Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
IQ’nun kelime anlamı nedir? Normal bir insanın IQ aralığı kaç olmalıdır? Çocuğunuzun IQ’sunu yükseltmesine nasıl yardımcı olabilirsiniz? IQ seviyesi çalışmalarla yükseltilebilir mi? IQ seviyesinin yükselmesinde neler etkili? Einstein’ın IQ seviyesi nedir? İşte IQ ile ilgili tüm merak edilenler;
İngilizce ‘intelligence quotient ' kelimelerinin baş harflerinden oluşan IQ, zekâyı ölçme amaçlı birkaç farklı standartlaştırılmış testlerden çıkarılan değer anlamına gelir. IQ deyimi Almanca Intelligenz quotient olarak Alman psikolog Wilhelm Stern tarafından 1912 yılında Alfred Binet ve Theodore Simon'un tasarladığı zekâyı ölçme amaçlı birkaç farklı standartlaştırılmış testlerden çıkarılan değerdir ve insanlar arasında zekayı kıyaslamanın bir yoludur. IQ sonuçları çeşitli nedenlere; örneğin, ölümlülük, hastalıklılık, ailevi, sosyal konum ve önemli unvanlarla ve ailesel IQ ile ilişkilendirilmiş olsa da kalıtsallık miktarı ve kalıtsallığının tartışma konusu olup olmasında halen anlaşmazlıklar vardır.
Toplumda, yüksek IQ’ye sahip olan herkesin başarılı olacağı kanısı hakimdir fakat, yüksek IQ’lu bireyler için bu her zaman geçerli değildir. Buna rağmen yüksek IQ pek çok şeye bakış açımızı değiştirir. Özellikle eğitimsel faaliyetlerde bizim hayatımızı oldukça kolaylaştırır. Önceleri IQ derecesinin, kişi yetişkin olduğunda sabitlendiği düşünülse de, bazı yeni araştırmalar IQ derecesinin arttırılabileceğini göstermiştir.
Normal IQ seviyesi
Normal bir insanın IQ seviyesi 90-110 arasındadır.
Ünlü Fizikçi Albert Einstein’ın IQ seviyesi
Ünlü Fizikçi Albert Einstein’ın IQ skoru 160’tı.
İşte IQ Düzeyleri
0-25 arası ağır gerilik
26-50 arası orta gerilik
51-75 arası hafif gerilik
76-90 arası sınır zeka
91-110 arası normal zeka
111-125 arası ileri zeka
126-140 arası üstün zeka
140-155 arası çok üstün zeka
156 ve üzeri deha
Peki IQ seviyesi yükseltilebilir mi?
Kitap okuma deneyimi IQ'yu artırmada etkili
ABD'de bir grup akademisyen, çocuk gelişimi üzerine 8 farklı çalışmanın sonuçlarını değerlendirerek, kitap okuma deneyiminin IQ seviyesinin yükseltilmesinde etkili olduğu sonucuna ulaştı.
Akademisyenler, zihinsel gelişime ilişkin araştırmalarda, özellikle 4 yaşın altındaki çocuklara etkileşimli kitap okunmasına ilişkin önerilerin öne çıktığını tespit ederek, "etkileşimli kitap okuma deneyiminin bir çocuğun IQ'sunu en az 6 puan yükseltebileceğine" işaret etti.
Araştırma ekibinin makalesi, "Perspectives on Psychological Science" dergisinin Ocak 2013 sayısında, John Protzko, Joshua Aronson ve Clancy Blair imzasıyla yayımlandı.
Makalede, araştırmalar sırasında anne ve babaların etkileşimli okumayla ilgili eğitim programlarına katıldığı ve kitabı okurken çocuklara ucu açık sorular yöneltmek ya da çocukları mümkün olduğunca ayrıntılı açıklama yapmaya teşvik etmek gibi "müdahalelerin", onları okuma deneyiminin aktif bir parçası kılmaya yardımcı olduğu belirtiliyor.
Amerikalı akademisyenler, okuma deneyiminin "etkileşimli" olmaması durumunda, IQ gelişimi açısından benzer bir sonuca ulaşılamayabileceğini ise özellikle vurguluyor.
7 günde Einstein gibi olmak mümkün mü?
7 günde Einstein gibi olmak mümkün mü? Beynin herhangi bir kas gibi olduğunu ve egzersizlerle güçlenebileceğini öne süren İskoçya’daki Edinburgh Üniversitesi’nin Biyomedikal Bölümü’nden Prof. Mark Lythgoes’in 1 hafta süren programı BBC’de yayınlandı.
Programa katılan 100 kişinin IQ’larında, yüzde 40 oranına varan artış görüldü. Bu artış katılımcıların programa katılmadan önce girdikleri testle, programdan sonra uygulanan test sonuçları karşılaştırılarak elde edildi.
İşte bir haftalık IQ artırma programı
Cumartesi: Dişinizi her zaman kullandığınız elinizle değil, diğeriyle fırçalayın. Ve gözünüzü kaparatak duş alın.
Pazar: Sabah saatlerinde bulmaca çözün. Ve kısa yürüyüşe çıkın.
Pazartesi: Akşam yemeğinde yağlı balık yiyin. İşe ya yürüyerek ya bisikletle ya da daha önce kullanmadığınız bir araçla gidin.
Salı: Sözlükten bilmediğiniz sözcükleri öğrenin. Ve bunları günlük konuşmanızda kullanmaya çalışın.
Çarşamba: Yoga, Pilates ya da meditasyon derslerine katılın. Daha önce tanımadığınız bir insanla konuşun.
