Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Yunanistan'da bir ilkokulda görev yapan müzik öğretmeni, bestesini Yunanlı müzisyen Manos Hacidakis'in yaptığı "Kemal" isimli şarkıyı çocuklara öğrettiği için okul yönetimince uyarıldı.
İslam propagandası yaptığı gerekçesiyle suçlanan öğretmen, sosyal medyada yayımladığı açıklamasında, şu ifadeleri kullandı:
"Bir öğrencinin velisi "Kemal" isimli şarkıyı çocuklara öğrettiğim için, beni İslam propagandası yaptığım gerekçesiyle okul müdürüne şikayet etti. Daha sonra müdür beni odasına çağırıp, işimden memnun olmadığını belirterek uyarıda bulundu ve biz öğretmenlerin tek endişesinin çocuklara vatanlarını sevmeyi öğretmek olması gerek" dedi.
Açıklamada, bir eğitimcinin görevinin fanatizm vakalarına katlanmak olmadığını belirten ilköğretim öğretmeni, benzer durumlarla karşı karşıya kalan meslektaşlarına kendisiyle iletişime geçmeleri çağrısında bulundu.
Hacidakis, söz konusu besteyi 1968 yılında New York'ta tanıştığı 20 yaşındaki bir kişiden etkilenerek yapmıştı.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Yunanistan'da bir ilkokulda görev yapan müzik öğretmeni, bestesini Yunanlı müzisyen Manos Hacidakis'in yaptığı "Kemal" isimli şarkıyı çocuklara öğrettiği için okul yönetimince uyarıldı.
İslam propagandası yaptığı gerekçesiyle suçlanan öğretmen, sosyal medyada yayımladığı açıklamasında, şu ifadeleri kullandı:
"Bir öğrencinin velisi "Kemal" isimli şarkıyı çocuklara öğrettiğim için, beni İslam propagandası yaptığım gerekçesiyle okul müdürüne şikayet etti. Daha sonra müdür beni odasına çağırıp, işimden memnun olmadığını belirterek uyarıda bulundu ve biz öğretmenlerin tek endişesinin çocuklara vatanlarını sevmeyi öğretmek olması gerek" dedi.
Açıklamada, bir eğitimcinin görevinin fanatizm vakalarına katlanmak olmadığını belirten ilköğretim öğretmeni, benzer durumlarla karşı karşıya kalan meslektaşlarına kendisiyle iletişime geçmeleri çağrısında bulundu.
Hacidakis, söz konusu besteyi 1968 yılında New York'ta tanıştığı 20 yaşındaki bir kişiden etkilenerek yapmıştı.
Son Güncelleme: Perşembe, 30 May 2013 23:19
Gösterim: 1271
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Adana, Kocaeli, Aydın, Şanlıurfa, Erzurum, Muğla, İstanbul ve İzmir'e 33 eğitim kampüsü kurulacağını belirtti.
Milli Eğitim Bakanı Avcı, ülke genelinde 33 eğitim kampüsü kurulacağını belirterek, eğitimde çözülmesi gereken sorunların başında derslik ihtiyacının geldiğini söyledi.
Milli Eğitim Bakanlığı'nın, Adana, Kocaeli, Aydın, Şanlıurfa, Erzurum, Muğla, İstanbul ve İzmir'de yapılacak eğitim kampüsleri için düzenlediği "Eğitim Kampüsleri Ön Seçimli Mimari Proje Yarışması Ödül Töreni," Balgat Anadolu Teknik Meslek Lisesi ve Endüstri Meslek Lisesi'nde gerçekleştirildi.
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, törende yaptığı konuşmada, göç alan büyük illerin derslik ihtiyacına işlevsel ve kapsayıcı çözüm getirmek üzere, ülke genelinde 33 eğitim kampüsü kurulacağını belirterek, eğitimde, fırsat eşitliği ve nitelik gibi hedeflere ulaşmak için çözülmesi gereken sorunların başında derslik ihtiyacının geldiğini söyledi.
Son 10 yılda eğitimde yaşanan büyük seferberliğe ve yatırımlara rağmen derslik yapımı konusunda halen mesafe alınması gerektiğini ifade eden Avcı, göç alan bazı illler dışında derslik ihtiyacının çözülmek üzere olmasının memnuniyet verici olduğunu bildirdi.
