Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
MEB, seçmeli Kur'an ve siyer dersleriyle ilgili öğrenci ile velilerin okul yöneticileri tarafından yanlış yönlendirildiği iddialarına karşı genelge yayımladı.
Okullarda seçmeli ders sıkıntısı devam ediyor. Milli Eğitim Bakanlığı matematik uygulamaları dersini 495 bin, yabancı dili 413 bin, Kur'an-ı Kerim'i 402 bin ve Hz. Muhammed'in hayatını ise 256 bin öğrencinin seçtiğini açıkladı. Ancak velilerin çoğu, Kur'an ve siyer dersi almak için gittikleri okullardan eli boş döndü. Çünkü idareciler öğretmen yokluğunu bahane ederek velileri yanlış yönlendirdi. Yeteri kadar bilgilendirme yapılmaması da düşük talepte etkili oldu. İstedikleri dersi alamadıktan sonra seçmeli dersin mantıksız olduğunu söyleyen veliler, yeniden düzenleme yapılmasını ve ek süre verilmesini istiyor. Okul müdürleri de ek süre verilirse mağduriyetin ortadan kalkabileceğini dile getiriyor.
MEB, seçmeli Kur'an ve siyer dersleriyle ilgili öğrenci ile velilerin okul yöneticileri tarafından yanlış yönlendirildiği iddialarına karşı genelge yayımladı. Genelgede, okul yönetimlerinin hangi seçmeli derslerin okutulacağına dair herhangi bir belirleme yapmamaları istendi. İddialarla ilgili çok sayıda örnekten 3'ü İstanbul ve Kocaeli'nde yaşandı. Bağcılar'da Ahmet Yavuz, iki kızından birinin istediği seçmeli dersleri alabildiğini, ancak diğer kızının okulunda Kur'an ve siyer derslerini 'öğretmen yetersizliği' gerekçesiyle seçemediklerini ifade etti. Remzi Cebel de Ümraniye İstiklal İlköğretim Okulu'na giden çocuğuna Kur'an dersi seçemediklerini söyledi. Atilla İlbuğa ise Kocaeli Sarkuysan Lisesi'nde okuyan kardeşi için siyer dersini tercih edemediklerini dile getirdi. Öte yandan Eyüp'teki bir okul müdürü, MEB'in genelgesinden sonra seçmeli derslerin alımında düzelme olduğunu kaydetti. Ek süre verilmesinin mağduriyeti ortadan kaldırabileceğini vurguladı.(zaman)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
MEB, seçmeli Kur'an ve siyer dersleriyle ilgili öğrenci ile velilerin okul yöneticileri tarafından yanlış yönlendirildiği iddialarına karşı genelge yayımladı.
Okullarda seçmeli ders sıkıntısı devam ediyor. Milli Eğitim Bakanlığı matematik uygulamaları dersini 495 bin, yabancı dili 413 bin, Kur'an-ı Kerim'i 402 bin ve Hz. Muhammed'in hayatını ise 256 bin öğrencinin seçtiğini açıkladı. Ancak velilerin çoğu, Kur'an ve siyer dersi almak için gittikleri okullardan eli boş döndü. Çünkü idareciler öğretmen yokluğunu bahane ederek velileri yanlış yönlendirdi. Yeteri kadar bilgilendirme yapılmaması da düşük talepte etkili oldu. İstedikleri dersi alamadıktan sonra seçmeli dersin mantıksız olduğunu söyleyen veliler, yeniden düzenleme yapılmasını ve ek süre verilmesini istiyor. Okul müdürleri de ek süre verilirse mağduriyetin ortadan kalkabileceğini dile getiriyor.
MEB, seçmeli Kur'an ve siyer dersleriyle ilgili öğrenci ile velilerin okul yöneticileri tarafından yanlış yönlendirildiği iddialarına karşı genelge yayımladı. Genelgede, okul yönetimlerinin hangi seçmeli derslerin okutulacağına dair herhangi bir belirleme yapmamaları istendi. İddialarla ilgili çok sayıda örnekten 3'ü İstanbul ve Kocaeli'nde yaşandı. Bağcılar'da Ahmet Yavuz, iki kızından birinin istediği seçmeli dersleri alabildiğini, ancak diğer kızının okulunda Kur'an ve siyer derslerini 'öğretmen yetersizliği' gerekçesiyle seçemediklerini ifade etti. Remzi Cebel de Ümraniye İstiklal İlköğretim Okulu'na giden çocuğuna Kur'an dersi seçemediklerini söyledi. Atilla İlbuğa ise Kocaeli Sarkuysan Lisesi'nde okuyan kardeşi için siyer dersini tercih edemediklerini dile getirdi. Öte yandan Eyüp'teki bir okul müdürü, MEB'in genelgesinden sonra seçmeli derslerin alımında düzelme olduğunu kaydetti. Ek süre verilmesinin mağduriyeti ortadan kaldırabileceğini vurguladı.(zaman)
Son Güncelleme: Perşembe, 27 Eylül 2012 11:38
Gösterim: 1679
Milli Eğitim Bakanı (MEB) Ömer Dinçer, okulların sorunu çözecek kaynaklarının bulunduğunu belirterek ''Bu kadar kaynak varken hala bir okulumuzun sorunu varsa aslında orada kaynak sorunu değil yönetim sorunu yönetici sorunu var diye düşünüyorum'' dedi.
