Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Süleyman Demirel Üniversitesi, Yabancı Uyruklu Öğrenci Sınavı'nın yurt dışı ayağını, soruların Paralel Devlet Yapılanması'ndaki kişilere verildiği iddiaları üzerine iptal etti.

yosSüleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Rektörlüğüne atanan Prof. Dr. İlker Hüseyin Çarıkçı'nın Yabancı Uyruklu Öğrenci Sınavı (YÖS) Koordinatörü olarak görevlendirdiği Haluk Songur, YÖS sorularının Paralel Devlet Yapılanması'ndaki (PDY) belirli kişilere verildiği iddiaları üzerine yurt dışında yapılacak sınavların iptal edildiğini bildirdi.

Songur, gazetecilere yaptığı açıklamada, Türkiye'de yaşayan, yurt içi ve yurt dışındaki üniversitelerde öğrenim görmek isteyen yabancı uyrukluların YÖS'e girmek zorunda olduklarını belirtti. 

Göreve başladıktan sonra YÖS'ün sağlıklı şekilde yapılamadığı yönünde ihbarlar aldıklarını belirten Songur, iddiaların başında yurt dışındaki sınavların çoğunluğunun PDY'nin okullarında gerçekleştirildiğinin geldiğini kaydetti.

Bu durumun kendilerinde sorularının daha önce söz konusu okullarda öğrenim gören öğrencilere verilmiş olabileceği şüphesini uyandırdığını vurgulayan Songur, geçmiş yıllara dönük incelemelerde, ilk defa 2013 yılında yapılan SDÜ YÖS'ün yurt dışında nerede ya da hangi merkezlerde yapıldığı konusunda kayıtlara giren resmi bir evrak bulunmadığının anlaşıldığını anlattı.

Önceki yıllarda YÖS'e başvuran kişilerin büyük bölümünün ikametgah olarak aynı yeri, bazılarının ise PDY'nin ev ve yurtları olduğu öne sürülen yerleri gösterdiklerini dile getiren Songur, bunun üzerine ilk aşamada önümüzdeki dönemde yapılacak sınavların yurt dışı ayaklarının üniversite yönetimince iptal edildiğini söyledi.

Bu yıl hazırlık süreci yetişmeyeceği için yurt dışındaki sınavların meydana gelebilecek güvenlik zafiyeti nedeniyle yapılmayacağına işaret eden Songur, öğrencilerden alınan sınav ücretlerinin iade edileceğini bildirdi. 

Songur, yurt içindeki sınavların ise soruların değiştirilerek yapıldığının altını çizerek, "Sınav esnasında bazı öğrencilerin önlerine gelen kitapçıklara şaşırdığı, bazılarının 'Bana yanlış kitapçık verildi' şeklinde tepki gösterdikleri gözetmenler tarafından bize iletildi" dedi.

Tüm sınavların geriye dönük incelendiğine dikkati çeken Songur, "İddialarının kanıtlanması halinde ilgililer hakkında soruşturma başlatacağız. Şu anda Afganistan, Azerbaycan, Cezayir, Fildişi Sahili, Fas, Gana, Irak, Kamerun, Kazakistan Kenya, Moritanya ve Nijer'in aralarında bulunduğu 26 ülkede sınavları iptal ettik" diye konuştu.

 

> Yabancı Öğrenci Sınavı iptal edildi

Süleyman Demirel Üniversitesi, Yabancı Uyruklu Öğrenci Sınavı'nın yurt dışı ayağını, soruların Paralel Devlet Yapılanması'ndaki kişilere verildiği iddiaları üzerine iptal etti.

yosSüleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Rektörlüğüne atanan Prof. Dr. İlker Hüseyin Çarıkçı'nın Yabancı Uyruklu Öğrenci Sınavı (YÖS) Koordinatörü olarak görevlendirdiği Haluk Songur, YÖS sorularının Paralel Devlet Yapılanması'ndaki (PDY) belirli kişilere verildiği iddiaları üzerine yurt dışında yapılacak sınavların iptal edildiğini bildirdi.

Songur, gazetecilere yaptığı açıklamada, Türkiye'de yaşayan, yurt içi ve yurt dışındaki üniversitelerde öğrenim görmek isteyen yabancı uyrukluların YÖS'e girmek zorunda olduklarını belirtti. 

Göreve başladıktan sonra YÖS'ün sağlıklı şekilde yapılamadığı yönünde ihbarlar aldıklarını belirten Songur, iddiaların başında yurt dışındaki sınavların çoğunluğunun PDY'nin okullarında gerçekleştirildiğinin geldiğini kaydetti.

