Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ramazanoğlu, kız çocuklarının okullaşma oranlarının artırılabilmesi için kız yurtları inşa edileceğini belirtti.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu, "Kız çocuklarımızın ikinci 4 yıl ve üçüncü 4 yıl okullaşma süreçlerini uzatabilmemiz için kız yurtları inşa edeceğiz" dedi.
Denizli'de çeşitli etkinliklere katılan Ramazanoğlu, Çivril ilçesindeki programının ardından geldiği Baklan ilçesi Gazi Parkı'nda vatandaşlara hitap etti.
Ramazanoğlu, Bakanlığın icraat alanının, toplumun inşası olduğunu, aile ve toplumun tüm dezavantajlı gruplarının hizmet alanlarında bulunduğunu ifade ederek "Yaşlılarımız, engelli kardeşlerimiz, şehitlerimiz, gazilerimiz, bakıma muhtaçlarımız, kadınlarımız, çocuklarımız, hastalarımız, yetimlerimiz, öksüzlerimiz, işte bizim dezavantajlı dediğimiz bütün o vicdanımızın içine sığdırdığımız bütün hepsi, bizim sorumluluk alanımız" diye konuştu.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının, Milli Eğitim Bakanlığından sonra en büyük bütçeli bakanlık olduğuna işaret eden Ramazanoğlu, şunları söyledi:
"Bu bakanlık, vicdan bakanlığı. Hepimiz, elimizi vicdanımıza koyduğumuz zaman 'Bu ülkede gözümüzün görmediği, kulağımızın duymadığı bir noktada bir aç yoktur, bir gözü yaşlı yoktur, bir yetim yoktur' dediğimiz zaman biz, işlerimizin çoğunu halletmiş olacağız. Tabii ki sosyal problemlerimizi biliyoruz, onları nasıl çözeceğimize dair projelerimiz var, yatırımlarımız var, müjdelerimiz var. Özellikle kız çocuklarımızın ikinci 4 yıl ve üçüncü 4 yıl okullaşma süreçlerini uzatabilmemiz için kız yurtları inşa edeceğiz."
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ramazanoğlu, kız çocuklarının okullaşma oranlarının artırılabilmesi için kız yurtları inşa edileceğini belirtti.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu, "Kız çocuklarımızın ikinci 4 yıl ve üçüncü 4 yıl okullaşma süreçlerini uzatabilmemiz için kız yurtları inşa edeceğiz" dedi.
Denizli'de çeşitli etkinliklere katılan Ramazanoğlu, Çivril ilçesindeki programının ardından geldiği Baklan ilçesi Gazi Parkı'nda vatandaşlara hitap etti.
Ramazanoğlu, Bakanlığın icraat alanının, toplumun inşası olduğunu, aile ve toplumun tüm dezavantajlı gruplarının hizmet alanlarında bulunduğunu ifade ederek "Yaşlılarımız, engelli kardeşlerimiz, şehitlerimiz, gazilerimiz, bakıma muhtaçlarımız, kadınlarımız, çocuklarımız, hastalarımız, yetimlerimiz, öksüzlerimiz, işte bizim dezavantajlı dediğimiz bütün o vicdanımızın içine sığdırdığımız bütün hepsi, bizim sorumluluk alanımız" diye konuştu.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının, Milli Eğitim Bakanlığından sonra en büyük bütçeli bakanlık olduğuna işaret eden Ramazanoğlu, şunları söyledi:
"Bu bakanlık, vicdan bakanlığı. Hepimiz, elimizi vicdanımıza koyduğumuz zaman 'Bu ülkede gözümüzün görmediği, kulağımızın duymadığı bir noktada bir aç yoktur, bir gözü yaşlı yoktur, bir yetim yoktur' dediğimiz zaman biz, işlerimizin çoğunu halletmiş olacağız. Tabii ki sosyal problemlerimizi biliyoruz, onları nasıl çözeceğimize dair projelerimiz var, yatırımlarımız var, müjdelerimiz var. Özellikle kız çocuklarımızın ikinci 4 yıl ve üçüncü 4 yıl okullaşma süreçlerini uzatabilmemiz için kız yurtları inşa edeceğiz."
Son Güncelleme: Pazartesi, 07 Aralık 2015 10:40
Gösterim: 3445
FATİH Projesi kapsamında yapılan Eğitim Teknolojileri Zirvesi’nde konuşan Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, “Eğitimin geleneksel birikimini ve yöntemlerini muhafaza ederken zamanın ruhuna göre bir güncelleme, bir formatlamaya gereksinim vardır” dedi.
Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı, FATİH projesi kapsamında ilki düzenlenen Eğitim Teknolojileri Zirvesi´nin açılışına katıldı.
Bakan Avcı, Eğitim Teknolojileri Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, eğitimin dünyanın tüm ülkelerinde artık daha karmaşık ve daha meşakkatli bir görev haline geldiğini söyledi.
Bugünkü eğitim modelinin, okul binalarının özelliklerinden sınıfta oturma düzenlerine kadar 19. yüzyılda şekillenmiş bir anlayışın ürünü olduğunu belirten Bakan Avcı, Sanayi devriminin oluşturduğu insan gücü ihtiyacını gidermek, fabrikalara eleman temin etmek üzere örgütlenmiş bir eğitim modelinin aynı anlayışla bugün de yoluna devam etmesi artık çok zor" diye konuştu.
Eğitimin öğretmen-öğrenci ilişkisi üzerine inşa edilen bir başka özelliğinin bulunduğuna değinen Bakan Avcı, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu ontolojik münasebetten, yetiştirmeye, yönlendirmeye dayalı bu temelden vazgeçmemiz de mümkün görünmüyor. Demek ki eğitimin geleneksel birikimini ve yöntemlerini muhafaza ederken zamanın ruhuna göre bir güncelleme, yenileme, sizlerin aşina olduğu bir kelimeyle ifade edecek olursak bir formatlamaya gereksinim vardır. Üstelik bir defa güncelleyip uzun süre idare etmemiz de artık mümkün değil. Eğitim süreçlerini ve eğitim ortamlarını, esas cevheri, ana özü koruyarak sürekli bir güncellemenin ve yenilenmenin neredeyse otomatiğe bağlandığı bir dinamizme kavuşturmak gerekiyor."
