Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

'5 Eylül 2012 tarihinde ÖSYM'nin yapmış olduğu sınavlarda yaşanan skandallar TBMM Gündemine soru önergesi ile ulaştırılmış, hükümet tarafından yanıtsız bırakılmıştır.'

'Değerli kamuoyunun dikkatine :

5 Eylül 2012 tarihinde ÖSYM'nin yapmış olduğu sınavlarda yaşanan skandallar ve rezaletler tarafımdan TBMM Gündemine soru önergesi ile ulaştırılmıştır. Sınavlarda güvenlik tedbirleri konusunda çözüm üretilememesi ve skandalların aydınlatılamaması, sorumlular hakkında soruşturma açılamamasının nedenini sormuştuk. Konu hakkında açılan soruşturmalarda da netice elde edilememesinin nedenlerini Sayın Başbakanın yanıtlamasını istemiştik. Soru önergemize henüz cevap vermeyen hükümet, suallerimize dolaylı olarak bir cevap vermiştir.

Şöyle ki;

KPSS sınavı ve ÖSYM'nin yaptığı sınavlarda yaşanan olumsuzluk, şaibe ve hırsızlık ile ilgili Meclis Araştırması açılmasına dair Mersin Milletvekilimiz Sayın Aytuğ Atıcı ve diğer millletvekili arkadaşlarımızla vermiş olduğumuz önergenin gündeme alınması AKP Milletvekillerinin oylarıyla reddedilmiştir. Grubu bulunan diğer partilerinde desteklediği önerge AKP oylarıyla reddedilmiştir. ÖSYM'nin yaptığı tüm sınavlar şaibe taşımaktadır. Bunun detayına inilmesinden endişe duyan hükümet konunun TBMM Gündeminde tartışılmasından rahatsızlık duymuştur, duymaktadır. Saygılarımla . '

Selahattin KARAAHMETOĞLU Giresun Milletvekili

> ÖSYM’nin şaibeli sınavları neden aydınlatılmadı?

'5 Eylül 2012 tarihinde ÖSYM'nin yapmış olduğu sınavlarda yaşanan skandallar TBMM Gündemine soru önergesi ile ulaştırılmış, hükümet tarafından yanıtsız bırakılmıştır.'

'Değerli kamuoyunun dikkatine :

5 Eylül 2012 tarihinde ÖSYM'nin yapmış olduğu sınavlarda yaşanan skandallar ve rezaletler tarafımdan TBMM Gündemine soru önergesi ile ulaştırılmıştır. Sınavlarda güvenlik tedbirleri konusunda çözüm üretilememesi ve skandalların aydınlatılamaması, sorumlular hakkında soruşturma açılamamasının nedenini sormuştuk. Konu hakkında açılan soruşturmalarda da netice elde edilememesinin nedenlerini Sayın Başbakanın yanıtlamasını istemiştik. Soru önergemize henüz cevap vermeyen hükümet, suallerimize dolaylı olarak bir cevap vermiştir.

Şöyle ki;

KPSS sınavı ve ÖSYM'nin yaptığı sınavlarda yaşanan olumsuzluk, şaibe ve hırsızlık ile ilgili Meclis Araştırması açılmasına dair Mersin Milletvekilimiz Sayın Aytuğ Atıcı ve diğer millletvekili arkadaşlarımızla vermiş olduğumuz önergenin gündeme alınması AKP Milletvekillerinin oylarıyla reddedilmiştir. Grubu bulunan diğer partilerinde desteklediği önerge AKP oylarıyla reddedilmiştir. ÖSYM'nin yaptığı tüm sınavlar şaibe taşımaktadır. Bunun detayına inilmesinden endişe duyan hükümet konunun TBMM Gündeminde tartışılmasından rahatsızlık duymuştur, duymaktadır. Saygılarımla . '

Selahattin KARAAHMETOĞLU Giresun Milletvekili

Son Güncelleme: Çarşamba, 31 Ekim 2012 08:36

Gösterim: 1440

Başbakan Erdoğan, ''Avrupa Krizin Ötesinde'' temalı toplantıda Avrupa Birliği'ne (AB) yönelik mesajlar verdi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Nicolas Berggruen Enstitüsü'nün ''Avrupa Krizin Ötesinde''  temalı toplantısının kapanış konuşmasında, Türkiye'deki ekonomik gelişmeler hakkında bilgi verdi.

