İzmir’in Karabağlar ilçesinde, bir öğretmenin derste öğrencisi tarafından bıçaklanarak öldürülmesinin ardından polis ekipleri, başka bir okulda da benzer bir olayın yaşanmasını son anda engelledi.
Cennetçeşme semtindeki Rakım Erkutlu İlköğretim Okulu’nda 8. sınıf öğrencisi C.E., fen bilgisi dersi başladıktan sonra başını sıraya koydu. Öğretmeni Hakan K. tarafından uyarılan C.E., derse ilgisinin olmadığını söyledi. Bunun üzerine sınıftan çıkarıldı. Koşarak eve giden C.E., annesinin gözü önünde mutfaktan aldığı bıçakla okula döndü. Oğluna engel olamayan anne, hemen polise haber verdi. Hızlı bir şekilde harekete geçen polis ekipleri, okul önünde önlem aldı. Okula giden C.E. yakalanarak bir facianın önüne geçildi. Mahkemeye çıkarılan C.E., ifadesinin ardından serbest bırakıldı.
Veliden okul müdürüne meydan dayağı
İstanbul Ataşehir’de Aydın Doğan İlköğretim Okulu’nun müdürü de konuşmak için çağırdığı veliler tarafından dövüldü. İddiaya göre, Okul Müdürü Fatih Kılıç, bahçede yaramazlık yapan öğrencileri uyardı. Öğrencilerin uyarıları dikkate almaması üzerine, Kılıç velilerini okula çağırdı. Bir süre sonra okula gelen öğrenci velisi Erkan Demirci ve yanındaki 2 kişi müdürün odasına çıktı. Makam odasına sinirli bir şekilde giren Erkan Demirci, İbrahim Zeki ve Ümran Albayram, “Sen nasıl bizim çocuğumuzu döversin” diyerek müdüre saldırdı. Peş peşe aldığı darbelerle yere düşen Kılıç, bayıldı. Hastaneye kaldırılan Kılıç’ın sol omzunun kırıldığı belirlendi. Olay sonrası gözaltına alınan zanlılardan Erkan Demirci, görevli memura saldırıda bulunmak suçlamasıyla Kadıköy Adliyesi’ne çıkartıldı. Demirci, mahkemece tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. 10 günlük iş göremez raporu alan Fatih Kılıç, öğrencilerinden uzak kalacağı için üzgün olduğunu söyledi. Olay sırasında odada bulunan hizmetli Sema Çeçenduman ise konuşmak için okula çağrılan şahısların aniden Müdür Fatih Kılıç’a saldırdıklarını ve omzunu kırdıklarını anlattı. Saldırının gerçekleştiği Aydın Doğan İlköğretim Okulu’nun önünde toplanan bir grup Eğitim-Sen üyesi ise olayı protesto etti.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
İzmir’in Karabağlar ilçesinde, bir öğretmenin derste öğrencisi tarafından bıçaklanarak öldürülmesinin ardından polis ekipleri, başka bir okulda da benzer bir olayın yaşanmasını son anda engelledi.
Cennetçeşme semtindeki Rakım Erkutlu İlköğretim Okulu’nda 8. sınıf öğrencisi C.E., fen bilgisi dersi başladıktan sonra başını sıraya koydu. Öğretmeni Hakan K. tarafından uyarılan C.E., derse ilgisinin olmadığını söyledi. Bunun üzerine sınıftan çıkarıldı. Koşarak eve giden C.E., annesinin gözü önünde mutfaktan aldığı bıçakla okula döndü. Oğluna engel olamayan anne, hemen polise haber verdi. Hızlı bir şekilde harekete geçen polis ekipleri, okul önünde önlem aldı. Okula giden C.E. yakalanarak bir facianın önüne geçildi. Mahkemeye çıkarılan C.E., ifadesinin ardından serbest bırakıldı.