Okullar, bilgi ve enformasyon aktarımında merkez olma özelliklerini kaybetti
Bakan Avcı, insanlığın 20. yüzyılın sonlarında büyük bir dönüşüm yaşadığını, dijital devrimin, çalışma biçimlerini ve iletişim becerilerini değiştirdiğini, sosyalleşmenin, bir toplum içinde yaşama ihtiyacının da şekil ve yön değiştirdiğini anlattı. Bakan Avcı, şehirlerin, mahallelerin, okulların tesis ettiği ilişki biçimlerinin, büyük oranda artık dijital veriler üzerinde yükselen sanal dünyaya kaydığını belirtti.
Bu değişimin bir sonucu olarak okul dışı bilgi merkezlerinin çoğaldığını, okulların bilgi ve enformasyon aktarımında merkez olma özelliklerini kaybettiğini dile getiren Bakan Avcı, şunları kaydetti:
"Öğrencilerimiz, okul dışında örgütlenen bu kaynaklardan yoğun bir biçimde beslenmeye başladı, talepleri de beklentileri de bu anlamda değişime uğradı. Eğitim teknolojilerindeki, bilgi ve enformasyon kaynaklarındaki bu hızlı değişim, bizi eğitim kurumlarımızı yeniden tasarlamaya da icbar ediyor. Bu nedenle eğitim teknolojileriyle donattığımız okullarımızı, oluşan yeni kaynaklarla buluşturuyoruz. Eğitim materyallerinin olağanüstü çeşitlenmesi, zamanın gerçekleri, yaşanan değişimler, eğitimi tepeden tırnağa yeniden tasarlama zorunluluğunu da beraberinde getiriyor.
Biz bakanlık olarak eğitim süreçlerini gözden geçirme zorunluluğunun farkındayız ve bu konuya odaklanmış durumdayız. FATİH, işte bu amaçla gerçekleştirilen büyük bir eğitim hamlesinin adıdır.
Türkiye´nin FATİH projesi ve Eğitim Bilişim Ağı (EBA) ile eğitim teknolojilerinde önemli bir konuma yükseldiğini bildiren Bakan Avcı, "Hem sayısal büyüklük hem de nitelik bakımdan artık bunu rahatça söyleyebiliyoruz. Eğitim teknolojilerindeki yenilikleri FATİH projesiyle okullarımıza taşırken, EBA´yla da günün şartlarına cevap verecek muhtevayı öğretmen ve öğrencilerimize iyi tasarlanmış bir ortamda sunuyoruz. Bakanlığımızın teknolojideki yenilikleri eğitime yansıtma çalışmalarını sadece cihaz temin etme ya da tablet dağıtma düzeyinde bırakmadığını, donanım imkanlarını müfredatla ve yeni eğitim mimarisiyle birleştirme konusunda da çok önemli ve ciddi çalışmalar yaptığını belirtmek isterim" değerlendirmesini yaptı.
Bu çalışmaları öğretmenlerle birlikte yaparken üniversitelerin, sivil toplum örgütlerinin ve sektör temsilcilerinin birikimlerinden de yararlanmak istediklerini dile getiren Bakan Avcı, Eğitim Teknolojileri Zirvesi´nin de bu çalışmaların bir ürünü olduğunu söyledi.
Eğitim teknolojilerinin eğitime uyarlanmasında pek çok parametrenin gündemlerine geldiğini, standartların ve stratejlerin incelikli çalışmalarla belirlendiğini anlatan Bakan Avcı, "Ümit ediyorum ki burada sunulacak bildiriler ve tartışmalar, bu yönde bize yol gösterecek ve çok değerli katkılar sunacak" dedi.
Bakan Avcı, konuşmasının ardından Google Eğitim Direktörü Bram Bout´a plaket takdim etti. Bakan Avcı, Bout´a, ceketinin üst cebine takması için dolma kalem hediye etti.
FATİH, bilişim sektöründe çok önemli istihdam sağlıyor
Milli Eğitim Bakanlığı Yenilik ve Eğitim Teknolojileri Genel Müdürü Dinçer Ateş, FATİH projesinin plan olmaktan çıkarak hayat bulduğunu, adına yakışır şekilde bir eğitim hareketine, teknolojide bir kalkınma hamlesine dönüştüğünü ifade etti.
Dünyanın en büyük eğitim teknolojisi hamlesi haline gelen FATİH’le bugün dersliklerin, patenti Millî Eğitim Bakanlığına ait olan etkileşimli tahtalarla donatıldığını, tasarımı Türkiye´de yapılan tablet bilgisayar setlerinin şimdiye kadar 9´uncu sınıf öğrencilerine ve öğretmenlere ulaştırıldığını, çok fonksiyonlu network yazıcıların okullardaki yerini aldığını dile getiren Genel Müdür Ateş, "3 yıl önce hayal edilmesi bile zor olan bu donanım, yazılım, altyapı ve sistemlere bugün itibarıyla sahibiz" dedi.
Genel Müdür Ateş, FATİH´in Türkiye’de yerli bilişim sektörünü teşvik eden, sektörde çok önemli bir istihdamın oluşmasını sağlayan, küresel bilişim sektörünün dikkatini ülkeye çeken, Türkiye’nin kısa ve orta vadede eğitim donanımı, eğitim içeriği ve eğitim yazılımları ihraç eden konuma ulaşmasına önayak olacak bir hacme sahip olduğunu kaydetti. Kapsamını daha da genişletilerek gelecek yıllarda da zirveyi devam ettirme arzusunda olduklarını söyledi.
