Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Özellikle Fen fakültelerindeki fizik kimya, biyoloji hatta matematik bölümleri boş kaldı.

fen edebiyatÖzellikle Fen fakültelerindeki fizik kimya, biyoloji hatta matematik bölümleri boş kaldı. Taşradaki üniversitelerde tercih edenlerin sayısı 2'yi 3'ü geçmedi. Puanlar yaklaşık 30-40 puan düştü. Yerleşen öğrenciler soruların sadece yüzde 15'ini yaptı.

Kamuoyunun gündemine öğretmenlik formasyonu tartışmalarıyla gelen fen edebiyat fakültelerine sağlanan kontenjanlar bu yıl boş kaldı. Fakülteleri LYS öncesi YÖK Başkanı Gökhan Çetinsaya'nın "Öğrenciler tercih yapsınlar, öğretmen olabilecekler" açıklaması da kurtaramadı. 3 büyük şehrin dışındaki üniversitelerde kontenjan sorunu baş gösterdi.

Özellikle fen fakültesinde fizik, kimya, biyoloji ve matematik bölümlerinde yerleşen öğrenci sayısı 2-3'lerde kaldı. Puanların çoğu bölümde 30-40 hatta 50 puan birden düştüğü gözlenirken, fakültelerin eğitim kalitesi tartışmaya açıldı. Soruların sadece yüzde 10'unu doğru cevaplayan adaylar üniversiteye yerleşti.

Yarısı bile dolmadı

"Formasyon tartışmasından olumsuz etkilendik" diyen Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Fen Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Akbaş, üniversitelerindeki 200 kontenjanlı kimya bölümünü 15 kişi, 160 kontenjanlı fizik bölümünü 16 kişinin tercih ettiğini söyledi.

Her sene dolan matematik bölümünün bu yıl yarısının boş Kaldığını ifade eden Akbaş, "Yeni kurulan üniversitelerde durum bizden daha kötü. Umudumuz ek yerleştirmelerde. Aksi halde kontenjanın boş kalması o bölümün kapanması anlamına geliyor. YÖK tatmin edici bir açıklama yapmalı" diye konuştu.

İki-üç net yapan girdi

Kilis 7 Aralık Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Çakır da formasyon tartışmalarının edebiyat fakültesinden ziyade fen fakültesini etkilediğini kaydetti. Çakır, "YÖK Başkanı'nın açıklamasına rağmen tercihlerde ciddi sıkıntılar söz konusu. Sadece fizik, kimya, biyoloji bölümünde değil matematik bölümünde de kontenjan sorunu yaşıyoruz. 3 büyük şehirlerin dışındaki bütün üniversitelerde bu sorun var. Söz konusu bölümlerde 30-40 puanlık düşüşler yaşanarak adeta dibe vurdu. 213 puanla fizik bölümüne öğrenci aldık. Yani birkaç net yapan yerleşti. Dolayısıyla öğrencilerin temel bilgisi çok çok düşük" dedi.

Bilimsellik olumsuz etkileyecek

Fen edebiyat fakültelerinin üniversitelerindeki en güçlü akademik kadroya sahip olduğuna dikkat çeken Çakır, "Temel bilimler fizik, kimya, biyoloji ve matematiktir. Bu temel bilimlere öğrenci gelmemesi gelecek yıllarda bu ülkede uygulamalı bilimin desteklenmeyeceği anlamı taşıyor. Bilimsel gelişmeleri olumsuz etkileyecek. Dolayısıyla bu bölümlerin mutlaka tercih edilebilir durumda olması lazım" ifadelerini kullandı.

Durum beklediğimizden daha kötü

Erzurum Atatürk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Dekan yardımcısı Doç. Dr. Şakir Aydoğan ise şunları söyledi: "Sonuç beklediğimizden çok daha kötü oldu. Özellikle fen fakültesindeki sayısal bölümlerin hemen hemen hepsi olumsuz etkilendi. Mesela en iyi giden bölümümüz olan matematikte 236 kontenjana 53 kişi yerleşti. Bunun dışındaki bölümlerde yerleşmeler çok düşük. Temel bilimler olmadan eğitim olmaz. Matematik her şeydir, fizik hayatın gerçeğidir. Bu nedenle bölümleri kapatmak yerine konuyla ilgili çok ciddi bir çalışma yapılmalı."

İşte bazı üniversitelerdeki kontenjanlar ve yerleşen sayısı:

İstanbul Üniv.

Fizik kontenjan 320 yerleşen 75,

Afyon Kocatepe Üniv.

Biyoloji: Kontenjan 47 yerleşen 1, Kimya: kontenjan 47 yerleşen 0, matematik kontenjan: 186 yerleşen: 43

Ahi Evran Üniv.

Biyoloji: kontenjan 62 yerleşen 1, Kimya kontenjan 82 yerleşen 10, Fizik kontenjan 52 yerleşen 5

Atatürk Üniv.

Matematik: kontenjan 236 yerleşen 53, Biyoloji: kontenjan 67 yerleşen 3, Kimya kontenjan 103 yerleşen 9

Balıkesir Üniv.

Biyoloji: kontenjan 186 yerleşen 9, Kimya: kontenjan 186 yerleşen 11

Bingöl Üniv

Matematik: Kontenjan 114 yerleşen 3

Bitlis Eren Üniv.

Matematik: kontenjan 47 yerleşen 1

Çukurova Üniv.

Biyoloji kontenjan 164 yerleşen 44, Fizik: kontenjan 93 yerleşen 2, Kimya: 164 yerleşen 16

Eskişehir Orhangazi Üniv.

Biyoloji: kontenjan 164 yerleşen 16, Fizik: kontenjan 47 yerleşen 2, Kimya: kontenjan 164 yerleşen 30

Kars Kafkas Üni.

