Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Milli Eğitim Bakanlığı, ortaöğretim kurumlarında bu yıla mahsus ikinci kez ortalama yükseltme sınavı yapılacağını bildirdi. 4 derse kadar tanınan sınav hakkı için öğrenciler 12-23 Ağustos tarihleri arasında okul müdürlüklerine başvuru yapabilecek.

"Orta Öğretim Kurumları Sınıf Geçme ve Sınav Yönetmeliği" genelgesinde, 2012-2013 eğitim öğretim yılına mahsus olmak üzere, Bakanlığa bağlı tüm orta öğretim kurumlarında, öğrencilerin, önceki yıllardan sorumlu olunan derslerin yanı sıra, ders kesiminde gerçekleştirilen ortalama yükseltme ve sorumluluk sınavları sonu itibarıyla sınıf geçip geçmediklerine bakılmaksızın bu öğretim yılında öğrenim gördükleri sınıfta başarısız oldukları en fazla 4 dersten sınava alınacakları belirtildi. Sınavlar, ilgili yönetmelik gereği eylül ayının ilk haftasında yapılacak

Ortaöğretim kurumlarında bu yıla mahsus ikinci kez ortalama yükseltme sınavı yapılacağı bildirildi.

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yayınlanan  "Orta Öğretim Kurumları Sınıf Geçme ve Sınav Yönetmeliği" genelgesinde, orta öğretim kurumlarında ders kesimini takiben ilgili yönetmeliğin 41'inci maddesi gereğince yapılan Ortalama Yükseltme ve Sorumluluk Sınavları'nın tamamlandığı, yapılan değerlendirmede bazı öğrencilerin sınavlarda istenilen başarıyı elde edemedikleri ve sınıf tekrarına kaldıklarına dikkati çekildi.

Genelgede, "Ortaöğretimin zorunlu eğitim kapsamına alınması nedeniyle, eylül ayında yapılacak sorumluluk sınavıyla birlikte pek çok öğrencinin bir üst sınıfa geçebilmesine ya da mezun olabilmesine imkan sağlamak üzere bir kez daha ortalama yükseltme sınavı yapılması gerekli görülmüştür" ifadesine yer verildi.

Genelgeye göre, 2012-2013 eğitim öğretim yılına mahsus olmak üzere, Bakanlığa bağlı tüm orta öğretim kurumlarında, öğrenciler, önceki yıllardan sorumlu olunan derslerin yanı sıra ders kesiminde gerçekleştirilen ortalama yükseltme ve sorumluluk sınavları sonu itibarıyla sınıf geçip geçmediklerine bakılmaksızın bu öğretim yılında öğrenim gördükleri sınıfta başarısız oldukları en fazla 4 dersten sınava alınacak.

12-23 Ağustos tarihleri arasında dilekçeyle başvuru yapılacak

Sınava girilecek dersler, 12-23 Ağustos 2013 tarihlerinde öğrencilerin velileri tarafından dilekçeyle okul müdürlüğüne bildirilecek ve sınav programı da sınav döneminin başlangıcından önce ilan edilecek. Sınavlar, ilgili yönetmelik gereği eylül ayının ilk haftasında yapılacak.

İhtiyaç duyulması halinde, cumartesi ve pazar günleri ile çalışma saatleri dışında yapılabilecek sınavlar için sürenin yetersiz olması durumunda da eylül ayının ilk haftasını takip eden hafta da kullanılabilecek. Bir öğrencinin aynı günde gireceği sınav sayısı ise 3'ü geçmeyecek.

Genelgede ayrıca, ikinci defa sınıf tekrarı durumuna düşmesi nedeniyle, 2012-2013 eğitim öğretim yılı ders kesimi veya ortalama yükseltme ve sorumluluk sınavı sonu itibarıyla okulla ilişiği kesilen öğrencilerden, bu sınavdan yararlanmak isteyenlerin bulunması halinde, başvuru tarihlerinde, tekrar eski okullarına kayıtlarının yapılarak sınava girecekleri derslere ait müracaatlarının alınacağı ifade edildi.

Sınav takvimi hazırlanırken, 2013-ÖSYS'de herhangi bir yükseköğretim programına kayıt hakkı kazanan ve bu genelge kapsamında sınava girecek öğrencilerin durumlarının öncelikle dikkate alınacağı bildirildi.

> Lise öğrencilerine ortalama yükseltme hakkı

Milli Eğitim Bakanlığı, ortaöğretim kurumlarında bu yıla mahsus ikinci kez ortalama yükseltme sınavı yapılacağını bildirdi. 4 derse kadar tanınan sınav hakkı için öğrenciler 12-23 Ağustos tarihleri arasında okul müdürlüklerine başvuru yapabilecek.

"Orta Öğretim Kurumları Sınıf Geçme ve Sınav Yönetmeliği" genelgesinde, 2012-2013 eğitim öğretim yılına mahsus olmak üzere, Bakanlığa bağlı tüm orta öğretim kurumlarında, öğrencilerin, önceki yıllardan sorumlu olunan derslerin yanı sıra, ders kesiminde gerçekleştirilen ortalama yükseltme ve sorumluluk sınavları sonu itibarıyla sınıf geçip geçmediklerine bakılmaksızın bu öğretim yılında öğrenim gördükleri sınıfta başarısız oldukları en fazla 4 dersten sınava alınacakları belirtildi. Sınavlar, ilgili yönetmelik gereği eylül ayının ilk haftasında yapılacak

Ortaöğretim kurumlarında bu yıla mahsus ikinci kez ortalama yükseltme sınavı yapılacağı bildirildi.

