Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Milli Eğitim Bakanlığı, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) arasında, 'Eğitimde Fatih Projesi İşbirliği Protokolü' ve 'Eğitimde İşbirliği Protokolü' imzalandı.Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, "Her iki protokol kapsamında AR-Ge faaliyetleri başta olmak üzere eğitim, müfredata uygun dijital içerikleri geliştirmek, öğrencilerin analitik becerilerini artıracak eğitim becerilerini oluşturmak, yurtdışı burs programlarını yapılandırmak gibi birçok alanda eğitimde kalite ve başarının artırılması için çalışmalar yapılması gerekiyor" dedi.
Milli Eğitim Bakanlığı, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) arasında, 'Eğitimde Fatih Projesi İşbirliği Protokolü' ve 'Eğitimde İşbirliği Protokolü' imzalandı. Protokole, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer ve TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Yücel Altunbaşak katıldı. Bakan Dinçer, yaptığı konuşmada, "Her iki protokol kapsamında AR-Ge faaliyetleri olmak üzere eğitim, müfredata uygun dijital içerikleri
geliştirmek, öğrencilerin analitik becerilerini artıracak eğitim becerilerini oluşturmak, yurtdışı burs programlarını yapılandırmak gibi birçok alanda eğitimde kalite ve başarının artırılması için çalışmalar yapılması gerekiyor" dedi.
Fatih Projesi'nin eğitimde bir devrim niteliğinde olduğuna dikkati çeken Dinçer, Fatih Projesi'nin bu süreci yönetme ve geliştirmede imkanlar sunacağını kaydetti. Dinçer, "İmkanları etkili ve verimli bir şekilde kullandığımızda bilgi ve iletişim teknolojilerini aktif olarak kullanabilen, problem çözücü, teknolojiyi yakından takip eden ve uygulayabilen, bilgi çağı becerilerinin kazanmış bireyler yetiştirme yolunda çok önemli adım atmış olacağız" diye konuştu.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Ergün ise, Türkiye'nin en büyük avantajının genç ve dinamik bir nüfus olduğunu belirterek, "Günü geldiğinde yerimizi genç kuşaklara devredeceğiz, bu nedenle en büyük yatırımı insanlara yapmamız gerekiyor" dedi.
Türkiye'nin daha fazla kalkınabilmesi için eğitimin ciddi manada yükseltilmesi gerektiğini söyleyen Ergün, doğru eğitim politikalarının hayatın her alanında başarılı olmaya işaret olacağını anlattı. Ergün, projenin desteklenmesi gerektiğine işaret ederek, "Deyim yerindeyse bu projeyle bir taşta birçok kuş vurma imkanı elde etmiş olacağız" şeklinde konuştu.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Eğitim Teknolojsi
Milli Eğitim Bakanlığı, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) arasında, 'Eğitimde Fatih Projesi İşbirliği Protokolü' ve 'Eğitimde İşbirliği Protokolü' imzalandı.Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, "Her iki protokol kapsamında AR-Ge faaliyetleri başta olmak üzere eğitim, müfredata uygun dijital içerikleri geliştirmek, öğrencilerin analitik becerilerini artıracak eğitim becerilerini oluşturmak, yurtdışı burs programlarını yapılandırmak gibi birçok alanda eğitimde kalite ve başarının artırılması için çalışmalar yapılması gerekiyor" dedi.
Milli Eğitim Bakanlığı, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) arasında, 'Eğitimde Fatih Projesi İşbirliği Protokolü' ve 'Eğitimde İşbirliği Protokolü' imzalandı. Protokole, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer ve TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Yücel Altunbaşak katıldı. Bakan Dinçer, yaptığı konuşmada, "Her iki protokol kapsamında AR-Ge faaliyetleri olmak üzere eğitim, müfredata uygun dijital içerikleri
geliştirmek, öğrencilerin analitik becerilerini artıracak eğitim becerilerini oluşturmak, yurtdışı burs programlarını yapılandırmak gibi birçok alanda eğitimde kalite ve başarının artırılması için çalışmalar yapılması gerekiyor" dedi.
Fatih Projesi'nin eğitimde bir devrim niteliğinde olduğuna dikkati çeken Dinçer, Fatih Projesi'nin bu süreci yönetme ve geliştirmede imkanlar sunacağını kaydetti. Dinçer, "İmkanları etkili ve verimli bir şekilde kullandığımızda bilgi ve iletişim teknolojilerini aktif olarak kullanabilen, problem çözücü, teknolojiyi yakından takip eden ve uygulayabilen, bilgi çağı becerilerinin kazanmış bireyler yetiştirme yolunda çok önemli adım atmış olacağız" diye konuştu.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Ergün ise, Türkiye'nin en büyük avantajının genç ve dinamik bir nüfus olduğunu belirterek, "Günü geldiğinde yerimizi genç kuşaklara devredeceğiz, bu nedenle en büyük yatırımı insanlara yapmamız gerekiyor" dedi.
