Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Özgür Bolat’ın Hürriyet Gazetesi’ndeki bugünkü köşesinden…

Eğitimcilerin davranışları çoğu zaman okulların doğal yapısıyla zıt düşüyor.

Okullarda birbiriyle paralel çalışan iki farklı yapı/sistem var: Modüler yapı ve bağlı yapı.

İkisi arasında büyük bir fark var.

Bağlı yapılarda, bir sistemin tüm bileşenleri birbirine bağlı. Bir bileşen bozulduğu zaman tüm sistem çöküyor.

Örneğin, televizyonda bir parça bozulduğu zaman, televizyon çalışmaz. Bir şirkette üretim olmazsa, satış olmaz. Sistem bağımlıdır.

Modüler yapılarda ise sistem birbirine çok bağlı değil. Her parça arasında ilişki var ama parçalar bağımsız.

Örneğin, okulda rehberlik birimi kaldırılsa, eğitim devam eder.

Müdürsüz okullar var. Bir öğretmen gitse, diğer öğretmenler derse girer. Tüm öğretmenler gitse bile, müdür büyük öğrenciler ile küçük öğrencileri eşleştirebilir.

OKULUN YAPISI

Okulda hem modüler hem de bağımlı yapı var.

Örneğin, sınıf geçme sistemi, ders programı, yemek ve servis gibi hizmetler, müfredat kendi içinde bağımlı.

Ama eğitimin özünü oluşturan diğer öğeler modüler.

Örneğin, öğretmenler bağımlı değil. Veliler bağımlı değil.

Tahmin edilenin aksine, öğretme süreci ile öğrenme süreci de çok bağımlı değil.

Yani çocuklar öğretmenin öğrettiklerinin çok azını öğrenirken, öğretmediklerinin çoğunu öğrenir.

HEDEFLER

Bağımlı yapılarda hedef net ve açık. Kontrol ve koordine etmek kolay. Sebep ile sonuç arasındaki ilişki basit. Örneğin, okulun servis hizmetleri çok kolay koordine edilir ve geç gelen servisler hemen tespit edilebilir.

Ama modüler yapılarda hedefler karmaşık. Kontrol ve koordine etmek zor.

Parçaları bağımsız. Standartlar net değil. Örneğin, öğretmenler sınıflarında bağımsız ve özgür.

Bu iki yapının aynı anda okullarda bulunması iki büyük sorun yaratıyor.

YÖNETİM SORUNU

İlki yönetim sorunu.

Çoğu okul yöneticisi okulu tamamen bağımlı sistemmiş gibi yönetiyor. Çünkü bu yapıyı yönetmek kolay.

Zamanlarının çoğu operasyonlar ile geçiyor.  Veli görüşmeleri, törenler, toplantılar, imzalar, etütleri ve dersleri ayarlamak gibi. Öğrenme sürecini yönetmek zor olduğu için bununla çok ilgilenmiyor. İlgilense bile, modüler yapıda olan öğrenme sürecini bağımlı sistemmiş gibi kontrol etmeye çalışıyor.

Öğrenme süreci kontrol edilemez. Müdürler sadece öğretmenler ile işbirliği yaparak ve onlara ilham vererek, öğrenme sürecini iyileştirebilir.

Kontrol etmeye çalıştığı zaman, öğretmen açık ya da kapalı bir şekilde tepki gösterir zaten.

HEDEF KAYMASI

Daha büyük bir sorun da hedef kayması.

Modüler sistemlerde hedef açık ve net olmadığı için  eğitimcileri bu yapılara bağımlı yapıymış gibi davranıp, işleri kolaylaştırmak ister.

Örneğin, öğretmen dersini işlediği an, öğrenmeyi gerçekleştirmiş kabul eder kendini. Yani ders anlatmak araç olmaktan çıkmış, amaç olmuştur.

www.twitter.com/ozgurbolat

Yazının devamı için tıklayın

> Eğitimciler kendilerini mi kandırıyor?

Özgür Bolat’ın Hürriyet Gazetesi’ndeki bugünkü köşesinden…

Eğitimcilerin davranışları çoğu zaman okulların doğal yapısıyla zıt düşüyor.

Okullarda birbiriyle paralel çalışan iki farklı yapı/sistem var: Modüler yapı ve bağlı yapı.

İkisi arasında büyük bir fark var.

