Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Geçtiğimiz sene YÖK’ün aldığı sürpriz bir kararla fen-edebiyat fakültelerine pedagojik formasyonun kaldırılmasının ardından büyük bir hayal kırıklığı yaşayan fen edebiyat mezunları ve bu bölümleri tercih eden öğrencilere öğretmenlik yolu yeniden açıldı.

Geçen yıl Milli Eğitim Bakanlığı’nın yeni öğretmen stratejisi üzerinde çalışma yaptığını, bu stratejinin ana hatları belli olana kadar fen edebiyat, güzel sanatlar gibi alan fakültelerinin formasyonlarında bir yıllık durdurma kararı aldıklarını aanımsatan YÖK Başkanı Gökhan Çetinsya, "Bu tartışmalar ışığında formasyonun Milli Eğitim Bakanlığı’nın belirli alanlarda tamamen serbest olmasını, eskiden olduğu gibi devam etmesini, bu sene üniversite tercihinde bulunacak öğrenciler, geçen yıl girenler yani herkes için eskisi gibi devam etmesini kararlaştırdık" ifadesinde bulundu.

Fen-edebiyat fakültesi mezunlarına kapanan öğretmenlik yolunun tekrar açılmasını sağlayan karara göre, eski uygulamadaki gibi fen-edebiyat fakültesi mezunlarına pedagojik formasyon hakkı tanınarak öğretmen olma yolu tekrar açılmış oldu.

Geçmiş dönemde 119 sayılı Talim ve Terbiye Kurulu Kararı bağlamında en az 4 yıllık fakültelerden mezun olanların atanabilecekleri öğretmenlikler şu şekilde gerçekleşmişti. Fem Yayınları Rehberlik Bölüm Başkanı Faruk Ardıç, "YÖK'ün bu kararının Fen-Edebiyat bölümü seçmek isteyen öğrencilerin yönelimlerini etkileyecektir" dedi. Bu sene bazı Fen Edebiyat Bölüm puanlarını artabileceğini söyleyen Ardıç'a göre birçok üniversite Fen edebiyat bölümlerine öğrenci bulamadıklarından dolayı kapatmayı düşünüyorlardı. YÖK'ün bu kararıyla bölümleri kapatma durumlarını tekrar gözden geçirecekler. Diğer yönden formasyon dersleri almak şartıyla öğretmen olma haklarını tekrar kazanan Fen Edebiyat bölümü mezunları eğitimde rekabet ortamını oluşturacak.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

> Hangi bölüm mezunları öğretmen olabilecek?

Geçtiğimiz sene YÖK’ün aldığı sürpriz bir kararla fen-edebiyat fakültelerine pedagojik formasyonun kaldırılmasının ardından büyük bir hayal kırıklığı yaşayan fen edebiyat mezunları ve bu bölümleri tercih eden öğrencilere öğretmenlik yolu yeniden açıldı.

Geçen yıl Milli Eğitim Bakanlığı’nın yeni öğretmen stratejisi üzerinde çalışma yaptığını, bu stratejinin ana hatları belli olana kadar fen edebiyat, güzel sanatlar gibi alan fakültelerinin formasyonlarında bir yıllık durdurma kararı aldıklarını aanımsatan YÖK Başkanı Gökhan Çetinsya, "Bu tartışmalar ışığında formasyonun Milli Eğitim Bakanlığı’nın belirli alanlarda tamamen serbest olmasını, eskiden olduğu gibi devam etmesini, bu sene üniversite tercihinde bulunacak öğrenciler, geçen yıl girenler yani herkes için eskisi gibi devam etmesini kararlaştırdık" ifadesinde bulundu.

Fen-edebiyat fakültesi mezunlarına kapanan öğretmenlik yolunun tekrar açılmasını sağlayan karara göre, eski uygulamadaki gibi fen-edebiyat fakültesi mezunlarına pedagojik formasyon hakkı tanınarak öğretmen olma yolu tekrar açılmış oldu.