Büyük illerde ise derslik maliyetinden çok arazi bulunmaması veya kamulaştırma maliyetlerinin çok yüksek olması gibi sebeplerden dolayı sıkıntı yaşandığını anlatan Avcı, fiziki alt yapıya ilişkin eksikliklerin bir an önce tamamlanarak nitelikli eğitimi daha başta imkansız kılan kalabalık sınıflardan kurtulmak istediklerini vurguladı.
Avcı, "Bu binalarımız, yeniden düzenlerek ilkokul ve ortaokul sistemimize tahsis edilecek. Böylece daha küçük yaştaki çocuklarımız, öğrencilerimiz daha rahat şartlarda nicel ve nitel standartlara uygun dersliklerde, evlerine daha yakın yerlerde, mahallelerinde eğitim öğretim görme imkanına sahip olacaklar. Eğitim kampüsleriyle derslik açıklarının kapatılmasının yanında yüksek standartlara sahip mekanlarda eğitim yapılmasını da sağlamış olacağız" diye konuştu.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Adana, Kocaeli, Aydın, Şanlıurfa, Erzurum, Muğla, İstanbul ve İzmir'e 33 eğitim kampüsü kurulacağını belirtti.
Milli Eğitim Bakanı Avcı, ülke genelinde 33 eğitim kampüsü kurulacağını belirterek, eğitimde çözülmesi gereken sorunların başında derslik ihtiyacının geldiğini söyledi.
Milli Eğitim Bakanlığı'nın, Adana, Kocaeli, Aydın, Şanlıurfa, Erzurum, Muğla, İstanbul ve İzmir'de yapılacak eğitim kampüsleri için düzenlediği "Eğitim Kampüsleri Ön Seçimli Mimari Proje Yarışması Ödül Töreni," Balgat Anadolu Teknik Meslek Lisesi ve Endüstri Meslek Lisesi'nde gerçekleştirildi.
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, törende yaptığı konuşmada, göç alan büyük illerin derslik ihtiyacına işlevsel ve kapsayıcı çözüm getirmek üzere, ülke genelinde 33 eğitim kampüsü kurulacağını belirterek, eğitimde, fırsat eşitliği ve nitelik gibi hedeflere ulaşmak için çözülmesi gereken sorunların başında derslik ihtiyacının geldiğini söyledi.
Son 10 yılda eğitimde yaşanan büyük seferberliğe ve yatırımlara rağmen derslik yapımı konusunda halen mesafe alınması gerektiğini ifade eden Avcı, göç alan bazı illler dışında derslik ihtiyacının çözülmek üzere olmasının memnuniyet verici olduğunu bildirdi.
Büyük illerde ise derslik maliyetinden çok arazi bulunmaması veya kamulaştırma maliyetlerinin çok yüksek olması gibi sebeplerden dolayı sıkıntı yaşandığını anlatan Avcı, fiziki alt yapıya ilişkin eksikliklerin bir an önce tamamlanarak nitelikli eğitimi daha başta imkansız kılan kalabalık sınıflardan kurtulmak istediklerini vurguladı.
Avcı, "Bu binalarımız, yeniden düzenlerek ilkokul ve ortaokul sistemimize tahsis edilecek. Böylece daha küçük yaştaki çocuklarımız, öğrencilerimiz daha rahat şartlarda nicel ve nitel standartlara uygun dersliklerde, evlerine daha yakın yerlerde, mahallelerinde eğitim öğretim görme imkanına sahip olacaklar. Eğitim kampüsleriyle derslik açıklarının kapatılmasının yanında yüksek standartlara sahip mekanlarda eğitim yapılmasını da sağlamış olacağız" diye konuştu.
Son Güncelleme: Perşembe, 30 May 2013 16:51
Gösterim: 1312
12 Mayıs’ta yapılan ALES İlkbahar Dönemi Sınavı’nda ilginç bir gelişme yaşandı. ÖSYM’nin, parmağında yüzük tespit edilen 4 adayın sınavını iptal ettiği öğrenildi.
12 Mayıs’ta yapılan ve 370 bine yakın adayın katıldığı ALES İlkbahar Dönemi Sınavı’nda parmağında yüzük olduğu gerekçesiyle 4 adayın sınav iptal edildi. Adaylardan D.P., yüzüğünün alyans olduğunu savunurken, ÖSYM Sınav Hizmetleri Daire Başkanı Dr. Yasin Bulduklu, üzerinde taş, kabartma, çıkıntı olan yüzükleri alyans olarak kabul etmediklerini söyledi.
