Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Yine bir okulun önündeki çöp konteynerlerinde Atatürk portresi, İstiklal Marşı ve Gençliğe Hitabe panoları bulundu.

Muğla’nın Dalaman İlçesi’ndeki bir çöp konteynerinde bulunan Atatürk portresi, İstiklal Marşı ve Gençliğe Hitabe panoları bulundu. Öztaş Anadolu Lisesi’ne ait olduğu belirlenen panolarla ilgili adli ve idari soruşturma başlatıldı.Dalaman’da saat 17.30 sıralarında, Havalimanı Yolu üzerindeki çöp konteynerinde yoldan geçenler, 10 Atatürk portresi ile İstiklal Marşı ve Gençliğe Hitabe panosu buldu. Büyük şaşkınlık yaşayan vatandaşlar, durumu Dalaman İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne bildirip, sorumlular hakkında şikayetçi oldu. Vatandaşlar, CHP Dalaman İlçe Teşkilatı’nı telefonla arayıp, konuyla ilgili bilgi verip, tepkilerini dile getirdi. CHP Dalaman İlçe Başkanı Erol Ertunç, CHP Dalaman Kadın Kolları Başkanı Ülkü Yeşiltuna ve bazı partililer olay yerine gelip, duyarlı vatandaşlarla birlikte çöpteki panoları çıkarıp, evlerine götürdü. Çöp konteynerine 20 metre mesafedeki Öztaş Anadolu Lisesi’ne ait olduğu sanılan panolarla ilgili polis adli soruşturma başlattı.

CHP Dalaman İlçe Teşkilatı Başkanı Erol Ertunç, okul müdür yardımcısıyla yaptıkları görüşmede, panoları temizlik çalışması sonrasında müstahdemin çöpe attığını öğrendiklerini belirterek, "Durumu öğrenir öğrenmez okul idaresi, duruma tepki gösterip, çöpteki panoların bir kısmını toplatmış. Ama, tamamını alamadan vatandaşlar görmüş" dedi.

Dalaman İlçe Milli Eğitim Müdürü Metin Engin de konuyla ilgili idari soruşturma başlattıklarını belirterek, "Çöpe atılan Atatürk portreleri ile İstiklal Marşı ve Gençliğe Hitabe panoları miadını doldurmuş. Bu nedenle kullanılmayıp, imha edilmesi gerekiyordu. Ancak, imhanın çöpe atılarak yapılmaması gerekiyordu. Bu konuda hizmetlilerin bilinçsizliği söz konusu olduğundan bu konuda hassasiyet göstermeyen ilgililer hakkında gereken neyse yapılacak" dedi.

> Atatürk portreleri çöpten çıktı

Yine bir okulun önündeki çöp konteynerlerinde Atatürk portresi, İstiklal Marşı ve Gençliğe Hitabe panoları bulundu.

Muğla’nın Dalaman İlçesi’ndeki bir çöp konteynerinde bulunan Atatürk portresi, İstiklal Marşı ve Gençliğe Hitabe panoları bulundu. Öztaş Anadolu Lisesi’ne ait olduğu belirlenen panolarla ilgili adli ve idari soruşturma başlatıldı.Dalaman’da saat 17.30 sıralarında, Havalimanı Yolu üzerindeki çöp konteynerinde yoldan geçenler, 10 Atatürk portresi ile İstiklal Marşı ve Gençliğe Hitabe panosu buldu. Büyük şaşkınlık yaşayan vatandaşlar, durumu Dalaman İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne bildirip, sorumlular hakkında şikayetçi oldu. Vatandaşlar, CHP Dalaman İlçe Teşkilatı’nı telefonla arayıp, konuyla ilgili bilgi verip, tepkilerini dile getirdi. CHP Dalaman İlçe Başkanı Erol Ertunç, CHP Dalaman Kadın Kolları Başkanı Ülkü Yeşiltuna ve bazı partililer olay yerine gelip, duyarlı vatandaşlarla birlikte çöpteki panoları çıkarıp, evlerine götürdü. Çöp konteynerine 20 metre mesafedeki Öztaş Anadolu Lisesi’ne ait olduğu sanılan panolarla ilgili polis adli soruşturma başlattı.