Erdoğan, Türkiye'nin, Avrupa Birliği ekonomisinin, Avrupa Birliği'nin de Türkiye ekonomisinin tamamlayıcı ve vazgeçilmez unsurları olma konumlarını sürdürdüğünü vurguladı.

AB'deki krizin derinleşmesinin Türkiye'yi de ekonomik açıdan etkileme potansiyeline sahip olduğuna dikkati çeken Erdoğan, ''Krizin bir an evvel aşılması, Avrupalı dostlarımızı olduğu kadar bizi de memnun edecektir'' diye konuştu.

Türkiye'nin ekonomide yakaladığı başarının ve ekonomik krizlerden artık doğrudan etkilenmiyor olmasının nedeninin, 2002'den sonra hayata geçirilen yapısal reform olduğuna işaret eden Erdoğan, ''Burada kararlıyız, asla taviz vermiyoruz'' dedi.

Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:

''Biz hep şunu söyledik: 'Biz, Avrupa Birliği'ne yük olmaya değil, Avrupa Birliği'nden yük almaya geliyoruz' dedik, ama bizi anlamadılar, anlamak istemediler, hala da anlamıyorlar. Ama biz yine de kararlıyız ve dersimizi çalışıyoruz. Biz yine yük olmayacağız, yine biz yük alacağız ve kararlılıkla da bu süreci devam ettireceğiz. Hatta bu krizin daha önce ihmal edilmiş bazı adımların cesaretle atılabilmesi için de önemli bir fırsat haline dönüştürülebilmesi mümkün'' görüşünü ifade etti.

Böyle bir ideolojik yaklaşım olur mu?

''Değerli dostum Schröder, liderler zirvesine katıldığı dönemde, biz de liderler zirvesine davet ediliyorduk. O zaman biz müzakereci ülke de değildik. Sayın Schröder ve Sayın Chirac ayrıldıktan sonra bizi Avrupa Birliği liderler zirvesine almadılar'' diyen Erdoğan, ''

''Biz şu anda liderler zirvesine katılmıyoruz ama müzakereci ülkeyiz. Böyle bir ideolojik yaklaşım olur mu?'' diye sordu.

Avrupa müktesebatı içinde olmayanların Türkiye'ye dayatıldığını vurgulayan Erdoğan, ''Bunlar Türkiye'ye dayatıldıkça kaybeden, dayatanlar olmuştur. Biz kaybetmedik, biz her geçen gün güçlenmeye devam ettik'' ifadelerini kullandı.

Avrupa Birliği üyesi bir Türkiye'nin, giderek yaşlanan Avrupa kıtasına ihtiyaç duyduğu dinamizmi sağlayabileceğine dikkati çeken Erdoğan, ''Avrupa Birliği'nin küresel ölçekte barışı destekleyen bir birlik olarak daha da güçlenmesi için Türkiye önemli katkılar yapabilir. Yakın coğrafyamızın yeniden şekillendiği bir dönemde dünya barışına yönelik tehditlere karşı birlikte mücadele etmeyi sürdürmeliyiz'' dedi.

AB "yeşil hattı" görmüyor

Erdoğan, Kıbrıs konusunda da ''Kıbrıs' diye bir ülke yok. Güney KıbrısYönetimi var. Kuzey Kıbrıs Yönetimi var. Arada da yeşil hat var. AB, bu yeşil hattı görmüyor'' diye konuştu.

