Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Sekiz Oniki Kurs’un eğitim sektöründe sınav hazırlık süreçlerine yeni bir bakış açısı kazandırmak için kurulan yeni bir eğitim markası olduğunu dile getiren Sekiz Oniki Kurs Genel Müdürü Ömür Yılmaz, “İçerik olarak klasik kursa hazırlık süreçlerinin dışına çıkan, özel hazırlanmış yapay zeka destekli dijital altyapısıyla Hibrit Eğitim Modelini geliştiren Sekiz Oniki, sınava hazırlık sistemini farklı bir noktaya taşıdı. Sekiz Oniki Kurs henüz bir yılını doldurmadan şubeleriyle ülkemizin dört bir yanında hizmet vermeye başlamış durumdadır.” diye konuştu.
EĞİTİM ve TEKNOLOJİ BİRLEŞTİRİLDİ
Kurs sektöründe Sekiz Oniki markasının yeri ve önemini belirleyen unsurlar nelerdir?
Sınava hazırlık süreci uzun ve zor bir maratondur. Bu sürecin çok iyi planlanması gerekiyor. Sekiz Oniki markasının kuruluş önceliği bu süreci en iyi yürütecek içerikler oluşturarak, öğrencileri sınava tam ve eksiksiz hazırlamasıdır. Sekiz Oniki Kurs olarak kurduğumuz Sekiz Oniki Dijital ile öğrencilerimiz yüz yüze aldıkları eğitimi online sistemimizle güçlendiriyor, eksik kalan kısımlarını yapay zeka destekli programımız ile tamamlayarak sınavlara hazırlanıyoruz. Bu sistemde öğrencilerimiz tamamı yeni nesil içeriklerden oluşan yayınlarımızın tüm sorularının video çözümlerine ulaşabiliyor ve istediği kadar deneme ve sınav çözebiliyor.
Farklılıklarımızı şöyle sıralayabiliriz;
* Yeni Nesil Yayınlar
* Hibrit Eğitim Sistemi
* Video Çözümlü Binlerce Soru
* Ders Anlatım Videoları
* 7/24 Online Soru Çözüm Sistemi
* Türkiye Geneli Denemeler
* Detaylı Sınav Analizleri
* Öğrenciye Özel Soru Bankası
* Detaylı Ödev Takip Sistemi
* Hızlı Okuma ve Anlama Eğitimi
* Koçluk Eğitimi
Hazırladığımız bu içerikler ve program ile sınava hazırlık süreçleri artık çok daha kolay geçmektedir. Eğitimdeki gelişim ve değişimleri göz önüne alacak olursak birçok kurs merkezi maalesef hala geleneksel eğitim modelleriyle devam ettiğini görüyoruz. Sekiz Oniki öğrencileri tamamen başarı odaklı bir yaklaşımı olan kurs merkezlerimizde kurulan hibrit sistemle eğitim ve teknoloji doğru şekilde birleştirildi. 5. sınıftan 12. sınıfa kadar tüm kademelerde öğrencilerimiz, başka bir kaynağa ihtiyaç duymadan rahat bir sınava hazırlık süreci geçirmektedir.
Yeni yatırımlarınız ve şubeleriniz hakkında bilgi verebilir misiniz? Bu çerçevede Franchise modeliniz nasıl işliyor?
Sekiz Oniki Kurs ülkemizin dört bir yanında hizmet vermeye devam ediyor. Markamız büyürken bizlerde genel merkez olarak ileriye yönelik yeni yatırımlar yapıyoruz. Hibrit Eğitim altyapımızı tüm bu şubelerde sıkıntısız hizmet verebilecek şekilde hazırlıyoruz.
Sekiz Oniki Kurs şubelerimize genel merkez olarak desteklerimiz sürekli devam etmektedir. Türkiye genelinde yaptığımız açık hava reklamları, sosyal medya reklamları, ulusal tv reklamları ile şubelerimizin hep yanındayız. Sekiz Oniki Kurs birinci yılını doldurmadan sektörde en çok konuşulan markalardan biri durumuna geldi. Ülkemizin dört bir yanında O Sene Bu Sene seslerini duymaya başladık.
Sekiz Oniki olarak çok güçlü bir genel merkeze sahibiz. Bizler kurumlarımıza hep şunu söylüyoruz “Bir telefon kadar uzağınızdayız” yani her daim kurumlarımıza tam desteğiz. Bizler sadece yayın ve içerik gönderen genel merkez değil, kurumlara rehberlik eden, yol gösteren bir genel merkez olma adına çalışmalarımızı devam ettiriyoruz.
Sekiz Oniki olarak, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün bizlere mirası Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yılında Türkiye genelinde 100 şubeye ulaşma hedefimiz var. Bu hedefe ulaşmak için tüm planlamalarımızı ve hazırlıklarımızı yaptık.
YENİ SEZONA HAZIRIZ
Kurs dünyasının ayrılmaz parçası olan yayıncılık alanında faaliyetleriniz olacak mı? Bu alanda ve çalışmalarınızdan ve hedeflerinizden bahsedebilir misiniz?
Yayın anlamında bu süreçte çözüm ortakları ile çalışmaktayız. 2022 - 2023 Eğitim - Öğretim yılında sınava hazırlık için harika bir eğitim seti içeriğimiz oluştu. Kolay - orta - zor seviyeye göre ayrılmış, alanında uzman kadrolar tarafından hazırlanan, MEB müfredatına uygun tamamı yeni nesil; konu anlatım, soru bankası, yaprak test ve Türkiye geneli 40 deneme sınavı ile harika bir sınava hazırlık süreci geçirecekler. Aynı zamanda Türkiye geneli tüm öğrencilerin katılabileceği gerçek sınav formatında denemler ile Sekiz Oniki Kurs yeni sezona hazır. Sekiz Oniki olarak yayın anlamında farklı projelerimizde olacak. Bu konuda da yatırımlarımız devam etmektedir.
FİNANSAL PLAN İYİ YAPILMALI
Türkiye’nin yaşadığı ekonomik koşullar çerçevesinde geçen eğitim – öğretim dönemini değerlendirebilir misiniz?
Ülkemiz ve dünya pandemi ile birlikte çok ciddi finansal sıkıntıya düştü. Bunu en çok hisseden sektörlerden biride eğitim sektörü oldu. Geçen yılın başında hazırlanan yıllık bilançolar tutmadı. Daha dönem ortasında giderler ikiye katlandı. Bunları öngörmek çok kolay değildi. Bu giderler (Elektrik, su, doğalgaz, kağıt, yayın, ücretler) ciddi anlamda artarken kurumlarımız gelirlerini maalesef aynı şekilde arttıramadı. Ama kurumlarımız ve kurucularımız yaptıkları fedakârlıklarla bu süreci atlatmayı başardı. Tabi bu süreçte dijital altyapıların önemini bizler bir kez daha görmüş olduk. Dünyada kağıt alanında oluşan kriz bir anlamda fiyatları üçe katladı. Burada oluşan yüksek maliyetler dijital kitap, dijital soru bankalarının önümüzdeki yıllarda çok daha fazla kullanılacağını bizlere gösterdi.
Kurumlarımız gelecek yıl finansal anlamda plan programını çok daha iyi yapması gerekmektedir. Kurumların maliyetleri en az ikiye katlanmışken öğrenci fiyat planlamasını çok iyi olması, kurumlarımızın günü kurtarmak yerine gerçekçi projeler üretmesi önemli.
Çalışan memnuniyeti konusunda kriter ve yaklaşımlarınız hakkında bilgi verebilir misiniz? Sürdürülebilir eğitim çerçevesinde çalışma koşulları nasıl olmalı? Uygulamalarınız hakkında bilgi verebilir misiniz?
Kurumlarda çalışan yöneticilerden, öğretmenlere ve diğer personellere kadar tüm çalışanların memnuiyeti çok önemlidir. Çalışanların her gün işe mutlu bir şekilde gelmelerini kurumların önemli önceliklerinden biri olmalıdır. Plan program yaparken onlarında rahat çalışacakları ortamları hazırlamak önem arz etmektedir. Kurum içerisinde onlara sağlanan imkânlar ve hizmetlerden memnuniyeti onların hem mutlu olmalarını sağlayacak hem de performanslarını arttıracaktır. Örneğin bir kurumun çalışanına sağladığı servis, yemek, ofis malzemelerinin kalitesinin yüksek olması gibi uygulamalar çalışanın memnuniyetini artırırken, ona saygı duyulması ve ona güvenilmesi size olan bağlılığını artıracaktır.
Bizler Seki Oniki olarak bu anlamda;
* Kurumlarımızda çalışma ortamlarının uygun olmasına,
* Kurumlarımızda çalışanlarımıza daha kaliteli hizmet verebilmek için çalışanlarımızın görüşlerine başvuracağımız anketler yapılamasına,
* Sosyal haklarının tam zamanında verilmesine,
* Kurumlarımızda çalışma arkadaşlarımızı seçerken dönemlik değil uzun süreli planlanmasına,
* Gelişimlerine katkı sağlamak için hizmet içi eğitimler verilmesine dikkat etmekteyiz.
