Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
İstanbul Teknik Üniversitesi, RedHack’in YÖK’ün sitesinden hacklediği ve Twitter üzerinden yayımladığı belgelerdeki iddialar üzerine bir açıklama yaptı
Türkiye'nin ilk mühendislik üniversitesi olan ve bu sene 240. yılını kutlayan, ülkemizin bilimsel, teknolojik ve hatta siyasi alanlarına damgasını vurmuş birçok şahsiyeti yetiştirmiş İstanbul Teknik Üniversitesi, Redhack adlı site aracılığı ile 16.01.2013 tarihinde yayınlanan bazı belgeler neticesinde, kamuoyunun gündemine getirilmiştir.
İTÜ'yü konu edinen iddialarla ilgili süreç, söz konusu belgelerde de görüleceği üzere tamamen İTÜ dışında gelişmektedir.
İstanbul Teknik Üniversitesi olarak yönetimimiz, Kurumumuzun eğitim kalitesini ve marka değerini geliştirerek uluslararası bilimsel ve teknolojik alanlara odaklanmış, çalışmalarına devam etmektedir.
İlgili Süreçler tamamlanmadan hiçbir kişi ve kurum hakkında kesin hükümler ihtiva eden yargıların beyan edilmesinin doğru ve etik olmayacağı kanaatindeyiz.
Değerli kamuoyunun da aynı hassasiyeti göstereceğine inanıyoruz.
Saygılarımızla,
İTÜ Rektörlüğü
Üst Kategori: ROOT Kategori: Üniversiteler
İstanbul Teknik Üniversitesi, RedHack’in YÖK’ün sitesinden hacklediği ve Twitter üzerinden yayımladığı belgelerdeki iddialar üzerine bir açıklama yaptı
Türkiye'nin ilk mühendislik üniversitesi olan ve bu sene 240. yılını kutlayan, ülkemizin bilimsel, teknolojik ve hatta siyasi alanlarına damgasını vurmuş birçok şahsiyeti yetiştirmiş İstanbul Teknik Üniversitesi, Redhack adlı site aracılığı ile 16.01.2013 tarihinde yayınlanan bazı belgeler neticesinde, kamuoyunun gündemine getirilmiştir.
İTÜ'yü konu edinen iddialarla ilgili süreç, söz konusu belgelerde de görüleceği üzere tamamen İTÜ dışında gelişmektedir.
İstanbul Teknik Üniversitesi olarak yönetimimiz, Kurumumuzun eğitim kalitesini ve marka değerini geliştirerek uluslararası bilimsel ve teknolojik alanlara odaklanmış, çalışmalarına devam etmektedir.
İlgili Süreçler tamamlanmadan hiçbir kişi ve kurum hakkında kesin hükümler ihtiva eden yargıların beyan edilmesinin doğru ve etik olmayacağı kanaatindeyiz.
Değerli kamuoyunun da aynı hassasiyeti göstereceğine inanıyoruz.
Saygılarımızla,
İTÜ Rektörlüğü
Son Güncelleme: Perşembe, 17 Ocak 2013 16:20
Gösterim: 2334
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Yasa Tasarısı YÖK’ün internet sitesinde yayımlandı. Tasarıya göre üniversitelerde öğrenci ve öğretim elemanlarına türban serbest olacak. Öğrencilere oy hakkı verilmiyor
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) üniversite sistemine ilişkin Milli Eğitim Bakanlığı ’na sunduğu yasa taslağında, ‘eğitim-öğretim hürriyeti’ ve ‘bilimsel ve akademik hürriyet ve teminat’ adı altındaki maddelerle öğrenci ve öğretim elemanları için türbanın serbest bırakılmasını da öngördü. Yükseköğretime ilişkin Anayasa ’da yer alan maddelerin de değiştirilmesini isteyen YÖK, anayasa değişikliğiyle Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ’ın kısa bir süre önce söylediği, özel sektörün doğrudan üniversite kurabilmesinin yolunu açıyor.
Yeni anayasa için öneriler
YÖK, sürecin sonunda Bakanlar Kurulu’nda yasa tasarısına dönüştürülüp Meclis’e sevki söz konusu olacak yükseköğretim sistemine ilişkin MEB’e yolladığı yasa taslağını, kamuoyuna açıkladı. MEB’e gönderilen taslakta, YÖK Başkanı Gökhan Çetinsaya’nın da daha önce ima ettiği üzere anayasa değişikliği önerisi de yer aldı. Çetinsaya, yasa çalışmalarındaki bazı değişikliklerin anayasa değişikliği de öngördüğünü, bu doğrultuda anayasa değişikliği isteyebileceklerini ifade etmişti.
Şirketlere üniversite vizesi
Taslakta üniversitelerin, devlet ve vakıf üniversitesi şeklinde iki ayrı statüde kurulabileceğinin belirtildiği Anayasa’nın 130’ncu maddesi, bu ayrımın kaldırıldığı şekile dönüştürüldü. Birkaç gün önce Başbakan Erdoğan, özel sektörün ‘vakıf’ adı altında üniversite kurmasına son verilmesini, şirketlerin doğrudan üniversite kurabillmesinin yolunun açılmasını istemişti. İstenen anayasa değişikliğiyle de yükseköğretim sisteminde iki ayrı statüde üniversite ayrımına son verildi. YÖK’ün görev ve kuruluşuna ilişkin Anayasa’nın 131’nci maddesinde ise Kurul’un yetkilerinde hiçbir değişiklik yapılmazken, görev alacak üyelerin atanma şekli anayasal hüküm olmaktan çıkarıldı. Mevcut Anayasa’da üyeler, üniversiteler ve Bakanlar Kurulu tarafından seçilerek Cumhur başkanı’nca atananlar ve Cumhurbaşkanı’nın doğrudan atadıkları şeklinde tanımlanırken, YÖK artık anayasada atama şekline yer verilmemesini istedi.
Türban yasaya giriyor
YÖK’ün yasa taslağı çalışmasında en dikkat çeken nokta ise türbanın üniversitelerde öğrenci ve öğretim elemanları açısından tamamen serbest kalmasını da sağlayacak düzenlemesi. Taslağın 4 ve 5. maddelerinde öğrenci ve öğretim elemanlarının kılık kıyafetlerinden kaynaklı eğitim hakkı ve görevlerinden uzaklaştırılmayacağı hüküm altına alındı.
Vergi rekortmenine rötuş
Taslak çalışmada, kamuoyuna daha önce açılan taslakta tepki çeken, ‘ildeki vergi rekortmenin üniversite konseyinde yer alması’ yönündeki düzenleme ise ‘üniversiteye mali destek sağlayan’ kişi olarak değiştirildi.
(radikal)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Üniversiteler
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Yasa Tasarısı YÖK’ün internet sitesinde yayımlandı. Tasarıya göre üniversitelerde öğrenci ve öğretim elemanlarına türban serbest olacak. Öğrencilere oy hakkı verilmiyor
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) üniversite sistemine ilişkin Milli Eğitim Bakanlığı ’na sunduğu yasa taslağında, ‘eğitim-öğretim hürriyeti’ ve ‘bilimsel ve akademik hürriyet ve teminat’ adı altındaki maddelerle öğrenci ve öğretim elemanları için türbanın serbest bırakılmasını da öngördü. Yükseköğretime ilişkin Anayasa ’da yer alan maddelerin de değiştirilmesini isteyen YÖK, anayasa değişikliğiyle Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ’ın kısa bir süre önce söylediği, özel sektörün doğrudan üniversite kurabilmesinin yolunu açıyor.
