Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Başbakan Erdoğan’ın kızlı erkekli açıklamaları mizah dergilerinin de gündemindeydi. İşte Penguen, Gırgır ve Leman’ın bu haftaki kapakları

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın kız ve erkeklerin bir arada kalmalarına müdahale edileceği yönündeki açıklamaları Leman, Gırgır ve Penguen gibi mizah dergilerinin karikatürlerine de yansıdı.

 

 

 

 

 

İşte o kapaklar;

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

> Mizah dergilerinden kızlı erkekli kapak

Başbakan Erdoğan’ın kızlı erkekli açıklamaları mizah dergilerinin de gündemindeydi. İşte Penguen, Gırgır ve Leman’ın bu haftaki kapakları

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın kız ve erkeklerin bir arada kalmalarına müdahale edileceği yönündeki açıklamaları Leman, Gırgır ve Penguen gibi mizah dergilerinin karikatürlerine de yansıdı.

 

 

 

 

 

İşte o kapaklar;

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Son Güncelleme: Perşembe, 07 Kasım 2013 23:15

Gösterim: 4535

Dünya ülkelerinin İngilizce yeterlilik seviyelerini gösteren “İngilizce yeterlilik indeksi” açıklandı. Listede genel sıralamada 41’inci sırada yer alan Türkiye, Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkeleri arasında Birleşik Arap Emirlikleri’nin ardından 2’nci sırada bulunuyor.

Dünya ülkelerinin İngilizceye yeterlilik seviyelerini gösteren “İngilizce yeterlilik indeksi” açıklandı. Beş seviye grubuna ayrılan listenin ilk sıralarında İskandinav ülkelerinin tamamı yer aldı. Dil okulları zinciri EF’in (Education First) yayınladığı listede genel sıralamada 41’inci sırada yer alan Türkiye ise Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkeleri arasında Birleşik Arap Emirlikleri’nin ardından 2’nci sırada bulunuyor. 60 ülkenin yer aldığı listenin ilk sırasında İsveç bulunurken son sırayı Irak aldı.

Dil okulları zinciri EF’in (Education First) yayınladığı listede en yüksek İngilizce seviyesine sahip ülkeler arasında İskandinav ülkeleleri ilk sırayı aldı.

Çok yüksek seviye

1. Sweden

2. Norway

3. Netherlands

4. Estonia

5. Denmark

6. Austria

7. Finland

Yüksek seviye

10. Slovenia

11. Malaysia

12. Singapore

13. Belgium

14. Germany

15. Latvia

16. Switzerland

17. Portugal

8. Poland

9. Hungary

Orta seviye

18. Slovakia

19. Argentina

20. Czech Republic

21. India

22. Hong Kong SAR

23. Spain

24. South Korea

25. Indonesia

26. Japan

27. Ukraine

28. Vietnam

Düşük seviye

29. Uruguay

30. Sri Lanka

31. Russia

32. Italy

33. Taiwan

34. China

35. France

36. UAE

37. Costa Rica

38. Brazil

39. Peru

40. Mexico

41. Turkey

42. Iran

43. Egypt

Çok düşük seviye

44. Chile

45. Morocco

46. Colombia

47. Kuwait

48. Ecuador

49. Venezuela

50. Jordan

51. Qatar

52. Guatemala

53. El Salvador

54. Libya

55. Thailand

56. Panama

57. Kazakhstan

58. Algeria

59. Saudi Arabia

60. Iraq

> İngilizce yeterlilik indeksinde Türkiye 41. sırada yer aldı

Dünya ülkelerinin İngilizce yeterlilik seviyelerini gösteren “İngilizce yeterlilik indeksi” açıklandı. Listede genel sıralamada 41’inci sırada yer alan Türkiye, Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkeleri arasında Birleşik Arap Emirlikleri’nin ardından 2’nci sırada bulunuyor.

Dünya ülkelerinin İngilizceye yeterlilik seviyelerini gösteren “İngilizce yeterlilik indeksi” açıklandı. Beş seviye grubuna ayrılan listenin ilk sıralarında İskandinav ülkelerinin tamamı yer aldı. Dil okulları zinciri EF’in (Education First) yayınladığı listede genel sıralamada 41’inci sırada yer alan Türkiye ise Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkeleri arasında Birleşik Arap Emirlikleri’nin ardından 2’nci sırada bulunuyor. 60 ülkenin yer aldığı listenin ilk sırasında İsveç bulunurken son sırayı Irak aldı.

Dil okulları zinciri EF’in (Education First) yayınladığı listede en yüksek İngilizce seviyesine sahip ülkeler arasında İskandinav ülkeleleri ilk sırayı aldı.

