Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Milli Eğitim Bakanlığı Teşkilat ve Görevlerine İlişkin Kanun'a ilişkin yapılacak yeni düzenlemeyle, bakanlık merkez teşkilatında 500 yeni maarif müfettişinden oluşacak çekirdek denetim ekibi kuruldu.

 

mebResmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Teşkilat ve Görevlerine İlişkin Kanun'a ilişkin merkezde 500 yeni maarif müfettişinden oluşacak çekirdek denetim ekibi kuruldu. Yeni ekip, Türkiye genelinde eğitim denetim ve soruşturma işlemlerini yürütecek.
Milli Eğitim Bakanlığının (MEB) Teşkilat ve Görevleri Hakkında KHK ile Bazı Kanun ve KHK'larda Değişiklik Yapan Kanunu'na göre, bakanlık teşkilatında şube müdürü ve üst kadrolarda çalışanlar, gerekli koşulları taşımaları ve mülakatta başarılı olmaları halinde bakan onayı ile bakanlık maarif müfettişi olarak atanabilecek.
MEB yetkililerinden alınan bilgiye göre, kanunun yürürlüğe girmesiyle MEB Rehberlik ve Denetim Başkanlığı, Teftiş Kurulu Başkanlığına dönüştürüldü.
Bu kapsamda bakanlıkça, yerelden denetim ilkesi değiştirilerek, yeni maarif müfettişleri merkezden yetkilendirilecek. Bu yolla yerel düzeyde oluşabilecek risklerin en aza indirilmesi hedefleniyor.
MEB'in taşra teşkilatında görev yapan 2 binin üzerindeki maarif müfettişi içinden sıkı güvenlik soruşturmalarının ardından mülakatta başarılı olanlar, merkez teşkilatında bakanlık maarif müfettişi olarak atanabilecek.
Taşra teşkilatındaki mevcut maarif müfettişleri, illerde il müdürlüklerine bağlı olarak inceleme ve araştırma rehberlik hizmetleri ile il müdürünün vereceği diğer görevleri yapmaya devam edecekler.

 

Teftiş ve denetimler artık merkezden yapılacak

 

Merkez teşkilattaki 500 kişilik çekirdek kadro, eğitim bölgeleri ve tüm Türkiye'ye denetim ve teftiş hizmeti verecek. Maarif müfettişlerinin yerel etkilerden uzak ve kamu kaynaklarının etkili ve verimli kullanılması için il yöneticilerine rehberlik yapması amaçlanıyor.
Bakanlık, yeni düzenleme kapsamında, yeni müfettiş alımlarına ilişkin işlemleri 2017 içerisinde tamamlamayı hedefliyor.
Bakanlık bünyesinde liyakatı esas alarak, merkez kadroda teftiş ve denetimde görev yapacak maarif müfettişlerinin belirlenmesi için iki öğretim üyesi ve hukukçuların da aralarında bulunduğu komisyon oluşturuldu.

 

Yeni kılavuz yayımlandı

 

Kılavuzu yayımlanan maarif müfettişi ve yardımcılarının mülakat yolu ile alımına ilişkin usul ve esaslar da belirlendi. Buna göre, maarif müfettişliği için eğitim müfettişi, milli eğitim denetçisi ve il eğitim denetmeni unvanlarını ihraz etmiş olup bakanlık teşkilatında görevli olanlar, milli eğitim uzmanı ve milli eğitim uzman yardımcılarından yönetmelikte belirlenen yabancı dil ve tez şartını karşılayanlar başvurabilecek.
Bakanlık teşkilatında şube müdürü ve daha üst kadrolarda fiilen çalışanlar arasından maarif müfettişliğine yapılacak mülakat ve atamalara ilişkin kılavuz ise daha sonra duyurulacak.
Yeni kanun ile bakanlığın merkezi denetimini güçlendirmek ve politikalarını yerelde uygulayabilmek için denetim hizmetleri merkezden yürütülecek. Bu yolla bütün kurumların düzenli aralıklarla denetlenmesi ile okul ve öğretmenlere etkin rehberlik yapılmasına imkan sağlanacak.

 

Daha önceki uygulamadaki eksiklikler

 

Bakanlıkça yürütülen eğitim ve öğretim hizmetlerinin devlet adına gözetim ve denetimini yürütecek olan Teftiş Kurulu Başkanlığının bu görevini, taşra teşkilatı kadrolarında görevli maarif müfettişlerinin geçici merkez teşkilatında görevlendirilmesi yöntemiyle yürütülmesinde uygulamada bazı zorluklarla karşılaşıldı.
Yeni düzenlemeyle bakanlık tarafından veya bakanlığın denetiminde sunulan hizmetlerin rehberlik ve teftişini sağlamak amacıyla gerekli görülen illerde bakan onayı ile çalışma merkezleri kurulabilecek. Teftiş Kurulu Başkanlığında ve çalışma merkezlerinde 500 bakanlık maarif müfettişi ve bakanlık maarif müfettiş yardımcısı istihdam edilecek.
Yapılan değişiklikle, illerde bakan onayı ile çalışma merkezleri kurulabilecek ve bu kapsamda rehberlik, iş başında yetiştirme, denetim, değerlendirme, inceleme, araştırma ve soruşturma hizmetlerinin bakanlık maarif müfettişleri aracılığıyla yürütülmesi mümkün olacak. Denetim hizmetlerinin merkezden yürütülmesi bütün kurumların düzenli aralıklarla denetlenmesi ve bu hizmeti sunanlara etkin olarak rehberlik yapılmasına imkan verecek.
Yeni uygulama ayrıca eğitim, öğretim, yönetim ve denetim hizmetlerinin yerel etkilerden ve baskılardan uzak, çağdaş bilimin nesnel olgulara dayalı olarak sürdürülmesine katkı sağlayacak.