“Eğitimde sürdürülebilirlik çok önemlidir. Yapılan çalışmalar ve yenilikler eğitimin devamlılığını sağlarken insanlığın yaşamına ve öğreniminede katkılar sunmalıdır. Başka bir ifadeyle şöyle de diyebiliriz; yaptığımız planlamalar birkaç yıllık değil ömürlük olmalıdır. Maalesef bizim eğitim politikaları hep günü kurtarmak adına yapıldığı için sık sık sistem ve program değiştirmekteyiz. Yetiştirdiğimiz neslinbir süre sonra sorumlulukları olan birer vatandaş olacağını ve sayısız karar vereceklerini bilerek onları yetiştirmeliyiz.”
KURS SEKTÖRÜ HANGİ DÖNÜŞÜMLERLE KARŞI KARŞIYA?
Sınava hazırlık alanının gelişimi hakkında öngörüleriniz nelerdir? Nasıl bir yöne evrilecek?
Sınava hazırlık süreçlerinde dijital dünya çok önemli rol almaya başladı. Bu alandaki yatırımları her geçen gün arttırmak gerekmektedir. Bu yatırımları yaparken sistemlerimizi ve kendimizi de sürekli güncel tutmamız gerekiyor. Örneğin son yıllarda hem LGS’de hem de YKS’de sınavlarda soru tipleri değişti. Sınava hazırlıkta artık “Yeni Nesil Sorular” diye bir kavram oluştu. Eskiden sorular çok çalışılarak biraz da ezbere dayalı yapılabilecek şekilde hazırlanıyordu. Ezberci, üretmeyen, düşündürmeyen bir sistem olduğu için hem MEB hem de ÖSYM artık bilgi dışında daha fazla yoruma ve üretkenliğe yönelik sorular sormaya başladı. Öğrencilerimiz bu yeni soru tarzlarına alışmakta gerçekten zorlanıyorlar. Bizler yayın içeriklerimizi mutlaka bu konulara dikkat ederek hazırlatıyoruz.
Diğer bir konu da sınavlarda çıkan uzun paragraf soruları, çocukları bilgi dışında düşünmeye ve farklı çözümler üretmeye yönlendirmesi ile MEB ve ÖSYM’nin sınavlarında binlerce öğrencinin sınav süresini verimli kullanamadığı ve sınavı zamanında bitirme sıkıntıları yaşadığını görüyoruz. Sekiz Oniki olarak kurumlarımızda hızlı okuma ve anlama konusunda sıkıntı yaşayan öğrencilerimize yönelik bir hızlı okuma ve anlama eğitimini müfredatımıza ekledik. Bu eğitimi alan sınava hazırlık grubu öğrencilerimiz sınavlarını daha kısa sürede tamamlamaktadır.
Bir başka konuda şu ki; öğrencilerimiz sınava hazırlık sürecinde bilgiyi saklama ve uygulamada yetersiz kaldığını gözlemliyoruz. Günümüz eğitim sisteminde salt ders anlatımına dayalı sadece dinleyici rolündeki öğrencilerimiz kendi çabalarını aktif hale getirmekte zorlanıyor. Bu sebeple onlara destekleyici hizmetler sunmamız gerekmektedir. Aynı zamanda öğrenci merkezli çalışmaların gün yüzüne çıkacağı bir sınav hazırlık süreçleri de bizleri bekliyor. Bunların içine sadece ders anlatımı, soru çözümü değil aynı zamanda öğrencilerin öz benliklerini geliştirmeleri adına koçluk yapmak, öğrencilerin aktif bir şekilde hayatlarına yön verecek bireyler olarak yetiştirmek adına kurs merkezlerinin önemli görevlerinden biri haline gelecektir. Kurumlarda eğitim öğretim anlayışı hızla değişerek, bireyleri hem hayatta hem de sınavda başarılı olacakları yönlerini geliştirerek ilerlemelidir. Kurs merkezlerinin aynı zamanda birer kariyer merkezi olması yönündeki gelişimde açıkça görülmektedir.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Sekiz Oniki Kurs’un eğitim sektöründe sınav hazırlık süreçlerine yeni bir bakış açısı kazandırmak için kurulan yeni bir eğitim markası olduğunu dile getiren Sekiz Oniki Kurs Genel Müdürü Ömür Yılmaz, “İçerik olarak klasik kursa hazırlık süreçlerinin dışına çıkan, özel hazırlanmış yapay zeka destekli dijital altyapısıyla Hibrit Eğitim Modelini geliştiren Sekiz Oniki, sınava hazırlık sistemini farklı bir noktaya taşıdı. Sekiz Oniki Kurs henüz bir yılını doldurmadan şubeleriyle ülkemizin dört bir yanında hizmet vermeye başlamış durumdadır.” diye konuştu.
EĞİTİM ve TEKNOLOJİ BİRLEŞTİRİLDİ
Kurs sektöründe Sekiz Oniki markasının yeri ve önemini belirleyen unsurlar nelerdir?
Sınava hazırlık süreci uzun ve zor bir maratondur. Bu sürecin çok iyi planlanması gerekiyor. Sekiz Oniki markasının kuruluş önceliği bu süreci en iyi yürütecek içerikler oluşturarak, öğrencileri sınava tam ve eksiksiz hazırlamasıdır. Sekiz Oniki Kurs olarak kurduğumuz Sekiz Oniki Dijital ile öğrencilerimiz yüz yüze aldıkları eğitimi online sistemimizle güçlendiriyor, eksik kalan kısımlarını yapay zeka destekli programımız ile tamamlayarak sınavlara hazırlanıyoruz. Bu sistemde öğrencilerimiz tamamı yeni nesil içeriklerden oluşan yayınlarımızın tüm sorularının video çözümlerine ulaşabiliyor ve istediği kadar deneme ve sınav çözebiliyor.
Farklılıklarımızı şöyle sıralayabiliriz;
* Yeni Nesil Yayınlar
* Hibrit Eğitim Sistemi
* Video Çözümlü Binlerce Soru
* Ders Anlatım Videoları
* 7/24 Online Soru Çözüm Sistemi
* Türkiye Geneli Denemeler
* Detaylı Sınav Analizleri
* Öğrenciye Özel Soru Bankası
* Detaylı Ödev Takip Sistemi
* Hızlı Okuma ve Anlama Eğitimi
* Koçluk Eğitimi
Hazırladığımız bu içerikler ve program ile sınava hazırlık süreçleri artık çok daha kolay geçmektedir. Eğitimdeki gelişim ve değişimleri göz önüne alacak olursak birçok kurs merkezi maalesef hala geleneksel eğitim modelleriyle devam ettiğini görüyoruz. Sekiz Oniki öğrencileri tamamen başarı odaklı bir yaklaşımı olan kurs merkezlerimizde kurulan hibrit sistemle eğitim ve teknoloji doğru şekilde birleştirildi. 5. sınıftan 12. sınıfa kadar tüm kademelerde öğrencilerimiz, başka bir kaynağa ihtiyaç duymadan rahat bir sınava hazırlık süreci geçirmektedir.
Yeni yatırımlarınız ve şubeleriniz hakkında bilgi verebilir misiniz? Bu çerçevede Franchise modeliniz nasıl işliyor?
Sekiz Oniki Kurs ülkemizin dört bir yanında hizmet vermeye devam ediyor. Markamız büyürken bizlerde genel merkez olarak ileriye yönelik yeni yatırımlar yapıyoruz. Hibrit Eğitim altyapımızı tüm bu şubelerde sıkıntısız hizmet verebilecek şekilde hazırlıyoruz.
Sekiz Oniki Kurs şubelerimize genel merkez olarak desteklerimiz sürekli devam etmektedir. Türkiye genelinde yaptığımız açık hava reklamları, sosyal medya reklamları, ulusal tv reklamları ile şubelerimizin hep yanındayız. Sekiz Oniki Kurs birinci yılını doldurmadan sektörde en çok konuşulan markalardan biri durumuna geldi. Ülkemizin dört bir yanında O Sene Bu Sene seslerini duymaya başladık.
Sekiz Oniki olarak çok güçlü bir genel merkeze sahibiz. Bizler kurumlarımıza hep şunu söylüyoruz “Bir telefon kadar uzağınızdayız” yani her daim kurumlarımıza tam desteğiz. Bizler sadece yayın ve içerik gönderen genel merkez değil, kurumlara rehberlik eden, yol gösteren bir genel merkez olma adına çalışmalarımızı devam ettiriyoruz.
Sekiz Oniki olarak, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün bizlere mirası Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yılında Türkiye genelinde 100 şubeye ulaşma hedefimiz var. Bu hedefe ulaşmak için tüm planlamalarımızı ve hazırlıklarımızı yaptık.