Başkent Öğretmenevi'nde düzenlenen Eğitim ve Öğretimde Yenilikçilik Ödül törenine, Milli Eğitim Bakanı Dinçer, bazı AK Parti milletvekilleri, Bakanlık yetkilileri, proje sahibi halk eğitim merkezi müdürleri, öğretmenler, öğrenciler ve diğer ilgililer katıldı.
Bakan Dinçer, burada yaptığı konuşmada, bir konuyu dert edinen bir sorunu çözmek isteyen insanların önünde hiçbir engel olmadığını belirterek, büyük gücün insanın kabiliyeti ve düşüncesi olduğunu dile getirdi.
MEB olarak her yıl onlarca bireysel sorun nedeniyle eleştirildiklerini ifade eden Dinçer, 42 bin okul içerisinde tamiri vaktinde yetişmeyen bir okul bile varsa onun için eleştirildiklerini dile getirerek, projelerle öğretmenlerin bu sorunlara çözüm bulduğunu söyledi.
Kaynak sorunu yok, yönetim sorunu var
Geçmişte bazı okul yöneticilerinin, okullara kayıt döneminde bağış alınmasına ilişkin tartışmalar yaşanırken ''okulun başka gelirleri olmadığı'' yönünde itirazları olduğunu ancak onları çok ciddiye almadıklarını anlatan Dinçer, aslında okulların sorunu çözecek kaynakların bulunduğunu belirterek ''Bu kadar kaynak varken. Hala bir okulumuzun sorunu varsa aslında orada kaynak sorunu değil yönetim sorunu yönetici sorunu var diye düşünüyorum'' dedi.
Projelerin büyük imkanlarla hazırlanamadığını, iyi bir fikirle, kendini adamış bir öğretmen ve yöneticiyle gerçekleştirildiğini vurgulayan Dinçer, meseleye ülke açısından bakıldığında da sorunların çözümünün bir fikir ve kendini adama meselesi onun dışındakilerin tali faktörler olduğunu belirtti.
Sürekli yenilik içerisinde olduklarına işaret eden Dinçer, 700 bin öğretmenle aslında destan yazdıklarını bunların içerisinden çıkan bir kaç olumsuz hadiseden dolayı eleştirilmelerinin kendilerini üzdüğünü kaydetti.
Yapılan her olumlu çabanın yanında olduklarını vurgulayan Dinçer, bunu öğretmenlerin bilmesini istediğini söyledi.
Yapısal düzenlemelerin toplumun beklentilerini karşılamayı ve gelişmiş ülkelerle Türkiye'nin eğitim sistemi arasındaki farkı gidermeyi amaçladığını vurgulayan Dinçer, eğitim sistemindeki çalışmaların başarılı olmasının eğitimin her kademesinde gerekli düzenlemelerin yapılmasına bağlı olduğunu dile getirdi.
Eğitim yöneticilerinin beşeri kaynakları etkili ve verimli bir şekilde kullanmasını istediklerini anlatan Dinçer, otoriter bir yönetimde, ne kadar kabiliyetli olunursa olunsun insanların o kabiliyetlerini ortaya çıkarmaları ve bunun üzerinden yeni bir şey üretmelerinin çok mümkün olmadığını, bu sebeple milli eğitim sisteminin merkeziyetçilikten uzaklaştırılması, otoriter yönetim tarzından ayrılması gerektiğinin altını çizdi.
Dinçer Romanları dinledi
Tören öncesi Dinçer, projelerin bulunduğu stantları gezerek bilgi aldı. Esenyurt Halk Eğitim Merkezi ''İlle Roman Olsun'' proje stadındaki kurs öğrencileri Dinçer'e, roman havasını çaldı. Ödül töreninde de Dinçer, çocukları sahneye davet ederek bir parça daha çalmalarını istedi.