CHP Dalaman İlçe Teşkilatı Başkanı Erol Ertunç, okul müdür yardımcısıyla yaptıkları görüşmede, panoları temizlik çalışması sonrasında müstahdemin çöpe attığını öğrendiklerini belirterek, "Durumu öğrenir öğrenmez okul idaresi, duruma tepki gösterip, çöpteki panoların bir kısmını toplatmış. Ama, tamamını alamadan vatandaşlar görmüş" dedi.

Dalaman İlçe Milli Eğitim Müdürü Metin Engin de konuyla ilgili idari soruşturma başlattıklarını belirterek, "Çöpe atılan Atatürk portreleri ile İstiklal Marşı ve Gençliğe Hitabe panoları miadını doldurmuş. Bu nedenle kullanılmayıp, imha edilmesi gerekiyordu. Ancak, imhanın çöpe atılarak yapılmaması gerekiyordu. Bu konuda hizmetlilerin bilinçsizliği söz konusu olduğundan bu konuda hassasiyet göstermeyen ilgililer hakkında gereken neyse yapılacak" dedi.

Son Güncelleme: Çarşamba, 26 Aralık 2012 09:04

Gösterim: 1359

Başbakan Erdoğan, ODTÜ'deki olaylarla ilgili, "Eleştiri gücünü şiddetten alıyorsa onu sahiplenen kim olursa olsun, ben bir başbakan olarak onun karşısına dikilirim" dedi.

Erdoğan, Ortadoğu Teknik Üniversitesi'nde yaşanan olaylara ilişkin tepkileri ise şöyle değerlendirdi:

"Eleştiri hiçbir zaman gücünü şiddetten almamalıdır. Eğer bir eleştiri gücünü şiddetten alıyorsa onu sahiplenen kim olursa olsun ben bir başbakan olarak onun karşısına dikilirim. Bu ister rektör olsun, ister akademisyen olsun.

Şimdi bir öğrenci üniversitenin kampüsünü bir terör alanına çeviriyorsa, orayı terörize ediyorsa ve sadece o üniversitenin mensupları değil, farklı üniversitelerden de oraya gelenlerle birlikte böyle bir eylemi gerçekleştiriyorlarsa hiç kimse kalkıp bunları samimi havada bir protesto, bu şekilde bir eylem olarak değerlendiremez. Yani bunu söyleyen profesörler veya doçentler veya şu, bu. Bana göre o mesleği bıraksınlar onlar aynen onlara katılmak suretiyle şiddetten gücünü alan kişiler olarak meydanlara düşsünler"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Tunus Başbakanı Hammadi el-Cibali, Başbakanlık Merkez Bina'da gerçekleştirdikleri baş başa ve heyetler arası görüşmelerin ardından ortak basın toplantısı düzenleyerek, gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Başbakan Erdoğan, katıldığı bir televizyon programında ofisinde dinleme cihazı bulunduğu yönündeki ifadelerinin anımsatılması üzerine, "Mevcut programdaki böcek konusunu isterseniz devam ettirmeyelim, çünkü ikiden şu an üçe çıkmış. Herhalde artarak da devam edecek..Hatırlarsanız o programda bir şey söyledim derin devletle. Bunu tamamen sildik, bitirdik, yok ettik böyle bir iddianın içerisinde olmam mümkün değil. Çünkü, dünya da hiçbir ülkenin, devletin derin devleti kendi bünyesinde bitirdiğine, temizlediğine bir siyasetçi olarak ben inanmıyorum"

Türk halkı Tunus'un yanında

Konuşmasında Türk halkının, Tunus'un demokrasi mücadelesinde yanında yer almaya devam edeceğini de belirten Başbakan Erdoğan, "Tunus'un başarısını Türkiye'nin başarısı olarak görüyoruz" dedi.

Tunus Başbakanı Cibali de Türkiye ile Tunus arasındaki ilişkilerde daha önce benzeri görülmemiş bir iyileşme olduğunu ifade ederek, ''Sadece Türkiye-Tunus değil, Türk-Arap ilişkilerini de geliştirmek için çalışmalıyız" şeklinde konuştu.

Başbakan Erdoğan, daha sonra Cibali onuruna Başbakanlık Resim Konutu'nda yemek verdi.

> Başbakan’dan ikinci ODTÜ açıklaması

Başbakan Erdoğan, ODTÜ'deki olaylarla ilgili, "Eleştiri gücünü şiddetten alıyorsa onu sahiplenen kim olursa olsun, ben bir başbakan olarak onun karşısına dikilirim" dedi.

