Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Öğretmenlerin ders işleyişini kolaylaştırmak ve öğrencilerin derslerden maksimum verimi almasını sağlamak amacıyla yola çıkan Derslig, 200’den fazla kurum, 201.103 öğretmen ve 886.012 öğrenci tarafından kullanılıyor. Mart ayından bu yana DersligPro’yu 100.000 öğrencinin deneyimlediğini belirten Derslig Kurucusu Mehmet Özdemir, gerçekleştirdikleri uygulamaları, öğretmen, öğrenci ve velilere sundukları hizmetleri artı eğitim’e anlattı.
Pandeminin hız kattığı dijitalleşme, eğitim teknolojileri alanında da pek çok yeniliği beraberinde getirirken sektörün de hızla büyümesini sağladı. Siz bu alanda yatırım yapmaya bunu görerek mi karar verdiniz?
Dünya sürekli bir gelişim ve değişim trendi içinde. Teknolojik gelişmeler, birçok yeniliği de beraberinde getiriyor. Dünya değiştikçe bireyler, toplumlar ve ihtiyaçlar da değişiyor. Gün geçtikçe bireysel, özellikle de kişiselleştirilmiş deneyimlerin büyük önem kazandığını görüyoruz. Araştırmalar, 2020’de 88.33 milyar dolarlık bir pazar olan online eğitim sektörünün 2026 yılında 180.1 milyar dolara ulaşacağını gösteriyor. Dünyada bilişim teknolojileri destekli uzaktan eğitim platformlarının büyüklüğü 80 milyar doları geçmişken Türkiye’de henüz 800 milyon dolarlık bir pazardan bahsediyoruz. Ancak Türkiye’de büyüme hızı dünyadan daha yüksek. Bir öğretmen olarak eğitimci bakış açısıyla bu alanda bazı ihtiyaçların olduğunu ve çalışmayan yöntemlerin kullanıldığını görmemle başladı her şey. Öğretmenlerin ders işleyişini kolaylaştıran ve öğrencilerin derslerden maksimum verimi almasını sağlamak amacıyla yola çıktık ve Derslig’i Haziran 2018’de ortağım Anıl Çalışkol ile birlikte kurduk. Ben matematik öğretmeniyim, Anıl ise bilgisayar mühendisi. Derslig’i ilk zamanlar ortaokul matematik öğretmenleri ve ortaokul öğrencileri kullanıyordu. Kuruluşumuzdan bir süre sonra yine iki çok değerli öğretmen Bülent Bahadır ve İbrahim Sakallıoğlu tarafından kurulmuş, uzun yıllardır eğitim sektöründe varlık gösteren, bu sektöre, öğretmenlere ve öğrencilere birbirinden değerli kaynaklar sunan Hız Şirketler Grubundan yatırım aldık. Bu yatırım, maddi desteğin yanında çok ciddi bir know how kattı bize. Derslig’i diğer yüzlerce öğretmen girişiminden ayıran etmenlerden en önemlisi, Bülent Bahadır ve İbrahim Sakallıoğlu gibi nitelikli eğitimi odağına alan, değerli iki eğitimcinin mentorluğundan yararlanabilmiş olmamız. İlk günden bu yana hep daha iyisini hedefleyerek ilerledik. Bugün geldiğimiz noktada da Derslig, 200’den fazla kurum, 201.103 öğretmen ve 886.012 öğrenci tarafından kullanılıyor. Mart ayından bu yana DersligPro’yu 100.000 öğrenci deneyimledi. Şu an 59.000 veli ise Akıllı Veli Asistanı özelliğini kullanıyor. (https://www.derslig.com/)
Derslig’i öğretmenler ve öğrenciler ağırlıklı olarak hangi amaçlarla kullanıyor?
Derslig, öğretmenlerin aradıkları her içeriğe kategorize edilmiş, editörler tarafından incelenmiş şekilde kolaylıkla erişim sağlayabilecekleri ve aynı zamanda anlamlı öğrenci takibi imkânı da sunan bir platform. Öğrenciler için ise eğlenceli, motive edici, oyunlaştırılmış ve geri bildirim mekanizmaları ile donatılmış bir eğitim platformu. Veliler için en önemli özelliği ve tercih sebebi ise kolay takip edilebilir bir asistan özelliğine sahip olması. Böylece veli, öğrencisi ile ilgili güncel durumu takip edip bilgi sahibi olabiliyor.
ÖĞRENCİLERE ÖZEL VİDEO İÇERİKLERİ
Ders ve konuları öğrenmeyi kolay hale getirmek için neler yapıyorsunuz?
Öncelikle çağımız öğrencilerinin dikkat süreleri çok kısa. Bu sebeple öğretim sürecinde konu anlatımından öğrencinin uzmanlaşmasına kadar olacak süreci tasarlarken çok dikkat ettik. Derslig içeriğinde, öğrencinin sıkılmadan, soluksuz ilerleyebileceği anlatım setleri oluşturduk. Buna dair belirgin bir örnek vermek gerekirse; Derslig içerisinde öğrenci çalışmak istediği dersin ilgili konusu hakkında hazırlanan 40 saniyelik animasyon videoyu izliyor ve sonrasında sistem hemen o 40 saniye ile ilgili bir interaktif soru soruyor. Böylelikle öğrencimiz kendisi dersin içerisinde olmanın tadını çıkarıyor. Aynı zamanda hem tüm videonun bitmesini beklemeden konu anlatımı içerisinde sorularla öğrenme pekiştirilmiş oluyor hem de öğrencinin dikkati diri tutuluyor. İlkokul, ortaokul ve lise konu anlatım videolarının tamamı bu şekilde video içi interaktif sorularla hazırlandı. İlkokul seviyesinde karakter animasyonlu, öyküleyici konu anlatımlarına yer verilirken, ortaokul seviyesinde 2D - 3D motion animasyonlar kullanıldı. Lise seviyesinde ise öğretmen anlatımları ile ilerlendi.
Derslig içerikleri müfredata uygun mu?
İçerikler, Derslig’in birbirinden değerli öğretmenlerin bulunduğu ekibi tarafından hazırlanıyor. MEB’in müfredatına uygun, paralel şekilde gidiyor.
İçerikler her yıl değişiyor mu?
İçerikler çok dinamik bir süreçte geliştiriliyor. Her branşa ait Ar-Ge grubu var ve öğretmenler bu gruplara platform içinden kolayca katılabiliyorlar. İçerikler, yorumlar, platformu geliştirecek tavsiyeler ve bazen de içerikteki hatalar bu gruplarda paylaşılıyor. İçerikler bu sayede sürekli canlı kalıyor ve gelişerek değişiyor.
Öğretmen onay sistemi nasıl işliyor? Belgeleri kim onaylıyor?
Öğretmenler üyelik oluşturduktan sonra ilgili belgeleri uygulama üzerinden paylaşıyorlar, bu belgeler, platformda yetkili editörler tarafından kontrol ediliyor. İkinci bir yöntem olarak ise daha evvel Derslig’e üye olan onaylı öğretmenler, diğer öğretmenlere davet gönderebiliyor.
DERSLİG FARK YARATAN ÖZELLİKLERİ İLE ÖNE ÇIKIYOR
Bu alandaki diğer uygulamalardan farkınız ne?
