Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
İstanbul Valiliği, deprem nedeniyle ön hasar tespiti yapılan okulları ve o okulda okuyan öğrencilerin eğitime devam edecekleri okulların listesini yayınladı. Okulların listesini görmek için linki tıklayınız:
http://www.istanbul.gov.tr/on-hasar-tespiti-yapilan-okul-ve-kurumlarimiza-iliskin-planlama-tablosu
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
İstanbul Valiliği, deprem nedeniyle ön hasar tespiti yapılan okulları ve o okulda okuyan öğrencilerin eğitime devam edecekleri okulların listesini yayınladı. Okulların listesini görmek için linki tıklayınız:
http://www.istanbul.gov.tr/on-hasar-tespiti-yapilan-okul-ve-kurumlarimiza-iliskin-planlama-tablosu
Son Güncelleme: Pazartesi, 30 Eylül 2019 15:33
Gösterim: 941
60.Yılında Kültür Koleji Ankara'da Ata'nın huzuruna çıktı.
Türkiye’nin en köklü eğitim kurumları arasında yer alan Kültür Koleji ve Kültür2000 Kolejinin yöneticileri, öğrencileri, velileri, öğretmenleri ve mezunları 60.yılda Ata’nın huzurundaydı. Kültür Kolejinin 60.yıl etkinlikleri Anıtkabir ziyaretiyle başladı. Saygı duruşu ve İstikal Marşı’nın okunmasının ardından Heyet Başkanı İKEK Okullar Koordinatörü Biriz Kutoğlu’nun Atatürk’ün mozolesine çelenk sunumu ve ardından Anıtkabir Özel Defterini imzalamasıyla sona eren törende duygusal anlar yaşandı. Grup, Ata’nın huzuruna çıktıktan sonra hatıra fotoğrafı çektirdi.
Mezunlar Derneğinden 60.Yıl Yemeği
Ziyaret ardından Mezunlar Derneğinin düzenlediği 60. Yıla Girerken yemeğinde Kültür Kolejinin 60 yıllık tarihinde rol oynamış isimlerin yanı sıra, okul yöneticileri, mezunlar ve İstanbul Kültür Üniversitesi akademisyenlerinin katıldığı gecede, Kültür Kolejinin 60 yıllık başarı hikayesini anlatan özel bir film gösterildi.
Gecede Akıngüç Ailesi adına bir konuşma yapan İstanbul Kültür Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Dr. Sayın Bahar Akıngüç Günver “Kültür”ün, yaşayan, değerleri ve ilkeleri olan bir karakter olduğunun altını çizerek, tüm Kültür Koleji ailesinin 60.yılını kutladı.
Dünden Bugüne Kültür Koleji
26 Eylül 1960 tarihinde, İnşaat Yüksek Mühendisi Fahamettin Akıngüç tarafından kurulan, Bahçelievler’de 3 katlı ve 10 dersliği olan bir binada hizmete giren Kültür Koleji, bugün iki ana yerleşkede toplam 9 okulda eğitim faaliyetlerini sürdürüyor. Kültür Koleji Eğitim Vakfının 1997 yılında kurmuş olduğu İstanbul Kültür Üniversitesi de anaokulundan üniversiteye uzanan eğitim zincirini taçlandırıyor. 60 yılda on binlerce mezun veren Kültür Koleji, bugün 300’ün üzerinde öğretmeniyle 3000’den fazla öğrenciye hizmet veriyor.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
60.Yılında Kültür Koleji Ankara'da Ata'nın huzuruna çıktı.