Bağlı yapılarda, bir sistemin tüm bileşenleri birbirine bağlı. Bir bileşen bozulduğu zaman tüm sistem çöküyor.

Örneğin, televizyonda bir parça bozulduğu zaman, televizyon çalışmaz. Bir şirkette üretim olmazsa, satış olmaz. Sistem bağımlıdır.

Modüler yapılarda ise sistem birbirine çok bağlı değil. Her parça arasında ilişki var ama parçalar bağımsız.

Örneğin, okulda rehberlik birimi kaldırılsa, eğitim devam eder.

Müdürsüz okullar var. Bir öğretmen gitse, diğer öğretmenler derse girer. Tüm öğretmenler gitse bile, müdür büyük öğrenciler ile küçük öğrencileri eşleştirebilir.

OKULUN YAPISI

Okulda hem modüler hem de bağımlı yapı var.

Örneğin, sınıf geçme sistemi, ders programı, yemek ve servis gibi hizmetler, müfredat kendi içinde bağımlı.

Ama eğitimin özünü oluşturan diğer öğeler modüler.

Örneğin, öğretmenler bağımlı değil. Veliler bağımlı değil.

Tahmin edilenin aksine, öğretme süreci ile öğrenme süreci de çok bağımlı değil.

Yani çocuklar öğretmenin öğrettiklerinin çok azını öğrenirken, öğretmediklerinin çoğunu öğrenir.

HEDEFLER

Bağımlı yapılarda hedef net ve açık. Kontrol ve koordine etmek kolay. Sebep ile sonuç arasındaki ilişki basit. Örneğin, okulun servis hizmetleri çok kolay koordine edilir ve geç gelen servisler hemen tespit edilebilir.

Ama modüler yapılarda hedefler karmaşık. Kontrol ve koordine etmek zor.

Parçaları bağımsız. Standartlar net değil. Örneğin, öğretmenler sınıflarında bağımsız ve özgür.

Bu iki yapının aynı anda okullarda bulunması iki büyük sorun yaratıyor.

YÖNETİM SORUNU

İlki yönetim sorunu.

Çoğu okul yöneticisi okulu tamamen bağımlı sistemmiş gibi yönetiyor. Çünkü bu yapıyı yönetmek kolay.

Zamanlarının çoğu operasyonlar ile geçiyor.  Veli görüşmeleri, törenler, toplantılar, imzalar, etütleri ve dersleri ayarlamak gibi. Öğrenme sürecini yönetmek zor olduğu için bununla çok ilgilenmiyor. İlgilense bile, modüler yapıda olan öğrenme sürecini bağımlı sistemmiş gibi kontrol etmeye çalışıyor.

Öğrenme süreci kontrol edilemez. Müdürler sadece öğretmenler ile işbirliği yaparak ve onlara ilham vererek, öğrenme sürecini iyileştirebilir.

Kontrol etmeye çalıştığı zaman, öğretmen açık ya da kapalı bir şekilde tepki gösterir zaten.

HEDEF KAYMASI

Daha büyük bir sorun da hedef kayması.

Modüler sistemlerde hedef açık ve net olmadığı için  eğitimcileri bu yapılara bağımlı yapıymış gibi davranıp, işleri kolaylaştırmak ister.

Örneğin, öğretmen dersini işlediği an, öğrenmeyi gerçekleştirmiş kabul eder kendini. Yani ders anlatmak araç olmaktan çıkmış, amaç olmuştur.

www.twitter.com/ozgurbolat

Yazının devamı için tıklayın

Son Güncelleme: Perşembe, 07 Şubat 2013 09:17

Gösterim: 1275

Yeni Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, dershanelerin büyük bölümünün özel okullara ve özel eğitim kurumlarına dönüştürüleceğini söyledi.

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, hükümet adına TBMM Genel Kurulu nda vekillerin sorularını yanıtladı. Dersanelere paralı eğitim sistemi oluşturduğu için karşı çıktığını söyleyen Avcı, özel okul olmak isteyen dersanelere teşvik vereceklerini söyleyerek bir başka paralı eğitim uygulamasını önerdi. Üniversitelerin medrese olmasını isteyen Kırklareli Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı’nı da savunan Avcı, "Etimolojik olarak doğru söylemiş" dedi.

