Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Uluslararası ödüllerin sahibi genç şef Alper Güler, üniversite sınavında tercih ettiği Okan Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu Gastronomi Bölümü’nü kazandı. Güler üniversite eğitimi sırasında da ödül toplamaya devam edeceğini söylüyor.

ödül avcısı şefBugüne kadar 14’ü aşkın yarışmada 30 madalya, 50’yi aşkın sertifika, 8 profesyonel mutfak sertifikası, 5 kupa, 6 plaket, 10’u aşkın aşçılık teşekkür belgesi alan 18 yaşındaki Alper Güler, üniversite sınavında tercih ettiği Okan Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu Gastronomi Bölümü’nü kazandı. Antalya Yeşilbayır İMKB Anadolu Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi mezunu olan Güler’in aldığı önemli dereceler arasında İstanbul’da yapılan Kıtalararası Gastronomi Yarışması’nda Gençler Balık Kategorisi dünya üçüncülüğü, Dubai’de yapılan Dünya Şefler Yarışması’nda Profesyonel Chef Balık Kategorisi dünya dördüncülüğü, Yunanistan’da yapılan Avrupa Şef Yarışması’nda Et Kategorisi Avrupa üçüncülüğü ve Tayland'da yapılan Ultimate Chef Asya Kıtası Yemek Yarışması’nda Tavuk Kategorisi Asya üçüncülüğü yer alıyor. Üniversitenin Mütevelli Heyet Başkanı Bekir Okan ile bir araya gelen Güler, Okan Üniversitesi ailesine katılmaktan dolayı mutlu olduğunu söyledi.

> Ödül Avcısı şef Okan Üniversitesi’ni kazandı

Uluslararası ödüllerin sahibi genç şef Alper Güler, üniversite sınavında tercih ettiği Okan Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu Gastronomi Bölümü’nü kazandı. Güler üniversite eğitimi sırasında da ödül toplamaya devam edeceğini söylüyor.

ödül avcısı şefBugüne kadar 14’ü aşkın yarışmada 30 madalya, 50’yi aşkın sertifika, 8 profesyonel mutfak sertifikası, 5 kupa, 6 plaket, 10’u aşkın aşçılık teşekkür belgesi alan 18 yaşındaki Alper Güler, üniversite sınavında tercih ettiği Okan Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu Gastronomi Bölümü’nü kazandı. Antalya Yeşilbayır İMKB Anadolu Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi mezunu olan Güler’in aldığı önemli dereceler arasında İstanbul’da yapılan Kıtalararası Gastronomi Yarışması’nda Gençler Balık Kategorisi dünya üçüncülüğü, Dubai’de yapılan Dünya Şefler Yarışması’nda Profesyonel Chef Balık Kategorisi dünya dördüncülüğü, Yunanistan’da yapılan Avrupa Şef Yarışması’nda Et Kategorisi Avrupa üçüncülüğü ve Tayland'da yapılan Ultimate Chef Asya Kıtası Yemek Yarışması’nda Tavuk Kategorisi Asya üçüncülüğü yer alıyor. Üniversitenin Mütevelli Heyet Başkanı Bekir Okan ile bir araya gelen Güler, Okan Üniversitesi ailesine katılmaktan dolayı mutlu olduğunu söyledi.

Son Güncelleme: Salı, 04 Ağustos 2015 11:50

Gösterim: 1369

Çukurova Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Çiftliği'nde yetiştirilen et tipi Boer keçilerine Kanada'dan getirilecek aynı ırkın saf embriyoları transfer edilecek.

üniversiteli keçilerÇukurova Üniversitesi (ÇÜ) Araştırma ve Uygulama Çiftliği'nde yetiştirilen ve "dünyanın en iyi etçi ırklarından biri" sayılan Boer keçileri, Kanada'dan getirilecek aynı cinsin saf embriyoları ile çoğaltılacak.

ÇÜ Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Öğretim Üyesi ve Araştırma ve Uygulama Çiftliği Keçi ve Koyun İşletmesi sorumlusu Prof. Dr. Nazan Koluman, çiftlikte 500 keçi ve 200 koyun bulunduğunu söyledi.

