Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın bugün başlayan Türkiye Özel Okullar Birliği 14. Eğitim Sempozyumu’nda yaptığı konuşmanın tamamı;
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, gerek yaş, gerek meslek, gerek cinsiyet, gerek bilgiler itibarıyla eğitim dünyasının tam bir yaz boz tahtası olduğunu söyledi.
Bakan Avcı, Serik ilçesi Belek Turizm Bölgesi'ndeki bir otelde düzenlenen Türkiye Özel Okullar Birliği 14. Eğitim Sempozyumu'na katıldı. Buradaki konuşmasına espri ile başlayan Avcı, "Sevgi ve saygılarımla selamlıyorum. Burada alkışlamanız gerekiyordu" ifadesini kullandı.
Kürsüde konuşma metinlerinin genellikle medya mensuplarını mikrofonlarının altında kaldığını ancak bugünkü toplantıda notlarını kurtardığını anlatan Avcı, katılımcılara "Merak etmeyin, sizi o sıkıcı yazılı metin ile meşgul etmeyeceğim, hatırlatma notlarım var sadece" dedi.
Milli Eğitim Bakanlığı tarafından geçen ay yapılan 19. Milli Eğitim Şurasını hatırlatan Avcı, şurada 4 ana temanın tartışıldığını, bunlardan birinin öğretmenlerin niteliğinin artırılması olduğunu kaydetti. Bu sempozyumun ana temasının da "Geleceğin öğretmenleri" olarak belirlenmesinden dolayı teşekkür eden Avcı, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Burada öğretmen niteliğinin gelecekte nasıl olması gerektiği konusunda çok değerli bir sempozyum gerçekleşeceğini ümit ediyorum ama bir yandan da doğrusu merak ediyorum. Çünkü biraz da geleceğin öğretmeni tabiri bana, bunun Türkçe'sini bulamadık, bir oksimoron gibi geliyor. Yani birbirini çelen, birbirini dışlayan, bir araya getirilmesi düşünülemeyecek bir kavram. Neden böyle, çünkü gelecek dediğimiz bir belirsizlikten bahsediyoruz."
Öğretmenin yüzlerce, binlerce yılın oluşturduğu bir kavramı, mesleği, statüyü, misyonu içerdiğine işaret eden Avcı, "Dolayısıyla binlerce yıldan süzülüp gelen bu kavram, bu statü, misyon bu karanlıkta ne yapacak veya hala bildiğimiz biçimiyle var olmaya devam edebilecek mi?" diye konuştu.
Geleceğin öğretmeni ile geleceğin öğrencilerinin de tartışılması gerektiğini dile getiren Avcı, öğretmenlerin öğrencisiz, öğrencilerin de öğretmensiz olamayacağını vurguladı.
Geleceğin öğretmenleri konuşulurken geleceğin öğrencilerinin de konuşuluyor olması gerektiğini belirten Avcı, "Geleceğin öğrencilerinin ne olacağını bilmiyoruz, onların nasıl bir dünyada yaşayacaklarını bugüne kadar gelecek ile özellikle büyük ölçekli, toplumsal çapı çok geniş gelecek öngörülerinde nasıl yanıldığımızı, nasıl şaşırdığımız tarih bize çok açık gösteriyor" diye konuştu.
"Hiçbir değişken sabit kalmıyor"
Bakan Avcı, 1800'lü yıllarda Londra trafiğinin çözülmesine yönelik bir çalışmada dönemin şartları gereğince 200 yıl boyunca trafik sorunu yaşanmaması için Londra’nın yarısının ahır olması gerektiğinin ortaya çıktığını bildirerek, 50-100 yıl sonra ise bu tahminlerin ne kadar farklı değişkenlerde yön değiştirdiğini anlattı.
Bu doğrultuda hiçbir değişkenin sabit kalmadığına işaret eden Avcı, şunları söyledi:
"Üniversitedeki iktisat dersinden aklımda kalan ve zaman zaman çok işime yaradığını gördüğüm bir kavram var; ceteris paribus, yani bütün değişkenler sabit kaldığı takdirde… Böyle bir dünya yok, bütün değişkenler sabit kalmıyor, modellemeler için zaman zaman bu kavramın himayesine sığınıyoruz ama böyle bir dünya yok. Hiçbir değişken sabit kalmıyor. Dünya hızla değişiyor ve gelişmeye devam edecek, değişimin hızı gittikçe artıyor. Dolayısıyla öğrencilerimiz nitelik değiştiriyor, daha da değiştirecekler, yaş grupları olarak değiştiriyorlar."
"Eğitim dünyası tam bir yaz boz tahtası"
Milli Eğitim Bakanı Avcı, dünyanın hızla değiştiğini, bu doğrultuda eğitime yaklaşımının, eğitim kavramının değiştiğini kaydetti. Eğitimin artık hayat boyu eğitim kavramıyla özdeşleştiğini ifade eden Avcı, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Gerek yaş, gerek meslek, gerek cinsiyet, gerek bilgiler itibarıyla eğitim dünyası tam bir yaz boz tahtası. Buradan ne yapmış olmuyorum, eskiden kovboy filmlerinde 'saloon' vardı biliyorsunuz, orada sık sık kavga çıkar fakat bir köşede de piyanist piyanosunu çalmaya devam eder. Bazı filmlerde piyanistin başucunda 'Piyanist elinden geleni yapıyor, lütfen piyaniste ateş etmeyin' cümlesi asılıdır. Ben de böylesine bir topyekün altüst oluş, böylesine bir değişim ortamında Milli Eğitim Bakanlığımızın da bu değişime ayak uydurabilmek için aldığı kararlarla sık sık eğitimi yaz boz tahtasını çevirmekle eleştirildiğimiz için, yaptığımız işin ne olduğunu bir de böyle anlatmaya çalışıyorum."
167 bin öğrenci özel okula yönlendirildi
Avcı, devlet olarak öğretmenlere gerek seçiminde gerek istihdamında gerekse emekliliklerinde en iyi imkanı sağlamaya çalıştıklarını anlattı.
Özel okulların da öğretmenlere gösterdiği ilgiyi takdirle karşıladıklarını dile getiren Nabi Avcı, özellikle öğretmenlere meslek hayatlarında gösterilen vefayı önemsediklerini belirtti. Vefa için genellikle "semt adıymış" gibi yakınmalar dile getirildiğini ifade eden Avcı, emekli öğretmenlere gösterilen vefanın özellikle genç nesiller açısından önemli olduğunu kaydetti.
Geçen yıl yapılan bir yasal düzenleme ile özel okullara giden öğrencilere ciddi devlet teşvikleri sağladıklarını, bu yıl 200 bin öğrenci için hazırlık yaptıklarına dikkati çeken Avcı, "167 bin öğrencimize bu yıl 535 milyon lira destek vererek özel okullara yönlendirdik. Bunun içerisinde organize sanayi bölgesinde açtığımız teknik liselerde yaptığımız öğrenci başına verilen 3 bin 500 ila 5 bin 500 lira arasında değişen destekler buna dahil değil" dedi.
Bakan Avcı, ilk ödemenin verildiğini, ikinci taksidin şubatta, son taksidin de haziranda verileceğini bildirdi.
"Bir belirsizlikten söz edeceğiz"
"Geleceğin öğretmenleri" kavramı ile ilgili endişelerini de dile getiren Avcı, şöyle konuştu:
"(Geleceğin öğretmeni) kavramı içinde pek çok risk barındıran bir seçim. Biraz önce salona girerken tanıştığım, aslında dinleyicilerimizin, katılımcılarımızın içerisinde bu konuyla çok doğrudan ilgili, hepimizden daha ilgili bir dinleyicimiz var; o da şu anda ne söylediğimizi anlayacak yaşta değil. Henüz 2-3 yaşında ama biz onun dünyasını konuşacağız. Bir belirsizlikten söz edeceğiz. Biz kendimize göre bir gelecek tasavvur edeceğiz. Oraya yakışan, beklentilerine uygun olduğunu düşündüğümüz bir öğretmen profili tanımlayacağız. Sonra önümüzdeki yıllarda, 25 yıl sonra, 50 yıl sonra birileri bu söylediklerimizi okudukları zaman, kayıtları izledikleri, dinledikleri zaman bize çok gülecekler."
