ODTÜ, Boğaziçi, İTÜ, Sabancı, Bilkent ve Koç üniversiteleri "Dünyanın En İyi Üniversiteleri" listesinde yer aldı.

İngiltere'de yüksek öğrenimle ilgili yayınlanan "Times Higher Education (THE)" isimli haftalık derginin "Dünyanın En İyi Üniversiteleri" listesinde, Türkiye'den 4 üniversite ilk 200'de, toplam 6 üniversite de ilk 400'de yer aldı.

Derginin bu yıl 11'inci kez yayınladığı sıralamaya göre, ABD'deki "California Institute of Technology" üniversitesi ilk sıradaki yerini dördüncü kez korurken, Harvard Üniversitesi ikinci sırada yer aldı. İngiltere'deki Oxford Üniversitesi üçüncü, ABD'deki Stanford Üniversitesi dördüncü ve yine İngiltere'deki Cambridge Üniversitesi ise beşinci sırada yer buldu.

İşte listenin başında yer alan üniversiteler

Üniversitelerin araştırma, bilgi paylaşımı, uluslararası görünümü, öğretim ortamı gibi kriterleri dikkate alınarak hazırlanan listenin başında yer alan diğer üniversiteler ise sırasıyla şöyle:

"The Massachusetts Institute of Technology Üniversitesi, Princeton Üniversitesi, California Üniversitesi, Berkeley Üniversitesi, Imperial College London Üniversitesi ile Yale Üniversitesi ve Chicago Üniversitesi oldu.

Türkiye'den listede geçen yıl ilk 200'de bir üniversite bulunurken, bu yıl bu sayının 4'e yükselmesi dikkati çekti. Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) 85'inci, Boğaziçi Üniversitesi 139'uncu, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) 165'inci, Sabancı Üniversitesi 182'inci, Bilkent Üniversitesi 201'inci, Koç Üniversitesi ise 301'inci sırada yer aldı. İTÜ ve Sabancı üniversiteleri ilk kez listeye girmiş oldu.

Times Higher Education Dergisi Editörü Phil Baty, Türkiye'nin listedeki yerine ilişkin yaptığı açıklamada, "Bu yıl Türkiye için çok iyi bir yıl oldu. Sıralamada ciddi yükselişler gerçekleşti. Bunun en önemli nedenlerinden biri araştırmalar. TÜBİTAK ve TAEK'in 'Higgs bozonu' parçacığını bulması, araştırma ve geliştirmeye yatırımın artması, Türk kuruluşlarının araştırma etkisini de artırmıştır" ifadelerini kullandı.

Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Mühendislik Fakültesi Maden Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Bahri Ersoy, Anadolu'daki üniversitelerde bulunan maden mühendisliği bölümlerine son yıllarda talebin azaldığını belirterek, "Yaşanan Soma faciası zaten gittikçe azalan bu bölümlere olan talebi, öğrenci tercihlerini daha da etkilediğini düşünüyorum" dedi. 

Prof. Dr. Ersoy, AA muhabirine yaptığı açıklamada, üniversite sınavı ve Dikey Geçiş Sınavı ile bu yıl bölüme 11 öğrencinin kayıt yaptırdığını ifade etti. Öğrenci sayısında son 4 yılda ciddi bir düşüş yaşandığını dile getiren Ersoy, bunun da büyük endişe uyandırdığını söyledi. 

Anadolu'daki üniversitelerde, gerek akademik kadro gerek laboratuvar konusunda ciddi bir alt yapı olmasına rağmen yeterince öğrencinin tercih etmemesinin handikap oluşturduğunu aktaran Ersoy, şunları söyledi:

"Sadece Afyonkarahisar için değil, İstanbul, Ankara ve İzmir hariç, Anadolu'daki tüm üniversitelerde, maden mühendisliği bölümü olan yerlerde, bu sorun yaşanıyor. Ankara'daki bir toplantıda meslektaşlarımızla bu konuyu görüştük. Kütahya, Eskişehir, Uşak, Adana'da aynı sıkıntı var. Yılların üniversitesi olan Çukurova Üniversitesi'ne 15-20 kişi gelmiş. Konya'da 20 öğrenci var. İkinci öğretimler kapandı, normal öğretimler de yarı yarıya azaldı. İkinci öğretim sadece İzmir'de bulunuyor. Anadolu'daki tüm üniversitelerde bu problem var. Kiminle görüşsek bu konu gündeme geliyor. Bir araya gelip değerlendirme yapmamız lazım. Bu konuda ciddi bir değerlendirme ve inceleme de yapılmalı."