Türkiye'nin daha fazla kalkınabilmesi için eğitimin ciddi manada yükseltilmesi gerektiğini söyleyen Ergün, doğru eğitim politikalarının hayatın her alanında başarılı olmaya işaret olacağını anlattı. Ergün, projenin desteklenmesi gerektiğine işaret ederek, "Deyim yerindeyse bu projeyle bir taşta birçok kuş vurma imkanı elde etmiş olacağız" şeklinde konuştu.
Son Güncelleme: Çarşamba, 14 Mart 2012 13:11
Gösterim: 2014
Yahoo, Facebook’a dava açtı.Yahoo, internet reklamcılığıyla ilgili metod ve sistemlerini kapsayan 10 patentin lisans ücretini alamadığı gerekçesiyle Facebook’a dava açarak, sosyal medyada iki dev şirket arasındaki ilk yasal savaşı başlatmış oldu. Hukukçular, halka arza hazırlanan Facebook’un bu davayla risk altına girdiğini ifade etti.
ABD’nin California eyaletindeki San Jose federal mahkemesine başvuran Yahoo, akıllı telefon piyasasında Apple, Samsung, Microsoft ve Motorola gibi şirletlerin içinde bulunduğu patent savaşlarını başka bir alana taşıdı.
Yahoo’nun açtığı davanın, Facebook’un en az 100 milyar dolar getiri beklediği halka arzından kısa bir süre öncesine rastlaması dikkat çekti. Facebook sözcüsü Jonathan Thaw, Yahoo’nun açtığı davayı medya kanalları aracılığıyla öğrendiklerini söyledi.
Thaw, “Facebook’un uzun zamandan bu yana iş ortağı olan ve bizimle olan ilişkisinden fayda sağlamış olan Yahoo’nun hukuki işlem başlatmış olmasından dolayı hayal kırıklığına uğramış durumdayız” ifadesini kullandı.
E-mail üzerinden açıklama yapan Yahoo ise “yasal mücadeleden galip çıkacakları konusunda kendilerine güvendiklerini” belirtti. Şirket açıklamasında, “Maalesef, Facebook ile olan sorunlarımız çözüm bulmadı ve patentler için talep ettiğimiz tazminatı almak için mahkemeye başvurmak zorunda kaldık” denildi.
Analistler ise Yahoo’nun mahkemeye başvurmasına şüpheyle yaklaşarak, internetin öncülerinden olan şirketin son yıllarda Google ve Facebook gibi şirketler karşısında çok kan kaybettiğine dikkat çekti. Yahoo, Ocak ayında e-ticaret sitesi PayPal’ın eski başkanı Scott Thompson’ı CEO’su olarak atamış ve Eylül ayında kovulan Carol Bartz’ın koltuğunu doldurmuştu.
Yahoo, geçtiğimiz ay Facebook’tan patentleri için lisans ücreti talep ettiğini belirtmiş ve iş ortaklığı yaptığı diğer şirketlerin bu anlaşmaları kabul ettiğini duyurmuştu.
FACEBOOK RİSK ALTINDA
Silikon Vadisi’ndeki Santa Clara Hukuk Üniversitesi’nde akademisyen olan Colleen Chien, halka arz edilmeye hazırlanan şirketlerin patent davalarına karşı daha hassas olduğuna dikkat çekti. Chien, “Halka arz sürecinde bir şirketin yapması gereken son şey bir hukuki mücadelenin içine girmek... Bu nedenle Facebook, Yahoo ile olan uzlaşmazlıklarını çözmek konusunda daha hassas hareket edebilir” dedi.
Yahoo, Facebook’a karşı uyguladığı hukuki işlemlere geçmişte de başvurmuştu. Google, 2004 yılında halka arz edilmeden dokuz gün önce, alacağı patentler karşılığında hisselerini Yahoo’ya ihrac etmeyi kabul etmişti. Google, daha sonra bu işlem nedeniyle 201 milyon dolar ceza ödemek zorunda kalmıştı.
HUKUK ŞİRKETİNE BAŞVURDU
Yahoo, Facebook’a dava açmadan önce Quinn Emanuel Urquhart & Sullivan hukuk şirketinden danışmanlık hizmeti aldı. Aynı şirket, Google’a akıllı telefon ve tablet bilgisayarlarında kullanılan işletim sistemi Android ile ilgili patent davalarında yardım ediyor.
Google + sosyal medya ağıyla bu piyasada yer alan Google’a hizmet eden Quinn Emanuel, aynı zamanda sosyal oyun şirketi Zynga’ya da hizmet veriyor.
Yahoo, patentler üzerindeki hakları nedeniyle başka şirketlere de hukuki işlem başlatıp başlatmayacağı konusunda bir açıklama yapmadı. Google ve Zynga, Facebook’a açılan davada Quinn Emanuel’in oynadığı rol hakkında açıklama yapmayı reddetti.