Geçmiş dönemde 119 sayılı Talim ve Terbiye Kurulu Kararı bağlamında en az 4 yıllık fakültelerden mezun olanların atanabilecekleri öğretmenlikler şu şekilde gerçekleşmişti. Fem Yayınları Rehberlik Bölüm Başkanı Faruk Ardıç, "YÖK'ün bu kararının Fen-Edebiyat bölümü seçmek isteyen öğrencilerin yönelimlerini etkileyecektir" dedi. Bu sene bazı Fen Edebiyat Bölüm puanlarını artabileceğini söyleyen Ardıç'a göre birçok üniversite Fen edebiyat bölümlerine öğrenci bulamadıklarından dolayı kapatmayı düşünüyorlardı. YÖK'ün bu kararıyla bölümleri kapatma durumlarını tekrar gözden geçirecekler. Diğer yönden formasyon dersleri almak şartıyla öğretmen olma haklarını tekrar kazanan Fen Edebiyat bölümü mezunları eğitimde rekabet ortamını oluşturacak.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Son Güncelleme: Pazartesi, 22 Nisan 2013 09:41

Gösterim: 3347

Türkiye ’de 2003 yılında uygulanmaya başlanan Erasmus Öğrenci Değişim Programı ile yurtdışında okuyan öğrenci sayısının 90 bini aştığı belirtildi.

AB Bakanı Bağış, yurtdışında okuyan öğrenci sayısının 90 bini aştığını belirtirken, Erasmus programı için bu yılki hedefin 70 bin olduğunu söyledi.

Avrupa’da 1988’de, Türkiye ’de 2003 yılında uygulanmaya başlanan Erasmus Öğrenci Değişim Programı’nın geleceği garajERASMUS toplantısında değerlendirildi. Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış’ın katılımıyla düzenlenen toplantı, garajERASMUS Vakfı Başkanı Francesco Cappe’nin konuşmasıyla başladı. Cappe kendisinin de Erasmus programına katıldığını anlattı ve şunları söyledi: “1989’dan beri süren bu sistem sınırları kaldırdı, öğrencilerin deneyimini arttırdı. Ben de Erasmus öğrencisiydim ve bu deneyim hayatımı sonsuza kadar değiştirdi. Bu sayede akıcı bir İngilizceye ve özgüvene sahip oldum.”

Avrupa’da 25 yıldır var

AB Eğitim ve Gençlik Programları Başkanı Bülent Özcan da Erasmus’un Ulusal Ajans’ın beş programından biri olduğunu belirterek, “Öğrencilerin öğrenim kalitelerini arttırmayı hedefliyoruz. Bu proje 25 yıldır Avrupa’da uygulanıyor. Türkiye 2003’ten bu yana programda. Daha fazla Türk öğrenciyi yurtdışına göndermeyi ve Erasmus öğrencileriyle iş çevrelerini buluşturmayı hedefliyoruz” dedi.

‘Erasmus’la önyargıları yıkıyorlar’

Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış açılışta yaptığı konuşmada “İstanbulsuz bir Avrupa güne eksik başlıyor. İstanbul Avrupa’nın ihtiyaç duyduğu enerjidir” dedi. Erasmus’un önyargıları yıkacağını ifade eden Bağış, İstanbul’un birleştirici tarihine dikkat çekti ve şöyle devam etti: “Bugün Erasmus nesliyle buluşuyoruz. Müzakare sürecinde en büyük engel önyargı. Erasmus programı bunu yıkıyor. İnsanlar birbirini tanıdıkça korkular yerini önyargıya bırakıyor. Erasmus programlarıyla ilgili giden öğrenciler kendi çevrelerinin önyargılarını yıkıyorlar. Bu zamana kadar yurtdışında okuyan öğrenci sayısı 90 bini geçti, 2013 hedefi 70 bin. Bu bir medeniyet buluşmasıdır.”