Türkiye’nin en köklü eğitim kurumları arasında yer alan Kültür Koleji ve Kültür2000 Kolejinin yöneticileri, öğrencileri, velileri, öğretmenleri ve mezunları 60.yılda Ata’nın huzurundaydı. Kültür Kolejinin 60.yıl etkinlikleri Anıtkabir ziyaretiyle başladı. Saygı duruşu ve İstikal Marşı’nın okunmasının ardından Heyet Başkanı İKEK Okullar Koordinatörü Biriz Kutoğlu’nun Atatürk’ün mozolesine çelenk sunumu ve ardından Anıtkabir Özel Defterini imzalamasıyla sona eren törende duygusal anlar yaşandı. Grup, Ata’nın huzuruna çıktıktan sonra hatıra fotoğrafı çektirdi.
Mezunlar Derneğinden 60.Yıl Yemeği
Ziyaret ardından Mezunlar Derneğinin düzenlediği 60. Yıla Girerken yemeğinde Kültür Kolejinin 60 yıllık tarihinde rol oynamış isimlerin yanı sıra, okul yöneticileri, mezunlar ve İstanbul Kültür Üniversitesi akademisyenlerinin katıldığı gecede, Kültür Kolejinin 60 yıllık başarı hikayesini anlatan özel bir film gösterildi.
Gecede Akıngüç Ailesi adına bir konuşma yapan İstanbul Kültür Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Dr. Sayın Bahar Akıngüç Günver “Kültür”ün, yaşayan, değerleri ve ilkeleri olan bir karakter olduğunun altını çizerek, tüm Kültür Koleji ailesinin 60.yılını kutladı.
Dünden Bugüne Kültür Koleji
26 Eylül 1960 tarihinde, İnşaat Yüksek Mühendisi Fahamettin Akıngüç tarafından kurulan, Bahçelievler’de 3 katlı ve 10 dersliği olan bir binada hizmete giren Kültür Koleji, bugün iki ana yerleşkede toplam 9 okulda eğitim faaliyetlerini sürdürüyor. Kültür Koleji Eğitim Vakfının 1997 yılında kurmuş olduğu İstanbul Kültür Üniversitesi de anaokulundan üniversiteye uzanan eğitim zincirini taçlandırıyor. 60 yılda on binlerce mezun veren Kültür Koleji, bugün 300’ün üzerinde öğretmeniyle 3000’den fazla öğrenciye hizmet veriyor.
Son Güncelleme: Pazartesi, 30 Eylül 2019 14:46
Gösterim: 1337
Ahmet Akça - ÖZDER Genel Başkanı
9 Eylül itibariyle yeni bir eğitim yılına başladık. 2019-2020 eğitim yılı birçok yenilik ve değişiklikle birlikte başlıyor. Temel Liseler artık yok. Yıllar sonra bu okullar neden var olmuştu ve neden ortadan kaldırıldı? Türkiye’nin dershanecilik serüveni ve okul dışı destek kursları bağlamında bu okulların varlığı birçok araştırmaya konu olacağı muhakkak... Öte taraftan bu okullardan mezun olanlar ileri de çocuklarına hangi liseden mezun olduklarını anlatırlarken bir hayli zorlanacakları da kesin…
Temennimiz, Temel Liselerin kapanışıyla birlikte Milli eğitimde geçici ara çözümlerin son bulup uzun soluklu kalıcı çözümler ve öneriler döneminin başlamasıdır. Aslında geçtiğimiz son bir yılda Milli eğitime yeni bir perspektif kazandıracağı umulan dönüşüm ve yeniliklerin oluşacağına dair ciddi ipuçları da verildi. 2023 Eğitim Vizyon belgesinin açıklanması, Yeni orta öğretim tasarımının ilanı, Eğitim camiasında heyecan uyandıran çalışmalardı. Şimdi yeni dönem de beklenilen şey, bu vizyon belgesiyle ve yeni ortaöğretim tasarımıyla hedeflenen şeylerin uygulamaya dair yol haritasının belirlenmesi ve takviminin çıkarılmasıdır. Burada şunu da ifade etmek de yarar var Özellikle ortaöğretim tasarımının ilanından sonra kamuoyunda ortaya çıkan tartışmalara bakanlığımızın kulak vermesi, tartışmaları sonuna kadar sabırla dinlemesi ve sonrasında ortaya çıkan endişeleri yok edecek çalışmaları da tüm paydaşları ortaklaştırarak yapmasıdır. Ortaöğretim tasarımı başa doğru genişletilerek, yeni anaokulu öğretimi, ilkokul öğretimi, ortaokul öğretimini içerisine alacak bir dizi çalışmayı da başlatmalıdır.