“BİZİM FİKİRLERİMİZLE GÜÇ KAZANDILAR”
Yahoo, mahkemeye sunduğu dava dilekçesinde, “Facebook’un kendi fikirlerini kullanmaya başlamadan önce internetin en kötü reklam veren sitelerinden biri olduğunu” ifade etti. Ayrıca, “Facebook’un kurucusu ve CEO’su Mark Zuckerberg, sitesinin tasarımının kendine özgü olmadığını ve başkalarının fikirlerine dayandığını kabul etti” yorumu yapıldı.
DAVALIK OLAN PATENTLER
Reuters, Yahoo’nun dava nedeni saydığı 10 patentten sadece ikisinin sosyal ağ teknolojisiyle bağlantılı olduğunu belirtti. Online reklamcılıkta en çok odaklanılan konuların, “tıklanma sahteciliğinin” önlenmesi ve kullanıcıların internet sayfalarında gördüğü bilgilerin gizliliği ve düzenlenmensini sağlayan teknoloji olduğu belirtildi.
Wisconsin Hukuk Üniversitesi’nden Shubha Ghosh, “Eğer Yahoo’nun iddiaları harfi harfine doğruysa, o zaman birçok şirket bu kavgada sorumlu tutulacak” dedi. Ghosh, “Yaşanacak gelişmelerin, davaya bakan yargıcın patentleri geniş veya dar kapsamlı olarak ele alıp almayacağına bağlı olduğunu” vurguladı.
YAHOO’DAN BİR İLK
Yahoo, geçmişte Facebook kadar büyük bir şirlete karşı hiç patent davası açmamıştı. Küresel alanda patent davalarına maruz kalan şirketlerin gösterdiği genel tepki, aynı suçlamayla kendisine karşı hukuki işlem başlatan şirketi dava etmek oluyor.
Patent dağılımına bakıldığında ise Yahoo, eski iş ortağı ve yeni rakibi olarak görülen Facebook’a fark atmış durumda. Şirketin 3,300 patenti bulunurken, Facebook’un patent sayısı sadece 160.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Eğitim Teknolojsi
Yahoo, Facebook’a dava açtı.Yahoo, internet reklamcılığıyla ilgili metod ve sistemlerini kapsayan 10 patentin lisans ücretini alamadığı gerekçesiyle Facebook’a dava açarak, sosyal medyada iki dev şirket arasındaki ilk yasal savaşı başlatmış oldu. Hukukçular, halka arza hazırlanan Facebook’un bu davayla risk altına girdiğini ifade etti.
ABD’nin California eyaletindeki San Jose federal mahkemesine başvuran Yahoo, akıllı telefon piyasasında Apple, Samsung, Microsoft ve Motorola gibi şirletlerin içinde bulunduğu patent savaşlarını başka bir alana taşıdı.
Yahoo’nun açtığı davanın, Facebook’un en az 100 milyar dolar getiri beklediği halka arzından kısa bir süre öncesine rastlaması dikkat çekti. Facebook sözcüsü Jonathan Thaw, Yahoo’nun açtığı davayı medya kanalları aracılığıyla öğrendiklerini söyledi.
Thaw, “Facebook’un uzun zamandan bu yana iş ortağı olan ve bizimle olan ilişkisinden fayda sağlamış olan Yahoo’nun hukuki işlem başlatmış olmasından dolayı hayal kırıklığına uğramış durumdayız” ifadesini kullandı.
E-mail üzerinden açıklama yapan Yahoo ise “yasal mücadeleden galip çıkacakları konusunda kendilerine güvendiklerini” belirtti. Şirket açıklamasında, “Maalesef, Facebook ile olan sorunlarımız çözüm bulmadı ve patentler için talep ettiğimiz tazminatı almak için mahkemeye başvurmak zorunda kaldık” denildi.
Analistler ise Yahoo’nun mahkemeye başvurmasına şüpheyle yaklaşarak, internetin öncülerinden olan şirketin son yıllarda Google ve Facebook gibi şirketler karşısında çok kan kaybettiğine dikkat çekti. Yahoo, Ocak ayında e-ticaret sitesi PayPal’ın eski başkanı Scott Thompson’ı CEO’su olarak atamış ve Eylül ayında kovulan Carol Bartz’ın koltuğunu doldurmuştu.
Yahoo, geçtiğimiz ay Facebook’tan patentleri için lisans ücreti talep ettiğini belirtmiş ve iş ortaklığı yaptığı diğer şirketlerin bu anlaşmaları kabul ettiğini duyurmuştu.
FACEBOOK RİSK ALTINDA
Silikon Vadisi’ndeki Santa Clara Hukuk Üniversitesi’nde akademisyen olan Colleen Chien, halka arz edilmeye hazırlanan şirketlerin patent davalarına karşı daha hassas olduğuna dikkat çekti. Chien, “Halka arz sürecinde bir şirketin yapması gereken son şey bir hukuki mücadelenin içine girmek... Bu nedenle Facebook, Yahoo ile olan uzlaşmazlıklarını çözmek konusunda daha hassas hareket edebilir” dedi.