Bağış, 2020 Olimpiyatları için de çağrıda bulundu ve “2020’da olimpiyat yapılacak inşallah. Olimpiyatlar nüfusunun çoğu Müslüman olan ülkede hiç yapılmadı. Bu da önyargıların aşılması için bir vesiledir” dedi.

RADİKAL

> Erasmus'ta hedef 70 bin

Türkiye ’de 2003 yılında uygulanmaya başlanan Erasmus Öğrenci Değişim Programı ile yurtdışında okuyan öğrenci sayısının 90 bini aştığı belirtildi.

AB Bakanı Bağış, yurtdışında okuyan öğrenci sayısının 90 bini aştığını belirtirken, Erasmus programı için bu yılki hedefin 70 bin olduğunu söyledi.

Avrupa’da 1988’de, Türkiye ’de 2003 yılında uygulanmaya başlanan Erasmus Öğrenci Değişim Programı’nın geleceği garajERASMUS toplantısında değerlendirildi. Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış’ın katılımıyla düzenlenen toplantı, garajERASMUS Vakfı Başkanı Francesco Cappe’nin konuşmasıyla başladı. Cappe kendisinin de Erasmus programına katıldığını anlattı ve şunları söyledi: “1989’dan beri süren bu sistem sınırları kaldırdı, öğrencilerin deneyimini arttırdı. Ben de Erasmus öğrencisiydim ve bu deneyim hayatımı sonsuza kadar değiştirdi. Bu sayede akıcı bir İngilizceye ve özgüvene sahip oldum.”

Avrupa’da 25 yıldır var

AB Eğitim ve Gençlik Programları Başkanı Bülent Özcan da Erasmus’un Ulusal Ajans’ın beş programından biri olduğunu belirterek, “Öğrencilerin öğrenim kalitelerini arttırmayı hedefliyoruz. Bu proje 25 yıldır Avrupa’da uygulanıyor. Türkiye 2003’ten bu yana programda. Daha fazla Türk öğrenciyi yurtdışına göndermeyi ve Erasmus öğrencileriyle iş çevrelerini buluşturmayı hedefliyoruz” dedi.

‘Erasmus’la önyargıları yıkıyorlar’

Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış açılışta yaptığı konuşmada “İstanbulsuz bir Avrupa güne eksik başlıyor. İstanbul Avrupa’nın ihtiyaç duyduğu enerjidir” dedi. Erasmus’un önyargıları yıkacağını ifade eden Bağış, İstanbul’un birleştirici tarihine dikkat çekti ve şöyle devam etti: “Bugün Erasmus nesliyle buluşuyoruz. Müzakare sürecinde en büyük engel önyargı. Erasmus programı bunu yıkıyor. İnsanlar birbirini tanıdıkça korkular yerini önyargıya bırakıyor. Erasmus programlarıyla ilgili giden öğrenciler kendi çevrelerinin önyargılarını yıkıyorlar. Bu zamana kadar yurtdışında okuyan öğrenci sayısı 90 bini geçti, 2013 hedefi 70 bin. Bu bir medeniyet buluşmasıdır.”

Bağış, 2020 Olimpiyatları için de çağrıda bulundu ve “2020’da olimpiyat yapılacak inşallah. Olimpiyatlar nüfusunun çoğu Müslüman olan ülkede hiç yapılmadı. Bu da önyargıların aşılması için bir vesiledir” dedi.

RADİKAL

Son Güncelleme: Pazartesi, 22 Nisan 2013 18:42

Gösterim: 1426

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), 13-14 Nisanda gerçekleştirdiği 22 sınav ile 2 günde en fazla sınav yapan kurum oldu.

MEB yetkililerinden alınan bilgiye göre, Bakanlık, 19-20 Ocak'ta 4 oturumda 4,5 milyon öğrenci için gerçekleştirdiği "Açık Öğretim Lisesi ve Mesleki Açık Öğretim Lisesi Sınavları" ile "en yüksek sayıdaki adaya" sınav uygulayan kurum oldu.

