Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, katıldığı iftar yemeğinde yeni eğitim sistemi hakkında bilgi verdi

omer dinçerBağcılar Belediyesi’nin iftar yemeğine katılan Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, iftar programının ardından vatandaşlarla bir araya geldi. Yeni eğitim sistemi hakkında bilgi veren Bakan Dinçer, “Eğitimin 12 yıla çıkarılması Türkiye için ciddi bir ihtiyaçtı” dedi.

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, Bağcılar Belediyesi’nin iftar yemeğine katıldı. İftar programının ardından Ramazan Çadırı’nda vatandaşlarla bir araya gelen Dinçer, yeni eğitim sisteminde bilinmeyenleri anlattı.

Milli Eğitim Bakanlığı olarak büyük değişimlere imza attıklarını belirten Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, “Milli Eğitim Bakanlığı gelenekleri en sağlam olan, kuruluşundan bu yana katılaşmış, gelenekleri olan bir bakanlıktı. Türkiye’nin en merkezi yapısına sahip, en otoriter kurumlarından birisiydi. O kadar büyümüştü ki, bakanlık bünyesinde 35 civarında genel müdürlüğümüz vardı. Biz bunları değiştirdik. Bakanlığımızı küçülttük. Bakanlık şu an 16 bağımsız yönetim birimine sahip” diye konuştu.

ÇOCUKLARIMIZI İNTERNET KAFEDEN KURTARACAĞIZ

Fatih Projesi’nin eğitimde bir devrim olduğunu ifade eden Dinçer, şunları söyledi: “Eğitimde Fatih projesini başlattık. Fatih projesi çocuklara sadece bilgisayar dağıtmak projesi değil. Fatih projesinin 5 temel öğesi vardı. Bunlardan bir tanesi çocuklarımıza tablet bilgisayar dağıtmak. Ama daha öncesinde sınıflara akıllı tahta koymaktı. Ama bu tahta sıradan bir tahta değil. Halbuki Milli Eğitim Bakanlığı’nın tanımladığı akıllı tahta doğrudan doğruya bilgisayardır. O dokunmatik bilgisayar çocuklarımızın dünyadaki herhangi bir bilgiyi ulaştıracak bir altyapıya da sahip. Tablet bilgisayar olacak. Akıllı tahta olacak ama beraberinde internet hizmeti de olacak. Çocuklarımızı bu vesileyle internet kafelerden kurtaracağız. Ücretsiz dağıttığımız kitapları zenginleştireceğiz. Her konuyla ilgili belgeseller, görsel sunumlar olacak. Tablet bilgisayarı, akıllı tahtasıyla bir bütünlük içerisinde dünyanın en gelişmiş teknolojilerinden birisini proje olarak uyguluyoruz.”

Bir üçüncü projenin Okullar Hayat Olsun Projesi olduğunu açıklayan Dinçer, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu daha çok velileri ilgilendiriyor. Biz bugüne kadar okullarımızı sadece eğitim hizmeti için kullandık. Halbuki bu okullar mahallenin ihtiyaçlarını karşılayacak potansiyele sahipti. Şimdi okulları mahallenin hizmetine veriyoruz. Eğer spor, konferans salonu varsa kolayca kullanabileceksiniz. Belediyeler hizmetlerini okullarda yaparak size sunabilecek. Okul bahçeleri, o mahallenin yeşil alanını karşılayacak. Bu projede bizler kütüphanelerle bilgisayar laboratuvarlarını birleştirerek yeni bir hizmet vereceğiz. Yeni bilgisayar laboratuvarı olan kütüphaneler oluşturacağız. Genelde kütüphaneler sadece ders için açılıyordu şimdi her zaman açık, çocukların zeka oyunlarıyla haşır neşir olacağı bir kütüphane tasarlıyoruz. Bunu sadece çocuklar değil velilerde kullanabilecek. Okullar mahallemizin hayat alanı olsun. Lütfen gidip kullanın.”