> AB sürecinde kararlıyız

Başbakan Erdoğan, ''Avrupa Krizin Ötesinde'' temalı toplantıda Avrupa Birliği'ne (AB) yönelik mesajlar verdi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Nicolas Berggruen Enstitüsü'nün ''Avrupa Krizin Ötesinde''  temalı toplantısının kapanış konuşmasında, Türkiye'deki ekonomik gelişmeler hakkında bilgi verdi.

Erdoğan, Türkiye'nin, Avrupa Birliği ekonomisinin, Avrupa Birliği'nin de Türkiye ekonomisinin tamamlayıcı ve vazgeçilmez unsurları olma konumlarını sürdürdüğünü vurguladı.

AB'deki krizin derinleşmesinin Türkiye'yi de ekonomik açıdan etkileme potansiyeline sahip olduğuna dikkati çeken Erdoğan, ''Krizin bir an evvel aşılması, Avrupalı dostlarımızı olduğu kadar bizi de memnun edecektir'' diye konuştu.

Türkiye'nin ekonomide yakaladığı başarının ve ekonomik krizlerden artık doğrudan etkilenmiyor olmasının nedeninin, 2002'den sonra hayata geçirilen yapısal reform olduğuna işaret eden Erdoğan, ''Burada kararlıyız, asla taviz vermiyoruz'' dedi.

Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:

''Biz hep şunu söyledik: 'Biz, Avrupa Birliği'ne yük olmaya değil, Avrupa Birliği'nden yük almaya geliyoruz' dedik, ama bizi anlamadılar, anlamak istemediler, hala da anlamıyorlar. Ama biz yine de kararlıyız ve dersimizi çalışıyoruz. Biz yine yük olmayacağız, yine biz yük alacağız ve kararlılıkla da bu süreci devam ettireceğiz. Hatta bu krizin daha önce ihmal edilmiş bazı adımların cesaretle atılabilmesi için de önemli bir fırsat haline dönüştürülebilmesi mümkün'' görüşünü ifade etti.

Böyle bir ideolojik yaklaşım olur mu?

''Değerli dostum Schröder, liderler zirvesine katıldığı dönemde, biz de liderler zirvesine davet ediliyorduk. O zaman biz müzakereci ülke de değildik. Sayın Schröder ve Sayın Chirac ayrıldıktan sonra bizi Avrupa Birliği liderler zirvesine almadılar'' diyen Erdoğan, ''

''Biz şu anda liderler zirvesine katılmıyoruz ama müzakereci ülkeyiz. Böyle bir ideolojik yaklaşım olur mu?'' diye sordu.

Avrupa müktesebatı içinde olmayanların Türkiye'ye dayatıldığını vurgulayan Erdoğan, ''Bunlar Türkiye'ye dayatıldıkça kaybeden, dayatanlar olmuştur. Biz kaybetmedik, biz her geçen gün güçlenmeye devam ettik'' ifadelerini kullandı.

Avrupa Birliği üyesi bir Türkiye'nin, giderek yaşlanan Avrupa kıtasına ihtiyaç duyduğu dinamizmi sağlayabileceğine dikkati çeken Erdoğan, ''Avrupa Birliği'nin küresel ölçekte barışı destekleyen bir birlik olarak daha da güçlenmesi için Türkiye önemli katkılar yapabilir. Yakın coğrafyamızın yeniden şekillendiği bir dönemde dünya barışına yönelik tehditlere karşı birlikte mücadele etmeyi sürdürmeliyiz'' dedi.

AB "yeşil hattı" görmüyor

Erdoğan, Kıbrıs konusunda da ''Kıbrıs' diye bir ülke yok. Güney KıbrısYönetimi var. Kuzey Kıbrıs Yönetimi var. Arada da yeşil hat var. AB, bu yeşil hattı görmüyor'' diye konuştu.

Son Güncelleme: Çarşamba, 31 Ekim 2012 08:25

Gösterim: 1375

Yeşilay Cemiyeti Mardin Şube Başkanı Lütfü Günlüoğlu, üniversiteli gençlerin Mardin’de sarmaş dolaş dolaşmalarına, sokakta ve parklarda öpüşmelerine tepki gösterdi. Kente üniversite kurulmasıyla yörede ahlaksızlığın yaygınlaşmaya başladığını iddia eden Günlüoğlu, bu konuda yetkilileri önlem almaya çağırdı.

