Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
"Şeker Portakalı" romanını Başbakanlığa şikayet eden Kadir Zengin kendisinin ve 7 yaşındaki oğlunun mağdur edildiğini ifade etti.
Şikayetten sonra oğlunun okulda diğer öğrenci arkadaşları tarafından taciz edildiğini savunan baba, "Çocuğun arkadaşları 'baban öğretmenimizi şikayet etti' diyerek tacizde bulunmuş. Çocuğum da bundan oldukça rahatsız oldu. Okula gitsem mi gitmesem mi sendromu yaşıyor" dedi.
İstanbul’da bir okulda 7. sınıf öğrencisi çocuğuna Türkçe öğretmeni tarafından tavsiye edilen ve 100 temel eser arasında bulunan Şeker Portakalı isimli kitabı okuyan Kadir Zengin, argo kelimeleri görünce durumu hemen Başbakanlık İletişim Merkezi'ne (BİMER) bildirdi.
Kitabın Türk örf ve adetlerine uygun olmadığını savunan ve "100 temel eser" arasından çıkartılmasını isteyen Kadir Zengin, “Benim çocuğum 7. sınıfta okuyor. Çocuğumun Türkçe öğretmeni kendisine 4 tane kitap tavsiye etmiş bunlardan üç tanesini okudum. Kitaplardan Şeker Portakalı isimli kitabı okumaya başlayınca bizim örf ve ananelerimize uygun olmayan bazı ifadeler tespit ettim. Ben bu ifadelerin altını çizdim bu ifadeler oldukça argo ve bizim kültürümüze uymayan ifadelerdi. Hatta romanın kahramanı 5 yaşındaki Zeze’nin okuduğu bir şiir var ki oldukça müstehcen bir şiirdi" dedi.
Kitap hakkında ve kitabı tavsiye eden öğretmen hakkında BİMER'e şikayette bulunduğunu söyleyen Zengin, "Ben kitaptaki ifadeleri okumaktan utanıyorum. Bu kitabı çocuklara nasıl tavsiye ederler. Bu kitap '100 temel eser' arasından çıkartılmalıdır. Kitabın satılması hakkında söyleyecek bir şeyimiz yok isteyen istediği kitabı basabilir satabilir ancak çocuklara bunun tavsiye edilmesi ve her kitaptan sınavda soru çıkacak denmesi çocuğun alt üst olması anlamına gelir. Buradaki argo kelimeler çocuğun bilinç altına işliyor daha sonra çocuğumuzdan bu kelimeleri kullanırken duyuyoruz. Benim şikayetim bu kitabın '100 temel eser' arasında olmaması yönündedir. Çocuğumun bu kitabı okumak zorunda bırakılması genç bir beyni argo kelimelerle ve müstehcen ifadelerle meşgul etmek demektir” ifadelerini kullandı.
"ÇOCUĞUM OKULA GİTMEK İSTEMİYOR"
Şikayet olayı sonrası çocuğunun psikolojisinin bozulduğunu söyleyen Zengin, "Çocuğun arkadaşları 'baban öğretmenimizi şikayet etti' diyerek tacizde bulunmuş. Çocuğum da bundan oldukça rahatsız oldu. Okula gitsem mi gitmesem mi sendromu yaşıyor. Kendisini ikna ettim" şeklinde konuştu.
Okul yönetimi konuyla ilgili herhangi bir açıklama yapmadı.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
"Şeker Portakalı" romanını Başbakanlığa şikayet eden Kadir Zengin kendisinin ve 7 yaşındaki oğlunun mağdur edildiğini ifade etti.
Şikayetten sonra oğlunun okulda diğer öğrenci arkadaşları tarafından taciz edildiğini savunan baba, "Çocuğun arkadaşları 'baban öğretmenimizi şikayet etti' diyerek tacizde bulunmuş. Çocuğum da bundan oldukça rahatsız oldu. Okula gitsem mi gitmesem mi sendromu yaşıyor" dedi.