Yahoo, Facebook’a karşı uyguladığı hukuki işlemlere geçmişte de başvurmuştu. Google, 2004 yılında halka arz edilmeden dokuz gün önce, alacağı patentler karşılığında hisselerini Yahoo’ya ihrac etmeyi kabul etmişti. Google, daha sonra bu işlem nedeniyle 201 milyon dolar ceza ödemek zorunda kalmıştı.
HUKUK ŞİRKETİNE BAŞVURDU
Yahoo, Facebook’a dava açmadan önce Quinn Emanuel Urquhart & Sullivan hukuk şirketinden danışmanlık hizmeti aldı. Aynı şirket, Google’a akıllı telefon ve tablet bilgisayarlarında kullanılan işletim sistemi Android ile ilgili patent davalarında yardım ediyor.
Google + sosyal medya ağıyla bu piyasada yer alan Google’a hizmet eden Quinn Emanuel, aynı zamanda sosyal oyun şirketi Zynga’ya da hizmet veriyor.
Yahoo, patentler üzerindeki hakları nedeniyle başka şirketlere de hukuki işlem başlatıp başlatmayacağı konusunda bir açıklama yapmadı. Google ve Zynga, Facebook’a açılan davada Quinn Emanuel’in oynadığı rol hakkında açıklama yapmayı reddetti.
“BİZİM FİKİRLERİMİZLE GÜÇ KAZANDILAR”
Yahoo, mahkemeye sunduğu dava dilekçesinde, “Facebook’un kendi fikirlerini kullanmaya başlamadan önce internetin en kötü reklam veren sitelerinden biri olduğunu” ifade etti. Ayrıca, “Facebook’un kurucusu ve CEO’su Mark Zuckerberg, sitesinin tasarımının kendine özgü olmadığını ve başkalarının fikirlerine dayandığını kabul etti” yorumu yapıldı.
DAVALIK OLAN PATENTLER
Reuters, Yahoo’nun dava nedeni saydığı 10 patentten sadece ikisinin sosyal ağ teknolojisiyle bağlantılı olduğunu belirtti. Online reklamcılıkta en çok odaklanılan konuların, “tıklanma sahteciliğinin” önlenmesi ve kullanıcıların internet sayfalarında gördüğü bilgilerin gizliliği ve düzenlenmensini sağlayan teknoloji olduğu belirtildi.
Wisconsin Hukuk Üniversitesi’nden Shubha Ghosh, “Eğer Yahoo’nun iddiaları harfi harfine doğruysa, o zaman birçok şirket bu kavgada sorumlu tutulacak” dedi. Ghosh, “Yaşanacak gelişmelerin, davaya bakan yargıcın patentleri geniş veya dar kapsamlı olarak ele alıp almayacağına bağlı olduğunu” vurguladı.
YAHOO’DAN BİR İLK
Yahoo, geçmişte Facebook kadar büyük bir şirlete karşı hiç patent davası açmamıştı. Küresel alanda patent davalarına maruz kalan şirketlerin gösterdiği genel tepki, aynı suçlamayla kendisine karşı hukuki işlem başlatan şirketi dava etmek oluyor.
Patent dağılımına bakıldığında ise Yahoo, eski iş ortağı ve yeni rakibi olarak görülen Facebook’a fark atmış durumda. Şirketin 3,300 patenti bulunurken, Facebook’un patent sayısı sadece 160.
Son Güncelleme: Salı, 13 Mart 2012 16:28
Gösterim: 1772
Doğan Kitap, Microsoft Türkiye ve Galatasaray Üniversitesi Öğrenci Konseyi Sosyal Sorumluluk Komitesi, Galatasaray Üniversitesi öğrencilerini Elif Şafak ile buluşturdu. Dünyaca ünlü kadın yazar Elif Şafak, romanlarındaki gizemi Microsoft Lync teknolojisiyle gerçek hayata taşıdı. Microsoft Londra Ofisi’nden Lync 2010 ile İstanbul’a bağlanan Elif Şafak, Dünya Kadınlar Günü’nün hemen ertesinde Galatasaray Üniversitesi öğrencileri ile “Kadın ve Teknoloji” üzerine sohbet etti.
Doğan Kitap’ın Londra’da yaşayan dünyaca ünlü yazarı Elif Şafak, Microsoft Lync teknolojisi kullanılarak İstanbul’daki okurları ile buluştu. Microsoft Londra Ofisi’nden Lync 2010 ile İstanbul’a bağlanarak “Kadın ve Teknoloji” üzerine Galatasaray Üniversitesi öğrencileri ile sohbet eden Şafak, satış rekorları kıran son kitabı İskender ile ilgili soruları da yanıtladı. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nün hemen ertesinde teknolojinin kadınlara sunduğu fırsatlar üzerine öğrenciler ile konuşan Elif Şafak teknolojinin getirdiği değişimlere hızla ayak uydurabilmenin rekabet konusunda kadınlara büyük avantaj sağlayacağına dikkat çekti.