Üniversite çiftliğinde süt tipi Saanen, Alpin ve et tipi Boer keçilerin yetiştirildiğini anlatan Koluman, çeşitli bilimsel çalışmaların yanı sıra yetiştirilen keçilerin damızlık olarak üreticilere satıldığını ifade etti.

Koluman, dünyanın en iyi etçi ırklarından birisi sayılan Boer keçilerinin Türkiye'de ilk kez ÇÜ tarafından geliştirildiğini ve kayıt sisteminde tescil edildiğini belirterek, bu türün kendileri için göz bebeği olduğunu kaydetti.

Üniversitenin çiftliğinde şu an 30 baş Boer ırkı keçi bulunduğunu aktaran Koluman, şöyle konuştu:

"Bu yıl maalesef Boer keçilerimizden doğan oğlakların tamamı erkek oldu. Dişi sayımız sabit kaldı ancak Rektörümüz Prof. Dr. Mustafa Kibar'ın desteğiyle bir araştırma projesi geliştirdik. Bu proje ile Türkiye genelinde talep gören ve üniversitemizin önderlik ettiği et tipi keçi geliştirme çalışmalarını makro projelerle destekleyerek embriyo transferi yapacağız. Kanada'dan embriyo transferiyle Çukurova'da Güney Afrika kökenli Boer keçisini ıslah edip, yöre yetiştiricisinin et tipi keçi damızlık talebini karşılayacağız. Gelecek yıl ise çiftlikteki sayıyı 100'ün üzerine çıkaracağız. Çalışmalarımız başarılı olursa 50-60 saf damızlık keçimiz olacak."

> 'Üniversiteli keçiler' embriyo transferiyle çoğalacak

Çukurova Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Çiftliği'nde yetiştirilen et tipi Boer keçilerine Kanada'dan getirilecek aynı ırkın saf embriyoları transfer edilecek.

üniversiteli keçilerÇukurova Üniversitesi (ÇÜ) Araştırma ve Uygulama Çiftliği'nde yetiştirilen ve "dünyanın en iyi etçi ırklarından biri" sayılan Boer keçileri, Kanada'dan getirilecek aynı cinsin saf embriyoları ile çoğaltılacak.

ÇÜ Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Öğretim Üyesi ve Araştırma ve Uygulama Çiftliği Keçi ve Koyun İşletmesi sorumlusu Prof. Dr. Nazan Koluman, çiftlikte 500 keçi ve 200 koyun bulunduğunu söyledi.

Üniversite çiftliğinde süt tipi Saanen, Alpin ve et tipi Boer keçilerin yetiştirildiğini anlatan Koluman, çeşitli bilimsel çalışmaların yanı sıra yetiştirilen keçilerin damızlık olarak üreticilere satıldığını ifade etti.

Koluman, dünyanın en iyi etçi ırklarından birisi sayılan Boer keçilerinin Türkiye'de ilk kez ÇÜ tarafından geliştirildiğini ve kayıt sisteminde tescil edildiğini belirterek, bu türün kendileri için göz bebeği olduğunu kaydetti.

Üniversitenin çiftliğinde şu an 30 baş Boer ırkı keçi bulunduğunu aktaran Koluman, şöyle konuştu:

"Bu yıl maalesef Boer keçilerimizden doğan oğlakların tamamı erkek oldu. Dişi sayımız sabit kaldı ancak Rektörümüz Prof. Dr. Mustafa Kibar'ın desteğiyle bir araştırma projesi geliştirdik. Bu proje ile Türkiye genelinde talep gören ve üniversitemizin önderlik ettiği et tipi keçi geliştirme çalışmalarını makro projelerle destekleyerek embriyo transferi yapacağız. Kanada'dan embriyo transferiyle Çukurova'da Güney Afrika kökenli Boer keçisini ıslah edip, yöre yetiştiricisinin et tipi keçi damızlık talebini karşılayacağız. Gelecek yıl ise çiftlikteki sayıyı 100'ün üzerine çıkaracağız. Çalışmalarımız başarılı olursa 50-60 saf damızlık keçimiz olacak."

