Eğitimde Marka Olmanın Anahtarı: Sürdürülebilirlik




Eğitim sektöründe 25 yıldır faaliyet gösteren Marka ve Yönetim Danışmanı Elif Çağlayan, eğitimde markalaşmaya dikkat çekti. Çağlayan, “Her özel okul ‘özel’ değildir” dedi ve ekledi: “Bilgi çağında sürdürülebilir gelişme odaklı yaklaşımlar, eğitim ekosistemine değer katar. Markalaşma vizyonuyla yenilikçi ve global çözümleri hayata geçiren kurumlar, dünya becerileriyle öğrencilerini geleceğe hazırlayarak sektörün öncüsü olur.”

elif_caglayan_mart_2025YENİLİK VE KALİTE
Türkiye’de özel okul sayısı her geçen gün artarken, velilerin beklentileri de yükseliyor. Böyle bir tabloda her özel okul “özel” midir? Eğitimde marka değeri inşa etmenin en önemli parametreleri nedir?
Eğitim; toplumların ekonomik, kültürel ve sosyal ilerlemesine katkıda bulunan çok önemli bir dinamiktir. Özellikle son yıllarda özel sektörün eğitimde artan rolü dikkat çekmektedir. Özel okullar, rekabetçi koşullar gereği eğitimde “kalite” kavramını ortaya çıkarmıştır. Kamuoyuyla paylaşılan veriler, özel sektördeki hızlı yükselişi gözler önüne seriyor. Resmî açıklamalara göre, Türkiye’de anaokulundan liseye kadar yaklaşık 14 bin özel okul bulunuyor. Bazı okullar sektörde iyi yerlere gelirken, bazılarının ise adı bile bilinmiyor ve bunlar yok olup gidiyor. Bu noktada “Her özel okul, marka okul mudur?” ya da “Her özel okul ‘özel’ midir?” sorusunu sormak zorundayız. Öğrencileri ve velileri markalarına çekmek isteyen özel okullar, rekabetçi piyasaya göre hareket etmeli. Sektörde farklılık gösteremeyen bir özel okul, ücret karşılığı eğitim sunan okul tanımının dışına çıkamaz. Rekabetin gerisinde kalmamanın en önemli anahtarı da “sürdürülebilir” yaklaşımlar ve dijital dönüşüm çağında yenilikçi çözümlerdir. Küreselleşen dünyada yenilikçi eğitim programları ve teknolojiler kullanmak rekabetçi pazarda fark yaratır. Bunun bir sonucu olarak gelen öğrenci başarıları, markaya bağlılığı ve güveni artırarak özel eğitim kurumunun modern ve öncü bir marka olarak algılanmasını sağlar. Bu bağlamda eğitimde marka değeri inşa etmenin en önemli parametrelerini, kalite, sürdürülebilirlik ve yenilikçi çözümler olarak özetlemek mümkün.

EĞİTİMDE DEĞİŞEN PARADİGMALAR
Eğitimde paradigma değişikliği konusunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu keskin dönüşüm öğrencilere neler kazandırıyor?
Bir eğitimci olarak meslekte 25 yılı geride bırakırken, okulculuğun her aşamasında hizmet veriyorum. Mesleğim gereği ülkemizin 7 bölgesini gezerken, eğitim liderleriyle de sık sık bir araya geliyorum. Her bölgenin eğitim dinamiğine hâkim bir eğitimci olarak geleneksel eğitim paradigmalarıyla hareket eden kurumların, sadece sınav odaklı bir yaklaşım sergileyerek konuya bütüncül bakamadıklarını görüyorum. Bilim ve teknoloji alanındaki hızlı değişimler, eğitim sektöründe değişimi zaruri kılmıştır. Yani bu dönüşüm, bir ihtiyaçtan doğmuştur. Bu nedenle kişiselleştirilmiş eğitim programları, yeni dünya becerilerinin kazandırılması ve değer eğitimi, uluslararası ölçekte ve bütüncül bir yaklaşımla ele alınmalı. Artık eğitim teknolojileriyle bilgiyi zamandan bağımsız bir şekilde öğretiyoruz. Böyle bir tabloda okullardan beklentiler ve eğitim paradigmaları da dönüşüm yaşıyor. Ayrıca okul kavramı, öğrenme alanı ve biçimi de değişti. Okullar sadece bilgi aktaran değil, bilgiyi beceriye dönüştüren ve bilginin deneyimlendiği yerler haline gelmek zorunda. Okulların temel görevi evrensel düşünen, bilgiyi sorgulayan ve problem çözme becerileri kazanan bireyler yetiştirmektir. Kaynakların açık hale gelmesiyle sınırlar ortadan kalkmış, eğitime entegre edilen ve devam eden dijital dönüşümle global vatandaşlık, dijital okuryazarlık, teknoloji üretimi, iletişim, yaratıcılık, inovasyon, sürekli öğrenme ve üretme gibi beceriler öne çıkıyor. Çünkü sadece bilgi tabanlı eğitim iş dünyasında karşılık bulamıyor. Bilgiyi üretime çeviren, bilgiyi ürün için kullananlar iş dünyasında ve hayatta başarıyı yakalayabiliyor. Burada önem verdiğimiz konu bilgiyi nerede kullanacağını bilen, bilgiyi toplumun faydasına sunabilen nesiller yetiştirmekte. Eğitim profesyonelleri olarak yenilikçi programlar geliştirerek öğrencilerimizi hayat başarısı yüksek bireyler olarak mezun etmeliyiz. Sürdürülebilir eğitim paradigmalarıyla geleceğin insanını yetiştirmeliyiz.

