Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Neriman TEKELİ HAYIROĞLU - YETEV Okulları Program ve Yayın Geliştirme Müdürü
“Uygulamalı dersler başta olmak üzere branş ayırt etmeden tüm derslerde beceri temelli eğitimi temel alan yöntemler kullanıyoruz ve uygulama sonuçlarımıza göre derslerin verimliliğini artırdığını gözlemliyoruz. Beceri temelli eğitimi destekleyecek türden kavramsal eğitim, proje tabanlı eğitim, disiplinler arası ve üstü yaklaşımlar vb. her türlü eğitim modelini müfredatımıza entegre etmekteyiz. YETEV Okulları Program Geliştirme Birimi PROGEL tarafından hazırlanan ders modüllerimiz de bu entegrasyonda önemli bir yere sahiptir.”
Beceri Temelli Eğitim kavramı sizin için ne ifade ediyor? Kurum olarak yaklaşımınızdan bahsedebilir misiniz?
Beceri temelli eğitim, öğrencilere verilmek istenen bilgiyi, onlara uygulama fırsatı sunarak kazandırmayı hedefleyen bir eğitim öğretim yaklaşımıdır. Bu yaklaşım sayesinde öğrenciler aktif olarak eğitim sürecine dâhil olur ve tecrübe kazanma fırsatı bulur. Kurum olarak bizim de hedefimiz, öğrencilerimizin eğitim öğretim serüvenlerinde aktif rol almalarını, yeteneklerini keşfetmelerini ve bu yetenekleri doğrultusunda kendilerini geliştirmelerini sağlamaktır. Beceri temelli eğitimde çocuklara salt bilgiyi aktarmak yerine onlara fıtratlarına uygun şekilde nasıl öğreneceklerini öğrenme imkânı sunulur. Akademik becerilerin yanı sıra düşünme becerileri, sosyal-duygusal beceriler, motor becerileri, günlük yaşam becerileri, iletişim kurma ve kendilerini ifade etme becerileri gibi çok çeşitli alanlarda öğrencilerimizin edindikleri bilgileri sergileyebilmelerine ve hatta ürüne dönüştürebilmelerine destek olmak en önemli vazifelerimiz arasındadır. Kurum olarak bizler de bu farkındalıkla eğitim öğretim faaliyetlerimizi planlayıp yürütmekteyiz.
BİLGİ/BECERİ DENGESİ İYİ KURULMALI
Beceri Temelli Eğitim’in temel dinamikleri neler?
Yirminci yüzyılda ve hatta yirmi birinci yüzyılın başlarında bilgiye dayalı öğrenme, okullarda uygulanan standart yaklaşımlardan biriydi ve genellikle bu yaklaşımda okuma ya da anlatım tekniğiyle bilgi öğrencilere aktarılmaktaydı. Beceri temelli eğitimle karşılaştırıldığında, bilgiye dayalı öğrenme anlamaya odaklanırken beceri temelli öğrenme daha çok uygulamaya ve ortaya bir ürün koymaya odaklanır. Buradaki temel dinamikler öğrencilerin bilgiyi yorumlayabilmesi, başka bilgilerle birleştirebilmesi ve en önemlisi bu bilgiyi davranışa dönüştürebilmesidir. Bu sayede bilgiyi kavrama ve anlamadan daha da öteye geçerek uygulama, analiz etme, başka bilgilerle sentezleme ve hatta dönüştürme gibi daha üst düzey becerilerin geliştirilmesi hedeflenir.
Günümüzde öğrencileri hayata hazırlayabilmek eğitim öğretim süreçlerindeki en önemli hedeflerden biridir. Bizi bu hedefe ulaştıracak yöntemler içerisinde bilgiye dayalı öğrenme hâlâ öğrenmenin önemli bir bileşenidir ve öyle kalacağı da öngörülmektedir ancak bilgiye ulaşmanın hızlandığı ve kolaylaştığı yirmi birinci yüzyılda artık önemli olan kazanılan bilgileri başka bilgilerle birleştirebilmek ve hatta ihtiyaçlara göre dönüştürebilmektir. Bu sayede öğrencilerin problem çözme becerileri de gelişebilir ve hayata daha özgüvenli olarak hazırlanabilirler.
Modern eğitim öğretim yaklaşımlarında, beceri temelli eğitimin önemi vurgulanır ve bilgi/beceri dengesinin iyi kurulması beklenir. Öğrenme materyalinin anlaşılması akademik başarı için hayati öneme sahip olsa da öğrencilerin edindikleri bilgiyi uygulamaya dönüştürebilme becerisine sahip olması da son derece önemlidir. Diğer yandan beceri temelli eğitimde bilginin direkt okuma ve dinleme yoluyla değil bizzat yaparak ve yaşayarak öğrenilmesi esastır. Bu sayede öğrenciler daha kalıcı ve esnetilebilen bir öğrenme serüveni deneyimlemiş olur.
BİLGİ DAVRANIŞA DÖNÜŞMELİ
Beceri Temelli Eğitimi nasıl hayata geçiriyorsunuz?
Öğrencilerimizin yaş gruplarına göre anaokulu, ilkokul, ortaokul ve lise kademelerimizde bireysel farklılıkları ve disiplinlere has özellikleri de gözeterek çeşitli eğitim süreçlerini hayata geçirmekteyiz. Öncelikle; okul öncesinde beceri temelli eğitime çok uygun olan Montessori eğitimi vermekteyiz. Montessori felsefesi, çocuğa duyulan saygıya dayanan bir eğitim yaklaşımıdır. Bu eğitim sisteminde çocuk, yetişkinler tarafından bilgiyle doldurulacak bir kap olarak değil, kendi gelişimini yönlendiren bir birey olarak kabul edilir. Bu sayede çocuğun ihtiyaçlarını doğru şekilde anlamak ve bu doğrultuda hareket etmek mümkün olur. Bizler de çocuğun öğrenme sürecini doğru hazırlanmış bir çevre ile desteklemekteyiz, sınıflarımızı buna uygun olarak tasarlamaktayız. Beceri temelli eğitimin temel dinamiklerinden biri bilginin davranışa dönüştürülmesi ve bunun için gerekli becerilerin kazandırılabilmesidir, bu da ancak doğru hazırlanmış bir çevrede gerçekleşebilmektedir. Okul öncesinden itibaren okullarımızda öğrencilerimize bu temel esasa dikkat ederek eğitim öğretim vermeyi öncelemekteyiz.
Yabancı dil eğitimimizde esas olan dört temel becerinin (okuma-yazma-dinleme-konuşma) geliştirilmesini çeşitli ders içi/dışı etkinliklerle beslemekteyiz. Bu tür etkinlikler sayesinde öğrenciler, ekip içerisinde uyum, liderlik, iletişim, sorumluluk gibi pek çok becerisini güçlendirme fırsatı bulmaktadır.
Beceri temelli eğitimde edinilen bilgileri davranışa dönüştürme ve bir ürün ortaya çıkarma esas alındığı için, matematikten görsel sanatlara, müzikten fen bilimlerine kadar her alanda öğrencilerimizin odağa alındığı Şiir Dinletisi, Sanat Sergileri, Bilim Şenliği, Bisiklet Günü gibi etkinlikler de düzenlemekteyiz. Bu etkinliklerin hazırlık süreçlerinden itibaren öğrencilerimizin belirli bir konuya odaklanma ve araştırma yapma, edindikleri bilgi ve becerileri sergileyebilme, sunum yapma, zamanını yönetme gibi pek çok alanda becerilerini geliştirdiklerini gözlemlemekteyiz.
Diğer yandan, ilkokul kademesinden itibaren öğrencilerimizin düşünme becerilerini de geliştirebilmeleri için sistematik olarak ders programlarımızda Çocuklar İçin Felsefe (ÇİF) dersleri bulunmaktadır. Bu dersler, alanında uzman ÇİF öğretmenlerimizce Program ve Yayın Geliştirme (PROGEL) departmanı tarafından hazırlanan ders modülleri eşliğinde işlenmektedir. Okullarımızda sadece öğrencilerle değil, “Öğretmenlerle Çocuklar İçin Felsefe” adı altında yetişkinlerle de atölye çalışmaları yapmaktayız.
Öğrencilerimizin anlamlı bir şekilde sorgulayan, “tahkik” ehli bir tavır geliştirirken, algoritmik, düzenli, sabırlı düşünebilen, kâinattaki ve zihnimizdeki düzeni keşfeden, tüm bunların yanı sıra akleden bir kalp (gönül) sahibi olmak için gelenekten beslenen bireyler olarak yetişmeleri de hedeflerimiz arasındadır. Elbette bu hedefleri hayata geçirebilmek için de beceri temelli eğitimi destekleyecek türden kavramsal eğitim, proje tabanlı eğitim, disiplinler arası ve üstü yaklaşımlar vb. her türlü eğitim modelini müfredatımıza entegre etmekteyiz. PROGEL tarafından hazırlanan ders modüllerimiz de bu entegrasyonda önemli bir yere sahiptir. Modüllerimizde özenle hazırlanan ve Türkiye Yüzyılı Maarif Modeline uygun, beceri temelli etkinlikler yer almaktadır. Bu etkinlikler sayesinde öğrencilerimizin yirmi birinci yüzyıl becerilerini geliştirmelerine yönelik, ders içi/dışı eğitim faaliyetlerini hayata geçirmekteyiz.
Son olarak, hayat atölyeleri derslerimize de kısaca yer vermek uygun olacaktır. Öğrencinin hayatında gerçek bir yer tutmayan ya da nasıl yer tutacağı gösterilmeyen bilgiler, öğrenciyi gerçek anlamda inşa etmekten, donanımlı bir insan haline getirmekten uzak düşmektedir. Bu farkındalıkla okul öncesi, ilkokul ve ortaokul kademelerimizde ahşap tasarım, mutfak, drama gibi öğrencilerimizin yeteneklerini keşfetmelerine ve kendilerini ifade etmelerine fırsat veren hayat atölyeleri derslerimiz bulunmaktadır.
Beceri Temelli Eğitim’in öğrencilerin gelişimini nasıl etkiliyor? Öğrencilerde hangi değişimleri yaratıyor?
Beceri temelli eğitim, günümüzün beceriye dayalı dünyasına bireyleri en iyi şekilde hazırlayabilmenin çözümlerinden biridir. Beceri geliştirmeye odaklanmak öğrencilerin aktif öğrenme deneyimlerini kolaylaştırır ve onların ilgilendikleri konu üzerinde yoğunlaşmalarına ve derinleşmelerine fırsat sunar. Öğrenciler becerilerini uygulamaya ve uygulamalı deneyim kazanmaya teşvik edilir. Bunlar da öğrencileri hayata hazırlar. Edinilen becerileri, öğrencilerin öğrenme serüvenleri ve gelecek için planladıkları kariyerlerle uyumlu hale getirmek onları dolaylı yollarda başarıya hazırlayacaktır. Hatta öğrenciler ileride iş arama sürecine daha özgüvenli bir şekilde başlayabileceklerdir çünkü ihtiyaç duydukları becerileri eğitim serüvenleri boyunca edinmiş olacaklardır. PDR zümrelerimizin de desteği ile öğrencilerimizin kişisel-sosyal, akademik ve duygusal dayanıklılık becerilerini güçlendirmeye yönelik etkinlikler planlanmakta ve hayata geçirilmektedir. Küçük yaş gruplarımızda uyguladığımız akran arabuluculuğu çalışmalarımız bunlardan sadece biridir.
Öğretmenler Beceri Temelli Eğitim’e nasıl hazırlanıyorlar? Hangi eğitimleri alıyorlar?
YETEV Akademi ve PROGEL müdürlükleri öncülüğünde Ağustos ayında başlayan öğretmen eğitimlerimiz ve çalıştaylarımız akademik yıl boyunca devam etmektedir. Akademi müdürlüğünce tüm öğretmenleri kapsayan ve bir takvim çerçevesinde devam eden hizmet içi eğitimlerin yanı sıra PROGEL ekibimizdeki koordinatörlerimiz ve zümre başkanlarımız belirli periyotlarda buluşarak eğitim öğretim süreçlerini gözden geçirmektedir. Bu sayede yeni yöntemler üzerinde tartışılır, uygulanacak modellere karar verilir ve bu kararlara yönelik planlama yapılır. Tüm çalışmalar titizlikle yürütülürken zümre başkanlarımız ve öğretmenlerimiz iş birliği içerisinde yapılan planlamaları uygulamaya geçirir ve uygulama sırasında edinilen tecrübelere dair geri bildirimlerini de raporlar. Bu geribildirimler değerlendirilerek uygulanan yöntemleri geliştirme ve zenginleştirme gayretimiz akademik yıl boyunca devam etmektedir. Böylece kurumsal olarak bir bütünlük içerisinde hedeflerimize yönelik çalışmalarımızı hayata geçirmekteyiz. Hizmet içi eğitimler ve çalıştaylarda hem kurumsal hedeflerimiz hem de öğretmenlerin gelişim ihtiyaçları gözetilerek alanında uzman eğitimciler tarafından iletişimden öğretim tasarımına, STEM’den proje çalışmalarına kadar çok geniş bir yelpazede içerikler sunmaktayız. Bu sayede bireysel ve mesleki yönden kendilerini geliştirme fırsatı bulan öğretmenlerimiz, öğrencilerin yirmi birinci yüzyıl becerilerini geliştirebilmelerine fırsat sunan yöntemleri ders tasarımlarına entegre edebilmektedirler.
Beceri Temelli Eğitim hangi derslerde verimli sonuçlar yaratıyor? Her derste uygulanabilir mi?
Uygulamalı dersler başta olmak üzere branş ayırt etmeden tüm derslerde beceri temelli eğitimi temel alan yöntemler kullanıyoruz ve uygulama sonuçlarımıza göre derslerin verimliliğini artırdığını gözlemliyoruz. Mesela, matematik dersinde teoremler ve tanımlar yapıldıktan sonra öğrencilerin bunlar arasındaki bağlantıları keşfetmeleri, bu bağlantıları sentezleyerek yeni kurallar oluşturabilmeleri en önemlisi bu bilgileri gerçek hayat problemlerinde uygulayabilmeleri ve bu sayede problem çözme becerilerini geliştirebilmeleri çok önemli bir husustur ve ders modüllerimizde de bunları önceleyen etkinlikler yer almaktadır. Bu ayrıntıları temel alan yöntemlerle işlenen derslerin verimliliği de artmaktadır. Ancak eğitim öğretim süreçlerini inşa eden öğretmenlerin de bu yöntemi benimsemesi, faydalarına inanması, kendini geliştirmeye yönelik araştırmalar yapması, vizyoner olması da sürecin verimliliğini artıran çok önemli unsurlardandır. Bu doğrultuda okul yöneticilerinin öğretmenleri desteklemesi, velilerin de süreci benimsemesi ve okul dışında da çocukları bu yöntemi destekleyecek davranışlarla yönlendirmeleri gerekir. Özetle; okul yöneticileri, öğretmenler ve veliler olarak süreç ne kadar benimsenirse o derece verimlilik artmaktadır. Bu yöntem her kademede, tüm branşlarda uygulanabilir. Hatta yirmi birinci yüzyıl şartlarında bir tercih olarak değil de vazife olarak değerlendirilmelidir.
YETEV EĞİTİM TEKNOLOJİLERİ ZİRVESİ (YETZ) 14 ARALIK’TA GERÇEKLEŞTİRİLİYOR
Beceri Temelli Eğitim’de teknolojiden nasıl yararlanılıyor?
Eğitimle ilgili tüm paydaşlarımızın “Teknoloji ve Dijital Dönüşüm” adaptasyonunu sağlamak adına birçok proje çalışması yürütüyoruz. Bu çalışmalar Eğitimde Yenilikçi Teknolojiler başlığı adı altında dijital yetkinlik, yapay zekâ, robotik kodlama, STEM, artırılmış gerçeklik, interaktif ders içerikleri, oyun tabanlı öğrenme, dijital ölçme ve değerlendirme platformu gibi konulardan oluşmaktadır.
Teknolojiyi kullanırken üzerinde durduğumuz en önemli hususlardan biri de eğitim-öğretim amaçlarımıza hizmet edecek türden hedefe yönelik ve işlenen disiplinlere uygun araçların seçimidir. Bu sayede, dijital araçlardan beceri temelli eğitim modelini destekler nitelikte doğru ve isabetli faydalanabilmek mümkün olabilir. İsabetli seçimlerle başlayan teknoloji kullanımı, doğru uygulamalarla öğretim tasarımlarına entegre edildiğinde istenilen verimin alınması mümkün olmaktadır. Bizler de bu bilinçle öğrencilere yönelik çalışmaların yanı sıra öğretmenlerin de eğitim teknolojileri anlamında kendilerini geliştirmelerine yön vermek amacıyla 2020’den beri her yıl YETEV Eğitim Teknolojileri Zirvesi (YETZ) düzenlemekteyiz. Bu sene14 Aralık 2024’te “Eğitimi Geleceğe Taşımak: Yapay Zekâ ve Dijital Beceriler Işığında Eğitim” temasıyla beşincisi düzenlenen YETZ programında; teknolojiyi eğitim öğretim süreçlerinde daha etkin ve verimli bir şekilde kullanabilmeye ve beceri temelli eğitim modelini güçlendirmeye yönelik önerilerin de yer aldığı sunumlar ve atölyeler bulunmaktadır.
“Okul iklimi, kampüse girildiği andan itibaren öğrenci, öğretmen, yönetici ve veliler tarafından hissedilen ve ortamın oluşturduğu duygu, hatta enerji olarak ifade edilebilir. Öğrenme serüvenlerinde odağa alınan öğrencilerin; etkinliklerde aktif rol almaları, kendilerini ifade etme fırsatı bulmaları, edindikleri bilgi ve becerileri ürüne dönüştürmeleri ve bu ürünlerin sınıflardan koridorlara ve konferans salonuna ve bazen de kampüs dışına taşması YETEV okullarında benimsenen beceri temelli eğitimin kurum kültürüne ve dolayısıyla da okul iklimine etkileri gösteren ve keyifle gözlemlediğimiz sonuçlarıdır. Büyük emeklerle öğrencilerimize kazandırmayı hedeflendiğimiz bilgi ve becerilerin, öğrencilerimizin hayatlarına yansımasına şahit olmak en büyük arzularımız arasındadır.”