Bu durumun kendilerinde sorularının daha önce söz konusu okullarda öğrenim gören öğrencilere verilmiş olabileceği şüphesini uyandırdığını vurgulayan Songur, geçmiş yıllara dönük incelemelerde, ilk defa 2013 yılında yapılan SDÜ YÖS'ün yurt dışında nerede ya da hangi merkezlerde yapıldığı konusunda kayıtlara giren resmi bir evrak bulunmadığının anlaşıldığını anlattı.

Önceki yıllarda YÖS'e başvuran kişilerin büyük bölümünün ikametgah olarak aynı yeri, bazılarının ise PDY'nin ev ve yurtları olduğu öne sürülen yerleri gösterdiklerini dile getiren Songur, bunun üzerine ilk aşamada önümüzdeki dönemde yapılacak sınavların yurt dışı ayaklarının üniversite yönetimince iptal edildiğini söyledi.

Bu yıl hazırlık süreci yetişmeyeceği için yurt dışındaki sınavların meydana gelebilecek güvenlik zafiyeti nedeniyle yapılmayacağına işaret eden Songur, öğrencilerden alınan sınav ücretlerinin iade edileceğini bildirdi. 

Songur, yurt içindeki sınavların ise soruların değiştirilerek yapıldığının altını çizerek, "Sınav esnasında bazı öğrencilerin önlerine gelen kitapçıklara şaşırdığı, bazılarının 'Bana yanlış kitapçık verildi' şeklinde tepki gösterdikleri gözetmenler tarafından bize iletildi" dedi.

Tüm sınavların geriye dönük incelendiğine dikkati çeken Songur, "İddialarının kanıtlanması halinde ilgililer hakkında soruşturma başlatacağız. Şu anda Afganistan, Azerbaycan, Cezayir, Fildişi Sahili, Fas, Gana, Irak, Kamerun, Kazakistan Kenya, Moritanya ve Nijer'in aralarında bulunduğu 26 ülkede sınavları iptal ettik" diye konuştu.

 

Son Güncelleme: Cumartesi, 06 Haziran 2015 12:26

Gösterim: 1732

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Işık, doktoralı personel çalıştıran işletmelere, 24 ay boyunca aylık 2 brüt asgari ücret tutarında destek verileceğini bildirdi.

doktora_maasBilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Ar-Ge ve yenilik projelerinin bilimsel niteliğinin yükseltilmesine büyük önem verdiklerini söyledi. Bu kapsamda, gerek TÜBİTAK gerekse de bakanlık olarak işletmelere önemli destekler sunduklarını anlatan Işık, projelerdeki katma değeri artırmak için yeni program başlattıklarını ifade etti. 

TÜBİTAK bünyesindeki "Yenilik ve Girişimcilik Alanlarında Kapasite Artırılmasına Yönelik Destek Programı" kapsamında çıkılacak "Özel Sektörde Doktoralı Personel İstihdamının Desteklenmesi Çağrısı" ile doktora yapmış personelin istihdamının özendirileceğini anlatan Işık, şunları kaydetti: 

"İşletmelerinde doktoralı personel çalıştıranlara 24 ay boyunca, aylık 2 brüt asgari ücret tutarında destek vereceğiz. Çağrı kapsamında başvuru yapan kuruluşlar, yeni istihdam edecekleri doktoralı personel için 24 ay süresince desteklenecek. Bu süre içinde büyük ölçekli işletmelerde en az 3, küçük ölçekli işletmelerde ise en az 1 yeni doktoralı araştırmacı istihdam edilmesi şartı aranacak. Desteklenmesi uygun bulunan kuruluşlara ödemeler 6 aylık dönemler halinde yapılacak. Kuruluşlar, ön kayıt işlemlerini 1-17 Temmuz tarihlerinde yapabilecek." 

Çağrıya kimler başvurabilecek? 

Bakan Işık, söz konusu çağrıya; Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun kapsamındaki Ar-Ge merkezi işletmeleri ile teknoloji geliştirme bölgelerinde faaliyet gösteren sermaye şirketleri ve daha önce TÜBİTAK Teknoloji ve Yenilik Destek Programlarına İlişkin Yönetmelik kapsamında yürütülen program çerçevesinde, en az bir projesi desteklenmiş ve tamamlanmış sermaye şirketlerinin başvurabileceğini bildirdi. 