Yüzük nedeniyle sınavı iptal edilen adaylarla ilgili açıklama yapan ÖSYM Sınav Hizmetleri Daire Başkanı Dr. Yasin Bulduklu, sınav görevlisinin tutanağına uymak zorunda olduklarını belirterek şöyle konuştu:
“Üzerinde taş, kabartma, vs. olan yüzükleri kabul etmiyoruz. Erkek adaylar da parmaklarındaki büyük tek taşlı yüzüklerin alyans olduğunu iddia ediyor. Biz bu tür yüzükleri kabul etmiyoruz. Salon görevlisi adayı uyarmak zorunda değil. Zaten sınavın 40’ıncı dakikasında fark edilmiş adayın parmağındaki yüzük. Kapıdan içeri alan görevliler de fark etmemiş olabilir. Biz diyoruz ki, sınav başladıktan sonra da olsa görevliler tutanak tuttukları takdirde biz onu dikkate alırız.”
Adaya uyarı yapılmadı
Yüzük nedeniyle sınavı iptal edilen Adıyaman Üniversitesi öğrencisi, kadın aday D.P. ise salon görevlilerinin kendisini uyarmadan tutanak tuttuklarını ve sınavının bu nedenle iptal edilemeyeceğini savundu. ÖSYM yetkilileriyle görüştüğünü söyleyen D.P., ÖSYM’ye itiraz dilekçesi de verdiğini belirterek şunları söyledi: “Sınava girerken parmağımda ince, zarif bir yüzük vardı. Alyans olarak kullanıyorum. Salon görevlileri hiçbir şekilde beni uyarmadan, tutanak tutmuş ve ‘Yüzük alyans değildir’ diye işaretleme yapmış. ALES sonuçlarımı öğrenmek için sisteme girdiğimde, sınavımın geçersiz sayıldığını öğrendim. Ankara’daki ALES sorumluları ile görüştüm ve parmağımdaki yüzükten dolayı sınavımın iptal edildiğini öğrendim.
Alyansın ölçüsü yok
Parmağımdaki yüzüğün alyans olup olmadığına onlar nasıl karar verebiliyorlar; bunun bir ölçüsü yok ki. Alyans olarak kullanılan değişik modellerde yüzük var. Sınava zaten deneme amaçlı girmiştim ama sonuçta sistemde böyle bir bozukluk var. Sınav giriş belgelerinde alyans haricinde sınava yüzükle girilemeyeceğini yazıyor. Üzerinde taş, kabartma olan alyansların kabul edilmediği belirtilmiyor. Alyansın bir tanımlaması yoktur. Bunu sınav görevlisi değerlendiremez.”
Kaynak Hürriyet
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
12 Mayıs’ta yapılan ALES İlkbahar Dönemi Sınavı’nda ilginç bir gelişme yaşandı. ÖSYM’nin, parmağında yüzük tespit edilen 4 adayın sınavını iptal ettiği öğrenildi.
12 Mayıs’ta yapılan ve 370 bine yakın adayın katıldığı ALES İlkbahar Dönemi Sınavı’nda parmağında yüzük olduğu gerekçesiyle 4 adayın sınav iptal edildi. Adaylardan D.P., yüzüğünün alyans olduğunu savunurken, ÖSYM Sınav Hizmetleri Daire Başkanı Dr. Yasin Bulduklu, üzerinde taş, kabartma, çıkıntı olan yüzükleri alyans olarak kabul etmediklerini söyledi.
Yüzük nedeniyle sınavı iptal edilen adaylarla ilgili açıklama yapan ÖSYM Sınav Hizmetleri Daire Başkanı Dr. Yasin Bulduklu, sınav görevlisinin tutanağına uymak zorunda olduklarını belirterek şöyle konuştu:
“Üzerinde taş, kabartma, vs. olan yüzükleri kabul etmiyoruz. Erkek adaylar da parmaklarındaki büyük tek taşlı yüzüklerin alyans olduğunu iddia ediyor. Biz bu tür yüzükleri kabul etmiyoruz. Salon görevlisi adayı uyarmak zorunda değil. Zaten sınavın 40’ıncı dakikasında fark edilmiş adayın parmağındaki yüzük. Kapıdan içeri alan görevliler de fark etmemiş olabilir. Biz diyoruz ki, sınav başladıktan sonra da olsa görevliler tutanak tuttukları takdirde biz onu dikkate alırız.”