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yayınlanan  "Orta Öğretim Kurumları Sınıf Geçme ve Sınav Yönetmeliği" genelgesinde, orta öğretim kurumlarında ders kesimini takiben ilgili yönetmeliğin 41'inci maddesi gereğince yapılan Ortalama Yükseltme ve Sorumluluk Sınavları'nın tamamlandığı, yapılan değerlendirmede bazı öğrencilerin sınavlarda istenilen başarıyı elde edemedikleri ve sınıf tekrarına kaldıklarına dikkati çekildi.

Genelgede, "Ortaöğretimin zorunlu eğitim kapsamına alınması nedeniyle, eylül ayında yapılacak sorumluluk sınavıyla birlikte pek çok öğrencinin bir üst sınıfa geçebilmesine ya da mezun olabilmesine imkan sağlamak üzere bir kez daha ortalama yükseltme sınavı yapılması gerekli görülmüştür" ifadesine yer verildi.

Genelgeye göre, 2012-2013 eğitim öğretim yılına mahsus olmak üzere, Bakanlığa bağlı tüm orta öğretim kurumlarında, öğrenciler, önceki yıllardan sorumlu olunan derslerin yanı sıra ders kesiminde gerçekleştirilen ortalama yükseltme ve sorumluluk sınavları sonu itibarıyla sınıf geçip geçmediklerine bakılmaksızın bu öğretim yılında öğrenim gördükleri sınıfta başarısız oldukları en fazla 4 dersten sınava alınacak.

12-23 Ağustos tarihleri arasında dilekçeyle başvuru yapılacak

Sınava girilecek dersler, 12-23 Ağustos 2013 tarihlerinde öğrencilerin velileri tarafından dilekçeyle okul müdürlüğüne bildirilecek ve sınav programı da sınav döneminin başlangıcından önce ilan edilecek. Sınavlar, ilgili yönetmelik gereği eylül ayının ilk haftasında yapılacak.

İhtiyaç duyulması halinde, cumartesi ve pazar günleri ile çalışma saatleri dışında yapılabilecek sınavlar için sürenin yetersiz olması durumunda da eylül ayının ilk haftasını takip eden hafta da kullanılabilecek. Bir öğrencinin aynı günde gireceği sınav sayısı ise 3'ü geçmeyecek.

Genelgede ayrıca, ikinci defa sınıf tekrarı durumuna düşmesi nedeniyle, 2012-2013 eğitim öğretim yılı ders kesimi veya ortalama yükseltme ve sorumluluk sınavı sonu itibarıyla okulla ilişiği kesilen öğrencilerden, bu sınavdan yararlanmak isteyenlerin bulunması halinde, başvuru tarihlerinde, tekrar eski okullarına kayıtlarının yapılarak sınava girecekleri derslere ait müracaatlarının alınacağı ifade edildi.

Sınav takvimi hazırlanırken, 2013-ÖSYS'de herhangi bir yükseköğretim programına kayıt hakkı kazanan ve bu genelge kapsamında sınava girecek öğrencilerin durumlarının öncelikle dikkate alınacağı bildirildi.

Son Güncelleme: Pazartesi, 12 Ağustos 2013 16:20

Gösterim: 2056

MEB, liseler için hazırlanan Demokrasi ve İnsan Hakları Dersi öğretim programını güncelledi. Yeni program 2014-2015 eğitim öğretim yılından itibaren uygulanacak

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), liseler için hazırlanan Demokrasi ve İnsan Hakları Dersi öğretim programını güncelledi.

Demokrasi ve insan hakları ile ilgili temel kavram, bilgi, değer ve becerilerin öğrencilere kazandırılması amacıyla verilen Demokrasi ve İnsan Hakları Dersi'nin yeni öğretim programı, 2014-2015 eğitim öğretim yılından itibaren uygulanacak.

Demokrasi ve İnsan Hakları Dersi Öğretim Programı ile öğrencilerin bilgiye dayalı, değer temelli aktif vatandaşlar olarak yetiştirilmesi hedefleniyor. Bu temel anlayış çerçevesinde programın kapsamı, demokratik sistem ve yaşayan demokrasi, insan hak ve özgürlükler, demokrasiyi yaşamak,  aktif vatandaşlık, çeşitliliğe çoğulcu bakış ile barış ve uzlaşma başlıklarıyla beş ana temada organize edildi.

Temaların kaynağını, insan haklarına dayalı çağdaş demokrasi anlayışı ve bu anlayışı davranışlarıyla yaşama geçirecek aktif demokratik vatandaşların sahip olması gereken bilgi, değer ve beceriler oluştururuyor. Bu temalara; öğrenci, öğretmen, akademisyen ve ilgili sivil toplum örgütleri temsilcilerinin görüşleri, yurt içi ve dışı kaynaklı literatürün taranmasından elde edilen verilerin sentezi sonucunda ulaşıldı.

Öğrenme ve öğretme sürecinde, bilgi , beceri ve değerlerin birlikte ele alınması, yaşama geçirilmesi ve öğrenme deneyimlerinin gerçek yaşamla bağlantılı olması sağlanacak. Süreç, aktif öğrenme ve üst düzey düşünme becerilerine geliştirilmesine odaklı sürdürülecek. İşbirliğine dayalı, bir yaşam laboratuvarı olarak demokratik sınıf ve okul kültürü oluşturulacak. 

Dersle bilgi, değer ve becerilerin yakın çevrede kullanılması ve bilgi iletişim teknolojilerin etik ilkeler doğrultsunda etkin bir şekilde kullanımı sağlanacak. Süreçte, öğretmen demokratik bir model olarak yer alacak. 

