Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Liselerde şiddeti bitirecek 10 bin müzakereci öğrenci geliyor

 İzmir'de 2006 yılında sadece tek bir lisede başlayan ve öğrenciler arasındaki anlaşmazlıkları şiddetle değil, müzakere ederek çözmeyi hedefleyen mükazereci öğrenci yetiştirme projesi giderek büyüyor. Bugün Buca ilçesindeki bütün liselerde uygulanan proje, başta İzmir olmak üzere birçok ilin Milli Eğitim müdürlüğünün dikkatini çekti.

Projenin mimarı olan Dokuz Eylül Üniversitesi Anlaşmazlık Çözümü Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Abbas Türnüklü, "Projeyle lise öğrencileri arasındaki sorunların yüzde 94'ü tatlıya bağlandı. Hedefimiz, 10 bin müzakereci öğrenci yetiştirmek." dedi. Projenin başladığı Aybars Hikmet Karabacak Lisesi'nde arabuluculuk eğitimini tamamlayan 208 öğrenciye de sertifika verildi.

Prof. Dr. Abbas Türnüklü, Buca'daki lisede 2006 yılında başlatılan projenin örnek sonuçlara ulaştığını belirtti. Okulda çeşitli bölgelerden gelen, sosyoekonomik düzeyi düşük, çok farklı kültürden öğrencilerin bulunduğunu bildiren Türnüklü, dolayısıyla öğrenciler arasında anlaşmazlık yaşanmasına yol açabilecek sebeplerin bulunduğuna işaret etti. Türnüklü, bu kapsamda her yıl öğretmenlerle 9. sınıf öğrencilerine anlaşmazlıkların doğasını, anlaşmazlığın kötü olmadığını, iletişim becerilerini, öfke yönetimini ve akran arabuluculuğunu anlattıklarını ifade etti.

Proje, Buca ilçesindeki 18 lisede uygulanıyor. Projenin başladığı lise olan Aybars Hikmet Karabacak Lisesi'nde 208 öğrenci daha müzakerecilik eğitimini başarıyla tamamlayarak sertifika aldı. Törende konuşan Türnüklü, 2006 yılında bir hayalle yola çıktıklarını belirterek, "Bir liseyi değiştirmek için yola çıktık. Bugün 18 liseyle yolumuza devam ediyoruz. Liselerde şiddeti azaltmak, önlemek, dönüştürmek ve yapıcı barışçıl yollarla yönetebilmek için öğrencilere arabuluculuk becerileri kazandırmaya karar verdik. 30 saatlik eğitimi başarıyla tamamlayan 208 öğrencimize sertifikalarını veriyoruz." diye konuştu.

Buca İlçe Milli Eğitim Müdürü Recep Yanık da beş yıl sürecek projenin son derece faydalı olacağını belirterek, "Bu eğitimi alan öğrencilerimizin barış ve uzlaşmaya katkı vereceğine inanıyoruz. Öğrencilerimiz, anlaşmazlıkları barışçıl yöntemlerle çözmeyi öğreniyor." diye konuştu. Projeye destek olan DEÜ Sürekli Eğitim Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Cemile Gürçay ise projenin içerisinde yer almaktan çok mutlu olduğunu belirterek, bu proje ile toplumsal kültürdeki barış, uzlaşma ve birlikte yaşama becerilerinin bir problem çözme beceresi olarak öğrencilere eğitim ortamında verilmesinin çok anlamlı olduğunu ifade etti.

Okulun 12. sınıf öğrencisi ve "akran arabulucu" olarak görev yapan Buse Ergüldü, aldığı arabuluculuk eğitiminin, okuldaki akranları arasında çıkan anlaşmazlıkları çözmede yardımcı olduğunu bildirdi. Ergüldü, bu eğitimin okul dışında karşılaştığı anlaşmazlıkları da çözme imkanı sağladığını ifade etti. Ergüldü, şöyle konuştu: "Annemle babamın kavgasında arabulucu oldum. Bir tartışmalarında babamı sakinleştirmek için başka bir odaya götürdüm. Onunla konuştum, sorun ve çözüme yönelik sorular sordum. Sonra annemin yanına götürdüm. Konuştular, çözüm için ne istediklerini sordum ve çözüme ulaştılar. İki üç senedir annemle babam bir problem yaşamıyor. Şimdi babam ne zaman sinirlense odaya götürüyorum. Böylece ailemi kopmaktan kurtardığıma inanıyorum."