YENİ SEZONA HAZIRIZ
Kurs dünyasının ayrılmaz parçası olan yayıncılık alanında faaliyetleriniz olacak mı? Bu alanda ve çalışmalarınızdan ve hedeflerinizden bahsedebilir misiniz?
Yayın anlamında bu süreçte çözüm ortakları ile çalışmaktayız. 2022 - 2023 Eğitim - Öğretim yılında sınava hazırlık için harika bir eğitim seti içeriğimiz oluştu. Kolay - orta - zor seviyeye göre ayrılmış, alanında uzman kadrolar tarafından hazırlanan, MEB müfredatına uygun tamamı yeni nesil; konu anlatım, soru bankası, yaprak test ve Türkiye geneli 40 deneme sınavı ile harika bir sınava hazırlık süreci geçirecekler. Aynı zamanda Türkiye geneli tüm öğrencilerin katılabileceği gerçek sınav formatında denemler ile Sekiz Oniki Kurs yeni sezona hazır. Sekiz Oniki olarak yayın anlamında farklı projelerimizde olacak. Bu konuda da yatırımlarımız devam etmektedir.
FİNANSAL PLAN İYİ YAPILMALI
Türkiye’nin yaşadığı ekonomik koşullar çerçevesinde geçen eğitim – öğretim dönemini değerlendirebilir misiniz?
Ülkemiz ve dünya pandemi ile birlikte çok ciddi finansal sıkıntıya düştü. Bunu en çok hisseden sektörlerden biride eğitim sektörü oldu. Geçen yılın başında hazırlanan yıllık bilançolar tutmadı. Daha dönem ortasında giderler ikiye katlandı. Bunları öngörmek çok kolay değildi. Bu giderler (Elektrik, su, doğalgaz, kağıt, yayın, ücretler) ciddi anlamda artarken kurumlarımız gelirlerini maalesef aynı şekilde arttıramadı. Ama kurumlarımız ve kurucularımız yaptıkları fedakârlıklarla bu süreci atlatmayı başardı. Tabi bu süreçte dijital altyapıların önemini bizler bir kez daha görmüş olduk. Dünyada kağıt alanında oluşan kriz bir anlamda fiyatları üçe katladı. Burada oluşan yüksek maliyetler dijital kitap, dijital soru bankalarının önümüzdeki yıllarda çok daha fazla kullanılacağını bizlere gösterdi.
Kurumlarımız gelecek yıl finansal anlamda plan programını çok daha iyi yapması gerekmektedir. Kurumların maliyetleri en az ikiye katlanmışken öğrenci fiyat planlamasını çok iyi olması, kurumlarımızın günü kurtarmak yerine gerçekçi projeler üretmesi önemli.
Çalışan memnuniyeti konusunda kriter ve yaklaşımlarınız hakkında bilgi verebilir misiniz? Sürdürülebilir eğitim çerçevesinde çalışma koşulları nasıl olmalı? Uygulamalarınız hakkında bilgi verebilir misiniz?
Kurumlarda çalışan yöneticilerden, öğretmenlere ve diğer personellere kadar tüm çalışanların memnuiyeti çok önemlidir. Çalışanların her gün işe mutlu bir şekilde gelmelerini kurumların önemli önceliklerinden biri olmalıdır. Plan program yaparken onlarında rahat çalışacakları ortamları hazırlamak önem arz etmektedir. Kurum içerisinde onlara sağlanan imkânlar ve hizmetlerden memnuniyeti onların hem mutlu olmalarını sağlayacak hem de performanslarını arttıracaktır. Örneğin bir kurumun çalışanına sağladığı servis, yemek, ofis malzemelerinin kalitesinin yüksek olması gibi uygulamalar çalışanın memnuniyetini artırırken, ona saygı duyulması ve ona güvenilmesi size olan bağlılığını artıracaktır.
Bizler Seki Oniki olarak bu anlamda;
* Kurumlarımızda çalışma ortamlarının uygun olmasına,
* Kurumlarımızda çalışanlarımıza daha kaliteli hizmet verebilmek için çalışanlarımızın görüşlerine başvuracağımız anketler yapılamasına,
* Sosyal haklarının tam zamanında verilmesine,
* Kurumlarımızda çalışma arkadaşlarımızı seçerken dönemlik değil uzun süreli planlanmasına,
* Gelişimlerine katkı sağlamak için hizmet içi eğitimler verilmesine dikkat etmekteyiz.
“Eğitimde sürdürülebilirlik çok önemlidir. Yapılan çalışmalar ve yenilikler eğitimin devamlılığını sağlarken insanlığın yaşamına ve öğreniminede katkılar sunmalıdır. Başka bir ifadeyle şöyle de diyebiliriz; yaptığımız planlamalar birkaç yıllık değil ömürlük olmalıdır. Maalesef bizim eğitim politikaları hep günü kurtarmak adına yapıldığı için sık sık sistem ve program değiştirmekteyiz. Yetiştirdiğimiz neslinbir süre sonra sorumlulukları olan birer vatandaş olacağını ve sayısız karar vereceklerini bilerek onları yetiştirmeliyiz.”
KURS SEKTÖRÜ HANGİ DÖNÜŞÜMLERLE KARŞI KARŞIYA?
Sınava hazırlık alanının gelişimi hakkında öngörüleriniz nelerdir? Nasıl bir yöne evrilecek?
Sınava hazırlık süreçlerinde dijital dünya çok önemli rol almaya başladı. Bu alandaki yatırımları her geçen gün arttırmak gerekmektedir. Bu yatırımları yaparken sistemlerimizi ve kendimizi de sürekli güncel tutmamız gerekiyor. Örneğin son yıllarda hem LGS’de hem de YKS’de sınavlarda soru tipleri değişti. Sınava hazırlıkta artık “Yeni Nesil Sorular” diye bir kavram oluştu. Eskiden sorular çok çalışılarak biraz da ezbere dayalı yapılabilecek şekilde hazırlanıyordu. Ezberci, üretmeyen, düşündürmeyen bir sistem olduğu için hem MEB hem de ÖSYM artık bilgi dışında daha fazla yoruma ve üretkenliğe yönelik sorular sormaya başladı. Öğrencilerimiz bu yeni soru tarzlarına alışmakta gerçekten zorlanıyorlar. Bizler yayın içeriklerimizi mutlaka bu konulara dikkat ederek hazırlatıyoruz.
Diğer bir konu da sınavlarda çıkan uzun paragraf soruları, çocukları bilgi dışında düşünmeye ve farklı çözümler üretmeye yönlendirmesi ile MEB ve ÖSYM’nin sınavlarında binlerce öğrencinin sınav süresini verimli kullanamadığı ve sınavı zamanında bitirme sıkıntıları yaşadığını görüyoruz. Sekiz Oniki olarak kurumlarımızda hızlı okuma ve anlama konusunda sıkıntı yaşayan öğrencilerimize yönelik bir hızlı okuma ve anlama eğitimini müfredatımıza ekledik. Bu eğitimi alan sınava hazırlık grubu öğrencilerimiz sınavlarını daha kısa sürede tamamlamaktadır.
Bir başka konuda şu ki; öğrencilerimiz sınava hazırlık sürecinde bilgiyi saklama ve uygulamada yetersiz kaldığını gözlemliyoruz. Günümüz eğitim sisteminde salt ders anlatımına dayalı sadece dinleyici rolündeki öğrencilerimiz kendi çabalarını aktif hale getirmekte zorlanıyor. Bu sebeple onlara destekleyici hizmetler sunmamız gerekmektedir. Aynı zamanda öğrenci merkezli çalışmaların gün yüzüne çıkacağı bir sınav hazırlık süreçleri de bizleri bekliyor. Bunların içine sadece ders anlatımı, soru çözümü değil aynı zamanda öğrencilerin öz benliklerini geliştirmeleri adına koçluk yapmak, öğrencilerin aktif bir şekilde hayatlarına yön verecek bireyler olarak yetiştirmek adına kurs merkezlerinin önemli görevlerinden biri haline gelecektir. Kurumlarda eğitim öğretim anlayışı hızla değişerek, bireyleri hem hayatta hem de sınavda başarılı olacakları yönlerini geliştirerek ilerlemelidir. Kurs merkezlerinin aynı zamanda birer kariyer merkezi olması yönündeki gelişimde açıkça görülmektedir.
Son Güncelleme: Cuma, 05 Ağustos 2022 14:42
Gösterim: 1178
Mind Academy’nin Türkiye’de temsil ettiği markalardan biri olan PTC (Principals’ Training Center)’ın 35 yıldır dünya çapında uluslararası eğitim liderleri yetiştirdiğini belirten PTC Türkiye Direktörü Melike Ateş, “PTC Türkiye olarak biz de yaklaşık dört yılı aşan bir süredir,yurtdışında verilen bu eğitimin birebir aynısını Türkçe olarak sunuyor ve bu uluslararası yeterliliğin içeriğini yerel örneklerle zenginleştiriyoruz.” diye konuştu. Ateş, PTC Kurucusu Bambi Betts’in çevrim içi olarak destek verdiği İstanbul’da gerçekleştirilen eğitimlerini ve PTC’nin çalışmalarını anlattı.