Zirvede, dünya "F" klavye şampiyonlarının klavyeyle anlık yazdıkları konuşmaları ekrana yansıtıldı.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
FATİH Projesi kapsamında yapılan Eğitim Teknolojileri Zirvesi’nde konuşan Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, “Eğitimin geleneksel birikimini ve yöntemlerini muhafaza ederken zamanın ruhuna göre bir güncelleme, bir formatlamaya gereksinim vardır” dedi.
Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı, FATİH projesi kapsamında ilki düzenlenen Eğitim Teknolojileri Zirvesi´nin açılışına katıldı.
Bakan Avcı, Eğitim Teknolojileri Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, eğitimin dünyanın tüm ülkelerinde artık daha karmaşık ve daha meşakkatli bir görev haline geldiğini söyledi.
Bugünkü eğitim modelinin, okul binalarının özelliklerinden sınıfta oturma düzenlerine kadar 19. yüzyılda şekillenmiş bir anlayışın ürünü olduğunu belirten Bakan Avcı, Sanayi devriminin oluşturduğu insan gücü ihtiyacını gidermek, fabrikalara eleman temin etmek üzere örgütlenmiş bir eğitim modelinin aynı anlayışla bugün de yoluna devam etmesi artık çok zor" diye konuştu.
Eğitimin öğretmen-öğrenci ilişkisi üzerine inşa edilen bir başka özelliğinin bulunduğuna değinen Bakan Avcı, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu ontolojik münasebetten, yetiştirmeye, yönlendirmeye dayalı bu temelden vazgeçmemiz de mümkün görünmüyor. Demek ki eğitimin geleneksel birikimini ve yöntemlerini muhafaza ederken zamanın ruhuna göre bir güncelleme, yenileme, sizlerin aşina olduğu bir kelimeyle ifade edecek olursak bir formatlamaya gereksinim vardır. Üstelik bir defa güncelleyip uzun süre idare etmemiz de artık mümkün değil. Eğitim süreçlerini ve eğitim ortamlarını, esas cevheri, ana özü koruyarak sürekli bir güncellemenin ve yenilenmenin neredeyse otomatiğe bağlandığı bir dinamizme kavuşturmak gerekiyor."
Okullar, bilgi ve enformasyon aktarımında merkez olma özelliklerini kaybetti
Bakan Avcı, insanlığın 20. yüzyılın sonlarında büyük bir dönüşüm yaşadığını, dijital devrimin, çalışma biçimlerini ve iletişim becerilerini değiştirdiğini, sosyalleşmenin, bir toplum içinde yaşama ihtiyacının da şekil ve yön değiştirdiğini anlattı. Bakan Avcı, şehirlerin, mahallelerin, okulların tesis ettiği ilişki biçimlerinin, büyük oranda artık dijital veriler üzerinde yükselen sanal dünyaya kaydığını belirtti.
Bu değişimin bir sonucu olarak okul dışı bilgi merkezlerinin çoğaldığını, okulların bilgi ve enformasyon aktarımında merkez olma özelliklerini kaybettiğini dile getiren Bakan Avcı, şunları kaydetti:
"Öğrencilerimiz, okul dışında örgütlenen bu kaynaklardan yoğun bir biçimde beslenmeye başladı, talepleri de beklentileri de bu anlamda değişime uğradı. Eğitim teknolojilerindeki, bilgi ve enformasyon kaynaklarındaki bu hızlı değişim, bizi eğitim kurumlarımızı yeniden tasarlamaya da icbar ediyor. Bu nedenle eğitim teknolojileriyle donattığımız okullarımızı, oluşan yeni kaynaklarla buluşturuyoruz. Eğitim materyallerinin olağanüstü çeşitlenmesi, zamanın gerçekleri, yaşanan değişimler, eğitimi tepeden tırnağa yeniden tasarlama zorunluluğunu da beraberinde getiriyor.
Biz bakanlık olarak eğitim süreçlerini gözden geçirme zorunluluğunun farkındayız ve bu konuya odaklanmış durumdayız. FATİH, işte bu amaçla gerçekleştirilen büyük bir eğitim hamlesinin adıdır.
Türkiye´nin FATİH projesi ve Eğitim Bilişim Ağı (EBA) ile eğitim teknolojilerinde önemli bir konuma yükseldiğini bildiren Bakan Avcı, "Hem sayısal büyüklük hem de nitelik bakımdan artık bunu rahatça söyleyebiliyoruz. Eğitim teknolojilerindeki yenilikleri FATİH projesiyle okullarımıza taşırken, EBA´yla da günün şartlarına cevap verecek muhtevayı öğretmen ve öğrencilerimize iyi tasarlanmış bir ortamda sunuyoruz. Bakanlığımızın teknolojideki yenilikleri eğitime yansıtma çalışmalarını sadece cihaz temin etme ya da tablet dağıtma düzeyinde bırakmadığını, donanım imkanlarını müfredatla ve yeni eğitim mimarisiyle birleştirme konusunda da çok önemli ve ciddi çalışmalar yaptığını belirtmek isterim" değerlendirmesini yaptı.
Bu çalışmaları öğretmenlerle birlikte yaparken üniversitelerin, sivil toplum örgütlerinin ve sektör temsilcilerinin birikimlerinden de yararlanmak istediklerini dile getiren Bakan Avcı, Eğitim Teknolojileri Zirvesi´nin de bu çalışmaların bir ürünü olduğunu söyledi.
Eğitim teknolojilerinin eğitime uyarlanmasında pek çok parametrenin gündemlerine geldiğini, standartların ve stratejlerin incelikli çalışmalarla belirlendiğini anlatan Bakan Avcı, "Ümit ediyorum ki burada sunulacak bildiriler ve tartışmalar, bu yönde bize yol gösterecek ve çok değerli katkılar sunacak" dedi.