Bakan Avcı, sempozyuma katılanlara başarı diledi.
Hayırseverlerin eğitime katkısı önemli
Antalya Valisi Muammer Türker, eğitimin insanlığın varoluşundan bu yana toplumların en önemli faaliyet alanları arasında yer aldığını, bu alanın odağını insanın ve insan yetiştirmenin oluşturduğunu söyledi.
Türkiye'de eğitimin ağırlıklı olarak kamu hizmeti gibi görüldüğünü dile getiren Türker, özel sektörün ve hayırseverlerin de bu alana katkılarının önemli olduğu vurguladı. Türker, son yıllarda Türkiye'de eğitime ayrılan ödeneğin arttığını, bu durumun da hükümetin eğitime verdiği önemi gösterdiğini ifade etti.
Özel okul sayısında yüzde 100 artış
Türkiye Özel Okullar Birliği Derneği Eş Başkanı Cem Gülan da özel okulculuğun son yıllarda hızlı bir şekilde geliştiğini, özellikle sayısal anlamda Türkiye'de yüzde 100 artış gösterdiğini, iki katına çıktığını anlattı.
Bunda ekonomik tedbirlerin ve hükümetin katkılarının çok büyük olduğuna işaret eden Gülan, özellikle yaklaşık 170 bin öğrenciye sunulan eğitim öğretim desteğinin önemli katkısı olduğunu belirtti.
Dershanelerin özel okullara dönüşmesi konusuna değinen Gülan, bu konuda çeşitli endişeler yaşadıklarını ancak alınacak tedbirlerle sorunların önlenebileceğini dile getirdi.
Avrupa Birliği Özel Okullar Birliği Başkanı Simon Steen ise 1988 yılında kurulan konseyin 20'den fazla derneği bünyesinde bulunduğunu, bunların hepsinin ülkelerindeki eğitim sistemini daha iyi hale getirmek için uğraştıklarını söyledi.
Konuşmaların ardından Bakan Avcı'ya plaket yerine fidan sertifikası verildi.
Sempozyumda, yazar Üstün Dökmen tarafından sunum da yapıldı.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın bugün başlayan Türkiye Özel Okullar Birliği 14. Eğitim Sempozyumu’nda yaptığı konuşmanın tamamı;
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, gerek yaş, gerek meslek, gerek cinsiyet, gerek bilgiler itibarıyla eğitim dünyasının tam bir yaz boz tahtası olduğunu söyledi.
Bakan Avcı, Serik ilçesi Belek Turizm Bölgesi'ndeki bir otelde düzenlenen Türkiye Özel Okullar Birliği 14. Eğitim Sempozyumu'na katıldı. Buradaki konuşmasına espri ile başlayan Avcı, "Sevgi ve saygılarımla selamlıyorum. Burada alkışlamanız gerekiyordu" ifadesini kullandı.
Kürsüde konuşma metinlerinin genellikle medya mensuplarını mikrofonlarının altında kaldığını ancak bugünkü toplantıda notlarını kurtardığını anlatan Avcı, katılımcılara "Merak etmeyin, sizi o sıkıcı yazılı metin ile meşgul etmeyeceğim, hatırlatma notlarım var sadece" dedi.
Milli Eğitim Bakanlığı tarafından geçen ay yapılan 19. Milli Eğitim Şurasını hatırlatan Avcı, şurada 4 ana temanın tartışıldığını, bunlardan birinin öğretmenlerin niteliğinin artırılması olduğunu kaydetti. Bu sempozyumun ana temasının da "Geleceğin öğretmenleri" olarak belirlenmesinden dolayı teşekkür eden Avcı, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Burada öğretmen niteliğinin gelecekte nasıl olması gerektiği konusunda çok değerli bir sempozyum gerçekleşeceğini ümit ediyorum ama bir yandan da doğrusu merak ediyorum. Çünkü biraz da geleceğin öğretmeni tabiri bana, bunun Türkçe'sini bulamadık, bir oksimoron gibi geliyor. Yani birbirini çelen, birbirini dışlayan, bir araya getirilmesi düşünülemeyecek bir kavram. Neden böyle, çünkü gelecek dediğimiz bir belirsizlikten bahsediyoruz."
Öğretmenin yüzlerce, binlerce yılın oluşturduğu bir kavramı, mesleği, statüyü, misyonu içerdiğine işaret eden Avcı, "Dolayısıyla binlerce yıldan süzülüp gelen bu kavram, bu statü, misyon bu karanlıkta ne yapacak veya hala bildiğimiz biçimiyle var olmaya devam edebilecek mi?" diye konuştu.
Geleceğin öğretmeni ile geleceğin öğrencilerinin de tartışılması gerektiğini dile getiren Avcı, öğretmenlerin öğrencisiz, öğrencilerin de öğretmensiz olamayacağını vurguladı.
Geleceğin öğretmenleri konuşulurken geleceğin öğrencilerinin de konuşuluyor olması gerektiğini belirten Avcı, "Geleceğin öğrencilerinin ne olacağını bilmiyoruz, onların nasıl bir dünyada yaşayacaklarını bugüne kadar gelecek ile özellikle büyük ölçekli, toplumsal çapı çok geniş gelecek öngörülerinde nasıl yanıldığımızı, nasıl şaşırdığımız tarih bize çok açık gösteriyor" diye konuştu.
"Hiçbir değişken sabit kalmıyor"
Bakan Avcı, 1800'lü yıllarda Londra trafiğinin çözülmesine yönelik bir çalışmada dönemin şartları gereğince 200 yıl boyunca trafik sorunu yaşanmaması için Londra’nın yarısının ahır olması gerektiğinin ortaya çıktığını bildirerek, 50-100 yıl sonra ise bu tahminlerin ne kadar farklı değişkenlerde yön değiştirdiğini anlattı.
Bu doğrultuda hiçbir değişkenin sabit kalmadığına işaret eden Avcı, şunları söyledi:
"Üniversitedeki iktisat dersinden aklımda kalan ve zaman zaman çok işime yaradığını gördüğüm bir kavram var; ceteris paribus, yani bütün değişkenler sabit kaldığı takdirde… Böyle bir dünya yok, bütün değişkenler sabit kalmıyor, modellemeler için zaman zaman bu kavramın himayesine sığınıyoruz ama böyle bir dünya yok. Hiçbir değişken sabit kalmıyor. Dünya hızla değişiyor ve gelişmeye devam edecek, değişimin hızı gittikçe artıyor. Dolayısıyla öğrencilerimiz nitelik değiştiriyor, daha da değiştirecekler, yaş grupları olarak değiştiriyorlar."
"Eğitim dünyası tam bir yaz boz tahtası"
Milli Eğitim Bakanı Avcı, dünyanın hızla değiştiğini, bu doğrultuda eğitime yaklaşımının, eğitim kavramının değiştiğini kaydetti. Eğitimin artık hayat boyu eğitim kavramıyla özdeşleştiğini ifade eden Avcı, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Gerek yaş, gerek meslek, gerek cinsiyet, gerek bilgiler itibarıyla eğitim dünyası tam bir yaz boz tahtası. Buradan ne yapmış olmuyorum, eskiden kovboy filmlerinde 'saloon' vardı biliyorsunuz, orada sık sık kavga çıkar fakat bir köşede de piyanist piyanosunu çalmaya devam eder. Bazı filmlerde piyanistin başucunda 'Piyanist elinden geleni yapıyor, lütfen piyaniste ateş etmeyin' cümlesi asılıdır. Ben de böylesine bir topyekün altüst oluş, böylesine bir değişim ortamında Milli Eğitim Bakanlığımızın da bu değişime ayak uydurabilmek için aldığı kararlarla sık sık eğitimi yaz boz tahtasını çevirmekle eleştirildiğimiz için, yaptığımız işin ne olduğunu bir de böyle anlatmaya çalışıyorum."