İstanbul’da bir okulda 7. sınıf öğrencisi çocuğuna Türkçe öğretmeni tarafından tavsiye edilen ve 100 temel eser arasında bulunan Şeker Portakalı isimli kitabı okuyan Kadir Zengin, argo kelimeleri görünce durumu hemen Başbakanlık İletişim Merkezi'ne (BİMER) bildirdi.
Kitabın Türk örf ve adetlerine uygun olmadığını savunan ve "100 temel eser" arasından çıkartılmasını isteyen Kadir Zengin, “Benim çocuğum 7. sınıfta okuyor. Çocuğumun Türkçe öğretmeni kendisine 4 tane kitap tavsiye etmiş bunlardan üç tanesini okudum. Kitaplardan Şeker Portakalı isimli kitabı okumaya başlayınca bizim örf ve ananelerimize uygun olmayan bazı ifadeler tespit ettim. Ben bu ifadelerin altını çizdim bu ifadeler oldukça argo ve bizim kültürümüze uymayan ifadelerdi. Hatta romanın kahramanı 5 yaşındaki Zeze’nin okuduğu bir şiir var ki oldukça müstehcen bir şiirdi" dedi.
Kitap hakkında ve kitabı tavsiye eden öğretmen hakkında BİMER'e şikayette bulunduğunu söyleyen Zengin, "Ben kitaptaki ifadeleri okumaktan utanıyorum. Bu kitabı çocuklara nasıl tavsiye ederler. Bu kitap '100 temel eser' arasından çıkartılmalıdır. Kitabın satılması hakkında söyleyecek bir şeyimiz yok isteyen istediği kitabı basabilir satabilir ancak çocuklara bunun tavsiye edilmesi ve her kitaptan sınavda soru çıkacak denmesi çocuğun alt üst olması anlamına gelir. Buradaki argo kelimeler çocuğun bilinç altına işliyor daha sonra çocuğumuzdan bu kelimeleri kullanırken duyuyoruz. Benim şikayetim bu kitabın '100 temel eser' arasında olmaması yönündedir. Çocuğumun bu kitabı okumak zorunda bırakılması genç bir beyni argo kelimelerle ve müstehcen ifadelerle meşgul etmek demektir” ifadelerini kullandı.
"ÇOCUĞUM OKULA GİTMEK İSTEMİYOR"
Şikayet olayı sonrası çocuğunun psikolojisinin bozulduğunu söyleyen Zengin, "Çocuğun arkadaşları 'baban öğretmenimizi şikayet etti' diyerek tacizde bulunmuş. Çocuğum da bundan oldukça rahatsız oldu. Okula gitsem mi gitmesem mi sendromu yaşıyor. Kendisini ikna ettim" şeklinde konuştu.
Okul yönetimi konuyla ilgili herhangi bir açıklama yapmadı.
Son Güncelleme: Pazartesi, 14 Ocak 2013 12:24
Gösterim: 2136
RedHack’in İstanbul Üniversitesi Rektörü Yunus Söylet hakkında yayımladığı belgelerde yolsuzluk yapıldığı iddiaları üzerine bir öğrenci Söylet hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundu
YÖK’ün sitesini ‘hack’leyerek yaklaşık 60 bin belge ele geçiren RedHack grubu, bu belgeleri twitter’da yayınlamaya devam ediyor. Redhack’ın yayınladığı İstanbul Üniversitesi ile ilgili belgelerde, promosyon paralarıyla 6 Passat ve 1 BMW marka araç alındığı ve 1.5 milyonluk paranın da bütçeye geçirilmediği iddia edilmişti. Rektör Prof. Dr. Yunus Söylet ise twitter’da, “Birilerinin ortama saçtıklarından dolayı hiç susmam, bugün belgeleriyle açıklama yapılacak, o açıklamalardan sonra özür beklerim” diye ileti yollamıştı. RedHack de rektöre “Özürlük ne yaptık? Açıklama yapmak için illa hack yemeniz mi lazımdı? Siz evvela halktan bilgi sakladığınız için özür dileyin” açıklaması yayınlanmıştı.