Perşembe: İşe daha önce kullanmadığınız bir yoldan gidin. Televizyondaki ciddi bilgi programlarını izleyin.
Cuma: Alkol ve kafein tüketmekten kaçının. Alışverişe çıkarken listeyi ezberlemeye çalışın.
iQ’su yüksek olanlar olmayanlara göre daha mutlu
"Psychological Medicine" dergisinde yayımlanan araştırmada, İngiliz bilim adamları, düşük IQ seviyesinin genellikle düşük gelir, çeşitli sağlık sorunları, günlük yaşamda başkalarının yardımına ihtiyaç duyma ile ilişkilendirildiğini ve tüm bu unsurların da mutsuzluğa katkıda bulunduğunu açıkladı.
6 bin 870 kişinin katıldığı çalışmada araştırmacılar, katılımcılara kendilerini mutlu hissedip hissetmediklerini sordu.
"Kendisini çok mutlu hissettiğini" söyleyen katılımcıların yüzde 43'ünün, IQ seviyesi 120-129 olan grupta yer aldığı belirlendi.
"Kendisini çok mutsuz" hissedenlerin büyük bir kısmının ise IQ seviyesi 70-79 olan grupta olduğu ortaya çıktı.
Araştırmayı yöneten Angela Hassiotis, elde edilen sonuçların normal zeka seviyesinin altındaki kişilerin kendilerini mutsuz hissetme olasılığının daha yüksek olduğuna işaret ettiğini söyledi.
Hassiotis, yoksul ailelerin çocuklarına yönelik uzun süreli stratejilerin, çocukların hem zeka seviyesine hem de mutluluklarına olumlu etki yapabileceğine dikkati çekti.
Araştırmada, zeka seviyesi düşük kişilere daha fazla destek verilmesi gerektiği belirtildi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Bunları Biliyor musunuz
IQ’nun kelime anlamı nedir? Normal bir insanın IQ aralığı kaç olmalıdır? Çocuğunuzun IQ’sunu yükseltmesine nasıl yardımcı olabilirsiniz? IQ seviyesi çalışmalarla yükseltilebilir mi? IQ seviyesinin yükselmesinde neler etkili? Einstein’ın IQ seviyesi nedir? İşte IQ ile ilgili tüm merak edilenler;
İngilizce ‘intelligence quotient ' kelimelerinin baş harflerinden oluşan IQ, zekâyı ölçme amaçlı birkaç farklı standartlaştırılmış testlerden çıkarılan değer anlamına gelir. IQ deyimi Almanca Intelligenz quotient olarak Alman psikolog Wilhelm Stern tarafından 1912 yılında Alfred Binet ve Theodore Simon'un tasarladığı zekâyı ölçme amaçlı birkaç farklı standartlaştırılmış testlerden çıkarılan değerdir ve insanlar arasında zekayı kıyaslamanın bir yoludur. IQ sonuçları çeşitli nedenlere; örneğin, ölümlülük, hastalıklılık, ailevi, sosyal konum ve önemli unvanlarla ve ailesel IQ ile ilişkilendirilmiş olsa da kalıtsallık miktarı ve kalıtsallığının tartışma konusu olup olmasında halen anlaşmazlıklar vardır.
Toplumda, yüksek IQ’ye sahip olan herkesin başarılı olacağı kanısı hakimdir fakat, yüksek IQ’lu bireyler için bu her zaman geçerli değildir. Buna rağmen yüksek IQ pek çok şeye bakış açımızı değiştirir. Özellikle eğitimsel faaliyetlerde bizim hayatımızı oldukça kolaylaştırır. Önceleri IQ derecesinin, kişi yetişkin olduğunda sabitlendiği düşünülse de, bazı yeni araştırmalar IQ derecesinin arttırılabileceğini göstermiştir.
Normal IQ seviyesi
Normal bir insanın IQ seviyesi 90-110 arasındadır.
Ünlü Fizikçi Albert Einstein’ın IQ seviyesi
Ünlü Fizikçi Albert Einstein’ın IQ skoru 160’tı.
İşte IQ Düzeyleri
0-25 arası ağır gerilik
26-50 arası orta gerilik
51-75 arası hafif gerilik
76-90 arası sınır zeka
91-110 arası normal zeka
111-125 arası ileri zeka
126-140 arası üstün zeka
140-155 arası çok üstün zeka
156 ve üzeri deha
Peki IQ seviyesi yükseltilebilir mi?
Kitap okuma deneyimi IQ'yu artırmada etkili
ABD'de bir grup akademisyen, çocuk gelişimi üzerine 8 farklı çalışmanın sonuçlarını değerlendirerek, kitap okuma deneyiminin IQ seviyesinin yükseltilmesinde etkili olduğu sonucuna ulaştı.
Akademisyenler, zihinsel gelişime ilişkin araştırmalarda, özellikle 4 yaşın altındaki çocuklara etkileşimli kitap okunmasına ilişkin önerilerin öne çıktığını tespit ederek, "etkileşimli kitap okuma deneyiminin bir çocuğun IQ'sunu en az 6 puan yükseltebileceğine" işaret etti.
Araştırma ekibinin makalesi, "Perspectives on Psychological Science" dergisinin Ocak 2013 sayısında, John Protzko, Joshua Aronson ve Clancy Blair imzasıyla yayımlandı.
Makalede, araştırmalar sırasında anne ve babaların etkileşimli okumayla ilgili eğitim programlarına katıldığı ve kitabı okurken çocuklara ucu açık sorular yöneltmek ya da çocukları mümkün olduğunca ayrıntılı açıklama yapmaya teşvik etmek gibi "müdahalelerin", onları okuma deneyiminin aktif bir parçası kılmaya yardımcı olduğu belirtiliyor.