Çok yüksek seviye

1. Sweden

2. Norway

3. Netherlands

4. Estonia

5. Denmark

6. Austria

7. Finland

Yüksek seviye

10. Slovenia

11. Malaysia

12. Singapore

13. Belgium

14. Germany

15. Latvia

16. Switzerland

17. Portugal

8. Poland

9. Hungary

Orta seviye

18. Slovakia

19. Argentina

20. Czech Republic

21. India

22. Hong Kong SAR

23. Spain

24. South Korea

25. Indonesia

26. Japan

27. Ukraine

28. Vietnam

Düşük seviye

29. Uruguay

30. Sri Lanka

31. Russia

32. Italy

33. Taiwan

34. China

35. France

36. UAE

37. Costa Rica

38. Brazil

39. Peru

40. Mexico

41. Turkey

42. Iran

43. Egypt

Çok düşük seviye

44. Chile

45. Morocco

46. Colombia

47. Kuwait

48. Ecuador

49. Venezuela

50. Jordan

51. Qatar

52. Guatemala

53. El Salvador

54. Libya

55. Thailand

56. Panama

57. Kazakhstan

58. Algeria

59. Saudi Arabia

60. Iraq

Son Güncelleme: Çarşamba, 06 Kasım 2013 10:37

Gösterim: 2319

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kız ve erkeklerin aynı evlerde kaldığı ihbarlarını bir kenara atamayacaklarını belirterek, "Valiliklerimizle, emniyet teşkilatımızla bu tür ihbarları değerlendirip, üzerine gidiyoruz" açıklamasını köşe yazarları yorumladı.

Başbakan Erdoğan'ın kız ve erkek üniversite öğrencilerinin birlikte kaldıkları evlere denetleme gelebileceğini açıklaması Türkiye’nin bir numaraları gündem maddesi oldu. Gazetelerin köşe yazarları Başbakan’ın kızlı erkekli açıklamalarını köşelerine taşıdı.

Muhafazakâr toplum mühendisliği

Mehmet Yılmaz – Hürriyet

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kızılcahamam’daki toplantıda, milletvekilleri ile sohbet ederken şöyle demişti:

“Üniversite öğrencisi genç kız, erkek öğrenci ile aynı evde kalıyor. Bunun denetimi yok. Muhafazakâr demokrat yapımıza bu ters! Vali Bey’e bunun talimatını verdik. Bunun bir şekilde denetimi yapılacak.”

Yardımcısı ve danışmanı bu son derece tuhaf sözleri düzeltmeye çalıştılar ama Başbakan dün görüşünde ısrar etti.

“Bazı yerlerde yurtlar noktasında ihtiyacına cevap veremediğimiz için evlerde kalma noktasında sıkıntı yaşanıyor. Buralarda güvenlik güçlerimize gelen istihbari bilgiler var. Valiliklerimiz bu durumlara müdahale ediyorlar” dedi.

Demek valiler ve güvenlik güçleri artık bu işlere de karışıyorlar.

Başkalarının ne yaptığı, ne ettiğiyle kafayı bozmuş, mahallenin dedikoducu işsiz güçsüz insanları gibi, gözlerini evlerin içine dikmişler!

Yetişkin insanların nasıl yaşadığından size ne?

Yazının tamamını okumak için tıklayın

Duaya devam

Taha Akyol – Hürriyet

Muhafazakâr duyarlılığımın gereği olarak böyle konulara “Şüyuu vukuundan beter” diye bakarım. Siyasette doğal olan taraftarlık ve muhalefet duygularını böyle konulara sirayet ettirmenin doğru olmadığına inanırım. Bülent Arınç’ın ve ardından Yalçın Akdoğan’ın açıklamalarını bu bakımdan memnunlukla karşılamıştım.

Fakat Sayın Başbakan, meseleyi bilinen üslubuyla öyle bir ele aldı ki, tartışma yeniden alevlendi. Toplumumuzda mutlaka istisnai, mutlaka marjinal olan bir konu genel, ateşli, siyasi bir tartışmaya dönüştü.

Sadece Denizli’den söz ediliyor; bazı ailelerin, şikâyetleri söz konusu. Bu şikâyetlerin haklı olduğunu sanıyorum. Fakat büyütmeden, mahallinde çözülebilecek sorunlar koca bir siyasi tartışmaya dönüştü.

Yazının tamamını okumak için tıklayın

Gençlere format atmaya çalışıyorlar

Ayşe Arman – Hürriyet

Yine aynı şey.

Hep aynı şey.

“Bu iktidar, en çok neden korkuyor?” derseniz.

Cinsellikten!

Bitmez tükenmez bir “cinsellik korkuları” var.

Aşamadılar.

Geçemediler.

Aman Allah’ım, ya o korkunç “şey” gerçekleşirse?

Maazallah, ya kızlarla erkekler sevişirlerse.

Yazının tamamını okumak için tıklayın

Kızların namusu...

