizi, Vatan’ın kurumsal hafızasını ve yönetim desteğini iszlerin hizmetine sunacağız.

Kurum açılış sürecinden başlayarak resmi işler, mali planlamalar, personel planlaması, satış&pazarlama stratejisi, lojistik ihtiyaçlar, eğitim yönetimi gibi A’dan Z’ye tüm süreçlerde yanınıza olacağız.

Franchise modelimizi maddi ve manevi yönden uygulanabilir, yatırımcılarımızın ön açan ve yol gösteren bir sistemle hazırladık. Bu sistem sadece sözleşmeyi imzalamak ve tabelayı asana kadar ki süreçten ibaret değildir.

Güçlü bir birliktelik için sizleri Vatan çatısı altında bir araya gelmeye davet ediyorum.

Son Güncelleme: Cumartesi, 23 Ocak 2021 13:49

Gösterim: 1216

Üsküdar Üniversitesi Sosyoloji Bölümü, pandemi sürecinde üniversite gençlerinin gündelik yaşam pratikleri üzerine kapsamlı bir araştırma gerçekleştirdi.

universiteAraştırmaya Türkiye’nin 73 şehrinde 146 farklı devlet ve vakıf üniversitelerinde öğrenim gören 18-26 yaş arasında toplam 1865 ön lisans, lisans, yüksek lisans ve doktora öğrencisi katıldı. Üniversite gençliğinin %43,2’si arkadaşlarıyla vakit geçirmeyi, %19,3’ü sevdikleriyle kucaklaşmayı ve sarılmayı, %15,8’i okula gitmeyi özlediğini belirtti. “Pandemi sürecinde kendinizi nasıl hissettiniz?” sorusuna katılımcıların %45,9’u “Hayatı ve kendimi yeniden sorguladım” yanıtını verdi. Pandemi sürecinde üniversite gençliğinin alışveriş alışkanlığında da değişiklikler oldu. Katılımcıların %43,9’u “online siteler üzerinden alışveriş alışkanlığı kazandım” yanıtını verdi. Bu seçeneği işaretleyen katılımcıların %68,8’i kadın; %31,2’si erkek oldu.

Üsküdar Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı önderliğinde Türkiye genelinde yürütülen araştırmanın gerçekleşmesinde Üsküdar Üniversitesi Sosyoloji Bölümü lisans öğrencileri Feyza Keskin ve Zeynep Cansoy aktif görev aldı. Bu araştırmayla genel olarak pandemi sürecinde üniversite öğrencilerinin zamanlarını nasıl geçirdiklerini incelemek ve pandemi sürecinde gündelik yaşamın ve alışkanlıkların nasıl şekillendiğini ve değiştiğini farklı değişkenler üzerinden incelemek amaçlandı.

Araştırmaya 1865 öğrenci katıldı

Çevrimiçi anketle gerçekleştirilen çalışmaya, Türkiye’nin 73 şehrinde 146 farklı devlet ve vakıf üniversitelerinde 2020-2021 Akademik Yılında öğrenim gören 18-26 yaş arasında 79 farklı bölüm ve programdan toplam 1865 ön lisans, lisans, yüksek lisans ve doktora öğrencisi katıldı.

Araştırmaya ilişkin bilgi veren Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, “%60,1’i kadın (1121 kişi), %39,9’u erkek (744) olan katılımcıların %77,6’ı lisans, %16,8’i ön lisans, %16,6, %4,7’i yüksek lisans ve %0,9’u ise doktora öğrencisidir. Katılımcılardan %59,6’ı (1.112) devlet üniversitesinde, %40,4’i ise (753) vakıf üniversitesinde öğrenim görmektedir. Katılımcı öğrencilerin %40,4’ü 18-20 yaş arası, %36,8’i 20-22 yaş arası , %10,7’si 22-24 yaş arası, %12,1’i 24 yaş ve üzeri oluşturmaktadır” dedi.

ebulfez_suleymanliPandemi yaşam alışkanlıklarını nasıl değiştirdi?

Araştırmada pandemi sürecinde öğrencilerin yaşam alışkanlıklarını, herhangi bir işte çalışma durumlarını, tüketim davranışlarını, hobi alışkanlıklarındaki değişimleri ölçmeyi amaçlayan bir dizi soru yer aldı.

