Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

YÖK: LYS barajının düşürülmesini gerektirecek durum yok

YÖK'ten, üniversiteye giriş sınavlarında baraj puanının düşürülmesini gerektirecek bir durum olmadığı bildirildi.

Açıklama için tıklayın

Yükseköğretim Kurulu (YÖK), Lisans Yerleştirme Sınavı (LYS) sonuçlarına göre barajı aşamayan öğrenci sayısındaki artış nedeniyle tartışılan ‘LYS barajının düşürülmesi’ konusunda açıklama yaptı. YÖK’ün internet sitesinde yapılan açıklamada, yapılan incelemeler sonucunda barajın düşürülmesine gerek olmadığı belirtildi.

Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Üniversiteye giriş sınavlarının sonuçları açıklandıktan sonra baraj puanının düşürülmesi konusu etrafında bazı haberler ve  iddialar kamuoyuna yansımıştır. Konuya ilişkin kurulumuza intikal eden Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi’nin (ÖSYM) 31 Temmuz 2012 tarih ve 24232 sayılı yazısının incelenmesi sonucu, baraj puanının düşürülmesini gerektirecek bir durum olmadığı kanaatine varılmıştır.”

> YÖK baraj açıklaması yaptı

YÖK: LYS barajının düşürülmesini gerektirecek durum yok

YÖK'ten, üniversiteye giriş sınavlarında baraj puanının düşürülmesini gerektirecek bir durum olmadığı bildirildi.

Açıklama için tıklayın

Yükseköğretim Kurulu (YÖK), Lisans Yerleştirme Sınavı (LYS) sonuçlarına göre barajı aşamayan öğrenci sayısındaki artış nedeniyle tartışılan ‘LYS barajının düşürülmesi’ konusunda açıklama yaptı. YÖK’ün internet sitesinde yapılan açıklamada, yapılan incelemeler sonucunda barajın düşürülmesine gerek olmadığı belirtildi.

Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Üniversiteye giriş sınavlarının sonuçları açıklandıktan sonra baraj puanının düşürülmesi konusu etrafında bazı haberler ve  iddialar kamuoyuna yansımıştır. Konuya ilişkin kurulumuza intikal eden Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi’nin (ÖSYM) 31 Temmuz 2012 tarih ve 24232 sayılı yazısının incelenmesi sonucu, baraj puanının düşürülmesini gerektirecek bir durum olmadığı kanaatine varılmıştır.”

Son Güncelleme: Çarşamba, 01 Ağustos 2012 15:15

Gösterim: 1848

Okumak isteyenlere ikinci üniversite şansı tanınacak

Sabah Gazetesi Yazarı Yaşar Özay’ın bugünkü yazısı

Üniversitede istediği bölüme giremeyenlere, belirli bir ücret karşılığında sınavsız ikinci üniversite okuma şansı verilecek

Başbakan Erdoğan'ın talimatı ile başlatılan, üniversitelilerden alınan harçların devlet tarafından karşılanmasına ilişkin düzenlemenin çalışmaları sürüyor. Yapılan çalışmalarda, üniversitelere ek kaynak sağlanmasına yönelik projeler masaya yatırıldı. Ele alınan projelerin başında ise ikinci üniversitelerini okumak isteyen öğrencilere, belirli ücret karşılığında sınavsız eğitim hakkı verilmesi yer alıyor. Buna göre, hukuk fakültesine gitme hayali olan ancak, başka bir alanda eğitim gören kişi, ikinci üniversitesini belirli bir ücret karşılığında sınavsız okuyabilecek. Yine, yüksek öğrenimini yarıda bırakmak zorunda kalan kişilere de, belirli bir ücret karşılığında eğitimini tamamlama hakkı verilmesi planlanıyor. Buna benzer, birçok proje üzerinde çalışıldığını ifade eden yetkililer, amaçlarının mali disiplini bozmadan, üniversitelerdeki harçları kaldırmak olduğunu kaydettiler. Bu çerçevede, üniversitelerin de ek kaynak ihtiyacının karşılanmasının amaçlandığını bildirdiler.