Ders kapsamında öğrencilere  demokrasinin temel ilkeleri; güçler ayrılığı, hukukun üstünlüğü, laiklik, seçim, siyasi partiler, çoğulculuk, demokrasi kültürünün sistemin işleyişindeki rolü, demokrasi ve cumhuriyet kavramları arasındaki farklar,  İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, Çocuk Haklarına Dair Sözleşme ve Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Uluslararası Sözleşmesi gibi uluslararası belgeler hakkında bilgiler verilecek.

> Demokrasi dersinin programı güncellendi

MEB, liseler için hazırlanan Demokrasi ve İnsan Hakları Dersi öğretim programını güncelledi. Yeni program 2014-2015 eğitim öğretim yılından itibaren uygulanacak

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), liseler için hazırlanan Demokrasi ve İnsan Hakları Dersi öğretim programını güncelledi.

Demokrasi ve insan hakları ile ilgili temel kavram, bilgi, değer ve becerilerin öğrencilere kazandırılması amacıyla verilen Demokrasi ve İnsan Hakları Dersi'nin yeni öğretim programı, 2014-2015 eğitim öğretim yılından itibaren uygulanacak.

Demokrasi ve İnsan Hakları Dersi Öğretim Programı ile öğrencilerin bilgiye dayalı, değer temelli aktif vatandaşlar olarak yetiştirilmesi hedefleniyor. Bu temel anlayış çerçevesinde programın kapsamı, demokratik sistem ve yaşayan demokrasi, insan hak ve özgürlükler, demokrasiyi yaşamak,  aktif vatandaşlık, çeşitliliğe çoğulcu bakış ile barış ve uzlaşma başlıklarıyla beş ana temada organize edildi.

Temaların kaynağını, insan haklarına dayalı çağdaş demokrasi anlayışı ve bu anlayışı davranışlarıyla yaşama geçirecek aktif demokratik vatandaşların sahip olması gereken bilgi, değer ve beceriler oluştururuyor. Bu temalara; öğrenci, öğretmen, akademisyen ve ilgili sivil toplum örgütleri temsilcilerinin görüşleri, yurt içi ve dışı kaynaklı literatürün taranmasından elde edilen verilerin sentezi sonucunda ulaşıldı.

Öğrenme ve öğretme sürecinde, bilgi , beceri ve değerlerin birlikte ele alınması, yaşama geçirilmesi ve öğrenme deneyimlerinin gerçek yaşamla bağlantılı olması sağlanacak. Süreç, aktif öğrenme ve üst düzey düşünme becerilerine geliştirilmesine odaklı sürdürülecek. İşbirliğine dayalı, bir yaşam laboratuvarı olarak demokratik sınıf ve okul kültürü oluşturulacak. 

Dersle bilgi, değer ve becerilerin yakın çevrede kullanılması ve bilgi iletişim teknolojilerin etik ilkeler doğrultsunda etkin bir şekilde kullanımı sağlanacak. Süreçte, öğretmen demokratik bir model olarak yer alacak. 

Ders kapsamında öğrencilere  demokrasinin temel ilkeleri; güçler ayrılığı, hukukun üstünlüğü, laiklik, seçim, siyasi partiler, çoğulculuk, demokrasi kültürünün sistemin işleyişindeki rolü, demokrasi ve cumhuriyet kavramları arasındaki farklar,  İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, Çocuk Haklarına Dair Sözleşme ve Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Uluslararası Sözleşmesi gibi uluslararası belgeler hakkında bilgiler verilecek.

Son Güncelleme: Pazartesi, 12 Ağustos 2013 11:34

Gösterim: 2116

Kamuoyunda 4+4+4 olarak bilinen 12 yıllık zorunlu eğitim sistemine geçişle birlikte eğitim yaşının 5.5 olması okula yeni başlayan öğrenci sayısının iki yılda 1 milyon artmasına neden oldu. Derslik sıkıntısı gündemde. Farklı yaş grupları bu yıl da bir arada olacak.

Eğitimci Alaaddin Dinçer’in 4+4+4’ten sonra değişen öğrenci sayılarıyla ilgili çalışmasından derslik ihtiyacı çıktı. Çalışmaya göre zorunlu okula başlama yaşının 5.5 olmasının ardından iki yılda birinci sınıfa başlayan öğrenci sayısı yaklaşık 1 milyon arttı. Dört yılın sonunda birinci sınıfa başlayacak öğrenci sayısının ise 2 milyon artması öngörülüyor. 2015-2016 eğitim yılında ise ilkokulun dört sınıfında okuyan toplam öğrenci sayısı 7 milyonu bulacak.

Eski Eğitim-Sen Başkanı, eğitimci Alaaddin Dinçer’in MEB verilerinden derlediği bilgilere göre 2011’de birinci sınıfa kayıt yaptıran öğrenci sayısı 1 milyon 285 bindi. 2012’de okula başlama yaşı zorunlu olarak 5.5, isteğe bağlı olarak da 5 yaşa düşünce birinci sınıfa başlayan öğrenci sayısı 1 milyon 756 bin oldu. Bu yıl da 1 milyon 863 bin öğrenci birinci sınıfa başlayacak. Yılki sene içinde birinci sınıfa başlayan öğrenci sayısı yaklaşık 1 milyon artmış oldu.

Dinçer, bu artış göz önüne alındığında ilkokullarda var olan 235 bin dersliğe 65 bin derslik daha eklenmesi gerektiğini belirtiyor. Dinçer, bu rakamı ilkokul sınıflarının 24 öğrencili ve tekli eğitim yapabilme koşullarına göre hesapladığını, bu yüzden 15 büyük ilde derslik açıklarının oluşmasının kuvvetle muhtemel olduğunu da sözlerine ekliyor. Dinçer’in çalışmasındaki diğer tespitler ise şöyle:

Bu yıl da çok farklı yaş gruplarından öğrenciler hem 1. sınıfa hem de 2. sınıfa devam edecek. 66-72-78-84 aylık çocuklar bu kez de ikinci sınıfta bir arada olacak.