Senkron oyunlaştırma dediğimiz; öğrencilerin ders çalışma performanslarına göre düzenlenen yarışmalar bulunuyor. Bu yarışmalar canlı olarak yapılıyor. Ayrıca öğrencilerin bu yarışmalardan ve genel performanslarından elde ettikleri puanlarla yarıştıkları öğrenci ligleri sistemi bulunuyor. Derslig’in ayrıştıran bir diğer özellik ise daha önce de bahsettiğim "Akıllı Veli Asistanı”. Bu özellik sayesinde veliler, öğrencilerin aktivitelerini bildiren ve durumuna göre özel önerilerde bulunan bir sistem ile sürekli güncel bilgi edinmiş ve doğru şekilde yönlendirilmiş oluyor. Güçlendirme programı ile de kurumsal olarak Derslig’e üye olan kurumlarda; öğrencilerin kurumda oldukları deneme sınav verileri sisteme işleniyor, platform her bir öğrencinin sonuçlarına bakarak eksiklerini, gereksinimlerini tespit ederek kişiye özel programlar oluşturuyor. Bu aşamada da güçlendirme programı, yüz yüze eğitim ile online eğitimi birbirine bağlayan en güçlü özellik oluyor. Bireysel üyeliklerde ise öğrencinin sistem içinden de ulaşabildiği online deneme sınav dataları baz alınarak her öğrenciye özel çalışma programı oluşturuluyor. Bu özellikle birlikte kurumsal üyeliklere her öğrenciye özel hazırlanan “Akıllı Soru Bankası” hizmetini sunuyoruz. İçeriklerin yanı sıra öğretmenlerimizin sınıf yönetimini, velilerle olan iletişimini ve ders işleyişini kolaylaştıracak, “Akıllı Öğretmen Asistanı” özelliği üzerinde çalışmalarımız sürüyor, önümüzdeki dönemde bu özelliği öğretmenlerimize sunmayı hedefliyoruz. Yine öğretmenlerimiz için “Sanal Sınıf Yönetimi” özelliğimizi geliştirmeye çalışmalarımız devam edecek.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Eğitim Teknolojsi
Öğretmenlerin ders işleyişini kolaylaştırmak ve öğrencilerin derslerden maksimum verimi almasını sağlamak amacıyla yola çıkan Derslig, 200’den fazla kurum, 201.103 öğretmen ve 886.012 öğrenci tarafından kullanılıyor. Mart ayından bu yana DersligPro’yu 100.000 öğrencinin deneyimlediğini belirten Derslig Kurucusu Mehmet Özdemir, gerçekleştirdikleri uygulamaları, öğretmen, öğrenci ve velilere sundukları hizmetleri artı eğitim’e anlattı.
Pandeminin hız kattığı dijitalleşme, eğitim teknolojileri alanında da pek çok yeniliği beraberinde getirirken sektörün de hızla büyümesini sağladı. Siz bu alanda yatırım yapmaya bunu görerek mi karar verdiniz?
Dünya sürekli bir gelişim ve değişim trendi içinde. Teknolojik gelişmeler, birçok yeniliği de beraberinde getiriyor. Dünya değiştikçe bireyler, toplumlar ve ihtiyaçlar da değişiyor. Gün geçtikçe bireysel, özellikle de kişiselleştirilmiş deneyimlerin büyük önem kazandığını görüyoruz. Araştırmalar, 2020’de 88.33 milyar dolarlık bir pazar olan online eğitim sektörünün 2026 yılında 180.1 milyar dolara ulaşacağını gösteriyor. Dünyada bilişim teknolojileri destekli uzaktan eğitim platformlarının büyüklüğü 80 milyar doları geçmişken Türkiye’de henüz 800 milyon dolarlık bir pazardan bahsediyoruz. Ancak Türkiye’de büyüme hızı dünyadan daha yüksek. Bir öğretmen olarak eğitimci bakış açısıyla bu alanda bazı ihtiyaçların olduğunu ve çalışmayan yöntemlerin kullanıldığını görmemle başladı her şey. Öğretmenlerin ders işleyişini kolaylaştıran ve öğrencilerin derslerden maksimum verimi almasını sağlamak amacıyla yola çıktık ve Derslig’i Haziran 2018’de ortağım Anıl Çalışkol ile birlikte kurduk. Ben matematik öğretmeniyim, Anıl ise bilgisayar mühendisi. Derslig’i ilk zamanlar ortaokul matematik öğretmenleri ve ortaokul öğrencileri kullanıyordu. Kuruluşumuzdan bir süre sonra yine iki çok değerli öğretmen Bülent Bahadır ve İbrahim Sakallıoğlu tarafından kurulmuş, uzun yıllardır eğitim sektöründe varlık gösteren, bu sektöre, öğretmenlere ve öğrencilere birbirinden değerli kaynaklar sunan Hız Şirketler Grubundan yatırım aldık. Bu yatırım, maddi desteğin yanında çok ciddi bir know how kattı bize. Derslig’i diğer yüzlerce öğretmen girişiminden ayıran etmenlerden en önemlisi, Bülent Bahadır ve İbrahim Sakallıoğlu gibi nitelikli eğitimi odağına alan, değerli iki eğitimcinin mentorluğundan yararlanabilmiş olmamız. İlk günden bu yana hep daha iyisini hedefleyerek ilerledik. Bugün geldiğimiz noktada da Derslig, 200’den fazla kurum, 201.103 öğretmen ve 886.012 öğrenci tarafından kullanılıyor. Mart ayından bu yana DersligPro’yu 100.000 öğrenci deneyimledi. Şu an 59.000 veli ise Akıllı Veli Asistanı özelliğini kullanıyor. (https://www.derslig.com/)
Derslig’i öğretmenler ve öğrenciler ağırlıklı olarak hangi amaçlarla kullanıyor?
Derslig, öğretmenlerin aradıkları her içeriğe kategorize edilmiş, editörler tarafından incelenmiş şekilde kolaylıkla erişim sağlayabilecekleri ve aynı zamanda anlamlı öğrenci takibi imkânı da sunan bir platform. Öğrenciler için ise eğlenceli, motive edici, oyunlaştırılmış ve geri bildirim mekanizmaları ile donatılmış bir eğitim platformu. Veliler için en önemli özelliği ve tercih sebebi ise kolay takip edilebilir bir asistan özelliğine sahip olması. Böylece veli, öğrencisi ile ilgili güncel durumu takip edip bilgi sahibi olabiliyor.
ÖĞRENCİLERE ÖZEL VİDEO İÇERİKLERİ
Ders ve konuları öğrenmeyi kolay hale getirmek için neler yapıyorsunuz?
Öncelikle çağımız öğrencilerinin dikkat süreleri çok kısa. Bu sebeple öğretim sürecinde konu anlatımından öğrencinin uzmanlaşmasına kadar olacak süreci tasarlarken çok dikkat ettik. Derslig içeriğinde, öğrencinin sıkılmadan, soluksuz ilerleyebileceği anlatım setleri oluşturduk. Buna dair belirgin bir örnek vermek gerekirse; Derslig içerisinde öğrenci çalışmak istediği dersin ilgili konusu hakkında hazırlanan 40 saniyelik animasyon videoyu izliyor ve sonrasında sistem hemen o 40 saniye ile ilgili bir interaktif soru soruyor. Böylelikle öğrencimiz kendisi dersin içerisinde olmanın tadını çıkarıyor. Aynı zamanda hem tüm videonun bitmesini beklemeden konu anlatımı içerisinde sorularla öğrenme pekiştirilmiş oluyor hem de öğrencinin dikkati diri tutuluyor. İlkokul, ortaokul ve lise konu anlatım videolarının tamamı bu şekilde video içi interaktif sorularla hazırlandı. İlkokul seviyesinde karakter animasyonlu, öyküleyici konu anlatımlarına yer verilirken, ortaokul seviyesinde 2D - 3D motion animasyonlar kullanıldı. Lise seviyesinde ise öğretmen anlatımları ile ilerlendi.
Derslig içerikleri müfredata uygun mu?
İçerikler, Derslig’in birbirinden değerli öğretmenlerin bulunduğu ekibi tarafından hazırlanıyor. MEB’in müfredatına uygun, paralel şekilde gidiyor.
İçerikler her yıl değişiyor mu?
İçerikler çok dinamik bir süreçte geliştiriliyor. Her branşa ait Ar-Ge grubu var ve öğretmenler bu gruplara platform içinden kolayca katılabiliyorlar. İçerikler, yorumlar, platformu geliştirecek tavsiyeler ve bazen de içerikteki hatalar bu gruplarda paylaşılıyor. İçerikler bu sayede sürekli canlı kalıyor ve gelişerek değişiyor.
Öğretmen onay sistemi nasıl işliyor? Belgeleri kim onaylıyor?
Öğretmenler üyelik oluşturduktan sonra ilgili belgeleri uygulama üzerinden paylaşıyorlar, bu belgeler, platformda yetkili editörler tarafından kontrol ediliyor. İkinci bir yöntem olarak ise daha evvel Derslig’e üye olan onaylı öğretmenler, diğer öğretmenlere davet gönderebiliyor.
DERSLİG FARK YARATAN ÖZELLİKLERİ İLE ÖNE ÇIKIYOR
Bu alandaki diğer uygulamalardan farkınız ne?