DÜNYA BECERİLERİ
Dünya becerileri bireye neler kazandırıyor? Bunun için nasıl projeler geliştiriyorsunuz?
Küresel vatandaşlığın kapısını açan anahtar kelime dünya becerileridir. 21. Yüzyıl becerileri için STEM, robotik gibi yenilikçi derslerle çocuklarımızı desteklemeliyiz. Öğrencilerimizi bilinmeyen geleceğe hazırlamak ve onlara kendilerini dönüştürebilecek beceriler kazandırmak zorundayız. Eleştirel düşünme, iletişim becerileri, sabır, yaratıcılık, sorun çözme, bilgi okuryazarlığı, iş birliği, dijital okuryazarlık, küresel farkındalık ve sosyal sorumluluk gibi dünya becerileri “sürdürülebilir küresel başarı” getirir. Bu da teknolojiyle birlikte mesleklerin bile değişeceği öngörülen geleceğe öğrencileri hazırlar. “Her çocuk özeldir” prensibiyle projeler üretiyoruz. Dijital dönüşüme karşı çocuklarımızı beceri odaklı yetiştirerek geleceğin iş gücüne hazırlıyoruz. Bilim, sanat, spor, teknoloji gibi alanlarda yetenekleri görünür kılarak ülkemize bir değer katmayı amaçlıyoruz. Çalıştığımız her kurum için bu vizyonla hareket ediyoruz. Öğrencilerimize dünya becerileri kazandıran alanlar ve fırsatlar yaratıyoruz.

KİŞİSELLEŞTİRİLMİŞ ÇÖZÜMLER VE LİDERLİK STRATEJİLERİ
Eğitim kurumlarına sunduğunuz hizmetler nelerdir?
Meslekte mottom Konfüçyüs’ün “Sevdiğin işi yaparsan, ömür boyu çalışmazsın” sözüdür. Çünkü severek yapılan iş başarıya götürüyor. Çalıştığımız kurumların marka hedeflerine ulaşmalarını sağlama ve markalara özel tasarladığımız yenilikçi programlarla eğitim ekosistemine değer kazandırma vizyonuyla ilerliyoruz. Bu nedenle dünyadaki eğitim disiplinlerini ve eğitim teknolojilerini yakından takip ediyor, bunları markasını büyütmek isteyen kurumlar için geliştirdiğimiz içeriklere entegre ediyoruz. Çözüm ortaklarımızla eğitim dünyasına yakından bakıyoruz. Eğitim sektöründe sürdürülebilir, yenilikçi, öğrenci odaklı, bilimsel, araştırmacı ve özgün projeler sunan bir markayız. Teknolojik platformlarla dijital çözümler ve hizmet içi eğitim hizmetleri de sunuyoruz. Türk eğitim sisteminde küresel insan yetiştirme idealiyle ilerliyoruz. Global eğilimler, yenilikçi eğitim programlarını zorunlu kılar. Bu da nitelikli okul anlamına gelir. Her öğrenci kendine özgü öğrenme stillerine sahip olduğundan kişiselleştirilmiş eğitim programları hazırlıyoruz. Geleceğin eğitimine hazırlamak üzere öğretmen eğitimlerine ağırlık veriyoruz. Sürdürülebilirlik üzerine projeler üretiyoruz. Öğrencilerimize; sanat, spor, bilim vs. gibi alanlarda potansiyellerini ortaya çıkaran profesyonel alanlar açıyoruz. Çalışma alanımız, okul öncesinden liseye kadar uzanıyor. Dijital dönüşüm ve 21. Yüzyıl becerilerinin kazandırılması için çalışmalarımızı bütüncül bir yaklaşımla ele alıyoruz.