ÖĞRENCİDEN 'KATKI PAYI'

ÖSYM'nin 2011 verilerine göre 95 devlet, 54 vakıf, 9 askeri ve 1 polis akademisinde eğitim gören 3 milyon 817 bin 86 öğrenciden alınan harç miktarı 1 milyon 300 bin lira. Öğrencilerin ödediği 'Öğrenci Katkı Payı'nın en düşüğü 71 TL ile Açıköğretim Fakültesi öğrencilerinden alınıyor. Bazı bölümlerdeki harçlar ise şöyle: Eğitim, edebiyat, ilahiyat ve iletişim 284 TL, hukuk, siyasal ve işletme 313 TL, mühendislik, mimarlık 387 TL, denizcilik, uçak, ziraat, veterinerlik 316-387 TL, diş hekimliği ve eczacılık 494 TL, tıp 591 TL, konservatuvar 589 TL. İkinci öğrenim için ödenen harçlar bin TL'den başlıyor, 4 bin 268 TL'ye kadar çıkıyor.

(sabah)

> İstediği bölüme giremeyenlere ikinci üniversite şansı

Okumak isteyenlere ikinci üniversite şansı tanınacak

Sabah Gazetesi Yazarı Yaşar Özay’ın bugünkü yazısı

Üniversitede istediği bölüme giremeyenlere, belirli bir ücret karşılığında sınavsız ikinci üniversite okuma şansı verilecek

Başbakan Erdoğan'ın talimatı ile başlatılan, üniversitelilerden alınan harçların devlet tarafından karşılanmasına ilişkin düzenlemenin çalışmaları sürüyor. Yapılan çalışmalarda, üniversitelere ek kaynak sağlanmasına yönelik projeler masaya yatırıldı. Ele alınan projelerin başında ise ikinci üniversitelerini okumak isteyen öğrencilere, belirli ücret karşılığında sınavsız eğitim hakkı verilmesi yer alıyor. Buna göre, hukuk fakültesine gitme hayali olan ancak, başka bir alanda eğitim gören kişi, ikinci üniversitesini belirli bir ücret karşılığında sınavsız okuyabilecek. Yine, yüksek öğrenimini yarıda bırakmak zorunda kalan kişilere de, belirli bir ücret karşılığında eğitimini tamamlama hakkı verilmesi planlanıyor. Buna benzer, birçok proje üzerinde çalışıldığını ifade eden yetkililer, amaçlarının mali disiplini bozmadan, üniversitelerdeki harçları kaldırmak olduğunu kaydettiler. Bu çerçevede, üniversitelerin de ek kaynak ihtiyacının karşılanmasının amaçlandığını bildirdiler.

ÖĞRENCİDEN 'KATKI PAYI'

ÖSYM'nin 2011 verilerine göre 95 devlet, 54 vakıf, 9 askeri ve 1 polis akademisinde eğitim gören 3 milyon 817 bin 86 öğrenciden alınan harç miktarı 1 milyon 300 bin lira. Öğrencilerin ödediği 'Öğrenci Katkı Payı'nın en düşüğü 71 TL ile Açıköğretim Fakültesi öğrencilerinden alınıyor. Bazı bölümlerdeki harçlar ise şöyle: Eğitim, edebiyat, ilahiyat ve iletişim 284 TL, hukuk, siyasal ve işletme 313 TL, mühendislik, mimarlık 387 TL, denizcilik, uçak, ziraat, veterinerlik 316-387 TL, diş hekimliği ve eczacılık 494 TL, tıp 591 TL, konservatuvar 589 TL. İkinci öğrenim için ödenen harçlar bin TL'den başlıyor, 4 bin 268 TL'ye kadar çıkıyor.

(sabah)

Son Güncelleme: Çarşamba, 01 Ağustos 2012 10:10

Gösterim: 2103

Sabah Gazetesi Yazarı Sait Gürsoy’un bugünkü yazısı

Yazılarımda, 1998'den beri vakıf üniversitelerinin çoğalmasını savundum. Zira bu kurumların artması hem kamunun yükünü ciddi ölçüde azaltacak hem de kaliteyi artıracaktı. İlk kurulan vakıf üniversiteleri başka üniversitelerin öğretim üyeleri ile yola çıkmıştı ve genellikle yarı zamanlı kadrolarla eğitim veriyordu. Gelişmiş imkânları ve kampusları yoktu. Ama kısa sürede dezavantajlarını giderdiler ve hatta bu alanlarda avantajlı hale geldiler. Bugün vakıf üniversitelerini öğrencilerin tercih etme nedenlerinin başında güçlü akademik kadroları ve gelişmiş kampus olanakları geliyor.