Erdoğan, Ortadoğu Teknik Üniversitesi'nde yaşanan olaylara ilişkin tepkileri ise şöyle değerlendirdi:

"Eleştiri hiçbir zaman gücünü şiddetten almamalıdır. Eğer bir eleştiri gücünü şiddetten alıyorsa onu sahiplenen kim olursa olsun ben bir başbakan olarak onun karşısına dikilirim. Bu ister rektör olsun, ister akademisyen olsun.

Şimdi bir öğrenci üniversitenin kampüsünü bir terör alanına çeviriyorsa, orayı terörize ediyorsa ve sadece o üniversitenin mensupları değil, farklı üniversitelerden de oraya gelenlerle birlikte böyle bir eylemi gerçekleştiriyorlarsa hiç kimse kalkıp bunları samimi havada bir protesto, bu şekilde bir eylem olarak değerlendiremez. Yani bunu söyleyen profesörler veya doçentler veya şu, bu. Bana göre o mesleği bıraksınlar onlar aynen onlara katılmak suretiyle şiddetten gücünü alan kişiler olarak meydanlara düşsünler"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Tunus Başbakanı Hammadi el-Cibali, Başbakanlık Merkez Bina'da gerçekleştirdikleri baş başa ve heyetler arası görüşmelerin ardından ortak basın toplantısı düzenleyerek, gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Başbakan Erdoğan, katıldığı bir televizyon programında ofisinde dinleme cihazı bulunduğu yönündeki ifadelerinin anımsatılması üzerine, "Mevcut programdaki böcek konusunu isterseniz devam ettirmeyelim, çünkü ikiden şu an üçe çıkmış. Herhalde artarak da devam edecek..Hatırlarsanız o programda bir şey söyledim derin devletle. Bunu tamamen sildik, bitirdik, yok ettik böyle bir iddianın içerisinde olmam mümkün değil. Çünkü, dünya da hiçbir ülkenin, devletin derin devleti kendi bünyesinde bitirdiğine, temizlediğine bir siyasetçi olarak ben inanmıyorum"

Türk halkı Tunus'un yanında

Konuşmasında Türk halkının, Tunus'un demokrasi mücadelesinde yanında yer almaya devam edeceğini de belirten Başbakan Erdoğan, "Tunus'un başarısını Türkiye'nin başarısı olarak görüyoruz" dedi.

Tunus Başbakanı Cibali de Türkiye ile Tunus arasındaki ilişkilerde daha önce benzeri görülmemiş bir iyileşme olduğunu ifade ederek, ''Sadece Türkiye-Tunus değil, Türk-Arap ilişkilerini de geliştirmek için çalışmalıyız" şeklinde konuştu.

Başbakan Erdoğan, daha sonra Cibali onuruna Başbakanlık Resim Konutu'nda yemek verdi.

Son Güncelleme: Çarşamba, 26 Aralık 2012 09:44

Gösterim: 1313

Uşak’ta iki gün önce nişanlısı E.Ç. ile tartışan Sedat Yeşilkuşak isimli genç, görüşmek için gittiği nişanlısının okulunda av tüfeği intihar etti.

okulusak.jpgMurat Arıtürk Mesleki Eğitim Merkezi öğrencisi E.Ç. (17) ile nişanlı olan Sedat Yeşilkuşak (23), iki gün önce henüz belirlenemeyen bir nedenle nişanlısıyla tartıştı. Bugün öğle saatlerinde nişanlısının okuluna gelen Yeşilkuşak, cep telefonu ile görüştüğü E.Ç’yi konuşmak için bahçeye inmeye davet etti.Nişanlısından olumsuz cevap alınca sinirlenen Yeşilkuşak, henüz nasıl içeriri soktuğu belirlemeneyen av tüfeği ile okulun ikinci katına çıktı. İkinci kattaki resim sınıfına giren Yeşilkuşak, av tüfeği ile başına bir el ateş etti. Olay yerinde hayatını kaybedeb gencin cecesi, otopsi için morga kaldırıldı. Polis, olayla ilgili olarak gördü tanığı öğretmen ve öğrencilerin ifadesine başvurdu. Olayla ilgili soruşturma devam ediyor.