Son Güncelleme: Cuma, 31 Temmuz 2015 14:53

Gösterim: 1139

“Çanakkale Savaşı Araştırma Merkezi Ulusal Mimari Proje Yarışması”nda 1.lik ödülünü A. Balin Özcan Koyunoğlu ve ekibi aldı.

ışık üni ekipÇanakkale Savaşları’nın 100. yılı sebebiyle Çanakkale'de inşa edilecek Çanakkale Savaşları Araştırma Merkezi (Ç.S.A.M.) binasının projesi için açılan ulusal ölçekteki mimari proje yarışmasında birincilik ödülünü Işık Üniversitesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü yarı zamanlı araştırma görevlisi A. Balin Özcan Koyunoğlu’nun tek peyzaj mimarı olarak katıldığı proje aldı. Çanakkale Valiliği’nce düzenlenen mimari proje yarışmasında birincilik ödülünü alan projenin ekibinde Doç. Dr. Murat Çetin, Evin Eriş, Mehmet Hamarat ve Muammer Hamarat görev aldı.

36 BİN METREKAREDE 'ÇANAKKALE SAVAŞI' ARAŞTIRILACAK

Ekonomik, özgün ve nitelikli mimari yaklaşımların, işlevsel ve yenilikçi çözümlerin öne çıkarılması; doğaya saygılı, sürdürülebilir, çağdaş bir çevre ve mimari anlayışı ortaya koyan projelerin üretilmesinin amaçlandığı yarışmada yaklaşık 36 bin metrekarelik alanda kurulacak olan Çanakkale Savaşı Araştırma Merkezi, çevre düzenlemeleri ile beraber tasarlandı.

BİR DUVAR VE ÜÇ ANA IŞIK KUYUSU OLARAK KURGULANDI

Ödül kazanan mimari proje; Çanakkale Savaşları Araştırma Merkezi’ni, sadece araştırma ofis ve laboratuvarlarından ibaret bir bütünlük değil, yapının ortak dolaşım alanlarının her bir noktasında savaş belleğinin mekansal olarak da deneyimlendiği bir süreklilik olarak ele alındı. Yeraltında gömülü bir tarihin kapsamlı araştırılmasına yönelik bir yapay arkeolojik ve historiyografik kazı niteliği taşıyan bina içeriğin, ‘bir duvar ve üç ana ışık kuyusu’ ile ifade edilebilecek ana ve yalın mekansal kurguya dayalı olarak yorumlandı. Dolayısıyla ‘bir duvar ve bir park’ (ve altında gömülü bir yapı) alanından ibaret bir tasarım konseptini benimsendi. Tasarımın ana ögesi olan, kentin tarihi ve morfolojisinde önemli yer tutan “duvar” unsuru, içinde barındırdığı rampalar sistemi ile tüm işlev gruplarının açıldığı bir dolaşım ve savaş belleğini deneyimleme omurgası olarak ele alındı. Duvar, içinde bir savaş deneyim mekanı barındırırken, dışarıda bir etkinlik yüzeyi olarak tasarlandı.

SAVAŞI YENİDEN SORGULAMAYA SEVK EDİYOR

Baskın AVM inşaatları ile hızla yapılaşan yakın çevredeki mimari yozlaşmaya karşı takınılan eleştirel tavır, kendini kente domine etme eğilimindeki yapıların yer aldığı bir çevrede var-olmamayı; yok-olmayı tercih eden ve bu yüzden yerin altına çekilen – adeta siper alan – bir yapı ve onun uzantısı olarak da komşu yapıya görsel bir set çeken bir duvar ile ifadesini buluyor. Çoklu semiyolojik okumalara izin olanak sunan bu lahitvari 'anma duvarı' ve altında yer alan yapı, ziyaretçiyi ve kullanıcıyı altında yatan şehitleri ve savaşın karanlık yüzünü düşünmeye davet ediyor. Bu boşluk alanda açılan avlular ise savaşı yeniden ve yeniden sorgulamaya; araştırmaya sevk ediyor.