Törende, 5 bin 471 proje arasından seçilen 18 projeye plaket ve ödül verildi. Ödül alan projeler arasında, zihinsel engelli bireylerin istihdamı, taşımalı eğitimde farklı köy öğrencileri arasındaki diyaloğun artırılması, okul bahçesine hayvanat bahçesi kurulması, animasyonlarla coğrafya öğretimi, ortaöğretim kurumları üniversite giriş sınav analizi gibi projeler yer alıyor.
Öğretmen adayları Dinçer ile görüştü
Dinçer, kürsüye çıktığında, atanamadığını belirten bir öğretmen adayı söz almak istedi. Bunun üzerine Bakan Dinçer toplantı sonrası kendileri dinleyeceklerini belirtti. Toplantının ardından yapılan görüşmede Dinçer, öğretmen adaylarının öneri ve taleplerini dinledi.
Atanması yapılmadığını belirten öğretmenler çıkışta yaptıkları açıklamada, Bakan Dinçer'den ek atama yapılmasını ve ücretli öğretmenlik uygulamasına son verilmesini talep ettiklerini ifade etti.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Milli Eğitim Bakanı (MEB) Ömer Dinçer, okulların sorunu çözecek kaynaklarının bulunduğunu belirterek ''Bu kadar kaynak varken hala bir okulumuzun sorunu varsa aslında orada kaynak sorunu değil yönetim sorunu yönetici sorunu var diye düşünüyorum'' dedi.
Başkent Öğretmenevi'nde düzenlenen Eğitim ve Öğretimde Yenilikçilik Ödül törenine, Milli Eğitim Bakanı Dinçer, bazı AK Parti milletvekilleri, Bakanlık yetkilileri, proje sahibi halk eğitim merkezi müdürleri, öğretmenler, öğrenciler ve diğer ilgililer katıldı.
Bakan Dinçer, burada yaptığı konuşmada, bir konuyu dert edinen bir sorunu çözmek isteyen insanların önünde hiçbir engel olmadığını belirterek, büyük gücün insanın kabiliyeti ve düşüncesi olduğunu dile getirdi.
MEB olarak her yıl onlarca bireysel sorun nedeniyle eleştirildiklerini ifade eden Dinçer, 42 bin okul içerisinde tamiri vaktinde yetişmeyen bir okul bile varsa onun için eleştirildiklerini dile getirerek, projelerle öğretmenlerin bu sorunlara çözüm bulduğunu söyledi.
Kaynak sorunu yok, yönetim sorunu var
Geçmişte bazı okul yöneticilerinin, okullara kayıt döneminde bağış alınmasına ilişkin tartışmalar yaşanırken ''okulun başka gelirleri olmadığı'' yönünde itirazları olduğunu ancak onları çok ciddiye almadıklarını anlatan Dinçer, aslında okulların sorunu çözecek kaynakların bulunduğunu belirterek ''Bu kadar kaynak varken. Hala bir okulumuzun sorunu varsa aslında orada kaynak sorunu değil yönetim sorunu yönetici sorunu var diye düşünüyorum'' dedi.
Projelerin büyük imkanlarla hazırlanamadığını, iyi bir fikirle, kendini adamış bir öğretmen ve yöneticiyle gerçekleştirildiğini vurgulayan Dinçer, meseleye ülke açısından bakıldığında da sorunların çözümünün bir fikir ve kendini adama meselesi onun dışındakilerin tali faktörler olduğunu belirtti.
Sürekli yenilik içerisinde olduklarına işaret eden Dinçer, 700 bin öğretmenle aslında destan yazdıklarını bunların içerisinden çıkan bir kaç olumsuz hadiseden dolayı eleştirilmelerinin kendilerini üzdüğünü kaydetti.
Yapılan her olumlu çabanın yanında olduklarını vurgulayan Dinçer, bunu öğretmenlerin bilmesini istediğini söyledi.
Yapısal düzenlemelerin toplumun beklentilerini karşılamayı ve gelişmiş ülkelerle Türkiye'nin eğitim sistemi arasındaki farkı gidermeyi amaçladığını vurgulayan Dinçer, eğitim sistemindeki çalışmaların başarılı olmasının eğitimin her kademesinde gerekli düzenlemelerin yapılmasına bağlı olduğunu dile getirdi.
Eğitim yöneticilerinin beşeri kaynakları etkili ve verimli bir şekilde kullanmasını istediklerini anlatan Dinçer, otoriter bir yönetimde, ne kadar kabiliyetli olunursa olunsun insanların o kabiliyetlerini ortaya çıkarmaları ve bunun üzerinden yeni bir şey üretmelerinin çok mümkün olmadığını, bu sebeple milli eğitim sisteminin merkeziyetçilikten uzaklaştırılması, otoriter yönetim tarzından ayrılması gerektiğinin altını çizdi.
