Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

300 kişilik okul imam hatibe dönüştürüldü okula sadece 60 kişi kayıt yaptırdı

İzmir Menemen’de yaklaşık 40 bin kişinin yaşadığı bölgedeki tek lise statüsü değiştirilerek imam hatip yapıldı. 300 kişi kapasiteli okulun imam hatibe dönüştürülmesi sonrası ise sadece 60 öğrenci kaydı yapıldı.

Menemen’e bağlı Egekent 2’de yapımı geçen yıl tamamlanan tek lise imam hatip okuluna dönüştürüldü. 300 kişi kapasiteli okula şu-ana kadar 60 kadar kayıt yaptırıldığı belirtilirken, okul adeta “terk edilmiş” görüntüsüne büründü.

Veliler tepkili

Cumhuriyet gazetesinden Emre Döker’in haberine göre, yaklaşık 40 bin nüfusu bulunan bölgedeki tek lisenin de imam hatipe dönüştürülmesi nedeniyle veliler çocuklarını farklı bölgelerdeki okullara göndermek zorunda kaldı.

Menemen Egekent 2’de yaşayan yurttaşlar okullar açılmadan önce gerçekleştirdikleri eylemin ardından şimdi de yargı yoluna gitme kararı aldı. Okulun kooperatif ve bir yurttaş tarafından bağışlanan alana kurulduğunu, bağışın koşullu olduğu da öğrenildi. Bölgede yaşayanlar okul değişikliğine isyan ederken imza kampanyası da düzenlendi. Öğrenci Velileri Derneği’in (ÖVDER) yürüttüğü kampanyayla 2 bini aşkın imza toplandı. Öğrenci velileri, İzmir Milli Eğitim Müdürlüğü yetkililerinin kendilerine “Bu değişiklikten bizde hoşnut değiliz ancak emir yukarıdan geldi” dediğini de öne sürdü.

ÖVDER üyesi Zeynep Tugay, “Çocukların zorunlu olarak imam hatipli olması için yapılmış bir uygulama. İptali için bağışçılara ulaşmaya çalışıyoruz. Arazinin Anadolu lisesi olmak şartıyla bağışlandığını öğrendik” dedi.

> 300 kişilik okul 60 kişilik ‘imam hatip’e dönüştürüldü

300 kişilik okul imam hatibe dönüştürüldü okula sadece 60 kişi kayıt yaptırdı

İzmir Menemen’de yaklaşık 40 bin kişinin yaşadığı bölgedeki tek lise statüsü değiştirilerek imam hatip yapıldı. 300 kişi kapasiteli okulun imam hatibe dönüştürülmesi sonrası ise sadece 60 öğrenci kaydı yapıldı.

Menemen’e bağlı Egekent 2’de yapımı geçen yıl tamamlanan tek lise imam hatip okuluna dönüştürüldü. 300 kişi kapasiteli okula şu-ana kadar 60 kadar kayıt yaptırıldığı belirtilirken, okul adeta “terk edilmiş” görüntüsüne büründü.

Veliler tepkili

Cumhuriyet gazetesinden Emre Döker’in haberine göre, yaklaşık 40 bin nüfusu bulunan bölgedeki tek lisenin de imam hatipe dönüştürülmesi nedeniyle veliler çocuklarını farklı bölgelerdeki okullara göndermek zorunda kaldı.

Menemen Egekent 2’de yaşayan yurttaşlar okullar açılmadan önce gerçekleştirdikleri eylemin ardından şimdi de yargı yoluna gitme kararı aldı. Okulun kooperatif ve bir yurttaş tarafından bağışlanan alana kurulduğunu, bağışın koşullu olduğu da öğrenildi. Bölgede yaşayanlar okul değişikliğine isyan ederken imza kampanyası da düzenlendi. Öğrenci Velileri Derneği’in (ÖVDER) yürüttüğü kampanyayla 2 bini aşkın imza toplandı. Öğrenci velileri, İzmir Milli Eğitim Müdürlüğü yetkililerinin kendilerine “Bu değişiklikten bizde hoşnut değiliz ancak emir yukarıdan geldi” dediğini de öne sürdü.