167 bin öğrenci özel okula yönlendirildi
Avcı, devlet olarak öğretmenlere gerek seçiminde gerek istihdamında gerekse emekliliklerinde en iyi imkanı sağlamaya çalıştıklarını anlattı.
Özel okulların da öğretmenlere gösterdiği ilgiyi takdirle karşıladıklarını dile getiren Nabi Avcı, özellikle öğretmenlere meslek hayatlarında gösterilen vefayı önemsediklerini belirtti. Vefa için genellikle "semt adıymış" gibi yakınmalar dile getirildiğini ifade eden Avcı, emekli öğretmenlere gösterilen vefanın özellikle genç nesiller açısından önemli olduğunu kaydetti.
Geçen yıl yapılan bir yasal düzenleme ile özel okullara giden öğrencilere ciddi devlet teşvikleri sağladıklarını, bu yıl 200 bin öğrenci için hazırlık yaptıklarına dikkati çeken Avcı, "167 bin öğrencimize bu yıl 535 milyon lira destek vererek özel okullara yönlendirdik. Bunun içerisinde organize sanayi bölgesinde açtığımız teknik liselerde yaptığımız öğrenci başına verilen 3 bin 500 ila 5 bin 500 lira arasında değişen destekler buna dahil değil" dedi.
Bakan Avcı, ilk ödemenin verildiğini, ikinci taksidin şubatta, son taksidin de haziranda verileceğini bildirdi.
"Bir belirsizlikten söz edeceğiz"
"Geleceğin öğretmenleri" kavramı ile ilgili endişelerini de dile getiren Avcı, şöyle konuştu:
"(Geleceğin öğretmeni) kavramı içinde pek çok risk barındıran bir seçim. Biraz önce salona girerken tanıştığım, aslında dinleyicilerimizin, katılımcılarımızın içerisinde bu konuyla çok doğrudan ilgili, hepimizden daha ilgili bir dinleyicimiz var; o da şu anda ne söylediğimizi anlayacak yaşta değil. Henüz 2-3 yaşında ama biz onun dünyasını konuşacağız. Bir belirsizlikten söz edeceğiz. Biz kendimize göre bir gelecek tasavvur edeceğiz. Oraya yakışan, beklentilerine uygun olduğunu düşündüğümüz bir öğretmen profili tanımlayacağız. Sonra önümüzdeki yıllarda, 25 yıl sonra, 50 yıl sonra birileri bu söylediklerimizi okudukları zaman, kayıtları izledikleri, dinledikleri zaman bize çok gülecekler."
Bakan Avcı, sempozyuma katılanlara başarı diledi.
Hayırseverlerin eğitime katkısı önemli
Antalya Valisi Muammer Türker, eğitimin insanlığın varoluşundan bu yana toplumların en önemli faaliyet alanları arasında yer aldığını, bu alanın odağını insanın ve insan yetiştirmenin oluşturduğunu söyledi.
Türkiye'de eğitimin ağırlıklı olarak kamu hizmeti gibi görüldüğünü dile getiren Türker, özel sektörün ve hayırseverlerin de bu alana katkılarının önemli olduğu vurguladı. Türker, son yıllarda Türkiye'de eğitime ayrılan ödeneğin arttığını, bu durumun da hükümetin eğitime verdiği önemi gösterdiğini ifade etti.
Özel okul sayısında yüzde 100 artış
Türkiye Özel Okullar Birliği Derneği Eş Başkanı Cem Gülan da özel okulculuğun son yıllarda hızlı bir şekilde geliştiğini, özellikle sayısal anlamda Türkiye'de yüzde 100 artış gösterdiğini, iki katına çıktığını anlattı.
Bunda ekonomik tedbirlerin ve hükümetin katkılarının çok büyük olduğuna işaret eden Gülan, özellikle yaklaşık 170 bin öğrenciye sunulan eğitim öğretim desteğinin önemli katkısı olduğunu belirtti.
Dershanelerin özel okullara dönüşmesi konusuna değinen Gülan, bu konuda çeşitli endişeler yaşadıklarını ancak alınacak tedbirlerle sorunların önlenebileceğini dile getirdi.
Avrupa Birliği Özel Okullar Birliği Başkanı Simon Steen ise 1988 yılında kurulan konseyin 20'den fazla derneği bünyesinde bulunduğunu, bunların hepsinin ülkelerindeki eğitim sistemini daha iyi hale getirmek için uğraştıklarını söyledi.
Konuşmaların ardından Bakan Avcı'ya plaket yerine fidan sertifikası verildi.
Sempozyumda, yazar Üstün Dökmen tarafından sunum da yapıldı.
Son Güncelleme: Perşembe, 29 Ocak 2015 13:28
Gösterim: 2324
15 bin öğretmen ataması için başvurular bugün başladı. 15 bin öğretmen ataması için kadro ve taban puanlar MEB’in internet sitesinde açıklandı.
15 bin öğretmen kadro ve branş dağılımı için Tıklayın
Milli Eğitim Bakanlığı, 15 bin öğretmen ataması için başvuruları bugün almaya başladı. Öğretmen adayları başvurularını, 4 Şubat’a kadar Bakanlığın "http://personel.meb.gov.tr/" internet adresinden yapabilecek.
İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğünün internet sayfasındaki duyuruya göre, Bakanlığa bağlı eğitim kurumlarının, öğretmen ihtiyacının karşılanmasına yönelik olarak "İlk atama, açıktan ve kurumlar arası yeniden atama ve milli sporcuların ataması" kapsamında Ek- 1 atama yapılacak alanlar ile başvuruya esas olacak taban puan ve kontenjan listesinde belirtilen alanlarda alım yapılacak.
Bakanlık, 15 bin öğretmen kadrosuna atama yapılmak üzere, 29 Ocak - 4 Şubat tarihlerinde başvuru alacak.
Başvuru ve atamaya ilişkin iş ve işlemler, kurumun "http://personel.meb.gov.tr/" internet sitesinde yer aldı.
19 Eylül 2014 öğretmen atama sonuçlarına göre alan bazlı minimum puanlar için Tıklayın
2013 Ağustos öğretmen ataması minimum puanları için Tıklayın
En fazla atama İngilizce öğretmenliği
İlk atamalara ilişkin en fazla kadro; bin 423 ile ingilizce öğretmenliği branşı için tahsis edildi. Sınıf öğretmenliği için bin 315, ilköğretim matematik öğretmenliği için bin 43 ve din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenliği bin 33 kadro açıldı.
En az kadro ise bahçecilik, biyomedikal cihaz teknolojileri, çince, denizcilik ve su ürünleri, gemi yapımı/çelik gemi yapımı, gemi ressamlığı, gemi tesisatı, tekne ve yat yapımı, grafik ve fotoğraf, hayvan sağlığı, hayvan yetiştiriciliği, inşaat teknikerliği yapı dekorasyon, laboratuvar hizmetleri, psikoloji, raylı sistemler teknolojisi sinyalizasyon elektrik-elektronik, raylı sistemler inşaat, raylı sistemler işletme, raylı sistemler makine, anestezi ve reanimasyon, diş protez, tıbbi laboratuvar, sanat tarihi, tarım teknik/bahçe peyzaj, tarla bitkileri ve tarım makineleri, tasarım teknolojileri, tekstil terbiye, uçak bakımı ve elektroniği ile yenilebilir enerji teknolojileri bölümleri için ayrıldı.
Duyuruya göre, 14 bin 793 ilk atama, 150 açıktan atama ve kurumlararası yeniden atama ile 57 milli sporcu olmak üzere toplam 15 bin öğretmen ataması için başvuru yapılacak.
MEB İnsan Kaynakları Genel Müdürü Hamza Aydoğdu, 15 bin öğretmen atamasının büyük ihtimalle 6 Şubat Cuma günü yapılacağını açıklamıştı.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
15 bin öğretmen ataması için başvurular bugün başladı. 15 bin öğretmen ataması için kadro ve taban puanlar MEB’in internet sitesinde açıklandı.