Dördüncü ve en önemli değişimin eğitimde 4+4+4 sistemi olduğunu belirten Dinçer, sistemin detaylarını vatandaşlara şöyle anlattı: “Eğitimde çok köklü değişiklik yapmaya başladık. Bu değişiklik birbirinden kopuk değişiklikler değildir. Bunların her biri ortak bir anlam ifade ediyor. Bunca zaman Türkiye’de devletler, hükümetler tek bir eğitim hizmeti sundu. Bireysel farklılıklar göz önüne alınmadı. Çocuklar tek düze kabul edildi. Hepsine aynı eğitim hizmeti sunuldu. Sadece çocuklara değil, bu topraklarda yaşayan farklı inanca, etnik yapıya sahip insanların da ihtiyaçları göz önüne alınmadı. Farklı mezhep, dinde olanların beklentileri ihtiyaçları farklıydı. Devlet bir eğitim sistemi tasarlıyor, herkese bunu alın diyordu. Aslında bu eğitimin amacı belirli tek tip insan yetiştirmekti. Son yıllarda yapılan değişimle bu anlayışı terk ediyor, yeni bir yaklaşım tarzı sunuyoruz. Her çocuk özeldir. Farklı ilgi ve ihtiyaçları olur. Bunu hesap ediyoruz. Ayrıca toplumun farklı kesimlerinin ihtiyaçları da farklı olabilir. Dolayısıyla onlarında ihtiyaçları göz önüne alınmalıdır. Türkiye’nin çağdaş dünyayla rekabet edeceği yeni bir düzlem anlamına gelir.”

EĞİTİMİN 12 YILA ÇIKARILMASI TÜRKİYE İÇİN CİDDİ BİR İHTİYAÇTI

Dördüncü ve en önemli gelişme olan eğitimde 4+4+4 sisteminin Türkiye için bir ihtiyaç olduğunu dile getiren Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, yeni eğitim anlayışında 3 ana ayak belirlediklerini söyledi. Bakan Dinçer, konuşmasında, “Birincisi, küresel dünyada çocuklarımızın rekabet edeceği bilgi ve yeteneklerle onları donatmak. İkincisi, toplumumuzun ihtiyaç duyduğu bilgi ve yeteneklerle donatmak. Üçüncüsü, sosyal sorumluluk duygusuna sahip, toplumsal ve ahlaki değerleri kazanmış, onlarla donanmış, tarih ve millet şuuru olan bir nesil yetiştirmek olacak. Bu üçünü yan yana koyduğumuzda çocuklarımızın ilgi ve ihtiyaçlarını karşılayabilecek türden tercihler yapılabileceği, zenginleştirilmiş bir eğitim sistemi kurgulamaya çalışıyoruz. Biz eğitimi 12 yıla çıkardık. Eğitimin 12 yıla çıkarılması Türkiye için ciddi bir ihtiyaçtı. Bunun hiç kaçarı yok.”

Eğitim sistemini değiştirirken haksız eleştirilere de maruz kaldıklarını belirten Bakan Dinçer, sözlerine şöyle devam etti: “Kanun mecliste görüşülüyorken, genellikle muhalefet ve toplumun belli kesimleri ideolojik davranarak, kız çocuklarının okullaşmalarının önünün kesileceğine dair kara propaganda yaptı. Şimdi size soruyorum. 7 yaşında çocuk okula başlıyor. 8 yıllık zorunlu eğitimi alıyorsa, 15 yaşından sonra onu eğitime zorlayan bir şey var mıydı? Peki böyle bir çocuk mu evinde olurdu? Yoksa 12 yıllık eğitimi alınca, 18 yaşına kadar okumak zorunda olan çocuk mu evinde oturmuş olacak? Erken evliliğe açık hale gelecek. Sizce hangisi daha mantıklı? Eğitimin kademeli hale gelmesi Türkiye’de eğitimin daha demokratik, daha esnek hale gelmesidir. Daha demokratik ve esnek bir demokrasi kurguluyorken, bu kez de dindar nesil yetiştirme konusu üzerinden bize eleştiri yapmaya başladılar."

Bakan Ömer Dinçer vatandaşların sorularını cevapladıktan sonra Başkan Lokman Çağırıcı tarafından kendisine çeşitli hediyeler takdim edildi.

Vatandaşların Ramazanını tebrik eden Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı ise, “Sayın bakanımıza sizler adına teşekkür ediyorum. Gönül sofralarımız devam edecek” dedi.

> Çocuklarımızı o mekanlardan kurtaracağız

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, katıldığı iftar yemeğinde yeni eğitim sistemi hakkında bilgi verdi

omer dinçerBağcılar Belediyesi’nin iftar yemeğine katılan Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, iftar programının ardından vatandaşlarla bir araya geldi. Yeni eğitim sistemi hakkında bilgi veren Bakan Dinçer, “Eğitimin 12 yıla çıkarılması Türkiye için ciddi bir ihtiyaçtı” dedi.