Vakıf üniversiteleri daha birçok açıdan öne çıkıyor. Bunları şöyle sıralayabiliriz. Yabancı dilde eğitim, güçlü uluslararası bağlantılar, çift diploma imkânı, uygulamaya dayalı eğitim, üniversite sonrası kariyer için özel çaba, sürekli kalite artışı, motive eden sosyal iklim, inovasyon ve teknoloji kullanımı, iş dünyası ile güçlü ilişkiler, beyin göçünü tersine çevirme imkânı, yaşam boyu eğitim, sosyal sorumluluk konusunda hassasiyet...

Tüm bunların yanında sağladıkları burslar tercih nedeni oluyor. Bugüne kadar 200 bin öğrenci vakıf üniversitelerini tercih etmiş. Vakıf Üniversiteleri Birliği'nin verilerine göre bunların yüzde 30'u burslu öğrenim görmüş. Vakıf üniversiteleri ÖSYM'den girişte verilen bursların yanında 2011-2012 sezonunda 750 milyon TL değerinde burs dağıtmış. Bunlar yükseköğretime büyük katkıdır. Aday öğrencilerin ve velilerinin bunları dikkatle takip ettiğini düşünüyorum.

Baraj düşürülmeli

Bu yıl YÖK puan hesaplarında kural değişikliği yaptı. İki sınava girmeyenlerin puanları hesaplanmadı. Bu yüzden özellikle MF ve TM puanlarında yaklaşık 200 bin aday, 180 barajını geçemedi. Doğal olarak da vakıf üniversitelerinin kontenjanları boş kalacak. Ek yerleştirmede YÖK'ün boş kontenjanlar sorunu için yeniden düzenleme yapmasında yarar var.

Ek yerleştirmede adayların tercih yapabilmesi için, 2012'de genel yerleştirmede bir programa yerleştirilmemiş olması gerekiyor. Adayların ek yerleştirmede bir programı seçerken, puanının o bölümün taban puanına eşit ya da yüksek olması şartı aranacak.

Bence, ek yerleştirmede özellikle vakıf üniversitelerinde, kontenjanı dolmayan yani taban puanı oluşmayan 4 yıllık bölümler için 165, 2yıllık bölümler için 125 baraj puanı getirilebilir.

(sabah)

> Vakıf üniversiteleri artık daha önde

Sabah Gazetesi Yazarı Sait Gürsoy’un bugünkü yazısı

Yazılarımda, 1998'den beri vakıf üniversitelerinin çoğalmasını savundum. Zira bu kurumların artması hem kamunun yükünü ciddi ölçüde azaltacak hem de kaliteyi artıracaktı. İlk kurulan vakıf üniversiteleri başka üniversitelerin öğretim üyeleri ile yola çıkmıştı ve genellikle yarı zamanlı kadrolarla eğitim veriyordu. Gelişmiş imkânları ve kampusları yoktu. Ama kısa sürede dezavantajlarını giderdiler ve hatta bu alanlarda avantajlı hale geldiler. Bugün vakıf üniversitelerini öğrencilerin tercih etme nedenlerinin başında güçlü akademik kadroları ve gelişmiş kampus olanakları geliyor.

Vakıf üniversiteleri daha birçok açıdan öne çıkıyor. Bunları şöyle sıralayabiliriz. Yabancı dilde eğitim, güçlü uluslararası bağlantılar, çift diploma imkânı, uygulamaya dayalı eğitim, üniversite sonrası kariyer için özel çaba, sürekli kalite artışı, motive eden sosyal iklim, inovasyon ve teknoloji kullanımı, iş dünyası ile güçlü ilişkiler, beyin göçünü tersine çevirme imkânı, yaşam boyu eğitim, sosyal sorumluluk konusunda hassasiyet...

Tüm bunların yanında sağladıkları burslar tercih nedeni oluyor. Bugüne kadar 200 bin öğrenci vakıf üniversitelerini tercih etmiş. Vakıf Üniversiteleri Birliği'nin verilerine göre bunların yüzde 30'u burslu öğrenim görmüş. Vakıf üniversiteleri ÖSYM'den girişte verilen bursların yanında 2011-2012 sezonunda 750 milyon TL değerinde burs dağıtmış. Bunlar yükseköğretime büyük katkıdır. Aday öğrencilerin ve velilerinin bunları dikkatle takip ettiğini düşünüyorum.