MHPli Ali Halaman’ın, "Dersanelerin hali tereddütlü. Net bir şey söyleme imkanınız var mı?" sorusuna dersanelerin "Paralel eğitim sistemi" oluşturduğunu, bunun da Türk eğitim sisteminin bütünlüğü açısından sakıncalı olduğunu söyleyerek cevap veren Avcı, bu konudaki çalışmaların belli bir noktaya gelmek üzere olduğunu söyledi. Nabi Avcı, dersanelerin özel okula dönüşmesi çerçevesinde kimi teşviklerin getirileceğini belirterek, "Dershanelerin büyük bölümünün özel okullara ve özel eğitim kurumlarına dönüştürülmesi için özel okul koşullarında bazı değişiklikler yapmanın teşvik edici olabileceğini düşünüyoruz" dedi.

Etimolojik olarak doğru

CHP li Ali Serindağ’ın, "Kırklareli Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı üniversitelerin medrese olmasını, fakültelerin de mektebe dönüştürülmesini önerdi. Ayrıca tüm okullarda imam hatip okullarının müfredatının uygulanmasını talep ediyor. Sizin düşünceniz nedir?" sorusuna ise Avcı, "medrese" kelimesinin kök anlamıyla "ders verilen yer" anlamına geldiğini kaydederek, "Kırıkkale Üniversitesi Rektörü, üniversitelerin tıpkı medreseler gibi ders verilen yerler olduğunu söylüyorsa etimolojik olarak doğru bir şey söylüyor" dedi.

(hürriyeteğitim)

> Milli Eğitim Bakanı: Dershaneler özel okul olacak

Yeni Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, dershanelerin büyük bölümünün özel okullara ve özel eğitim kurumlarına dönüştürüleceğini söyledi.

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, hükümet adına TBMM Genel Kurulu nda vekillerin sorularını yanıtladı. Dersanelere paralı eğitim sistemi oluşturduğu için karşı çıktığını söyleyen Avcı, özel okul olmak isteyen dersanelere teşvik vereceklerini söyleyerek bir başka paralı eğitim uygulamasını önerdi. Üniversitelerin medrese olmasını isteyen Kırklareli Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı’nı da savunan Avcı, "Etimolojik olarak doğru söylemiş" dedi.

MHPli Ali Halaman’ın, "Dersanelerin hali tereddütlü. Net bir şey söyleme imkanınız var mı?" sorusuna dersanelerin "Paralel eğitim sistemi" oluşturduğunu, bunun da Türk eğitim sisteminin bütünlüğü açısından sakıncalı olduğunu söyleyerek cevap veren Avcı, bu konudaki çalışmaların belli bir noktaya gelmek üzere olduğunu söyledi. Nabi Avcı, dersanelerin özel okula dönüşmesi çerçevesinde kimi teşviklerin getirileceğini belirterek, "Dershanelerin büyük bölümünün özel okullara ve özel eğitim kurumlarına dönüştürülmesi için özel okul koşullarında bazı değişiklikler yapmanın teşvik edici olabileceğini düşünüyoruz" dedi.

Etimolojik olarak doğru

CHP li Ali Serindağ’ın, "Kırklareli Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı üniversitelerin medrese olmasını, fakültelerin de mektebe dönüştürülmesini önerdi. Ayrıca tüm okullarda imam hatip okullarının müfredatının uygulanmasını talep ediyor. Sizin düşünceniz nedir?" sorusuna ise Avcı, "medrese" kelimesinin kök anlamıyla "ders verilen yer" anlamına geldiğini kaydederek, "Kırıkkale Üniversitesi Rektörü, üniversitelerin tıpkı medreseler gibi ders verilen yerler olduğunu söylüyorsa etimolojik olarak doğru bir şey söylüyor" dedi.