 

Atanabilme koşullarındaki yenilikler

 

Yeni Kanun'da "Bakanlık müfettiş yardımcısı kadrolarına öğretmenlikte 8 yıl ve daha fazla hizmeti bulunanlar arasından ayrıca yapılacak yarışma sınavında başarılı olanlardan atama yapılabilir." hükmünde bir değişikliğe gidilmedi. Bakanlık maarif müfettiş yardımcılığına atabilmek için ayrıca en az 4 yıllık lisans eğitimi veren hukuk, siyasa bilgiler, iktisadi idari bilimler, iktisat ve işletme fakülteleri veya denkliği YÖK tarafından kabul edilen yurt içindeki ve yurt dışındaki yükseköğretim kurumlarından mezun olmak şartı getirildi.
Düzenlenmenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde gerekli koşulları taşıyanlar arasından yapılacak mülakatta başarılı olanlar ile daha sonraki süreçte ek göstergeleri 3600 ile 6400 (6400 hariç) olarak tespit edilen yönetici kadro ve pozisyonlarında bulunanlar toplam en az üç yıl görev yapmış olmak şartı ile bakanlık maarif müfettişi olarak atanabilecekler.
Bakanlık teşkilatında halen şube müdürü ve daha üst kadrolarda çalışanlar ile milli eğitim uzmanı ve milli eğitim uzman yardımcıları arasından yapılacak atamaların sayısı, ihdas edilen bakanlık müfettişi kadro sayısının yüzde 5'ini geçmeyecek.
Bu düzenlemeyle bakanlık teşkilatında şube müdürü ve üstü yönetici pozisyonlarında görev yapanlardan başarılı olanların maarif müfettişi olarak atanmak suretiyle denetim sistemine bilgi, beceri ve deneyimlerini aktarmaları öngörülüyor.


> MEB 500 kişilik denetim ekibi kurdu

Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Milli Eğitim Bakanlığı Teşkilat ve Görevlerine İlişkin Kanun'a ilişkin yapılacak yeni düzenlemeyle, bakanlık merkez teşkilatında 500 yeni maarif müfettişinden oluşacak çekirdek denetim ekibi kuruldu.

 

mebResmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Teşkilat ve Görevlerine İlişkin Kanun'a ilişkin merkezde 500 yeni maarif müfettişinden oluşacak çekirdek denetim ekibi kuruldu. Yeni ekip, Türkiye genelinde eğitim denetim ve soruşturma işlemlerini yürütecek.
Milli Eğitim Bakanlığının (MEB) Teşkilat ve Görevleri Hakkında KHK ile Bazı Kanun ve KHK'larda Değişiklik Yapan Kanunu'na göre, bakanlık teşkilatında şube müdürü ve üst kadrolarda çalışanlar, gerekli koşulları taşımaları ve mülakatta başarılı olmaları halinde bakan onayı ile bakanlık maarif müfettişi olarak atanabilecek.
MEB yetkililerinden alınan bilgiye göre, kanunun yürürlüğe girmesiyle MEB Rehberlik ve Denetim Başkanlığı, Teftiş Kurulu Başkanlığına dönüştürüldü.
Bu kapsamda bakanlıkça, yerelden denetim ilkesi değiştirilerek, yeni maarif müfettişleri merkezden yetkilendirilecek. Bu yolla yerel düzeyde oluşabilecek risklerin en aza indirilmesi hedefleniyor.
MEB'in taşra teşkilatında görev yapan 2 binin üzerindeki maarif müfettişi içinden sıkı güvenlik soruşturmalarının ardından mülakatta başarılı olanlar, merkez teşkilatında bakanlık maarif müfettişi olarak atanabilecek.
Taşra teşkilatındaki mevcut maarif müfettişleri, illerde il müdürlüklerine bağlı olarak inceleme ve araştırma rehberlik hizmetleri ile il müdürünün vereceği diğer görevleri yapmaya devam edecekler.

 

Teftiş ve denetimler artık merkezden yapılacak

 

Merkez teşkilattaki 500 kişilik çekirdek kadro, eğitim bölgeleri ve tüm Türkiye'ye denetim ve teftiş hizmeti verecek. Maarif müfettişlerinin yerel etkilerden uzak ve kamu kaynaklarının etkili ve verimli kullanılması için il yöneticilerine rehberlik yapması amaçlanıyor.
Bakanlık, yeni düzenleme kapsamında, yeni müfettiş alımlarına ilişkin işlemleri 2017 içerisinde tamamlamayı hedefliyor.
Bakanlık bünyesinde liyakatı esas alarak, merkez kadroda teftiş ve denetimde görev yapacak maarif müfettişlerinin belirlenmesi için iki öğretim üyesi ve hukukçuların da aralarında bulunduğu komisyon oluşturuldu.