Senkron oyunlaştırma dediğimiz; öğrencilerin ders çalışma performanslarına göre düzenlenen yarışmalar bulunuyor. Bu yarışmalar canlı olarak yapılıyor. Ayrıca öğrencilerin bu yarışmalardan ve genel performanslarından elde ettikleri puanlarla yarıştıkları öğrenci ligleri sistemi bulunuyor. Derslig’in ayrıştıran bir diğer özellik ise daha önce de bahsettiğim "Akıllı Veli Asistanı”. Bu özellik sayesinde veliler, öğrencilerin aktivitelerini bildiren ve durumuna göre özel önerilerde bulunan bir sistem ile sürekli güncel bilgi edinmiş ve doğru şekilde yönlendirilmiş oluyor. Güçlendirme programı ile de kurumsal olarak Derslig’e üye olan kurumlarda; öğrencilerin kurumda oldukları deneme sınav verileri sisteme işleniyor, platform her bir öğrencinin sonuçlarına bakarak eksiklerini, gereksinimlerini tespit ederek kişiye özel programlar oluşturuyor. Bu aşamada da güçlendirme programı, yüz yüze eğitim ile online eğitimi birbirine bağlayan en güçlü özellik oluyor. Bireysel üyeliklerde ise öğrencinin sistem içinden de ulaşabildiği online deneme sınav dataları baz alınarak her öğrenciye özel çalışma programı oluşturuluyor. Bu özellikle birlikte kurumsal üyeliklere her öğrenciye özel hazırlanan “Akıllı Soru Bankası” hizmetini sunuyoruz. İçeriklerin yanı sıra öğretmenlerimizin sınıf yönetimini, velilerle olan iletişimini ve ders işleyişini kolaylaştıracak, “Akıllı Öğretmen Asistanı” özelliği üzerinde çalışmalarımız sürüyor, önümüzdeki dönemde bu özelliği öğretmenlerimize sunmayı hedefliyoruz. Yine öğretmenlerimiz için “Sanal Sınıf Yönetimi” özelliğimizi geliştirmeye çalışmalarımız devam edecek.
Son Güncelleme: Pazartesi, 19 Aralık 2022 12:46
Gösterim: 4601
Pandemi sonrası toparlanma hedeflerinin ve yatırımların kritik dijital dönüşümlere doğru yön aldığı bu dönemde, daha iyi ve daha adil bir dünya vizyonunu gerçeğe dönüştürmek için küresel iş birliği, kararlılık ve kolektif inovasyondan yararlanmak gerekiyor. Uzmanlarsa, bugün alınan kararların sonuçlarının gelecek nesilleri etkileyeceğini ve daha güçlü toplumlar ve ekonomiler inşa etmeyi doğuştan dijital olan nesillere borçlu olduğumuzu söylüyor. Dell Technologies Türkiye Genel Müdürü Işıl Hasdemir, dijtal dönüşümün gerekliliklerini anlattı.
Teknolojiyi dijital geleceğimiz için kapsayıcı ve birleştirici bir köprü olarak nitelendiren Dell Technologies Türkiye Genel Müdürü Işıl Hasdemir, “Pandemi sonrası toparlanma sürecinde yaşanan birçok zorluk var. Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) Küresel Riskler 2022 raporu, 2024 yılına kadar küresel ekonomideki büyümenin, pandemi yaşanmasaydı kaydedeceği büyümeden yüzde 2,3 daha az olacağını ortaya koyuyor. Tabii bu, mevcut küresel, jeopolitik belirsizliklerin, savaşın ve tedirginliğin etkisi hesaba katılmadan yapılan bir değerlendirme. Ancak doğru bir şekilde uygulandığında, teknoloji ve dijital odaklı kuruluşlar bu etkiyi azaltmaya yardımcı olabilir, dünya çapında istihdam ve ekonomik fırsatlar yaratabilir. Küresel ekonomileri yeniden inşa etmeye ve toplumun karşı karşıya olduğu en acil sorunlardan bazılarını ele almaya çalışırken teknoloji, dijital geleceğimiz için kapsayıcı ve birleştirici bir köprü rolünde. Bu köprü, iklim kriziyle boğuşan bir dünyanın değişen ihtiyaçlarını karşılamaya adapte olmamız açısından da özellikle önemli olacak” diyor.
KÜRESEL ZORLUKLARA TEKNOLOJİ DESTEKLİ ÇÖZÜMLER
Günümüzde teknolojinin yalnızca sektörel değil küresel sorunlar için de hayati önem taşıdığına değinen Hasdemir, gelişen teknolojilerin sunabileceği faydaları ise şöyle özetliyor: “Ne yazık ki 2050 yılına kadar yaklaşık 1,2 milyar insanın iklim değişikliği nedeniyle bulundukları yerden ayrılmak zorunda kalabileceği, hem dünyanın refahı hem de insanların geçim kaynakları için hayati öneme sahip ekosistemlerin ciddi önlemler alınmazsa kötüleşmeye devam edeceği tahmin ediliyor. Sıkıntı gerçekten büyük ancak pandemiden çıkardığımız derslerde olduğu gibi, küresel bir soruna gerçekten yatırım yapıp kendimizi bu alana adadığımızda teknolojinin, çözümlere giden yolu hızlandırabileceğini biliyoruz. Teknoloji endüstrisi, bu zorluklarla baş etme ve gerçek bir etki yaratma konusunda gereken kapasiteye sahip. Gelişen teknolojiler kritik yenilikleri olgunlaştırıp güçlendirirken, en çok ihtiyacımız olduğu anda içimizdeki umudu beslememize yardımcı olabilirler. Yapay Zekâ, sağlık hizmetlerinin dönüştürülmesine yardımcı olabilir ve Uç bilgi işlem, çevresel izleme ve iklim modellemesi, ulaşım ve sürdürülebilir kaynak yönetimi için IoT'nin tam kapasitesini açığa çıkarabilir. Ayrıca birçok ülkede 5G bağlantısının yaygınlaşmasıyla, özellikle çoklu bulut altyapısı aracılığıyla sağlam bir siber dayanıklılık ve veri depolama temeli üzerine inşa edildiğinde fırsatlar gerçekten sonsuz.”
MERKEZDE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK ve DİJİTAL EŞİTLİK VAR
Işıl Hasdemir, Dell Technologies olarak toparlanma süreci adına ciddi bir misyon üstlendiklerine de dikkat çekiyor. Hasdemir, “Dell Technologies, toparlanma sürecimizin merkezinde teknolojinin yer almasını sağlamak için iş birliklerine odaklanıyor. Yaptığımız işin merkezinde, sürdürülebilirliği ve dijital eşitliği yarının altyapısının temelleri üzerine inşa etmek yer alıyor. Bunun en güncel örneklerinden biri, Intel ile iş birliği içinde geliştirilen; bileşenleri, anında erişilebilir, ikame edilebilir ve yeniden kullanılabilir hâle getirmenin yenilikçi tasarım fikirlerini araştıran, kaynak kullanımını azaltan ve ekonomide daha fazla döngüsel malzeme tutan kavramsal ürünümüz "Concept Luna". Üretilip satılması için değil, neyin mümkün olabileceğinin test edilmesi için geliştirilen Concept Luna'daki tüm tasarım fikirlerinin gerçekleşmesi durumunda, toplam ürün karbon ayak izinde tahminî yüzde 50 oranında bir azalma görmeyi bekliyoruz. Ancak, teknolojik ilerlemeler her ne kadar bizi bu yolda destekleme gücüne sahip olsa da bu hedefin, insan beceri ve kabiliyetleriyle desteklenmesi gerektiği aşikar” diyor.
İNSANI GELİŞME, DİJİTAL İLERLEME İÇİN KRİTİK BİR EŞİK
Dijital olarak dönüşen ekonomilere ayak uydurmada henüz eksiklerin olduğunu da hatırlatan Hasdemir, kilit noktanın insani gelişme olduğunu vurguluyor: “Teknolojik çözümler bir yana, yakın tarihli küresel bir anket, dünya çapındaki BT liderlerinin yüzde 76'sının, departmanlarında kritik yetenek eksikliği olduğunu ve bu eksikliğin 2019'a göre yalnızca yüzde 3 oranında giderildiğini belirttiğini ortaya koydu. Bu maalesef, hükûmetlerin öngördüğü gibi geleceğin dijital olarak dönüşen ekonomilerine ayak uydurmak için yetersiz ve yavaş kalan bir iyileşme hızına işaret ediyor. Bu yenilikçi çözümler insani gelişmeye dayanıyor. Bu yetenek eksikliğinin giderilmesini sağlamak sektör olarak bizim sorumluluğumuz, ancak bunu tek başımıza başaramayız. Dönüşümsel teknolojilerin tam kapasitesini açığa çıkarmak ve bu faydaları herkesle doğru bir şekilde paylaşmak için, özel ve kamu sektörünün, dijital becerilerin artırılmasını hızlandırmak üzere birlikte çalışması ve uzun vadede teknoloji altyapısı kritik önem taşıyor. Dolayısıyla bu da, yarının ekonomilerine ve geleceğe hazır olmamızı sağlamak için sağlam siber çözümlerle desteklenen 5G, AI ve uç bilgi işlemin benimsenmesi yoluyla teknolojinin gücünü en üst düzeye çıkarmak anlamına geliyor. İnsanların potansiyelini artırmak ve ekonomik ilerleme için sürekli gelişen teknoloji çözümlerimizi maksimize etmek için, yeteneklerimizin benzer bir şekilde ve hızda gelişmesini sağlamalıyız çünkü insani gelişme, dijital ilerlememizde bütünü oluşturan kritik parçalardan biri.”