2002 yılından beri eğitim de fiziki alanda kat ettiğimiz müspet ilerlemeyi 2020 den itibaren içerik ve müfredatta da başara bilmeyiz. Bunu başarmak için önümüze hiçbir engel koymadan, zihnimize ket vurmadan her şeyi cesaretle sorgulamalı ve tartışmalıyız, 12 yıllık zorunlu eğitimi, meslek liselerini, İmam hatipleri, okul dışı destek kurslarını, merkezi sınavları ,öğretmen kalitesini, öğretmen eğitimlerini, ders içeriklerini, müfredatları, proje okullarını, adrese dayalı yerleştirme sistemini, yabancı okulları, yabancı sermayenin eğitim yatırım alanına girmesini vs vs tüm bu saydıklarımı ve sayamadıklarımı yeniden tartışmalıyız. Eğitimin ayrılmaz bir parçası olan aileyi tartışmalıyız, Aile teorisi olmayan bir toplumun eğitim teorisi olamaz.
Bu bağlam da Özel okulculuğu, özel okulların eğitim dünyamıza katkılarını, sektörün büyüme hızını, kamuyla ilişkisini, teşvikleri, eğitim kalitelerini bunları da tartışmalıyız. Bir ülkeye eğitim projesi yapmak demek, O ülkeye bir gelecek projesi, bir ekonomi projesi, bir sosyal hayat projesi yapmak demektir. Türkiye'nin dünyada, bu topraklarda, bu coğrafyada onuruyla haysiyetiyle dimdik ayakta durabilmesi de ancak iyi bir eğitim eğitim projesiyle olur. Bu ülkeyi ilelebet payidar kılacak nesli yetiştirmek ortaya koyacağımız iyi bir eğitimle mümkün olacaktır.
Bu eğitim çocuklarımızın geçmişi iyi anlayıp geleceğe iyi hazırlanmalarını sağlamalıdır.
Bugünün ortaokul ve lisede olan çocuklarını 2030-2035' lerin dünyasına hazırlıyoruz Bunu yapabilmek için zamanın ruhunu bilmek durumundayız ve bu neyi gerektiriyorsa onu tasarlamalıyız. Bütün bunları belirli bir milli kimlik ve bir benlik ülküsü içerisinde de ele almak zorundayız. Çünkü eğitim, evrensel olmakla beraber yerel değerleri de içinde barındırması ve bu toprakların, bu coğrafyanın belli değer sistemlerini içinde tutması gereken bir kurumdur.
Şimdi yeni bir eğitim yılının başındayız, Henry Adams dediğini diyelim Eğitimin asıl büyük amacı, bilgilenmek değil, eyleme geçmektir.