Arabulucu öğrencilerin bugüne kadar müdahale ettiği anlaşmazlıkların yüzde 94'ü barışçıl yollarla çözüldü

> 10 bin müzakereci öğrenci geliyor

Liselerde şiddeti bitirecek 10 bin müzakereci öğrenci geliyor

 İzmir'de 2006 yılında sadece tek bir lisede başlayan ve öğrenciler arasındaki anlaşmazlıkları şiddetle değil, müzakere ederek çözmeyi hedefleyen mükazereci öğrenci yetiştirme projesi giderek büyüyor. Bugün Buca ilçesindeki bütün liselerde uygulanan proje, başta İzmir olmak üzere birçok ilin Milli Eğitim müdürlüğünün dikkatini çekti.

Projenin mimarı olan Dokuz Eylül Üniversitesi Anlaşmazlık Çözümü Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Abbas Türnüklü, "Projeyle lise öğrencileri arasındaki sorunların yüzde 94'ü tatlıya bağlandı. Hedefimiz, 10 bin müzakereci öğrenci yetiştirmek." dedi. Projenin başladığı Aybars Hikmet Karabacak Lisesi'nde arabuluculuk eğitimini tamamlayan 208 öğrenciye de sertifika verildi.

Prof. Dr. Abbas Türnüklü, Buca'daki lisede 2006 yılında başlatılan projenin örnek sonuçlara ulaştığını belirtti. Okulda çeşitli bölgelerden gelen, sosyoekonomik düzeyi düşük, çok farklı kültürden öğrencilerin bulunduğunu bildiren Türnüklü, dolayısıyla öğrenciler arasında anlaşmazlık yaşanmasına yol açabilecek sebeplerin bulunduğuna işaret etti. Türnüklü, bu kapsamda her yıl öğretmenlerle 9. sınıf öğrencilerine anlaşmazlıkların doğasını, anlaşmazlığın kötü olmadığını, iletişim becerilerini, öfke yönetimini ve akran arabuluculuğunu anlattıklarını ifade etti.

Proje, Buca ilçesindeki 18 lisede uygulanıyor. Projenin başladığı lise olan Aybars Hikmet Karabacak Lisesi'nde 208 öğrenci daha müzakerecilik eğitimini başarıyla tamamlayarak sertifika aldı. Törende konuşan Türnüklü, 2006 yılında bir hayalle yola çıktıklarını belirterek, "Bir liseyi değiştirmek için yola çıktık. Bugün 18 liseyle yolumuza devam ediyoruz. Liselerde şiddeti azaltmak, önlemek, dönüştürmek ve yapıcı barışçıl yollarla yönetebilmek için öğrencilere arabuluculuk becerileri kazandırmaya karar verdik. 30 saatlik eğitimi başarıyla tamamlayan 208 öğrencimize sertifikalarını veriyoruz." diye konuştu.

Buca İlçe Milli Eğitim Müdürü Recep Yanık da beş yıl sürecek projenin son derece faydalı olacağını belirterek, "Bu eğitimi alan öğrencilerimizin barış ve uzlaşmaya katkı vereceğine inanıyoruz. Öğrencilerimiz, anlaşmazlıkları barışçıl yöntemlerle çözmeyi öğreniyor." diye konuştu. Projeye destek olan DEÜ Sürekli Eğitim Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Cemile Gürçay ise projenin içerisinde yer almaktan çok mutlu olduğunu belirterek, bu proje ile toplumsal kültürdeki barış, uzlaşma ve birlikte yaşama becerilerinin bir problem çözme beceresi olarak öğrencilere eğitim ortamında verilmesinin çok anlamlı olduğunu ifade etti.

Okulun 12. sınıf öğrencisi ve "akran arabulucu" olarak görev yapan Buse Ergüldü, aldığı arabuluculuk eğitiminin, okuldaki akranları arasında çıkan anlaşmazlıkları çözmede yardımcı olduğunu bildirdi. Ergüldü, bu eğitimin okul dışında karşılaştığı anlaşmazlıkları da çözme imkanı sağladığını ifade etti. Ergüldü, şöyle konuştu: "Annemle babamın kavgasında arabulucu oldum. Bir tartışmalarında babamı sakinleştirmek için başka bir odaya götürdüm. Onunla konuştum, sorun ve çözüme yönelik sorular sordum. Sonra annemin yanına götürdüm. Konuştular, çözüm için ne istediklerini sordum ve çözüme ulaştılar. İki üç senedir annemle babam bir problem yaşamıyor. Şimdi babam ne zaman sinirlense odaya götürüyorum. Böylece ailemi kopmaktan kurtardığıma inanıyorum."

