Kültür Kolejinden Alfa Kuşağına Özel Okul Öncesi Eğitim Programı
- Ayrıntılar
- Kategori: Özel Okullar
- Çarşamba, 25 May 2022 13:53 tarihinde oluşturuldu
Alfa kuşağı; yapay zeka, nesnelerin interneti, akıllı telefonlar, sanayi 4.0’ın içine doğan kuşak… Uzmanlara göre; teknolojinin içine doğan bu yeni kuşak, dünyayı fiziksel sınırları olmayan bir yer olarak görüyor. Sahip oldukları ve hayatlarına entegre ettikleri tüm teknolojileri kişiselleştiriyor ve teknolojiyi diğer tüm kuşaklara göre daha merkezde tutuyor. Hayatın daha erken dönemlerinde bilgiye ve kaynaklara ulaşabildiklerinden, Alfalar en girişimci kuşak olacak.
Özel okullar okul öncesi eğitimde nasıl bir eğitim modeli uyguluyorlar?
Sibel Çetin - Kültür2000 Koleji Alkent Anaokulu Müdürü: Anaokulları, modern zamanlarda ortaya çıkmış kurumlardır. Başlangıçta çocukların bırakıldığı yuvalardı ve yalnızca çocukların akşama kadar oyalanmaları gereken yerler olarak görülüyordu. Daha sonra çocukların beyin gelişimleri ve öğrenme süreçleriyle ilgili birçok araştırma yapılmış ve okul öncesi eğitimin belki de eğitim öğretim sisteminin en önemli parçası olduğu ortaya çıkmıştır. Çünkü çocuklara 6 yaşına kadar doğru bir eğitim verilip geliştirildiğinde ondan sonra her şeyin çok kolay ilerlediği gözlemlenmiş ve bu bağlamda süreç içerisinde okulöncesi eğitiminde uygulanacak yaklaşımlar, eğitim modelleri ortaya çıkmıştır. Birçoğu bu konuda ciddi başarılara imza attılar. Montesorri, Reggioi High Scope ve diğer alternatif yaklaşımlarla okul öncesi eğitim modellemelerinde iyi sonuçlara ulaştılar.
Genel olarak özel okullarda okul öncesi eğitimde uygulanan modellerin her biri, çocuklarda farklı bir gelişim alanına odaklanmıştır. İncelediğimizde görüyoruz ki eğitim modellerinin hepsinin de ortak amacı erken yaşta çocukların gelişimine olumlu katkılar sağlayabilmektir.
İstanbul Kültür Eğitim Kurumları Kurucu ve Onursal Başkanı Sayın Fahamettin Akıngüç de 1970’lerin başında okulöncesi eğitimin önemini fark etmiş ve bu amaçla yurtdışında anaokullarını gezmiş ve eğitim modellerini incelemiştir. İnceledikçe de ne kadar önemli, ne kadar sorumluluk gerektiren bir iş olduğunu fark ederek bu konuda uzun bir çalışma başlatmış ve 1989 yılında Kültür Koleji olarak bir anaokulu kurmak için hazırlığa başlamıştır. Bu dönemde itibaren Kültür Anaokulları’nın eğitim programları her öğrenciye aynı ölçüde başarı sağlama olanağı verecek, her çocuğa başarı duygusunu tattıracak ve tek tek her çocuğun mutluluğunu temel alacak yönde düzenlenmiştir. Özgürce yaratma ve oyun çocukların kendilerini ve dünyayı tanımaları için zorunlu bir etkinlik sayılmıştır.
ÇİFT DİLLİ (BILINGUAL) EĞİTİM
Kültür Koleji ve Kültür 2000 Koleji Anaokullarında eğitim yaklaşımınız nedir?
Sibel Çetin - Kültür2000 Koleji Alkent Anaokulu Müdürü: Kültür Koleji Anaokulu, Kültür 2000 Koleji Alkent Anaokulu ve Kültür 2000 Koleji Bahçeşehir Anaokullarımızın eğitim yaklaşımı; İstanbul Kültür Üniversitesi Eğitim Fakültesi Temel Eğitim Bölümü akademisyenlerinin desteği ile hazırlanmış bir eğitim programından oluşmaktadır.
Bu programın içeriğide HighScope, PYP, Farklılaştırılmış eğitim, GEMS ve Reggio Emilio ve Reflective Thinking gibi dünyadan başarılı örnekler kendi eğitim yaklaşımımıza entegre edilmiştir. Yaşam temelli öğrenmenin sağlandığı bilimsel ve özgün eğitim programımız dünyadaki bu başarılı çalışmaların entegtesyonu ile eklektik bir yapı haline gelmiştir. Bu sistemle gerçekleştirilen eğitim sonucu, çocuklar kendilerini üreten, yapabilen, etkin ve saygın kişiler olarak algılarlar.