15 bin öğretmen kadro ve branş dağılımı için Tıklayın
Milli Eğitim Bakanlığı, 15 bin öğretmen ataması için başvuruları bugün almaya başladı. Öğretmen adayları başvurularını, 4 Şubat’a kadar Bakanlığın "http://personel.meb.gov.tr/" internet adresinden yapabilecek.
İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğünün internet sayfasındaki duyuruya göre, Bakanlığa bağlı eğitim kurumlarının, öğretmen ihtiyacının karşılanmasına yönelik olarak "İlk atama, açıktan ve kurumlar arası yeniden atama ve milli sporcuların ataması" kapsamında Ek- 1 atama yapılacak alanlar ile başvuruya esas olacak taban puan ve kontenjan listesinde belirtilen alanlarda alım yapılacak.
Bakanlık, 15 bin öğretmen kadrosuna atama yapılmak üzere, 29 Ocak - 4 Şubat tarihlerinde başvuru alacak.
Başvuru ve atamaya ilişkin iş ve işlemler, kurumun "http://personel.meb.gov.tr/" internet sitesinde yer aldı.
19 Eylül 2014 öğretmen atama sonuçlarına göre alan bazlı minimum puanlar için Tıklayın
2013 Ağustos öğretmen ataması minimum puanları için Tıklayın
En fazla atama İngilizce öğretmenliği
İlk atamalara ilişkin en fazla kadro; bin 423 ile ingilizce öğretmenliği branşı için tahsis edildi. Sınıf öğretmenliği için bin 315, ilköğretim matematik öğretmenliği için bin 43 ve din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenliği bin 33 kadro açıldı.
En az kadro ise bahçecilik, biyomedikal cihaz teknolojileri, çince, denizcilik ve su ürünleri, gemi yapımı/çelik gemi yapımı, gemi ressamlığı, gemi tesisatı, tekne ve yat yapımı, grafik ve fotoğraf, hayvan sağlığı, hayvan yetiştiriciliği, inşaat teknikerliği yapı dekorasyon, laboratuvar hizmetleri, psikoloji, raylı sistemler teknolojisi sinyalizasyon elektrik-elektronik, raylı sistemler inşaat, raylı sistemler işletme, raylı sistemler makine, anestezi ve reanimasyon, diş protez, tıbbi laboratuvar, sanat tarihi, tarım teknik/bahçe peyzaj, tarla bitkileri ve tarım makineleri, tasarım teknolojileri, tekstil terbiye, uçak bakımı ve elektroniği ile yenilebilir enerji teknolojileri bölümleri için ayrıldı.
Duyuruya göre, 14 bin 793 ilk atama, 150 açıktan atama ve kurumlararası yeniden atama ile 57 milli sporcu olmak üzere toplam 15 bin öğretmen ataması için başvuru yapılacak.
MEB İnsan Kaynakları Genel Müdürü Hamza Aydoğdu, 15 bin öğretmen atamasının büyük ihtimalle 6 Şubat Cuma günü yapılacağını açıklamıştı.
Son Güncelleme: Perşembe, 29 Ocak 2015 11:53
Gösterim: 1857
Lise öğrencilerinin aldıkları örgün eğitim sonucunda kazandıkları temel beceri düzeylerini ölçecek bir sistem kurulacak.
Lise öğrencilerinin aldıkları örgün eğitim sonucunda kazandıkları temel beceri düzeylerini ölçecek bir sistem kurulacak.
Kalkınma Bakanlığının yayımladığı 10. Kalkınma Planı 2014-2018 dönemini kapsayan, 25 öncelikli dönüşüm programının 8'ine ilişkin eylem planı, Kalkınma Bakanlığının internet sitesinde yayımlandı.
Program Koordinatörlüğünü Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının yaptığı, Temel ve Mesleki Becerileri Geliştirme Programı Eylem Planı'na göre, 9. ve 10. sınıf öğrencilerinin aldıkları örgün eğitim sonucunda kazandıkları temel beceri düzeylerini ölçecek bir sistem kurulacak.
Sistem kapsamında öğrencilerin beceri düzeyleri il bazında ölçülecek ve bu sonuçlar MEB tarafından raporlanıp yayınlanacak. Yapılan ölçümler doğrultusunda sorunlu alanlar tespit edilip, gerekli tedbirler alınacak.
Özel sektörün her ilde mesleki eğitim veren okul açması ya da mevcut okullarla işbirliği yapması sağlanacak. Bu kapsamda, mesleki ve teknik eğitim kurumlarıyla özel sektör arasında yapılan protokol sayısı artırılacak.
Özel sektör işletmelerinde eğitim birimi kurulması teşvik edilecek. Özel sektör, meslek kuruluşları ile işçi ve işveren kuruluşlarının meslek eğitimi vermeleri özendirilecek.
Sektörel yoğunluklar dikkate alınarak sektör odaklı okullar açılması konusunda özel sektörle işbirliği yapılacak. Fabrikaların sektörlerine yönelik özel mesleki ve teknik eğitim okulu açabilmeleri için gerekli mevzuat düzenlemesi yapılacak. Mesleki ve teknik eğitim okul ve kurumlarının işgücü piyasasıyla yaptığı işbirliği hedeflerinin değerlendirilmesinin yapılabilmesi için veri tabanı oluşturulacak.
Eğitim terminolojisi hazırlanacak
Atölye ve laboratuvarlar modernize edilerek örgün ve yaygın öğretimle işgücü eğitimlerinde kullanılacak.
Bu planlamaya göre, 2015 yılında motorlu araçlar teknoloji alanı ve acil sağlık hizmetleri alanı, 2016 yılında hasta ve yaşlı hizmetleri alanı ve makine teknoloji alanı, 2017 yılı yenilenebilir enerji teknolojileri alanı ve biyomedikal cihaz teknolojileri alanı, 2018 yılında ise uçak bakım alanı ve elektrik-elektronik teknoloji alanı atölye ortamları iyileştirilecek ve sektörlere uyumlu atölye modelleri geliştirilecek.
Türkiye yeterlilik çerçevesini temel alacak şekilde eğitim terimlerinin ortak kullanımının sağlanması amacıyla temel becerileri de içine alacak şekilde, eğitim terminolojisi hazırlanacak.
Müzik odaları oluşturulacak
Her gence en az bir sanat veya spor dalında performans yapabilme becerisi kazandırabilecek şekilde görsel sanatlar, müzik ve beden eğitimi derslerinin ağırlığı artırılacak.
Mevcudu 500 öğrencinin üzerinde, bahçesi uygun olan ya da spor salonu bulunan okulların bahçe düzenlenmesi, spor salonu seçmeli derslerde yer alan modüller çerçevesinde ihtiyaca yönelik olarak tasarlanacak.
İlköğretim öğrencilerinin erken yaşlarda müzikle tanışmalarının sağlanması ve okullardaki müzik faaliyetlerinin etkin bir şekilde uygulanabilmesi için ilköğretim okullarında müzik odaları oluşturulacak.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Lise öğrencilerinin aldıkları örgün eğitim sonucunda kazandıkları temel beceri düzeylerini ölçecek bir sistem kurulacak.
Lise öğrencilerinin aldıkları örgün eğitim sonucunda kazandıkları temel beceri düzeylerini ölçecek bir sistem kurulacak.
Kalkınma Bakanlığının yayımladığı 10. Kalkınma Planı 2014-2018 dönemini kapsayan, 25 öncelikli dönüşüm programının 8'ine ilişkin eylem planı, Kalkınma Bakanlığının internet sitesinde yayımlandı.
Program Koordinatörlüğünü Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının yaptığı, Temel ve Mesleki Becerileri Geliştirme Programı Eylem Planı'na göre, 9. ve 10. sınıf öğrencilerinin aldıkları örgün eğitim sonucunda kazandıkları temel beceri düzeylerini ölçecek bir sistem kurulacak.