 

> Doktoralı personel çalıştırana maaş desteği

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Işık, doktoralı personel çalıştıran işletmelere, 24 ay boyunca aylık 2 brüt asgari ücret tutarında destek verileceğini bildirdi.

doktora_maasBilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Ar-Ge ve yenilik projelerinin bilimsel niteliğinin yükseltilmesine büyük önem verdiklerini söyledi. Bu kapsamda, gerek TÜBİTAK gerekse de bakanlık olarak işletmelere önemli destekler sunduklarını anlatan Işık, projelerdeki katma değeri artırmak için yeni program başlattıklarını ifade etti. 

TÜBİTAK bünyesindeki "Yenilik ve Girişimcilik Alanlarında Kapasite Artırılmasına Yönelik Destek Programı" kapsamında çıkılacak "Özel Sektörde Doktoralı Personel İstihdamının Desteklenmesi Çağrısı" ile doktora yapmış personelin istihdamının özendirileceğini anlatan Işık, şunları kaydetti: 

"İşletmelerinde doktoralı personel çalıştıranlara 24 ay boyunca, aylık 2 brüt asgari ücret tutarında destek vereceğiz. Çağrı kapsamında başvuru yapan kuruluşlar, yeni istihdam edecekleri doktoralı personel için 24 ay süresince desteklenecek. Bu süre içinde büyük ölçekli işletmelerde en az 3, küçük ölçekli işletmelerde ise en az 1 yeni doktoralı araştırmacı istihdam edilmesi şartı aranacak. Desteklenmesi uygun bulunan kuruluşlara ödemeler 6 aylık dönemler halinde yapılacak. Kuruluşlar, ön kayıt işlemlerini 1-17 Temmuz tarihlerinde yapabilecek." 

Çağrıya kimler başvurabilecek? 

Bakan Işık, söz konusu çağrıya; Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun kapsamındaki Ar-Ge merkezi işletmeleri ile teknoloji geliştirme bölgelerinde faaliyet gösteren sermaye şirketleri ve daha önce TÜBİTAK Teknoloji ve Yenilik Destek Programlarına İlişkin Yönetmelik kapsamında yürütülen program çerçevesinde, en az bir projesi desteklenmiş ve tamamlanmış sermaye şirketlerinin başvurabileceğini bildirdi. 

 

Son Güncelleme: Cumartesi, 06 Haziran 2015 11:54

Gösterim: 1454

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, AK Parti hükümetleri döneminde 475 bin öğretmen istihdam edildiğini, Ağustos'ta yapılacak alımla birlikte bu sayının yarım milyonu aşacağını bildirdi. Şimşek, "Önümüzdeki iki yıl içinde öğretmen açığının tamamını kapatacağız" dedi.

bakan_simsek"Atanamayan öğretmenlerin sorunu nasıl çözülecek?" sorusu üzerine Bakan Şimşek, AK Parti hükümetleri döneminde 475 bin öğretmen istihdam edildiğini söyledi. Bakan Şimşek, Ağustos'ta yapılacak alımla birlikte bu sayının yarım milyonu aşacağını bildirdi. Şimşek, önümüzdeki iki yıl içinde öğretmen açığının tamamını kapatacaklarını söyledi. Alımın neden bir anda değil de peyderpey yapıldığını da açıklayan Şimşek, "Siz bugün bir çırpıda açığı kapatayım derseniz, KPSS'den belki 20 almış, 30 almış insanları işe almak zorunda kalırsınız ama çocuklarımızın iyi eğitime ihtiyacı var" diye konuştu. 

 

> KPSS’den düşük alanları öğretmen olarak atayamayız

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, AK Parti hükümetleri döneminde 475 bin öğretmen istihdam edildiğini, Ağustos'ta yapılacak alımla birlikte bu sayının yarım milyonu aşacağını bildirdi. Şimşek, "Önümüzdeki iki yıl içinde öğretmen açığının tamamını kapatacağız" dedi.

bakan_simsek"Atanamayan öğretmenlerin sorunu nasıl çözülecek?" sorusu üzerine Bakan Şimşek, AK Parti hükümetleri döneminde 475 bin öğretmen istihdam edildiğini söyledi. Bakan Şimşek, Ağustos'ta yapılacak alımla birlikte bu sayının yarım milyonu aşacağını bildirdi. Şimşek, önümüzdeki iki yıl içinde öğretmen açığının tamamını kapatacaklarını söyledi. Alımın neden bir anda değil de peyderpey yapıldığını da açıklayan Şimşek, "Siz bugün bir çırpıda açığı kapatayım derseniz, KPSS'den belki 20 almış, 30 almış insanları işe almak zorunda kalırsınız ama çocuklarımızın iyi eğitime ihtiyacı var" diye konuştu. 