Vatan Gazetesi'nin haberine göre, belgelerin yayınlanmasının ardından İstanbul Üniversitesi öğrencilerinden Ö.E., İstanbul Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu ve Rektör Prof. Dr. Söylet hakkındaki yolsuzluk iddialarının araştırılıp, soruşturma açılmasını istedi. Suç duyurusunu işleme alan savcılık, şikayeti Memur Suçları Bürosu’na gönderdi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
RedHack’in İstanbul Üniversitesi Rektörü Yunus Söylet hakkında yayımladığı belgelerde yolsuzluk yapıldığı iddiaları üzerine bir öğrenci Söylet hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundu
YÖK’ün sitesini ‘hack’leyerek yaklaşık 60 bin belge ele geçiren RedHack grubu, bu belgeleri twitter’da yayınlamaya devam ediyor. Redhack’ın yayınladığı İstanbul Üniversitesi ile ilgili belgelerde, promosyon paralarıyla 6 Passat ve 1 BMW marka araç alındığı ve 1.5 milyonluk paranın da bütçeye geçirilmediği iddia edilmişti. Rektör Prof. Dr. Yunus Söylet ise twitter’da, “Birilerinin ortama saçtıklarından dolayı hiç susmam, bugün belgeleriyle açıklama yapılacak, o açıklamalardan sonra özür beklerim” diye ileti yollamıştı. RedHack de rektöre “Özürlük ne yaptık? Açıklama yapmak için illa hack yemeniz mi lazımdı? Siz evvela halktan bilgi sakladığınız için özür dileyin” açıklaması yayınlanmıştı.
Vatan Gazetesi'nin haberine göre, belgelerin yayınlanmasının ardından İstanbul Üniversitesi öğrencilerinden Ö.E., İstanbul Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu ve Rektör Prof. Dr. Söylet hakkındaki yolsuzluk iddialarının araştırılıp, soruşturma açılmasını istedi. Suç duyurusunu işleme alan savcılık, şikayeti Memur Suçları Bürosu’na gönderdi.
Son Güncelleme: Pazartesi, 14 Ocak 2013 09:58
Gösterim: 2111
Bugüne kadar herkesin merak ettiği, Başbakan Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan’ın babasına astronomik rakamla ücretli danışmanlık yaptığı iddialarına Hüseyin Çelik Twitter’dan cevap verdi
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan’ın “bir kuruş bile ücret almadığını” bildirdi.
Çelik, Twitter hesabı üzerinden takipçilerine, son günlerin tartışmalı konusu olan Sümeyye Erdoğan’ın görevi karşılığı astronomik maaş aldığı iddiaları hakkında değerlendirmede bulundu. Çelik, “Başbakanımızın kızı Sayın Sümeyye Erdoğan'ın yüksek bir maaşla babasına danışmanlık yaptığı iddiası tümüyle yalandır. Sayın Sümeyye Erdoğan, Ak Parti'den de resmi kuruluşlardan da bir kuruş bile ücret almamaktadır” dedi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Bugüne kadar herkesin merak ettiği, Başbakan Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan’ın babasına astronomik rakamla ücretli danışmanlık yaptığı iddialarına Hüseyin Çelik Twitter’dan cevap verdi
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan’ın “bir kuruş bile ücret almadığını” bildirdi.
Çelik, Twitter hesabı üzerinden takipçilerine, son günlerin tartışmalı konusu olan Sümeyye Erdoğan’ın görevi karşılığı astronomik maaş aldığı iddiaları hakkında değerlendirmede bulundu. Çelik, “Başbakanımızın kızı Sayın Sümeyye Erdoğan'ın yüksek bir maaşla babasına danışmanlık yaptığı iddiası tümüyle yalandır. Sayın Sümeyye Erdoğan, Ak Parti'den de resmi kuruluşlardan da bir kuruş bile ücret almamaktadır” dedi.
Son Güncelleme: Pazar, 13 Ocak 2013 17:13
Gösterim: 2571
Tekirdağlı 23 yaşındaki Refiye Yılmaz, milyonda bir görülen Gardner Sendromu hastalığının pençesinde, yaşam savaşı veriyor.