Arabulucu öğrencilerin bugüne kadar müdahale ettiği anlaşmazlıkların yüzde 94'ü barışçıl yollarla çözüldü

Son Güncelleme: Pazartesi, 16 Nisan 2012 13:57

Gösterim: 2597

Liselerde şiddeti bitirecek 10 bin müzakereci öğrenci geliyor

 İzmir'de 2006 yılında sadece tek bir lisede başlayan ve öğrenciler arasındaki anlaşmazlıkları şiddetle değil, müzakere ederek çözmeyi hedefleyen mükazereci öğrenci yetiştirme projesi giderek büyüyor. Bugün Buca ilçesindeki bütün liselerde uygulanan proje, başta İzmir olmak üzere birçok ilin Milli Eğitim müdürlüğünün dikkatini çekti.

Projenin mimarı olan Dokuz Eylül Üniversitesi Anlaşmazlık Çözümü Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Abbas Türnüklü, "Projeyle lise öğrencileri arasındaki sorunların yüzde 94'ü tatlıya bağlandı. Hedefimiz, 10 bin müzakereci öğrenci yetiştirmek." dedi. Projenin başladığı Aybars Hikmet Karabacak Lisesi'nde arabuluculuk eğitimini tamamlayan 208 öğrenciye de sertifika verildi.

Prof. Dr. Abbas Türnüklü, Buca'daki lisede 2006 yılında başlatılan projenin örnek sonuçlara ulaştığını belirtti. Okulda çeşitli bölgelerden gelen, sosyoekonomik düzeyi düşük, çok farklı kültürden öğrencilerin bulunduğunu bildiren Türnüklü, dolayısıyla öğrenciler arasında anlaşmazlık yaşanmasına yol açabilecek sebeplerin bulunduğuna işaret etti. Türnüklü, bu kapsamda her yıl öğretmenlerle 9. sınıf öğrencilerine anlaşmazlıkların doğasını, anlaşmazlığın kötü olmadığını, iletişim becerilerini, öfke yönetimini ve akran arabuluculuğunu anlattıklarını ifade etti.

Proje, Buca ilçesindeki 18 lisede uygulanıyor. Projenin başladığı lise olan Aybars Hikmet Karabacak Lisesi'nde 208 öğrenci daha müzakerecilik eğitimini başarıyla tamamlayarak sertifika aldı. Törende konuşan Türnüklü, 2006 yılında bir hayalle yola çıktıklarını belirterek, "Bir liseyi değiştirmek için yola çıktık. Bugün 18 liseyle yolumuza devam ediyoruz. Liselerde şiddeti azaltmak, önlemek, dönüştürmek ve yapıcı barışçıl yollarla yönetebilmek için öğrencilere arabuluculuk becerileri kazandırmaya karar verdik. 30 saatlik eğitimi başarıyla tamamlayan 208 öğrencimize sertifikalarını veriyoruz." diye konuştu.

Buca İlçe Milli Eğitim Müdürü Recep Yanık da beş yıl sürecek projenin son derece faydalı olacağını belirterek, "Bu eğitimi alan öğrencilerimizin barış ve uzlaşmaya katkı vereceğine inanıyoruz. Öğrencilerimiz, anlaşmazlıkları barışçıl yöntemlerle çözmeyi öğreniyor." diye konuştu. Projeye destek olan DEÜ Sürekli Eğitim Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Cemile Gürçay ise projenin içerisinde yer almaktan çok mutlu olduğunu belirterek, bu proje ile toplumsal kültürdeki barış, uzlaşma ve birlikte yaşama becerilerinin bir problem çözme beceresi olarak öğrencilere eğitim ortamında verilmesinin çok anlamlı olduğunu ifade etti.