Adaya uyarı yapılmadı
Yüzük nedeniyle sınavı iptal edilen Adıyaman Üniversitesi öğrencisi, kadın aday D.P. ise salon görevlilerinin kendisini uyarmadan tutanak tuttuklarını ve sınavının bu nedenle iptal edilemeyeceğini savundu. ÖSYM yetkilileriyle görüştüğünü söyleyen D.P., ÖSYM’ye itiraz dilekçesi de verdiğini belirterek şunları söyledi: “Sınava girerken parmağımda ince, zarif bir yüzük vardı. Alyans olarak kullanıyorum. Salon görevlileri hiçbir şekilde beni uyarmadan, tutanak tutmuş ve ‘Yüzük alyans değildir’ diye işaretleme yapmış. ALES sonuçlarımı öğrenmek için sisteme girdiğimde, sınavımın geçersiz sayıldığını öğrendim. Ankara’daki ALES sorumluları ile görüştüm ve parmağımdaki yüzükten dolayı sınavımın iptal edildiğini öğrendim.
Alyansın ölçüsü yok
Parmağımdaki yüzüğün alyans olup olmadığına onlar nasıl karar verebiliyorlar; bunun bir ölçüsü yok ki. Alyans olarak kullanılan değişik modellerde yüzük var. Sınava zaten deneme amaçlı girmiştim ama sonuçta sistemde böyle bir bozukluk var. Sınav giriş belgelerinde alyans haricinde sınava yüzükle girilemeyeceğini yazıyor. Üzerinde taş, kabartma olan alyansların kabul edilmediği belirtilmiyor. Alyansın bir tanımlaması yoktur. Bunu sınav görevlisi değerlendiremez.”
Kaynak Hürriyet
Son Güncelleme: Cuma, 31 May 2013 09:48
Gösterim: 2360
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın “Okul kıyafetine veliler karar verecek” açıklamasıyla Serbest Kıyafet Yönetmeliği arasındaki tutarsızlık hem velilerin hem de okul yöneticilerinin kafasını karıştırdı.
14 Haziran’da 2012-2013 eğitim ve öğretim yılının sona ermesiyle birlikte 16 milyona yakın öğrenci karne alacak. Okulların kapanmasına az bir zaman kala öğrenci ve velilerin kafasında “Gelecek yıl okula formayla mı gidilecek yoksa serbest kıyafetle mi?” sorusu belirsizliğini hala koruyor. Milli Eğitim Bakanı Avcı’nın okulda hangi kıyafetin giyileceğine “özel okullardaki gibi veliler karar verecek” açıklaması da bu soru işaretlerini gidermeye yetmedi. Haber Türk Gazetesi Eğitim Yazarı Pervin Kaplan, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın “Okul kıyafetine veliler karar verecek” açıklamasının kasım ayında yayımlanan ve devlet okullarına "serbest kıyafet uygulaması" getiren yönetmelikle çeliştiğini iddia etti.
Pervin Kaplan köşesinde, Bakan Avcı'nın açıklamasıyla yönetmelik arasındaki farkı şöyle açıklıyor;
“Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, tıpkı özel okullarda olduğu gibi devlet okullarında da hangi kıyafetin kullanılacağına velilerin karar vereceğini söylüyor. Okulların velilerin oylarına başvurmasını, veli oylarının yüzde 60'ın sonucuna göre de tıpkı özel okullarda olduğu gibi forma ya da serbest kıyafete karar verilebileceğini anlatıyor. Önerisi çok doğru ancak Bakan Avcı'nın unuttuğu bir şey var.O da yönetmelik.
Geçtiğimiz kasım ayında yayımlanan ve devlet okullarına "serbest kıyafet uygulaması" getiren yönetmelikte "kıyafetin veli oyuyla belirleneceğine" ilişkin bir hüküm yok. Veli oyuyla kıyafetin belirlenebileceği hükmü yalnızca özel okullar için geçerli. Okul müdürleri de haklı olarak soruyor:
"Yönetmelik değişikliği yapılmadan okullarda oylama yapmamız mümkün değil. Bunu yaparsak yönetmeliğe aykırı davrandığımız için de soruşturma açılır. Ne yapmamız bekleniyor?" Biz de Milli
Eğitim Bakanı Avcı'ya eğitimcilerin sorduğu bu soruyu aktararak, "Yönetmelik değişmeden okullar nasıl velilerle anket yapacak?" diyoruz.”