Üst Kategori: ROOT Kategori: Özel Okullar
Neriman TEKELİ HAYIROĞLU - YETEV Okulları Program ve Yayın Geliştirme Müdürü
“Uygulamalı dersler başta olmak üzere branş ayırt etmeden tüm derslerde beceri temelli eğitimi temel alan yöntemler kullanıyoruz ve uygulama sonuçlarımıza göre derslerin verimliliğini artırdığını gözlemliyoruz. Beceri temelli eğitimi destekleyecek türden kavramsal eğitim, proje tabanlı eğitim, disiplinler arası ve üstü yaklaşımlar vb. her türlü eğitim modelini müfredatımıza entegre etmekteyiz. YETEV Okulları Program Geliştirme Birimi PROGEL tarafından hazırlanan ders modüllerimiz de bu entegrasyonda önemli bir yere sahiptir.”
Beceri Temelli Eğitim kavramı sizin için ne ifade ediyor? Kurum olarak yaklaşımınızdan bahsedebilir misiniz?
Beceri temelli eğitim, öğrencilere verilmek istenen bilgiyi, onlara uygulama fırsatı sunarak kazandırmayı hedefleyen bir eğitim öğretim yaklaşımıdır. Bu yaklaşım sayesinde öğrenciler aktif olarak eğitim sürecine dâhil olur ve tecrübe kazanma fırsatı bulur. Kurum olarak bizim de hedefimiz, öğrencilerimizin eğitim öğretim serüvenlerinde aktif rol almalarını, yeteneklerini keşfetmelerini ve bu yetenekleri doğrultusunda kendilerini geliştirmelerini sağlamaktır. Beceri temelli eğitimde çocuklara salt bilgiyi aktarmak yerine onlara fıtratlarına uygun şekilde nasıl öğreneceklerini öğrenme imkânı sunulur. Akademik becerilerin yanı sıra düşünme becerileri, sosyal-duygusal beceriler, motor becerileri, günlük yaşam becerileri, iletişim kurma ve kendilerini ifade etme becerileri gibi çok çeşitli alanlarda öğrencilerimizin edindikleri bilgileri sergileyebilmelerine ve hatta ürüne dönüştürebilmelerine destek olmak en önemli vazifelerimiz arasındadır. Kurum olarak bizler de bu farkındalıkla eğitim öğretim faaliyetlerimizi planlayıp yürütmekteyiz.
BİLGİ/BECERİ DENGESİ İYİ KURULMALI
Beceri Temelli Eğitim’in temel dinamikleri neler?
Yirminci yüzyılda ve hatta yirmi birinci yüzyılın başlarında bilgiye dayalı öğrenme, okullarda uygulanan standart yaklaşımlardan biriydi ve genellikle bu yaklaşımda okuma ya da anlatım tekniğiyle bilgi öğrencilere aktarılmaktaydı. Beceri temelli eğitimle karşılaştırıldığında, bilgiye dayalı öğrenme anlamaya odaklanırken beceri temelli öğrenme daha çok uygulamaya ve ortaya bir ürün koymaya odaklanır. Buradaki temel dinamikler öğrencilerin bilgiyi yorumlayabilmesi, başka bilgilerle birleştirebilmesi ve en önemlisi bu bilgiyi davranışa dönüştürebilmesidir. Bu sayede bilgiyi kavrama ve anlamadan daha da öteye geçerek uygulama, analiz etme, başka bilgilerle sentezleme ve hatta dönüştürme gibi daha üst düzey becerilerin geliştirilmesi hedeflenir.
Günümüzde öğrencileri hayata hazırlayabilmek eğitim öğretim süreçlerindeki en önemli hedeflerden biridir. Bizi bu hedefe ulaştıracak yöntemler içerisinde bilgiye dayalı öğrenme hâlâ öğrenmenin önemli bir bileşenidir ve öyle kalacağı da öngörülmektedir ancak bilgiye ulaşmanın hızlandığı ve kolaylaştığı yirmi birinci yüzyılda artık önemli olan kazanılan bilgileri başka bilgilerle birleştirebilmek ve hatta ihtiyaçlara göre dönüştürebilmektir. Bu sayede öğrencilerin problem çözme becerileri de gelişebilir ve hayata daha özgüvenli olarak hazırlanabilirler.
Modern eğitim öğretim yaklaşımlarında, beceri temelli eğitimin önemi vurgulanır ve bilgi/beceri dengesinin iyi kurulması beklenir. Öğrenme materyalinin anlaşılması akademik başarı için hayati öneme sahip olsa da öğrencilerin edindikleri bilgiyi uygulamaya dönüştürebilme becerisine sahip olması da son derece önemlidir. Diğer yandan beceri temelli eğitimde bilginin direkt okuma ve dinleme yoluyla değil bizzat yaparak ve yaşayarak öğrenilmesi esastır. Bu sayede öğrenciler daha kalıcı ve esnetilebilen bir öğrenme serüveni deneyimlemiş olur.
BİLGİ DAVRANIŞA DÖNÜŞMELİ
Beceri Temelli Eğitimi nasıl hayata geçiriyorsunuz?
Öğrencilerimizin yaş gruplarına göre anaokulu, ilkokul, ortaokul ve lise kademelerimizde bireysel farklılıkları ve disiplinlere has özellikleri de gözeterek çeşitli eğitim süreçlerini hayata geçirmekteyiz. Öncelikle; okul öncesinde beceri temelli eğitime çok uygun olan Montessori eğitimi vermekteyiz. Montessori felsefesi, çocuğa duyulan saygıya dayanan bir eğitim yaklaşımıdır. Bu eğitim sisteminde çocuk, yetişkinler tarafından bilgiyle doldurulacak bir kap olarak değil, kendi gelişimini yönlendiren bir birey olarak kabul edilir. Bu sayede çocuğun ihtiyaçlarını doğru şekilde anlamak ve bu doğrultuda hareket etmek mümkün olur. Bizler de çocuğun öğrenme sürecini doğru hazırlanmış bir çevre ile desteklemekteyiz, sınıflarımızı buna uygun olarak tasarlamaktayız. Beceri temelli eğitimin temel dinamiklerinden biri bilginin davranışa dönüştürülmesi ve bunun için gerekli becerilerin kazandırılabilmesidir, bu da ancak doğru hazırlanmış bir çevrede gerçekleşebilmektedir. Okul öncesinden itibaren okullarımızda öğrencilerimize bu temel esasa dikkat ederek eğitim öğretim vermeyi öncelemekteyiz.
Yabancı dil eğitimimizde esas olan dört temel becerinin (okuma-yazma-dinleme-konuşma) geliştirilmesini çeşitli ders içi/dışı etkinliklerle beslemekteyiz. Bu tür etkinlikler sayesinde öğrenciler, ekip içerisinde uyum, liderlik, iletişim, sorumluluk gibi pek çok becerisini güçlendirme fırsatı bulmaktadır.
Beceri temelli eğitimde edinilen bilgileri davranışa dönüştürme ve bir ürün ortaya çıkarma esas alındığı için, matematikten görsel sanatlara, müzikten fen bilimlerine kadar her alanda öğrencilerimizin odağa alındığı Şiir Dinletisi, Sanat Sergileri, Bilim Şenliği, Bisiklet Günü gibi etkinlikler de düzenlemekteyiz. Bu etkinliklerin hazırlık süreçlerinden itibaren öğrencilerimizin belirli bir konuya odaklanma ve araştırma yapma, edindikleri bilgi ve becerileri sergileyebilme, sunum yapma, zamanını yönetme gibi pek çok alanda becerilerini geliştirdiklerini gözlemlemekteyiz.
Diğer yandan, ilkokul kademesinden itibaren öğrencilerimizin düşünme becerilerini de geliştirebilmeleri için sistematik olarak ders programlarımızda Çocuklar İçin Felsefe (ÇİF) dersleri bulunmaktadır. Bu dersler, alanında uzman ÇİF öğretmenlerimizce Program ve Yayın Geliştirme (PROGEL) departmanı tarafından hazırlanan ders modülleri eşliğinde işlenmektedir. Okullarımızda sadece öğrencilerle değil, “Öğretmenlerle Çocuklar İçin Felsefe” adı altında yetişkinlerle de atölye çalışmaları yapmaktayız.
Öğrencilerimizin anlamlı bir şekilde sorgulayan, “tahkik” ehli bir tavır geliştirirken, algoritmik, düzenli, sabırlı düşünebilen, kâinattaki ve zihnimizdeki düzeni keşfeden, tüm bunların yanı sıra akleden bir kalp (gönül) sahibi olmak için gelenekten beslenen bireyler olarak yetişmeleri de hedeflerimiz arasındadır. Elbette bu hedefleri hayata geçirebilmek için de beceri temelli eğitimi destekleyecek türden kavramsal eğitim, proje tabanlı eğitim, disiplinler arası ve üstü yaklaşımlar vb. her türlü eğitim modelini müfredatımıza entegre etmekteyiz. PROGEL tarafından hazırlanan ders modüllerimiz de bu entegrasyonda önemli bir yere sahiptir. Modüllerimizde özenle hazırlanan ve Türkiye Yüzyılı Maarif Modeline uygun, beceri temelli etkinlikler yer almaktadır. Bu etkinlikler sayesinde öğrencilerimizin yirmi birinci yüzyıl becerilerini geliştirmelerine yönelik, ders içi/dışı eğitim faaliyetlerini hayata geçirmekteyiz.
Son olarak, hayat atölyeleri derslerimize de kısaca yer vermek uygun olacaktır. Öğrencinin hayatında gerçek bir yer tutmayan ya da nasıl yer tutacağı gösterilmeyen bilgiler, öğrenciyi gerçek anlamda inşa etmekten, donanımlı bir insan haline getirmekten uzak düşmektedir. Bu farkındalıkla okul öncesi, ilkokul ve ortaokul kademelerimizde ahşap tasarım, mutfak, drama gibi öğrencilerimizin yeteneklerini keşfetmelerine ve kendilerini ifade etmelerine fırsat veren hayat atölyeleri derslerimiz bulunmaktadır.
Beceri Temelli Eğitim’in öğrencilerin gelişimini nasıl etkiliyor? Öğrencilerde hangi değişimleri yaratıyor?
Beceri temelli eğitim, günümüzün beceriye dayalı dünyasına bireyleri en iyi şekilde hazırlayabilmenin çözümlerinden biridir. Beceri geliştirmeye odaklanmak öğrencilerin aktif öğrenme deneyimlerini kolaylaştırır ve onların ilgilendikleri konu üzerinde yoğunlaşmalarına ve derinleşmelerine fırsat sunar. Öğrenciler becerilerini uygulamaya ve uygulamalı deneyim kazanmaya teşvik edilir. Bunlar da öğrencileri hayata hazırlar. Edinilen becerileri, öğrencilerin öğrenme serüvenleri ve gelecek için planladıkları kariyerlerle uyumlu hale getirmek onları dolaylı yollarda başarıya hazırlayacaktır. Hatta öğrenciler ileride iş arama sürecine daha özgüvenli bir şekilde başlayabileceklerdir çünkü ihtiyaç duydukları becerileri eğitim serüvenleri boyunca edinmiş olacaklardır. PDR zümrelerimizin de desteği ile öğrencilerimizin kişisel-sosyal, akademik ve duygusal dayanıklılık becerilerini güçlendirmeye yönelik etkinlikler planlanmakta ve hayata geçirilmektedir. Küçük yaş gruplarımızda uyguladığımız akran arabuluculuğu çalışmalarımız bunlardan sadece biridir.
Öğretmenler Beceri Temelli Eğitim’e nasıl hazırlanıyorlar? Hangi eğitimleri alıyorlar?
YETEV Akademi ve PROGEL müdürlükleri öncülüğünde Ağustos ayında başlayan öğretmen eğitimlerimiz ve çalıştaylarımız akademik yıl boyunca devam etmektedir. Akademi müdürlüğünce tüm öğretmenleri kapsayan ve bir takvim çerçevesinde devam eden hizmet içi eğitimlerin yanı sıra PROGEL ekibimizdeki koordinatörlerimiz ve zümre başkanlarımız belirli periyotlarda buluşarak eğitim öğretim süreçlerini gözden geçirmektedir. Bu sayede yeni yöntemler üzerinde tartışılır, uygulanacak modellere karar verilir ve bu kararlara yönelik planlama yapılır. Tüm çalışmalar titizlikle yürütülürken zümre başkanlarımız ve öğretmenlerimiz iş birliği içerisinde yapılan planlamaları uygulamaya geçirir ve uygulama sırasında edinilen tecrübelere dair geri bildirimlerini de raporlar. Bu geribildirimler değerlendirilerek uygulanan yöntemleri geliştirme ve zenginleştirme gayretimiz akademik yıl boyunca devam etmektedir. Böylece kurumsal olarak bir bütünlük içerisinde hedeflerimize yönelik çalışmalarımızı hayata geçirmekteyiz. Hizmet içi eğitimler ve çalıştaylarda hem kurumsal hedeflerimiz hem de öğretmenlerin gelişim ihtiyaçları gözetilerek alanında uzman eğitimciler tarafından iletişimden öğretim tasarımına, STEM’den proje çalışmalarına kadar çok geniş bir yelpazede içerikler sunmaktayız. Bu sayede bireysel ve mesleki yönden kendilerini geliştirme fırsatı bulan öğretmenlerimiz, öğrencilerin yirmi birinci yüzyıl becerilerini geliştirebilmelerine fırsat sunan yöntemleri ders tasarımlarına entegre edebilmektedirler.
Beceri Temelli Eğitim hangi derslerde verimli sonuçlar yaratıyor? Her derste uygulanabilir mi?
Uygulamalı dersler başta olmak üzere branş ayırt etmeden tüm derslerde beceri temelli eğitimi temel alan yöntemler kullanıyoruz ve uygulama sonuçlarımıza göre derslerin verimliliğini artırdığını gözlemliyoruz. Mesela, matematik dersinde teoremler ve tanımlar yapıldıktan sonra öğrencilerin bunlar arasındaki bağlantıları keşfetmeleri, bu bağlantıları sentezleyerek yeni kurallar oluşturabilmeleri en önemlisi bu bilgileri gerçek hayat problemlerinde uygulayabilmeleri ve bu sayede problem çözme becerilerini geliştirebilmeleri çok önemli bir husustur ve ders modüllerimizde de bunları önceleyen etkinlikler yer almaktadır. Bu ayrıntıları temel alan yöntemlerle işlenen derslerin verimliliği de artmaktadır. Ancak eğitim öğretim süreçlerini inşa eden öğretmenlerin de bu yöntemi benimsemesi, faydalarına inanması, kendini geliştirmeye yönelik araştırmalar yapması, vizyoner olması da sürecin verimliliğini artıran çok önemli unsurlardandır. Bu doğrultuda okul yöneticilerinin öğretmenleri desteklemesi, velilerin de süreci benimsemesi ve okul dışında da çocukları bu yöntemi destekleyecek davranışlarla yönlendirmeleri gerekir. Özetle; okul yöneticileri, öğretmenler ve veliler olarak süreç ne kadar benimsenirse o derece verimlilik artmaktadır. Bu yöntem her kademede, tüm branşlarda uygulanabilir. Hatta yirmi birinci yüzyıl şartlarında bir tercih olarak değil de vazife olarak değerlendirilmelidir.
YETEV EĞİTİM TEKNOLOJİLERİ ZİRVESİ (YETZ) 14 ARALIK’TA GERÇEKLEŞTİRİLİYOR
Beceri Temelli Eğitim’de teknolojiden nasıl yararlanılıyor?
Eğitimle ilgili tüm paydaşlarımızın “Teknoloji ve Dijital Dönüşüm” adaptasyonunu sağlamak adına birçok proje çalışması yürütüyoruz. Bu çalışmalar Eğitimde Yenilikçi Teknolojiler başlığı adı altında dijital yetkinlik, yapay zekâ, robotik kodlama, STEM, artırılmış gerçeklik, interaktif ders içerikleri, oyun tabanlı öğrenme, dijital ölçme ve değerlendirme platformu gibi konulardan oluşmaktadır.
Teknolojiyi kullanırken üzerinde durduğumuz en önemli hususlardan biri de eğitim-öğretim amaçlarımıza hizmet edecek türden hedefe yönelik ve işlenen disiplinlere uygun araçların seçimidir. Bu sayede, dijital araçlardan beceri temelli eğitim modelini destekler nitelikte doğru ve isabetli faydalanabilmek mümkün olabilir. İsabetli seçimlerle başlayan teknoloji kullanımı, doğru uygulamalarla öğretim tasarımlarına entegre edildiğinde istenilen verimin alınması mümkün olmaktadır. Bizler de bu bilinçle öğrencilere yönelik çalışmaların yanı sıra öğretmenlerin de eğitim teknolojileri anlamında kendilerini geliştirmelerine yön vermek amacıyla 2020’den beri her yıl YETEV Eğitim Teknolojileri Zirvesi (YETZ) düzenlemekteyiz. Bu sene14 Aralık 2024’te “Eğitimi Geleceğe Taşımak: Yapay Zekâ ve Dijital Beceriler Işığında Eğitim” temasıyla beşincisi düzenlenen YETZ programında; teknolojiyi eğitim öğretim süreçlerinde daha etkin ve verimli bir şekilde kullanabilmeye ve beceri temelli eğitim modelini güçlendirmeye yönelik önerilerin de yer aldığı sunumlar ve atölyeler bulunmaktadır.
“Okul iklimi, kampüse girildiği andan itibaren öğrenci, öğretmen, yönetici ve veliler tarafından hissedilen ve ortamın oluşturduğu duygu, hatta enerji olarak ifade edilebilir. Öğrenme serüvenlerinde odağa alınan öğrencilerin; etkinliklerde aktif rol almaları, kendilerini ifade etme fırsatı bulmaları, edindikleri bilgi ve becerileri ürüne dönüştürmeleri ve bu ürünlerin sınıflardan koridorlara ve konferans salonuna ve bazen de kampüs dışına taşması YETEV okullarında benimsenen beceri temelli eğitimin kurum kültürüne ve dolayısıyla da okul iklimine etkileri gösteren ve keyifle gözlemlediğimiz sonuçlarıdır. Büyük emeklerle öğrencilerimize kazandırmayı hedeflendiğimiz bilgi ve becerilerin, öğrencilerimizin hayatlarına yansımasına şahit olmak en büyük arzularımız arasındadır.”
Son Güncelleme: Salı, 24 Aralık 2024 15:27
Gösterim: 383
Buse ALTUNTAŞ – Girne Koleji İlkokul Eğitim Koordinatörü
“Girne Koleji olarak, her dersin kendine özgü dinamiklerini göz önünde bulundurarak Beceri Temelli Eğitim’i bir bütün olarak eğitim anlayışımıza entegre ediyor ve öğrencilerimizin bireysel potansiyellerini en üst düzeye çıkarmayı hedefliyoruz.”
Beceri Temelli Eğitim kavramı sizin için ne ifade ediyor? Kurum olarak yaklaşımınızdan bahsedebilir misiniz?