Üst Kategori: ROOT Kategori: Eğitim Teknolojsi
Pandemi sonrası toparlanma hedeflerinin ve yatırımların kritik dijital dönüşümlere doğru yön aldığı bu dönemde, daha iyi ve daha adil bir dünya vizyonunu gerçeğe dönüştürmek için küresel iş birliği, kararlılık ve kolektif inovasyondan yararlanmak gerekiyor. Uzmanlarsa, bugün alınan kararların sonuçlarının gelecek nesilleri etkileyeceğini ve daha güçlü toplumlar ve ekonomiler inşa etmeyi doğuştan dijital olan nesillere borçlu olduğumuzu söylüyor. Dell Technologies Türkiye Genel Müdürü Işıl Hasdemir, dijtal dönüşümün gerekliliklerini anlattı.
Teknolojiyi dijital geleceğimiz için kapsayıcı ve birleştirici bir köprü olarak nitelendiren Dell Technologies Türkiye Genel Müdürü Işıl Hasdemir, “Pandemi sonrası toparlanma sürecinde yaşanan birçok zorluk var. Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) Küresel Riskler 2022 raporu, 2024 yılına kadar küresel ekonomideki büyümenin, pandemi yaşanmasaydı kaydedeceği büyümeden yüzde 2,3 daha az olacağını ortaya koyuyor. Tabii bu, mevcut küresel, jeopolitik belirsizliklerin, savaşın ve tedirginliğin etkisi hesaba katılmadan yapılan bir değerlendirme. Ancak doğru bir şekilde uygulandığında, teknoloji ve dijital odaklı kuruluşlar bu etkiyi azaltmaya yardımcı olabilir, dünya çapında istihdam ve ekonomik fırsatlar yaratabilir. Küresel ekonomileri yeniden inşa etmeye ve toplumun karşı karşıya olduğu en acil sorunlardan bazılarını ele almaya çalışırken teknoloji, dijital geleceğimiz için kapsayıcı ve birleştirici bir köprü rolünde. Bu köprü, iklim kriziyle boğuşan bir dünyanın değişen ihtiyaçlarını karşılamaya adapte olmamız açısından da özellikle önemli olacak” diyor.
KÜRESEL ZORLUKLARA TEKNOLOJİ DESTEKLİ ÇÖZÜMLER
Günümüzde teknolojinin yalnızca sektörel değil küresel sorunlar için de hayati önem taşıdığına değinen Hasdemir, gelişen teknolojilerin sunabileceği faydaları ise şöyle özetliyor: “Ne yazık ki 2050 yılına kadar yaklaşık 1,2 milyar insanın iklim değişikliği nedeniyle bulundukları yerden ayrılmak zorunda kalabileceği, hem dünyanın refahı hem de insanların geçim kaynakları için hayati öneme sahip ekosistemlerin ciddi önlemler alınmazsa kötüleşmeye devam edeceği tahmin ediliyor. Sıkıntı gerçekten büyük ancak pandemiden çıkardığımız derslerde olduğu gibi, küresel bir soruna gerçekten yatırım yapıp kendimizi bu alana adadığımızda teknolojinin, çözümlere giden yolu hızlandırabileceğini biliyoruz. Teknoloji endüstrisi, bu zorluklarla baş etme ve gerçek bir etki yaratma konusunda gereken kapasiteye sahip. Gelişen teknolojiler kritik yenilikleri olgunlaştırıp güçlendirirken, en çok ihtiyacımız olduğu anda içimizdeki umudu beslememize yardımcı olabilirler. Yapay Zekâ, sağlık hizmetlerinin dönüştürülmesine yardımcı olabilir ve Uç bilgi işlem, çevresel izleme ve iklim modellemesi, ulaşım ve sürdürülebilir kaynak yönetimi için IoT'nin tam kapasitesini açığa çıkarabilir. Ayrıca birçok ülkede 5G bağlantısının yaygınlaşmasıyla, özellikle çoklu bulut altyapısı aracılığıyla sağlam bir siber dayanıklılık ve veri depolama temeli üzerine inşa edildiğinde fırsatlar gerçekten sonsuz.”
MERKEZDE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK ve DİJİTAL EŞİTLİK VAR
Işıl Hasdemir, Dell Technologies olarak toparlanma süreci adına ciddi bir misyon üstlendiklerine de dikkat çekiyor. Hasdemir, “Dell Technologies, toparlanma sürecimizin merkezinde teknolojinin yer almasını sağlamak için iş birliklerine odaklanıyor. Yaptığımız işin merkezinde, sürdürülebilirliği ve dijital eşitliği yarının altyapısının temelleri üzerine inşa etmek yer alıyor. Bunun en güncel örneklerinden biri, Intel ile iş birliği içinde geliştirilen; bileşenleri, anında erişilebilir, ikame edilebilir ve yeniden kullanılabilir hâle getirmenin yenilikçi tasarım fikirlerini araştıran, kaynak kullanımını azaltan ve ekonomide daha fazla döngüsel malzeme tutan kavramsal ürünümüz "Concept Luna". Üretilip satılması için değil, neyin mümkün olabileceğinin test edilmesi için geliştirilen Concept Luna'daki tüm tasarım fikirlerinin gerçekleşmesi durumunda, toplam ürün karbon ayak izinde tahminî yüzde 50 oranında bir azalma görmeyi bekliyoruz. Ancak, teknolojik ilerlemeler her ne kadar bizi bu yolda destekleme gücüne sahip olsa da bu hedefin, insan beceri ve kabiliyetleriyle desteklenmesi gerektiği aşikar” diyor.
İNSANI GELİŞME, DİJİTAL İLERLEME İÇİN KRİTİK BİR EŞİK
Dijital olarak dönüşen ekonomilere ayak uydurmada henüz eksiklerin olduğunu da hatırlatan Hasdemir, kilit noktanın insani gelişme olduğunu vurguluyor: “Teknolojik çözümler bir yana, yakın tarihli küresel bir anket, dünya çapındaki BT liderlerinin yüzde 76'sının, departmanlarında kritik yetenek eksikliği olduğunu ve bu eksikliğin 2019'a göre yalnızca yüzde 3 oranında giderildiğini belirttiğini ortaya koydu. Bu maalesef, hükûmetlerin öngördüğü gibi geleceğin dijital olarak dönüşen ekonomilerine ayak uydurmak için yetersiz ve yavaş kalan bir iyileşme hızına işaret ediyor. Bu yenilikçi çözümler insani gelişmeye dayanıyor. Bu yetenek eksikliğinin giderilmesini sağlamak sektör olarak bizim sorumluluğumuz, ancak bunu tek başımıza başaramayız. Dönüşümsel teknolojilerin tam kapasitesini açığa çıkarmak ve bu faydaları herkesle doğru bir şekilde paylaşmak için, özel ve kamu sektörünün, dijital becerilerin artırılmasını hızlandırmak üzere birlikte çalışması ve uzun vadede teknoloji altyapısı kritik önem taşıyor. Dolayısıyla bu da, yarının ekonomilerine ve geleceğe hazır olmamızı sağlamak için sağlam siber çözümlerle desteklenen 5G, AI ve uç bilgi işlemin benimsenmesi yoluyla teknolojinin gücünü en üst düzeye çıkarmak anlamına geliyor. İnsanların potansiyelini artırmak ve ekonomik ilerleme için sürekli gelişen teknoloji çözümlerimizi maksimize etmek için, yeteneklerimizin benzer bir şekilde ve hızda gelişmesini sağlamalıyız çünkü insani gelişme, dijital ilerlememizde bütünü oluşturan kritik parçalardan biri.”