Yeşilay Mardin Şube Başkanı Lütfü Günlüoğlu yaptığı yazılı açıklamada, Artuklu Üniversitesi’nde okuyan ve kent dışından gelen öğrencilerin, kente ahlaksızlığı getirdiğini ve manevi çöküntüyü hızlandırdığını savundu.

Gün geçtikçe ahlaki çöküntünün hız kazandığı Mardin’de, manevi huzursuzluğun herkesi derinden etkilemeye başladığını öne süren Günlüoğlu şöyle dedi:

"İlimize üniversite kararı çıktığı zaman küçük- büyük hepimiz çok sevindik. Artık çocuklarımız kendi memleketlerinde okuyabileceklerdi, ya da yakın illerden Mardin’e öğrenci gelecek, Mardin her yönden gelişecekti. Gerçekten de böyle oldu. Mardin her geçen gün gelişmeye başladı. Öyle bir gelişti ki, bu gelişme beraberinde birçok ahlaksızlığı da getirdi. Artık kız- erkek gençlerimiz özgürlük ve medeniyet adına el ele, kol kola, sarmaş dolaş, uluorta gezmeye, gün ortasında herkesin önünde hayasızca sevişmeye başladılar. Büyükşehirler Ankara, İstanbul ve İzmir’deki gençler arasındaki hayasızlık manzaraları Mardin’de de sık sık görülmeye başlandı. Gençlerimiz her geçen gün bu işi ilerletmeye başladı. Artık bir kısım gençlerimiz kız- erkek parklarda, çimenler, ya da banklar üzerinde uzanarak işi öpüşerek sevişmeye kadar götürdü."

'FİİLİ ZİNAYA DOĞRU GİDİLİYOR'

Gençlerin bu davranışları karşısında yetkilileri önlem almaya çağıran Günlüoğlu, şöyle devam etti:

"Şimdiden önlem alınmaz ise herkes bu vebalin altında kalabilir. İşte burada bizler sivil toplum kuruluşu olarak yetkilileri göreve davet ediyoruz. Bu işe el atmaz, gereken tedbirler alınmaz ise çok daha vahim manzaralar ile karşılaşabiliriz. Önce el ele, sonra sarılarak, sonra da dudak dudağa öpüşerek fiili zinaya doğru gidiliyor. Derhal bu ahlaksız davranışların önüne geçilmelidir. Bu kendini bilmez kişiler her yerde uyarılmalıdır."

(hürriyet)

> 'Üniversiteli gençler ilimize ahlaksızlık getirdi'

Yeşilay Cemiyeti Mardin Şube Başkanı Lütfü Günlüoğlu, üniversiteli gençlerin Mardin’de sarmaş dolaş dolaşmalarına, sokakta ve parklarda öpüşmelerine tepki gösterdi. Kente üniversite kurulmasıyla yörede ahlaksızlığın yaygınlaşmaya başladığını iddia eden Günlüoğlu, bu konuda yetkilileri önlem almaya çağırdı.

Yeşilay Mardin Şube Başkanı Lütfü Günlüoğlu yaptığı yazılı açıklamada, Artuklu Üniversitesi’nde okuyan ve kent dışından gelen öğrencilerin, kente ahlaksızlığı getirdiğini ve manevi çöküntüyü hızlandırdığını savundu.