Tedavi olmazsa 6 aylık ömür kalan Refiye’nin yaşaması için Amerika’da ameliyat olması gerekiyor. Tedavi için 1 milyon dolar paraya ihtiyaç duyulan Refiye için başlatılan yardım kampanyasında sadece 300 TL toplanabildi.
Tekirdağ'da yaşayan Refiye Yılmaz, 7 yıl önce yakalandığı Gardner Sendromu hastalığına karşı yaşam mücadelesi veriyor. Babasının genlerinde pasif (taşıyıcı) olan hastalığın kendisinde aktif hale gelmesiyle 16 yaşında kalın bağırsağı alınan genç kızın yaşabilmesi için şimdi de ince bağırsak nakli olması gerekiyor. Refiye'nin Amerika Miami Hastanesi'nde yapılacak nakille sağlığına tamamen kavuşabilmesi için 1 Milyon Dolar gerekiyor.
Yaşadıklarını ilk kez Refiye Yılmaz ise Sağlık Bakanlığı'na sesini duyurmak istiyor. Tüm ümidiyle sağlığına kavuşacağı günü bekleyen Yılmaz, tek isteğinin bir gün normal insanlar gibi her istediğini yiyebilmek olduğunu söylüyor. Bir yıldan bu yana sadece özel mamayla beslenen Refiye, ekmek başta olmak üzere normal bir insanın tüketebildiği hiç bir gıdayı tüketemiyor.
6 AYLIK ÖMRÜ KALDI
Tedavi olmazsa 6 aylık ömrünün kaldığını gözyaşları içinde ifade eden Yılmaz, “Hastalımı öğrendikten çok kısa süre sonra geçirdiğim ameliyatla kalın bağırsağım tamamen alındı. Şuanda 22 santimlik bir metal pipetle yaşıyorum. Acilen ince bağırsak nakli olmam gerekiyor. Bu gerçekleşirse sağlığıma kavuşacağım.” dedi.
1 KUTULU İLACI 3 BİN TL
Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi'ndeki kontrollerinin devam ettiğini bildiren Yılmaz, 1 ay süreyle kullandığı 1 kutu ilacın fiyatının ise 3 bin TL olduğunu söyledi. İlacın, Türkiye'de literatürde yer almadığını bu yüzden de Türkiye'de bulunmadığını anlatan Yılmaz, kendisi için hayati önem taşıyan bu ilacın İstanbul'da bir milletvekili aracılığıyla getirtilebildiğini söyledi.
AİLESİ ZOR DURUMDA
Babasının emekli olduğunu ancak tedavi masraflarını karşılabilmek için annesinin ve babasının çalıştığını ifade eden Yılmaz, “Ailemin benim tedavim için çektikleri banka kredisinin taksitlerini ödemelerine yardım etmek için ben de bir markette çalışıyorum. Zaten benim hastalığım da burada arkadaşlarım tarafından öğrenilince kamuoyuna duyuruldu. Sürekli üşüdüğümü ve halsiz olduğumu gören arkadaşlarım bunun sebebini sorunca hastalığımı onlara anlattım. Benim için sosyal medyada destek sayfası oluşturdular. Bu sayede kamuoyunun belli bir kitlesine ulaştık. Herkes elinden geleni yapmaya çalışıyor sağolsun" şeklinde konuştu.
HUKUK FAKÜLTESİNİ KAZANDI GİDEMEDİ
Hastalıkla mücadele eden Refiye Yılmaz, öte yandan 7 yıl önce girdiği üniversite sınavlarında Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni kazandığını, ancak maddi imkansızlıklar ve hastalığı nedeniyle okula gidemediğini açıkladı.
‘SAYIN BAŞBAKANIM SESİMİ DUYUN’
Ölmek üzere olduğunu söyleyen Yılmaz, “Ameliyat olmazsam yaşamıma devam edemeyeceğim. Sayın başbakanıma ve eşine sesleniyorum. Sizde bir baba ve annesiniz. Evladınızın bir tırnağına bir şey geldiğinde canınız nasıl acıyorsa beni de öyle düşünün. Benim annemin canı o kadar çok yanıyor ki buradan bana yardım etmenizi istiyorum.” dedi.