Baraj düşürülmeli

Bu yıl YÖK puan hesaplarında kural değişikliği yaptı. İki sınava girmeyenlerin puanları hesaplanmadı. Bu yüzden özellikle MF ve TM puanlarında yaklaşık 200 bin aday, 180 barajını geçemedi. Doğal olarak da vakıf üniversitelerinin kontenjanları boş kalacak. Ek yerleştirmede YÖK'ün boş kontenjanlar sorunu için yeniden düzenleme yapmasında yarar var.

Ek yerleştirmede adayların tercih yapabilmesi için, 2012'de genel yerleştirmede bir programa yerleştirilmemiş olması gerekiyor. Adayların ek yerleştirmede bir programı seçerken, puanının o bölümün taban puanına eşit ya da yüksek olması şartı aranacak.

Bence, ek yerleştirmede özellikle vakıf üniversitelerinde, kontenjanı dolmayan yani taban puanı oluşmayan 4 yıllık bölümler için 165, 2yıllık bölümler için 125 baraj puanı getirilebilir.

(sabah)

Son Güncelleme: Çarşamba, 01 Ağustos 2012 10:01

Gösterim: 2005

Üniversite öğrencilerinin en temel ihtiyaçlarını bile karşılamakta yaşadıkları güçlükler, parasız eğitim taleplerinin boş olmadığını ortaya koyuyor.

Üniversitelerden 1 liralık dramlarKimi öğrenciler karnını doyurmak için 1 TL’yi bile gözetmek zorunda kalırken, kimileri de yakacak odunu olmadığı için gece camide kalmak istiyor

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın üniversite harçlarının kaldırılması için verdiği talimatın ardından başlayan tartışmalar, birçok üniversite öğrencisinin “okumak” için yaşadığı dramı ortaya çıkardı. Gençlerin, en temel ihtiyaçlarını bile karşılamakta güçlük çekmesi, kimi zaman “yürek burkan” tecrübeler yaşaması, “parasız eğitim” için meydanları dolduran öğrencilerin taleplerinin boşuna olmadığını ortaya koyuyor. Devlet üniversitelerinde okuyan kimi öğrenciler karnını doyurmak için 1 TL’yi bile gözetmek zorunda kalırken, kimileri geceleri yakacak odunu olmadığı için camide kalmak istiyor. Kimi gençler, minibüse verecek para bulamadığı için evden okula kilometrelerce yolu yayan gidiyor; kimisi soğukta giyeceği kazağı olmadığı için okulda giyecek sırasına giriyor.

Başbakan Erdoğan’ın “parasız eğitim” isteyen binlerce öğrencinin yüzünü güldüren “harçları kaldıracağız” açıklaması, “öğrencilerin hayatını kolaylaştıracağı” için üniversite rektörlerinden de destek gördü. Rektörlerin üniversite kampüslerinde karşılaştığı yürek burkan hikayeler, öğrencilerin ne kadar ağır şartlarda okumak zorunda kaldıklarını gözler önüne serdi.

Arkadaşlarını anlattılar

Üniversitelerin öğrenci temsilcileri de binbir zorlukla okumaya çalışan arkadaşlarının hikayelerini anlattı. Cebindeki 2 lirasını yemeğe vermek yerine, bir öğünü 50 kuruşluk poğaça ile geçirmeye çalışan öğrencilerden, 3 gündür doğru düzgün yemek yemediği için okul bahçesinde bayılanlara kadar üniversitelilerin yaşadıkları dinleyenin canını acıtıyor.