Yeni anayasa için öneriler
YÖK, sürecin sonunda Bakanlar Kurulu’nda yasa tasarısına dönüştürülüp Meclis’e sevki söz konusu olacak yükseköğretim sistemine ilişkin MEB’e yolladığı yasa taslağını, kamuoyuna açıkladı. MEB’e gönderilen taslakta, YÖK Başkanı Gökhan Çetinsaya’nın da daha önce ima ettiği üzere anayasa değişikliği önerisi de yer aldı. Çetinsaya, yasa çalışmalarındaki bazı değişikliklerin anayasa değişikliği de öngördüğünü, bu doğrultuda anayasa değişikliği isteyebileceklerini ifade etmişti.
Şirketlere üniversite vizesi
Taslakta üniversitelerin, devlet ve vakıf üniversitesi şeklinde iki ayrı statüde kurulabileceğinin belirtildiği Anayasa’nın 130’ncu maddesi, bu ayrımın kaldırıldığı şekile dönüştürüldü. Birkaç gün önce Başbakan Erdoğan, özel sektörün ‘vakıf’ adı altında üniversite kurmasına son verilmesini, şirketlerin doğrudan üniversite kurabillmesinin yolunun açılmasını istemişti. İstenen anayasa değişikliğiyle de yükseköğretim sisteminde iki ayrı statüde üniversite ayrımına son verildi. YÖK’ün görev ve kuruluşuna ilişkin Anayasa’nın 131’nci maddesinde ise Kurul’un yetkilerinde hiçbir değişiklik yapılmazken, görev alacak üyelerin atanma şekli anayasal hüküm olmaktan çıkarıldı. Mevcut Anayasa’da üyeler, üniversiteler ve Bakanlar Kurulu tarafından seçilerek Cumhur başkanı’nca atananlar ve Cumhurbaşkanı’nın doğrudan atadıkları şeklinde tanımlanırken, YÖK artık anayasada atama şekline yer verilmemesini istedi.
Türban yasaya giriyor
YÖK’ün yasa taslağı çalışmasında en dikkat çeken nokta ise türbanın üniversitelerde öğrenci ve öğretim elemanları açısından tamamen serbest kalmasını da sağlayacak düzenlemesi. Taslağın 4 ve 5. maddelerinde öğrenci ve öğretim elemanlarının kılık kıyafetlerinden kaynaklı eğitim hakkı ve görevlerinden uzaklaştırılmayacağı hüküm altına alındı.
Vergi rekortmenine rötuş
Taslak çalışmada, kamuoyuna daha önce açılan taslakta tepki çeken, ‘ildeki vergi rekortmenin üniversite konseyinde yer alması’ yönündeki düzenleme ise ‘üniversiteye mali destek sağlayan’ kişi olarak değiştirildi.
(radikal)
Son Güncelleme: Salı, 15 Ocak 2013 09:40
Gösterim: 2235
YÖK Başkanı Çetinsaya, MEB'e sunulan yeni Yükseköğretim Yasa Tasarısı Taslağının ayrıntılarını AA'ya anlattı. Yeni YÖK taslağına göre, öğrencilerin oy hakkı olmayacak ve rektör seçimleri için üç model öngörülüyor
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya, yeni Yükseköğretim Yasa Taslağı önerisine ilişkin AA muhabirlerinin sorularını yanıtladı.
Yaklaşık iki yıl süren uzun bir çalışmayı YÖK olarak son aşamaya getirdiklerini belirten Çetinsaya, bundan sonra yeni bir yolculuk başladığını söyledi.
Hazırladıkları yeni Yükseköğretim Yasa Tasarısı Taslağını, Milli Eğitim Bakanlığına sunduklarını belirten Çetinsaya, ''YÖK önemli yetkilerinin bir kısmını üniversitelere devrediyor, üniversitelere devredilen bu yetkilerin önemli bir kısmını da senatolar ve üniversite yönetim kurulları kullanacak'' dedi.
Rektör atamaları
''Rektörlük konusuna gelince bu bizde en çok tartışma yaratan konulardan biri oldu. Üç farklı alternatifle kamuoyunun önüne çıkıyoruz, daha doğrusu bir üst merciye üç farklı alternatifle sunuyoruz. Bir tanesi şu anda olduğu gibi seçim, kampüslerde seçim yapılması önerisi. Diğeri üniversite meclisi denilen bir model. Üçüncüsü ise rektör adaylarını belirleme komitesi yoluyla, bir kurulun gelen başvuruları değerlendirip üçe indirdiği ve bunu da YÖK'e veyahutta Cumhurbaşkanına sunduğu bir model.''
Yeni düzenlemeyle rektör atamalarının mevcut sistemde olduğu gibi Cumhurbaşkanı tarafından mı yapılacağının sorulması üzerine de Çetinsaya, ''O anayasa değişikliğine bağlı bir konu. Oraları kurul veya cumhurbaşkanı şeklinde bıraktık. Çünkü anayasa değişikliği olup olmayacağına göre. Mevcut anayasaya göre Sayın Cumhurbaşkanının atamasıdır ama farklı önerilerde durulacaksa önce anayasa değişikliğinden emin olunması gerekir. O bakımdan oraları alternatifli bıraktık, kesin bir şey söylemedik'' yanıtını verdi.
Çetinsaya, '''YÖK, uzmanların ve uzman yardımcılarının istihdam edildiği bir kuruma dönüşüyor'' dedi.
Öğrencilere oy hakkı yok
Öğrencilerin oy verip veremeyeceğinin sorulması üzerine Çetinsaya, ''Hukukçulardan aldığımız görüş, oy vermenin hukuki sonuçları da olacağı için bunun öğrencilerin statüsü dolayısıyla onlar için dezavantajlı, onların zararına olabileceği gibi görüşler bildirildi. O bakımdan da biz 'oy hakkı olmaksızın' diye şu aşamada görüş bildirdik'' dedi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Üniversiteler
YÖK Başkanı Çetinsaya, MEB'e sunulan yeni Yükseköğretim Yasa Tasarısı Taslağının ayrıntılarını AA'ya anlattı. Yeni YÖK taslağına göre, öğrencilerin oy hakkı olmayacak ve rektör seçimleri için üç model öngörülüyor
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya, yeni Yükseköğretim Yasa Taslağı önerisine ilişkin AA muhabirlerinin sorularını yanıtladı.
Yaklaşık iki yıl süren uzun bir çalışmayı YÖK olarak son aşamaya getirdiklerini belirten Çetinsaya, bundan sonra yeni bir yolculuk başladığını söyledi.
Hazırladıkları yeni Yükseköğretim Yasa Tasarısı Taslağını, Milli Eğitim Bakanlığına sunduklarını belirten Çetinsaya, ''YÖK önemli yetkilerinin bir kısmını üniversitelere devrediyor, üniversitelere devredilen bu yetkilerin önemli bir kısmını da senatolar ve üniversite yönetim kurulları kullanacak'' dedi.