Arkadaş özlemi ilk sırada yer aldı

Üniversiteli katılımcılara ilk olarak pandemi süreci boyunca en çok neleri özledikleri sorusu soruldu. Bu soruya katılımcıların %43,2’si “arkadaşlarımla vakit geçirmeyi”, %19,3’ü “sevdiklerimle kucaklaşmayı ve sarılmayı”, %15,8’i “okula gitmeyi”, %8’i “şehirlerarası (ülkeler arası) seyahat etmeyi”, %3,6’sı “kafe ve restoranlara gitmeyi”, %3,6’sı “sinema ve tiyatroya gitmeyi”, %1,4’ü “kütüphaneye gitmeyi” özlediklerini belirttİ.

“Pandemi sürecinde çalışma durumunuzla ilgili (yarı zamanlı işler dahil) bir değişiklik oldu mu?” sorusuna katılımcıların çok büyük bir oranı olan %73,7’si “pandemiden önce de çalışmıyordum, pandemiden sonra da bu durumda bir değişiklik olmadığını” belirtirken, %15,4’ü “Pandemiden önce de çalışıyordum, pandemiden sonra da çalışmaya devam ettim” yanıtını verdi. Katılmcıların %7,1’i pandemiden önce çalıştıklarını fakat pandemi koşullarından dolayı işten ayrıldıklarını, %3,5’i ise pandemiyle birlikte işlerine son verildiğini dile getirdi.

Pandemi sürecinde kilo artışı gözlemlendi

“Pandemi sürecinde kilonuzda bir değişiklik oldu mu?” sorusuna katılımcıların %35,3’ü kilom az arttı derken, %12,3’ü çok kilo aldığını, %31,6’sı ise “Kilom aynı kaldı” yanıtını verdi. Buna karşın katılımcıların ise %20,8’i ise kilom azaldı yanıtını verdi.

Öğrencilerin spor yapma alışkanlıkları düşük

“Pandemi sürecinde spor yapma alışkanlığınızda değişiklik oldu mu?” sorusuna katılımcıların %44,4’ü “pandemiden önce de spor yapmıyordum, pandemi sürecinde de bir değişiklik olmadı” yanıtını verdi. Öte yandan katılımcıların %22,7’si pandemi sürecinde spora başladıklarını dile getirdi. Pandemi koşullarından dolayı sporu bırakanların oranı %18’e tekabül ederken, yalnızca %10,7’si pandemi öncesi ve sonrasında düzenli spor yaptıklarını belirtti.

Online dersler başarıyı pek etkilemedi

“Pandemi sürecinde derslere katılım ve başarı düzeyinde herhangi bir değişiklik oldu mu?” sorusuna katılımcıların %44,5’i “Hem derslere katılım düzeyimde, hem de okul başarı düzeyimde (notlar) belirgin bir farklılık olmadı” yanıtını verirken, %30,2’si “Online derslere katılım düzeyim arttı, okul başarı düzeyim (notlarım) yükseldi” yanıtını verdi.

Kadınlar online alışverişte daha aktif

“Pandemi sürecinde alışveriş alışkanlığınızda bir değişiklik oldu mu?” sorusuna katılımcıların %43,9’u “online siteler üzerinden alışveriş alışkanlığı kazandım” yanıtını verdi. Bu seçeneği işaretleyen katılımcıları cinsiyet özelliklerine göre karşılaştırdığımızda kadınların %68,8’inin, erkeklerin %31,2’sinin online alışveriş alışkanlığı kazandığı görüldü. Katılımcıların %43,4 ü herhangi bir değişiklik olmadığını belirtirken, %12,3’ü ise “Pandemi sürecinde alışveriş merakımı törpülemeyi öğrendim” cevabını verdi.

Pandemi sürecinde aile içi ilişkilerde gerilmeler gözlenmiş

“Pandemi sürecinde aile bireylerinizle ilişkileriniz nasıl gelişti?” sorusuna katılımcıların %37,9’u “pandemi sürecinin aile içi ilişkilere herhangi bir etkisi olmadı” yanıtını verirken, %18,9’ u “aile bireyleri arasında ilişkilerde gerilmeler gözlendi, anlaşmazlıklar arttı” %15’i ise “benim ve aile bireylerim arasındakı ilişkilerde anlaşmazlıklar arttı, gerilmeler gözlendi” şeklinde bir yanıt verdi. Katılmcıların %27,9’ u ise bu soruda “aile bireyleri arasındaki ilişkilerimiz ve dayanışmamız daha da güçlendi” şıkkını işaretledi.