ÖVDER üyesi Zeynep Tugay, “Çocukların zorunlu olarak imam hatipli olması için yapılmış bir uygulama. İptali için bağışçılara ulaşmaya çalışıyoruz. Arazinin Anadolu lisesi olmak şartıyla bağışlandığını öğrendik” dedi.

Son Güncelleme: Perşembe, 20 Eylül 2012 14:50

Gösterim: 2504

Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi'nin (ÖSYM) geçen yıl boyunca yaptığı ve yaklaşık 5,5 milyon adayın katıldığı sınavların maliyeti 189 milyon 922 bin 739 lirayı buldu.

ÖSYM'nin Prof. Dr. Ali Demir başkanlığındaki ilk faaliyet raporu yayımlandı. 2011 ÖSYM Faaliyet Raporu'nda kurum hakkında genel bilgilere, amaç ve hedeflere, faaliyetlere ilişkin bilgilere yer veriliyor.

Raporda, 2012 ve sonrasında gerçekleştirilmesi planlanan hedefler yer alıyor. Adaya odaklı bir yapının amaçlandığı belirtilen raporda, internet üzerinden tüm aday işlemlerinin gerçekleştirilebilmesi, adaylar üzerinden sınav güvenliği baskısının kaldırılması için teknolojik çözümlerin üretilmesi, sınav standardizasyonun sağlanması ve sınav analizlerinin standardize edilmesiyle aday bilgilendirme sisteminin kurulmasının amaçlandığı kaydedildi.

Elektronik işlevselliğin artırılmasının da amaçlandığı vurgulanan raporda, soru bankası ve elektronik test oluşturma sisteminin gerçekleştirilmesi, sınav evrakının tüm hareketlerini izleyebilen ve geriye doğru hataların kaynağına ulaşmayı mümkün kılan bir sistemin kurulması, elektronik sınav sisteminin oluşturulmasının planlandığına işaret edildi.

Rapora göre, herkes için her yerde olmayı amaçlayan ÖSYM, Türkiye'nin değişik bölgelerinde temsilciliklerin açılması, her ilde bir sınav merkezinin oluşturulması ve uluslararası sınav yapabilmek için girişimlerde bulunmak için çalışacak.

ÖSYM'nin gelir ve gideri

2011 yılında Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS), Lisans Yerleştirme Sınavları (LYS) , Kamu Personeli Seçme Sınavı (KPSS), Tıpta Uzmanlık Eğitimi Giriş Sınavı (TUS), Kamu Personeli Yabancı Dil Bilgisi Seviye Tespit Sınavı (KPDS), Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitimi Giriş Sınavı (ALES), Dikey Geçiş Sınavı (DGS), kurum sınavları, Üniversitelerarası Kurul Yabancı Dil Sınavı (ÜDS), Jandarma Okullar Komutanlığı Uzman Jandarma Okulu Giriş Sınavı (JANU), Türk Silahlı Kuvvetleri Askeri Liseler ile Bando Astsubay Hazırlama Okulunda Öğrenim Görecek Öğrencileri Seçme Sınavı (ALS), Jandarma Okullar Komutanlığı Jandarma Astsubay Temel Kursu Giriş Sınavı (JANA) için adaylardan alınan kılavuz ve sınav ücretleri, ÖSYM'nin parasal kaynağını oluşturdu.

ÖSYM'nin 2011 yılı sonunda geliri 191 milyon 8 bin 224 lira gerçekleşti.

Kurumun 2011 yılı gider bütçesi ise yıl içinde yapılan tüm sınavlarda kullanılan testlerin hazırlanması, gizlilik esasına uyularak soru kitapçıklarının basılması, paketlenmesi, nakliyesi, sınav uygulamalarına ilişkin her türlü organizasyon, sınav sonuçlarının değerlendirilmesi ve adaylara duyurulması gibi cari harcamalarla yatırım harcamalarını kapsıyor.

Merkezin 2011 yılındaki gideri ise 250 milyon 625 bin 181 lira gerçekleşti.

Sınav giderleri

ÖSYM, 2011 yılında gerçekleştirilen sınavlar için toplam 189 milyon 922 bin 739 lira harcamada bulundu. Merkezin yaptığı maliyeti en yüksek sınavları, üniversiteye giriş sınavları oluşturdu.