Bakan Avcı, konuşmasının ardından Google Eğitim Direktörü Bram Bout´a plaket takdim etti. Bakan Avcı, Bout´a, ceketinin üst cebine takması için dolma kalem hediye etti.
FATİH, bilişim sektöründe çok önemli istihdam sağlıyor
Milli Eğitim Bakanlığı Yenilik ve Eğitim Teknolojileri Genel Müdürü Dinçer Ateş, FATİH projesinin plan olmaktan çıkarak hayat bulduğunu, adına yakışır şekilde bir eğitim hareketine, teknolojide bir kalkınma hamlesine dönüştüğünü ifade etti.
Dünyanın en büyük eğitim teknolojisi hamlesi haline gelen FATİH’le bugün dersliklerin, patenti Millî Eğitim Bakanlığına ait olan etkileşimli tahtalarla donatıldığını, tasarımı Türkiye´de yapılan tablet bilgisayar setlerinin şimdiye kadar 9´uncu sınıf öğrencilerine ve öğretmenlere ulaştırıldığını, çok fonksiyonlu network yazıcıların okullardaki yerini aldığını dile getiren Genel Müdür Ateş, "3 yıl önce hayal edilmesi bile zor olan bu donanım, yazılım, altyapı ve sistemlere bugün itibarıyla sahibiz" dedi.
Genel Müdür Ateş, FATİH´in Türkiye’de yerli bilişim sektörünü teşvik eden, sektörde çok önemli bir istihdamın oluşmasını sağlayan, küresel bilişim sektörünün dikkatini ülkeye çeken, Türkiye’nin kısa ve orta vadede eğitim donanımı, eğitim içeriği ve eğitim yazılımları ihraç eden konuma ulaşmasına önayak olacak bir hacme sahip olduğunu kaydetti. Kapsamını daha da genişletilerek gelecek yıllarda da zirveyi devam ettirme arzusunda olduklarını söyledi.
Zirvede, dünya "F" klavye şampiyonlarının klavyeyle anlık yazdıkları konuşmaları ekrana yansıtıldı.
Son Güncelleme: Pazartesi, 07 Aralık 2015 10:32
Gösterim: 1917
ÖYP Hukuk Fakültesi araştırma görevlisi yerleştirme sonuçları açıklandı.
Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı (ÖYP) Hukuk Fakültesi araştırma görevlisi kadrolarına yerleştirme işlemleri sonuçlandı.
Sonuçları öğrenmek için tıklayınız.
Yükseköğretim Kurulu’nun sitesinde yer alan yazıya göre, adaylar, atamanın yapılabilmesi için 7-18 Aralık tarihlerinde aşağıdaki belgelerle birlikte kazandıkları üniversiteye başvurmaları gerekiyor.
1. Lisans diplomasının aslı veya noter tasdikli örneği
2. Lisans mezuniyetinize ilişkin Transkript'in aslı
3. Yerleştirmenize esas beyan ettiğiniz ALES sonuç belgesi
4. Ales'ten muaf iseniz doktora eğitimini tamamladığınıza dair ya da öğretim elemanı olarak çalıştığınıza dair belge
5. Yerleştirmenize esas beyan ettiğiniz Yabancı Dil sınav Sonuç Belgesi
6. 12 Adet fotoğraf
7. Araştırma Görevlisi olarak çalışmanıza engel bir durum olmadığına dair sağlık raporu
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
ÖYP Hukuk Fakültesi araştırma görevlisi yerleştirme sonuçları açıklandı.
Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı (ÖYP) Hukuk Fakültesi araştırma görevlisi kadrolarına yerleştirme işlemleri sonuçlandı.
Sonuçları öğrenmek için tıklayınız.
Yükseköğretim Kurulu’nun sitesinde yer alan yazıya göre, adaylar, atamanın yapılabilmesi için 7-18 Aralık tarihlerinde aşağıdaki belgelerle birlikte kazandıkları üniversiteye başvurmaları gerekiyor.
1. Lisans diplomasının aslı veya noter tasdikli örneği
2. Lisans mezuniyetinize ilişkin Transkript'in aslı
3. Yerleştirmenize esas beyan ettiğiniz ALES sonuç belgesi
4. Ales'ten muaf iseniz doktora eğitimini tamamladığınıza dair ya da öğretim elemanı olarak çalıştığınıza dair belge
5. Yerleştirmenize esas beyan ettiğiniz Yabancı Dil sınav Sonuç Belgesi
6. 12 Adet fotoğraf
7. Araştırma Görevlisi olarak çalışmanıza engel bir durum olmadığına dair sağlık raporu
Son Güncelleme: Cuma, 04 Aralık 2015 15:37
Gösterim: 2098
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, "Özel eğitim okullarında öğrenim gören öğrencilerimizi gözümüzden ve gönlümüzden uzak tutmuyor, onlar için yapılan özel eğitim ortamlarının zenginleştirilmesi ve sayılarının artması için gayret sarf ediyoruz" dedi.
Turkcell'in özel eğitime ihtiyacı olan engelli çocuklar için Milli Eğitim Bakanlığı himayesinde başlattığı "Engelsiz Eğitim Programı" kapsamında 12 okulda tamamladığı özel teknoloji ve mesleki eğitim sınıflarında eğitimler başladı.
Engelli öğrencilerin ihtiyaçlarına göre tasarlanan ve özel ekipmanlarla donatılan teknoloji ve mesleki eğitim sınıflarının açılış töreni Sarıyer Veysel Vardal Görme Engelliler İlkokul ve Ortaokulu'nda gerçekleştirildi.
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, özel eğitimden geçen çocukların ve velilerinin duygu ve düşüncelerini anlattığı video gösterimiyle başlayan etkinlikte konuştu.