SADECE 300 TL YARDIM TOPLANDI
Yılmaz, Tekirdağ Valiliği tarafından Halkbank Tekirdağ Şubesi nezdinde yardım kampanyası için hesap açıldığını belirtti. Hesapta ise bir hafta içinde 300 TL biriktirildiği öğrenildi.
Valiliğin, kampanya hesaplarını yönetmek ve düzenlemek üzere görevlendirdiği Selime Günder Yazıcı, Sevilay Bozdoğan ve Filiz Koyuncu isimlerine yapılacak bağışların tedavi giderlerinde kullanılmasının amaçlandığını anımsatan Yılmaz, büyük umutlarla hayırsever vatandaşlardan gelecek yardımları bekliyor.
Yardımsever vatandaşlar, Valilik tarafından Halk Bankası Tekirdağ Şubesi'nde Refiye Yılmaz için açılan hesaba 3 ay süreyle bağışta bulunabilecek.
Selime Günder Yazıcı, Sevilay Bozdoğan veya Filiz Koyuncu adına
Müşteri No : 10291531
IBAN : TR54 - 0001 - 2009 - 3040 - 0001 - 0362 - 91
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Tekirdağlı 23 yaşındaki Refiye Yılmaz, milyonda bir görülen Gardner Sendromu hastalığının pençesinde, yaşam savaşı veriyor.
Tedavi olmazsa 6 aylık ömür kalan Refiye’nin yaşaması için Amerika’da ameliyat olması gerekiyor. Tedavi için 1 milyon dolar paraya ihtiyaç duyulan Refiye için başlatılan yardım kampanyasında sadece 300 TL toplanabildi.
Tekirdağ'da yaşayan Refiye Yılmaz, 7 yıl önce yakalandığı Gardner Sendromu hastalığına karşı yaşam mücadelesi veriyor. Babasının genlerinde pasif (taşıyıcı) olan hastalığın kendisinde aktif hale gelmesiyle 16 yaşında kalın bağırsağı alınan genç kızın yaşabilmesi için şimdi de ince bağırsak nakli olması gerekiyor. Refiye'nin Amerika Miami Hastanesi'nde yapılacak nakille sağlığına tamamen kavuşabilmesi için 1 Milyon Dolar gerekiyor.
Yaşadıklarını ilk kez Refiye Yılmaz ise Sağlık Bakanlığı'na sesini duyurmak istiyor. Tüm ümidiyle sağlığına kavuşacağı günü bekleyen Yılmaz, tek isteğinin bir gün normal insanlar gibi her istediğini yiyebilmek olduğunu söylüyor. Bir yıldan bu yana sadece özel mamayla beslenen Refiye, ekmek başta olmak üzere normal bir insanın tüketebildiği hiç bir gıdayı tüketemiyor.
6 AYLIK ÖMRÜ KALDI
Tedavi olmazsa 6 aylık ömrünün kaldığını gözyaşları içinde ifade eden Yılmaz, “Hastalımı öğrendikten çok kısa süre sonra geçirdiğim ameliyatla kalın bağırsağım tamamen alındı. Şuanda 22 santimlik bir metal pipetle yaşıyorum. Acilen ince bağırsak nakli olmam gerekiyor. Bu gerçekleşirse sağlığıma kavuşacağım.” dedi.
1 KUTULU İLACI 3 BİN TL
Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi'ndeki kontrollerinin devam ettiğini bildiren Yılmaz, 1 ay süreyle kullandığı 1 kutu ilacın fiyatının ise 3 bin TL olduğunu söyledi. İlacın, Türkiye'de literatürde yer almadığını bu yüzden de Türkiye'de bulunmadığını anlatan Yılmaz, kendisi için hayati önem taşıyan bu ilacın İstanbul'da bir milletvekili aracılığıyla getirtilebildiğini söyledi.
