Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından Soma'daki maden faciası sonrası aileler, öğretmenler ve yetişkinler için travmaya yönelik bilgilerin yer aldığı broşürler hazırlandı.
MEB, Soma'daki maden faciasının ardından bölgedeki psiko-sosyal destek çalışmalarını sürdürüyor. Bakanlık, bölgede rehber öğretmenler aracılığıyla verdiği destek çalışmalarının yanı sıra öğretmenlere yönelik "Öğrencileriniz İçin Neler Yapabilirsiniz?", ailelere yönelik "Çocuklarınız İçin Neler Yapabilirsiniz?", yetişkinlere yönelik ise "Travma Sonrası Toparlanma Önerileri" başlıklarında 3 broşür hazırladı.
Broşürler, rehber öğretmenler tarafından ziyaretlerde öğretmenlere ve ailelere dağıtılacak.
Broşürlerde, beden bütünlüğünü, sevilen kişiler, yaşam ve değer sistemleri için ciddi biçimde tehdit içeren olağandışı her türlü olayın travma olarak nitelendirildiği belirtildi. Depremler, sel felaketleri, maden kazaları ve benzeri olaylarda meydana gelen travmatik yaşantılara örnek olarak gösterildi.
Öğretmenler ve aileler için hazırlanan "Öğrencileriniz İçin Neler Yapabilirsiniz?", "Çocuklarınız İçin Neler Yapabilirsiniz?", broşürlerinde, kolay şaşırma, kaygılı görünme, kontrol edilemeyen saldırganlık, uyku sorunları, hayvanlardan, doğa olaylarından ve yabancılardan korkma, huysuzluk ve hareketlilik, yatak ıslatma, konuşma problemleri, çevreyle ilişkilerde tutukluk ve ürkeklik, travmayla ilgili tekrarlanan oyunlar, hayal ve gerçeği karıştırma, ağrılar, kendini suçlu veya çaresiz hissetme gibi belirtilerin, çocukların travmaya tepkileri olarak sıralandı.
Ergenlerin travma tepkilerine ise gelecek hakkında olumsuz yargılar, kendini suçlu ve çaresiz hissetme, tepkilerinin anormal olup olmadığını merak etme, risk alma veya aşırı davranışlar sergileme, iştah ve uyku sorunları, günlük etkinliklere karşı ilgi kaybı, okul sorunları, travmatik yaşantıdan sonra almak zorunda kaldıkları sorumluluklar nedeniyle yetişkinliğe erken girme, ana-babalarla çatışma ve tartışmaların artması örnek gösterildi.
Broşürlerde, "Öğrencinize-Çocuğunuza Nasıl Yardım Edersiniz?" başlığı altında ise şu önerilere yer verildi:
"Çocukların bütün sorularına bilgileriniz doğrultusunda açık, anlaşılır ve doğru bilgiler verin, 'korumak' adına yalan söylemeyin, size olan güveni sarsılmasın, çocuklarla yumuşak bir sesle konuşun, çevredeki işitsel ve görsel uyaranları azaltın, oyun oynamasına izin verin, okul öncesi çocuklara güven verin, boyama faaliyetleri ve oyun hamuruyla kendilerini ifade etme fırsatı tanıyın, okul çağı çocukların ders başarıları odaklanma sorunları nedeniyle düşebilir, onlara zaman tanıyın, oyun ihtiyaçlarını unutmayın, ufak sorumluluklar verin, olası travmalardan korunmayı öğretin, konuşmaya teşvik edin fakat konuşmaları için ısrar etmeyin veya zorlamayın, belirtilere karşı dikkatli olun, gerekli durumlarda okul rehber öğretmeninden destek isteyin."
Ergenlerle neler yapılabilir?
Broşürlerde ergenlerin, tramvaya verdiği tepkiler karşısında öğretmen ve ailelerin de neler yapabileceğine yer verildi. Aile ve öğretmenlere, ergenlerin bütün sorularına bilgileri doğrultusunda açık, anlaşılır ve doğru yanıtlar vermeleri, korumak adına farklı bilgi vermemeleri, onların güvenlerini sarsmamaları, aile ve arkadaşlarıyla duygularını paylaşmalarına ve ifade etmelerine yardımcı olmaları, hoşgörü ve destek göstermeleri, alabileceği risklere yönelik dikkatli olunması, gündelik faaliyetlere katılmaları ve spor yapmalarının teşvik edilmesi önerilerinde bulunuldu.