Veliden okul müdürüne meydan dayağı
İstanbul Ataşehir’de Aydın Doğan İlköğretim Okulu’nun müdürü de konuşmak için çağırdığı veliler tarafından dövüldü. İddiaya göre, Okul Müdürü Fatih Kılıç, bahçede yaramazlık yapan öğrencileri uyardı. Öğrencilerin uyarıları dikkate almaması üzerine, Kılıç velilerini okula çağırdı. Bir süre sonra okula gelen öğrenci velisi Erkan Demirci ve yanındaki 2 kişi müdürün odasına çıktı. Makam odasına sinirli bir şekilde giren Erkan Demirci, İbrahim Zeki ve Ümran Albayram, “Sen nasıl bizim çocuğumuzu döversin” diyerek müdüre saldırdı. Peş peşe aldığı darbelerle yere düşen Kılıç, bayıldı. Hastaneye kaldırılan Kılıç’ın sol omzunun kırıldığı belirlendi. Olay sonrası gözaltına alınan zanlılardan Erkan Demirci, görevli memura saldırıda bulunmak suçlamasıyla Kadıköy Adliyesi’ne çıkartıldı. Demirci, mahkemece tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. 10 günlük iş göremez raporu alan Fatih Kılıç, öğrencilerinden uzak kalacağı için üzgün olduğunu söyledi. Olay sırasında odada bulunan hizmetli Sema Çeçenduman ise konuşmak için okula çağrılan şahısların aniden Müdür Fatih Kılıç’a saldırdıklarını ve omzunu kırdıklarını anlattı. Saldırının gerçekleştiği Aydın Doğan İlköğretim Okulu’nun önünde toplanan bir grup Eğitim-Sen üyesi ise olayı protesto etti.
Son Güncelleme: Cumartesi, 13 Ekim 2012 13:51
Gösterim: 2714
Milli Eğitim Bakanlığı, okuma kültürünün geliştirilmesi için birçok materyallerin bulunduğu z-kütüphaneleri kurmaya başladı.
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), okuma kültürünün geliştirilmesi için bilgisayardan elektronik eğitim materyallerine, internetten zeka oyunlarına kadar çocukların ilgisini çekebilecek birçok materyallerin bulunduğu z-kütüphaneleri kurmaya başladı.
MEB Müsteşar Yardımcısı Prof. Dr. Halis Yunus Ersöz, okulların en geniş ve ferah mekanlarının kütüphane alanı olarak seçildiğini belirterek, bu kütüphanelerde, bilgisayar, internet bağlantısı, yazıcı bulunduğunu belirterek, ''Burada elektronik kaynaklar ve temel eserler olacak. Öğrencilerimiz burada ödevlerini yapıp, çıktılarını alsın, oyun oynasın, internete girsin, kitap okusun istiyoruz. Bu amaçla saat 21.00'e kadar ve hafta sonları buraları açık tutmayı planlıyoruz. Z-kütüphanelerde öğrencilere basılı, sesli ve elektronik kitaplar buluşturarak alternatif okuma seçenekleri de sunacağız'' dedi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Milli Eğitim Bakanlığı, okuma kültürünün geliştirilmesi için birçok materyallerin bulunduğu z-kütüphaneleri kurmaya başladı.
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), okuma kültürünün geliştirilmesi için bilgisayardan elektronik eğitim materyallerine, internetten zeka oyunlarına kadar çocukların ilgisini çekebilecek birçok materyallerin bulunduğu z-kütüphaneleri kurmaya başladı.
MEB Müsteşar Yardımcısı Prof. Dr. Halis Yunus Ersöz, okulların en geniş ve ferah mekanlarının kütüphane alanı olarak seçildiğini belirterek, bu kütüphanelerde, bilgisayar, internet bağlantısı, yazıcı bulunduğunu belirterek, ''Burada elektronik kaynaklar ve temel eserler olacak. Öğrencilerimiz burada ödevlerini yapıp, çıktılarını alsın, oyun oynasın, internete girsin, kitap okusun istiyoruz. Bu amaçla saat 21.00'e kadar ve hafta sonları buraları açık tutmayı planlıyoruz. Z-kütüphanelerde öğrencilere basılı, sesli ve elektronik kitaplar buluşturarak alternatif okuma seçenekleri de sunacağız'' dedi.
Son Güncelleme: Cumartesi, 13 Ekim 2012 13:39
Gösterim: 1704
Lise öğrencisi okul içinde biber gazı sıktı, öğrenci ve öğretmenler hastanelik oldu.
Ankara Cumhuriyet Ticaret ve Anadolu Ticaret Meslek Lisesi’nde S.K. isimli bir öğrenci temin ettiği sprey şeklindeki biber gazını teneffüs sırasında koridorda sıkarak okulda dehşet yarattı. Gazdan etkilenen öğrenci ve öğretmenler kaçmak isterken birbirlerini ezenler oldu; 6 öğrenci ile bir öğretmen hastaneye kaldırılarak tedavi altına alındı.