Amerikalı akademisyenler, okuma deneyiminin "etkileşimli" olmaması durumunda, IQ gelişimi açısından benzer bir sonuca ulaşılamayabileceğini ise özellikle vurguluyor.
7 günde Einstein gibi olmak mümkün mü?
7 günde Einstein gibi olmak mümkün mü? Beynin herhangi bir kas gibi olduğunu ve egzersizlerle güçlenebileceğini öne süren İskoçya’daki Edinburgh Üniversitesi’nin Biyomedikal Bölümü’nden Prof. Mark Lythgoes’in 1 hafta süren programı BBC’de yayınlandı.
Programa katılan 100 kişinin IQ’larında, yüzde 40 oranına varan artış görüldü. Bu artış katılımcıların programa katılmadan önce girdikleri testle, programdan sonra uygulanan test sonuçları karşılaştırılarak elde edildi.
İşte bir haftalık IQ artırma programı
Cumartesi: Dişinizi her zaman kullandığınız elinizle değil, diğeriyle fırçalayın. Ve gözünüzü kaparatak duş alın.
Pazar: Sabah saatlerinde bulmaca çözün. Ve kısa yürüyüşe çıkın.
Pazartesi: Akşam yemeğinde yağlı balık yiyin. İşe ya yürüyerek ya bisikletle ya da daha önce kullanmadığınız bir araçla gidin.
Salı: Sözlükten bilmediğiniz sözcükleri öğrenin. Ve bunları günlük konuşmanızda kullanmaya çalışın.
Çarşamba: Yoga, Pilates ya da meditasyon derslerine katılın. Daha önce tanımadığınız bir insanla konuşun.
Perşembe: İşe daha önce kullanmadığınız bir yoldan gidin. Televizyondaki ciddi bilgi programlarını izleyin.
Cuma: Alkol ve kafein tüketmekten kaçının. Alışverişe çıkarken listeyi ezberlemeye çalışın.
iQ’su yüksek olanlar olmayanlara göre daha mutlu
"Psychological Medicine" dergisinde yayımlanan araştırmada, İngiliz bilim adamları, düşük IQ seviyesinin genellikle düşük gelir, çeşitli sağlık sorunları, günlük yaşamda başkalarının yardımına ihtiyaç duyma ile ilişkilendirildiğini ve tüm bu unsurların da mutsuzluğa katkıda bulunduğunu açıkladı.
6 bin 870 kişinin katıldığı çalışmada araştırmacılar, katılımcılara kendilerini mutlu hissedip hissetmediklerini sordu.
"Kendisini çok mutlu hissettiğini" söyleyen katılımcıların yüzde 43'ünün, IQ seviyesi 120-129 olan grupta yer aldığı belirlendi.
"Kendisini çok mutsuz" hissedenlerin büyük bir kısmının ise IQ seviyesi 70-79 olan grupta olduğu ortaya çıktı.
Araştırmayı yöneten Angela Hassiotis, elde edilen sonuçların normal zeka seviyesinin altındaki kişilerin kendilerini mutsuz hissetme olasılığının daha yüksek olduğuna işaret ettiğini söyledi.
Hassiotis, yoksul ailelerin çocuklarına yönelik uzun süreli stratejilerin, çocukların hem zeka seviyesine hem de mutluluklarına olumlu etki yapabileceğine dikkati çekti.
Araştırmada, zeka seviyesi düşük kişilere daha fazla destek verilmesi gerektiği belirtildi.
Son Güncelleme: Çarşamba, 12 Kasım 2014 19:04
Gösterim: 14119
Ebeveynlerin verdiği eğitimin çocukların zekası üzerindeki etkisinin fazla olmadığı belirlendi.
ABD'de yapılan araştırma, sanılanın aksine ebeveynlerin iyi eğitim vermesinin çocuğun zekasını çok geliştirmediğini, asıl rolü genlerin oynadığını gösterdi.
Florida Üniversitesi'nden Kevin Beaver, daha önceki araştırmaların çocuğun zekasının, akşam kitap okumak gibi ebeveynlerin bazı davranışlarıyla artabileceğini gösterdiğini ancak yaptıkları çalışmanın bunun doğru olmadığını ortaya koyduğunu vurguladı.
Ebeveynlerin eğitimi ve çocuğun zekası arasındaki ilişkiyi araştıran bilim adamları, çalışmaya genetik etkenlerin önemini incelemek üzere evlat edinilmiş gençleri de dahil etti.
Ebeveynlerin davranışlarını değerlendiren, gençleri 18 ve 26 yaşında IQ testine tabi tutan bilim adamları, eğitimin zeka üzerine etkisinin genler kadar olmadığı sonucuna vardı.
Ancak bilim adamları, bu sonuçların çocuklara eğitim verilmesinin bırakılması anlamına gelmediğine, ebeveynlerin eğitiminin dil, kelime hazinesi ve yazma becerisine büyük katkıda bulunduğuna dikkati çekti.
Araştırmanın sonuçları "Intelligence" dergisine yayımlandı.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Bunları Biliyor musunuz
Ebeveynlerin verdiği eğitimin çocukların zekası üzerindeki etkisinin fazla olmadığı belirlendi.
ABD'de yapılan araştırma, sanılanın aksine ebeveynlerin iyi eğitim vermesinin çocuğun zekasını çok geliştirmediğini, asıl rolü genlerin oynadığını gösterdi.
Florida Üniversitesi'nden Kevin Beaver, daha önceki araştırmaların çocuğun zekasının, akşam kitap okumak gibi ebeveynlerin bazı davranışlarıyla artabileceğini gösterdiğini ancak yaptıkları çalışmanın bunun doğru olmadığını ortaya koyduğunu vurguladı.