 

Yeni kılavuz yayımlandı

 

Kılavuzu yayımlanan maarif müfettişi ve yardımcılarının mülakat yolu ile alımına ilişkin usul ve esaslar da belirlendi. Buna göre, maarif müfettişliği için eğitim müfettişi, milli eğitim denetçisi ve il eğitim denetmeni unvanlarını ihraz etmiş olup bakanlık teşkilatında görevli olanlar, milli eğitim uzmanı ve milli eğitim uzman yardımcılarından yönetmelikte belirlenen yabancı dil ve tez şartını karşılayanlar başvurabilecek.
Bakanlık teşkilatında şube müdürü ve daha üst kadrolarda fiilen çalışanlar arasından maarif müfettişliğine yapılacak mülakat ve atamalara ilişkin kılavuz ise daha sonra duyurulacak.
Yeni kanun ile bakanlığın merkezi denetimini güçlendirmek ve politikalarını yerelde uygulayabilmek için denetim hizmetleri merkezden yürütülecek. Bu yolla bütün kurumların düzenli aralıklarla denetlenmesi ile okul ve öğretmenlere etkin rehberlik yapılmasına imkan sağlanacak.

 

Daha önceki uygulamadaki eksiklikler

 

Bakanlıkça yürütülen eğitim ve öğretim hizmetlerinin devlet adına gözetim ve denetimini yürütecek olan Teftiş Kurulu Başkanlığının bu görevini, taşra teşkilatı kadrolarında görevli maarif müfettişlerinin geçici merkez teşkilatında görevlendirilmesi yöntemiyle yürütülmesinde uygulamada bazı zorluklarla karşılaşıldı.
Yeni düzenlemeyle bakanlık tarafından veya bakanlığın denetiminde sunulan hizmetlerin rehberlik ve teftişini sağlamak amacıyla gerekli görülen illerde bakan onayı ile çalışma merkezleri kurulabilecek. Teftiş Kurulu Başkanlığında ve çalışma merkezlerinde 500 bakanlık maarif müfettişi ve bakanlık maarif müfettiş yardımcısı istihdam edilecek.
Yapılan değişiklikle, illerde bakan onayı ile çalışma merkezleri kurulabilecek ve bu kapsamda rehberlik, iş başında yetiştirme, denetim, değerlendirme, inceleme, araştırma ve soruşturma hizmetlerinin bakanlık maarif müfettişleri aracılığıyla yürütülmesi mümkün olacak. Denetim hizmetlerinin merkezden yürütülmesi bütün kurumların düzenli aralıklarla denetlenmesi ve bu hizmeti sunanlara etkin olarak rehberlik yapılmasına imkan verecek.
Yeni uygulama ayrıca eğitim, öğretim, yönetim ve denetim hizmetlerinin yerel etkilerden ve baskılardan uzak, çağdaş bilimin nesnel olgulara dayalı olarak sürdürülmesine katkı sağlayacak.

 

Atanabilme koşullarındaki yenilikler

 

Yeni Kanun'da "Bakanlık müfettiş yardımcısı kadrolarına öğretmenlikte 8 yıl ve daha fazla hizmeti bulunanlar arasından ayrıca yapılacak yarışma sınavında başarılı olanlardan atama yapılabilir." hükmünde bir değişikliğe gidilmedi. Bakanlık maarif müfettiş yardımcılığına atabilmek için ayrıca en az 4 yıllık lisans eğitimi veren hukuk, siyasa bilgiler, iktisadi idari bilimler, iktisat ve işletme fakülteleri veya denkliği YÖK tarafından kabul edilen yurt içindeki ve yurt dışındaki yükseköğretim kurumlarından mezun olmak şartı getirildi.
Düzenlenmenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde gerekli koşulları taşıyanlar arasından yapılacak mülakatta başarılı olanlar ile daha sonraki süreçte ek göstergeleri 3600 ile 6400 (6400 hariç) olarak tespit edilen yönetici kadro ve pozisyonlarında bulunanlar toplam en az üç yıl görev yapmış olmak şartı ile bakanlık maarif müfettişi olarak atanabilecekler.
Bakanlık teşkilatında halen şube müdürü ve daha üst kadrolarda çalışanlar ile milli eğitim uzmanı ve milli eğitim uzman yardımcıları arasından yapılacak atamaların sayısı, ihdas edilen bakanlık müfettişi kadro sayısının yüzde 5'ini geçmeyecek.
Bu düzenlemeyle bakanlık teşkilatında şube müdürü ve üstü yönetici pozisyonlarında görev yapanlardan başarılı olanların maarif müfettişi olarak atanmak suretiyle denetim sistemine bilgi, beceri ve deneyimlerini aktarmaları öngörülüyor.


Son Güncelleme: Perşembe, 15 Aralık 2016 17:13

Gösterim: 2517

Eğitim alanında önemli düzenlemeleri içeren MEB'in Teşkilat ve Görevlerine İlişkin Kanun'un Resmi Gazete'de yayımlanmasının ardından hazırlıklarına hız verilen yeni yönetmeliğe göre, ruhsatını Bakanlıktan almayan işletmeler öğrenci barındıramayacak.