Çoğunlukla toplumsal olaylarda emniyet güçlerinin ‘orantısız’ şekilde kullandığı, Hopa’da Metin Lokumcu isimli emekli bir öğretmenin ölüm nedeni olarak gösterilen biber gazı sabah saatlerinde de Ankara’daki bir okulda kaygı verici anların yaşanmasına yol açtı. Cumhuriyet Ticaret ve Anadolu Ticaret Meslek Lisesi’nde sabah saat 10.30 sıralarında öğrenciler teneffüsteyken son sınıf öğrencisi S.K. beraberinde getirdiği tahmin edilen sprey şeklindeki biber gazını okul binasının içinde sıkmaya başladı. Açık ortamlarda bile etkisini yoğun olarak gösteren biber gazı, okulun koridorunda ve sınıflarda çık kısa bir anda etki gösterdi. Koridorda ve sınıflarda olan öğrenci ve öğretmenler gazın etkisiyle paniğe kapılarak kaçışmaya başladı. Okul dışına çıkmak isterken bazı öğrencilerin birbirlerini ezdiği ifade edilirken, kısa bir süre sonra okul tamamen boşaltıldı.
6 öğrenci, hamile bir öğretmen hastanelik Özellikle alerjisi ve astım hastası olan öğrencilerle hamile olan bir öğretmenin gazın etkisiyle fenalık geçirdiği belirtilirken olay yerine çok sayıda ambulans gelerek, öğretmen ve öğrencileri Hacettepe ve Gazi üniversitelerinin hastanelerine götürülerek tedavi altına alındı.
Biber gazını nereden buldu?
Biber gazını sıkan öğrenci olaydan hemen sonra yakalandı. Öğrencinin biber gazını nereden temin ettiği ise araştırılıyor.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Lise öğrencisi okul içinde biber gazı sıktı, öğrenci ve öğretmenler hastanelik oldu.
Ankara Cumhuriyet Ticaret ve Anadolu Ticaret Meslek Lisesi’nde S.K. isimli bir öğrenci temin ettiği sprey şeklindeki biber gazını teneffüs sırasında koridorda sıkarak okulda dehşet yarattı. Gazdan etkilenen öğrenci ve öğretmenler kaçmak isterken birbirlerini ezenler oldu; 6 öğrenci ile bir öğretmen hastaneye kaldırılarak tedavi altına alındı.
Çoğunlukla toplumsal olaylarda emniyet güçlerinin ‘orantısız’ şekilde kullandığı, Hopa’da Metin Lokumcu isimli emekli bir öğretmenin ölüm nedeni olarak gösterilen biber gazı sabah saatlerinde de Ankara’daki bir okulda kaygı verici anların yaşanmasına yol açtı. Cumhuriyet Ticaret ve Anadolu Ticaret Meslek Lisesi’nde sabah saat 10.30 sıralarında öğrenciler teneffüsteyken son sınıf öğrencisi S.K. beraberinde getirdiği tahmin edilen sprey şeklindeki biber gazını okul binasının içinde sıkmaya başladı. Açık ortamlarda bile etkisini yoğun olarak gösteren biber gazı, okulun koridorunda ve sınıflarda çık kısa bir anda etki gösterdi. Koridorda ve sınıflarda olan öğrenci ve öğretmenler gazın etkisiyle paniğe kapılarak kaçışmaya başladı. Okul dışına çıkmak isterken bazı öğrencilerin birbirlerini ezdiği ifade edilirken, kısa bir süre sonra okul tamamen boşaltıldı.
6 öğrenci, hamile bir öğretmen hastanelik Özellikle alerjisi ve astım hastası olan öğrencilerle hamile olan bir öğretmenin gazın etkisiyle fenalık geçirdiği belirtilirken olay yerine çok sayıda ambulans gelerek, öğretmen ve öğrencileri Hacettepe ve Gazi üniversitelerinin hastanelerine götürülerek tedavi altına alındı.
Biber gazını nereden buldu?
Biber gazını sıkan öğrenci olaydan hemen sonra yakalandı. Öğrencinin biber gazını nereden temin ettiği ise araştırılıyor.
Son Güncelleme: Cumartesi, 13 Ekim 2012 11:42
Gösterim: 1995
Trakya Üniversitesi (TÜ) Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Oğuz Taşkınalp, tıp öğrencilerinin eğitiminde kadavra sıkıntısı çektiklerini belirterek, ''Kimsesiz kaçaklar vefat ettikten sonra bize verilirse, kadavraları öğrencilerin ve tıbbın hizmetine, dolaylı olarak da insanlığın hizmetine sunmuş oluruz'' dedi.
Prof. Dr. Taşkınalp, yaptığı açıklamada, iyi bir doktor olmanın ilk şartının tıp eğitiminde iyi bir anatomi dersi almaktan geçtiğini söyledi.