Biyoloji: kontenjan 77 yerleşen 1, fizik: kontenjan 57 yerleşen 0, kimya: kontenjan 47 yerleşen 0, matematik:

kontenjan 154 yerleşen 2

> Fen edebiyat fakülteleri boş kaldı!

Özellikle Fen fakültelerindeki fizik kimya, biyoloji hatta matematik bölümleri boş kaldı.

fen edebiyatÖzellikle Fen fakültelerindeki fizik kimya, biyoloji hatta matematik bölümleri boş kaldı. Taşradaki üniversitelerde tercih edenlerin sayısı 2'yi 3'ü geçmedi. Puanlar yaklaşık 30-40 puan düştü. Yerleşen öğrenciler soruların sadece yüzde 15'ini yaptı.

Kamuoyunun gündemine öğretmenlik formasyonu tartışmalarıyla gelen fen edebiyat fakültelerine sağlanan kontenjanlar bu yıl boş kaldı. Fakülteleri LYS öncesi YÖK Başkanı Gökhan Çetinsaya'nın "Öğrenciler tercih yapsınlar, öğretmen olabilecekler" açıklaması da kurtaramadı. 3 büyük şehrin dışındaki üniversitelerde kontenjan sorunu baş gösterdi.

Özellikle fen fakültesinde fizik, kimya, biyoloji ve matematik bölümlerinde yerleşen öğrenci sayısı 2-3'lerde kaldı. Puanların çoğu bölümde 30-40 hatta 50 puan birden düştüğü gözlenirken, fakültelerin eğitim kalitesi tartışmaya açıldı. Soruların sadece yüzde 10'unu doğru cevaplayan adaylar üniversiteye yerleşti.

Yarısı bile dolmadı

"Formasyon tartışmasından olumsuz etkilendik" diyen Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Fen Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Akbaş, üniversitelerindeki 200 kontenjanlı kimya bölümünü 15 kişi, 160 kontenjanlı fizik bölümünü 16 kişinin tercih ettiğini söyledi.

Her sene dolan matematik bölümünün bu yıl yarısının boş Kaldığını ifade eden Akbaş, "Yeni kurulan üniversitelerde durum bizden daha kötü. Umudumuz ek yerleştirmelerde. Aksi halde kontenjanın boş kalması o bölümün kapanması anlamına geliyor. YÖK tatmin edici bir açıklama yapmalı" diye konuştu.

İki-üç net yapan girdi

Kilis 7 Aralık Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Çakır da formasyon tartışmalarının edebiyat fakültesinden ziyade fen fakültesini etkilediğini kaydetti. Çakır, "YÖK Başkanı'nın açıklamasına rağmen tercihlerde ciddi sıkıntılar söz konusu. Sadece fizik, kimya, biyoloji bölümünde değil matematik bölümünde de kontenjan sorunu yaşıyoruz. 3 büyük şehirlerin dışındaki bütün üniversitelerde bu sorun var. Söz konusu bölümlerde 30-40 puanlık düşüşler yaşanarak adeta dibe vurdu. 213 puanla fizik bölümüne öğrenci aldık. Yani birkaç net yapan yerleşti. Dolayısıyla öğrencilerin temel bilgisi çok çok düşük" dedi.

Bilimsellik olumsuz etkileyecek

Fen edebiyat fakültelerinin üniversitelerindeki en güçlü akademik kadroya sahip olduğuna dikkat çeken Çakır, "Temel bilimler fizik, kimya, biyoloji ve matematiktir. Bu temel bilimlere öğrenci gelmemesi gelecek yıllarda bu ülkede uygulamalı bilimin desteklenmeyeceği anlamı taşıyor. Bilimsel gelişmeleri olumsuz etkileyecek. Dolayısıyla bu bölümlerin mutlaka tercih edilebilir durumda olması lazım" ifadelerini kullandı.

Durum beklediğimizden daha kötü

Erzurum Atatürk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Dekan yardımcısı Doç. Dr. Şakir Aydoğan ise şunları söyledi: "Sonuç beklediğimizden çok daha kötü oldu. Özellikle fen fakültesindeki sayısal bölümlerin hemen hemen hepsi olumsuz etkilendi. Mesela en iyi giden bölümümüz olan matematikte 236 kontenjana 53 kişi yerleşti. Bunun dışındaki bölümlerde yerleşmeler çok düşük. Temel bilimler olmadan eğitim olmaz. Matematik her şeydir, fizik hayatın gerçeğidir. Bu nedenle bölümleri kapatmak yerine konuyla ilgili çok ciddi bir çalışma yapılmalı."

İşte bazı üniversitelerdeki kontenjanlar ve yerleşen sayısı:

İstanbul Üniv.

Fizik kontenjan 320 yerleşen 75,

Afyon Kocatepe Üniv.

Biyoloji: Kontenjan 47 yerleşen 1, Kimya: kontenjan 47 yerleşen 0, matematik kontenjan: 186 yerleşen: 43

Ahi Evran Üniv.

Biyoloji: kontenjan 62 yerleşen 1, Kimya kontenjan 82 yerleşen 10, Fizik kontenjan 52 yerleşen 5

Atatürk Üniv.

Matematik: kontenjan 236 yerleşen 53, Biyoloji: kontenjan 67 yerleşen 3, Kimya kontenjan 103 yerleşen 9

Balıkesir Üniv.

Biyoloji: kontenjan 186 yerleşen 9, Kimya: kontenjan 186 yerleşen 11

Bingöl Üniv

Matematik: Kontenjan 114 yerleşen 3

Bitlis Eren Üniv.

Matematik: kontenjan 47 yerleşen 1

Çukurova Üniv.

Biyoloji kontenjan 164 yerleşen 44, Fizik: kontenjan 93 yerleşen 2, Kimya: 164 yerleşen 16

Eskişehir Orhangazi Üniv.

Biyoloji: kontenjan 164 yerleşen 16, Fizik: kontenjan 47 yerleşen 2, Kimya: kontenjan 164 yerleşen 30

Kars Kafkas Üni.