4+4+4 tartışılırken sekiz yıllık zorunlu ilköğretime getirilen eleştirilerin en önemlisi, farklı yaş grubundaki çocukların aynı oyun ve tuvalet ortamlarını paylaşmalarına yönelikti. Bazı okullarda sıkıntı devam ediyor. En geç iki yıl içinde okulöncesi eğitim alan çocuklar ya bağımsız anaokullarına ya da ilkokulların bünyesine taşınmalı.

36 aylık çocukların 13-15 yaşında çocuklarla aynı okul binaları ve bahçelerini kullanmalarının önüne geçilmeli. Aynı durum özel eğitim sınıflarında eğitim gören çocuklar için de geçerli. Bu çocuklar da yaş grupları ve seviyelerine göre kademelendirilmeli.

Adres mağdurları

Eğitim-Sen Genel Merkezi ise 4+4+4’ten sonra başlayan okul dönüşümlerinin yarattığı başka bir soruna dikkat çekiyor. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından okul kayıtları, öğrencilerin ikametgâhlarına en uygun okula otomatik olarak yapıldı. Ancak Eğitim-Sen’e göre bu durum özellikle okul dönüşümleri sonrasında ortaokula dönüştürülen okullara devam etmesi gereken öğrenciler açısından yeni mağduriyetler ortaya çıkardı. Geçen yıl 4. sınıfı okuyan öğrencilerin okullarının ortaokula dönüşmesi nedeniyle aynı okulda 5. sınıfa devam edebilmesi mümkün iken, ortaokullara da adrese dayalı kayıt sistemiyle öğrenci yerleştirildiği için bu mümkün olamayabiliyor. Çünkü 4. sınıftan mezun öğrencinin okulu ortaokul olmuş olsa bile, çocuğun adresi tutmuyorsa bu öğrenci 5. sınıfı burada değil adresine uygun ortaokulda okuyor. Eğitim-Sen uygulamaya karşı:

“Okul dönüşümleri nedeniyle 4. sınıftan 5. sınıfa geçen çok sayıda öğrencinin aynı okulda eğitimine devam etme hakkı elinden alınırken, özel okul ya da imam hatip ortaokullarıında adrese bakılmaksızın istediği okula kaydının yaptırılabilmesi ayrımcılıktır.”

> Gittikçe çoğalıyor, oturacakları sıra bulunamıyor!

Kamuoyunda 4+4+4 olarak bilinen 12 yıllık zorunlu eğitim sistemine geçişle birlikte eğitim yaşının 5.5 olması okula yeni başlayan öğrenci sayısının iki yılda 1 milyon artmasına neden oldu. Derslik sıkıntısı gündemde. Farklı yaş grupları bu yıl da bir arada olacak.

Eğitimci Alaaddin Dinçer’in 4+4+4’ten sonra değişen öğrenci sayılarıyla ilgili çalışmasından derslik ihtiyacı çıktı. Çalışmaya göre zorunlu okula başlama yaşının 5.5 olmasının ardından iki yılda birinci sınıfa başlayan öğrenci sayısı yaklaşık 1 milyon arttı. Dört yılın sonunda birinci sınıfa başlayacak öğrenci sayısının ise 2 milyon artması öngörülüyor. 2015-2016 eğitim yılında ise ilkokulun dört sınıfında okuyan toplam öğrenci sayısı 7 milyonu bulacak.

Eski Eğitim-Sen Başkanı, eğitimci Alaaddin Dinçer’in MEB verilerinden derlediği bilgilere göre 2011’de birinci sınıfa kayıt yaptıran öğrenci sayısı 1 milyon 285 bindi. 2012’de okula başlama yaşı zorunlu olarak 5.5, isteğe bağlı olarak da 5 yaşa düşünce birinci sınıfa başlayan öğrenci sayısı 1 milyon 756 bin oldu. Bu yıl da 1 milyon 863 bin öğrenci birinci sınıfa başlayacak. Yılki sene içinde birinci sınıfa başlayan öğrenci sayısı yaklaşık 1 milyon artmış oldu.

Dinçer, bu artış göz önüne alındığında ilkokullarda var olan 235 bin dersliğe 65 bin derslik daha eklenmesi gerektiğini belirtiyor. Dinçer, bu rakamı ilkokul sınıflarının 24 öğrencili ve tekli eğitim yapabilme koşullarına göre hesapladığını, bu yüzden 15 büyük ilde derslik açıklarının oluşmasının kuvvetle muhtemel olduğunu da sözlerine ekliyor. Dinçer’in çalışmasındaki diğer tespitler ise şöyle:

Bu yıl da çok farklı yaş gruplarından öğrenciler hem 1. sınıfa hem de 2. sınıfa devam edecek. 66-72-78-84 aylık çocuklar bu kez de ikinci sınıfta bir arada olacak.

4+4+4 tartışılırken sekiz yıllık zorunlu ilköğretime getirilen eleştirilerin en önemlisi, farklı yaş grubundaki çocukların aynı oyun ve tuvalet ortamlarını paylaşmalarına yönelikti. Bazı okullarda sıkıntı devam ediyor. En geç iki yıl içinde okulöncesi eğitim alan çocuklar ya bağımsız anaokullarına ya da ilkokulların bünyesine taşınmalı.

36 aylık çocukların 13-15 yaşında çocuklarla aynı okul binaları ve bahçelerini kullanmalarının önüne geçilmeli. Aynı durum özel eğitim sınıflarında eğitim gören çocuklar için de geçerli. Bu çocuklar da yaş grupları ve seviyelerine göre kademelendirilmeli.