 

kemal_samliogluEğitim alanında önemli düzenlemeleri içeren Milli Eğitim Bakanlığının (MEB) Teşkilat ve Görevlerine İlişkin Kanun'un Resmi Gazete'de yayımlanmasının ardından hazırlıklarına hız verilen yönetmelikle, ruhsatını MEB'den almamış işletmelerin öğrenci barındırmasına izin verilmeyecek.
Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürü Kemal Şamlıoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, eğitim alanında önemli düzenlemeleri öngören Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un Resmi Gazete'de yayımlandığını anımsattı.
Köklü değişiklikleri öngören kanunun en dikkat çekici maddelerinden birinin de öğrenci yurtlarına ruhsat verme yetkisinin belediyelerden alınarak tamamen Milli Eğitim Bakanlığına verilmesini düzenleyen madde olduğuna işaret eden Şamlıoğlu, düzenlemede ayrıca "öğrenci yurtları" ibaresi yerine "öğrencilere barınma hizmetleri veren kurumlar" ifadesinin kullanılmasının öngörüldüğünü ifade etti.
Şamlıoğlu, yapılan değişikliğin Resmi Gazete'de yayımlanmasının ardından yurtlara ilişkin mevcut yönetmeliğin kaldırılarak yerine Özel Öğrenci Barınma Hizmetleri Yönetmeliği'nin yürürlüğe girmesi için çalışma yürüttüklerini anlattı.
Yeni yönetmelikte öğrencilere verilen barınma hizmetinin kalitesinde ciddi değişiklikler öngördüklerini bildiren Şamlıoğlu, şöyle devam etti: "Öğrenci yurtları konusu hassasiyetle yaklaştığımız, üzerinde önemle durduğumuz meselelerimizden. Düzenleme daha Meclise gitmeden ortaokul, ortaöğretim okulları ve yükseköğrenim kurumlarında öğrenim gören öğrencilere özel barınma hizmeti verecek yerlerin mevzuat çalışmalarını yürütmeye başlamıştık, şimdi de çalışmalarımızda sona geldik.
Burada barınma hizmeti tabirini özellikle tercih ettik, öğrenci yurdu ibaresini eksik bulduk, öğrenci apartı, öğrenci stüdyo dairesi ve öğrenci pansiyonlarını da ilave ettik. Bu kavramların hepsini tanımladık, hepsinin açılış şartlarını belirledik. Ortaokul ve ortaöğretim öğrencilerinin barınma hizmetlerini sadece öğrenci yurtları ve öğrenci pansiyonları ile sınırlandırdık. Önceleri belediyelerden aldıkları ruhsatla açılan bu yerlerin denetimini, gözetimini her şeyiyle üzerimize aldık."

 

Yurtlarda yangın güvenliğine ilişkin önlemler
Şamlıoğlu, yeni düzenlemeye göre, yurt binalarının her yıl öğretim yılı başlamadan önce yangın güvenliği, elektrik tesisat güvenliği, ısınma sistemi güvenliği, su ve gaz tesisatı güvenliği hususlarında ilgili kuruluşlara kontrol ettirileceğini, kontrol raporlarının da denetlemeye yetkili olanlara sunulmak üzere kurumda muhafaza edileceğini bildirdi.
Kontrolleri yapan kuruluşlarca gerekli ve yeterli şartların kurumda olmadığının tespit edilmesi halinde ilgili raporun bir örneğinin kurumun bağlı olduğu milli eğitim müdürlüğüne gönderileceğini aktaran Şamlıoğlu, yeni düzenlemede yer alacak hususlara ilişkin şu bilgilleri verdi:"İlgili kurum ve kuruluşlarca düzenlenen bu raporlarda tespit edilen eksikliklerin giderilmesi için valilikçe kuruma gerekli ikazlar yapılacak. Eksikliklerin giderilmemesi halinde kurumun ruhsatı iptal edilecek.
Kurum binalarında iç/dış duvar ile tavan döşemelerinde ahşap ve yanma özelliği yüksek malzemelerden yapılmış giydirmeler kullanılamayacak. Yangın merdivenleri ve kaçış yollarının kapıları yangına karşı dayanıklı malzemeden yapılacak. Acil çıkış kapıları dışarıdan açılamayan ancak içeriden kilitlenmeyen veya yangın ikazıyla otomatik olarak açılacak şekilde dizayn edilecek.
Kurumlarda yangın ikaz amacıyla duman ve ısıya duyarlı, gaz kaçaklarını algılayan sensörler, alarm sistemi ile otomatik söndürme sistemi bulunması zorunluluğu getirilecek. Bundan sonra ruhsatını Bakanlıktan almamış hiçbir işletme öğrenci barınma faaliyeti gösteremeyecek, her ne ad altında olursa olsun izinsiz öğrenci barınma hizmeti verdiğini tespit ettiğimiz yerleri kapatacağız."


> Özel öğrenci yurtlarında yeni dönem

Eğitim alanında önemli düzenlemeleri içeren MEB'in Teşkilat ve Görevlerine İlişkin Kanun'un Resmi Gazete'de yayımlanmasının ardından hazırlıklarına hız verilen yeni yönetmeliğe göre, ruhsatını Bakanlıktan almayan işletmeler öğrenci barındıramayacak.

 