Dinçer Romanları dinledi
Tören öncesi Dinçer, projelerin bulunduğu stantları gezerek bilgi aldı. Esenyurt Halk Eğitim Merkezi ''İlle Roman Olsun'' proje stadındaki kurs öğrencileri Dinçer'e, roman havasını çaldı. Ödül töreninde de Dinçer, çocukları sahneye davet ederek bir parça daha çalmalarını istedi.
Törende, 5 bin 471 proje arasından seçilen 18 projeye plaket ve ödül verildi. Ödül alan projeler arasında, zihinsel engelli bireylerin istihdamı, taşımalı eğitimde farklı köy öğrencileri arasındaki diyaloğun artırılması, okul bahçesine hayvanat bahçesi kurulması, animasyonlarla coğrafya öğretimi, ortaöğretim kurumları üniversite giriş sınav analizi gibi projeler yer alıyor.
Öğretmen adayları Dinçer ile görüştü
Dinçer, kürsüye çıktığında, atanamadığını belirten bir öğretmen adayı söz almak istedi. Bunun üzerine Bakan Dinçer toplantı sonrası kendileri dinleyeceklerini belirtti. Toplantının ardından yapılan görüşmede Dinçer, öğretmen adaylarının öneri ve taleplerini dinledi.
Atanması yapılmadığını belirten öğretmenler çıkışta yaptıkları açıklamada, Bakan Dinçer'den ek atama yapılmasını ve ücretli öğretmenlik uygulamasına son verilmesini talep ettiklerini ifade etti.
Son Güncelleme: Cuma, 28 Eylül 2012 08:50
Gösterim: 1739
CHP Milletvekili Sakine Öz’ün, “Türkiye’de ve İstanbul’da dönüştürülen veya dönüştürülmesi hedeflenen okul sayısı kaçtır?” yönündeki soru önergesini yanıtlayan Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, “Türkiye genelinde 27 bin 922 ilkokul, 14 bin 90 ortaokul ve 683 imam hatip ortaokulu oluşturulmuştur” dedi.
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, 4+4+4 sistemine geçilmesiyle beraber 27 bin 922 ilkokul, 14 bin 90 adet ortaokul ve 683 adet imam hatip ortaokulu oluşturulduğunu belirtti.
CHP Manisa Milletvekili Sakine Öz, Bakan Dinçer’e önergeyle “Yeni sisteme göre Türkiye’de ve İstanbul’da dönüştürülen veya dönüştürülmesi hedeflenen okul sayısı kaçtır?” sorusunu yöneltti. Bakan Dinçer, önergeye verdiği yanıtta “İstanbul’daki ilköğretim okullarından 292 ilkokul, 168 ortaokul olmak üzere toplam 460 okul dönüştürülmüştür. İlköğretim okullarından 85 tanesi ise imam hatip ortaokuluna dönüştürülmüştür” diyerek şöyle devam etti: “Türkiye genelinde 27 bin 922 ilkokul, 14 bin 90 ortaokul ve 683 imam hatip ortaokulu oluşturulmuştur. Bunlardan 16 bin 905 ilkokul bağımsız, 11 bin 17 ilkokul ortaokulla birlikte; 3 bin 73 ortaokul bağımsız olarak; 333 imam hatip ortaokulu bağımsız, 350 imam hatip ortaokulu ise ya ilkokul veya ortaokul ya da imam hatip liseleri ile birlikte aynı binada eğitim yapacaklardır.
4 yılın sonunda geçilecek
Ayrıca, 12 yıllık zorunlu eğitim uygulaması 2012-2013 eğitim öğretim yılında uygulamaya girdiğinden, ilk kez 2012 Eylül ayında ilkokul 1. sınıfa, ortaokul 5. sınıfa ve lise 9. sınıfa kaydolan öğrenciler yeni eğitim sistemine tabi öğrenciler olacaktır. Bu öğretim yılı ile birlikte 4 yıllık bir sürenin sonunda yeni sisteme tüm kademe, tür ve sınıflarda geçilmiş olacaktır.”
Öz: Altyapı yetersizliği var
Bakan Dinçer’in yanıtını değerlendiren CHP’li Öz, bu verilerle imam hatip ortaokullarının yarısından fazlasının bağımsız olarak kurulmadığının ortaya çıktığını belirterek şöyle devam etti: “4+4+4 olarak bilinen yeni eğitim yasasında, ilköğretim kurumlarının ilkokul ve ortaokul olarak bağımsız okullar halinde kurulması esastır. Ancak imkân ve şartlara göre ortaokullar, ilkokullarla veya liselerle birlikte de kurulabilir denilmektedir. Altyapı yetersizliği alenen ortaya çıkmıştır. Kendi çıkardıkları yasaya bile uyamıyorlar.”
