Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Nobel ödüllü yazar Orhan Pamuk'un 2008'de yayımladığı aynı adlı romandan esinlenerek bizzat elleriyle kurduğu Masumiyet Müzesi, 28 Nisan'da açılıyor. "Her şey Füsun ile Kemal'in hikâyesine yakışır şekilde oldu." diyen Pamuk'un heyecanını anlatan en güzel ayrıntı, ayakkabılarını boyayıp kurumalarını bile beklemeden müzeyi gezdirmeye gelmiş olması.

Tam 4 yıldır müzenin bitmesini bekleyen Orhan Pamuk, "Sürecin bu kadar uzaması kesinlikle tembellikten değil." diyor ve ekliyor: "Eşyaları tek tek topladım. Düzenleme için bir sürü insanla görüştüm. Ama sonunda pek çok şeyi kendim yaptım. Eşyaları belli bir nizam ve ahenk içinde vitrinlere yerleştirdim. Güzel olsun, havası olsun istedim. Zaman geçtikçe geçti ama şikâyetçi değilim. Çünkü sonunda her şey hikâyeye yakışır şekilde oldu."

Kemal ile Füsun'un aşk hikâyesinin görselleştiği Masumiyet Müzesi, Çukurcuma Caddesi üzerindeki tarihî bir binada yer alıyor. Kapıdan girince ziyaretçileri roman kahramanı Füsun'un içtiği 4.213 sigaranın izmariti karşılıyor. Ahşap merdivenlerle birbirine bağlanan üç ayrı katta, romanın 83 bölümünün her birine karşılık gelen 83 ayrı vitrinde 1970'lerin İstanbul'una ait pek çok ayrıntı mevcut. Çatı katında roman kahramanı Kemal'in hayatının son yıllarını geçirdiği oda, romanın el yazma müsveddesi ve Pamuk'un müze için yaptığı çizimler var.

7 ile 22 yaş arasında ressam olmak isteyen Pamuk, Masumiyet Müzesi sayesinde içindeki ölü ressamı serbest bırakmış. "Bir roman yazdım, müzesini yaptım. Niye yaptım cevabını bilmiyorum, zaten bilmek de istemiyorum." diyen Pamuk'un bu konudaki tek açıklaması şu: "Bir romanı okuyoruz, 600 sayfa; aklımızda sadece 6 sayfa kalıyor bir süre sonra. Ama duygusu, deneyimi, okuma anının hissi dolu dolu 600 sayfa... Müzeyle işte o duyguyu vermek istedim. Gerçi bir yerden itibaren müzenin hikâyesiyle romanın hikâyesi farklılaşmaya başlıyor. Görmek ile okumak arasındaki fark ortaya çıkıyor ama bu da çok iyi. Çünkü Masumiyet Müzesi, kitaptan bağımsız bir müze oldu sonunda. Kitabı okumayanların da keyifle gezeceği bir müze... Bununla gurur duyuyorum."

Masumiyet Müzesi, tarihte bir romandan esinlenerek hayata geçirilen ilk müze. Gezmek isteyenler, romanın 574. sayfasındaki bileti kullanabilir ya da web sitesinden bir bilet alabilir. www.masumiyetmuzesi.org

Maliyeti, Nobel parasını geçti

Masumiyet Müzesi'ni dün sabah küçük bir gruba bizzat gezdiren Pamuk, müzenin maliyeti için "Nobel parasından çok daha fazla. Ama tam olarak 12 lira 25 kuruş gibi bir rakam veremem. Zaten bilmek de istemedim bir noktadan sonra. Ama asıl masraf para değil, benim romancılık vaktim. Geçen sene mart ile eylül arasında 6 ay şu masada oturdum ve romana elimi sürmedim. Müzenin maliyeti işte o vakit. Bu istediğim gibi olmadı, şu zamanında gelmedi, beriki günlerce düzelmedi. Ama her şey bittiğinde hayatımın en mutlu 6 ayını geçirdiğimi anladım."

(zaman)

> Dünya’nın romandan esinlenilerek kurulan ilk müzesi

Nobel ödüllü yazar Orhan Pamuk'un 2008'de yayımladığı aynı adlı romandan esinlenerek bizzat elleriyle kurduğu Masumiyet Müzesi, 28 Nisan'da açılıyor. "Her şey Füsun ile Kemal'in hikâyesine yakışır şekilde oldu." diyen Pamuk'un heyecanını anlatan en güzel ayrıntı, ayakkabılarını boyayıp kurumalarını bile beklemeden müzeyi gezdirmeye gelmiş olması.