Son Güncelleme: Pazartesi, 05 Eylül 2022 16:37
Gösterim: 2094
Kunduz, dijitalleşen eğitim dünyasında özel eğitim kurumlarının öğrencilerine zaman ve mekan fark etmeksizin eğitimi ulaştırmasını sağlıyor. Kurumların özellikle soru-çözüm alanındaki ihtiyaçlarına tam karşılık gelen Kunduz, okulların eğitim paketlerinde vazgeçilmez bir uygulama oluyor.
Dijital çağda eğitim dönüşürken özel eğitim kurumları da teknolojiyi eğitime entegre etmek için elinden geleni yapıyor. Dijital panolar, akıllı tahtalar, bilgisayar sınıfları ve teknoloji laboratuvarları bir öğrencinin öğrenim hayatında dokunduğu tüm noktalardaki deneyimini kolaylaştırmak ve geliştirmek için hayatlarımıza giriyor. Bu çözümlerin hepsi öğrencinin okulda geçirdiği zamanda karşısına çıkan yardımcı araçlar. Oysaki öğrencinin ihtiyaçları okul sınırları ile yetinmiyor; okul dışında, evde, kütüphanede veya tatil günlerinde de bir eğitmene ve eğitim çözümüne ihtiyaç duyuyor. Bu etkiyi pandeminin de getirdikleriyle tüm eğitim kurumları ve paydaşları hissetmeye devam ederken, Kunduz; işte tam bu soruna çözüm olarak geliştirilen bir uygulama olarak karşımıza çıkıyor. Öğrenciye sunulan desteği lokasyona ve zamana bağlı olarak kısıtlamayıp tüm öğrencilerin cebindeki özel eğitmen gibi eğitim ihtiyaçlarını karşılıyor.
Kunduz nedir?
Kunduz ortaokul ve lise eğitiminde teknolojiyi kullanarak kişiselleştirilmiş eğitimi herkese erişilebilir kılmayı amaçlayan bir mobil uygulama: en çok kullanılan ürünü olan soru-çözüm ile öğrencilerin ders çalışma rutinlerinde çözemedikleri sorulara 40 bin uzman eğitmen ağı sayesinde 15 dakikada açıklamalı çözüm sunan bir dijital uygulama. Öğrenci takıldığı bir soru olunca bu sorunun fotoğrafını çekiyor, Kunduz mobil uygulamasına yüklüyor ve uzman eğitmenlerimiz bu soruları açıklamalı bir şekilde çözüp öğrenciye ortalama 15 dakika içinde çözümü iletiyor. Öğrencinin çözümde anlamadığı bir nokta kalırsa eğitmenle tekrar iletişime geçebiliyor ve soruyu tam olarak çözebilecek hale gelene kadar eğitmene sorularını iletebiliyor ve eğitmenle soru üzerine tartışabiliyor. Yani öğrenci çalışma masasında olsa da, deneme sınavından çıkışta toplu taşımada olsa da sıcağı sıcağına çalışma rutinini hiç sekteye uğratmadan yanında sürekli bir özel öğretmen varmışcasına çözümlere kavuşabiliyor. Üstelik soru çözüm desteği öğrencilerin özel eğitim maliyetini yıllık 15 bin TL’den 500 TL seviyelerine düşürerek herkese erişilebilir bir eğitim çözümü sunma hedefiyle ilerliyor.
Kunduz’un yeni ürünü Premium içerik ile öğrenciler diledikleri ders ve konudan 15 bin dakikadan fazla videolu konu anlatımına ve binlerce örnek soru ve çözümüne ulaşarak 7 gün 24 saat yanında olan özel öğretmeni varmış gibi eğitime ulaşmasını sağlıyor.
Kunduz’un özel eğitim kurumlarına çözümleri neler?
Yukarıda da bahsettiğimiz gibi öğrencilerin okul dışında da eğitim kaynağına ulaşabiliyor olmaları çok değerli. Özel eğitim kurumları da kendi öğrencilerine bu desteği sunmak istiyorlar. Okullar 8. ve 12. sınıflar başta olmak üzere ortaokul ve lisede her sınıftan öğrencileri için Kunduz’dan faydalanıyorlar. Benzer şekilde Kunduz’la işbirliği yapan birçok butik kurs da bulunuyor. Bu kurumlar Kunduz ile hem verimsiz ve yorucu geçen soru çözüm etütlerini öğrencileri için çok daha kişiselleşmiş, pratik ve kaliteli bir hale getiriyor hem de etüt masraflarını minimuma indiriyor. Yeni sömestr tatilinde de dijital eğitim uygulaması Kunduz okulların eğitim paketlerinde listenin ilk sıralarında yer alıyor.
KURUCULARINDAN KUNDUZ’UN HİKAYESİ
“Kunduz’un tohumları Türkiye’de yatılı bir devlet okulunda atıldı. 3 arkadaş olarak İzmir Fen Lisesi’nde tanıştık. Her yıl milyonlarca öğrencinin hazırlandığı üniversiteye giriş sınavına bu lisede hazırlandık ve birlikte Boğaziçi Üniversitesi’ni kazandık. Türkiye’nin her yerinden ve her kesiminden öğrencinin olduğu bu küçük okulda kaliteli eğitimin aslında herkesin hayatını nasıl değiştirebileceğini görmek bizi Kunduz’u kurmak için bir araya getirdi. Lise ve üniversite arkadaşlarımız ve birçok eğitim sevdalısı ekip arkadaşımız bu değişim serüveninde bize katıldı.
Biz inanıyoruz ki kaliteli eğitimin Anadolu’da küçük bir okulda yarattığı değişim teknolojiyle milyonlara ulaştırılabilir ve bu değişime tüm dünyanın ihtiyacı var. 2018’de Silikon Vadisi’nin önde gelen yatırımcıları bu hayalimizi paylaştı. Şimdi ise Kunduz her yıl daha fazla ülkede öğrencilerin sorularını cevaplayarak büyümeye devam ediyor.”
Üst Kategori: ROOT Kategori: Eğitim Teknolojsi
Kunduz, dijitalleşen eğitim dünyasında özel eğitim kurumlarının öğrencilerine zaman ve mekan fark etmeksizin eğitimi ulaştırmasını sağlıyor. Kurumların özellikle soru-çözüm alanındaki ihtiyaçlarına tam karşılık gelen Kunduz, okulların eğitim paketlerinde vazgeçilmez bir uygulama oluyor.
Dijital çağda eğitim dönüşürken özel eğitim kurumları da teknolojiyi eğitime entegre etmek için elinden geleni yapıyor. Dijital panolar, akıllı tahtalar, bilgisayar sınıfları ve teknoloji laboratuvarları bir öğrencinin öğrenim hayatında dokunduğu tüm noktalardaki deneyimini kolaylaştırmak ve geliştirmek için hayatlarımıza giriyor. Bu çözümlerin hepsi öğrencinin okulda geçirdiği zamanda karşısına çıkan yardımcı araçlar. Oysaki öğrencinin ihtiyaçları okul sınırları ile yetinmiyor; okul dışında, evde, kütüphanede veya tatil günlerinde de bir eğitmene ve eğitim çözümüne ihtiyaç duyuyor. Bu etkiyi pandeminin de getirdikleriyle tüm eğitim kurumları ve paydaşları hissetmeye devam ederken, Kunduz; işte tam bu soruna çözüm olarak geliştirilen bir uygulama olarak karşımıza çıkıyor. Öğrenciye sunulan desteği lokasyona ve zamana bağlı olarak kısıtlamayıp tüm öğrencilerin cebindeki özel eğitmen gibi eğitim ihtiyaçlarını karşılıyor.
Kunduz nedir?
Kunduz ortaokul ve lise eğitiminde teknolojiyi kullanarak kişiselleştirilmiş eğitimi herkese erişilebilir kılmayı amaçlayan bir mobil uygulama: en çok kullanılan ürünü olan soru-çözüm ile öğrencilerin ders çalışma rutinlerinde çözemedikleri sorulara 40 bin uzman eğitmen ağı sayesinde 15 dakikada açıklamalı çözüm sunan bir dijital uygulama. Öğrenci takıldığı bir soru olunca bu sorunun fotoğrafını çekiyor, Kunduz mobil uygulamasına yüklüyor ve uzman eğitmenlerimiz bu soruları açıklamalı bir şekilde çözüp öğrenciye ortalama 15 dakika içinde çözümü iletiyor. Öğrencinin çözümde anlamadığı bir nokta kalırsa eğitmenle tekrar iletişime geçebiliyor ve soruyu tam olarak çözebilecek hale gelene kadar eğitmene sorularını iletebiliyor ve eğitmenle soru üzerine tartışabiliyor. Yani öğrenci çalışma masasında olsa da, deneme sınavından çıkışta toplu taşımada olsa da sıcağı sıcağına çalışma rutinini hiç sekteye uğratmadan yanında sürekli bir özel öğretmen varmışcasına çözümlere kavuşabiliyor. Üstelik soru çözüm desteği öğrencilerin özel eğitim maliyetini yıllık 15 bin TL’den 500 TL seviyelerine düşürerek herkese erişilebilir bir eğitim çözümü sunma hedefiyle ilerliyor.