kemal_samliogluEğitim alanında önemli düzenlemeleri içeren Milli Eğitim Bakanlığının (MEB) Teşkilat ve Görevlerine İlişkin Kanun'un Resmi Gazete'de yayımlanmasının ardından hazırlıklarına hız verilen yönetmelikle, ruhsatını MEB'den almamış işletmelerin öğrenci barındırmasına izin verilmeyecek.
Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürü Kemal Şamlıoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, eğitim alanında önemli düzenlemeleri öngören Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un Resmi Gazete'de yayımlandığını anımsattı.
Köklü değişiklikleri öngören kanunun en dikkat çekici maddelerinden birinin de öğrenci yurtlarına ruhsat verme yetkisinin belediyelerden alınarak tamamen Milli Eğitim Bakanlığına verilmesini düzenleyen madde olduğuna işaret eden Şamlıoğlu, düzenlemede ayrıca "öğrenci yurtları" ibaresi yerine "öğrencilere barınma hizmetleri veren kurumlar" ifadesinin kullanılmasının öngörüldüğünü ifade etti.
Şamlıoğlu, yapılan değişikliğin Resmi Gazete'de yayımlanmasının ardından yurtlara ilişkin mevcut yönetmeliğin kaldırılarak yerine Özel Öğrenci Barınma Hizmetleri Yönetmeliği'nin yürürlüğe girmesi için çalışma yürüttüklerini anlattı.
Yeni yönetmelikte öğrencilere verilen barınma hizmetinin kalitesinde ciddi değişiklikler öngördüklerini bildiren Şamlıoğlu, şöyle devam etti: "Öğrenci yurtları konusu hassasiyetle yaklaştığımız, üzerinde önemle durduğumuz meselelerimizden. Düzenleme daha Meclise gitmeden ortaokul, ortaöğretim okulları ve yükseköğrenim kurumlarında öğrenim gören öğrencilere özel barınma hizmeti verecek yerlerin mevzuat çalışmalarını yürütmeye başlamıştık, şimdi de çalışmalarımızda sona geldik.
Burada barınma hizmeti tabirini özellikle tercih ettik, öğrenci yurdu ibaresini eksik bulduk, öğrenci apartı, öğrenci stüdyo dairesi ve öğrenci pansiyonlarını da ilave ettik. Bu kavramların hepsini tanımladık, hepsinin açılış şartlarını belirledik. Ortaokul ve ortaöğretim öğrencilerinin barınma hizmetlerini sadece öğrenci yurtları ve öğrenci pansiyonları ile sınırlandırdık. Önceleri belediyelerden aldıkları ruhsatla açılan bu yerlerin denetimini, gözetimini her şeyiyle üzerimize aldık."

 

Yurtlarda yangın güvenliğine ilişkin önlemler
Şamlıoğlu, yeni düzenlemeye göre, yurt binalarının her yıl öğretim yılı başlamadan önce yangın güvenliği, elektrik tesisat güvenliği, ısınma sistemi güvenliği, su ve gaz tesisatı güvenliği hususlarında ilgili kuruluşlara kontrol ettirileceğini, kontrol raporlarının da denetlemeye yetkili olanlara sunulmak üzere kurumda muhafaza edileceğini bildirdi.
Kontrolleri yapan kuruluşlarca gerekli ve yeterli şartların kurumda olmadığının tespit edilmesi halinde ilgili raporun bir örneğinin kurumun bağlı olduğu milli eğitim müdürlüğüne gönderileceğini aktaran Şamlıoğlu, yeni düzenlemede yer alacak hususlara ilişkin şu bilgilleri verdi:"İlgili kurum ve kuruluşlarca düzenlenen bu raporlarda tespit edilen eksikliklerin giderilmesi için valilikçe kuruma gerekli ikazlar yapılacak. Eksikliklerin giderilmemesi halinde kurumun ruhsatı iptal edilecek.
Kurum binalarında iç/dış duvar ile tavan döşemelerinde ahşap ve yanma özelliği yüksek malzemelerden yapılmış giydirmeler kullanılamayacak. Yangın merdivenleri ve kaçış yollarının kapıları yangına karşı dayanıklı malzemeden yapılacak. Acil çıkış kapıları dışarıdan açılamayan ancak içeriden kilitlenmeyen veya yangın ikazıyla otomatik olarak açılacak şekilde dizayn edilecek.
Kurumlarda yangın ikaz amacıyla duman ve ısıya duyarlı, gaz kaçaklarını algılayan sensörler, alarm sistemi ile otomatik söndürme sistemi bulunması zorunluluğu getirilecek. Bundan sonra ruhsatını Bakanlıktan almamış hiçbir işletme öğrenci barınma faaliyeti gösteremeyecek, her ne ad altında olursa olsun izinsiz öğrenci barınma hizmeti verdiğini tespit ettiğimiz yerleri kapatacağız."


Son Güncelleme: Pazartesi, 12 Aralık 2016 12:03

Gösterim: 2124

Milli Eğitim Bakanı Yılmaz, OECD tarafından hazırlanan Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı 2015 sonuçlarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

 

ismet_yilmaz_meb_1Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Adile Sultan Kasrı Öğretmenevi'nde Bakanlık ve Anadolu Üniversitesinin iş birliğinde gerçekleştirilen Türkiye'nin ilk yerli zeka ölçeği tanıtım toplantısının ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) tarafından hazırlanan Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA) 2015 sonuçlarına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Yılmaz, programın, 35'i OECD üyesi 72 ülkede yaklaşık 29 milyon öğrenciyi temsilen 540 bine yakın öğrencinin katılımıyla geçen yıl gerçekleştirildiğini kaydederek, programın, Türkiye'den 15 yaş grubu 5 bin 895 öğrencinin katılımıyla bilgisayar tabanlı olarak yapıldığını söyledi.

"Öğretmenlerimizi mesleki gelişim programlarına katabilmek lazım"
Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, OECD'nin eğitime genel bakış 2016 raporunda ülkelerin öğrenci başına harcadığı miktarın yer aldığına değinirken, OECD ülkelerinin eğitime milli gelirin yüzde 5,2'sini, Türkiye'nin 5,1'ini ayırdığını belirtti.