Microsoft’un hayatı kolaylaştıran çözümleri ile kurum ve bireylerin yeni ve önde olması için çalışmalarını sürdürdüğünü belirten Microsoft Türkiye Office Grubu Ürün Pazarlama Müdürü Atalay Aktaş, “Lync 2010 ile her zaman, her yerden ve her cihazdan etkili iletişim kurabilmeyi sağlıyoruz. Kullanıcıların ortam, cihaz ve mekândan bağımsız olarak istedikleri şekilde paylaşımda bulunmasını hızlandıran Lync 2010, iletişimde yeni bir dönemi temsil ediyor. Yeni nesil birleşik iletişim çözümümüz Lync 2010 tek bir ara yüz üzerinde anlık mesajlaşma, sesli ve görüntülü konferans ve web konferansı, telefon gibi birbirinden farklı iletişim araçlarının entegrasyonunu sağlıyor” dedi.
Microsoft Lync teknolojisi kullanılarak, İstanbul-Londra arasında kurulan bağlantı sayesinde Galatasaray Üniversitesi öğrencileri Elif Şafak’ı İstanbul’daymış gibi izleyip, soru sorma fırsatı buldular. Etkinlikte Microsoft Lync 2010 ile sağlanan bağlantıyla, Elif Şafak’ın görüntüsü dev ekrana yansıtıldı. Ayrıca Lync ile birlikte çalışan RoundTable cihazı sayesinde yazara ortamın 360 derece panoramik görüntüsü sunularak öğrencilerle interaktif bir iletişim kurabilmesi sağlandı. Bu sayede hem yazar hem de öğrenciler için bu toplantı en gerçekçi hale getirildi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Eğitim Teknolojsi
Doğan Kitap, Microsoft Türkiye ve Galatasaray Üniversitesi Öğrenci Konseyi Sosyal Sorumluluk Komitesi, Galatasaray Üniversitesi öğrencilerini Elif Şafak ile buluşturdu. Dünyaca ünlü kadın yazar Elif Şafak, romanlarındaki gizemi Microsoft Lync teknolojisiyle gerçek hayata taşıdı. Microsoft Londra Ofisi’nden Lync 2010 ile İstanbul’a bağlanan Elif Şafak, Dünya Kadınlar Günü’nün hemen ertesinde Galatasaray Üniversitesi öğrencileri ile “Kadın ve Teknoloji” üzerine sohbet etti.
Doğan Kitap’ın Londra’da yaşayan dünyaca ünlü yazarı Elif Şafak, Microsoft Lync teknolojisi kullanılarak İstanbul’daki okurları ile buluştu. Microsoft Londra Ofisi’nden Lync 2010 ile İstanbul’a bağlanarak “Kadın ve Teknoloji” üzerine Galatasaray Üniversitesi öğrencileri ile sohbet eden Şafak, satış rekorları kıran son kitabı İskender ile ilgili soruları da yanıtladı. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nün hemen ertesinde teknolojinin kadınlara sunduğu fırsatlar üzerine öğrenciler ile konuşan Elif Şafak teknolojinin getirdiği değişimlere hızla ayak uydurabilmenin rekabet konusunda kadınlara büyük avantaj sağlayacağına dikkat çekti.
Microsoft’un hayatı kolaylaştıran çözümleri ile kurum ve bireylerin yeni ve önde olması için çalışmalarını sürdürdüğünü belirten Microsoft Türkiye Office Grubu Ürün Pazarlama Müdürü Atalay Aktaş, “Lync 2010 ile her zaman, her yerden ve her cihazdan etkili iletişim kurabilmeyi sağlıyoruz. Kullanıcıların ortam, cihaz ve mekândan bağımsız olarak istedikleri şekilde paylaşımda bulunmasını hızlandıran Lync 2010, iletişimde yeni bir dönemi temsil ediyor. Yeni nesil birleşik iletişim çözümümüz Lync 2010 tek bir ara yüz üzerinde anlık mesajlaşma, sesli ve görüntülü konferans ve web konferansı, telefon gibi birbirinden farklı iletişim araçlarının entegrasyonunu sağlıyor” dedi.
Microsoft Lync teknolojisi kullanılarak, İstanbul-Londra arasında kurulan bağlantı sayesinde Galatasaray Üniversitesi öğrencileri Elif Şafak’ı İstanbul’daymış gibi izleyip, soru sorma fırsatı buldular. Etkinlikte Microsoft Lync 2010 ile sağlanan bağlantıyla, Elif Şafak’ın görüntüsü dev ekrana yansıtıldı. Ayrıca Lync ile birlikte çalışan RoundTable cihazı sayesinde yazara ortamın 360 derece panoramik görüntüsü sunularak öğrencilerle interaktif bir iletişim kurabilmesi sağlandı. Bu sayede hem yazar hem de öğrenciler için bu toplantı en gerçekçi hale getirildi.
Son Güncelleme: Pazartesi, 12 Mart 2012 11:40
Gösterim: 1958
Microsoft Türkiye’nin hayata geçirdiği Türkiye’nin ilk ve herkese açık ücretsiz uygulama geliştirme okulu Açık Akademi’ye kayıt olanların sayısı iki ayda 55 bini aştı.