Bakanlık ve Turkcell arasında 17 Haziran'da imzalanan protokolle özel öğretim ve eğitim okullarının donanım ihtiyaçlarının karşılanmasını, bilim-sanat merkezi öğrencilerinin de kod yazma, yazılım alanında eğitilmelerini hedeflediklerini dile getiren Avcı, bu kapsamda yapılacak çalışmalarla engelli okulları, işitme engelli meslek liseleri ve özel eğitim mesleki eğitim merkezleri arasında seçilecek 80 okuldaki atölye veya sınıfların donanım ihtiyaçlarının 2 yılda giderileceğini anlattı.
Avcı, bugüne kadar ülkenin farklı bölgelerinden 12 okuldaki çalışmaların tamamlandığını aktardı.
Bu yıl içerisinde 5 okula teknoloji sınıfı, 1 okula bilişim teknolojisi sınıfı, 6 okula da beceri kazandırma atölyelerinin kurulumunun tamamlandığı bilgisini veren Avcı, "2016'da ise 11 görme engelli ve 6 işitme engelli okulumuzda teknoloji sınıfı, 19 özel eğitim mesleki eğitim merkezinde konaklama ve seyahat, yiyecek-içecek ve el sanatları atölyelerinin kurulması planlandı. Dolayısıyla önümüzdeki yıl 36 okulumuzun daha belirlenen alanlardaki donanım ihtiyaçlarını gidermiş olacağız" diye konuştu.
Engelli öğrencilerin hayatında önemli ihtiyaç karşılanacak
Avcı, engelli öğrenciler için kurulan teknoloji sınıflarının, özel eğitim mesleki eğitim merkezlerine kurulan beceri atölyelerinin hem çocukların hem de velilerin hayatında çok önemli bir ihtiyaca tekabül ettiğini vurguladı.
Engel durumu ne olursa olsun bütün öğrencilerin teknolojik imkanlardan faydalanabileceğine, hatta bu alanda kullanıcı durumundan üretici durumuna geçebileceğine inandıklarını söyleyen Avcı, özel nitelik taşıyan bu öğrencilerin hayatın içinde yer almasını sağlamak ve toplumun bütün bireyleri gibi görev almalarını temin etmenin hükümetin temel politikalarından olduğunu belirtti.
Avcı, "Engelli bireylerimize yaklaşımımız, sosyal sorumluluk çalışmalarının da ötesinde belirlenmiş, sağlam temellere ve çerçeveye oturtulmuş, milli ve insani bir görev bilincine tekabül ediyor. Özel eğitim okullarında öğrenim gören öğrencilerimizi gözümüzden ve gönlümüzden uzak tutmuyor, onlar için yapılan özel eğitim ortamlarının zenginleştirilmesi ve sayılarının artması için gayret sarf ediyoruz. Bakanlığımızın ilgili birimleri bu alanda yeni gelişmeler sağlamak, teknolojinin geliştirdiği bütün imkanları sahaya yansıtmak için pek çok çalışma yürütüyor" değerlendirmesinde bulundu.
Engelli öğrencilere yönelik çözüm geliştirici çalışmalarını bilgisayar sektörünün büyük firmalarıyla iş birliği içinde sürdürdüklerinin altını çizen Avcı, "Engelli öğrencilerimize hizmet sunan okullarımızın ve mesleki eğitim merkezlerimizin ihtiyaçlarının giderilmesinde gösterdikleri duyarlılıklar için, bu konuda yanımızda oldukları için Turkcell yönetimine ve bütün arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum" dedi.
Eğitim teknolojisinden faydalanacaklar
Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürü Celil Güngör, Turkcell ile 6 ay önce iş birliği protokolü imzaladıklarını, anlaşma kapsamında 80 okulun atölyelerinin ve teknoloji sınıflarının oluşturulacağını, 32 teknoloji sınıfından 12'sinin bugün eş zamanlı açıldığını aktardı.
Güngör, "Aslında protokolümüzde 10 taneydi. Turkcell, bu 10 okul bitince iki tane daha ilave etti. Toplam 80 okulumuzun bu türlü kendini büyüten bereketiyle 100 okula ulaşacağını tahmin ediyoruz 2017 sonuna kadar" diye konuştu.
Turkcell'in proje çerçevesinde öngörülenden daha hızlı hareket ettiğini dile getiren Güngör, bugün açılan teknoloji sınıfının, çocukların hem eğitim teknolojisiyle karşılaşmalarını ve faydalanmalarını hem de İnternet'ten her türlü ihtiyaçlarını gidermelerini sağlayacağını vurguladı.
Kalan 1,5 yılda 70 okulu daha tamamlayacağız
Turkcell Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Akça, "Turkcell'de destek varsa engel yoktur" dediklerini belirterek, engellerin olmadığı, dezavantajlı vatandaşların toplumun diğer bireyleriyle aynı fırsatlara sahip olduğu, tüm çocuklara hayallerine kavuşması için şans ve destek verildiği bir Türkiye hayal ettiklerini söyledi.
Bugün bu hayalin küçük de olsa bir parçasını hayata geçirmenin gururu ve mutluluğu içerisinde olduklarını vurgulayan Akça, bugün 12 okuldaki mesleki atölye ve teknoloji sınıfının açılışını yaparak özel çocukların hayallerine kavuşma yolunda bir ışık yaktıklarını anlattı.
Akça, "Umuyoruz ki bugün burada yaktığımız ışık özel çocuklarımızın hayallerini ve yarınlarını aydınlatacak. Kalan 1,5 yılda 70 okulu daha tamamlayarak ülkemizdeki özel eğitim okullarında eğitim gören 10 binden fazla çocuğumuza yani her 4 engelli öğrenciden birine dokunmuş olmayı hedefliyoruz" dedi.
Projenin hayata geçme sürecine değinen Akça, "Duyduklarımız, 'iyi ki bu projeye başlamışız' dedirtti. Kaygıların yerini mutluluğa bıraktığını görünce biz de o kadar mutlu olduk" dedi.
Bakan Avcı sınıfları gezdi, öğrencilerle sohbet etti
Etkinlik sonrası açılışı yapılan teknoloji sınıfını ziyaret eden Avcı'ya, görme engelli öğretmen Uğur Yılmaz tarafından bilgi verildi.