(hürriyeteğitim)

Son Güncelleme: Salı, 05 Şubat 2013 11:25

Gösterim: 1876

Türkiye’nin 2013 yılı branşlara göre öğretmen açığı rakamları. Milli Eğitim Bakanlığı verilerine göre 2013 yılı öğretmen açığı 16 bin 900’le rehberlik branşında

Milli Eğitim Bakanlığı’ndan alınan verilere göre, Türkiye’de yönetim kademesindekiler hariç 705 bin 463 öğretmen bulunuyor. En çok rehber öğretmene ihtiyaç var. İşte MEB’in açıkladığı rakamlara göre en güncel haliyle öğretmen açıkları;

Rehberlik 16 bin 900

Din Kültürü 15 bin 684

İngilizce 12 bin 857

İlköğretim Matematik 7 bin 601

Türkçe 7 bin 163

Fen ve Teknoloji 6 bin 820,

Okul öncesi öğretmenliği 6 bin 848

Zihinsel engelliler sınıf öğretmenliği 6 bin 379,

Sınıf öğretmenliğinde 6 bin 411

Beden Eğitimi 6 bin 171

Edebiyat 5840

Teknoloji -Tasarım 4600

Sosyal Bilgiler 3 bin 600

Lise Matematik 3 bin 600

Öğretmene en çok ihtiyacı olan illerin başında 23 bin 598 ile İstanbul geliyor.

Bunu 6 bin 26 ile Şanlıurfa, 4 bin 70 ile Konya takip ediyor.

> 2013 yılı branşlara göre öğretmen ihtiyacı

Türkiye’nin 2013 yılı branşlara göre öğretmen açığı rakamları. Milli Eğitim Bakanlığı verilerine göre 2013 yılı öğretmen açığı 16 bin 900’le rehberlik branşında

Milli Eğitim Bakanlığı’ndan alınan verilere göre, Türkiye’de yönetim kademesindekiler hariç 705 bin 463 öğretmen bulunuyor. En çok rehber öğretmene ihtiyaç var. İşte MEB’in açıkladığı rakamlara göre en güncel haliyle öğretmen açıkları;

Rehberlik 16 bin 900

Din Kültürü 15 bin 684

İngilizce 12 bin 857

İlköğretim Matematik 7 bin 601

Türkçe 7 bin 163

Fen ve Teknoloji 6 bin 820,

Okul öncesi öğretmenliği 6 bin 848

Zihinsel engelliler sınıf öğretmenliği 6 bin 379,

Sınıf öğretmenliğinde 6 bin 411

Beden Eğitimi 6 bin 171

Edebiyat 5840

Teknoloji -Tasarım 4600

Sosyal Bilgiler 3 bin 600

Lise Matematik 3 bin 600

Öğretmene en çok ihtiyacı olan illerin başında 23 bin 598 ile İstanbul geliyor.

Bunu 6 bin 26 ile Şanlıurfa, 4 bin 70 ile Konya takip ediyor.

Son Güncelleme: Perşembe, 31 Ocak 2013 12:04

Gösterim: 4969

Milli Eğitim Bakanı Avcı, kapatılacak dersanelerin özel okula dönüştürülmesinde teşvik sistemi getireceklerini söyledi. Öğretim Kurumları Kanunu'nda değişiklik mesajı verdi

Milli Eğitim Bakanı Avcı, hükümet adına TBMM Genel Kurulu'nda vekillerin sorularını yanıtladı. MHP'li Ali Halaman, 'Dersanelerin hali tereddütlü. Net bir şey söyleme imkanınız var mı?' diye sordu.

Paralel eğitim sistemi

DERSANELERİN 'Paralel eğitim sistemi' oluşturduğunu, bunun da Türk eğitim sisteminin bütünlüğü açısından sakıncalı olduğunu belirten Avcı, bu konudaki çalışmaların belli bir noktaya gelmek üzere olduğunu söyledi.

DERSANELERİN kapanmasıyla ortaya çıkabilecek sorunların hesap edildiğini ifade eden Avcı, Özel Öğretim Kurumları Kanunu'nda yapılacak değişiklik üzerinden formül bulunacağı mesajını verdi. Nabi Avcı,

dersanelerin özel okula dönüşmesi çerçevesinde kimi teşviklerin getirileceğini belirterek, şöyle dedi: 'Dershanelerin büyük bölümünün özel okullara ve özel eğitim kurumlarına dönüştürülmesi için özel okul koşullarında bazı değişiklikler yapmanın teşvik edici olabileceğini düşünüyoruz.'

Atamalara yeni ayar

ÖĞRETMEN sıkıntısına değinen MHP'li Ahmet Duran Bulut'un sorusuna karşılık ise Bakan Nabi Avcı, eş durumu atamalarına imkan tanıyacaklarının sinyalini verdi. Avcı, 'İstiyoruz ki öğretmenlerimizin istedikleri zaman, istedikleri yere rahatlıkla atamaları yapılabilsin. Onlar gider gitmez de boş bıraktıkları sınıflar yeni öğretmenlerle takviye edilsin' dedi.