Mind Academy ailesi ve değerli meslektaşım Arzu Özçetin ile birlikte, mezun olduğumuz PTC’nin Türkçe dilinde eğitimler vermek üzere yetkilendirilmiş paydaşı olarak ilk eğitime başladığımızda yıl 2018’di.Hepimizi heyecanlandıran bu çalışma Türkiye açısından da bir gurur kaynağı oldu aslında. Türkiye ve dünya üzerinde Türkçe konuşan tüm eğitimciler için adeta özel bir fırsat haline gelen eğitimlerimize bu güne kadar 100’e yakın eğitimci katıldı.
4 ALANDA EĞİTİM
Aynen yurtdışındaki gibi dört değişik başlık altında (Etkili bir Okul Yaratmak, Öğretimsel Süpervizyon, Liderlik ve Takım Dinamikleri, Ölçme ve Değerlendirme Liderliği) yapılan Türkçe eğitimlerimiz PTC’nin kurucusu, duayen eğitimci Bambi Betts tarafından denetleniyor ve akredite ediliyor. Her eğitimin sonunda verilen sertifikalar yine kurucu Bambi Betts tarafından, kendi imzası ile yurtdışından gönderiliyor. Saydığımız bu dört eğitimi alan ve PTC’den mezun olan eğitimcilerse artık uluslararası lider olarak anılıyor ve bunu gösteren bir plakete de sahip oluyorlar.
İşte 2018’de çıktığımız bu yolculuğun en gurur dolu günlerinden biri de bu temmuz ayının başlarına rastlayan ilk mezuniyet törenimiz oldu açıkçası. Principals’ Training Center Türkiye’nin dört modüllük eğitimlerini başarıyla tamamlayan beş liderimiz 2 Temmuz’da “Uluslararası Okul Lideri” ünvanı alarak mezun oldu.Yaptığımız minik bir törenle sertifika ve plaketlerini alan mezunlarımızı çevrim içi bir bağlantıyla törene katılan Bambi Betts de tebrik etti.
TÜRKİYE’DE ve TÜRKÇE KONUŞULAN HER YERDE PTC
Dünyanın pek çok ülkesinden katılımcısı olan PTC, çok geniş bir iletişim ağına sahip. Mezunlar uluslararası eğitim lideri oldukları için dünyanın her yerinde okul liderliği yapabiliyor. PTC içerikleri sadece okul müdürlerine değil tüm yöneticilere ve kariyerini geliştirmek isteyen öğretmenlere de hitap ediyor. Her yıl eğitimcilerin katılabileceği tarihlerde, özellikle Haziran ve Temmuz aylarında açılan PTC eğitimleri tüm dünyada PTC merkezi tarafından onaylanmış eğitim liderleri tarafından veriliyor. Principals’ Training Center eğitmeni olabilmek için gerekli şartların başında dört temel modülü tamamlayarak PTC mezunu olmak geliyor kuşkusuz. Bunun dışında mutlaka bir okulda yöneticilik yapmış veya yapıyor olmak da çok önemli. Aranan kriterler arasında, okul müdürü, müdür yardımcısı, akademik koordinatör veya bölüm başkanı olmak yer alıyor. Dört modülü tamamlayan ve bir okulda eğitim yöneticiliği deneyimi olan eğitmen adaylarından son olarak yetişkinlere dair eğitim yöntemlerini ve yaklaşımlarını gösteren, sınıf içinde çekilmiş yarım saatlik bir video ve referans mektupları isteniyor.
TÜM MÜFREDAT ABD’DA HAZIRLANIYOR
PTC’ye ait tüm müfredatlar, Amerika Birleşik Devletleri üniversiteleriyle beraber hazırlanıyor ve her sene üzerinden geçilerek eğitim dünyasındaki yeni bakış açıları ve görüşler müfredata ilave ediliyor. Eş zamanlı olarak açılan eğitim başlıklarını hızla alıp dört modülü tamamlamak için dikkatli bir çalışma gerekiyor. Her eğitimi sertifikalandıran önemli unsurlardan biri de bitirme ödevi. Genelde katılımcıların okula döndüğünde hemen uygulanabilir halde hazırlanan ve PTC eğitmenleri tarafından süpervize edilen bu ödevler hem her katılımcının sertifika eki olarak algılanıyor hem de hemen uygulanabiliyor.
KATILIMCILAR EĞİTİM ÇANTALARIN DOLDURDU
Salgın süresince çevrimiçi olarak da kesintiye uğramadan gerçekleşen PTC eğitimleri, Türkiye’de bu eğitim öğretim yılının sonunda iki modül olarak yüz yüze yapıldı. İlk defa katılan eğitimcilerin bulunduğu “Etkili bir Okul Yaratmak” ile mezun adayların bulunduğu “Ölçme ve Değerlendirme Liderliği”nin katılımcıları hep birlikte büyük bir çoşku ile mezunları kutladı. Bambi Betts’in çevrimiçi olarak bu törene katılması ve mezunların isimlerini tek tek sayarak, onları kutlaması ayrıca katılımcıları çok teşvik etti.
Eğitim teorilerinin yanı sıra sayısız pratik uygulamalarla eğitim çantalarını dolduran katılımcılar, gelecek eğitim yılını heyecanla beklediklerini ifade ederken bir an evvel yeni modüllere başlamak iistediklerini de eklediler.
PTC’nin diğer bir özelliği de katılımcıların birbirlerinden öğrenmeleri kuşkusuz. Sürekli deneyimlerini paylaşarak, yeni fikirler üreterek, uygulamalar yaparak, öğrencinin öğrenmesinin en birinci amaç olduğunun farkında ve bilincinde olarak yapılan eğitimlerimiz eğitim dünyasının ihtiyacı olan değişim ve dönüşümün bir gerekliliği durumunda.
PTC EĞİTİMLERİ TÜRKİYE’YE YAYILACAK
PTC Türkiye olarak bizler eğitim dünyasında en çok bilinen, aranan ve talep gören ilk üç markadan biri olan bu markayı Türk eğitimcilere sunmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Yakın gelecekte ülkenin değişik illerinde ve ülke dışındaki Türkçe konuşulan lokasyonlarda yüz yüze ve çevrim içi eğitimlerle daha çok insana ulaşmak hedefiyleçalışmaya devam edeceğiz.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Mind Academy’nin Türkiye’de temsil ettiği markalardan biri olan PTC (Principals’ Training Center)’ın 35 yıldır dünya çapında uluslararası eğitim liderleri yetiştirdiğini belirten PTC Türkiye Direktörü Melike Ateş, “PTC Türkiye olarak biz de yaklaşık dört yılı aşan bir süredir,yurtdışında verilen bu eğitimin birebir aynısını Türkçe olarak sunuyor ve bu uluslararası yeterliliğin içeriğini yerel örneklerle zenginleştiriyoruz.” diye konuştu. Ateş, PTC Kurucusu Bambi Betts’in çevrim içi olarak destek verdiği İstanbul’da gerçekleştirilen eğitimlerini ve PTC’nin çalışmalarını anlattı.
Mind Academy ailesi ve değerli meslektaşım Arzu Özçetin ile birlikte, mezun olduğumuz PTC’nin Türkçe dilinde eğitimler vermek üzere yetkilendirilmiş paydaşı olarak ilk eğitime başladığımızda yıl 2018’di.Hepimizi heyecanlandıran bu çalışma Türkiye açısından da bir gurur kaynağı oldu aslında. Türkiye ve dünya üzerinde Türkçe konuşan tüm eğitimciler için adeta özel bir fırsat haline gelen eğitimlerimize bu güne kadar 100’e yakın eğitimci katıldı.
4 ALANDA EĞİTİM
Aynen yurtdışındaki gibi dört değişik başlık altında (Etkili bir Okul Yaratmak, Öğretimsel Süpervizyon, Liderlik ve Takım Dinamikleri, Ölçme ve Değerlendirme Liderliği) yapılan Türkçe eğitimlerimiz PTC’nin kurucusu, duayen eğitimci Bambi Betts tarafından denetleniyor ve akredite ediliyor. Her eğitimin sonunda verilen sertifikalar yine kurucu Bambi Betts tarafından, kendi imzası ile yurtdışından gönderiliyor. Saydığımız bu dört eğitimi alan ve PTC’den mezun olan eğitimcilerse artık uluslararası lider olarak anılıyor ve bunu gösteren bir plakete de sahip oluyorlar.