Gençler pandemiden dolayı daha yalnız hissetti

“Pandemi sürecinde yalnızlık düzeyinizde herhangi bir değişiklik oldu mu?” sorusuna katılımcıların %44,3’ü “Pandemiden önce de, pandemi sürecinde de kendimi hiç yalnız hissetmedim” yanıtını verirken, bu oranla neredeyse aynı düzeyde katılımcı (%44,2) “Pandemi sürecinde kendimi daha fazla yalnız hissetmeye başladım” yanıtını verdi. Katılımcıların %8,2’i ise “Pandemiden önce kendimi daha yalnız hissediyordum pandemi sürecinde yalnızlığım azaldı” yanıtını verdi.

Pandemi sürecinde hayatı sorgulama düzeyinde artış gözlendi

“Pandemi sürecinde kendinizi nasıl hissettiniz?” sorusuna katılımcıların %45,9’u “Hayatı ve kendimi yeniden sorguladım” yanıtını verirken, %19,9’u “Huzursuz oldum”, %10’u “yalnız hissettim”, %9,4’ü “üzgün hissettim” yanıtını verdi. Çok az düzeyde katılımcı ise bu süreçte olumlu bir psikolojik durumda olduğunu ifade etti. Nitekim katılımcıların %4,7’si “Hayattan keyif aldım” ve %3,7’si “mutlu hissettim” seçeneğini işaretledi.

Pandemi sürecinde yeni hobiler

“Pandemi sürecinde hobi (sanat vd.) alışkanlıklarınızda bir değişiklik oldu mu?” sorusuna Katılımcıların %38,7’si “Pandemiden önce de bir hobim yoktu, pandemi sürecinde de hobi edinmedim” yanıtını verirken, %24,5’i pandemi sürecinde yeni hobi alışkanlığı edindiğini dile getirdi. Katılımcıların %34’ünün ise pandemi sürecinde edinmiş oldukları hobiyi devam ettirdikleri sonucuna ulaşıldı. Pandemi sürecinde yeni hobi alışkanlığı edinen katılımcılar arasında yabancı dil ve bilgisayar programı kendini geliştirme (%19,6), keman ve gitar gibi müzik enstrümanı çalma (%13,6), kitap okuma (%12,9), resim yapma (%20,2), el işi (%12,7) olarak gözlendi. Resim yapma ve el işi alışkanlığı kazandıklarını belirten katılımcılar arasında kadınlar ağırlıkta oldu.

Pandemi sonrası yaşam hakkında zihinler karışık

Katılımcılara, pandemi sonrasıyla ilgili düşünceleri de soruldu. Bu soruya katılımcıların %39,9’u pandemi sonrası yaşam alışkanlıkların artık eskisi gibi olmayacağını düşündüklerini, %37,6’sı ise pandemi bittiğinde hayatın “normal” akışına kolayca uyum sağlayabileceklerini dile getirdi. Katılımcıların %21,6’sı ise pandemi bittiğinde ortaya çıkabilecek yeni durum ve değişimlere dair kendilerini endişeli hissettiklerini dile getirdi.

Yeni alışkanlıklar ortaya çıkıyor

“Pandemi döneminden sonra hayatınıza kesin olarak katmak istediğiniz alışkanlıklarınız var mı?” sorusuna katılımcıların %51,3’ü “hayır yok” diye yanıt verirken; %48,7’si “evet var” yanıtını verdi. Bu soruya “evet” yanıtını veren katılımcıların %67,4’ünü kadın, %32,5’ini erkek katılımcılar oluşturdu. Pandemi sonrasında yaşama katmak istedikleri alışkanlıklar arasında ilk sırada %12,4’le spor alışkanlığı (%6,4 kadın, %5,9 erkek), ikinci sırada %11,3’le gezmek ve yeni yerler keşfetmek (kadınlar %7,5, erkekler %3,7), %10,3 oranıyla kendini geliştirme (kadınlar %5,6, erkekler %4,7), %7,7 oranıyla verimli zaman geçirmek (%5 kadın, erkek %2), %5,5 hijyen-dezenfektan alışkanlığı, %3,1 temizlik düzen alışkanlığı (kadın %2,4, erkek %0,7), %2,5 tiyatroya gitmek (kadın %1,7, erkek %0,8) olarak gözlendi.