Okulun 12. sınıf öğrencisi ve "akran arabulucu" olarak görev yapan Buse Ergüldü, aldığı arabuluculuk eğitiminin, okuldaki akranları arasında çıkan anlaşmazlıkları çözmede yardımcı olduğunu bildirdi. Ergüldü, bu eğitimin okul dışında karşılaştığı anlaşmazlıkları da çözme imkanı sağladığını ifade etti. Ergüldü, şöyle konuştu: "Annemle babamın kavgasında arabulucu oldum. Bir tartışmalarında babamı sakinleştirmek için başka bir odaya götürdüm. Onunla konuştum, sorun ve çözüme yönelik sorular sordum. Sonra annemin yanına götürdüm. Konuştular, çözüm için ne istediklerini sordum ve çözüme ulaştılar. İki üç senedir annemle babam bir problem yaşamıyor. Şimdi babam ne zaman sinirlense odaya götürüyorum. Böylece ailemi kopmaktan kurtardığıma inanıyorum."

Arabulucu öğrencilerin bugüne kadar müdahale ettiği anlaşmazlıkların yüzde 94'ü barışçıl yollarla çözüldü

> 10 bin öğrenci müzakereye geliyor

Liselerde şiddeti bitirecek 10 bin müzakereci öğrenci geliyor

 İzmir'de 2006 yılında sadece tek bir lisede başlayan ve öğrenciler arasındaki anlaşmazlıkları şiddetle değil, müzakere ederek çözmeyi hedefleyen mükazereci öğrenci yetiştirme projesi giderek büyüyor. Bugün Buca ilçesindeki bütün liselerde uygulanan proje, başta İzmir olmak üzere birçok ilin Milli Eğitim müdürlüğünün dikkatini çekti.

Projenin mimarı olan Dokuz Eylül Üniversitesi Anlaşmazlık Çözümü Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Abbas Türnüklü, "Projeyle lise öğrencileri arasındaki sorunların yüzde 94'ü tatlıya bağlandı. Hedefimiz, 10 bin müzakereci öğrenci yetiştirmek." dedi. Projenin başladığı Aybars Hikmet Karabacak Lisesi'nde arabuluculuk eğitimini tamamlayan 208 öğrenciye de sertifika verildi.

Prof. Dr. Abbas Türnüklü, Buca'daki lisede 2006 yılında başlatılan projenin örnek sonuçlara ulaştığını belirtti. Okulda çeşitli bölgelerden gelen, sosyoekonomik düzeyi düşük, çok farklı kültürden öğrencilerin bulunduğunu bildiren Türnüklü, dolayısıyla öğrenciler arasında anlaşmazlık yaşanmasına yol açabilecek sebeplerin bulunduğuna işaret etti. Türnüklü, bu kapsamda her yıl öğretmenlerle 9. sınıf öğrencilerine anlaşmazlıkların doğasını, anlaşmazlığın kötü olmadığını, iletişim becerilerini, öfke yönetimini ve akran arabuluculuğunu anlattıklarını ifade etti.

Proje, Buca ilçesindeki 18 lisede uygulanıyor. Projenin başladığı lise olan Aybars Hikmet Karabacak Lisesi'nde 208 öğrenci daha müzakerecilik eğitimini başarıyla tamamlayarak sertifika aldı. Törende konuşan Türnüklü, 2006 yılında bir hayalle yola çıktıklarını belirterek, "Bir liseyi değiştirmek için yola çıktık. Bugün 18 liseyle yolumuza devam ediyoruz. Liselerde şiddeti azaltmak, önlemek, dönüştürmek ve yapıcı barışçıl yollarla yönetebilmek için öğrencilere arabuluculuk becerileri kazandırmaya karar verdik. 30 saatlik eğitimi başarıyla tamamlayan 208 öğrencimize sertifikalarını veriyoruz." diye konuştu.

Buca İlçe Milli Eğitim Müdürü Recep Yanık da beş yıl sürecek projenin son derece faydalı olacağını belirterek, "Bu eğitimi alan öğrencilerimizin barış ve uzlaşmaya katkı vereceğine inanıyoruz. Öğrencilerimiz, anlaşmazlıkları barışçıl yöntemlerle çözmeyi öğreniyor." diye konuştu. Projeye destek olan DEÜ Sürekli Eğitim Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Cemile Gürçay ise projenin içerisinde yer almaktan çok mutlu olduğunu belirterek, bu proje ile toplumsal kültürdeki barış, uzlaşma ve birlikte yaşama becerilerinin bir problem çözme beceresi olarak öğrencilere eğitim ortamında verilmesinin çok anlamlı olduğunu ifade etti.