Ebeveynlerin eğitimi ve çocuğun zekası arasındaki ilişkiyi araştıran bilim adamları, çalışmaya genetik etkenlerin önemini incelemek üzere evlat edinilmiş gençleri de dahil etti.
Ebeveynlerin davranışlarını değerlendiren, gençleri 18 ve 26 yaşında IQ testine tabi tutan bilim adamları, eğitimin zeka üzerine etkisinin genler kadar olmadığı sonucuna vardı.
Ancak bilim adamları, bu sonuçların çocuklara eğitim verilmesinin bırakılması anlamına gelmediğine, ebeveynlerin eğitiminin dil, kelime hazinesi ve yazma becerisine büyük katkıda bulunduğuna dikkati çekti.
Araştırmanın sonuçları "Intelligence" dergisine yayımlandı.
Son Güncelleme: Salı, 04 Kasım 2014 11:10
Gösterim: 602
Yrd.Doç. Dr. Ümit Söylemez, her konuda olduğu gibi dil öğrenmede de dikkat edilmesi gereken hususların olduğunu, her şeyden önce kişinin güçlü bir öğrenme nedeninin olması gerektiğine vurgu yapıyor. Fatih Üniversitesi Yabancı Diller Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Yakup Çetin ise İngilizce için 1000 kelime öğrenin yeter önerisinde bulunuyor.
Fiziksel sınırların anlam taşımadığı günümüzde kişisel dil ve iletişim becerileri artık dünyanın büyüklüğünü belirliyor. Dolayısıyla bir yabancı dil öğrenmek kişisel ve toplumsal gelişimin olmazsa olmazları arasında. Yabancı dili en kolay öğrenen kişilerin çekinmeyen ve atak kişiler olduğuna dikkat çeken Yrd.Doç. Dr. Ümit Söylemez, her şeyden önce kişinin güçlü bir öğrenme nedeninin olması gerektiğine vurgu yapıyor.
Bilimsel bilginin neredeyse tamamına yakını İngilizce üretilen günümüzde İngilizce eğitiminin neden çok gerekli olduğunu sadece bu neden dahi ortaya koymaya yetiyor. Dünyanın erişilebildiği ve anlaşılabildiği oranda büyük olduğuna dikkat çeken Üsküdar Üniversitesi Yabancı Diller Koordinatörü Yrd. Doç. Dr. Ümit Söylemez, yabancı dilin kişisel ve toplumsal gelişimin olmazsa olmazları arasında olduğuna dikkat çekiyor.
Bir kişinin dil öğrenmesinin mümkün olduğunun altını çizen Söylemez, her konuda olduğu gibi dil öğrenmede de dikkat edilmesi gereken hususların olduğunu belirtiyor.
Güçlü bir öğrenme nedeni olmalı!
‘Yabancı dil öğrenmeye karar verdikten sonra kişinin kendine mutlaka güçlü bir öğrenme nedeni sağlaması ve bunu öncelikli hedef haline getirmesi gerekir’ diyen Söylemez, kişinin gerçekçi ve kısa vadeli hedeflere ulaştıkça bir sonraki aşama için kendinde çok daha büyük güç ve çalışma azmi bulacağını dile getiriyor.
Hata yapmaktan korkmayın!
Dil öğrenme aşamasında kişilerin hata yapmaktan korkmamaları gerektiğini vurgulayan Ümit Söylemez, kimsenin emeklemeden yürüyemeyeceği gibi sınıfların emekleme, hatalar yapma, hatalarından öğrenme ortamı olduğunu belirtiyor. Söylemez, yabancı dili en kolay öğrenen kişilerin ise bu konuda hiç çekinmeden atak davrananlar olduğu hatırlatmasında bulunuyor.
Dil öğrenmek isteyenlere önemli uyarılar
Söylemez dil öğrenmek isteyenlere de şu uyarılarda buluyor:
* En kolay nasıl öğrenirim değil, ‘en iyi nasıl öğrenirim’ in arayışı içinde olun.
* Yaşam boyu size hizmet edecek dil öğrenmede özenli ve gayretli olun.
* Her gün ve düzenli çalışın.
* Bir sonraki gün öğreneceklerinizin garantisi önceki günün birikimleri olduğunu unutmayın.
* Öğrendiğiniz dili ilgi alanlarınızla birleştirin. Öğrenme zevkli hale gelir, verim artar.
* Kendiniz için en uygun çalışma ve öğrenme yöntemlerini keşfedin.
* Kişisel farklılıklarınızın öğrenme tarzınıza yansıyacağının farkında olun.
* Yabancı dil hazırlık sınıfı asla bir kayıp yıl olarak değerlendirilmemeli.
* Dil öğrenmenin insan beyni üzerindeki olumlu etkilerini unutmayın.
İngilizce için 1000 kelime öğrenin yeter
Doç. Dr. Yakup Çetin ise İngilizce için 1000 kelime öğrenin yeter önerisinde bulunuyor.
Fatih Üniversitesi Yabancı Diller Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Yakup Çetin, küreselleşen dünya ile uyumlu olabilmek için dil öğrenmenin vazgeçilmez bir gereklilik olduğunu, ancak uzun yıllar verilen eğitimlerin yetersiz olduğu ve işe yaramadığını vurguladı.