> Işık Üniversitesi’ne ödül

“Çanakkale Savaşı Araştırma Merkezi Ulusal Mimari Proje Yarışması”nda 1.lik ödülünü A. Balin Özcan Koyunoğlu ve ekibi aldı.

ışık üni ekipÇanakkale Savaşları’nın 100. yılı sebebiyle Çanakkale'de inşa edilecek Çanakkale Savaşları Araştırma Merkezi (Ç.S.A.M.) binasının projesi için açılan ulusal ölçekteki mimari proje yarışmasında birincilik ödülünü Işık Üniversitesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü yarı zamanlı araştırma görevlisi A. Balin Özcan Koyunoğlu’nun tek peyzaj mimarı olarak katıldığı proje aldı. Çanakkale Valiliği’nce düzenlenen mimari proje yarışmasında birincilik ödülünü alan projenin ekibinde Doç. Dr. Murat Çetin, Evin Eriş, Mehmet Hamarat ve Muammer Hamarat görev aldı.

36 BİN METREKAREDE 'ÇANAKKALE SAVAŞI' ARAŞTIRILACAK

Ekonomik, özgün ve nitelikli mimari yaklaşımların, işlevsel ve yenilikçi çözümlerin öne çıkarılması; doğaya saygılı, sürdürülebilir, çağdaş bir çevre ve mimari anlayışı ortaya koyan projelerin üretilmesinin amaçlandığı yarışmada yaklaşık 36 bin metrekarelik alanda kurulacak olan Çanakkale Savaşı Araştırma Merkezi, çevre düzenlemeleri ile beraber tasarlandı.

BİR DUVAR VE ÜÇ ANA IŞIK KUYUSU OLARAK KURGULANDI

Ödül kazanan mimari proje; Çanakkale Savaşları Araştırma Merkezi’ni, sadece araştırma ofis ve laboratuvarlarından ibaret bir bütünlük değil, yapının ortak dolaşım alanlarının her bir noktasında savaş belleğinin mekansal olarak da deneyimlendiği bir süreklilik olarak ele alındı. Yeraltında gömülü bir tarihin kapsamlı araştırılmasına yönelik bir yapay arkeolojik ve historiyografik kazı niteliği taşıyan bina içeriğin, ‘bir duvar ve üç ana ışık kuyusu’ ile ifade edilebilecek ana ve yalın mekansal kurguya dayalı olarak yorumlandı. Dolayısıyla ‘bir duvar ve bir park’ (ve altında gömülü bir yapı) alanından ibaret bir tasarım konseptini benimsendi. Tasarımın ana ögesi olan, kentin tarihi ve morfolojisinde önemli yer tutan “duvar” unsuru, içinde barındırdığı rampalar sistemi ile tüm işlev gruplarının açıldığı bir dolaşım ve savaş belleğini deneyimleme omurgası olarak ele alındı. Duvar, içinde bir savaş deneyim mekanı barındırırken, dışarıda bir etkinlik yüzeyi olarak tasarlandı.

SAVAŞI YENİDEN SORGULAMAYA SEVK EDİYOR

Baskın AVM inşaatları ile hızla yapılaşan yakın çevredeki mimari yozlaşmaya karşı takınılan eleştirel tavır, kendini kente domine etme eğilimindeki yapıların yer aldığı bir çevrede var-olmamayı; yok-olmayı tercih eden ve bu yüzden yerin altına çekilen – adeta siper alan – bir yapı ve onun uzantısı olarak da komşu yapıya görsel bir set çeken bir duvar ile ifadesini buluyor. Çoklu semiyolojik okumalara izin olanak sunan bu lahitvari 'anma duvarı' ve altında yer alan yapı, ziyaretçiyi ve kullanıcıyı altında yatan şehitleri ve savaşın karanlık yüzünü düşünmeye davet ediyor. Bu boşluk alanda açılan avlular ise savaşı yeniden ve yeniden sorgulamaya; araştırmaya sevk ediyor.