144 bin öğretmen ihtiyacımız var
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, bakanlığına bağlı resmi eğitim kurumlarında toplam 664 bin öğretmenin görev yaptığını, 144 bin öğretmene daha ihtiyaç olduğunu açıkladı. Dinçer, MHP Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın soru önergesine yanıtında şu bilgileri verdi:
“24 Ağustos tarihli bakanlığımızın MEBBİS Norm İşlemleri Modülü verilerine göre bakanlığımıza bağlı resmi eğitim kurumlarında toplam 664 bin 173 öğretmen görev yapmaktadır. İlköğretim okullarının ilkokul ve ortaokula dönüştürülmesine paralel olarak bu öğretim kurumlarındaki öğretmen normunu belirleme çalışmaları tamamlanmıştır. Bu çerçevede öğretmen dağılımlarının incelenmesinden, ilkokullarda öğretmen açığının bulunmadığı görülmüştür. Ortaokullarda ise Fen ve Teknoloji, Matematik, Sosyal Bilgiler ve Türkçe branşı dışında ihtiyaç bulunmadığı tespit edilmiştir. 22 Ağustos 2012 tarihli bakanlığımız MEBBİS Norm İşlemleri Modülü verilerine göre bakanlığımıza bağlı resmi eğitim kurumlarında tüm alanlarda toplam 144 bin 272 öğretmen ihtiyacı bulunmaktadır.
2012 Eylül ayı içerisinde alan değişikliği çalışmaları, Ekim-Kasım aylarında da eğitim kurumlarının derslik durumu dikkate alınarak Norm Güncelleme Çalışmaları yapılacaktır. Fazla durumdaki öğretmenlerin il içinde alanında ihtiyaç bulunan okullara atama işlemleri gerçekleştirilecektir.”(hürriyet)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
CHP Milletvekili Sakine Öz’ün, “Türkiye’de ve İstanbul’da dönüştürülen veya dönüştürülmesi hedeflenen okul sayısı kaçtır?” yönündeki soru önergesini yanıtlayan Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, “Türkiye genelinde 27 bin 922 ilkokul, 14 bin 90 ortaokul ve 683 imam hatip ortaokulu oluşturulmuştur” dedi.
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, 4+4+4 sistemine geçilmesiyle beraber 27 bin 922 ilkokul, 14 bin 90 adet ortaokul ve 683 adet imam hatip ortaokulu oluşturulduğunu belirtti.
CHP Manisa Milletvekili Sakine Öz, Bakan Dinçer’e önergeyle “Yeni sisteme göre Türkiye’de ve İstanbul’da dönüştürülen veya dönüştürülmesi hedeflenen okul sayısı kaçtır?” sorusunu yöneltti. Bakan Dinçer, önergeye verdiği yanıtta “İstanbul’daki ilköğretim okullarından 292 ilkokul, 168 ortaokul olmak üzere toplam 460 okul dönüştürülmüştür. İlköğretim okullarından 85 tanesi ise imam hatip ortaokuluna dönüştürülmüştür” diyerek şöyle devam etti: “Türkiye genelinde 27 bin 922 ilkokul, 14 bin 90 ortaokul ve 683 imam hatip ortaokulu oluşturulmuştur. Bunlardan 16 bin 905 ilkokul bağımsız, 11 bin 17 ilkokul ortaokulla birlikte; 3 bin 73 ortaokul bağımsız olarak; 333 imam hatip ortaokulu bağımsız, 350 imam hatip ortaokulu ise ya ilkokul veya ortaokul ya da imam hatip liseleri ile birlikte aynı binada eğitim yapacaklardır.
4 yılın sonunda geçilecek
Ayrıca, 12 yıllık zorunlu eğitim uygulaması 2012-2013 eğitim öğretim yılında uygulamaya girdiğinden, ilk kez 2012 Eylül ayında ilkokul 1. sınıfa, ortaokul 5. sınıfa ve lise 9. sınıfa kaydolan öğrenciler yeni eğitim sistemine tabi öğrenciler olacaktır. Bu öğretim yılı ile birlikte 4 yıllık bir sürenin sonunda yeni sisteme tüm kademe, tür ve sınıflarda geçilmiş olacaktır.”