Rektör atamaları
''Rektörlük konusuna gelince bu bizde en çok tartışma yaratan konulardan biri oldu. Üç farklı alternatifle kamuoyunun önüne çıkıyoruz, daha doğrusu bir üst merciye üç farklı alternatifle sunuyoruz. Bir tanesi şu anda olduğu gibi seçim, kampüslerde seçim yapılması önerisi. Diğeri üniversite meclisi denilen bir model. Üçüncüsü ise rektör adaylarını belirleme komitesi yoluyla, bir kurulun gelen başvuruları değerlendirip üçe indirdiği ve bunu da YÖK'e veyahutta Cumhurbaşkanına sunduğu bir model.''
Yeni düzenlemeyle rektör atamalarının mevcut sistemde olduğu gibi Cumhurbaşkanı tarafından mı yapılacağının sorulması üzerine de Çetinsaya, ''O anayasa değişikliğine bağlı bir konu. Oraları kurul veya cumhurbaşkanı şeklinde bıraktık. Çünkü anayasa değişikliği olup olmayacağına göre. Mevcut anayasaya göre Sayın Cumhurbaşkanının atamasıdır ama farklı önerilerde durulacaksa önce anayasa değişikliğinden emin olunması gerekir. O bakımdan oraları alternatifli bıraktık, kesin bir şey söylemedik'' yanıtını verdi.
Çetinsaya, '''YÖK, uzmanların ve uzman yardımcılarının istihdam edildiği bir kuruma dönüşüyor'' dedi.
Öğrencilere oy hakkı yok
Öğrencilerin oy verip veremeyeceğinin sorulması üzerine Çetinsaya, ''Hukukçulardan aldığımız görüş, oy vermenin hukuki sonuçları da olacağı için bunun öğrencilerin statüsü dolayısıyla onlar için dezavantajlı, onların zararına olabileceği gibi görüşler bildirildi. O bakımdan da biz 'oy hakkı olmaksızın' diye şu aşamada görüş bildirdik'' dedi.
Son Güncelleme: Pazartesi, 14 Ocak 2013 19:37
Gösterim: 1541
Türkiye'de yabancı yükseköğretim kurumu açılması, Eğitim öğretim hakkı, Yurtdışında yükseköğretim kurumu açılması, Akademik faaliyet puanı, Yükseköğretim Kurumlarının denetimi, Yardımcı doçentlik, doçentlik dil puanı düzenlemesi, Öğretim elemanlarının çalışma esasları
Yükseköğretim Kurulu, Milli Eğitim Bakanlığına sunduğu yeni Yükseköğretim Yasa Tasarısı taslağını internet sitesinde yayınladı.
Çalışmanın gerekçesinde yükseköğretim sisteminin siyasi, ideolojik, toplumsal ve iktisadi dönüşümlere paralel çeşitli yasal düzenlemelerin konusu olduğu belirtildi. Yapılan düzenlemelerin, dönemlerinin sosyopolitik iklimini yansıttığı, bunların yükseköğretimi, ulus devlet önceliklerine hizmet eden, endoktrinasyon odaklı eğitim ve araştırma faaliyeti olarak görüldüğü bildirilen gerekçede, ''Türkiye'nin gelişen demokrasisi, büyüyen ekonomisi ve artan uluslararası gücü dikkate alındığında akademik özgürlüğü, kamu yararını ve akademik kaliteyi esas alan yeni bir yükseköğretim yasası bir zorunluluk halini almaktadır'' ifadelerine yer verildi. Gerekçede, uzunca bir dönem sorun olan erişim konusunun önemli ölçüde çözüldüğü, artık her ilde en az bir üniversitenin bulunduğu vurgulandı.
Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin büyük bölümünün küresel gelişmenin yarattığı zorunluluklar nedeniyle yükseköğretim sistemlerinde reform ve revizyon çabasına girdikleri belirtilen gerekçede, ''Türk yükseköğretim sisteminin son yıllarda daha bir hız kazanan büyüme, çeşitlenme ve yaygınlaşma eğilimi Yükseköğretim Kurulunun (YÖK) otuz yıl önce belirlenmiş görev tanımları ve kapasitesiyle üniversitelerin talep ve ihtiyaçlarına cevap üretmekte zorlanmasına yol açmaktadır. Bu konuda uzun bir süredir kamuoyunda yeni bir yükseköğretim sisteminin ve örgütlenmesinin nasıl olması gerektiğine ilişkin ciddi tartışmalar yapılagelmektedir. Genel olarak, yeni bir sistemin ve değişimin gerekliliği konusunda ise toplumsal bir mutabakat vardır'' ifadelerine yer verildi. Gerekçede şunlar kaydedildi:
''Söz konusu yeniden yapılandırma sürecinde, üniversitelerimizin çeşitliliğine, evrensel kalite standartları içerisinde gelişebilmesine, kurumsal özerklik ve hesap verebilirliğine, rekabet imkanlarının geliştirilmesine ve finansal esneklik içerisinde faaliyet gösterebilmelerine imkan tanıyacak bir sistem hedeflenmektedir. Yükseköğretim sistemimizin yeniden yapılandırma süreci, bölgesel ve küresel bir güç olma iddiası taşıyan ülkemizin rekabet üstünlüğünün geliştirilmesi, yaşam kalitesinin artırılması, sürdürülebilir kalkınma hedefine ulaşabilmesi ve demokratik bir siyasal kültürün geliştirilmesi için de bir gereklilik olarak görülmektedir. Üniversitelerimizi çatışma, kısıtlama ve yasakların değil, bilimsel ve akademik özgürlüğün teminat altına alındığı, farklı bilim anlayışlarının bir arada var olduğu, farklı paradigma, yaklaşım ve tezlerin birbirleriyle etkileşerek bilim, öğretim ve toplumsal hizmet faaliyetlerinde bulunulduğu mekanlar olarak tescil etmenin yolu da yeniden yapılandırma sürecinden geçmektedir.''
Geniş katılım
Yasa hazırlık sürecinin olabildiğince geniş katılımla ve kamuoyuyla diyalog halinde yürütüldüğü vurgulanan gerekçede, kanun taslağı önerisinin hazırlanması sürecindeki çalışmalara da yer verildi.