> Sınıfta av tüfeğiyle intihar etti

Uşak’ta iki gün önce nişanlısı E.Ç. ile tartışan Sedat Yeşilkuşak isimli genç, görüşmek için gittiği nişanlısının okulunda av tüfeği intihar etti.

okulusak.jpgMurat Arıtürk Mesleki Eğitim Merkezi öğrencisi E.Ç. (17) ile nişanlı olan Sedat Yeşilkuşak (23), iki gün önce henüz belirlenemeyen bir nedenle nişanlısıyla tartıştı. Bugün öğle saatlerinde nişanlısının okuluna gelen Yeşilkuşak, cep telefonu ile görüştüğü E.Ç’yi konuşmak için bahçeye inmeye davet etti.Nişanlısından olumsuz cevap alınca sinirlenen Yeşilkuşak, henüz nasıl içeriri soktuğu belirlemeneyen av tüfeği ile okulun ikinci katına çıktı. İkinci kattaki resim sınıfına giren Yeşilkuşak, av tüfeği ile başına bir el ateş etti. Olay yerinde hayatını kaybedeb gencin cecesi, otopsi için morga kaldırıldı. Polis, olayla ilgili olarak gördü tanığı öğretmen ve öğrencilerin ifadesine başvurdu. Olayla ilgili soruşturma devam ediyor.

Son Güncelleme: Çarşamba, 26 Aralık 2012 08:57

Gösterim: 1302

ODTÜ Mezunlar Derneği'nden üniversite kampusünde yaşanan ve son günlere damga vuran olaylar hakkında yeni bir açıklama geldi. İşte yazılı olarak yapılan o açıklama: ODTÜ'nün bileşenleri olarak, öğrenciler, öğretim elemanları, personel ve mezunlar aşağıdaki açıklamayı kamuoyu ile paylaşmaktadır:

ODTÜ'de 18 Aralık'ta meydana gelen olaylar, geliştirilmesinde çok sayıda ODTÜ mezununun da katkı koyduğu Göktürk-2 uydusunun fırlatılması için düzenlenen törenin engellenmesi nedeniyle başlamamıştır. Öğrenciler yeni YÖK yasa taslağı ve Suriye'ye yapılmak istenen olası müdahale konularında endişelerini en üst düzeydeki yöneticilere iletmek istemişlerdir. Ancak, öğrenciler bu amaçla daha yeni yürüyüşe başlamışken polis tarafından şiddet kullanarak engellenmiştir.  İçinde lojmanlar, kreş, ilköğretim okulu ve lisenin de bulunduğu, derslik ve laboratuvarlarıyla 20.000 kişilik ODTÜ kampus alanı gaz ve ses bombaları ile savaş alanına dönmüş, ofisler, derslikler, laboratuvarlar ve kütüphane durulamaz, eğitim yapılamaz hale gelmiş, ders ve araştırmaların yapıldığı bölüm binalarında yaşam hakkı tehdit edilmiştir.

1. Toplumda şiddet karşılıklı olarak insani ihtiyaçların karşılanmaması ile ortaya çıkmaktadır. Öğrencilerimiz değer yargıları ile uyumlu yaşamak, düşüncelerini özgürce ifade edebilmek istemektedir. Üniversitemiz rektörlüğü şiddet içermeyen, başkasının özgürlüğünü kısıtlamayan, eğitim ve araştırma faaliyetlerimizi engellemeyen ve çevreye zarar vermeyen protestoları üniversite özgürlük ortamının olmazsa olmaz parçası olarak gördüğünü ifade etmiştir.

2. Demokrasi, başta toplumdaki azınlıklar olmak üzere herkesin varoluş hakkının, dilinin, kültürünün, yaşayış biçiminin, düşüncelerinin ve söz hakkının saygıyla karşılanması anlamına gelir. Özellikle iktidarların kendilerine karşı dile getirilen her türlü düşünceye saygı göstermesi, demokrasinin özünü oluşturmaktadır.

3. Şiddet demokrasinin özünü oluşturan öğelerin baskılanmasına yönelik bir siyasi araç olarak kim tarafından uygulanırsa uygulansın, asla kabul edilemez. Toplumsal muhalefeti önleme amacıyla şiddet kullanılması ne yazık ki ülkemizde fazlasıyla yaygınlaşmış bulunmaktadır. Bunun demokrasiyle bağdaşır yanı yoktur.  Şiddet asla uygulanmamalı, canlılara ve doğayı olumsuz etkileyecek araçlar hiç bir şekilde kullanılmamalıdır.