Tam 4 yıldır müzenin bitmesini bekleyen Orhan Pamuk, "Sürecin bu kadar uzaması kesinlikle tembellikten değil." diyor ve ekliyor: "Eşyaları tek tek topladım. Düzenleme için bir sürü insanla görüştüm. Ama sonunda pek çok şeyi kendim yaptım. Eşyaları belli bir nizam ve ahenk içinde vitrinlere yerleştirdim. Güzel olsun, havası olsun istedim. Zaman geçtikçe geçti ama şikâyetçi değilim. Çünkü sonunda her şey hikâyeye yakışır şekilde oldu."

Kemal ile Füsun'un aşk hikâyesinin görselleştiği Masumiyet Müzesi, Çukurcuma Caddesi üzerindeki tarihî bir binada yer alıyor. Kapıdan girince ziyaretçileri roman kahramanı Füsun'un içtiği 4.213 sigaranın izmariti karşılıyor. Ahşap merdivenlerle birbirine bağlanan üç ayrı katta, romanın 83 bölümünün her birine karşılık gelen 83 ayrı vitrinde 1970'lerin İstanbul'una ait pek çok ayrıntı mevcut. Çatı katında roman kahramanı Kemal'in hayatının son yıllarını geçirdiği oda, romanın el yazma müsveddesi ve Pamuk'un müze için yaptığı çizimler var.

7 ile 22 yaş arasında ressam olmak isteyen Pamuk, Masumiyet Müzesi sayesinde içindeki ölü ressamı serbest bırakmış. "Bir roman yazdım, müzesini yaptım. Niye yaptım cevabını bilmiyorum, zaten bilmek de istemiyorum." diyen Pamuk'un bu konudaki tek açıklaması şu: "Bir romanı okuyoruz, 600 sayfa; aklımızda sadece 6 sayfa kalıyor bir süre sonra. Ama duygusu, deneyimi, okuma anının hissi dolu dolu 600 sayfa... Müzeyle işte o duyguyu vermek istedim. Gerçi bir yerden itibaren müzenin hikâyesiyle romanın hikâyesi farklılaşmaya başlıyor. Görmek ile okumak arasındaki fark ortaya çıkıyor ama bu da çok iyi. Çünkü Masumiyet Müzesi, kitaptan bağımsız bir müze oldu sonunda. Kitabı okumayanların da keyifle gezeceği bir müze... Bununla gurur duyuyorum."

Masumiyet Müzesi, tarihte bir romandan esinlenerek hayata geçirilen ilk müze. Gezmek isteyenler, romanın 574. sayfasındaki bileti kullanabilir ya da web sitesinden bir bilet alabilir. www.masumiyetmuzesi.org

Maliyeti, Nobel parasını geçti

Masumiyet Müzesi'ni dün sabah küçük bir gruba bizzat gezdiren Pamuk, müzenin maliyeti için "Nobel parasından çok daha fazla. Ama tam olarak 12 lira 25 kuruş gibi bir rakam veremem. Zaten bilmek de istemedim bir noktadan sonra. Ama asıl masraf para değil, benim romancılık vaktim. Geçen sene mart ile eylül arasında 6 ay şu masada oturdum ve romana elimi sürmedim. Müzenin maliyeti işte o vakit. Bu istediğim gibi olmadı, şu zamanında gelmedi, beriki günlerce düzelmedi. Ama her şey bittiğinde hayatımın en mutlu 6 ayını geçirdiğimi anladım."

(zaman)

Son Güncelleme: Cumartesi, 14 Nisan 2012 10:08

Gösterim: 2334

Manyas ilçesi Çakırca köyünde, cami tuvaletinin kanalizasyon çukuruna düşen çocuk, öldü.

Arkadaşları ile köy meydanında oynayan Şevketiye İlköğretim Okulu 7/A sınıfı öğrencisi Ogün Sarı (13), cami tuvaletlerinin kanalizasyon çukuru üzerinde bulunan ve yeni tuvalet inşaatı için kullanılacak olan çimento torbalarının üzerine çıkarak oynamaya başladı.

Görgü tanıklarının ifadesine göre, çimento torbalarının üzerinde zıplayan Sarı, kanalizasyon çukurunun üstündeki beton kapağının çökmesi sonucu çukura düştü.

Çakırca Köyü muhtarı Cemil Karadağ'ın çukura inip çocuğu çıkardı. Ancak Sarı'nın hayatını kaybettiği belirlendi.

Çocuğun cenazesi, köy camisinde ikindi vaktinde kılınan namazdan sonra toprağa verildi.

Cenaze törenine, İlçe Milli Eğitim Müdürü Temiray Çelik, çocuğun öğretmenleri ve sınıf arkadaşları ile çok sayıda vatandaş katıldı. 