Melih Aşık - Milliyet

Başbakan Erdoğan, “Kız - erkek öğrenci aynı evde kalamaz” sözlerini açıklığa kavuşturdu. Kız ve erkeklerin kaldığı evlerle ilgili ihbarlar geldiğini söylerken:

“Valiliklerimizle, emniyet teşkilatımızla bu tür ihbarları değerlendirip, üzerine gidiyoruz. Buralarda nelerin olduğu belli değil.” dedi.

Ana babaların çocuklarını devlete emanet ettiğini kaydetti. Bir hususu daha hatırlattı:

“Biz kızların, erkeklerin devletin yurtlarında karışık kalmasına müsaade etmiyoruz...”

Bir twitter mesajı ilişiyor gözümüze:

“Bizim iktidar sayesinde, üç günde bir en popüler konu cinsellik oluyor... Böyle muhafazakarlığı seveyim.”

Kadının başörtüsü... Kaç çocuk yapacağı... Çocuğu nasıl yapacağı... Nasıl yapmayacağı... Sezaryen ve kürtajı sorunu... Ekrana nasıl çıkacağı... Bunlar hep gündemdedir... Başbakan bu konuda çok hassastır. Şu sözler de onundur:

“Birisiyle kalkarsın aynı bankta yan yana oturursun, sohbetini yaparsın, şudur budur vesaire. Siz de bir yere kadar saygıyla karşılarsınız. Tayyip Erdoğan olarak ben karşılamam.”

“Kadıköy’den gelip vapurdan inenlerin durumunu görüyorum. Bunlar benim değerlerimle uyuşan şeyler değil...”

Türban sorunu çözümlendi. Şimdi türbansız gençliği zapturapta sokma zamanı. Kadın kısmının çekeceği var bu ahlak muhafızı iktidarın elinden...

Yazının tamamını okumak için tıklayın

Referans din olunca

Mehveş Evin – Milliyet

Başbakan formunda: Neredeyse her gün bir tartışma konusu yaratmayı yine başarıyor.

Bu arada söylemi, gittikçe “muhafazakar demokrat”lıktan “muhafazakar”lığa, hatta “koyu muhafazakarlığa” doğru evriliyor.

Bazıları alenen dalga geçtiğini düşünüyor. Bazılarıysa gayet ciddi olduğunu...

Tartışırken, her şeyin bir liderin iki dudağının arasında olduğunu kabul ediyoruz...

Muhalefetinden basınına, herkes günlük “şok”ları absorbe etmeye çalışıyor. AKP iktidarı bunu gayet güzel başarıyor. Yalnız Gezi protestolarında tersine döndü işler.

Uzak durmaya çalıştım ama “Kızlarla erkekler aynı evde kalamaz” tartışmasına girmeden edemeyeceğim...

Bize göre böyle!

Birincisi, Başbakan’ın bu görüşte olduğu kimse için sır değil. Türkiye’de kadın ve erkeklerin, İslami yaşam kurallarını esas almasını istiyor.

Son birkaç yıldır bu yöndeki görüşlerini daha sık açıklamakta artık beis görmüyor.

“Dindar gençlik yetiştireceğiz”den tutun kürtaj yasası önermesine, “örtünmek dinin emri” demekten kadınla erkeğin eşit olmadığına...

Giderek artan bir dozda, siyasetle din birbirine karışıyor.

Hepsinde referans, din.

Öğrencinin nerede, kiminle, nasıl kalacağı da aynı muhafazakar İslami görüşe göre belirleniyor. “Bize göre böyle, artık gerisi size kalmış” mesajını veriyor bize.

Reşit insanlardan bahsettiğimizi, kiminle nasıl kalacaklarının artık ailelerini bile ilgilendirmemesi gerektiğini düşünen yok.

Aynı yaş grubu, hevesle evlendirilmeye, çocuk yapmaya çalıştırılıyor ama... Nikah kıyıldığı sürece sorun yok!

Yazının tamamını okumak için tıklayın

Devlet evin içine girmiş

Mehmet Tezkan – Milliyet

Valilikler bu tür evlere gereğini yapıyormuş..

Ne yapıyor acaba?

18 yaşından büyük kişilere anne babası müdahale edemiyor, ederse şunla ol, bunla ol, şöyle yaşa, böyle yaşa diyemiyor.. Derse, zorlarsa devlet müdahale ediyor.. Yargı, emniyet o genci koruyor..

Aynı devlet nasıl müdahale edecek, hangi yasaya dayanarak diyecek?

Valiler ne yapacak?

Evlilik cüzdanı olmayanları polis gücüyle kapının önüne mi koyacak, evini mi boşalttıracak?

Ev sahiplerine kiraya vermeyin baskısı mı yapılacak?

Muhafazakar iktidar evlerin içine nasıl müdahil olacak?