Biyoloji: kontenjan 77 yerleşen 1, fizik: kontenjan 57 yerleşen 0, kimya: kontenjan 47 yerleşen 0, matematik:

kontenjan 154 yerleşen 2

Son Güncelleme: Cumartesi, 25 Ağustos 2012 15:38

Gösterim: 5213

İstanbul Üniversitesi'nin (İÜ) Beyazıt'taki tarihi rektörlük binası restore edilecek.

iüÜniversiteden yapılan açıklamaya göre, 1865-1866 yılları arasında yapımı tamamlanan ve 1923 yılında üniversiteye tahsis edilen 147 yıllık tarihi bina, büyük bir onarımdan geçecek.

İstanbul İl Özel İdaresi'nin rektörlük binasının restorasyonu için açtığı ihaleyi 8 milyon 185 bin lira bedelle Emir Restorasyon Limited Şirketi üstlendi.

İstanbul Üniversitesi Yenileme ve Restorasyon Projeleri'nden biri olan rektörlük binasının restorasyonu için çalışmalar, 2009 yılında başladı. Öncelikle binanın rölöve, restitüsyon, restorasyon, inşaat (statik-güçlendirme), mekanik ve elektrik tesisat projeleri hazırlandı. Daha sonra bu çalışmalar, Yenileme Kurulu tarafından kabul edildi. Prof. Dr. Söylet'in yaptığı görüşmeler sonucunda İstanbul İl Özel İdaresi, rektörlük binasının restorasyon ve onarım çalışmalarını üstlendi.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Prof. Dr. Söylet, 558 yıllık bir tarihe sahip olan İstanbul Üniversitesi'nin, aynı zamanda Türkiye'nin ilk üniversitesi olduğunu belirterek, ''Bizlere emanet edilen tarihi binalarımızı onarmak ve restorasyonlarını yaptırmak zorundayız. Çünkü bu binalar hem üniversitemiz, hem ülkemiz, hem de dünya için bir kültür mirası'' ifadelerini kullandı.

> İÜ rektörlük binası restore edilecek

İstanbul Üniversitesi'nin (İÜ) Beyazıt'taki tarihi rektörlük binası restore edilecek.

iüÜniversiteden yapılan açıklamaya göre, 1865-1866 yılları arasında yapımı tamamlanan ve 1923 yılında üniversiteye tahsis edilen 147 yıllık tarihi bina, büyük bir onarımdan geçecek.

İstanbul İl Özel İdaresi'nin rektörlük binasının restorasyonu için açtığı ihaleyi 8 milyon 185 bin lira bedelle Emir Restorasyon Limited Şirketi üstlendi.

İstanbul Üniversitesi Yenileme ve Restorasyon Projeleri'nden biri olan rektörlük binasının restorasyonu için çalışmalar, 2009 yılında başladı. Öncelikle binanın rölöve, restitüsyon, restorasyon, inşaat (statik-güçlendirme), mekanik ve elektrik tesisat projeleri hazırlandı. Daha sonra bu çalışmalar, Yenileme Kurulu tarafından kabul edildi. Prof. Dr. Söylet'in yaptığı görüşmeler sonucunda İstanbul İl Özel İdaresi, rektörlük binasının restorasyon ve onarım çalışmalarını üstlendi.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Prof. Dr. Söylet, 558 yıllık bir tarihe sahip olan İstanbul Üniversitesi'nin, aynı zamanda Türkiye'nin ilk üniversitesi olduğunu belirterek, ''Bizlere emanet edilen tarihi binalarımızı onarmak ve restorasyonlarını yaptırmak zorundayız. Çünkü bu binalar hem üniversitemiz, hem ülkemiz, hem de dünya için bir kültür mirası'' ifadelerini kullandı.

Son Güncelleme: Cumartesi, 25 Ağustos 2012 14:10

Gösterim: 6505

66 ayını doldurmuş çocuklarını okula yollamak istemeyen aileler rapor peşinde

cocuk doktoru66 ayını doldurmuş çocuklarını okula yollamak istemeyen ailelerden "zihnen ve bedenen yetersiz" raporu isteniyor. Aileler rapor peşinde. Raporu veren uzmanlara sorduk. İşte bir çocuğun okula gidemeyeceğini gösteren kanıtlar: Sıçrayamamak, düğmesini ilikleyememek, iki kolu, iki bacağı olan adam çizememek, düz çizgi üzerinde yürüyememek

4+4+4 eğitim yasasına göre 30 Eylül'de 66 ayını dolduracak çocuklarını okula yollamak istemeyen ailelerin önünde tek seçenek var. Çocuklarının "Bedenen ve zihnen gelişmemiştir" ibareli sağlık raporu almak. Bu raporun da adresini önce Sağlık Bakanlığı, ardından da 16 Temmuz'da illere gönderilen yazıda Milli Eğitim Bakanlığı açıkladı. Rapor, Sağlık Bakanlığı'na bağlı devlet hastaneleri ve eğitim ve araştırma hastaneleri ile üniversite hastanelerindeki çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanı ile çocuk psikiyatri uzmanlarından alınacak. Ayrıca zorunlu hallerde tetkikler ve konsültasyonlar yapılmak üzere ilgili hekim tarafından tek hekim raporu tamamlanacak. Yani ihtiyaç durumunda tek hekimin de raporu geçerli olacak.

Çocuklarını okula göndermek istemeyen aileler hastanelerden bu raporu alabilmenin peşinde. Biz de bu "yetersiz" raporunun nasıl verildiğini, çocukların okula gidemeyeceğine hangi testler yapılarak karar verildiğini öğrenmek istedik. Sağlık Bakanlığı Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Gelişim Uzmanı Sezen Aksu sorularımızı yanıtladı.