Çalışmanın çeşitlilik, kurumsal özerklik ve hesap verebilirlik, performans değerlendirmesi ve bilimsel rekabet, mali esneklik ve çok kaynaklı gelir yapısı ve kalite güvencesi temelinde hazırlandığı kaydedilen gerekçede, şunlar belirtildi:
''Yapıldığı dönemin olağanüstü şartları içerisinde hazırlanan mevcut Yükseköğretim Kanunu, yayımlandığı tarihten itibaren çokça eleştirilmiş ve zaman içerisinde gerek eleştiriler gerekse de yeni ihtiyaçlar dolayısıyla birçok maddesinde defalarca değişiklikler yapılmıştır. Türkiye'de otuz yıllık tarihi bir süreç sonrasında ilk kez çoğulcu demokratik bir yapı içerisinde yeni bir yükseköğretim yasası yapma imkanı doğmuştur. Bu yasa, yalnızca küresel dünyaya egemen olan yükseköğretim eğilimini norma dökmenin ötesinde, bir gelecek vizyonu oluşturma misyonunu da üstlenmektedir. Bu açıdan bu yasa, son yüzyılda dünyada, bilimsel ve teknolojik gelişmelerin, ekonomik büyümenin, sosyal ve kültürel kalkınmanın temel aracı olarak görülen yükseköğretimde gelişimi amaçlamaktadır. Yükseköğretim alanı ekonomik büyüme ve kalkınmaya gerçekleştirmenin yanında bilgi toplumu hedeflerine ulaşabilmenin de temel sürükleyicisi olarak değerlendirilmektedir. Bu doğrultuda gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler, bilimsel araştırma ve Ar-Ge çalışmalarının yoğunlaştırılması ve okullaşma oranlarının daha da artırılması yönünde stratejik hedefler belirlemişlerdir.''
Eğitim öğretim hakkı
Öneriye göre, her öğrenci eğitim öğretim hak ve hürriyetinden siyasi düşünce, dil, din, mezhep, inanç, ırk, renk, cinsiyet, kılık kıyafet tercihi ve diğer sebeplerle herhangi bir ayrım gözetilmeksizin eşit olarak yararlanacak. Hiçbir öğrenci belirtilen sebeplere dayalı olarak eğitim öğretim hakkından ve hürriyetinden mahrum bırakılamayacak.
Her öğretim elemanı siyasi düşünce, dil, din, mezhep, inanç, ırk, renk, cinsiyet, kılık kıyafet tercihi ve diğer sebeplerle herhangi bir ayrım gözetilmeksizin serbestçe eğitim öğretim, araştırma, geliştirme, yayın yapma ve akademik faaliyetlerde bulunma hakkına ve hürriyetine sahip olacak.
Öğretim elemanı mesleğine alınmada, ilkeleri Kurul tarafından belirlenen görevin gerektirdiği niteliklerden başka hiçbir ayrım gözetilemeyecek. Engelliler ve özel gereksinimli kimselerle ilgili Kurul tarafından alınacak tedbirlerle yapılacak pozitif ayrımcılık bu kapsamında değerlendirilemeyecek.
Yükseköğretim kurumları yönetim ve denetim organları ile öğretim elemanları, Kurulun veya yükseköğretim kurumlarının yetkili organlarının dışında kalan makamlarca hiçbir şekilde görevlerinden uzaklaştırılamayacak, öğretim elemanı mesleğinden çıkarılamayacak.
Yükseköğretim kurumlarıyla hastaneler arasında işbirliği kapsamında vakıf ve özel yükseköğretim kurumlarıyla özel sağlık kuruluşları arasında tıp, diş hekimliği ve diğer sağlık bilimleri alanında eğitim öğretim, araştırma, uygulama ve sağlık hizmeti sunumu amacıyla işbirliği yapılabilecek. Bu amaçla Türkiye Yükseköğretim Kurulu'nun uygun görüşü alınarak, hastane yönetimiyle üniversite rektörü arasında işbirliği protokolü akdedilecek. Üniversitede kadrolu akademik personel ile uzmanlık öğrencileri, işbirliği yapılan hastanede rektörlük tarafından görevlendirilebilecek. Bu işbirliğinin şartları ve işbirliği yapılan hastanenin yükümlülükleri ile hastanede görevlendirilecek akademik personele yapılacak ödemelere ilişkin usul ve esaslar Türkiye Yükseköğretim Kurulu tarafından düzenlenecek. Kurul tarafından belirlenen kriterler çerçevesinde bu yükseköğretim kurumları ile işbirliği yapan özel sağlık kuruluşları eğitim ve araştırma hastanesi olarak kabul edilecek.
Devlet üniversiteleri sağlık araştırma ve uygulama merkezleri ile vakıf üniversitesi hastaneleri veya özel sağlık kuruluşları arasında bir protokol çerçevesinde sağlık hizmeti amacıyla işbirliği yapılabilecek. İlgili sağlık hizmetinde öğretim üyesi dışındaki personel görevlendirilemeyecek.
Türkiye'de yabancı yükseköğretim kurumu açılması
Yabancı yükseköğretim kurumlarının Türkiye'de fakülte, enstitü, konservatuar ve meslek yüksekokulu açabilmesine, Kurulun teklifi üzerine Bakanlar Kurulu kararı ile izin verilebilecek. Yabancı yükseköğretim kurumları, kendi ülkelerinin mevzuatına tabi olacak.
Türkiye'de faaliyette bulunan yabancı yükseköğretim kurumlarına kabul edilecek Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı öğrencilerinin sayısı, kayıtlı öğrencilerin yüzde yirmibeşinden fazla olamayacak.
Türkiye'de faaliyette bulunan yabancı yükseköğretim kurumlarından alınan akademik derece ve unvanlar, yurtdışındaki yükseköğretim kurumlarından alınan akademik derece ve unvanlar gibi denklik işlemlerine tabi olacak.
Yurtdışında yükseköğretim kurumu açılması
Türkiye'deki devlet yükseköğretim kurumlarının yurtdışında yükseköğretim birimi açabilmesine Kurulun teklifi üzerine Bakanlar Kurulu kararı ile izin verilebilecek. Türkiye'deki vakıf ve özel yükseköğretim kurumları ise Kurula bilgi vermek suretiyle yurtdışında birim kurabilecek. Bu yükseköğretim kurumlarının eğitim öğretim faaliyetleri Türkiye Cumhuriyeti mevzuatına tabi olacak. Bu kurumlardan alınan diplomalar yurtiçindeki yükseköğretim kurumlarının diplomaları gibi işlem görecek. Bu hususlara ilişkin düzenlemeler Kurul tarafından çıkarılan yönetmelikle belirlenecek.
Devlet yükseköğretim kurumlarının yurtdışında açmış oldukları yükseköğretim birimlerinde, devlet yükseköğretim kurumlarında görev yapan akademik ve idari personel, fiilen görev yapılması esasına bağlı ödemeler hariç, özlük hakları saklı kalmak ve aylıklı izinli sayılmak suretiyle geçici olarak görevlendirilebilecek. Yabancı uyruklu olan veya yurtdışındaki üniversitelerde çalışan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı öğretim üyeleri, bu yükseköğretim birimlerinde ders verme, lisansüstü tez danışmanlığı yapma veya proje yürütme gibi görevlerde çalışılabilecek. Bu kapsamda çalışanlar ile mahallinden temin edilen personelin niteliği, sayısı, görev süresi ve bunlara ödenecek ücretlerin belirlenmesi, personele yapılacak ödemeler dışında kalan diğer harcamaların neler olacağı ve harcamaya ilişkin usul ve esaslar Bakanlar Kurulunca belirlenecek.
Vakıf yükseköğretim kurumlarının kuruluşu ve tabi olduğu esaslar ile özel yükseköğretim kurumlarının kuruluşu ve tabi olduğu esaslara da yer verildi.
