banner

Son 15 yıla ‘değişim’ damgasını vurdu!




Naci Atalay - ÖZDEBİR Yönetim Kurulu Başkanı

naci_atalay_ozdebirTürkiye’de eğitim sisteminin oldukça dinamik bir yapıya sahip olduğunu belirterek başlayalım. Artı Eğitim Dergisi’nin 15. yaşıyla birlikte, geride bıraktığımız 15 yıla ‘değişim’ kavramının damga vurduğunu söyleyebiliriz. Bu değişimin olumlu yanları da oldu, olumsuz yanları da elbette.

Uzun yıllardır her bakan değişikliğiyle Eğitim Sistemimizde yapılan değişiklikler sorunları çözmemiş, yeni düzenlemelerin yapılmasını gerekli kılmıştı. ÖZDEBİR Özel Eğitim Öğretim Derneği olarak her fırsatta dile getirdiğimiz gibi, Sayın Ziya Selçuk’un Milli Eğitim Bakanlığı görevini üstlenmiş olması eğitim sektörü için bir fırsattır. Kendisi 2002 yılından bu yana Milli Eğitim Bakanlığı görevini üslenen yedinci Bakanımız olmuştur. Bu süre zarfında eğitim sisteminin geneli açasından önemi olan 4+4+4 sisteminin getirilmesi, öğretim programlarının çok kez aşamalı ya da toplu olarak değiştirilmesi, hem liseye hem üniversiteye giriş sisteminde köklü değişiklikler yapılması gibi adımlar atıldı. Sektörün içinden gelen eğitimci bir bakanın göreve getirilmesini, yıllardır biriken sorunlara çözüm üretme ve bu sorunları çözme açısından son derece olumlu bir karar olarak değerlendirdik. 2023 Eğitim Vizyonu Belgesinin açıklanmasından sonra Eğitim Sistemimizde önemli değişikliklere ve yeniliklere tanık olmaya başladık.
Son 15 yıla baktığımızda özel öğretim alanına damga vuran değişiklik ise şüphesiz ki dershanelerin kapanma süreci oldu. Bu karar yalnızca dershane sektöründe yer alan bileşenleri etkilemekle kalmadı, özel öğretim alanında zincirleme bir etkiye neden oldu.
25 Mart 2012 günü döne¬min Sayın Başbakanının "Üniversite giriş sınavlarını da, üniversite hazırlık kurslarını da orta¬dan kaldırıyoruz." açıklamasıyla başlayan ve o günden bu yana eğitim dünyasının gündemini meşgul eden dershanelerin kapatılması sürecinde pek çok tartışmayla birlikte günümüze kadar gelindi. ÖZDEBİR olarak bizim ve bütün sektörün, gerekli koşulların hazırlanmamış olması nedeniyle, itirazlarına rağmen 6528 Sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, 14 Mart 2014 tarih ve 28941 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanarak yürür¬lüğe girdi. Hatırlanacağı gibi, bu Yasa ile Özel Dershanelerin 31 Ağustos 2015’e kadar temel liselere ve diğer özel öğretim kurumlarına dönüşmeleri, Etüt Eğitim Merkezlerinin 12 yaş sınırlamasıyla uyumlu hale getirilmeleri, bu koşullara uygun dönüşümü sağlanamayan kurumların ise 1 Eylül 2015’te kapatılmaları hükme bağlanmıştı.

Bu kararın ardından gelen arayış ve beklentiler özel okulların sayısında bir artışla birlikte temel liseleri ve özel öğretim kurslarını gündeme taşıdı. 15 Temmuz kalkışmasıyla ne oldukları ortaya çıkan hain yapı bir taraftan eğitim sektöründen sökülüp atılırken bir taraftan da yeni düzenlemelerle temel liseler, özel öğretim kursları ve kişisel gelişim kursları dönemi başladı. Bu kurumların kapsamı ile ilgili düzenlemeler ise sık sık değiştirildi. Son olarak da temel liseler kapatıldı ve kapatılacağı açıklanan özel öğretim kurslarına bir yıl daha ek süre tanındı. Bu kurumlara ilişkin durum halen tartışma konusu çünkü çok sayıdaki öğrencinin okuldan aldıkları bilgilere ek olarak sınavlara hazırlanabilecekleri kurumlara duyduğu ihtiyaç devam etmekte.