2019-2020 eğitim öğretim yılı eylem yılımız olsun…
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Ahmet Akça - ÖZDER Genel Başkanı
9 Eylül itibariyle yeni bir eğitim yılına başladık. 2019-2020 eğitim yılı birçok yenilik ve değişiklikle birlikte başlıyor. Temel Liseler artık yok. Yıllar sonra bu okullar neden var olmuştu ve neden ortadan kaldırıldı? Türkiye’nin dershanecilik serüveni ve okul dışı destek kursları bağlamında bu okulların varlığı birçok araştırmaya konu olacağı muhakkak... Öte taraftan bu okullardan mezun olanlar ileri de çocuklarına hangi liseden mezun olduklarını anlatırlarken bir hayli zorlanacakları da kesin…
Temennimiz, Temel Liselerin kapanışıyla birlikte Milli eğitimde geçici ara çözümlerin son bulup uzun soluklu kalıcı çözümler ve öneriler döneminin başlamasıdır. Aslında geçtiğimiz son bir yılda Milli eğitime yeni bir perspektif kazandıracağı umulan dönüşüm ve yeniliklerin oluşacağına dair ciddi ipuçları da verildi. 2023 Eğitim Vizyon belgesinin açıklanması, Yeni orta öğretim tasarımının ilanı, Eğitim camiasında heyecan uyandıran çalışmalardı. Şimdi yeni dönem de beklenilen şey, bu vizyon belgesiyle ve yeni ortaöğretim tasarımıyla hedeflenen şeylerin uygulamaya dair yol haritasının belirlenmesi ve takviminin çıkarılmasıdır. Burada şunu da ifade etmek de yarar var Özellikle ortaöğretim tasarımının ilanından sonra kamuoyunda ortaya çıkan tartışmalara bakanlığımızın kulak vermesi, tartışmaları sonuna kadar sabırla dinlemesi ve sonrasında ortaya çıkan endişeleri yok edecek çalışmaları da tüm paydaşları ortaklaştırarak yapmasıdır. Ortaöğretim tasarımı başa doğru genişletilerek, yeni anaokulu öğretimi, ilkokul öğretimi, ortaokul öğretimini içerisine alacak bir dizi çalışmayı da başlatmalıdır.
2002 yılından beri eğitim de fiziki alanda kat ettiğimiz müspet ilerlemeyi 2020 den itibaren içerik ve müfredatta da başara bilmeyiz. Bunu başarmak için önümüze hiçbir engel koymadan, zihnimize ket vurmadan her şeyi cesaretle sorgulamalı ve tartışmalıyız, 12 yıllık zorunlu eğitimi, meslek liselerini, İmam hatipleri, okul dışı destek kurslarını, merkezi sınavları ,öğretmen kalitesini, öğretmen eğitimlerini, ders içeriklerini, müfredatları, proje okullarını, adrese dayalı yerleştirme sistemini, yabancı okulları, yabancı sermayenin eğitim yatırım alanına girmesini vs vs tüm bu saydıklarımı ve sayamadıklarımı yeniden tartışmalıyız. Eğitimin ayrılmaz bir parçası olan aileyi tartışmalıyız, Aile teorisi olmayan bir toplumun eğitim teorisi olamaz.
Bu bağlam da Özel okulculuğu, özel okulların eğitim dünyamıza katkılarını, sektörün büyüme hızını, kamuyla ilişkisini, teşvikleri, eğitim kalitelerini bunları da tartışmalıyız. Bir ülkeye eğitim projesi yapmak demek, O ülkeye bir gelecek projesi, bir ekonomi projesi, bir sosyal hayat projesi yapmak demektir. Türkiye'nin dünyada, bu topraklarda, bu coğrafyada onuruyla haysiyetiyle dimdik ayakta durabilmesi de ancak iyi bir eğitim eğitim projesiyle olur. Bu ülkeyi ilelebet payidar kılacak nesli yetiştirmek ortaya koyacağımız iyi bir eğitimle mümkün olacaktır.
Bu eğitim çocuklarımızın geçmişi iyi anlayıp geleceğe iyi hazırlanmalarını sağlamalıdır.
Bugünün ortaokul ve lisede olan çocuklarını 2030-2035' lerin dünyasına hazırlıyoruz Bunu yapabilmek için zamanın ruhunu bilmek durumundayız ve bu neyi gerektiriyorsa onu tasarlamalıyız. Bütün bunları belirli bir milli kimlik ve bir benlik ülküsü içerisinde de ele almak zorundayız. Çünkü eğitim, evrensel olmakla beraber yerel değerleri de içinde barındırması ve bu toprakların, bu coğrafyanın belli değer sistemlerini içinde tutması gereken bir kurumdur.