Türkiye’deki birçok üniversitenin öğrenci sayısını geçen Açık Akademi dev bir kampüse dönüşerek hızla büyümeye devam ediyor. Türkiye’de yazılım eğitiminin ihtiyacını ve potansiyelini ortaya çıkartan Açık Akademi projesi, açıldığı günden bu yana 460 öğrenciyi mezun etti.
Bilişim teknolojilerinde ilerlemenin ilk koşulunun özgün yazılımlar ve üretken yazılımcılar olduğuna inanan Microsoft Türkiye, uzun zamandır üzerinde titizlikle çalıştığı Açık Akademi projesi ile iki ay içinde toplamda 55 binden fazla kişiye eğitim verdi. Türkiye’nin ilk ve tek herkese açık, ücretsiz uygulama geliştirme yazılım okulu olan Açık Akademi, ülkemizin genç ve dinamik bilişim kullanıcılarını girişimci olmaya teşvik ediyor.
Bilişim tüketicisinden bilişim ile üreten bir topluma dönüşme hedefiyle hayata geçirdikleri Açık Akademi ile büyük bir rekor kırdıklarını dile getiren Microsoft Türkiye Genel Müdürü Tamer Özmen, “Microsoft Türkiye olarak ülkemizin genç nüfusuna ve potansiyeline olan inancımız sonsuz. Açıldığı günden bu yana Açık Akademi’ye gösterilen bu yoğun ilgi aslında ne kadar doğru bir yolda olduğumuzu gösteriyor. Biz, Türkiye’nin bilişim gücü olarak üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirerek girişimci ekonomisi oluşturabilmek için gençlerimizi bu proje ile üretime teşvik ediyoruz. Açık Akademi projesini oluştururken amacımız, gençlere önümüzdeki yıl 60 milyon dolara ulaşacak olan uygulama pazarında yer edinebilmeleri sağlamaktı. Daha şimdiden öğrencilerimizden 4269 kişinin ilk interaktif uygulama yazma eğitimini tamamlayıp ilk uygulamalarını yazmış olmaları bizlere heyecan veriyor” dedi.
Hedef, 55 binin arasından en az 1 tane Bill Gates çıkarmak
Türkiye’nin uluslarası pazarlarda gelişme kaydedebilmesi ve bilgi toplumuna dönüşebilmesi için Açık Akademi’nin kapsamını geliştireceklerini belirten Özmen, “Uygulama geliştirme konusunda eğitim ya da kurs olanağı bulamayanları geleceğin mesleğine hazırladığımız bu dev kampüsümüzden dünyaya ülkemizde yetişen, girişimci Bill Gates’ler kazandırmayı amaçlıyoruz. Bu vesile ile dünyanın ilk 10 ekonomisi arasında yer alacağımıza da inanıyoruz. Sosyal medyayı hızlı tüketen bir toplum olmak yerine, sosyal medyayı kullanarak üreten gençler yetiştirmek ise öncelikli hedefimiz” dedi.
Cep telefonu ve internet kullanım rakamlarına göre dünyanın 6’ıncı büyük dijital toplumu olan Türkiye, sosyal medyayı en hızlı benimseyen ülkeler arasında da ilk sıralarda yer alıyor. Buna rağmen, Türkiye’nin Dünya Bilişim Pazarı’ndaki payı binde 8 ile sınırlı. Bu payı uygulama pazarında önemli bir miktarda artıracak olan gençler, Açık Akademi ile Microsoft’un milyonlara hitap eden platformlarına yönelik uygulama ve yazılım geliştirebilecek.
Bugüne kadar katıldıkları eğitim modüllerini tamamlayan 12,500 öğrenci katılım belgesi almaya hak kazandı. Açık Akademi’den mezun olan kullanıcılar geliştirdikleri uygulamaları Windows Phone, Windows 8 ve Windows Azure uygulamalarının yer aldığı Marketplace platformları üzerinden satabilme imkânı bulacak. Windows 8’in yakın zamanda tüketici ön sürümünü tanıtması, Açık Akademi’ye kayıtlı öğrenci sayısını daha fazla artıracağı öngörülüyor.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Eğitim Teknolojsi
Microsoft Türkiye’nin hayata geçirdiği Türkiye’nin ilk ve herkese açık ücretsiz uygulama geliştirme okulu Açık Akademi’ye kayıt olanların sayısı iki ayda 55 bini aştı.
Türkiye’deki birçok üniversitenin öğrenci sayısını geçen Açık Akademi dev bir kampüse dönüşerek hızla büyümeye devam ediyor. Türkiye’de yazılım eğitiminin ihtiyacını ve potansiyelini ortaya çıkartan Açık Akademi projesi, açıldığı günden bu yana 460 öğrenciyi mezun etti.