Ayrıca Güçlü İngilizce Temeli İçin Anaokullarımızda Çift Dilli (Bilingual) Eğitim Sistemi Uygulanmaktadır.
Çift Dilli – Bilingual Eğitim Sistemi kapsamında 5 yaş öğrencileri yarım gün İngilizce yarım gün Türkçe programdan oluşan bir eğitim görür. İngilizce, Türkçe kavramlar günlük yaşam akışı içinde bütünsel algılanır. Çocuklar, şarkılar ve oyunlarla yaparak yaşayarak ve taklit ederek, iki farklı düşünme becerisi geliştirir.
Çift Dilli (Bilingual) Eğitim Nedir?
Sibel Çetin - Kültür2000 Koleji Alkent Anaokulu Müdürü: Çiftdilli eğitim, öğrencilerimize prohram müfredatı ile uyumlu olarak ana dil ve ikinci dil kullanılarak akademik içeriğin öğretilmesini içermektedir.
Bilingual (Çift Dilli) Eğitim Programının okulöncesi için önemi nedir ve nasıl uyguluyorsunuz?
Sibel Çetin - Kültür2000 Koleji Alkent Anaokulu Müdürü: Aslında Bilingul( Çift Dilli) Eğitimin çocuk açısından önemini 5 başlıkta kısaca açıklayıp detaylandırmak isterim.
- Yüksek Akademik Performans
- Akıcı Öğrenme Becerileri
- Farklı Kültürleri Tanıma İmkanı
- Çok Yönlü Zeka Gelişimi
- Disiplinler Arası Öğrenim
Çiftdilli eğitim, her iki dildeki içeriğin ve kelimelerin kullanılarak beynin iki dili anlama, problem çözme, eleştirel düşünme ve yaratıcılık gibi bilişsel yeteneklerini geliştirmektedir. Aynı zamanda, öğrencilere dilin edinimini uygulamalı hayat deneyimi ile sunmaktadır. Bu nedenle, önceden öğrenilen kelimelerin ve dilbilgisinin daha da güçlenmesini sağlamaktadır.
Çiftdilli programımız matematik, fen, sanat ve sosyal beceriler gibi birçok konuyu içermektedir. Öğrencilerimiz, çift dilli derslerimizi bir ders gibi değil, iki farklı dili konuşan öğretmenler ile geçirdikleri keyifli bir ders olarak görmektedir. Bu yaş grubunda dil öğrenmenin en iyi yolu budur. Dili, üzerinde uğraştıkları temalı aktiviteler ile öğrenirler ve bu süreçteki dil edinimlerini üzerlerinde uzun bir süre boyunca kalıcı olur.
Okul öncesi eğitimin gerekliliğine inanan anne-babalar da her geçen gün Anaokullarımızın eğitim anlayışına ve uygulamalarına daha çok güven duymakta ve çocuklarını okullarımıza gönderirken gözleri arkada kalmamaktadır.
OYUN EN DEĞERLİ GELİŞİM FIRSATIDIR
Okul öncesinde oyun ile öğrenmenin önemi nedir ve nasıl uygulanmalıdır?
Elçin Özkan – Kültür Koleji Anaokulu Müdürü: Oyun, çocuklar için doğal ve bazen de yapılandırılmış öğrenme ortamlarıdır. Johan Huizinga’ya göre oyun, insanın yaşamı ve doğayı öğrenmekte kullandığı ilk etkinliktir. İnsanoğlu doğuştan “homo ludens”, yani oynayan insandır. Montaigne ise oyunu, çocukların en gerçek uğraşları olarak tanımlamıştır. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesine göre ise oyun çocuk haklarından biridir ve aynı zamanda çocukluk yıllarının en değerli gelişimsel fırsatıdır.
Oyunlar kendi içinde ihtiyaca göre sınıflandırılır ve öğrenme ortamlarında ihtiyaca göre uygulama alanı bulur. İletişim ve güvene dayalı oyunlar, ısınma oyunları, tanışma oyunları, sosyal oyunlar ve hayali oyunlar gibi başlıklar altında sayısız oyun mevcuttur.