"5 yıldır aynı kadavra"
Anatomi derslerinin en önemli materyalinin kadavra olduğunu ancak tıp fakültelerinde kadavra sıkıntısı yaşandığını anlatan Taşkınalp, şunları kaydetti:
''Son zamanlarda kadavranın zor bulunması bizde olduğu gibi tüm Türkiye'deki tıp fakültelerinde büyük sorun. Bir tıp öğrencisinin kadavrayla haşır neşir olması çok önemli. Kadavranın çok ender bulunması burada bir takım aksaklıkların oluşmasına neden oluyor. Günümüz teknolojisinde kadavranın yerini alabilecek 3 boyutlu anatomi CD'leri, maketler var fakat bunların hiçbiri kadavranın yerini tutmuyor.
Bugün Almanya'da, Fransa'da yılda 30 hatta daha fazla kadavra açan fakülteler var. Biz maalesef 5 yıldır aynı kadavra üzerinde çalışıyoruz. 'Herhalde 5 yıl daha çalışacağız' diye düşünüyoruz. Eğer yurdumuzdaki insanları daha bilinçli hale getirirsek, bu konunun eğitim amacında, daha iyi doktor yetiştirilmesinde önemli olduğunu anlatabilirsek, belki bağış olayını bir nebze de olsa aşmış oluruz.''
Kadavra sıkıntısını aşmak için çeşitli yollar denediklerine dikkati çeken Taşkınalp, 150'ye yakın anatomi maketiyle çalıştıklarını belirtti.
"Edirne'de çok"
Maketlerin ve 3 boyutlu materyallerin kadavranın yerini tutmadığını ifade eden Prof. Dr. Taşkınalp, sınır bölgesinde yer alan Edirne'de çok sayıda kaçağın yakalandığını söyledi.
Yakalanan kaçakların büyük çoğunluğunun kimsesiz olduğunu vurgulayan Taşkınalp, sözlerini şöyle tamamladı:
''Bunlarla ilgili bir takım beklentilerimiz var. Kimsesiz kaçaklar vefat ettikten sonra bize verilirse, kadavraları öğrencilerin ve tıbbın hizmetine, dolaylı olarak da insanlığın hizmetine sunmuş oluruz. Yıllarca 150-200 arasındaki öğrenciye 4 kadavra açtık. 15-20 öğrenciye bir kadavra normaldir ama şu anda 230 öğrencimiz var. Yeteri kadar kadavramız yok.''
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Trakya Üniversitesi (TÜ) Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Oğuz Taşkınalp, tıp öğrencilerinin eğitiminde kadavra sıkıntısı çektiklerini belirterek, ''Kimsesiz kaçaklar vefat ettikten sonra bize verilirse, kadavraları öğrencilerin ve tıbbın hizmetine, dolaylı olarak da insanlığın hizmetine sunmuş oluruz'' dedi.
Prof. Dr. Taşkınalp, yaptığı açıklamada, iyi bir doktor olmanın ilk şartının tıp eğitiminde iyi bir anatomi dersi almaktan geçtiğini söyledi.
"5 yıldır aynı kadavra"
Anatomi derslerinin en önemli materyalinin kadavra olduğunu ancak tıp fakültelerinde kadavra sıkıntısı yaşandığını anlatan Taşkınalp, şunları kaydetti:
''Son zamanlarda kadavranın zor bulunması bizde olduğu gibi tüm Türkiye'deki tıp fakültelerinde büyük sorun. Bir tıp öğrencisinin kadavrayla haşır neşir olması çok önemli. Kadavranın çok ender bulunması burada bir takım aksaklıkların oluşmasına neden oluyor. Günümüz teknolojisinde kadavranın yerini alabilecek 3 boyutlu anatomi CD'leri, maketler var fakat bunların hiçbiri kadavranın yerini tutmuyor.
Bugün Almanya'da, Fransa'da yılda 30 hatta daha fazla kadavra açan fakülteler var. Biz maalesef 5 yıldır aynı kadavra üzerinde çalışıyoruz. 'Herhalde 5 yıl daha çalışacağız' diye düşünüyoruz. Eğer yurdumuzdaki insanları daha bilinçli hale getirirsek, bu konunun eğitim amacında, daha iyi doktor yetiştirilmesinde önemli olduğunu anlatabilirsek, belki bağış olayını bir nebze de olsa aşmış oluruz.''
Kadavra sıkıntısını aşmak için çeşitli yollar denediklerine dikkati çeken Taşkınalp, 150'ye yakın anatomi maketiyle çalıştıklarını belirtti.
"Edirne'de çok"
Maketlerin ve 3 boyutlu materyallerin kadavranın yerini tutmadığını ifade eden Prof. Dr. Taşkınalp, sınır bölgesinde yer alan Edirne'de çok sayıda kaçağın yakalandığını söyledi.