Son Güncelleme: Çarşamba, 29 Temmuz 2015 14:39

Gösterim: 974

Isparta SDÜ Teknoloji Fakültesi öğrencilerince geliştirilen Tekno Mobil, TÜBİTAK'ın Alternatif Enerjili Araç Yarışları'nda 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in anısına mücadele edecek.

tekno mobilSüleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Teknoloji Fakültesi öğrencilerince geliştirilen ve saatteki hızı 135 kilometreye kadar ulaşan Tekno Mobil, kent merkezinde gerçekleştirilen turla halka tanıtıldı. Tur sırasında aracın üzerine, 9'uncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'i simgeleyen fötr şapka konuldu.

SDÜ Teknoloji Fakültesi öğrencisi 14 kişilik ekip tarafından üretilen elektrikli araç Tekno Mobil, TÜBİTAK'ın her yıl düzenlediği Alternatif Enerjili Araç Yarışları'nda SDÜ'yü temsil edecek elektrikli araçlardan biri.

Yaklaşık bir yıllık süren çalışmanın ardından tamamlanan aracın Japonya'dan gelen motoru dışındaki tüm parçaları yerli olanaklarla üretildi. Araç sisteminin kablosuz izlenmesini sağlayan telemetri ile batarya ve elektronik kontrol sistemleri öğrencilerce geliştirilen aracın diğer parçaları ise iç piyasadan karşılandı.

Toplam ağırlığı 285 kilogram olan aracın saatteki hızı, 135 kilometreye kadar çıkıyor.

Polis eskortunda tanıtıldı

Yarış öncesi tüm eksikleri tamamlanan aracın tanıtımı, Hükümet Meydanı'nda, Vali Vahdettin Özkan, üniversite öğretim üyeleri ve öğrencilerin katıldığı etkinlikle yapıldı.

Üniversite yerleşkesinden polis eskortu eşliğinde meydana ulaşan araç, bir süre tur attıktan sonra katılımcılara tanıtıldı. Üzerine 9'uncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'i simgeleyen fötr şapkanın konulduğu Tekno Mobil'i inceleyen Vali Özkan, öğrencilerden araç hakkında bilgi aldı.

Özkan, yaptığı konuşmada, evrensel düzeyde üretilen teknolojinin Isparta'da gerçekleştirilmesini memnuniyetle karşıladıklarını söyledi.

Yarışmaya kentten katılımın  gerçekleşmesinin kendilerini mutlu ettiğini dile getiren Özkan, SDÜ'de bu tür çalışmaların bulunmasının sevinç, övünç ve gurur kaynağı olduğunu dile getirdi.

Merhum Demirel'in anısına yarışacak

Aracın akademik danışmanlığını yapan SDÜ Teknolojik Malzemeler Araştırma ve Uygulama Merkezi'nde görevli fizikçi Hidayet Yıldız, Tekno Mobil'in yarış standartlarında sabit kalmak üzere 85 kilometre, standart dışında da 135 kilometre hıza ulaştığını söyledi.

Yıldız, geçen yıl geliştirdikleri "Cimri Mobil" ile 42 araç içinde 5'inci oldukları, bu yıl Tekno Mobil'le 54 yarışmacı arasında daha iyi bir sonuç elde etmeyi istediklerini belirtti.

Bu yılki yarışların kendileri için anlamlı olacağını dile getiren Yıldız, "Bu sene 9'uncu Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel anısına yarışlara katılacağız. İnşallah anısını güzel bir şekilde yad ederek temsil edebiliriz" dedi.

Vatandaşların büyük ilgi gösterdiği araç, daha sonra SDÜ'ye hareket etti.

Kocaeli'nin Körfez Pisti'nde 3 Ağustos'ta başlayacak yarışlara SDÜ, "Cimri Mobil" ve Tekno Mobil" ile katılacak.