50 kuruşa poğaça

Hacettepe Üniversitesi Öğrenci Temsilciler Konseyi Başkanı Yavuz Sultan Selim Kavrık: Öğrenci temsilcileri olarak bu arkadaşlarımızın durumlarını en iyi biz biliyoruz. Çünkü bizim her bölümde her sınıfta temsilci arkadaşlarımız var. Bu bağlamda baktığımızda hafta sonları çalışmak için İstanbul’da iş bulabilmiş, o nedenle her cuma Ankara’dan otobüse binip, pazar günü otobüsle tekrar Ankara’ya dönmek zorunda kalan arkadaşlarımız var. Gündüz okula gelip, gece barlarda gece kulüplerinde çalışan arkadaşlarımızın yanı sıra hafta içi part time ya da hafta sonu gün boyu çalışan arkadaşlarımız cabası. Hastalansa dahi devamsızlık hakkını kullanmayan; bu hakkı bulduğu işte kullanmaya çabalayan arkadaşlarımız çok. Sadece devletten aldığı 260 TL’lik katkı kredisi ile geçinen arkadaşlarımız var. Mesela daha çok öğrenci faydalanabilsin diye yemekhanede fiyatları 1 TL düşürdük. Daha önceleri ‘Yemeğe 2 TL vermeyeyim. 50 kuruşluk poğaça ile de idare edebilirim’ diyen çok öğrenci vardı. Şimdi yemekler 1 TL’ye düşünce ‘poğaçaya 50 kuruş vereceğime, 4 çeşit yemeğe 1 TL verebilirim’ düşüncesi hakim olmaya başladı.

‘Açlıktan bayılan bile var’

Türkiye Öğrenci Konseyi Başkanı Nihat Buğra Ağaoğlu: Üniversitelerde parası olmadığı için ciddi zorluklar yaşayan arkadaşlar olduğunu biliyoruz. Mesela 3 gündür yemek yemediği için açlıktan bayılan öğrenciler olduğunu öğreniyoruz. Ama onlara ulaşmakta güçlük çekiyoruz. Öğrenciler nelere ihtiyaç duyduğunu farklı sebeplerden dolayı arkadaşlarıyla ya da hocalarıyla paylaşmıyor genelde. Öyle ki biz Öğrenci Konseyi olarak geçtiğimiz yıl içinde Marmara Üniversitesi’nde yemek bursu verecek kimseyi bulamadık. Bu trajik bir olay. Böyle zorluk içinde olan arkadaşlarımıza ulaşmak istiyoruz; kaynak sıkıntısı da yaşamıyoruz. Önümüzdeki sene bu konuda bir çalışma yapacağız; gizli bir sistemle ihtiyaç sahibi arkadaşlara çeşitli burslar sağlamaya çalışacağız.

REKTÖRLER ANLATTI

Yemek yiyebilmek, mevsime uygun giyinebilmek, ısınabilmek için üniversitelerin desteğine ihtiyaç duyan öğrencilerin yaşadıklarını, üniversitelerin rektörleri anlattı.

Hacettepe Üniversitesi Rektörü Murat Tuncer: Yemek fiyatlarını 2 TL’den 1 TL’ye düşürdükten sonra okulda yemek yiyen öğrenci sayısının birden 4 bin kadar arttığını gördük. Öğrencilerden biri bana bir gün üniversitenin içindeki caminin akşamları neden kapalı olduğunu sordu. Ben de ‘Neden sordun? Geceleri de mi ibadet edeceksin?’ dedim. Çocuk bana, “Hayır hocam. Gecekonduda yaşıyorum. Mevsim kış. Geceleri yakacak odunum yok. Camide yatarsam üşümem’ diye cevap verdi.

İstanbul Üniversitesi Rektörü Yunus Söylet: En çok dikkatimi çeken şey, öğrencilerin ‘yemeğe’ ulaşmakta yaşadığı güçlüktü. Yemekhanemizde ‘kartlı sistem’ uygulanıyor. Yemek 11.00-11.15 gibi başlıyor; 14.00’te sona eriyor. Bir süre kartlı sistem kayıtlarını inceledikten sonra çok sayıda öğrencinin bir kere saat 11.00’de, bir kere de 14.00’te yemek aldıklarını tespit ettik. Yani öğrencinin öğlen yemeğinin ardından, akşam yemeğini de bu yolla temin etmeye çalıştığını öğrendik. Hemen öğün sayısını 3’e çıkardık.

Hakkâri Üniversitesi Rektörü İbrahim Belenli: Ciddi maddi sıkıntıları olan öğrencilerimiz var. Bunu özellikle gelen burs taleplerinden tespit ediyoruz. Öğrencilerimize akşam saatlerinde 1 tas çorba veriyoruz. Her akşam yalnızca o çorba için 150 kadar öğrencimiz sıraya giriyor.