 

 

 

5. ODTÜ'nün çeşitli çevrelerce hedef tahtasına oturtulmasını demokratik kültür ve zihniyetle bağdaştıramadığımızı ve tehlikeli bir kutuplaşmaya zemin hazırladığı için endişe verici bulduğumuzu belirtmek isteriz."

4. Bu temel ilkelerimizi tüm kamuoyuyla paylaşırken, ülkemizin dünya çapında bilimsel ve teknolojik gelişmelere imza atan, nitelikli eğitim,araştırma ve toplumsal sorumluluk anlayışıyla en fazla örnek gösterilen kurumlarından olan Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nin mensupları olmaktan gurur duyduğumuzu da bir kez daha belirtiyoruz. Bundan sonra da ODTÜ bileşenleri üniversite özerkliğine sahip çıkmaya devam edecektir.

> ODTÜ'den flaş açıklama

ODTÜ Mezunlar Derneği'nden üniversite kampusünde yaşanan ve son günlere damga vuran olaylar hakkında yeni bir açıklama geldi. İşte yazılı olarak yapılan o açıklama: ODTÜ'nün bileşenleri olarak, öğrenciler, öğretim elemanları, personel ve mezunlar aşağıdaki açıklamayı kamuoyu ile paylaşmaktadır:

ODTÜ'de 18 Aralık'ta meydana gelen olaylar, geliştirilmesinde çok sayıda ODTÜ mezununun da katkı koyduğu Göktürk-2 uydusunun fırlatılması için düzenlenen törenin engellenmesi nedeniyle başlamamıştır. Öğrenciler yeni YÖK yasa taslağı ve Suriye'ye yapılmak istenen olası müdahale konularında endişelerini en üst düzeydeki yöneticilere iletmek istemişlerdir. Ancak, öğrenciler bu amaçla daha yeni yürüyüşe başlamışken polis tarafından şiddet kullanarak engellenmiştir.  İçinde lojmanlar, kreş, ilköğretim okulu ve lisenin de bulunduğu, derslik ve laboratuvarlarıyla 20.000 kişilik ODTÜ kampus alanı gaz ve ses bombaları ile savaş alanına dönmüş, ofisler, derslikler, laboratuvarlar ve kütüphane durulamaz, eğitim yapılamaz hale gelmiş, ders ve araştırmaların yapıldığı bölüm binalarında yaşam hakkı tehdit edilmiştir.

1. Toplumda şiddet karşılıklı olarak insani ihtiyaçların karşılanmaması ile ortaya çıkmaktadır. Öğrencilerimiz değer yargıları ile uyumlu yaşamak, düşüncelerini özgürce ifade edebilmek istemektedir. Üniversitemiz rektörlüğü şiddet içermeyen, başkasının özgürlüğünü kısıtlamayan, eğitim ve araştırma faaliyetlerimizi engellemeyen ve çevreye zarar vermeyen protestoları üniversite özgürlük ortamının olmazsa olmaz parçası olarak gördüğünü ifade etmiştir.

2. Demokrasi, başta toplumdaki azınlıklar olmak üzere herkesin varoluş hakkının, dilinin, kültürünün, yaşayış biçiminin, düşüncelerinin ve söz hakkının saygıyla karşılanması anlamına gelir. Özellikle iktidarların kendilerine karşı dile getirilen her türlü düşünceye saygı göstermesi, demokrasinin özünü oluşturmaktadır.

3. Şiddet demokrasinin özünü oluşturan öğelerin baskılanmasına yönelik bir siyasi araç olarak kim tarafından uygulanırsa uygulansın, asla kabul edilemez. Toplumsal muhalefeti önleme amacıyla şiddet kullanılması ne yazık ki ülkemizde fazlasıyla yaygınlaşmış bulunmaktadır. Bunun demokrasiyle bağdaşır yanı yoktur.  Şiddet asla uygulanmamalı, canlılara ve doğayı olumsuz etkileyecek araçlar hiç bir şekilde kullanılmamalıdır.