Yakalanan kaçakların büyük çoğunluğunun kimsesiz olduğunu vurgulayan Taşkınalp, sözlerini şöyle tamamladı:
''Bunlarla ilgili bir takım beklentilerimiz var. Kimsesiz kaçaklar vefat ettikten sonra bize verilirse, kadavraları öğrencilerin ve tıbbın hizmetine, dolaylı olarak da insanlığın hizmetine sunmuş oluruz. Yıllarca 150-200 arasındaki öğrenciye 4 kadavra açtık. 15-20 öğrenciye bir kadavra normaldir ama şu anda 230 öğrencimiz var. Yeteri kadar kadavramız yok.''
Son Güncelleme: Cumartesi, 13 Ekim 2012 12:33
Gösterim: 1872
Tekirdağ'da Açık Öğretim Fakültesi (AÖF) kayıtlarını yaptırmak ve yenilemek isteyenler, öğrenci kayıt bürosu önünde uzun kuyruklar oluşturdu.
Tekirdağ'da AÖF bürosu önünde kayıt yenilemek ve kayıt yaptırmak isteyenler uzun kuyruklar oluşturdu. 300 metrelik kuyruğa giren adayların bazılarına sıra gelmeden mesai bitti. Son kayıt tarihi 16 Ekim 2012 tarihinden itibaren kayıt yaptırmak isteyen ve açık öğretim kayıtlarını yenilemek isteyen adaylar Tekirdağ AÖF bürosu önünde uzun kuyrukların oluşmasına neden oldu. 3 kişinin görev yaptığı büroda bekleyen bazı adaylara sıra gelmeden mesai bitti.
Beklemekten sıkılan bazı adaylar güneşten korunmak için ellerindeki kayıt belgelerini başlarına tuttu. Kayıt yaptırmak isteyen bazı öğrenciler ise gazete ve kitap okumayı tercih etti. Bazı adaylar ise işlemlerin yavaş olmasına tepki gösterdi.
Sabahtan beri sıra beklediğini ifade eden bir bayan öğrenci, "Sabah 8'den beri sıra bekliyorum. Sıradan çıkıp hastanede göz muayenesi oldu. Hala sıra gelmemiş. Resmen rezalet" dedi.
Sıranın kendilerine gelmesini beklediklerini ifade eden bir başka öğrenci ise, "Artık hastanede bile insanlar bu kadar sıra beklemiyor. Açık öğretim büroları ilçelerde de olsa bu sıkıntı yaşanmaz. Biz ilçeden geldik sabahtan beri kuyruk bekliyoruz" dedi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Tekirdağ'da Açık Öğretim Fakültesi (AÖF) kayıtlarını yaptırmak ve yenilemek isteyenler, öğrenci kayıt bürosu önünde uzun kuyruklar oluşturdu.
Tekirdağ'da AÖF bürosu önünde kayıt yenilemek ve kayıt yaptırmak isteyenler uzun kuyruklar oluşturdu. 300 metrelik kuyruğa giren adayların bazılarına sıra gelmeden mesai bitti. Son kayıt tarihi 16 Ekim 2012 tarihinden itibaren kayıt yaptırmak isteyen ve açık öğretim kayıtlarını yenilemek isteyen adaylar Tekirdağ AÖF bürosu önünde uzun kuyrukların oluşmasına neden oldu. 3 kişinin görev yaptığı büroda bekleyen bazı adaylara sıra gelmeden mesai bitti.
Beklemekten sıkılan bazı adaylar güneşten korunmak için ellerindeki kayıt belgelerini başlarına tuttu. Kayıt yaptırmak isteyen bazı öğrenciler ise gazete ve kitap okumayı tercih etti. Bazı adaylar ise işlemlerin yavaş olmasına tepki gösterdi.
Sabahtan beri sıra beklediğini ifade eden bir bayan öğrenci, "Sabah 8'den beri sıra bekliyorum. Sıradan çıkıp hastanede göz muayenesi oldu. Hala sıra gelmemiş. Resmen rezalet" dedi.
Sıranın kendilerine gelmesini beklediklerini ifade eden bir başka öğrenci ise, "Artık hastanede bile insanlar bu kadar sıra beklemiyor. Açık öğretim büroları ilçelerde de olsa bu sıkıntı yaşanmaz. Biz ilçeden geldik sabahtan beri kuyruk bekliyoruz" dedi.
Son Güncelleme: Cumartesi, 13 Ekim 2012 10:52
Gösterim: 1966