Sistem kapsamında öğrencilerin beceri düzeyleri il bazında ölçülecek ve bu sonuçlar MEB tarafından raporlanıp yayınlanacak. Yapılan ölçümler doğrultusunda sorunlu alanlar tespit edilip, gerekli tedbirler alınacak.
Özel sektörün her ilde mesleki eğitim veren okul açması ya da mevcut okullarla işbirliği yapması sağlanacak. Bu kapsamda, mesleki ve teknik eğitim kurumlarıyla özel sektör arasında yapılan protokol sayısı artırılacak.
Özel sektör işletmelerinde eğitim birimi kurulması teşvik edilecek. Özel sektör, meslek kuruluşları ile işçi ve işveren kuruluşlarının meslek eğitimi vermeleri özendirilecek.
Sektörel yoğunluklar dikkate alınarak sektör odaklı okullar açılması konusunda özel sektörle işbirliği yapılacak. Fabrikaların sektörlerine yönelik özel mesleki ve teknik eğitim okulu açabilmeleri için gerekli mevzuat düzenlemesi yapılacak. Mesleki ve teknik eğitim okul ve kurumlarının işgücü piyasasıyla yaptığı işbirliği hedeflerinin değerlendirilmesinin yapılabilmesi için veri tabanı oluşturulacak.
Eğitim terminolojisi hazırlanacak
Atölye ve laboratuvarlar modernize edilerek örgün ve yaygın öğretimle işgücü eğitimlerinde kullanılacak.
Bu planlamaya göre, 2015 yılında motorlu araçlar teknoloji alanı ve acil sağlık hizmetleri alanı, 2016 yılında hasta ve yaşlı hizmetleri alanı ve makine teknoloji alanı, 2017 yılı yenilenebilir enerji teknolojileri alanı ve biyomedikal cihaz teknolojileri alanı, 2018 yılında ise uçak bakım alanı ve elektrik-elektronik teknoloji alanı atölye ortamları iyileştirilecek ve sektörlere uyumlu atölye modelleri geliştirilecek.
Türkiye yeterlilik çerçevesini temel alacak şekilde eğitim terimlerinin ortak kullanımının sağlanması amacıyla temel becerileri de içine alacak şekilde, eğitim terminolojisi hazırlanacak.
Müzik odaları oluşturulacak
Her gence en az bir sanat veya spor dalında performans yapabilme becerisi kazandırabilecek şekilde görsel sanatlar, müzik ve beden eğitimi derslerinin ağırlığı artırılacak.
Mevcudu 500 öğrencinin üzerinde, bahçesi uygun olan ya da spor salonu bulunan okulların bahçe düzenlenmesi, spor salonu seçmeli derslerde yer alan modüller çerçevesinde ihtiyaca yönelik olarak tasarlanacak.
İlköğretim öğrencilerinin erken yaşlarda müzikle tanışmalarının sağlanması ve okullardaki müzik faaliyetlerinin etkin bir şekilde uygulanabilmesi için ilköğretim okullarında müzik odaları oluşturulacak.
Son Güncelleme: Perşembe, 29 Ocak 2015 09:41
Gösterim: 1136
Milli Eğitim Bakanı Avcı, bu yıl özel okula giden 167 bin öğrenciye 535 milyon TL teşvik desteği verdiklerini söyledi.
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Türkiye Özel Okullar Birliği’nin Antalya’da düzenlediği 14.Geleneksel Eğitim Sempozyumu’nda konuşuyor.
İşte Bakan Avcı'nın konuşmalarından satır başları;
Geleceğin öğretmeni konulu sempozyumda konuşan Bakan Avcı, geleceğin öğretmeni kavramı bana oksimoron geliyor dedi. Geleceğin öğretmeni derken binlerce yıldan bu yana gelen bir öğretmenden de bahsediyoruz. Geleceğin öğretmeni derken aslında diğer yandan da geleceğin öğrencisini de konuşuyoruz. Bunları bugünden bilemiyoruz. Sürekli değişen bir dünyada yaşıyoruz. Bu dünyada değişen öğrenci öğretmen, yasam koşulları içinde eğitim de değişim geçiriyor. Eğitim dünyası tam bir yazboz tahtası. Yaptığımızı birazda bununla anlatmaya çalışıyoruz.
Özel okullara giden tüm öğrencilere devlet teşvikleri sağladık. 200 bin öğrenci için hazırlık yapmıştık ama 167 bin öğrencimize 535 milyon destek verdik. OSB’lerde açılan teknik liselere sağlanan destekler buna dahil değil. İlk taksiti hemen ödedik. İkinci taksit şubatta son taksit haziranda ödenmiş olacak.
Bakan Avcı’nın 14. Eğitim Sempozyumu’nda yaptığı konuşmanın tamamı için Tıklayın
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Milli Eğitim Bakanı Avcı, bu yıl özel okula giden 167 bin öğrenciye 535 milyon TL teşvik desteği verdiklerini söyledi.
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Türkiye Özel Okullar Birliği’nin Antalya’da düzenlediği 14.Geleneksel Eğitim Sempozyumu’nda konuşuyor.
İşte Bakan Avcı'nın konuşmalarından satır başları;
Geleceğin öğretmeni konulu sempozyumda konuşan Bakan Avcı, geleceğin öğretmeni kavramı bana oksimoron geliyor dedi. Geleceğin öğretmeni derken binlerce yıldan bu yana gelen bir öğretmenden de bahsediyoruz. Geleceğin öğretmeni derken aslında diğer yandan da geleceğin öğrencisini de konuşuyoruz. Bunları bugünden bilemiyoruz. Sürekli değişen bir dünyada yaşıyoruz. Bu dünyada değişen öğrenci öğretmen, yasam koşulları içinde eğitim de değişim geçiriyor. Eğitim dünyası tam bir yazboz tahtası. Yaptığımızı birazda bununla anlatmaya çalışıyoruz.
Özel okullara giden tüm öğrencilere devlet teşvikleri sağladık. 200 bin öğrenci için hazırlık yapmıştık ama 167 bin öğrencimize 535 milyon destek verdik. OSB’lerde açılan teknik liselere sağlanan destekler buna dahil değil. İlk taksiti hemen ödedik. İkinci taksit şubatta son taksit haziranda ödenmiş olacak.
Bakan Avcı’nın 14. Eğitim Sempozyumu’nda yaptığı konuşmanın tamamı için Tıklayın
Son Güncelleme: Perşembe, 29 Ocak 2015 12:50
Gösterim: 1414
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Hükümetin 10. Kalkınma Planı kapsamında eğitim alanında yapacağı düzenlemeleri açıkladı. İşte yapılması planlanan düzenlemeler;
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Ankara Palas'ta düzenlediği basın toplantısında Onuncu Kalkınma Planı'nda belirlenen 25 öncelikli dönüşüm programından son pakette yer alan 8 programı ve bunlara ilişkin 380 eylem planını açıkladı. İşte Hükümetin 10. Kalkınma Planı’nda eğitim alanında yapılması planlanan düzenlemeler;
"Meslek liselerini, iş dünyasıyla buluşturacağız" isverigeapotek.com
İş gücü piyasası ile eğitim sistemi arasındaki ilişkiyi yeniden tanımlayacaklarını açıklayan Davutoğlu, bunların birbirlerine hiç değmeyen iki ayrı alan gibi göründüğünü söyledi.
Başbakan Davutoğlu, uygulamalı eğitimi yaygınlaştırarak, okul ve iş dünyası arasındaki işbirliğini güçlendireceklerini vurgularken, Konya'da Ayakkabıcılar Sitesi'ninin Milli Eğitim Bakanlığı ile işbirliği içinde açtığı meslek lisesini örnek verdi.
Sitenin ayakkabı endüstrisi neyi gerektiriyorsa ona göre tanzim edildiğini ve buradan mezun olanların da hemen iş bulabildiklerini anlatan Davutoğlu, meslek liselerini iş dünyası ile yeni bir reformla, uygulamalı ve iş dünyasının da fiilen ve maddi olarak katkıda bulunduğu bir alan haline dönüştürmenin şart olduğunu kaydetti.