Bakanlık, 13-14 Nisan'da da 22 ayrı oturumda sınav gerçekleştirdi. MEB, bu sınavlarla bir hafta sonunda gerçekleştirilen en fazla sınav sayısıyla yeni bir rekora imza attı.

Bakanlık, iki günde, 18. Ulusal Ortaokul Matematik Olimpiyatı ve 21. Ulusal Bilim Olimpiyatları Sınavı, Motorlu Taşıtlar Sürücü Adayları Sınavı, Açık Öğretim Ortaokulu Sınavı, Özel Akşam Liseleri Öğrenci Başarısı Değerlendirme Sınavı, Mesleki ve Teknik Açıköğretim Okulu Emlak Danışmanlığı-Mortgage Brokerliği, Bilgisayar İşletmenliği Sertifika Sınavı, Adalet Bakanlığı Görevde Yükselme Sınavı, Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü Görevde Yükselme Sınavı olmak üzere 22 sınav yaptı. Bu sınavlara da 431 yurt içi ve 4 yurt dışı sınav merkezinde 475 bin 78 aday katıldı.

> MEB'den sınav rekoru

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), 13-14 Nisanda gerçekleştirdiği 22 sınav ile 2 günde en fazla sınav yapan kurum oldu.

MEB yetkililerinden alınan bilgiye göre, Bakanlık, 19-20 Ocak'ta 4 oturumda 4,5 milyon öğrenci için gerçekleştirdiği "Açık Öğretim Lisesi ve Mesleki Açık Öğretim Lisesi Sınavları" ile "en yüksek sayıdaki adaya" sınav uygulayan kurum oldu.

Bakanlık, 13-14 Nisan'da da 22 ayrı oturumda sınav gerçekleştirdi. MEB, bu sınavlarla bir hafta sonunda gerçekleştirilen en fazla sınav sayısıyla yeni bir rekora imza attı.

Bakanlık, iki günde, 18. Ulusal Ortaokul Matematik Olimpiyatı ve 21. Ulusal Bilim Olimpiyatları Sınavı, Motorlu Taşıtlar Sürücü Adayları Sınavı, Açık Öğretim Ortaokulu Sınavı, Özel Akşam Liseleri Öğrenci Başarısı Değerlendirme Sınavı, Mesleki ve Teknik Açıköğretim Okulu Emlak Danışmanlığı-Mortgage Brokerliği, Bilgisayar İşletmenliği Sertifika Sınavı, Adalet Bakanlığı Görevde Yükselme Sınavı, Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü Görevde Yükselme Sınavı olmak üzere 22 sınav yaptı. Bu sınavlara da 431 yurt içi ve 4 yurt dışı sınav merkezinde 475 bin 78 aday katıldı.

Son Güncelleme: Pazar, 21 Nisan 2013 11:48

Gösterim: 1750

Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesindeki öğretmen adaylarına yönelik yapılan "sigara ve eğitimci" konulu araştırmaya göre, öğretmen adaylarının yüzde 83'ü sigara içmiyor

Ankara Üniversitesi (AÜ) Eğitim Bilimleri Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Fatma Bıkmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çocukluk ve gençlik dönemlerinde çocuklar için en etkili rol modeller arasında eğitimcilerin de yer aldığını belirtti. Bu nedenle öğretmenlerin sigara kullanmamasının gelecekte sağlıklı nesillerin yetiştirilmesinde çok önemli bir yer tuttuğunu vurgulayan Bıkmaz, AÜ Onkoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi Sigara Savaş Grubu ve Eğitim Bilimleri Fakültesi akademisyenleri tarafından "sigara ve eğitimci" ilişkisini ortaya koyan araştırma yapıldığını belirtti.

Bıkmaz, Eğitim Bilimleri Fakültesindeki bin 171 öğretmen adayının katıldığını araştırmada, öğretmen adaylarının yüzde 83'ü sigara kullanmadığının belirlendiğini söyledi.