TEST 30 DAKİKA SÜRÜYOR

Rapor vermek için 0-6 yaş arası çocuklara uygulanan gelişim tarama testi "Denver II'yi kullandığını anlatan Aksu, bu testi ve yaptığı muayeneleri anlattı:

"Testle çocukların sosyal duygusal, dil, bilişsel, zihinsel, küçük ve büyük kas motor gelişimlerine bakıyorum. Sosyal duygusal gelişimde çocuğun yardımsız giyinmesi, adını soyadını sorulduğunda söylemesi, düğmelerini iliklemesi, karşısındaki kişiyle karşılıklı diyologa geçmesi gerek. Dil gelişimi olarak sorulan sorulara doğru yanıt verebilmesine, bu konuyu düşünebilmesine bakıyoruz.

Bilişsel gelişimde basit matematik işlemlerine bakıyoruz. Örneğin iki tane küp ver, 5 tane küp ver gibi, 10'a kadar saymak gibi. Bunları yapabiliyor mu? Küçük kas motor gelişiminde kalemi doğru tutabilme, kare, daire, veya + işareti gibi şekillerle 6 kısımlı bir adam çizebilmeli. Yani adamın iki kolunu, iki bacağını, iki gözünü, burnunu, ağzını, çizebilmeli. Büyük motor kas gelişiminde örneğin tek ayak üzerinde dengesini sağlayarak 10 saniye durabilmesi, tek ayak üzerinde sıçraması, çizgi üzerinde yürüyebilmesine bakıyoruz. Adımlarını gözlüyoruz. Bunları yapamıyorsa anasınıfı için rapor veriyorum. "

ZİHİNSEL GELİŞMEMİŞ DİYEMEM

Aksu, çocuk doktorunun da onayladığı raporu verirken de "Bedenen ve zihnen gelişmemiş" tanımını kullanmadığını söyleyerek, raporda şunları yazdığını söylüyor: "Denver II gelişim testi ve okul olgunlugu ölçeği sonucunda A.C'nin sosyal, duygusul ,dilsel, bilişsel, küçük ve büyük kas motorlarında yaş gelişim düzeyinin altında, akademik becerileri açısından yetersiz görülmüştür. Bu gelişimi gösteremediği için ilköğretime değil, anaokulan gitmesi uygun görülmüştür."

Aksu, "Bedensel ve zihinsel gelişmemişlik ayrı bir şeydir. Çocuklara bunu yazamayız. Akademik açıdan ilköğretime gidemeyeceklerini söyleriz" dedi.

TEMİZLİĞİNİ YAPAMADIĞINDAN ENDİŞELİLER

Rapor almak için gelen ailelerle ilgili izlenimlerini Aksu, şu sözlerle anlattı: "Aile çocuğun özbakımını yapamadığını, tuvalet temizliğini gerçekleştiremediğini söylüyor. Ancak bunu raporlayamıyoruz. Bunları ölçemem, bunları raporlayamıyorum."

ÇOCUĞUNUZ OKULA HAZIR MI?

Prof. Dr. Ayla Oktay

Maltepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi

BİR ETKİNLİKLE EN AZ 20 DAKİKA UĞRAŞMALI

* Çocuk kendi başına ne kadar süre bir etkinlikle uğraşabiliyor? Bu süre 20 dakikanın altında ise risk olabilir., Annesi olmadan yabancı bir yetişkinle rahatca kalabiliyor mu? Burada yetişkin bir bakıcı veya öğretmen olabilir. Yemek yemek, giyinmek, tuvalete gitmek el yıkamak, pabuçlarını giymek gibi işleri başarı ile yapabiliyor mu? Diğer çocuklarla olumlu ilişkiler kurabiliyor mu? Burada paylaşma, sırasını bekleme, arkadaşları için kendi isteklerini erteleyebilme önemlidir. Kendini rahatça ifade edebiliyor mu? Renkler, sayılar, seslerle ilgili sorulara uygun cevaplar verebiliyor mu?

Prof. Dr. Ali Baykal

Eski Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı

KURALLI OYUNLAR OYNAYABİLMELİ

* Yorulunca dinlenmeye, acıkınca doymaya yönelebiliyor mu?

* Fiziksel varlığını bağımsız sürdürebiliyor mu? Çantasını taşıyabiliyor mu? Kalem, makas, çatal-kaşık tutabiliyor mu?

* Toplumsal yetileri yeterli düzeye gelmiş mi? İşbirliği yapabiliyor mu? Akranlarıyla ilişki kurabiliyor mu? Yetişkinlerle ve akranlarıyla karşılıklı sorumlu ve saygılı etkileşim kuracak özdenetim sağduyusu yerleşmiş mi?

* Kurallı oyunlar oynayabiliyor mu? Kuralsız oyunlarda rol alabiliyor mu?

* Dikkatli dinleyebiliyor, özenli çalışabiliyor mu?

* Duygusal olgunluğa erişmiş mi? İnsanlarla tanışma ve yardımlaşma davranışları gelişmiş mi?

* Öfkelenince ve korkunca nasıl davranıyor?

* Sorunlar karşısındaki tepkilerinde saldırganlık ve çekingenlik kutupları arasında koşullara uygun kıvamı tutturabiliyor mu?

* Dikkatini sürdürebiliyor, dağılınca toparlayabiliyor mu?

* Bir olayı, bir öyküyü anlatabiliyor mu? Anlatılanları anlayabiliyor mu? Kendi diliyle özetleyebiliyor mu?