Ailelere tavsiyeler
Bakanlık yetişkinler için hazırladığı broşürlerde, "Travma Ailenizi Nasıl Etkiler?" başlığı altında travmanın aileye etkilerini de anlattı. Buna göre, travma sonrası aile yapısı ve roller değişebilir, aile üyeleri kendilerini birbirinden uzaklaşmış hissedebilir, bu olay üzerine konuşmakta güçlük çekilebilir ve kaçınabilirler, aile içinde tartışmalar ve anlaşmazlıklar ortaya çıkabilir, çocuklar daha fazla ilgi ve destek ihtiyacı duyabilir, güven ihtiyacı artabilir, küçük yaştaki çocuklar bu olaylardan sonra huysuzlaşabilir.
Broşürlerde, en sevgi dolu ailelerde bile aile üyelerinin travmatik yaşantılar yüzünden zaman zaman kendilerini tükenmiş ya da duygusal olarak bitmiş hissedebileceğine dikkat çekilerek, böyle zamanlarda sabırlı olunması ve olumlu yaşantıların vurgulanmasının iyi olabileceğinin altı çizildi.
"Kendiniz ve Aileniz İçin Neler Yapabilirsiniz?" başlığı altında ise aile bireylerine travma sonrası şu önerilerde bulunuldu:
"Stres yaratan durumu kabul edin ve konuşmaktan kaçınmayın, sorunlarla birlikte baş etmeye çalışmak en doğrusudur, aile içinde şefkat ve beraberlik duygusunu koruyun, aile içinde açık ve iyi bir iletişim kurun, aile içindeki rol ve beklentilerin karşılanmasında bir süre için esnek olun. Her şeyin eskisi gibi olması biraz zaman alabilir, aile içinde herkesin güven duyacağı bir ortam yaratın. Çocuklarınıza karşı dürüst olun ve anlayabileceği düzeyde doğru bilgiler verin, Travmalardan sonra çocuklar gerçek ile hayali karıştırabilir. Bunu yadırgamayın, Olumlu bakış açınızı koruyun ve bunu ailenize yansıtın. Özellikle küçük yaştaki çocukların travmadan etkilenme düzeyi yetişkinlere bağlıdır, yetişkinler ne derece etkilenirse çocuk da o şekilde etkilenir. Kendinizi kötü ve baş etmekte yetersiz hissederseniz destek istemekten çekinmeyin, Sizi rahatlatacak etkinliklere katılmayı deneyin. Mümkün olduğunca geleceğe odaklanın."
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından Soma'daki maden faciası sonrası aileler, öğretmenler ve yetişkinler için travmaya yönelik bilgilerin yer aldığı broşürler hazırlandı.
MEB, Soma'daki maden faciasının ardından bölgedeki psiko-sosyal destek çalışmalarını sürdürüyor. Bakanlık, bölgede rehber öğretmenler aracılığıyla verdiği destek çalışmalarının yanı sıra öğretmenlere yönelik "Öğrencileriniz İçin Neler Yapabilirsiniz?", ailelere yönelik "Çocuklarınız İçin Neler Yapabilirsiniz?", yetişkinlere yönelik ise "Travma Sonrası Toparlanma Önerileri" başlıklarında 3 broşür hazırladı.
Broşürler, rehber öğretmenler tarafından ziyaretlerde öğretmenlere ve ailelere dağıtılacak.
Broşürlerde, beden bütünlüğünü, sevilen kişiler, yaşam ve değer sistemleri için ciddi biçimde tehdit içeren olağandışı her türlü olayın travma olarak nitelendirildiği belirtildi. Depremler, sel felaketleri, maden kazaları ve benzeri olaylarda meydana gelen travmatik yaşantılara örnek olarak gösterildi.
Öğretmenler ve aileler için hazırlanan "Öğrencileriniz İçin Neler Yapabilirsiniz?", "Çocuklarınız İçin Neler Yapabilirsiniz?", broşürlerinde, kolay şaşırma, kaygılı görünme, kontrol edilemeyen saldırganlık, uyku sorunları, hayvanlardan, doğa olaylarından ve yabancılardan korkma, huysuzluk ve hareketlilik, yatak ıslatma, konuşma problemleri, çevreyle ilişkilerde tutukluk ve ürkeklik, travmayla ilgili tekrarlanan oyunlar, hayal ve gerçeği karıştırma, ağrılar, kendini suçlu veya çaresiz hissetme gibi belirtilerin, çocukların travmaya tepkileri olarak sıralandı.