Yapılan çalışmayı değerlendiren Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, “Bu araştırma neticesinde oldukça önemli bulgulara ulaşıldığı gibi, başka çalışmalar kapsamında detaylı biçimde araştırılmayı bekleyen sosyolojik sorular da görünür hale gelmiştir. Ayrıca, araştırmanın bu bağlamda yalnızca sosyoloji disiplinini ilgilendiren bulgular ve yeni sorunsallar ortaya koymaması, bununla birlikte psikoloji, kültürel çalışmalar, medya çalışmaları gibi farklı alanların ve disiplinler arası araştırmaların ilgi alanına girecek tartışmalar açar nitelikte oluşu da önemli bir diğer noktadır” dedi.

> Üniversiteliler pandemi sürecini nasıl geçiriyor?

Üsküdar Üniversitesi Sosyoloji Bölümü, pandemi sürecinde üniversite gençlerinin gündelik yaşam pratikleri üzerine kapsamlı bir araştırma gerçekleştirdi.

universiteAraştırmaya Türkiye’nin 73 şehrinde 146 farklı devlet ve vakıf üniversitelerinde öğrenim gören 18-26 yaş arasında toplam 1865 ön lisans, lisans, yüksek lisans ve doktora öğrencisi katıldı. Üniversite gençliğinin %43,2’si arkadaşlarıyla vakit geçirmeyi, %19,3’ü sevdikleriyle kucaklaşmayı ve sarılmayı, %15,8’i okula gitmeyi özlediğini belirtti. “Pandemi sürecinde kendinizi nasıl hissettiniz?” sorusuna katılımcıların %45,9’u “Hayatı ve kendimi yeniden sorguladım” yanıtını verdi. Pandemi sürecinde üniversite gençliğinin alışveriş alışkanlığında da değişiklikler oldu. Katılımcıların %43,9’u “online siteler üzerinden alışveriş alışkanlığı kazandım” yanıtını verdi. Bu seçeneği işaretleyen katılımcıların %68,8’i kadın; %31,2’si erkek oldu.

Üsküdar Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı önderliğinde Türkiye genelinde yürütülen araştırmanın gerçekleşmesinde Üsküdar Üniversitesi Sosyoloji Bölümü lisans öğrencileri Feyza Keskin ve Zeynep Cansoy aktif görev aldı. Bu araştırmayla genel olarak pandemi sürecinde üniversite öğrencilerinin zamanlarını nasıl geçirdiklerini incelemek ve pandemi sürecinde gündelik yaşamın ve alışkanlıkların nasıl şekillendiğini ve değiştiğini farklı değişkenler üzerinden incelemek amaçlandı.

Araştırmaya 1865 öğrenci katıldı

Çevrimiçi anketle gerçekleştirilen çalışmaya, Türkiye’nin 73 şehrinde 146 farklı devlet ve vakıf üniversitelerinde 2020-2021 Akademik Yılında öğrenim gören 18-26 yaş arasında 79 farklı bölüm ve programdan toplam 1865 ön lisans, lisans, yüksek lisans ve doktora öğrencisi katıldı.

Araştırmaya ilişkin bilgi veren Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, “%60,1’i kadın (1121 kişi), %39,9’u erkek (744) olan katılımcıların %77,6’ı lisans, %16,8’i ön lisans, %16,6, %4,7’i yüksek lisans ve %0,9’u ise doktora öğrencisidir. Katılımcılardan %59,6’ı (1.112) devlet üniversitesinde, %40,4’i ise (753) vakıf üniversitesinde öğrenim görmektedir. Katılımcı öğrencilerin %40,4’ü 18-20 yaş arası, %36,8’i 20-22 yaş arası , %10,7’si 22-24 yaş arası, %12,1’i 24 yaş ve üzeri oluşturmaktadır” dedi.

ebulfez_suleymanliPandemi yaşam alışkanlıklarını nasıl değiştirdi?