Okulun 12. sınıf öğrencisi ve "akran arabulucu" olarak görev yapan Buse Ergüldü, aldığı arabuluculuk eğitiminin, okuldaki akranları arasında çıkan anlaşmazlıkları çözmede yardımcı olduğunu bildirdi. Ergüldü, bu eğitimin okul dışında karşılaştığı anlaşmazlıkları da çözme imkanı sağladığını ifade etti. Ergüldü, şöyle konuştu: "Annemle babamın kavgasında arabulucu oldum. Bir tartışmalarında babamı sakinleştirmek için başka bir odaya götürdüm. Onunla konuştum, sorun ve çözüme yönelik sorular sordum. Sonra annemin yanına götürdüm. Konuştular, çözüm için ne istediklerini sordum ve çözüme ulaştılar. İki üç senedir annemle babam bir problem yaşamıyor. Şimdi babam ne zaman sinirlense odaya götürüyorum. Böylece ailemi kopmaktan kurtardığıma inanıyorum."

Arabulucu öğrencilerin bugüne kadar müdahale ettiği anlaşmazlıkların yüzde 94'ü barışçıl yollarla çözüldü

Son Güncelleme: Salı, 07 Ağustos 2012 12:05

Gösterim: 4231

Çocuk Üniversiteleri Projesi kapsamında8-15 yaş grubundaki başarılı çocuklara üniversitelerde ilgi alanlarına göre eğitim programları düzenlenecek.

Gaziantep’te ”Çocuk  Üniversitesi Projesi” kapsamında, 8-15 yaş grubundaki başarılı çocuklara farklı  üniversitelerde ilgi alanlarına göre bilim ve sanat ağırlıklı seminer ve  kursların yer aldığı eğitim verilecek.

İl Milli Eğitim Müdürlüğü desteğiyle, Gaziantep Kolej Vakfı’nın (GKV)  yürüttüğü, ”Çocuk Üniversiteleri Projesi” Türkiye’de Ankara ve İstanbul’dan  sonra Gaziantep’te gerçekleştirilecek.

GKV Özel Okulları proje koordinatörü Mehmet Uçar, proje kapsamında Türkiye ve yurt dışında vakıf ve devlet  üniversiteleriyle görüşüldüğünü belirterek, ”Üniversitelerle dönemlik ve yıllık  protokoller imzalanacak schweizer-apotheke.de. Şu anda 4 üniversiteyle görüşmemiz var. Amacımız  şehrimizin çocuklarına genç yaşta ideal kazandırmak” dedi.

Projeden yararlanacak öğrencilerin Milli Eğitim Müdürlüğünün yaptığı  sınavlarda belirli bir puan alması gerektiğini ifade eden Uçar, şöyle konuştu:”Milli Eğitim Müdürlüğü’nün yapacağı kazanım ve değerlendirme sınavıyla  Gaziantep’in dezavantajlı bölgelerinden 8-15 yaş grubundaki başarılı ve yetenekli  çocukları tespit edeceğiz. Öğrencilerden durumu olanlardan cüzi bir ücret  alacağız ve bununla masrafları karşılanacak. Başarılı ve yetenekli çocukları da  burslu olarak okula alacağız. Projeyle ilgili mali desteği GKV ve ilgili  üniversite karşılayacak.

Projenin tamamını biz üstleniyoruz. Çocuklar ilgi alanlarına göre seçilip  değişik üniversitelerde bilimsel ve akademik eğitim alacak. Şu anda 6 bölüm  planlıyoruz. Bu bölümlere 60 kişi alınacak. Bu sayılar zaman içerisinde  arttırılabilir. Eğitimleri, tıp, ekonomi, inşaat, gıda, ziraat mühendislikleri ve  konservatuvar olmak üzere 6’ya ayıracağız.”

Uçar, projenin bir üniversite ile ortaöğretim kurumu işbirliğinde,  çocukların karşılıklı ziyaretiyle gerçekleşeceği bir çalışma olacağını, Türkiye  ve Avrupa’daki üniversitelerden yararlanılacağını vurguladı.

”Amaç çocuklara ideal kazandırmak”

Uçar, çocuklara üniversitelerdeki akademik kadro tarafından eğitim  verileceğini ifade etti.

”Projedeki amacımız genç yaşta çocuklara ideal kazandırmak” diyen Uçar,  proje sayesinde çocukların üniversiteyle ve üniversitede verilen eğitimle  tanışacağını söyledi.