Kunduz’un yeni ürünü Premium içerik ile öğrenciler diledikleri ders ve konudan 15 bin dakikadan fazla videolu konu anlatımına ve binlerce örnek soru ve çözümüne ulaşarak 7 gün 24 saat yanında olan özel öğretmeni varmış gibi eğitime ulaşmasını sağlıyor.
Kunduz’un özel eğitim kurumlarına çözümleri neler?
Yukarıda da bahsettiğimiz gibi öğrencilerin okul dışında da eğitim kaynağına ulaşabiliyor olmaları çok değerli. Özel eğitim kurumları da kendi öğrencilerine bu desteği sunmak istiyorlar. Okullar 8. ve 12. sınıflar başta olmak üzere ortaokul ve lisede her sınıftan öğrencileri için Kunduz’dan faydalanıyorlar. Benzer şekilde Kunduz’la işbirliği yapan birçok butik kurs da bulunuyor. Bu kurumlar Kunduz ile hem verimsiz ve yorucu geçen soru çözüm etütlerini öğrencileri için çok daha kişiselleşmiş, pratik ve kaliteli bir hale getiriyor hem de etüt masraflarını minimuma indiriyor. Yeni sömestr tatilinde de dijital eğitim uygulaması Kunduz okulların eğitim paketlerinde listenin ilk sıralarında yer alıyor.
KURUCULARINDAN KUNDUZ’UN HİKAYESİ
“Kunduz’un tohumları Türkiye’de yatılı bir devlet okulunda atıldı. 3 arkadaş olarak İzmir Fen Lisesi’nde tanıştık. Her yıl milyonlarca öğrencinin hazırlandığı üniversiteye giriş sınavına bu lisede hazırlandık ve birlikte Boğaziçi Üniversitesi’ni kazandık. Türkiye’nin her yerinden ve her kesiminden öğrencinin olduğu bu küçük okulda kaliteli eğitimin aslında herkesin hayatını nasıl değiştirebileceğini görmek bizi Kunduz’u kurmak için bir araya getirdi. Lise ve üniversite arkadaşlarımız ve birçok eğitim sevdalısı ekip arkadaşımız bu değişim serüveninde bize katıldı.
Biz inanıyoruz ki kaliteli eğitimin Anadolu’da küçük bir okulda yarattığı değişim teknolojiyle milyonlara ulaştırılabilir ve bu değişime tüm dünyanın ihtiyacı var. 2018’de Silikon Vadisi’nin önde gelen yatırımcıları bu hayalimizi paylaştı. Şimdi ise Kunduz her yıl daha fazla ülkede öğrencilerin sorularını cevaplayarak büyümeye devam ediyor.”
Son Güncelleme: Pazartesi, 31 Ocak 2022 17:05
Gösterim: 2412
Boğaziçi Üniversitesi’nde Sanal Gerçeklik Laboratuvarı (BUVIAR) kuruldu. Son teknoloji yapay zekâ ve makine öğrenme metotlarını işleyerek orijinal bilişsel modeller elde edilmesi planlanıyor.
Boğaziçi Üniversitesi Matematik ve Fen Bilimleri Eğitimi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Engin Ader, Psikoloji Bölümü’ndenDr. İnci Ayhan ve Bilgisayar Mühendisliği Bölümü’nden Doç. Dr. Emre Uğur Ekim 2021’de başladıkları Bilimsel Araştırma Projesi kapsamında Sanal Gerçeklik Laboratuvarı’nı (BUVIAR) kurdu. Alanda öne çıkan çalışmaların yapılması hedeflenen BUVIAR’ın aynı zamanda VR teknolojilerine ilgi duyan lisans ve lisansüstü öğrencileri içinde yeni imkânlar sunması hedefleniyor. Burada elde edilen verilerle orijinal bilişsel modeller oluşturmayı hedeflediklerini de belirten Doç. Dr. Engin Ader, BUVIAR’da yapılacak çalışmaları şöyle anlatıyor: Bundan yaklaşık 1,5 sene önce uluslararası bir proje daveti aldığımda fikrin temelleri atılmaya başlandı. Öğretmen adaylarının sanal gerçeklik ortamındaki öğrenme deneyimlerini inceleyen bir projeydi bu. Zaten bir süredir kafamda Öğrenme Bilimleri doktora programı çerçevesinde sanal ve artırılmış gerçeklik ile öğrenme deneyimlerine odaklanabileceğimiz bir araştırma laboratuvarı kurma fikri vardı. Sanal gerçeklik birçok disiplinden araştırmacının çalıştığı bir alan olduğu için üniversitemizde sanal gerçeklik araştırması yapan akademisyenlerin izini sürmeye karar verdim. Psikoloji Bölümü’nden Dr. İnci Ayhan ve Bilgisayar Mühendisliği Bölümü’nden Doç. Dr. Emre Uğur ile yaptığımız toplantılardan sonra Boğaziçi Üniversitesi’nde bir sanal gerçeklik laboratuvarı kurmanın zamanının çoktan geldiğini fark edip harekete geçtik.
“EŞ ZAMANLI FARKLI ÇALIŞMALAR YAPILACAK”
Toplantılarımızdan sonra üniversitemizde disiplinlerarası bir Bilimsel Araştırma Projesi (BAP) başvurusu yapmaya ve bu fonu kullanarak bir sanal gerçeklik laboratuvarı kurmaya karar verdik. Başvuru için hazırladığımız projede üçümüzün ikili gruplar hâlinde yürüteceği üç çalışma var. Mart 2021’de başvurumuzu yaptık ve projemiz kabul edilerek ekimde aktif oldu. Kuzey Kampüs’te laboratuvar olarak kullanmaya uygun, yaklaşık 25 metrekarelik bir oda tahsis edildi. Projede yazdığımız cihaz alımlarını da yılın son aylarında gerçekleştirdik. Çalışmalara başladık. Laboratuvarda eş zamanlı olarak farklı çalışmalar yürüyecek. Böylece mekân ve ekipmandan maksimum verimi de almış olacağız. Bir yandan da bilinirliğimizi artırmak ve genç araştırmacıları bu alana çekmek için plan yapıyoruz. Web sayfamızı oluşturuyoruz. Bir de laboratuvarımız için logo yarışması başlattık ve üniversitede çağrı yaptık.
“ÇALIŞARAK BÜYÜMEYİ PLANLIYORUZ”
Bizlerin yanı sıra genç pırıl pırıl bir ekibimiz var. Bizim dışımızda BAP projemizin, eğitim teknolojileri alanında yüksek lisans eğitimini sürdüren tam zamanlı bir asistanı var. Yine Bilişsel Bilim ve Psikoloji yüksek lisans programlarından çalışmalarda yer alacak öğrencilerimiz var. Bilgisayar Mühendisliği’nden de son sınıfta bitirme projelerinde sanal gerçeklik çalışacak öğrenciler var. Zaten ilk duyurularımızdan hemen sonra hem üniversite içinden hem de farklı üniversitelerden bu alana ilgi duyan öğrenciler de bizimle irtibata geçmeye başladılar. Biz de bir yandan farklı proje fikirleri üzerinde çalışıyoruz. Yeni projeler laboratuvara yeni ekiplerin de gelmesini sağlayabilir. Çalışarak büyümeyi planlıyoruz.