Uzun yıllar süren İngilizce dersleri, özel kurslar, öğretmenlerden alınan eğitimden sonra bile "Konuşamıyorum" diye yakınan bir toplumuz. Türkiye ne yazık ki dil öğrenme konusunda ciddi bir emek harcıyor ancak başarılı olamıyor. Yabancı dil öğrenememenin farklı nedenleri var elbette. Hemen akla şu soru geliyor: İlkokuldan üniversiteye kadar devam eden yabancı dil serüveninde nerede sorun yaşıyoruz, doğru metotları kullanıyor muyuz? Uzmanlar İngilizce öğrenebilmek için 1000 kelime öğrenmenin yeterli olacağı görüşünde.
Ülkemizde dil öğrenme sorunu, hepimizin kabul ettiği bir durum. İlkokuldan başlayarak üniversiteye kadar insanların yakasını bırakmayan büyük ve kaygı verici de bir sorun aynı zamanda. Gelişen iletişim teknolojileri ve yakınlaşan toplumlar dil öğrenmeyi gerekli kılıyor. Fatih Üniversitesi Yabancı Diller Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Yakup Çetin, küreselleşen dünya ile uyumlu olabilmek için dil öğrenmenin vazgeçilmez bir gereklilik olduğunu ancak uzun yıllar verilen eğitimlerin yetersiz olduğu ve işe yaramadığını da vurguladı. Peki, bunun asıl sebebi ve çözüm yolları neler?
’11 YIL YABANCI DİL EĞİTİMİ GÖRÜP KONUŞAMAMAK AYIP’
Doç. Dr. Yakup Çetin, "Bugün yabancı dil öğretimi devlet okullarında ilköğretim 2. sınıfa kadar indi. Küçük yaşta yabancı dil öğrenme ve öğretmenin şüphesiz çok avantajları var. Ancak devlet okullarının çoğunda bunun başarıya ulaşması ne yazık ki pek mümkün değil. Nitekim öğrencilerimizin birçoğunun 11 yıl yabancı dil eğitiminden sonra anladıkları ve konuştukları ortada. ’What’s your name?’ sorusunu öğrencilerin cevaplama başarısı yüzde 100 iken ’How are you?’ sorusunu cevaplama başarısı yüzde 85, ’How old are you?’ sorusunu cevaplama başarısı yüzde 70 ve ’Where are you from?’ sorusunu ise cevaplama başarısı yüzde 65" dedi.
Doç. Dr. Yakup Çetin, devlet okullarında çalışan yabancı dil öğretmenlerinin her şey bir tarafa (okuma, dinleme, konuşma, yazma, dilbilgisi) sadece yabancı dile ait kelimeleri öğretmelerinin bile öğrencilere olumlu yansıyacağına değindi. Çetin, "Özellikle, İngilizcede en çok kullanılan 1000 kelimenin öğrencilere 11 yıl içinde öğretilmesi öğrencilere ileride çok şeyler kazandıracaktır" dedi.
’1000 KELİME ÖĞRENEN İNGİLİZCE ROMANI ANLAR’
Ünlü Dilbilimci Paul Nation’ın araştırmalarına göre İngiliz dilinde en sık geçen 1000 kelimenin öğrenilmesiyle veya öğretilmesiyle konuşmaların yüzde 84.3, romanların yüzde 82.3, gazetelerin yüzde 75.6 ve akademik metinlerin yüzde 73.5’ini anlamak mümkün. Bunun üstüne İngilizcede en çok kullanılan 2000 kelimeyi öğrenebilirsek veya öğretebilirsek aynı kaynakları anlama oranımız sırasıyla yüzde 90.3, yüzde 87.4, yüzde 80.3 ve yüzde 78.1 olacaktır. Bu doğrultuda ’Voice Of America’ haberlerini İngilizce’de en çok kullanılan 1500 kelimeyle vermektedir. Aynı haber kanalının sitesinde İngilizce’de en çok kullanılan 1500 kelimeyi bulmak mümkün.
Doç. Dr. Yakup Çetin, yabancı dil öğretmenlerinin sınıf ortamında İngilizce’de en çok kullanılan 1000 kelimeyi ve belli başlı yapılarını öğrencilerin öğrenme stiline (görsel, işitsel ve kinestetik) uygun bir şekilde çoklu zek? kuramı çerçevesinde eğlenceli yolla öğretmesi gerektiğini söyledi. MEB’in ise bu kelimelerin öğretilmesine yönelik kitaplar hazırlaması gerektiğine değindi.
Doç. Dr. Çetin, "Bunları hazırlamak için mutlaka uzmanlardan yardım almalıdır. Yılda 100 kelime (bu her bir dönem 50 kelime demektir) ve toplamda en çok kullanılan 1000 kelimeyi öğretebilirsek, öğrencilerimiz liseden mezun olduklarında İngilizcede konuşulanların ve yazılanların Paul Nation’ın tespit ettiği gibi yaklaşık %80 fazlasını anlayacaktır ve konuşacaktır. Bu da Türkiye’de yabancı dil adına çok şeyi değiştirecektir. Siz ne dersiniz, denemeye değmez mi?" diye konuştu.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Bunları Biliyor musunuz
Yrd.Doç. Dr. Ümit Söylemez, her konuda olduğu gibi dil öğrenmede de dikkat edilmesi gereken hususların olduğunu, her şeyden önce kişinin güçlü bir öğrenme nedeninin olması gerektiğine vurgu yapıyor. Fatih Üniversitesi Yabancı Diller Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Yakup Çetin ise İngilizce için 1000 kelime öğrenin yeter önerisinde bulunuyor.
Fiziksel sınırların anlam taşımadığı günümüzde kişisel dil ve iletişim becerileri artık dünyanın büyüklüğünü belirliyor. Dolayısıyla bir yabancı dil öğrenmek kişisel ve toplumsal gelişimin olmazsa olmazları arasında. Yabancı dili en kolay öğrenen kişilerin çekinmeyen ve atak kişiler olduğuna dikkat çeken Yrd.Doç. Dr. Ümit Söylemez, her şeyden önce kişinin güçlü bir öğrenme nedeninin olması gerektiğine vurgu yapıyor.
