Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

YÖK'ün fen-edebiyat fakültelerine öğretmenlik yolunu kapatması, bu okulların geleceğini tartışılır hale getirdi. Harran Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nihat Dilsiz, formasyon olmazsa öğrenci gelmeyeceğini söylüyor. Rize RTE Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Oktay Torul ise öğrenci azalınca öğretim kadrolarının da eridiğini belirtiyor.

Öğretmenlik verilmezse fen-edebiyatlar kapanırFizik, kimya, matematik, biyoloji, edebiyat, sosyoloji, psikoloji, felsefe, sanat tarihi, antropoloji, arkeoloji, tarih gibi bölümleri bulunan fen edebiyat fakültelerini zor bir yıl bekliyor. YÖK'ün geçen ay fen ve edebiyat fakültesi öğrencilerinin pedagojik formasyon programını kaldırması bu okulları tercih etmeyi düşünen öğrenciler kadar bu okulların yönetimlerini de endişeye sevk etti. YÖK aldığı son kararla yeni bir model uygulamaya konuluncaya kadar şu an fen-edebiyat fakültelerinde okuyanlar ile bu kurumlardan mezun olanların bir mağduriyetinin olmayacağını duyurdu. Eğer bu yıl beklenilen sayıda öğrenci alamazsa birçok fen edebiyat fakültesi kapanmak durumunda kalacak.

Fatih Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekan Yardımcısı ve Pedagojik Formasyon Eğitimi Sertifika Programı Akademik Koordinatörü Yrd. Doç. Dr. Cengiz Şimşek, üniversitelerin bu sorunu misyon ve vizyonunda değişiklik yaparak çözebileceğini söylüyor. Cengiz Şimşek, "Pedagojik formasyon sorunu tamamen üniversite eğitiminin hantallaşmasından kaynaklanıyor. Üniversite hocalarının, akademik taassup içine girmeden bilimsel düşünüp, objektif karar vererek eğitim fakültesi ve fen-edebiyat fakültesi sorununu masaya yatırmaları gerekiyor." diyor.

Rize RTE Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Oktay Torul, geçen seneden beri kapatılan bölümlerdeki asistanların boşa çıktığını, öğrencilerin, fakültelere asistan olma imkânının da, öğrenci gelmeyen bölümlerdeki kadroların kapanmasıyla azaldığını belirtiyor. Torul, "Artık öğretim elemanı ve araştırma görevlisi kontenjanı da açılmıyor ki öğrenciler oralara gelsinler! Bu fakültelerin tek çıkışları, ya üniversitelere asistan oluyorlardı ya da öğretmen oluyorlardı." şeklinde konuşuyor. Prof. Torul, bir başka gerçeğe dikkat çekiyor: "Bu fakülteler açılırken büyük emek verilerek, laboratuvarlar kuruldu, öğretim üyesi altyapısı oluşturuldu. Dolayısıyla, bu fakültelerde öğrencinin olmaması devlet için maddî olarak da bir külfet oluşturacaktır."

Harran Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nihat Dilsiz ise fen-edebiyatların 2. öğretimlerinin tümden kapatılması görüşünde. Dilsiz, "Önceki senelerden bu yana bu fakültelere talepler gittikçe azalıyor. Şu anki belirsizlikle beraber önümüzdeki sene talebin daha da azalacağını düşünüyorum. Formasyon, fen-edebiyatlılar için bir umut kaynağı, o da kalkarsa öğrenciler bu fakülteleri tercih etmezler." diyor.

YÖK yeni model üzerinde çalışıyor

YÖK ile Milli Eğitim Bakanlığı'nın yeni öğretmenlik modeli üzerinde çalıştığı öğrenildi. Yeni modele göre, fen-edebiyat mezunları öğretmen olabilecek. Fen-edebiyat mezunlarının liselerde branş öğretmeni, eğitim fakültesi mezunlarının ise anaokulu ve ilkokul sınıf öğretmeni olarak görev almaları öngörülüyor. Çalışma kapsamında fen-edebiyat fakültelerine tanınan kontenjanın azaltılması hedefleniyor.