Şimdi yeni bir eğitim yılının başındayız, Henry Adams dediğini diyelim Eğitimin asıl büyük amacı, bilgilenmek değil, eyleme geçmektir.
2019-2020 eğitim öğretim yılı eylem yılımız olsun…
Son Güncelleme: Cuma, 20 Eylül 2019 16:28
Gösterim: 1451
Türk sinemasının efsane isimlerinden Ali Özgentürk, 100’e yakın eserinin telif haklarını Darüşşafaka’ya bağışladı. Özgentürk’ün bağışına konu olan eserlerin başında Selvi Boylum Al Yazmalım geliyor…
Türkiye’nin eğitim alanındaki ilk sivil toplum kuruluşu olan Darüşşafaka Cemiyetine anlamlı bağış… 156 yıldır eğitimde fırsat eşitliği misyonuyla faaliyetlerine devam eden ve sadece aldığı bağışlarla eğitime desteğini sürdüren Darüşşafaka Cemiyeti, ünlü sinemacı Ali Özgentürk’ün eserlerinin yeni hak sahibi oldu.
ÇOCUKLARIMIZIN HAYATINI DEĞİŞTİRECEK
Darüşşafaka Cemiyeti Yönetim Kurulu Başkanı M. Tayfun Öktem, “Tüm Türkiye’nin yakından tanıdığı; özellikle 1970 ve 80’lerde imza attığı eserlerle sinema ve edebiyat dünyasının unutulmazları arasına giren Ali Özgentürk geçtiğimiz günlerde gerçekleştirdiği çok kıymetli bağışla yayınlanmış ve yayınlanmamış 100’e yakın eserin mali haklarını Darüşşafaka Cemiyetine bağışladı. Böylece; eserlerin tüm kullanım, telif hakları Darüşşafaka’ya bağışlanmış oldu. Ali Özgentürk’ün bu bağışı; yüzlerce, çocuğumuzun hayatını değiştirecek.”
HANGİ ESERLER VAR?
Söz konusu bağış kapsamında aşağıdaki eserler bulunuyor:
- 1977 yılında Atıf Yılmaz'ın çektiği; Cengiz Aytmatov'un romanından uyarlanan hepimizin yakından bildiği “Selvi Boylum Al Yazmalım” adlı eserin senaryosu;
- Yine senaryosunu yazdığı ve filme çekilen “Hazal” isimli eser
- “At”, “Su da Yanar”, “Mektup”, “Beni Sev”, “Kalbin Zamanı”, “Görünmeyen”, “Yengeç Oyunu”, “Balalayka” adlı filme çekilmiş 8 eserin senaryo ve hikayeleri;
- 70 adet filme çekilmemiş senaryo ve hikâye;
- Yayınlanmış 4 kitabı (“Ali Özgentürk Filmleri Senaryo Kitapları”, “Tanıklıklar” - Adam Yayınevi, “Oğul Oğul” - Mitos Boyut Yayınevi, “Gizli Defterlerim” - Kırmızı Kedi Yayınevi);
- Henüz yayınlanmamış 6 kitabının tüm hakları;
SAİT FAİK ABASIYANIK DA BAĞIŞLAMIŞTI
1954 yılında vefat eden şair ve yazar Sait Faik Abasıyanık’ın da tüm eserleri yazarın vasiyeti üzerine annesi tarafından Darüşşafaka Cemiyetine bağışlanmıştı. Sait Faik Abasıyanık’ın bu bağışı, bugüne kadar Darüşşafaka’da okuyan binlerce çocuğun eğitimine destek oldu.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Türk sinemasının efsane isimlerinden Ali Özgentürk, 100’e yakın eserinin telif haklarını Darüşşafaka’ya bağışladı. Özgentürk’ün bağışına konu olan eserlerin başında Selvi Boylum Al Yazmalım geliyor…
Türkiye’nin eğitim alanındaki ilk sivil toplum kuruluşu olan Darüşşafaka Cemiyetine anlamlı bağış… 156 yıldır eğitimde fırsat eşitliği misyonuyla faaliyetlerine devam eden ve sadece aldığı bağışlarla eğitime desteğini sürdüren Darüşşafaka Cemiyeti, ünlü sinemacı Ali Özgentürk’ün eserlerinin yeni hak sahibi oldu.