İşte 2018’de çıktığımız bu yolculuğun en gurur dolu günlerinden biri de bu temmuz ayının başlarına rastlayan ilk mezuniyet törenimiz oldu açıkçası. Principals’ Training Center Türkiye’nin dört modüllük eğitimlerini başarıyla tamamlayan beş liderimiz 2 Temmuz’da “Uluslararası Okul Lideri” ünvanı alarak mezun oldu.Yaptığımız minik bir törenle sertifika ve plaketlerini alan mezunlarımızı çevrim içi bir bağlantıyla törene katılan Bambi Betts de tebrik etti.
TÜRKİYE’DE ve TÜRKÇE KONUŞULAN HER YERDE PTC
Dünyanın pek çok ülkesinden katılımcısı olan PTC, çok geniş bir iletişim ağına sahip. Mezunlar uluslararası eğitim lideri oldukları için dünyanın her yerinde okul liderliği yapabiliyor. PTC içerikleri sadece okul müdürlerine değil tüm yöneticilere ve kariyerini geliştirmek isteyen öğretmenlere de hitap ediyor. Her yıl eğitimcilerin katılabileceği tarihlerde, özellikle Haziran ve Temmuz aylarında açılan PTC eğitimleri tüm dünyada PTC merkezi tarafından onaylanmış eğitim liderleri tarafından veriliyor. Principals’ Training Center eğitmeni olabilmek için gerekli şartların başında dört temel modülü tamamlayarak PTC mezunu olmak geliyor kuşkusuz. Bunun dışında mutlaka bir okulda yöneticilik yapmış veya yapıyor olmak da çok önemli. Aranan kriterler arasında, okul müdürü, müdür yardımcısı, akademik koordinatör veya bölüm başkanı olmak yer alıyor. Dört modülü tamamlayan ve bir okulda eğitim yöneticiliği deneyimi olan eğitmen adaylarından son olarak yetişkinlere dair eğitim yöntemlerini ve yaklaşımlarını gösteren, sınıf içinde çekilmiş yarım saatlik bir video ve referans mektupları isteniyor.
TÜM MÜFREDAT ABD’DA HAZIRLANIYOR
PTC’ye ait tüm müfredatlar, Amerika Birleşik Devletleri üniversiteleriyle beraber hazırlanıyor ve her sene üzerinden geçilerek eğitim dünyasındaki yeni bakış açıları ve görüşler müfredata ilave ediliyor. Eş zamanlı olarak açılan eğitim başlıklarını hızla alıp dört modülü tamamlamak için dikkatli bir çalışma gerekiyor. Her eğitimi sertifikalandıran önemli unsurlardan biri de bitirme ödevi. Genelde katılımcıların okula döndüğünde hemen uygulanabilir halde hazırlanan ve PTC eğitmenleri tarafından süpervize edilen bu ödevler hem her katılımcının sertifika eki olarak algılanıyor hem de hemen uygulanabiliyor.
KATILIMCILAR EĞİTİM ÇANTALARIN DOLDURDU
Salgın süresince çevrimiçi olarak da kesintiye uğramadan gerçekleşen PTC eğitimleri, Türkiye’de bu eğitim öğretim yılının sonunda iki modül olarak yüz yüze yapıldı. İlk defa katılan eğitimcilerin bulunduğu “Etkili bir Okul Yaratmak” ile mezun adayların bulunduğu “Ölçme ve Değerlendirme Liderliği”nin katılımcıları hep birlikte büyük bir çoşku ile mezunları kutladı. Bambi Betts’in çevrimiçi olarak bu törene katılması ve mezunların isimlerini tek tek sayarak, onları kutlaması ayrıca katılımcıları çok teşvik etti.
Eğitim teorilerinin yanı sıra sayısız pratik uygulamalarla eğitim çantalarını dolduran katılımcılar, gelecek eğitim yılını heyecanla beklediklerini ifade ederken bir an evvel yeni modüllere başlamak iistediklerini de eklediler.
PTC’nin diğer bir özelliği de katılımcıların birbirlerinden öğrenmeleri kuşkusuz. Sürekli deneyimlerini paylaşarak, yeni fikirler üreterek, uygulamalar yaparak, öğrencinin öğrenmesinin en birinci amaç olduğunun farkında ve bilincinde olarak yapılan eğitimlerimiz eğitim dünyasının ihtiyacı olan değişim ve dönüşümün bir gerekliliği durumunda.
PTC EĞİTİMLERİ TÜRKİYE’YE YAYILACAK
PTC Türkiye olarak bizler eğitim dünyasında en çok bilinen, aranan ve talep gören ilk üç markadan biri olan bu markayı Türk eğitimcilere sunmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Yakın gelecekte ülkenin değişik illerinde ve ülke dışındaki Türkçe konuşulan lokasyonlarda yüz yüze ve çevrim içi eğitimlerle daha çok insana ulaşmak hedefiyleçalışmaya devam edeceğiz.
Son Güncelleme: Salı, 02 Ağustos 2022 12:33
Gösterim: 946
Fen Bilimleri Okulları Kurucusu Nazmi Arıkan yaşamını kaybetti.
Kurslarıyla, okullarıyla eğitim dünyasının önemli isimleri arasında yer alan Fen Bilimleri Okulları Kurucusu Nazmi Arıkan'ın şoförü ile birlikte hayatını kaybettiği bildirildi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Fen Bilimleri Okulları Kurucusu Nazmi Arıkan yaşamını kaybetti.
Kurslarıyla, okullarıyla eğitim dünyasının önemli isimleri arasında yer alan Fen Bilimleri Okulları Kurucusu Nazmi Arıkan'ın şoförü ile birlikte hayatını kaybettiği bildirildi.
Son Güncelleme: Çarşamba, 13 Temmuz 2022 17:38
Gösterim: 1207
Servet Gülsün Şirin – İstanbul Okan Üniversitesi Aday İlişkileri Müdürü
Bir rehber öğretmen ya da bir tercih danışmanı sınavı teknik olarak nasıl analiz etmeli ve tercih danışmanlığı talep eden öğrencilere teknik olarak nereden bakmalı?
YKS’de adayların bir üniversiteye yerleşmesinin arka planının sadece öğrencilerin derlediği bilgiler ve bunlardan yola çıkarak yaptıkları analojiler değil aynı zamanda bu sürece destek sunan ve hatta süreci yöneten uzmanların da yapacağı çalışmalar ve bakış açıları çok önemli.
Günümüzün mesleki çeşitliliği ile üniversite tür ve sayılarındaki artış yeni bir uzmanlık alanının doğmasına sebep oldu. Kariyer ve meslek danışmanlığı olarak özetleyeceğimiz bu yeni uzmanlık alanın genel izlenim ve deneyimler üzerinden değil, sağlam bir veri havuzundan beslenmesi gerekiyor. Hemen her alanda olduğu gibi kariyer ve meslek danışmanlarıda günceli yakından takip etmeli ve istatistikleri doğru okumalılar.
VERİ ÇOK DIĞRU DEĞERLENDİRME AZ!
Üniversite sınavlarına her yıl milyonlarca aday katılıyor. Bu adayların hem yaptıkları testler hem hesaplanan puanlar hem de yaptıkları tercihlerle ilgili önemli bir bigdata oluşmuş durumda. Yaklaşık yarım yüzyıldır bu süreç devam edince arka planda böyle bir veri sermayesi oluştu. Veri çok ama bu veriyle doğru değerlendirme yapan bir o kadar az.
Verinin çokluğu analizin doğrulu ile doğru orantılı olarak ilerlerse işler kolay ama süreç her zaman bu şekilde işlemiyor. Bazen veri ne kadar çoksa kafa da o kadar karışabiliyor ve daha içinden çıkılmaz bir istatistik çöplüğüne düşülebiliyor. Neyin doğru neyin yanlış olduğu ya da hangi analiz için hangi veriye ihtiyacımızın olduğu ve bunları hangi yol ve yöntemlerle kullanacağımız da büyük önem arz ediyor.
Üniversite sınavlarının sınav ayağında işler biraz daha temel düzeyde ama konu puanlar, sıralar ve tercihlere gelince işin rengi farklı. Milyonlarca veri arasından analiz değeri güçlü ve doğru bir bakış açısı kazandıracak raporlara ulaşmak, bu uzmanlık alanında çalışanların kendilerini hem geliştirmeleri hem de günceli yakalamaları bakımından son derece önemli.
Kariyer danışmanlığının görev tanımı elbette sadece bir üniversite programına yerleşme aşamasıyla sınırlı değil. Eğitim hayatından sonra çalışma hayatına geçiş ve sürdürülebilir iş anlamında da önemli bir misyonuvar. Sadece bir üniversiteye yerleşme sürecine rehberlik etmeyi tercih danışmanlığı olarak tanımlamak daha doğru bir tanımlama olabilir.