Adres mağdurları

Eğitim-Sen Genel Merkezi ise 4+4+4’ten sonra başlayan okul dönüşümlerinin yarattığı başka bir soruna dikkat çekiyor. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından okul kayıtları, öğrencilerin ikametgâhlarına en uygun okula otomatik olarak yapıldı. Ancak Eğitim-Sen’e göre bu durum özellikle okul dönüşümleri sonrasında ortaokula dönüştürülen okullara devam etmesi gereken öğrenciler açısından yeni mağduriyetler ortaya çıkardı. Geçen yıl 4. sınıfı okuyan öğrencilerin okullarının ortaokula dönüşmesi nedeniyle aynı okulda 5. sınıfa devam edebilmesi mümkün iken, ortaokullara da adrese dayalı kayıt sistemiyle öğrenci yerleştirildiği için bu mümkün olamayabiliyor. Çünkü 4. sınıftan mezun öğrencinin okulu ortaokul olmuş olsa bile, çocuğun adresi tutmuyorsa bu öğrenci 5. sınıfı burada değil adresine uygun ortaokulda okuyor. Eğitim-Sen uygulamaya karşı:

“Okul dönüşümleri nedeniyle 4. sınıftan 5. sınıfa geçen çok sayıda öğrencinin aynı okulda eğitimine devam etme hakkı elinden alınırken, özel okul ya da imam hatip ortaokullarıında adrese bakılmaksızın istediği okula kaydının yaptırılabilmesi ayrımcılıktır.”

Son Güncelleme: Pazartesi, 12 Ağustos 2013 09:32

Gösterim: 1484

Sözleşmeli öğretmenlere müjde! Danıştay'ın, sözleşmeli öğretmenlere atama nedeniyle yolluk ödenmesine ilişkin kararı Resmi Gazete'de yayımlandı.

Danıştay'ın, sözleşmeli öğretmenlere atama nedeniyle yolluk ödenmesine ilişkin dört kararı, Resmi Gazete'de yayımlandı.

Atamalarının ardından yolluklarını alamadıkları gerekçesiyle idare mahkemesine yaptıkları başvuru reddedilen sözleşmeli öğretmenler, Danıştay'a başvurdu.

Danıştay, öğretmenlerin yerel mahkeme kararının bozulması talebini kabul ederek, sözleşmeli öğretmenlere atama nedeniyle yolluk ödenmesini karara bağladı.  

Kararda, dava konusu işlemin yasal dayanaklarını oluşturan Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esasların 4. maddesinde yer alan, "Sözleşmeli personele geçici görev yolluğu dışında harcırah ödenemez" ibaresi ile buna paralel olarak yürürlüğe sokulan Milli Eğitim Bakanlığının ilgili genelgesinde yer alan, "Sözleşmeli öğretmenlere sürekli görev yolluğu ödenmeyecektir" ibaresinin Danıştay kararıyla yürütmesinin durdurulduğu hatırlatılarak, oluşan yeni hukuki durum karşısında, davacının sürekli görev yolluğunu alabilmek için başvurabileceği belirtildi.

Karar önemli

Sözleşmeli öğretmen Bülent Ugiş adına dava açan Avukat Muhsin Özkale, Danıştay kararının, sözleşmeli öğretmenler için 'zafer' niteliği taşıdığına işaret etti. Av. Özkale, yollukları ödenmeyen sözleşmeli öğretmenlerin, önce idareye, olumsuz yanıt almaları durumunda mahkeme gidebileceklerini kaydetti. Özkale, yolluk ödemesinin 3-4 bin lirayı bulabildiğine işaret etti.

> Sözleşmeli öğretmene atama yolluğu ödenecek

Sözleşmeli öğretmenlere müjde! Danıştay'ın, sözleşmeli öğretmenlere atama nedeniyle yolluk ödenmesine ilişkin kararı Resmi Gazete'de yayımlandı.

Danıştay'ın, sözleşmeli öğretmenlere atama nedeniyle yolluk ödenmesine ilişkin dört kararı, Resmi Gazete'de yayımlandı.

Atamalarının ardından yolluklarını alamadıkları gerekçesiyle idare mahkemesine yaptıkları başvuru reddedilen sözleşmeli öğretmenler, Danıştay'a başvurdu.

Danıştay, öğretmenlerin yerel mahkeme kararının bozulması talebini kabul ederek, sözleşmeli öğretmenlere atama nedeniyle yolluk ödenmesini karara bağladı.  

Kararda, dava konusu işlemin yasal dayanaklarını oluşturan Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esasların 4. maddesinde yer alan, "Sözleşmeli personele geçici görev yolluğu dışında harcırah ödenemez" ibaresi ile buna paralel olarak yürürlüğe sokulan Milli Eğitim Bakanlığının ilgili genelgesinde yer alan, "Sözleşmeli öğretmenlere sürekli görev yolluğu ödenmeyecektir" ibaresinin Danıştay kararıyla yürütmesinin durdurulduğu hatırlatılarak, oluşan yeni hukuki durum karşısında, davacının sürekli görev yolluğunu alabilmek için başvurabileceği belirtildi.

Karar önemli

Sözleşmeli öğretmen Bülent Ugiş adına dava açan Avukat Muhsin Özkale, Danıştay kararının, sözleşmeli öğretmenler için 'zafer' niteliği taşıdığına işaret etti. Av. Özkale, yollukları ödenmeyen sözleşmeli öğretmenlerin, önce idareye, olumsuz yanıt almaları durumunda mahkeme gidebileceklerini kaydetti. Özkale, yolluk ödemesinin 3-4 bin lirayı bulabildiğine işaret etti.