"Gelecekte ne olacağını bilmiyoruz. Bu sene 7 öğrenci geldi, seneye 3 öğrenci gelecek, 3-5 sene sonra neredeyse bölüme öğrenci gelmeyecek" değerlendirmesinde bulunan Ersoy, bu konunun ülkede ciddi bir problem olduğunu vurguladı.

Konunun, dünya genelindeki üniversitelerle de kıyas edilmesi gerektiğini belirten Ersoy, özellikle yer bilimlerindeki bu sıkıntının acilen ele alınmasını isteyerek, "Bu memleketin maden mühendisine ihtiyacı olmayacak mı? 10-20 sene sonra ne olacak? Bu kadar madenlerimiz var, bunlar çıkartılırken maden mühendisine ihtiyaç olmayacak mı? Bugün devlet çok ciddi yatırım yapıyor. Sürekli sondajlar yapılıyor. Bir ülkenin zenginliği ne kadar yer altı kaynaklarına sahip olduğuyla alakalı bir durum. Dolayısıyla da bu potansiyelimizi değerlendirmeye mecburuz" diye konuştu.

Maden faciaları etkili oldu

Son zamanlarda yaşanılan maden facialarının da öğrencilerin tercihlerini etkileyebileceğine dikkati çeken Ersoy, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Mayıs ayında yaşanılan büyük facia, bu tür büyük olaylar, kamuoyunu ciddi şekilde etkilemekte. Bir hafta boyunca televizyonlarda sadece madencilik, yer altı madenciliği konuşuldu. Tabii insanlar bunu izliyor, aileler, tercih yapacak öğrenciler izliyor. O haberlere bakınca ne görecek, ciddi bir yaşam riski olan bölüm olarak algılayacak. Belki bunu çok hak eden bir bölüm de değiliz. Haberlere bakarak öğrenci tercihini ona göre yaparsa da olmaz. Bunun negatif bir etki doğurduğu, tercihlerde de etkili olduğunu söylemek yanlış olmaz. Yaşanan Soma faciası zaten gittikçe azalan bu bölümlere olan talebi, öğrenci tercihlerini daha da etkilediğini düşünüyorum. Bunu da düzeltmek hepimizin vazifesi. Neler yapılabileceği konusunda bölümdeki arkadaşlarla zaman zaman istişare ediyoruz. Seneye ne olacak? Büyük üniversitelerin bu konuda sıkıntısı yok ama Anadolu üniversitelerinin bu derdi var."

Prof. Dr. Mustafa Aydın, OECD Yüksek Öğretim Programı Türkiye Kurumsal Temsilcisi seçildi

Kadir Has Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Aydın, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (Organization of Economic Co-operation and Development – OECD) Yüksek Öğretim Programı (Higher Education Programme - IMHE) Yönetim Kurulu’na Türkiye Kurumsal Temsilcisi olarak seçildi.

Kadir Has Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Aydın, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Yüksek Öğretim Programı Yönetim Kurulu Türkiye Kurumsal Temsilcisi olarak uluslararası ağ bünyesinde profesyonelleri, karar vericileri ve araştırmacıları bir araya getirecek.

Aydın’ın üç yıl süreyle Türkiye temsilcisi olacağı OECD (Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü), Yüksek Öğretim Programı, profesyonellerin yüksek öğretim sistemiyle ilgili deneyimlerini paylaşabildiği, ortak düşünce ve analizlerden faydalanabildiği sürekli bir forum ortamı sağlamak amacıyla 1969’da kuruldu. IMHE’nin 50’yi aşkın ülkeden 250’nin üzerinde üyesi bulunuyor.