(zaman)

> Öğretmenlik verilmezse fen-edebiyatlar kapanır

YÖK'ün fen-edebiyat fakültelerine öğretmenlik yolunu kapatması, bu okulların geleceğini tartışılır hale getirdi. Harran Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nihat Dilsiz, formasyon olmazsa öğrenci gelmeyeceğini söylüyor. Rize RTE Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Oktay Torul ise öğrenci azalınca öğretim kadrolarının da eridiğini belirtiyor.

Öğretmenlik verilmezse fen-edebiyatlar kapanırFizik, kimya, matematik, biyoloji, edebiyat, sosyoloji, psikoloji, felsefe, sanat tarihi, antropoloji, arkeoloji, tarih gibi bölümleri bulunan fen edebiyat fakültelerini zor bir yıl bekliyor. YÖK'ün geçen ay fen ve edebiyat fakültesi öğrencilerinin pedagojik formasyon programını kaldırması bu okulları tercih etmeyi düşünen öğrenciler kadar bu okulların yönetimlerini de endişeye sevk etti. YÖK aldığı son kararla yeni bir model uygulamaya konuluncaya kadar şu an fen-edebiyat fakültelerinde okuyanlar ile bu kurumlardan mezun olanların bir mağduriyetinin olmayacağını duyurdu. Eğer bu yıl beklenilen sayıda öğrenci alamazsa birçok fen edebiyat fakültesi kapanmak durumunda kalacak.

Fatih Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekan Yardımcısı ve Pedagojik Formasyon Eğitimi Sertifika Programı Akademik Koordinatörü Yrd. Doç. Dr. Cengiz Şimşek, üniversitelerin bu sorunu misyon ve vizyonunda değişiklik yaparak çözebileceğini söylüyor. Cengiz Şimşek, "Pedagojik formasyon sorunu tamamen üniversite eğitiminin hantallaşmasından kaynaklanıyor. Üniversite hocalarının, akademik taassup içine girmeden bilimsel düşünüp, objektif karar vererek eğitim fakültesi ve fen-edebiyat fakültesi sorununu masaya yatırmaları gerekiyor." diyor.

Rize RTE Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Oktay Torul, geçen seneden beri kapatılan bölümlerdeki asistanların boşa çıktığını, öğrencilerin, fakültelere asistan olma imkânının da, öğrenci gelmeyen bölümlerdeki kadroların kapanmasıyla azaldığını belirtiyor. Torul, "Artık öğretim elemanı ve araştırma görevlisi kontenjanı da açılmıyor ki öğrenciler oralara gelsinler! Bu fakültelerin tek çıkışları, ya üniversitelere asistan oluyorlardı ya da öğretmen oluyorlardı." şeklinde konuşuyor. Prof. Torul, bir başka gerçeğe dikkat çekiyor: "Bu fakülteler açılırken büyük emek verilerek, laboratuvarlar kuruldu, öğretim üyesi altyapısı oluşturuldu. Dolayısıyla, bu fakültelerde öğrencinin olmaması devlet için maddî olarak da bir külfet oluşturacaktır."

Harran Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nihat Dilsiz ise fen-edebiyatların 2. öğretimlerinin tümden kapatılması görüşünde. Dilsiz, "Önceki senelerden bu yana bu fakültelere talepler gittikçe azalıyor. Şu anki belirsizlikle beraber önümüzdeki sene talebin daha da azalacağını düşünüyorum. Formasyon, fen-edebiyatlılar için bir umut kaynağı, o da kalkarsa öğrenciler bu fakülteleri tercih etmezler." diyor.