Son Güncelleme: Pazartesi, 12 Ağustos 2013 14:26

Gösterim: 2016

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), okul öncesi eğitimi güçlendirme çalışmaları kapsamında erken çocukluk eğitim hizmetine erişemeyen veya erişmekte zorlanan çocuklara bu hizmetin ücretsiz sunumuna yönelik modeller hazırladı. Projede ataması yapılmayan öğretmenler de görev alabilecek.

Türkiye’de okul öncesi eğitim alanındaki uygulamaları desteklemek üzere, 2010 yılında MEB Temel Eğitim Genel Müdürlüğünün başlattığı Okul Öncesi Eğitimin Güçlendirilmesi Projesi kapsamında Toplum Temelli Erken Çocukluk Hizmetleri Kılavuzu hazırladı. Kılavuzda, özellikle okul öncesi eğitime erişimi olmayan veya güçlükle erişen dezavantajlı kesimlerin erken çocukluk hizmetlerinden ücretsiz faydalanmasını desteklemek amacıyla yerel yönetimlerin, sivil toplum örgütlerinin ve işveren kuruluşların işbirliğiyle oluşturulacak toplum temelli erken çocukluk hizmeti sunumuna yönelik 10  model yer aldı.

Toplum temelli erken çocukluk hizmeti sunan kurumlar ve kuruluşlar,  Mobil Oyun Otobüsü, Oyun Odaları, Topluma Hizmet Gönüllüleri Merkezleri, Erken Eğitim Merkezleri, Çocuk Evleri, Anne ve Çocuk Sağlığı ve Spor Merkezleri, Aile Kütüphanesi, Çocuk ve Aile Bilim Sanat Kültür Merkezi, Oyuncak Fabrikası ile Oyuncak Kütüphanesi modellerini referans alacak.

Bu kurum ve kuruluşlarda, 0-66 aylar arasındaki dezavantajlı gruplarda yer alan çocukların ücretiz eğitim alması sağlanacak. Böylece çocukların ev ve aile ortamında sahip olmadığı olanaklarla tanışmasına ve sosyal bir ortamda eğitici faaliyetler içerisinde bulunmasına olanak verilecek.

Erken çocukluk eğitimleri aracılığıyla ebeveynlerin de eğitilmesi sağlanacak. Ailelere çocukla iletişim, çocuk gelişimi, çocuk eğitimi, beslenme, sağlık, bakım, kazalar, güvenlik, büyüme ve gelişim, ilk yardım, kadın sağlığı, kişisel gelişim, çocuk hakları gibi eğitimler verilecek. Ayrıca ailelere yönelik okuma etkinlikleri ve tartışma saatleri planlanacak, film gösterimleri düzenlenecek.

Ataması yapılmayan öğretmenlerden sözleşmeli yararlanılacak

Hizmet bölgesinde yaşayan emekli olmuş öğretmenler, ataması yapılmayan ve hizmet bölgesinde ikamet eden okul öncesi öğretmenler, üniversitelerin ve meslek liselerinin ilgili bölüm mezunlarıyla konu ile ilgilenen ve öncelikli olarak alan bilgisini belli bir sertifika ile belgeleyen düz lise mezunları, çocuk gelişimciler, sosyal hizmet uzmanları/sosyal çalışmacılar, psikologlar, sağlık çalışanlarından ve ilgili bilim dallarının lisans yüksek lisans öğrencilerinden ücretli, sözleşmeli ve gönüllü olarak hizmet alımı yapılacak.

Üniversitelerle işbirliği yapılacak

Mobil Oyun Otobüsleri'nde dezavantajlı bölgelerde yaşayan 3-5 yaşlarındaki yoksul ve herhangi bir kurumsal erken çocukluk hizmetinden yararlanmayan çocukların kendileri için özel olarak donatılmış oyun otobüsünde bu eğitimi almaları sağlanacak. 

Oyun Odaları'nda ise kurumsal erken çocukluk eğitiminden yararlanma şansı olmayan 5 yaşındaki yoksul çocuklar için gelişimsel destek olanağı sunulacak.

Toplum Hizmet Gönüllüleri Merkezleri'nde ise 3-5 yaşlarındaki engelli çocuklar, mahkum annelerin çocukları, yoksul ve sokakta çalıştırılan çocuklar eğitime alınacak. Eğitim fakültelerinin okul öncesi öğretmenliğinde okuyan ve topluma hizmet uygulamaları dersi kapsamında çalışma yapacak öğrencilerin bu merkezlere yönlendirilmesi amacıyla üniversiterle işbirliği yapılacak. Böylece, öğrencilerin, 14 hafta, haftada 1 gün 3 saat hizmetlerini bu merkezlerde yürütmesi sağlanacak.

Çocuk Evleri'nde de toplumun gereksinimlerine göre yaşadığı bölgede anaokulu bulunmayan ya da anaokulu olduğu halde özel gereksinimleri nedeniyle mevcut anaokullarından yararlanma olanağı olmayan 0-5 yaşlarındaki dezavantajlı çocuklar (engelli, yoksul, göçmen ve evlerinde farklı dillerde konuşan çocuklar) ile bu çocukların aileleri eğitime alınacak. Anneler ve anne adayları için beceri geliştirme ve meslek edindirme kursları ile annelere ve genç kızlara çocuk bakıcılığı sertifika kursları düzenlenecek.

Dezavantajlı çocukları ve annelerini eğitmek amacıyla hizmet vermesi planlanan Erken Eğitim Merkezleri'nde ise öncelikli olarak, 4 ve daha fazla çocuklu aileler ve diğer çocukları ilköğretim ya da ortaöğretim kademesinde eğitim alan ebeveynler kabul edilecek.