Yılmaz, kendisinin de bu okuldan yetiştiğini ve burada öğretmenlik yaptığını belirtti. Öğretmen Yılmaz, babası Hüseyin Yılmaz'ın okulun kurucularından olduğunu ve kendisinin de şu anda sınıfta olduğunu anlatınca, Avcı, baba Yılmaz'ı yanına çağırarak onunla da bir süre sohbet etti.
Avcı, sınıfta öğrenim gören görme engelli öğrencilerle tek tek ilgilendi. Bazı öğrencilere yazı okutan Avcı, bir öğrenciye Fatih Sultan Mehmed'in hocası Akşemseddin'in hayatını okumasını önerdi.
Avcı'ya, kendisinin hayatını araştırdığını söyleyen bir öğrenci ise İnternet üzerinden Bakan Avcı'nın eserlerinin isimlerini okudu. Bunun üzerine Avcı gülerek, bu öğrencinin ilerde araştırma ve bilgi toplamak üzere Milli İstihbarat Teşkilatı'nda çalışabileceğini söyledi.
Avcı, daha sonra başka bir sınıfa girerek, buradaki öğrencilere ses kayıt cihazı hediye etti.
Hayırseverlerimizi eğitime katkıda bulunmaya davet ediyorum
Sınıfı gezdikten sonra açıklama yapan Avcı, yapılan hiçbir olumlu işin unutulmadığını dile getirerek, "Bütün hayırseverlerimizi yıllar sonra da unutulmayacak bu tür eserlerle eğitimimize katkıda bulunmaya davet ediyorum" dedi.
Turkcell Engelsiz Eğitim Programı
Özel eğitime ihtiyacı olan engelli çocukların yetkinliklerini artırmak ve toplumsal yaşama katılımlarını sağlamak amacıyla geliştirilen ve temelleri 17 Haziran'da atılan "Engelsiz Eğitim Programı" kapsamında aradan geçen 5 ay gibi kısa bir sürede toplam 12 okulda teknoloji sınıfları ve mesleki eğitim atölyeleri kullanıma hazır hale getirildi.
Projenin ilk etabında görme engelli çocuklar için Ankara, İstanbul, İzmir ve Diyarbakır'daki okullarda teknoloji sınıfları, işitme engelli çocuklar için Ankara'da bilişim teknolojileri sınıfı, hafif zihinsel engelli öğrenciler için Antalya'daki okulda konaklama ve seyahat hizmetleri atölyesi, Ankara, Kastamonu ve Eskişehir'deki okullarda yiyecek ve içecek hizmetleri atölyesi açıldı.
İki yıl içerisinde tamamlanması hedeflenen, 7 milyon lira bütçeli proje ile 40 ildeki 80 okulda 10 binden fazla öğrenciye destek olunması hedefleniyor.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, "Özel eğitim okullarında öğrenim gören öğrencilerimizi gözümüzden ve gönlümüzden uzak tutmuyor, onlar için yapılan özel eğitim ortamlarının zenginleştirilmesi ve sayılarının artması için gayret sarf ediyoruz" dedi.
Turkcell'in özel eğitime ihtiyacı olan engelli çocuklar için Milli Eğitim Bakanlığı himayesinde başlattığı "Engelsiz Eğitim Programı" kapsamında 12 okulda tamamladığı özel teknoloji ve mesleki eğitim sınıflarında eğitimler başladı.
Engelli öğrencilerin ihtiyaçlarına göre tasarlanan ve özel ekipmanlarla donatılan teknoloji ve mesleki eğitim sınıflarının açılış töreni Sarıyer Veysel Vardal Görme Engelliler İlkokul ve Ortaokulu'nda gerçekleştirildi.
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, özel eğitimden geçen çocukların ve velilerinin duygu ve düşüncelerini anlattığı video gösterimiyle başlayan etkinlikte konuştu.
Bakanlık ve Turkcell arasında 17 Haziran'da imzalanan protokolle özel öğretim ve eğitim okullarının donanım ihtiyaçlarının karşılanmasını, bilim-sanat merkezi öğrencilerinin de kod yazma, yazılım alanında eğitilmelerini hedeflediklerini dile getiren Avcı, bu kapsamda yapılacak çalışmalarla engelli okulları, işitme engelli meslek liseleri ve özel eğitim mesleki eğitim merkezleri arasında seçilecek 80 okuldaki atölye veya sınıfların donanım ihtiyaçlarının 2 yılda giderileceğini anlattı.
Avcı, bugüne kadar ülkenin farklı bölgelerinden 12 okuldaki çalışmaların tamamlandığını aktardı.
Bu yıl içerisinde 5 okula teknoloji sınıfı, 1 okula bilişim teknolojisi sınıfı, 6 okula da beceri kazandırma atölyelerinin kurulumunun tamamlandığı bilgisini veren Avcı, "2016'da ise 11 görme engelli ve 6 işitme engelli okulumuzda teknoloji sınıfı, 19 özel eğitim mesleki eğitim merkezinde konaklama ve seyahat, yiyecek-içecek ve el sanatları atölyelerinin kurulması planlandı. Dolayısıyla önümüzdeki yıl 36 okulumuzun daha belirlenen alanlardaki donanım ihtiyaçlarını gidermiş olacağız" diye konuştu.
Engelli öğrencilerin hayatında önemli ihtiyaç karşılanacak
Avcı, engelli öğrenciler için kurulan teknoloji sınıflarının, özel eğitim mesleki eğitim merkezlerine kurulan beceri atölyelerinin hem çocukların hem de velilerin hayatında çok önemli bir ihtiyaca tekabül ettiğini vurguladı.