Beceri Temelli Eğitim, öğrencilerin yalnızca bilgiye sahip olmalarını değil, aynı zamanda bu bilgiyi günlük yaşamda etkili bir şekilde kullanmalarını hedefleyen bir eğitim anlayışıdır. Bu yaklaşımda, akademik bilgi, problem çözme, eleştirel düşünme, iletişim, yaratıcılık gibi 21. yüzyıl becerileri ile harmanlanır. Amaç, öğrencilerin bireysel farklılıklarını ve öğrenme ihtiyaçlarını gözeterek, onların gerçek dünyada anlamlı katkılar sağlayabilecek bireyler olmalarını sağlamaktır.
Girne Koleji olarak, beceri temelli eğitim anlayışını tüm eğitim programlarımızın merkezine yerleştirmiş bulunuyoruz. Disiplinler arası bir yaklaşımla tasarlanan müfredatımız, Türkçe, matematik, fen bilimleri gibi temel derslerin yanı sıra sosyal-duygusal öğrenme, STEM+A projeleri ve sanat gibi alanlarla bütünleşerek öğrencilerimizin hem akademik hem de sosyal becerilerini geliştirmeyi hedeflemektedir. Öğrencilerimizin bu becerileri somut bir şekilde deneyimlemeleri için proje tabanlı öğrenme yöntemlerini aktif bir şekilde kullanıyoruz. Ayrıca, geleneksel ölçme-değerlendirme yöntemlerinin ötesine geçerek, süreç odaklı ve çok boyutlu değerlendirme teknikleri kullanıyoruz.
Bunun yanında, öğrencilerimizin yalnızca akademik değil, aynı zamanda duygusal olarak da güçlü bireyler olmalarını önemsiyor ve beceri temelli eğitimi sosyal-duygusal öğrenme etkinlikleriyle zenginleştiriyoruz. Dijital çağın gerekliliklerine uygun olarak, teknoloji entegrasyonuna da büyük önem veriyoruz. Yapay zeka destekli araçlar ve kodlama etkinlikleri gibi yenilikçi uygulamalar, öğrencilerimizin teknolojiyi etkili bir şekilde kullanmalarını sağlıyor. Girne Koleji’nde beceri temelli eğitim, öğrencilerimizin bireysel potansiyellerini keşfetmelerini ve bu potansiyeli geliştirmelerini sağlayan çağdaş ve yenilikçi bir model olarak tüm süreçlerimize entegre edilmiştir.
Beceri Temelli Eğitim’in temel dinamikleri neler?
Beceri Temelli Eğitim’in temel dinamikleri, öğrenciyi merkeze alarak bireylerin bilgiye dayalı beceriler geliştirmesini ve bu becerileri hayatın farklı alanlarında etkili bir şekilde kullanabilmesini sağlar. İlk dinamik, öğrencilerin aktif katılımını esas alan bir öğrenme sürecinin oluşturulmasıdır. Bu yaklaşımda öğrenciler, pasif bilgi alıcıları olmaktan çıkarak kendi öğrenme süreçlerini yönlendiren bireyler haline gelir. Disiplinler arası entegrasyon ise beceri temelli eğitimin diğer önemli bir unsurudur. Akademik bilgiler; fen, teknoloji, mühendislik, matematik ve sanat gibi farklı alanlarla ilişkilendirilerek, öğrenmenin gerçek yaşamla bağlantılı hale getirilmesi hedeflenir. Bu süreçte problem çözme ve eleştirel düşünme becerilerinin geliştirilmesi önemli bir rol oynar. Öğrenciler, karşılaştıkları problemlere çözüm üretirken yaratıcı yöntemler geliştirme fırsatları elde ederler.
Beceri temelli eğitimin bir diğer temel dinamiği, işbirlikçi öğrenme ve süreç odaklı değerlendirmedir. Grup çalışmaları ve proje tabanlı etkinliklerle öğrenciler, takım çalışması, etkili iletişim ve sorumluluk bilinci gibi sosyal beceriler kazanır. Süreç odaklı değerlendirme ise yalnızca sonuçlara değil, öğrencinin gelişim yolculuğuna da odaklanır. Rubrikler, portfolyolar ve geri bildirim mekanizmaları ile öğrencilerin hem akademik hem de sosyal becerilerinin takip edilmesi sağlanır. Teknoloji entegrasyonu ve dijital okuryazarlık da bu eğitimin önemli bileşenlerinden biridir. Yapay zeka destekli araçlar ve dijital uygulamalar sayesinde öğrencilerin geleceğin ihtiyaçlarına uygun bilgi ve becerilere sahip olması desteklenir. Beceri Temelli Eğitim, tüm bu dinamikleri bir araya getirerek öğrenme sürecini bireyler için anlamlı ve hayat boyu sürdürülebilir bir hale getirir.
KATILIMCI VE İŞBİRLİKÇİ ÖĞRENME ORTAMI
Beceri Temelli Eğitim’in okul iklimine etkileri neler?
Beceri Temelli Eğitim, bir okulun iklimini dönüştürerek öğrenme ve etkileşim odaklı bir kültür oluşturur. Bu yaklaşımın ilk etkisi, öğrencilerin aktif katılımını teşvik eden katılımcı ve işbirlikçi bir öğrenme ortamı yaratmasıdır. Öğrencilerin grup çalışmaları ve proje tabanlı etkinliklerle birlikte çalışması, sınıflarda dayanışma, paylaşım ve ekip ruhu gibi değerlerin güçlenmesini sağlar. Bu süreçte, öğrenciler arasında etkili iletişim ve empati becerileri gelişir, bireylerin farklılıklarına saygı duyulan kapsayıcı bir ortam oluşur. Öğrenci merkezli bu model, aynı zamanda öğrencilerin okula karşı aidiyet duygusunu artırır ve motivasyonlarını yükseltir.
Öğretmenler açısından ise Beceri Temelli Eğitim, yalnızca bilgi aktaran bir rol yerine, rehber ve kolaylaştırıcı bir role geçişi sağlar. Bu durum, öğretmenler arasında daha güçlü bir iş birliği ve mesleki gelişim kültürü oluşturur. Ayrıca, bu yaklaşımın süreç odaklı değerlendirme ve sürekli geri bildirim gibi unsurları, hem öğretmenler hem de öğrenciler arasında pozitif ve yapıcı bir ilişkiyi destekler. Okul genelinde ise yaratıcılığı ve problem çözmeyi teşvik eden bir iklim hâkim olur. Bu ortam, tüm paydaşlar için öğrenmenin keyifli, anlamlı ve sürdürülebilir bir süreç olarak algılanmasını sağlar. Böylece Beceri Temelli Eğitim, okul iklimini yalnızca akademik başarıya odaklı olmaktan çıkarıp, değerler ve beceriler etrafında şekillenen bir öğrenme topluluğuna dönüştürür.
Beceri Temelli Eğitim’in öğrencilerin gelişimini nasıl etkiliyor? Öğrencilerde hangi değişimleri yaratıyor?
Beceri Temelli Eğitim, öğrencilerin gelişiminde bütünsel bir etki yaratarak yalnızca akademik başarılarını değil, aynı zamanda sosyal, duygusal ve bilişsel becerilerini de güçlendirir. Bu yaklaşım, öğrencilerin öğrenmeye aktif katılımını teşvik eder ve problem çözme, eleştirel düşünme, yaratıcılık gibi 21. yüzyıl becerilerinin gelişmesini sağlar. Bu eğitim modeli, öğrencilerde gözle görülür davranışsal değişimler de yaratır. İşbirlikçi öğrenme ortamlarında çalışan öğrenciler, ekip içinde sorumluluk alma, etkili iletişim kurma ve farklı fikirlerle çalışabilme gibi sosyal beceriler geliştirir. Süreç odaklı değerlendirme yöntemleri sayesinde, öğrenciler yalnızca sonuçlara odaklanmak yerine kendi öğrenme yolculuklarını anlamayı ve öz değerlendirme yapmayı öğrenirler. Bu durum, onların öz farkındalık ve öz düzenleme becerilerini güçlendirir. Aynı zamanda, beceri temelli eğitimin sunduğu yaratıcı ve özgür ortam, öğrencilerin öğrenmeye karşı içsel motivasyonlarını artırarak yaşam boyu öğrenen bireyler olmalarını destekler. Bu değişimlerin sonucu olarak, öğrenciler daha bağımsız, çözüm odaklı ve geleceğin gerekliliklerine hazır bireyler haline gelir.
Öğretmenler Beceri Temelli Eğitim’e nasıl hazırlanıyorlar? Hangi eğitimleri alıyorlar?
Öğretmenlerin Beceri Temelli Eğitim’e hazırlanması, öncelikle bu eğitim anlayışını kavramalarını ve sınıf içi uygulamalara adapte edebilmelerini sağlamayı hedefleyen kapsamlı bir süreci içerir. Öğretmenler, beceri temelli öğrenmenin temel ilkelerini anlamak için pedagojik eğitimler alır ve bu yaklaşımı sınıfta uygulamak için gerekli yöntem ve teknikler konusunda desteklenir. Disiplinler arası planlama, proje tabanlı öğrenme, süreç odaklı değerlendirme, teknolojinin etkin kullanımı ve 21. yüzyıl becerileri gibi konularda sürekli mesleki gelişim eğitimleri verilir. Ayrıca, öğretmenlerin öğrencilerin bireysel farklılıklarına uygun öğrenme deneyimleri tasarlamalarını sağlamak amacıyla farklılaştırılmış öğretim teknikleri ve öğrenci merkezli yaklaşımlar konusunda rehberlik edilir. Girne Koleji olarak, öğretmenlerimizin Beceri Temelli Eğitim'e hazırlık sürecini güçlü bir şekilde destekliyoruz. Bu süreçte, öğretmenlerimize düzenli olarak ulusal ve uluslararası eğitim programlarına katılma fırsatı sunuyoruz. Hedefimiz, öğretmenlerimizi yalnızca sınıf içi uygulamalarda değil, aynı zamanda öğrenme süreçlerini sürekli geliştirecek yaşam boyu öğrenen bireyler olarak desteklemektir.
Beceri Temelli Eğitim hangi derslerde verimli sonuçlar yaratıyor? Her derste uygulanabilir mi?
Beceri Temelli Eğitim, doğası gereği tüm derslerde uygulanabilir ve etkili sonuçlar yaratabilir, çünkü temelinde öğrencinin aktif katılımını ve beceri kazanımını esas alır. Bu yaklaşım, matematik, fen bilimleri ve Türkçe gibi akademik derslerde problem çözme ve analitik düşünme becerilerinin gelişmesini desteklerken, sosyal bilgiler ve sanat gibi derslerde yaratıcı ve eleştirel düşünme, iletişim ve iş birliği becerilerini geliştirir.
Girne Koleji’nde Beceri Temelli Eğitim, derslerin tamamına entegre edilmekle birlikte, özellikle STEM+A, ORACY, robotik kodlama ve yaşam becerileri gibi fark derslerinde belirgin başarılar elde edilmesini sağlamaktadır. Örneğin, STEM+A projelerimizde öğrenciler analitik düşünme ve yaratıcılığı birleştirerek hem fen bilimleri hem de mühendislik alanlarında yenilikçi ürünler tasarlıyor. ORACY derslerimizde öğrenciler, iletişim becerilerini geliştirirken, farklı fikirleri tartışma ve savunma gibi kritik sosyal beceriler kazanıyor. Robotik kodlama derslerinde, problem çözme ve algoritmik düşünme becerileri desteklenirken, yaşam becerileri dersinde öğrenciler, günlük hayatlarında kullanabilecekleri pratik yetkinlikler ve sosyal duygusal beceriler kazanıyor. Girne Koleji olarak, her dersin kendine özgü dinamiklerini göz önünde bulundurarak Beceri Temelli Eğitim’i bir bütün olarak eğitim anlayışımıza entegre ediyor ve öğrencilerimizin bireysel potansiyellerini en üst düzeye çıkarmayı hedefliyoruz.
TEKNOLOJİ, ÖĞRETMENLER VE ÖĞRENCİLER İÇİN
DEĞERLENDİRME SÜREÇLERİNİ KOLAYLAŞTIRIYOR
Beceri Temelli Eğitim’de teknolojiden nasıl yararlanılıyor?
Beceri Temelli Eğitim’de teknoloji, öğrencilerin öğrenme süreçlerini daha etkileşimli, yenilikçi ve kişiselleştirilmiş hale getiren önemli bir araçtır. Dijital simülasyonlar, sanal deneyler ve görselleştirme uygulamaları, öğrencilerin karmaşık kavramları anlamalarını kolaylaştırırken, yaratıcı projeler geliştirmelerine olanak tanır. Kodlama ve yapay zeka araçları, özellikle algoritmik düşünme ve problem çözme becerilerini destekler. Scratch gibi platformlarla öğrenciler kendi oyunlarını veya animasyonlarını tasarlayarak teknolojiyi aktif bir üretim aracı olarak kullanır. Ayrıca, dijital içerik oluşturma araçları öğrencilerin yaratıcılığını artırır ve öğrenme süreçlerini daha eğlenceli hale getirir. Teknoloji, aynı zamanda öğretmenler ve öğrenciler için değerlendirme süreçlerini de kolaylaştırır. Dijital portfolyolar, rubrikler ve çevrimiçi iş birliği platformları, öğrencilerin ilerlemesini daha şeffaf bir şekilde takip etmeyi sağlar. Sanal öğrenme ortamları ise grup çalışmalarını destekleyerek öğrencilerin iş birliği ve iletişim becerilerini geliştirmelerine yardımcı olur. Bu teknolojik entegrasyon, öğrencilerin yalnızca bilgi tüketen değil, aynı zamanda teknoloji üreten bireyler haline gelmelerini sağlarken, onları dijital çağın ihtiyaçlarına daha donanımlı bir şekilde hazırlar.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Özel Okullar
Buse ALTUNTAŞ – Girne Koleji İlkokul Eğitim Koordinatörü
“Girne Koleji olarak, her dersin kendine özgü dinamiklerini göz önünde bulundurarak Beceri Temelli Eğitim’i bir bütün olarak eğitim anlayışımıza entegre ediyor ve öğrencilerimizin bireysel potansiyellerini en üst düzeye çıkarmayı hedefliyoruz.”
Beceri Temelli Eğitim kavramı sizin için ne ifade ediyor? Kurum olarak yaklaşımınızdan bahsedebilir misiniz?
Beceri Temelli Eğitim, öğrencilerin yalnızca bilgiye sahip olmalarını değil, aynı zamanda bu bilgiyi günlük yaşamda etkili bir şekilde kullanmalarını hedefleyen bir eğitim anlayışıdır. Bu yaklaşımda, akademik bilgi, problem çözme, eleştirel düşünme, iletişim, yaratıcılık gibi 21. yüzyıl becerileri ile harmanlanır. Amaç, öğrencilerin bireysel farklılıklarını ve öğrenme ihtiyaçlarını gözeterek, onların gerçek dünyada anlamlı katkılar sağlayabilecek bireyler olmalarını sağlamaktır.
Girne Koleji olarak, beceri temelli eğitim anlayışını tüm eğitim programlarımızın merkezine yerleştirmiş bulunuyoruz. Disiplinler arası bir yaklaşımla tasarlanan müfredatımız, Türkçe, matematik, fen bilimleri gibi temel derslerin yanı sıra sosyal-duygusal öğrenme, STEM+A projeleri ve sanat gibi alanlarla bütünleşerek öğrencilerimizin hem akademik hem de sosyal becerilerini geliştirmeyi hedeflemektedir. Öğrencilerimizin bu becerileri somut bir şekilde deneyimlemeleri için proje tabanlı öğrenme yöntemlerini aktif bir şekilde kullanıyoruz. Ayrıca, geleneksel ölçme-değerlendirme yöntemlerinin ötesine geçerek, süreç odaklı ve çok boyutlu değerlendirme teknikleri kullanıyoruz.
Bunun yanında, öğrencilerimizin yalnızca akademik değil, aynı zamanda duygusal olarak da güçlü bireyler olmalarını önemsiyor ve beceri temelli eğitimi sosyal-duygusal öğrenme etkinlikleriyle zenginleştiriyoruz. Dijital çağın gerekliliklerine uygun olarak, teknoloji entegrasyonuna da büyük önem veriyoruz. Yapay zeka destekli araçlar ve kodlama etkinlikleri gibi yenilikçi uygulamalar, öğrencilerimizin teknolojiyi etkili bir şekilde kullanmalarını sağlıyor. Girne Koleji’nde beceri temelli eğitim, öğrencilerimizin bireysel potansiyellerini keşfetmelerini ve bu potansiyeli geliştirmelerini sağlayan çağdaş ve yenilikçi bir model olarak tüm süreçlerimize entegre edilmiştir.
Beceri Temelli Eğitim’in temel dinamikleri neler?
Beceri Temelli Eğitim’in temel dinamikleri, öğrenciyi merkeze alarak bireylerin bilgiye dayalı beceriler geliştirmesini ve bu becerileri hayatın farklı alanlarında etkili bir şekilde kullanabilmesini sağlar. İlk dinamik, öğrencilerin aktif katılımını esas alan bir öğrenme sürecinin oluşturulmasıdır. Bu yaklaşımda öğrenciler, pasif bilgi alıcıları olmaktan çıkarak kendi öğrenme süreçlerini yönlendiren bireyler haline gelir. Disiplinler arası entegrasyon ise beceri temelli eğitimin diğer önemli bir unsurudur. Akademik bilgiler; fen, teknoloji, mühendislik, matematik ve sanat gibi farklı alanlarla ilişkilendirilerek, öğrenmenin gerçek yaşamla bağlantılı hale getirilmesi hedeflenir. Bu süreçte problem çözme ve eleştirel düşünme becerilerinin geliştirilmesi önemli bir rol oynar. Öğrenciler, karşılaştıkları problemlere çözüm üretirken yaratıcı yöntemler geliştirme fırsatları elde ederler.
Beceri temelli eğitimin bir diğer temel dinamiği, işbirlikçi öğrenme ve süreç odaklı değerlendirmedir. Grup çalışmaları ve proje tabanlı etkinliklerle öğrenciler, takım çalışması, etkili iletişim ve sorumluluk bilinci gibi sosyal beceriler kazanır. Süreç odaklı değerlendirme ise yalnızca sonuçlara değil, öğrencinin gelişim yolculuğuna da odaklanır. Rubrikler, portfolyolar ve geri bildirim mekanizmaları ile öğrencilerin hem akademik hem de sosyal becerilerinin takip edilmesi sağlanır. Teknoloji entegrasyonu ve dijital okuryazarlık da bu eğitimin önemli bileşenlerinden biridir. Yapay zeka destekli araçlar ve dijital uygulamalar sayesinde öğrencilerin geleceğin ihtiyaçlarına uygun bilgi ve becerilere sahip olması desteklenir. Beceri Temelli Eğitim, tüm bu dinamikleri bir araya getirerek öğrenme sürecini bireyler için anlamlı ve hayat boyu sürdürülebilir bir hale getirir.