LYS'nin beş oturumu için 35 milyon 752 bin 420 lira, YGS için ise 32 milyon 399 bin 834 lira harcama yapıldı.

Sınavlarda görevliler için ödenen ücretler 83 milyon 896 bin 188 lira olarak belirlenirken, soru hazırlama ücreti olarak 1 milyon 370 bin 692 lira ödendi.

ÖSYM tarafından yapılan diğer sınavlar ve giderleri ise şöyle:

''ÜDS- 2 Dönem 2 milyon 461 bin 885 TL, TUS-2 Dönem 500 bin 700 TL, KPDS-2 Dönem 3 milyon 115 bin 677 TL, ALES-2 Dönem 9 milyon 136 bin 684 TL, KPSS-Lisans-4 oturum 16 milyon 740 bin 534 TL, DGS 1 milyon 955 bin 160 TL, diğer sınavlar ve giderleri ise 2 milyon 592 bin 960 TL.''

Soru hazırlama ve denetlemede 700 akademik personel

Raporda ÖSYM'nin yaptığı sınavlarda kullanılan soru sayılarına da yer verildi. Geçen sene tüm sınavlar için 21 bin 902 soru hazırlandı, 16 bin 783'ü denetimden geçerken, 10 bin 670 soru da testlerde yer aldı. Soruların 14'ü de iptal edildi. Geçen yıl soru hazırlama ve denetlemede 700 akademik personel görev aldı.

Yazılım çalışmalarının devam ettiği belirtilen raporda, soru bankası yazılım projesi için çalışmaların başlatıldığı, güvenlik alt yapısı konusunda araştırmaların yapıldığı da kaydedildi.

Raporda, ÖSYM'nin kuruluşundan bu yana yaptığı tüm sınav ve yerleştirme verilerinin saklanması ve erişimin sağlanması yönünde de bir sistemin kurulması için çalışmaların başlatıldığı ifade edilerek, 1974-2011 yılları arasında yaklaşık bin 300'e yakın sınavın yapıldığı belirtildi.

> ÖSYM sınavlara 189 milyon lira harcadı

Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi'nin (ÖSYM) geçen yıl boyunca yaptığı ve yaklaşık 5,5 milyon adayın katıldığı sınavların maliyeti 189 milyon 922 bin 739 lirayı buldu.

ÖSYM'nin Prof. Dr. Ali Demir başkanlığındaki ilk faaliyet raporu yayımlandı. 2011 ÖSYM Faaliyet Raporu'nda kurum hakkında genel bilgilere, amaç ve hedeflere, faaliyetlere ilişkin bilgilere yer veriliyor.

Raporda, 2012 ve sonrasında gerçekleştirilmesi planlanan hedefler yer alıyor. Adaya odaklı bir yapının amaçlandığı belirtilen raporda, internet üzerinden tüm aday işlemlerinin gerçekleştirilebilmesi, adaylar üzerinden sınav güvenliği baskısının kaldırılması için teknolojik çözümlerin üretilmesi, sınav standardizasyonun sağlanması ve sınav analizlerinin standardize edilmesiyle aday bilgilendirme sisteminin kurulmasının amaçlandığı kaydedildi.

Elektronik işlevselliğin artırılmasının da amaçlandığı vurgulanan raporda, soru bankası ve elektronik test oluşturma sisteminin gerçekleştirilmesi, sınav evrakının tüm hareketlerini izleyebilen ve geriye doğru hataların kaynağına ulaşmayı mümkün kılan bir sistemin kurulması, elektronik sınav sisteminin oluşturulmasının planlandığına işaret edildi.

Rapora göre, herkes için her yerde olmayı amaçlayan ÖSYM, Türkiye'nin değişik bölgelerinde temsilciliklerin açılması, her ilde bir sınav merkezinin oluşturulması ve uluslararası sınav yapabilmek için girişimlerde bulunmak için çalışacak.