Öğrenci başına düşen harcamada OECD ortalamasının 10 bin doların üzerinde iken, Türkiye'de 5 bin doların altında bulunduğunu kaydeden Yılmaz, "10 bin dolar harcayan OECD ülkeleri ile 5 bin doların altında harcayan OECD ülkelerinin aynı sonucu almasını mı istiyorsunuz? 2002'de milli eğitime bütçeden ayrılan pay 11 milyar liraydı. Bu toplam bütçenin yüzde 10'u. 2017 bütçesinde eğitime ayırdığımız 122 milyar, toplam bütçenin yüzde 20'si. Bizim iddiamız şu; geçmiş dönemlerde verilmediği kadar eğitime önem verdik. Ölçüsü bundan gelir. Ne kadar kaynak ayırırsanız, o kadar eğitime önem veriyorsunuz demektir. Eğitime kaynak ayırmadan eğitime önem verildiği iddia edilebilir mi? 2002'de yüzde 10 ayıranların, biz şimdi yüzde 20 ayırınca, 'Niçin OECD ülkelerinin yakaladığı başarıyı gösteremediniz?' diye eleştiride bulunması doğru değil. Biz geçmişten çok daha iyiyiz." diye konuştu.

 

"Türkiye eğitime daha fazla kaynak ayırıyor"
Tek bir kritere bakılarak Türkiye'nin eğitim durumu değerlendirilirse hata yapılacağını ifade eden Yılmaz, sözlerine şöyle devam etti: "Türkiye, geçmişe kıyasla eğitime daha çok önem veriyor, eğitime daha fazla kaynak ayırıyor ve eğitimde de alınan sonuçlar çok daha iyi durumdadır. Eksiklerimizin farkındayız, ama geçmişe göre çok iyi durumdayız. İnşallah önümüzdeki dönemde okul öncesi eğitimi zorunlu eğitim kapsamına alarak, ikili eğitimi kaldırarak, yabancı dil eğitimini artırarak, mesleki ve teknik eğitime önem vererek, gerek TIMSS'te gerekse PISA'da çok iyi sonuçlar alacağımızı söylüyorum."


> Bakan Yılmaz: PISA tek kriter olamaz

Milli Eğitim Bakanı Yılmaz, OECD tarafından hazırlanan Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı 2015 sonuçlarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

 

ismet_yilmaz_meb_1Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Adile Sultan Kasrı Öğretmenevi'nde Bakanlık ve Anadolu Üniversitesinin iş birliğinde gerçekleştirilen Türkiye'nin ilk yerli zeka ölçeği tanıtım toplantısının ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) tarafından hazırlanan Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA) 2015 sonuçlarına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Yılmaz, programın, 35'i OECD üyesi 72 ülkede yaklaşık 29 milyon öğrenciyi temsilen 540 bine yakın öğrencinin katılımıyla geçen yıl gerçekleştirildiğini kaydederek, programın, Türkiye'den 15 yaş grubu 5 bin 895 öğrencinin katılımıyla bilgisayar tabanlı olarak yapıldığını söyledi.

"Öğretmenlerimizi mesleki gelişim programlarına katabilmek lazım"
Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, OECD'nin eğitime genel bakış 2016 raporunda ülkelerin öğrenci başına harcadığı miktarın yer aldığına değinirken, OECD ülkelerinin eğitime milli gelirin yüzde 5,2'sini, Türkiye'nin 5,1'ini ayırdığını belirtti.

Öğrenci başına düşen harcamada OECD ortalamasının 10 bin doların üzerinde iken, Türkiye'de 5 bin doların altında bulunduğunu kaydeden Yılmaz, "10 bin dolar harcayan OECD ülkeleri ile 5 bin doların altında harcayan OECD ülkelerinin aynı sonucu almasını mı istiyorsunuz? 2002'de milli eğitime bütçeden ayrılan pay 11 milyar liraydı. Bu toplam bütçenin yüzde 10'u. 2017 bütçesinde eğitime ayırdığımız 122 milyar, toplam bütçenin yüzde 20'si. Bizim iddiamız şu; geçmiş dönemlerde verilmediği kadar eğitime önem verdik. Ölçüsü bundan gelir. Ne kadar kaynak ayırırsanız, o kadar eğitime önem veriyorsunuz demektir. Eğitime kaynak ayırmadan eğitime önem verildiği iddia edilebilir mi? 2002'de yüzde 10 ayıranların, biz şimdi yüzde 20 ayırınca, 'Niçin OECD ülkelerinin yakaladığı başarıyı gösteremediniz?' diye eleştiride bulunması doğru değil. Biz geçmişten çok daha iyiyiz." diye konuştu.

 

"Türkiye eğitime daha fazla kaynak ayırıyor"
Tek bir kritere bakılarak Türkiye'nin eğitim durumu değerlendirilirse hata yapılacağını ifade eden Yılmaz, sözlerine şöyle devam etti: "Türkiye, geçmişe kıyasla eğitime daha çok önem veriyor, eğitime daha fazla kaynak ayırıyor ve eğitimde de alınan sonuçlar çok daha iyi durumdadır. Eksiklerimizin farkındayız, ama geçmişe göre çok iyi durumdayız. İnşallah önümüzdeki dönemde okul öncesi eğitimi zorunlu eğitim kapsamına alarak, ikili eğitimi kaldırarak, yabancı dil eğitimini artırarak, mesleki ve teknik eğitime önem vererek, gerek TIMSS'te gerekse PISA'da çok iyi sonuçlar alacağımızı söylüyorum."