Doç. Dr. Günseli Girgin

Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi

Okulöncesi Eğitimi Ana Bilim Dalı Başkanı

ÖZBAKIM BECERİLERİ ÖNEMLİ

Okul olgunluğu, genel olarak çocuğun bedensel, bilişsel, duygusal ve sosyal anlamda ilköğretimin gerekliliklerini karşılamaya hazır olmasıdır. Örneğin kalem tutma becerisi, dinlediğini ve gördüğünü anlatma becerisi, dilbilgisi kurallarına uygun konuşma becerisi, kendi başına giyinme, soyunma, yeme, temizlik gibi, özbakım becerilerinin gelişimi, yaşıtlarıyla olumlu ilişkiler kurma, kurallara uyma, dikey yatay çizgiler çizme, basit geometrik şekilleri çizme, 1 den 10'a kadar rakamları kopya edebilme, zıt anlamlı sözcükleri anlayabilme gibi beceriler. Bunlar aileler için kabaca fikir verebilecek başlıklardır ama asla kesin karar için sadece yeterli değildir, gelişim alanlarının tümü değerlendirilmeli.

Doç. Dr. Selçuk Şirin,

New York Üniversitesi öğretim üyesi

Bahçeşehir Üniversitesi misafir öğretim üyesi

Duygusal ve Sosyal Gelişim Özellikleri: Yeni girdiği bir ortamda anne-babasından ayrılabiliyor mu?, Diğer çocukların oynadıkları oyunlara rahatça katılabiliyor mu? Paylaşıp, yardımlaşıyor mu? Dikkat Gelişimi ve Konsantrasyonu: Dış uyaranlardan etkilenmeden yapacağı çalışmaya odaklanabiliyor mu?, Verilen işleri tamamlayabiliyor mu? İnce-Motor Kas Gelişimi: Kalemi doğru tutabiliyor mu?, Daire, kare vb. temel şekilleri çizebiliyor mu?, Makası amacına uygun ve düzgün kullanabiliyor mu?, Başı, gövdesi, kolları, bacakları, el ve ayakları olan bir insan çizebiliyor mu?, Yemeğini kendi yiyebiliyor mu?, Düğmelerini ilikleyip açabiliyor mu? Kaba-Motor Kas Gelişimi: Önce topuk sonra ayak ucu olarak düzgün adım atabiliyor mu?, Rahat koşabiliyor ve zıplayabiliyor mu? Topu atabiliyor ve kendisine atılan topu tutabiliyor mu?, Merdivenlerden rahat inip çıkabiliyor mu?

Dil ve Kavram Gelişimi: Tam anlaşılır konuşabiliyor mu?, Okunan bir hikâye ile ilgili sorulan soruları yanıtlayabiliyor mu?, Başına gelmiş bir olayı anlatabiliyor mu?, Renkleri, temel şekilleri isimlendirebiliyor mu?, Anlatılan bir durumda bir arkadaşının nasıl tepki vereceğini tahmin edebiliyor mu?, 6-6 kelimeden daha uzun cümleler kurabiliyor mu?, 10'a kadar olan sayıları biliyor mu? Öz Bakım Becerileri: Tuvaletini kendi başına yapabiliyor mu?, Kendi başına ellerini yıkayıp kurutabiliyor mu?, Kendi başına yemeğini yiyebiliyor mu?, Anne-babadan fazla yardım almadan ya da kendi başına giyinebiliyor mu?

AYRI BİR BÖLÜM OLARAK GÖRELİM

"Okul başlama yaşı

eğitim sorunudur sağlık değil'

Okula başlayacak 66 aylık çocukların tümüne sembolik rapor veren Türk Tabipler Birliği (TTB) ile Türkiye Genç ve Çocuk Psikiyatri Derneği okula başlamayla ilgili bu tartışmanın bir eğitim sorunu olduğunu belirterek, "Ancak sağlık sorunu haline getirildi. Çocuğun okula başlayıp, başlamayacağına akademisyenler ve ailesi karar verir" diyor. TTB Genel Sekreteri Beyazıt İlhan, "Bu soruna bizimle değil, eğitimcilerle çözüm bulunmalı. Hekimlik meselesi haline getirilmesi çok hata. SBS'ye ÖSS'ye girecek öğrenciler rapor peşindeydi. Bir de bu çıktı" diye konuşuyor.

Türkiye Genç ve Çocuk Psikiyatri Derneği Başkanı Prof. Dr. Füsun Çuhadaroğlu, ""Hekimlerden medet ummadan MEB, bu sorunu çözsün. Hastanelerde psikaytri tedavileri aksatacak bir uygulama yapıyor. Hastenelerin ve doktorların üzerine gereksiz yük verildi" diyor.

OKUL OLGUNLUĞU İÇİN HANGİ TESTLER KULLANILIYOR?

30 ile 45 dakika süren bu testlerin en fazla kullanılan bazıları:

Eğitsel Gelişim Göstergeleri (EDI)) Testi: 16 alt boyutta okul olgunluğunu belirlemek için kullanılıyor.

Lollipop Testi: Renk ve şekilleri, görsel ve uzamsal algılamayı, rakamları tanıma ve sayma becerilerini; harfleri tanıma ve yazma becerilerini ölçerek okula hazır bulunuşluk düzeyini ölçüyor.

Denver II Testi: 0-6 yaş arası çocuklara uygulanan gelişim tarama testi. Çocukların sosyal duygusal, dil, bilişsel, zihinsel, küçük ve büyük kas motor gelişime bakılır.

Metropolitan Okul Olgunluğu Testi: Öğrencilerin; öğrenme stilleri, zeka ve sosyo-duygusal gelişimleri ve psikolojik ihtiyaçları tespit ediliyor. Test 6 bölümden oluşuyor. Testin ilk 4 bölümü, öğrencinin sözel gelişimini, işitsel dikkatini, görsel dikkatini ve mantık becerilerini ölçer. Öğrencinin ilk 4 alandan aldığı toplam puan, okuma olgunluğu olarak değerlendirilir. Testin 5. bölümü matematik becerilerini, 6 bölümse kopya etme becerilerini değerlendirir.