ÖSYM'nin gelir ve gideri

2011 yılında Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS), Lisans Yerleştirme Sınavları (LYS) , Kamu Personeli Seçme Sınavı (KPSS), Tıpta Uzmanlık Eğitimi Giriş Sınavı (TUS), Kamu Personeli Yabancı Dil Bilgisi Seviye Tespit Sınavı (KPDS), Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitimi Giriş Sınavı (ALES), Dikey Geçiş Sınavı (DGS), kurum sınavları, Üniversitelerarası Kurul Yabancı Dil Sınavı (ÜDS), Jandarma Okullar Komutanlığı Uzman Jandarma Okulu Giriş Sınavı (JANU), Türk Silahlı Kuvvetleri Askeri Liseler ile Bando Astsubay Hazırlama Okulunda Öğrenim Görecek Öğrencileri Seçme Sınavı (ALS), Jandarma Okullar Komutanlığı Jandarma Astsubay Temel Kursu Giriş Sınavı (JANA) için adaylardan alınan kılavuz ve sınav ücretleri, ÖSYM'nin parasal kaynağını oluşturdu.

ÖSYM'nin 2011 yılı sonunda geliri 191 milyon 8 bin 224 lira gerçekleşti.

Kurumun 2011 yılı gider bütçesi ise yıl içinde yapılan tüm sınavlarda kullanılan testlerin hazırlanması, gizlilik esasına uyularak soru kitapçıklarının basılması, paketlenmesi, nakliyesi, sınav uygulamalarına ilişkin her türlü organizasyon, sınav sonuçlarının değerlendirilmesi ve adaylara duyurulması gibi cari harcamalarla yatırım harcamalarını kapsıyor.

Merkezin 2011 yılındaki gideri ise 250 milyon 625 bin 181 lira gerçekleşti.

Sınav giderleri

ÖSYM, 2011 yılında gerçekleştirilen sınavlar için toplam 189 milyon 922 bin 739 lira harcamada bulundu. Merkezin yaptığı maliyeti en yüksek sınavları, üniversiteye giriş sınavları oluşturdu.

LYS'nin beş oturumu için 35 milyon 752 bin 420 lira, YGS için ise 32 milyon 399 bin 834 lira harcama yapıldı.

Sınavlarda görevliler için ödenen ücretler 83 milyon 896 bin 188 lira olarak belirlenirken, soru hazırlama ücreti olarak 1 milyon 370 bin 692 lira ödendi.

ÖSYM tarafından yapılan diğer sınavlar ve giderleri ise şöyle:

''ÜDS- 2 Dönem 2 milyon 461 bin 885 TL, TUS-2 Dönem 500 bin 700 TL, KPDS-2 Dönem 3 milyon 115 bin 677 TL, ALES-2 Dönem 9 milyon 136 bin 684 TL, KPSS-Lisans-4 oturum 16 milyon 740 bin 534 TL, DGS 1 milyon 955 bin 160 TL, diğer sınavlar ve giderleri ise 2 milyon 592 bin 960 TL.''

Soru hazırlama ve denetlemede 700 akademik personel

Raporda ÖSYM'nin yaptığı sınavlarda kullanılan soru sayılarına da yer verildi. Geçen sene tüm sınavlar için 21 bin 902 soru hazırlandı, 16 bin 783'ü denetimden geçerken, 10 bin 670 soru da testlerde yer aldı. Soruların 14'ü de iptal edildi. Geçen yıl soru hazırlama ve denetlemede 700 akademik personel görev aldı.

Yazılım çalışmalarının devam ettiği belirtilen raporda, soru bankası yazılım projesi için çalışmaların başlatıldığı, güvenlik alt yapısı konusunda araştırmaların yapıldığı da kaydedildi.

Raporda, ÖSYM'nin kuruluşundan bu yana yaptığı tüm sınav ve yerleştirme verilerinin saklanması ve erişimin sağlanması yönünde de bir sistemin kurulması için çalışmaların başlatıldığı ifade edilerek, 1974-2011 yılları arasında yaklaşık bin 300'e yakın sınavın yapıldığı belirtildi.

Son Güncelleme: Perşembe, 20 Eylül 2012 12:22

Gösterim: 1449

Yeni anayasaya göre, vatandaş, kamu görevlilerinin yaptığı işlem sonucu zarara uğrarsa dava açacak. Tazminatı devlet ödeyecek sonra bu para memurun maaşından kesilecek.

TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu bünyesinde oluşturulan yazım komisyonları, dün ”temel hak ve hürriyetlerin korunması”, ”toplu sözleşme ve grev hakkı” ile ”çalışma, sosyal güvenlik ve adil ücret hakkı” başlıklı maddelerin müzakeresine devam etti.