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın “Okul kıyafetine veliler karar verecek” açıklamasıyla Serbest Kıyafet Yönetmeliği arasındaki tutarsızlık hem velilerin hem de okul yöneticilerinin kafasını karıştırdı.
14 Haziran’da 2012-2013 eğitim ve öğretim yılının sona ermesiyle birlikte 16 milyona yakın öğrenci karne alacak. Okulların kapanmasına az bir zaman kala öğrenci ve velilerin kafasında “Gelecek yıl okula formayla mı gidilecek yoksa serbest kıyafetle mi?” sorusu belirsizliğini hala koruyor. Milli Eğitim Bakanı Avcı’nın okulda hangi kıyafetin giyileceğine “özel okullardaki gibi veliler karar verecek” açıklaması da bu soru işaretlerini gidermeye yetmedi. Haber Türk Gazetesi Eğitim Yazarı Pervin Kaplan, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın “Okul kıyafetine veliler karar verecek” açıklamasının kasım ayında yayımlanan ve devlet okullarına "serbest kıyafet uygulaması" getiren yönetmelikle çeliştiğini iddia etti.
Pervin Kaplan köşesinde, Bakan Avcı'nın açıklamasıyla yönetmelik arasındaki farkı şöyle açıklıyor;
“Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, tıpkı özel okullarda olduğu gibi devlet okullarında da hangi kıyafetin kullanılacağına velilerin karar vereceğini söylüyor. Okulların velilerin oylarına başvurmasını, veli oylarının yüzde 60'ın sonucuna göre de tıpkı özel okullarda olduğu gibi forma ya da serbest kıyafete karar verilebileceğini anlatıyor. Önerisi çok doğru ancak Bakan Avcı'nın unuttuğu bir şey var.O da yönetmelik.
Geçtiğimiz kasım ayında yayımlanan ve devlet okullarına "serbest kıyafet uygulaması" getiren yönetmelikte "kıyafetin veli oyuyla belirleneceğine" ilişkin bir hüküm yok. Veli oyuyla kıyafetin belirlenebileceği hükmü yalnızca özel okullar için geçerli. Okul müdürleri de haklı olarak soruyor:
"Yönetmelik değişikliği yapılmadan okullarda oylama yapmamız mümkün değil. Bunu yaparsak yönetmeliğe aykırı davrandığımız için de soruşturma açılır. Ne yapmamız bekleniyor?" Biz de Milli
Eğitim Bakanı Avcı'ya eğitimcilerin sorduğu bu soruyu aktararak, "Yönetmelik değişmeden okullar nasıl velilerle anket yapacak?" diyoruz.”
Son Güncelleme: Perşembe, 30 May 2013 15:33
Gösterim: 2551
Mısır'daki çocuk üniversitelerini tek çatı altında toplamak, geliştirmek ve bu kapsamda ulusal bir strateji planı hazırlamak için çalışan grup, Ankara Üniversitesi Çocuk Bilim Merkezi Koordinatörlüğünde incelemelerde bulunuyor
Türkiye'de ilk olarak Ankara Üniversitesi bünyesinde açılan Çocuk Üniversitesi, Mısır'da kurulacak "Ulusal Çocuk Üniversitesi”ne örnek olacak.
Mısır'daki Modern Bilim ve Sanat Üniversitesinden 6 kişilik heyet, Ankara Üniversitesi (AÜ) Çocuk Bilim merkezi Koordinatörlüğündeki Çocuk Üniversitesiyle ilgili incelemelerde bulunmak üzere Türkiye'ye geldi.
AÜ Çocuk Bilim Merkezi Koordinatörü Prof. Dr. Neriman Aral, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'nin ilk çocuk üniversitesi olma özelliğini taşıyan koordinatörlüğün, çocukların erken yaşta bilim ve sanatla tanışmaları, bilimsel düşünme, sorgulama ve eleştirel yaklaşım becerileri kazanmaları amacıyla kurulduğunu ifade etti.