Marmara Üniversitesi İlköğretime Hazır Oluş Ölçeği: Doç. Dr. Özgül Polat tarafından geliştirilen ölçek 74 maddede zihinsel ve dil, 40 maddelde sosyal-duygusal, 23 maddede fiziksel, 16 maddede ve öz bakım becerilerini ölçüyor. 74'ü şekilli 153 sorudan oluşuyor.74 resimli soru bulunmaktadır.

(habertürk)

> Düğmesini ilikleyemeyene rapor var!

66 ayını doldurmuş çocuklarını okula yollamak istemeyen aileler rapor peşinde

cocuk doktoru66 ayını doldurmuş çocuklarını okula yollamak istemeyen ailelerden "zihnen ve bedenen yetersiz" raporu isteniyor. Aileler rapor peşinde. Raporu veren uzmanlara sorduk. İşte bir çocuğun okula gidemeyeceğini gösteren kanıtlar: Sıçrayamamak, düğmesini ilikleyememek, iki kolu, iki bacağı olan adam çizememek, düz çizgi üzerinde yürüyememek

4+4+4 eğitim yasasına göre 30 Eylül'de 66 ayını dolduracak çocuklarını okula yollamak istemeyen ailelerin önünde tek seçenek var. Çocuklarının "Bedenen ve zihnen gelişmemiştir" ibareli sağlık raporu almak. Bu raporun da adresini önce Sağlık Bakanlığı, ardından da 16 Temmuz'da illere gönderilen yazıda Milli Eğitim Bakanlığı açıkladı. Rapor, Sağlık Bakanlığı'na bağlı devlet hastaneleri ve eğitim ve araştırma hastaneleri ile üniversite hastanelerindeki çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanı ile çocuk psikiyatri uzmanlarından alınacak. Ayrıca zorunlu hallerde tetkikler ve konsültasyonlar yapılmak üzere ilgili hekim tarafından tek hekim raporu tamamlanacak. Yani ihtiyaç durumunda tek hekimin de raporu geçerli olacak.

Çocuklarını okula göndermek istemeyen aileler hastanelerden bu raporu alabilmenin peşinde. Biz de bu "yetersiz" raporunun nasıl verildiğini, çocukların okula gidemeyeceğine hangi testler yapılarak karar verildiğini öğrenmek istedik. Sağlık Bakanlığı Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Gelişim Uzmanı Sezen Aksu sorularımızı yanıtladı.

TEST 30 DAKİKA SÜRÜYOR

Rapor vermek için 0-6 yaş arası çocuklara uygulanan gelişim tarama testi "Denver II'yi kullandığını anlatan Aksu, bu testi ve yaptığı muayeneleri anlattı:

"Testle çocukların sosyal duygusal, dil, bilişsel, zihinsel, küçük ve büyük kas motor gelişimlerine bakıyorum. Sosyal duygusal gelişimde çocuğun yardımsız giyinmesi, adını soyadını sorulduğunda söylemesi, düğmelerini iliklemesi, karşısındaki kişiyle karşılıklı diyologa geçmesi gerek. Dil gelişimi olarak sorulan sorulara doğru yanıt verebilmesine, bu konuyu düşünebilmesine bakıyoruz.

Bilişsel gelişimde basit matematik işlemlerine bakıyoruz. Örneğin iki tane küp ver, 5 tane küp ver gibi, 10'a kadar saymak gibi. Bunları yapabiliyor mu? Küçük kas motor gelişiminde kalemi doğru tutabilme, kare, daire, veya + işareti gibi şekillerle 6 kısımlı bir adam çizebilmeli. Yani adamın iki kolunu, iki bacağını, iki gözünü, burnunu, ağzını, çizebilmeli. Büyük motor kas gelişiminde örneğin tek ayak üzerinde dengesini sağlayarak 10 saniye durabilmesi, tek ayak üzerinde sıçraması, çizgi üzerinde yürüyebilmesine bakıyoruz. Adımlarını gözlüyoruz. Bunları yapamıyorsa anasınıfı için rapor veriyorum. "

ZİHİNSEL GELİŞMEMİŞ DİYEMEM

Aksu, çocuk doktorunun da onayladığı raporu verirken de "Bedenen ve zihnen gelişmemiş" tanımını kullanmadığını söyleyerek, raporda şunları yazdığını söylüyor: "Denver II gelişim testi ve okul olgunlugu ölçeği sonucunda A.C'nin sosyal, duygusul ,dilsel, bilişsel, küçük ve büyük kas motorlarında yaş gelişim düzeyinin altında, akademik becerileri açısından yetersiz görülmüştür. Bu gelişimi gösteremediği için ilköğretime değil, anaokulan gitmesi uygun görülmüştür."

Aksu, "Bedensel ve zihinsel gelişmemişlik ayrı bir şeydir. Çocuklara bunu yazamayız. Akademik açıdan ilköğretime gidemeyeceklerini söyleriz" dedi.

TEMİZLİĞİNİ YAPAMADIĞINDAN ENDİŞELİLER

Rapor almak için gelen ailelerle ilgili izlenimlerini Aksu, şu sözlerle anlattı: "Aile çocuğun özbakımını yapamadığını, tuvalet temizliğini gerçekleştiremediğini söylüyor. Ancak bunu raporlayamıyoruz. Bunları ölçemem, bunları raporlayamıyorum."

ÇOCUĞUNUZ OKULA HAZIR MI?

Prof. Dr. Ayla Oktay

Maltepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi

BİR ETKİNLİKLE EN AZ 20 DAKİKA UĞRAŞMALI

* Çocuk kendi başına ne kadar süre bir etkinlikle uğraşabiliyor? Bu süre 20 dakikanın altında ise risk olabilir., Annesi olmadan yabancı bir yetişkinle rahatca kalabiliyor mu? Burada yetişkin bir bakıcı veya öğretmen olabilir. Yemek yemek, giyinmek, tuvalete gitmek el yıkamak, pabuçlarını giymek gibi işleri başarı ile yapabiliyor mu? Diğer çocuklarla olumlu ilişkiler kurabiliyor mu? Burada paylaşma, sırasını bekleme, arkadaşları için kendi isteklerini erteleyebilme önemlidir. Kendini rahatça ifade edebiliyor mu? Renkler, sayılar, seslerle ilgili sorulara uygun cevaplar verebiliyor mu?