Milliyet'te yer alan habere göre; 1 Nolu Yazım Komisyonu, Anayasa ile tanınmış hak ve hürriyetlerin ihlal edilemeyeceğini düzenleyen maddede kamu görevlileriyle ilgili önemli bir düzenleme yaptı. Mevcut Anayasa'da “Kişinin, resmi görevliler tarafından vâki haksız işlemler sonucu uğradığı zarar da, kanuna göre, Devletçe tazmin edilir. Devletin sorumlu olan ilgili görevliye rücu hakkı saklıdır” ifadesini yetersiz bulan Komisyon, rücu sisteminin (tazminatın memurdan tahsil edilmesi) işlemediği gerekçesiyle değişiklik yaptı.

Tahsil zorunlu

Memurların ardı ardına davalarla karşılaşması ihtimalini gözönüne alan Komisyon, davaların doğrudan kamu görevlisi yerine devlete karşı açılması uygulamasının sürmesi kararını verdi.

Mağdur olduğunu öne süren vatandaşın açtığı davada, mahkemenin tazminata hükmetmesi halinde tazminatın devletçe ödenmesi hükmü korundu. Ancak tazminatın sorumlu kamu görevlisinden tahsil edilmesi isteğe bağlı olmaktan çıkarılıp zorunlu hale getirildi. Maddeye, “Tazminatı devlet öder ve sorumlu kamu görevlilerine derhal rücu eder” hükmünü konuldu. Sorumlu memurdan tazminatın tahsil edilip edilmediği konusunda ise Sayıştay'ın denetim yapması görüşü benimsendi. Sayıştay denetimi için Sayıştay Kanunu veya Anayasa'nın Sayıştay'ı düzenleyen maddesine ekleme yapılması kararı alındı.(dipnottv)

> Yeni Anayasa'da memura kötü haber!

Yeni anayasaya göre, vatandaş, kamu görevlilerinin yaptığı işlem sonucu zarara uğrarsa dava açacak. Tazminatı devlet ödeyecek sonra bu para memurun maaşından kesilecek.

TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu bünyesinde oluşturulan yazım komisyonları, dün ”temel hak ve hürriyetlerin korunması”, ”toplu sözleşme ve grev hakkı” ile ”çalışma, sosyal güvenlik ve adil ücret hakkı” başlıklı maddelerin müzakeresine devam etti.

Milliyet'te yer alan habere göre; 1 Nolu Yazım Komisyonu, Anayasa ile tanınmış hak ve hürriyetlerin ihlal edilemeyeceğini düzenleyen maddede kamu görevlileriyle ilgili önemli bir düzenleme yaptı. Mevcut Anayasa'da “Kişinin, resmi görevliler tarafından vâki haksız işlemler sonucu uğradığı zarar da, kanuna göre, Devletçe tazmin edilir. Devletin sorumlu olan ilgili görevliye rücu hakkı saklıdır” ifadesini yetersiz bulan Komisyon, rücu sisteminin (tazminatın memurdan tahsil edilmesi) işlemediği gerekçesiyle değişiklik yaptı.

Tahsil zorunlu

Memurların ardı ardına davalarla karşılaşması ihtimalini gözönüne alan Komisyon, davaların doğrudan kamu görevlisi yerine devlete karşı açılması uygulamasının sürmesi kararını verdi.

Mağdur olduğunu öne süren vatandaşın açtığı davada, mahkemenin tazminata hükmetmesi halinde tazminatın devletçe ödenmesi hükmü korundu. Ancak tazminatın sorumlu kamu görevlisinden tahsil edilmesi isteğe bağlı olmaktan çıkarılıp zorunlu hale getirildi. Maddeye, “Tazminatı devlet öder ve sorumlu kamu görevlilerine derhal rücu eder” hükmünü konuldu. Sorumlu memurdan tazminatın tahsil edilip edilmediği konusunda ise Sayıştay'ın denetim yapması görüşü benimsendi. Sayıştay denetimi için Sayıştay Kanunu veya Anayasa'nın Sayıştay'ı düzenleyen maddesine ekleme yapılması kararı alındı.(dipnottv)

Son Güncelleme: Perşembe, 20 Eylül 2012 11:54

Gösterim: 1635

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer imzasıyla yayımlanan ''kayıt ve nakillerle'' ilgili genelgede, resmi ilköğretim kurumlarına kayıt ve nakillerin, ilköğretim kurumları yönetmeliğindeki hükümlere göre yapıldığı anımsatıldı.