Ahmet Davutoğlu, "Özellikle mesleki eğitimde özel sektörün rolünü güçlendirecek, odalar ve borsalara çok daha fazla sorumluluk vereceğiz. İş dünyası da bunu benimsiyor. Onlar için de ara eleman bulma konusunda en kolay yöntem" değerlendirmesinde bulundu.
Three master yaygınlaşacak
İş gücü piyasası ihtiyaç analizlerini etkinleştirerek, mesleki eğitimleri iş gücü piyasasının taleplerine göre planlayacaklarını ifade eden Davutoğlu, "Üniversitelerde, bir dönem uygulamalı iki dönem akademik eğitim içeren 'three master', yani iki sömestr yerine üç sömestr uygulamalarını yaygınlaştıracağız" şeklinde konuştu.
Başbakan Davutoğlu, tatili ortadan kaldırmayı düşünmediklerini, tatil içinde de bir anlamda sosyal uyum olarak değerlendirilebilecek bir düzenleme planladıklarını dile getirdi.
Fabrikaların sektörlerine göre özel mesleki veya teknik eğitim okulları açabilmeleri için de düzenleme yapacaklarını bildiren Davutoğlu, mesleki okulların atölye ortamlarını da sektörel bazlı iyileştireceklerini ifade etti.
Mesleki ve teknik eğitim okul yönetim modelini geliştireceklerinin, yerel yönetim ve sektör temsilcilerinin katılımlarını da sağlayacaklarının altını çizen Davutoğlu, bunun hayati önemde olduğunu söyledi.
Başbakan Davutoğlu, eğitimin tüm kademelerindeki müfredatı, temel becerileri içerecek şekilde güncelleyeceklerini de açıklayarak, "Ortaokul ve liselerde bireysel yeteneklere göre öğrencileri yönlendirebilecek bir rehberlik sistemi oluşturacağız. Şu anda da var. Fakat bireysel yeteneklere göre ayarlanmış değil" diye konuştu.
Hayat boyu öğrenme merkezleri olacak
Yetişkin nüfusun temel beceriler kazanmasına yönelik programları yaygınlaştıracaklarını belirten Davutoğlu, halk eğitim merkezlerini, hayat boyu öğrenme merkezlerine dönüştüreceklerini bildirdi.
Genç iş gücünün İşkur faaliyetlerine erişimini arttıracaklarını vurgulayan Davutoğlu, üniversitelerde İşkur noktalarının yaygınlaştırılacağını kaydetti.
Davutoğlu, "Eğitim müfredatını her gence en az bir sanat veya spor dalında performans becerisi kazandıracak şekilde güncelleyeceğiz. Sanat ve spor genelde eğitimin bir parçası gibi görünmüyor" açıklamasında bulundu.
Başbakan Davutoğlu, eğitim dışındaki bu alanların da insanı en az eğitim kadar geliştireceğine dikkati çekerek, mesleki eğitim alanında AB ile tam uyumu öngören yeterlilikler çerçevesini oluşturacaklarını ve uygulanması noktasında gerekli mevzuat değişikliklerini yapacaklarını da belirtti.
Tersine beyin göçü...
Üçüncü programı, "Nitelikli İnsan Gücü için Çekim Merkezi Programı" olarak açıklayan Davutoğlu, şöyle konuştu:
"Bu, beyin göçü de diyebileceğimiz bir alan. Yükselen bütün ülkelerde tarih boyunca ya da medeniyetlerde mutlaka gözlenen bir husus. Yükselen medeniyet merkezlerine doğru nitelikli insan gücü artar, düşen yerlerden de artar. İstanbul'un fethinden sonra, Fatih Külliyesi'ne baktığınızda bütün Semerkand'dan Ali Kuşçu'nun gelişi, Kahire'den, Bağdat'tan insanların ilim için veya saygı görmek için İstanbul'a akışları bir örnektir. Aynı şekilde, 2. Dünya Savaşı'nda, hatta 19. yüzyılın sonlarında ABD'ye dönük olarak, Avrupa'dan önemli akademisyenlerin, önemli ailelerin göç edişi. Amerikan kültürünün 19. yüzyıldaki oluşumunun arkasında bu göç hareketi vardır. Hatta 2. Dünya Savaşı'nda Almanya'yı bombalayan Amerikan uçaklarının Nazi'lere karşı Heidelberg'e dokunmaması ve oraya özellikle saygı göstermelerinin sebeplerinden biri Heidelberg Üniversitesi'nden gelenlerin Amerikan üniversitelerine yaptığı katkıdır. Özellikle son dönemde gördüğümüz eğilim, Türkiye'den 28 Şubat şartlarında kaçan akademisyen ve nitelikli insan gücü, darbe dönemlerinde, 12 Eylül'de de olmuştur üniversiteden atılan öğretim görevlileri çoğu yurt dışında iş bulmak için çaba sarf etmiştir. 28 Şubat'ta da olmuştur."
"Şimdi tersine yurt dışında iyi eğitim görmüş insan unsurumuz Türkiye'ye dönmeye çalışıyor" diyen Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Ortadoğu ülkelerindeki, Ukrayna'daki istikrarsızlık da yine Türkiye'ye dönük kaliteli insan unsurunun, sadece mülteciler şeklinde değil, kaliteli insan unsuru 'daha iyi şartlarda bilim hayatını nasıl varlığımı sürdürebilirim' kaygısını taşıyor. Burada bizim çekim merkezi oluşturmamız, en kaliteli insan unsurunu, Türkiye'nin üniversitelerinde bulundurması önem taşıyor" görüşünü paylaştı.
Başta yurtdışındaki vatandaşlar olmak üzere yerli ve yabancı nitelikli insan gücü için Türkiye'yi cazibe merkezi haline getireceklerini söyleyen Davutoğlu, üniversite, sanayi, kamu ve araştırma merkezi arasındaki işbirliğini geliştireceklerini bildirdi.
"Temel amacımız ülkemizden beyin göçünü engellemek ve ülkemizi başka ülkelerin beyinlerini cezbeden bir ülke haline getirmek. Bu çerçevede de 45 adet eylem var" diyen Davutoğlu, iş piyasasında, üniversitelerde ve AR-GE merkezlerinde yurtdışından nitelikli insan gücüne duyulan ihtiyaç alanlarını belirleyeceklerini, önce resmi çekeceklerini belirtti.
İş, yatırım, çalışma, eğitim ve kültür ortamının yurtdışında tanıtımına yönelik faaliyetlerinin arttırılacağını anlatan Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Yurtdışında bilim ve teknoloji müşavirliklerini görevlendireceğiz. Bunu ben Dışişleri Bakanı olarak da Boston ziyaretim esnasında karar almış ve sonra Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızla birlikte önemli bilim merkezlerinde bilim teknoloji müşavirlikleri oluşturmuştuk. Bunu gerekirse yaygınlaştıracağız ve etkin bir şekilde takibini yapacağız ve dış tanıtıma önem vereceğiz. AB çerçeve programlarına katılımın arttırılmasına yönelik çalışmaları arttıracağız ve Türkiye'nin ekonomik, tarihi, kültürel bağlarının güçlü olduğu ülkelerle AB çerçeve programlarına benzer programlar geliştireceğiz. Öncelikli teknoloji alanlarında araştırma merkezleri ve yükseköğretim kurumlarının yurtdışındaki muadilleriyle işbirliklerini geliştireceğiz. Yurtdışındaki lisansüstü eğitimli vatandaşlarımızın ülkemizle ilişkilerinin canlı tutulması için bir iletişim ağı kuracak, yurtdışındaki Türk araştırmacılar için bir veri tabanı ve katalog oluşturacağız. Ülkemize yatırım yapacaklara yönelik tanıtımları yaygınlaştıracağız ve AR-GE altyapısı alanında yeni firma oluşumlarını ve girişimcilik faaliyetlerini destekleyeceğiz."