TERCİH DANIŞMANLARI ve SINAVIN TEKNİK ANALİZİ
Genç adayların gelecekleri açısından çok önem atfettikleri bir sürece giriyoruz ve akademiye adım atarken de bu konuda bilgiye doğru ve hızlı bir biçimde erişmek istiyorlar. Tercih danışmanlığı verecek öğretmenlerin ve eğitim uzmanlarının öncelikle sınavın teknik analizini iyi çalışmaları gerekiyor. Nasıl bir ortalama başarı gösterildi, standart sapma değerleri ne durumda, puan ve sıralama dilimlerinde nasıl bir trafik yaşandı, hangi programlar ve üniversiteler var, bunlara yakın ve uzun vadede toplumsal talepler nasıl etki edecek gibi daha pek çoğunu sayacağımız kavramların zihinde karşılık bulması gerekiyor.
Biz bu süreçte hep öğrenciler araştırsın, okusun, tercihlerini bulsun gibi topu tamamen öğrencinin üzerine atan bir yaklaşım sergiliyorken ve bu kısmen doğruyken, konunun öğretmenlik ve uzmanlık boyutunu da bütün emeklerden ari olarak düşünmememiz gerekiyor. Zira bu hassas dönemde uzmanın ağzından çıkacak tek cümle hatta tek kelime çocuğun 30-40 yıllık kariyerine ve hayatına etki edebilir. O halde böyle önemli bir görev gerektiği şekilde yapılmalı.
Görevi tercih danışmanlığı olan meslektaşlarımızın kesinlikle sınav kılavuzlarını en ince ayrıntısına kadar incelemeleri birinci şart. İşin teknik kuralları konusunda asla bir yanlış bilgiye sahip olamamak ve danışana bu anlamda en doğru bilgiyi vermek zorundalar. Bilmedikleri konusunda da gayet samimi ve açık yürekli olmaları çok çok önemli.
10 ADIMDA TERCİH DANIŞMANLIĞI
Nerden başlamalı mıyım diyenler için adım adım ilerleyelim…
1)Kılavuzları mutlaka ayrıntılı olarak inceleyin, zira karşılaştığınız birçok temel sorunun cevabını o kılavuzun içinde bulacaksınız.
2)ÖSYM tarafından yayınlanan sınav sonuçları ile ilgili istatistik özetlere mutlaka bakın ve bir önceki yılın aynı verileri ile kıyaslayın
3)Puan ve sıralama aralıklarındaki trafiğin tek tek puan türlerine göre nerede seyrek nerede sıkışık olduğuna mutlaka bakın
4)Kontenjan kılavuzundaki tabloları program program, üniversite üniversite inceleyin. Önceki yıllarda var olup bu sene olmayan hangileri, bu sene ilk kez kılavuza girenler hangileri, adı puan türü değişen hangileri bunları bilin
5)Kontenjanlar tercihlerdeki veri analizinin en sağlam yapılması gereken alanı. Zira oluşacak sıra ve puanları doğrudan etkileyecek bir veri. Bir yıldan diğer yıla kontenjanlarda ne tür değişiklikler yaşanmış? Hangi bölümde artmış, hangi bölümde azalmış, buradaki artış ve azalışın değişen trendlerle ve önceki yılların doluluk oranlarıyla bir ilişkisi var mı? Bunları inceleyin
6)Programlar ve üniversiteler de dinamik yapılar. Son bir yıllık zaman dilimi içinde bu üniversitelere ilişkin algı ve öğrenci memnuniyetleri nasıl bunları yayınlanan çeşitli araştırmalarla inceleyin.
7)Oluşan taban puanlar ve sıralar her zaman doğru sonuçlar vermeyebilir. Buradaki artı veya eksi durumu etkileyen diğer faktörleri de gözden geçirin. (Örneğin lokasyonu, kampüs koşullarını, akademik kadrosunu, öğrenci memnuniyetini, çalışma hayatına geçiş başarısını gibi…)
8)Üniversite tercihleri ülke coğrafyasının tamamını ilgilendirdiği için sadece yaşadığınız şehirlerdeki akademik dünyayı değil, tüm ülkenin akademik perspektifini iyi takip etmek gerekiyor. Örneğin bir ilde barınma, sosyal ve kültürel etkinlikler, sportif olanaklar kent yaşamı öğrencinin ihtiyaçlarını ne ölçüde karşılayacak durumda bunlara bakın
9)Vakıf üniversitelerinin hizmet kalitesi ve ücret dengesini mutlaka gözden geçirin
10)Hangi mesleklerin vizyon açısından gelecekte daha parlak olacağına ilişkin bir fikriniz mutlaka olsun.
İşin diğer önemli adımı ise gençlerin ilgi, yetenek ve beklentilerine uygun seçimler yapmalarına rehberlik edebilmek. Aile, okul, çevre baskısından adayları korumalıyız. Popülist söylemlerin rüzgârlarını etkisizleştirebilmeyi başarmalıyız. Gençlere sürekli gelecekten söz ederken de bizler de geleceğin dilini konuşmak zorundayız.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Servet Gülsün Şirin – İstanbul Okan Üniversitesi Aday İlişkileri Müdürü
Bir rehber öğretmen ya da bir tercih danışmanı sınavı teknik olarak nasıl analiz etmeli ve tercih danışmanlığı talep eden öğrencilere teknik olarak nereden bakmalı?
YKS’de adayların bir üniversiteye yerleşmesinin arka planının sadece öğrencilerin derlediği bilgiler ve bunlardan yola çıkarak yaptıkları analojiler değil aynı zamanda bu sürece destek sunan ve hatta süreci yöneten uzmanların da yapacağı çalışmalar ve bakış açıları çok önemli.
Günümüzün mesleki çeşitliliği ile üniversite tür ve sayılarındaki artış yeni bir uzmanlık alanının doğmasına sebep oldu. Kariyer ve meslek danışmanlığı olarak özetleyeceğimiz bu yeni uzmanlık alanın genel izlenim ve deneyimler üzerinden değil, sağlam bir veri havuzundan beslenmesi gerekiyor. Hemen her alanda olduğu gibi kariyer ve meslek danışmanlarıda günceli yakından takip etmeli ve istatistikleri doğru okumalılar.
VERİ ÇOK DIĞRU DEĞERLENDİRME AZ!
Üniversite sınavlarına her yıl milyonlarca aday katılıyor. Bu adayların hem yaptıkları testler hem hesaplanan puanlar hem de yaptıkları tercihlerle ilgili önemli bir bigdata oluşmuş durumda. Yaklaşık yarım yüzyıldır bu süreç devam edince arka planda böyle bir veri sermayesi oluştu. Veri çok ama bu veriyle doğru değerlendirme yapan bir o kadar az.
Verinin çokluğu analizin doğrulu ile doğru orantılı olarak ilerlerse işler kolay ama süreç her zaman bu şekilde işlemiyor. Bazen veri ne kadar çoksa kafa da o kadar karışabiliyor ve daha içinden çıkılmaz bir istatistik çöplüğüne düşülebiliyor. Neyin doğru neyin yanlış olduğu ya da hangi analiz için hangi veriye ihtiyacımızın olduğu ve bunları hangi yol ve yöntemlerle kullanacağımız da büyük önem arz ediyor.
Üniversite sınavlarının sınav ayağında işler biraz daha temel düzeyde ama konu puanlar, sıralar ve tercihlere gelince işin rengi farklı. Milyonlarca veri arasından analiz değeri güçlü ve doğru bir bakış açısı kazandıracak raporlara ulaşmak, bu uzmanlık alanında çalışanların kendilerini hem geliştirmeleri hem de günceli yakalamaları bakımından son derece önemli.
Kariyer danışmanlığının görev tanımı elbette sadece bir üniversite programına yerleşme aşamasıyla sınırlı değil. Eğitim hayatından sonra çalışma hayatına geçiş ve sürdürülebilir iş anlamında da önemli bir misyonuvar. Sadece bir üniversiteye yerleşme sürecine rehberlik etmeyi tercih danışmanlığı olarak tanımlamak daha doğru bir tanımlama olabilir.
TERCİH DANIŞMANLARI ve SINAVIN TEKNİK ANALİZİ
Genç adayların gelecekleri açısından çok önem atfettikleri bir sürece giriyoruz ve akademiye adım atarken de bu konuda bilgiye doğru ve hızlı bir biçimde erişmek istiyorlar. Tercih danışmanlığı verecek öğretmenlerin ve eğitim uzmanlarının öncelikle sınavın teknik analizini iyi çalışmaları gerekiyor. Nasıl bir ortalama başarı gösterildi, standart sapma değerleri ne durumda, puan ve sıralama dilimlerinde nasıl bir trafik yaşandı, hangi programlar ve üniversiteler var, bunlara yakın ve uzun vadede toplumsal talepler nasıl etki edecek gibi daha pek çoğunu sayacağımız kavramların zihinde karşılık bulması gerekiyor.