Öz: Altyapı yetersizliği var
Bakan Dinçer’in yanıtını değerlendiren CHP’li Öz, bu verilerle imam hatip ortaokullarının yarısından fazlasının bağımsız olarak kurulmadığının ortaya çıktığını belirterek şöyle devam etti: “4+4+4 olarak bilinen yeni eğitim yasasında, ilköğretim kurumlarının ilkokul ve ortaokul olarak bağımsız okullar halinde kurulması esastır. Ancak imkân ve şartlara göre ortaokullar, ilkokullarla veya liselerle birlikte de kurulabilir denilmektedir. Altyapı yetersizliği alenen ortaya çıkmıştır. Kendi çıkardıkları yasaya bile uyamıyorlar.”
144 bin öğretmen ihtiyacımız var
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, bakanlığına bağlı resmi eğitim kurumlarında toplam 664 bin öğretmenin görev yaptığını, 144 bin öğretmene daha ihtiyaç olduğunu açıkladı. Dinçer, MHP Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın soru önergesine yanıtında şu bilgileri verdi:
“24 Ağustos tarihli bakanlığımızın MEBBİS Norm İşlemleri Modülü verilerine göre bakanlığımıza bağlı resmi eğitim kurumlarında toplam 664 bin 173 öğretmen görev yapmaktadır. İlköğretim okullarının ilkokul ve ortaokula dönüştürülmesine paralel olarak bu öğretim kurumlarındaki öğretmen normunu belirleme çalışmaları tamamlanmıştır. Bu çerçevede öğretmen dağılımlarının incelenmesinden, ilkokullarda öğretmen açığının bulunmadığı görülmüştür. Ortaokullarda ise Fen ve Teknoloji, Matematik, Sosyal Bilgiler ve Türkçe branşı dışında ihtiyaç bulunmadığı tespit edilmiştir. 22 Ağustos 2012 tarihli bakanlığımız MEBBİS Norm İşlemleri Modülü verilerine göre bakanlığımıza bağlı resmi eğitim kurumlarında tüm alanlarda toplam 144 bin 272 öğretmen ihtiyacı bulunmaktadır.
2012 Eylül ayı içerisinde alan değişikliği çalışmaları, Ekim-Kasım aylarında da eğitim kurumlarının derslik durumu dikkate alınarak Norm Güncelleme Çalışmaları yapılacaktır. Fazla durumdaki öğretmenlerin il içinde alanında ihtiyaç bulunan okullara atama işlemleri gerçekleştirilecektir.”(hürriyet)
Son Güncelleme: Pazartesi, 24 Eylül 2012 16:44
Gösterim: 2097
Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Emin Zararsız, bazı basın yayın organlarında yeni eğitim döneminde seçilen derslere ilişkin bilgilerle açılan imam hatip okullarının sayılarına ilişkin haberlerin gerçeği yansıtmadığını söyledi.
Hazreti Muhammed'in hayatına ilişkin dersin, en fazla seçilen ders olduğu yönündeki bilginin doğru olmadığını ifade eden Zararsız, geçen hafta cuma günü akşam saatleri itibarıyla seçimlik derslere ilişkin her türlü işlemin tamamlandığını, elektronik sisteme girildiğini ve kesin verilerin ellerinde olduğunu söyledi.
Seçimlik ders sayılarına ilişkin bilgi veren Zararsız, Türkiye genelinde matematik uygulamaları dersini yaklaşık olarak 495 bin, yabancı dil dersini 413 bin, Kuran-ı Kerim dersini 402 bin, Hazreti Muhammed'in hayatıyla ilgili dersi 256 bin, yaşayan diller ve lehçeler dersini ise 21 bin öğrencinin seçtiğini kaydetti.
İmam hatip okulları sayısı
İmam hatip okullarının sayısına ilişkin yapılan haberlerin de gerçeği yansıtmadığını dile getiren Zararsız, ''Şu an itibarıyla bağımsız imam hatip ortaokulu sayımız 700. Bir imam hatip lisesinin bünyesindeki imam hatip ortaokulu sayımız ise 405. İmam hatip lisesi sayımız ise 694'tür. İmam hatip ortaokullarının 1. sınıfına 107 bin, imam hatip liselerinin 1. sınıfına ise 125 bin öğrenci kaydoldu'' diye konuştu.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Emin Zararsız, bazı basın yayın organlarında yeni eğitim döneminde seçilen derslere ilişkin bilgilerle açılan imam hatip okullarının sayılarına ilişkin haberlerin gerçeği yansıtmadığını söyledi.
Hazreti Muhammed'in hayatına ilişkin dersin, en fazla seçilen ders olduğu yönündeki bilginin doğru olmadığını ifade eden Zararsız, geçen hafta cuma günü akşam saatleri itibarıyla seçimlik derslere ilişkin her türlü işlemin tamamlandığını, elektronik sisteme girildiğini ve kesin verilerin ellerinde olduğunu söyledi.