Son Güncelleme: Cuma, 09 Aralık 2016 10:52

Gösterim: 2111

FETÖ'nün İstanbul Üniversitesi'ndeki akademik yapılanmasına yönelik İstanbul merkezli 12 ilde başlatılan operasyonda, haklarında gözaltı kararı bulunan 87 kişiden 51'i yakalandı.

 

iuFetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) İstanbul Üniversitesindeki akademik yapılanmasına yönelik İstanbul merkezli 12 kentte başlatılan operasyonda, haklarında gözaltı kararı bulunan 87 kişiden 51'i yakalandı.
Alınan bilgiye göre, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü soruşturma kapsamında sabah saatlerinde 12 ilde 100 adrese yönelik operasyon başlatan İstanbul Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık Suçlarıyla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, haklarında gözaltı kararı bulunan 87 akademisyenden 51'ini yakaladı.
Ekiplerin, adreslerdeki arama işlemleri sürüyor.
Ayrıca, soruşturma kapsamında hakkında gözaltı kararı bulunan Merkez Parti Genel Başkanı Prof. Dr. Abdurrahim Karslı'nın ise kısa süre önce karaciğer nakli olmak için ameliyat geçirdiği ve doktor gözetiminde evinde bakım halinde olduğu için gözaltına alınmadığı öğrenildi.
Hakkında gözaltı kararı bulunanlar arasında, Karslı'nın yanı sıra çok sayıda profesör, doçent, yardımcı doçent ve öğretim görevlilerinin olduğu bildirilmişti.


> İstanbul Üniversitesi'nde 51 gözaltı

FETÖ'nün İstanbul Üniversitesi'ndeki akademik yapılanmasına yönelik İstanbul merkezli 12 ilde başlatılan operasyonda, haklarında gözaltı kararı bulunan 87 kişiden 51'i yakalandı.

 

iuFetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) İstanbul Üniversitesindeki akademik yapılanmasına yönelik İstanbul merkezli 12 kentte başlatılan operasyonda, haklarında gözaltı kararı bulunan 87 kişiden 51'i yakalandı.
Alınan bilgiye göre, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü soruşturma kapsamında sabah saatlerinde 12 ilde 100 adrese yönelik operasyon başlatan İstanbul Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık Suçlarıyla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, haklarında gözaltı kararı bulunan 87 akademisyenden 51'ini yakaladı.
Ekiplerin, adreslerdeki arama işlemleri sürüyor.
Ayrıca, soruşturma kapsamında hakkında gözaltı kararı bulunan Merkez Parti Genel Başkanı Prof. Dr. Abdurrahim Karslı'nın ise kısa süre önce karaciğer nakli olmak için ameliyat geçirdiği ve doktor gözetiminde evinde bakım halinde olduğu için gözaltına alınmadığı öğrenildi.
Hakkında gözaltı kararı bulunanlar arasında, Karslı'nın yanı sıra çok sayıda profesör, doçent, yardımcı doçent ve öğretim görevlilerinin olduğu bildirilmişti.


Son Güncelleme: Cuma, 09 Aralık 2016 11:00

Gösterim: 1681

MEB Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürü Gülay, meslek liselerinden meslek yüksekokullarına sınavsız geçişin kaldırıldığını belirterek, "Öğrenciler emek verecek, sınava girecek ve karşılığını alacak." dedi.

 

osman_nuri_gulayMilli Eğitim Bakanlığı (MEB) Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürü Osman Nuri Gülay, meslek liselerinden meslek yüksekokullarına sınavsız geçişin kaldırıldığını belirterek, "Öğrenciler emek verecek, sınava girecek ve karşılığını alacak. Her şey üniversiteye girmek değil. Ana hedefimiz sektörün aradığı, arzuladığı iş gücünü oluşturmak." dedi.
Gülay, TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilen Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında KHK ile Bazı Kanun ve KHK'larda Değişiklik Yapan Kanun ile meslek yüksekokullarına sınavsız geçişin kaldırıldığını anımsattı.
Bakanlığın mesleki eğitimde seferberlik başlattığını vurgulayan Gülay, ana hedeflerinin sektörün arzuladığı iş gücünü yetiştirmek olduğunu ifade etti.
Gülay, meslek yüksekokullarına sınavsız geçişin mesleki eğitimde devamsızlık oranları ve akademik başarıyı doğrudan etkilediğini vurgulayarak, "Öğrenciler emek verecek, sınava girecek ve karşılığını alacak. Her şey üniversiteye girmek değil. Ana hedefimiz sektörün aradığı, arzuladığı iş gücünü oluşturmak. Öğrencilerimizin (meslek liseleri) yüzde 50'ye yakını açık öğretim fakülteleri, sınavsız meslek yüksekokulu ile üniversiteye gidiyordu. İş gücüne katılım oranı yüzde 57'lerdeydi. Hedefimiz iş gücüne katılım oranını daha yukarıya çekmek ve üretime yönlendirmek." diye konuştu

 