Akademik faaliyet puanı
Öğretim elemanlarının eğitim öğretim, araştırma ve topluma hizmetle ilgili bir yıl içinde gerçekleştirmiş oldukları faaliyetlerin tümü akademik faaliyet kapsamında değerlendirilecek. Akademik faaliyet puanlarının hesaplanmasında, akademik disiplinlerin farklı özellikleri de dikkate alınarak, kullanılacak değerlendirme ölçütlerine dair usul ve esaslar Kurul tarafından düzenlenecek.
Öğretim elemanların akademik yükselmelerinde ve idari görevlere yapılan atamalarda önceden ilan edilen usuller çerçevesinde akademik faaliyet puanları da dikkate alınacak.
Yükseköğretim Kurumlarının denetimi
Yükseköğretim kurumlarının faaliyetleri Kurulun denetiminde Değerlendirme ve Denetleme Daire Başkanlığı bünyesinde bünyesinde görev yapan yükseköğretim denetçileri tarafından yerine getirilecek.
Kurul tarafından en az iki yılda bir yükseköğretim kurumlarının iş ve işlemlerinin mevzuata uygunluğunu değerlendiren raporlar hazırlatacak. Her bir yükseköğretim kurumu için en az iki yükseköğretim denetçisi tarafından hazırlanan ön rapor, değerlendirmelere ilişkin görüşlerini almak üzere ilgili yükseköğretim kurumuna iletilecek. Yükseköğretim kurumu ön rapor kendisine ulaştıktan sonra bir ay içinde değerlendirmelere ilişkin varsa yazılı açıklamaları Kurula iletecek. Bu açıklamalar da değerlendirildikten sonra denetleme raporuna son şekli verilecek. Raporlar Kurulda değerlendirilecek. Kurul, bu değerlendirme sonucuna göre, ilgili yükseköğretim kurumu hakkında gerektiğinde yol gösterici, düzeltici, iyileştirici, kısıtlayıcı veya faaliyet izninin kaldırıcı önlemler alabilecek.
Yükseköğretim kurumlarına denetleme raporlarıyla tespit edilen eksikliklerin giderilmesi, hatalı işlemlerin düzeltilmesi, geri alınması veya kaldırılması için niteliğine göre 6 ayı aşmayacak bir süre verilecek.
Kalite güvence sistemi ve yükseköğretim kalite kurulu
Kurumsal dış değerlendirme standartlarının belirlenmesi, lisans almış özel hukuk tüzel kişileri aracılığıyla yapılan dış denetimlerin uluslararası standartlara uygunluğu ve geçerliliğinin izlenmesi, kalite standartlarının belirlenmesi, geliştirilmesi ve güvence altına alınması hususlarında faaliyet göstermek ve bu Kanun ile verilmiş görev ve yetkileri kullanmak üzere Türkiye Yükseköğretim Kurulu bünyesinde, çeşitli kurum ve kuruluş temsilcilerinden oluşan yükseköğretim kalite kurulu oluşturulacak.
Yükseköğretim kurumları, ulusal ve uluslararası kalite standartlarına uygunluk açısından beş yılda bir defadan az olmamak üzere kurumsal dış değerlendirme yaptırmak zorunda olacak.
Yükseköğretim kalite kurulu üyeleri Genel Kurul tarafından, seçilen 5, Rektörler Kurulu tarafından seçilen 3, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı, Türkiye Bilimler Akademisi, Türk Akreditasyon Kurumu, Mesleki Yeterlilik Kurumu ve Türkiye Öğrenci Konseyi tarafından seçilen birer üye olmak üzere 15 üyeden oluşacak.
Yükseköğretim kalite güvencesi alanında uluslararası kuruluşlardan bir üye yükseköğretim kalite kurulu tarafından gözlemci olarak seçilebilecek.
Yardımcı doçentlik 60, doçentlik 65 dil puanı
Yardımcı doçentliğe atanmada Kurul tarafından kabul edilen merkezi yabancı dil sınavında yüz tam puan üzerinden asgari 60 puan almış olmak, doçentliğe atamada ise merkezi yabancı dil sınavında yüz tam puan üzerinden asgari 65 puan almış olma, doçent kadrosuna atanabilmek için en az iki yıl yükseköğretim kurumlarında çalışma, yükseköğretim kurumlarında profesör unvanı ile öğretim üyesi olarak atanabilmek için, doçent unvanı aldıktan sonra en az üç yılı yükseköğretim kurumlarında olmak üzere, en az beş yıl süreyle ilgili bilim alanında çalışmış olma şartı aranacak.
Öğretim elemanlarının çalışma esasları
Öneride, öğretim elemanlarının üniversitede çalışma esaslarına ilişkin 2 alternatif yer aldı. Birinci alternatifte, öğretim elemanlarının üniversitede kadrolu veya sözleşmeli statüde görev yapacağı, 2. alternatifte öğretim elemanlarının yükseköğretim kurumlarında kadrolu olarak ve tam gün çalışmaları esas olduğu belirtildi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Üniversiteler
Türkiye'de yabancı yükseköğretim kurumu açılması, Eğitim öğretim hakkı, Yurtdışında yükseköğretim kurumu açılması, Akademik faaliyet puanı, Yükseköğretim Kurumlarının denetimi, Yardımcı doçentlik, doçentlik dil puanı düzenlemesi, Öğretim elemanlarının çalışma esasları
Yükseköğretim Kurulu, Milli Eğitim Bakanlığına sunduğu yeni Yükseköğretim Yasa Tasarısı taslağını internet sitesinde yayınladı.
Çalışmanın gerekçesinde yükseköğretim sisteminin siyasi, ideolojik, toplumsal ve iktisadi dönüşümlere paralel çeşitli yasal düzenlemelerin konusu olduğu belirtildi. Yapılan düzenlemelerin, dönemlerinin sosyopolitik iklimini yansıttığı, bunların yükseköğretimi, ulus devlet önceliklerine hizmet eden, endoktrinasyon odaklı eğitim ve araştırma faaliyeti olarak görüldüğü bildirilen gerekçede, ''Türkiye'nin gelişen demokrasisi, büyüyen ekonomisi ve artan uluslararası gücü dikkate alındığında akademik özgürlüğü, kamu yararını ve akademik kaliteyi esas alan yeni bir yükseköğretim yasası bir zorunluluk halini almaktadır'' ifadelerine yer verildi. Gerekçede, uzunca bir dönem sorun olan erişim konusunun önemli ölçüde çözüldüğü, artık her ilde en az bir üniversitenin bulunduğu vurgulandı.
Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin büyük bölümünün küresel gelişmenin yarattığı zorunluluklar nedeniyle yükseköğretim sistemlerinde reform ve revizyon çabasına girdikleri belirtilen gerekçede, ''Türk yükseköğretim sisteminin son yıllarda daha bir hız kazanan büyüme, çeşitlenme ve yaygınlaşma eğilimi Yükseköğretim Kurulunun (YÖK) otuz yıl önce belirlenmiş görev tanımları ve kapasitesiyle üniversitelerin talep ve ihtiyaçlarına cevap üretmekte zorlanmasına yol açmaktadır. Bu konuda uzun bir süredir kamuoyunda yeni bir yükseköğretim sisteminin ve örgütlenmesinin nasıl olması gerektiğine ilişkin ciddi tartışmalar yapılagelmektedir. Genel olarak, yeni bir sistemin ve değişimin gerekliliği konusunda ise toplumsal bir mutabakat vardır'' ifadelerine yer verildi. Gerekçede şunlar kaydedildi:
''Söz konusu yeniden yapılandırma sürecinde, üniversitelerimizin çeşitliliğine, evrensel kalite standartları içerisinde gelişebilmesine, kurumsal özerklik ve hesap verebilirliğine, rekabet imkanlarının geliştirilmesine ve finansal esneklik içerisinde faaliyet gösterebilmelerine imkan tanıyacak bir sistem hedeflenmektedir. Yükseköğretim sistemimizin yeniden yapılandırma süreci, bölgesel ve küresel bir güç olma iddiası taşıyan ülkemizin rekabet üstünlüğünün geliştirilmesi, yaşam kalitesinin artırılması, sürdürülebilir kalkınma hedefine ulaşabilmesi ve demokratik bir siyasal kültürün geliştirilmesi için de bir gereklilik olarak görülmektedir. Üniversitelerimizi çatışma, kısıtlama ve yasakların değil, bilimsel ve akademik özgürlüğün teminat altına alındığı, farklı bilim anlayışlarının bir arada var olduğu, farklı paradigma, yaklaşım ve tezlerin birbirleriyle etkileşerek bilim, öğretim ve toplumsal hizmet faaliyetlerinde bulunulduğu mekanlar olarak tescil etmenin yolu da yeniden yapılandırma sürecinden geçmektedir.''
Geniş katılım
Yasa hazırlık sürecinin olabildiğince geniş katılımla ve kamuoyuyla diyalog halinde yürütüldüğü vurgulanan gerekçede, kanun taslağı önerisinin hazırlanması sürecindeki çalışmalara da yer verildi.
Çalışmanın çeşitlilik, kurumsal özerklik ve hesap verebilirlik, performans değerlendirmesi ve bilimsel rekabet, mali esneklik ve çok kaynaklı gelir yapısı ve kalite güvencesi temelinde hazırlandığı kaydedilen gerekçede, şunlar belirtildi:
''Yapıldığı dönemin olağanüstü şartları içerisinde hazırlanan mevcut Yükseköğretim Kanunu, yayımlandığı tarihten itibaren çokça eleştirilmiş ve zaman içerisinde gerek eleştiriler gerekse de yeni ihtiyaçlar dolayısıyla birçok maddesinde defalarca değişiklikler yapılmıştır. Türkiye'de otuz yıllık tarihi bir süreç sonrasında ilk kez çoğulcu demokratik bir yapı içerisinde yeni bir yükseköğretim yasası yapma imkanı doğmuştur. Bu yasa, yalnızca küresel dünyaya egemen olan yükseköğretim eğilimini norma dökmenin ötesinde, bir gelecek vizyonu oluşturma misyonunu da üstlenmektedir. Bu açıdan bu yasa, son yüzyılda dünyada, bilimsel ve teknolojik gelişmelerin, ekonomik büyümenin, sosyal ve kültürel kalkınmanın temel aracı olarak görülen yükseköğretimde gelişimi amaçlamaktadır. Yükseköğretim alanı ekonomik büyüme ve kalkınmaya gerçekleştirmenin yanında bilgi toplumu hedeflerine ulaşabilmenin de temel sürükleyicisi olarak değerlendirilmektedir. Bu doğrultuda gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler, bilimsel araştırma ve Ar-Ge çalışmalarının yoğunlaştırılması ve okullaşma oranlarının daha da artırılması yönünde stratejik hedefler belirlemişlerdir.''
Eğitim öğretim hakkı
Öneriye göre, her öğrenci eğitim öğretim hak ve hürriyetinden siyasi düşünce, dil, din, mezhep, inanç, ırk, renk, cinsiyet, kılık kıyafet tercihi ve diğer sebeplerle herhangi bir ayrım gözetilmeksizin eşit olarak yararlanacak. Hiçbir öğrenci belirtilen sebeplere dayalı olarak eğitim öğretim hakkından ve hürriyetinden mahrum bırakılamayacak.
Her öğretim elemanı siyasi düşünce, dil, din, mezhep, inanç, ırk, renk, cinsiyet, kılık kıyafet tercihi ve diğer sebeplerle herhangi bir ayrım gözetilmeksizin serbestçe eğitim öğretim, araştırma, geliştirme, yayın yapma ve akademik faaliyetlerde bulunma hakkına ve hürriyetine sahip olacak.
Öğretim elemanı mesleğine alınmada, ilkeleri Kurul tarafından belirlenen görevin gerektirdiği niteliklerden başka hiçbir ayrım gözetilemeyecek. Engelliler ve özel gereksinimli kimselerle ilgili Kurul tarafından alınacak tedbirlerle yapılacak pozitif ayrımcılık bu kapsamında değerlendirilemeyecek.
Yükseköğretim kurumları yönetim ve denetim organları ile öğretim elemanları, Kurulun veya yükseköğretim kurumlarının yetkili organlarının dışında kalan makamlarca hiçbir şekilde görevlerinden uzaklaştırılamayacak, öğretim elemanı mesleğinden çıkarılamayacak.
Yükseköğretim kurumlarıyla hastaneler arasında işbirliği kapsamında vakıf ve özel yükseköğretim kurumlarıyla özel sağlık kuruluşları arasında tıp, diş hekimliği ve diğer sağlık bilimleri alanında eğitim öğretim, araştırma, uygulama ve sağlık hizmeti sunumu amacıyla işbirliği yapılabilecek. Bu amaçla Türkiye Yükseköğretim Kurulu'nun uygun görüşü alınarak, hastane yönetimiyle üniversite rektörü arasında işbirliği protokolü akdedilecek. Üniversitede kadrolu akademik personel ile uzmanlık öğrencileri, işbirliği yapılan hastanede rektörlük tarafından görevlendirilebilecek. Bu işbirliğinin şartları ve işbirliği yapılan hastanenin yükümlülükleri ile hastanede görevlendirilecek akademik personele yapılacak ödemelere ilişkin usul ve esaslar Türkiye Yükseköğretim Kurulu tarafından düzenlenecek. Kurul tarafından belirlenen kriterler çerçevesinde bu yükseköğretim kurumları ile işbirliği yapan özel sağlık kuruluşları eğitim ve araştırma hastanesi olarak kabul edilecek.
Devlet üniversiteleri sağlık araştırma ve uygulama merkezleri ile vakıf üniversitesi hastaneleri veya özel sağlık kuruluşları arasında bir protokol çerçevesinde sağlık hizmeti amacıyla işbirliği yapılabilecek. İlgili sağlık hizmetinde öğretim üyesi dışındaki personel görevlendirilemeyecek.
Türkiye'de yabancı yükseköğretim kurumu açılması
Yabancı yükseköğretim kurumlarının Türkiye'de fakülte, enstitü, konservatuar ve meslek yüksekokulu açabilmesine, Kurulun teklifi üzerine Bakanlar Kurulu kararı ile izin verilebilecek. Yabancı yükseköğretim kurumları, kendi ülkelerinin mevzuatına tabi olacak.