Gün geçtikçe ahlaki çöküntünün hız kazandığı Mardin’de, manevi huzursuzluğun herkesi derinden etkilemeye başladığını öne süren Günlüoğlu şöyle dedi:

"İlimize üniversite kararı çıktığı zaman küçük- büyük hepimiz çok sevindik. Artık çocuklarımız kendi memleketlerinde okuyabileceklerdi, ya da yakın illerden Mardin’e öğrenci gelecek, Mardin her yönden gelişecekti. Gerçekten de böyle oldu. Mardin her geçen gün gelişmeye başladı. Öyle bir gelişti ki, bu gelişme beraberinde birçok ahlaksızlığı da getirdi. Artık kız- erkek gençlerimiz özgürlük ve medeniyet adına el ele, kol kola, sarmaş dolaş, uluorta gezmeye, gün ortasında herkesin önünde hayasızca sevişmeye başladılar. Büyükşehirler Ankara, İstanbul ve İzmir’deki gençler arasındaki hayasızlık manzaraları Mardin’de de sık sık görülmeye başlandı. Gençlerimiz her geçen gün bu işi ilerletmeye başladı. Artık bir kısım gençlerimiz kız- erkek parklarda, çimenler, ya da banklar üzerinde uzanarak işi öpüşerek sevişmeye kadar götürdü."

'FİİLİ ZİNAYA DOĞRU GİDİLİYOR'

Gençlerin bu davranışları karşısında yetkilileri önlem almaya çağıran Günlüoğlu, şöyle devam etti:

"Şimdiden önlem alınmaz ise herkes bu vebalin altında kalabilir. İşte burada bizler sivil toplum kuruluşu olarak yetkilileri göreve davet ediyoruz. Bu işe el atmaz, gereken tedbirler alınmaz ise çok daha vahim manzaralar ile karşılaşabiliriz. Önce el ele, sonra sarılarak, sonra da dudak dudağa öpüşerek fiili zinaya doğru gidiliyor. Derhal bu ahlaksız davranışların önüne geçilmelidir. Bu kendini bilmez kişiler her yerde uyarılmalıdır."

(hürriyet)

Son Güncelleme: Salı, 30 Ekim 2012 17:27

Gösterim: 3485

Muş'un Varto İlçesi'nin Çaylar Köyü'nde çiftçilik yapan 57 yaşındaki Nazım Uzunboylu 43 yıldır okuduğu gazeteleri biriktiriyor.

gazete biriktiriyorMuş'un Varto İlçesi'nin Çaylar Köyü'nde çiftçilik yapan 57 yaşındaki Nazım Uzunboylu, günde 6- 7 gazete okumakla kalmıyor ve 43 yıldan beri aldığı tüm yayınları arşivliyor. Uzunboylu'nun evinin bir odasında biriktirdiği gazete arşivinden adli olaylar için gelenlerle öğrenci ve bilim adamları yararlanıyor.

Evli ve 3 çocuk babası Nazım Uzunboylu, günlük gazeteleri biriktirmeye 14 yaşında başladı. Her gün satın aldığı 6- 7 gazeteyi okuduktan sonra arşivleyen Uzunboylu, önemli haberler hakkında ajandasına notlar düşüyor. Eşi Gülbahar'la birlikte evlerinin bir odasını gazete arşivine ayıran Uzunboylu, 2001 yılında rahatsızlığınarak hastaneye kaldırıldı. Uzunboylu, hastaneden çıktıktan sonra gazete okumaya ve arşivlemeye devam etti. Almanya’da yaşayan iki çocuğunu ziyarete gittiğinde ise bu kez Alman gazetelerini arşivleyen Nazım Uzunboylu şöyle konuştu:

"Gazete arşivim, faili meçhul cinayetler, trafik kazasında yaşamını yitirenlerin yakınlarına, avukat, bilim adamı ve öğrencilere ışık tutuyor. Son iki ayda Diyarbakır’a sadece 400 gazetenin fotokopisini verdim. Bu gazeteler birer delil olarak kullanılıyor. Bugüne kadar yüzlerce kişiye yardım ettim. 43 yılda biriktirdiğim gazetelere gözüm gibi bakıyorum. Onların yıpranmaması için odayı havalandırıp gazete ve dergilerin tozunu alıyorum. Bu çok değişik ve güzel bir duygu. Ben ölürsem çocuklarımın bunu sürdürmesini istiyorum."