Engel durumu ne olursa olsun bütün öğrencilerin teknolojik imkanlardan faydalanabileceğine, hatta bu alanda kullanıcı durumundan üretici durumuna geçebileceğine inandıklarını söyleyen Avcı, özel nitelik taşıyan bu öğrencilerin hayatın içinde yer almasını sağlamak ve toplumun bütün bireyleri gibi görev almalarını temin etmenin hükümetin temel politikalarından olduğunu belirtti.
Avcı, "Engelli bireylerimize yaklaşımımız, sosyal sorumluluk çalışmalarının da ötesinde belirlenmiş, sağlam temellere ve çerçeveye oturtulmuş, milli ve insani bir görev bilincine tekabül ediyor. Özel eğitim okullarında öğrenim gören öğrencilerimizi gözümüzden ve gönlümüzden uzak tutmuyor, onlar için yapılan özel eğitim ortamlarının zenginleştirilmesi ve sayılarının artması için gayret sarf ediyoruz. Bakanlığımızın ilgili birimleri bu alanda yeni gelişmeler sağlamak, teknolojinin geliştirdiği bütün imkanları sahaya yansıtmak için pek çok çalışma yürütüyor" değerlendirmesinde bulundu.
Engelli öğrencilere yönelik çözüm geliştirici çalışmalarını bilgisayar sektörünün büyük firmalarıyla iş birliği içinde sürdürdüklerinin altını çizen Avcı, "Engelli öğrencilerimize hizmet sunan okullarımızın ve mesleki eğitim merkezlerimizin ihtiyaçlarının giderilmesinde gösterdikleri duyarlılıklar için, bu konuda yanımızda oldukları için Turkcell yönetimine ve bütün arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum" dedi.
Eğitim teknolojisinden faydalanacaklar
Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürü Celil Güngör, Turkcell ile 6 ay önce iş birliği protokolü imzaladıklarını, anlaşma kapsamında 80 okulun atölyelerinin ve teknoloji sınıflarının oluşturulacağını, 32 teknoloji sınıfından 12'sinin bugün eş zamanlı açıldığını aktardı.
Güngör, "Aslında protokolümüzde 10 taneydi. Turkcell, bu 10 okul bitince iki tane daha ilave etti. Toplam 80 okulumuzun bu türlü kendini büyüten bereketiyle 100 okula ulaşacağını tahmin ediyoruz 2017 sonuna kadar" diye konuştu.
Turkcell'in proje çerçevesinde öngörülenden daha hızlı hareket ettiğini dile getiren Güngör, bugün açılan teknoloji sınıfının, çocukların hem eğitim teknolojisiyle karşılaşmalarını ve faydalanmalarını hem de İnternet'ten her türlü ihtiyaçlarını gidermelerini sağlayacağını vurguladı.
Kalan 1,5 yılda 70 okulu daha tamamlayacağız
Turkcell Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Akça, "Turkcell'de destek varsa engel yoktur" dediklerini belirterek, engellerin olmadığı, dezavantajlı vatandaşların toplumun diğer bireyleriyle aynı fırsatlara sahip olduğu, tüm çocuklara hayallerine kavuşması için şans ve destek verildiği bir Türkiye hayal ettiklerini söyledi.
Bugün bu hayalin küçük de olsa bir parçasını hayata geçirmenin gururu ve mutluluğu içerisinde olduklarını vurgulayan Akça, bugün 12 okuldaki mesleki atölye ve teknoloji sınıfının açılışını yaparak özel çocukların hayallerine kavuşma yolunda bir ışık yaktıklarını anlattı.
Akça, "Umuyoruz ki bugün burada yaktığımız ışık özel çocuklarımızın hayallerini ve yarınlarını aydınlatacak. Kalan 1,5 yılda 70 okulu daha tamamlayarak ülkemizdeki özel eğitim okullarında eğitim gören 10 binden fazla çocuğumuza yani her 4 engelli öğrenciden birine dokunmuş olmayı hedefliyoruz" dedi.
Projenin hayata geçme sürecine değinen Akça, "Duyduklarımız, 'iyi ki bu projeye başlamışız' dedirtti. Kaygıların yerini mutluluğa bıraktığını görünce biz de o kadar mutlu olduk" dedi.
Bakan Avcı sınıfları gezdi, öğrencilerle sohbet etti
Etkinlik sonrası açılışı yapılan teknoloji sınıfını ziyaret eden Avcı'ya, görme engelli öğretmen Uğur Yılmaz tarafından bilgi verildi.
Yılmaz, kendisinin de bu okuldan yetiştiğini ve burada öğretmenlik yaptığını belirtti. Öğretmen Yılmaz, babası Hüseyin Yılmaz'ın okulun kurucularından olduğunu ve kendisinin de şu anda sınıfta olduğunu anlatınca, Avcı, baba Yılmaz'ı yanına çağırarak onunla da bir süre sohbet etti.
Avcı, sınıfta öğrenim gören görme engelli öğrencilerle tek tek ilgilendi. Bazı öğrencilere yazı okutan Avcı, bir öğrenciye Fatih Sultan Mehmed'in hocası Akşemseddin'in hayatını okumasını önerdi.
Avcı'ya, kendisinin hayatını araştırdığını söyleyen bir öğrenci ise İnternet üzerinden Bakan Avcı'nın eserlerinin isimlerini okudu. Bunun üzerine Avcı gülerek, bu öğrencinin ilerde araştırma ve bilgi toplamak üzere Milli İstihbarat Teşkilatı'nda çalışabileceğini söyledi.
Avcı, daha sonra başka bir sınıfa girerek, buradaki öğrencilere ses kayıt cihazı hediye etti.
Hayırseverlerimizi eğitime katkıda bulunmaya davet ediyorum
Sınıfı gezdikten sonra açıklama yapan Avcı, yapılan hiçbir olumlu işin unutulmadığını dile getirerek, "Bütün hayırseverlerimizi yıllar sonra da unutulmayacak bu tür eserlerle eğitimimize katkıda bulunmaya davet ediyorum" dedi.