Devletin özel hayatları dizayn etme hakkı var mı?

Bu uygulama özel hayata müdahale değilse, özel hayata müdahale nasıl olur?

*

Asıl soru şu..

Herkes bundan böyle, iktidarın muhafazakarlık anlayışına uymak zorunda mı?

Muhafazakarlık resmi ideoloji mi oldu?

Yazının tamamını okumak için tıklayın 

Kızlarımın namusu ve ben... 

Reha Muhtar – Vatan

O benim çocuğum... 

O benim kızım... 

Onu sokakta bulmadım ben... 

O benim sorumluluğum...

Hırsızlık, uğursuzluk yapmadıkça, namusu da şerefi de onuru da önce benim sonra da kendi sorumluluğunda... 

Kendi kızımın namusunu “devletle paylaşamam...”

Hiç arzu etmem ama, onu “aynı evde erkek arkadaşlarıyla kaldı” diye komşu şikayetlerine maruz bırakıp, sorgulatamam...

18 yaşında kızlarımın namusunu “komşu şikayetlerine meze ettiremem...” 

Emniyette sorgu meselesi yaptırmam... 

Gencecik bir kızı böylesine bir aşağılamaya maruz bırakmam... 

Başbakan bir baba olarak çok iyi bilir ki;

Hiçbir baba, kızının namusunu, şerefini, onurunu; uluorta “komşu şikayetleri ve dedikoduları üzerinden, ayaklar altına aldırmaz... 

Meçhul şikayetlerle kızının namusunu emniyette test ettirmez...”

Baba olmak aynı zamanda böyle bir hassasiyet... 

Yazının tamamını okumak için tıklayın

Başbakan haklı 

Mehmet Kamış – Zaman

Burada ince bir çizgi var; devletin hayat tarzına müdahale etmesi başka bir şey, muhafazakar bir partinin sosyal politikalarında muhafazakar bir çizgi benimsemesi başka bir şey. Kimse AK Parti’nin aileyi ilgilendiren, gençliği ilgilendiren konularda muhafazakar bir çizgide olmasını eleştiremez. Çünkü parti seçimlere girmeden önce bunu açıklamış, deklare etmiş, kendini böyle tanımlamıştır. Bu nedenle Başbakan’ın, “Biz kızların erkeklerin devletin yurtlarında karışık kalmasına müsaade etmedik, etmiyoruz. Bazı yerlerde yurtlar noktasında ihtiyaca cevap veremediğimiz için evlerde kalma noktasında sıkıntı yaşanıyor. Buralarda güvenlik güçlerimize gelen istihbarî bilgiler var. Valiliklerimiz bu durumlara müdahale ediyorlar. Bundan niye rahatsız olunuyor.’’ cümlesi partinin dünya görüşüyle bağdaşan, özel hayata müdahale olarak da asla yorumlanamayacak ifadelerdir. Başbakan’ın bu cümleleri kendi politik çizgisiyle, seçmene söyleyip de seçmenin benimsediği siyasi çizgiyle gayet uyumludur. Kimse bunu özel hayata müdahale olarak yorumlayamaz. Devlet erkini elinde bulunduran, seçimle gelmiş hükümetlerin buraları kendi siyasi politikalarına göre yönetmelerinden daha doğal ne olabilir?

Yazının tamamını okumak için tıklayın

Kızlı-erkekli ev olay yeri inceleme birimi! 

Cüneyt Özdemir -  Radikal

İşte İsviçreli liguistik uzmanlarının bile zorlandığı satırlardan bir buket dahaydı. Hangi adımlar atılacaktı, neye müdahil olunacaktı ve bu müdahale yaşam sınırı hattında nasıl son bulacaktı, eğer bunlar olmazsa hangi sorumluluğun altına girilecekti? Bu soruların cevabı hâlâ ortada gözükmüyordu ama olsundu... “Bu ülkede annelerin-babaların kahir ekseriyetinin bu işlere asla müsaade etmeyeceğini bilen insanım. Damdan düşen bir insanım. Nerede nasıl seslerin yükseldiğini bilen insanım. Bu işte biz kararlı adım atmaya mecburuz.” 

İşte tam bu an artık çaresizlik içinde televizyonu kapattım. 

Son zamanların en gizemli tehdidi ve bu tehdit ile mücadelesiyle karşı karşıyaydık ve aklım hâlâ anlamamakta direniyordu! 

Yine de bu konuşmanın metin yazarını takdir ettim. Hiçbir şey söylemeden çok şey söyleme sanatı üzerine gerçek bir başyapıt ortaya konmuştu. 

Türkiye’de siyaset işte tam da böyle yapılıyordu. 