Bilimsel bilginin neredeyse tamamına yakını İngilizce üretilen günümüzde İngilizce eğitiminin neden çok gerekli olduğunu sadece bu neden dahi ortaya koymaya yetiyor. Dünyanın erişilebildiği ve anlaşılabildiği oranda büyük olduğuna dikkat çeken Üsküdar Üniversitesi Yabancı Diller Koordinatörü Yrd. Doç. Dr. Ümit Söylemez, yabancı dilin kişisel ve toplumsal gelişimin olmazsa olmazları arasında olduğuna dikkat çekiyor.
Bir kişinin dil öğrenmesinin mümkün olduğunun altını çizen Söylemez, her konuda olduğu gibi dil öğrenmede de dikkat edilmesi gereken hususların olduğunu belirtiyor.
Güçlü bir öğrenme nedeni olmalı!
‘Yabancı dil öğrenmeye karar verdikten sonra kişinin kendine mutlaka güçlü bir öğrenme nedeni sağlaması ve bunu öncelikli hedef haline getirmesi gerekir’ diyen Söylemez, kişinin gerçekçi ve kısa vadeli hedeflere ulaştıkça bir sonraki aşama için kendinde çok daha büyük güç ve çalışma azmi bulacağını dile getiriyor.
Hata yapmaktan korkmayın!
Dil öğrenme aşamasında kişilerin hata yapmaktan korkmamaları gerektiğini vurgulayan Ümit Söylemez, kimsenin emeklemeden yürüyemeyeceği gibi sınıfların emekleme, hatalar yapma, hatalarından öğrenme ortamı olduğunu belirtiyor. Söylemez, yabancı dili en kolay öğrenen kişilerin ise bu konuda hiç çekinmeden atak davrananlar olduğu hatırlatmasında bulunuyor.
Dil öğrenmek isteyenlere önemli uyarılar
Söylemez dil öğrenmek isteyenlere de şu uyarılarda buluyor:
* En kolay nasıl öğrenirim değil, ‘en iyi nasıl öğrenirim’ in arayışı içinde olun.
* Yaşam boyu size hizmet edecek dil öğrenmede özenli ve gayretli olun.
* Her gün ve düzenli çalışın.
* Bir sonraki gün öğreneceklerinizin garantisi önceki günün birikimleri olduğunu unutmayın.
* Öğrendiğiniz dili ilgi alanlarınızla birleştirin. Öğrenme zevkli hale gelir, verim artar.
* Kendiniz için en uygun çalışma ve öğrenme yöntemlerini keşfedin.
* Kişisel farklılıklarınızın öğrenme tarzınıza yansıyacağının farkında olun.
* Yabancı dil hazırlık sınıfı asla bir kayıp yıl olarak değerlendirilmemeli.
* Dil öğrenmenin insan beyni üzerindeki olumlu etkilerini unutmayın.
İngilizce için 1000 kelime öğrenin yeter
Doç. Dr. Yakup Çetin ise İngilizce için 1000 kelime öğrenin yeter önerisinde bulunuyor.
Fatih Üniversitesi Yabancı Diller Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Yakup Çetin, küreselleşen dünya ile uyumlu olabilmek için dil öğrenmenin vazgeçilmez bir gereklilik olduğunu, ancak uzun yıllar verilen eğitimlerin yetersiz olduğu ve işe yaramadığını vurguladı.
Uzun yıllar süren İngilizce dersleri, özel kurslar, öğretmenlerden alınan eğitimden sonra bile "Konuşamıyorum" diye yakınan bir toplumuz. Türkiye ne yazık ki dil öğrenme konusunda ciddi bir emek harcıyor ancak başarılı olamıyor. Yabancı dil öğrenememenin farklı nedenleri var elbette. Hemen akla şu soru geliyor: İlkokuldan üniversiteye kadar devam eden yabancı dil serüveninde nerede sorun yaşıyoruz, doğru metotları kullanıyor muyuz? Uzmanlar İngilizce öğrenebilmek için 1000 kelime öğrenmenin yeterli olacağı görüşünde.
Ülkemizde dil öğrenme sorunu, hepimizin kabul ettiği bir durum. İlkokuldan başlayarak üniversiteye kadar insanların yakasını bırakmayan büyük ve kaygı verici de bir sorun aynı zamanda. Gelişen iletişim teknolojileri ve yakınlaşan toplumlar dil öğrenmeyi gerekli kılıyor. Fatih Üniversitesi Yabancı Diller Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Yakup Çetin, küreselleşen dünya ile uyumlu olabilmek için dil öğrenmenin vazgeçilmez bir gereklilik olduğunu ancak uzun yıllar verilen eğitimlerin yetersiz olduğu ve işe yaramadığını da vurguladı. Peki, bunun asıl sebebi ve çözüm yolları neler?
’11 YIL YABANCI DİL EĞİTİMİ GÖRÜP KONUŞAMAMAK AYIP’
Doç. Dr. Yakup Çetin, "Bugün yabancı dil öğretimi devlet okullarında ilköğretim 2. sınıfa kadar indi. Küçük yaşta yabancı dil öğrenme ve öğretmenin şüphesiz çok avantajları var. Ancak devlet okullarının çoğunda bunun başarıya ulaşması ne yazık ki pek mümkün değil. Nitekim öğrencilerimizin birçoğunun 11 yıl yabancı dil eğitiminden sonra anladıkları ve konuştukları ortada. ’What’s your name?’ sorusunu öğrencilerin cevaplama başarısı yüzde 100 iken ’How are you?’ sorusunu cevaplama başarısı yüzde 85, ’How old are you?’ sorusunu cevaplama başarısı yüzde 70 ve ’Where are you from?’ sorusunu ise cevaplama başarısı yüzde 65" dedi.