Ergenlerin travma tepkilerine ise gelecek hakkında olumsuz yargılar, kendini suçlu ve çaresiz hissetme, tepkilerinin anormal olup olmadığını merak etme, risk alma veya aşırı davranışlar sergileme, iştah ve uyku sorunları, günlük etkinliklere karşı ilgi kaybı, okul sorunları, travmatik yaşantıdan sonra almak zorunda kaldıkları sorumluluklar nedeniyle yetişkinliğe erken girme, ana-babalarla çatışma ve tartışmaların artması örnek gösterildi.
Broşürlerde, "Öğrencinize-Çocuğunuza Nasıl Yardım Edersiniz?" başlığı altında ise şu önerilere yer verildi:
"Çocukların bütün sorularına bilgileriniz doğrultusunda açık, anlaşılır ve doğru bilgiler verin, 'korumak' adına yalan söylemeyin, size olan güveni sarsılmasın, çocuklarla yumuşak bir sesle konuşun, çevredeki işitsel ve görsel uyaranları azaltın, oyun oynamasına izin verin, okul öncesi çocuklara güven verin, boyama faaliyetleri ve oyun hamuruyla kendilerini ifade etme fırsatı tanıyın, okul çağı çocukların ders başarıları odaklanma sorunları nedeniyle düşebilir, onlara zaman tanıyın, oyun ihtiyaçlarını unutmayın, ufak sorumluluklar verin, olası travmalardan korunmayı öğretin, konuşmaya teşvik edin fakat konuşmaları için ısrar etmeyin veya zorlamayın, belirtilere karşı dikkatli olun, gerekli durumlarda okul rehber öğretmeninden destek isteyin."
Ergenlerle neler yapılabilir?
Broşürlerde ergenlerin, tramvaya verdiği tepkiler karşısında öğretmen ve ailelerin de neler yapabileceğine yer verildi. Aile ve öğretmenlere, ergenlerin bütün sorularına bilgileri doğrultusunda açık, anlaşılır ve doğru yanıtlar vermeleri, korumak adına farklı bilgi vermemeleri, onların güvenlerini sarsmamaları, aile ve arkadaşlarıyla duygularını paylaşmalarına ve ifade etmelerine yardımcı olmaları, hoşgörü ve destek göstermeleri, alabileceği risklere yönelik dikkatli olunması, gündelik faaliyetlere katılmaları ve spor yapmalarının teşvik edilmesi önerilerinde bulunuldu.
Ailelere tavsiyeler
Bakanlık yetişkinler için hazırladığı broşürlerde, "Travma Ailenizi Nasıl Etkiler?" başlığı altında travmanın aileye etkilerini de anlattı. Buna göre, travma sonrası aile yapısı ve roller değişebilir, aile üyeleri kendilerini birbirinden uzaklaşmış hissedebilir, bu olay üzerine konuşmakta güçlük çekilebilir ve kaçınabilirler, aile içinde tartışmalar ve anlaşmazlıklar ortaya çıkabilir, çocuklar daha fazla ilgi ve destek ihtiyacı duyabilir, güven ihtiyacı artabilir, küçük yaştaki çocuklar bu olaylardan sonra huysuzlaşabilir.
Broşürlerde, en sevgi dolu ailelerde bile aile üyelerinin travmatik yaşantılar yüzünden zaman zaman kendilerini tükenmiş ya da duygusal olarak bitmiş hissedebileceğine dikkat çekilerek, böyle zamanlarda sabırlı olunması ve olumlu yaşantıların vurgulanmasının iyi olabileceğinin altı çizildi.
"Kendiniz ve Aileniz İçin Neler Yapabilirsiniz?" başlığı altında ise aile bireylerine travma sonrası şu önerilerde bulunuldu:
"Stres yaratan durumu kabul edin ve konuşmaktan kaçınmayın, sorunlarla birlikte baş etmeye çalışmak en doğrusudur, aile içinde şefkat ve beraberlik duygusunu koruyun, aile içinde açık ve iyi bir iletişim kurun, aile içindeki rol ve beklentilerin karşılanmasında bir süre için esnek olun. Her şeyin eskisi gibi olması biraz zaman alabilir, aile içinde herkesin güven duyacağı bir ortam yaratın. Çocuklarınıza karşı dürüst olun ve anlayabileceği düzeyde doğru bilgiler verin, Travmalardan sonra çocuklar gerçek ile hayali karıştırabilir. Bunu yadırgamayın, Olumlu bakış açınızı koruyun ve bunu ailenize yansıtın. Özellikle küçük yaştaki çocukların travmadan etkilenme düzeyi yetişkinlere bağlıdır, yetişkinler ne derece etkilenirse çocuk da o şekilde etkilenir. Kendinizi kötü ve baş etmekte yetersiz hissederseniz destek istemekten çekinmeyin, Sizi rahatlatacak etkinliklere katılmayı deneyin. Mümkün olduğunca geleceğe odaklanın."