> İlköğretim öğrencisi cami tuvaletinde hayatını kaybetti

Manyas ilçesi Çakırca köyünde, cami tuvaletinin kanalizasyon çukuruna düşen çocuk, öldü.

Arkadaşları ile köy meydanında oynayan Şevketiye İlköğretim Okulu 7/A sınıfı öğrencisi Ogün Sarı (13), cami tuvaletlerinin kanalizasyon çukuru üzerinde bulunan ve yeni tuvalet inşaatı için kullanılacak olan çimento torbalarının üzerine çıkarak oynamaya başladı.

Görgü tanıklarının ifadesine göre, çimento torbalarının üzerinde zıplayan Sarı, kanalizasyon çukurunun üstündeki beton kapağının çökmesi sonucu çukura düştü.

Çakırca Köyü muhtarı Cemil Karadağ'ın çukura inip çocuğu çıkardı. Ancak Sarı'nın hayatını kaybettiği belirlendi.

Çocuğun cenazesi, köy camisinde ikindi vaktinde kılınan namazdan sonra toprağa verildi.

Cenaze törenine, İlçe Milli Eğitim Müdürü Temiray Çelik, çocuğun öğretmenleri ve sınıf arkadaşları ile çok sayıda vatandaş katıldı. 

Son Güncelleme: Cumartesi, 14 Nisan 2012 09:31

Gösterim: 2656

Dünya genelinde 460 milyon kullanıcısı olan twitter, Türkiye'de de kullanıcı sayısını hızla artırıyor, toplumun değişik kesimlerine yayılıyor. Hal böyle olunca da kullanıcı profilleri gün geçtikçe çeşitleniyor. Uzun süredir twitter'ı takip eden bir kullanıcı olarak, bu mecrada vakit geçiren kullanıcıları değişik kriterlere göre profillere ayırdım. Şöyle ki;

 APAÇİLER

- Çalmayı çok severler.

- Kendi kelimleriyle yazdıkları twit sayısı her bakımdan çok sınırlıdır. Ör: Ufffghhhh sıkıldım

- TT olmuş hashtag'ler onlar için bulunmaz nimettir. Yaratıcılık(!) sınırlarını sonuna kadar zorlayıp, ortalığı allak bullak ederler

- Takipçi sayısı fazla olan ünlülere salça olmakta ve RT için yalvarmakta bir sakınca görmezler

- Her kavgaya balıklama dalacak kadar cesur, her goygoya düşünmeden kapılacak kadar açgözlüdürler

- Onlar için günün sonunda yatağa girdiklerinde kazanılan 1 adet takipçi +1'dir ve çok kıymetlidir

CİDDİLER

- Her konuda atacak 1 adet twit'i mutlaka yanlarında bulundururlar

- Takip ettikleri listesinde resmi twitter hesapları oldukça fazladır

- Listelerinde mutlaka birkaç tane komplo teorisyeni mevcuttur

- Geyik yapmazlar, yapanı da sevmezler

- Futbol muhabbetini sevmezler, küçümserler, eleştirirler. Ör: Siz X takımı şampiyon yaparken memlekette Y olayı oldu, haberiniz yok

- Onlar için 'hafif' konular hiç konuşulmamalı, böyle gereksiz şeyler için vakit ve enerji harcanmamalıdır. Zira; onların üzerine kafa yoracakları çok daha önemli 'meseleler' vardır.

- Ciddi bir yazarı takibe aldıklarında, ondan sadece ve sadece fikir dünyalarına katkı yapacak twitler beklerler. Söz konusu yazar eskaza bir espri mi patlattı; anında bir sitem cümlesiyle birlikte unfollow!

- Onlar için günün sonunda  yatağa girdiklerinde kazanılan 1 adet farklı kelime +1'dir ve çok kıymetlidir

SULULAR

- Apaçiler gibi çalmayı çok severler

- Onların dünyasında her şey geyik konusu yapılabilir

- Dünyaya insanları güldürmek için, uzaylılar tarafından gönderildiklerine inanırlar

- Fakat aralarında yaratıcı sulular olduğu gibi; birçoğu yaptığı esprilerle insanı canından bezdirirler

- Ciddiyetten uzak dururlar, ciddi adamı sevmezler

- Memleketin birçok önemli meselesi sıkıcı ve gereksizdir

- Her tartışmaya balıklama dalacak kadar cesur olmasalar da; en azından şöyle bir bakıp geçerler

- TT listesinde geyik bir konu yoksa sıkılıp offline moduna girebilirler

- Onlar için günün sonunda yatağa girdiklerinde kazanılan 1 adet soğuk espri +1'dir ve çok kıymetlidir