"Bu daha adil bir düzenleme"
Geçen hafta 26 maddede mesleki eğitimi düzenleyen yasa tasarısının kabul edilerek TBMM'den geçtiğini ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a sunulduğunu hatırlatan Gülay, şunları kaydetti:
"Meslek lisesini bitirenler, meslek yüksekokullarındaki kendi alanlarındaki 2 yıllık bölümlere sınavsız olarak geçebiliyorlardı. Okul müdürleri, okul terk oranlarının yükseldiğini ve sınavsız bir üst öğrenime yerleşeceklerini bildikleri için öğrencilerin amaçsız olduğunu, derslerinde arzuladığı performansı ve okula devamı sağlayamadıklarını belirtiyorlardı. Yükseköğretim Kurumu (YÖK) ile yapmış olduğumuz görüşmede, özellikle okul müdürlerinden gelen teklif doğrultusunda sınavsız geçiş kaldırılmıştır. Daha nitelikli iş gücü yetiştirilmesi adına sınavsız geçiş kaldırıldı. İki yıllık meslek yüksekokulunu tercih eden bir öğrencinin sınavda alacağı puana, kendi alanında YÖK'ün belirleyeceği bir katsayı ve ortaöğretim başarı puanının çarpımıyla ortaya çıkan puan eklenecek. Dolayısıyla bu daha adil bir düzenleme diye düşünüyoruz. Orta öğretimde daha çok çalışan bir çocuk, başarısından dolayı meslek yüksekokullara daha kolay yerleşecek. Düzenleme ile hem meslek liselerinde eğitim ve öğrenme kalitesi hem de meslek yüksekokullarından mezun olanların öğretim ve eğitim kalitesi artmış olacak."
Meslek liseleri ve meslek yüksekokullarında daha nitelikli iş gücünün yetiştirilmesi ve yetişen iş gücünün kendi alanında çalışmasını hedeflediklerini aktaran Gülay, düzenlemenin gelecek yıldan itibaren geçerli olacağını belirtti.


> Mesleki eğitimde yeni dönem

MEB Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürü Gülay, meslek liselerinden meslek yüksekokullarına sınavsız geçişin kaldırıldığını belirterek, "Öğrenciler emek verecek, sınava girecek ve karşılığını alacak." dedi.

 

osman_nuri_gulayMilli Eğitim Bakanlığı (MEB) Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürü Osman Nuri Gülay, meslek liselerinden meslek yüksekokullarına sınavsız geçişin kaldırıldığını belirterek, "Öğrenciler emek verecek, sınava girecek ve karşılığını alacak. Her şey üniversiteye girmek değil. Ana hedefimiz sektörün aradığı, arzuladığı iş gücünü oluşturmak." dedi.
Gülay, TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilen Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında KHK ile Bazı Kanun ve KHK'larda Değişiklik Yapan Kanun ile meslek yüksekokullarına sınavsız geçişin kaldırıldığını anımsattı.
Bakanlığın mesleki eğitimde seferberlik başlattığını vurgulayan Gülay, ana hedeflerinin sektörün arzuladığı iş gücünü yetiştirmek olduğunu ifade etti.
Gülay, meslek yüksekokullarına sınavsız geçişin mesleki eğitimde devamsızlık oranları ve akademik başarıyı doğrudan etkilediğini vurgulayarak, "Öğrenciler emek verecek, sınava girecek ve karşılığını alacak. Her şey üniversiteye girmek değil. Ana hedefimiz sektörün aradığı, arzuladığı iş gücünü oluşturmak. Öğrencilerimizin (meslek liseleri) yüzde 50'ye yakını açık öğretim fakülteleri, sınavsız meslek yüksekokulu ile üniversiteye gidiyordu. İş gücüne katılım oranı yüzde 57'lerdeydi. Hedefimiz iş gücüne katılım oranını daha yukarıya çekmek ve üretime yönlendirmek." diye konuştu

 

"Bu daha adil bir düzenleme"
Geçen hafta 26 maddede mesleki eğitimi düzenleyen yasa tasarısının kabul edilerek TBMM'den geçtiğini ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a sunulduğunu hatırlatan Gülay, şunları kaydetti:
"Meslek lisesini bitirenler, meslek yüksekokullarındaki kendi alanlarındaki 2 yıllık bölümlere sınavsız olarak geçebiliyorlardı. Okul müdürleri, okul terk oranlarının yükseldiğini ve sınavsız bir üst öğrenime yerleşeceklerini bildikleri için öğrencilerin amaçsız olduğunu, derslerinde arzuladığı performansı ve okula devamı sağlayamadıklarını belirtiyorlardı. Yükseköğretim Kurumu (YÖK) ile yapmış olduğumuz görüşmede, özellikle okul müdürlerinden gelen teklif doğrultusunda sınavsız geçiş kaldırılmıştır. Daha nitelikli iş gücü yetiştirilmesi adına sınavsız geçiş kaldırıldı. İki yıllık meslek yüksekokulunu tercih eden bir öğrencinin sınavda alacağı puana, kendi alanında YÖK'ün belirleyeceği bir katsayı ve ortaöğretim başarı puanının çarpımıyla ortaya çıkan puan eklenecek. Dolayısıyla bu daha adil bir düzenleme diye düşünüyoruz. Orta öğretimde daha çok çalışan bir çocuk, başarısından dolayı meslek yüksekokullara daha kolay yerleşecek. Düzenleme ile hem meslek liselerinde eğitim ve öğrenme kalitesi hem de meslek yüksekokullarından mezun olanların öğretim ve eğitim kalitesi artmış olacak."
Meslek liseleri ve meslek yüksekokullarında daha nitelikli iş gücünün yetiştirilmesi ve yetişen iş gücünün kendi alanında çalışmasını hedeflediklerini aktaran Gülay, düzenlemenin gelecek yıldan itibaren geçerli olacağını belirtti.


Son Güncelleme: Perşembe, 08 Aralık 2016 16:20

Gösterim: 1881


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.