Seçimlik ders sayılarına ilişkin bilgi veren Zararsız, Türkiye genelinde matematik uygulamaları dersini yaklaşık olarak 495 bin, yabancı dil dersini 413 bin, Kuran-ı Kerim dersini 402 bin, Hazreti Muhammed'in hayatıyla ilgili dersi 256 bin, yaşayan diller ve lehçeler dersini ise 21 bin öğrencinin seçtiğini kaydetti.
İmam hatip okulları sayısı
İmam hatip okullarının sayısına ilişkin yapılan haberlerin de gerçeği yansıtmadığını dile getiren Zararsız, ''Şu an itibarıyla bağımsız imam hatip ortaokulu sayımız 700. Bir imam hatip lisesinin bünyesindeki imam hatip ortaokulu sayımız ise 405. İmam hatip lisesi sayımız ise 694'tür. İmam hatip ortaokullarının 1. sınıfına 107 bin, imam hatip liselerinin 1. sınıfına ise 125 bin öğrenci kaydoldu'' diye konuştu.
Son Güncelleme: Salı, 25 Eylül 2012 12:01
Gösterim: 3250
Akademisyen Faik Yüksel İnan, Uluslararası İlişkiler Bölümü öğrencilerine 30 soruluk sınav yaptı. Hoca sorularında da, yanıtlarında da Başbakan Erdoğan'ı hedef aldı
Bilkent Üniversitesi'nde yapılan bir sınav tartışma yarattı. Sabah Gazetesi’nin haberine göre, Uluslararası İlişkiler Bölümü'nde üçüncü sınıflar için zorunlu verilen Uluslararası Organizasyonlar dersinde, akademisyen Faik Yüksel İnan "mini sınav" yaptı. Öğrencilerine 30 soru yönelten İnan, daha sonra cevap anahtarını öğrencilerine maille gönderdi ve yanıtlarını kontrol etmelerini istedi. Mailinde, "Sadece 3 öğrenci 30 sorudan 10 soruyu doğru yanıtladı. Genel kültürünüzü biraz geliştirin" diyen İnan'ın cevap anahtarında kendi düşüncelerini öğrencilerine akademik doğru olarak dayatması tepki topladı. Öğrencilere cevap anahtarını attığı mailinde "Sınavlar bilgilerinizi değerlendirmeyi bazen de size bilgi vermeyi amaçlar. Bu sınav her ikisini de amaçlıyor" diyen İnan'ın soruları ve yanıtlarından bazıları şöyle:
Avrupa'da hangi lider bazı önemli iç meseleleri ya da uluslararası konuları dine ve/veya mezhebe dayandırmaya çalışmaktadır? Uluslararası ilişkiler öğrencileri olarak bu görüşe hak verilebilir mi?
YANIT: Söz konusu lider bizim Başbakanımız Erdoğan'dır. Bu görüşler hiçbir şart altında haklı görülemez. Aynı zamanda insanların düşüncelerini ve görüşlerini hiçe sayar. Basitçe düşük kültürlü insanları suiistimal etme amacı güder.
Türk basınına göre, Başbakan Erdoğan 28 Temmuz 2012'de, Londra'da, 'Şu ana kadar hiçbir Müslüman ülke Olimpiyat Oyunlarını düzenleme şansına erişemedi. Bu sorgulanmalı. Türkiye bunu yapabilir. Çin bile Olimpiyat oyunlarını düzenledi' dedi. Bu diplomatik bir söylem mi ve bu söylem final seçimlerinde Türkiye'nin lehine mi olur?
YANIT: Kimse bunun diplomatik ve kibar bir söylem olduğunu savunamaz. Her şeyi dine ya da mezhebe dayandırmak ayrımcılık yapmaktır ve makul görülemez. Bu final seçimlerinde Türkiye'nin aleyhine rahatlıkla kullanılabilir. Unutmayın, Çin dünyadaki lider ekonomilerden biridir.
Basına göre, Başbakan Erdoğan Gençlik Bakanı Suat Kılıç'a Türkiye cumhuriyetlerden kabiliyetli sporcuları bulması, onlara Türk vatandaşlığı için olanak sağlaması ve bir sonraki olimpiyat oyunlarına Türk takımıyla katılmalarını istemesi için talimat verdi. Bu davranış ahlaki mi? Bu Türk sporuna katkı sunar mı?
YANIT: Hayır. Bu etik dışı bir davranış ve Türk sporuna hiçbir katkısı olmaz. Bunun gibi politikalara sporun bir çok branşında şahit oluyoruz.
Atatürk döneminden, 'modern ve laik eğitim sistemini' kuran üç milli eğitim bakanının ismini yazın.
YANIT: Hasan Ali Yücel, Mustafa Necati, Vasıf Çınar.