KATILIMCI VE İŞBİRLİKÇİ ÖĞRENME ORTAMI
Beceri Temelli Eğitim’in okul iklimine etkileri neler?
Beceri Temelli Eğitim, bir okulun iklimini dönüştürerek öğrenme ve etkileşim odaklı bir kültür oluşturur. Bu yaklaşımın ilk etkisi, öğrencilerin aktif katılımını teşvik eden katılımcı ve işbirlikçi bir öğrenme ortamı yaratmasıdır. Öğrencilerin grup çalışmaları ve proje tabanlı etkinliklerle birlikte çalışması, sınıflarda dayanışma, paylaşım ve ekip ruhu gibi değerlerin güçlenmesini sağlar. Bu süreçte, öğrenciler arasında etkili iletişim ve empati becerileri gelişir, bireylerin farklılıklarına saygı duyulan kapsayıcı bir ortam oluşur. Öğrenci merkezli bu model, aynı zamanda öğrencilerin okula karşı aidiyet duygusunu artırır ve motivasyonlarını yükseltir.
Öğretmenler açısından ise Beceri Temelli Eğitim, yalnızca bilgi aktaran bir rol yerine, rehber ve kolaylaştırıcı bir role geçişi sağlar. Bu durum, öğretmenler arasında daha güçlü bir iş birliği ve mesleki gelişim kültürü oluşturur. Ayrıca, bu yaklaşımın süreç odaklı değerlendirme ve sürekli geri bildirim gibi unsurları, hem öğretmenler hem de öğrenciler arasında pozitif ve yapıcı bir ilişkiyi destekler. Okul genelinde ise yaratıcılığı ve problem çözmeyi teşvik eden bir iklim hâkim olur. Bu ortam, tüm paydaşlar için öğrenmenin keyifli, anlamlı ve sürdürülebilir bir süreç olarak algılanmasını sağlar. Böylece Beceri Temelli Eğitim, okul iklimini yalnızca akademik başarıya odaklı olmaktan çıkarıp, değerler ve beceriler etrafında şekillenen bir öğrenme topluluğuna dönüştürür.
Beceri Temelli Eğitim’in öğrencilerin gelişimini nasıl etkiliyor? Öğrencilerde hangi değişimleri yaratıyor?
Beceri Temelli Eğitim, öğrencilerin gelişiminde bütünsel bir etki yaratarak yalnızca akademik başarılarını değil, aynı zamanda sosyal, duygusal ve bilişsel becerilerini de güçlendirir. Bu yaklaşım, öğrencilerin öğrenmeye aktif katılımını teşvik eder ve problem çözme, eleştirel düşünme, yaratıcılık gibi 21. yüzyıl becerilerinin gelişmesini sağlar. Bu eğitim modeli, öğrencilerde gözle görülür davranışsal değişimler de yaratır. İşbirlikçi öğrenme ortamlarında çalışan öğrenciler, ekip içinde sorumluluk alma, etkili iletişim kurma ve farklı fikirlerle çalışabilme gibi sosyal beceriler geliştirir. Süreç odaklı değerlendirme yöntemleri sayesinde, öğrenciler yalnızca sonuçlara odaklanmak yerine kendi öğrenme yolculuklarını anlamayı ve öz değerlendirme yapmayı öğrenirler. Bu durum, onların öz farkındalık ve öz düzenleme becerilerini güçlendirir. Aynı zamanda, beceri temelli eğitimin sunduğu yaratıcı ve özgür ortam, öğrencilerin öğrenmeye karşı içsel motivasyonlarını artırarak yaşam boyu öğrenen bireyler olmalarını destekler. Bu değişimlerin sonucu olarak, öğrenciler daha bağımsız, çözüm odaklı ve geleceğin gerekliliklerine hazır bireyler haline gelir.
Öğretmenler Beceri Temelli Eğitim’e nasıl hazırlanıyorlar? Hangi eğitimleri alıyorlar?
Öğretmenlerin Beceri Temelli Eğitim’e hazırlanması, öncelikle bu eğitim anlayışını kavramalarını ve sınıf içi uygulamalara adapte edebilmelerini sağlamayı hedefleyen kapsamlı bir süreci içerir. Öğretmenler, beceri temelli öğrenmenin temel ilkelerini anlamak için pedagojik eğitimler alır ve bu yaklaşımı sınıfta uygulamak için gerekli yöntem ve teknikler konusunda desteklenir. Disiplinler arası planlama, proje tabanlı öğrenme, süreç odaklı değerlendirme, teknolojinin etkin kullanımı ve 21. yüzyıl becerileri gibi konularda sürekli mesleki gelişim eğitimleri verilir. Ayrıca, öğretmenlerin öğrencilerin bireysel farklılıklarına uygun öğrenme deneyimleri tasarlamalarını sağlamak amacıyla farklılaştırılmış öğretim teknikleri ve öğrenci merkezli yaklaşımlar konusunda rehberlik edilir. Girne Koleji olarak, öğretmenlerimizin Beceri Temelli Eğitim'e hazırlık sürecini güçlü bir şekilde destekliyoruz. Bu süreçte, öğretmenlerimize düzenli olarak ulusal ve uluslararası eğitim programlarına katılma fırsatı sunuyoruz. Hedefimiz, öğretmenlerimizi yalnızca sınıf içi uygulamalarda değil, aynı zamanda öğrenme süreçlerini sürekli geliştirecek yaşam boyu öğrenen bireyler olarak desteklemektir.
Beceri Temelli Eğitim hangi derslerde verimli sonuçlar yaratıyor? Her derste uygulanabilir mi?
Beceri Temelli Eğitim, doğası gereği tüm derslerde uygulanabilir ve etkili sonuçlar yaratabilir, çünkü temelinde öğrencinin aktif katılımını ve beceri kazanımını esas alır. Bu yaklaşım, matematik, fen bilimleri ve Türkçe gibi akademik derslerde problem çözme ve analitik düşünme becerilerinin gelişmesini desteklerken, sosyal bilgiler ve sanat gibi derslerde yaratıcı ve eleştirel düşünme, iletişim ve iş birliği becerilerini geliştirir.
Girne Koleji’nde Beceri Temelli Eğitim, derslerin tamamına entegre edilmekle birlikte, özellikle STEM+A, ORACY, robotik kodlama ve yaşam becerileri gibi fark derslerinde belirgin başarılar elde edilmesini sağlamaktadır. Örneğin, STEM+A projelerimizde öğrenciler analitik düşünme ve yaratıcılığı birleştirerek hem fen bilimleri hem de mühendislik alanlarında yenilikçi ürünler tasarlıyor. ORACY derslerimizde öğrenciler, iletişim becerilerini geliştirirken, farklı fikirleri tartışma ve savunma gibi kritik sosyal beceriler kazanıyor. Robotik kodlama derslerinde, problem çözme ve algoritmik düşünme becerileri desteklenirken, yaşam becerileri dersinde öğrenciler, günlük hayatlarında kullanabilecekleri pratik yetkinlikler ve sosyal duygusal beceriler kazanıyor. Girne Koleji olarak, her dersin kendine özgü dinamiklerini göz önünde bulundurarak Beceri Temelli Eğitim’i bir bütün olarak eğitim anlayışımıza entegre ediyor ve öğrencilerimizin bireysel potansiyellerini en üst düzeye çıkarmayı hedefliyoruz.
TEKNOLOJİ, ÖĞRETMENLER VE ÖĞRENCİLER İÇİN
DEĞERLENDİRME SÜREÇLERİNİ KOLAYLAŞTIRIYOR
Beceri Temelli Eğitim’de teknolojiden nasıl yararlanılıyor?
Beceri Temelli Eğitim’de teknoloji, öğrencilerin öğrenme süreçlerini daha etkileşimli, yenilikçi ve kişiselleştirilmiş hale getiren önemli bir araçtır. Dijital simülasyonlar, sanal deneyler ve görselleştirme uygulamaları, öğrencilerin karmaşık kavramları anlamalarını kolaylaştırırken, yaratıcı projeler geliştirmelerine olanak tanır. Kodlama ve yapay zeka araçları, özellikle algoritmik düşünme ve problem çözme becerilerini destekler. Scratch gibi platformlarla öğrenciler kendi oyunlarını veya animasyonlarını tasarlayarak teknolojiyi aktif bir üretim aracı olarak kullanır. Ayrıca, dijital içerik oluşturma araçları öğrencilerin yaratıcılığını artırır ve öğrenme süreçlerini daha eğlenceli hale getirir. Teknoloji, aynı zamanda öğretmenler ve öğrenciler için değerlendirme süreçlerini de kolaylaştırır. Dijital portfolyolar, rubrikler ve çevrimiçi iş birliği platformları, öğrencilerin ilerlemesini daha şeffaf bir şekilde takip etmeyi sağlar. Sanal öğrenme ortamları ise grup çalışmalarını destekleyerek öğrencilerin iş birliği ve iletişim becerilerini geliştirmelerine yardımcı olur. Bu teknolojik entegrasyon, öğrencilerin yalnızca bilgi tüketen değil, aynı zamanda teknoloji üreten bireyler haline gelmelerini sağlarken, onları dijital çağın ihtiyaçlarına daha donanımlı bir şekilde hazırlar.
Son Güncelleme: Salı, 24 Aralık 2024 10:16
Gösterim: 408
Selçuk IŞIK - Kavram Eğitim Kurumları Genel Müdürü
“Geleceğin öğretmenleri bu yetkinlikler ile donanmış olarak sadece bilgi aktaran değil, yönlendiren ilham veren birer yol gösterici olacaktır. Geleceğin okullarında öğretmenler, geleneksel rollerin ötesine geçerek öğrencinin beceri, yetenek ve ilgilerini geliştirmeyi hedefleyen modern eğitim anlayışının uygun bir yaklaşımı ile tanımlanabilir.”
Bilim ve teknolojideki değişimlerin öğretmenlere ve mesleğe etkileri nelerdir?
Bilim ve teknolojideki değişimlerin öğretmenler ve öğretmenlik mesleği üzerindeki etkileri oldukça geniş, kapsamlı ve derindir. Öncelikle öğretim yöntem ve stratejileri değişti. Öğretmenin rolü değişti. Bilginin kaynağı olarak süreç yöneten öğretmenler, artık bilgiye erişilmesinde ve bilgiyi keşfetmek için yönlendirici konumuna geçti. Eleştirel düşünme ve problem çözme becerilerini geliştirmeye yönelik bir pusula oldular. Bunun yanında eğitim içeriklerinin güncellenmesi ile soran, sorgulayan, gelişen teknoloji ile kendini sürekli güncelleme ihtiyacı duyan, yapay zekayı kullanan, sadece öğreten değil tekrar ve sürekli öğrenen pozisyonunda olan ve bu öğretileri yenilikçi yaklaşımlar ile aktaran konumundalar.
BİLGİ AKTARAN DEĞİL YÖNLENDİREN ÖĞRETMENLER
Geleceğin Okullarında Geleceğin Öğretmenlerinin parametreleri neler? Yeni Öğretmenler nasıl tanımlanabilir?
Öğretmenlikte birinci ön koşul alan yeterliliği ve formasyondur, 21. yy’da en önemli etken teknolojik yeterlilik ve dijital okuryazarlık olacaktır. Öğretmenlerin dijital araçları ve teknolojileri etkili bir şekilde kullanabilmeleri için dijital okuryazarlığı geliştirmeleri önem kazanmıştır. Öğretmenlerin yenilikçi ve yaratıcı öğretim yöntemlerini geliştirmelerine olanak tanınmıştır. Örneğin; artırılmış gerçeklik (AR) ve sanal gerçeklik (VR) gibi teknolojilerle dersleri ilgi çekici hale getirerek daha kalıcı öğrenme kazandırmaktadırlar. Teknoloji ne kadar üst düzeyde artarsa artsın öğretmen temelde öğrencinin duygularını anlayıp yönlendirmeli ve kriz yönetimi ile hayata daha dayanıklı hale getirmek için öğrencileri yönlendirmelidir.
Eğitim fakülteleri geleceğin öğretmenlerini hazırlamakta yeterli mi? Yöneticiler nasıl bir öğretmen formasyonuna ihtiyaç duyuyorlar?
Eğitim fakültelerinin geleceğin öğretmenlerini hazırlama yeterliliği, eğitim politikaları, müfredatın güncelliği, öğretim yöntemleri ve pratik uygulamaların kalitesi gibi birçok faktöre bağlı. Türkiye'de ve dünyada bu konuda çeşitli görüşler bulunuyor. Genelde eğitim fakültelerinin, öğretmen adaylarını kuramsal bilgiyle iyi donattıkları, ancak uygulamada yeterince hazırlayamadıkları yönünde eleştiriler mevcut. Pratik deneyim eksikliği, 21. yy becerileri, çağdaş pedagojik yöntemler, liderlik ve iletişim becerileri, değişen eğitim teknolojilerine uyum öne çıkan eksikliklerden birkaçıdır.
Yöneticiler genel olarak teorik bilgi ile pratiği birleştirebilen, teknolojik yeniliklere hakim, çağın gerektirdiği becerilere sahip ve öğrencilerle güçlü bir bağ kurabilen öğretmenlerin yetiştirilmesini istiyor. Eğitim fakültelerinin bu alanda iyileştirmeler yapması, sürekli değişen eğitim dünyasında daha donanımlı öğretmenler yetiştirmesi gerekmektedir.
Okullar Geleceğin Öğretmenlerinin formasyonu için hangi çalışmaları ve mesleki eğitim programlarını hayata geçiriyorlar?
Okullar, geleceğin öğretmenlerinin formasyonu için bir dizi mesleki gelişim programı ve eğitim çalışması düzenliyor. Bu çalışmalar, öğretmenlerin hem teorik bilgilerini hem de pratik becerilerini geliştirmeyi amaçlıyor. Pedagojik Formasyon Programları, Hizmet İçi Eğitim Programları, Staj ve Uygulama Çalışmaları, Eğitim Teknolojileri ve Dijital Pedagoji, Yaratıcı ve Yenilikçi Pedagojiler, Uluslararası Eğitim Programları, Mentörlük ve Gelişim Programları bu programlardan bazılarıdır.
Yeni başlayan öğretmenler, deneyimli meslektaşları tarafından mentörlük desteği alıyor. Bu programlar, öğretmenlerin sınıf yönetimi, öğrenci ilişkileri ve müfredat uygulamaları gibi konularda rehberlik almasını sağlıyor. Bu çalışmalar, öğretmenlerin güncel eğitim trendlerine uyum sağlamalarına ve öğrencilerin ihtiyaçlarına daha etkili yanıt vermelerine yardımcı oluyor.
TEKNOLOJİ ÖĞRETMENLERİN ÖNEMİNİ ARTIRIYOR
Yapay Zeka ve ChatGPT gibi uygulamalar ve teknolojinin dönüştürdüğü yeni okul ikliminde öğretmenlerin değişen rolü ve önemi neler olacak?
Yapay zeka ve ChatGPT gibi teknolojilerin eğitimde artan etkisiyle, öğretmenlerin rolü önemli ölçüde değişmektedir. Yeni okul ikliminde öğretmenlerin değişen rolü ve önemi şu şekilde özetlenebilir:
* Öğretmenler, öğrencilere eleştirel düşünme, problem çözme ve yaratıcı beceriler geliştirme konusunda rehberlik edecek. Yapay zekanın sunduğu bilgilerin doğruluğunu ve güvenilirliğini değerlendirme yetisi kazandırmak da öğretmenlerin sorumluluğu olacak.
* Teknoloji ne kadar gelişmiş olursa olsun, insani bağın yerini alamaz. Öğretmenler, öğrencilere duygusal destek sağlamada, empati geliştirmede ve sosyal beceriler kazandırmada kritik bir rol oynamaya devam edecekler.
Teknolojinin hızla gelişmesi, öğretmenlerin de sürekli öğrenmeyi ve yenilikleri takip etmesini gerektirecek. Bu süreçte öğretmenlerin profesyonel gelişimlerine önem vermeleri kritik olacak. Yapay zeka destekli bir eğitim dünyasında, öğretmenlerin rolü sadece bilgi aktarıcı olmaktan çıkıp, öğrencilerin hayat boyu öğrenme becerilerini geliştiren, rehberlik eden ve duygusal destek sağlayan eğitimciler olarak yeniden tanımlanıyor. Bu dönüşüm, öğretmenlerin eğitimdeki yerini daha da değerli ve anlamlı kılıyor.
Geleceğin Öğretmenlerini yönetecek yöneticiler nasıl olmalı? Geleneksel eğitim yöneticilerinin yerini nasıl bir yönetici modeli ve liderliği alıyor?
Geleceğin öğretmenlerini yönetecek yöneticiler, vizyoner ve yenilikçi, teknolojiye hakim, esnek, katılımcı ve iş birlikçi, öğretmenleri geliştiren ve destekleyen, üretsel perspektife sahip , değişim ve dönüşüm lideri olmak gibi değişen eğitim paradigmasına uygun ve çağın gereksinimlerine yanıt verebilecek liderlik özelliklerine sahip olmalıdır. İşte bu yeni yönetici modeli ve liderliğin temel nitelikleri: Geleneksel eğitim yöneticileri genellikle hiyerarşik, kural odaklı ve rutin süreçleri yönetmeye odaklanırken; yeni nesil eğitim liderleri daha esnek, yaratıcı, iş birlikçi ve öğrenci merkezli bir yaklaşıma sahip olacak. Bu liderler, öğretmenlerin ve öğrencilerin potansiyellerini en iyi şekilde ortaya çıkarmak için motivasyon sağlayan, teknolojiyi etkin kullanabilen ve eğitimde sürdürülebilir yenilikler sunan bir model benimseyecek.
Türkiye’de öğretmen yetiştirme ve geliştirme modeli hakkında neler düşünüyor ve neler öneriyorlar?
Türkiye’de öğretmen yetiştirme ve geliştirme modeli, güncel olarak eğitim politikaları ve toplumsal değişimlerin etkisiyle yeniden yapılandırılıyor. "Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli," 2024-2025 eğitim-öğretim yılında uygulamaya başlanan yeni müfredat kapsamında geliştirildi. Bu model, öğretmenlerin uluslararası standartlarda, bilgi ve becerilerle donatılmış şekilde yetiştirilmesini amaçlıyor. Bu kapsamda, Milli Eğitim Bakanlığı geniş çaplı eğitici eğitimleri düzenliyor. Yeni müfredatın hedefleri ve uygulama esasları, alan uzmanları ve akademisyenlerce öğretmenlere aktarılacak. Bu kapsamda 720 bin öğretmene bu doğrultuda eğitim verilmesi planlanıyor.