Anne Çocuk Sağlık ve Spor Merkezi modelinde ise annelerin ve çocuklarının sağlıklı bireyler olarak yaşamalarını destekleyecek bilgilendirme ve spor aktiviteleri planlanlanıyor. Okul öncesi eğitimi almayan, okullaşma oranı düşük, erken çocukluk çağ nüfusu yüksek olan ve dezavantajlı bölgelerde yaşayan aileler ve bu ailelerin 6 ay - 3 yaşındaki çocukları modelin hedef kitlesini oluşturuyor.

Aile Kütüphanesi açılacak

Aile Kütüphaneleri modelinde de normal gelişim gösteren çocuklarla, görme engelli çocukların gelişimsel gereksinimlerini karşılayacak özel kitap koleksiyonu olan kütüphaneler oluşturulacak. Mevcut kütüphanelerin içinde çocuklar ve aileleri için ayrılan özel bir bölüm Aile Kütüphanesi olarak kullanılabileceği gibi tamamen bağımsız bir şekilde  de Aile Kütüphanesi oluşturulabilinecek.

Okullaşma oranı düşük, erken çocukluk çağ nüfusu yüksek ve dezavantajlı bölgelerde yaşayan aileler ve onların 3-5  yaşındaki okul öncesi eğitim almayan çocukların, Çocuk ve Aile Bilim Sanat Kültür Merkezleri'nde ebeveynleriyle ya da bireysel olarak bilim, sanat ve kültür etkinliklerine katılmaları sağlanacak. Merkezler, sinema tiyatro, müze ve sanat galerileriyle bilim merkezleri içinde açılabilecek.

Oyuncak Fabrikası'nda ise aile üyelerinin, 0-5 yaşındaki çocuklarının gelişimini destekleyecek eğitsel materyallerin tasarlanması ve üretilmesinde aktif çalışmaları sağlanacak. Anne ve babalar, el emekleri ile geliştirdikleri materyallerle ilgili merkezde düzenlenen oyun odasında çocuklarıyla oynayabilecek.

Oyuncak Kütüphaneleri yapılacak

Çocuklar doğal ortamlarda, açık havada oyun oynamak yerine evde, kapalı alanlarda ve özellikle de teknoloji bağımlısı olma yolunda bir değişim yaşadıkları göz önüne alınarak hazırlanan Oyuncak Kütüphaneleri modelinde ise ebeveynler çocuklarıyla neyle ve nasıl oynayabileceklerini öğrenecek. Modelde mevcut bağımsız anaokulları bünyesinde uygun bulunan bir mekan Oyuncak Kütüphanesi'ne dönüştürülecek. Oyuncak Kütüphanesi, anaokulundaki çocukların ödünç oyuncak alıp eve götürüp geri getirmeleri amacıyla kullanılacağı gibi anne–çocuk oyun zamanlarının düzenlemesi amacıyla da kullanılabilecek.

> MEB'den okul öncesi için yeni model

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), okul öncesi eğitimi güçlendirme çalışmaları kapsamında erken çocukluk eğitim hizmetine erişemeyen veya erişmekte zorlanan çocuklara bu hizmetin ücretsiz sunumuna yönelik modeller hazırladı. Projede ataması yapılmayan öğretmenler de görev alabilecek.

Türkiye’de okul öncesi eğitim alanındaki uygulamaları desteklemek üzere, 2010 yılında MEB Temel Eğitim Genel Müdürlüğünün başlattığı Okul Öncesi Eğitimin Güçlendirilmesi Projesi kapsamında Toplum Temelli Erken Çocukluk Hizmetleri Kılavuzu hazırladı. Kılavuzda, özellikle okul öncesi eğitime erişimi olmayan veya güçlükle erişen dezavantajlı kesimlerin erken çocukluk hizmetlerinden ücretsiz faydalanmasını desteklemek amacıyla yerel yönetimlerin, sivil toplum örgütlerinin ve işveren kuruluşların işbirliğiyle oluşturulacak toplum temelli erken çocukluk hizmeti sunumuna yönelik 10  model yer aldı.

Toplum temelli erken çocukluk hizmeti sunan kurumlar ve kuruluşlar,  Mobil Oyun Otobüsü, Oyun Odaları, Topluma Hizmet Gönüllüleri Merkezleri, Erken Eğitim Merkezleri, Çocuk Evleri, Anne ve Çocuk Sağlığı ve Spor Merkezleri, Aile Kütüphanesi, Çocuk ve Aile Bilim Sanat Kültür Merkezi, Oyuncak Fabrikası ile Oyuncak Kütüphanesi modellerini referans alacak.

Bu kurum ve kuruluşlarda, 0-66 aylar arasındaki dezavantajlı gruplarda yer alan çocukların ücretiz eğitim alması sağlanacak. Böylece çocukların ev ve aile ortamında sahip olmadığı olanaklarla tanışmasına ve sosyal bir ortamda eğitici faaliyetler içerisinde bulunmasına olanak verilecek.

Erken çocukluk eğitimleri aracılığıyla ebeveynlerin de eğitilmesi sağlanacak. Ailelere çocukla iletişim, çocuk gelişimi, çocuk eğitimi, beslenme, sağlık, bakım, kazalar, güvenlik, büyüme ve gelişim, ilk yardım, kadın sağlığı, kişisel gelişim, çocuk hakları gibi eğitimler verilecek. Ayrıca ailelere yönelik okuma etkinlikleri ve tartışma saatleri planlanacak, film gösterimleri düzenlenecek.