Son Güncelleme: Çarşamba, 21 May 2014 11:41
Gösterim: 1189
İngiltere'de üniversiteye hazırlanan öğrencilere yönelik hazırlık ve denklik programına, gelecek yıldan itibaren Osmanlı İmparatorluğu ve İslam'ın yükselişi gibi konuların da dahil edilmesi planlanıyor.
BBC Türkçe’nin haberine göre, İngiltere'de "A seviyesi" olarak bilinen ve üniversiteye hazırlanan öğrencilere yönelik hazırlık ve denklik programına, gelecek yıldan itibaren Osmanlı İmparatorluğu ve İslam'ın yükselişi gibi konuların da dahil edilmesi planlanıyor.
Sınav kurulunun tarih sorumlusu, Mike Goddard hep aynı konularda ve 20'nci yüzyıla odaklı konuların seçilmesi nedeniyle eleştiri aldıklarını, amaçlarının öğrencilere çeşitlilik sunmak olduğunu söyledi.
"A seviyesi" sınavlarına dahil edilmesi planlanan yeni konular şöyle:
Wessex Kralı Büyük Alfred ve İngiltere'nin ortaya çıkışı, erken Anglo Sakson dönemi, Cengiz Han, 1853 - 1937 yılları arasında Japonya, Afrika Krallıkları (1400-1800), Hindistan'da Babür İmpartorluğu'nun yükselişi ve çöküşü, İslam'ın yükselişi (550 - 750) Osmanlı İmparatorluğu'nun yükseliş dönemi (1453 - 1606), Çin ve yöneticileri (1839 - 1989), Orta Doğu; Osmanlı'dan Arap Baharı'na (1908 -2011)
Yeni konularla ilgili öneri gelecek ay, bu sınavlardan sorumlu üst kurulun onayına sunulacak.
Kurulun onay vermesi halinde Eylül 2015'ten itibaren bu dersler müfredata dahil edilecek.
İngiliz eğitim sisteminde, tarihin A seviyesi sınavlarında en fazla tercih edilen beşinci alan olduğu belirtiliyor.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
İngiltere'de üniversiteye hazırlanan öğrencilere yönelik hazırlık ve denklik programına, gelecek yıldan itibaren Osmanlı İmparatorluğu ve İslam'ın yükselişi gibi konuların da dahil edilmesi planlanıyor.
BBC Türkçe’nin haberine göre, İngiltere'de "A seviyesi" olarak bilinen ve üniversiteye hazırlanan öğrencilere yönelik hazırlık ve denklik programına, gelecek yıldan itibaren Osmanlı İmparatorluğu ve İslam'ın yükselişi gibi konuların da dahil edilmesi planlanıyor.
Sınav kurulunun tarih sorumlusu, Mike Goddard hep aynı konularda ve 20'nci yüzyıla odaklı konuların seçilmesi nedeniyle eleştiri aldıklarını, amaçlarının öğrencilere çeşitlilik sunmak olduğunu söyledi.
"A seviyesi" sınavlarına dahil edilmesi planlanan yeni konular şöyle:
Wessex Kralı Büyük Alfred ve İngiltere'nin ortaya çıkışı, erken Anglo Sakson dönemi, Cengiz Han, 1853 - 1937 yılları arasında Japonya, Afrika Krallıkları (1400-1800), Hindistan'da Babür İmpartorluğu'nun yükselişi ve çöküşü, İslam'ın yükselişi (550 - 750) Osmanlı İmparatorluğu'nun yükseliş dönemi (1453 - 1606), Çin ve yöneticileri (1839 - 1989), Orta Doğu; Osmanlı'dan Arap Baharı'na (1908 -2011)
Yeni konularla ilgili öneri gelecek ay, bu sınavlardan sorumlu üst kurulun onayına sunulacak.