Ayrıca önerilen öğretmen eğitimi modelinde, bilginin küreselleşme ve dijital dönüşüm etkilerini dikkate alan bir yaklaşım benimseniyor. Yapılandırmacı eğitim anlayışına dayalı bu model, öğretmen adaylarının eleştirel düşünme, problem çözme ve yenilikçi öğretim stratejilerine hakim olmalarını hedefliyor. Eğitimde teori ve uygulama dengesinin sağlanması, üniversite-okul iş birliklerinin güçlendirilmesi ve pratik öğretim deneyimlerinin artırılması gerektiği vurgulanıyor. Bu değişiklikler, eğitim fakültelerinin vizyon, misyon ve öğretim programlarının yenilenmesi ile destekleniyor ve uluslararası örneklerden esinlenerek kapsamlı reformlar hedefleniyor.
ROBOT ÖĞRETMENLER YARDIMCI ROLLER ÜSTLENİYOR
Okullarda Robot Öğretmenler olacak mı? Okullar bu döneme hazırlanıyor mu?
Robot öğretmenler konusu, eğitimdeki dijitalleşmenin hızlanmasıyla birlikte giderek daha fazla konuşuluyor. Halihazırda bazı pilot projeler çeşitli ülkelerde uygulanıyor. Örneğin, Finlandiya'da "Elias" isimli robotlar, dil öğrenimine destek sağlamak için sınıflarda kullanılmaya başlandı. Benzer şekilde, Japonya'da birçok pilot okulda yapay zeka destekli öğretmen robotlar test ediliyor.
Ancak bu teknolojiler, insan öğretmenlerin tamamen yerini alacak seviyede değil. Robotlar, özellikle büyük sınıflarda birebir ilgi sağlamak veya öğrencileri motive etmek gibi işlevleri yerine getirmek üzere yardımcı roller üstleniyor. Uzmanlar, robot öğretmenlerin temel eğitici görevleri yerine getirebilse de öğrencilerin duygusal ve sosyal ihtiyaçlarını karşılama konusunda eksik kaldıklarını belirtiyor. Ayrıca, bu robotların maliyeti ve kullanımıyla ilgili etik tartışmalar da devam ediyor.
Okullar bu tür yeniliklere hazırlık yaparken genellikle robotları, destekleyici araçlar olarak entegre etmeyi hedefliyor. Eğitimde teknolojinin etkin kullanımı adına çalışmalara ağırlık verilse de, insan öğretmenlerin rehberliği ve tecrübesi halen merkezi önemini koruyor.
Selçuk IŞIK - Kavram Eğitim Kurumları Genel Müdürü
‘21. yüzyılda en önemli etken teknolojik yeterlilik ve dijital okuryazarlık olacak’
“Geleceğin öğretmenleri bu yetkinlikler ile donanmış olarak sadece bilgi aktaran değil, yönlendiren ilham veren birer yol gösterici olacaktır. Geleceğin okullarında öğretmenler, geleneksel rollerin ötesine geçerek öğrencinin beceri, yetenek ve ilgilerini geliştirmeyi hedefleyen modern eğitim anlayışının uygun bir yaklaşımı ile tanımlanabilir.”
Bilim ve teknolojideki değişimlerin öğretmenlere ve mesleğe etkileri nelerdir?
Bilim ve teknolojideki değişimlerin öğretmenler ve öğretmenlik mesleği üzerindeki etkileri oldukça geniş, kapsamlı ve derindir. Öncelikle öğretim yöntem ve stratejileri değişti. Öğretmenin rolü değişti. Bilginin kaynağı olarak süreç yöneten öğretmenler, artık bilgiye erişilmesinde ve bilgiyi keşfetmek için yönlendirici konumuna geçti. Eleştirel düşünme ve problem çözme becerilerini geliştirmeye yönelik bir pusula oldular. Bunun yanında eğitim içeriklerinin güncellenmesi ile soran, sorgulayan, gelişen teknoloji ile kendini sürekli güncelleme ihtiyacı duyan, yapay zekayı kullanan, sadece öğreten değil tekrar ve sürekli öğrenen pozisyonunda olan ve bu öğretileri yenilikçi yaklaşımlar ile aktaran konumundalar.
BİLGİ AKTARAN DEĞİL YÖNLENDİREN ÖĞRETMENLER
Geleceğin Okullarında Geleceğin Öğretmenlerinin parametreleri neler? Yeni Öğretmenler nasıl tanımlanabilir?
Öğretmenlikte birinci ön koşul alan yeterliliği ve formasyondur, 21. yy’da en önemli etken teknolojik yeterlilik ve dijital okuryazarlık olacaktır. Öğretmenlerin dijital araçları ve teknolojileri etkili bir şekilde kullanabilmeleri için dijital okuryazarlığı geliştirmeleri önem kazanmıştır. Öğretmenlerin yenilikçi ve yaratıcı öğretim yöntemlerini geliştirmelerine olanak tanınmıştır. Örneğin; artırılmış gerçeklik (AR) ve sanal gerçeklik (VR) gibi teknolojilerle dersleri ilgi çekici hale getirerek daha kalıcı öğrenme kazandırmaktadırlar. Teknoloji ne kadar üst düzeyde artarsa artsın öğretmen temelde öğrencinin duygularını anlayıp yönlendirmeli ve kriz yönetimi ile hayata daha dayanıklı hale getirmek için öğrencileri yönlendirmelidir.
Eğitim fakülteleri geleceğin öğretmenlerini hazırlamakta yeterli mi? Yöneticiler nasıl bir öğretmen formasyonuna ihtiyaç duyuyorlar?
Eğitim fakültelerinin geleceğin öğretmenlerini hazırlama yeterliliği, eğitim politikaları, müfredatın güncelliği, öğretim yöntemleri ve pratik uygulamaların kalitesi gibi birçok faktöre bağlı. Türkiye'de ve dünyada bu konuda çeşitli görüşler bulunuyor. Genelde eğitim fakültelerinin, öğretmen adaylarını kuramsal bilgiyle iyi donattıkları, ancak uygulamada yeterince hazırlayamadıkları yönünde eleştiriler mevcut. Pratik deneyim eksikliği, 21. yy becerileri, çağdaş pedagojik yöntemler, liderlik ve iletişim becerileri, değişen eğitim teknolojilerine uyum öne çıkan eksikliklerden birkaçıdır.
Yöneticiler genel olarak teorik bilgi ile pratiği birleştirebilen, teknolojik yeniliklere hakim, çağın gerektirdiği becerilere sahip ve öğrencilerle güçlü bir bağ kurabilen öğretmenlerin yetiştirilmesini istiyor. Eğitim fakültelerinin bu alanda iyileştirmeler yapması, sürekli değişen eğitim dünyasında daha donanımlı öğretmenler yetiştirmesi gerekmektedir.
Okullar Geleceğin Öğretmenlerinin formasyonu için hangi çalışmaları ve mesleki eğitim programlarını hayata geçiriyorlar?
Okullar, geleceğin öğretmenlerinin formasyonu için bir dizi mesleki gelişim programı ve eğitim çalışması düzenliyor. Bu çalışmalar, öğretmenlerin hem teorik bilgilerini hem de pratik becerilerini geliştirmeyi amaçlıyor. Pedagojik Formasyon Programları, Hizmet İçi Eğitim Programları, Staj ve Uygulama Çalışmaları, Eğitim Teknolojileri ve Dijital Pedagoji, Yaratıcı ve Yenilikçi Pedagojiler, Uluslararası Eğitim Programları, Mentörlük ve Gelişim Programları bu programlardan bazılarıdır.
Yeni başlayan öğretmenler, deneyimli meslektaşları tarafından mentörlük desteği alıyor. Bu programlar, öğretmenlerin sınıf yönetimi, öğrenci ilişkileri ve müfredat uygulamaları gibi konularda rehberlik almasını sağlıyor. Bu çalışmalar, öğretmenlerin güncel eğitim trendlerine uyum sağlamalarına ve öğrencilerin ihtiyaçlarına daha etkili yanıt vermelerine yardımcı oluyor.
TEKNOLOJİ ÖĞRETMENLERİN ÖNEMİNİ ARTIRIYOR
Yapay Zeka ve ChatGPT gibi uygulamalar ve teknolojinin dönüştürdüğü yeni okul ikliminde öğretmenlerin değişen rolü ve önemi neler olacak?
Yapay zeka ve ChatGPT gibi teknolojilerin eğitimde artan etkisiyle, öğretmenlerin rolü önemli ölçüde değişmektedir. Yeni okul ikliminde öğretmenlerin değişen rolü ve önemi şu şekilde özetlenebilir:
- Öğretmenler, öğrencilere eleştirel düşünme, problem çözme ve yaratıcı beceriler geliştirme konusunda rehberlik edecek. Yapay zekanın sunduğu bilgilerin doğruluğunu ve güvenilirliğini değerlendirme yetisi kazandırmak da öğretmenlerin sorumluluğu olacak.
- Teknoloji ne kadar gelişmiş olursa olsun, insani bağın yerini alamaz. Öğretmenler, öğrencilere duygusal destek sağlamada, empati geliştirmede ve sosyal beceriler kazandırmada kritik bir rol oynamaya devam edecekler.
Teknolojinin hızla gelişmesi, öğretmenlerin de sürekli öğrenmeyi ve yenilikleri takip etmesini gerektirecek. Bu süreçte öğretmenlerin profesyonel gelişimlerine önem vermeleri kritik olacak. Yapay zeka destekli bir eğitim dünyasında, öğretmenlerin rolü sadece bilgi aktarıcı olmaktan çıkıp, öğrencilerin hayat boyu öğrenme becerilerini geliştiren, rehberlik eden ve duygusal destek sağlayan eğitimciler olarak yeniden tanımlanıyor. Bu dönüşüm, öğretmenlerin eğitimdeki yerini daha da değerli ve anlamlı kılıyor.
Geleceğin Öğretmenlerini yönetecek yöneticiler nasıl olmalı? Geleneksel eğitim yöneticilerinin yerini nasıl bir yönetici modeli ve liderliği alıyor?
Geleceğin öğretmenlerini yönetecek yöneticiler, vizyoner ve yenilikçi, teknolojiye hakim, esnek, katılımcı ve iş birlikçi, öğretmenleri geliştiren ve destekleyen, üretsel perspektife sahip , değişim ve dönüşüm lideri olmak gibi değişen eğitim paradigmasına uygun ve çağın gereksinimlerine yanıt verebilecek liderlik özelliklerine sahip olmalıdır. İşte bu yeni yönetici modeli ve liderliğin temel nitelikleri:
Geleneksel eğitim yöneticileri genellikle hiyerarşik, kural odaklı ve rutin süreçleri yönetmeye odaklanırken; yeni nesil eğitim liderleri daha esnek, yaratıcı, iş birlikçi ve öğrenci merkezli bir yaklaşıma sahip olacak. Bu liderler, öğretmenlerin ve öğrencilerin potansiyellerini en iyi şekilde ortaya çıkarmak için motivasyon sağlayan, teknolojiyi etkin kullanabilen ve eğitimde sürdürülebilir yenilikler sunan bir model benimseyecek.
Türkiye’de öğretmen yetiştirme ve geliştirme modeli hakkında neler düşünüyor ve neler öneriyorlar?
Türkiye’de öğretmen yetiştirme ve geliştirme modeli, güncel olarak eğitim politikaları ve toplumsal değişimlerin etkisiyle yeniden yapılandırılıyor. "Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli," 2024-2025 eğitim-öğretim yılında uygulamaya başlanan yeni müfredat kapsamında geliştirildi. Bu model, öğretmenlerin uluslararası standartlarda, bilgi ve becerilerle donatılmış şekilde yetiştirilmesini amaçlıyor. Bu kapsamda, Milli Eğitim Bakanlığı geniş çaplı eğitici eğitimleri düzenliyor. Yeni müfredatın hedefleri ve uygulama esasları, alan uzmanları ve akademisyenlerce öğretmenlere aktarılacak. Bu kapsamda 720 bin öğretmene bu doğrultuda eğitim verilmesi planlanıyor.
Ayrıca önerilen öğretmen eğitimi modelinde, bilginin küreselleşme ve dijital dönüşüm etkilerini dikkate alan bir yaklaşım benimseniyor. Yapılandırmacı eğitim anlayışına dayalı bu model, öğretmen adaylarının eleştirel düşünme, problem çözme ve yenilikçi öğretim stratejilerine hakim olmalarını hedefliyor. Eğitimde teori ve uygulama dengesinin sağlanması, üniversite-okul iş birliklerinin güçlendirilmesi ve pratik öğretim deneyimlerinin artırılması gerektiği vurgulanıyor. Bu değişiklikler, eğitim fakültelerinin vizyon, misyon ve öğretim programlarının yenilenmesi ile destekleniyor ve uluslararası örneklerden esinlenerek kapsamlı reformlar hedefleniyor.
KUTU
ROBOT ÖĞRETMENLER YARDIMCI ROLLER ÜSTLENİYOR
Okullarda Robot Öğretmenler olacak mı? Okullar bu döneme hazırlanıyor mu?
Robot öğretmenler konusu, eğitimdeki dijitalleşmenin hızlanmasıyla birlikte giderek daha fazla konuşuluyor. Halihazırda bazı pilot projeler çeşitli ülkelerde uygulanıyor. Örneğin, Finlandiya'da "Elias" isimli robotlar, dil öğrenimine destek sağlamak için sınıflarda kullanılmaya başlandı. Benzer şekilde, Japonya'da birçok pilot okulda yapay zeka destekli öğretmen robotlar test ediliyor.
Ancak bu teknolojiler, insan öğretmenlerin tamamen yerini alacak seviyede değil. Robotlar, özellikle büyük sınıflarda birebir ilgi sağlamak veya öğrencileri motive etmek gibi işlevleri yerine getirmek üzere yardımcı roller üstleniyor. Uzmanlar, robot öğretmenlerin temel eğitici görevleri yerine getirebilse de öğrencilerin duygusal ve sosyal ihtiyaçlarını karşılama konusunda eksik kaldıklarını belirtiyor. Ayrıca, bu robotların maliyeti ve kullanımıyla ilgili etik tartışmalar da devam ediyor
Okullar bu tür yeniliklere hazırlık yaparken genellikle robotları, destekleyici araçlar olarak entegre etmeyi hedefliyor. Eğitimde teknolojinin etkin kullanımı adına çalışmalara ağırlık verilse de, insan öğretmenlerin rehberliği ve tecrübesi halen merkezi önemini koruyor.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Özel Okullar
Selçuk IŞIK - Kavram Eğitim Kurumları Genel Müdürü
“Geleceğin öğretmenleri bu yetkinlikler ile donanmış olarak sadece bilgi aktaran değil, yönlendiren ilham veren birer yol gösterici olacaktır. Geleceğin okullarında öğretmenler, geleneksel rollerin ötesine geçerek öğrencinin beceri, yetenek ve ilgilerini geliştirmeyi hedefleyen modern eğitim anlayışının uygun bir yaklaşımı ile tanımlanabilir.”
Bilim ve teknolojideki değişimlerin öğretmenlere ve mesleğe etkileri nelerdir?
Bilim ve teknolojideki değişimlerin öğretmenler ve öğretmenlik mesleği üzerindeki etkileri oldukça geniş, kapsamlı ve derindir. Öncelikle öğretim yöntem ve stratejileri değişti. Öğretmenin rolü değişti. Bilginin kaynağı olarak süreç yöneten öğretmenler, artık bilgiye erişilmesinde ve bilgiyi keşfetmek için yönlendirici konumuna geçti. Eleştirel düşünme ve problem çözme becerilerini geliştirmeye yönelik bir pusula oldular. Bunun yanında eğitim içeriklerinin güncellenmesi ile soran, sorgulayan, gelişen teknoloji ile kendini sürekli güncelleme ihtiyacı duyan, yapay zekayı kullanan, sadece öğreten değil tekrar ve sürekli öğrenen pozisyonunda olan ve bu öğretileri yenilikçi yaklaşımlar ile aktaran konumundalar.
BİLGİ AKTARAN DEĞİL YÖNLENDİREN ÖĞRETMENLER
Geleceğin Okullarında Geleceğin Öğretmenlerinin parametreleri neler? Yeni Öğretmenler nasıl tanımlanabilir?
Öğretmenlikte birinci ön koşul alan yeterliliği ve formasyondur, 21. yy’da en önemli etken teknolojik yeterlilik ve dijital okuryazarlık olacaktır. Öğretmenlerin dijital araçları ve teknolojileri etkili bir şekilde kullanabilmeleri için dijital okuryazarlığı geliştirmeleri önem kazanmıştır. Öğretmenlerin yenilikçi ve yaratıcı öğretim yöntemlerini geliştirmelerine olanak tanınmıştır. Örneğin; artırılmış gerçeklik (AR) ve sanal gerçeklik (VR) gibi teknolojilerle dersleri ilgi çekici hale getirerek daha kalıcı öğrenme kazandırmaktadırlar. Teknoloji ne kadar üst düzeyde artarsa artsın öğretmen temelde öğrencinin duygularını anlayıp yönlendirmeli ve kriz yönetimi ile hayata daha dayanıklı hale getirmek için öğrencileri yönlendirmelidir.
Eğitim fakülteleri geleceğin öğretmenlerini hazırlamakta yeterli mi? Yöneticiler nasıl bir öğretmen formasyonuna ihtiyaç duyuyorlar?
Eğitim fakültelerinin geleceğin öğretmenlerini hazırlama yeterliliği, eğitim politikaları, müfredatın güncelliği, öğretim yöntemleri ve pratik uygulamaların kalitesi gibi birçok faktöre bağlı. Türkiye'de ve dünyada bu konuda çeşitli görüşler bulunuyor. Genelde eğitim fakültelerinin, öğretmen adaylarını kuramsal bilgiyle iyi donattıkları, ancak uygulamada yeterince hazırlayamadıkları yönünde eleştiriler mevcut. Pratik deneyim eksikliği, 21. yy becerileri, çağdaş pedagojik yöntemler, liderlik ve iletişim becerileri, değişen eğitim teknolojilerine uyum öne çıkan eksikliklerden birkaçıdır.
Yöneticiler genel olarak teorik bilgi ile pratiği birleştirebilen, teknolojik yeniliklere hakim, çağın gerektirdiği becerilere sahip ve öğrencilerle güçlü bir bağ kurabilen öğretmenlerin yetiştirilmesini istiyor. Eğitim fakültelerinin bu alanda iyileştirmeler yapması, sürekli değişen eğitim dünyasında daha donanımlı öğretmenler yetiştirmesi gerekmektedir.