 

 

 

5. ODTÜ'nün çeşitli çevrelerce hedef tahtasına oturtulmasını demokratik kültür ve zihniyetle bağdaştıramadığımızı ve tehlikeli bir kutuplaşmaya zemin hazırladığı için endişe verici bulduğumuzu belirtmek isteriz."

4. Bu temel ilkelerimizi tüm kamuoyuyla paylaşırken, ülkemizin dünya çapında bilimsel ve teknolojik gelişmelere imza atan, nitelikli eğitim,araştırma ve toplumsal sorumluluk anlayışıyla en fazla örnek gösterilen kurumlarından olan Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nin mensupları olmaktan gurur duyduğumuzu da bir kez daha belirtiyoruz. Bundan sonra da ODTÜ bileşenleri üniversite özerkliğine sahip çıkmaya devam edecektir.

Son Güncelleme: Çarşamba, 26 Aralık 2012 09:42

Gösterim: 1494

ODTÜ'deki olaylarla ilgili üniversite senatolarının yayımladığı açıklamaları değerlendiren MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, ''Bu üniversiteler 4+4+4'te neredeydi? Neredeydi bu cübbeliler? Bilimsel özerkliği ortadan kaldıran yasa çıktığında ey şanlı üniversite rektörleri, neredeydiniz?" diye konuştu.

Vural, üniversitelerde şiddet, eylem, bıçak, biber gazi gibi sahnelerin yaşanmaması gerektiğini ifade etti. ODTÜ'deki olayların ardından üniversite senatolarının yayımladığı açıklamaları değerlendiren Vural, ''Üniversiteler adeta AKP'nin icraatının savunucuları haline gelmiş. Türkiye'nin birçok hayati öneme sahip konularında dut yemiş bülbüle dönen üniversiteler, konu Başbakan'la ilgili olunca feveran etmeye başladılar'' diye konuştu.

Vural, şöyle devam etti:

''Bu üniversiteler 4+4+4'te neredeydi? Neredeydi bu cübbeliler? Bilimsel özerkliği ortadan kaldıran yasa çıktığında ey şanlı üniversite rektörleri, neredeydiniz? Anadilde eğitim tartışmalarında neredeydiniz? Gıkınız çıkmaz tabi. Üniversitelerde PKK'nın gençlik örgütleri terör estiriyor, neredesiniz? Yeşil, kırmızı, sarı masalar kurularak PKK'nın propagandası yapılıyor, neredesiniz? 'Gençlik kesimi üzerinde operasyonlar yapılıyor. Birtakım faaliyetler düzenleniyor. Bu faaliyetleri ortadan kaldırmalıyız' diye neden söylemediniz? Oysa üniversitelerin açıklamalarının ana noktası, Hükümet icraatları olmuş. Başka bir şey yok. Akademik özgürlük, bilimsel araştırma yok. Bunlar üniversite mi? AKP'nin üniversite örgütü mü? Saldırıları, şiddeti kınayalım ama üniversiteler bürokratik oligarşinin ideolojik aygıtı haline dönüşmüş.

ODTÜ'de yaşanan bu çatışma ortamını tasvip etmiyorum ama böyle bir ortamdan da Hükümet'e övgü oluşturmak üniversitelerin başlıca amacı haline gelmiş. Üniversitelerin bu açıklamaları şiddeti, çatışmayı kınayan değil, Başbakan'a yaranma arzusunu ifade eden sözlerden oluşmuştur. Niye acaba bu üniversiteler, kuvvetler ayrılığı konusunda herhangi bir tavır oluşturmadı? Üniversite rektörlerine sesleniyorum: Sizi seçen kim olursa olsun, sizin amacınız, bilimsel araştırmalara ve öğrencilerin iyi yetişmesine katkı sağlamaktır. Senatolar, Başbakan'ın senatörleri değildir. Üniversite senatoları, Hükümet'in senatörleri değildir.''

Göktürk 2'nin, ilk milli keşif uydusu olarak uzaya gönderilmesine değinen Vural, Türkiye'nin bu kapasitesinin kolay oluşmadığını, bunun, bir birikim sonucunda gerçekleştiğini ifade etti. Vural, daha önce Bilsat Uydusu ve Türkiye'nin ilk yerli yapım uydusu olan Rasat Uydusu'nun unutulmaması gerektiğini söyledi.