AİLESİ ZOR DURUMDA
Babasının emekli olduğunu ancak tedavi masraflarını karşılabilmek için annesinin ve babasının çalıştığını ifade eden Yılmaz, “Ailemin benim tedavim için çektikleri banka kredisinin taksitlerini ödemelerine yardım etmek için ben de bir markette çalışıyorum. Zaten benim hastalığım da burada arkadaşlarım tarafından öğrenilince kamuoyuna duyuruldu. Sürekli üşüdüğümü ve halsiz olduğumu gören arkadaşlarım bunun sebebini sorunca hastalığımı onlara anlattım. Benim için sosyal medyada destek sayfası oluşturdular. Bu sayede kamuoyunun belli bir kitlesine ulaştık. Herkes elinden geleni yapmaya çalışıyor sağolsun" şeklinde konuştu.
HUKUK FAKÜLTESİNİ KAZANDI GİDEMEDİ
Hastalıkla mücadele eden Refiye Yılmaz, öte yandan 7 yıl önce girdiği üniversite sınavlarında Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni kazandığını, ancak maddi imkansızlıklar ve hastalığı nedeniyle okula gidemediğini açıkladı.
‘SAYIN BAŞBAKANIM SESİMİ DUYUN’
Ölmek üzere olduğunu söyleyen Yılmaz, “Ameliyat olmazsam yaşamıma devam edemeyeceğim. Sayın başbakanıma ve eşine sesleniyorum. Sizde bir baba ve annesiniz. Evladınızın bir tırnağına bir şey geldiğinde canınız nasıl acıyorsa beni de öyle düşünün. Benim annemin canı o kadar çok yanıyor ki buradan bana yardım etmenizi istiyorum.” dedi.
SADECE 300 TL YARDIM TOPLANDI
Yılmaz, Tekirdağ Valiliği tarafından Halkbank Tekirdağ Şubesi nezdinde yardım kampanyası için hesap açıldığını belirtti. Hesapta ise bir hafta içinde 300 TL biriktirildiği öğrenildi.
Valiliğin, kampanya hesaplarını yönetmek ve düzenlemek üzere görevlendirdiği Selime Günder Yazıcı, Sevilay Bozdoğan ve Filiz Koyuncu isimlerine yapılacak bağışların tedavi giderlerinde kullanılmasının amaçlandığını anımsatan Yılmaz, büyük umutlarla hayırsever vatandaşlardan gelecek yardımları bekliyor.
Yardımsever vatandaşlar, Valilik tarafından Halk Bankası Tekirdağ Şubesi'nde Refiye Yılmaz için açılan hesaba 3 ay süreyle bağışta bulunabilecek.
Selime Günder Yazıcı, Sevilay Bozdoğan veya Filiz Koyuncu adına
Müşteri No : 10291531
IBAN : TR54 - 0001 - 2009 - 3040 - 0001 - 0362 - 91
Son Güncelleme: Pazar, 13 Ocak 2013 17:23
Gösterim: 1804
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), Okul Sütü Programı kapsamında 81 ilden 218 öğretmene eğitim vermeye başladı.
Sağlık Bakanlığı, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı organizasyonunda yürütülen ve 11 Şubat itibarıyla 30 bin 885 okulda başlayacak Okul Sütü Programı öncesi 81 ilden gelen 218 öğretmene Başkent Öğretmenevi'nde eğitici eğitimi verilmeye başlandı. ''Alo 147'' temsilcilerinin de yer aldığı eğitimler 2 gün sürecek.
MEB, Sağlık Bakanlığı ile Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı yetkilileri, öğretmenlere süt dağıtılmadan önce, süt dağıtımı sırasında, süt içilirken ve süt içildikten sonra okullarda yapılacak uygulamalar, karşılaşılabilecek problemler ve süreci yönetebilme konusunda bilgi verecek.
Programa katılacak öğretmenler de okul sütü programı uygulanacak okulların müdürlerine, valiliklerce önceden belirlenmiş tarih ve plan doğrultusunda eğitim verecek. Okul müdürleri de bu kapsamda diğer öğretmenleri ve velileri bilgilendirecek.
Okul Sütü Programı kapsamında, e-okul sistemine veli izin formları girilecek. Veli izin vermediği takdirde öğrenciye süt verilmeyecek. Herhangi bir şikayeti olan veli, durumu form doldurarak yetkililere iletebilecek.