Dicle Üniversitesi Genel Sekreteri Sabri Eyigün: Şehir merkezi okulumuza 6 kilometre uzaklıkta. 1 TL minibüs parası vermemek için 6 kilometre yolu her gün yayan gelen öğrencilerimiz var.

(milliyet)

> Türkiye'de öğrenciler 1 liranın hesabını yapıyor

Üniversite öğrencilerinin en temel ihtiyaçlarını bile karşılamakta yaşadıkları güçlükler, parasız eğitim taleplerinin boş olmadığını ortaya koyuyor.

Üniversitelerden 1 liralık dramlarKimi öğrenciler karnını doyurmak için 1 TL’yi bile gözetmek zorunda kalırken, kimileri de yakacak odunu olmadığı için gece camide kalmak istiyor

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın üniversite harçlarının kaldırılması için verdiği talimatın ardından başlayan tartışmalar, birçok üniversite öğrencisinin “okumak” için yaşadığı dramı ortaya çıkardı. Gençlerin, en temel ihtiyaçlarını bile karşılamakta güçlük çekmesi, kimi zaman “yürek burkan” tecrübeler yaşaması, “parasız eğitim” için meydanları dolduran öğrencilerin taleplerinin boşuna olmadığını ortaya koyuyor. Devlet üniversitelerinde okuyan kimi öğrenciler karnını doyurmak için 1 TL’yi bile gözetmek zorunda kalırken, kimileri geceleri yakacak odunu olmadığı için camide kalmak istiyor. Kimi gençler, minibüse verecek para bulamadığı için evden okula kilometrelerce yolu yayan gidiyor; kimisi soğukta giyeceği kazağı olmadığı için okulda giyecek sırasına giriyor.

Başbakan Erdoğan’ın “parasız eğitim” isteyen binlerce öğrencinin yüzünü güldüren “harçları kaldıracağız” açıklaması, “öğrencilerin hayatını kolaylaştıracağı” için üniversite rektörlerinden de destek gördü. Rektörlerin üniversite kampüslerinde karşılaştığı yürek burkan hikayeler, öğrencilerin ne kadar ağır şartlarda okumak zorunda kaldıklarını gözler önüne serdi.

Arkadaşlarını anlattılar

Üniversitelerin öğrenci temsilcileri de binbir zorlukla okumaya çalışan arkadaşlarının hikayelerini anlattı. Cebindeki 2 lirasını yemeğe vermek yerine, bir öğünü 50 kuruşluk poğaça ile geçirmeye çalışan öğrencilerden, 3 gündür doğru düzgün yemek yemediği için okul bahçesinde bayılanlara kadar üniversitelilerin yaşadıkları dinleyenin canını acıtıyor.

50 kuruşa poğaça

Hacettepe Üniversitesi Öğrenci Temsilciler Konseyi Başkanı Yavuz Sultan Selim Kavrık: Öğrenci temsilcileri olarak bu arkadaşlarımızın durumlarını en iyi biz biliyoruz. Çünkü bizim her bölümde her sınıfta temsilci arkadaşlarımız var. Bu bağlamda baktığımızda hafta sonları çalışmak için İstanbul’da iş bulabilmiş, o nedenle her cuma Ankara’dan otobüse binip, pazar günü otobüsle tekrar Ankara’ya dönmek zorunda kalan arkadaşlarımız var. Gündüz okula gelip, gece barlarda gece kulüplerinde çalışan arkadaşlarımızın yanı sıra hafta içi part time ya da hafta sonu gün boyu çalışan arkadaşlarımız cabası. Hastalansa dahi devamsızlık hakkını kullanmayan; bu hakkı bulduğu işte kullanmaya çabalayan arkadaşlarımız çok. Sadece devletten aldığı 260 TL’lik katkı kredisi ile geçinen arkadaşlarımız var. Mesela daha çok öğrenci faydalanabilsin diye yemekhanede fiyatları 1 TL düşürdük. Daha önceleri ‘Yemeğe 2 TL vermeyeyim. 50 kuruşluk poğaça ile de idare edebilirim’ diyen çok öğrenci vardı. Şimdi yemekler 1 TL’ye düşünce ‘poğaçaya 50 kuruş vereceğime, 4 çeşit yemeğe 1 TL verebilirim’ düşüncesi hakim olmaya başladı.