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer'in yayımladığı genelgeye göre, bu yıla mahsus olmak üzere anne ve babasının her ikisi de kamu veya özel sektörde çalışan çocukların kayıt ve nakilleri, her ikisinin de çalıştıklarını belgelendirmeleri durumunda, iş yerinin bulunduğu kayıt bölgesindeki ilkokula veya ortaokula yapılabilecek.

Nakil gidilen okullardaki sınıf mevcutlarının, ilin şartları ve ortalama öğrenci sayıları dikkate alınarak 35'i geçmemesine özen gösterilecek.

Bakan Dinçer imzasıyla yayımlanan ''kayıt ve nakillerle'' ilgili genelgede, resmi ilköğretim kurumlarına kayıt ve nakillerin, ilköğretim kurumları yönetmeliğindeki hükümlere göre yapıldığı anımsatıldı.

Yönetmelikte öğrencilerin, ulusal adres veri tabanında belirtilen ikametgahların en yakın ilkokul ve ortaokula kaydedilmelerinin esas olduğu hatırlatılarak, kayıtların, ulusal adres veri tabanındaki öğrencinin ikamet adresi esas alınarak öğrenci yerleştirme komisyonunun belirlediği kayıt alanındaki okula e-okul sistemi üzerinden yapıldığı belirtildi.

Fiziki kapasitesi dolmayan okullara, kayıt alanı dışından da kayıt yapılabildiği ifade edilerek, kapasitenin üstünde başvuru olması durumunda başvuranlar arasından kurayla öğrenci alındığı hatırlatıldı.

e-Kayıt uygulaması ile mecburi ilköğretim çağına giren tüm çocukların okullara erişimlerinin sağlanması, eğitim bölgesinde öğrenci dağılımlarının dengeli yapılması, normal öğretime geçilmesi, derslik ihtiyacının planlanması ve başarı potansiyeli yüksek öğrencilerin belirli okullarda toplanmasının önlenerek eğitim ortamlarının iyileştirilmesi ve tüm okulların eşdeğer duruma getirilmesinin hedeflendiği kaydedildi.

Ülkenin coğrafi ve sosyoekonomik durumuna bağlı olarak eğitim bölgelerindeki öğrenci sayılarında değişiklik yaşandığı belirtilen genelgede, öğrenci mevcutlarının hedeflenen sayıda olabilmesi açısından, yönetmeliğin ''fiziki kapasitesi dolmayan okullara kayıt alanı dışından da kayıt yapılabildiği'' hükmünden hareket edileceği belirtildi.

Usulsüzlüğe yasal işlem

Genelgeye göre, anne ve babasının her ikisi de kamu ve/veya özel sektörde çalışan çocukların kayıt ve nakilleri, ev adreslerinin yanı sıra her ikisinin de çalıştıklarını belgelendirmeleri (resmi kurumlar, vergi idaresi, ticaret/sanayi odası, esnaf odası gibi) durumunda, bunlardan birinin iş yerinin bulunduğu kayıt bölgesindeki ilkokula/ortaokula; Öğretmenlerin istemeleri halinde çocuklarının kayıt ve nakilleri, görev yaptıkları ilkokula/ortaokula yapılabilecek.

Ayrıca, velilerin istemeleri halinde, sınıf mevcutları 40'dan fazla olan ilköğretim kurumlarındaki öğrencilerin kayıt ve nakilleri, sınıf mevcudu 35'i geçmeyecek şekilde planlanıp, okul bazında eşleştirilip duyurulduktan sonra eşleştirildiği ilkokula/ortaokula; kayıt bölgelerinin yeniden belirlenmesi nedeniyle ayrı okullara kaydı yapılan kardeşlerin kayıt ve nakilleri, velinin isteği üzerine kardeşlerden birinin ilkokuluna/ortaokuluna yaptırılabilecek.