6 milyon 290 bin 977 öğrenciye süt dağıtılacak
Milli Eğitim Bakanlığı Temel Eğitim Genel Müdürü Funda Kocabıyık programın açılışında yaptığı konuşmada, geçen yıl, ana okulları, ana sınıfları ve ilkokul 1 ve 5. sınıflardaki 7 milyon 185 bin 21 öğrenciye süt dağıtıldığını söyledi.
Okul Sütü Programı'nın bu yıl ülke genelinde resmi ve özel ana sınıfı ile ilkokul 1,2,3 ve 4. sınıf öğrencilerine yönelik uygulanacağını hatırlatan Kocabıyık, ''Her hafta pazartesi, çarşamba ve cuma günlerinde 200 mililitre ambalajlı, yağlı, sade UHT içme sütü sevkıyatları, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından belirlenecek kriterlere uygun olarak il ve ilçe milli eğitim müdürlüklerinin organizasyonu ve kontrolünde yüklenici firmalar tarafından yapılacak'' dedi.
Kocabıyık, güncel verilere göre, programın 30 bin 885 okulda uygulanacağını ve 6 milyon 290 bin 977 öğrenciye süt dağıtılacağını kaydetti.
Program kapsamında herhangi bir sorunla karşılaşıldığında, sürecin planlı ve programlı yönetilebilmesi için ilgili bakanlıkların illerdeki yetkililerinin de formatörlere gerekli desteği vereceğini ifade eden Kocabıyık, ''Böylece, konuyu sahiplenerek, etkin rehberlik çalışmaları yapmanız sonucunda, karşılaşılabilecek sorunların yerinde, kolaylıkla çözülebilmesi mümkün olacaktır. Alo 147 temsilcisi personelimiz ise gelen soruların hızlı ve doğru bir şekilde cevaplanması için iki gün boyunca edindiği bilgiler ışığında iletişim merkezindeki personele konuyla ilgili aktarımda bulunacak'' diye konuştu.
Okul sütü geleceğe yatırımdır
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Hayvancılık Genel Müdürü Ali Karaca da okul sütü programlarının dünyada 80 ülkede uygulandığını, Türkiye'de de tüm ülkeyi kapsayacak şekilde geçen yıl Mayıs ayında uygulamaya başlandığını hatırlattı.
Başlangıçta bazı sıkıntılar yaşansa da geçen yıl ilk kez uygulanan projenin başarılı olduğunu dile getiren Karaca, Okul Sütü Programı'na ilişkin bazı kesimlerde piyasayı regüle veya absorbe etmek amacıyla yapıldığı yönünde yanlış bir algılamanın bulunduğunu ifade etti.
Karaca, Türkiye'de günlük süt üretiminin 45 bin ton olduğunu geçen yıl program kapsamında 30 bin ton sütün piyasadan çekildiğini, bunun üretimin bir günlüğüne bile denk gelmediğini söyledi.
Bu yıl yaklaşık 60 bin ton sütün piyasadan çekileceğini bildiren Ali Karaca, ''Okul sütü, piyasa düzenlenmesi veya süt fiyatlarının düşmemesi için uygulanan bir proje değil, okul sütü geleceğe yatırımdır'' dedi.
Karaca, proje için geçen yıl 75 milyon kaynak kullanıldığını, bu yıl ise projenin 135 milyona mal olacağını dile getirdi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), Okul Sütü Programı kapsamında 81 ilden 218 öğretmene eğitim vermeye başladı.
Sağlık Bakanlığı, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı organizasyonunda yürütülen ve 11 Şubat itibarıyla 30 bin 885 okulda başlayacak Okul Sütü Programı öncesi 81 ilden gelen 218 öğretmene Başkent Öğretmenevi'nde eğitici eğitimi verilmeye başlandı. ''Alo 147'' temsilcilerinin de yer aldığı eğitimler 2 gün sürecek.
MEB, Sağlık Bakanlığı ile Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı yetkilileri, öğretmenlere süt dağıtılmadan önce, süt dağıtımı sırasında, süt içilirken ve süt içildikten sonra okullarda yapılacak uygulamalar, karşılaşılabilecek problemler ve süreci yönetebilme konusunda bilgi verecek.