Doç. Dr. Yakup Çetin, devlet okullarında çalışan yabancı dil öğretmenlerinin her şey bir tarafa (okuma, dinleme, konuşma, yazma, dilbilgisi) sadece yabancı dile ait kelimeleri öğretmelerinin bile öğrencilere olumlu yansıyacağına değindi. Çetin, "Özellikle, İngilizcede en çok kullanılan 1000 kelimenin öğrencilere 11 yıl içinde öğretilmesi öğrencilere ileride çok şeyler kazandıracaktır" dedi.
’1000 KELİME ÖĞRENEN İNGİLİZCE ROMANI ANLAR’
Ünlü Dilbilimci Paul Nation’ın araştırmalarına göre İngiliz dilinde en sık geçen 1000 kelimenin öğrenilmesiyle veya öğretilmesiyle konuşmaların yüzde 84.3, romanların yüzde 82.3, gazetelerin yüzde 75.6 ve akademik metinlerin yüzde 73.5’ini anlamak mümkün. Bunun üstüne İngilizcede en çok kullanılan 2000 kelimeyi öğrenebilirsek veya öğretebilirsek aynı kaynakları anlama oranımız sırasıyla yüzde 90.3, yüzde 87.4, yüzde 80.3 ve yüzde 78.1 olacaktır. Bu doğrultuda ’Voice Of America’ haberlerini İngilizce’de en çok kullanılan 1500 kelimeyle vermektedir. Aynı haber kanalının sitesinde İngilizce’de en çok kullanılan 1500 kelimeyi bulmak mümkün.
Doç. Dr. Yakup Çetin, yabancı dil öğretmenlerinin sınıf ortamında İngilizce’de en çok kullanılan 1000 kelimeyi ve belli başlı yapılarını öğrencilerin öğrenme stiline (görsel, işitsel ve kinestetik) uygun bir şekilde çoklu zek? kuramı çerçevesinde eğlenceli yolla öğretmesi gerektiğini söyledi. MEB’in ise bu kelimelerin öğretilmesine yönelik kitaplar hazırlaması gerektiğine değindi.
Doç. Dr. Çetin, "Bunları hazırlamak için mutlaka uzmanlardan yardım almalıdır. Yılda 100 kelime (bu her bir dönem 50 kelime demektir) ve toplamda en çok kullanılan 1000 kelimeyi öğretebilirsek, öğrencilerimiz liseden mezun olduklarında İngilizcede konuşulanların ve yazılanların Paul Nation’ın tespit ettiği gibi yaklaşık %80 fazlasını anlayacaktır ve konuşacaktır. Bu da Türkiye’de yabancı dil adına çok şeyi değiştirecektir. Siz ne dersiniz, denemeye değmez mi?" diye konuştu.
Son Güncelleme: Salı, 14 Ekim 2014 13:30
Gösterim: 1781
Uzmanlar, konuşma tarzının kişinin karakterini ele verdiğini belirtiyor. İşte karşınızdaki kişinin konuşma tarzına göre kişiliği
Kişinin konuşma tarzı iç dünyasının kapılarını aralamada önemli ipuçları veriyor. Uzmanlara göre konuşma tarzı karşımızdaki kişilerin kişiliklerini ele vermekte önemli rol oynuyor. İşte karşınızdaki kişinin konuşma tarzına göre kişiliği
Duyarlı ve duygusal olarak güvenilir insanlar
Bu yapıdaki insanlar genelde konuşurken düşünürler. Bu nedenle gaf yapmamaya ve pot kırmamaya özen gösterirler. Söylediklerini ve kiminle konuştukları konusunda bilinçlidirler. Kolay, anlaşılır ve az, öz konuşurlar. Kendilerini kanıtlamak gibi bir düşünceleri yoktur. Bu tarz insanlar, hem duygusal hem de iş hayatında güvenilirdir.
Konuşurken sizi alaya alan ve küfürlü konuşan insanlar
Bu tarz konuşan insanlar sizin neşelenmeniz için bu tarzda konuştuklarını söylerler. Sürekli olarak takılıyorum kelimesini kullanırlar. Bu tarz insanlar kıskanç, mutsuz kişilerdir.
Konuştuğunuz kelimelerin daima aksini iddia eden kişiler
Bu tarz insanlar, sizi kendine rakip görürler, sizi tehdit olarak algılarlar. Bu nedenle, sürekli olarak kendini ispatlama kavgasına tutuşurlar. Bu tarz insanlar ile iş ya da arkadaşlık yapmamak lazımdır.
Konuşurken başkaları hakkında dedikodu yapanlar
Başkaları hakkında dedikodu yapıp sizin görüşünüzü almaya çalışırlar. Burada ki amaç, bu bilgileri başkaları ile paylaşmaktır. Dedikodu, dedikodudan beslenir. Bu tarz insanlara dikkat etmek, uzak durmak gereklidir. Çünkü, kıskanç ve rekabetçi insanlar bu tarz konuşmaktadır.