 

Son Güncelleme: Cuma, 05 Haziran 2015 15:31

Gösterim: 1444

Milli Eğitim Bakanı Avcı, dershanelerin özel okula dönüşümü sürecinde 364 dershanenin özel öğretim kurumuna dönüştüğünü, 401'inin de kendi isteğiyle kapandığını bildirdi.

avciMilli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, dershanelerin özel okula dönüşümü sürecinde şimdiye kadar 2 bin 262 başvurudan 2 bin 228'inin kabul edilip incelemeye alındığını belirterek, "İncelememizin ardından 364'ü, resmen özel öğretim kurumuna dönüştü. 401 dershane ise kendi isteğiyle kapandı" dedi.

Nabi Avcı, bakanlığının icraatlarını, 25 Ocak 2013'ten bu yana sürdürdüğü Milli Eğitim Bakanlığı görevi süresince eğitim alanındaki reformlara ilişkin açıklamalarda bulundu.

Bakanlığının, "dershane" adı altında öğrencileri bir üst kuruma hazırlamak amacıyla faaliyet gösteren kurumların faaliyetlerine son vermek amacıyla yasal düzenleme yaptığına işaret eden Avcı, bu çerçevede dershanelerin, 1 Eylül 2015'e kadar belirlenecek esaslara göre uygun görülmesi halinde herhangi özel okula dönüşüm programına alınacağını hatırlattı.

Avcı, bu kapsamdaki çalışmaların devam ettiğini dile getirerek, "Dershanelerin özel okula dönüşümü sürecinde, şimdiye kadar 2 bin 262 başvuru oldu, 2 bin 228'i kabul edilerek incelemeye alındı. İncelememizin ardından 364'ü, resmen özel öğretim kurumuna dönüştü. 401 dershane ise kendi isteğiyle kapandı" bilgisini verdi. 

Öğrencilere başörtüsü özgürlüğü

Nabi Avcı, bakanlığı döneminde, okullarda tek tip kıyafetten vazgeçilerek, veli tercihine bağlı serbest kıyafet uygulamasına geçildiğini anımsattı. 

Öğretmenler gibi öğrencilere uygulanan başörtüsü yasağının kaldırdığına işaret eden Avcı, bu yasağın kaldırılmasıyla isteyen ortaokul ve lise öğrencilerinin başörtülü şekilde eğitim almasının önünün açıldığına dikkati çekti.

Avcı, kamuda başörtüsü yasağının da kaldırıldığını belirterek, böylece başta 28 Şubat mağduru öğretmenler olmak üzere binlerce memurun devlet dairelerinde başörtülü görev yapmaya başladığını vurguladı.

Öğretmen atamaları

Bakan Avcı, "Öğretmenlerin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği"nde yapılan değişiklikle, "öğretmenliğe ilk defa atanacaklar bakımından başvuruların ilk günü itibarıyla 40 yaşından gün almamış olmak" şartının yürürlükten kaldırıldığına değinerek, 2003'ten Mart 2015'e kadar 474 bin 903 kadrolu öğretmen alındığını kaydetti.

"4+4+4 sistemi"yle yaşayan diller ve lehçeler seçmeli dersinin okutulmaya başlandığını ifade eden Avcı, öğrencilerin, istemeleri halinde Kürtçe ve Lazca gibi 5 dili, devlet okullarında dahi öğrenebildiğini belirtti.

"Öğrencinin başarısı, geniş zamana yayılarak belirleniyor"

Liseye geçiş için yapılan Seviye Belirleme Sınavı (SBS) yerine Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş Sistemi (TEOG) kapsamında merkezi sınavların uygulandığını anımsatan Avcı, sözlerini şöyle sürdürdü:

"TEOG sınavı, Milli Eğitim Bakanlığının Türkiye genelinde yaptığı merkezi ortak yazılı sınavıdır. Altı ayrı dersten 1. ve 2. dönem olmak üzere iki aşamalı olarak uygulanıyor. TEOG sistemi, öğrencinin başarısını anlık bir performansa dayalı olarak değil geniş zaman dilimine yayarak belirliyor. 8. sınıfta öğrenim gören ve tercihte bulunan tüm öğrencilerin ortaöğretim kurumlarına yerleştirme işlemleri, tercihleri doğrultusunda, okul kontenjanlarına göre Yerleştirmeye Esas Puan (YEP) üstünlüğü esas alınarak yapılıyor."