Programa katılacak öğretmenler de okul sütü programı uygulanacak okulların müdürlerine, valiliklerce önceden belirlenmiş tarih ve plan doğrultusunda eğitim verecek. Okul müdürleri de bu kapsamda diğer öğretmenleri ve velileri bilgilendirecek.
Okul Sütü Programı kapsamında, e-okul sistemine veli izin formları girilecek. Veli izin vermediği takdirde öğrenciye süt verilmeyecek. Herhangi bir şikayeti olan veli, durumu form doldurarak yetkililere iletebilecek.
6 milyon 290 bin 977 öğrenciye süt dağıtılacak
Milli Eğitim Bakanlığı Temel Eğitim Genel Müdürü Funda Kocabıyık programın açılışında yaptığı konuşmada, geçen yıl, ana okulları, ana sınıfları ve ilkokul 1 ve 5. sınıflardaki 7 milyon 185 bin 21 öğrenciye süt dağıtıldığını söyledi.
Okul Sütü Programı'nın bu yıl ülke genelinde resmi ve özel ana sınıfı ile ilkokul 1,2,3 ve 4. sınıf öğrencilerine yönelik uygulanacağını hatırlatan Kocabıyık, ''Her hafta pazartesi, çarşamba ve cuma günlerinde 200 mililitre ambalajlı, yağlı, sade UHT içme sütü sevkıyatları, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından belirlenecek kriterlere uygun olarak il ve ilçe milli eğitim müdürlüklerinin organizasyonu ve kontrolünde yüklenici firmalar tarafından yapılacak'' dedi.
Kocabıyık, güncel verilere göre, programın 30 bin 885 okulda uygulanacağını ve 6 milyon 290 bin 977 öğrenciye süt dağıtılacağını kaydetti.
Program kapsamında herhangi bir sorunla karşılaşıldığında, sürecin planlı ve programlı yönetilebilmesi için ilgili bakanlıkların illerdeki yetkililerinin de formatörlere gerekli desteği vereceğini ifade eden Kocabıyık, ''Böylece, konuyu sahiplenerek, etkin rehberlik çalışmaları yapmanız sonucunda, karşılaşılabilecek sorunların yerinde, kolaylıkla çözülebilmesi mümkün olacaktır. Alo 147 temsilcisi personelimiz ise gelen soruların hızlı ve doğru bir şekilde cevaplanması için iki gün boyunca edindiği bilgiler ışığında iletişim merkezindeki personele konuyla ilgili aktarımda bulunacak'' diye konuştu.
Okul sütü geleceğe yatırımdır
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Hayvancılık Genel Müdürü Ali Karaca da okul sütü programlarının dünyada 80 ülkede uygulandığını, Türkiye'de de tüm ülkeyi kapsayacak şekilde geçen yıl Mayıs ayında uygulamaya başlandığını hatırlattı.
Başlangıçta bazı sıkıntılar yaşansa da geçen yıl ilk kez uygulanan projenin başarılı olduğunu dile getiren Karaca, Okul Sütü Programı'na ilişkin bazı kesimlerde piyasayı regüle veya absorbe etmek amacıyla yapıldığı yönünde yanlış bir algılamanın bulunduğunu ifade etti.
Karaca, Türkiye'de günlük süt üretiminin 45 bin ton olduğunu geçen yıl program kapsamında 30 bin ton sütün piyasadan çekildiğini, bunun üretimin bir günlüğüne bile denk gelmediğini söyledi.
Bu yıl yaklaşık 60 bin ton sütün piyasadan çekileceğini bildiren Ali Karaca, ''Okul sütü, piyasa düzenlenmesi veya süt fiyatlarının düşmemesi için uygulanan bir proje değil, okul sütü geleceğe yatırımdır'' dedi.
Karaca, proje için geçen yıl 75 milyon kaynak kullanıldığını, bu yıl ise projenin 135 milyona mal olacağını dile getirdi.
Son Güncelleme: Pazar, 13 Ocak 2013 10:25
Gösterim: 1502