Yabancı öğrenci sayısı arttırılacak
Davutoğlu, Türkiye'deki üniversitelerde yabancı öğrenci sayısının arttırılmasına yönelik yatırımların teşvik edilerek yabancı öğrenci sayısının arttırılacağını bildirdi.
Büyük ülkelerin, yabancı öğrencileri ülkelerine çektikçe, onları yetiştirdikçe kendilerine yurtdışında tanıtım alanı açtıklarına dikkat çeken Davutoğlu, "Ne zaman yurtdışına gitsek Türkiye'de okumuş öğrencileri, şimdi kariyeri de belli bir yere gelmiş etkili kişileri gördüğümüzde mutlu oluyoruz. Nitelikli insan gücü için çalışma izni sürecini hızlandıracak ve bu amaçla özel bir turkuaz kart sistemi geliştireceğiz. Turkuaz kart sistemi ile özellikle gelmelerini arzu ettiğimiz kişiler için bir ara alan oluşturacağız, Türkiye'de rahat kalacaklar, ikamet edecekler, vatandaş olmadan belli haklardan istifade ederek, böylece en kaliteli insan unsurunun Türkiye'ye gelişini temin edeceğiz. Nitelikli yabancı uyrukla çalışanların ve ailelerinin ikamet izni ve çalışmalarına ilişkin süreçleri kolaylaştıracak ve iyileştireceğiz" değerlendirmesinde bulundu.
"Küresel rekabeti, içerdeki kaliteyi arttıracak şekilde değerlendireceğiz"
Başbakan Davutoğlu, araştırma projelerinde sözleşmeli yabancı uzman çalıştırılmasını kolaylaştıracaklarını, bilim ve araştırma insanlarının Türkiye'de araştırma, ders verme ve konferans amaçlı ziyaret mekanizmalarını çeşitlendireceklerini bildirdi.
Yurtdışındaki üniversite öğrencileriyle bilim, sanat ve kültür alanlarında öne çıkan yüksek nitelikli insan gücü için değişim, hareketlilik veya staj programları geliştireceklerini açıklayan Davutoğlu, şunları dile getirdi:
"Yurtdışında lisansüstü eğitim yapmış olan vatandaşlarımızın Türkiye'ye dönmelerini sağlamaya yönelik AR-GE desteklerini yaygınlaştıracağız. Tüm bu eylemleri yurtiçinde insanımızın istihdamını ikame etmeyen aksine istihdam imkanlarını genişleten bir anlayış içinde gerçekleştireceğiz. Nükleer enerjiyle ilgili son yaptığımız hamlede, bu çarpıcı bir örnektir, yaptığımız anlaşmalarda en çok önem verdiğimiz husus, Türkiye'den belli nitelikte mühendislerimizin nükleer eğitim almak üzere Rusya'ya gitmesi ama döndükten sonra da kendi bu alanda bir insan unsuru yetiştirmesi. Savunma sanayinde bunu tecrübe ettik. Şimdi Uzay Ajansı ve diğer alanlarda yapacağımız çalışmalarla Türkiye'de bir dönem karşılığı olmadığı düşünülen alanlarda istihdam imkanlarını genişletip bunu bir anlamda küresel rekabeti, içerdeki kaliteyi arttıracak şekilde değerlendireceğiz."
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Hükümetin 10. Kalkınma Planı kapsamında eğitim alanında yapacağı düzenlemeleri açıkladı. İşte yapılması planlanan düzenlemeler;
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Ankara Palas'ta düzenlediği basın toplantısında Onuncu Kalkınma Planı'nda belirlenen 25 öncelikli dönüşüm programından son pakette yer alan 8 programı ve bunlara ilişkin 380 eylem planını açıkladı. İşte Hükümetin 10. Kalkınma Planı’nda eğitim alanında yapılması planlanan düzenlemeler;
"Meslek liselerini, iş dünyasıyla buluşturacağız" isverigeapotek.com
İş gücü piyasası ile eğitim sistemi arasındaki ilişkiyi yeniden tanımlayacaklarını açıklayan Davutoğlu, bunların birbirlerine hiç değmeyen iki ayrı alan gibi göründüğünü söyledi.
Başbakan Davutoğlu, uygulamalı eğitimi yaygınlaştırarak, okul ve iş dünyası arasındaki işbirliğini güçlendireceklerini vurgularken, Konya'da Ayakkabıcılar Sitesi'ninin Milli Eğitim Bakanlığı ile işbirliği içinde açtığı meslek lisesini örnek verdi.
Sitenin ayakkabı endüstrisi neyi gerektiriyorsa ona göre tanzim edildiğini ve buradan mezun olanların da hemen iş bulabildiklerini anlatan Davutoğlu, meslek liselerini iş dünyası ile yeni bir reformla, uygulamalı ve iş dünyasının da fiilen ve maddi olarak katkıda bulunduğu bir alan haline dönüştürmenin şart olduğunu kaydetti.
Ahmet Davutoğlu, "Özellikle mesleki eğitimde özel sektörün rolünü güçlendirecek, odalar ve borsalara çok daha fazla sorumluluk vereceğiz. İş dünyası da bunu benimsiyor. Onlar için de ara eleman bulma konusunda en kolay yöntem" değerlendirmesinde bulundu.
Three master yaygınlaşacak
İş gücü piyasası ihtiyaç analizlerini etkinleştirerek, mesleki eğitimleri iş gücü piyasasının taleplerine göre planlayacaklarını ifade eden Davutoğlu, "Üniversitelerde, bir dönem uygulamalı iki dönem akademik eğitim içeren 'three master', yani iki sömestr yerine üç sömestr uygulamalarını yaygınlaştıracağız" şeklinde konuştu.
Başbakan Davutoğlu, tatili ortadan kaldırmayı düşünmediklerini, tatil içinde de bir anlamda sosyal uyum olarak değerlendirilebilecek bir düzenleme planladıklarını dile getirdi.
Fabrikaların sektörlerine göre özel mesleki veya teknik eğitim okulları açabilmeleri için de düzenleme yapacaklarını bildiren Davutoğlu, mesleki okulların atölye ortamlarını da sektörel bazlı iyileştireceklerini ifade etti.
Mesleki ve teknik eğitim okul yönetim modelini geliştireceklerinin, yerel yönetim ve sektör temsilcilerinin katılımlarını da sağlayacaklarının altını çizen Davutoğlu, bunun hayati önemde olduğunu söyledi.
Başbakan Davutoğlu, eğitimin tüm kademelerindeki müfredatı, temel becerileri içerecek şekilde güncelleyeceklerini de açıklayarak, "Ortaokul ve liselerde bireysel yeteneklere göre öğrencileri yönlendirebilecek bir rehberlik sistemi oluşturacağız. Şu anda da var. Fakat bireysel yeteneklere göre ayarlanmış değil" diye konuştu.
Hayat boyu öğrenme merkezleri olacak
Yetişkin nüfusun temel beceriler kazanmasına yönelik programları yaygınlaştıracaklarını belirten Davutoğlu, halk eğitim merkezlerini, hayat boyu öğrenme merkezlerine dönüştüreceklerini bildirdi.
Genç iş gücünün İşkur faaliyetlerine erişimini arttıracaklarını vurgulayan Davutoğlu, üniversitelerde İşkur noktalarının yaygınlaştırılacağını kaydetti.
Davutoğlu, "Eğitim müfredatını her gence en az bir sanat veya spor dalında performans becerisi kazandıracak şekilde güncelleyeceğiz. Sanat ve spor genelde eğitimin bir parçası gibi görünmüyor" açıklamasında bulundu.
Başbakan Davutoğlu, eğitim dışındaki bu alanların da insanı en az eğitim kadar geliştireceğine dikkati çekerek, mesleki eğitim alanında AB ile tam uyumu öngören yeterlilikler çerçevesini oluşturacaklarını ve uygulanması noktasında gerekli mevzuat değişikliklerini yapacaklarını da belirtti.
Tersine beyin göçü...