Kurulun onay vermesi halinde Eylül 2015'ten itibaren bu dersler müfredata dahil edilecek.
İngiliz eğitim sisteminde, tarihin A seviyesi sınavlarında en fazla tercih edilen beşinci alan olduğu belirtiliyor.
Son Güncelleme: Çarşamba, 21 May 2014 08:59
Gösterim: 984
İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü, 3 yılda 120 bin öğretmene, 20 bin öğrenciye ve 36 bin veliye teknoloji alanında mesleki ve kişisel gelişim eğitimi verileceğini açıkladı.
İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü, 3 yılda 120 bin öğretmene, 20 bin öğrenciye ve 36 bin veliye teknoloji alanında mesleki ve kişisel gelişim eğitimi verileceğini açıkladı. Kurumlar arasındaki çalışmalar kapsamında, uzman eğitmenlerin yetiştirilmesi amacıyla 'İntel Öğretmen Programı Temel Bileşenleri' eğitimi için 102, 'Öğrenme Süreci Tasarımı' için 66, 'Kadın ve Teknoloji' alanında ise 24 öğretmen eğitildi. 2014 sonuna kadar rakam 10 bin eğitimciyi bulacak. İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Muammer Yıldız, "FATİH projesini en iyi şekilde kullanmak için her türlü çalışmayı yapıyoruz. Projenin başarısız gösterilmesine imkan vermeyeceğiz" dedi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü, 3 yılda 120 bin öğretmene, 20 bin öğrenciye ve 36 bin veliye teknoloji alanında mesleki ve kişisel gelişim eğitimi verileceğini açıkladı.
İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü, 3 yılda 120 bin öğretmene, 20 bin öğrenciye ve 36 bin veliye teknoloji alanında mesleki ve kişisel gelişim eğitimi verileceğini açıkladı. Kurumlar arasındaki çalışmalar kapsamında, uzman eğitmenlerin yetiştirilmesi amacıyla 'İntel Öğretmen Programı Temel Bileşenleri' eğitimi için 102, 'Öğrenme Süreci Tasarımı' için 66, 'Kadın ve Teknoloji' alanında ise 24 öğretmen eğitildi. 2014 sonuna kadar rakam 10 bin eğitimciyi bulacak. İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Muammer Yıldız, "FATİH projesini en iyi şekilde kullanmak için her türlü çalışmayı yapıyoruz. Projenin başarısız gösterilmesine imkan vermeyeceğiz" dedi.
Son Güncelleme: Çarşamba, 21 May 2014 08:03
Gösterim: 876
Pearson'ın "En iyi eğitim veren ülkeler" araştırmasında Türkiye, 40 ülke arasında 34'üncü sırada kaldı. İki yıl önce de aynı sırada olan Türkiye'de çocuklar, ilk kez karşılaştığı soruna çözüm üretmekte başarısız kalıyor.
Sabah Gazetesi’nden Yaşar Özay’ın haberine göre, dünya çapında eğitim çözümleri sağlayan Pearson'ın "En iyi eğitim veren ülkeler" araştırmasında Türkiye, 40 ülke arasında 34'üncü sırada kaldı. Sıralama, uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA) verileri, uluslararası matematik ve fen bilimleri sınav sonuçları, okuryazar yüzdesi ve mezuniyet oranları baz alınarak yapıldı. 2012'deki listede de 34'üncü sırada bulunan Türkiye, araştırmaya göre herhangi bir ilerleme kaydedemedi. Listenin zirvesini Asya ülkeleri paylaştı. Güney Kore 1'inci, Japonya 2'nci, Singapur 3'üncü oldu. Raporu değerlendiren uzmanlar "Ülkemizin başarılı olabilmesi için karşılaştığı bilgiyi analiz eden daha önce karşılaşmadığı problemleri çözebilen öğrencilere ihtiyacı var. Bilgiye erişimin kolay olduğu günümüzde, arama motorlarından elde edemeyecekleri becerileri kazandırmamız gerekir" dedi.
Hayata uygulama sorunu
Türkiye'deki öğrencilerin, başka ülkelerden matematik, fen ve okumayazma becerilerinde aynı seviyede olduğu, problem çözmede daha düşük seviyede bulunduğunu ifade eden uzmanlar "Türk öğrenciler, ilk defa karşılaştıkları bir durumda problemi tanımlamada zorluk çekiyor. Bu da öğrencilerin okulda öğrendiği çözüm stratejilerini gerçek hayatta uygulamak için yeterince hazırlanmadığını gösteriyor" yorumunu yaptı.