Ataması yapılmayan öğretmenlerden sözleşmeli yararlanılacak

Hizmet bölgesinde yaşayan emekli olmuş öğretmenler, ataması yapılmayan ve hizmet bölgesinde ikamet eden okul öncesi öğretmenler, üniversitelerin ve meslek liselerinin ilgili bölüm mezunlarıyla konu ile ilgilenen ve öncelikli olarak alan bilgisini belli bir sertifika ile belgeleyen düz lise mezunları, çocuk gelişimciler, sosyal hizmet uzmanları/sosyal çalışmacılar, psikologlar, sağlık çalışanlarından ve ilgili bilim dallarının lisans yüksek lisans öğrencilerinden ücretli, sözleşmeli ve gönüllü olarak hizmet alımı yapılacak.

Üniversitelerle işbirliği yapılacak

Mobil Oyun Otobüsleri'nde dezavantajlı bölgelerde yaşayan 3-5 yaşlarındaki yoksul ve herhangi bir kurumsal erken çocukluk hizmetinden yararlanmayan çocukların kendileri için özel olarak donatılmış oyun otobüsünde bu eğitimi almaları sağlanacak. 

Oyun Odaları'nda ise kurumsal erken çocukluk eğitiminden yararlanma şansı olmayan 5 yaşındaki yoksul çocuklar için gelişimsel destek olanağı sunulacak.

Toplum Hizmet Gönüllüleri Merkezleri'nde ise 3-5 yaşlarındaki engelli çocuklar, mahkum annelerin çocukları, yoksul ve sokakta çalıştırılan çocuklar eğitime alınacak. Eğitim fakültelerinin okul öncesi öğretmenliğinde okuyan ve topluma hizmet uygulamaları dersi kapsamında çalışma yapacak öğrencilerin bu merkezlere yönlendirilmesi amacıyla üniversiterle işbirliği yapılacak. Böylece, öğrencilerin, 14 hafta, haftada 1 gün 3 saat hizmetlerini bu merkezlerde yürütmesi sağlanacak.

Çocuk Evleri'nde de toplumun gereksinimlerine göre yaşadığı bölgede anaokulu bulunmayan ya da anaokulu olduğu halde özel gereksinimleri nedeniyle mevcut anaokullarından yararlanma olanağı olmayan 0-5 yaşlarındaki dezavantajlı çocuklar (engelli, yoksul, göçmen ve evlerinde farklı dillerde konuşan çocuklar) ile bu çocukların aileleri eğitime alınacak. Anneler ve anne adayları için beceri geliştirme ve meslek edindirme kursları ile annelere ve genç kızlara çocuk bakıcılığı sertifika kursları düzenlenecek.

Dezavantajlı çocukları ve annelerini eğitmek amacıyla hizmet vermesi planlanan Erken Eğitim Merkezleri'nde ise öncelikli olarak, 4 ve daha fazla çocuklu aileler ve diğer çocukları ilköğretim ya da ortaöğretim kademesinde eğitim alan ebeveynler kabul edilecek.

Anne Çocuk Sağlık ve Spor Merkezi modelinde ise annelerin ve çocuklarının sağlıklı bireyler olarak yaşamalarını destekleyecek bilgilendirme ve spor aktiviteleri planlanlanıyor. Okul öncesi eğitimi almayan, okullaşma oranı düşük, erken çocukluk çağ nüfusu yüksek olan ve dezavantajlı bölgelerde yaşayan aileler ve bu ailelerin 6 ay - 3 yaşındaki çocukları modelin hedef kitlesini oluşturuyor.

Aile Kütüphanesi açılacak

Aile Kütüphaneleri modelinde de normal gelişim gösteren çocuklarla, görme engelli çocukların gelişimsel gereksinimlerini karşılayacak özel kitap koleksiyonu olan kütüphaneler oluşturulacak. Mevcut kütüphanelerin içinde çocuklar ve aileleri için ayrılan özel bir bölüm Aile Kütüphanesi olarak kullanılabileceği gibi tamamen bağımsız bir şekilde  de Aile Kütüphanesi oluşturulabilinecek.

Okullaşma oranı düşük, erken çocukluk çağ nüfusu yüksek ve dezavantajlı bölgelerde yaşayan aileler ve onların 3-5  yaşındaki okul öncesi eğitim almayan çocukların, Çocuk ve Aile Bilim Sanat Kültür Merkezleri'nde ebeveynleriyle ya da bireysel olarak bilim, sanat ve kültür etkinliklerine katılmaları sağlanacak. Merkezler, sinema tiyatro, müze ve sanat galerileriyle bilim merkezleri içinde açılabilecek.

Oyuncak Fabrikası'nda ise aile üyelerinin, 0-5 yaşındaki çocuklarının gelişimini destekleyecek eğitsel materyallerin tasarlanması ve üretilmesinde aktif çalışmaları sağlanacak. Anne ve babalar, el emekleri ile geliştirdikleri materyallerle ilgili merkezde düzenlenen oyun odasında çocuklarıyla oynayabilecek.

Oyuncak Kütüphaneleri yapılacak

Çocuklar doğal ortamlarda, açık havada oyun oynamak yerine evde, kapalı alanlarda ve özellikle de teknoloji bağımlısı olma yolunda bir değişim yaşadıkları göz önüne alınarak hazırlanan Oyuncak Kütüphaneleri modelinde ise ebeveynler çocuklarıyla neyle ve nasıl oynayabileceklerini öğrenecek. Modelde mevcut bağımsız anaokulları bünyesinde uygun bulunan bir mekan Oyuncak Kütüphanesi'ne dönüştürülecek. Oyuncak Kütüphanesi, anaokulundaki çocukların ödünç oyuncak alıp eve götürüp geri getirmeleri amacıyla kullanılacağı gibi anne–çocuk oyun zamanlarının düzenlemesi amacıyla da kullanılabilecek.

Son Güncelleme: Cumartesi, 10 Ağustos 2013 12:28

Gösterim: 2489


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.