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, Bağcılar Belediyesi’nin iftar yemeğine katıldı. İftar programının ardından Ramazan Çadırı’nda vatandaşlarla bir araya gelen Dinçer, yeni eğitim sisteminde bilinmeyenleri anlattı.

Milli Eğitim Bakanlığı olarak büyük değişimlere imza attıklarını belirten Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, “Milli Eğitim Bakanlığı gelenekleri en sağlam olan, kuruluşundan bu yana katılaşmış, gelenekleri olan bir bakanlıktı. Türkiye’nin en merkezi yapısına sahip, en otoriter kurumlarından birisiydi. O kadar büyümüştü ki, bakanlık bünyesinde 35 civarında genel müdürlüğümüz vardı. Biz bunları değiştirdik. Bakanlığımızı küçülttük. Bakanlık şu an 16 bağımsız yönetim birimine sahip” diye konuştu.

ÇOCUKLARIMIZI İNTERNET KAFEDEN KURTARACAĞIZ

Fatih Projesi’nin eğitimde bir devrim olduğunu ifade eden Dinçer, şunları söyledi: “Eğitimde Fatih projesini başlattık. Fatih projesi çocuklara sadece bilgisayar dağıtmak projesi değil. Fatih projesinin 5 temel öğesi vardı. Bunlardan bir tanesi çocuklarımıza tablet bilgisayar dağıtmak. Ama daha öncesinde sınıflara akıllı tahta koymaktı. Ama bu tahta sıradan bir tahta değil. Halbuki Milli Eğitim Bakanlığı’nın tanımladığı akıllı tahta doğrudan doğruya bilgisayardır. O dokunmatik bilgisayar çocuklarımızın dünyadaki herhangi bir bilgiyi ulaştıracak bir altyapıya da sahip. Tablet bilgisayar olacak. Akıllı tahta olacak ama beraberinde internet hizmeti de olacak. Çocuklarımızı bu vesileyle internet kafelerden kurtaracağız. Ücretsiz dağıttığımız kitapları zenginleştireceğiz. Her konuyla ilgili belgeseller, görsel sunumlar olacak. Tablet bilgisayarı, akıllı tahtasıyla bir bütünlük içerisinde dünyanın en gelişmiş teknolojilerinden birisini proje olarak uyguluyoruz.”

Bir üçüncü projenin Okullar Hayat Olsun Projesi olduğunu açıklayan Dinçer, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu daha çok velileri ilgilendiriyor. Biz bugüne kadar okullarımızı sadece eğitim hizmeti için kullandık. Halbuki bu okullar mahallenin ihtiyaçlarını karşılayacak potansiyele sahipti. Şimdi okulları mahallenin hizmetine veriyoruz. Eğer spor, konferans salonu varsa kolayca kullanabileceksiniz. Belediyeler hizmetlerini okullarda yaparak size sunabilecek. Okul bahçeleri, o mahallenin yeşil alanını karşılayacak. Bu projede bizler kütüphanelerle bilgisayar laboratuvarlarını birleştirerek yeni bir hizmet vereceğiz. Yeni bilgisayar laboratuvarı olan kütüphaneler oluşturacağız. Genelde kütüphaneler sadece ders için açılıyordu şimdi her zaman açık, çocukların zeka oyunlarıyla haşır neşir olacağı bir kütüphane tasarlıyoruz. Bunu sadece çocuklar değil velilerde kullanabilecek. Okullar mahallemizin hayat alanı olsun. Lütfen gidip kullanın.”

Dördüncü ve en önemli değişimin eğitimde 4+4+4 sistemi olduğunu belirten Dinçer, sistemin detaylarını vatandaşlara şöyle anlattı: “Eğitimde çok köklü değişiklik yapmaya başladık. Bu değişiklik birbirinden kopuk değişiklikler değildir. Bunların her biri ortak bir anlam ifade ediyor. Bunca zaman Türkiye’de devletler, hükümetler tek bir eğitim hizmeti sundu. Bireysel farklılıklar göz önüne alınmadı. Çocuklar tek düze kabul edildi. Hepsine aynı eğitim hizmeti sunuldu. Sadece çocuklara değil, bu topraklarda yaşayan farklı inanca, etnik yapıya sahip insanların da ihtiyaçları göz önüne alınmadı. Farklı mezhep, dinde olanların beklentileri ihtiyaçları farklıydı. Devlet bir eğitim sistemi tasarlıyor, herkese bunu alın diyordu. Aslında bu eğitimin amacı belirli tek tip insan yetiştirmekti. Son yıllarda yapılan değişimle bu anlayışı terk ediyor, yeni bir yaklaşım tarzı sunuyoruz. Her çocuk özeldir. Farklı ilgi ve ihtiyaçları olur. Bunu hesap ediyoruz. Ayrıca toplumun farklı kesimlerinin ihtiyaçları da farklı olabilir. Dolayısıyla onlarında ihtiyaçları göz önüne alınmalıdır. Türkiye’nin çağdaş dünyayla rekabet edeceği yeni bir düzlem anlamına gelir.”