Hangi Türk bakanın akademik unvanı "akademik hırsızlık" nedeniyle sorgulanmaktadır?
YANIT: Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer.
Olimpiyat oyunları geçiş töreninde gördüğünüz Türk olimpiyat takımından gurur duydunuz mu?
YANIT: Evet. Gururlu duruşları, modern ve laik kostüm ve elbiseleri ve kızların güzel görünen makyaj ve saç şekilleri nedeniyle...(sabah)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Akademisyen Faik Yüksel İnan, Uluslararası İlişkiler Bölümü öğrencilerine 30 soruluk sınav yaptı. Hoca sorularında da, yanıtlarında da Başbakan Erdoğan'ı hedef aldı
Bilkent Üniversitesi'nde yapılan bir sınav tartışma yarattı. Sabah Gazetesi’nin haberine göre, Uluslararası İlişkiler Bölümü'nde üçüncü sınıflar için zorunlu verilen Uluslararası Organizasyonlar dersinde, akademisyen Faik Yüksel İnan "mini sınav" yaptı. Öğrencilerine 30 soru yönelten İnan, daha sonra cevap anahtarını öğrencilerine maille gönderdi ve yanıtlarını kontrol etmelerini istedi. Mailinde, "Sadece 3 öğrenci 30 sorudan 10 soruyu doğru yanıtladı. Genel kültürünüzü biraz geliştirin" diyen İnan'ın cevap anahtarında kendi düşüncelerini öğrencilerine akademik doğru olarak dayatması tepki topladı. Öğrencilere cevap anahtarını attığı mailinde "Sınavlar bilgilerinizi değerlendirmeyi bazen de size bilgi vermeyi amaçlar. Bu sınav her ikisini de amaçlıyor" diyen İnan'ın soruları ve yanıtlarından bazıları şöyle:
Avrupa'da hangi lider bazı önemli iç meseleleri ya da uluslararası konuları dine ve/veya mezhebe dayandırmaya çalışmaktadır? Uluslararası ilişkiler öğrencileri olarak bu görüşe hak verilebilir mi?
YANIT: Söz konusu lider bizim Başbakanımız Erdoğan'dır. Bu görüşler hiçbir şart altında haklı görülemez. Aynı zamanda insanların düşüncelerini ve görüşlerini hiçe sayar. Basitçe düşük kültürlü insanları suiistimal etme amacı güder.
Türk basınına göre, Başbakan Erdoğan 28 Temmuz 2012'de, Londra'da, 'Şu ana kadar hiçbir Müslüman ülke Olimpiyat Oyunlarını düzenleme şansına erişemedi. Bu sorgulanmalı. Türkiye bunu yapabilir. Çin bile Olimpiyat oyunlarını düzenledi' dedi. Bu diplomatik bir söylem mi ve bu söylem final seçimlerinde Türkiye'nin lehine mi olur?
YANIT: Kimse bunun diplomatik ve kibar bir söylem olduğunu savunamaz. Her şeyi dine ya da mezhebe dayandırmak ayrımcılık yapmaktır ve makul görülemez. Bu final seçimlerinde Türkiye'nin aleyhine rahatlıkla kullanılabilir. Unutmayın, Çin dünyadaki lider ekonomilerden biridir.
Basına göre, Başbakan Erdoğan Gençlik Bakanı Suat Kılıç'a Türkiye cumhuriyetlerden kabiliyetli sporcuları bulması, onlara Türk vatandaşlığı için olanak sağlaması ve bir sonraki olimpiyat oyunlarına Türk takımıyla katılmalarını istemesi için talimat verdi. Bu davranış ahlaki mi? Bu Türk sporuna katkı sunar mı?
YANIT: Hayır. Bu etik dışı bir davranış ve Türk sporuna hiçbir katkısı olmaz. Bunun gibi politikalara sporun bir çok branşında şahit oluyoruz.
Atatürk döneminden, 'modern ve laik eğitim sistemini' kuran üç milli eğitim bakanının ismini yazın.
YANIT: Hasan Ali Yücel, Mustafa Necati, Vasıf Çınar.
Hangi Türk bakanın akademik unvanı "akademik hırsızlık" nedeniyle sorgulanmaktadır?
YANIT: Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer.
Olimpiyat oyunları geçiş töreninde gördüğünüz Türk olimpiyat takımından gurur duydunuz mu?
YANIT: Evet. Gururlu duruşları, modern ve laik kostüm ve elbiseleri ve kızların güzel görünen makyaj ve saç şekilleri nedeniyle...(sabah)
Son Güncelleme: Pazartesi, 24 Eylül 2012 12:48
Gösterim: 2244