Okullar Geleceğin Öğretmenlerinin formasyonu için hangi çalışmaları ve mesleki eğitim programlarını hayata geçiriyorlar?
Okullar, geleceğin öğretmenlerinin formasyonu için bir dizi mesleki gelişim programı ve eğitim çalışması düzenliyor. Bu çalışmalar, öğretmenlerin hem teorik bilgilerini hem de pratik becerilerini geliştirmeyi amaçlıyor. Pedagojik Formasyon Programları, Hizmet İçi Eğitim Programları, Staj ve Uygulama Çalışmaları, Eğitim Teknolojileri ve Dijital Pedagoji, Yaratıcı ve Yenilikçi Pedagojiler, Uluslararası Eğitim Programları, Mentörlük ve Gelişim Programları bu programlardan bazılarıdır.
Yeni başlayan öğretmenler, deneyimli meslektaşları tarafından mentörlük desteği alıyor. Bu programlar, öğretmenlerin sınıf yönetimi, öğrenci ilişkileri ve müfredat uygulamaları gibi konularda rehberlik almasını sağlıyor. Bu çalışmalar, öğretmenlerin güncel eğitim trendlerine uyum sağlamalarına ve öğrencilerin ihtiyaçlarına daha etkili yanıt vermelerine yardımcı oluyor.
TEKNOLOJİ ÖĞRETMENLERİN ÖNEMİNİ ARTIRIYOR
Yapay Zeka ve ChatGPT gibi uygulamalar ve teknolojinin dönüştürdüğü yeni okul ikliminde öğretmenlerin değişen rolü ve önemi neler olacak?
Yapay zeka ve ChatGPT gibi teknolojilerin eğitimde artan etkisiyle, öğretmenlerin rolü önemli ölçüde değişmektedir. Yeni okul ikliminde öğretmenlerin değişen rolü ve önemi şu şekilde özetlenebilir:
* Öğretmenler, öğrencilere eleştirel düşünme, problem çözme ve yaratıcı beceriler geliştirme konusunda rehberlik edecek. Yapay zekanın sunduğu bilgilerin doğruluğunu ve güvenilirliğini değerlendirme yetisi kazandırmak da öğretmenlerin sorumluluğu olacak.
* Teknoloji ne kadar gelişmiş olursa olsun, insani bağın yerini alamaz. Öğretmenler, öğrencilere duygusal destek sağlamada, empati geliştirmede ve sosyal beceriler kazandırmada kritik bir rol oynamaya devam edecekler.
Teknolojinin hızla gelişmesi, öğretmenlerin de sürekli öğrenmeyi ve yenilikleri takip etmesini gerektirecek. Bu süreçte öğretmenlerin profesyonel gelişimlerine önem vermeleri kritik olacak. Yapay zeka destekli bir eğitim dünyasında, öğretmenlerin rolü sadece bilgi aktarıcı olmaktan çıkıp, öğrencilerin hayat boyu öğrenme becerilerini geliştiren, rehberlik eden ve duygusal destek sağlayan eğitimciler olarak yeniden tanımlanıyor. Bu dönüşüm, öğretmenlerin eğitimdeki yerini daha da değerli ve anlamlı kılıyor.
Geleceğin Öğretmenlerini yönetecek yöneticiler nasıl olmalı? Geleneksel eğitim yöneticilerinin yerini nasıl bir yönetici modeli ve liderliği alıyor?
Geleceğin öğretmenlerini yönetecek yöneticiler, vizyoner ve yenilikçi, teknolojiye hakim, esnek, katılımcı ve iş birlikçi, öğretmenleri geliştiren ve destekleyen, üretsel perspektife sahip , değişim ve dönüşüm lideri olmak gibi değişen eğitim paradigmasına uygun ve çağın gereksinimlerine yanıt verebilecek liderlik özelliklerine sahip olmalıdır. İşte bu yeni yönetici modeli ve liderliğin temel nitelikleri: Geleneksel eğitim yöneticileri genellikle hiyerarşik, kural odaklı ve rutin süreçleri yönetmeye odaklanırken; yeni nesil eğitim liderleri daha esnek, yaratıcı, iş birlikçi ve öğrenci merkezli bir yaklaşıma sahip olacak. Bu liderler, öğretmenlerin ve öğrencilerin potansiyellerini en iyi şekilde ortaya çıkarmak için motivasyon sağlayan, teknolojiyi etkin kullanabilen ve eğitimde sürdürülebilir yenilikler sunan bir model benimseyecek.
Türkiye’de öğretmen yetiştirme ve geliştirme modeli hakkında neler düşünüyor ve neler öneriyorlar?
Türkiye’de öğretmen yetiştirme ve geliştirme modeli, güncel olarak eğitim politikaları ve toplumsal değişimlerin etkisiyle yeniden yapılandırılıyor. "Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli," 2024-2025 eğitim-öğretim yılında uygulamaya başlanan yeni müfredat kapsamında geliştirildi. Bu model, öğretmenlerin uluslararası standartlarda, bilgi ve becerilerle donatılmış şekilde yetiştirilmesini amaçlıyor. Bu kapsamda, Milli Eğitim Bakanlığı geniş çaplı eğitici eğitimleri düzenliyor. Yeni müfredatın hedefleri ve uygulama esasları, alan uzmanları ve akademisyenlerce öğretmenlere aktarılacak. Bu kapsamda 720 bin öğretmene bu doğrultuda eğitim verilmesi planlanıyor.
Ayrıca önerilen öğretmen eğitimi modelinde, bilginin küreselleşme ve dijital dönüşüm etkilerini dikkate alan bir yaklaşım benimseniyor. Yapılandırmacı eğitim anlayışına dayalı bu model, öğretmen adaylarının eleştirel düşünme, problem çözme ve yenilikçi öğretim stratejilerine hakim olmalarını hedefliyor. Eğitimde teori ve uygulama dengesinin sağlanması, üniversite-okul iş birliklerinin güçlendirilmesi ve pratik öğretim deneyimlerinin artırılması gerektiği vurgulanıyor. Bu değişiklikler, eğitim fakültelerinin vizyon, misyon ve öğretim programlarının yenilenmesi ile destekleniyor ve uluslararası örneklerden esinlenerek kapsamlı reformlar hedefleniyor.
ROBOT ÖĞRETMENLER YARDIMCI ROLLER ÜSTLENİYOR
Okullarda Robot Öğretmenler olacak mı? Okullar bu döneme hazırlanıyor mu?
Robot öğretmenler konusu, eğitimdeki dijitalleşmenin hızlanmasıyla birlikte giderek daha fazla konuşuluyor. Halihazırda bazı pilot projeler çeşitli ülkelerde uygulanıyor. Örneğin, Finlandiya'da "Elias" isimli robotlar, dil öğrenimine destek sağlamak için sınıflarda kullanılmaya başlandı. Benzer şekilde, Japonya'da birçok pilot okulda yapay zeka destekli öğretmen robotlar test ediliyor.
Ancak bu teknolojiler, insan öğretmenlerin tamamen yerini alacak seviyede değil. Robotlar, özellikle büyük sınıflarda birebir ilgi sağlamak veya öğrencileri motive etmek gibi işlevleri yerine getirmek üzere yardımcı roller üstleniyor. Uzmanlar, robot öğretmenlerin temel eğitici görevleri yerine getirebilse de öğrencilerin duygusal ve sosyal ihtiyaçlarını karşılama konusunda eksik kaldıklarını belirtiyor. Ayrıca, bu robotların maliyeti ve kullanımıyla ilgili etik tartışmalar da devam ediyor.
Okullar bu tür yeniliklere hazırlık yaparken genellikle robotları, destekleyici araçlar olarak entegre etmeyi hedefliyor. Eğitimde teknolojinin etkin kullanımı adına çalışmalara ağırlık verilse de, insan öğretmenlerin rehberliği ve tecrübesi halen merkezi önemini koruyor.
Selçuk IŞIK - Kavram Eğitim Kurumları Genel Müdürü
‘21. yüzyılda en önemli etken teknolojik yeterlilik ve dijital okuryazarlık olacak’
“Geleceğin öğretmenleri bu yetkinlikler ile donanmış olarak sadece bilgi aktaran değil, yönlendiren ilham veren birer yol gösterici olacaktır. Geleceğin okullarında öğretmenler, geleneksel rollerin ötesine geçerek öğrencinin beceri, yetenek ve ilgilerini geliştirmeyi hedefleyen modern eğitim anlayışının uygun bir yaklaşımı ile tanımlanabilir.”
Bilim ve teknolojideki değişimlerin öğretmenlere ve mesleğe etkileri nelerdir?
Bilim ve teknolojideki değişimlerin öğretmenler ve öğretmenlik mesleği üzerindeki etkileri oldukça geniş, kapsamlı ve derindir. Öncelikle öğretim yöntem ve stratejileri değişti. Öğretmenin rolü değişti. Bilginin kaynağı olarak süreç yöneten öğretmenler, artık bilgiye erişilmesinde ve bilgiyi keşfetmek için yönlendirici konumuna geçti. Eleştirel düşünme ve problem çözme becerilerini geliştirmeye yönelik bir pusula oldular. Bunun yanında eğitim içeriklerinin güncellenmesi ile soran, sorgulayan, gelişen teknoloji ile kendini sürekli güncelleme ihtiyacı duyan, yapay zekayı kullanan, sadece öğreten değil tekrar ve sürekli öğrenen pozisyonunda olan ve bu öğretileri yenilikçi yaklaşımlar ile aktaran konumundalar.
BİLGİ AKTARAN DEĞİL YÖNLENDİREN ÖĞRETMENLER
Geleceğin Okullarında Geleceğin Öğretmenlerinin parametreleri neler? Yeni Öğretmenler nasıl tanımlanabilir?
Öğretmenlikte birinci ön koşul alan yeterliliği ve formasyondur, 21. yy’da en önemli etken teknolojik yeterlilik ve dijital okuryazarlık olacaktır. Öğretmenlerin dijital araçları ve teknolojileri etkili bir şekilde kullanabilmeleri için dijital okuryazarlığı geliştirmeleri önem kazanmıştır. Öğretmenlerin yenilikçi ve yaratıcı öğretim yöntemlerini geliştirmelerine olanak tanınmıştır. Örneğin; artırılmış gerçeklik (AR) ve sanal gerçeklik (VR) gibi teknolojilerle dersleri ilgi çekici hale getirerek daha kalıcı öğrenme kazandırmaktadırlar. Teknoloji ne kadar üst düzeyde artarsa artsın öğretmen temelde öğrencinin duygularını anlayıp yönlendirmeli ve kriz yönetimi ile hayata daha dayanıklı hale getirmek için öğrencileri yönlendirmelidir.
Eğitim fakülteleri geleceğin öğretmenlerini hazırlamakta yeterli mi? Yöneticiler nasıl bir öğretmen formasyonuna ihtiyaç duyuyorlar?
Eğitim fakültelerinin geleceğin öğretmenlerini hazırlama yeterliliği, eğitim politikaları, müfredatın güncelliği, öğretim yöntemleri ve pratik uygulamaların kalitesi gibi birçok faktöre bağlı. Türkiye'de ve dünyada bu konuda çeşitli görüşler bulunuyor. Genelde eğitim fakültelerinin, öğretmen adaylarını kuramsal bilgiyle iyi donattıkları, ancak uygulamada yeterince hazırlayamadıkları yönünde eleştiriler mevcut. Pratik deneyim eksikliği, 21. yy becerileri, çağdaş pedagojik yöntemler, liderlik ve iletişim becerileri, değişen eğitim teknolojilerine uyum öne çıkan eksikliklerden birkaçıdır.
Yöneticiler genel olarak teorik bilgi ile pratiği birleştirebilen, teknolojik yeniliklere hakim, çağın gerektirdiği becerilere sahip ve öğrencilerle güçlü bir bağ kurabilen öğretmenlerin yetiştirilmesini istiyor. Eğitim fakültelerinin bu alanda iyileştirmeler yapması, sürekli değişen eğitim dünyasında daha donanımlı öğretmenler yetiştirmesi gerekmektedir.
Okullar Geleceğin Öğretmenlerinin formasyonu için hangi çalışmaları ve mesleki eğitim programlarını hayata geçiriyorlar?
Okullar, geleceğin öğretmenlerinin formasyonu için bir dizi mesleki gelişim programı ve eğitim çalışması düzenliyor. Bu çalışmalar, öğretmenlerin hem teorik bilgilerini hem de pratik becerilerini geliştirmeyi amaçlıyor. Pedagojik Formasyon Programları, Hizmet İçi Eğitim Programları, Staj ve Uygulama Çalışmaları, Eğitim Teknolojileri ve Dijital Pedagoji, Yaratıcı ve Yenilikçi Pedagojiler, Uluslararası Eğitim Programları, Mentörlük ve Gelişim Programları bu programlardan bazılarıdır.
Yeni başlayan öğretmenler, deneyimli meslektaşları tarafından mentörlük desteği alıyor. Bu programlar, öğretmenlerin sınıf yönetimi, öğrenci ilişkileri ve müfredat uygulamaları gibi konularda rehberlik almasını sağlıyor. Bu çalışmalar, öğretmenlerin güncel eğitim trendlerine uyum sağlamalarına ve öğrencilerin ihtiyaçlarına daha etkili yanıt vermelerine yardımcı oluyor.
TEKNOLOJİ ÖĞRETMENLERİN ÖNEMİNİ ARTIRIYOR
Yapay Zeka ve ChatGPT gibi uygulamalar ve teknolojinin dönüştürdüğü yeni okul ikliminde öğretmenlerin değişen rolü ve önemi neler olacak?
Yapay zeka ve ChatGPT gibi teknolojilerin eğitimde artan etkisiyle, öğretmenlerin rolü önemli ölçüde değişmektedir. Yeni okul ikliminde öğretmenlerin değişen rolü ve önemi şu şekilde özetlenebilir:
- Öğretmenler, öğrencilere eleştirel düşünme, problem çözme ve yaratıcı beceriler geliştirme konusunda rehberlik edecek. Yapay zekanın sunduğu bilgilerin doğruluğunu ve güvenilirliğini değerlendirme yetisi kazandırmak da öğretmenlerin sorumluluğu olacak.
- Teknoloji ne kadar gelişmiş olursa olsun, insani bağın yerini alamaz. Öğretmenler, öğrencilere duygusal destek sağlamada, empati geliştirmede ve sosyal beceriler kazandırmada kritik bir rol oynamaya devam edecekler.
Teknolojinin hızla gelişmesi, öğretmenlerin de sürekli öğrenmeyi ve yenilikleri takip etmesini gerektirecek. Bu süreçte öğretmenlerin profesyonel gelişimlerine önem vermeleri kritik olacak. Yapay zeka destekli bir eğitim dünyasında, öğretmenlerin rolü sadece bilgi aktarıcı olmaktan çıkıp, öğrencilerin hayat boyu öğrenme becerilerini geliştiren, rehberlik eden ve duygusal destek sağlayan eğitimciler olarak yeniden tanımlanıyor. Bu dönüşüm, öğretmenlerin eğitimdeki yerini daha da değerli ve anlamlı kılıyor.
Geleceğin Öğretmenlerini yönetecek yöneticiler nasıl olmalı? Geleneksel eğitim yöneticilerinin yerini nasıl bir yönetici modeli ve liderliği alıyor?
Geleceğin öğretmenlerini yönetecek yöneticiler, vizyoner ve yenilikçi, teknolojiye hakim, esnek, katılımcı ve iş birlikçi, öğretmenleri geliştiren ve destekleyen, üretsel perspektife sahip , değişim ve dönüşüm lideri olmak gibi değişen eğitim paradigmasına uygun ve çağın gereksinimlerine yanıt verebilecek liderlik özelliklerine sahip olmalıdır. İşte bu yeni yönetici modeli ve liderliğin temel nitelikleri:
Geleneksel eğitim yöneticileri genellikle hiyerarşik, kural odaklı ve rutin süreçleri yönetmeye odaklanırken; yeni nesil eğitim liderleri daha esnek, yaratıcı, iş birlikçi ve öğrenci merkezli bir yaklaşıma sahip olacak. Bu liderler, öğretmenlerin ve öğrencilerin potansiyellerini en iyi şekilde ortaya çıkarmak için motivasyon sağlayan, teknolojiyi etkin kullanabilen ve eğitimde sürdürülebilir yenilikler sunan bir model benimseyecek.
Türkiye’de öğretmen yetiştirme ve geliştirme modeli hakkında neler düşünüyor ve neler öneriyorlar?
Türkiye’de öğretmen yetiştirme ve geliştirme modeli, güncel olarak eğitim politikaları ve toplumsal değişimlerin etkisiyle yeniden yapılandırılıyor. "Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli," 2024-2025 eğitim-öğretim yılında uygulamaya başlanan yeni müfredat kapsamında geliştirildi. Bu model, öğretmenlerin uluslararası standartlarda, bilgi ve becerilerle donatılmış şekilde yetiştirilmesini amaçlıyor. Bu kapsamda, Milli Eğitim Bakanlığı geniş çaplı eğitici eğitimleri düzenliyor. Yeni müfredatın hedefleri ve uygulama esasları, alan uzmanları ve akademisyenlerce öğretmenlere aktarılacak. Bu kapsamda 720 bin öğretmene bu doğrultuda eğitim verilmesi planlanıyor.
Ayrıca önerilen öğretmen eğitimi modelinde, bilginin küreselleşme ve dijital dönüşüm etkilerini dikkate alan bir yaklaşım benimseniyor. Yapılandırmacı eğitim anlayışına dayalı bu model, öğretmen adaylarının eleştirel düşünme, problem çözme ve yenilikçi öğretim stratejilerine hakim olmalarını hedefliyor. Eğitimde teori ve uygulama dengesinin sağlanması, üniversite-okul iş birliklerinin güçlendirilmesi ve pratik öğretim deneyimlerinin artırılması gerektiği vurgulanıyor. Bu değişiklikler, eğitim fakültelerinin vizyon, misyon ve öğretim programlarının yenilenmesi ile destekleniyor ve uluslararası örneklerden esinlenerek kapsamlı reformlar hedefleniyor.
KUTU
ROBOT ÖĞRETMENLER YARDIMCI ROLLER ÜSTLENİYOR
Okullarda Robot Öğretmenler olacak mı? Okullar bu döneme hazırlanıyor mu?
Robot öğretmenler konusu, eğitimdeki dijitalleşmenin hızlanmasıyla birlikte giderek daha fazla konuşuluyor. Halihazırda bazı pilot projeler çeşitli ülkelerde uygulanıyor. Örneğin, Finlandiya'da "Elias" isimli robotlar, dil öğrenimine destek sağlamak için sınıflarda kullanılmaya başlandı. Benzer şekilde, Japonya'da birçok pilot okulda yapay zeka destekli öğretmen robotlar test ediliyor.