Ancak, belirtiline durumların her birinde bu kayıt ve nakiller gerçekleştiriliyorken, nakil gidilen okullardaki sınıf mevcutlarının ilin şartları ve ortalama öğrenci sayıları dikkate alınarak 35'i geçmemesine özen gösterilecek.

Öğrenci nakilleri e-okul üzerinden sürekli takip edilecek, gerçeğe aykırı beyanda bulunarak okulu değişen öğrencilerin tespiti halinde adreslerine uygun okullara kayıtları ve nakillerinin yapılması sağlanacak. Usulsüz olarak okula kayıt ve nakil yapan okul yönetimleri hakkında da yasal işlem yapılacak.

> Bakan Dinçer ‘kayıt ve nakil’ genelgesi yayımladı

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer imzasıyla yayımlanan ''kayıt ve nakillerle'' ilgili genelgede, resmi ilköğretim kurumlarına kayıt ve nakillerin, ilköğretim kurumları yönetmeliğindeki hükümlere göre yapıldığı anımsatıldı.

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer'in yayımladığı genelgeye göre, bu yıla mahsus olmak üzere anne ve babasının her ikisi de kamu veya özel sektörde çalışan çocukların kayıt ve nakilleri, her ikisinin de çalıştıklarını belgelendirmeleri durumunda, iş yerinin bulunduğu kayıt bölgesindeki ilkokula veya ortaokula yapılabilecek.

Nakil gidilen okullardaki sınıf mevcutlarının, ilin şartları ve ortalama öğrenci sayıları dikkate alınarak 35'i geçmemesine özen gösterilecek.

Bakan Dinçer imzasıyla yayımlanan ''kayıt ve nakillerle'' ilgili genelgede, resmi ilköğretim kurumlarına kayıt ve nakillerin, ilköğretim kurumları yönetmeliğindeki hükümlere göre yapıldığı anımsatıldı.

Yönetmelikte öğrencilerin, ulusal adres veri tabanında belirtilen ikametgahların en yakın ilkokul ve ortaokula kaydedilmelerinin esas olduğu hatırlatılarak, kayıtların, ulusal adres veri tabanındaki öğrencinin ikamet adresi esas alınarak öğrenci yerleştirme komisyonunun belirlediği kayıt alanındaki okula e-okul sistemi üzerinden yapıldığı belirtildi.

Fiziki kapasitesi dolmayan okullara, kayıt alanı dışından da kayıt yapılabildiği ifade edilerek, kapasitenin üstünde başvuru olması durumunda başvuranlar arasından kurayla öğrenci alındığı hatırlatıldı.

e-Kayıt uygulaması ile mecburi ilköğretim çağına giren tüm çocukların okullara erişimlerinin sağlanması, eğitim bölgesinde öğrenci dağılımlarının dengeli yapılması, normal öğretime geçilmesi, derslik ihtiyacının planlanması ve başarı potansiyeli yüksek öğrencilerin belirli okullarda toplanmasının önlenerek eğitim ortamlarının iyileştirilmesi ve tüm okulların eşdeğer duruma getirilmesinin hedeflendiği kaydedildi.

Ülkenin coğrafi ve sosyoekonomik durumuna bağlı olarak eğitim bölgelerindeki öğrenci sayılarında değişiklik yaşandığı belirtilen genelgede, öğrenci mevcutlarının hedeflenen sayıda olabilmesi açısından, yönetmeliğin ''fiziki kapasitesi dolmayan okullara kayıt alanı dışından da kayıt yapılabildiği'' hükmünden hareket edileceği belirtildi.

Usulsüzlüğe yasal işlem

Genelgeye göre, anne ve babasının her ikisi de kamu ve/veya özel sektörde çalışan çocukların kayıt ve nakilleri, ev adreslerinin yanı sıra her ikisinin de çalıştıklarını belgelendirmeleri (resmi kurumlar, vergi idaresi, ticaret/sanayi odası, esnaf odası gibi) durumunda, bunlardan birinin iş yerinin bulunduğu kayıt bölgesindeki ilkokula/ortaokula; Öğretmenlerin istemeleri halinde çocuklarının kayıt ve nakilleri, görev yaptıkları ilkokula/ortaokula yapılabilecek.