Türkiye'de faaliyette bulunan yabancı yükseköğretim kurumlarına kabul edilecek Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı öğrencilerinin sayısı, kayıtlı öğrencilerin yüzde yirmibeşinden fazla olamayacak.
Türkiye'de faaliyette bulunan yabancı yükseköğretim kurumlarından alınan akademik derece ve unvanlar, yurtdışındaki yükseköğretim kurumlarından alınan akademik derece ve unvanlar gibi denklik işlemlerine tabi olacak.
Yurtdışında yükseköğretim kurumu açılması
Türkiye'deki devlet yükseköğretim kurumlarının yurtdışında yükseköğretim birimi açabilmesine Kurulun teklifi üzerine Bakanlar Kurulu kararı ile izin verilebilecek. Türkiye'deki vakıf ve özel yükseköğretim kurumları ise Kurula bilgi vermek suretiyle yurtdışında birim kurabilecek. Bu yükseköğretim kurumlarının eğitim öğretim faaliyetleri Türkiye Cumhuriyeti mevzuatına tabi olacak. Bu kurumlardan alınan diplomalar yurtiçindeki yükseköğretim kurumlarının diplomaları gibi işlem görecek. Bu hususlara ilişkin düzenlemeler Kurul tarafından çıkarılan yönetmelikle belirlenecek.
Devlet yükseköğretim kurumlarının yurtdışında açmış oldukları yükseköğretim birimlerinde, devlet yükseköğretim kurumlarında görev yapan akademik ve idari personel, fiilen görev yapılması esasına bağlı ödemeler hariç, özlük hakları saklı kalmak ve aylıklı izinli sayılmak suretiyle geçici olarak görevlendirilebilecek. Yabancı uyruklu olan veya yurtdışındaki üniversitelerde çalışan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı öğretim üyeleri, bu yükseköğretim birimlerinde ders verme, lisansüstü tez danışmanlığı yapma veya proje yürütme gibi görevlerde çalışılabilecek. Bu kapsamda çalışanlar ile mahallinden temin edilen personelin niteliği, sayısı, görev süresi ve bunlara ödenecek ücretlerin belirlenmesi, personele yapılacak ödemeler dışında kalan diğer harcamaların neler olacağı ve harcamaya ilişkin usul ve esaslar Bakanlar Kurulunca belirlenecek.
Vakıf yükseköğretim kurumlarının kuruluşu ve tabi olduğu esaslar ile özel yükseköğretim kurumlarının kuruluşu ve tabi olduğu esaslara da yer verildi.
Akademik faaliyet puanı
Öğretim elemanlarının eğitim öğretim, araştırma ve topluma hizmetle ilgili bir yıl içinde gerçekleştirmiş oldukları faaliyetlerin tümü akademik faaliyet kapsamında değerlendirilecek. Akademik faaliyet puanlarının hesaplanmasında, akademik disiplinlerin farklı özellikleri de dikkate alınarak, kullanılacak değerlendirme ölçütlerine dair usul ve esaslar Kurul tarafından düzenlenecek.
Öğretim elemanların akademik yükselmelerinde ve idari görevlere yapılan atamalarda önceden ilan edilen usuller çerçevesinde akademik faaliyet puanları da dikkate alınacak.
Yükseköğretim Kurumlarının denetimi
Yükseköğretim kurumlarının faaliyetleri Kurulun denetiminde Değerlendirme ve Denetleme Daire Başkanlığı bünyesinde bünyesinde görev yapan yükseköğretim denetçileri tarafından yerine getirilecek.
Kurul tarafından en az iki yılda bir yükseköğretim kurumlarının iş ve işlemlerinin mevzuata uygunluğunu değerlendiren raporlar hazırlatacak. Her bir yükseköğretim kurumu için en az iki yükseköğretim denetçisi tarafından hazırlanan ön rapor, değerlendirmelere ilişkin görüşlerini almak üzere ilgili yükseköğretim kurumuna iletilecek. Yükseköğretim kurumu ön rapor kendisine ulaştıktan sonra bir ay içinde değerlendirmelere ilişkin varsa yazılı açıklamaları Kurula iletecek. Bu açıklamalar da değerlendirildikten sonra denetleme raporuna son şekli verilecek. Raporlar Kurulda değerlendirilecek. Kurul, bu değerlendirme sonucuna göre, ilgili yükseköğretim kurumu hakkında gerektiğinde yol gösterici, düzeltici, iyileştirici, kısıtlayıcı veya faaliyet izninin kaldırıcı önlemler alabilecek.
Yükseköğretim kurumlarına denetleme raporlarıyla tespit edilen eksikliklerin giderilmesi, hatalı işlemlerin düzeltilmesi, geri alınması veya kaldırılması için niteliğine göre 6 ayı aşmayacak bir süre verilecek.
Kalite güvence sistemi ve yükseköğretim kalite kurulu
Kurumsal dış değerlendirme standartlarının belirlenmesi, lisans almış özel hukuk tüzel kişileri aracılığıyla yapılan dış denetimlerin uluslararası standartlara uygunluğu ve geçerliliğinin izlenmesi, kalite standartlarının belirlenmesi, geliştirilmesi ve güvence altına alınması hususlarında faaliyet göstermek ve bu Kanun ile verilmiş görev ve yetkileri kullanmak üzere Türkiye Yükseköğretim Kurulu bünyesinde, çeşitli kurum ve kuruluş temsilcilerinden oluşan yükseköğretim kalite kurulu oluşturulacak.
Yükseköğretim kurumları, ulusal ve uluslararası kalite standartlarına uygunluk açısından beş yılda bir defadan az olmamak üzere kurumsal dış değerlendirme yaptırmak zorunda olacak.
Yükseköğretim kalite kurulu üyeleri Genel Kurul tarafından, seçilen 5, Rektörler Kurulu tarafından seçilen 3, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı, Türkiye Bilimler Akademisi, Türk Akreditasyon Kurumu, Mesleki Yeterlilik Kurumu ve Türkiye Öğrenci Konseyi tarafından seçilen birer üye olmak üzere 15 üyeden oluşacak.
Yükseköğretim kalite güvencesi alanında uluslararası kuruluşlardan bir üye yükseköğretim kalite kurulu tarafından gözlemci olarak seçilebilecek.
Yardımcı doçentlik 60, doçentlik 65 dil puanı
Yardımcı doçentliğe atanmada Kurul tarafından kabul edilen merkezi yabancı dil sınavında yüz tam puan üzerinden asgari 60 puan almış olmak, doçentliğe atamada ise merkezi yabancı dil sınavında yüz tam puan üzerinden asgari 65 puan almış olma, doçent kadrosuna atanabilmek için en az iki yıl yükseköğretim kurumlarında çalışma, yükseköğretim kurumlarında profesör unvanı ile öğretim üyesi olarak atanabilmek için, doçent unvanı aldıktan sonra en az üç yılı yükseköğretim kurumlarında olmak üzere, en az beş yıl süreyle ilgili bilim alanında çalışmış olma şartı aranacak.