> Tekno Mobil Süleyman Demirel anısına yarışacak

Isparta SDÜ Teknoloji Fakültesi öğrencilerince geliştirilen Tekno Mobil, TÜBİTAK'ın Alternatif Enerjili Araç Yarışları'nda 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in anısına mücadele edecek.

tekno mobilSüleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Teknoloji Fakültesi öğrencilerince geliştirilen ve saatteki hızı 135 kilometreye kadar ulaşan Tekno Mobil, kent merkezinde gerçekleştirilen turla halka tanıtıldı. Tur sırasında aracın üzerine, 9'uncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'i simgeleyen fötr şapka konuldu.

SDÜ Teknoloji Fakültesi öğrencisi 14 kişilik ekip tarafından üretilen elektrikli araç Tekno Mobil, TÜBİTAK'ın her yıl düzenlediği Alternatif Enerjili Araç Yarışları'nda SDÜ'yü temsil edecek elektrikli araçlardan biri.

Yaklaşık bir yıllık süren çalışmanın ardından tamamlanan aracın Japonya'dan gelen motoru dışındaki tüm parçaları yerli olanaklarla üretildi. Araç sisteminin kablosuz izlenmesini sağlayan telemetri ile batarya ve elektronik kontrol sistemleri öğrencilerce geliştirilen aracın diğer parçaları ise iç piyasadan karşılandı.

Toplam ağırlığı 285 kilogram olan aracın saatteki hızı, 135 kilometreye kadar çıkıyor.

Polis eskortunda tanıtıldı

Yarış öncesi tüm eksikleri tamamlanan aracın tanıtımı, Hükümet Meydanı'nda, Vali Vahdettin Özkan, üniversite öğretim üyeleri ve öğrencilerin katıldığı etkinlikle yapıldı.

Üniversite yerleşkesinden polis eskortu eşliğinde meydana ulaşan araç, bir süre tur attıktan sonra katılımcılara tanıtıldı. Üzerine 9'uncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'i simgeleyen fötr şapkanın konulduğu Tekno Mobil'i inceleyen Vali Özkan, öğrencilerden araç hakkında bilgi aldı.

Özkan, yaptığı konuşmada, evrensel düzeyde üretilen teknolojinin Isparta'da gerçekleştirilmesini memnuniyetle karşıladıklarını söyledi.

Yarışmaya kentten katılımın  gerçekleşmesinin kendilerini mutlu ettiğini dile getiren Özkan, SDÜ'de bu tür çalışmaların bulunmasının sevinç, övünç ve gurur kaynağı olduğunu dile getirdi.

Merhum Demirel'in anısına yarışacak

Aracın akademik danışmanlığını yapan SDÜ Teknolojik Malzemeler Araştırma ve Uygulama Merkezi'nde görevli fizikçi Hidayet Yıldız, Tekno Mobil'in yarış standartlarında sabit kalmak üzere 85 kilometre, standart dışında da 135 kilometre hıza ulaştığını söyledi.

Yıldız, geçen yıl geliştirdikleri "Cimri Mobil" ile 42 araç içinde 5'inci oldukları, bu yıl Tekno Mobil'le 54 yarışmacı arasında daha iyi bir sonuç elde etmeyi istediklerini belirtti.

Bu yılki yarışların kendileri için anlamlı olacağını dile getiren Yıldız, "Bu sene 9'uncu Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel anısına yarışlara katılacağız. İnşallah anısını güzel bir şekilde yad ederek temsil edebiliriz" dedi.

Vatandaşların büyük ilgi gösterdiği araç, daha sonra SDÜ'ye hareket etti.

Kocaeli'nin Körfez Pisti'nde 3 Ağustos'ta başlayacak yarışlara SDÜ, "Cimri Mobil" ve Tekno Mobil" ile katılacak.