GAZETECİLER

- Yukarıda sayılan üç kategoriyi de içlerinde eritmişlerdir

- Onları takip ederken, gazetecilere özgü; "Gündem benim etrafımda dönüyor. Yazdığım her şey ne kadar da doğru, ne kadar da yaratıcı, off Allah'ım ben ne mükemmel bir fikir adamıyım" havalarına çokça rastlayabilirsiniz

- Herkesle muhattap olmazlar

- En yalaka mention'lara bile mesafeli yaklaşırlar

- Köşe yazısı tadında (tatsızlığında), uzun uzun, parça parça twit atmayı marifet sayarlar

- Özellikle birkaçı; tüm twitter ahalisi gözlerini açmış "X acaba bu konuda ne yazacak?" diye bekliyormuş gibi bir imaj yaratırlar. Ör: "X konusunda ne düşündüğümü artık açıklayayım. 1..."

- Onlar için günün sonunda yatağa girdiklerinde kazanılan 1 adet "Ne yazarmışım ulan!" hissi +1'dir ve çok kıymetlidir

ÜNLÜLER

- Analizi en zor grubu oluştururlar. Birçoğu "Apaçi Kırması" izlenimi verir

- Ünlülere özgü, "75 milyon bizi izliyor" hissi, burada "75 milyon beni takip ediyor"a dönüşmüştür

- Reklam yaparlar, kavga çıkarırlar, küfür ederler, yalan söylerler, kendilerini beğenirler, kankilerini beğenirler, RT ederler, eleştiri sevmezler, unfollov ederler, mention atmazlar, duygu sömürürler, gaza getirirler, gaz alırlar, insan sever olurlar, hayvan sever olurlar, rakı sever olurlar, balık sever olurlar, yeri geldiğinde dindar yeri geldiğinde ateist olurlar, nabza göre şerbet başa göre tarak verirler, çooookkk sevilirler, çooookkk severler, soyunurlar, giyinirler, çekerler, çekemezler veee "yumurta"ya bayılırlar...

- Lar, ler, ler, lar, lar, lar, lar, ler vs. vs.

- Onlar için günün sonunda yatağa girdiklerinde kazanılan 1 lira +1'dir ve çok kıymetlidir

RT'CİLER

- Kendilerini, -olur ya- kaçırdığımız twitleri bizlere ulaştırmaya adamışlardır

- Kendi başlarına iki kelimeyi bir araya getirdikleri görülmemiştir

- RT edilmek isteyen kullanıcının takip listesine girmek için çırpındığı bu hesaplar o kadar yoğun ilgi görmeye başlamıştır ki; RT'ci kız, RT manyağı vs. isimler hızla artmaktadır

- Takipçi sayıları on binleri bulmasına rağmen, bu tipler içten içe mutsuzdurlar. Çünkü artık sadece birer kutsal aracı haline gelmişlerdir

- Onlar için günün sonunda yatağa girdiklerinde kazanılan 1 adet takipçi sadece +1'dir ve aslında çok da kıymetli değildir

DEPRESİFLER

- Mutsuz, asosyal kişiliklerdir

- Hayattaki en kötü şeyler hep gelip onları bulmuştur

- Kimse onları sevmiyordur

- En yakın dostlarından kazık yemişlerdir

- Akşama kadar, -Hatta akşamdan sonra bile- baygın şarkı sözleri, melankolik özlü sözler, cam kırıklarıyla dolu fotoğraflar, ayrılık resimleri. Paylaşırlar

- Onlar için söylenecek ve yapılacak çok fazla bir şey de yoktur; zira bu dünya zaten onlara göre değildir

MUHALİFLER

- Adları üstünde: twitter'ın kendisi de dahil her şeye muhaliflerdir

- Gün boyunca televizyon başında oturur, eleştirip içlerini dökebilecekleri bir haber beklerler

- Kendilerinden başka hiçbir şeyi, hiç kimseyi beğenmezler

- Herkes yanlış yapıyordur, doğruyu sadece onlar bilirler

- Sözlüklerinde, kendileri gibi düşünmeyen herkesi etiketleyebilecekleri; cahil, yobaz, faşist, ırkçı, cinsiyetçi, irticacı, ateist, misyoner, ajan gibi çok fazla kelime vardır.