Yazının tamamını okumak için tıklayın

Nazlı Ilıcak

Ben utanıyorum

Gazeteci Nazlı Ilıcak, CNN Türk ekranlarında yayınlanan Dört Bir Taraf programında öğrenci evlerinin denetlenmesi konusunda flaş sözler söyledi. Ilıcak, "Bu işlem hukuk dışı olduğunu söylüyorum. Buradan oy gelecekse hiç gelmesin. Ben utanıyorum" dedi.

Videoyu izlemek için Tıklayın

> Köşe yazarlarından kızlı erkekli öğrenci evi yorumları

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kız ve erkeklerin aynı evlerde kaldığı ihbarlarını bir kenara atamayacaklarını belirterek, "Valiliklerimizle, emniyet teşkilatımızla bu tür ihbarları değerlendirip, üzerine gidiyoruz" açıklamasını köşe yazarları yorumladı.

Başbakan Erdoğan'ın kız ve erkek üniversite öğrencilerinin birlikte kaldıkları evlere denetleme gelebileceğini açıklaması Türkiye’nin bir numaraları gündem maddesi oldu. Gazetelerin köşe yazarları Başbakan’ın kızlı erkekli açıklamalarını köşelerine taşıdı.

Muhafazakâr toplum mühendisliği

Mehmet Yılmaz – Hürriyet

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kızılcahamam’daki toplantıda, milletvekilleri ile sohbet ederken şöyle demişti:

“Üniversite öğrencisi genç kız, erkek öğrenci ile aynı evde kalıyor. Bunun denetimi yok. Muhafazakâr demokrat yapımıza bu ters! Vali Bey’e bunun talimatını verdik. Bunun bir şekilde denetimi yapılacak.”

Yardımcısı ve danışmanı bu son derece tuhaf sözleri düzeltmeye çalıştılar ama Başbakan dün görüşünde ısrar etti.

“Bazı yerlerde yurtlar noktasında ihtiyacına cevap veremediğimiz için evlerde kalma noktasında sıkıntı yaşanıyor. Buralarda güvenlik güçlerimize gelen istihbari bilgiler var. Valiliklerimiz bu durumlara müdahale ediyorlar” dedi.

Demek valiler ve güvenlik güçleri artık bu işlere de karışıyorlar.

Başkalarının ne yaptığı, ne ettiğiyle kafayı bozmuş, mahallenin dedikoducu işsiz güçsüz insanları gibi, gözlerini evlerin içine dikmişler!

Yetişkin insanların nasıl yaşadığından size ne?

Yazının tamamını okumak için tıklayın

Duaya devam

Taha Akyol – Hürriyet

Muhafazakâr duyarlılığımın gereği olarak böyle konulara “Şüyuu vukuundan beter” diye bakarım. Siyasette doğal olan taraftarlık ve muhalefet duygularını böyle konulara sirayet ettirmenin doğru olmadığına inanırım. Bülent Arınç’ın ve ardından Yalçın Akdoğan’ın açıklamalarını bu bakımdan memnunlukla karşılamıştım.

Fakat Sayın Başbakan, meseleyi bilinen üslubuyla öyle bir ele aldı ki, tartışma yeniden alevlendi. Toplumumuzda mutlaka istisnai, mutlaka marjinal olan bir konu genel, ateşli, siyasi bir tartışmaya dönüştü.

Sadece Denizli’den söz ediliyor; bazı ailelerin, şikâyetleri söz konusu. Bu şikâyetlerin haklı olduğunu sanıyorum. Fakat büyütmeden, mahallinde çözülebilecek sorunlar koca bir siyasi tartışmaya dönüştü.

Yazının tamamını okumak için tıklayın

Gençlere format atmaya çalışıyorlar

Ayşe Arman – Hürriyet

Yine aynı şey.

Hep aynı şey.

“Bu iktidar, en çok neden korkuyor?” derseniz.

Cinsellikten!

Bitmez tükenmez bir “cinsellik korkuları” var.

Aşamadılar.

Geçemediler.

Aman Allah’ım, ya o korkunç “şey” gerçekleşirse?

Maazallah, ya kızlarla erkekler sevişirlerse.

Yazının tamamını okumak için tıklayın

Kızların namusu...

Melih Aşık - Milliyet

Başbakan Erdoğan, “Kız - erkek öğrenci aynı evde kalamaz” sözlerini açıklığa kavuşturdu. Kız ve erkeklerin kaldığı evlerle ilgili ihbarlar geldiğini söylerken:

“Valiliklerimizle, emniyet teşkilatımızla bu tür ihbarları değerlendirip, üzerine gidiyoruz. Buralarda nelerin olduğu belli değil.” dedi.

Ana babaların çocuklarını devlete emanet ettiğini kaydetti. Bir hususu daha hatırlattı:

“Biz kızların, erkeklerin devletin yurtlarında karışık kalmasına müsaade etmiyoruz...”