Bilişim teknolojilerinde ilerlemenin ilk koşulunun özgün yazılımlar ve üretken yazılımcılar olduğuna inanan Microsoft Türkiye, uzun zamandır üzerinde titizlikle çalıştığı Açık Akademi projesi ile iki ay içinde toplamda 55 binden fazla kişiye eğitim verdi. Türkiye’nin ilk ve tek herkese açık, ücretsiz uygulama geliştirme yazılım okulu olan Açık Akademi, ülkemizin genç ve dinamik bilişim kullanıcılarını girişimci olmaya teşvik ediyor.
Bilişim tüketicisinden bilişim ile üreten bir topluma dönüşme hedefiyle hayata geçirdikleri Açık Akademi ile büyük bir rekor kırdıklarını dile getiren Microsoft Türkiye Genel Müdürü Tamer Özmen, “Microsoft Türkiye olarak ülkemizin genç nüfusuna ve potansiyeline olan inancımız sonsuz. Açıldığı günden bu yana Açık Akademi’ye gösterilen bu yoğun ilgi aslında ne kadar doğru bir yolda olduğumuzu gösteriyor. Biz, Türkiye’nin bilişim gücü olarak üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirerek girişimci ekonomisi oluşturabilmek için gençlerimizi bu proje ile üretime teşvik ediyoruz. Açık Akademi projesini oluştururken amacımız, gençlere önümüzdeki yıl 60 milyon dolara ulaşacak olan uygulama pazarında yer edinebilmeleri sağlamaktı. Daha şimdiden öğrencilerimizden 4269 kişinin ilk interaktif uygulama yazma eğitimini tamamlayıp ilk uygulamalarını yazmış olmaları bizlere heyecan veriyor” dedi.
Hedef, 55 binin arasından en az 1 tane Bill Gates çıkarmak
Türkiye’nin uluslarası pazarlarda gelişme kaydedebilmesi ve bilgi toplumuna dönüşebilmesi için Açık Akademi’nin kapsamını geliştireceklerini belirten Özmen, “Uygulama geliştirme konusunda eğitim ya da kurs olanağı bulamayanları geleceğin mesleğine hazırladığımız bu dev kampüsümüzden dünyaya ülkemizde yetişen, girişimci Bill Gates’ler kazandırmayı amaçlıyoruz. Bu vesile ile dünyanın ilk 10 ekonomisi arasında yer alacağımıza da inanıyoruz. Sosyal medyayı hızlı tüketen bir toplum olmak yerine, sosyal medyayı kullanarak üreten gençler yetiştirmek ise öncelikli hedefimiz” dedi.
Cep telefonu ve internet kullanım rakamlarına göre dünyanın 6’ıncı büyük dijital toplumu olan Türkiye, sosyal medyayı en hızlı benimseyen ülkeler arasında da ilk sıralarda yer alıyor. Buna rağmen, Türkiye’nin Dünya Bilişim Pazarı’ndaki payı binde 8 ile sınırlı. Bu payı uygulama pazarında önemli bir miktarda artıracak olan gençler, Açık Akademi ile Microsoft’un milyonlara hitap eden platformlarına yönelik uygulama ve yazılım geliştirebilecek.
Bugüne kadar katıldıkları eğitim modüllerini tamamlayan 12,500 öğrenci katılım belgesi almaya hak kazandı. Açık Akademi’den mezun olan kullanıcılar geliştirdikleri uygulamaları Windows Phone, Windows 8 ve Windows Azure uygulamalarının yer aldığı Marketplace platformları üzerinden satabilme imkânı bulacak. Windows 8’in yakın zamanda tüketici ön sürümünü tanıtması, Açık Akademi’ye kayıtlı öğrenci sayısını daha fazla artıracağı öngörülüyor.
Son Güncelleme: Salı, 13 Mart 2012 10:26
Gösterim: 1931
Florida’daki Kennedy Uzay Merkezi’nden 28 Ocak 1986’da ateşlenen Challenger uzay mekiği, ateşlenmesinden 73 saniye sonra katı yakıt motorundaki arıza nedeniyle havada infilak etmiş ve parçaları Atlantik Okyanusu’na çakılmıştı. Kazada, STS-51-L görevi için uzay aracında bulunan yedi mürettebat hayatını kaybetti.Kazanın üzerinden 26 yıl geçtikten sonra, Floridalı Jeffrey Ault tarafından çekilen ve bugüne kadar saklı kalan kaza videosu, Huffington Post tarafından yayımlandı.
Ault’un, tarihi kazayı kameraya alması tamamen tesadüf eseri oldu. O zamanlar lise projesi için 1,5 metre boyunda Saturn V roketinin maketini yapan Ault, uzay programları hakkında bilgi edinebilmek için NASA’ya mektup gönderdi. NASA, Ault’a istediği bilgileri verdiği gibi büyük de bir jest yaparak Challenger uzay mekiğinin uzaya fırlatılmasını izlemesi için davetiye gönderdi.
TRAJEDİYE TANIKLIK ETTİLER
Challenger’ın yerden yükselişini izleme şansının o zamana dek yaşadığı en heyecan verici şey olduğunu söyleyen Ault, anne-babası ve arkadaşı Bill Graber ile ateşleme rampasının etrafına kurulan alanda yerini aldı. Ault, Chinon Super 8 kamerasıyla ateşlemeyi kaydederken, Graber, fotoğralarını çekti.