Prof. Dr. Ali Baykal

Eski Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı

KURALLI OYUNLAR OYNAYABİLMELİ

* Yorulunca dinlenmeye, acıkınca doymaya yönelebiliyor mu?

* Fiziksel varlığını bağımsız sürdürebiliyor mu? Çantasını taşıyabiliyor mu? Kalem, makas, çatal-kaşık tutabiliyor mu?

* Toplumsal yetileri yeterli düzeye gelmiş mi? İşbirliği yapabiliyor mu? Akranlarıyla ilişki kurabiliyor mu? Yetişkinlerle ve akranlarıyla karşılıklı sorumlu ve saygılı etkileşim kuracak özdenetim sağduyusu yerleşmiş mi?

* Kurallı oyunlar oynayabiliyor mu? Kuralsız oyunlarda rol alabiliyor mu?

* Dikkatli dinleyebiliyor, özenli çalışabiliyor mu?

* Duygusal olgunluğa erişmiş mi? İnsanlarla tanışma ve yardımlaşma davranışları gelişmiş mi?

* Öfkelenince ve korkunca nasıl davranıyor?

* Sorunlar karşısındaki tepkilerinde saldırganlık ve çekingenlik kutupları arasında koşullara uygun kıvamı tutturabiliyor mu?

* Dikkatini sürdürebiliyor, dağılınca toparlayabiliyor mu?

* Bir olayı, bir öyküyü anlatabiliyor mu? Anlatılanları anlayabiliyor mu? Kendi diliyle özetleyebiliyor mu?

Doç. Dr. Günseli Girgin

Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi

Okulöncesi Eğitimi Ana Bilim Dalı Başkanı

ÖZBAKIM BECERİLERİ ÖNEMLİ

Okul olgunluğu, genel olarak çocuğun bedensel, bilişsel, duygusal ve sosyal anlamda ilköğretimin gerekliliklerini karşılamaya hazır olmasıdır. Örneğin kalem tutma becerisi, dinlediğini ve gördüğünü anlatma becerisi, dilbilgisi kurallarına uygun konuşma becerisi, kendi başına giyinme, soyunma, yeme, temizlik gibi, özbakım becerilerinin gelişimi, yaşıtlarıyla olumlu ilişkiler kurma, kurallara uyma, dikey yatay çizgiler çizme, basit geometrik şekilleri çizme, 1 den 10'a kadar rakamları kopya edebilme, zıt anlamlı sözcükleri anlayabilme gibi beceriler. Bunlar aileler için kabaca fikir verebilecek başlıklardır ama asla kesin karar için sadece yeterli değildir, gelişim alanlarının tümü değerlendirilmeli.

Doç. Dr. Selçuk Şirin,

New York Üniversitesi öğretim üyesi

Bahçeşehir Üniversitesi misafir öğretim üyesi

Duygusal ve Sosyal Gelişim Özellikleri: Yeni girdiği bir ortamda anne-babasından ayrılabiliyor mu?, Diğer çocukların oynadıkları oyunlara rahatça katılabiliyor mu? Paylaşıp, yardımlaşıyor mu? Dikkat Gelişimi ve Konsantrasyonu: Dış uyaranlardan etkilenmeden yapacağı çalışmaya odaklanabiliyor mu?, Verilen işleri tamamlayabiliyor mu? İnce-Motor Kas Gelişimi: Kalemi doğru tutabiliyor mu?, Daire, kare vb. temel şekilleri çizebiliyor mu?, Makası amacına uygun ve düzgün kullanabiliyor mu?, Başı, gövdesi, kolları, bacakları, el ve ayakları olan bir insan çizebiliyor mu?, Yemeğini kendi yiyebiliyor mu?, Düğmelerini ilikleyip açabiliyor mu? Kaba-Motor Kas Gelişimi: Önce topuk sonra ayak ucu olarak düzgün adım atabiliyor mu?, Rahat koşabiliyor ve zıplayabiliyor mu? Topu atabiliyor ve kendisine atılan topu tutabiliyor mu?, Merdivenlerden rahat inip çıkabiliyor mu?

Dil ve Kavram Gelişimi: Tam anlaşılır konuşabiliyor mu?, Okunan bir hikâye ile ilgili sorulan soruları yanıtlayabiliyor mu?, Başına gelmiş bir olayı anlatabiliyor mu?, Renkleri, temel şekilleri isimlendirebiliyor mu?, Anlatılan bir durumda bir arkadaşının nasıl tepki vereceğini tahmin edebiliyor mu?, 6-6 kelimeden daha uzun cümleler kurabiliyor mu?, 10'a kadar olan sayıları biliyor mu? Öz Bakım Becerileri: Tuvaletini kendi başına yapabiliyor mu?, Kendi başına ellerini yıkayıp kurutabiliyor mu?, Kendi başına yemeğini yiyebiliyor mu?, Anne-babadan fazla yardım almadan ya da kendi başına giyinebiliyor mu?

AYRI BİR BÖLÜM OLARAK GÖRELİM

"Okul başlama yaşı

eğitim sorunudur sağlık değil'

Okula başlayacak 66 aylık çocukların tümüne sembolik rapor veren Türk Tabipler Birliği (TTB) ile Türkiye Genç ve Çocuk Psikiyatri Derneği okula başlamayla ilgili bu tartışmanın bir eğitim sorunu olduğunu belirterek, "Ancak sağlık sorunu haline getirildi. Çocuğun okula başlayıp, başlamayacağına akademisyenler ve ailesi karar verir" diyor. TTB Genel Sekreteri Beyazıt İlhan, "Bu soruna bizimle değil, eğitimcilerle çözüm bulunmalı. Hekimlik meselesi haline getirilmesi çok hata. SBS'ye ÖSS'ye girecek öğrenciler rapor peşindeydi. Bir de bu çıktı" diye konuşuyor.