AVCI, 2023 perspektifiyle önümüzdeki yıllarda Türkiye'nin branş ve coğrafi dağılım bazında öğretmen ihtiyacını esas alan çalıştay yapıldığını, ODTÜ, Gazi, Hacettepe ve Ankara üniversitelerinin dört yıldır çalıştığı projeyi tamamlama aşamasına geldiğini söyledi.

Türkçe eğitimi elden geçirilmeli

CHP'Lİ Ali Serindağ ise şu soruyu yöneltti: 'Kırklareli Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı üniversitelerin medrese olmasını, fakültelerin de mektebe dönüştürülmesini önerdi. Ayrıca tüm okullarda imam hatip okullarının müfredatının uygulanmasını talep ediyor. Sizin düşünceniz nedir?' Avcı, 'Medrese' kelimesinin kök anlamıyla 'Ders verilen yer' anlamına geldiğini belirterek, ekledi: 'Kırıkkale Üniversitesi Rektörü, üniversitelerin tıpkı medreseler gibi ders verilen yerler olduğunu söylüyorsa etimolojik olarak doğru bir şey söylüyor.'

NABİ Avcı, aynı soruya verdiği yanıtta Türkçe'nin doğru kullanımını da önemsediğini ifade etti: Türkçe eğitimi ciddi manada elden geçirilmeli. İlkokuldan itibaren çocuklarımıza Türkçeyi doğru konuşmayı, yazmayı ve dinlemeyi öğretmeyi amaçlıyoruz.

(Akşam)

> Özel okul olacak dershaneye teşvik

Milli Eğitim Bakanı Avcı, kapatılacak dersanelerin özel okula dönüştürülmesinde teşvik sistemi getireceklerini söyledi. Öğretim Kurumları Kanunu'nda değişiklik mesajı verdi

Milli Eğitim Bakanı Avcı, hükümet adına TBMM Genel Kurulu'nda vekillerin sorularını yanıtladı. MHP'li Ali Halaman, 'Dersanelerin hali tereddütlü. Net bir şey söyleme imkanınız var mı?' diye sordu.

Paralel eğitim sistemi

DERSANELERİN 'Paralel eğitim sistemi' oluşturduğunu, bunun da Türk eğitim sisteminin bütünlüğü açısından sakıncalı olduğunu belirten Avcı, bu konudaki çalışmaların belli bir noktaya gelmek üzere olduğunu söyledi.

DERSANELERİN kapanmasıyla ortaya çıkabilecek sorunların hesap edildiğini ifade eden Avcı, Özel Öğretim Kurumları Kanunu'nda yapılacak değişiklik üzerinden formül bulunacağı mesajını verdi. Nabi Avcı,

dersanelerin özel okula dönüşmesi çerçevesinde kimi teşviklerin getirileceğini belirterek, şöyle dedi: 'Dershanelerin büyük bölümünün özel okullara ve özel eğitim kurumlarına dönüştürülmesi için özel okul koşullarında bazı değişiklikler yapmanın teşvik edici olabileceğini düşünüyoruz.'

Atamalara yeni ayar

ÖĞRETMEN sıkıntısına değinen MHP'li Ahmet Duran Bulut'un sorusuna karşılık ise Bakan Nabi Avcı, eş durumu atamalarına imkan tanıyacaklarının sinyalini verdi. Avcı, 'İstiyoruz ki öğretmenlerimizin istedikleri zaman, istedikleri yere rahatlıkla atamaları yapılabilsin. Onlar gider gitmez de boş bıraktıkları sınıflar yeni öğretmenlerle takviye edilsin' dedi.

AVCI, 2023 perspektifiyle önümüzdeki yıllarda Türkiye'nin branş ve coğrafi dağılım bazında öğretmen ihtiyacını esas alan çalıştay yapıldığını, ODTÜ, Gazi, Hacettepe ve Ankara üniversitelerinin dört yıldır çalıştığı projeyi tamamlama aşamasına geldiğini söyledi.