'Uygulamaya önem verenler başarılı'
Dr. Ali AKDOĞAN (Pedagog): Pearson Ekonomist Raporu'nda sıralamanın ilk sırasında yer alan ülkelerin uzun dönemli planlama yapan ülkeler. Özellikle Asya ülkelerinin ilk 4 sırayı alması teknoloji pazarındaki güçleriyle de bir paralellik gösteriyor. Eğitim süreleri plana dayalı ve siyasi gerekçelerle fazla değişikliğe uğramıyor. Gerek Pisa gerekse Pearson Raporunda önde gözüken ülkeler eğitimde uygulamaya önem veren ülkeler. Ayrıca teknolojiyi üreten ülkeler olsalar da, tüketenlere göre eğitimlerinde teknolojiye daha az yer verdikleri de bir başka gerçek.
'Kilit nokta okul öncesi eğitim'
Oktay Aydın (Eğitim koordinatörü): Eğitim reformlarını ve düzenlemelerini, yani eğitim politikalarımızı veriye dayalı bir düzleme oturtmamız gerekiyor. Eğitimde ve yaşamda başarıda en önemli etkenin okul öncesi eğitimi olduğu yadsınamaz bir gerçektir. Ülke olarak okul öncesi eğitime daha çok yatırım yapmalıyız. Kendini yenileyebilen ve öğrenmeye açık öğretmenler yetiştirebilmeliyiz. Daha fazla yaratıcı düşünme, analitik düşünme, problem çözebilme ve öğrendiklerini kullanabilme becerileri kazandırabilecek uygulamaları yaşama geçirmeliyiz.
'OECD ortalaması % 11, bizde ise 2'
Alpaslan Dartan (Terakki Vakfı Okulları Koordinatörü): OECD ülkeleri arasında üst düzey problem çözme becerilerine sahip öğrenciler yüzde 11 oranındayken, Türkiye'de bu oran yalnızca yüzde 2. Türkiye, Macaristan ve İsrail sıralamanın sonlarındalar. Japonya'da matematik becerileri düşük olan öğrencilerin de problem çözme becerisi daha yüksek. Listenin 13'üncü sırasında yer alan Rusya'nın durumu ise çok farklı. İlköğretim eğitiminde dersler problem çözmeye yönelik. Bu durum Rusya'yı listenin üst sıralarına taşıyor.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Pearson'ın "En iyi eğitim veren ülkeler" araştırmasında Türkiye, 40 ülke arasında 34'üncü sırada kaldı. İki yıl önce de aynı sırada olan Türkiye'de çocuklar, ilk kez karşılaştığı soruna çözüm üretmekte başarısız kalıyor.
Sabah Gazetesi’nden Yaşar Özay’ın haberine göre, dünya çapında eğitim çözümleri sağlayan Pearson'ın "En iyi eğitim veren ülkeler" araştırmasında Türkiye, 40 ülke arasında 34'üncü sırada kaldı. Sıralama, uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA) verileri, uluslararası matematik ve fen bilimleri sınav sonuçları, okuryazar yüzdesi ve mezuniyet oranları baz alınarak yapıldı. 2012'deki listede de 34'üncü sırada bulunan Türkiye, araştırmaya göre herhangi bir ilerleme kaydedemedi. Listenin zirvesini Asya ülkeleri paylaştı. Güney Kore 1'inci, Japonya 2'nci, Singapur 3'üncü oldu. Raporu değerlendiren uzmanlar "Ülkemizin başarılı olabilmesi için karşılaştığı bilgiyi analiz eden daha önce karşılaşmadığı problemleri çözebilen öğrencilere ihtiyacı var. Bilgiye erişimin kolay olduğu günümüzde, arama motorlarından elde edemeyecekleri becerileri kazandırmamız gerekir" dedi.
Hayata uygulama sorunu
Türkiye'deki öğrencilerin, başka ülkelerden matematik, fen ve okumayazma becerilerinde aynı seviyede olduğu, problem çözmede daha düşük seviyede bulunduğunu ifade eden uzmanlar "Türk öğrenciler, ilk defa karşılaştıkları bir durumda problemi tanımlamada zorluk çekiyor. Bu da öğrencilerin okulda öğrendiği çözüm stratejilerini gerçek hayatta uygulamak için yeterince hazırlanmadığını gösteriyor" yorumunu yaptı.