- Onlar için günün sonunda yatağa girdiklerinde kazanılan 1 adet sanal düşman +1'dir ve çok kıymetlidir

> Twitter karakter analizi ve yansımaları

Dünya genelinde 460 milyon kullanıcısı olan twitter, Türkiye'de de kullanıcı sayısını hızla artırıyor, toplumun değişik kesimlerine yayılıyor. Hal böyle olunca da kullanıcı profilleri gün geçtikçe çeşitleniyor. Uzun süredir twitter'ı takip eden bir kullanıcı olarak, bu mecrada vakit geçiren kullanıcıları değişik kriterlere göre profillere ayırdım. Şöyle ki;

 APAÇİLER

- Çalmayı çok severler.

- Kendi kelimleriyle yazdıkları twit sayısı her bakımdan çok sınırlıdır. Ör: Ufffghhhh sıkıldım

- TT olmuş hashtag'ler onlar için bulunmaz nimettir. Yaratıcılık(!) sınırlarını sonuna kadar zorlayıp, ortalığı allak bullak ederler

- Takipçi sayısı fazla olan ünlülere salça olmakta ve RT için yalvarmakta bir sakınca görmezler

- Her kavgaya balıklama dalacak kadar cesur, her goygoya düşünmeden kapılacak kadar açgözlüdürler

- Onlar için günün sonunda yatağa girdiklerinde kazanılan 1 adet takipçi +1'dir ve çok kıymetlidir

CİDDİLER

- Her konuda atacak 1 adet twit'i mutlaka yanlarında bulundururlar

- Takip ettikleri listesinde resmi twitter hesapları oldukça fazladır

- Listelerinde mutlaka birkaç tane komplo teorisyeni mevcuttur

- Geyik yapmazlar, yapanı da sevmezler

- Futbol muhabbetini sevmezler, küçümserler, eleştirirler. Ör: Siz X takımı şampiyon yaparken memlekette Y olayı oldu, haberiniz yok

- Onlar için 'hafif' konular hiç konuşulmamalı, böyle gereksiz şeyler için vakit ve enerji harcanmamalıdır. Zira; onların üzerine kafa yoracakları çok daha önemli 'meseleler' vardır.

- Ciddi bir yazarı takibe aldıklarında, ondan sadece ve sadece fikir dünyalarına katkı yapacak twitler beklerler. Söz konusu yazar eskaza bir espri mi patlattı; anında bir sitem cümlesiyle birlikte unfollow!

- Onlar için günün sonunda  yatağa girdiklerinde kazanılan 1 adet farklı kelime +1'dir ve çok kıymetlidir

SULULAR

- Apaçiler gibi çalmayı çok severler

- Onların dünyasında her şey geyik konusu yapılabilir

- Dünyaya insanları güldürmek için, uzaylılar tarafından gönderildiklerine inanırlar

- Fakat aralarında yaratıcı sulular olduğu gibi; birçoğu yaptığı esprilerle insanı canından bezdirirler

- Ciddiyetten uzak dururlar, ciddi adamı sevmezler

- Memleketin birçok önemli meselesi sıkıcı ve gereksizdir

- Her tartışmaya balıklama dalacak kadar cesur olmasalar da; en azından şöyle bir bakıp geçerler

- TT listesinde geyik bir konu yoksa sıkılıp offline moduna girebilirler

- Onlar için günün sonunda yatağa girdiklerinde kazanılan 1 adet soğuk espri +1'dir ve çok kıymetlidir

GAZETECİLER

- Yukarıda sayılan üç kategoriyi de içlerinde eritmişlerdir

- Onları takip ederken, gazetecilere özgü; "Gündem benim etrafımda dönüyor. Yazdığım her şey ne kadar da doğru, ne kadar da yaratıcı, off Allah'ım ben ne mükemmel bir fikir adamıyım" havalarına çokça rastlayabilirsiniz

- Herkesle muhattap olmazlar

- En yalaka mention'lara bile mesafeli yaklaşırlar

- Köşe yazısı tadında (tatsızlığında), uzun uzun, parça parça twit atmayı marifet sayarlar

- Özellikle birkaçı; tüm twitter ahalisi gözlerini açmış "X acaba bu konuda ne yazacak?" diye bekliyormuş gibi bir imaj yaratırlar. Ör: "X konusunda ne düşündüğümü artık açıklayayım. 1..."

- Onlar için günün sonunda yatağa girdiklerinde kazanılan 1 adet "Ne yazarmışım ulan!" hissi +1'dir ve çok kıymetlidir

ÜNLÜLER

- Analizi en zor grubu oluştururlar. Birçoğu "Apaçi Kırması" izlenimi verir

- Ünlülere özgü, "75 milyon bizi izliyor" hissi, burada "75 milyon beni takip ediyor"a dönüşmüştür

- Reklam yaparlar, kavga çıkarırlar, küfür ederler, yalan söylerler, kendilerini beğenirler, kankilerini beğenirler, RT ederler, eleştiri sevmezler, unfollov ederler, mention atmazlar, duygu sömürürler, gaza getirirler, gaz alırlar, insan sever olurlar, hayvan sever olurlar, rakı sever olurlar, balık sever olurlar, yeri geldiğinde dindar yeri geldiğinde ateist olurlar, nabza göre şerbet başa göre tarak verirler, çooookkk sevilirler, çooookkk severler, soyunurlar, giyinirler, çekerler, çekemezler veee "yumurta"ya bayılırlar...