Biz bu süreçte hep öğrenciler araştırsın, okusun, tercihlerini bulsun gibi topu tamamen öğrencinin üzerine atan bir yaklaşım sergiliyorken ve bu kısmen doğruyken, konunun öğretmenlik ve uzmanlık boyutunu da bütün emeklerden ari olarak düşünmememiz gerekiyor. Zira bu hassas dönemde uzmanın ağzından çıkacak tek cümle hatta tek kelime çocuğun 30-40 yıllık kariyerine ve hayatına etki edebilir. O halde böyle önemli bir görev gerektiği şekilde yapılmalı.
Görevi tercih danışmanlığı olan meslektaşlarımızın kesinlikle sınav kılavuzlarını en ince ayrıntısına kadar incelemeleri birinci şart. İşin teknik kuralları konusunda asla bir yanlış bilgiye sahip olamamak ve danışana bu anlamda en doğru bilgiyi vermek zorundalar. Bilmedikleri konusunda da gayet samimi ve açık yürekli olmaları çok çok önemli.
10 ADIMDA TERCİH DANIŞMANLIĞI
Nerden başlamalı mıyım diyenler için adım adım ilerleyelim…
1)Kılavuzları mutlaka ayrıntılı olarak inceleyin, zira karşılaştığınız birçok temel sorunun cevabını o kılavuzun içinde bulacaksınız.
2)ÖSYM tarafından yayınlanan sınav sonuçları ile ilgili istatistik özetlere mutlaka bakın ve bir önceki yılın aynı verileri ile kıyaslayın
3)Puan ve sıralama aralıklarındaki trafiğin tek tek puan türlerine göre nerede seyrek nerede sıkışık olduğuna mutlaka bakın
4)Kontenjan kılavuzundaki tabloları program program, üniversite üniversite inceleyin. Önceki yıllarda var olup bu sene olmayan hangileri, bu sene ilk kez kılavuza girenler hangileri, adı puan türü değişen hangileri bunları bilin
5)Kontenjanlar tercihlerdeki veri analizinin en sağlam yapılması gereken alanı. Zira oluşacak sıra ve puanları doğrudan etkileyecek bir veri. Bir yıldan diğer yıla kontenjanlarda ne tür değişiklikler yaşanmış? Hangi bölümde artmış, hangi bölümde azalmış, buradaki artış ve azalışın değişen trendlerle ve önceki yılların doluluk oranlarıyla bir ilişkisi var mı? Bunları inceleyin
6)Programlar ve üniversiteler de dinamik yapılar. Son bir yıllık zaman dilimi içinde bu üniversitelere ilişkin algı ve öğrenci memnuniyetleri nasıl bunları yayınlanan çeşitli araştırmalarla inceleyin.
7)Oluşan taban puanlar ve sıralar her zaman doğru sonuçlar vermeyebilir. Buradaki artı veya eksi durumu etkileyen diğer faktörleri de gözden geçirin. (Örneğin lokasyonu, kampüs koşullarını, akademik kadrosunu, öğrenci memnuniyetini, çalışma hayatına geçiş başarısını gibi…)
8)Üniversite tercihleri ülke coğrafyasının tamamını ilgilendirdiği için sadece yaşadığınız şehirlerdeki akademik dünyayı değil, tüm ülkenin akademik perspektifini iyi takip etmek gerekiyor. Örneğin bir ilde barınma, sosyal ve kültürel etkinlikler, sportif olanaklar kent yaşamı öğrencinin ihtiyaçlarını ne ölçüde karşılayacak durumda bunlara bakın
9)Vakıf üniversitelerinin hizmet kalitesi ve ücret dengesini mutlaka gözden geçirin
10)Hangi mesleklerin vizyon açısından gelecekte daha parlak olacağına ilişkin bir fikriniz mutlaka olsun.
İşin diğer önemli adımı ise gençlerin ilgi, yetenek ve beklentilerine uygun seçimler yapmalarına rehberlik edebilmek. Aile, okul, çevre baskısından adayları korumalıyız. Popülist söylemlerin rüzgârlarını etkisizleştirebilmeyi başarmalıyız. Gençlere sürekli gelecekten söz ederken de bizler de geleceğin dilini konuşmak zorundayız.
Son Güncelleme: Pazartesi, 18 Temmuz 2022 14:47
Gösterim: 1597
YÖM Okulları Kurucusu Kayhan Karlı, YÖM Hibrit Lisesi'nin 2022-23 öğretim yılında açılacağını söyledi.
Gençlerin işgücüne katılımı artarken, otomasyonun bazı işleri yok olma riskiyle karşı karşıya bırakması, alternatif eğitim modellerini gündeme getiriyor. 2040 yılına kadar 127 milyon gencin işgücü piyasasına gireceği MENA Bölgesi’nde, hibrit eğitim modeli öne çıkarıyor.
Önümüzdeki 20 yıl içinde işgücü piyasasına girecek gençlerin sayısının artması, ülkemizin de içinde bulunduğu MENA Bölgesi (Ortadoğu ve Kuzey Afrika) için istihdam yaratma konusunda önemli bir zorluğu ortaya koyuyor. Küresel ortalamanın %5,4 olduğu düşünüldüğünde, ortalama işsizliğin %9,2 olarak tahmin edildiği bölge, eğitimle ilgili yeni arayışlara yöneliyor. Uzmanlar, bugünün gençlerinin hayatları boyunca birden fazla kariyere sahip olacak şekilde büyüyeceğini ve okulu bitirdikten sonra bile sürekli yeni beceriler kazanmaları gerekeceğini söylüyor.
Mevcut işgücü katılım oranları ve nüfus artışı tahminlerine göre, 2040 yılına kadar 127 milyon genç, MENA’da işgücü piyasasına girecek. Mevcut toplamın neredeyse %17'si olan yaklaşık 29 milyon işin, otomasyon nedeniyle 2030 yılına kadar yok olma riskiyle karşı karşıya olduğunu söyleyen YÖM Okulları Kurucusu Kayhan Karlı, “Gençlerin dünya çapında büyüme ve gelişmenin temel itici güçleri olan inovasyonu ve girişimciliği kolaylaştıran bir ekosistem tarafından sağlanan fırsatlardan yararlanarak daha fazlasını yaratmaları bekleniyor. Bu durum, hibrit öğrenme modellerine yönelimi artırıyor” dedi.
Hibrit eğitim pandemiden önce de vardı
Hibrit eğitimde, farklı eğitim modelinin üstün özellikleri bir arada değerlendirilerek daha başarılı bir eğitim çıktısı elde edildiğine dikkat çeken Kayhan Karlı, “Aslında hibrit, ilk kez kullanılan bir model değil. Hatta pandeminin getirdiği zorunlu çevrimiçi eğitimden önce de birçok kurum ve devlet bu modeli benimsemişti. Şimdilik gelecek için öngörülen hibrit eğitim modeli, online eğitimle yüz yüze eğitimin birlikte yürütülmesi şeklinde. Bu modelin en bariz örneği olan 'ters yüz sınıf’ uygulamasında öğrenciler, öğretmen veya eğitmen tarafından verilen video veya eğitim içeriğini istedikleri yer ve zamanda izler. Daha sonra sınıfta bu içeriklerle ilgili soru-cevap veya tartışma oturumları düzenlenir. Bu sistemi başarıyla uygulayan birçok eğitim kurumu bulunuyor” dedi.
Hibrit lise açacak
Hibrit eğitimin, kendi kendine öğrenme yeteneği kazandırdığını, zaman yönetimi ve verimli kaynak kullanımı açısından önemli imkanlar sunduğunu söyleyen YÖM Okulları Kurucusu Kayhan Karlı, Türkiye’nin ilk hibrit lisesini açacaklarını söyleyerek “2013 yılında Göknur Karlı ile birlikte Yenilikçi Öğrenme Merkezi’ni (YÖM) kurarak eğitim yoluyla sosyal fayda yaratma yolculuğuna çıktık. İstanbul ve İzmir’de yerleşkeleri bulunan YÖM Okulları’nın yanı sıra, YÖM Aile, YÖM Kamp, YÖM Ajans, e-öğrenme pazaryeri LEGOnimbus gibi birçok farklı çalışmaya imza attık. Eğitimin farklı alanlarındaki 30 yıllık deneyimimiz şimdi de YÖM Hibrit Lisesi’nde hayat bulacak. İstanbul’un Anadolu Yakası’nda 2022-23 öğretim yılından itibaren hizmet verecek lise, her yıl 60 öğrencilik kontenjan açacak. Benimsediğimiz cinsiyet eşitliği ilkesi uyarınca, her yıl kız-erkek öğrenci dengesini koruyacağız” diye ifade etti. Kayhan Karlı, YÖM Hibrit Lisesi’ne öğrenci kabul edilirken, LGS puanının yanı sıra, öğrencinin portfolyosu ve dijitalle ilişkisinin de inceleneceğini, makale ve mülakat aracılığıyla yazılı ve sözlü değerlendirme yapılacağını açıkladı.