Birçok gencin çok fazla bilgi sahibi olmadan üniversite sınavına  girdiğini bildiren Uçar, ”Bilmeden sınava giriyor, nereyi kazanırsa oraya  gidiyor. Bu da neyi doğuruyor? mutsuz öğretmenleri, doktorları ve avukatları. Bu  ülkede artık mutsuz öğretmen, doktor ve avukat olmayacak. Çocuk 6. sınıfta ideal  mesleğine ve ilgi alanlarına karar verecek ve sevdiği bilim dalıyla ilgilenecek.  Yolunu yöntemini, bakış açısını buna göre düzenleyecek” diye konuştu.

GKV Özel Okulları Genel Müdürü Atanur Vergili de projede yeni nesillerin,  bilim-sanat çalışmaları ve üniversite ile erken yaşta tanışmasını sağlayarak,  Gaziantep’in eğitim seviyesini ve başarısını artırmayı amaçladıklarını sözlerine  ekledi

> 8 yaşında üniversiteye gidecekler

Çocuk Üniversiteleri Projesi kapsamında8-15 yaş grubundaki başarılı çocuklara üniversitelerde ilgi alanlarına göre eğitim programları düzenlenecek.

Gaziantep’te ”Çocuk  Üniversitesi Projesi” kapsamında, 8-15 yaş grubundaki başarılı çocuklara farklı  üniversitelerde ilgi alanlarına göre bilim ve sanat ağırlıklı seminer ve  kursların yer aldığı eğitim verilecek.

İl Milli Eğitim Müdürlüğü desteğiyle, Gaziantep Kolej Vakfı’nın (GKV)  yürüttüğü, ”Çocuk Üniversiteleri Projesi” Türkiye’de Ankara ve İstanbul’dan  sonra Gaziantep’te gerçekleştirilecek.

GKV Özel Okulları proje koordinatörü Mehmet Uçar, proje kapsamında Türkiye ve yurt dışında vakıf ve devlet  üniversiteleriyle görüşüldüğünü belirterek, ”Üniversitelerle dönemlik ve yıllık  protokoller imzalanacak schweizer-apotheke.de. Şu anda 4 üniversiteyle görüşmemiz var. Amacımız  şehrimizin çocuklarına genç yaşta ideal kazandırmak” dedi.

Projeden yararlanacak öğrencilerin Milli Eğitim Müdürlüğünün yaptığı  sınavlarda belirli bir puan alması gerektiğini ifade eden Uçar, şöyle konuştu:”Milli Eğitim Müdürlüğü’nün yapacağı kazanım ve değerlendirme sınavıyla  Gaziantep’in dezavantajlı bölgelerinden 8-15 yaş grubundaki başarılı ve yetenekli  çocukları tespit edeceğiz. Öğrencilerden durumu olanlardan cüzi bir ücret  alacağız ve bununla masrafları karşılanacak. Başarılı ve yetenekli çocukları da  burslu olarak okula alacağız. Projeyle ilgili mali desteği GKV ve ilgili  üniversite karşılayacak.

Projenin tamamını biz üstleniyoruz. Çocuklar ilgi alanlarına göre seçilip  değişik üniversitelerde bilimsel ve akademik eğitim alacak. Şu anda 6 bölüm  planlıyoruz. Bu bölümlere 60 kişi alınacak. Bu sayılar zaman içerisinde  arttırılabilir. Eğitimleri, tıp, ekonomi, inşaat, gıda, ziraat mühendislikleri ve  konservatuvar olmak üzere 6’ya ayıracağız.”

Uçar, projenin bir üniversite ile ortaöğretim kurumu işbirliğinde,  çocukların karşılıklı ziyaretiyle gerçekleşeceği bir çalışma olacağını, Türkiye  ve Avrupa’daki üniversitelerden yararlanılacağını vurguladı.

”Amaç çocuklara ideal kazandırmak”

Uçar, çocuklara üniversitelerdeki akademik kadro tarafından eğitim  verileceğini ifade etti.

”Projedeki amacımız genç yaşta çocuklara ideal kazandırmak” diyen Uçar,  proje sayesinde çocukların üniversiteyle ve üniversitede verilen eğitimle  tanışacağını söyledi.

Birçok gencin çok fazla bilgi sahibi olmadan üniversite sınavına  girdiğini bildiren Uçar, ”Bilmeden sınava giriyor, nereyi kazanırsa oraya  gidiyor. Bu da neyi doğuruyor? mutsuz öğretmenleri, doktorları ve avukatları. Bu  ülkede artık mutsuz öğretmen, doktor ve avukat olmayacak. Çocuk 6. sınıfta ideal  mesleğine ve ilgi alanlarına karar verecek ve sevdiği bilim dalıyla ilgilenecek.  Yolunu yöntemini, bakış açısını buna göre düzenleyecek” diye konuştu.