EĞİTİMİN 12 YILA ÇIKARILMASI TÜRKİYE İÇİN CİDDİ BİR İHTİYAÇTI

Dördüncü ve en önemli gelişme olan eğitimde 4+4+4 sisteminin Türkiye için bir ihtiyaç olduğunu dile getiren Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, yeni eğitim anlayışında 3 ana ayak belirlediklerini söyledi. Bakan Dinçer, konuşmasında, “Birincisi, küresel dünyada çocuklarımızın rekabet edeceği bilgi ve yeteneklerle onları donatmak. İkincisi, toplumumuzun ihtiyaç duyduğu bilgi ve yeteneklerle donatmak. Üçüncüsü, sosyal sorumluluk duygusuna sahip, toplumsal ve ahlaki değerleri kazanmış, onlarla donanmış, tarih ve millet şuuru olan bir nesil yetiştirmek olacak. Bu üçünü yan yana koyduğumuzda çocuklarımızın ilgi ve ihtiyaçlarını karşılayabilecek türden tercihler yapılabileceği, zenginleştirilmiş bir eğitim sistemi kurgulamaya çalışıyoruz. Biz eğitimi 12 yıla çıkardık. Eğitimin 12 yıla çıkarılması Türkiye için ciddi bir ihtiyaçtı. Bunun hiç kaçarı yok.”

Eğitim sistemini değiştirirken haksız eleştirilere de maruz kaldıklarını belirten Bakan Dinçer, sözlerine şöyle devam etti: “Kanun mecliste görüşülüyorken, genellikle muhalefet ve toplumun belli kesimleri ideolojik davranarak, kız çocuklarının okullaşmalarının önünün kesileceğine dair kara propaganda yaptı. Şimdi size soruyorum. 7 yaşında çocuk okula başlıyor. 8 yıllık zorunlu eğitimi alıyorsa, 15 yaşından sonra onu eğitime zorlayan bir şey var mıydı? Peki böyle bir çocuk mu evinde olurdu? Yoksa 12 yıllık eğitimi alınca, 18 yaşına kadar okumak zorunda olan çocuk mu evinde oturmuş olacak? Erken evliliğe açık hale gelecek. Sizce hangisi daha mantıklı? Eğitimin kademeli hale gelmesi Türkiye’de eğitimin daha demokratik, daha esnek hale gelmesidir. Daha demokratik ve esnek bir demokrasi kurguluyorken, bu kez de dindar nesil yetiştirme konusu üzerinden bize eleştiri yapmaya başladılar."

Bakan Ömer Dinçer vatandaşların sorularını cevapladıktan sonra Başkan Lokman Çağırıcı tarafından kendisine çeşitli hediyeler takdim edildi.

Vatandaşların Ramazanını tebrik eden Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı ise, “Sayın bakanımıza sizler adına teşekkür ediyorum. Gönül sofralarımız devam edecek” dedi.

Son Güncelleme: Pazartesi, 30 Temmuz 2012 10:27

Gösterim: 1578

Üniversite tercihte bu yıl uygulanan sistemle alan farkı kaldırıldığı için her alanda soru çözen adaylar bütün bölümleri tercih etme şansına sahip olacak.

Üniversiteye girişte kontenjanları sayısalcılar dolduracakAncak bu konuda sayısalcılar daha şanslı. Zira sayısalcılar Türkçe ve sosyal soruları zorlanmadan yaparken diğerlerinin zorlandığı Fen-1 ve Mat-2 testlerinde de başarılılar. Örneğin meslek lisesi ya da sayısal çıkışlı olanlar hukuk, gazetecilik gibi bölümleri puanları düşmeden tercih edebilecek. Bu ise tercihleri etkileyecek.