Turkcell Engelsiz Eğitim Programı
Özel eğitime ihtiyacı olan engelli çocukların yetkinliklerini artırmak ve toplumsal yaşama katılımlarını sağlamak amacıyla geliştirilen ve temelleri 17 Haziran'da atılan "Engelsiz Eğitim Programı" kapsamında aradan geçen 5 ay gibi kısa bir sürede toplam 12 okulda teknoloji sınıfları ve mesleki eğitim atölyeleri kullanıma hazır hale getirildi.
Projenin ilk etabında görme engelli çocuklar için Ankara, İstanbul, İzmir ve Diyarbakır'daki okullarda teknoloji sınıfları, işitme engelli çocuklar için Ankara'da bilişim teknolojileri sınıfı, hafif zihinsel engelli öğrenciler için Antalya'daki okulda konaklama ve seyahat hizmetleri atölyesi, Ankara, Kastamonu ve Eskişehir'deki okullarda yiyecek ve içecek hizmetleri atölyesi açıldı.
İki yıl içerisinde tamamlanması hedeflenen, 7 milyon lira bütçeli proje ile 40 ildeki 80 okulda 10 binden fazla öğrenciye destek olunması hedefleniyor.
Son Güncelleme: Cuma, 04 Aralık 2015 15:48
Gösterim: 1686
25. Ulusal Özel Eğitim Kongresi, Üsküdar Üniversitesi ve Özel Eğitimciler Derneği (ÖZDER) işbirliğiyle Elite World Business Hotel’de gerçekleştirildi. Kongrede her yıl olduğu gibi bu yıl da özel eğitim alanının gündemdeki sorunları ve çözüm önerileri ele alındı.
Türkiye’de özel eğitim girişimini başlatan Doç. Dr. Mitat Enç’in anısına onun birinci ölüm yıldönümünde başlatılan 25. Ulusal Özel Eğitim Kongresi, Küçükçekmece Elite World Business Hotel’de Üsküdar Üniversitesi ve Özel Eğitimciler Derneği (ÖZDER) işbirliğiyle 2-4 Aralık 2015 tarihleri arasında gerçekleştirildi.
En büyük bilimsel platformlardan biri olan kongre özel eğitim ve rehabilitasyon merkezleri, yayıncılar, eğitim materyalleri ve araç-gereç üreticilerinin mesleki ve sivil toplum temsilcileri bir araya geldi.
25. Ulusal Özel Eğitim Kongresi Başkanı, Üsküdar Üniversitesi Dil ve Konuşma Terapisi Bölüm Başkanı Prof.Dr. Ahmet Konrot, bu yılki kongrenin, iki yönüyle önem taşıdığını belirterek “Birincisi bu yıl Ulusal Özel Eğitim Kongresi’nin Gümüş Yılını kutlaması. İkincisi ise Kongre’nin İstanbul’da ilk kez gerçekleştirilmesidir. Çok sayıda meslektaşı ve alana yönelik çalışmalar yapan diğer disiplinlerden katılımcıyı bir araya getiren kongre aynı zamanda disiplinler arası etkileşim platformu olmasını da sağlıyor” dedi.
Kongrede her yıl olduğu gibi özel eğitim alanının gündemdeki sorunları ve durumu, bu alandaki ulusal ve uluslararası gelişmeler tartışıldı.
Özellikle alanda çalışan uygulamacı meslektaşların deneyimlerini, bu alana personel yetiştirme görevini yerine getirmeyi amaç edinmiş üniversite bölümlerinde çalışan öğretim elemanları ile paylaşmalar gerçekleştirildi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
25. Ulusal Özel Eğitim Kongresi, Üsküdar Üniversitesi ve Özel Eğitimciler Derneği (ÖZDER) işbirliğiyle Elite World Business Hotel’de gerçekleştirildi. Kongrede her yıl olduğu gibi bu yıl da özel eğitim alanının gündemdeki sorunları ve çözüm önerileri ele alındı.
Türkiye’de özel eğitim girişimini başlatan Doç. Dr. Mitat Enç’in anısına onun birinci ölüm yıldönümünde başlatılan 25. Ulusal Özel Eğitim Kongresi, Küçükçekmece Elite World Business Hotel’de Üsküdar Üniversitesi ve Özel Eğitimciler Derneği (ÖZDER) işbirliğiyle 2-4 Aralık 2015 tarihleri arasında gerçekleştirildi.
En büyük bilimsel platformlardan biri olan kongre özel eğitim ve rehabilitasyon merkezleri, yayıncılar, eğitim materyalleri ve araç-gereç üreticilerinin mesleki ve sivil toplum temsilcileri bir araya geldi.
25. Ulusal Özel Eğitim Kongresi Başkanı, Üsküdar Üniversitesi Dil ve Konuşma Terapisi Bölüm Başkanı Prof.Dr. Ahmet Konrot, bu yılki kongrenin, iki yönüyle önem taşıdığını belirterek “Birincisi bu yıl Ulusal Özel Eğitim Kongresi’nin Gümüş Yılını kutlaması. İkincisi ise Kongre’nin İstanbul’da ilk kez gerçekleştirilmesidir. Çok sayıda meslektaşı ve alana yönelik çalışmalar yapan diğer disiplinlerden katılımcıyı bir araya getiren kongre aynı zamanda disiplinler arası etkileşim platformu olmasını da sağlıyor” dedi.
Kongrede her yıl olduğu gibi özel eğitim alanının gündemdeki sorunları ve durumu, bu alandaki ulusal ve uluslararası gelişmeler tartışıldı.
Özellikle alanda çalışan uygulamacı meslektaşların deneyimlerini, bu alana personel yetiştirme görevini yerine getirmeyi amaç edinmiş üniversite bölümlerinde çalışan öğretim elemanları ile paylaşmalar gerçekleştirildi.
Son Güncelleme: Cuma, 04 Aralık 2015 15:28
Gösterim: 1459