GKV Özel Okulları Genel Müdürü Atanur Vergili de projede yeni nesillerin,  bilim-sanat çalışmaları ve üniversite ile erken yaşta tanışmasını sağlayarak,  Gaziantep’in eğitim seviyesini ve başarısını artırmayı amaçladıklarını sözlerine  ekledi

Son Güncelleme: Pazartesi, 16 Nisan 2012 12:17

Gösterim: 2346

Adana'da kısa süreli yağan yağmur nedeniyle bir ilköğretim okulunun bahçesi sular altında kalınca öğrenciler ve öğretmenler okulda mahsur kaldı. Şiddetli rüzgar nedeniyle okulun bahçesindeki gölgeliğin çatısı da çöktü.

Merkez Çukurova ilçesinde etkili olan yağmur, dolu ve rüzgar, ilköğretim okulu öğrencilerine de zor anlar yaşattı. Huzurevleri Mahallesi'nde bahçesi sular altında kalan Mithat Topal İlköğretim Okulu öğrencileri, bahçeye konan sıraların üzerinden geçerek okul binasına girebildi. Yağmurun devam etmesi nedeniyle okulun bahçesi tamamen sular altında kalınca çocuklar ve öğrenciler okulda mahsur kaldı. Yağmurla birlikte dolunun yağması ve rüzgarın esmesiyle okul bahçesinde bulunan gölgeliğin de çatısı çöktü.

Bu sırada çocuklar derste olduğu için olası bir facianın önüne geçildi. Bir süre sonra yağmur dururken, okul yönetiminin haber vermesi üzerine olay yerine gelen itfaiye ekipleri bahçedeki suyu boşaltmak için çalışma başlattı. Teneffüse çıkan öğrenciler, okula gelirken çok zorlandıklarını, kantine gitmek için dışarı çıktıklarında okulun bahçesinin tamamen sular altında kaldığını gördüklerini söylediler.


> Öğretmenler ve öğrenciler okulda mahsur kaldı

Adana'da kısa süreli yağan yağmur nedeniyle bir ilköğretim okulunun bahçesi sular altında kalınca öğrenciler ve öğretmenler okulda mahsur kaldı. Şiddetli rüzgar nedeniyle okulun bahçesindeki gölgeliğin çatısı da çöktü.

Merkez Çukurova ilçesinde etkili olan yağmur, dolu ve rüzgar, ilköğretim okulu öğrencilerine de zor anlar yaşattı. Huzurevleri Mahallesi'nde bahçesi sular altında kalan Mithat Topal İlköğretim Okulu öğrencileri, bahçeye konan sıraların üzerinden geçerek okul binasına girebildi. Yağmurun devam etmesi nedeniyle okulun bahçesi tamamen sular altında kalınca çocuklar ve öğrenciler okulda mahsur kaldı. Yağmurla birlikte dolunun yağması ve rüzgarın esmesiyle okul bahçesinde bulunan gölgeliğin de çatısı çöktü.

Bu sırada çocuklar derste olduğu için olası bir facianın önüne geçildi. Bir süre sonra yağmur dururken, okul yönetiminin haber vermesi üzerine olay yerine gelen itfaiye ekipleri bahçedeki suyu boşaltmak için çalışma başlattı. Teneffüse çıkan öğrenciler, okula gelirken çok zorlandıklarını, kantine gitmek için dışarı çıktıklarında okulun bahçesinin tamamen sular altında kaldığını gördüklerini söylediler.


Son Güncelleme: Pazartesi, 16 Nisan 2012 13:47

Gösterim: 3588

Eğitimi, kademeli ve zorunlu 12 yıla çıkaran 4+4+4 sisteminin yasalaşmasının ardından, TBMM’ye gelen şikayet sayısı 1187’ye ulaştı.

Antalya’da yaşayan Carl Caiser, Amy Caiser, İamina İssavnina ve Briggite Grosse, “İstemiyorum” başlıklı 10 maddelik ortak bir metin hazırlayarak, “Okuma-yazma öğrenmek için 7 yaşın ideal olduğu dikkate alınırsa, fırsat eşitliği açısından çocuklarımızın 6 yaşını doldurmadan ilköğretime başlamasını istemiyorum” dediler. Dilekçedeki şikayetler şöyle:

10 dakika yerinde duramayan çocuğumun, 40 dakika sırada oturmaya mecbur bırakılmasını istemiyorum. 