"Yeni sistemde sayısal öğrencinin puan kalitesi eşit ağırlıkçıya, eşit ağırlık öğrencisinin puan kalitesi ise sözel öğrenciye baskın geliyor." diyen Uzman Rehber Öğretmen Bektaş Koç, "Elbette bu bir sayısal alan öğrencisi, eşit ağırlığın en iyilerini geçebilir anlamına gelmiyor ama bu yıl alanı dışında bölümleri tercih ederek yerleşecek çok fazla öğrenci göreceğiz." diyor. Koç, işletme, iktisat ve sınıf öğretmenliği gibi daha önce "ortak alan"dan yazılan birkaç bölüm için ise puanlarda ciddi bir değişiklik beklemediklerini ifade ediyor. FEM Dershaneleri Rehberlik Uzmanı Faruk Ardıç, bu yıl sayısal öğrencilerinin bir kısmının eşit ağırlıktaki psikoloji, hukuk gibi bölümlere yönelirken; eşit ağırlık öğrencilerinden de gazetecilik, radyo, sinema, televizyon gibi bölümleri tercih ederek puanların yükselmesine sebep olacaklarını belirtiyor. "Dil öğrencileri için ise mevcut durumla ilgili ciddi bir değişiklik olmayacak." diyen Ardıç, bunun nedenini, "Dil tercih edecek olanların büyük çoğunluğu zaten sadece dil sınavına hazırlanıyor. Diğer adaylar da bunu bildikleri için dile yönelmiyor." ifadeleri ile açıkladı.

Eşit ağırlıkta hukuk, psikoloji, psikolojik danışmanlık ve rehberlik, sözelde ise tarih, coğrafya, gazetecilik ve radyo-televizyon-sinema gibi bölümlerin puanlarının bu yıl yükselmesi bekleniyor. Eskiden yalnızca eşit ağırlık öğrencilerinin seçebildiği "hukuk", bu yıl sayısal ve sözel çıkışlı öğrencilerin bir kısmının da tercihi olacak.

(zaman)

> Üniversiteye girişte kontenjanları sayısalcılar dolduracak

Üniversite tercihte bu yıl uygulanan sistemle alan farkı kaldırıldığı için her alanda soru çözen adaylar bütün bölümleri tercih etme şansına sahip olacak.

Üniversiteye girişte kontenjanları sayısalcılar dolduracakAncak bu konuda sayısalcılar daha şanslı. Zira sayısalcılar Türkçe ve sosyal soruları zorlanmadan yaparken diğerlerinin zorlandığı Fen-1 ve Mat-2 testlerinde de başarılılar. Örneğin meslek lisesi ya da sayısal çıkışlı olanlar hukuk, gazetecilik gibi bölümleri puanları düşmeden tercih edebilecek. Bu ise tercihleri etkileyecek.

"Yeni sistemde sayısal öğrencinin puan kalitesi eşit ağırlıkçıya, eşit ağırlık öğrencisinin puan kalitesi ise sözel öğrenciye baskın geliyor." diyen Uzman Rehber Öğretmen Bektaş Koç, "Elbette bu bir sayısal alan öğrencisi, eşit ağırlığın en iyilerini geçebilir anlamına gelmiyor ama bu yıl alanı dışında bölümleri tercih ederek yerleşecek çok fazla öğrenci göreceğiz." diyor. Koç, işletme, iktisat ve sınıf öğretmenliği gibi daha önce "ortak alan"dan yazılan birkaç bölüm için ise puanlarda ciddi bir değişiklik beklemediklerini ifade ediyor. FEM Dershaneleri Rehberlik Uzmanı Faruk Ardıç, bu yıl sayısal öğrencilerinin bir kısmının eşit ağırlıktaki psikoloji, hukuk gibi bölümlere yönelirken; eşit ağırlık öğrencilerinden de gazetecilik, radyo, sinema, televizyon gibi bölümleri tercih ederek puanların yükselmesine sebep olacaklarını belirtiyor. "Dil öğrencileri için ise mevcut durumla ilgili ciddi bir değişiklik olmayacak." diyen Ardıç, bunun nedenini, "Dil tercih edecek olanların büyük çoğunluğu zaten sadece dil sınavına hazırlanıyor. Diğer adaylar da bunu bildikleri için dile yönelmiyor." ifadeleri ile açıkladı.

Eşit ağırlıkta hukuk, psikoloji, psikolojik danışmanlık ve rehberlik, sözelde ise tarih, coğrafya, gazetecilik ve radyo-televizyon-sinema gibi bölümlerin puanlarının bu yıl yükselmesi bekleniyor. Eskiden yalnızca eşit ağırlık öğrencilerinin seçebildiği "hukuk", bu yıl sayısal ve sözel çıkışlı öğrencilerin bir kısmının da tercihi olacak.