Araştırmada pandemi sürecinde öğrencilerin yaşam alışkanlıklarını, herhangi bir işte çalışma durumlarını, tüketim davranışlarını, hobi alışkanlıklarındaki değişimleri ölçmeyi amaçlayan bir dizi soru yer aldı.

Arkadaş özlemi ilk sırada yer aldı

Üniversiteli katılımcılara ilk olarak pandemi süreci boyunca en çok neleri özledikleri sorusu soruldu. Bu soruya katılımcıların %43,2’si “arkadaşlarımla vakit geçirmeyi”, %19,3’ü “sevdiklerimle kucaklaşmayı ve sarılmayı”, %15,8’i “okula gitmeyi”, %8’i “şehirlerarası (ülkeler arası) seyahat etmeyi”, %3,6’sı “kafe ve restoranlara gitmeyi”, %3,6’sı “sinema ve tiyatroya gitmeyi”, %1,4’ü “kütüphaneye gitmeyi” özlediklerini belirttİ.

“Pandemi sürecinde çalışma durumunuzla ilgili (yarı zamanlı işler dahil) bir değişiklik oldu mu?” sorusuna katılımcıların çok büyük bir oranı olan %73,7’si “pandemiden önce de çalışmıyordum, pandemiden sonra da bu durumda bir değişiklik olmadığını” belirtirken, %15,4’ü “Pandemiden önce de çalışıyordum, pandemiden sonra da çalışmaya devam ettim” yanıtını verdi. Katılmcıların %7,1’i pandemiden önce çalıştıklarını fakat pandemi koşullarından dolayı işten ayrıldıklarını, %3,5’i ise pandemiyle birlikte işlerine son verildiğini dile getirdi.

Pandemi sürecinde kilo artışı gözlemlendi

“Pandemi sürecinde kilonuzda bir değişiklik oldu mu?” sorusuna katılımcıların %35,3’ü kilom az arttı derken, %12,3’ü çok kilo aldığını, %31,6’sı ise “Kilom aynı kaldı” yanıtını verdi. Buna karşın katılımcıların ise %20,8’i ise kilom azaldı yanıtını verdi.

Öğrencilerin spor yapma alışkanlıkları düşük

“Pandemi sürecinde spor yapma alışkanlığınızda değişiklik oldu mu?” sorusuna katılımcıların %44,4’ü “pandemiden önce de spor yapmıyordum, pandemi sürecinde de bir değişiklik olmadı” yanıtını verdi. Öte yandan katılımcıların %22,7’si pandemi sürecinde spora başladıklarını dile getirdi. Pandemi koşullarından dolayı sporu bırakanların oranı %18’e tekabül ederken, yalnızca %10,7’si pandemi öncesi ve sonrasında düzenli spor yaptıklarını belirtti.

Online dersler başarıyı pek etkilemedi

“Pandemi sürecinde derslere katılım ve başarı düzeyinde herhangi bir değişiklik oldu mu?” sorusuna katılımcıların %44,5’i “Hem derslere katılım düzeyimde, hem de okul başarı düzeyimde (notlar) belirgin bir farklılık olmadı” yanıtını verirken, %30,2’si “Online derslere katılım düzeyim arttı, okul başarı düzeyim (notlarım) yükseldi” yanıtını verdi.

Kadınlar online alışverişte daha aktif

“Pandemi sürecinde alışveriş alışkanlığınızda bir değişiklik oldu mu?” sorusuna katılımcıların %43,9’u “online siteler üzerinden alışveriş alışkanlığı kazandım” yanıtını verdi. Bu seçeneği işaretleyen katılımcıları cinsiyet özelliklerine göre karşılaştırdığımızda kadınların %68,8’inin, erkeklerin %31,2’sinin online alışveriş alışkanlığı kazandığı görüldü. Katılımcıların %43,4 ü herhangi bir değişiklik olmadığını belirtirken, %12,3’ü ise “Pandemi sürecinde alışveriş merakımı törpülemeyi öğrendim” cevabını verdi.