- Lar, ler, ler, lar, lar, lar, lar, ler vs. vs.

- Onlar için günün sonunda yatağa girdiklerinde kazanılan 1 lira +1'dir ve çok kıymetlidir

RT'CİLER

- Kendilerini, -olur ya- kaçırdığımız twitleri bizlere ulaştırmaya adamışlardır

- Kendi başlarına iki kelimeyi bir araya getirdikleri görülmemiştir

- RT edilmek isteyen kullanıcının takip listesine girmek için çırpındığı bu hesaplar o kadar yoğun ilgi görmeye başlamıştır ki; RT'ci kız, RT manyağı vs. isimler hızla artmaktadır

- Takipçi sayıları on binleri bulmasına rağmen, bu tipler içten içe mutsuzdurlar. Çünkü artık sadece birer kutsal aracı haline gelmişlerdir

- Onlar için günün sonunda yatağa girdiklerinde kazanılan 1 adet takipçi sadece +1'dir ve aslında çok da kıymetli değildir

DEPRESİFLER

- Mutsuz, asosyal kişiliklerdir

- Hayattaki en kötü şeyler hep gelip onları bulmuştur

- Kimse onları sevmiyordur

- En yakın dostlarından kazık yemişlerdir

- Akşama kadar, -Hatta akşamdan sonra bile- baygın şarkı sözleri, melankolik özlü sözler, cam kırıklarıyla dolu fotoğraflar, ayrılık resimleri. Paylaşırlar

- Onlar için söylenecek ve yapılacak çok fazla bir şey de yoktur; zira bu dünya zaten onlara göre değildir

MUHALİFLER

- Adları üstünde: twitter'ın kendisi de dahil her şeye muhaliflerdir

- Gün boyunca televizyon başında oturur, eleştirip içlerini dökebilecekleri bir haber beklerler

- Kendilerinden başka hiçbir şeyi, hiç kimseyi beğenmezler

- Herkes yanlış yapıyordur, doğruyu sadece onlar bilirler

- Sözlüklerinde, kendileri gibi düşünmeyen herkesi etiketleyebilecekleri; cahil, yobaz, faşist, ırkçı, cinsiyetçi, irticacı, ateist, misyoner, ajan gibi çok fazla kelime vardır.

- Onlar için günün sonunda yatağa girdiklerinde kazanılan 1 adet sanal düşman +1'dir ve çok kıymetlidir

Son Güncelleme: Cuma, 13 Nisan 2012 16:50

Gösterim: 1898

Avrupa Komisyonu, AB'nin pek çok mahkeme kararına rağmen uygulamaya devam ettiği vize konusunu, kaçak göçmen sorununu çözmek için Türkiye'ye imzalatmaya çalıştığı 'Geri Kabul Anlaşması' için koz olarak kullandığı ortaya çıktı.

Avrupa Komisyonu’ndan üst düzey bir bürokrat, AB ve Türkiye arasında vize konusunda bir “ara formül” geliştirdiklerini belirterek, buna göre Türkiye’nin, Geri Kabul Anlaşması’nı parafe edeceğini bunun karşılığında ise Avrupa Komisyonu’nun yetki isteyerek Ankara ile vize serbestliği diyalogunu başlatacağını ifade etti.

Avrupa Komisyonu’ndan üst düzey bir bürokrat ABHaber ile yaptığı mülakatta, AB ve Türkiye arasında vize konusunda gelinen aşamaya ilişkin bir ara formül geliştirdiklerini belirtti.

Buna göre Türkiye, Geri Kabul Anlaşması’nı parafe edecek, bunun karşılığında ise Avrupa Komisyonu AB’den Türkiye ile vize serbestliği diyalogunun başlatılması için yetki isteyerek vize serbestliği diyalogunu Ankara ile başlatacak.

“ANKARA-BRÜKSEL ARASINDA YAŞANAN VİZE SORUNU ÇOK KARMAŞIK”

Ancak bunun Türk vatandaşlara vizelerin hemen kaldırılması anlamına gelmediğini, vize serbestliği diyalogunun uzun zaman aldığı belirtilirken, bürokrat, “Ankara-Brüksel arasında yaşanan vize sorunu çok karmaşık. Avrupa Komisyonu yaşanan sorunları çözmek için ara formüller üretmeye çalışıyor” dedi.