Avcı, Milli Eğitim Bakanlığının, kendi Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğünü kurduğunu belirterek, daha sağlıklı sınav sistemi için sorumluluğun buraya verildiğini aktardı.

Geçen yıl özel okula gidecek öğrencilere, okul öncesinde 2 bin 500, ilkokullara ve temel liselere 3 bin, ortaokul ve liselere de 3 bin 500 lira teşvik verildiğini kaydeden Avcı, bu yıl için de uygulamanın devam edeceğini, konuyla ilgili Maliye Bakanlığı ile görüşmelerin sürdüğünü dile getirdi.

Nabi Avcı, 2014-2015 istatistiklerine göre, ülke genelinde derslik başına düşen ortalama öğrenci sayısını, ilköğretimde 27'ye, ortaöğretimde 28'e kadar düşürdüklerine dikkati çekerek, bu yıl itibarıyla öğretmen başına düşen öğrenci sayısının da ilkokulda 18, ortaokulda 17, ortaöğretimde 14, genel ortaöğretimde 14, mesleki ve teknik ortaöğretimde 14'e kadar indiğini bildirdi.

2003'ten 2014'e kadar 234 bin 473 dersliğin tamamlanıp eğitim ve öğretimin hizmetine sunulduğunu dile getiren Avcı, göreve geldiği 25 Ocak 2013'ten bu yana, 46 bin 14 dersliğin yapıldığını söyledi. 

347 bin 367 etkileşimli tahtanın kurulum çalışmaları devam ediyor

FATİH Projesi kapsamında da bugüne kadar 3 bin 657 okulda 84 bin 921 sınıfa etkileşimli tahta yerleştirildiğini, bu okullara çok fonksiyonlu yazıcı ve doküman kamera kurulumun da tamamlandığını aktaran Avcı, şu bilgileri verdi:

"Yine aynı okullarda yerel alan ağı kurulum çalışmaları tamamlandı. Ayrıca şimdiye kadar 737 bin 800 tablet bilgisayarın liselerdeki öğrencilerimize ve öğretmenlerimize dağıtımı tamamlandı. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın teşrifleriyle düzenlenen törenle, 700 bin tablet bilgisayarın daha dağıtımı yapılmaya başlandı. Bunların yanı sıra Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığınca ihalesi yapılan 347 bin 367 etkileşimli tahta ve 41 bin 996 çok fonksiyonlu yazıcının da okullarımızda kurulumu devam ediyor. FATİH Projesi kapsamında 81 ilimizde 110 uzaktan eğitim merkezi kuruldu."

 

> Bakan Avcı başarılarını anlattı: 401 dershane kapandı

Milli Eğitim Bakanı Avcı, dershanelerin özel okula dönüşümü sürecinde 364 dershanenin özel öğretim kurumuna dönüştüğünü, 401'inin de kendi isteğiyle kapandığını bildirdi.

avciMilli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, dershanelerin özel okula dönüşümü sürecinde şimdiye kadar 2 bin 262 başvurudan 2 bin 228'inin kabul edilip incelemeye alındığını belirterek, "İncelememizin ardından 364'ü, resmen özel öğretim kurumuna dönüştü. 401 dershane ise kendi isteğiyle kapandı" dedi.

Nabi Avcı, bakanlığının icraatlarını, 25 Ocak 2013'ten bu yana sürdürdüğü Milli Eğitim Bakanlığı görevi süresince eğitim alanındaki reformlara ilişkin açıklamalarda bulundu.

Bakanlığının, "dershane" adı altında öğrencileri bir üst kuruma hazırlamak amacıyla faaliyet gösteren kurumların faaliyetlerine son vermek amacıyla yasal düzenleme yaptığına işaret eden Avcı, bu çerçevede dershanelerin, 1 Eylül 2015'e kadar belirlenecek esaslara göre uygun görülmesi halinde herhangi özel okula dönüşüm programına alınacağını hatırlattı.

Avcı, bu kapsamdaki çalışmaların devam ettiğini dile getirerek, "Dershanelerin özel okula dönüşümü sürecinde, şimdiye kadar 2 bin 262 başvuru oldu, 2 bin 228'i kabul edilerek incelemeye alındı. İncelememizin ardından 364'ü, resmen özel öğretim kurumuna dönüştü. 401 dershane ise kendi isteğiyle kapandı" bilgisini verdi. 

Öğrencilere başörtüsü özgürlüğü

Nabi Avcı, bakanlığı döneminde, okullarda tek tip kıyafetten vazgeçilerek, veli tercihine bağlı serbest kıyafet uygulamasına geçildiğini anımsattı. 