Üçüncü programı, "Nitelikli İnsan Gücü için Çekim Merkezi Programı" olarak açıklayan Davutoğlu, şöyle konuştu:
"Bu, beyin göçü de diyebileceğimiz bir alan. Yükselen bütün ülkelerde tarih boyunca ya da medeniyetlerde mutlaka gözlenen bir husus. Yükselen medeniyet merkezlerine doğru nitelikli insan gücü artar, düşen yerlerden de artar. İstanbul'un fethinden sonra, Fatih Külliyesi'ne baktığınızda bütün Semerkand'dan Ali Kuşçu'nun gelişi, Kahire'den, Bağdat'tan insanların ilim için veya saygı görmek için İstanbul'a akışları bir örnektir. Aynı şekilde, 2. Dünya Savaşı'nda, hatta 19. yüzyılın sonlarında ABD'ye dönük olarak, Avrupa'dan önemli akademisyenlerin, önemli ailelerin göç edişi. Amerikan kültürünün 19. yüzyıldaki oluşumunun arkasında bu göç hareketi vardır. Hatta 2. Dünya Savaşı'nda Almanya'yı bombalayan Amerikan uçaklarının Nazi'lere karşı Heidelberg'e dokunmaması ve oraya özellikle saygı göstermelerinin sebeplerinden biri Heidelberg Üniversitesi'nden gelenlerin Amerikan üniversitelerine yaptığı katkıdır. Özellikle son dönemde gördüğümüz eğilim, Türkiye'den 28 Şubat şartlarında kaçan akademisyen ve nitelikli insan gücü, darbe dönemlerinde, 12 Eylül'de de olmuştur üniversiteden atılan öğretim görevlileri çoğu yurt dışında iş bulmak için çaba sarf etmiştir. 28 Şubat'ta da olmuştur."
"Şimdi tersine yurt dışında iyi eğitim görmüş insan unsurumuz Türkiye'ye dönmeye çalışıyor" diyen Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Ortadoğu ülkelerindeki, Ukrayna'daki istikrarsızlık da yine Türkiye'ye dönük kaliteli insan unsurunun, sadece mülteciler şeklinde değil, kaliteli insan unsuru 'daha iyi şartlarda bilim hayatını nasıl varlığımı sürdürebilirim' kaygısını taşıyor. Burada bizim çekim merkezi oluşturmamız, en kaliteli insan unsurunu, Türkiye'nin üniversitelerinde bulundurması önem taşıyor" görüşünü paylaştı.
Başta yurtdışındaki vatandaşlar olmak üzere yerli ve yabancı nitelikli insan gücü için Türkiye'yi cazibe merkezi haline getireceklerini söyleyen Davutoğlu, üniversite, sanayi, kamu ve araştırma merkezi arasındaki işbirliğini geliştireceklerini bildirdi.
"Temel amacımız ülkemizden beyin göçünü engellemek ve ülkemizi başka ülkelerin beyinlerini cezbeden bir ülke haline getirmek. Bu çerçevede de 45 adet eylem var" diyen Davutoğlu, iş piyasasında, üniversitelerde ve AR-GE merkezlerinde yurtdışından nitelikli insan gücüne duyulan ihtiyaç alanlarını belirleyeceklerini, önce resmi çekeceklerini belirtti.
İş, yatırım, çalışma, eğitim ve kültür ortamının yurtdışında tanıtımına yönelik faaliyetlerinin arttırılacağını anlatan Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Yurtdışında bilim ve teknoloji müşavirliklerini görevlendireceğiz. Bunu ben Dışişleri Bakanı olarak da Boston ziyaretim esnasında karar almış ve sonra Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızla birlikte önemli bilim merkezlerinde bilim teknoloji müşavirlikleri oluşturmuştuk. Bunu gerekirse yaygınlaştıracağız ve etkin bir şekilde takibini yapacağız ve dış tanıtıma önem vereceğiz. AB çerçeve programlarına katılımın arttırılmasına yönelik çalışmaları arttıracağız ve Türkiye'nin ekonomik, tarihi, kültürel bağlarının güçlü olduğu ülkelerle AB çerçeve programlarına benzer programlar geliştireceğiz. Öncelikli teknoloji alanlarında araştırma merkezleri ve yükseköğretim kurumlarının yurtdışındaki muadilleriyle işbirliklerini geliştireceğiz. Yurtdışındaki lisansüstü eğitimli vatandaşlarımızın ülkemizle ilişkilerinin canlı tutulması için bir iletişim ağı kuracak, yurtdışındaki Türk araştırmacılar için bir veri tabanı ve katalog oluşturacağız. Ülkemize yatırım yapacaklara yönelik tanıtımları yaygınlaştıracağız ve AR-GE altyapısı alanında yeni firma oluşumlarını ve girişimcilik faaliyetlerini destekleyeceğiz."
Yabancı öğrenci sayısı arttırılacak
Davutoğlu, Türkiye'deki üniversitelerde yabancı öğrenci sayısının arttırılmasına yönelik yatırımların teşvik edilerek yabancı öğrenci sayısının arttırılacağını bildirdi.
Büyük ülkelerin, yabancı öğrencileri ülkelerine çektikçe, onları yetiştirdikçe kendilerine yurtdışında tanıtım alanı açtıklarına dikkat çeken Davutoğlu, "Ne zaman yurtdışına gitsek Türkiye'de okumuş öğrencileri, şimdi kariyeri de belli bir yere gelmiş etkili kişileri gördüğümüzde mutlu oluyoruz. Nitelikli insan gücü için çalışma izni sürecini hızlandıracak ve bu amaçla özel bir turkuaz kart sistemi geliştireceğiz. Turkuaz kart sistemi ile özellikle gelmelerini arzu ettiğimiz kişiler için bir ara alan oluşturacağız, Türkiye'de rahat kalacaklar, ikamet edecekler, vatandaş olmadan belli haklardan istifade ederek, böylece en kaliteli insan unsurunun Türkiye'ye gelişini temin edeceğiz. Nitelikli yabancı uyrukla çalışanların ve ailelerinin ikamet izni ve çalışmalarına ilişkin süreçleri kolaylaştıracak ve iyileştireceğiz" değerlendirmesinde bulundu.
"Küresel rekabeti, içerdeki kaliteyi arttıracak şekilde değerlendireceğiz"
Başbakan Davutoğlu, araştırma projelerinde sözleşmeli yabancı uzman çalıştırılmasını kolaylaştıracaklarını, bilim ve araştırma insanlarının Türkiye'de araştırma, ders verme ve konferans amaçlı ziyaret mekanizmalarını çeşitlendireceklerini bildirdi.
Yurtdışındaki üniversite öğrencileriyle bilim, sanat ve kültür alanlarında öne çıkan yüksek nitelikli insan gücü için değişim, hareketlilik veya staj programları geliştireceklerini açıklayan Davutoğlu, şunları dile getirdi:
"Yurtdışında lisansüstü eğitim yapmış olan vatandaşlarımızın Türkiye'ye dönmelerini sağlamaya yönelik AR-GE desteklerini yaygınlaştıracağız. Tüm bu eylemleri yurtiçinde insanımızın istihdamını ikame etmeyen aksine istihdam imkanlarını genişleten bir anlayış içinde gerçekleştireceğiz. Nükleer enerjiyle ilgili son yaptığımız hamlede, bu çarpıcı bir örnektir, yaptığımız anlaşmalarda en çok önem verdiğimiz husus, Türkiye'den belli nitelikte mühendislerimizin nükleer eğitim almak üzere Rusya'ya gitmesi ama döndükten sonra da kendi bu alanda bir insan unsuru yetiştirmesi. Savunma sanayinde bunu tecrübe ettik. Şimdi Uzay Ajansı ve diğer alanlarda yapacağımız çalışmalarla Türkiye'de bir dönem karşılığı olmadığı düşünülen alanlarda istihdam imkanlarını genişletip bunu bir anlamda küresel rekabeti, içerdeki kaliteyi arttıracak şekilde değerlendireceğiz."
Son Güncelleme: Çarşamba, 28 Ocak 2015 14:20
Gösterim: 1652