19 yaşındaki Ault, ateşlemeden 73 saniye sonra yaşanan faciayı kamerasıyla saniye saniye görüntüledi. Graber ise fotoğraf makinesiyle her karesini yakaladı. Facianın ardından, kazaya ait video evlerinin bir köşesinde on yıllarca el değmeyen bir kutuda unutuldu.
BENZERSİZ BİR VİDEO
Ault’un Challenger kazası videosu, Kennedy Uzay Merkezi’ne 15 kilometreden daha kısa bir mesafeden çekildiği için, kazaya ait diğer videolara kıyasla spesifik görüntüler sunuyor.
Alkış ve bağırışların eşliğinde yükselen Challenger, 73’üncü saniyede bir alev topuna dönüşürken, bir kadının çığlığı duyuluyor. 39 saniye sonra Görev Kontrol Merkezi’nden Steve Nesbitt’in, “Durumu büyük dikkatle takip ediyoruz. Açıkça çok ciddi bir arıza söz konusu” dediği duyuluyor.
Nesbitt’in, Challenger’ın infilak ettiğini açıklamasıyla video sona eriyor. Ault, Huffington Post’a gönderdiği mailde, “Otele kadar ölüm sessizliğinde uzun bir yolculuk yaptık. Hayatımın sonuna kadar hatırlayacağım bir bir anı olacağını düşünüyordum. Aynen öyle oldu ancak istediğimin tam tersi bir şekilde” ifadesini kullandı.
haberin videosu: http://www.iha.com.tr/26-yil-sonra-ortaya-cikti-10333-4.vid#t
(ntv)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Eğitim Teknolojsi
Florida’daki Kennedy Uzay Merkezi’nden 28 Ocak 1986’da ateşlenen Challenger uzay mekiği, ateşlenmesinden 73 saniye sonra katı yakıt motorundaki arıza nedeniyle havada infilak etmiş ve parçaları Atlantik Okyanusu’na çakılmıştı. Kazada, STS-51-L görevi için uzay aracında bulunan yedi mürettebat hayatını kaybetti.Kazanın üzerinden 26 yıl geçtikten sonra, Floridalı Jeffrey Ault tarafından çekilen ve bugüne kadar saklı kalan kaza videosu, Huffington Post tarafından yayımlandı.
Ault’un, tarihi kazayı kameraya alması tamamen tesadüf eseri oldu. O zamanlar lise projesi için 1,5 metre boyunda Saturn V roketinin maketini yapan Ault, uzay programları hakkında bilgi edinebilmek için NASA’ya mektup gönderdi. NASA, Ault’a istediği bilgileri verdiği gibi büyük de bir jest yaparak Challenger uzay mekiğinin uzaya fırlatılmasını izlemesi için davetiye gönderdi.
TRAJEDİYE TANIKLIK ETTİLER
Challenger’ın yerden yükselişini izleme şansının o zamana dek yaşadığı en heyecan verici şey olduğunu söyleyen Ault, anne-babası ve arkadaşı Bill Graber ile ateşleme rampasının etrafına kurulan alanda yerini aldı. Ault, Chinon Super 8 kamerasıyla ateşlemeyi kaydederken, Graber, fotoğralarını çekti.
19 yaşındaki Ault, ateşlemeden 73 saniye sonra yaşanan faciayı kamerasıyla saniye saniye görüntüledi. Graber ise fotoğraf makinesiyle her karesini yakaladı. Facianın ardından, kazaya ait video evlerinin bir köşesinde on yıllarca el değmeyen bir kutuda unutuldu.
BENZERSİZ BİR VİDEO
Ault’un Challenger kazası videosu, Kennedy Uzay Merkezi’ne 15 kilometreden daha kısa bir mesafeden çekildiği için, kazaya ait diğer videolara kıyasla spesifik görüntüler sunuyor.
Alkış ve bağırışların eşliğinde yükselen Challenger, 73’üncü saniyede bir alev topuna dönüşürken, bir kadının çığlığı duyuluyor. 39 saniye sonra Görev Kontrol Merkezi’nden Steve Nesbitt’in, “Durumu büyük dikkatle takip ediyoruz. Açıkça çok ciddi bir arıza söz konusu” dediği duyuluyor.
Nesbitt’in, Challenger’ın infilak ettiğini açıklamasıyla video sona eriyor. Ault, Huffington Post’a gönderdiği mailde, “Otele kadar ölüm sessizliğinde uzun bir yolculuk yaptık. Hayatımın sonuna kadar hatırlayacağım bir bir anı olacağını düşünüyordum. Aynen öyle oldu ancak istediğimin tam tersi bir şekilde” ifadesini kullandı.
haberin videosu: http://www.iha.com.tr/26-yil-sonra-ortaya-cikti-10333-4.vid#t
(ntv)
Son Güncelleme: Pazar, 11 Mart 2012 11:25
Gösterim: 2925