(zaman)

Son Güncelleme: Pazartesi, 30 Temmuz 2012 09:50

Gösterim: 1918

Askeri Okullar sınavında 100 tam puan alarak Türkiye birincisi olan Muhammed Yasir Dursun, sağlık kontrolünü geçemeyince uzun süredir hayalini kurduğu Harbiye’ye giremedi.

muhammet yasiAskeri Okullar sınavında 100 puan alarak birincisi olan Muhammed Yasir Dursun, sağlık taramasından geçemeyerek Harbiyeli olamadı. Dursun, Türk Silahlı Kuvvetleri Askeri Liseleri İle Bando Astsubay Hazırlama Okulunda Öğrenim Görecek Öğrencileri Seçme Sınavı’nda 100 tam puan almış ve Türkiye birincisi olmuştu.

Sağlıktan geçemedi

Bağcılar Cumhuriyet İlköğretim Okulu’ndan mezun olan Dursun, yapılan sağlık taramasından geçemeyerek elendi. Kaburga eğriliği olduğu gerekçesiyle hayalini kurduğu Kuleli Askeri Lisesi’ne giremeyen Dursun’un yeni hedefi Mülkiye…

Başkan çağırıcı tebrik etti

Başarılı öğrenciyi hem tebrik eden hem de teselli eden Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı, “Üzülecek bir şey yok, takdir neyse o olur” dedi.

Dursun’a bir laptop bilgisayar hediye eden Çağırıcı, Bağcılar Belediyesi olarak her zaman destekçisi olacaklarını ifade etti.

Hayali olan Harbiye’ye giremeyen Muhammed Yasir Dursun, ortaöğretimi başarılı bir şekilde tamamlayarak, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi’nde okumak istiyor.

Dursun’un babası Mahmut Dursun, “Oğlum Türkiye birincisi olunca, duygulandım, ağladım. Çok güzel bir duyguydu. Ancak seçilemeyince de çok üzüldüm” dedi.

(haber7)

> Türkiye birincisi oldu ama elendi

Askeri Okullar sınavında 100 tam puan alarak Türkiye birincisi olan Muhammed Yasir Dursun, sağlık kontrolünü geçemeyince uzun süredir hayalini kurduğu Harbiye’ye giremedi.

muhammet yasiAskeri Okullar sınavında 100 puan alarak birincisi olan Muhammed Yasir Dursun, sağlık taramasından geçemeyerek Harbiyeli olamadı. Dursun, Türk Silahlı Kuvvetleri Askeri Liseleri İle Bando Astsubay Hazırlama Okulunda Öğrenim Görecek Öğrencileri Seçme Sınavı’nda 100 tam puan almış ve Türkiye birincisi olmuştu.

Sağlıktan geçemedi

Bağcılar Cumhuriyet İlköğretim Okulu’ndan mezun olan Dursun, yapılan sağlık taramasından geçemeyerek elendi. Kaburga eğriliği olduğu gerekçesiyle hayalini kurduğu Kuleli Askeri Lisesi’ne giremeyen Dursun’un yeni hedefi Mülkiye…

Başkan çağırıcı tebrik etti

Başarılı öğrenciyi hem tebrik eden hem de teselli eden Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı, “Üzülecek bir şey yok, takdir neyse o olur” dedi.

Dursun’a bir laptop bilgisayar hediye eden Çağırıcı, Bağcılar Belediyesi olarak her zaman destekçisi olacaklarını ifade etti.

Hayali olan Harbiye’ye giremeyen Muhammed Yasir Dursun, ortaöğretimi başarılı bir şekilde tamamlayarak, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi’nde okumak istiyor.

Dursun’un babası Mahmut Dursun, “Oğlum Türkiye birincisi olunca, duygulandım, ağladım. Çok güzel bir duyguydu. Ancak seçilemeyince de çok üzüldüm” dedi.

(haber7)

Son Güncelleme: Pazar, 29 Temmuz 2012 14:25

Gösterim: 2043

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer 28Temmuz 2012 Kanaltürk'te saat 12:00 Faruk Mercan!ın sunmuş olduğu Ankara Nabzı programına konuk olarak katıldı ve Programda önemli açıklamalar yaptı. Öğretmen maaşı hizmetliden az mış? sorusuna bunu diyen sendikalardır diyerek Eğitim Sendikalarına tepki gösterdi.

omer dincer bakanMilli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer 28Temmuz 2012 Kanaltürk'te saat 12:00 Faruk Mercan!ın sunmuş olduğu Ankara Nabzı programına konuk olarak katıldı ve Programda önemli açıklamalar yaptı.