Ayrıca, velilerin istemeleri halinde, sınıf mevcutları 40'dan fazla olan ilköğretim kurumlarındaki öğrencilerin kayıt ve nakilleri, sınıf mevcudu 35'i geçmeyecek şekilde planlanıp, okul bazında eşleştirilip duyurulduktan sonra eşleştirildiği ilkokula/ortaokula; kayıt bölgelerinin yeniden belirlenmesi nedeniyle ayrı okullara kaydı yapılan kardeşlerin kayıt ve nakilleri, velinin isteği üzerine kardeşlerden birinin ilkokuluna/ortaokuluna yaptırılabilecek.

Ancak, belirtiline durumların her birinde bu kayıt ve nakiller gerçekleştiriliyorken, nakil gidilen okullardaki sınıf mevcutlarının ilin şartları ve ortalama öğrenci sayıları dikkate alınarak 35'i geçmemesine özen gösterilecek.

Öğrenci nakilleri e-okul üzerinden sürekli takip edilecek, gerçeğe aykırı beyanda bulunarak okulu değişen öğrencilerin tespiti halinde adreslerine uygun okullara kayıtları ve nakillerinin yapılması sağlanacak. Usulsüz olarak okula kayıt ve nakil yapan okul yönetimleri hakkında da yasal işlem yapılacak.

Son Güncelleme: Perşembe, 20 Eylül 2012 12:10

Gösterim: 1939

Genelkurmay: 'İmam Hatip'e itiraz yetkimiz yok

İmam Hatip mezunlarına harp okullarına gitme hakkı tanıyan düzenlemeyle ilgili Genelkurmay başkanlığı'ndan açıklama yapıldı

TSK açıklamasında Milli Savunma Bakanlığı’nın TBMM Dilekçe Komisyonu’na cevap verdiği belirtilirken “Meclis raporuna itiraz etmeye yetkimiz yok” denildi.

TSK ’nın konu ile ilgili açıklaması şöyle:

Bazı basın yayın organlarında, TBMM Dilekçe Komisyonu tarafından, Askerî Okullardaki uygulamalara yönelik olarak hazırlanan Harp Okulu Raporu ile ilgili 13 numaralı karara, Genelkurmay Başkanlığınca itiraz edilmediği yönünde haberler yer almıştır.

Bahse konu haber gerçeği yansıtmamaktadır. Çünkü, TBMM İç Tüzüğü hükümlerine göre, TBMM Dilekçe Komisyonu tarafından hazırlanan raporlara Genelkurmay Başkanlığının itiraz yetkisi düzenlenmemiştir.

TBMM Dilekçe Komisyonunun konu ile ilgili kesinleşen kararına, Millî Savunma Bakanlığınca cevap verildiği öğrenilmiştir.(hürriyet)

İmam hatip raconu

> Genelkurmay’dan İmam Hatip açıklaması

Genelkurmay: 'İmam Hatip'e itiraz yetkimiz yok

İmam Hatip mezunlarına harp okullarına gitme hakkı tanıyan düzenlemeyle ilgili Genelkurmay başkanlığı'ndan açıklama yapıldı

TSK açıklamasında Milli Savunma Bakanlığı’nın TBMM Dilekçe Komisyonu’na cevap verdiği belirtilirken “Meclis raporuna itiraz etmeye yetkimiz yok” denildi.

TSK ’nın konu ile ilgili açıklaması şöyle:

Bazı basın yayın organlarında, TBMM Dilekçe Komisyonu tarafından, Askerî Okullardaki uygulamalara yönelik olarak hazırlanan Harp Okulu Raporu ile ilgili 13 numaralı karara, Genelkurmay Başkanlığınca itiraz edilmediği yönünde haberler yer almıştır.

Bahse konu haber gerçeği yansıtmamaktadır. Çünkü, TBMM İç Tüzüğü hükümlerine göre, TBMM Dilekçe Komisyonu tarafından hazırlanan raporlara Genelkurmay Başkanlığının itiraz yetkisi düzenlenmemiştir.

TBMM Dilekçe Komisyonunun konu ile ilgili kesinleşen kararına, Millî Savunma Bakanlığınca cevap verildiği öğrenilmiştir.(hürriyet)

İmam hatip raconu

Son Güncelleme: Perşembe, 20 Eylül 2012 12:01

Gösterim: 1905


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.