YÖK yeni model üzerinde çalışıyor

YÖK ile Milli Eğitim Bakanlığı'nın yeni öğretmenlik modeli üzerinde çalıştığı öğrenildi. Yeni modele göre, fen-edebiyat mezunları öğretmen olabilecek. Fen-edebiyat mezunlarının liselerde branş öğretmeni, eğitim fakültesi mezunlarının ise anaokulu ve ilkokul sınıf öğretmeni olarak görev almaları öngörülüyor. Çalışma kapsamında fen-edebiyat fakültelerine tanınan kontenjanın azaltılması hedefleniyor.

(zaman)

Son Güncelleme: Çarşamba, 30 May 2012 14:36

Gösterim: 3085

Türkiye'nin AB üyeliği konusunda referandum yapılması halinde üyelik yönünde oy kullanacağını belirten gençlerin oranı son 6 yılda yüzde 74'ten yüzde 47,2'ye geriledi. AB'ye üyeliği destekleyen yetişkinlerin oranı da yüzde 63'ten yüzde 44,3'e düştü.

gençler artık ab'yi istemiyorTürkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerinden yaptığı değerlendirmeye göre, gerek 15-24 yaş grubundaki gençler gerekse 25 yaş ve üzeri yaştakiler AB'ye üyelik konusunda eskisi kadar istekli değil.

Verilere göre, Türkiye'nin AB üyeliği konusunda referandum yapılması halinde, gençlerin yüzde 47,2'si üyelik yönünde oy kullanacağını belirtti. Bu oran 2005 yılında yüzde 74 düzeyindeydi. Bir başka deyişle, aradan geçen 6 yılda Türkiye'nin AB üyeliğini destekleyen gençlerin oranı 26,8 puan eridi.

2005'te yüzde 16,8 olarak hesaplanan, üyeliğe karşı gençlerin oranı ise geçen yıl itibarıyla yüzde 30,8'e ulaştı.

Bu konuda fikrinin olmadığını belirten gençlerin oranı da yüzde 9,2'den yüzde 22,1'e çıktı.

15-24 yaş grubundaki kadınların yüzde 28,1'inin, daha yukarı yaşlardaki kadınların ise yüzde 41,8'inin bu konuda fikrinin olmadığını belirtmesi dikkati çekti.

> Gençler artık AB’yi istemiyor

Türkiye'nin AB üyeliği konusunda referandum yapılması halinde üyelik yönünde oy kullanacağını belirten gençlerin oranı son 6 yılda yüzde 74'ten yüzde 47,2'ye geriledi. AB'ye üyeliği destekleyen yetişkinlerin oranı da yüzde 63'ten yüzde 44,3'e düştü.

gençler artık ab'yi istemiyorTürkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerinden yaptığı değerlendirmeye göre, gerek 15-24 yaş grubundaki gençler gerekse 25 yaş ve üzeri yaştakiler AB'ye üyelik konusunda eskisi kadar istekli değil.

Verilere göre, Türkiye'nin AB üyeliği konusunda referandum yapılması halinde, gençlerin yüzde 47,2'si üyelik yönünde oy kullanacağını belirtti. Bu oran 2005 yılında yüzde 74 düzeyindeydi. Bir başka deyişle, aradan geçen 6 yılda Türkiye'nin AB üyeliğini destekleyen gençlerin oranı 26,8 puan eridi.

2005'te yüzde 16,8 olarak hesaplanan, üyeliğe karşı gençlerin oranı ise geçen yıl itibarıyla yüzde 30,8'e ulaştı.

Bu konuda fikrinin olmadığını belirten gençlerin oranı da yüzde 9,2'den yüzde 22,1'e çıktı.

15-24 yaş grubundaki kadınların yüzde 28,1'inin, daha yukarı yaşlardaki kadınların ise yüzde 41,8'inin bu konuda fikrinin olmadığını belirtmesi dikkati çekti.