Program yapımcısı Faruk MERCAN'ın izleyicilerden gelen ÖĞRETMEN MAAŞI HİZMETLİDEN AZ MIŞ DOĞRUMU BU ? sorusuna Milli Eğitim Bakanı Sendikaları ve öğretmenleri kızdıracak bir cevap verdi.

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer "Malesef bunu diyenler sendikalardır "diyerek Eğitim Sendikalarına tepki gösterdi.

Öğretmen Hizmetliden Az Maaş alıyor deniyorsa bu konuyu sendikalar dile getiriyor diye düşünüyorum .Buna katılmam mümkün değil. Bu şekilde düşünen öğretmenler oldukça az sayıdadır. Bunun temelinde ise Belediyelerden Milli Eğitime geçen işiçilerin ücretleri yer almaktadır.

Eşit işe eşit ücret ve öğretmenlerin ücreti konusunda Biz öğretmenlerin toplum içerisindeki saygınlık ve itibarı noktasında ve ekonomik olarak hak ettikleri yerde olmadıklarını düşünüyoruz. Ancak bunun sadece "ULUFE VERİR GİBİ" olacağını, sadece ücret ile olacağını düşünmüyoruz. Öğretmenlerimizin her geçen gün veli ve toplum karşısında itibarı zayıflıyor.

Öğretmenler odasına girdiği gibi oradan emekli olup giden öğretmenlerimiz var. Biz bu konuda stratejik bir yaklaşım tarzıyla öğretmenlerimizin kariyer ve ücret sisteminde ciddi değişiklik hazırlıkları yapıyoruz. Öğretmenlerimiz hak ettiklerini alacaklar.

> Dinçer ‘öğretmen maaşı hizmetliden azmış’

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer 28Temmuz 2012 Kanaltürk'te saat 12:00 Faruk Mercan!ın sunmuş olduğu Ankara Nabzı programına konuk olarak katıldı ve Programda önemli açıklamalar yaptı. Öğretmen maaşı hizmetliden az mış? sorusuna bunu diyen sendikalardır diyerek Eğitim Sendikalarına tepki gösterdi.

omer dincer bakanMilli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer 28Temmuz 2012 Kanaltürk'te saat 12:00 Faruk Mercan!ın sunmuş olduğu Ankara Nabzı programına konuk olarak katıldı ve Programda önemli açıklamalar yaptı.

Program yapımcısı Faruk MERCAN'ın izleyicilerden gelen ÖĞRETMEN MAAŞI HİZMETLİDEN AZ MIŞ DOĞRUMU BU ? sorusuna Milli Eğitim Bakanı Sendikaları ve öğretmenleri kızdıracak bir cevap verdi.

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer "Malesef bunu diyenler sendikalardır "diyerek Eğitim Sendikalarına tepki gösterdi.

Öğretmen Hizmetliden Az Maaş alıyor deniyorsa bu konuyu sendikalar dile getiriyor diye düşünüyorum .Buna katılmam mümkün değil. Bu şekilde düşünen öğretmenler oldukça az sayıdadır. Bunun temelinde ise Belediyelerden Milli Eğitime geçen işiçilerin ücretleri yer almaktadır.

Eşit işe eşit ücret ve öğretmenlerin ücreti konusunda Biz öğretmenlerin toplum içerisindeki saygınlık ve itibarı noktasında ve ekonomik olarak hak ettikleri yerde olmadıklarını düşünüyoruz. Ancak bunun sadece "ULUFE VERİR GİBİ" olacağını, sadece ücret ile olacağını düşünmüyoruz. Öğretmenlerimizin her geçen gün veli ve toplum karşısında itibarı zayıflıyor.

Öğretmenler odasına girdiği gibi oradan emekli olup giden öğretmenlerimiz var. Biz bu konuda stratejik bir yaklaşım tarzıyla öğretmenlerimizin kariyer ve ücret sisteminde ciddi değişiklik hazırlıkları yapıyoruz. Öğretmenlerimiz hak ettiklerini alacaklar.

