Yazlık sinemada İngilizce
- Ayrıntılar
- Kategori: Gündem
- Perşembe, 05 Nisan 2012 09:48 tarihinde oluşturuldu
Milliyet Yazarı Metin Münir’in yazısı
Hayatımda, birçok şey öğrenmek için büyük gayret sarf ettim ama İngilizce öğrenmek için sarf ettiğim gayreti hiçbir şey için sarf etmedim.
Ve öğrendiğim hiçbir şey, benim için, İngilizce öğrenmek kadar ödüllendirici olmadı.
Sadece Türkçe bilseydim havuzda kâğıt kayık yüzdürebilecekken İngilizce bana okyanusta yelken açma fırsatı verdi. Açabildim mi, o başka bir mesele.
Çocukluğumda Lefkoşa’da yazlık sinemalar vardı. Her gece ilki İngilizce, ikincisi Türkçe olmak üzere iki film gösterilirdi. Sinema meraklılarının çoğu dil bilmediği ve o zamanlar altyazı olmadığı için İngilizce filme rağbet etmezdi. Sinema Türkçe filmin başlamasına yakın dolmaya başlardı. Daha çok, kadınlı çocuklarla.
Seans saat sekiz civarında başladığı için İngilizce filmin bir bölümü aydınlıkta, hayal meyal hareketler olarak duvara yansırdı. Hava karardıkça duvardaki görüntüler daha net hale gelirdi. Bu oluncaya kadar ne olup bittiğini konuşmalardan anlamaya çalışırdınız.
Bir mucize gerçekleşti
Diyalogları pek anlamamama rağmen inatla İngilizce filmleri izlerdim. O dilin bana kapalı olan ama yasak olmayan bir dünyanın anahtarı olduğunu hissediyordum, belki.
İngiliz okulunun birinci sınıfını bitirdikten sonraki tatilde ilk sinemaya gittiğim gece, hiçbir zaman aklımdan silinmeyecek bir mucize gerçekleşti. İngilizce film başladı ve konuşmaların tamamını anladığımı fark ettim. Müthiş sevindim. Sihirli bir değnekle dokunulmuş gibi, aniden yabancısı olduğum bir dünyanın yerlisi olmuştum. O güne kadar anahtar deliğinden seyrettiğim bir bahçenin artık içindeydim.
İngilizceye hâkim olmam kolay oldu izlenimi vermek istemiyorum. Çok ama çok zor oldu. Yıllarca kendimi sözlüğe koşmaya zorladım. Yeni kelime ezberledim. Hâlâ da ezberliyorum. İngilizcem hâlâ mükemmel değil ve hiçbir zaman olmayacak. Anlamını bildiğim ama telaffuzunu bilmediğim çok kelime var.
Ders kitabından öğrenmek
Herhangi bir dili mükemmel konuşmak için o dili konuşan bir aileye doğmak veya küçük yaştan itibaren dilin anavatanında yaşamak gerek.
Benimki, daha çok, İngilizlerin “text book English” yani ders kitabından öğrenilen İngilizce dediği İngilizcedir.
İngilizce öğrenmek artık İngilizlerin dilini öğrenmek değil çünkü İngilizce artık sadece İngilizlerin değil dünyanın dilidir. Bugüne kadar yazılmış önemli kitapların hemen hemen hepsi İngilizceye çevrilmiştir. Bütün önemli bilimsel yayınlar İngilizcedir. Bilimin hemen hemen bütün ırmakları İngilizce adlı havuza akar.
Sadece Türkçe bilmek bir tür entelektüel dar zamanda yaşamaktır.
Dünya ile at başı gitmek isteyenler muhakkak İngilizce öğrenmelidir.
Dindar, kindar, manidar, taraftar, bütün gençlere tavsiye ederim. Çünkü: Dünya bir yarışsa, İngilizce bilmeden, bırakın kazanmak, katılmak mümkün değildir.
(Metin Münir-milliyet)
YASAL UYARI:
Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
DİĞER GÜNDEM HABERLERİ
-
Eğitimde Güçlü Stratejik İletişim: Halkla ilişkiler ve kurumsal iletişim ile marka değeriniz nasıl yükselir?
-
'Özel okulların yaklaşık %50 kapasitesi atıl durumda olacak'
-
İbrahim Taşel Ortaokulunun açılışını Bakan Yusuf Tekin yaptı
-
‘Okul standartları gelecekte global ölçekte değerlendirilecek’
-
Bakan Yusuf Tekin’den TÜSİAD konferansında 12 zor soru
-
Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli İzleme ve Değerlendirme Sistemi TTKB-İDES hayata geçirildi
-
MEB’den okullarda şiddete karşı yeni genelge
-
Çoklu Yabancı Dil Eğitim Modeli yaygınlaştırılacak
-
Çevreci okullara Yeşil Bayrak
-
Girne Koleji yeni Kampüsünü Manisa’da açtı