Türkiye’nin en büyük şirketlerinden olan Yıldız Holding, toplum sağlığının geleceği için, dünyanın en köklü ve saygın bilim akademilerinden biri olan Harvard Üniversitesi Toplum Sağlığı Fakültesi’ne (Harvard School of Public Health - HSPH) 24 Milyon dolarlık bağışta bulundu.

Yıldız Holding’in 24 Milyon dolarlık bağış yaptığı fakültenin şu anda aktif şekilde çalışmakta olan Genetik ve Kompleks Hastalıklar Laboratuvarı, 10 yıl boyunca Sabri Ülker Merkezi (Sabri Ülker Center) olarak anılacak. Halen başkanlığını dünyaca ünlü bilim adamı Prof. Dr. Gökhan Hotamışlıgil’in yürüttüğü merkez, bu bağışla birlikte özellikle kronik hastalıkların oluşmasını önlemek adına hem Türkiye’den hem dünyadan bilim adamlarının çalışmalarına ev sahipliği yapacak.

Sabri Ülker Merkezi’nin (Sabri Ülker Center) açılışı, 29 Eylül Pazartesi günü Amerika Birleşik Devletleri’nin Boston şehrindeki Harvard Üniversitesi’nde geniş bir katılımla gerçekleştirildi.

Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ali Ülker’in katılımıyla gerçekleştirilen açılışa, Harvard Üniversitesi Toplum Sağlığı Fakültesi Dekanı Julio Frenk ve Sabri Ülker Merkezi Başkanı Prof. Dr. Gökhan Hotamışlıgil’in yanı sıra, bilim, akademi ve iş dünyasından çok sayıda isim katıldı. Açılış töreninde konuşan Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ali Ülker, “Bugüne kadar Türkiye’den dünya çapında bir bilim kurumuna yapılan en büyük bağışı gerçekleştirmiş olmak, hem aile olarak hem de Türkiyeli olarak bizim için gurur verici. Bilime ve inovasyona olan inancımız, toplum sağlığının geleceği için alanının en iyileriyle işbirliği yapma vizyonumuzla bütünleşti. Türkiye’nin lider gıda ve içecek şirketi olarak ülkemizde ve dünyada toplum sağlığının geleceğine olan sorumluluğumuzu layığıyla yerine getirmeye çalışıyoruz. Harvard Üniversitesi Toplum Sağlığı Fakültesi, “kamu sağlığı” kavramını ilk kez bir branş olarak eğitim sistemine alan köklü bir geleneğin temsilcisi, dünyaca saygı duyulan bir bilim kurumu. Bu kurumda ana dilimizi konuştuğumuz saygın bir bilim insanıyla yolumuzun kesişmiş olması bizler için bir ayrıcalık” dedi.

“Dünya sağlığının geleceği için tam zamanında gelen bir bağış”

Toplantıya katılan Harvard Üniversitesi Toplum Sağlığı Fakültesi Dekanı Julio Frenk, “Kronik metabolik bozuklukların tüm dünyada toplum sağlığını ciddi şekilde tehdit ettiği bir dönemde, böylesine büyük bir bağış almış olmaktan bilim ve gıda endüstrisinin geleceği adına çok mutluyuz” diye konuştu.

“Hastalıkların önlenmesi ve tedavisi için önemli adımlar atacağız”

Sabri Ülker Merkezi’nin liderliğini yürütecek olan, Harvard Üniversitesi Toplum Sağlığı Fakültesi Genetik ve Kompleks Hastalıklar Bölüm Başkanı Prof. Dr. Gökhan Hotamışlıgil,  “Hem kişisel hem de mesleki bir rüya gerçekleşiyor. Bu bağış ile önümüzdeki 10 yıl içerisinde yapmayı hayal ettiğimiz çalışmaların kesintisiz olarak sürdürülmesi ve bu çalışmalar çerçevesinde Türkiye’den de bir çok bilim insanının yetiştirilmesi mümkün olacak. Hedefimiz, toplum sağlığının geleceği için beslenme ve metabolizma arasındaki ilişkiyi derinlemesine inceleyerek bu alanda yeni çığırlar açacak inovatif araştırmalara imza atmak. Kronik kompleks hastalıkların önlenmesi ve tedavisi yolunda önemli adımlar atacağımıza inanıyorum” dedi.