Türkiye'de 15 çocuk üniversitesi var
Türkiye'de uygulama merkezleri de dahil olmak üzere 15 çocuk üniversitesi bulunduğunu bildiren Aral, AÜ Çocuk Üniversitesinde “Aranızda Matematiği Sevmeyen Var Mı?, Çocuklar Çağdaş Sanatı Keşfediyor, Gökbilim, Toprak Bilim, Su, Yaratıcı Fikirler, Tasarruf Dedektifleri, Mimarlık, Felsefe, Yaşam Bilimleri ve Böcek Şenlik Okulu ile Küçük Bahçıvanlar” olmak üzere birçok programın yer aldığını anlattı.
Aral, "Bu programlarda çocuklara yaşayarak öğrenme fırsatı sunarak bilim ve sanat sevgisini aşılamaya çalışıyoruz. Yaşları 5 ila 14 arasında değişen çocuklarımız ister okullarıyla ister bireysel olarak bu programlardan faydalanabiliyorlar. Saatlik, günlük ve aylık programlarla bilim ve sanata bir adım daha yaklaşmaları için onlara fırsat tanımaya çalışıyoruz. Özellikle dezavantajlı grupların bu okullardan yararlanmalarını istiyoruz" dedi.
AÜ Çocuk Üniversitesinin, Avrupalı Çocuk Üniversitesi Ağı'nın kurucu üyelerinden olduğunu vurgulayan Aral, bu kapsamda aralarında İngiltere, Hollanda ve Avusturya'nın da bulunduğu birçok ülkedeki çocuk üniversiteleriyle işbirliği yaptıklarını söyledi.
Türkiye'de ve dünyada çocuk üniverisetelerinin sayısının her geçen gün arttığını dile getiren Aral, "Birçok üniversite bu konudaki çalışmalarını sürdürüyor. Bu üniversitelere desteklerimiz oluyor. Bununla birlikte Avrupalı Çocuk Üniversitesi ağının vasıtasıyla yurt dışında da ihtiyaç olan üniversitelere bu konuda destek oluyoruz. Mısır'da da kurulacak Ulusal Çocuk Üniversitesi için de bizden destek alınıyor. Bunun için gelen 6 kişilik heyetle burada çalışıyoruz. Onlarla tecrübelerimizi paylaşıyoruz. Daha sonra Mısır'a giderek, onların çalışmalarını inceleyecek ve onlara yardımcı olacağız. Amacımız Türkiye'deki ve dünyadaki çocukların bilimi ve sanatı sevmesine katkı sağlamak " diye konuştu.
Türkiye'de somut örnekleri gördük
Modern Bilim ve Sanat Üniversitesi October Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Deena Abdel Hamid Salem de Türkiye ile Mısır'ın birçok ortak yönü bulunduğunu , bunlardan en önemlisinin kültürel benzerlikler ve eğitimde yaşanan zorluklar olduğunu belirtti.
Mısır'da bazı üniversitelerin çocuk üniversitesi kurmayı planladığını ancak ulusal bir yapılanmanın olmadığını aktaran Salem, şunları kaydetti:
"Ulusal Çocuk Üniversetisi ile ilk defa bunları bir araya getireceğiz. Daha sonra bir ulusal strateji planı hazırlayarak bu üniversiteleri ülke geneline yaymaya çalışacağız. Biz bu tür faaliyetlere çok yeni başladık. Türkiye'de somut örnekleri görme imkanı bulduk.
Modern Bilim ve Sanat Üniversitesinin çocuk üniversitesi kurma girişimi 2011'de başlamıştı. Yani devrimden önce ancak devrim bizim eğitim kurumlarına daha fazla eğilmemizi sağladı."
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Mısır'daki çocuk üniversitelerini tek çatı altında toplamak, geliştirmek ve bu kapsamda ulusal bir strateji planı hazırlamak için çalışan grup, Ankara Üniversitesi Çocuk Bilim Merkezi Koordinatörlüğünde incelemelerde bulunuyor
Türkiye'de ilk olarak Ankara Üniversitesi bünyesinde açılan Çocuk Üniversitesi, Mısır'da kurulacak "Ulusal Çocuk Üniversitesi”ne örnek olacak.
Mısır'daki Modern Bilim ve Sanat Üniversitesinden 6 kişilik heyet, Ankara Üniversitesi (AÜ) Çocuk Bilim merkezi Koordinatörlüğündeki Çocuk Üniversitesiyle ilgili incelemelerde bulunmak üzere Türkiye'ye geldi.