Son Güncelleme: Pazar, 29 Temmuz 2012 16:38

Gösterim: 2101

Simav'da görevli sınıf öğretmeni, meslektaşları tatil yaparken gönüllü olarak haftada iki gün okula gelip ders verdiği öğrencilerini yeni eğitim öğretim yılına hazırlıyor.

ayşegül türkelİlçeye bağlı Çitgöl beldesinde faaliyet gösteren 24 derslikli Çitgöl İlkokulu'nda görev yapan sınıf öğretmeni Ayşegül Türkel,  yaptığı açıklamada, eylül ayında başlayacak 2012-2013 eğitim öğretim yılında ikinci sınıf şubesinde görev alacağını söyledi.

Geçen eğitim öğretim yılında birinci sınıftaki öğrencilerinden Arda Aytemur'un (6) durumunu yetersiz gördüğünden sadece ona ders vermek amacıyla haziran ayında okula gelmeye başladığını belirten Türkel, diğer öğrenci velilerinin talebi üzerine tüm sınıfa ders verdiğini anlattı.

Türkel, ders vermek için haftada iki gün 4 kilometre uzaklıktaki ilçe merkezinden beldeye geldiğini dile getirerek, şöyle devam etti:

''Öğrencilerime gönüllü olarak haftada iki gün toplam 6 saat süreyle ders veriyorum. Böylece onların ikinci sınıfa iyi bir şekilde hazırlanmasını sağlamaya çalışıyorum. Öğrencilerimle ikinci sınıfa hazırlık çalışmalarımızı ve mesleğimi severek yapıyorum. Amacım, öğrencilerimin ikinci ve daha sonraki sınıflarda başarılı olup kendilerini iyi yetiştirmelerini sağlamak. Onların eğitim kalitesinin her geçen gün artması beni çok mutlu ediyor.''

Okuldaki derslerin, ikinci sınıf müfredatını kapsadığı bilgisini veren Türkel, çalışmalarının eylül ayına kadar süreceğini sözlerine ekledi.

Okul Müdürü Serdal Şimşek de, öğrenciler ve velileri adına Türkel'e teşekkür etti.

Simav'da eğitimde önemli başarılar elde edildiğine dikkati çeken Şimşek, beldedeki eğitim kalitesini yükseltmeyi amaçladıklarını ve özverili öğretmenleri sayesinde okulundan başarı beklediğini belirtti.

> Öğretmenin böylesi de var!

Simav'da görevli sınıf öğretmeni, meslektaşları tatil yaparken gönüllü olarak haftada iki gün okula gelip ders verdiği öğrencilerini yeni eğitim öğretim yılına hazırlıyor.

ayşegül türkelİlçeye bağlı Çitgöl beldesinde faaliyet gösteren 24 derslikli Çitgöl İlkokulu'nda görev yapan sınıf öğretmeni Ayşegül Türkel,  yaptığı açıklamada, eylül ayında başlayacak 2012-2013 eğitim öğretim yılında ikinci sınıf şubesinde görev alacağını söyledi.

Geçen eğitim öğretim yılında birinci sınıftaki öğrencilerinden Arda Aytemur'un (6) durumunu yetersiz gördüğünden sadece ona ders vermek amacıyla haziran ayında okula gelmeye başladığını belirten Türkel, diğer öğrenci velilerinin talebi üzerine tüm sınıfa ders verdiğini anlattı.

Türkel, ders vermek için haftada iki gün 4 kilometre uzaklıktaki ilçe merkezinden beldeye geldiğini dile getirerek, şöyle devam etti:

''Öğrencilerime gönüllü olarak haftada iki gün toplam 6 saat süreyle ders veriyorum. Böylece onların ikinci sınıfa iyi bir şekilde hazırlanmasını sağlamaya çalışıyorum. Öğrencilerimle ikinci sınıfa hazırlık çalışmalarımızı ve mesleğimi severek yapıyorum. Amacım, öğrencilerimin ikinci ve daha sonraki sınıflarda başarılı olup kendilerini iyi yetiştirmelerini sağlamak. Onların eğitim kalitesinin her geçen gün artması beni çok mutlu ediyor.''

Okuldaki derslerin, ikinci sınıf müfredatını kapsadığı bilgisini veren Türkel, çalışmalarının eylül ayına kadar süreceğini sözlerine ekledi.

Okul Müdürü Serdal Şimşek de, öğrenciler ve velileri adına Türkel'e teşekkür etti.

Simav'da eğitimde önemli başarılar elde edildiğine dikkati çeken Şimşek, beldedeki eğitim kalitesini yükseltmeyi amaçladıklarını ve özverili öğretmenleri sayesinde okulundan başarı beklediğini belirtti.

Son Güncelleme: Pazar, 29 Temmuz 2012 14:07

Gösterim: 2375


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.