Türkçe eğitimi elden geçirilmeli

CHP'Lİ Ali Serindağ ise şu soruyu yöneltti: 'Kırklareli Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı üniversitelerin medrese olmasını, fakültelerin de mektebe dönüştürülmesini önerdi. Ayrıca tüm okullarda imam hatip okullarının müfredatının uygulanmasını talep ediyor. Sizin düşünceniz nedir?' Avcı, 'Medrese' kelimesinin kök anlamıyla 'Ders verilen yer' anlamına geldiğini belirterek, ekledi: 'Kırıkkale Üniversitesi Rektörü, üniversitelerin tıpkı medreseler gibi ders verilen yerler olduğunu söylüyorsa etimolojik olarak doğru bir şey söylüyor.'

NABİ Avcı, aynı soruya verdiği yanıtta Türkçe'nin doğru kullanımını da önemsediğini ifade etti: Türkçe eğitimi ciddi manada elden geçirilmeli. İlkokuldan itibaren çocuklarımıza Türkçeyi doğru konuşmayı, yazmayı ve dinlemeyi öğretmeyi amaçlıyoruz.

(Akşam)

Son Güncelleme: Salı, 05 Şubat 2013 08:21

Gösterim: 1782

Heybeliada Ruhban Okulu’nun yeniden açılabilmesi için Başbakanlık Müsteşarı Efkan Ala başkanlığında oluşturulan özel ekip formül arayışında.

Ruhban Okulu’nun yüksekokul düzeyinde açılışına imkân verecek formül üzerinde duruluyor, ancak Patrikhane okulun YÖK’e ya da herhangi bir Türk üniversitesine bağlı olmasına sıcak bakmıyor. Okulun yabancı bir üniversite üzerinden açılması da gündemde.

Hürriyet Gazetesi’nden Esra Kaya’nın haberine göre, Başbakan Tayyip Erdoğan, Heybeliada Ruhban Okulu’nun yeniden açılabilmesi için yeni seçenekler bulunması talimatı verdi. Erdoğan’ın talimatıyla Başbakanlık Müsteşarı Efkan Ala başkanlığında uzmanlar ve ilgili kurum yetkilileri özel bir ekip oluşturdu. Milli Eğitim Bakanlığı ve Yükseköğretim Kurulu (YÖK) bünyesinde de Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılmasına yönelik çalışmalar hızlandırıldı.

Kurumların ortak çalışmasında Ruhban Okulu’nun yüksekokul düzeyinde açılışına imkân verecek formül üzerinde duruluyor. Türk cemaatlere de özel dini okul açma izni vermek anlamına gelen lise eğitimi ise ancak anayasa değişikliği ile hayata geçebilecek.

Heybeliada Ruhban Okulu’nun yeniden açılabilmesi için Başbakanlık Müsteşarı Efkan Ala başkanlığında oluşturulan özel ekip formül arayışında.

Ruhban Okulu’nun yüksekokul düzeyinde açılışına imkân verecek formül üzerinde duruluyor, ancak Patrikhane okulun YÖK’e ya da herhangi bir Türk üniversitesine bağlı olmasına sıcak bakmıyor. Okulun yabancı bir üniversite üzerinden açılması da gündemde.

BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan, Heybeliada Ruhban Okulu’nun yeniden açılabilmesi için yeni seçenekler bulunması talimatı verdi. Erdoğan’ın talimatıyla Başbakanlık Müsteşarı Efkan Ala başkanlığında uzmanlar ve ilgili kurum yetkilileri özel bir ekip oluşturdu. Milli Eğitim Bakanlığı ve Yükseköğretim Kurulu (YÖK) bünyesinde de Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılmasına yönelik çalışmalar hızlandırıldı.

Kurumların ortak çalışmasında Ruhban Okulu’nun yüksekokul düzeyinde açılışına imkân verecek formül üzerinde duruluyor. Türk cemaatlere de özel dini okul açma izni vermek anlamına gelen lise eğitimi ise ancak anayasa değişikliği ile hayata geçebilecek.

VAKIF ÜNİVERSİTESİ

YÖK bünyesinde çalışan ekip, yeni YÖK yasa taslağı kapsamında, Patrikhane’nin YÖK’e bağlı vakıf üniversitesi ya da kendi ülkesinin mevzuatına bağlı yabancı üniversite olarak kurulmasına imkân tanıyor. YÖK Kanunu’nun kabul edilmesi için anayasa değişikliğinin gerekmesi ve mevcut durumda anayasa değişikliğinin yakın gelecekte gözükmemesi nedeniyle alternatif formül arayışı da sürdürülüyor. Ayrıca, patrikhane ruhban okulunun YÖK’e ya da herhangi bir Türk üniversitesine bağlı olmasına sıcak bakmıyor. Patrikhane daha önce Türkiye’de bir üniversiteye bağlı olarak Ruhban Okulu açmayı reddetmişti.