Türkiye Genç ve Çocuk Psikiyatri Derneği Başkanı Prof. Dr. Füsun Çuhadaroğlu, ""Hekimlerden medet ummadan MEB, bu sorunu çözsün. Hastanelerde psikaytri tedavileri aksatacak bir uygulama yapıyor. Hastenelerin ve doktorların üzerine gereksiz yük verildi" diyor.

OKUL OLGUNLUĞU İÇİN HANGİ TESTLER KULLANILIYOR?

30 ile 45 dakika süren bu testlerin en fazla kullanılan bazıları:

Eğitsel Gelişim Göstergeleri (EDI)) Testi: 16 alt boyutta okul olgunluğunu belirlemek için kullanılıyor.

Lollipop Testi: Renk ve şekilleri, görsel ve uzamsal algılamayı, rakamları tanıma ve sayma becerilerini; harfleri tanıma ve yazma becerilerini ölçerek okula hazır bulunuşluk düzeyini ölçüyor.

Denver II Testi: 0-6 yaş arası çocuklara uygulanan gelişim tarama testi. Çocukların sosyal duygusal, dil, bilişsel, zihinsel, küçük ve büyük kas motor gelişime bakılır.

Metropolitan Okul Olgunluğu Testi: Öğrencilerin; öğrenme stilleri, zeka ve sosyo-duygusal gelişimleri ve psikolojik ihtiyaçları tespit ediliyor. Test 6 bölümden oluşuyor. Testin ilk 4 bölümü, öğrencinin sözel gelişimini, işitsel dikkatini, görsel dikkatini ve mantık becerilerini ölçer. Öğrencinin ilk 4 alandan aldığı toplam puan, okuma olgunluğu olarak değerlendirilir. Testin 5. bölümü matematik becerilerini, 6 bölümse kopya etme becerilerini değerlendirir.

Marmara Üniversitesi İlköğretime Hazır Oluş Ölçeği: Doç. Dr. Özgül Polat tarafından geliştirilen ölçek 74 maddede zihinsel ve dil, 40 maddelde sosyal-duygusal, 23 maddede fiziksel, 16 maddede ve öz bakım becerilerini ölçüyor. 74'ü şekilli 153 sorudan oluşuyor.74 resimli soru bulunmaktadır.

(habertürk)

Son Güncelleme: Cumartesi, 25 Ağustos 2012 12:07

Gösterim: 2989

Tüm dünyanın ortak dili haline gelen İngilizcenin Anadolu'da doğduğu ortaya çıktı.

ingilizce anadoluYeni Zelanda'nın Auckland Üniversitesi'nden Remco Bouckaert önderliğindeki bilim adamları, İngilizce, Almanca, Fransızca, İspanyolca, Rusça, Farsça, Hintçe ve Yunanca gibi 100 kadar dilin, Batı Anadolu'da konuşulan bir dilden türediği sonucuna vardı. Farklı dillerdeki benzer kelimeleri karşılaştırarak Hint-Avrupa dil ailesinin anavatanını belirleyen araştırmacılar, bu dillerde en çok kullanılan 200 kelimeyi ele aldı. Bilim adamlarına göre ayrıca, Hint-Avrupa ailesine mensup tüm dillerin geçmişi 8 bin ila 9 bin 500 yıl öncesine dayanıyor.

> İngilizcenin ana vatanı Anadolu'ymuş

Tüm dünyanın ortak dili haline gelen İngilizcenin Anadolu'da doğduğu ortaya çıktı.

ingilizce anadoluYeni Zelanda'nın Auckland Üniversitesi'nden Remco Bouckaert önderliğindeki bilim adamları, İngilizce, Almanca, Fransızca, İspanyolca, Rusça, Farsça, Hintçe ve Yunanca gibi 100 kadar dilin, Batı Anadolu'da konuşulan bir dilden türediği sonucuna vardı. Farklı dillerdeki benzer kelimeleri karşılaştırarak Hint-Avrupa dil ailesinin anavatanını belirleyen araştırmacılar, bu dillerde en çok kullanılan 200 kelimeyi ele aldı. Bilim adamlarına göre ayrıca, Hint-Avrupa ailesine mensup tüm dillerin geçmişi 8 bin ila 9 bin 500 yıl öncesine dayanıyor.

Son Güncelleme: Cumartesi, 25 Ağustos 2012 12:28

Gösterim: 1918

İller, ücretli öğretmen almak için ilana çıkmaya başladı.

ilanMilli Eğitim bakanlığı hala 2012 yılında hangi ile, hangi branşlarda öğretmen alınacağını açıklamadı.

Ancak bazı il milli eğitim müdürlükleri ücretli öğretmen duyurularını yayımlamaya başladı. Aşağıda Çorum ve Gümüşhane il milli eğitim müdürlüklerinin duyuruları yer almaktadır.

 

 

ilan1

> MEB'den Ücretli Öğretmen İlanı...

İller, ücretli öğretmen almak için ilana çıkmaya başladı.

ilanMilli Eğitim bakanlığı hala 2012 yılında hangi ile, hangi branşlarda öğretmen alınacağını açıklamadı.

Ancak bazı il milli eğitim müdürlükleri ücretli öğretmen duyurularını yayımlamaya başladı. Aşağıda Çorum ve Gümüşhane il milli eğitim müdürlüklerinin duyuruları yer almaktadır.

 

 

ilan1

Son Güncelleme: Cumartesi, 25 Ağustos 2012 10:24

Gösterim: 3317


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.