Son Güncelleme: Çarşamba, 30 May 2012 12:02

Gösterim: 1430

ABD'nin Teksas eyaletinde okulunun örnek öğrencileri arasında bulunan Diane Tran (17) devamsızlık yapınca kendisini hapiste buldu.

devamsızlık yapan öğrenciye hapisHouston kenti yakınlarındaki Willis kasabasının devlet lisesinde okuyan Tran, okula mazeretsiz 10 günden fazla gitmediği gerekçesiyle çıkarıldığı çocuk mahkemesince suçlu bulununca bir gece hapis yatmak zorunda kaldı. Genç kız yargıca, iki kardeşine bakabilmek için iki farklı işte çalıştığını, ev ödevlerini sabah yediye kadar ayakta kalarak tamamlayabildiğini, bazı günler “okula gidemeyecek kadar yorgun” olduğunu anlatmasına rağmen cezadan kurtulamadı. ( Hürriyet )

> Devamsızlık yapan öğrenciye hapis cezası

ABD'nin Teksas eyaletinde okulunun örnek öğrencileri arasında bulunan Diane Tran (17) devamsızlık yapınca kendisini hapiste buldu.

devamsızlık yapan öğrenciye hapisHouston kenti yakınlarındaki Willis kasabasının devlet lisesinde okuyan Tran, okula mazeretsiz 10 günden fazla gitmediği gerekçesiyle çıkarıldığı çocuk mahkemesince suçlu bulununca bir gece hapis yatmak zorunda kaldı. Genç kız yargıca, iki kardeşine bakabilmek için iki farklı işte çalıştığını, ev ödevlerini sabah yediye kadar ayakta kalarak tamamlayabildiğini, bazı günler “okula gidemeyecek kadar yorgun” olduğunu anlatmasına rağmen cezadan kurtulamadı. ( Hürriyet )

Son Güncelleme: Çarşamba, 30 May 2012 10:55

Gösterim: 1576

Hakem Kurulu’ndan memura bu yıl için yüzde 4 artı 4, gelecek yıl için de yüzde 3 artı 3 zam çıktı. Aile ve çocuk yardımı dahil 1633 lira olan en düşük devlet memurunun maaşı ocak ayı itibariyle 1698 liraya, temmuzda da 1766 liraya çıkacak.

işte yeni memur maaşlarıMemurun zam maratonu 0,5 puanlık hakem zammıyla tamamlandı. İki yıllık toplu sözleşme sürecinde son noktayı Kamu Çalışanları Hakem Heyeti, koydu. Karar, beklendiği gibi 6’ya karşı 5 oyla alındı. Hakem heyeti, 5 günlük toplantının sonunda hükümetin teklif ettiği yüzde 3,5 artı 4’lük 2012 zammını yarım puan artırdı, 2013 zammına ise dokunmadı. Heyetin verdiği zammın Maliye’ye ek maliyeti 500 milyon lira, en düşük devlet memuruna katkısı ise sadece 8 lira 16 kuruş oldu. Hakem heyeti, ilave zam yapmamış olsaydı, en düşük memurun maaşına ilk 6 ay için 65 lira yerine 57 lira zam gelecekti.

Ortalama 154 lira zam

memur maaşları tablosuHesaplamalara göre halen aile ve çocuk yardımı dahil 1633 lira olan en düşük devlet memurunun maaşı ocak ayı itibariyle 1698 liraya, temmuzda da 1766 liraya çıkacak. Zamla birlikte halen 1894 lira olan ortalama memur maaşı ise ocakta bin 969 liraya, temmuzda da 2 bin 48 liraya çıkacak. Ortalama memur maaşında yapılan artış ise yıllık 154 lirayı bulacak.

Mahkeme yolu kapalı

Hakem heyetinin açıkladığı zam kesin olduğu için zamma itiraz edilemiyor ve dava açılamıyor. KESK toplantı daha devam ederken eylemlere başladı. Memur sendikaları yeni eylemlere hazırlanıyor.