Öğretmenler gibi öğrencilere uygulanan başörtüsü yasağının kaldırdığına işaret eden Avcı, bu yasağın kaldırılmasıyla isteyen ortaokul ve lise öğrencilerinin başörtülü şekilde eğitim almasının önünün açıldığına dikkati çekti.

Avcı, kamuda başörtüsü yasağının da kaldırıldığını belirterek, böylece başta 28 Şubat mağduru öğretmenler olmak üzere binlerce memurun devlet dairelerinde başörtülü görev yapmaya başladığını vurguladı.

Öğretmen atamaları

Bakan Avcı, "Öğretmenlerin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği"nde yapılan değişiklikle, "öğretmenliğe ilk defa atanacaklar bakımından başvuruların ilk günü itibarıyla 40 yaşından gün almamış olmak" şartının yürürlükten kaldırıldığına değinerek, 2003'ten Mart 2015'e kadar 474 bin 903 kadrolu öğretmen alındığını kaydetti.

"4+4+4 sistemi"yle yaşayan diller ve lehçeler seçmeli dersinin okutulmaya başlandığını ifade eden Avcı, öğrencilerin, istemeleri halinde Kürtçe ve Lazca gibi 5 dili, devlet okullarında dahi öğrenebildiğini belirtti.

"Öğrencinin başarısı, geniş zamana yayılarak belirleniyor"

Liseye geçiş için yapılan Seviye Belirleme Sınavı (SBS) yerine Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş Sistemi (TEOG) kapsamında merkezi sınavların uygulandığını anımsatan Avcı, sözlerini şöyle sürdürdü:

"TEOG sınavı, Milli Eğitim Bakanlığının Türkiye genelinde yaptığı merkezi ortak yazılı sınavıdır. Altı ayrı dersten 1. ve 2. dönem olmak üzere iki aşamalı olarak uygulanıyor. TEOG sistemi, öğrencinin başarısını anlık bir performansa dayalı olarak değil geniş zaman dilimine yayarak belirliyor. 8. sınıfta öğrenim gören ve tercihte bulunan tüm öğrencilerin ortaöğretim kurumlarına yerleştirme işlemleri, tercihleri doğrultusunda, okul kontenjanlarına göre Yerleştirmeye Esas Puan (YEP) üstünlüğü esas alınarak yapılıyor."

Avcı, Milli Eğitim Bakanlığının, kendi Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğünü kurduğunu belirterek, daha sağlıklı sınav sistemi için sorumluluğun buraya verildiğini aktardı.

Geçen yıl özel okula gidecek öğrencilere, okul öncesinde 2 bin 500, ilkokullara ve temel liselere 3 bin, ortaokul ve liselere de 3 bin 500 lira teşvik verildiğini kaydeden Avcı, bu yıl için de uygulamanın devam edeceğini, konuyla ilgili Maliye Bakanlığı ile görüşmelerin sürdüğünü dile getirdi.

Nabi Avcı, 2014-2015 istatistiklerine göre, ülke genelinde derslik başına düşen ortalama öğrenci sayısını, ilköğretimde 27'ye, ortaöğretimde 28'e kadar düşürdüklerine dikkati çekerek, bu yıl itibarıyla öğretmen başına düşen öğrenci sayısının da ilkokulda 18, ortaokulda 17, ortaöğretimde 14, genel ortaöğretimde 14, mesleki ve teknik ortaöğretimde 14'e kadar indiğini bildirdi.

2003'ten 2014'e kadar 234 bin 473 dersliğin tamamlanıp eğitim ve öğretimin hizmetine sunulduğunu dile getiren Avcı, göreve geldiği 25 Ocak 2013'ten bu yana, 46 bin 14 dersliğin yapıldığını söyledi. 

347 bin 367 etkileşimli tahtanın kurulum çalışmaları devam ediyor

FATİH Projesi kapsamında da bugüne kadar 3 bin 657 okulda 84 bin 921 sınıfa etkileşimli tahta yerleştirildiğini, bu okullara çok fonksiyonlu yazıcı ve doküman kamera kurulumun da tamamlandığını aktaran Avcı, şu bilgileri verdi:

"Yine aynı okullarda yerel alan ağı kurulum çalışmaları tamamlandı. Ayrıca şimdiye kadar 737 bin 800 tablet bilgisayarın liselerdeki öğrencilerimize ve öğretmenlerimize dağıtımı tamamlandı. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın teşrifleriyle düzenlenen törenle, 700 bin tablet bilgisayarın daha dağıtımı yapılmaya başlandı. Bunların yanı sıra Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığınca ihalesi yapılan 347 bin 367 etkileşimli tahta ve 41 bin 996 çok fonksiyonlu yazıcının da okullarımızda kurulumu devam ediyor. FATİH Projesi kapsamında 81 ilimizde 110 uzaktan eğitim merkezi kuruldu."