Avrupa Komisyonu’nun üye ülkeler ile Türkiye ile vize serbestliği diyalogunun başlatılması çerçevesinde görüştüklerini belirten bürokrat, şöyle devam etti:

“Ancak üye ülkeler buna ne diyecek bunu bilmiyoruz. Çünkü bu ülkeler vize serbestliği diyalogunun Türkiye ile başlatılmasına onay vermezse Avrupa Komisyonu AB İçişleri Bakanları toplantısında Türkiye’yi gündeme getirmez.O açıdan ilk önce AB üyesi ülkelerin onayının alınması lazım.Tüm ülkeler bu konuda yeşil ışık yakmadı. Çalışmalar sürüyor.”

YAKALANAN GÖÇMEN GERİ GÖNDERİLECEK

Geri Kabul Anlaşmasına göre AB ülkelerinde yakalanan göçmenler tabi oldukları ülkelere değil, son geldikleri ülkelere gönderiliyor. Avrupa ülkeleri, bu anlaşma sonrasında kara ya da deniz yoluyla ülkelerine kaçak yoldan giriş yapan göçmenleri, eğer rotalarındaki son noktanın Türkiye olduğunu belirlerlerse Türkiye’ye geri gönderebilecek.

(radikal)

> AB’nin Türkiye’yle VİZE pazarlığı

Avrupa Komisyonu, AB'nin pek çok mahkeme kararına rağmen uygulamaya devam ettiği vize konusunu, kaçak göçmen sorununu çözmek için Türkiye'ye imzalatmaya çalıştığı 'Geri Kabul Anlaşması' için koz olarak kullandığı ortaya çıktı.

Avrupa Komisyonu’ndan üst düzey bir bürokrat, AB ve Türkiye arasında vize konusunda bir “ara formül” geliştirdiklerini belirterek, buna göre Türkiye’nin, Geri Kabul Anlaşması’nı parafe edeceğini bunun karşılığında ise Avrupa Komisyonu’nun yetki isteyerek Ankara ile vize serbestliği diyalogunu başlatacağını ifade etti.

Avrupa Komisyonu’ndan üst düzey bir bürokrat ABHaber ile yaptığı mülakatta, AB ve Türkiye arasında vize konusunda gelinen aşamaya ilişkin bir ara formül geliştirdiklerini belirtti.

Buna göre Türkiye, Geri Kabul Anlaşması’nı parafe edecek, bunun karşılığında ise Avrupa Komisyonu AB’den Türkiye ile vize serbestliği diyalogunun başlatılması için yetki isteyerek vize serbestliği diyalogunu Ankara ile başlatacak.

“ANKARA-BRÜKSEL ARASINDA YAŞANAN VİZE SORUNU ÇOK KARMAŞIK”

Ancak bunun Türk vatandaşlara vizelerin hemen kaldırılması anlamına gelmediğini, vize serbestliği diyalogunun uzun zaman aldığı belirtilirken, bürokrat, “Ankara-Brüksel arasında yaşanan vize sorunu çok karmaşık. Avrupa Komisyonu yaşanan sorunları çözmek için ara formüller üretmeye çalışıyor” dedi.

Avrupa Komisyonu’nun üye ülkeler ile Türkiye ile vize serbestliği diyalogunun başlatılması çerçevesinde görüştüklerini belirten bürokrat, şöyle devam etti:

“Ancak üye ülkeler buna ne diyecek bunu bilmiyoruz. Çünkü bu ülkeler vize serbestliği diyalogunun Türkiye ile başlatılmasına onay vermezse Avrupa Komisyonu AB İçişleri Bakanları toplantısında Türkiye’yi gündeme getirmez.O açıdan ilk önce AB üyesi ülkelerin onayının alınması lazım.Tüm ülkeler bu konuda yeşil ışık yakmadı. Çalışmalar sürüyor.”

YAKALANAN GÖÇMEN GERİ GÖNDERİLECEK

Geri Kabul Anlaşmasına göre AB ülkelerinde yakalanan göçmenler tabi oldukları ülkelere değil, son geldikleri ülkelere gönderiliyor. Avrupa ülkeleri, bu anlaşma sonrasında kara ya da deniz yoluyla ülkelerine kaçak yoldan giriş yapan göçmenleri, eğer rotalarındaki son noktanın Türkiye olduğunu belirlerlerse Türkiye’ye geri gönderebilecek.