ÇOCUKLARIMIZIN HAYATINI DEĞİŞTİRECEK
Darüşşafaka Cemiyeti Yönetim Kurulu Başkanı M. Tayfun Öktem, “Tüm Türkiye’nin yakından tanıdığı; özellikle 1970 ve 80’lerde imza attığı eserlerle sinema ve edebiyat dünyasının unutulmazları arasına giren Ali Özgentürk geçtiğimiz günlerde gerçekleştirdiği çok kıymetli bağışla yayınlanmış ve yayınlanmamış 100’e yakın eserin mali haklarını Darüşşafaka Cemiyetine bağışladı. Böylece; eserlerin tüm kullanım, telif hakları Darüşşafaka’ya bağışlanmış oldu. Ali Özgentürk’ün bu bağışı; yüzlerce, çocuğumuzun hayatını değiştirecek.”
HANGİ ESERLER VAR?
Söz konusu bağış kapsamında aşağıdaki eserler bulunuyor:
- 1977 yılında Atıf Yılmaz'ın çektiği; Cengiz Aytmatov'un romanından uyarlanan hepimizin yakından bildiği “Selvi Boylum Al Yazmalım” adlı eserin senaryosu;
- Yine senaryosunu yazdığı ve filme çekilen “Hazal” isimli eser
- “At”, “Su da Yanar”, “Mektup”, “Beni Sev”, “Kalbin Zamanı”, “Görünmeyen”, “Yengeç Oyunu”, “Balalayka” adlı filme çekilmiş 8 eserin senaryo ve hikayeleri;
- 70 adet filme çekilmemiş senaryo ve hikâye;
- Yayınlanmış 4 kitabı (“Ali Özgentürk Filmleri Senaryo Kitapları”, “Tanıklıklar” - Adam Yayınevi, “Oğul Oğul” - Mitos Boyut Yayınevi, “Gizli Defterlerim” - Kırmızı Kedi Yayınevi);
- Henüz yayınlanmamış 6 kitabının tüm hakları;
SAİT FAİK ABASIYANIK DA BAĞIŞLAMIŞTI
1954 yılında vefat eden şair ve yazar Sait Faik Abasıyanık’ın da tüm eserleri yazarın vasiyeti üzerine annesi tarafından Darüşşafaka Cemiyetine bağışlanmıştı. Sait Faik Abasıyanık’ın bu bağışı, bugüne kadar Darüşşafaka’da okuyan binlerce çocuğun eğitimine destek oldu.
Son Güncelleme: Pazartesi, 23 Eylül 2019 11:27
Gösterim: 1200
Öğretmen Akademisi Vakfı (ÖRAV), uluslararası oluşum Aflatoun’un tasarladığı ve dünyanın 100 farklı ülkesinde yaklaşık 8 milyon çocuğa ulaştırdığı finansal okur yazarlık eğitimlerini; “5 Taş Sosyal ve Finansal Liderlik Eğitim Programı”ile Türkiye’de 8 bin çocuğa daha ulaştıracak yeni eğitimlerini başlatıyor. Garanti BBVA’nın ana destekçi ve Garanti Emeklilik’in program destekçisi olduğu eğitimler kapsamında; 18-19 Haziran’da 9 farklı ilde 300 öğretmene eğitim verilecek.