“Merdiven Altı” Yapılarla Mücadele Öncelikli Görevimiz

Dershanelerin kapanmasıyla doğan boşluktan faydalanan çok sayıda kaçak kurs “merdiven altı” faaliyet sürdürmeye başladı. Görevini yasal çerçevede sürdüren kurumlara haksız rekabet oluşturan bu kaçak oluşumlar son yıllarda eğitim sektörünü en çok rahatsız eden konulardan oldu. Gerek Milli Eğitim Bakanımızla gerek Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürümüzle gerekse Eğitim Öğretim Politikaları Kurulu ile yaptığımız görüşmelerde önemle üzerinde durduğumuz bir konu bu. ÖZDEBİR olarak biz; öğrencilerin sınavlara hazırlık talepleri sürdüğü müddetçe temel liselerin ardından bir de özel öğretim kurslarının kapatılması durumunda, merdiven altı eğitimin kat kat artarak süreceğini tekrar tekrar belirttik. Bu yasal kurumların kapatılması ile birlikte; kontrol edilemez grup ve yapıların çok rahat bir şekilde, apartman dairelerinde sınavlara hazırlık işini sürdüreceklerini vurguladık. Ülkenin geleceğini ilgilendiren bu gibi önemli kararların alınmasında eğitimcilerin ve eğitimcileri temsil eden sivil toplum örgütlerinin de görüşlerinin alınmasının uygun olacağını belirttik.
Eğitim Sistemimizde bütünlüklü düzenlemelerden uzak, sonuca odaklı bu düzenlemeler ne sınavlara hazırlık ihtiyacını ortadan kaldırmakta ne de sınavlara hazırlık kurumlarını… Öğrenciler bir kurstan başka bir kursa gitmek zorunda kalmakta, kurs kurucu ve yöneticileri veli ve öğrencilerin bu ihtiyaçlarını karşılamak için türlü yollara kimi zaman da yasal olmayan uygulamalara başvurmak durumunda olmaktadır. İzinsiz özel kurs faaliyetlerinde bulunanlar geçmişte üç yıla kadar hapis cezasına çarptırılabiliyordu, hapis cezaları önce azaltıldı sonra kaldırıldı ve para cezalarına dönüştürüldü. Bugün sayıları bile belirlenemeyen 7000’leri aştığı ifade edilen izinsiz kurs faaliyeti yürüten “merdiven altı” yapılarla karşı karşıyayız. Bu durumun yarattığı vergi kayıpları, öğrencilerin denetimsiz bu yerlerin eline bırakılması ve izinli - yasal faaliyet sürdürenlere karşı oluşan haksız rekabet koşulları dikkate alınması gereken önemli sorunlardandır.
Bu durumlar göz önüne alındığında merdiven altı diye anılan kurumlar çok sıkı denetlenmeli ve yasal zemine çekilmelidir. Sınav ihtiyacı devam ettiği sürece de bu ihtiyacın yasal kurumlarla karşılanması, yasal özel kurslara konulan kısıtlamaların da kaldırılması gerekmektedir. Daha da önemlisi yıllardır dile getirilmesine karşın gerçekleştirilemeyen “eğitimin sınav odaklı yapısının” çağdaş, bilimsel, bireyin ve toplumun ihtiyaçlarına uygun hale getirilmesidir.
Eğitime Yapılan Yatırım Geleceğe Yapılan Yatırımdır
Eğitim alanına yapılan yatırımın ülkemiz ve geleceğimiz için yapılacak en değerli yatırım olduğunu düşünüyorum. Özel okulların eğitim alanındaki payı Milli Eğitim Bakanlığımızın da hedeflerine yaklaşmakta. Biz sektördeki bu büyümeyi elbette olumlu buluyoruz. Özel okullara dönük ilginin artması devletin eğitim alanındaki ekonomik yükünün azalmasını sağlayacağı gibi devlet okullarında da bir rahatlama yaratacaktır. Tabi bu arada eğitim öğretim desteği konusuna değinmeden de geçemeyeceğim. Bildiğiniz üzere özel okulda öğrencisi bulunan belli koşulları taşıyan velilerimize devletimiz tarafından verilen eğitim-öğretim teşvikleri bu yıl itibariyle kaldırıldı. Oysa bu teşviklerin genişletilmesi ve daha çok öğrencimizin, hatta tüm öğrencilerimizin yararlandığı hale getirilmesi sektörümüzün beklentisiydi. Az önce de belirttiğim gibi özel okullarımızın devletimiz tarafından desteklenmesi devletin ekonomik yükünü azaltmaktadır. Bu nedenle hem özel okullarda uygulanan KDV’nin yüzde bire indirilmesi hem de her özel okul öğrencisine eğitim öğretim desteğinin verilmesi bütün özel öğretim sektörünün ortak talebi olarak değerlendirilmelidir.
Özel okulların sayısı artarken beklentimiz, bu niceliksel artışın beraberinde niteliksel artışın da gelmesidir. Bunun için Bakanlığımızın ve özel öğretim kurumları kurucuları olarak bizim üzerimize düşen görevler var elbette. Eğitimde kaliteyi artırıcı çalışmalara ağırlık vermek önemli görevlerimizin başındadır. Yeni Bakanımız Sayın Ziya Selçuk’un eğitim sektörünün içinden gelmesi ve özellikle özel eğitim-öğretim alanını yakından tanıyor olmasını bizler için önemli bir avantaj olarak görüyoruz. Zaten Bakanımız da öncelikli hedefleri arasına, eğitimde kaliteyi arttırmayı koyarak, öğretmen yetiştirme programları ile ilgili bir dizi çalışma başlattı. Bizim için de memnuniyet verici olan bu anlayış için elbirliğiyle çaba göstermemiz gerekir.

15. YIL MESAJI
ARTI EĞİTİM EĞİTİMCİLERİN YANINDA…
15 yıllık yayın hayatı boyunca eğitim sektörünün nabzını tutan, bizlere sayfalarında yer vererek düşünce ve görüşlerimizi paylaşmamıza vesile olan Artı Eğitim Dergisi’nin 15. Yaşını en içten dileklerimle kutluyorum.
Artı Eğitim’in çağdaş, Atatürkçü, laik, özgür ve demokratik bir Türkiye idealinden vazgeçmeyen bilimde, sanatta, sporda başarıya odaklanmış özgüveni yüksek, milli ve manevi değerlerine bağlı bir gençlik yetiştirmek için verdiğimiz uğraşta daha nice yıllar eğitimcilerin yanında olmasını temenni ediyorum.

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.



Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.