Okul öncesi dönemde çocuklar bilişsel olarak işlem öncesi dönemde oldukları için soyut kavramlarla ilgili zihinde canlandırma zorlukları oyun ile somutlaştırılarak ortadan kaldırılır ve çocukların daha kolay öğrenmeleri sağlanabilir. Bu dönemde oyundan yararlanarak çocukların çeşitli konularda farkındalıklarını arttırmak, çocukların doğru tutumlara sahip olmasını sağlamak mümkündür. Kültür Koleji Anaokulunda eğitim öğretim programı içerisinde yer alan çevre bilinci kazandırma çalışmaları oyun temelli uygulamalarla zenginleştirilmiştir. Oyun temelli uygulamalarda yaratıcı drama teknikleri de kullanılır. Akademik çalışmalar, masa başı etkinlikler öncesinde çocukların hareket etmelerini sağlamak amacıyla ısınma oyunları, sınıf içinde grup dinamiğini ve sınıf iklimini güçlendirmek için de iletişim ve güvene dayalı oyunlar tercih edilmektedir.
Ebeveynler okul öncesi eğitim kurumlarını seçerken nelere dikkat edilmeli?
Elçin Özkan - KültürKoleji Anaokulu Müdürü: Günümüzde okul seçimi ebeveynlerin zorlandığı alanlardan biri. Aileler okul seçimi yaparken çocuklarının sadece öğretim alacağı yeri değil; okulu çocuğa eğitim ve öğretim veren bir kurum olarak da değerlendirmelidirler. Ebeveynler ilk olarak, anne ve baba olarak çocuklarına kazandırmak istedikleri değerleri belirlemeliler. İkinci adımda çevrelerindeki okulları listelemeliler. Ailenin çocuğuna kazandırmak istediği değerlerle kurum değerleri örtüşen, ihtiyaçlarını karşılayan ve güven duydukları okullarla görüşerek eğitim programları hakkında bilgi almalı, okulun fiziki yapısını mutlaka görmeliler. Ebeveynler okul seçimi yaparken, çocuklarının okulun iklimi, kültürü ve değerleriyle büyüyeceğini göz önüne alarak seçim yapmalılar.
Okul öncesi eğitimde aileye düşen görev ve sorumluluklar neler?
Elçin Özkan - KültürKoleji Anaokulu Müdürü: Okul öncesi dönem çocukların sosyalleştikleri, toplumsal hayata adım attıkları ve okulla ilk tanıştıkları mekân olma önemi taşır. Bu dönemde ailelere düşen görev ve sorumluluk, çocuğu okula hazırlamaktır. Bu hazırlık, çocuk okula gelmeden önce başlamalıdır.
Kültür Koleji Anaokulu olarak bizler velilere şu önerilerde bulanabiliriz:
Öncelikle evde, çocuğun yaşına uygun olarak öz bakım becerilerini sergilemesi, sorumluluklarını yerine getirmesi, evdeki ortak yaşama katılması, akranlarıyla bir arada olacağı ortamlara dâhil edilmesi ve evde oluşturulan rutinleri sürdürmesi okula başlangıç sürecindeki uyumu olumlu yönde etkiler. Okul ve ev birbirine ne kadar benzerse çocukların okula uyumu o kadar yüksek olur. Okul öncesi dönemde yaşanabilecek güçlüklerin önüne geçmek için çocuğa okulda onu nelerin beklediğini açıklamak, okula ne zaman başlayacağını anlayabileceği somutlukta anlatmak, okula onu kimin götürüp okuldan onu kimin alacağına kadar birçok detay hakkında çocuğu bilgilendirmek çocuğun kaygılarını hafifletmek ve duygusal gelişimi açısından önemlidir. Çocuk her ne kadar hazırbulunuşluğu yüksek olarak okula başlasa da bağlandığı ebeveyni ya da bakım vereninden ayrılmakta zorlanabilir ve bu oldukça doğal bir sonuçtur. Tıpkı doğum anında bebeğin güvenli alandan yeni bir alana geçişindeki gibi sancılı ve bir o kadar da bireyi konfor alanından çıkararak geliştiren bir süreçtir. Aileler bu sürecin doğal bir durum olduğuna inanırsa, çocuğun bağımsızlığını desteklerse, okula güvenir ve okulla işbirliği halinde ilerlerse uyum süreci kısa sürede başarıyla tamamlanır.
İYİ BİR OKUL ÖNCESİ ÖĞRETMEN NASIL OLMALI?
Okul Öncesinde Öğretmenler Hangi Niteliklere Sahip Olmalı?