Pandemi sürecinde aile içi ilişkilerde gerilmeler gözlenmiş

“Pandemi sürecinde aile bireylerinizle ilişkileriniz nasıl gelişti?” sorusuna katılımcıların %37,9’u “pandemi sürecinin aile içi ilişkilere herhangi bir etkisi olmadı” yanıtını verirken, %18,9’ u “aile bireyleri arasında ilişkilerde gerilmeler gözlendi, anlaşmazlıklar arttı” %15’i ise “benim ve aile bireylerim arasındakı ilişkilerde anlaşmazlıklar arttı, gerilmeler gözlendi” şeklinde bir yanıt verdi. Katılmcıların %27,9’ u ise bu soruda “aile bireyleri arasındaki ilişkilerimiz ve dayanışmamız daha da güçlendi” şıkkını işaretledi.

Gençler pandemiden dolayı daha yalnız hissetti

“Pandemi sürecinde yalnızlık düzeyinizde herhangi bir değişiklik oldu mu?” sorusuna katılımcıların %44,3’ü “Pandemiden önce de, pandemi sürecinde de kendimi hiç yalnız hissetmedim” yanıtını verirken, bu oranla neredeyse aynı düzeyde katılımcı (%44,2) “Pandemi sürecinde kendimi daha fazla yalnız hissetmeye başladım” yanıtını verdi. Katılımcıların %8,2’i ise “Pandemiden önce kendimi daha yalnız hissediyordum pandemi sürecinde yalnızlığım azaldı” yanıtını verdi.

Pandemi sürecinde hayatı sorgulama düzeyinde artış gözlendi

“Pandemi sürecinde kendinizi nasıl hissettiniz?” sorusuna katılımcıların %45,9’u “Hayatı ve kendimi yeniden sorguladım” yanıtını verirken, %19,9’u “Huzursuz oldum”, %10’u “yalnız hissettim”, %9,4’ü “üzgün hissettim” yanıtını verdi. Çok az düzeyde katılımcı ise bu süreçte olumlu bir psikolojik durumda olduğunu ifade etti. Nitekim katılımcıların %4,7’si “Hayattan keyif aldım” ve %3,7’si “mutlu hissettim” seçeneğini işaretledi.

Pandemi sürecinde yeni hobiler

“Pandemi sürecinde hobi (sanat vd.) alışkanlıklarınızda bir değişiklik oldu mu?” sorusuna Katılımcıların %38,7’si “Pandemiden önce de bir hobim yoktu, pandemi sürecinde de hobi edinmedim” yanıtını verirken, %24,5’i pandemi sürecinde yeni hobi alışkanlığı edindiğini dile getirdi. Katılımcıların %34’ünün ise pandemi sürecinde edinmiş oldukları hobiyi devam ettirdikleri sonucuna ulaşıldı. Pandemi sürecinde yeni hobi alışkanlığı edinen katılımcılar arasında yabancı dil ve bilgisayar programı kendini geliştirme (%19,6), keman ve gitar gibi müzik enstrümanı çalma (%13,6), kitap okuma (%12,9), resim yapma (%20,2), el işi (%12,7) olarak gözlendi. Resim yapma ve el işi alışkanlığı kazandıklarını belirten katılımcılar arasında kadınlar ağırlıkta oldu.

Pandemi sonrası yaşam hakkında zihinler karışık

Katılımcılara, pandemi sonrasıyla ilgili düşünceleri de soruldu. Bu soruya katılımcıların %39,9’u pandemi sonrası yaşam alışkanlıkların artık eskisi gibi olmayacağını düşündüklerini, %37,6’sı ise pandemi bittiğinde hayatın “normal” akışına kolayca uyum sağlayabileceklerini dile getirdi. Katılımcıların %21,6’sı ise pandemi bittiğinde ortaya çıkabilecek yeni durum ve değişimlere dair kendilerini endişeli hissettiklerini dile getirdi.