“ORİJİNAL BİLİŞSEL MODELLER OLUŞTURMAYI HEDEFLİYORUZ”
BUVIAR’da farklı birçok çalışma yürütülecek. Ben özellikle öğretmenlerin ve öğretmen adaylarının sanal gerçeklik ortamındaki öğrenme ve bu esnadaki planlama, izleme, kontrol ve değerlendirme süreçlerini inceleyeceğim. Bunu yaparken birçok kaynaktan veri toplama hedefim var. Kişilerin deneyimlerini incelerken hareketlerini, seslendirdikleri düşüncelerini, bakışlarının odaklandığı noktaları, kalp atışı, terleme gibi fizyolojik değişkenlerini uygun yöntemlerle bir araya getirerek öğrenme süreçlerini daha iyi anlamak ve elbette sonrasında buna uygun ortam ve deneyim tasarımı yapmak gibi hedeflerim var. Bilişsel bilimler çalışmalarımızda insanların farklı bilişsel fonksiyonlarını, insanlara sanal gerçeklik ortamında farklı vücutlar vererek ya da görsel algı şeklini değiştirerek incelemeyi planlıyoruz. Ayrıca sanal gerçeklik teknolojisinin,öğretmen adaylarının planlama, izleme, kontrol ve değerlendirme süreçlerine dayalı öğrenmesini incelemek için kullanılmasını da hedefliyoruz. Sanal gerçeklik deneylerimiz sırasında insandan elde ettiğimizveriyi, son teknoloji yapay zekâ ve makine öğrenme metotları ile işleyerek orijinal bilişsel modeller elde etmeyi planlıyoruz. Bu modelleri eğitim ve insan-robot etkileşimi gibi alanlarda kullanmayı hedefliyoruz.
“TÜM BİLEŞENLERİNE ZENGİN İMKÂNLAR SAĞLAYACAK”
Matematik eğitimi ve öğrenme bilimleri alanlarında çalışan bir akademisyen olarak teknolojinin bizi getirdiği ve ileride götüreceği bağlamlarda ve uygun araçlarla “öğrenme” üzerine çalışırken laboratuvarımızın büyük katkı sağlayacağını düşünüyorum. Öğretmen eğitiminde sanal gerçeklik, artırılmış gerçeklik giderek daha fazla yer bulacak ve öğretmenlerin gelişimini zenginleştirecek. Bunun yanında araştırma ve geliştirme açısından da BUVIAR, üniversitemizin tüm bileşenlerine zengin imkânlar sağlayacak. Şu anda daha başlangıç evresindeyiz. Hem ekipman hem de yöntemsel olarak araştırmalarımızın gelişeceğini düşünüyorum. Ayrıca bu şekilde bir laboratuvar çatısı altında bir araya gelmek, farklı alanlardan hocalarımızın işbirliği yapması için de fırsatlar sunacak.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Eğitim Teknolojsi
Boğaziçi Üniversitesi’nde Sanal Gerçeklik Laboratuvarı (BUVIAR) kuruldu. Son teknoloji yapay zekâ ve makine öğrenme metotlarını işleyerek orijinal bilişsel modeller elde edilmesi planlanıyor.
Boğaziçi Üniversitesi Matematik ve Fen Bilimleri Eğitimi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Engin Ader, Psikoloji Bölümü’ndenDr. İnci Ayhan ve Bilgisayar Mühendisliği Bölümü’nden Doç. Dr. Emre Uğur Ekim 2021’de başladıkları Bilimsel Araştırma Projesi kapsamında Sanal Gerçeklik Laboratuvarı’nı (BUVIAR) kurdu. Alanda öne çıkan çalışmaların yapılması hedeflenen BUVIAR’ın aynı zamanda VR teknolojilerine ilgi duyan lisans ve lisansüstü öğrencileri içinde yeni imkânlar sunması hedefleniyor. Burada elde edilen verilerle orijinal bilişsel modeller oluşturmayı hedeflediklerini de belirten Doç. Dr. Engin Ader, BUVIAR’da yapılacak çalışmaları şöyle anlatıyor: Bundan yaklaşık 1,5 sene önce uluslararası bir proje daveti aldığımda fikrin temelleri atılmaya başlandı. Öğretmen adaylarının sanal gerçeklik ortamındaki öğrenme deneyimlerini inceleyen bir projeydi bu. Zaten bir süredir kafamda Öğrenme Bilimleri doktora programı çerçevesinde sanal ve artırılmış gerçeklik ile öğrenme deneyimlerine odaklanabileceğimiz bir araştırma laboratuvarı kurma fikri vardı. Sanal gerçeklik birçok disiplinden araştırmacının çalıştığı bir alan olduğu için üniversitemizde sanal gerçeklik araştırması yapan akademisyenlerin izini sürmeye karar verdim. Psikoloji Bölümü’nden Dr. İnci Ayhan ve Bilgisayar Mühendisliği Bölümü’nden Doç. Dr. Emre Uğur ile yaptığımız toplantılardan sonra Boğaziçi Üniversitesi’nde bir sanal gerçeklik laboratuvarı kurmanın zamanının çoktan geldiğini fark edip harekete geçtik.
“EŞ ZAMANLI FARKLI ÇALIŞMALAR YAPILACAK”
Toplantılarımızdan sonra üniversitemizde disiplinlerarası bir Bilimsel Araştırma Projesi (BAP) başvurusu yapmaya ve bu fonu kullanarak bir sanal gerçeklik laboratuvarı kurmaya karar verdik. Başvuru için hazırladığımız projede üçümüzün ikili gruplar hâlinde yürüteceği üç çalışma var. Mart 2021’de başvurumuzu yaptık ve projemiz kabul edilerek ekimde aktif oldu. Kuzey Kampüs’te laboratuvar olarak kullanmaya uygun, yaklaşık 25 metrekarelik bir oda tahsis edildi. Projede yazdığımız cihaz alımlarını da yılın son aylarında gerçekleştirdik. Çalışmalara başladık. Laboratuvarda eş zamanlı olarak farklı çalışmalar yürüyecek. Böylece mekân ve ekipmandan maksimum verimi de almış olacağız. Bir yandan da bilinirliğimizi artırmak ve genç araştırmacıları bu alana çekmek için plan yapıyoruz. Web sayfamızı oluşturuyoruz. Bir de laboratuvarımız için logo yarışması başlattık ve üniversitede çağrı yaptık.
“ÇALIŞARAK BÜYÜMEYİ PLANLIYORUZ”
Bizlerin yanı sıra genç pırıl pırıl bir ekibimiz var. Bizim dışımızda BAP projemizin, eğitim teknolojileri alanında yüksek lisans eğitimini sürdüren tam zamanlı bir asistanı var. Yine Bilişsel Bilim ve Psikoloji yüksek lisans programlarından çalışmalarda yer alacak öğrencilerimiz var. Bilgisayar Mühendisliği’nden de son sınıfta bitirme projelerinde sanal gerçeklik çalışacak öğrenciler var. Zaten ilk duyurularımızdan hemen sonra hem üniversite içinden hem de farklı üniversitelerden bu alana ilgi duyan öğrenciler de bizimle irtibata geçmeye başladılar. Biz de bir yandan farklı proje fikirleri üzerinde çalışıyoruz. Yeni projeler laboratuvara yeni ekiplerin de gelmesini sağlayabilir. Çalışarak büyümeyi planlıyoruz.
“ORİJİNAL BİLİŞSEL MODELLER OLUŞTURMAYI HEDEFLİYORUZ”
BUVIAR’da farklı birçok çalışma yürütülecek. Ben özellikle öğretmenlerin ve öğretmen adaylarının sanal gerçeklik ortamındaki öğrenme ve bu esnadaki planlama, izleme, kontrol ve değerlendirme süreçlerini inceleyeceğim. Bunu yaparken birçok kaynaktan veri toplama hedefim var. Kişilerin deneyimlerini incelerken hareketlerini, seslendirdikleri düşüncelerini, bakışlarının odaklandığı noktaları, kalp atışı, terleme gibi fizyolojik değişkenlerini uygun yöntemlerle bir araya getirerek öğrenme süreçlerini daha iyi anlamak ve elbette sonrasında buna uygun ortam ve deneyim tasarımı yapmak gibi hedeflerim var. Bilişsel bilimler çalışmalarımızda insanların farklı bilişsel fonksiyonlarını, insanlara sanal gerçeklik ortamında farklı vücutlar vererek ya da görsel algı şeklini değiştirerek incelemeyi planlıyoruz. Ayrıca sanal gerçeklik teknolojisinin,öğretmen adaylarının planlama, izleme, kontrol ve değerlendirme süreçlerine dayalı öğrenmesini incelemek için kullanılmasını da hedefliyoruz. Sanal gerçeklik deneylerimiz sırasında insandan elde ettiğimizveriyi, son teknoloji yapay zekâ ve makine öğrenme metotları ile işleyerek orijinal bilişsel modeller elde etmeyi planlıyoruz. Bu modelleri eğitim ve insan-robot etkileşimi gibi alanlarda kullanmayı hedefliyoruz.