‘Açlıktan bayılan bile var’

Türkiye Öğrenci Konseyi Başkanı Nihat Buğra Ağaoğlu: Üniversitelerde parası olmadığı için ciddi zorluklar yaşayan arkadaşlar olduğunu biliyoruz. Mesela 3 gündür yemek yemediği için açlıktan bayılan öğrenciler olduğunu öğreniyoruz. Ama onlara ulaşmakta güçlük çekiyoruz. Öğrenciler nelere ihtiyaç duyduğunu farklı sebeplerden dolayı arkadaşlarıyla ya da hocalarıyla paylaşmıyor genelde. Öyle ki biz Öğrenci Konseyi olarak geçtiğimiz yıl içinde Marmara Üniversitesi’nde yemek bursu verecek kimseyi bulamadık. Bu trajik bir olay. Böyle zorluk içinde olan arkadaşlarımıza ulaşmak istiyoruz; kaynak sıkıntısı da yaşamıyoruz. Önümüzdeki sene bu konuda bir çalışma yapacağız; gizli bir sistemle ihtiyaç sahibi arkadaşlara çeşitli burslar sağlamaya çalışacağız.

REKTÖRLER ANLATTI

Yemek yiyebilmek, mevsime uygun giyinebilmek, ısınabilmek için üniversitelerin desteğine ihtiyaç duyan öğrencilerin yaşadıklarını, üniversitelerin rektörleri anlattı.

Hacettepe Üniversitesi Rektörü Murat Tuncer: Yemek fiyatlarını 2 TL’den 1 TL’ye düşürdükten sonra okulda yemek yiyen öğrenci sayısının birden 4 bin kadar arttığını gördük. Öğrencilerden biri bana bir gün üniversitenin içindeki caminin akşamları neden kapalı olduğunu sordu. Ben de ‘Neden sordun? Geceleri de mi ibadet edeceksin?’ dedim. Çocuk bana, “Hayır hocam. Gecekonduda yaşıyorum. Mevsim kış. Geceleri yakacak odunum yok. Camide yatarsam üşümem’ diye cevap verdi.

İstanbul Üniversitesi Rektörü Yunus Söylet: En çok dikkatimi çeken şey, öğrencilerin ‘yemeğe’ ulaşmakta yaşadığı güçlüktü. Yemekhanemizde ‘kartlı sistem’ uygulanıyor. Yemek 11.00-11.15 gibi başlıyor; 14.00’te sona eriyor. Bir süre kartlı sistem kayıtlarını inceledikten sonra çok sayıda öğrencinin bir kere saat 11.00’de, bir kere de 14.00’te yemek aldıklarını tespit ettik. Yani öğrencinin öğlen yemeğinin ardından, akşam yemeğini de bu yolla temin etmeye çalıştığını öğrendik. Hemen öğün sayısını 3’e çıkardık.

Hakkâri Üniversitesi Rektörü İbrahim Belenli: Ciddi maddi sıkıntıları olan öğrencilerimiz var. Bunu özellikle gelen burs taleplerinden tespit ediyoruz. Öğrencilerimize akşam saatlerinde 1 tas çorba veriyoruz. Her akşam yalnızca o çorba için 150 kadar öğrencimiz sıraya giriyor.

Dicle Üniversitesi Genel Sekreteri Sabri Eyigün: Şehir merkezi okulumuza 6 kilometre uzaklıkta. 1 TL minibüs parası vermemek için 6 kilometre yolu her gün yayan gelen öğrencilerimiz var.

(milliyet)

Son Güncelleme: Çarşamba, 01 Ağustos 2012 11:15

Gösterim: 1625

Dinçer: Baraj puanın değiştirilmesi doğru değil

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, üniversiteye giriş sınavlarında baraj puanının düşürülmesine yönelik tartışmalara ilişkin, ''Bu sene benim şahsi kanaatim oyunun kuralının değişmemesi daha doğru olur ama YÖK bu konuda ne karar verecek bir fikrim yok'' dedi.

Bakan Dinçer, Başkent Öğretmenevi'nde düzenlediği iftar yemeğinde, eğitim muhabirleriyle bir araya geldi.

Yemeğin ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Dinçer, üniversite giriş sınavlarındaki baraj puanlarına ilişkin tartışmaların hatırlatılıp değerlendirmesinin sorulması üzerine, bu tartışmanın üniversiteye girişi önemli derecede etkileyeceğine inanmadığını belirtti.