Yeni alışkanlıklar ortaya çıkıyor

“Pandemi döneminden sonra hayatınıza kesin olarak katmak istediğiniz alışkanlıklarınız var mı?” sorusuna katılımcıların %51,3’ü “hayır yok” diye yanıt verirken; %48,7’si “evet var” yanıtını verdi. Bu soruya “evet” yanıtını veren katılımcıların %67,4’ünü kadın, %32,5’ini erkek katılımcılar oluşturdu. Pandemi sonrasında yaşama katmak istedikleri alışkanlıklar arasında ilk sırada %12,4’le spor alışkanlığı (%6,4 kadın, %5,9 erkek), ikinci sırada %11,3’le gezmek ve yeni yerler keşfetmek (kadınlar %7,5, erkekler %3,7), %10,3 oranıyla kendini geliştirme (kadınlar %5,6, erkekler %4,7), %7,7 oranıyla verimli zaman geçirmek (%5 kadın, erkek %2), %5,5 hijyen-dezenfektan alışkanlığı, %3,1 temizlik düzen alışkanlığı (kadın %2,4, erkek %0,7), %2,5 tiyatroya gitmek (kadın %1,7, erkek %0,8) olarak gözlendi.

Yapılan çalışmayı değerlendiren Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, “Bu araştırma neticesinde oldukça önemli bulgulara ulaşıldığı gibi, başka çalışmalar kapsamında detaylı biçimde araştırılmayı bekleyen sosyolojik sorular da görünür hale gelmiştir. Ayrıca, araştırmanın bu bağlamda yalnızca sosyoloji disiplinini ilgilendiren bulgular ve yeni sorunsallar ortaya koymaması, bununla birlikte psikoloji, kültürel çalışmalar, medya çalışmaları gibi farklı alanların ve disiplinler arası araştırmaların ilgi alanına girecek tartışmalar açar nitelikte oluşu da önemli bir diğer noktadır” dedi.

Son Güncelleme: Pazartesi, 25 Ocak 2021 13:29

Gösterim: 981

ABD’de öğrencilerin telefonlarına el koyarak çıplak fotoğrafları indiren ve internette satışa çıkaran okul müdürü, 3,6 milyon dolar (26 milyon TL) para cezasına çarptırıldı.

soruOkul müdürünün, haberleşmenin gizliliğini ihlal ettiğini belirten Bitdefender Antivirüs’ün Türkiye Operasyon Direktörü Alev Akkoyunlu, öğrencilere ait uygunsuz fotoğrafların ele geçirilip internette paylaşılmasının ise siber zorbalıkla sonuçlanacak ciddi bir siber suç olduğunu belirtiyor.

Geçtiğimiz hafta ABD’de öğrencilerin çıplak fotoğraflarını çalmakla suçlanan eski bir lise müdürü, 3,6 milyon dolar (26 milyon TL) para cezasına çarptırıldı. 40 yaşındaki okul müdürü Stephen Goodlett, öğrencilerin telefonlarına el koyduğu, çıplak fotoğrafları indirdiği ve internette yayınladığı için 9 yıl hapis ile cezalandırılmıştı. Okul müdürünün, haberleşmenin gizliliğini ihlal ettiğini belirten Bitdefender Antivirüs’ün Türkiye Operasyon Direktörü Alev Akkoyunlu, öğrencilere ait uygunsuz fotoğrafların ele geçirilip internette paylaşılmasının ise siber zorbalıkla sonuçlanacak ciddi bir siber suç olduğunu belirtiyor.
Okul müdürü Goodlett, öğrencilerin telefonlarındaki çıplak fotoğrafları indirdiğini, görüntüleri bir USB belleğe kaydettiğini ve çevrimiçi olarak bu görüntüleri satarak ticaret yaptığını kabul etti. Çocuk pornografisi bulundurmak ve ticaretini yapmaktan Şubat 2018'de 108 ay hapis cezasına çarptırıldı.
Okul Müdürü Goodlett’in özel fotoğraflarını çaldığı öğrencilerden biri 15 yaşındaydı. Başka bir kurban, çıplak fotoğraflarının görülmesinden korktuğu için yeni insanlarla tanışırken veya bir iş başvurusunda bulunurken gergin olduğunu söylüyor. Mahkemenin verdiği 3,6 milyon dolarlık kararın mağdurlar arasında paylaştırılacağı bildiriliyor.