Erkek öğrencilerin kızlara göre daha fazla sigara kullandığını anlatan Bıkmaz, sigaraya başlanmamasında "ailenin sigaraya karşı tutumu"nu en önemli etken olarak belirlediklerini, diğer etkenler arasında "örgün eğitimde alınan bilgiler" ve "kendisinin ya da yakınlarının sağlık sorunlarının olması" ilk sıralarda yer aldı.

Sigaraya başlama yaşı

Araştırmada, sigara içtiğini belirten öğretmen adaylarının yüzde 61'inin 15-18 yaş arasında bu alışkanlığı kazandığı saptanırken, öğrencilerin yüzde 21'i 19 yaş sonrası, yüzde 18'i de 14 yaş altında sigara içmeye başladığı da belirlendi.

Sigara kullanan öğrencilerin yüzde 34'ü "arkadaşlarının sigara içmesi", yüzde 25'i "merak", yüzde 24 de "stres"i tiryakiliklerinin neden olarak gösterdi.

> Öğretmen adaylarının yüzde 80'i sigara kullanmıyor

Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesindeki öğretmen adaylarına yönelik yapılan "sigara ve eğitimci" konulu araştırmaya göre, öğretmen adaylarının yüzde 83'ü sigara içmiyor

Ankara Üniversitesi (AÜ) Eğitim Bilimleri Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Fatma Bıkmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çocukluk ve gençlik dönemlerinde çocuklar için en etkili rol modeller arasında eğitimcilerin de yer aldığını belirtti. Bu nedenle öğretmenlerin sigara kullanmamasının gelecekte sağlıklı nesillerin yetiştirilmesinde çok önemli bir yer tuttuğunu vurgulayan Bıkmaz, AÜ Onkoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi Sigara Savaş Grubu ve Eğitim Bilimleri Fakültesi akademisyenleri tarafından "sigara ve eğitimci" ilişkisini ortaya koyan araştırma yapıldığını belirtti.

Bıkmaz, Eğitim Bilimleri Fakültesindeki bin 171 öğretmen adayının katıldığını araştırmada, öğretmen adaylarının yüzde 83'ü sigara kullanmadığının belirlendiğini söyledi.

Erkek öğrencilerin kızlara göre daha fazla sigara kullandığını anlatan Bıkmaz, sigaraya başlanmamasında "ailenin sigaraya karşı tutumu"nu en önemli etken olarak belirlediklerini, diğer etkenler arasında "örgün eğitimde alınan bilgiler" ve "kendisinin ya da yakınlarının sağlık sorunlarının olması" ilk sıralarda yer aldı.

Sigaraya başlama yaşı

Araştırmada, sigara içtiğini belirten öğretmen adaylarının yüzde 61'inin 15-18 yaş arasında bu alışkanlığı kazandığı saptanırken, öğrencilerin yüzde 21'i 19 yaş sonrası, yüzde 18'i de 14 yaş altında sigara içmeye başladığı da belirlendi.

Sigara kullanan öğrencilerin yüzde 34'ü "arkadaşlarının sigara içmesi", yüzde 25'i "merak", yüzde 24 de "stres"i tiryakiliklerinin neden olarak gösterdi.

Son Güncelleme: Pazar, 21 Nisan 2013 11:53

Gösterim: 1812

Araştırma Görevlisi Murat Elbay, “Hayattan zevk almıyorum. İşyerinde mutlu değilim” notuyla yaşamına son verdi.

Akdeniz Üniversitesi'nde araştırma görevlisi Murat Elbay dün intihar ederek yaşamına son verdi. Elbay’ın ardından bıraktığı not ve Elbay ile aynı fakültede görev yapan Prof.Dr Ökçesiz’in paylaştığı yazı insanları kendilerine ve birbirlerine yabancılaştıran ÖYP sistemini tartışmaya açtı.