Baraj puanlarının düşürülmesini çoğunlukla vakıf üniversitelerinin istediğini kaydeden Dinçer, ''Belki uzun vadede baraj puanına bile ihtiyaç olmayacaktır'' diye konuştu.

Dinçer, şöyle devam etti:

''Niçin- Üniversitelerin kontenjanı bellidir. Her birinin toplum içindeki konumu bellidir. Öğrenci arzımız da bellidir. Dolayısıyla seçen öğrencilerden yüksek puanlılar üniversiteye gireceğine göre, bence taban puanına ihtiyaç bile duyulmayabilir. Ama böyle bir yapının kurgulanması için önceden bir hazırlık yapmak gerekir. Genel kanaatim, bir süreç tanımlanmışken ve o süreç tamamlandıktan, oyunun kuralları tanımlandıktan sonra, oyunun bir yerinde kuralları değiştirmek doğru bir şey değil. Çok adil bir şey değil. Böyle bir taban puanı düşürmek olacaksa da benim şahsi kanaatim onun gelecek yıl düşürülmesi daha doğru olacaktır.''

Taban puanlarının oluşturulmasının nedenlerine ilişkin de bilgi veren Bakan Dinçer, ''Bu sene benim şahsi kanaatim oyunun kuralının değişmemesi daha doğru olur ama YÖK bu konuda ne karar verecek bir fikrim yok'' ifadesini kullandı.

Üniversite harçları gelecek döneme yetişecek

Dinçer, harçlara yönelik bir soru üzerine de harçlarla ilgili düzenlemenin gelecek döneme muhtemelen yetiştirileceğini kaydetti.

> Bakan Dinçer’den baraj puanı açıklaması

Dinçer: Baraj puanın değiştirilmesi doğru değil

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, üniversiteye giriş sınavlarında baraj puanının düşürülmesine yönelik tartışmalara ilişkin, ''Bu sene benim şahsi kanaatim oyunun kuralının değişmemesi daha doğru olur ama YÖK bu konuda ne karar verecek bir fikrim yok'' dedi.

Bakan Dinçer, Başkent Öğretmenevi'nde düzenlediği iftar yemeğinde, eğitim muhabirleriyle bir araya geldi.

Yemeğin ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Dinçer, üniversite giriş sınavlarındaki baraj puanlarına ilişkin tartışmaların hatırlatılıp değerlendirmesinin sorulması üzerine, bu tartışmanın üniversiteye girişi önemli derecede etkileyeceğine inanmadığını belirtti.

Baraj puanlarının düşürülmesini çoğunlukla vakıf üniversitelerinin istediğini kaydeden Dinçer, ''Belki uzun vadede baraj puanına bile ihtiyaç olmayacaktır'' diye konuştu.

Dinçer, şöyle devam etti:

''Niçin- Üniversitelerin kontenjanı bellidir. Her birinin toplum içindeki konumu bellidir. Öğrenci arzımız da bellidir. Dolayısıyla seçen öğrencilerden yüksek puanlılar üniversiteye gireceğine göre, bence taban puanına ihtiyaç bile duyulmayabilir. Ama böyle bir yapının kurgulanması için önceden bir hazırlık yapmak gerekir. Genel kanaatim, bir süreç tanımlanmışken ve o süreç tamamlandıktan, oyunun kuralları tanımlandıktan sonra, oyunun bir yerinde kuralları değiştirmek doğru bir şey değil. Çok adil bir şey değil. Böyle bir taban puanı düşürmek olacaksa da benim şahsi kanaatim onun gelecek yıl düşürülmesi daha doğru olacaktır.''

Taban puanlarının oluşturulmasının nedenlerine ilişkin de bilgi veren Bakan Dinçer, ''Bu sene benim şahsi kanaatim oyunun kuralının değişmemesi daha doğru olur ama YÖK bu konuda ne karar verecek bir fikrim yok'' ifadesini kullandı.

Üniversite harçları gelecek döneme yetişecek

Dinçer, harçlara yönelik bir soru üzerine de harçlarla ilgili düzenlemenin gelecek döneme muhtemelen yetiştirileceğini kaydetti.

Son Güncelleme: Çarşamba, 01 Ağustos 2012 00:27

Gösterim: 1589


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.