 

Son Güncelleme: Cuma, 05 Haziran 2015 17:19

Gösterim: 1370

Başbakan Davutoğlu, lisede judo yaptığını, çok iyi güreştiğini ve at bindiğini söyledi. AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, Number One FM'de canlı yayında, "Gençler Soruyor Ahmet Davutoğlu Cevaplıyor" programına katıldı.

basbakan_genclerBaşbakan Davutoğlu, "En son ne zaman futbol oynadınız?" sorusu üzerine, seçim kampanyasında Trabzon'dayken, Trabzonspor'un geçmişte şampiyon olmuş efsane kadrosundan maç teklifi geldiğini söyledi. 4-4 biten maçtaki 4 golün 3'ünü attığını, bir golün de asistini yaptığını anlatan Davutoğlu, ortaokuldan itibaren futbol oynadığını kaydetti.

Davutoğlu, şöyle konuştu:

"Fena da oynamam, eskisi kadar vakit bulamıyorum ama bazen korumalarla oynuyorum. Lisede judo yaptım, çok iyi güreşirdim, hala iyi güreşirim. Ata binerim. Kahire'de 1988'de doktora tezim esnasında Amerikan Üniversitesi'nde çalışma yaparken, hemen hemen her akşam elime kitabı, defteri ve yazmak için bir iki şeyi alır, piramitlere giderdim. Özellikle piramitlere yakın bir ev tuttum. Küçük piramidin üzerine çıkar, orada notlarımı alır, taşın altına notları ve tezimin bir kısmını yazdıktan sonra koyar, sonra bir at kiralar ve bir bedevi ile birlikte takriben bir saat çölün içine doğru koşardım. Bir seferinde 5-6 saat aralıksız sahra piramitlerine kadar koşturmuştuk. Bunlar güzel hatıralar."

"Makamlar yükseldikçe gücünüz azalıyor"

Başbakan Davutoğlu, "Diriliş" dizisinin setine gittiğini ifade ederek, "Orada gönlüm gitti, atlar var, çok güzel. Binmek istiyorum ama... Zannedilir ki insan başbakan olunca çok güçlü oluyor. Aslında makamlar yükseldikçe gücünüz azalıyor çünkü güç kendi başınıza, istediğiniz işi yapabilme kapasitesidir aynı zamanda. Ata binmek istersin, koruma der ki 'bu atı tanımıyoruz, önce bir eğitelim, sonra binin.' Araba kullanmak istersiniz, başka bir koruma efendim şöyle... Olmaması için, bütün zevkli işleri elinizden almak için çaba sarf ederler" dedi.

Başbakan Davutoğlu, geçen bir araya geldiği sanatçı arkadaşlarının da "Acaba bir başbakan, bakan sokakta niye rahat gezemiyor?" diye sorduğunu anlatarak, şöyle devam etti:

"Zannedilir ki biz bunu istemiyoruz. Halbuki benim için dünyada en güzel şey, Sultanahmet'ten sahaflara kadar gönlünce gezmek. Ama mümkün mü? O anda kaç seveniniz veya merak edeniniz resim çektirmek ister."

"Beni rahatlatan iki şey vardır, kitap ve çocuk..."

Davutoğlu, "eve gittiğinde nasıl rahatladığı" sorusuna, kendisini rahatlatan iki şeyin kitap ve çocuk olduğunu ifade etti. Evlendiğinden ve ilk çocuğundan beri eve gittiğinde uyumuşlarsa çocuklarını öptüğünü belirten Davutoğlu, bundan hiç vazgeçmediğini vurguladı.

Daha sonra sevdiği bir kitabı okuduğunu anlatan Davutoğlu, ilkokul beşte de iyi bir kütüphanesi olduğunu,  kitap olmayan hiçbir odada uyumadığını belirtti. En sevdiği üç kitabın sorulması üzerine Davutoğlu, bu sorunun, "onlarca çocuğunuz varsa en çok sevdiğiniz çocuk kimdir" sorusuna benzediğini söyledi. Sorunun tek bir yanıtı bulunmadığını, onlarca kitabı arka arkaya sıralayabileceğini anlatan Davutoğlu, özellikle düşünce hayatını etkilemiş, edebi klasikler ya da siyasi düşünce tarihiyle ilgili klasikler olduğunu ifade etti.