'Uygulamaya önem verenler başarılı'
Dr. Ali AKDOĞAN (Pedagog): Pearson Ekonomist Raporu'nda sıralamanın ilk sırasında yer alan ülkelerin uzun dönemli planlama yapan ülkeler. Özellikle Asya ülkelerinin ilk 4 sırayı alması teknoloji pazarındaki güçleriyle de bir paralellik gösteriyor. Eğitim süreleri plana dayalı ve siyasi gerekçelerle fazla değişikliğe uğramıyor. Gerek Pisa gerekse Pearson Raporunda önde gözüken ülkeler eğitimde uygulamaya önem veren ülkeler. Ayrıca teknolojiyi üreten ülkeler olsalar da, tüketenlere göre eğitimlerinde teknolojiye daha az yer verdikleri de bir başka gerçek.
'Kilit nokta okul öncesi eğitim'
Oktay Aydın (Eğitim koordinatörü): Eğitim reformlarını ve düzenlemelerini, yani eğitim politikalarımızı veriye dayalı bir düzleme oturtmamız gerekiyor. Eğitimde ve yaşamda başarıda en önemli etkenin okul öncesi eğitimi olduğu yadsınamaz bir gerçektir. Ülke olarak okul öncesi eğitime daha çok yatırım yapmalıyız. Kendini yenileyebilen ve öğrenmeye açık öğretmenler yetiştirebilmeliyiz. Daha fazla yaratıcı düşünme, analitik düşünme, problem çözebilme ve öğrendiklerini kullanabilme becerileri kazandırabilecek uygulamaları yaşama geçirmeliyiz.
'OECD ortalaması % 11, bizde ise 2'
Alpaslan Dartan (Terakki Vakfı Okulları Koordinatörü): OECD ülkeleri arasında üst düzey problem çözme becerilerine sahip öğrenciler yüzde 11 oranındayken, Türkiye'de bu oran yalnızca yüzde 2. Türkiye, Macaristan ve İsrail sıralamanın sonlarındalar. Japonya'da matematik becerileri düşük olan öğrencilerin de problem çözme becerisi daha yüksek. Listenin 13'üncü sırasında yer alan Rusya'nın durumu ise çok farklı. İlköğretim eğitiminde dersler problem çözmeye yönelik. Bu durum Rusya'yı listenin üst sıralarına taşıyor.
Son Güncelleme: Çarşamba, 21 May 2014 14:17
Gösterim: 1481
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından Soma'daki maden faciası sonrası bölgeye gönderilen 126 rehber öğretmen, 257 okulu ziyaret edecek, 4 bin 453 öğretmene ve 68 bin 93 öğrenciye psiko-sosyal destek verecek.
MEB, Soma'daki maden faciasının ardından bölgede, hayatını kaybedenlerin aileleri, kazazedeler ve bunların ailelerine sunulan psiko-sosyal destek çalışmalarına devam ediyor.
AA muhabirinin Bakanlık yetkililerinden aldığı bilgiye göre, Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü bünyesinde 1999'dan bu yana kriz ve olası travmalara karşı rehber öğretmenlere gerek merkezi gerekse mahalli düzeyde eğitimler veriyor. Bu kapsamda MEB, psiko-sosyal Müdahale Hizmetleri Ekibi'ni olası krizlere karşı hazır bekletiyor.
Bakanlık, bu kapsamda facianın meydana geldiği 13 Mayıs Salı günü itibariyle, psiko-sosyal destek için çalışmalarına başladı. Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü, ilk gün çalışmaların nasıl yürütüleceğinin belirlenmesi için krize müdahale yol haritasını hazırladı. Bu çerçevede, ilçe milli eğitim müdürlüğü kanalıyla, bölgedeki tüm okul ve kurumlardan olaydan etkilenen ve etkilenmesi muhtemel öğrencilerin bilgileri toplandı. Manisa ve çevre il ve ilçelerdeki travma eğitimi almış tüm psikolojik danışmanlar tespit edilerek, okullara ziyarete gidecek ekipler belirlendi.
Çalışmalar kapsamında bölgeye gönderilen 126 rehber öğretmen, 7 gün boyunca İzmir, Balıkesir ve Manisa'daki 79 okulu ziyaret ederek "Okul Odaklı Kriz Müdahale Planı" çerçevesinde öğretmenlere yas süreci davranışlarına ilişkin bilgi verdi.