Oyun çağındaki çocuğumun bu ihtiyacının, zaten zor olan ergenlik dönemine bırakılmasını istemiyorum.

Kendine güveni sarsılır

Özbakım becerilerini kazanmamış çocuğumun, kişisel ihtiyaçlarını tek başına beceremediğinde kendine güveninin sarsılmasını, değersizleştirilmesini istemiyorum. 

Sosyal olgunluğu tamamlanmamış 5 yaşındaki çocuğumun, tek başına servisten inip eve girmesini istemiyorum.

Çocuğumun, yıllık eğitim programını yetiştirmek zorunda olan sınıf öğretmeninin zorlamalarına maruz kalmasını istemiyorum.

Çocuğum yalnız kalabilir

5 yaşındaki çocuğumun, kocaman bilinmez bir alanda yalnız kalmasını istemiyorum. 

5 yaşındaki çocuğumun, 12-13 yaşındaki abi ve ablaları ile aynı alanda risklere açık olarak bulunmasını istemiyorum. 

7 yaş çocuğun dahi, İlköğretim 1’inci sınıfta zorlandıklarını duyarken, 5 yaşındaki çocuğumun ilkokula başlamasını istemiyorum. 

Çocuğumun bu baskılar altında psikolog ve çocuk psikiyatristleri ile tanışmasını istemiyorum.

Nereye sığdıracaksınız?

Kayseri’den şikâyet dilekçesi gönderen Tıp doktoru Esma Deniz de, “Bu kadar çocuğu nereye sığdıracaksınız?” diye sordu.

(hürriyet)

> Yabancı uyruklu veliler de 4+4+4’ten şikayetçi

Eğitimi, kademeli ve zorunlu 12 yıla çıkaran 4+4+4 sisteminin yasalaşmasının ardından, TBMM’ye gelen şikayet sayısı 1187’ye ulaştı.

Antalya’da yaşayan Carl Caiser, Amy Caiser, İamina İssavnina ve Briggite Grosse, “İstemiyorum” başlıklı 10 maddelik ortak bir metin hazırlayarak, “Okuma-yazma öğrenmek için 7 yaşın ideal olduğu dikkate alınırsa, fırsat eşitliği açısından çocuklarımızın 6 yaşını doldurmadan ilköğretime başlamasını istemiyorum” dediler. Dilekçedeki şikayetler şöyle:

10 dakika yerinde duramayan çocuğumun, 40 dakika sırada oturmaya mecbur bırakılmasını istemiyorum. 

Oyun çağındaki çocuğumun bu ihtiyacının, zaten zor olan ergenlik dönemine bırakılmasını istemiyorum.

Kendine güveni sarsılır

Özbakım becerilerini kazanmamış çocuğumun, kişisel ihtiyaçlarını tek başına beceremediğinde kendine güveninin sarsılmasını, değersizleştirilmesini istemiyorum. 

Sosyal olgunluğu tamamlanmamış 5 yaşındaki çocuğumun, tek başına servisten inip eve girmesini istemiyorum.

Çocuğumun, yıllık eğitim programını yetiştirmek zorunda olan sınıf öğretmeninin zorlamalarına maruz kalmasını istemiyorum.

Çocuğum yalnız kalabilir

5 yaşındaki çocuğumun, kocaman bilinmez bir alanda yalnız kalmasını istemiyorum. 

5 yaşındaki çocuğumun, 12-13 yaşındaki abi ve ablaları ile aynı alanda risklere açık olarak bulunmasını istemiyorum. 

7 yaş çocuğun dahi, İlköğretim 1’inci sınıfta zorlandıklarını duyarken, 5 yaşındaki çocuğumun ilkokula başlamasını istemiyorum. 

Çocuğumun bu baskılar altında psikolog ve çocuk psikiyatristleri ile tanışmasını istemiyorum.

Nereye sığdıracaksınız?

Kayseri’den şikâyet dilekçesi gönderen Tıp doktoru Esma Deniz de, “Bu kadar çocuğu nereye sığdıracaksınız?” diye sordu.

(hürriyet)

Son Güncelleme: Pazartesi, 16 Nisan 2012 12:00

Gösterim: 1927


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.