 

> Başbakan: Lisede judo yaptım, çok iyi güreşirdim

Başbakan Davutoğlu, lisede judo yaptığını, çok iyi güreştiğini ve at bindiğini söyledi. AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, Number One FM'de canlı yayında, "Gençler Soruyor Ahmet Davutoğlu Cevaplıyor" programına katıldı.

basbakan_genclerBaşbakan Davutoğlu, "En son ne zaman futbol oynadınız?" sorusu üzerine, seçim kampanyasında Trabzon'dayken, Trabzonspor'un geçmişte şampiyon olmuş efsane kadrosundan maç teklifi geldiğini söyledi. 4-4 biten maçtaki 4 golün 3'ünü attığını, bir golün de asistini yaptığını anlatan Davutoğlu, ortaokuldan itibaren futbol oynadığını kaydetti.

Davutoğlu, şöyle konuştu:

"Fena da oynamam, eskisi kadar vakit bulamıyorum ama bazen korumalarla oynuyorum. Lisede judo yaptım, çok iyi güreşirdim, hala iyi güreşirim. Ata binerim. Kahire'de 1988'de doktora tezim esnasında Amerikan Üniversitesi'nde çalışma yaparken, hemen hemen her akşam elime kitabı, defteri ve yazmak için bir iki şeyi alır, piramitlere giderdim. Özellikle piramitlere yakın bir ev tuttum. Küçük piramidin üzerine çıkar, orada notlarımı alır, taşın altına notları ve tezimin bir kısmını yazdıktan sonra koyar, sonra bir at kiralar ve bir bedevi ile birlikte takriben bir saat çölün içine doğru koşardım. Bir seferinde 5-6 saat aralıksız sahra piramitlerine kadar koşturmuştuk. Bunlar güzel hatıralar."

"Makamlar yükseldikçe gücünüz azalıyor"

Başbakan Davutoğlu, "Diriliş" dizisinin setine gittiğini ifade ederek, "Orada gönlüm gitti, atlar var, çok güzel. Binmek istiyorum ama... Zannedilir ki insan başbakan olunca çok güçlü oluyor. Aslında makamlar yükseldikçe gücünüz azalıyor çünkü güç kendi başınıza, istediğiniz işi yapabilme kapasitesidir aynı zamanda. Ata binmek istersin, koruma der ki 'bu atı tanımıyoruz, önce bir eğitelim, sonra binin.' Araba kullanmak istersiniz, başka bir koruma efendim şöyle... Olmaması için, bütün zevkli işleri elinizden almak için çaba sarf ederler" dedi.

Başbakan Davutoğlu, geçen bir araya geldiği sanatçı arkadaşlarının da "Acaba bir başbakan, bakan sokakta niye rahat gezemiyor?" diye sorduğunu anlatarak, şöyle devam etti:

"Zannedilir ki biz bunu istemiyoruz. Halbuki benim için dünyada en güzel şey, Sultanahmet'ten sahaflara kadar gönlünce gezmek. Ama mümkün mü? O anda kaç seveniniz veya merak edeniniz resim çektirmek ister."

"Beni rahatlatan iki şey vardır, kitap ve çocuk..."

Davutoğlu, "eve gittiğinde nasıl rahatladığı" sorusuna, kendisini rahatlatan iki şeyin kitap ve çocuk olduğunu ifade etti. Evlendiğinden ve ilk çocuğundan beri eve gittiğinde uyumuşlarsa çocuklarını öptüğünü belirten Davutoğlu, bundan hiç vazgeçmediğini vurguladı.

Daha sonra sevdiği bir kitabı okuduğunu anlatan Davutoğlu, ilkokul beşte de iyi bir kütüphanesi olduğunu,  kitap olmayan hiçbir odada uyumadığını belirtti. En sevdiği üç kitabın sorulması üzerine Davutoğlu, bu sorunun, "onlarca çocuğunuz varsa en çok sevdiğiniz çocuk kimdir" sorusuna benzediğini söyledi. Sorunun tek bir yanıtı bulunmadığını, onlarca kitabı arka arkaya sıralayabileceğini anlatan Davutoğlu, özellikle düşünce hayatını etkilemiş, edebi klasikler ya da siyasi düşünce tarihiyle ilgili klasikler olduğunu ifade etti.

 

Son Güncelleme: Cuma, 05 Haziran 2015 14:48

Gösterim: 1452


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.