Rehber öğretmenler, hayatını kaybedenlerin aileleri, kazazedeler ve kazazedelerin ailelerine taziye ve geçmiş olsun ziyaretlerinde bulundu. Psikolojik danışmanlar, aynı zamanda mezarlık, hastane ve camilere gözlem ziyaretine de gitti. Öğretmenler, ailelere yardımcı olmak için cenazelere de katıldı.
Bölgedeki bu 126 öğretmen, 6 ay boyunca bölgedeki çalışmalarına devam ederek, 257 okulda 4 bin 453 öğretmene, 68 bin 93 öğrenciye ulaşacak.
Ailelerden "devlet çocukları okutsun" talebi
Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürü Yurdagül Aydoğan başkanlığındaki üst düzey yetkililer, aileleri teker teker ziyaret ederek, Bakanlık olarak kendilerinin ve çocuklarının yanlarında olduklarını ifade ettiler. Yetkililer, vatandaşlara ilerleyen günlerde planlanan destek hizmetleri hakkında da bilgi verildi.
Aileler, özellikle geride kalan çocuklara devletin sahip çıkmasını ve devlet tarafından okutulmasını talep etti.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından Soma'daki maden faciası sonrası bölgeye gönderilen 126 rehber öğretmen, 257 okulu ziyaret edecek, 4 bin 453 öğretmene ve 68 bin 93 öğrenciye psiko-sosyal destek verecek.
MEB, Soma'daki maden faciasının ardından bölgede, hayatını kaybedenlerin aileleri, kazazedeler ve bunların ailelerine sunulan psiko-sosyal destek çalışmalarına devam ediyor.
AA muhabirinin Bakanlık yetkililerinden aldığı bilgiye göre, Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü bünyesinde 1999'dan bu yana kriz ve olası travmalara karşı rehber öğretmenlere gerek merkezi gerekse mahalli düzeyde eğitimler veriyor. Bu kapsamda MEB, psiko-sosyal Müdahale Hizmetleri Ekibi'ni olası krizlere karşı hazır bekletiyor.
Bakanlık, bu kapsamda facianın meydana geldiği 13 Mayıs Salı günü itibariyle, psiko-sosyal destek için çalışmalarına başladı. Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü, ilk gün çalışmaların nasıl yürütüleceğinin belirlenmesi için krize müdahale yol haritasını hazırladı. Bu çerçevede, ilçe milli eğitim müdürlüğü kanalıyla, bölgedeki tüm okul ve kurumlardan olaydan etkilenen ve etkilenmesi muhtemel öğrencilerin bilgileri toplandı. Manisa ve çevre il ve ilçelerdeki travma eğitimi almış tüm psikolojik danışmanlar tespit edilerek, okullara ziyarete gidecek ekipler belirlendi.
Çalışmalar kapsamında bölgeye gönderilen 126 rehber öğretmen, 7 gün boyunca İzmir, Balıkesir ve Manisa'daki 79 okulu ziyaret ederek "Okul Odaklı Kriz Müdahale Planı" çerçevesinde öğretmenlere yas süreci davranışlarına ilişkin bilgi verdi.
Rehber öğretmenler, hayatını kaybedenlerin aileleri, kazazedeler ve kazazedelerin ailelerine taziye ve geçmiş olsun ziyaretlerinde bulundu. Psikolojik danışmanlar, aynı zamanda mezarlık, hastane ve camilere gözlem ziyaretine de gitti. Öğretmenler, ailelere yardımcı olmak için cenazelere de katıldı.
Bölgedeki bu 126 öğretmen, 6 ay boyunca bölgedeki çalışmalarına devam ederek, 257 okulda 4 bin 453 öğretmene, 68 bin 93 öğrenciye ulaşacak.
Ailelerden "devlet çocukları okutsun" talebi
Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürü Yurdagül Aydoğan başkanlığındaki üst düzey yetkililer, aileleri teker teker ziyaret ederek, Bakanlık olarak kendilerinin ve çocuklarının yanlarında olduklarını ifade ettiler. Yetkililer, vatandaşlara ilerleyen günlerde planlanan destek hizmetleri hakkında da bilgi verildi.
Aileler, özellikle geride kalan çocuklara devletin sahip çıkmasını ve devlet tarafından okutulmasını talep etti.
Son Güncelleme: Salı, 20 May 2014 16:14
Gösterim: 1094