SÜRDÜRÜLEBİLİR BAŞARI ÖNEMLİ
Sürdürülebilirlik kavramı, hayatımızın her alanında karşımıza çıkıyor. Peki tüm sektörlerin hedeflediği sürdürülebilirlik kavramını eğitim alanında nasıl ele alıyorsunuz?
Eğitimde markalaşma adımlarından biri de sürdürülebilir başarıdır. Eğitim alanında sürdürülebilirlik, çok yönlü bir yaklaşımdır. Bunu çevresel, sosyal, ekonomik ve pedagojik boyutlarıyla ele alıyoruz. Eğitim kurumları, sürdürülebilir dünya için örnek olmalı ve öğrencilere çevresel sorumluluk kazandırarak geleceği güvence altına almalı. Öğrencilere daha iyi bir gelecek için sürdürülebilir bir yaşam tarzı benimsetmek, toplumsal bir görevdir. Eğitimde çeşitlilik ve kapsayıcılık sosyal, kaynak yönetimi ekonomik, çağın ihtiyaçlarına göre güncellenen ve öğrencilere 21. Yüzyıl becerileri kazandıran öğretim yaklaşımları da pedagojik sürdürülebilirliğin temel taşlarıdır. Sürdürülebilir başarıyı hedefleyen bir özel eğitim kurumu, BM’nin 17 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefiyle uyumlu projelerle hem küresel sorumluluğunu yerine getirir hem de imajını güçlendirir.

YÖNETİM STRATEJİLERİ MARKAYA ÖZELDİR
Bir eğitim kurumunun yönetim stratejileri nasıl geliştirilir?
Kurumun yönetim ve organizasyon yapısı çok kapsamlı ve iç içe gelişen bir süreçtir. “Gömleğin bir düğmesi yanlış iliklenirse diğerleri de yanlış gider” sözünden hareketle eğitimin tüm paydaşlarıyla amaca uygun ve dijital çağla uyumlu şekilde hareket edilmelidir. Her kurum farklı olduğu için yönetim stratejileri de değişkenlik gösterir. Okulun misyonu ve vizyonuna uygun olarak etkili yönetim stratejileri geliştirilir. Risk analizi, okulun tüm paydaşlarıyla etkili iletişim, öğretmen ve idari personelin sürekli eğitimi, veri odaklı karar alma / uygulama, geri bildirimler, teknoloji tabanlı performans değerlendirme, yenilikçi çözümler, liderlik becerileri ve inovatif yaklaşımlar gibi unsurlar, yönetim stratejilerinin belirlenmesinde ve geliştirilmesinde önemli kriterlerdir.

GELECEK SENARYOLARI VE ÖĞRENEN ÖĞRETMEN
Eğitim teknolojilerinin hızlı gelişimi ve yapay zekanın da etkisiyle öğretmenlerin rolü tartışılıyor. Gelecek senaryolarını nasıl yönetiyorsunuz?
Eğitim kurumları, gelişen teknolojiye bağlı olarak değişen ihtiyaçlara cevap vermek ve geleceğin eğitimini şimdiden şekillendirmek zorunda. Bu ihtiyaçlar geleneksel okul kavramını değiştirdi. Dijital dönüşümle zaman ve mekândan bağımsız esnek öğrenme, öğrenmeyi pekiştirmeye yönelik oyunlaştırma, dijital öğrenci performans analizi, eğitim materyallerinin dijitalleşmesi gibi teknoloji tabanlı ve öğrenci odaklı yaklaşımlar benimsendi. Öğrencilere kişiselleştirilmiş ve esnek öğrenme deneyimi yaşatan eğitim teknolojileri, “sürekli öğrenen öğretmen” anlayışını zorunlu kılmıştır. Yapay zekâ uygulamaları, derin öğrenme kavramını ortaya çıkartırken, bu tabloda öğretmenin rolü kritik bir öneme sahip. Her meslekte insanı devre dışı bırakacağından endişe edilen yapay zekanın eğitime katacağı avantajlar çok fazla. Ancak sezme gücü hala insana ait. Bu nedenle yapay zekanın, eğitim yardımcısı olarak kullanılması gerektiğini düşünüyorum. Öğretmenler de kendilerini geliştirerek geleceğe hazırlanmalılar. Bu nedenle sürekli “öğrenen öğretmen” yaklaşımını benimsiyor, öğretmen akademileriyle dünyadaki gelişmelere paralel içerikte eğitimler sunuyoruz. Eğitimcilerin teknolojik gelişime ayak uydurarak kendilerini güncellemeleri için “öğretmen eğitimleri” kırmızı çizgimizdir. Aksi halde geleneksel bakış açısıyla akademik süreci yöneten markalar, dijital dönüşüm sürecine direnemezler. Eğitim kurumları geleceğin öncü kurumlarıdır. Eğitimde sınırlar yoktur. Dünya becerilerine uyum sağlayamayan özel eğitim kurumları rekabet koşullarında geride kalacaktır.

DEĞER KATIN, FARK YARATIN
Eğitimde başarıyı yakalamak isteyen kurumlara neler tavsiye edersiniz?
Marka imajı ve yönetimi, markaların kaderini belirliyor. Vizyoner bakış açısıyla marka olmayı başarmış, sektörde fark yaratan, eğitimde dijital çağa uyum sağlayan markalar, geleceğe yön verirken, yeni bir şey söylemeyen “markalar” ise yok olup gidecektir. Bu nedenle markalaşma sürecini tamamlamak ve hedef kitlenin ihtiyaçlarına göre aksiyonlar almak hem markayı güçlendirir hem de gelecek için fark yaratır.

 

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.



Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.