(bugün)

> İşte yeni memur maaşları

Hakem Kurulu’ndan memura bu yıl için yüzde 4 artı 4, gelecek yıl için de yüzde 3 artı 3 zam çıktı. Aile ve çocuk yardımı dahil 1633 lira olan en düşük devlet memurunun maaşı ocak ayı itibariyle 1698 liraya, temmuzda da 1766 liraya çıkacak.

işte yeni memur maaşlarıMemurun zam maratonu 0,5 puanlık hakem zammıyla tamamlandı. İki yıllık toplu sözleşme sürecinde son noktayı Kamu Çalışanları Hakem Heyeti, koydu. Karar, beklendiği gibi 6’ya karşı 5 oyla alındı. Hakem heyeti, 5 günlük toplantının sonunda hükümetin teklif ettiği yüzde 3,5 artı 4’lük 2012 zammını yarım puan artırdı, 2013 zammına ise dokunmadı. Heyetin verdiği zammın Maliye’ye ek maliyeti 500 milyon lira, en düşük devlet memuruna katkısı ise sadece 8 lira 16 kuruş oldu. Hakem heyeti, ilave zam yapmamış olsaydı, en düşük memurun maaşına ilk 6 ay için 65 lira yerine 57 lira zam gelecekti.

Ortalama 154 lira zam

memur maaşları tablosuHesaplamalara göre halen aile ve çocuk yardımı dahil 1633 lira olan en düşük devlet memurunun maaşı ocak ayı itibariyle 1698 liraya, temmuzda da 1766 liraya çıkacak. Zamla birlikte halen 1894 lira olan ortalama memur maaşı ise ocakta bin 969 liraya, temmuzda da 2 bin 48 liraya çıkacak. Ortalama memur maaşında yapılan artış ise yıllık 154 lirayı bulacak.

Mahkeme yolu kapalı

Hakem heyetinin açıkladığı zam kesin olduğu için zamma itiraz edilemiyor ve dava açılamıyor. KESK toplantı daha devam ederken eylemlere başladı. Memur sendikaları yeni eylemlere hazırlanıyor.

(bugün)

Son Güncelleme: Çarşamba, 30 May 2012 11:47

Gösterim: 1722

Memur zamlarını belirlemek için toplanan Kamu Görevlileri Hakem Kurulu, 2012 için yüzde 4+4, 2013 için yüzde 3+3 zam verilmesini kararlaştırdı.

Hakem Kurulu, 2012 için zam oranını hükümetin teklifine göre sadece yarım puan artırdı. Hükümet 2012 için yüzde 3.5+4 zam teklif etmişti.

Sendikalarla hükümetin anlaşamaması üzerine devreye giren Kamu Görevlileri Hakem Kurulu, hükümetin teklifini yarım puan yükseltti. Karara itiraz edilemeyecek.

Hükümet ve memurun 21 gün süren toplu sözleşme görüşmeleri uyuşmazlıkla sonuçlanmıştı.

Hükümet 2012 için yüzde 3+3'lük zam teklifini yüzde 3.5 + 4'e yükseltmişti. 2013 yılı teklifi de yarım puan artırarak yüzde 3+3'e çıkarılmıştı.

Zam oranını yetersiz bulan memurlar 23 Mayıs'ta bir günlük iş bırakma eylemi yapmıştı.

4.5 milyon memur ve emeklinin zam oranı netleşti. Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’nun memur maaşlarına yapılacak zammın 2012 yılı için yüzde 4+4, 2013 yılı için de yüzde 3+3 olmasına karar verdiği bildirildi.

Hakem Kurulu, 2012 için zam oranını hükümetin teklifine göre sadece yarım puan artırdı. Hükümet 2012 için yüzde 3.5+4 zam teklif etmişti.

Kurul’un devam eden toplantısında sendikaların hizmet kollarına ilişkin talepleriyle diğer mali talepler de değerlendirilecek.