Son Güncelleme: Cuma, 31 Temmuz 2015 13:55

Gösterim: 2185

Yeditepe Üniversitesi bünyesinde kurulması planlanan Teknoloji Geliştirme Bölgesi (Teknopark) için Kurucu Heyet Protokolü imzalandı.

yeditepe protokolYeditepe Üniversitesi'nden yapılan açıklamaya göre, üniversite-sanayi iş birliği çerçevesinde atılımlarda bulunan kurumun bünyesinde bir teknopark tesis edilmesi amacıyla, Kurucu Heyet Protokolü imzalandı.

Heyet üyelerinin katılımıyla düzenlenen imza töreninde, Yeditepe Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi'nin,  Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'na sunulacak kuruluş dosyasını hazırladığı ve başvuru işlemlerini en kısa zamanda gerçekleştireceği bildirildi.

Açıklamada görüşlerine yer verilen İstanbul Eğitim ve Kültür (İSTEK) Vakfı Kurucu ve Onursal Başkanı Bedrettin Dalan, ülke olarak 2023 vizyonuna uygun gelişme değil, sıçrama yapılması gerektiğini belirterek, "Teknoparklarda asıl hedeflenen üniversitelerle bilimsel araştırma yapan diğer kurum ve kuruluşların, piyasada üretim yapan işletmelerle iş birliğini sağlamaktır. Çok güçlü bir üniversitemiz var. Bu kapsamda üniversite-sanayi iş birliğinin sağlanması bu sıçramanın gerçekleşmesinde önemli bir rol oynayacak" ifadelerini kullandı.

Yeditepe Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Canan Aykut Bingöl de teknoloji ve bilime dayalı üretimin, orta ve uzun vadede ülke sanayisinin uluslararası rekabet edebilir bir yapıya kavuşturulmasına katkı sağlayacağını dile getirdi.

Bingöl, teknoparkın kuruluş özelliklerine işaret ederek, burada yer alacak şirketlerin, üniversiteyle iş birliğinin yanı sıra birçok konuda muafiyetleri ve avantajları bulunduğunu kaydetti.

> Yeditepe Üniversitesi'nden Teknopark protokolü

Yeditepe Üniversitesi bünyesinde kurulması planlanan Teknoloji Geliştirme Bölgesi (Teknopark) için Kurucu Heyet Protokolü imzalandı.

yeditepe protokolYeditepe Üniversitesi'nden yapılan açıklamaya göre, üniversite-sanayi iş birliği çerçevesinde atılımlarda bulunan kurumun bünyesinde bir teknopark tesis edilmesi amacıyla, Kurucu Heyet Protokolü imzalandı.

Heyet üyelerinin katılımıyla düzenlenen imza töreninde, Yeditepe Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi'nin,  Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'na sunulacak kuruluş dosyasını hazırladığı ve başvuru işlemlerini en kısa zamanda gerçekleştireceği bildirildi.

Açıklamada görüşlerine yer verilen İstanbul Eğitim ve Kültür (İSTEK) Vakfı Kurucu ve Onursal Başkanı Bedrettin Dalan, ülke olarak 2023 vizyonuna uygun gelişme değil, sıçrama yapılması gerektiğini belirterek, "Teknoparklarda asıl hedeflenen üniversitelerle bilimsel araştırma yapan diğer kurum ve kuruluşların, piyasada üretim yapan işletmelerle iş birliğini sağlamaktır. Çok güçlü bir üniversitemiz var. Bu kapsamda üniversite-sanayi iş birliğinin sağlanması bu sıçramanın gerçekleşmesinde önemli bir rol oynayacak" ifadelerini kullandı.

Yeditepe Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Canan Aykut Bingöl de teknoloji ve bilime dayalı üretimin, orta ve uzun vadede ülke sanayisinin uluslararası rekabet edebilir bir yapıya kavuşturulmasına katkı sağlayacağını dile getirdi.

Bingöl, teknoparkın kuruluş özelliklerine işaret ederek, burada yer alacak şirketlerin, üniversiteyle iş birliğinin yanı sıra birçok konuda muafiyetleri ve avantajları bulunduğunu kaydetti.

Son Güncelleme: Çarşamba, 29 Temmuz 2015 13:58

Gösterim: 1560


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.