Öğretim elemanlarının çalışma esasları
Öneride, öğretim elemanlarının üniversitede çalışma esaslarına ilişkin 2 alternatif yer aldı. Birinci alternatifte, öğretim elemanlarının üniversitede kadrolu veya sözleşmeli statüde görev yapacağı, 2. alternatifte öğretim elemanlarının yükseköğretim kurumlarında kadrolu olarak ve tam gün çalışmaları esas olduğu belirtildi.
Son Güncelleme: Pazartesi, 14 Ocak 2013 19:28
Gösterim: 1957
YÖK, Kuzey Irak'taki üniversitelere denklik vermek için harekete geçti. Kuzey Irak'a gidip eğitim alanlar diplomalarını Türkiye'de de kullanabilecek.
Türkiye ’deki birçok üniversitenin fakülte açmaya başladığı Kuzey Irak için Yüksek Öğretim Kurulu da (YÖK) harekete geçti. YÖK, Kuzey Irak’taki üniversitelere denklik vermek için çalışma başlattı.
Radikal Gazetesi’nin haberine göre, 2011 yılının kasım ayında Kuzey Irak’tan gelen yetkililer YÖK’le görüşerek, denklik talebinde bulundu. Görüşmede BDP ’li Adil Kurt aracılık yaptı. Kuzey Irak’tan gelen yetkililer, denklik istediği üniversiteler hakkında bir de dosya sundu. Bunun üzerine harekete geçen YÖK, denklik istenen üniversiteler hakkında bilgi sahibi olmak için Türkiye’nin Erbil Konsolosluğu’na yazı gönderdi. Denklik verilmesi durumunda, Türkiye’den Kuzey Irak’a giderek Kürtçe eğitim alanlar, Türkiye’de bu diplomalarını kullanabilecek. Ayrıca, çoğu bu üniversitelerde eğitim alan Mahmur kampında kalan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları da Türkiye’ye geri dönüş durumunda denk bir üniversiteden diploma almış olacak. Kuzey Irak, 2003 yılı başından itibaren Türkiye, Suriye ve İran ’dan öğrenci kabul etmeye başladı. Bu ülkelerden öğrenci alımı Erbil merkezli bir kurul tarafından yapılıyor. Dışarıdan gelen öğrencilere tercih ettikleri bölüme göre Kürtçe veya İngilizce hazırlık veriliyor. Diplomalarda ‘Kürdistan’ ifadesi yer aldığı için Türkiye bugüne kadar denklik vermiyordu.
2003’ten beri öğrenci alınıyor
Türkiye’deki üniversitelere denkliği istenen Kuzey Irak’taki üniversitelerin başında Selahattin Üniversitesi yer alıyor. Burada Hukuk Fakültesi, Fen ve Edebiyat Fakültesi, Tıp Fakültesi, Mühendislik Fakültesi, Siyaset ve Yasa Fakültesi, Eğitim Fakültesi, Ziraat Fakültesi, Spor Beden Fakültesi, Diş Fakültesi, Eczane Fakültesi, İlahiyat Fakültesi, Diller Fakültesi, İdari ve İktisat Fakültesi, Basın ve Enformasyon Fakültesi, Bilim Fakültesi’nde eğitim veriliyor. Bir diğeri de Süleymaniye Üniversitesi 1968 yılında kurulan üniversite Arapça ve Kürtçe eğitim veriyor. Üniversitede; mühendislik, tıp, yasa ve siyaset, hukuk, ziraat, edebiyat, eğitim, idari ve iktisat fakültesi gibi bölümler yar alıyor. Köysancak Üniversitesi ise 2003 yılında kuruldu. Arapça ve Kürtçe eğitim yapan üniversitede hukuk, Türkçe, edebiyat, mühendislik, ziraat ve spor bölümleri var. Kerkük Üniversitesi’nde ise hukuk, mühendislik, edebiyat, tıp gibi bölümler yer alıyor.
(radikal)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Üniversiteler
YÖK, Kuzey Irak'taki üniversitelere denklik vermek için harekete geçti. Kuzey Irak'a gidip eğitim alanlar diplomalarını Türkiye'de de kullanabilecek.
Türkiye ’deki birçok üniversitenin fakülte açmaya başladığı Kuzey Irak için Yüksek Öğretim Kurulu da (YÖK) harekete geçti. YÖK, Kuzey Irak’taki üniversitelere denklik vermek için çalışma başlattı.
Radikal Gazetesi’nin haberine göre, 2011 yılının kasım ayında Kuzey Irak’tan gelen yetkililer YÖK’le görüşerek, denklik talebinde bulundu. Görüşmede BDP ’li Adil Kurt aracılık yaptı. Kuzey Irak’tan gelen yetkililer, denklik istediği üniversiteler hakkında bir de dosya sundu. Bunun üzerine harekete geçen YÖK, denklik istenen üniversiteler hakkında bilgi sahibi olmak için Türkiye’nin Erbil Konsolosluğu’na yazı gönderdi. Denklik verilmesi durumunda, Türkiye’den Kuzey Irak’a giderek Kürtçe eğitim alanlar, Türkiye’de bu diplomalarını kullanabilecek. Ayrıca, çoğu bu üniversitelerde eğitim alan Mahmur kampında kalan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları da Türkiye’ye geri dönüş durumunda denk bir üniversiteden diploma almış olacak. Kuzey Irak, 2003 yılı başından itibaren Türkiye, Suriye ve İran ’dan öğrenci kabul etmeye başladı. Bu ülkelerden öğrenci alımı Erbil merkezli bir kurul tarafından yapılıyor. Dışarıdan gelen öğrencilere tercih ettikleri bölüme göre Kürtçe veya İngilizce hazırlık veriliyor. Diplomalarda ‘Kürdistan’ ifadesi yer aldığı için Türkiye bugüne kadar denklik vermiyordu.
2003’ten beri öğrenci alınıyor
Türkiye’deki üniversitelere denkliği istenen Kuzey Irak’taki üniversitelerin başında Selahattin Üniversitesi yer alıyor. Burada Hukuk Fakültesi, Fen ve Edebiyat Fakültesi, Tıp Fakültesi, Mühendislik Fakültesi, Siyaset ve Yasa Fakültesi, Eğitim Fakültesi, Ziraat Fakültesi, Spor Beden Fakültesi, Diş Fakültesi, Eczane Fakültesi, İlahiyat Fakültesi, Diller Fakültesi, İdari ve İktisat Fakültesi, Basın ve Enformasyon Fakültesi, Bilim Fakültesi’nde eğitim veriliyor. Bir diğeri de Süleymaniye Üniversitesi 1968 yılında kurulan üniversite Arapça ve Kürtçe eğitim veriyor. Üniversitede; mühendislik, tıp, yasa ve siyaset, hukuk, ziraat, edebiyat, eğitim, idari ve iktisat fakültesi gibi bölümler yar alıyor. Köysancak Üniversitesi ise 2003 yılında kuruldu. Arapça ve Kürtçe eğitim yapan üniversitede hukuk, Türkçe, edebiyat, mühendislik, ziraat ve spor bölümleri var. Kerkük Üniversitesi’nde ise hukuk, mühendislik, edebiyat, tıp gibi bölümler yer alıyor.
(radikal)
Son Güncelleme: Salı, 08 Ocak 2013 09:44
Gösterim: 4753