Ebeveynler Ne Yapmalı?
Dünyada 500 milyondan fazla kullanıcıyı koruyan Bitdefender Antivirüs’ün Türkiye Operasyon Direktörü Alev Akkoyunlu, “Bu gibi durumlarda ne zaman ve nasıl adım atacağını belirlemek, ebeveynler için kolay olmayabilir. Çocuğunuzun uygunsuz fotoğrafları kötü niyetli bir kişi tarafından online mecralarda paylaşılıyorsa ve siber zorbalığa maruz kalıyorsa onunla birlikte çalışarak zorbalığı durdurmak için harekete geçin. Çocuğunuza, siber zorbalık kurbanı olduğunda bunun utanılacak bir şey olmadığını hatırlatın. Ne olursa olsun onun yanında olacağınızı hissettirin ve yardımcı olmaya çalışın. Çocuklarınıza karşı gerçekleşen zorbalıkları ve kanıtları kaydedin, ekran görüntüsünü alın, ilgili yerlere raporlayın ve zorbayı engelleyin.” uyarılarında bulunuyor.

> OKUL MÜDÜRÜNE 26 MİLYON TL CEZA

ABD’de öğrencilerin telefonlarına el koyarak çıplak fotoğrafları indiren ve internette satışa çıkaran okul müdürü, 3,6 milyon dolar (26 milyon TL) para cezasına çarptırıldı.

soruOkul müdürünün, haberleşmenin gizliliğini ihlal ettiğini belirten Bitdefender Antivirüs’ün Türkiye Operasyon Direktörü Alev Akkoyunlu, öğrencilere ait uygunsuz fotoğrafların ele geçirilip internette paylaşılmasının ise siber zorbalıkla sonuçlanacak ciddi bir siber suç olduğunu belirtiyor.

Geçtiğimiz hafta ABD’de öğrencilerin çıplak fotoğraflarını çalmakla suçlanan eski bir lise müdürü, 3,6 milyon dolar (26 milyon TL) para cezasına çarptırıldı. 40 yaşındaki okul müdürü Stephen Goodlett, öğrencilerin telefonlarına el koyduğu, çıplak fotoğrafları indirdiği ve internette yayınladığı için 9 yıl hapis ile cezalandırılmıştı. Okul müdürünün, haberleşmenin gizliliğini ihlal ettiğini belirten Bitdefender Antivirüs’ün Türkiye Operasyon Direktörü Alev Akkoyunlu, öğrencilere ait uygunsuz fotoğrafların ele geçirilip internette paylaşılmasının ise siber zorbalıkla sonuçlanacak ciddi bir siber suç olduğunu belirtiyor.
Okul müdürü Goodlett, öğrencilerin telefonlarındaki çıplak fotoğrafları indirdiğini, görüntüleri bir USB belleğe kaydettiğini ve çevrimiçi olarak bu görüntüleri satarak ticaret yaptığını kabul etti. Çocuk pornografisi bulundurmak ve ticaretini yapmaktan Şubat 2018'de 108 ay hapis cezasına çarptırıldı.
Okul Müdürü Goodlett’in özel fotoğraflarını çaldığı öğrencilerden biri 15 yaşındaydı. Başka bir kurban, çıplak fotoğraflarının görülmesinden korktuğu için yeni insanlarla tanışırken veya bir iş başvurusunda bulunurken gergin olduğunu söylüyor. Mahkemenin verdiği 3,6 milyon dolarlık kararın mağdurlar arasında paylaştırılacağı bildiriliyor.

Ebeveynler Ne Yapmalı?
Dünyada 500 milyondan fazla kullanıcıyı koruyan Bitdefender Antivirüs’ün Türkiye Operasyon Direktörü Alev Akkoyunlu, “Bu gibi durumlarda ne zaman ve nasıl adım atacağını belirlemek, ebeveynler için kolay olmayabilir. Çocuğunuzun uygunsuz fotoğrafları kötü niyetli bir kişi tarafından online mecralarda paylaşılıyorsa ve siber zorbalığa maruz kalıyorsa onunla birlikte çalışarak zorbalığı durdurmak için harekete geçin. Çocuğunuza, siber zorbalık kurbanı olduğunda bunun utanılacak bir şey olmadığını hatırlatın. Ne olursa olsun onun yanında olacağınızı hissettirin ve yardımcı olmaya çalışın. Çocuklarınıza karşı gerçekleşen zorbalıkları ve kanıtları kaydedin, ekran görüntüsünü alın, ilgili yerlere raporlayın ve zorbayı engelleyin.” uyarılarında bulunuyor.

Son Güncelleme: Cuma, 15 Ocak 2021 10:56

Gösterim: 1027


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.