(radikal)

Son Güncelleme: Cumartesi, 14 Nisan 2012 09:21

Gösterim: 1503

Avrupa Komisyonu'ndan üst düzey bir bürokrat, AB ve Türkiye arasında vize konusunda bir "ara formül" geliştirdiklerini belirterek, buna göre Türkiye'nin, Geri Kabul Anlaşması'nı parafe edeceğini bunun karşılığında ise Avrupa Komisyonu'nun yetki isteyerek Ankara ile vize serbestliği diyalogunu başlatacağını ifade etti.

Avrupa Komisyonu'ndan üst düzey bir bürokrat ABHaber ile yaptığı mülakatta, AB ve Türkiye arasında vize konusunda gelinen aşamaya ilişkin bir ara formül geliştirdiklerini belirterek buna göre Türkiye, Geri Kabul Anlaşması'nı parafe edeceğini, bunun karşılığında ise Avrupa Komisyonu AB'den Türkiye ile vize serbestliği diyalogunun başlatılması için yetki isteyerek vize serbestliği diyalogunu Ankara ile başlatacağını söyledi.

"ANKARA-BRÜKSEL ARASINDA YAŞANAN VİZE SORUNU ÇOK KARMAŞIK"

Ancak bunun Türk vatandaşlara vizelerin hemen kaldırılması anlamına gelmediğini, vize serbestliği diyalogunun uzun zaman aldığı belirtilirken, bürokrat, "Ankara-Brüksel arasında yaşanan vize sorunu çok karmaşık. Avrupa Komisyonu yaşanan sorunları çözmek için ara formüller üretmeye çalışıyor" dedi.

Avrupa Komisyonu'nun üye ülkeler ile Türkiye ile vize serbestliği diyalogunun başlatılması çerçevesinde görüştüklerini belirten bürokrat, şöyle devam etti:

"Ancak üye ülkeler buna ne diyecek bunu bilmiyoruz. Çünkü bu ülkeler vize serbestliği diyalogunun Türkiye ile başlatılmasına onay vermezse Avrupa Komisyonu AB İçişleri Bakanları toplantısında Türkiye'yi gündeme getirmez.O açıdan ilk önce AB üyesi ülkelerin onayının alınması lazım.Tüm ülkeler bu konuda yeşil ışık yakmadı. Çalışmalar sürüyor."

(sabah)

> AB’den vize için ara formül

Avrupa Komisyonu'ndan üst düzey bir bürokrat, AB ve Türkiye arasında vize konusunda bir "ara formül" geliştirdiklerini belirterek, buna göre Türkiye'nin, Geri Kabul Anlaşması'nı parafe edeceğini bunun karşılığında ise Avrupa Komisyonu'nun yetki isteyerek Ankara ile vize serbestliği diyalogunu başlatacağını ifade etti.

Avrupa Komisyonu'ndan üst düzey bir bürokrat ABHaber ile yaptığı mülakatta, AB ve Türkiye arasında vize konusunda gelinen aşamaya ilişkin bir ara formül geliştirdiklerini belirterek buna göre Türkiye, Geri Kabul Anlaşması'nı parafe edeceğini, bunun karşılığında ise Avrupa Komisyonu AB'den Türkiye ile vize serbestliği diyalogunun başlatılması için yetki isteyerek vize serbestliği diyalogunu Ankara ile başlatacağını söyledi.

"ANKARA-BRÜKSEL ARASINDA YAŞANAN VİZE SORUNU ÇOK KARMAŞIK"

Ancak bunun Türk vatandaşlara vizelerin hemen kaldırılması anlamına gelmediğini, vize serbestliği diyalogunun uzun zaman aldığı belirtilirken, bürokrat, "Ankara-Brüksel arasında yaşanan vize sorunu çok karmaşık. Avrupa Komisyonu yaşanan sorunları çözmek için ara formüller üretmeye çalışıyor" dedi.

Avrupa Komisyonu'nun üye ülkeler ile Türkiye ile vize serbestliği diyalogunun başlatılması çerçevesinde görüştüklerini belirten bürokrat, şöyle devam etti:

"Ancak üye ülkeler buna ne diyecek bunu bilmiyoruz. Çünkü bu ülkeler vize serbestliği diyalogunun Türkiye ile başlatılmasına onay vermezse Avrupa Komisyonu AB İçişleri Bakanları toplantısında Türkiye'yi gündeme getirmez.O açıdan ilk önce AB üyesi ülkelerin onayının alınması lazım.Tüm ülkeler bu konuda yeşil ışık yakmadı. Çalışmalar sürüyor."

(sabah)

Son Güncelleme: Cuma, 13 Nisan 2012 16:42

Gösterim: 1543


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.