Çift diploma verilecek
Gençlerin küçük yaşlardan itibaren yurt dışında eğitim ve yaşam fırsatlarını takibe aldığını vurgulayan Kayhan Karlı, “Dünyanın her yerinden alanlarında uzman eğitimcilerden ders alma imkanı sunan hibrit eğitim modeline sahip YÖM Hibrit Lisesi’nde, derslerin yarısı okulda, yarısı ise online ve ters-yüz (flipped) öğrenme yöntemleriyle gerçekleştirilecek. Eşzamanlı olarak Türkiye ve Amerika’dan lise diploması alarak mezun olacak YÖM’lü gençler; küresel fırsatlara uygun beceriler geliştirecek, girişimcilik ruhu kazanacak ve kendi geleceklerini tasarlayacak donanıma sahip olacak. Amerika’daki Brigham Youth University’nin online lisesinin programını 11. sınıfta tamamlayacak öğrenciler, 12. sınıfta da Türkiye’deki üniversite sınavına hazırlanabilecek. Eğitim dili İngilizce olacak lisede, zorunlu hazırlık sınıfının ardından iki yabancı dilde daha eğitim verilecek” diye ifade etti.
Gençleri iş hayatına hazırlayacak
Çift diplomanın yanı sıra, zengin atölye programlarında edindikleri becerileri belgeleyen sertifikalarla mezun olacak YÖM’lü gençlerin, Avrupa ve ABD'deki üniversitelerden kabul alma fırsatına sahip olacağını belirten YÖM Okulları Kurucusu Kayhan Karlı, sözlerini şöyle sonlandırdı: “8 haftalık Girişimci Genç Liderler Akademisi programıyla öğrenciler üniversite ve iş hayatına hazırlanırken, Singapur merkezli YouthCast Kariyere Hazırlık Programı ile uluslararası geçerliliğe sahip, blokzinciri teknolojisiyle kredilendirilmiş sertifikalar alacak. Gençlere, uluslararası gençlik kampı ve öğrenci değişim programı alternatifleri de sunacağız."
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
YÖM Okulları Kurucusu Kayhan Karlı, YÖM Hibrit Lisesi'nin 2022-23 öğretim yılında açılacağını söyledi.
Gençlerin işgücüne katılımı artarken, otomasyonun bazı işleri yok olma riskiyle karşı karşıya bırakması, alternatif eğitim modellerini gündeme getiriyor. 2040 yılına kadar 127 milyon gencin işgücü piyasasına gireceği MENA Bölgesi’nde, hibrit eğitim modeli öne çıkarıyor.
Önümüzdeki 20 yıl içinde işgücü piyasasına girecek gençlerin sayısının artması, ülkemizin de içinde bulunduğu MENA Bölgesi (Ortadoğu ve Kuzey Afrika) için istihdam yaratma konusunda önemli bir zorluğu ortaya koyuyor. Küresel ortalamanın %5,4 olduğu düşünüldüğünde, ortalama işsizliğin %9,2 olarak tahmin edildiği bölge, eğitimle ilgili yeni arayışlara yöneliyor. Uzmanlar, bugünün gençlerinin hayatları boyunca birden fazla kariyere sahip olacak şekilde büyüyeceğini ve okulu bitirdikten sonra bile sürekli yeni beceriler kazanmaları gerekeceğini söylüyor.
Mevcut işgücü katılım oranları ve nüfus artışı tahminlerine göre, 2040 yılına kadar 127 milyon genç, MENA’da işgücü piyasasına girecek. Mevcut toplamın neredeyse %17'si olan yaklaşık 29 milyon işin, otomasyon nedeniyle 2030 yılına kadar yok olma riskiyle karşı karşıya olduğunu söyleyen YÖM Okulları Kurucusu Kayhan Karlı, “Gençlerin dünya çapında büyüme ve gelişmenin temel itici güçleri olan inovasyonu ve girişimciliği kolaylaştıran bir ekosistem tarafından sağlanan fırsatlardan yararlanarak daha fazlasını yaratmaları bekleniyor. Bu durum, hibrit öğrenme modellerine yönelimi artırıyor” dedi.
Hibrit eğitim pandemiden önce de vardı
Hibrit eğitimde, farklı eğitim modelinin üstün özellikleri bir arada değerlendirilerek daha başarılı bir eğitim çıktısı elde edildiğine dikkat çeken Kayhan Karlı, “Aslında hibrit, ilk kez kullanılan bir model değil. Hatta pandeminin getirdiği zorunlu çevrimiçi eğitimden önce de birçok kurum ve devlet bu modeli benimsemişti. Şimdilik gelecek için öngörülen hibrit eğitim modeli, online eğitimle yüz yüze eğitimin birlikte yürütülmesi şeklinde. Bu modelin en bariz örneği olan 'ters yüz sınıf’ uygulamasında öğrenciler, öğretmen veya eğitmen tarafından verilen video veya eğitim içeriğini istedikleri yer ve zamanda izler. Daha sonra sınıfta bu içeriklerle ilgili soru-cevap veya tartışma oturumları düzenlenir. Bu sistemi başarıyla uygulayan birçok eğitim kurumu bulunuyor” dedi.
Hibrit lise açacak
Hibrit eğitimin, kendi kendine öğrenme yeteneği kazandırdığını, zaman yönetimi ve verimli kaynak kullanımı açısından önemli imkanlar sunduğunu söyleyen YÖM Okulları Kurucusu Kayhan Karlı, Türkiye’nin ilk hibrit lisesini açacaklarını söyleyerek “2013 yılında Göknur Karlı ile birlikte Yenilikçi Öğrenme Merkezi’ni (YÖM) kurarak eğitim yoluyla sosyal fayda yaratma yolculuğuna çıktık. İstanbul ve İzmir’de yerleşkeleri bulunan YÖM Okulları’nın yanı sıra, YÖM Aile, YÖM Kamp, YÖM Ajans, e-öğrenme pazaryeri LEGOnimbus gibi birçok farklı çalışmaya imza attık. Eğitimin farklı alanlarındaki 30 yıllık deneyimimiz şimdi de YÖM Hibrit Lisesi’nde hayat bulacak. İstanbul’un Anadolu Yakası’nda 2022-23 öğretim yılından itibaren hizmet verecek lise, her yıl 60 öğrencilik kontenjan açacak. Benimsediğimiz cinsiyet eşitliği ilkesi uyarınca, her yıl kız-erkek öğrenci dengesini koruyacağız” diye ifade etti. Kayhan Karlı, YÖM Hibrit Lisesi’ne öğrenci kabul edilirken, LGS puanının yanı sıra, öğrencinin portfolyosu ve dijitalle ilişkisinin de inceleneceğini, makale ve mülakat aracılığıyla yazılı ve sözlü değerlendirme yapılacağını açıkladı.
Çift diploma verilecek
Gençlerin küçük yaşlardan itibaren yurt dışında eğitim ve yaşam fırsatlarını takibe aldığını vurgulayan Kayhan Karlı, “Dünyanın her yerinden alanlarında uzman eğitimcilerden ders alma imkanı sunan hibrit eğitim modeline sahip YÖM Hibrit Lisesi’nde, derslerin yarısı okulda, yarısı ise online ve ters-yüz (flipped) öğrenme yöntemleriyle gerçekleştirilecek. Eşzamanlı olarak Türkiye ve Amerika’dan lise diploması alarak mezun olacak YÖM’lü gençler; küresel fırsatlara uygun beceriler geliştirecek, girişimcilik ruhu kazanacak ve kendi geleceklerini tasarlayacak donanıma sahip olacak. Amerika’daki Brigham Youth University’nin online lisesinin programını 11. sınıfta tamamlayacak öğrenciler, 12. sınıfta da Türkiye’deki üniversite sınavına hazırlanabilecek. Eğitim dili İngilizce olacak lisede, zorunlu hazırlık sınıfının ardından iki yabancı dilde daha eğitim verilecek” diye ifade etti.
Gençleri iş hayatına hazırlayacak
Çift diplomanın yanı sıra, zengin atölye programlarında edindikleri becerileri belgeleyen sertifikalarla mezun olacak YÖM’lü gençlerin, Avrupa ve ABD'deki üniversitelerden kabul alma fırsatına sahip olacağını belirten YÖM Okulları Kurucusu Kayhan Karlı, sözlerini şöyle sonlandırdı: “8 haftalık Girişimci Genç Liderler Akademisi programıyla öğrenciler üniversite ve iş hayatına hazırlanırken, Singapur merkezli YouthCast Kariyere Hazırlık Programı ile uluslararası geçerliliğe sahip, blokzinciri teknolojisiyle kredilendirilmiş sertifikalar alacak. Gençlere, uluslararası gençlik kampı ve öğrenci değişim programı alternatifleri de sunacağız."
Son Güncelleme: Salı, 28 Haziran 2022 11:29
Gösterim: 1442