Sevil Koraltürk Özkent - Kültür2000 Koleji Bahçeşehir Anaokulu Müdürü: Okulöncesi eğitim, ülkemizde kadınların ve annelerin çalışma hayatına dahil olmasıyla birlikte ihtiyaç duyulması kaçınılmaz olan eğitim dönemidir. Okul öncesi eğitimin bileşenleri arasında yer alan eğitim programı ve eğitim ortamını en üst düzeyde kullanarak, erken çocukluk çağındaki çocuklara, en doğru eğitim ve öğretimi sağlayacak kişilerde okul öncesi öğretmenlerdir. “İyi bir okul öncesi öğretmeni hangi nitelikleri sahip olmalı?” Her şeyden önce bu mesleği severek ve isteyerek seçmeli. Coşkulu ve dinamik olmalı. Sabırlı olmalı, çocuklar ile konuşurken ses tonunu ve vücut dilini doğru kullanmalı. Mesleki eğitim döneminde aldığı teorik eğitim metotlarını, pratikte doğru uygulayabilmeli. Erken çocuk gelişiminin dönemlerini çok iyi bilmeli ve özümsemiş olmalı. Bilime inanmalı. Edindiği tecrübeleri doğru bir şekilde kanalize edebilmeli. Problemlere çabuk çözümler bulabilmeli, çözüm odaklı olmalı. Yaratıcı ve esnek olmalı ve sınırlarını bilmeli. Etik olmalı, din, dil,ırk ayırt etmemeli. Farklılıklara saygılı olmalı. Yeniliklere açık olmalı. Okumayı sevmeli, mesleği ile ilgili güncel eğitim makalelerini ve dokümanları takip etmeli. Özgüveni olmalı, empati kurabilmeli. İnsan ilişkileri güçlü olmalı. Öğrencinin var olan potansiyelini ortaya çıkarabilmeli. Dünya vatandaşı olmalı. Her sabah okula gelirken ilk günkü heyecan ile gelmeli.
TÜRKİYE’DE OKUL ÖNCESİ EĞİTİMİN GELİŞİMİ İÇİN NELER YAPILMALI?
Sevil Koraltürk Özkent - Kültür2000 Koleji Bahçeşehir Anaokulu Müdürü: Milli Eğitim Bakanlığının 2020-2021 istatistiklerine göre öğrencilerin bulundukları yaş gruplarına göre okullaşma oranlarımız; 3-5 yaş grubunda yüzde 28,95, 4-5 yaş grubunda yüzde 37,62, 5 yaşta yüzde 58,53, 6-9 yaş grubunda yüzde 97,23, 10-13 yaş grubunda yüzde 98,55, 14-17 yaş grubu için yüzde 90,76 olarak belirtilmektedir. Bu oranlara bakıldığında okul öncesi eğitimin diğer kademelerdeki eğitim oranına göre geride kaldığı görülmektedir. Peki Türkiye’de okul öncesi eğitimin gelişimi için neler yapılmalı? Öncelikle okul öncesi öğretmenlik bölümlerinin lisan düzeyinde eğitim öğretim veriyor olması ve alanında iyi öğretmenler mezun etmiş olması gerekmektedir. Bir diğer husus da okul öncesi eğitim kurumlarının fiziksel ve eğitimsel donanımlarının tam ve eksiksiz olmasıdır. Yapılan çalışmalar sonucunda okulöncesi eğitime katılımı etkileyen en önemli değişkenler, hane halkının varlık seviyesi, annenin eğitim düzeyi ve annenin istihdam durumudur. Çalışan annelerin çocukları okulöncesi eğitimden daha fazla yararlanıyor. Çalışan annelere kolaylık sağlanmalı ve destek verilmeli. Her çocuk okulöncesi eğitimden yararlandırılmalıdır. Çalışmayan annelerin çocukları içinde okulöncesi eğitimin önemini anlatılmalı ve cazip hale getirilmelidir. Kurumların bünyelerinde çalışanları için okulöncesi eğitim kurumu açabilmeleri için milli eğitim bakanlığı tarafından rehberlik edilmeli ve desteklenmelidir.
YASAL UYARI:
Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
İLGİLİ HABERLER
-
‘Yapay Zeka ile öğrenme süreçlerini daha etkili ve verimli hale getiriyoruz’
-
BİL LEARN Hibrit Eğitim Platformu Yapay Zeka ile dönüşüyor
-
Sevinç’te Öğretmen Rehberliği ve Yapay Zeka Hibrit Mentörlük Uygulamasında Birleşiyor
-
Girne Kolejleri geleceğin eğitiminde Yapay Zeka ile öncü rol üstlenecek
-
Final Eğitim Kurumları 45. yılında Final AI ile eğitimde fark yaratacak
-
Kavram 50. Yılında yeni döneme iddialı başlıyor
-
Doğru Cevap öğrencileri Hibrit Model ile sınavlara hazırlıyor
-
Girne Koleji yeni eğitim – öğretim dönemine güçlü giriyor
-
BİL-PISA ile ölçme ve değerlendirmede yeni dönem başlıyor
-
Sevinç yapay zeka ve teknolojiye dayalı eğitimlerini güçlendiriyor