Ancak bu teknolojiler, insan öğretmenlerin tamamen yerini alacak seviyede değil. Robotlar, özellikle büyük sınıflarda birebir ilgi sağlamak veya öğrencileri motive etmek gibi işlevleri yerine getirmek üzere yardımcı roller üstleniyor. Uzmanlar, robot öğretmenlerin temel eğitici görevleri yerine getirebilse de öğrencilerin duygusal ve sosyal ihtiyaçlarını karşılama konusunda eksik kaldıklarını belirtiyor. Ayrıca, bu robotların maliyeti ve kullanımıyla ilgili etik tartışmalar da devam ediyor
Okullar bu tür yeniliklere hazırlık yaparken genellikle robotları, destekleyici araçlar olarak entegre etmeyi hedefliyor. Eğitimde teknolojinin etkin kullanımı adına çalışmalara ağırlık verilse de, insan öğretmenlerin rehberliği ve tecrübesi halen merkezi önemini koruyor.
Son Güncelleme: Pazartesi, 25 Kasım 2024 11:13
Gösterim: 534
Murat GÜRSOY - Sevinç Eğitim Kurumları Eğitim ve Öğretim Direktörü
“Beceri Temelli Eğitim’in temel dinamikleri arasında, eleştirel düşünme, yaratıcılık, iletişim ve iş birliği gibi 21. yüzyıl becerileri yer alıyor. Beceri Temelli Eğitim yaklaşımımızı hayata geçirirken, öğrenme süreçlerini öğrencilerimizin ilgi, ihtiyaç ve yeteneklerine göre bireyselleştiriyoruz. Sevinç Eğitim Kurumları olarak öğrencilerimizi bireysel yetenekleri doğrultusunda destekleyen, öğrenmeyi yaşam boyu sürecek bir süreç olarak benimseten bir eğitim anlayışını benimsiyoruz. Okullarımızda, müfredat ile sosyal ve kültürel etkinlikleri entegre ederek, her öğrencinin kendi potansiyelini en üst düzeye çıkarabileceği bir öğrenme ortamı sunuyoruz.”
Beceri Temelli Eğitim kavramı sizin için ne ifade ediyor? Kurum olarak yaklaşımınızdan bahsedebilir misiniz?
beceri temelli eğitim, öğrencilerimizin hızla değişen ve dönüşen dünyada sadece akademik başarılarla değil, aynı zamanda yaşam becerileriyle de donatılmış bireyler olarak yetişmesini sağlayan bütüncül bir yaklaşımı ifade ediyor. Bu kavram, bilgiye ulaşmanın kolaylaştığı bir çağda, bilgiyi ezberlemekten çok anlamlandırma ve gerçek hayat problemlerine çözüm üretebilme kapasitesini ön plana çıkarıyor. Sevinç Eğitim Kurumları olarak öğrencilerimizi bireysel yetenekleri doğrultusunda destekleyen, öğrenmeyi yaşam boyu sürecek bir süreç olarak benimseten bir eğitim anlayışını benimsiyoruz. Okullarımızda, müfredat ile sosyal ve kültürel etkinlikleri entegre ederek, her öğrencinin kendi potansiyelini en üst düzeye çıkarabileceği bir öğrenme ortamı sunuyoruz.
21. YÜZYIL BECERİLERİ
Beceri Temelli Eğitim’in temel dinamikleri neler?
Beceri Temelli Eğitim’in temel dinamikleri arasında, eleştirel düşünme, yaratıcılık, iletişim ve iş birliği gibi 21. yüzyıl becerileri yer alıyor. Ayrıca, disiplinlerarası öğrenme, aktif katılımı teşvik eden pedagojik yaklaşımlar ve teknolojinin entegrasyonu bu dinamikleri destekliyor. Bu süreçte öğretmenler rehber, öğrenciler ise öğrenme süreçlerinin aktif katılımcıları olarak konumlandırılıyor. Bu yöntem, sadece akademik derslerle sınırlı kalmayıp sanat, spor ve sosyal sorumluluk projelerine kadar geniş bir yelpazede uygulanabilirliği olan bir modeldir.
YAŞAM VE KARİYER DOSYASI
Beceri Temelli Eğitimi nasıl hayata geçiriyorsunuz?
Beceri Temelli Eğitim yaklaşımımızı hayata geçirirken, öğrenme süreçlerini öğrencilerimizin ilgi, ihtiyaç ve yeteneklerine göre bireyselleştiriyoruz. Örneğin, Yaşam ve Kariyer Dosyası uygulamamızla anaokulundan liseye kadar tüm kademelerde öğrencilerimizin kişisel portfolyolarını oluşturmasını sağlıyoruz. Bu dosyalar, öğrencilerin akademik, sosyal ve duygusal gelişimlerini yıllar boyunca sürdürülebilir bir şekilde belgeleyen kapsamlı bir araç olarak kullanılıyor.
Anaokulu ve ilkokul düzeyinde uyguladığımız Sevinçli Dünya Programı kapsamında ise finansal okuryazarlık ve felsefe dersleriyle öğrencilerimize küçük yaşlardan itibaren düşünme, sorgulama ve analiz becerileri kazandırıyoruz. Bu program, lise seviyesine kadar tüm kademelerde uygulanarak öğrencilerimizin eleştirel düşünme ve problem çözme yetkinliklerini pekiştiriyor.
Ortaokul düzeyinde uygulanan Genç Yaşam Akademisi programımız, öğrencilerimizin sosyal sorumluluk projeleri geliştirmelerine, toplumsal farkındalık kazanmalarına ve ekip çalışması becerilerini güçlendirmelerine olanak tanıyor. Lise düzeyindeki Sevinç Kariyer Akademisi programımız ise öğrencilerimize kişisel portfolyo oluşturma, kariyer planlama ve çift diploma fırsatları sunarak onları üniversite ve iş dünyasına güçlü bir şekilde hazırlıyor.
İŞ BİRLİĞİ, YARATICILIK VE KATILIM
Beceri Temelli Eğitim’in Okul İklimine Etkileri Neler?
Okul ikliminde iş birliği, yaratıcılık ve katılımı artıran bir değişim yaratıyoruz. Öğrenciler arasında grup çalışmalarına dayalı güven ve uyum gelişirken, öğretmenler ise öğrencilere rehberlik eden, onların potansiyellerini ortaya çıkarmalarına yardımcı olan bir role evriliyor. Bu olumlu atmosfer, öğrencilerin öğrenmeye karşı motivasyonlarını artırıyor ve okulda daha pozitif bir sosyal çevre oluşmasını sağlıyor.
HEM AKADEMŞK HEM SOSYAL BAŞARI
Beceri Temelli Eğitim’in Öğrencilerin gelişimini nasıl etkiliyor? Öğrencilerde hangi değişimleri yaratıyor?
Beceri Temelli Eğitim, öğrencilerin sadece akademik anlamda değil, aynı zamanda kişisel ve sosyal anlamda da gelişim göstermelerine katkı sağlıyor. Öğrenciler, daha özgüvenli, sorumluluk sahibi ve çözüm odaklı bireyler haline gelirken, liderlik becerilerini ve takım çalışması yetkinliklerini de geliştiriyorlar. Bu süreç, öğrencilerimizin hem akademik başarılarını artırıyor hem de hayata dair güçlü bir donanımla mezun olmalarını sağlıyor.
ÖĞRETMENLER İÇİN ÖZEL EĞİTİMLER
Öğretmenler Beceri Temelli Eğitim’e nasıl hazırlanıyorlar? Hangi eğitimleri alıyorlar?
Öğretmenlerimizin bu modele uyum sağlaması için düzenli aralıklarla eğitim ve atölye çalışmaları düzenliyoruz. Bunlar arasında proje tabanlı öğrenme, oyunlaştırma, STEM etkinlikleri, eleştirel düşünme pedagojisi ve dijital araçların eğitime entegrasyonu yer alıyor. Ayrıca, öğretmenlerimize teknolojiyi daha etkili kullanabilmeleri için yapay zeka destekli öğrenme sistemleri ve dijital değerlendirme araçları konusunda kapsamlı eğitimler sağlıyoruz.
ÖĞRENCİLERİ ÇOK YÖNLÜ DESTEKLİYOR
Beceri Temelli Eğitim hangi derslerde verimli sonuçlar yaratıyor? Her derste uygulanabilir mi?
Beceri Temelli Eğitim, özellikle fen bilimleri, matematik, dil eğitimi ve sosyal bilimler derslerinde oldukça etkili sonuçlar yaratıyor. Örneğin, fen bilimlerinde laboratuvar etkinlikleri ile teori pratiğe dönüştürülürken; dil derslerinde proje tabanlı çalışmalar, öğrencilerin dili doğal bir ortamda kullanmalarını sağlıyor. Bununla birlikte, sanat ve spor gibi derslerde de yaratıcılığı ön plana çıkararak öğrencilerin kendilerini ifade etmelerine olanak tanıyor. Esnek yapısı, öğrencilerin hem bireysel hem de grup çalışmaları yoluyla öğrenmelerini desteklerken, onların çok yönlü bireyler olarak gelişmelerine katkı sağlıyor. Bu model, sadece akademik başarıya değil, aynı zamanda yaşam boyu öğrenme becerilerinin kazandırılmasına da hizmet etmektedir.
ÖĞRENCİLERİN İHTİYAÇLARINA ÖZEL ÇÖZÜMLER
Beceri Temelli Eğitim’de Teknolojiden nasıl yararlanılıyor?
Teknoloji, bu eğitim modelinin en önemli destekleyici unsurlarından biri. Özellikle yapay zeka destekli tabanlı, bireyselleştirilmiş öğrenme deneyimleri sunarak öğrencilerin ihtiyaçlarına özel çözümler üretiyor. Yapay zeka tabanlı öğrenme analitikleri, öğrencilerin öğrenme süreçlerini zenginleştiriyor. Teknolojiyi kullanarak öğrencilerimizin öğrenme süreçlerini daha eğlenceli, interaktif ve etkili hale getiriyoruz.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Özel Okullar
Murat GÜRSOY - Sevinç Eğitim Kurumları Eğitim ve Öğretim Direktörü
“Beceri Temelli Eğitim’in temel dinamikleri arasında, eleştirel düşünme, yaratıcılık, iletişim ve iş birliği gibi 21. yüzyıl becerileri yer alıyor. Beceri Temelli Eğitim yaklaşımımızı hayata geçirirken, öğrenme süreçlerini öğrencilerimizin ilgi, ihtiyaç ve yeteneklerine göre bireyselleştiriyoruz. Sevinç Eğitim Kurumları olarak öğrencilerimizi bireysel yetenekleri doğrultusunda destekleyen, öğrenmeyi yaşam boyu sürecek bir süreç olarak benimseten bir eğitim anlayışını benimsiyoruz. Okullarımızda, müfredat ile sosyal ve kültürel etkinlikleri entegre ederek, her öğrencinin kendi potansiyelini en üst düzeye çıkarabileceği bir öğrenme ortamı sunuyoruz.”
Beceri Temelli Eğitim kavramı sizin için ne ifade ediyor? Kurum olarak yaklaşımınızdan bahsedebilir misiniz?
beceri temelli eğitim, öğrencilerimizin hızla değişen ve dönüşen dünyada sadece akademik başarılarla değil, aynı zamanda yaşam becerileriyle de donatılmış bireyler olarak yetişmesini sağlayan bütüncül bir yaklaşımı ifade ediyor. Bu kavram, bilgiye ulaşmanın kolaylaştığı bir çağda, bilgiyi ezberlemekten çok anlamlandırma ve gerçek hayat problemlerine çözüm üretebilme kapasitesini ön plana çıkarıyor. Sevinç Eğitim Kurumları olarak öğrencilerimizi bireysel yetenekleri doğrultusunda destekleyen, öğrenmeyi yaşam boyu sürecek bir süreç olarak benimseten bir eğitim anlayışını benimsiyoruz. Okullarımızda, müfredat ile sosyal ve kültürel etkinlikleri entegre ederek, her öğrencinin kendi potansiyelini en üst düzeye çıkarabileceği bir öğrenme ortamı sunuyoruz.
21. YÜZYIL BECERİLERİ
Beceri Temelli Eğitim’in temel dinamikleri neler?
Beceri Temelli Eğitim’in temel dinamikleri arasında, eleştirel düşünme, yaratıcılık, iletişim ve iş birliği gibi 21. yüzyıl becerileri yer alıyor. Ayrıca, disiplinlerarası öğrenme, aktif katılımı teşvik eden pedagojik yaklaşımlar ve teknolojinin entegrasyonu bu dinamikleri destekliyor. Bu süreçte öğretmenler rehber, öğrenciler ise öğrenme süreçlerinin aktif katılımcıları olarak konumlandırılıyor. Bu yöntem, sadece akademik derslerle sınırlı kalmayıp sanat, spor ve sosyal sorumluluk projelerine kadar geniş bir yelpazede uygulanabilirliği olan bir modeldir.
YAŞAM VE KARİYER DOSYASI
Beceri Temelli Eğitimi nasıl hayata geçiriyorsunuz?
Beceri Temelli Eğitim yaklaşımımızı hayata geçirirken, öğrenme süreçlerini öğrencilerimizin ilgi, ihtiyaç ve yeteneklerine göre bireyselleştiriyoruz. Örneğin, Yaşam ve Kariyer Dosyası uygulamamızla anaokulundan liseye kadar tüm kademelerde öğrencilerimizin kişisel portfolyolarını oluşturmasını sağlıyoruz. Bu dosyalar, öğrencilerin akademik, sosyal ve duygusal gelişimlerini yıllar boyunca sürdürülebilir bir şekilde belgeleyen kapsamlı bir araç olarak kullanılıyor.
Anaokulu ve ilkokul düzeyinde uyguladığımız Sevinçli Dünya Programı kapsamında ise finansal okuryazarlık ve felsefe dersleriyle öğrencilerimize küçük yaşlardan itibaren düşünme, sorgulama ve analiz becerileri kazandırıyoruz. Bu program, lise seviyesine kadar tüm kademelerde uygulanarak öğrencilerimizin eleştirel düşünme ve problem çözme yetkinliklerini pekiştiriyor.
Ortaokul düzeyinde uygulanan Genç Yaşam Akademisi programımız, öğrencilerimizin sosyal sorumluluk projeleri geliştirmelerine, toplumsal farkındalık kazanmalarına ve ekip çalışması becerilerini güçlendirmelerine olanak tanıyor. Lise düzeyindeki Sevinç Kariyer Akademisi programımız ise öğrencilerimize kişisel portfolyo oluşturma, kariyer planlama ve çift diploma fırsatları sunarak onları üniversite ve iş dünyasına güçlü bir şekilde hazırlıyor.
İŞ BİRLİĞİ, YARATICILIK VE KATILIM
Beceri Temelli Eğitim’in Okul İklimine Etkileri Neler?
Okul ikliminde iş birliği, yaratıcılık ve katılımı artıran bir değişim yaratıyoruz. Öğrenciler arasında grup çalışmalarına dayalı güven ve uyum gelişirken, öğretmenler ise öğrencilere rehberlik eden, onların potansiyellerini ortaya çıkarmalarına yardımcı olan bir role evriliyor. Bu olumlu atmosfer, öğrencilerin öğrenmeye karşı motivasyonlarını artırıyor ve okulda daha pozitif bir sosyal çevre oluşmasını sağlıyor.
HEM AKADEMŞK HEM SOSYAL BAŞARI
Beceri Temelli Eğitim’in Öğrencilerin gelişimini nasıl etkiliyor? Öğrencilerde hangi değişimleri yaratıyor?
Beceri Temelli Eğitim, öğrencilerin sadece akademik anlamda değil, aynı zamanda kişisel ve sosyal anlamda da gelişim göstermelerine katkı sağlıyor. Öğrenciler, daha özgüvenli, sorumluluk sahibi ve çözüm odaklı bireyler haline gelirken, liderlik becerilerini ve takım çalışması yetkinliklerini de geliştiriyorlar. Bu süreç, öğrencilerimizin hem akademik başarılarını artırıyor hem de hayata dair güçlü bir donanımla mezun olmalarını sağlıyor.
ÖĞRETMENLER İÇİN ÖZEL EĞİTİMLER
Öğretmenler Beceri Temelli Eğitim’e nasıl hazırlanıyorlar? Hangi eğitimleri alıyorlar?
Öğretmenlerimizin bu modele uyum sağlaması için düzenli aralıklarla eğitim ve atölye çalışmaları düzenliyoruz. Bunlar arasında proje tabanlı öğrenme, oyunlaştırma, STEM etkinlikleri, eleştirel düşünme pedagojisi ve dijital araçların eğitime entegrasyonu yer alıyor. Ayrıca, öğretmenlerimize teknolojiyi daha etkili kullanabilmeleri için yapay zeka destekli öğrenme sistemleri ve dijital değerlendirme araçları konusunda kapsamlı eğitimler sağlıyoruz.
ÖĞRENCİLERİ ÇOK YÖNLÜ DESTEKLİYOR
Beceri Temelli Eğitim hangi derslerde verimli sonuçlar yaratıyor? Her derste uygulanabilir mi?
Beceri Temelli Eğitim, özellikle fen bilimleri, matematik, dil eğitimi ve sosyal bilimler derslerinde oldukça etkili sonuçlar yaratıyor. Örneğin, fen bilimlerinde laboratuvar etkinlikleri ile teori pratiğe dönüştürülürken; dil derslerinde proje tabanlı çalışmalar, öğrencilerin dili doğal bir ortamda kullanmalarını sağlıyor. Bununla birlikte, sanat ve spor gibi derslerde de yaratıcılığı ön plana çıkararak öğrencilerin kendilerini ifade etmelerine olanak tanıyor. Esnek yapısı, öğrencilerin hem bireysel hem de grup çalışmaları yoluyla öğrenmelerini desteklerken, onların çok yönlü bireyler olarak gelişmelerine katkı sağlıyor. Bu model, sadece akademik başarıya değil, aynı zamanda yaşam boyu öğrenme becerilerinin kazandırılmasına da hizmet etmektedir.
ÖĞRENCİLERİN İHTİYAÇLARINA ÖZEL ÇÖZÜMLER
Beceri Temelli Eğitim’de Teknolojiden nasıl yararlanılıyor?
Teknoloji, bu eğitim modelinin en önemli destekleyici unsurlarından biri. Özellikle yapay zeka destekli tabanlı, bireyselleştirilmiş öğrenme deneyimleri sunarak öğrencilerin ihtiyaçlarına özel çözümler üretiyor. Yapay zeka tabanlı öğrenme analitikleri, öğrencilerin öğrenme süreçlerini zenginleştiriyor. Teknolojiyi kullanarak öğrencilerimizin öğrenme süreçlerini daha eğlenceli, interaktif ve etkili hale getiriyoruz.