AÜ Çocuk Bilim Merkezi Koordinatörü Prof. Dr. Neriman Aral, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'nin ilk çocuk üniversitesi olma özelliğini taşıyan koordinatörlüğün, çocukların erken yaşta bilim ve sanatla tanışmaları, bilimsel düşünme, sorgulama ve eleştirel yaklaşım becerileri kazanmaları amacıyla kurulduğunu ifade etti.
Türkiye'de 15 çocuk üniversitesi var
Türkiye'de uygulama merkezleri de dahil olmak üzere 15 çocuk üniversitesi bulunduğunu bildiren Aral, AÜ Çocuk Üniversitesinde “Aranızda Matematiği Sevmeyen Var Mı?, Çocuklar Çağdaş Sanatı Keşfediyor, Gökbilim, Toprak Bilim, Su, Yaratıcı Fikirler, Tasarruf Dedektifleri, Mimarlık, Felsefe, Yaşam Bilimleri ve Böcek Şenlik Okulu ile Küçük Bahçıvanlar” olmak üzere birçok programın yer aldığını anlattı.
Aral, "Bu programlarda çocuklara yaşayarak öğrenme fırsatı sunarak bilim ve sanat sevgisini aşılamaya çalışıyoruz. Yaşları 5 ila 14 arasında değişen çocuklarımız ister okullarıyla ister bireysel olarak bu programlardan faydalanabiliyorlar. Saatlik, günlük ve aylık programlarla bilim ve sanata bir adım daha yaklaşmaları için onlara fırsat tanımaya çalışıyoruz. Özellikle dezavantajlı grupların bu okullardan yararlanmalarını istiyoruz" dedi.
AÜ Çocuk Üniversitesinin, Avrupalı Çocuk Üniversitesi Ağı'nın kurucu üyelerinden olduğunu vurgulayan Aral, bu kapsamda aralarında İngiltere, Hollanda ve Avusturya'nın da bulunduğu birçok ülkedeki çocuk üniversiteleriyle işbirliği yaptıklarını söyledi.
Türkiye'de ve dünyada çocuk üniverisetelerinin sayısının her geçen gün arttığını dile getiren Aral, "Birçok üniversite bu konudaki çalışmalarını sürdürüyor. Bu üniversitelere desteklerimiz oluyor. Bununla birlikte Avrupalı Çocuk Üniversitesi ağının vasıtasıyla yurt dışında da ihtiyaç olan üniversitelere bu konuda destek oluyoruz. Mısır'da da kurulacak Ulusal Çocuk Üniversitesi için de bizden destek alınıyor. Bunun için gelen 6 kişilik heyetle burada çalışıyoruz. Onlarla tecrübelerimizi paylaşıyoruz. Daha sonra Mısır'a giderek, onların çalışmalarını inceleyecek ve onlara yardımcı olacağız. Amacımız Türkiye'deki ve dünyadaki çocukların bilimi ve sanatı sevmesine katkı sağlamak " diye konuştu.
Türkiye'de somut örnekleri gördük
Modern Bilim ve Sanat Üniversitesi October Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Deena Abdel Hamid Salem de Türkiye ile Mısır'ın birçok ortak yönü bulunduğunu , bunlardan en önemlisinin kültürel benzerlikler ve eğitimde yaşanan zorluklar olduğunu belirtti.
Mısır'da bazı üniversitelerin çocuk üniversitesi kurmayı planladığını ancak ulusal bir yapılanmanın olmadığını aktaran Salem, şunları kaydetti:
"Ulusal Çocuk Üniversetisi ile ilk defa bunları bir araya getireceğiz. Daha sonra bir ulusal strateji planı hazırlayarak bu üniversiteleri ülke geneline yaymaya çalışacağız. Biz bu tür faaliyetlere çok yeni başladık. Türkiye'de somut örnekleri görme imkanı bulduk.
Modern Bilim ve Sanat Üniversitesinin çocuk üniversitesi kurma girişimi 2011'de başlamıştı. Yani devrimden önce ancak devrim bizim eğitim kurumlarına daha fazla eğilmemizi sağladı."
Son Güncelleme: Perşembe, 30 May 2013 09:07
Gösterim: 1617