“TÜM BİLEŞENLERİNE ZENGİN İMKÂNLAR SAĞLAYACAK”
Matematik eğitimi ve öğrenme bilimleri alanlarında çalışan bir akademisyen olarak teknolojinin bizi getirdiği ve ileride götüreceği bağlamlarda ve uygun araçlarla “öğrenme” üzerine çalışırken laboratuvarımızın büyük katkı sağlayacağını düşünüyorum. Öğretmen eğitiminde sanal gerçeklik, artırılmış gerçeklik giderek daha fazla yer bulacak ve öğretmenlerin gelişimini zenginleştirecek. Bunun yanında araştırma ve geliştirme açısından da BUVIAR, üniversitemizin tüm bileşenlerine zengin imkânlar sağlayacak. Şu anda daha başlangıç evresindeyiz. Hem ekipman hem de yöntemsel olarak araştırmalarımızın gelişeceğini düşünüyorum. Ayrıca bu şekilde bir laboratuvar çatısı altında bir araya gelmek, farklı alanlardan hocalarımızın işbirliği yapması için de fırsatlar sunacak.
Son Güncelleme: Cuma, 18 Şubat 2022 14:30
Gösterim: 2046
Yazılım Sektöründe İş Arıyor musun? Yazılım Kariyerine Uzmanlaşarak Başla!
Dinamik bir sektör olan yazılım sektörü her geçen gün gelişiyor, büyüyor ve değişiyor. Bu parametrelere göre yeni iş fırsatlarına her geçen gün daha fazla insan adım atmaya çalışıyor. Fakat çoğu kişi öncelikle nereden başlaması gerektiğini bilmediği için yazılım sektörünün fırsatlarına erişemeden yarı yolda hayallerinden vaz geçiyor.
Yazılım sektörü serüvenine başlarken insanlar birçok zorlukla karşılaşıyor. Nereden başlamalıyım, hangi yazılım dillerini öğrenmeliyim, ne kadar süre çalışmalıyım, işin getiri ve götürüleri neler, yaptığım işte ne kadar süre çalışabilirim, nasıl güncel kalabilirim, yazılım şirketlerine nasıl başvurmalıyım vs. gibi sorular ve daha fazlasını düşünüyor, daha sonrasında yazılım sektörüne atılmadan kişiler yazılımdan vaz geçiyor.
Senin de kafanda yazılım sektörüne geçiş yapmak var ama nereden başlayacağını bilmiyorsan, sana sunacağımız fırsatı kaçırma. Yazılımcı olma yolunda ilerleyeceğin bu yolculukta bizimle gerçek hayat uygulamalarını deneyimleyerek kariyerine uzmanlaşarak başlayabilirsin.
Yazılım eğitimine bizimle başlayarak eğitim serüvenini yeni bir iş serüvenine çevirmene yardım edebiliriz:
* 4 ay süreli, online ve canlı eğitim
* Önceden kod bilginin olmasına gerek yok
* Eğitimlere hafta içi ya da hafta sonu katılabilirsin.
* Bursluluk olanaklarından faydalan
* İşe yerleşemezsen ücretini iade al
* En çok tercih edilen eğitmenlerden eğitim al
400 saatten fazla eğitim, gelişim, uygulama, materyal ve araçlar vasıtasıyla 650 kişi ile yazılım yolculuğuna başladığımız bu serüvende eğitimden sonra işe başlayan %90 kişi ile kariyerine yazılım konusunda uzmanlaşarak başlayan tüm kursiyerlerimizi kutluyoruz.
Ayrıcalıklı olanaklarımız senin adına en ideali için çalışır:
* Tercih edilen eğitmenler ile eğitim - Global eğitim platformlarında ortalama 4.8/5 ortalama skor
* Grup şirketlerimizde iş olanakları - Agito | Enocta | Poliversity | Tobeto
* Anlaşmalı kurumlarda iş olanakları - Finans | Perakende | IT | Eğitim
* Kariyere hazırlayan eğitim - Gerçek iş uygulamaları | Danışmanlık | Simülasyonlar
* Canlı Danışmanlık - Canlı Destek
* Networking - Profesyoneller ile Tanışma | Sektörel Buluşmalar
Gerçek hayatta yazılımcılardan neler istendiğini çok iyi biliriz, potansiyelini en iyi şekilde değerlendirerek seni hazırlar, daha fazla pratik ile güçlendiririz.
Yazılım sektörüne adım atacağın bu fırsatı konuşmak için bize Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir. e-posta adresinden e-posta göndererek veya +90 (216) 445 07 25 telefon numarasından bizi arayarak sorularını sorabilirsin. Senin ihtiyaçlarını ve beklentilerini konuşalım ve en doğru kararı vermene yardımcı olalım.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Eğitim Teknolojsi
Yazılım Sektöründe İş Arıyor musun? Yazılım Kariyerine Uzmanlaşarak Başla!
Dinamik bir sektör olan yazılım sektörü her geçen gün gelişiyor, büyüyor ve değişiyor. Bu parametrelere göre yeni iş fırsatlarına her geçen gün daha fazla insan adım atmaya çalışıyor. Fakat çoğu kişi öncelikle nereden başlaması gerektiğini bilmediği için yazılım sektörünün fırsatlarına erişemeden yarı yolda hayallerinden vaz geçiyor.
Yazılım sektörü serüvenine başlarken insanlar birçok zorlukla karşılaşıyor. Nereden başlamalıyım, hangi yazılım dillerini öğrenmeliyim, ne kadar süre çalışmalıyım, işin getiri ve götürüleri neler, yaptığım işte ne kadar süre çalışabilirim, nasıl güncel kalabilirim, yazılım şirketlerine nasıl başvurmalıyım vs. gibi sorular ve daha fazlasını düşünüyor, daha sonrasında yazılım sektörüne atılmadan kişiler yazılımdan vaz geçiyor.
Senin de kafanda yazılım sektörüne geçiş yapmak var ama nereden başlayacağını bilmiyorsan, sana sunacağımız fırsatı kaçırma. Yazılımcı olma yolunda ilerleyeceğin bu yolculukta bizimle gerçek hayat uygulamalarını deneyimleyerek kariyerine uzmanlaşarak başlayabilirsin.
Yazılım eğitimine bizimle başlayarak eğitim serüvenini yeni bir iş serüvenine çevirmene yardım edebiliriz:
* 4 ay süreli, online ve canlı eğitim
* Önceden kod bilginin olmasına gerek yok
* Eğitimlere hafta içi ya da hafta sonu katılabilirsin.
* Bursluluk olanaklarından faydalan
* İşe yerleşemezsen ücretini iade al
* En çok tercih edilen eğitmenlerden eğitim al
400 saatten fazla eğitim, gelişim, uygulama, materyal ve araçlar vasıtasıyla 650 kişi ile yazılım yolculuğuna başladığımız bu serüvende eğitimden sonra işe başlayan %90 kişi ile kariyerine yazılım konusunda uzmanlaşarak başlayan tüm kursiyerlerimizi kutluyoruz.
Ayrıcalıklı olanaklarımız senin adına en ideali için çalışır:
* Tercih edilen eğitmenler ile eğitim - Global eğitim platformlarında ortalama 4.8/5 ortalama skor
* Grup şirketlerimizde iş olanakları - Agito | Enocta | Poliversity | Tobeto
* Anlaşmalı kurumlarda iş olanakları - Finans | Perakende | IT | Eğitim
* Kariyere hazırlayan eğitim - Gerçek iş uygulamaları | Danışmanlık | Simülasyonlar
* Canlı Danışmanlık - Canlı Destek
* Networking - Profesyoneller ile Tanışma | Sektörel Buluşmalar
Gerçek hayatta yazılımcılardan neler istendiğini çok iyi biliriz, potansiyelini en iyi şekilde değerlendirerek seni hazırlar, daha fazla pratik ile güçlendiririz.
Yazılım sektörüne adım atacağın bu fırsatı konuşmak için bize Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir. e-posta adresinden e-posta göndererek veya +90 (216) 445 07 25 telefon numarasından bizi arayarak sorularını sorabilirsin. Senin ihtiyaçlarını ve beklentilerini konuşalım ve en doğru kararı vermene yardımcı olalım.
Son Güncelleme: Salı, 25 Ocak 2022 10:59
Gösterim: 1805