5 Taş Programı’nın 2019 - 2020 eğitim öğretim dönemi takvimi doğrultusunda eğitimler; Adana, Balıkesir, Bursa, Eskişehir, Gaziantep, Isparta, Denizli, Mersin, Samsun’da düzenlenecek. Programa, Türkiye’nin onlarca farklı okulundan gönüllü olarak katılacak eğitmenler; kazanımlarını, yeni eğitim öğretim döneminde kendi sınıflarında uygulayacak. Yıl boyunca ÖRAV’ın mentorluğundan da faydalanacak 300 öğretmen aracılığıyla, Türkiye genelinde yaklaşık 8 bin çocuğa daha ulaşılacak.
Sosyal ve Finansal Okuryazar Nesiller Hedefleniyor
5 Taş Programı; öğrencilerin yaşam alanlarının bilincinde olan aktif vatandaşlar olmaları, sosyal duyarlılıklarını geliştirmeleri, haklarını ve sorumluluklarını tanımaları,tasarruf ve harcama bilinci kazanmalarının yanında, finansal kayıt tutmalarını, bütçe yapabilmelerini, ve sosyal adalet konusunda girişimci projeler üretmelerini teşvik etmeyi amaçlıyor.
Öğretmen Akademisi Vakfı programın Türkiye’deki yetkili uygulayıcısı olarak görev yapıyor. ÖRAV’ın öncülüğünde uygulanan 5 Taş Programı aracılığıyla, 2017 – 2018 Eğitim Öğretim yılında, 12 ilde toplam 256 öğretmen ve 5326 öğrenciye ulaşılmıştı. Program, dünya çapında ise 100 farklı ülkede 275 partnerle yaklaşık 8 milyon çocuğa ulaştı.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Öğretmen Akademisi Vakfı (ÖRAV), uluslararası oluşum Aflatoun’un tasarladığı ve dünyanın 100 farklı ülkesinde yaklaşık 8 milyon çocuğa ulaştırdığı finansal okur yazarlık eğitimlerini; “5 Taş Sosyal ve Finansal Liderlik Eğitim Programı”ile Türkiye’de 8 bin çocuğa daha ulaştıracak yeni eğitimlerini başlatıyor. Garanti BBVA’nın ana destekçi ve Garanti Emeklilik’in program destekçisi olduğu eğitimler kapsamında; 18-19 Haziran’da 9 farklı ilde 300 öğretmene eğitim verilecek.
5 Taş Programı’nın 2019 - 2020 eğitim öğretim dönemi takvimi doğrultusunda eğitimler; Adana, Balıkesir, Bursa, Eskişehir, Gaziantep, Isparta, Denizli, Mersin, Samsun’da düzenlenecek. Programa, Türkiye’nin onlarca farklı okulundan gönüllü olarak katılacak eğitmenler; kazanımlarını, yeni eğitim öğretim döneminde kendi sınıflarında uygulayacak. Yıl boyunca ÖRAV’ın mentorluğundan da faydalanacak 300 öğretmen aracılığıyla, Türkiye genelinde yaklaşık 8 bin çocuğa daha ulaşılacak.
Sosyal ve Finansal Okuryazar Nesiller Hedefleniyor
5 Taş Programı; öğrencilerin yaşam alanlarının bilincinde olan aktif vatandaşlar olmaları, sosyal duyarlılıklarını geliştirmeleri, haklarını ve sorumluluklarını tanımaları,tasarruf ve harcama bilinci kazanmalarının yanında, finansal kayıt tutmalarını, bütçe yapabilmelerini, ve sosyal adalet konusunda girişimci projeler üretmelerini teşvik etmeyi amaçlıyor.
Öğretmen Akademisi Vakfı programın Türkiye’deki yetkili uygulayıcısı olarak görev yapıyor. ÖRAV’ın öncülüğünde uygulanan 5 Taş Programı aracılığıyla, 2017 – 2018 Eğitim Öğretim yılında, 12 ilde toplam 256 öğretmen ve 5326 öğrenciye ulaşılmıştı. Program, dünya çapında ise 100 farklı ülkede 275 partnerle yaklaşık 8 milyon çocuğa ulaştı.
Son Güncelleme: Salı, 18 Haziran 2019 11:35
Gösterim: 962