Bir twitter mesajı ilişiyor gözümüze:

“Bizim iktidar sayesinde, üç günde bir en popüler konu cinsellik oluyor... Böyle muhafazakarlığı seveyim.”

Kadının başörtüsü... Kaç çocuk yapacağı... Çocuğu nasıl yapacağı... Nasıl yapmayacağı... Sezaryen ve kürtajı sorunu... Ekrana nasıl çıkacağı... Bunlar hep gündemdedir... Başbakan bu konuda çok hassastır. Şu sözler de onundur:

“Birisiyle kalkarsın aynı bankta yan yana oturursun, sohbetini yaparsın, şudur budur vesaire. Siz de bir yere kadar saygıyla karşılarsınız. Tayyip Erdoğan olarak ben karşılamam.”

“Kadıköy’den gelip vapurdan inenlerin durumunu görüyorum. Bunlar benim değerlerimle uyuşan şeyler değil...”

Türban sorunu çözümlendi. Şimdi türbansız gençliği zapturapta sokma zamanı. Kadın kısmının çekeceği var bu ahlak muhafızı iktidarın elinden...

Yazının tamamını okumak için tıklayın

Referans din olunca

Mehveş Evin – Milliyet

Başbakan formunda: Neredeyse her gün bir tartışma konusu yaratmayı yine başarıyor.

Bu arada söylemi, gittikçe “muhafazakar demokrat”lıktan “muhafazakar”lığa, hatta “koyu muhafazakarlığa” doğru evriliyor.

Bazıları alenen dalga geçtiğini düşünüyor. Bazılarıysa gayet ciddi olduğunu...

Tartışırken, her şeyin bir liderin iki dudağının arasında olduğunu kabul ediyoruz...

Muhalefetinden basınına, herkes günlük “şok”ları absorbe etmeye çalışıyor. AKP iktidarı bunu gayet güzel başarıyor. Yalnız Gezi protestolarında tersine döndü işler.

Uzak durmaya çalıştım ama “Kızlarla erkekler aynı evde kalamaz” tartışmasına girmeden edemeyeceğim...

Bize göre böyle!

Birincisi, Başbakan’ın bu görüşte olduğu kimse için sır değil. Türkiye’de kadın ve erkeklerin, İslami yaşam kurallarını esas almasını istiyor.

Son birkaç yıldır bu yöndeki görüşlerini daha sık açıklamakta artık beis görmüyor.

“Dindar gençlik yetiştireceğiz”den tutun kürtaj yasası önermesine, “örtünmek dinin emri” demekten kadınla erkeğin eşit olmadığına...

Giderek artan bir dozda, siyasetle din birbirine karışıyor.

Hepsinde referans, din.

Öğrencinin nerede, kiminle, nasıl kalacağı da aynı muhafazakar İslami görüşe göre belirleniyor. “Bize göre böyle, artık gerisi size kalmış” mesajını veriyor bize.

Reşit insanlardan bahsettiğimizi, kiminle nasıl kalacaklarının artık ailelerini bile ilgilendirmemesi gerektiğini düşünen yok.

Aynı yaş grubu, hevesle evlendirilmeye, çocuk yapmaya çalıştırılıyor ama... Nikah kıyıldığı sürece sorun yok!

Yazının tamamını okumak için tıklayın

Devlet evin içine girmiş

Mehmet Tezkan – Milliyet

Valilikler bu tür evlere gereğini yapıyormuş..

Ne yapıyor acaba?

18 yaşından büyük kişilere anne babası müdahale edemiyor, ederse şunla ol, bunla ol, şöyle yaşa, böyle yaşa diyemiyor.. Derse, zorlarsa devlet müdahale ediyor.. Yargı, emniyet o genci koruyor..

Aynı devlet nasıl müdahale edecek, hangi yasaya dayanarak diyecek?

Valiler ne yapacak?

Evlilik cüzdanı olmayanları polis gücüyle kapının önüne mi koyacak, evini mi boşalttıracak?

Ev sahiplerine kiraya vermeyin baskısı mı yapılacak?

Muhafazakar iktidar evlerin içine nasıl müdahil olacak?

Devletin özel hayatları dizayn etme hakkı var mı?

Bu uygulama özel hayata müdahale değilse, özel hayata müdahale nasıl olur?

*

Asıl soru şu..

Herkes bundan böyle, iktidarın muhafazakarlık anlayışına uymak zorunda mı?

Muhafazakarlık resmi ideoloji mi oldu?

Yazının tamamını okumak için tıklayın 

Kızlarımın namusu ve ben... 

Reha Muhtar – Vatan

O benim çocuğum... 

O benim kızım... 

Onu sokakta bulmadım ben... 

O benim sorumluluğum...