Konuşurken sürekli alttan alan ve haklısın diyen kişiler
Sürekli olarak haklı olduğunuzu dile getirirler. Bu tarz insanlar umursamaz ve değer vermeyen kişilerdir. Bencildirler ve hayatları sadece kendileri etrafında döner. Başlarda hoşunuza gitse de zamanla size zarar verirler.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Bunları Biliyor musunuz
Uzmanlar, konuşma tarzının kişinin karakterini ele verdiğini belirtiyor. İşte karşınızdaki kişinin konuşma tarzına göre kişiliği
Kişinin konuşma tarzı iç dünyasının kapılarını aralamada önemli ipuçları veriyor. Uzmanlara göre konuşma tarzı karşımızdaki kişilerin kişiliklerini ele vermekte önemli rol oynuyor. İşte karşınızdaki kişinin konuşma tarzına göre kişiliği
Duyarlı ve duygusal olarak güvenilir insanlar
Bu yapıdaki insanlar genelde konuşurken düşünürler. Bu nedenle gaf yapmamaya ve pot kırmamaya özen gösterirler. Söylediklerini ve kiminle konuştukları konusunda bilinçlidirler. Kolay, anlaşılır ve az, öz konuşurlar. Kendilerini kanıtlamak gibi bir düşünceleri yoktur. Bu tarz insanlar, hem duygusal hem de iş hayatında güvenilirdir.
Konuşurken sizi alaya alan ve küfürlü konuşan insanlar
Bu tarz konuşan insanlar sizin neşelenmeniz için bu tarzda konuştuklarını söylerler. Sürekli olarak takılıyorum kelimesini kullanırlar. Bu tarz insanlar kıskanç, mutsuz kişilerdir.
Konuştuğunuz kelimelerin daima aksini iddia eden kişiler
Bu tarz insanlar, sizi kendine rakip görürler, sizi tehdit olarak algılarlar. Bu nedenle, sürekli olarak kendini ispatlama kavgasına tutuşurlar. Bu tarz insanlar ile iş ya da arkadaşlık yapmamak lazımdır.
Konuşurken başkaları hakkında dedikodu yapanlar
Başkaları hakkında dedikodu yapıp sizin görüşünüzü almaya çalışırlar. Burada ki amaç, bu bilgileri başkaları ile paylaşmaktır. Dedikodu, dedikodudan beslenir. Bu tarz insanlara dikkat etmek, uzak durmak gereklidir. Çünkü, kıskanç ve rekabetçi insanlar bu tarz konuşmaktadır.
Konuşurken sürekli alttan alan ve haklısın diyen kişiler
Sürekli olarak haklı olduğunuzu dile getirirler. Bu tarz insanlar umursamaz ve değer vermeyen kişilerdir. Bencildirler ve hayatları sadece kendileri etrafında döner. Başlarda hoşunuza gitse de zamanla size zarar verirler.
Son Güncelleme: Pazartesi, 03 Kasım 2014 16:14
Gösterim: 1152
Dünyanın en zengini Bill Gates hangi kitapları okuyor?
Forbes dergisinin açıkladığı ''ABD'nin en zengin 400 kişisi'' listesinde Microsoft kurucusu ve eski CEO'su Bill Gates, bu yıl 21. defa listede ilk sırada yer aldı. İşte başucu kitaplarını sıralayan Gates'in listesi...
Dünyanın en zenginleri listesinde ilk sırada yer alan Microsoft kurucusu ve eski CEO'su Bill Gates hangi kitapları okuyor? İşte başucu kitaplarını sıralayan Gates'in listesi...
Tap Dancing to Work: Warren Buffett - 1966-2013
Yazar: Carol J. Loomis
Making the Modern World: Materials and Dematerialization
Yazar: Vaclav Smil
The Sixth Extinction: An Unnatural History
Yazar: Elizabeth Kolbert
Stress Test: Reflections on Financial Crises
Yazar: Timothy F. Geithner
The Better Angels of Our Nature: Why Violence Has Declined
Yazar: Steven Pinker
The Man Who Fed the World
Yazar: Leon Hesser
Business Adventures
Yazar: John Brooks
The Bully Pulpit: Theodore Roosevelt, William Howard Taft and the Golden Age of Journalism
Yazar: Doris Kearns Goodwin
The Rosie Project
Yazar: Graeme Simsion
Kaynak CNNTürk.com
Üst Kategori: ROOT Kategori: Bunları Biliyor musunuz
Dünyanın en zengini Bill Gates hangi kitapları okuyor?
Forbes dergisinin açıkladığı ''ABD'nin en zengin 400 kişisi'' listesinde Microsoft kurucusu ve eski CEO'su Bill Gates, bu yıl 21. defa listede ilk sırada yer aldı. İşte başucu kitaplarını sıralayan Gates'in listesi...
Dünyanın en zenginleri listesinde ilk sırada yer alan Microsoft kurucusu ve eski CEO'su Bill Gates hangi kitapları okuyor? İşte başucu kitaplarını sıralayan Gates'in listesi...
Tap Dancing to Work: Warren Buffett - 1966-2013
Yazar: Carol J. Loomis
Making the Modern World: Materials and Dematerialization
Yazar: Vaclav Smil
The Sixth Extinction: An Unnatural History
Yazar: Elizabeth Kolbert
Stress Test: Reflections on Financial Crises
Yazar: Timothy F. Geithner
The Better Angels of Our Nature: Why Violence Has Declined
Yazar: Steven Pinker
The Man Who Fed the World
Yazar: Leon Hesser
Business Adventures
Yazar: John Brooks
The Bully Pulpit: Theodore Roosevelt, William Howard Taft and the Golden Age of Journalism
Yazar: Doris Kearns Goodwin
The Rosie Project
Yazar: Graeme Simsion
Kaynak CNNTürk.com
Son Güncelleme: Perşembe, 02 Ekim 2014 14:59
Gösterim: 1542