'KATILIM' UZLAŞMAZLIĞI

Toplantı öncesinde katılım konusunda bir anlaşmazlık yaşandı. Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, Kamu Görevlileri Hakem Kurulu'nda sendikaların taleplerinin değerlendirilmediğini öne sürerek, Memur-Sen'e kurulun bugünkü toplantısına katılmama çağrısında bulundu. Ancak Memur-Sen Hakem Kurulu toplantısına katılacağını açıklayınca, Türkiye Kamu-Sen ve KESK de toplantıya katılma kararı aldı. Sayıştay Başkanı Recai Akyel başkanlığındaki 11 kişilik kurulda hükümet ve memur, 4'er üyeyle temsil ediliyor. Kurulda ayrıca iki üniversite temsilcisi bulunuyor.

21 GÜNDE ANLAŞMA ÇIKMAMIŞTI

Hükümet ve memurun 21 gün süren toplu sözleşme görüşmeleri uyuşmazlıkla sonuçlanmıştı. Hükümet 2012 için yüzde 3+3'lük zam teklifini yüzde 3.5+4'e yükseltmişti. 2013 yılı teklifi de yarım puan artırarak yüzde 3+3'e çıkarılmıştı.

(milliyet)

> Memur zammı belli oldu

Memur zamlarını belirlemek için toplanan Kamu Görevlileri Hakem Kurulu, 2012 için yüzde 4+4, 2013 için yüzde 3+3 zam verilmesini kararlaştırdı.

Hakem Kurulu, 2012 için zam oranını hükümetin teklifine göre sadece yarım puan artırdı. Hükümet 2012 için yüzde 3.5+4 zam teklif etmişti.

Sendikalarla hükümetin anlaşamaması üzerine devreye giren Kamu Görevlileri Hakem Kurulu, hükümetin teklifini yarım puan yükseltti. Karara itiraz edilemeyecek.

Hükümet ve memurun 21 gün süren toplu sözleşme görüşmeleri uyuşmazlıkla sonuçlanmıştı.

Hükümet 2012 için yüzde 3+3'lük zam teklifini yüzde 3.5 + 4'e yükseltmişti. 2013 yılı teklifi de yarım puan artırarak yüzde 3+3'e çıkarılmıştı.

Zam oranını yetersiz bulan memurlar 23 Mayıs'ta bir günlük iş bırakma eylemi yapmıştı.

4.5 milyon memur ve emeklinin zam oranı netleşti. Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’nun memur maaşlarına yapılacak zammın 2012 yılı için yüzde 4+4, 2013 yılı için de yüzde 3+3 olmasına karar verdiği bildirildi.

Hakem Kurulu, 2012 için zam oranını hükümetin teklifine göre sadece yarım puan artırdı. Hükümet 2012 için yüzde 3.5+4 zam teklif etmişti.

Kurul’un devam eden toplantısında sendikaların hizmet kollarına ilişkin talepleriyle diğer mali talepler de değerlendirilecek.

'KATILIM' UZLAŞMAZLIĞI

Toplantı öncesinde katılım konusunda bir anlaşmazlık yaşandı. Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, Kamu Görevlileri Hakem Kurulu'nda sendikaların taleplerinin değerlendirilmediğini öne sürerek, Memur-Sen'e kurulun bugünkü toplantısına katılmama çağrısında bulundu. Ancak Memur-Sen Hakem Kurulu toplantısına katılacağını açıklayınca, Türkiye Kamu-Sen ve KESK de toplantıya katılma kararı aldı. Sayıştay Başkanı Recai Akyel başkanlığındaki 11 kişilik kurulda hükümet ve memur, 4'er üyeyle temsil ediliyor. Kurulda ayrıca iki üniversite temsilcisi bulunuyor.

21 GÜNDE ANLAŞMA ÇIKMAMIŞTI

Hükümet ve memurun 21 gün süren toplu sözleşme görüşmeleri uyuşmazlıkla sonuçlanmıştı. Hükümet 2012 için yüzde 3+3'lük zam teklifini yüzde 3.5+4'e yükseltmişti. 2013 yılı teklifi de yarım puan artırarak yüzde 3+3'e çıkarılmıştı.

(milliyet)

Son Güncelleme: Salı, 29 May 2012 17:27

Gösterim: 1714


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.