Son Güncelleme: Pazartesi, 23 Aralık 2024 13:41
Gösterim: 479
Murat Gürsoy - Sevinç Eğitim Kurumları Eğitim ve Öğretim Direktörü
“Gelecekte öğretmenleri yönetecek olan liderler, dijital dönüşüme öncülük edebilen, esnek ve yenilikçi düşünebilen bireyler olmalıdır. Eğitim yöneticilerinin yalnızca akademik başarıya odaklanmamaları, aynı zamanda öğretmenlerin ve öğrencilerin bütünsel gelişimini destekleyen bir liderlik modeli benimsemeleri önemlidir. Yöneticiler olarak öğretmenleri destekleyen, onlara vizyon sunan ve yenilikçi çözümleri teşvik eden bir yapı oluşturmalıyız.”
Bilim ve teknolojideki değişimlerin öğretmenlere ve mesleğe etkileri neler?
Bilim ve teknolojideki hızlı gelişmeler, öğretmenlik mesleğinde yeni bir dönemi başlatıyor. Bilgiye her yerden ulaşılabilmesi, öğretmenin rolünü bilgiyi aktaran bir figürden, bilgiyi anlamlandırma ve kullanmada rehberlik eden bir uzmana dönüştürüyor. Öğretmenler, öğrencilerin dijital ortamda doğru bilgiye erişmelerini ve bunu eleştirel bir şekilde değerlendirmelerini teşvik etmeli ve eğitmelidir. Teknoloji, öğretmenlere öğrenme analitiği araçları sunarak öğrencilerin öğrenme süreçlerini daha iyi takip etmelerini ve kişiselleştirilmiş eğitim sunmalarını sağlıyor. Bu değişiklikler, öğretmenlerin yenilikçi pedagojilere adapte olmalarını ve yüksek düzeyde teknoloji okuryazarlığı geliştirmelerini gerektiriyor.
ÖĞRENME KOÇU ÖĞRETMENLER
Geleceğin Okullarında Geleceğin Öğretmenlerinin parametreleri neler? Yeni Öğretmenler nasıl tanımlanabilir?
Geleceğin öğretmenleri, öğrencilerini belirsiz bir geleceğe hazırlama yetkinliğine sahip olmalı. Yaratıcı düşünmeyi destekleyen, eleştirel düşünceyi teşvik eden ve teknolojiyi eğitim süreçlerine etkin biçimde entegre edebilen kişiler olarak tanımlanabilirler. Akademik başarı kadar sosyal ve duygusal gelişime de önem veren, öğrencilerin bireysel farklılıklarına saygı gösteren ve kapsayıcı bir eğitim yaklaşımı benimseyen bu öğretmenler, öğrenme koçu rolünü üstlenerek öğrencilerin kendi öğrenme süreçlerini keşfetmelerine yardımcı olacaktır.
SÜREKLİ YENİLENEN ÖĞRETMENLER
Eğitim fakülteleri geleceğin öğretmenlerini hazırlamakta yeterli mi? Yöneticiler nasıl bir öğretmen formasyonuna ihtiyaç duyuyorlar?
Eğitim fakülteleri, hızla değişen eğitim dünyasına yetişmekte zorlanabiliyor. Öğretmen adaylarının dijital beceriler kazanması, eleştirel düşünme ve proje tabanlı öğrenmeyi içeren bir eğitim alması önemli. Geleceğin eğitimcilerinin dijital okuryazarlık konusunda bilgili olmalarının yanı sıra, veri analiz ve uygulama becerilerine de sahip olmaları bekleniyor. Yöneticiler, teori ile pratiği dengeli bir şekilde bir araya getiren ve sürekli kendini yenileyen öğretmenlere ihtiyaç duyuyor.
ÖĞRETMENLERE YAPAY ZEKA EĞİTİMİ
Geleceğin öğretmenlerinin formasyonu için hangi çalışmaları ve mesleki eğitim programlarını hayata geçiriyorsunuz?
Öğretmenlerin yeni beceriler kazanması ve dijital dönüşüme uyum sağlamaları için çeşitli mesleki gelişim programları sunuyoruz. Özellikle dijital pedagoji, yapay zekâ tabanlı öğrenme araçlarının kullanımı, veri analitiği gibi alanlarda eğitimler düzenleniyor. Örneğin, öğretmenlerin sınıflarında yapay zekâ tabanlı kişiselleştirilmiş öğrenme platformlarını nasıl kullanacaklarını öğrenmeleri sağlıyoruz. Aynı zamanda sosyal-duygusal öğrenme gibi alanlarda öğretmenlerin gelişimi destekleniyor. Böylece öğretmenler, öğrencilerin bireysel ve akademik gelişim süreçlerini çok boyutlu olarak destekleyebiliyor. Mesleki eğitim programlarının sürekli güncellenmesi, öğretmenlerin yenilikleri sınıf ortamına hızla taşımasını sağlıyoruz.
EMPATİ VE DEĞERLER EĞİTİMİNİN ÖNEMİ ARTIYOR
Yapay Zeka ve Chat GPT gibi teknolojilerin dönüştürdüğü okul ikliminde öğretmenlerin değişen rolü ve önemi neler olacak?
Yapay zekâ, öğretmenlerin geleneksel rollerini dönüştürürken, bilginin sorgulandığı bir ortamda rehber olmalarını sağlıyor. ChatGPT gibi teknolojiler, öğretmenlerin iş yükünü azaltarak öğrencilere daha fazla odaklanmalarına imkân tanıyor. Şüphesiz ki öğretmenin empati ve değerler eğitimi konularındaki rolü daha da önemli hale geliyor; zira öğrencilerin teknolojiyi etik kullanmaları ve sosyal becerilerini geliştirmeleri için öğretmenin rehberliği vazgeçilmez oluyor.
Okullarda robot öğretmenler olacak mı? Okullar bu döneme hazırlanıyor mu?
Robot öğretmenler, gelecekte bazı eğitim süreçlerinde yer alabilir, ancak bu destekleyici bir rol üstlenmekle sınırlı kalacaktır. Robotlar, bilgi aktarma, alıştırmaların tekrarı veya temel düzeyde derslerin verilmesi gibi görevlerde faydalı olabilir. Ancak, öğretmenlerin sağladığı sosyal etkileşim, empati ve insani bağ kurulması noktasında robotların yetersiz kalacağı açıktır. Örneğin, belirli konularda tekrarlı eğitime ihtiyaç duyulan sınıf ortamlarında robotlar destekleyici olarak kullanılabilir ancak temel rehberlik ve yönlendirme her zaman öğretmenlerde kalacaktır.
ÖĞRETMENLERİ YENİLİKÇİ ÇÖZÜMLERE TEŞVİK ETMELİYİZ
Geleceğin öğretmenlerini yönetecek yöneticiler nasıl olmalı? Geleneksel eğitim yöneticilerinin yerini nasıl bir yönetici modeli ve liderliği alıyor?
Gelecekte öğretmenleri yönetecek olan liderler, dijital dönüşüme öncülük edebilen, esnek ve yenilikçi düşünebilen bireyler olmalıdır. Eğitim yöneticilerinin yalnızca akademik başarıya odaklanmamaları, aynı zamanda öğretmenlerin ve öğrencilerin bütünsel gelişimini destekleyen bir liderlik modeli benimsemeleri önemlidir. Yöneticiler olarak öğretmenleri destekleyen, onlara vizyon sunan ve yenilikçi çözümleri teşvik eden bir yapı oluşturmalıyız. Veriye dayalı karar alma süreci, öğretmenlerin sürekli profesyonel gelişimine yatırım yapma ve okul ortamında olumlu bir kültür yaratma, geleceğin eğitim liderlerinin başlıca nitelikleri arasında yer alacaktır. Böylece, eğitim yöneticileri yalnızca idari roller üstlenmekle kalmayacak, aynı zamanda eğitimde sürekli gelişimi hedefleyen bir liderlik modelini uygulayacaklar.
ÖĞRETMEN YETİŞTİRMEDE GELENEKSEL YÖNTEMLERİN DIŞINA ÇIKILMALI
Türkiye’de öğretmen yetiştirme ve geliştirme modeli hakkında neler düşünüyor ve neler öneriyorsunuz?
Türkiye’de öğretmen yetiştirme ve geliştirme modelleri, geleneksel yöntemlerin dışına çıkarak daha modern ve teknoloji odaklı hale gelmelidir. Öğretmen adayları sadece akademik bilgiyle değil, aynı zamanda dijital pedagojiler, proje tabanlı öğrenme, analitik düşünme ve sosyal-duygusal becerilerle mezun edilmelidir. Özellikle sürekli mesleki gelişim programları, öğretmenlerin kendilerini geliştirmelerine ve yenilikleri takip etmelerine olanak tanımalıdır. Bu modelin güncellenmesi, öğretmenlerin kariyerleri boyunca gelişmelerine olanak tanıyarak eğitimde kalıcı bir değişim yaratacaktır. Bu bağlamda, öğretmenlerin sadece akademik içerik değil, aynı zamanda yaşam becerileri ve etik değerler kazandıracak şekilde eğitilmeleri, geleceğe hazırlık sürecinde önem taşıyor.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Özel Okullar
Murat Gürsoy - Sevinç Eğitim Kurumları Eğitim ve Öğretim Direktörü
“Gelecekte öğretmenleri yönetecek olan liderler, dijital dönüşüme öncülük edebilen, esnek ve yenilikçi düşünebilen bireyler olmalıdır. Eğitim yöneticilerinin yalnızca akademik başarıya odaklanmamaları, aynı zamanda öğretmenlerin ve öğrencilerin bütünsel gelişimini destekleyen bir liderlik modeli benimsemeleri önemlidir. Yöneticiler olarak öğretmenleri destekleyen, onlara vizyon sunan ve yenilikçi çözümleri teşvik eden bir yapı oluşturmalıyız.”
Bilim ve teknolojideki değişimlerin öğretmenlere ve mesleğe etkileri neler?
Bilim ve teknolojideki hızlı gelişmeler, öğretmenlik mesleğinde yeni bir dönemi başlatıyor. Bilgiye her yerden ulaşılabilmesi, öğretmenin rolünü bilgiyi aktaran bir figürden, bilgiyi anlamlandırma ve kullanmada rehberlik eden bir uzmana dönüştürüyor. Öğretmenler, öğrencilerin dijital ortamda doğru bilgiye erişmelerini ve bunu eleştirel bir şekilde değerlendirmelerini teşvik etmeli ve eğitmelidir. Teknoloji, öğretmenlere öğrenme analitiği araçları sunarak öğrencilerin öğrenme süreçlerini daha iyi takip etmelerini ve kişiselleştirilmiş eğitim sunmalarını sağlıyor. Bu değişiklikler, öğretmenlerin yenilikçi pedagojilere adapte olmalarını ve yüksek düzeyde teknoloji okuryazarlığı geliştirmelerini gerektiriyor.
ÖĞRENME KOÇU ÖĞRETMENLER
Geleceğin Okullarında Geleceğin Öğretmenlerinin parametreleri neler? Yeni Öğretmenler nasıl tanımlanabilir?
Geleceğin öğretmenleri, öğrencilerini belirsiz bir geleceğe hazırlama yetkinliğine sahip olmalı. Yaratıcı düşünmeyi destekleyen, eleştirel düşünceyi teşvik eden ve teknolojiyi eğitim süreçlerine etkin biçimde entegre edebilen kişiler olarak tanımlanabilirler. Akademik başarı kadar sosyal ve duygusal gelişime de önem veren, öğrencilerin bireysel farklılıklarına saygı gösteren ve kapsayıcı bir eğitim yaklaşımı benimseyen bu öğretmenler, öğrenme koçu rolünü üstlenerek öğrencilerin kendi öğrenme süreçlerini keşfetmelerine yardımcı olacaktır.
SÜREKLİ YENİLENEN ÖĞRETMENLER
Eğitim fakülteleri geleceğin öğretmenlerini hazırlamakta yeterli mi? Yöneticiler nasıl bir öğretmen formasyonuna ihtiyaç duyuyorlar?
Eğitim fakülteleri, hızla değişen eğitim dünyasına yetişmekte zorlanabiliyor. Öğretmen adaylarının dijital beceriler kazanması, eleştirel düşünme ve proje tabanlı öğrenmeyi içeren bir eğitim alması önemli. Geleceğin eğitimcilerinin dijital okuryazarlık konusunda bilgili olmalarının yanı sıra, veri analiz ve uygulama becerilerine de sahip olmaları bekleniyor. Yöneticiler, teori ile pratiği dengeli bir şekilde bir araya getiren ve sürekli kendini yenileyen öğretmenlere ihtiyaç duyuyor.
ÖĞRETMENLERE YAPAY ZEKA EĞİTİMİ
Geleceğin öğretmenlerinin formasyonu için hangi çalışmaları ve mesleki eğitim programlarını hayata geçiriyorsunuz?
Öğretmenlerin yeni beceriler kazanması ve dijital dönüşüme uyum sağlamaları için çeşitli mesleki gelişim programları sunuyoruz. Özellikle dijital pedagoji, yapay zekâ tabanlı öğrenme araçlarının kullanımı, veri analitiği gibi alanlarda eğitimler düzenleniyor. Örneğin, öğretmenlerin sınıflarında yapay zekâ tabanlı kişiselleştirilmiş öğrenme platformlarını nasıl kullanacaklarını öğrenmeleri sağlıyoruz. Aynı zamanda sosyal-duygusal öğrenme gibi alanlarda öğretmenlerin gelişimi destekleniyor. Böylece öğretmenler, öğrencilerin bireysel ve akademik gelişim süreçlerini çok boyutlu olarak destekleyebiliyor. Mesleki eğitim programlarının sürekli güncellenmesi, öğretmenlerin yenilikleri sınıf ortamına hızla taşımasını sağlıyoruz.
EMPATİ VE DEĞERLER EĞİTİMİNİN ÖNEMİ ARTIYOR
Yapay Zeka ve Chat GPT gibi teknolojilerin dönüştürdüğü okul ikliminde öğretmenlerin değişen rolü ve önemi neler olacak?
Yapay zekâ, öğretmenlerin geleneksel rollerini dönüştürürken, bilginin sorgulandığı bir ortamda rehber olmalarını sağlıyor. ChatGPT gibi teknolojiler, öğretmenlerin iş yükünü azaltarak öğrencilere daha fazla odaklanmalarına imkân tanıyor. Şüphesiz ki öğretmenin empati ve değerler eğitimi konularındaki rolü daha da önemli hale geliyor; zira öğrencilerin teknolojiyi etik kullanmaları ve sosyal becerilerini geliştirmeleri için öğretmenin rehberliği vazgeçilmez oluyor.
Okullarda robot öğretmenler olacak mı? Okullar bu döneme hazırlanıyor mu?
Robot öğretmenler, gelecekte bazı eğitim süreçlerinde yer alabilir, ancak bu destekleyici bir rol üstlenmekle sınırlı kalacaktır. Robotlar, bilgi aktarma, alıştırmaların tekrarı veya temel düzeyde derslerin verilmesi gibi görevlerde faydalı olabilir. Ancak, öğretmenlerin sağladığı sosyal etkileşim, empati ve insani bağ kurulması noktasında robotların yetersiz kalacağı açıktır. Örneğin, belirli konularda tekrarlı eğitime ihtiyaç duyulan sınıf ortamlarında robotlar destekleyici olarak kullanılabilir ancak temel rehberlik ve yönlendirme her zaman öğretmenlerde kalacaktır.
ÖĞRETMENLERİ YENİLİKÇİ ÇÖZÜMLERE TEŞVİK ETMELİYİZ
Geleceğin öğretmenlerini yönetecek yöneticiler nasıl olmalı? Geleneksel eğitim yöneticilerinin yerini nasıl bir yönetici modeli ve liderliği alıyor?
Gelecekte öğretmenleri yönetecek olan liderler, dijital dönüşüme öncülük edebilen, esnek ve yenilikçi düşünebilen bireyler olmalıdır. Eğitim yöneticilerinin yalnızca akademik başarıya odaklanmamaları, aynı zamanda öğretmenlerin ve öğrencilerin bütünsel gelişimini destekleyen bir liderlik modeli benimsemeleri önemlidir. Yöneticiler olarak öğretmenleri destekleyen, onlara vizyon sunan ve yenilikçi çözümleri teşvik eden bir yapı oluşturmalıyız. Veriye dayalı karar alma süreci, öğretmenlerin sürekli profesyonel gelişimine yatırım yapma ve okul ortamında olumlu bir kültür yaratma, geleceğin eğitim liderlerinin başlıca nitelikleri arasında yer alacaktır. Böylece, eğitim yöneticileri yalnızca idari roller üstlenmekle kalmayacak, aynı zamanda eğitimde sürekli gelişimi hedefleyen bir liderlik modelini uygulayacaklar.
ÖĞRETMEN YETİŞTİRMEDE GELENEKSEL YÖNTEMLERİN DIŞINA ÇIKILMALI
Türkiye’de öğretmen yetiştirme ve geliştirme modeli hakkında neler düşünüyor ve neler öneriyorsunuz?
Türkiye’de öğretmen yetiştirme ve geliştirme modelleri, geleneksel yöntemlerin dışına çıkarak daha modern ve teknoloji odaklı hale gelmelidir. Öğretmen adayları sadece akademik bilgiyle değil, aynı zamanda dijital pedagojiler, proje tabanlı öğrenme, analitik düşünme ve sosyal-duygusal becerilerle mezun edilmelidir. Özellikle sürekli mesleki gelişim programları, öğretmenlerin kendilerini geliştirmelerine ve yenilikleri takip etmelerine olanak tanımalıdır. Bu modelin güncellenmesi, öğretmenlerin kariyerleri boyunca gelişmelerine olanak tanıyarak eğitimde kalıcı bir değişim yaratacaktır. Bu bağlamda, öğretmenlerin sadece akademik içerik değil, aynı zamanda yaşam becerileri ve etik değerler kazandıracak şekilde eğitilmeleri, geleceğe hazırlık sürecinde önem taşıyor.
Son Güncelleme: Perşembe, 21 Kasım 2024 11:49
Gösterim: 773
Diğer Makaleler...
- BİL Eğitim Kurumlarında Geleceğin Öğretmenleri: Dijital Çağa Uyum ve Mentorluk Becerileri
- ‘Yapay Zeka ile öğrenme süreçlerini daha etkili ve verimli hale getiriyoruz’
- Sevinç’te Öğretmen Rehberliği ve Yapay Zeka Hibrit Mentörlük Uygulamasında Birleşiyor
- Girne Kolejleri geleceğin eğitiminde Yapay Zeka ile öncü rol üstlenecek