Hırsızlık, uğursuzluk yapmadıkça, namusu da şerefi de onuru da önce benim sonra da kendi sorumluluğunda... 

Kendi kızımın namusunu “devletle paylaşamam...”

Hiç arzu etmem ama, onu “aynı evde erkek arkadaşlarıyla kaldı” diye komşu şikayetlerine maruz bırakıp, sorgulatamam...

18 yaşında kızlarımın namusunu “komşu şikayetlerine meze ettiremem...” 

Emniyette sorgu meselesi yaptırmam... 

Gencecik bir kızı böylesine bir aşağılamaya maruz bırakmam... 

Başbakan bir baba olarak çok iyi bilir ki;

Hiçbir baba, kızının namusunu, şerefini, onurunu; uluorta “komşu şikayetleri ve dedikoduları üzerinden, ayaklar altına aldırmaz... 

Meçhul şikayetlerle kızının namusunu emniyette test ettirmez...”

Baba olmak aynı zamanda böyle bir hassasiyet... 

Yazının tamamını okumak için tıklayın

Başbakan haklı 

Mehmet Kamış – Zaman

Burada ince bir çizgi var; devletin hayat tarzına müdahale etmesi başka bir şey, muhafazakar bir partinin sosyal politikalarında muhafazakar bir çizgi benimsemesi başka bir şey. Kimse AK Parti’nin aileyi ilgilendiren, gençliği ilgilendiren konularda muhafazakar bir çizgide olmasını eleştiremez. Çünkü parti seçimlere girmeden önce bunu açıklamış, deklare etmiş, kendini böyle tanımlamıştır. Bu nedenle Başbakan’ın, “Biz kızların erkeklerin devletin yurtlarında karışık kalmasına müsaade etmedik, etmiyoruz. Bazı yerlerde yurtlar noktasında ihtiyaca cevap veremediğimiz için evlerde kalma noktasında sıkıntı yaşanıyor. Buralarda güvenlik güçlerimize gelen istihbarî bilgiler var. Valiliklerimiz bu durumlara müdahale ediyorlar. Bundan niye rahatsız olunuyor.’’ cümlesi partinin dünya görüşüyle bağdaşan, özel hayata müdahale olarak da asla yorumlanamayacak ifadelerdir. Başbakan’ın bu cümleleri kendi politik çizgisiyle, seçmene söyleyip de seçmenin benimsediği siyasi çizgiyle gayet uyumludur. Kimse bunu özel hayata müdahale olarak yorumlayamaz. Devlet erkini elinde bulunduran, seçimle gelmiş hükümetlerin buraları kendi siyasi politikalarına göre yönetmelerinden daha doğal ne olabilir?

Yazının tamamını okumak için tıklayın

Kızlı-erkekli ev olay yeri inceleme birimi! 

Cüneyt Özdemir -  Radikal

İşte İsviçreli liguistik uzmanlarının bile zorlandığı satırlardan bir buket dahaydı. Hangi adımlar atılacaktı, neye müdahil olunacaktı ve bu müdahale yaşam sınırı hattında nasıl son bulacaktı, eğer bunlar olmazsa hangi sorumluluğun altına girilecekti? Bu soruların cevabı hâlâ ortada gözükmüyordu ama olsundu... “Bu ülkede annelerin-babaların kahir ekseriyetinin bu işlere asla müsaade etmeyeceğini bilen insanım. Damdan düşen bir insanım. Nerede nasıl seslerin yükseldiğini bilen insanım. Bu işte biz kararlı adım atmaya mecburuz.” 

İşte tam bu an artık çaresizlik içinde televizyonu kapattım. 

Son zamanların en gizemli tehdidi ve bu tehdit ile mücadelesiyle karşı karşıyaydık ve aklım hâlâ anlamamakta direniyordu! 

Yine de bu konuşmanın metin yazarını takdir ettim. Hiçbir şey söylemeden çok şey söyleme sanatı üzerine gerçek bir başyapıt ortaya konmuştu. 

Türkiye’de siyaset işte tam da böyle yapılıyordu. 

Yazının tamamını okumak için tıklayın

Nazlı Ilıcak

Ben utanıyorum

Gazeteci Nazlı Ilıcak, CNN Türk ekranlarında yayınlanan Dört Bir Taraf programında öğrenci evlerinin denetlenmesi konusunda flaş sözler söyledi. Ilıcak, "Bu işlem hukuk dışı olduğunu söylüyorum. Buradan oy gelecekse hiç gelmesin. Ben utanıyorum" dedi.

Videoyu izlemek için Tıklayın

Son Güncelleme: Çarşamba, 06 Kasım 2013 10:05

Gösterim: 1855

Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Yusuf Tekin, Kasım ayında bin civarında öğretmen atanacağını, Şubat ayında ise özre bağlı yer değiştirme yapılmasının planlandığını söyledi.

Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Yusuf Tekin twitter üzerinden açıklamalarda bulundu. MEB Müsteşarı Tekin, öğretmen atamaları ve özre bağlı yer değiştirme konusunda şu açıklamaları yaptı;

“İki konu üzerinde yoğun soru var. Kasım ayı içinde, 9 Eylül’de atanıp başlamayan arkadaşların yerine atama yapacağız. Bugün itibariyle tahminimiz 1000 (bin) civarında. Kesin rakam 9 Kasım’da belli olur. İkinci konu Şubat ayında özre bağlı yer değiştirme işlemi yapıp yapmayacağımız. Evet Şubat ayında özre bağlı yer değiştirme yapacağız. Bu kez il içinde mağdur olan arkadaşların mağduriyetlerini gidermeye çalışacağız. İl dışı için de başvuru alacağız tabi ki, ama önceliğimiz bu kez il içi özre bağlı yer değiştirmeler olacak.”

> Kasım ayında öğretmen ataması yapılacak

Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Yusuf Tekin, Kasım ayında bin civarında öğretmen atanacağını, Şubat ayında ise özre bağlı yer değiştirme yapılmasının planlandığını söyledi.

Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Yusuf Tekin twitter üzerinden açıklamalarda bulundu. MEB Müsteşarı Tekin, öğretmen atamaları ve özre bağlı yer değiştirme konusunda şu açıklamaları yaptı;

“İki konu üzerinde yoğun soru var. Kasım ayı içinde, 9 Eylül’de atanıp başlamayan arkadaşların yerine atama yapacağız. Bugün itibariyle tahminimiz 1000 (bin) civarında. Kesin rakam 9 Kasım’da belli olur. İkinci konu Şubat ayında özre bağlı yer değiştirme işlemi yapıp yapmayacağımız. Evet Şubat ayında özre bağlı yer değiştirme yapacağız. Bu kez il içinde mağdur olan arkadaşların mağduriyetlerini gidermeye çalışacağız. İl dışı için de başvuru alacağız tabi ki, ama önceliğimiz bu kez il içi özre bağlı yer değiştirmeler olacak.”

Son Güncelleme: Çarşamba, 06 Kasım 2013 10:25

Gösterim: 2413

Gazeteci Nazlı Ilıcak, CNN Türk ekranlarında yayınlanan Dört Bir Taraf programında öğrenci evlerinin denetlenmesi konusunda "Bu işlem hukuk dışı olduğunu söylüyorum. Buradan oy gelecekse hiç gelmesin. Ben utanıyorum" dedi.

nazlı ılıcak!tan başbakan'a tepkiBaşbakan Erdoğan'ın kız ve erkek üniversite öğrencilerinin birlikte kaldıkları evlere denetleme gelebileceğini açıklaması Türkiye’nin bir numaraları gündem maddesi oldu. Gazetelerin köşe yazarları Başbakan’ın kızlı erkekli açıklamalarını köşelerine taşıdı.

Nazlı Ilıcak CNN’den açıkladı: Ben utanıyorum

Gazeteci Nazlı Ilıcak, CNN Türk ekranlarında yayınlanan Dört Bir Taraf programında öğrenci evlerinin denetlenmesi konusunda flaş sözler söyledi. Ilıcak, "Bu işlem hukuk dışı olduğunu söylüyorum. Buradan oy gelecekse hiç gelmesin. Ben utanıyorum" dedi.

> Nazlı Ilıcak'tan Başbakan'ın açıklamasına tepki

Gazeteci Nazlı Ilıcak, CNN Türk ekranlarında yayınlanan Dört Bir Taraf programında öğrenci evlerinin denetlenmesi konusunda "Bu işlem hukuk dışı olduğunu söylüyorum. Buradan oy gelecekse hiç gelmesin. Ben utanıyorum" dedi.

nazlı ılıcak!tan başbakan'a tepkiBaşbakan Erdoğan'ın kız ve erkek üniversite öğrencilerinin birlikte kaldıkları evlere denetleme gelebileceğini açıklaması Türkiye’nin bir numaraları gündem maddesi oldu. Gazetelerin köşe yazarları Başbakan’ın kızlı erkekli açıklamalarını köşelerine taşıdı.

Nazlı Ilıcak CNN’den açıkladı: Ben utanıyorum

Gazeteci Nazlı Ilıcak, CNN Türk ekranlarında yayınlanan Dört Bir Taraf programında öğrenci evlerinin denetlenmesi konusunda flaş sözler söyledi. Ilıcak, "Bu işlem hukuk dışı olduğunu söylüyorum. Buradan oy gelecekse hiç gelmesin. Ben utanıyorum" dedi.

Son Güncelleme: Çarşamba, 06 Kasım 2013 09:39

Gösterim: 1247


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.