> 43 yıldır okuduğu gazeteleri biriktiriyor

Muş'un Varto İlçesi'nin Çaylar Köyü'nde çiftçilik yapan 57 yaşındaki Nazım Uzunboylu 43 yıldır okuduğu gazeteleri biriktiriyor.

gazete biriktiriyorMuş'un Varto İlçesi'nin Çaylar Köyü'nde çiftçilik yapan 57 yaşındaki Nazım Uzunboylu, günde 6- 7 gazete okumakla kalmıyor ve 43 yıldan beri aldığı tüm yayınları arşivliyor. Uzunboylu'nun evinin bir odasında biriktirdiği gazete arşivinden adli olaylar için gelenlerle öğrenci ve bilim adamları yararlanıyor.

Evli ve 3 çocuk babası Nazım Uzunboylu, günlük gazeteleri biriktirmeye 14 yaşında başladı. Her gün satın aldığı 6- 7 gazeteyi okuduktan sonra arşivleyen Uzunboylu, önemli haberler hakkında ajandasına notlar düşüyor. Eşi Gülbahar'la birlikte evlerinin bir odasını gazete arşivine ayıran Uzunboylu, 2001 yılında rahatsızlığınarak hastaneye kaldırıldı. Uzunboylu, hastaneden çıktıktan sonra gazete okumaya ve arşivlemeye devam etti. Almanya’da yaşayan iki çocuğunu ziyarete gittiğinde ise bu kez Alman gazetelerini arşivleyen Nazım Uzunboylu şöyle konuştu:

"Gazete arşivim, faili meçhul cinayetler, trafik kazasında yaşamını yitirenlerin yakınlarına, avukat, bilim adamı ve öğrencilere ışık tutuyor. Son iki ayda Diyarbakır’a sadece 400 gazetenin fotokopisini verdim. Bu gazeteler birer delil olarak kullanılıyor. Bugüne kadar yüzlerce kişiye yardım ettim. 43 yılda biriktirdiğim gazetelere gözüm gibi bakıyorum. Onların yıpranmaması için odayı havalandırıp gazete ve dergilerin tozunu alıyorum. Bu çok değişik ve güzel bir duygu. Ben ölürsem çocuklarımın bunu sürdürmesini istiyorum."

Son Güncelleme: Çarşamba, 31 Ekim 2012 08:15

Gösterim: 1516

Bilecik’te bir okul cezaevine dönüştürüldü.

okul cezaeviBilecik’in Bayırköy beldesinde kapanan çok programlı lisesi Adalet Bakanlığı tarafından cezaevine dönüştürüldü. 2008 yıllarında öğrenci yokluğundan dolayı kapanan çok programlı lise tadilattan sonra cezaevi olarak faaliyete geçirildi. 500 kapasiteli olan cezaevinde şu an 250 mahkum kalıyor.

Yarı açık cezaevinde 20 görevli bulunuyor. Cezasından bir senesi kalan mahkumlar yarı açıkta kalıyor. Cezaevinin içinde mahkumların el becerilerini öğrenmek ve geliştirmek için bir atölye de bulunuyor.

> Bir zamanlar okuldu...

Bilecik’te bir okul cezaevine dönüştürüldü.

okul cezaeviBilecik’in Bayırköy beldesinde kapanan çok programlı lisesi Adalet Bakanlığı tarafından cezaevine dönüştürüldü. 2008 yıllarında öğrenci yokluğundan dolayı kapanan çok programlı lise tadilattan sonra cezaevi olarak faaliyete geçirildi. 500 kapasiteli olan cezaevinde şu an 250 mahkum kalıyor.

Yarı açık cezaevinde 20 görevli bulunuyor. Cezasından bir senesi kalan mahkumlar yarı açıkta kalıyor. Cezaevinin içinde mahkumların el becerilerini öğrenmek ve geliştirmek için bir atölye de bulunuyor.

Son Güncelleme: Salı, 30 Ekim 2012 16:54

Gösterim: 1664


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.