Haberin devamı için tıklayın

> Ruhban okulu yeniden açılacak

Heybeliada Ruhban Okulu’nun yeniden açılabilmesi için Başbakanlık Müsteşarı Efkan Ala başkanlığında oluşturulan özel ekip formül arayışında.

Ruhban Okulu’nun yüksekokul düzeyinde açılışına imkân verecek formül üzerinde duruluyor, ancak Patrikhane okulun YÖK’e ya da herhangi bir Türk üniversitesine bağlı olmasına sıcak bakmıyor. Okulun yabancı bir üniversite üzerinden açılması da gündemde.

Hürriyet Gazetesi’nden Esra Kaya’nın haberine göre, Başbakan Tayyip Erdoğan, Heybeliada Ruhban Okulu’nun yeniden açılabilmesi için yeni seçenekler bulunması talimatı verdi. Erdoğan’ın talimatıyla Başbakanlık Müsteşarı Efkan Ala başkanlığında uzmanlar ve ilgili kurum yetkilileri özel bir ekip oluşturdu. Milli Eğitim Bakanlığı ve Yükseköğretim Kurulu (YÖK) bünyesinde de Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılmasına yönelik çalışmalar hızlandırıldı.

Kurumların ortak çalışmasında Ruhban Okulu’nun yüksekokul düzeyinde açılışına imkân verecek formül üzerinde duruluyor. Türk cemaatlere de özel dini okul açma izni vermek anlamına gelen lise eğitimi ise ancak anayasa değişikliği ile hayata geçebilecek.

Heybeliada Ruhban Okulu’nun yeniden açılabilmesi için Başbakanlık Müsteşarı Efkan Ala başkanlığında oluşturulan özel ekip formül arayışında.

Ruhban Okulu’nun yüksekokul düzeyinde açılışına imkân verecek formül üzerinde duruluyor, ancak Patrikhane okulun YÖK’e ya da herhangi bir Türk üniversitesine bağlı olmasına sıcak bakmıyor. Okulun yabancı bir üniversite üzerinden açılması da gündemde.

BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan, Heybeliada Ruhban Okulu’nun yeniden açılabilmesi için yeni seçenekler bulunması talimatı verdi. Erdoğan’ın talimatıyla Başbakanlık Müsteşarı Efkan Ala başkanlığında uzmanlar ve ilgili kurum yetkilileri özel bir ekip oluşturdu. Milli Eğitim Bakanlığı ve Yükseköğretim Kurulu (YÖK) bünyesinde de Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılmasına yönelik çalışmalar hızlandırıldı.

Kurumların ortak çalışmasında Ruhban Okulu’nun yüksekokul düzeyinde açılışına imkân verecek formül üzerinde duruluyor. Türk cemaatlere de özel dini okul açma izni vermek anlamına gelen lise eğitimi ise ancak anayasa değişikliği ile hayata geçebilecek.

VAKIF ÜNİVERSİTESİ

YÖK bünyesinde çalışan ekip, yeni YÖK yasa taslağı kapsamında, Patrikhane’nin YÖK’e bağlı vakıf üniversitesi ya da kendi ülkesinin mevzuatına bağlı yabancı üniversite olarak kurulmasına imkân tanıyor. YÖK Kanunu’nun kabul edilmesi için anayasa değişikliğinin gerekmesi ve mevcut durumda anayasa değişikliğinin yakın gelecekte gözükmemesi nedeniyle alternatif formül arayışı da sürdürülüyor. Ayrıca, patrikhane ruhban okulunun YÖK’e ya da herhangi bir Türk üniversitesine bağlı olmasına sıcak bakmıyor. Patrikhane daha önce Türkiye’de bir üniversiteye bağlı olarak Ruhban Okulu açmayı reddetmişti.

Haberin devamı için tıklayın

Son Güncelleme: Salı, 29 Ocak 2013 11:29

Gösterim: 2185


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.