Türkiye'nin birikimleri sonucunda bir Göktrük-2'nin ortaya çıktığını anlatan Vural, bundan gurur duyduklarını, bunda herkesin katkısı olduğunu belirterek, ''Bu birikimleri göz ardı edip, bunu sadece siyasi noktaya indirgeyen yaklaşım tarzıyla üniversiteler meseleye bakar ve bunları görmezse ne olacak?'' diye konuştu.

(ntv)

> Vural: Bu cübbeliler 4+4+4'te neredeydi?

ODTÜ'deki olaylarla ilgili üniversite senatolarının yayımladığı açıklamaları değerlendiren MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, ''Bu üniversiteler 4+4+4'te neredeydi? Neredeydi bu cübbeliler? Bilimsel özerkliği ortadan kaldıran yasa çıktığında ey şanlı üniversite rektörleri, neredeydiniz?" diye konuştu.

Vural, üniversitelerde şiddet, eylem, bıçak, biber gazi gibi sahnelerin yaşanmaması gerektiğini ifade etti. ODTÜ'deki olayların ardından üniversite senatolarının yayımladığı açıklamaları değerlendiren Vural, ''Üniversiteler adeta AKP'nin icraatının savunucuları haline gelmiş. Türkiye'nin birçok hayati öneme sahip konularında dut yemiş bülbüle dönen üniversiteler, konu Başbakan'la ilgili olunca feveran etmeye başladılar'' diye konuştu.

Vural, şöyle devam etti:

''Bu üniversiteler 4+4+4'te neredeydi? Neredeydi bu cübbeliler? Bilimsel özerkliği ortadan kaldıran yasa çıktığında ey şanlı üniversite rektörleri, neredeydiniz? Anadilde eğitim tartışmalarında neredeydiniz? Gıkınız çıkmaz tabi. Üniversitelerde PKK'nın gençlik örgütleri terör estiriyor, neredesiniz? Yeşil, kırmızı, sarı masalar kurularak PKK'nın propagandası yapılıyor, neredesiniz? 'Gençlik kesimi üzerinde operasyonlar yapılıyor. Birtakım faaliyetler düzenleniyor. Bu faaliyetleri ortadan kaldırmalıyız' diye neden söylemediniz? Oysa üniversitelerin açıklamalarının ana noktası, Hükümet icraatları olmuş. Başka bir şey yok. Akademik özgürlük, bilimsel araştırma yok. Bunlar üniversite mi? AKP'nin üniversite örgütü mü? Saldırıları, şiddeti kınayalım ama üniversiteler bürokratik oligarşinin ideolojik aygıtı haline dönüşmüş.

ODTÜ'de yaşanan bu çatışma ortamını tasvip etmiyorum ama böyle bir ortamdan da Hükümet'e övgü oluşturmak üniversitelerin başlıca amacı haline gelmiş. Üniversitelerin bu açıklamaları şiddeti, çatışmayı kınayan değil, Başbakan'a yaranma arzusunu ifade eden sözlerden oluşmuştur. Niye acaba bu üniversiteler, kuvvetler ayrılığı konusunda herhangi bir tavır oluşturmadı? Üniversite rektörlerine sesleniyorum: Sizi seçen kim olursa olsun, sizin amacınız, bilimsel araştırmalara ve öğrencilerin iyi yetişmesine katkı sağlamaktır. Senatolar, Başbakan'ın senatörleri değildir. Üniversite senatoları, Hükümet'in senatörleri değildir.''

Göktürk 2'nin, ilk milli keşif uydusu olarak uzaya gönderilmesine değinen Vural, Türkiye'nin bu kapasitesinin kolay oluşmadığını, bunun, bir birikim sonucunda gerçekleştiğini ifade etti. Vural, daha önce Bilsat Uydusu ve Türkiye'nin ilk yerli yapım uydusu olan Rasat Uydusu'nun unutulmaması gerektiğini söyledi.

Türkiye'nin birikimleri sonucunda bir Göktrük-2'nin ortaya çıktığını anlatan Vural, bundan gurur duyduklarını, bunda herkesin katkısı olduğunu belirterek, ''Bu birikimleri göz ardı edip, bunu sadece siyasi noktaya indirgeyen yaklaşım tarzıyla üniversiteler meseleye bakar ve bunları görmezse ne olacak?'' diye konuştu.

(ntv)

Son Güncelleme: Salı, 25 Aralık 2012 17:05

Gösterim: 1786


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.