Akdeniz Üniversitesi'nde Araştırma Görevlisi 28 yaşındaki Murat Elbay, kendisini asarak yaşamına son verdi. ÖYP ile atanan Elbay intiharıyla ilgili bıraktığı notta “Hayattan zevk almıyorum. İşyerinde mutlu değilim” diye yazdı.

Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Hukuk Felsefesi ve Sosyolojisi Anabilim Dalı'nda Araştırma Görevlisi olan ve Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı (ÖYP) ile atanan Murat Elbay, dün Karşıyaka Mahallesi 769 Sokak'taki evinde kendisini asarak intihar etti. Oğullarının telefonlara yanıt vermemesi üzerine eve giden anne- baba, kapıyı açınca Elbay'ın cesediyle karşılaştı.

“İşyerinde mutlu değilim. Başarılı olduğumu düşünmüyorum”

DHA’nın haberine göre, olay yerinde inceleme yapan Kepez Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi ekipleri, Murat Elbay'ın asılı bulunduğu merdivenlere bırakılan not buldu. Notta Elbay'ın, 'Ölümümden kimse sorumlu değildir. En çok babamı üzeceğim için üzgünüm. Hayattan zevk almıyorum. İşyerinde de mutlu değilim. Başarılı olduğumu düşünmüyorum' diye yazdığı belirtildi.

Olay yerindeki incelemenin ardından Murat Elbay'ın cesedi, otopsi için Adli Tıp Kurumu morguna götürüldü.

Twitter’ın da gündeminde

Sosyal medyada da  “#BaskaMuratlarOlmesin, #MuratElbay” hashtag’ıyla binlerce kullanıcı tepki ve acılarını paylaştı.

> Akademi dünyasını sarsan intihar

Araştırma Görevlisi Murat Elbay, “Hayattan zevk almıyorum. İşyerinde mutlu değilim” notuyla yaşamına son verdi.

Akdeniz Üniversitesi'nde araştırma görevlisi Murat Elbay dün intihar ederek yaşamına son verdi. Elbay’ın ardından bıraktığı not ve Elbay ile aynı fakültede görev yapan Prof.Dr Ökçesiz’in paylaştığı yazı insanları kendilerine ve birbirlerine yabancılaştıran ÖYP sistemini tartışmaya açtı.

Akdeniz Üniversitesi'nde Araştırma Görevlisi 28 yaşındaki Murat Elbay, kendisini asarak yaşamına son verdi. ÖYP ile atanan Elbay intiharıyla ilgili bıraktığı notta “Hayattan zevk almıyorum. İşyerinde mutlu değilim” diye yazdı.

Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Hukuk Felsefesi ve Sosyolojisi Anabilim Dalı'nda Araştırma Görevlisi olan ve Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı (ÖYP) ile atanan Murat Elbay, dün Karşıyaka Mahallesi 769 Sokak'taki evinde kendisini asarak intihar etti. Oğullarının telefonlara yanıt vermemesi üzerine eve giden anne- baba, kapıyı açınca Elbay'ın cesediyle karşılaştı.

“İşyerinde mutlu değilim. Başarılı olduğumu düşünmüyorum”

DHA’nın haberine göre, olay yerinde inceleme yapan Kepez Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi ekipleri, Murat Elbay'ın asılı bulunduğu merdivenlere bırakılan not buldu. Notta Elbay'ın, 'Ölümümden kimse sorumlu değildir. En çok babamı üzeceğim için üzgünüm. Hayattan zevk almıyorum. İşyerinde de mutlu değilim. Başarılı olduğumu düşünmüyorum' diye yazdığı belirtildi.

Olay yerindeki incelemenin ardından Murat Elbay'ın cesedi, otopsi için Adli Tıp Kurumu morguna götürüldü.

Twitter’ın da gündeminde

Sosyal medyada da  “#BaskaMuratlarOlmesin, #MuratElbay” hashtag’ıyla binlerce kullanıcı tepki ve acılarını paylaştı.

Son Güncelleme: Cumartesi, 20 Nisan 2013 13:14

Gösterim: 2226


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.